Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 ARALIK1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Edirne-Kapıkule yolunda işlenen cinayetlerle ilgili başlatılan soruşturma çok yönlü sürdürülüyor
Polis yabancı plaka peşmdeHaber Merkezi - Edime- Kapıkule
karayolunda öldürülenlerden Nedim
Sevim'in 1992-1995 yıllan arasında,
aynı kişilerin sahip olduğu Sayım Teks-
til ile Azızoğlu Tekstıl şirketlerinin ih-
racatı karşılığında döviz getirdiği belir-
lendi Cinayetin kaçakçıhktan doğan
bir para alışverişinden kaynaklanmış
olabileceğini belirten Emniyet Genel
Müdürü Necati Bilican, olayla ilgili ola-
rak yabancı plakalı bir otomobilin be-
lirlendiğıni, sahibinin araştırıldığını
söyledi.
Ikiirne-Kapıkule karayolunda "Avar
T\ırizm"e ait otobüsün durdurularak
içindeki yolculardan 6'sınrn öldürülme-
sine ilişkın soruşturma çok yönlü sür-
dürülüyor. Emniyet Genel Müdürü Ne-
cati Bilican, gazetecilerin sorulannı ya-
nıtlarken. olaym kaçakçıhktan doğan
para alışverişinden kaynaklandığının
sanıldığını söyledi. Tanık olarak gözal-
tında bulunan yabancı uyruklu kadının,
şu ana kadar cinayeti aydınlatabilecek
bilgi vermediğinı kaydeden Bilican
şunlan söyledi:
"Çalışmalar süriiyor. Yabancı plaka-
lı bir araçtan söz ediüyor. Otobüsün ya-
kınına park etmiş bir araç. Aracın Id-
me ait oidugu konusunda çalışmalar ya-
pıhyor. Olay, Edirne potisi, tstanbul Em-
niyet Müdüriüğü Ûe Emniyet Genel
Polisin aradığı Kırcı'nın gözaltına alındığı ileri suruldu
4
HalukKırcı Macaristan 'dayakalandı'
HAIİLNEBtLER
"Bahcefievter katSamı" olarak da bilinen Türkiye Işçi
Partisi üyesi yedi gencin öldürülmesi olayından dolayı
hakkmda kesinleşmiş hüküm bulunan ve Susurluk
çetesinin en önemli isimlerinden biri olan Haluk
Kun'nın Macaristan'da yakalandığı iddia edildi.
Macaristan polisi tarafmdan Kırcı'nın yakalandığınm
bildirilmesi ûzerine, Emniyet Genel Müdüriüğü
Interpol Daire Başkanlığı yetkililerinin dün
Macaristan'a gittikleri, Macaristan ve Türkiye
arasmdaki suçlularm iadesi anlaşması gereğince
Haluk Kırcı'yı almak için gerekli işlemlere
başladıklan ileri sürüldü.
Susurluk skandalıyla büiikie adı gündemden hiç
inmeyen, ülkücü Abdullah Çath'yla Bahçelievler
katliamından bu yana gerek suç gerekse şirket
ortaklığı yapan Haluk Kırcı, daha önce de 1996
yıhnda îstanbul'da yakalanmış ancak kaçmastna göz
yumulmuştu. Kırcı kaçak olduğu dönemde evlenmiş,
nikâh şahitliğini de dönemin Erzurum Valisi Mehmet
Ağar yaprraştı.
Müdürlüp'nün ilgili birimlerindeki
uzmanlar tarafindan koordineli bir şe-
kflde araşnnlryor. Şu ana kadar tam bir
sonuç yok."
Başbakanhk Teftiş Kurulu'nun baş-
lattığı soruşturmada da, henüz bir so-
nuç alınamadığı kaydedildi. Öldürülen-
lerden Nedim Sevim'in bağlantılannın
katliamın aydınlatılmasuıda önemli rol
oynayabileceğine dikkat çekildi. Alı-
nan bilgiye göre "Avar Turizm"e ait 34
YSE 98 plakah otobüs 17 Arahk'ta Ka-
pıkule'den çıkış yaptı. Çıkış sırasında
otobüste bulunanlann kimlikleri güm-
rük kayıtlanna Ayhan Fındık. Bedri Ka-
ra (şofor), HaHl Alünoy (idareci), Ne-
dim Sevim ıle Ömer Baiaban olarak
geçirildi.
Otobüste aynca 4 de yabancı uyruk-
lu yolcunun bulunduğu kaydedildi.
Otobüs 21 Aralık'ta saat 21.15 'te yur-
da giriş yaparken Ayhan Fındık, Omer
Baiaban, Hdlil Altınoy ve Bedri Ka-
ra'yı taşıyordu. Türkiye'den çıkış yap-
üğı, gümrük kayıtlanna geçirilen Ne-
dim Sevim'in, aynı grupla birlikte dön-
memesıne karşm, cinayetin işlendiği
otobüste bulunması ve öldürülmesine
dikkat çekildi. Sevim'in kaçak olarak
giriş yaptığı ya da otobüs Türkiye'ye
girdikten sonra içindekilerle buluştuğu
sanılıyor.
Sevim'in otobüsteki grupla aynldıgı
dönem ile bir araya geldikleri dönem
arasmdaki kurduğu ilişkiler ile yaptık-
lannın ortaya çıkanlması durumunda
cinayetin aydınlatılabilecegine dikkat
çekildi. Sevim'in gumrük idaresince
Kapıkule'deki para trafığine ilişkin ola-
rak yürütülen soruşturma çerçevesin-
de müfettişlere verdiği ifadede, çalış-
malannın mevzuata uygun oldugunu
savunduğu öğrenildi.
Yakın çevresinden alınan bilgiye gö-
re. Sevim ekim sonunda verdiği ifade-
de, Ahmet Duman, Mehmet Duman ile
Saim Duman adlı kişiler tarafindan ku-
rulan Sayım Tekstil ile Azizoğlu Teks-
til şirketleri için çahştığını söyledi. Dö-
vizleri, söz konusu şirketlerin yaptığı
ihracat karşılığı Polonya ve Rusya'dan
getirdiğini belirten Sevim'in buna ge-
rekçe olarak bankacılık sistemindeki
aksaklıklan gösterdiği öğrenildi.
Gözaltında tutulan olayın tek görgü
tanığı Polonya uyruklu Renata Kinga
\Vesotowska'nın gözaltı süresi 31 Ara-
lık tarihine kadar uzatıldı. Edirne Sav-
cılığı yetkilileri cep telefonlanyla ilgi-
li olarak Türk Telekom'dan kendilerine
verilen bilginin genişletilmesi için An-
kara'dan daha detaylı bilgi istendiğıni
ve bu amaçla Türk Telekom Genel Mü-
dürlüğü'ne başvuru yapıldığını belirt-
tiler. Araştırmanın Kapıkule'den olay
günü giriş çıkış yapan araçlar üzerinde
de yürütüldüğünü kaydeden yetkililer
çete ya da uyuşturucu bağlantısının tes-
pit edilmesi durumunda, dosyanın
DGM'ye sevk edilebileceğine dikkat
çektiler.
SENDİKAL HAREKETZAY1FLADI
Küresefleşme
Avrupa'daki
işçiyi de ezdi
BAR1ŞDOSTER
Küreselleşmenin Av-
rupa'daki sendikal hare-
keti de olumsuz yönde et-
kilediği ve toplumsal ka-
zanımlan zayıflattığı be-
lirtildi. Avrupalı sendika-
cılar, yükselen küresel
dalga nedeniyle Avru-
pa'daki e-mekçilerin sos-
yal güvenlık ve sendikal
l k
bettiklerini belirterek,
"Neoliberalanlayış Avru-
pa'da da emekçileri vur-
du. Sermayenin
uluslararası iş-
birligine karşı,
em«ğin de ulus-
lararası daya-
nışjpası şart"
dedşkr.
DtSK'e bağ-
h Tekstil Sendi-
kası'nın ev sa-
hipİiğinde ger-
çekleştirilen 1.
Avrupa Akde-
niz Tekstil Gı-
yım ve Deri
Konferansı için
Îstanbul'da bu-
lunan Avrupalı
sendikacılar,
Yeni Dünya
Düzeni ve kü-
reseJleşmenin
Avröpa'da da
çalışan kesim-
leri ve emekçi-
leri güçsüzleş-
tirdiğini söylediler. Avru-
pa Tekstil Giyim ve Deri
Işçileri Sendikalan Fede-
rasyonu (ETUF:TCL)
Genel Sekreteri Patrick
Itschert, tüm dünya
emekçilerinin küreselleş-
meyle sorunu oldugunu
belirterek. küreselleşme-
nin gelişmiş ülkeleri de
hiç alışık olmadıklan so-
runlarla karşı karşıya ge-
tirdiğini savundu.
Küreselleşmenin etki-
ierinin geri kalmış ya da
gelişmekte olan ülkeler-
de daha da yakıcı biçim-
de hıssedildiğini anımsa-
tan Itschert. tüm dünyada
işsizliğin arttığını, sendi-
kalann zayıfladığını ve
sosyal güvenlik sistemle-
rinin güç kaybettiğini
söyledi. Itschert, bu ne-
denlerle gelişmiş ülkeler-
de bile radikal akımlann
güçlendiğine dikkat çe-
kerek, "Şu anda AB için-
de 20 milyondan fazla iş-
siz var. Baa AB ülkelerin-
de sendikalar çok zayıfla-
dılar. Buna karşı durmak
için yeni bir sendikal ya-
pı, jcni bir iş bölümü, ye-
ni bir eğitim anlayışı şart"
deds. Sol partilerle sen-
dika ilişkilerinin de ko-
puk olduğuna değinen
Itschert, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Mücadele alanı ola-
rak birinden birine agır-
uk. verilmesi gerekiyor.
Çunkü ikisi biriikte yürü-
tülme>e çalışılınca işler
Francisca Sanchez
Parrick Jtschert
kanşıyor. Zira parti sen-
dika değildir, sendika da
parti. Sendikalar ve sol
partiler arasında elbette
iyi bağlar ve dayamşma
olmaü, fakat gereğinden
sıkıorganikilişkileriyiso-
nuç vermiyor.*
lsp>anya Tekstil Giyim
ve Eteri Işçileri Sendıka-
sı Çokuluslu Şirketlerden
Sorumlu Sekreteri Fran-
-eisca Sanchez de tspan-
ya'da şu anda tktidarda
olan sağ hükümetin üc-
retleri sınırlamak ve ka-
muya ilişkin
ne varsa geri-
Ietmek istedi-
ğini vurgula-
dı. Hüküme-
tın özelleştir-
meye ağırlık
verdiğini ve
sosyal güven-
lik sistemini
çökertmek is-
tediğini belir-
ten Sanchez,
"Küreseileş-
me bizi de
vurdu. Tüm
kazanımlan-
mıztehlikeal-
ünda. Emeğin
örgütlü ouna-
sı ve uluslara-
rası alanda
ağuiığını koy-
ması şart"
dedi. Ispan-
ya'da 3 mil-
yon işsiz oldugunu vur-
gulayan Sanchez şunlan
söyledi:
"Hükümet bize üdyûz-
lü davranıyor. Bize farkb
şeylersöyleyip farklı icra-
atlarda bulunuyor. Sü-
rekli olarak emekçilerin
zaranna kararlar çıknor.
Şu anda Sos> alist Parti Ue
sendikalar arasmdaki
güçlü bağiar da kopmuş
durumda. Sermayenin
uluslararası işbirliğine
karşı, emeğin de ulusla-
rarası dayanışması şart"
Öğretim üyeleri, hükümetin verdiğiyüzde 30 zamma tepki gösterdi
'Emeğimizin karşılığını istiyoruz'
tstanbul Haber Servisi - Hükü-
metin kamu çalışanlan için verdi-
ği yüzde 30'luk zammı yetersiz
bulan Öğretim Elemanlan Sendi-
kası (ÖES) üyeleri, "varhklı aile
çocuklannın bir a> ncalıgı haline
gelen özel üniversitelere savruuna-
mak" için ek ücret artışı ve araş-
tırma bütçelerinde iyileştirme is-
tediler.
tstanbul Üniversitesi Merkez
Kampusu'ndaki Atatürk Anıtı
önünde toplanan ve ellerinde
"Eğitimde ticarileşmeye havır",
"Bilime daha çok kaynak" yazı-
lı pankartlar taşıyan ÖES üyeleri
adına açıklama yapan Marmara
Oniversitesi Öğretim Üyesi Esen
Aslandoğan, hükümetin verdiği
zammı yetersiz bulduklannı söy-
leyerek birikimlerinin ve emekle-
rinin karşılığını istediklerini be-
lirtti. "tnsancayaşamakistedikle-
rini" v^ırgulayan Aslandoğan,
zorunlu olmadıkça ekonomik is-
temlerini ve geçim zorluklanm
dile getirmediklerinin altını çize-
rek "Zaten fârazunızyalnız bizle-
rin değU, tüm emeği Ue geçinenle-
rin, özeüikle kamu çahşanlannın
ücretlerinin ve sosyal taleplerinin
gerilemesinedir" dedi. 19801er-
de öğretim elemanlannın ücret-
lerinde başlayan düşüşün
1992'den beri hızlanarak sürdü-
ğünü belirten Aslandoğan.
1992 'de 1238 dolar olan profesör
maaşının Temmuz 1997'de 1044
dolara gerilediğini, aralık ayında
ise bir profesör maaşının 835 do-
lar oldugunu kaydetti.
Öğretim elemanlannın biri-
kimlerinin kamu hizmetine dönü-
şebilmesi gerektiğini ifade eden
Aslandoğan, şöyle devam etti:
"Parasız, eşit ve demokratik
eğitimi bir insanuk hakkı kabul
ettiğimiz; eğitimi bir kâr kapısı,
varhkh aile çocuklaruun bir ayn-
calığı haline getiren özel üniversi-
telere savTulmamak, sermayenin
hegemonyasına baş eğmemek ka-
raruguıı sürdürdüğümûz içindir
id hak ettiğimiz ücreti istiyoruz.
Ülkenin kaynaklan faiz ödemele-
rine, toplumsal faturası korkunç
bir savaşın fînansmanuıa ayrridık-
ça, sermaye kesiminden vergi top-
lamama kararnhğı sürdürüldük-
çe ekonomik kazanımlanmızın
sağtam temeDerineoturtulamaya-
cağuun bilincindeyiz. Bu nedenle
yaşanu bütçe uygulamalanndan
Öğretim üyeleri tstanbul İJniversitesi'ndeki Atatürk Anrü önünde basın açıklaması yaptdar.
etkilenen kesimlerin temsilcileri-
nin, bu arada ÖES'nin de karar
mekanizmalannda bulunduğu
'katılımcı demokratik bir bütçe'
istiyoruz."
Universite Öğretim Üyeleri
Derneği Genel Başkanı Prof. Dr.
Burhan Şenatalar da, dernek ola-
rak yüzde 30'luk zammı tüm me-
mur kesimi için yetersiz bulduk-
lannı ve hükümetin bu politikası-
nın kamu çalışanlannı reel olarak
yoksullaştıracağını söyledi.
1997'nin son aylannda yaşanan
sıkıntılann geçmişteki tüm dö-
nemleri aştıgını, araştırma görev-
lisi olmak için yapılan başvuru-
larda nitelik ve nicelik olarak cid-
di düşüşler yaşandığını belirten
Şenatalar. özel sektöre kaçışın
hızlandığını kaydetti.
Bunu yapmayanlann da part-
time ya da gelir getirici ek işlere
yöneldiğini belirten Şenatalar,
şöyle konuştu:
"Hükümet farkında olmadan
üniversiteieri sabote eder duruma
düşmektedir. Bu gidiş sonucunda
tüm genclik ve topJum ka>ba uğ-
ruyor. Yeni kurulmuş vakıf üni-
versitelerinin üst sınıflan açıldık-
ça devlet üniversitelerinden kaçış
hızlanacaktır. Devlet üniversiteie-
ri 1980'li yularda KİTIerİD kar-
şılaştığı tehlikeyle karşı karşıya
bulunmaktadırlar."
1996 yılındaki kazalarda 5 bin 428 kişi oldü
Uykusuz süriicü tehlikesi
İstanbul Haber Servisi - Türkiye de 1996
yıhnda 344 bin 641 trafik kazası meydana
geldi. Bir yıl boyunca bu kazalarda 5 bin 428
kişi öldü, 104 bin 599 kişi yaralandı, 21 tril-
yon 665 milyar 753 milyon liralık maddi ha-
sar meydana geldi. Her lOObinkişiden 8'inin
trafik kazasmda öldüğü, 166'smındayaralan-
dığı Türkiye'de her 10 bin araçtan 551'i ka-
za yapıyor, her 10 bin kazada 157 kişi ölüyor,
3 bin 35 kişi de yaralamyor. Trafik kazalan-
nın yansı "uykusuz, yorgun ve hasta araba
sürmek"ten kaynaklanıyor. Kazalann çoğu
öğleden ^onra meydana gelirken şehir için-
deki kazalar, en çok pazartesi günü gerçek-
leşiyor.
tçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdür-
iüğü Trafik Hizmetleri Başkanlığı tarafindan
hazırlanan 1996 trafik istatistik verilerine gö-
re, 1993 yıhnda 208 bin 823 trafik kazasının
meydana geldiği Türkiye'de bu sayı 1995'te
279 bin 663'e, 1996'da da 344 bin 64 l'e yük-
seldi.
Kazalardan 305 bin 784'ü şehir içinde, 38
bin 857'si şehirdışındagerçekleşti. Şehiriçin-
deki kazalarda toplam 16 trilyon 991 milyar
458 milyon lira maddi hasar meydana gelir-
ken, şehir dışındaki kazalarda 4 trilyon 674
miryar 294 milyon liralık maddi hasar oldu.
Istatistiklere göre, trafik kazalartnm yüz-
de 50'si, sürücülerin tali kusurlan arasında y-
er alan "uykusuz, yorgun ve hasta araba sür-
ınek"tenkaynaklanıyor. Kazalann yüzde 35'i
"aşın hıziı araç kuuanmakn
tan dolayı mey-
dana gelirken, alkollü olarak araç kullanmak
ise kazalann yüzde 8'inin nedenini oluşturu-
yor.
Istatistiklerdeki en ilginç verilerden biri de,
şehir içindeki kazalann en çok pazartesi gü-
nü gerçekJeşmiş olması. Şehir dışındaki ka-
zalann sayısında ise cumartesi, pazar günle-
ri artış olmuş.
Trafik kazalanna günün saatlerine göre ba-
kıldığında ise en çok kazanın 12.00 ile 18.00
saatlen arasında gercekleştiği görülüyor.
VEFAT
Güzide Kadayıfçılar'ın kıymetli eşi; Reşat, Sezer ve Sibel'in
değerli babaları; Ekim ve Banş'ın
sevgilidedeleri, - ~. '
Onuriu insan, bilim adamı
Prof. Dr. SÜLEYMAN
KADAYIFÇILAR
yakalandığı amansız hastalık nedeniyle vefat etmiştir.
Cenazesi 27 Aralık 1997 Cumartesi günü Maltepe
Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra defnedilecektir.
Allah Rahmet Eylesin.
AİLESİ
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Türkiye Laboratuvarı
Çok ilginç bir ülkede yaşıyoruz. Şairin dediği gibi;
bizim olan bu "cennet ve cehennemde", her gün rjir
şeyiere şaşınyoruz, her gün bir şeyierie umutlanıyo-
ruz, her gün bir şeylere isyan ediyoruz. Cenneti mi
yaşıyoruz, yoksa cehennemi mi? Saptamak çok zor.
Berlin'de özgür üniversitede ders veren Alman bir
arkadaşım vardı. Bizi çok kıskanırdı. "Siz" derdi,
"Türidye'de birlaboratuvardayaşıyorsunuz. Sizin bir
ömür boyunca görüp yaşadığınız değişimi görebil-
mesi için, bir Alman siyaset bilimcinin 200yılyaşa-
ması gerekirdi." Hep biz Avrupalılan kıskanacak de-
ğiliz ya. Biraz da onlar bizi kıskansın...
Gerçekten, toplumsal bflimleraçısından tam birla-
boratuvarda yaş^oruz. Bundan on sene önce; he-
nüz kırklı yıllanmın başlarında iken, o güne dek üç
askeri darbe, (eğer 14 Mayıs 1950'yi de sayarsak)
dört kez demokrasiye geçiş, sayısız darbe girişimi
görmüştüm.
Kırsal kesimin ağırlıklı olduğu bir tanm ekonomi-
sinden, çarpık da olsa, kent ağırlıklı bir sanayi ve hiz-
met ekonomisine geçişi yaşadım. Beğensek de, be-
ğenmesek de; Türk usulü bir kentleşme olan "ge-
cekondulaşmayı", en başındana günümüze kadar
izledim.
"Taşı toprağı altın olan" Istanbul'a bir lokma ek-
mek "kapmak" için geten, elinde tahta bavulu, sır-
tında yorganı olan adamla da, askere gidercesine en
yırtık elbiselerini giymiş AJmanya yolcusu emekçiy-
le de söyleşi yaptım. (Elbiseler sırttan çıkanlacağı
için, askere gkjerken en eski püskü elbiseler giyilir-
di.)
Ve bugün Almanya'da 40 bin Türk işveren, yakla-
şık 150 bin Alman vatandaşma iş veriyor. Almanya
üniversrtelerinde okuyan 16 bin çocuğumuz var. ıs-
tanbul'a gelenler de kendi damgalannı vurdular ken-
te. Ister beğenin, ister beğenmeyin...
Beni bu satırian karalamaya iten dürtü, İstanbul
Üniversitesi Iktisat Fakültesi'nin 61. kuruluş yıldönü-
mü dolayısıyta, geçenlerde fakültede yapılan tören
ve bu törende Sayın Cumhurbaşkanımız Süleyman
Demirel'in konuşması ve konuşma sonrasmda ken-
disine yöneltilen sorular ve verdiği yanıtlar oldu.
Sayın Demirel konuşmasının sonunda; "Hadi ba-
kalım" dedi, "Şimdi de siz beni sorgulayın, soru so-
nın".
Iktisat Fakültesi öğrencileri (en azından ben bildim
biieli), Türkiye'deki devrimci çizginin savunuculan
olmuşlardır. Zaten Türkiye'de iktisattan biraz anla-
yan namuslu gençlerin başka bir çizgide olmaları da
çok zordur. Onlara böyle bir pas verilir mi?..
Peş peşe gelmeye başladı sorular. Yırmi yaşında-
ki gençlerimiz, ülkelerinin cumhurbaşkanına, hiç
sesleri titremeden, hiç korkmadan en ağır sorulan,
en saygılı biçimde yöneltmeye başladılar.
Demirel'in yanıtları beni tatmin etmedi. ömeğin
parasız eğitim için Meclis'te pankart açan öğrenci-
lere 96 yıl toplam hapis cezası verilmesini 12 Eylül
öncesine dönmeme çabalan içinde değerlendirdi.
Sanıyorum öğrencilerimiz de tatmin olmadı.
Ama bence buradaki önemli nokta, tatmin edici
yanıtlar almak değil, bu sorulan yönertebilmekti. Bu
"manzarayı" gören bir yabancı, pekâlâ "Türkiye'de
demorasi varmış" bile diyebilirdi...
Acaba Türkiye'nin "gerçeği" neredeydi?
Göz göre göre saldınya uğrayan öğrSncîIeri rte ka-
ka tutuklayan emniyet güçleri mi temsil ediyordu
Türkiye'yi, yoksa "Benisorgulayın" diyen ve en sert
sorulan yanrtlamaya çalışan devlet başkanı mı?
Türkiye; çetelerin Türkıyesi miydi, yargısız infaz-
lann Türkiyesi miydı, ışkencelerin, faili meçhulterin
Türkiyesi miydi, Metin Göktepe'nin katiHerinin Tür-
kiyesi mrydi
1
?
Yoksa Türkiye; Yaşar Kemarierin, Cahrt Küle-
bi'lerin, Idil Biret'lerin, Zehra Yıklız'lann Türkiyesi
mi?
Türkiye'nin neresinde cenneti yaşıyoruz, neresin-
de cehennemi yaşıyoruz, yanıtlaması çok zor...
Toplumsal bilimlerin laboratuvan, bizzattoplumun
kendisidir. Bizim laboratuvar çok kanşık, çok dağı-
nık. Ama malzememiz bol.
İş, bu bol malzemeyi iyi kullanabilmekte.
O zaman sağlıklı değerlendirmeler yapabiliriz, ül-
kemizin geleceğine ışık tutabiliriz.
Yenisehir Belediyesi
Refahlı başkan W
Guran ıyı supurdu
DİYARBAKIR (Cum-
buriyet Bûrosu)-Diy arba-
kır'ın merkez Yenisehir
Belediyesi'nde süpürge ve
haşere ilacı skandalı gü-
nün konusu oldu. RP'li
başkan MehmetGüran'ın
"sahte fatura düzenleye-
rek" 60 belediye işçısi için
4 ayda 60 bin çalı süpür-
gesi aldığı öne sürüldü.
Güran'ın ihtiyacı karşıla-
yabilecek 200 litrelik ha-
şere ilacı yerine ise 4 bin
500 litre ilaç alarak beledi-
yeden 16 milyar lira çekti-
ği iddia edildi. Mülkiye
müfetrişleri RP'li beledi-
yedeki yolsuzluklarla ilgi-
li kapsamlı bir soruşturma
yaparken RP, Güran'ı ihra-
ca hazırlanıyor.
Belediyeye malzeme
alımı sırasında sahte fatu-
ra düzenleyerek bir dizı
yolsuzluk yaptığı ileri sü-
rülen RP'b Yenisehir Be-
lediye Başkanı Mehmet
Güran'la îlgili olarak bazı
meclis üyelerinin şikâyet-
leri üzerine Mülkiye mü-
fettişleri belediyede kap-
samlı bir inceleme yaptı.
Belediyenin tüm gelir ve
giderlerini inceleyen mü-
fettişler, yolsuzluk iddiala-
nyla ilgili olarak da birçok
belediye çalışanı ve mec-
lis üyesini dinledi. Incele-
melerini tamamlayarak
Ankara'ya dönen Mülki-
ye müfettişlerinin Mehmet
Güran'ın sahte faturalarla
yaptığı yolsuzluklan bel-
gelediği bildirildi.
RP'li başkan Mehmet
Güran'a yönelik en ilginç
suçlama, süpürge alımla-
nnda yolsuzluk yapıldığı
iddialan. Güran'ın temiz-
lik biriminde çalışan 60 iş-
çinin kullanması için Is-
tanbul'dan 4 ayda 60 bin
süpürge aldığı öne sürul-
dü. Müfettişlerin incele-
melerine göre süpürgele-
rin alındığı şirket de, tan-
zim edilen 4 milyar liralık
fatura da sahte çıktı. Üze-
rinde Maliye Bakanlığı
mührü dahi bulunmayan
faturalara bakanlık müfet-
rişleri el koydu.
Mehmet Güran'a yöne-
lik diğer bir yolsuzluk suç-
laması da haşere ilaçlany-
la ilgili. Güran'ın temizlik
birimlerinde kullanılmak
üzere ihtiyacı karşılayacak
olan 300 litre haşere ilacı
yerine 4 bin 500 litre ilaç
aldığına dair faturayla be-
ledıyeden 16 milyar 818
milyon para çektiği öne
sürüldü.
Mobilya alımlannda da
sahte faturalarla "yolsuı-
luk ve usulsüzlük'" yaptığı
ileri sürülen RP'li Mehmet
Güran'ın, sorumluluk ala-
nmda kalan bölgelerdeki
cadde ve bulvarlara diktd-
ğini belirttiği süs bitkileri,
ağaç ve çiçelder için de 6.5
milyarlık gider faturası
düzenlediği iddia edildi.
Ancak Diyarbakır Bü-
>ükşehir Belediye Başka-
nı Ahmet Bilgjn kentteki
ağaçlandırmanın sadece
Büyükşehir tarafindan ya-
pıldığını söyledi.