27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30ARALIK1997SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ozden'e TOBAV'dan uğurlama • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Tiyatrolan Opera ve Balesi Çalışanlan Yardımlaşma Vakfi (TOBAV), 31 Aralık'ta yaş nedeniyle emekliye aynlacak olan Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden'e veda yemeği verdi. TOBAV Genel Başkanı Tamer Levent yemekte yaptığı konuşmada, Özden'in sanata ve sanatçıya verdiği ör.emi anlattı. Özden'de "Gönlümüzü asıl aydınlatan sanattır ve sanatçıdır. Duygu ve düşünceler en gûzel sanat ve sanatçıyla yaşaraa geçer" diye konuştu. DSFde görev botaımu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP örgütlerinde kurultay sonrası ortaya çıkan rahatsızlıklar sürerken Rahşan Ecevit yeniden genel başkan yardımcıhğına getinldı. DSP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit, dün yaptığı yazıh açıklamada, partisınin 4. olağan kurultayının ardından toplanan parti meclisinde genel sekreterliğe Zeki Sezer ve saymanlığa da Yaşar Mengi'nin yeniden seçildiklerini bıldirdi. Yapılan açıklamaya göre. genel başkan yardımcılıklanna Rahşan Ecevit'in yanı sıra Konya Milletvekili Turan Bilge ve PM üyesi Tayfiın îçli, genel sekreterlik yardımcılıklanna da eski Istanbul ll Başkanı Necdet Saruhan ve eski Izmir 11 Başkanı Hayri Diri getirildi. MMO'nun kuruluş yıldonumu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TMMOB Makina Mühendisleri Odası'nın (MMO) 43. kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlenen geleneksel gecede, meslekte 40 ve 50. yılını dolduran 191 üyeye -ptaket ve onur belgesi verildi. TMMO Ankara Şube Başkanı Ersu Hızır, gecenin açılışında yaptığı konuşmada. 1997 yılı içinde çağdaş bir anlayışla 3 ulusal kongre düzenlediklerini ve çok sayıda etkinlik gerçekleştirdiklerini söyledi. Hızır, laik, demokrat, çağdaş tûm oda üyelerini, 11 Ocakl997Pazargünü Necatibey Sarar tlkokulu'nda ; gerçekleştirilecek olan MMO Ankara Şube Başkanlığı seçimlerine katılmaya çağırdı. Erdentir iipünlerine zam • ZONGULDAK(AA)- Ereğli Demir Çelik Fabrikalan'nda (ERDEMİR) üretilen ürünlerin fıyatlanna, yanndan geçerli olmak ûzere, yüzde 6 ile yüzde 8 oranlannda zam yapıldı. Erdemir Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, hazır siparişlere ait mal bedelini daha önce ödemiş olan müşterilerin, fıyat artışından etkilenmeyecekleri belirtildı. Son zamla birlikte tenekenin tonu 152 milyon 560 bin liraya, soğuk rulonun tonu 83 milyon 780 bin liraya, levhanın tonu da 79 milyon 900 bin liraya yükseldi. Milli Savunma Bakanı Sezgin, gerilimi tırmandıran DYP bildirisini yorumladı 'Çiüer çılguıbk yaph 9 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Genel Başkanı Tansu ÇİIler'in RP'nin ka- patılmaması gerektıği görüşünü savunduğu ve "muhtıra" olarak nitelendirdiği bildiri Genelkurmay'da ciddiye alınmayarak iade edilirken Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş da "Anayasamıza aykın şekü- de düzenknmiş olması bir yana. tehdit edi- d cümleler de iceren ve yargrya açıkça bas- kı otuşrurmayayönelik bildiriyi kınryorum" dedi. Başbakan Yardımcısı ve Mıllı Savun- ma Bakanı tsmet Sezgin, Çiller'in tavnnı "çdgınlık, beyhade bir çırpınış" olarak de- ğerlendirdi. Çiller'in RP'ye destek içeren başkanlık divanı bildirisini Cumhurbaşkanlığı, Ana- yasa Mahkemesi ve Genelkurmay'a gön- dermesinin ardından ortaya çıkan gerginlik büyüyor. Genelkurmay Basın Halkla Flişki- ler Daıre Başkanlığı, bildiriyi Orgeneral Is- mail Hakkı Karadayı'ya ıletmeye gerek da- hi görmeyerek DYP'ye iade etti. Daire Baş- kanı Kurmay Albay Hüsnü Dağ imzasıyla DYP'ye gönderilen kısa yanıtta. "TSKcid- di bir kurumdur. tlgisi veyetkisi olmayan ko- • Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Savaş: Yargıya açıkça baskı oluşturmaya yönelik bildiriyi kınıyorum. • Erbakan: Bildiriye karşı çıkmak demokrasiye karşı çıkmak demektir. • Ekinci: Kimse öküzün altında buzağı aramasın. nulara ayıracak vakti olmadığı cihetk, gön- derilen faks metni komuta katona sunulma- dan inşikte iade edilmiştir" denildi. Milli Savunma Bakanı Sezgin, dün gazetecilerin sorulannı yanıtlarken Çiller'in "ikide bir kahramaniık gösterilerinde bulunarak as- keri siyasetin içine sokma çabasını yersiz ve yakışıksız bukluğunu" vurguladı ve siya- setin sömürü aracı yapılmamasını istedı. DYP liderinin nedeni bılinmeyen bir kuşku ve telaş içinde olduğunu kaydeden Sezgin şöyle devam etti: "Mutlaka bir çıkış yap- mak istiyor. Partisini içinedüşürdüğü biına- lımdan kurtannak istiyor. Ancak bunaluna düşen bizzat kendisL tste bu çırpınış içinde birtakım çügmca hareketier vapıyor. Adına 'muhtıra' dedikleri bildiri bu ruh halinin ürünüdür." Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş da dün yaptığı yazılı açıklamada, Anayasanın 138. maddesine göre "hiçbir organ, makam, merci ve kişinin yargı yetld- sinin kulknıhnasmda mahkemelere ve yar- gtçlara emir ve talimat veremeyeceğini, ge- nelge gönderemeyeceğim, öoeri ve teUdnde bulunamayacağuu'" vurguladı. Savaş, "Yar- gıda. bu çeşit bUdirilerden yılarak anayasal görevini > apmaktan kaçınacak hiçbir Idşive kurum bulunmamaktadır" dedi. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Okuyan. DYP bildirisinin anayasa ıhlali- nin açık örneği olduğunu savundu. "Ümit ediyorum ki cumhuriyet savcılan Yargıtay Başsavcısı üzerine düşeni yapacakür" di- yen Okuyan, "Demokrasi havariüğine soyu- nan Sayuı Tansu Çiller melek yüzlü bir si- yasi şeytandır" dedi. RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, RP davası Ozden: Karar 1998'e kalabilir ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, DYP'li Sedat Ecüp Bu- cak ile Mehmet Ağar' ın dokunulmazhklanmn kaldınlmasına ilişkin TBMM kararlanna iti- razlanyla ilgili görüş- melerin bugün sonuç- lanması durumunda, RP davasına devam edecek- lerini bildirdı. RP hak- kındaki karann yılbaşın- dan sonraya da kalabile- ceğini kaydeden Özden, "Çahşmalanmız özenle sonuca doğru yaklaşryor. Usul ve esası birlikte gö- türüyoruz" dedi. RP Gene! Başkam Necmet- tin Erbakan da dün MKYK toplantısının açılışında "Hâldmler rahat bırakümabdır. Huzur içerisinde huku- kun gereklerini yerine getirmek üzere rahat ça- hşmalan sağlanılmah- dir" açıklamasını yaptı. Özden, dün yaklaşık 3 saat süren toplantıdan çıkarken yaptığı açıkla- mada, çalışmalann özenle devam ettiğini bildirdi. Özden, "Hrda sonuca doğru gidiyo- ruz" diye konuştu. Öz- den, bundan sonraki sü- rece ilişkin bir soruyu yanıtlarken de her şey tartışıldıktan sonra eğer üyelerden herhangi bir istek gelmezse oylama- ya geçileceğini sözleri- ne ekledi. Anayasa Mahkeme- si'nde görüşmelerin sür- düğü saatlerde Erbakan, partisinin MKYK top- lantısında gelişmeleri değerlendirdi. Özden'in yargıya baskıdan yakın- masına değinen Erba- kan "Anayasa Mahke- mesi Başkanunız bizim biküğimiz; hukuka say- gılı. hangi baskı gelirse geisin hiçbir etki altında kalmadan hukukun ge- rekkrini yerinegetirecek bir ülke evladıdır. Böyle bir baskı var ise bu bas- kının ohnaması laam- du- w dedi. ÇÎZMEDEN YUKARI MUSAKART partisinin MKYK toplantısı öncesinde ko- nuya ilişkin bir soru üzerine bu olayın hem sevindirici, hem de üzüntü verici yanlan ol- duğunu söyledi. Bildirinin "ordunun bir kademesine her nasdsa ulaştığınr belirten Erbakan, bildirinin iade edilmesini farklı bir biçimde yorumladı. Erbakan şunlan söyledi: "Bunun anlamı nedir? Ordumuzun bu temsifcisi demek istiyor ki 'Gelın demokra- siye sahıp olun gibi birtakım sözleri, nasi- hatleri, yapmanıza gerek yok. Bunu gidin başkalanna yapın'. Bunun manası budur. Bü" diğer manası da 'Biz zaten demokrasi- nin teminatıyız. Demokrasıyi tedırgin eden- ler değiliz. Bu sözlere, nasihatlere bizim ihtiyacımız yok'. Bizim soindiğimiz husus budur. Kahraman ordumuzun görev i de- mokrasinin koruyucusu, bekçisi olmakûr. Şündi 'Biz buyuz' dhor. Buna ancak teşek- kür etmek laznndır." Erbakan, bildiriye kar- şı çıkmanın demokrasiye karşı çıkmak ol- duğunu söyledi. DYP'de bildiriyle gerginleşen hava, yu- muşatılmaya çalışılıyor. Çiller' m yann Ku- şadası'ndan dönerek genel merkezde bir toplantı yapa- cağı ögrenıldi. DYP kur- maylan, sabahın erken sa- atlerinde Genelkurmay Başkanlığı 'nın iade ettiği bıldin konusunda nasıl bir tavır izleyeceklerini değer- lendırdiler. DYP Genel Baş- kan Yardımcısı Hasan Ekin- ci, Genelkurmay Başkanlı- ğı'nın bildiri konusunda alınganlık gösterdiğini öne sürdü. Ekinci, "Bir bardak suda firuna koparumak iste- niyor. Biz bu oyuna gefane- yiz" diye konuştu. DYP'nin Başkanlık Divanı bildirisi- nin hiç kimseyi, hiçbir kuru- mu doğrudan hedef almadı- ğını, bu nedenle Genelkur- rray Başkanlığı'na özel ola- rak fakslanmadığını kayde- den Ekinci, "DYP'yiorduy- la karşı karşıya getirmek, öküzün amnda buzağı ara- makür" dedi. ,\na> asa değişikliği Öte yandan Çiller'in ka- patılması gündemde olan RP'nin oylanna göz diktiği ve'destek takıyyesi' içinde olduğu öne sürülüyor. Parti kurmaylanna talimat veren Çiller. parti k^patmayı zoy laştiracak bir anayasa deği-. şikliği hazırlanmasını iste- di. DYP'li Turhan Güven ise yapılan bu hazırlığın RP ile ilgisi bulunmadığını sa- vundu. Güven, "Biz olaya RP olarakbakmıyoruz. Par- tiierin kolayca kapatılma- ması gerektiğini düşünüyo- dedi.ruz Ikinci tur oylama oyalanıyor. Anayasa değişikliğinin kaderi fezlekelere bağlı Dokıımılmazhk sürüncemede AYŞESAYBN ANKARA - Milletvekilı dokunulmazlıklannın sımr- landınlmasına ilişkin anaya- sa değişikliği için umutlar, TBMM Anayasa-Adalet Karma Komisyonu'na bağ- Çetin 2. oyiamadan ümitiL DüZYAZI/ ORHAN BİRGtT landı. Karma komisyonun bekleyen 156 fezlekeyi kara- ra bağlaması durumunda, hakkında fezleke düzenle- nen çok sayıda milletvekili- nin "rahatlayarak'', doku- nulmazlıklann sınırlandınl- masına ilişkin anayasa deği- şikliğine destek verebilece- ğinedıkkatçekıldi. "Redde- dilir" korkusuyla ikinci oy- lama belirsiz bir tarihe erte- lenirken TBMM Başkanı Hikmet Çetin, ikinci oyla- manın başanlı olacağına inandığını söyledi. ANAP'lı TBMM Başkanvekili Hasan Korkmazcan da çok sayıda milletvekilinin haklanndaki fezlekeler nedeniyle degı- şiklik önerisine karşı çıkabı- leceğini belirterek "Karma komisyonun dosyalan, ana- \usa değişikliğinden önceso- nuçlandınlırsa. miUetvekil- ierinin kendileriyle ilgili en- dişeieri de kalmavacaktır*' dedi. Anayasanın milletvekili dokunulmazlığını düzenle- yen 83. maddesının değişti- rilmesine ilişkin yasa öneri- sinin ilk tur oylamasımn üzerinden yaklaşık 1.5 ay geçmesine ve milletvekille- rinin "çeldndiği'' bazı hü- kümlerin değıştırilmesinde uzlaşmaya vanlmasına kar- şın; 2. tur oylama "oyala- ma"sı devam ediyor. Ana- yasa değişikliğine "resmi" söylemlerinde destek açık- laması yapan RP dışındaki siyasi partiler, "reddedUme- sindense, gecikmesi iyidir" diyerek "en uygun zaman- da" 2. tur oylamanın yapıl- ması görüşünü savunuyor- lar. Kulislerde, yeni yıllabir- likte "seçim"tartışmalannın başlayacağı, bu nedenle do- kunulmazlıklann gündem- den düşeceği dile getiriliyor. TBMM Başkanı Çetin, TRT l'de yayımlanan gazeteci- yazar Kurtul Ahuğ'un ha- zırlayıp sunduğu "Politika- nın Nabzı" programmda yaptığı konuşmada, parla- mentonun daha etkin ve ve- rimli çalışması için siyasi parti çekişmelerine alet edıl- memesi gereken konulardan bırinin de dokunulmazhk ol- duğunu söyledi. Çetin, do- kunulmazlıklann sınırlandı- nlması konusunda Meclis'te yapılacak ikinci oylamanın başanlı olacağına inandığını söyledi. TBMM Başkanvekili Korkmazcan, karma komis- yonun fezlekelerle ilgili tu- tumunun, anayasa değişikli- ğinin seyrini de etkileyebile- yebileceğine dikkat çekti. Hakkında fezleke bulunan bazı milletvekillerinin, *ld- ştsd" kaygılan nedeniyle, anayasa değişikliğine destek vermeyebileceğine dikkat çeken Korkmazcan, "Ama karma komisyon, bütün fez- lekeierisonuçlandınrsa. mil- letvekili rahadar ve değişik- lige, kendisi) le ilgili kaygısı kalmadığı için destek verebi- Br" diye konuştu. Kulisler- de, 83. maddenin, referan- dum olasılığmı ortadan kal- dıracak oyla genel kurulda kabulünün zorluğuna dikkat çekilerek "Tek madde için referanduma gitmek ekono- mik olmayacak. Gündemde bekle\en anayasa değişikliği- nin açıkoyla yapılmasına iliş- kin yasa önerisi de oylanır. Bu arada karma komisyon bekk\en fezlekeleri karara bağlar. 83. madde bu süreç- ten sonra ancakgündemege- lebifir" değerlendirmesi ya- pıldı. Cumhurbaşkanı Demirel, hafta sonunda yaptığı basın toplantısı ile geride bırakmak- ta olduğumuz 1997'nin önemli olaylan ile ilgili görüş- lerini açıkladı. Toplantıyı izleyen gazeteci- lerin büyükçoğunlugu, Cum- hurbaşkanı'nın, ülkenin he- men bütün sorunlan için dü- şündüklerini söylediğini belir- tiyoriar. Demirel, neredeyse ">A"dan "Z"ye kadar, kendi görevinin kapsamına girsin girmesin birçok konuyu irde- lemiş. Kimi gazeteciler, ana- yasal açıdan soaımluluğu sı- nırtı bulunan Cumhurbaşka- nı'nın bu kadar geniş ve tefer- ruatlı konuları ele almasının gereksiz olduğunu ileri sürer- ken kamuoyunun dikkatlerini, Demirel'in, "Türkiye'nin bu- günkü öncelikli meselesi de- mokratik istikrar arayışıdır" sözleri üzerinde topluyorlar. Doğrudur. Ama Türkiye ni- DemirePin Bilançosuna Girmeyen Ne? çin öncelikle demokratik bir istikrar arayışında bir kavşa- ğageldi? Bu sorunun yanıtını elli ikin- ci hükümet ile başlayan dö- nemde aramak gerekiyor: Türkiye, Çiller'in başba- kanlığı ile "şaibeli bir yöne- tim"\n söylentilerinin, Erba- kan'ın başbakanlığından sonra da laiklik ilkesinin çiğ- nenmesi konulanylayüzyüze gelmiş; her iki dönem de bu- gün apaçık görülüyor ki, ülke- nin demokratik istikrar arayı- şı içine ginmesine neden ola- cak tartışmaları başlattı. Özellikle 1997 yılı, "RE- FAHYOL" iktidannda her iki konuyu at başı götüren so- runlan su yüzüne çıkarttı. Bu sorunlardan birisi devletin çağdaşlığını ortadan kaldır- mak amacı ile laiklik ilkesi ile oynamaksa; öbürü de Türki- ye'de mafyaya sırt veren bir düzenin adeta olağan hale getirilmesi değil midir? Ama anlaşılıyor ki, Demirel bu konulardan özellikle ikinci- si ile özel olarak uğraşması gerektiğini düşünmemekte- dir. Bu nedenle de kendisine bağlı "Devlet Denetleme Ku- rulu "na yolsuzluklar üzerinde özel bir çalışma görevi ver- memiştir. Peki, 1982 Anayasası'nın 108. maddesinin cumhur- başkanına bağlı olarak kurul- masını öngördüğü "Devlet Denetleme Kunılu ", 1997 yı- lı içerisinde ne ile uğraşmış- tır? Çoğu kimse, bu kurulun devletin zirvesinde her türiü müdahalelerden uzak olarak, Cumhurbaşkanı'nın kulağına gelen söylentilerin ve burnu- na gelen pis kokulann kayna- ğına inecek bir güç olduğu düşüncesindeydi. Ama anla- şılan Demirel böyle düşün- mediğini, sadece "Susuriuk" olayı gibi, dönemin başbaka- nının "fasa fiso" nitelemesi yaptığı bir zamanda bile D- DK'yi devre dışında bırakma- ya özen göstererek ortaya koyuyor. Bununladayetinmi- yor Cumhurbaşkanı... Bu anayasal kurulun üyelerinin önüne önemli olduğu kadar da kapsamlı bir sorunun çö- zümü görevini yığmış oluyor. Ama, bu görevi ve bu kurulun bir yıl içerisinde yaptıklarını da önceki günkü basın top- lantısında açıklamak istemi- yor... Cumhurbaşkanı'nın güve- nini kazanmış meslektaşlan- mızdan Yavuz Donat'ın "Vrt- rin"inden öğreniyoruz ki, ku- rula bütün bir yıllık çalışmala- nnı dolduracak bir "evödevi" verilmiştir. Kuruî demokratik istikrann oluşması için devlette nasıl bir reform yapılması gerekti- ğini araştırmıştır. Ulaşılan sonuç, iki nüsha dosyada toplanmış ve birisi Cumhurbaşkanı'nın, diğeri kurul başkanının özel kasala- nnda kilitlenmiştir. Yavuz Do- nat, yazısında, Çankaya'nın bu dosyalardaki bilgilerin 1998 Mart ayında açıklanma- sını düşündüğünü de söylü- yor, ama kendisi "mutemet gazeteci" olarak ya başkanın elinden ya da kurul üyelerin- den "sızdınlmış" bilgilerin en önemlilerini şimdiden tartış- maya açmış oluyor. DDK, dı- şandan da uzmanlann bilgisi- ne başvurmuş, sonunda Tür- kiye'deki seçim sisteminde zaman dilimi olarak dört yılı saptamıştır. Bu dört yıl biti- minde de Cumhurbaşkanlığı, Meclis ve yerel yönetim se- çimlerinin aynı gün yapılma- sını ülkenin kurtuluşu için zo- runlu gömnüş. Yani Demirel'in DDK'si Su- surluk'muş, mafyaymış, bir eski başbakanın şaibe iddi- alanyla onlan bir yana bırakı- yor ve cumhurbaşkanının halk tarafından doğrudan doğruya seçilmesini en acil sorunlann başında görüyor. Ama bunun, başkanlık siste- mi getirmek olmadığını da ek- lemeyi özellikle ihmal etmi- yor! Açıklamaya gerek mi var? Yurttaşlan, Demirel'in, "Kendim için bir şey istiyor- sam namerdim" sözünü unutmuş değiller ya! POUTtKA GÜNLÜĞÜ HtKMET ÇETtNKAYA v Şamar Oğlanı' DYP lideri Tansu Çiller'in bildirisi, "Silahlı Kuv- vetler ciddi bir kurumdur" diye okunmadan geri çevriliyor... Şimdi DYP ne yapacak? Genelkurmay Halkla llişkiler Daire Başkanı Kur- may Albay Hüsnü Oağ, DYP Genel Başkanlığı'na iade ettiği faks metnine bir not iliştirmiş: "Türk Silahlı Kuvvetleh ciddi bir kurumdur. İlgi- si ve yetkisi oimayan konulara ayıracağı vakti ol- madiğı cihetle, gönderilen faks metni komuta ka- tına sunulmadan ilişikte iade edilmiştir. Rica ederim." DYP lideri Tansu Çiller olayı öğrenir öğrenmez yüz hatlan geriliyor, kurmaylanyla "durum değer- lendirmesi"nöe bulunuyor, DYP üst yönetimin- den bazı kişiler "Bu bildiri zaten yanlıştı" diyor. DYP Grup Başkanvekili Turhan Güven, dün sa- bah hemen bir açıklama yapıyor: "Partimizin Başkanlık Divanı bildirisini 'bir muh- tıra gibi' kabul etmek son derece yanlıştır..." DYP'li Güven, askerierin Tansu Çiller'i "muha- tap almaması "na nedense hiç değinmiyor... Gazeteciler Turhan Güven'e soruyor: "Askerier DYP bildirisini tasnif dışı görüp iade ettiler, siz ne diyorsunuz?" DYP'li Güven: "Bu bildiri herhangi bir kuruma karşı gönderil- miş olmadığı için 'Bana geldi, gelmedi' keyfiyeti şeklinde değerlendirilemez. Çünkü bu 65 milyon Türk halkına yöneliktir..." DYP, RP'nin kapatılması olasılığmı iyi değerlen- diriyor doğrusu. Çiller'in hesabı RP oylarını DYP torbasına doldurmak... Evdeki hesap çarşıya uyacak mı? Orasını zaman gösterecek... Ama görülen o ki Çiller'in Türk Silahlı Kuvvetle- ri ile ilişkisi tümüyle kesiliyor. ••• Başta DYP olmak üzere şeriatçı medya yargı- ya baskı kurmak için çaba harcamıyor mu? Harcıyor!.. Anayasanın 138. maddesi "Hiçbir organ, ma- kam, merci ve kişi, yargı yetkisinin kullanılmasın- da yargıya veyargıçlara emir, talimat veremez, ge- nelge gönderemez, tavsiye ve telkinde buiuna- maz" hükmünü öngörmüştür... Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş da dün yaptı- ğı açıklamada şöyle diyordu: "Yargıya açıkça baskı kurmaya yönelik bildiriyi kınıyorum..." _ Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden de dört gün önce DYP lideri Çiller'e sert bir yanıt vermiş, ardından eklemişti: "Biz işimize bakıyoruz..." 1997 yılının bitmesine iki gün kalaTürkiye'de as- kerlere yönelik saldırılar ilginç bir ivme kazanıyor... Daha birkaç gün önce bir tarikat şeyhinin baş- kanlığını yaptığı vakfın "uzlaşma ödülleri" töre- ninde açık seçik "asker düşmanlığt" yapanlar, ar- dından "Asker düşmanlığı yapmıyorum" deme- ye başladılar... Kendilerini laik demokrat" gibi gösteren, an- cak Türkiye'yi ortaçağın karanlığına götürmek is- teyenlerle (yeni mandacılar, şeriatçılar) işbirliği ya- pıyorlar... Burada amaç şudur: "Orduyu siyasetin içine çekmek ve yıprat- mak..." Askerier bu oyuna gelmiyorlar... O zaman ne oluyor: DYP bildiri yayımlıyor, bildiriyi Genelkurmay Başkanlığı'na faksla geçiyor... Genelkurmay da yanıt veriyor: "Sizi ciddiye almıyoruz, bildiriyi komuta katına çıkarmadan iade ediyoruz..." • • • Yeni mandacılar, şeriatçılar ve DYP'nin iki he- defi var: "1- Anayasa Mahkemesi. 2- Genelkurmay Baş- kanlığı..." Başta belirttiğimiz gibi ilk yanrtı Anayasa Mah- kemesi Başkanı Yekta Güngör Özden verdi: "Bize bu konuda söz söyleyecek kimse varsa bunlann sonunda Tansu Çiller gelir..." İkinci yanıt ise Kurmay Albay Hüsnü Dağ'dan geldi: "Türk Silahlı Kuvvetleri ciddi bir kurumdur..." Yeni mandacılar, şeriatçılar ve DYP, iki kurumu karşılanna alıyoriar, onlardan kurtulunca "demok- rasi"y\ işler hale getireceklerini sanıyoriar... Bu ülkede başbakanlık yapmış olan Tansu Ha- nım'ın ayakları neden yere basmıyor? Bir parti lideri günümüz Türkiyesi'nde "şamar oğlam"r\a dönüyor, ama nedense akıllanmıyor... Böyle bir hırs insanı nereye götürür? E. Posta: Hikmet.Cetinkaya (a raksnet.com Faks numaramız: 0212/513 90 98 Topal'dan Çiller'e 1 trilyon iddiası Savaş: Bant ve notları savcıîığa gönderdim ANKARA (AA)-Baş- bakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş, ANAP Manisa Milletve- kili Tevfik Diker'in, To- pal cinayetiyle ilgili ola- rak kendisine bir bant gönderdiğini bildirdi. Sa- vaş, Topal'm, Çflfcrler'e 1 trilyon lira ödediğine ilişkin iddialann bulun- duğu bant ve notlann, Sa- nyer Cumhuriyet Savcılı- ğı'na gönderildiğini söy- ledi. Kutlu Savaş, Ömer Lütfö Topal'ın öldüriil- mesi konusunda ANAP Manisa Milletvekili Di- ker'in kendisine bir bant gönderdiğini, bantta Hül- ya Ağaç adlı tanığın, To- pal'ın Çillerler'e 1 trilyon lira ödediği iddialannın bulunduğunu bildirdi. Söz konusu iddialann Topal cinayetiyle ilgili ol- ması nedeniyle değerlen- dirmeye alınmadığını kaydeden Savaş, bant ve notlan. Topal cinayetinin görüldüğü mahkemenin bağlı olduğu Sanyer Cumhuriyet Savcılığı'na gönderdiğini söyledi. Bantta ve notlarda, To- pal cinayetiyle ilgili iddi- alarbulunduğunu, bunla- nn kendisinin üzerinde çalıştığı Susuriuk rapo- ruyla ve konuyla ilgisi ol- madığını kaydeden Sa- vaş, mahkemenin söz ko- nusu bant ve notlan de- ğerlendirecegini belirtti. Kutlu Savaş, Susuriuk konusundaki çahşmalan- na ilişkin raporun yazı- mına başlandığını da bil- dirdi. ANAP Manisa Millet- vekili Tevfık Diker, ön- ceki gün yaptığı açıkla- mada, Hülya Ağaç adlı tanığa dayanarak, Ömer Lütfü Topal'm, Çiller- ler'e Kemer'deki pansi- yonun yapımı için 1 tril- yon lira verildiğini öne sürmüştü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle