28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 ARALIK 1997 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 15 Zonguldak Y 14 Antalya Y 14 Kars Marmara'nın batısı ve kı- yı Ege dışında tûm yurt- ta yağış beklenıyor. Ya- ğışlar yağmur, Iç Ege, Iç Anadofcj'nunkuzeyı, Ka- Helsinkı radenız'in ıç kesımlen ile StOckholm K -2 K -5 Doğu Anadolu'nun ku- . . zey ve doğusunda karta L o n a r a K 1 Y 12 kanşık yağmur ve kar Amsterdam şeklınde olacak. Hava Brüksel sıcaklığı bıraz azalacak. Ruzgâr güney ve batı yonlerden hafif ara ara orta kuvvette esecek. Münih Y Y PB 5 Milano Benin Budapeşte Madrid Viyana Befgrad Sofya Roma Atina Y PB Y PB PB PB Y PB 6 6 10 5 5 3 14 12 PB 15 ASYA Moskova K Aşkabat Akmola Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire PB PB PB PB PB PB Y 10 -8 2 8 6 10 20 Şam 10 Parçalı bulutlu Sıs!ı Buıuılu k Çok buluttu > Yağmurtu Kartı Sdukar > Gok gurultulü G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada açık: "Onlar muhtıra görmemişler" diyor. Lideri de çevresi de başka şeyler görmeye me- raklı olduğundan muhtıra nedir ne değildir pek uğ- raşmıyortar. Örneğin düşlerinde sürekli iktidara gel- diklerini, bakanlık koltuğunaoturduklarını görüyor garipler. NeylersinizkiDYP'nin muhtıra dediği bildiriyisa- dece, amasadeceTakkeli Erbakan beğendi, kırt- sadı, teşekküretti. Oysa, hemen hemen bütün devlet kurumları olumsuz tepkilerini sergilediler, sergiliyoriar. Takkeli'nin bildiriyi bahane ederek Şaibe Ha- nım'ı bir kez daha kucaklamasındaki neden apa- çık ortada. Şaibe Hanım'ın da RP'yi Anayasa Mah- kemesi önünde savunmasındaki amacın içeriğini tarife hacet yok. Bütün çizgileriyle besbelli. Kısacası, bir kez daha tencere yuvarlanıyor ve kapağını buluyor. "Anlatmak istediğini bilmeyen kımileri, eline tu- tuşturulan metni okuyarak bir şeyler söylediğini" sanıyor. Bu tür davranışlar, Anayasa Mahkemesi Başkanı Özden'i gider ayak Şaibe Hanım'a sert bir çıkış yapmak zorunda bırakıyor. 26 Aralık akşamı, Köşk'teki yılbaşı resmi kabu- lünde, Yekta Güngör Özden le Şaibe Hanım ara- sında geçen bir konuşma sert içerikli ama, bir ders niteliğinde. Nahit Menteşe, Şaibe'yi görüştürmek için Öz- den'in yanına getiriyor ve Anayasa Mahkemesi Başkanı "Bildiriniz ne oluyor? Yargıya saygıyla bağdaşır mı" diyor. Şaibe Hanım hızlı mı hızlı, bil- sin bilmesin her konuda hazır cevap: "Biz bağım- sız yargı istıyoruz" diye yanıt verince Özden sert çıkıyor: "Siz bağımsızlığın ne olduğunu bilmiyorsunuz, yargının da. Sizeyargıyı öğretmek lazım. Size bek- lediğiniz yanıtı veririm, kötü olursunuz." Daha ne söylesin? Şaibe Hanım, Özden'in söy- lediklerini sindiriyor, yüzünde "malum maske"; o- tuz iki diş ortada uzaklaşıyor. Bu olay, Yekta Güngör Ozden'ın Şaibe Hanım'a hem hukuk dersi verdiğı hem de haddini bildirdiği ne ilk ne de son olay. Yanıt alacak ama Şimdi "Şaibeli-Takkeli cephesine" bakalım: Bir yanda Takkeli Erbakan, paçayı kurtarabilmek için Ortodoksundan Katoliğine kadar her dinden, ya- zanndan, siyasetçisinden yardım dileniyor. Suçlulann telaşı içinde bağırıp çağırıyor: RP ka- patılamaz! Öteyandan "yardımamuhtaç"Şaibe Hantm, ik- tidar^rz kalrfıış; kin've'iniikam düygûfarryiaufaör 1 -• ta her kuruma, kuruluşa saldırıyor. > vifi1 ' • Öyle ki Takkeli Erbakan, "RPiçin açılan davanın Türkiye için yüz karası" olduğunu söyleyecek ka- dar cüretkâr ve saldırgan. 21. yüzyılın eşiğinde, asıl yüz karasının kim ve hangı parti olduğunu her gün yüzüne söyleseniz, yağmur duası sanıp "Ya- rabbi şükür" diyecek kadar kendinden geçmiş. Yasamımızın temel ilkesi olan laikliğin bu halle- re düşürüldüğü bir ortamda, Türkiye'de demokra- tik rejim adeta Sırat Köprüsü'nden geçiyor. En büyük tehlike, Takkeli ile Şaibe rttifakının Tür- kiye siyasal yaşamına yapacakları olası etkilerden kaynaklanıyor. Bütün hatalarına, hatta kuruluşundaki kimi yad- sınması olası olaylara karşın, üç parçalı 55. hükü- meti sineye çekiyor Türk toplumu. Şaibeli-Takkeli ittifakı bir kez daha iktidar olma- sın, o karanlık günlerin kapısı açılmasın dıye. işte bu ortamda, "Yakışıklı" Deniz Baykal'ın; laf üreterek zeytinyağı olup su üzerine çıkmaktan ar- tık vazgeçmesi bekleniyor. Ama ağam nerede, biz nerede? Son açıklamalanndan anlaşılıyor ki Mesut Yıl- maz hükümetinin düşürülmesine gün sayıyor. Tıp- kı RP gibi, tıpkı Şaibe gibi. O kadar ki sonra ne ola- bileceği sorusuna. "makul bir hükümetle seçime gidileceği" mesajlarını veriyor. Sanıyor ki -tıpkı Takkeli gibi- oy çoğunluğu ce- binde. Durmadan ve de saatler boyu konuşuyor Bay- kal. Fakat oy dengelerini etkileyecek öteki partiler henüz CHP ve politikaları üzerinde konuşmaya başlamadı. Ecevit, hükümet ayakta kalsın diye Baykal'ın ki- mi sözlerini sineye çekiyor. Günü geldiğinde o ya- şına karşın konuşmaya başlayınca neler olacak, neler... Bekleyelim. Serkan Eroğhı'nun • Baştarafı 1. Sayfada cesedinin bulunmasından 24 saat önce ölmüş olduğu sap- tandı. Olavın ardından so- nışturma başlamk. Babası ik annesini çağırdık. Şu ana kadar gelmediler. Baba ve aonenin ifadelerini aldıktan sonra, çocuğun asılması ve- ya intihar etmesi olayında bir başkasının yardımı \ar mı. yoksa nasıl kendini asü, bunu araşüracağız. Gelecek tûm bilgileri değerlendirece- ğiz. Eroğhı'nun polis tarafin- dan kaçınldığınL kendisine ajanlık teklifinde bulunul- duğunu veöiümle tehditedil- diğini içeren kküalan, bu ko- nuvla ilgili I/mir Cumhuri- yet Savcüığı'na yapnğı suç duyurusunu da basından öğrendim. Tabii bu iddiaian da incdeyeceğiz. Şu anda o- lay bir intihar olayıduf Serkan Eroğlu'nun, oku- lun tuvaletinde asılı bulun- duğundan 24 saat önce öldü- ğünün ortaya çıkması, kuş- kulu ölümle ilgili pek çok soruyu gündeme getirdi. Bomova Cumhuriyet Savcı- sı lskender Kutluer'in vürût- tüğü soruşturmada aşafıda- ki sorulara yanıt aranıyor: 9 Eroğlu'nu sûrekli izle- yen, kaçıran, tehdit eden, ajanlık tekJif eden sivil po- lısler kimlerdi? # Eroğlu'nun ölmeden önce IzmirCumhuriyet Sav- cılığı'na yaptığı suç duyu- rusu Emniyet Müdürlü- ğü'nde neden savsakJandı? 0 Salı sabahmdan sonra kendisinden haber alınama- yan Eroğlu. çarşamba akşa- mı ölü bulunana dek nere- deydi? # Eroğlu ölü bulunduğu yerde intihar ettiyse 24 saat boyunca cesedi kimse gör- medi mi? # Eroğlu'nun asılı bu- lunduğu yerin intihara uy- gun olup olmadığı araştınl- dımı? # Ali Serkan Eroğlu'nun cesedi, başka bir yerden ge- tirilip okulun tuvaletine asıl- mış olabilir mi? # Izmir Emniyet Müdür- lüğü. Jletişim Fakültesi'nde görevlendirdiği sivil polis- lerle ilgili bir soruşturma başlattı mı? TEKEL'de özeHeştirme yalanları ANKARA (CumhuriyetBürosu) -Tek Gıda-lş Genel Başkanı Orhan Balta, TEKEL'in özelleştirilmesine zemin hazırlanmak üzere yapılan açıklamalan rakamlarla çürüttû. Tütûn Eksperleri Demeği Yönetim Kurulu, ulusal çıkarlar açısından TEKEL'le ilgili karardan vazgeçil- mesini isterken, "Amerikan har- manlı sigaraiann Türk tüfününü Türk sigara pazanndan kovacagı" tehlikesine dikkat çekti. Tek Gıda-lş Başkanı Orhan Bal- ta, TEKEL'in satışına karşı Türk- Iş'le birlikte dava açma hazırlıkla- n sürdürdûklerini belirtirken, "kûl- liyen yalan" olarak nitelendirdiği TEKEL'in özelleştirilmesine dö- nük açıklamalara şu yanıtlan ver- dı: TEKELün, modernizasyon için yaürun yapacak gücü yok: 1997 yılı satış hasılatı 397 trilyon lira olan, kamuya 161 trilyon lira kay- nak aktaran, 15 trilyon lira kâr ede- ceği düşünülen TEKEL'in yatınm gücü yoktur demek mümkün de- ğildir. Gümrük bûüği (CB) ik TEKEL rekabet edemeyecek: Avrupa Bir- liği ülkeleri tütün ithal etmektedir- ler ve perakende satış flyatlan 1- 1.5 dolann altına düşmemektedir. TEKEL'in GB'yle rekabet şansı, yalnızca yüzde 100 yerli tütünle üretilen markalarda olabilir. Yani Samsun, Maltepe. Asıl hedef bu markalan piyasadan silmektir. Şimdi hükümet, kalkmış bu marka- nın üretim hakkını sanki kuzuyu kurda emanet eder gibi, rakibi olan bir firmaya veriyor. EkJdlerimizbu gefişmeierden et- kfleıuneyecek: Doğu ve Güneydo- ğu Bölgesi'ndeki yoğun işsizlik ve gelir dağılımı bozukluğu ortamın- da tütüncülük, ciddi bir gelir kay- nağıdır. •Desteklemealımlannade- \-am edeceğiz' diyorlar. IMF dayat- malan ile destekleme alımlannı sı- nırlama baskısı altında bulunan Hazine, TEKEL olmaksızın hangi parayla bu alımlan yapacak. TEKEL Akhisar Fabrikası için çokiyi koşullarla anlaşmayapü: Bir yılda şu andaki fıyatlarla 89 trilyon lira satış hasılatı sağlayan Samsun markası, 100 milyon dolar bedelle 49 yıllığına kiralanıyor. TEKEL'in, fabrika çıkış fîyatı üzerinden alaca- ğı yüzde 6.5 oranındaki isim hak- kı, üretimin dûşürülmesiyle hiçbir anlam ifade etmeyecek. Kâr oranı için esas alınan perakende satış fı- yatına bakıldığında da oran, çıkış fıyatınin yüzde 6.5'inden 738 lira daha fazla getiri olduğunu gösteri- yor. Düşük tutulan perakende satı- şa zam yapıldıgmda da bu fark bü- yüyecektir. TEKEL, piyasaya 1 milyon 336 bin liradan satabilece- ği işlenmiş yaprak tütününü, ortak olduğu firmaya 369 bin liraya ver- mektedir. Kârlı anlaşma bu mudur? Pazaruklar gizli değildir: Neden ihale açılmadı, tekJif alınarak pa- zarlık yapıldı? Değer nasıl tespit edildi? ÖzeHeştirme Kanunu'na göre TEKEL'in varlıklannın satışı özel bir kanun gerektirmektedir. Serbest rekabet ortamı ohışacak- or: Tüm dünya pazannı 3-5 çoku- luslu fırma elinde tutmaktadır. Tür- kiye'de dahi TEKEL in dışındaki pazar 2 çokuluslu fırmaca paylaşıl- mış durumdadır. Kamu girişiminin tekelinı kaldınrken, pıyasa özel sektör tekeline terk edilmektedir. Mehmet Nuri Yılmaz 'Kutlamalar oruca engeldeğiV ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Diyanet tşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz. yılbaşı dolayısıyla yapıiacak harcamalarda lükse kaçılmaması gerektiğini belrrterek. "Omrümüzden bir yıl daha gitti. Oturup bunun muhasebesini yapmak lazım. Bazılan, bir aylık kazancmı bir gecede bitiriyor. İsraftan sakınmak lazım. Yılbaşı, kötü alışkanlıklann işleneceği bir gün olmamair dedi. Yılbaşı kutlamalannın oruç tutmaya engel olmayacafını vurgulayan Yıhnaz, "tçki tüm dinlerde yiöakör. Ancak i^KKçen Idşi, tıana ne yapması g^ekâğini sorarsa, 'Orucunu tut' derim'' diye könuştu. Ramazan ayı bu gece başlıyor. Bu gece sahura kalkacak olanlar, yann 1997'yi uğurlamanın telaşını da yaşayacaklar. Türkiye Diyanet Vakfı'nda dün bir basın açıklaması düzenJeyen Mehmet Nuri Yılmaz, ramazan ayıyla ilgili gerekli düzenlemelerin yapıldığını söyledi. Yurtiçinde tüm camilerde vatandaşlara vaaz verilmeye çalışılacağun kaydeden Yılmaz, düzenlenecek konferans, panel ile sempozyumlarda çeşitli dini ve milli konulann işleneceğini vurguladı. Yeterli sayıda görevlinin olmaması nedeniyle sıkıntılarla karşılaşıldığını bildiren Yılmaz, bu sıkıntılann aşılması amacıyla geçici olarak görevlendirilen personelin, ramazan ayı süresince görev yapacağmı söyledi. Bu yıl, vatandaşlann 300 bin ile 2 milyon arasmda fitre vereceklerini belirten Yılmaz, "Önemli olan voksuUann bir günlük yemeğinin temin edilmesidir" dedi. ŞOraV J ~»aWllklan «4#»Vİîldİrdİ Cerr «N»aşa Ç«=«k Sa^ığıve Hastahklan Anabi- .. Oray, ytîtUKiari ^ e v m O i r a i iinıDahBöJümü,yeni>ılaTürksinem asııunt«nııı-n mış sanatçısı Türkan Şoray'la girdi Böiiim Başkanı Profesör Özdemir İlter'lc birükte çocuklara hedJ- yeter dağıtan Şoray, onlarla birlikte şarkılar söyleyerek o> un oynadı. Tam bir şenlik ha\asında geçen ye- ni yıl partisinde bir konuşma yapan Prof. İlter, günde 200 çocuğa muaycne olanağı sağlayan kliniği ye- niden yapılandırmak için yurttaşlann yardımlannı bekledikkrini sö\1edi. "İJzülerek belirtiriz ki ülke- miz hâlâ çocuklann kötü koşullar altında yaşadığı ülkeier arasında yer almaktadır" diye konuşan llter, herkesin çocuklar için yapabileceği bir şcyîer olduğuna inandığım befirtti. (Fotoğraf: KADER TUCLA) A n k a r a B ü y ü k ş e h i r B e l e d i y e s i 'Heykel' tazminatı ödeyecek ANKARA (AA) - Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesi, hey- keltıraş MehmetAksoy'un, u Gök- kuşağmın Altında" ve "Nergjs" adlı eserlerinin son hak edişlerinin ödenmediği ve heykellerin yerfe- rine konulmadığı gerekçesiyle aç- tığı 3 milyar 278 milyon liralık maddi ve manevi tazminat dava- sında, Ankara Büyükşehir Bele- diyesi'nitoplam l milyar 830 mil- yon lira tazminat ödemeye mah- kûmetti. Davanın dün görülen karar du- ruşmasmda, söz alan davacı avu- katı Ünsal Piroğra, dava dilekçesi- ni tekrarlayarak, ta2minata hük- medilmesini isterken, davalı avu- katı ise savunmalannı tekrar ede- rek, "Bizc göre bilirkişi raporlan hüküm kurmaya yeterli değü. OzeUikfc "Gökkuşağınm Altında' isimli eserle ilgili müvekkilime yüklenecek bir kusur yoktur. Da- vanın reddine karar verilsin" de- di. Mahkeme hâkimi, uygulanacak yasal faizi ile birlikte l milyar 830 milyon lira tazminat ve mermer heykel parçalannın davalı Anka- ra Büyükşehır Belediye Başkanlı- ğı'ndan alınarak, davacı Mehmet Aksoy'a verilmesinin kararlaştı- nldığını açıkJadı. Öte yandan, An- kara 6. Asliye Hukuk Mahkeme- si, yine heykeltıraş Mehmet Ak- soy'un Altınpark'ta bulunan "Pe- riler Llkesinde" isimli eserini, "Bovle sanatm içine tüküreyim, ahlaksıziığin adını sanat kovmuş- lar" dıyerek, parçalatmak suretiy- le kaldırttığ] ve sanatçmın kişilik haklanna hakaret ettiği gerekçe- siyle, Ankara Büyükşehir Beledi- ye Başkanı Melih Gökçek ile Be- lediye Başkanlığı'nın tüzelkişili- ğini 250'şer milyon lira tazminat ödemeye mahkûm etmişti. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Bugüne dek özelleştirmeden elde edilen gelir 4.2 milyar dolar dolayında. ÖzeHeştirme için yapılan harcama da 3.9 milyar dolan biraz geçiyor. Yani biz, üste para vererek kamunun elindeki değerleri satı- yoruz. Son ömek TEKEL. TEKEL'in Türkiye'nin değil, uluslararası şirketle- rin TEKEL'i olması için ilk adım atıldı. Akhisar Siga- ra Fabrikası ile Samsun ve Yeni Harman sigaralan- nın isim hakkı 49 yıllığına British American Tobac- co (BAT) ile TEKEL'in kuracağı ortak şirkete devre- dilecek. Şirketin de yüzde 51 'i BAT'a verilecek. Ak- hisar Sigara Fabrikası da yüzde 51 'i yabancı şirket- lerce yönetilecek bir ortaklığa devredildi. TEKEL'i tanıyalım. 1941 yılındakuruldu. 87 tütün işletmesi, 20alkol- lü içki fabrikası, 8 sigara, 1 kibrit fabrikası var. 11 tuz işletmesine sahip. 35 bin sürekli, 8 bin geçici, 6 bin sözleşmeli olmak üzere 50 bine yakın çalışanı var. 1997'de 397 trilyonluk hasılat yaptı. Bunun 161 trilyonunu kamuya aktardı. 15 trilyon kâr etti. Böyle bir kuruluş adım adım çökertilmek isteni- yor. Ozelleştirmede en çok propagandası yapılan durum şuydu: - Kardeşim bu kuruluşlar zarar ediyor. Devletin sırtında kambur. TEKEL'de yapılan, bu propagandanın yalan oldu- ğunu gösteriyor. Devret, affedersiniz Devlet Bakanı Eyüp Aşık, yü- zü kızaımadan yapılan işlemin Türkiye'nin yaranna olduğunu söylüyor. O zaman Aşık'ı şu sorulara ya- nıt vermeye çağınyoruz: - Bu işlemler yapılırken niçin ihaleye çıkılmadı? Neden sadece bir kurumla kapalı kapılar ardında görüşme yapıldı? - Akhisar Sigara Fabrikası'nı, TEKEL gibi, yıllık ci- rosu değil bir, üç-beş yeni fabrika kurmaya yetecek kuruluş işletemez miydi? Neden yüzde 51 'i yaban- cı ortaklığa veriliyor? - Samsun ve Yeni Harman sigaralan piyasanın yüzde 20'sine sahip? Marlboro da Türkiye'de üre- tilmesinin ardından bunca reklamla piyasanın yüz- de 20'sine hâkım. Yüzde yüz yerli tütünle üretilen bu iki sigaranın isim hakkı neden devrediliyor? - BAT şirketi, Samsun ve Yeni Harman'ı bir süre ürettikten sonra adım adım çökertirse, yerini hangi sigaraiann doldurması hedefleniyor? Acaba yaban- cı firmalar Türk markalannm Türkiye piyasasından tamamen silinmesini mi istiyor? - TEKEL'in özelleştirilmesiyle rekabetin yaratıla- cağı savunuluyor. TEKEL'in yerine göz koyan iki uluslararası şirket var. TEKEL yok edilince ortam i- ki ujuslararası şniçete kalacak. Bu tekel olmayacak mı? : ' ı, ' " ' (K)ârsızlık... ~ Sorulan burada keselim. Yüksek Planlama Kuru- lu'nun (YPK) TEKEL'e ilişkin aldığı karar 15 Aralık 1997'de Cumhurbaşkanı'nca da onaylandı ve Res- mi Gazete'de yayımlandı. Tekgıda-lş Sendikası bu kararlann ülke çıkanna olmadığını anlatan birdosyayı tüm siyasi parti lider- lerine gönderdi. Başbakan Mesut Yılmaz'dan ya- nrt gelmedi. Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit bir yazıyla konunun inceleneceğinı bildirdi. Başbakan Yardımcısı Ismet Sezgin de telefon edip, "incele- teceğim" dedi. Ecevit ve Sezgin bu yanıtı verdiğin- de karar YPK'den çıkmıştı. TEKEL'in yabancı şırketlere pay edilmesine iliş- kin karar akla ister istemez REJİ Idaresi'ni getiriyor. Ikinci Abdülhamit dış borçlan ödeyemeyince tütün işletmelerini yönetmek amacıyla 1884te 100 milyon frank sermayeli şirket kurulmuştu. REJİ Idaresi adı verilen kuruluşun resmi adı, Müşterekü'l-menfaa In- hısar-ı Duhan-ı Devlet-i Aliyye-i Osmaniye idi. Hisselerinin bir kısmı viyana'daki Kreditanstalt, bir kısmı da Beriin'deki Bleichröder'e ait olan REJİ Idaresi, elde ettiği ayncalıklann karşılığında her yıl Osmanlı maliyesine 75 milyon frank ödüyordu. Bugün yapılmak istenenin de özünde büyük bir fark yok. Yılmaz, "Türkiye muz cumhuriyeti değil" demiş- ti. Meğer, "Türkiye tütün cumhuriyeti" demek isti- yormuş... TEKEL'in peşkeşi sadece "kârsıziık" değil... Baştaki "k" deyok... Detnirel: Kantann topunu tutuyonım I Baştarafı 1. Sayfada DEMİREL - Yargının işine girmemek lazım. - Seçinı sisteminde değişikük için yap- ügınız çahşmalar kamuoyuna da yansı- maya başladı. Çahşmalannızuı ajnnosı nedir? DEMİREL - Birtakım çalışmalar var. Ama henüz kamuoyuna açıklanacak du- rumda değil. Bir defa ben belediye baş- kanlığı seçimleriyle milletvekili seçim- lerinin birlikte yapılmasından yana degi- lim. Bizde daha çok belediyeye yüklen- me olur. O zaman Meclis askıda kalır. A- ma mutlaka belediye başkanhğı seçim- lerinin iki turlu yapılması gerekir. Adam yüzde 20-25'le başkan oluyor. Olmaz. tkinci tura en çok oyu alan iki kişi kal- malı, başkan yüzde 50'nin üzerinde oy almalı. -Son basın toplanüsında da birkaç kez devlet yaptsmda degişikJiğin şart olduğu- nu vurguladmız. DEMİREL - Evet. Devlet reformu şart. Şöyle bakıyorum, daima işleyen devlet. Bugünkü yapının üç sıkıntısı var. Siyasi istikrarsızlık, kırtasiyecilik ve aşı- n merkeziyetçilik. Bu kadar merkeziyet- çılıkle bir yere varamayız. Bir de bütün bunlann yanında şeffaflık şart. - Sosyal devlet kavramını nereye koyu- yorsunuz? DEMİREL - Sosyal devlet, devletin temel çatısında. Zaten devlet bunlan ya- parsa asli vazifelerine dönecek. Asli vazife, savunma, yargının dağıtı- mı, eğitim, sağlık. Herkes eğitimden ya- rarlanınca sosyal devlet bu... - Seçhn vedevietyapısına ilişkin düşün- celerinizi hükümete söykdiniz mi? DEMİREL-Hayır. Benim söylediğim şeylen kimin yapacağı mühim değil. Türkiye'ye lazım şeyler. Benim kimse- nin hoşuna gitme gibi bir kaygım yok, öyle meselem yok. Öyle noktadayım ki 50 yıllık birikimimi halkıma söylemek durumundayım. Onu yapıyorum. - Ama bu tür değertendjrmeteriniz za- man zaman "Demirel başkanlık sıstemi istiyor" vorumlanna neden oluyor™ DEMİREL - Hayır, hiç alakası yok. Bakın ben dört yılda altı hükümet onay- ladım. Gelenle giden arasında köprü ku- ruyorum. Kantann topunu yerinde tutu- yorum. - Son hükümetle Ugtti yorumlar da var. Zaman zaman sizi de içine alan yorum- lar. Farklı kesimlerin yıl sonu değerlendir- melerinden anlaşılıyor ki hükümet top- lumsal kesimler için umut olamadı. Bu- nu neye bağhyorsunuz? DEMİREL - Herkesin bir yoğurt yiyi- şi vardır. Ben bu tür şeylere girmem... -Siz>apılmasıgerekenleri vurguhıyor- sunuz. Bunu yürütecek olan hükümeU. DEMİREL - Evet. ben son basın top- Iantısında basına söylediklerimin yüzde 90'ını daha önce hükümete yazılı bildir- dim. Ama Meclis'in parçalı yapısı da hü- kümetin imajını etkiliyor. Küreselleşme ellerîııi TEKEL'e uzattı• Baştarafı 1. Sayfada ğımsızhğı ve gücü açısından stratejik önemdeki is- letmeler, yabana sermayedarlara devredilmek is- temyor" diye konuştu. Meral, Anayasa Mahkemesi'nin karan doğrul- tusunda yerel mahkemelerin verdiği özeHeştirme iptal ve yürütmeyi durdurma kararlaruun ÖzeHeş- tirme Idaresi Başkanhğı ve hükümet tarafından uygulanmayarak, göz göre göre hukuk devleti an- layışınm çiğnendiğini vurguladı. Özelleştirmelerin sonuçlanm, y '!şsizlik,taşeron- laşörma, vergi gelirlerinde azaJma, sendikasızlaş- tırma, fabrikalann ve maden ocaklaruun kapatd- ması, üretimde azalma, kamu kurum ve kuruluş- laruıın uluslararası ve yerli sermayeye ve mafyaya yağmalatılması ve peşkeş çeldlmesi, eğitim ve sağ- lık hizmetkrinin çökertilmesi. sosyal giivenliğin çö- kertihnesi'* olarak sıralayan Türk-İş Genel Başka- nı Bayram Meral, "TEKEL'in özelleştirilmesi ise uluslararası sigara tekellerinin Türkiye'ye hâldm olmaJarına yol açacakür" dedi. Meral, TEKEL'in özelleştirilmesinin 500 bin tütün işçisi ve yaklaşık 2.5 milyon köylüyü yakından ilgilendirdiğini anımsatırken, kurumun 1997 yılında 397 trilyon li- ralık hasılat yaptığını. devlete 161 trilyon lira ak- tardıktan sonra 15 trilyon lira kâr kaydettiğini bil- dirdi. "TEKEL'in özeUeştirUmesini hiçbir yurtse- ver, hiçbir vatansever savunamaz" diyen Meral. kurumun "devletin gönüllü defterdan" gibi çalış- tığını söyledi. TEKEL'in fabrikalannı, markalannı ve diğer varlıklannı tahsis ederek ortaklıklar kurmasına ilişkin Bakanlar Kurulu karannı ve BAT'ın yüzde 51 hissesine sahip olacağı ortaklığa Akhisar Fab- rikası'nın devredilmesini, Samsun ve Yeni Har- man sigaralannm marka hakkının da 49 yıllığına devredilmesi yönündeki Yüksek Planlama Kuru- lu karannı kınadıklannı bildiren Meral, şöyle ko- nuştu: "Türk-tş, 23 Aralık 1997 günü Yatağan'da düzenlenen Başkanlar Kurulu'nda alınan karar uyannca duyariıhğuu ve meşru tepkisini göstere- cektir. TEKEL'e sahip çıkmak, Türkiye'ye sahip çıkmakür, Türkiye'nin bağunsızhğma ve bütünlü- ğüne sahip çıkmaktır, vatana sahip çıkmaktır." Tek Gıda-lş Genel Başkanı Orhan Balta ise, "Kuruluşu 1862 yılında REJİ idaresiyle başlayan, cumhuriyet devrimimiz ile birlikte ulusal kurum olan TEKEL'e devredilen tütün sanajimiz, küresel- leşnıe adı verilen yeni sömürü duzeninin kurt ka- panına terk ediliyor" dedi. Türkiye'nin tütün ve sigara sektörü üzerinde 1970'li yıllardan bu yana "çökertme plam" uygu- landığını kaydeden Balta "Amaç, genç nüfusu ile cazip bir pazar olan Türkiye sigara piyasasını, çokuluslu sigara firmalanna peşkeş çekmektir" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle