Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 ARALIK 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
15
Almanların
önerüikleri
Özelleştırme tdaresı ıleAlman
Frederıch hauman Vakfı nınge-
çen gunlerdegerçekleştırdıklerı
"Türkiye 'de OzeUeşürmenın Gö-
rünümü " başlıklı konferanstan
ahnnlar yapalım ıstedık Once
Almanlann goruşlennı \erelım
Hanst Rehlerger: Bız Turkı-
ye'de lıberal duşüncelerı \a\ıp
dahafazlahurrnet dahaazde\-
let müdahalesı daha fazla va-
tandaş sorumluluğunu savuna-
cağız
Christoph Urban: KİT len hız-
la ozelleştırm Bunuyapamıyor-
sanızyenıdenyapılandınn bunu
da yapamıvorsanız kapatın
Sıra Turklerın göruşlerınde
Ayşe Dönmezer (Hazıne tem-
silcisi): KİT'lerde ışçı sayısı 506
bınden 403 bmeırtdı 84 4 tnlyon
lıra zarar eden KİT ler 1997de
402 tnlyon kâra geçtt 1998 kar
beklentısı 921 trılvon lıradır
Selim Sanibrahimoğlu (Hu-
kukçu): Ştmdtye kadarçıkan özel-
leştırme \asalan eksıktır Ana-
yasa Mahkemesı kararına u\a-
rakyasa çıkanlmalıdır Imtıvaz-
lar, özelleştırme ıçın engeldır
Ihaleler yasalara gore \apılma-
lıdır ÖzetleAlmanlar ülkemızde
lıberal düşuncelerı yaydıklarını
soyluvor gerektrse KÎT'lerı kapat-
mamızı önenyorlar Buna karşı-
lık Hazıne temsılası \e hukuk-
çular, KlT'lerın kârettığım özel-
leştırmelerın \e ıhalelerın vasa-
lara aykın olduğunu vurguluyor
Dıyeceklenmızı Özelleştırme
tdaresı Başkanı Uğur Bayar ın
konuşmasuıdan bır bolum ile bağ-
la\alım
"Türkiye'de özelleştırmeden
çok, özeUeştirme ûzenne toplan-
ü yapûdu Bundan dolayı mah-
cubuz."
Yorum okurumuzun
ISIK KANSU
Bilimde emeklilik olmazProf Dr Atalay Yorükoğlu denınce, ak-
hmıza hemen "çocuk" duşer Çocuk da
duşlerden oluşan mercan adalannı çağrış-
tırır
Atalay hocanın onuruna duzenlenen top-
lantıda, H U Tıp Fakultesı ÇocukRuh Sağ-
lığı \e Hastahkları bolumunden oğrencısı
Dr Fatih Cnal iorukoğlu nu tanımlarken
bır ımgesel anahtar sozcük kullandı
"Büyü."
Lnal'agöre Yorükoğlu çocuklarla "bü-
yülü bir ıletişim " kuruverıyordu 5-10 da-
kıkada hazıne kutusu açıhyor ıçınden o gız
doiu dünya ışınlany la ınsanın vuzune \an-
sıyordu Çocuk, bılmçaltında ozenlesakla-
dığı gonulçıngırdagını Yorükoğlu naodunç
olmamacasına venyordu Bovle bır ınsan
herşeyın "sanal'"'laştırılmak ıstendığı bır
surece karşı çıkmaz mı hıç7
Vıtekım top-
lantıda kıtle ıletişim araçlanmn aıle ve ço-
cuk uzerınde etkılen tartışılırken, Atalay
hoca "sihırii kutu " dıye tanımlanan tele-
vızyonun kotu kullamlması nedenıyle aıle
ıçındeh duygusal ıletışımın yok olduğun-
dan söz ettı ucuz zevklenn kültûr aşınma
sına yol açtığını vurguladı
Dr ErdalAtabek ıse ınsanlann katılım
sız pasıf ve bağımlı hale getırıldığınden
yabndı "Türkiye'de önceükle yetişkınle-
rineğitilmesıgerekiyor. Yetkınleşmış bırey-
leryeaştiremiyoruz."
Burada sozu bılımın onemınegetırenAta-
bek, Yorükoğlu nun 20 baskı yapmış "Ço-
cuk Ruh Sağlığı ",10kez basılmış "Genç-
likÇağı" kıtaplannıyaratmış "bilimada-
mı" yanına değındı "Bilimden emekli
olunmaz, Sevgili Atalay Yorükoğlu 'ndan
yeni kitaplar, yeni yorumlar beklıyoruz."
Çok doğru Acımasızhğın, şıddetm, eko-
nomık sorunlann yaşamımızı karabasana
dönüşturduğü günlerde valnızhğın çıkmaz
sokağı karşısmda tek vön "bilim " olmalı
Giineydoğu'ya dönük bilimsel saptamaGenelkurmay ın basın men-
suplannı Güneydoğu 'ya götür-
dükten sonrasını ammsayalım
bır Gezryekatılan hmıyazar-
larımızın öykülerım okumuş,
dınlemıştık hanı tpekpyama-
lısını mı ıstersınız dağın ba-
şında duş arayanım nn savaş
uçağına bınıp kusanırumı He-
le hele, gezı bayunca hemen he-
men hıç kadırda karşılaşmadan
"Güneydoğu kadınuun sorun-
larını" olsa olsa mantığı de tr-
deleyenıne bıle tanık olduk.
Zevzeklıkarası maydanozye-
mevı bıryana bırakalım Çey-
rekyuzyüdır bolgeye ılışhn ahn
araştırmaları yapan Sosyolojı
Derneğı Başkanı Prof Dr Bir-
sen Gökçe nın, hafta onasında
başlavan "Türkiye Sorunlan-
na Çözüm Konferanst "ndasun-
duğu büdırıde yaptığı sapta-
malara kulak verelım
- Doğu ve Güneydoğu 'da
oloriterbir toplumsalyapı var-
dır. Bir tarafta aşiret reislen,
ağalar, şeyhler, şıhlar; diğer
tarafta devlet otontesi,jandar-
ma, güvenlık orgütlen. Orta
yerde insan, detişun araçları;
zjhınlerde demokrası, hak ve
hukuk kavramlan. Herkes bu
çerçevede kendisi için iş,aşve
özgürlük istemekte, doğal ola-
rak bu talepler otorüer unsur-
lardan kaçtşa yol açmakta ve
bu durum sonuçta 'etnıkhm-
lık iddiasında bulunanlann
işinikolaylaştırmaktadır. Böy-
lecetoplumungündemindebö-
lünme sözcüğü telaffuz edü-
meye başlanmıştır. 'Bız" ve
"onlar aynUkçdığın temelfel-
sefesini oluşturur. "Ötekme"
karşı çıkılarak bız " savunul-
maya çalışüır. Aynhkçt akım-
lann temel amacı, terör örgüt-
leriyle TüHdye Cumhuriyeti'ni
parçalamak, Doğu ve Güney-
doğu Anadolu 'da bağımsız bir
de\letkurmak ve bu doğruitu-
da bölge halktna ve dünya ka-
muoyuna kendi görüşlerini
farkUyaklaşımlaHayansıtmak-
tir...
- Iç kargaşanın rantım yıyen
ınsanlar, soruna uzun vadelı
çözüm bulunmasını ıstememek-
tedırier Bu nedenle "gûndüz
külahh, gece süatdı"lar etrafi
kaplamıştır
- Korucuiuk, yörenin kal-
kınmasını engelleyicı çok cid-
di bır sorundur. Hazw para,
uyuşturucu ve stlah kaçakçı-
lığı, çalışma ve üretme güdü-
sünü baltalamış, yok etmiştır.
Doğu'nun ınsanı ekonomık
açıdan, hem teröristier, hem
de uyuşturucu çeteleri tarafin-
dan kullandan bır potansıyel
haline gelmişür.
-îşsızlıksorunu cıddı boyut-
lardadır Geçvn kaynağı kaçak-
çılığa bağlı olup, kaçakçıhğın
orgütlenmesı 1990'h yıllarda
ağa tamfindan yapdvyordu An-
cak, 'geçıcıköykoruaduğu've
'aşiret silahlanması' hayıan-
cılığı gerıletmış kaçakçıhğın
yerını 'korucuiuk tnaaşı' \e
'silahlanma' aldıgından, emek
ısteven hayvancıhk da gtderek
yok olmuştur Dolayısıyla aşi-
ret reislen, ağalar, korucular
ve bunlann aılelerı emek tste-
meyen bu düzenın devamından
yanadırlar
Prof Bvsen Gckçe 'nm çözüm
onerilerme de pazartesı günü
koşemızdeyer vereceğız.
Rantıye kesım, ağzından gırdı
burnundan çıktı, vergı reformunu
hallettı Yok "Borsa batar" vok
"Serbestpiyasaya müdahale edil-
mez "şamatası yüzunden vergıyü-
ku dondu dolaştıyıne çalışanın us-
tune bındı Meclıs 'te 1998 Bütçe-
sı gorüşuldü Konuşmalar gırla
Sonuç? 1998 Butçesı uretmeyenın,
elını sıcak sudan soğuk suva sok-
mayanın cebıne yanyor
u
Yokcanım,o kadarda olmaz"
demeyın Turk Harb-tş Sendıkası,
butçenın eleştırıldığı bır btapçık
çıkardı Bırlıkte okuyalım
"Faiz, bütçe kalemleri içinde
yüzde 157.5 ile enyüksek artışın
öngörüldüğü kalem olmakta ve
bütçeden yüzde 39.9 ile en büyük
payı almakta. Böylece faizjerın
payı 1996 ydı rekorunu da kıra-
rak 2 puan yüksettyor."
Yazımızhmılennce "muzırneş-
nyat"tan sayılsa da, daha çınl-
çıplak bır gerçeğı gozler onüne
sermeden edemexeceğız
"Kamu hizmeti üretmekleyü-
kümlü birbütçenin toplumun azjn-
Ukta kalan varlıklı bır kesımıne
borçfaiz ödemelen yoluyla ozel
bırhızmet sağlamanoktasınagel-
mesı ve işlevım bununla sınırlan-
dtrması düşündürücüdür. Devlet,
vergi alması gereken kesımlerden
borçlanmakta, buna karşdık ver-
gı alabddığı kesımlerden elde et-
tiğıgeltrlen borçlandığı kesımle-
re transfer etmektedir. 1998 büt-
çesı, vergi gelirlerinin yüzde
66.3'ünü rantiye kesime aktar-
mayı öngörüyor."
Bu ışler, medyaplazaların "mik-
rop"tan anndırılmış odalarında
"piyasa dedikodusu " yapmaya,
sosyaladaletıçıngerçekleşen DISK
yuruvuşunu, eylemın ıçenğını bo-
şaltıp "Rıdvan Budak'ın sakalı
dabir haftahk oldu "ya mdırgeme-
ye pek benzemnor Tçkelcı med-
yanın "özgürleşme"den kastı ran-
ttyenın çıkarianm gözetmekse eğer,
bu hedefıne ulaştı
Yüksel Endeğeî
yazıyor
0 bana gülümsedi!Ben yarı
Amerıkalı bır
Turkum
1
Bununla da guaır du-
yarım Gozlerım modemızmın
ışığıyla Amerıka'da kamaştı,
hayatla orada tanıştım desem
yendır Beynıme ağıriık yapan
tum kohne ve hantal fikırlerden
orada kurtuldum.
Bununla bırlıkte, Amerıka
Bırleşık Devletlen'nı, en çok
son zıyaretımde, daha doğru-
su Mesut Yılmaz'ın yanında
gıttığım zaman sevdım Baş-
bakan'ın yanında 200 kışılık
burokrat-ışadamı ordusu var-
dı Ben ılışkılerımı ve şınnlığı-
mı kullanarak onların uçağıy-
la gıttım Amenka'ya Uçakta
Show TV'nın patronu Sayın
Erol Aksoy ile yan yana otur-
duk Erol Bey, gınşımlennı çok
beğendığım, başarılı bır ışa-
damı Ikıh sohbetler ıçın ılgınç
bır yontem gelıştırmış Once
ne dedığını anlamıyorsunuz,
adeta sahıbı olduğu CINE-5
kanalı gıbı şıfrelı konuşuyor
Fakat gereken mıktan yanında
bulunan sadık çalışanına (adı
Meliha veya Salıha ya da oy-
le bır şey) verdığınız zaman
Erol Bey'ın dılı çozuluyor, dıya-
log netleşıyor Bıraz pahalı,
ama guzel bır sohbet oldu
Once New York'a ındık Yıl-
maz'a Musevı Antı-Defamatı-
on League-ADL (Iftıra ile Mu-
cadele Bırlığı) adlı kuruluş ta-
rafından "Seçkın Devlet Ada-
mı Ödütu "verıldı
Yılmaz, torende yaptığı ko-
nuşmada, "Turkıye, Israıl'ın var
olma hakkını desteklıyor" de-
dı. Ben de dayanamayıp Yahu-
dı halk danslarından ornekler
vermek ıstedım Hernedense
engelledıler Bununla bırlıkte
Amerıka zıyaretı boyunca Yıl-
maz'ın ödulunu bızzat kendım
taşıdım
Avrupa Bırlığı ıçın konuştu-
ğumuz Amerıkalı dıplomatlar,
"Dunya, New York kadar acı-
masız, kımse kımseye lyılıkpe-
şınde değıl Avrupa Bırlığı yo-
lunda sarsıntı oldu ama lastık
bılepatlamadı Yoladevamet-
mek gerek" yorumunu yaptı-
lar Ben de "Ekselanslan" de-
dım, "New York bıryana, dun-
ya bır yana Keşke AB 'ye katı-
lacağımıza, sızın fahrı değıl,
tam bır eyaletınız olsak" de-
dım Tektekellennısıktım.Tur-
kıye'ye davet ettım Sanırım
benden hoşlandılar
New York'tan VVashıngton'a
geçtık 19 Aralık Cuma gunu
Mesut Yılmaz Beyaz Saray'a
çıktı Ben de yanındaydım
Başbakan'ın oğluyla kurdu-
ğum dostluğun (ıkımız de Los
AngeJes Lakers'lıyız) bunda et-
kısı oldu galıba Yılmaz, Clın-
ton'la Oval Ofis'ınde goruşur-
ken, ben Beyaz Saray'ı adım
adım gezdım, tozlanmış bazı
yerlerı bızzat mendılımle sıl-
dım Yeni Dunya Duzenı'nınbu
kutsal mekânı ıçımı açtı Glo-
bal açıdan hacı oldum da dı-
yebılınz Tum modernlerın bu
duyguyu yaşamalarını ısterım
Yılmaz, Clınton'a demokra-
sı ve ınsan hakları konulann-
da ılerleme sozu verdı Clınton
da desteklennın devam ettığı-
nı belırttı Ikılı goruşme sıra-
sında Clınton'ın zaman zaman
Yılmaz'ın dızıne dokunarak ko-
nuştuğunu duyduğum ıçın, soz
konusu dıze punduna getıre-
rek btr şra ben-de dokunmayt
ve boylece dolatylı da olsa Clın-
ton' latokalaşmış olmayı plan-
lıyordum kı, Beyaz Saray'dan
çıkarken Sayın Başkan bızle-
rı bızzat tokalayarak uğurtadı
Bayılıyorum sandım Opamuk
elını ıkı elımın arasına aldığım-
da sağ gozumden bır damla
yaş akmasına engel olama-
dım O ıse tum karızmasıyla
bana gulumsedı Beyaz Sa-
ray'da toplam 1 saat 35 dakı-
ka kaldık (Omrumun en onem-
lı 95 dakıkası da dıyebılırım
Ve hatta dıyorum da
1
)
Bu arada gerçek bır hanım-
efendı olan sayın Bema Yılmaz
da, once Çocuk Sağlığı Mer-
kezı'ne gıderek hasta çocuk-
lara hedıye dağıttı onlan ku-
cağına alıp ılgılendı Kesınlık-
le bır melek ımajı çızıyordu,
post- modern bır Belgin Do-
rukgıbı hoşvetatlıydı Berna
Hanım daha sonra Beyaz Sa-
ray'da Hillary Clınton la bır
araya geldı Muhteşem first
lady, Berna Hanım'a "BıH ve
ben eşjnızın yenıden Başba-
kan olmasına çok sevındık
Tansu Hanım, Refah'la ışbır-
lığı yaparak bızı kandırmıştı
Washıngton 'a geldığınızde ha-
benm olsun " demış
Ne dıyelım, bır zamanlar sev-
gımı hak eden Tansu Hanım,
kendısı ettı ve yıne kendısı bul-
du Şımdı Berna ve Hillary ha-
nımlar arasındakı muthış ar-
kadaşlığa bakıp bakıp ıçlen-
mesın de ne yapsın Ne ya-
pacak, gıdıp Nermin Erba-
kan'la aşurenın nasıl yapıldı-
ğını tartışacak
Bır ılgınç olay da Devlet Ba-
kanı Güneş Taner*ın ABD Baş-
kan Yardımcısı Al Gore ile go-
ruşmesı sırasında fincanını elın-
den duşurmesı oldu Taner'ın
elbısesı ve halı kahve ıçınde
kaldı Kravatımı çıkanp halıyı te-
mızlemek aklımdan geçmedı
değıl, ama malum çevreler bu
davranışımı "yalakalık" olarak
nıtelerter, Guneş Taner'ı zor
durumdan kurtararak ulkemın
prestıjını yukseltmek ıstedığı-
mı anlamazlar dıye vazgeçtım
A) Gore da muhteşem bır ın-
san, ılerde başkan olabılır
Onunla da tokalaştım
IMF Başkanı Michel Cam-
dessus, Mesut Yılmaz'ın enf-
lasyonla mucadele kararlılığın-
danetkılendığınıaçıkladı Ben
de kendısının bu olgunluğun-
dan çok etkılendım Onun da
elını sıktım
Zıyaretın tek olumsuz yonu,
ABD'nın Turkıye'ye helıkopter
satmamasıydı Hıç onemlı de-
ğıl Hayatta helıkopter nedır
kı'? Hangı pervane bu guzel
dostluğa golge duşurebılır
Internet htp/ www/ Her-
kese mutlu Noeller'
HAYVANLAR ÎSMAIL GÜLGEÇ
KİM KÎME DUM DÜMA REBIÇ AK rtr
T
ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI
H A R B t SEMtH POROY
e*maif: czzt-prrt...
TARİHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAJS 27Aroiık
1 'DÛNYn BANKASI" KURULUrOR..
194S"TE Sl/St/A/, PUUr* SANKASt, ABD 'OE KUKUL-
KREDt
G£S/ZUtU£BlHr GtDCR-
U K/LMAK ; KM/AfUAGM S£UfM£S/NE DÖA/ÜK
MAtC GEUÇMtf
K&et>ıt£RiNt puçu*:
YAÜD/MCf
, fS-ZO
GÖRÜŞ
Dr. TANAY SIDKI UYAR
Nükleer Enerjide
Son Durum
Enerjı sektorune ılışkın kararlaralınırken doğru
bılgılerın kullamlması, ulkemızın bugunu ve gele-
ceğı açısından yaşamsal onemdedır Ulusal so-
runlarımızı, ulusal çıkarlarımızı gozeterek ve doğ-
ru bılgılerle, bırlıkte değerlendırdığımızde dışarı-
dan gelen telkınlere karşı kendı tercıhlenmızı oluş-
turabılıyoruz Aksı takdırde her ıkısı de ulusal çı-
karımıza uygun olmayan ve fakat onumuze ko-
nan ıkı olumsuz karardan bır tanesını tercıh edı-
yoruz Bu tercıhler ıse çoğu kez yurtdışında ve-
ya yurtıçınde, doğal olarak kendı çıkarlarını ko-
ruyan ve bu yonde yardımcılar tutan, urun uretıp
tıcaretını yapan kışı ve kuruluşların ısteklerı doğ-
rultusunda bıçımlenmektedır Bılgı toplumunda sıs-
temlı değerlendıren bırey ve kuruluşlar sıstemlı
değerlendırmeyen dığer bırey kuruluş ve ulkele-
rı kandırabılmektedır Bunun ortamını sağlamak
uzere serbest pıyasada kışı ve fırmaların, bırbır
lerını zor durumda bırakıp batırma da dahıl olmak
uzere rekabet etmelerı, ulaşılması gereken bır he-
def olarak sunulmaktadır
Turkıye Atom Enerjısı Kurumu'nun Ocak-Nı-
san 1997 tarıhlı 26 sayılı bultenınde yer alan dun-
yadakı nukleer reaktorler tablosunda, gelışmış
uikelerde, Fransave Japonyadışında, planlanan,
teklıfı yapılmış veya ınşa halınde bır tek tane bı-
le nukleer santral bulunmadığı gorulmektedır
Fransa ıse daha once ınşasına başladığı uç sant-
ralın ınşaatını surdurmekte, ancak hıçbır yeni
santral planlamamakta ve teklıf etmemektedır
Japonya ıse gelecekte kullanacağı 22 adet yeni
santralı planlamakla yetınmekte ve teklıf edtlmış
ya da ınşa halınde hıçbır nukleer santralı bulun-
mamaktadır Anlaşılan Japonya da 197O'lı yıllar-
da tasanmlanan ve dunyayı kurtarmak bır yana,
dunyanın kendısınden kurtulmaya çalıştığı eskı nuk-
leer santral teknolojısıne pek sıcak bakmamak-
tadır Eskı ve sorunlu nukleer santral teknolojısı
ucuza satıldığından, sadece Çın, Iran, Guney Ko-
re, Tayvan ve şımdı Türkiye'de teklıf yapılmış nuk-
leer santrallar bulunmaktadır
Gelışmış uikelerde bulunan nukleer santral ure-
tıcılerı, bu uikelerde daha onceden kurulmuş bu-
lunan nukleer santrallan yeni çevresel kısıtlar al-
tında çalıştırmanın gerektırdığı, ek araştırmaların
malıyetını paylaşabıleceğı kurbanlar aramakta-
dır Ayrıca gelışmış ulkelere ekonomık olmadığı
ıçın satamadıkları eskı teknolojıye dayalı nukleer
santrallan, kendı enerjı sıstemını bılgıye dayalı
olarak planlamayan ulkelere satarak yeni tekno-
lojı ıçın kaynak yaratmaktadırlar
Eğer bır teknolojının guvenlı olarak çalışması ıçın
bu kadar çok onlem alınması gerekıyor ıse nuk-
leer santralların guvenlı olduğunu soylemek ım-
kânsızdır Aynca dunyada kamuoyundan sakla-
nan ya da duyurulmak zorunda kalınan tum nuk-
leer kazalar bunun kanıtıdır
Bır teknolojıyı meslek edınmış olmak o tekno-
lojının topluma vereceğı zararıarı gozardı etmeyı
gerektırmemektedv Amertka, Almanyavelsvıç-
re'nın eskı teknolojı olduğu ıçın yan fiyatına satıl-
masına rağmen, ekonomık bulup kullanmadığt
eskı nukleer teknolojının Turkıye'ye transferını
gerçekleştırmek uzere bundan çıkarı olan yırtdı-
şı firmalan ellennden gelen her şeyı yapacaklar-
dır
Eğer bır ulkenın karar verıcılen geleceğe ılışkın
değerlendırmelerını yaparken kendı ulkelerının
çıkarlarını ve geleceğın teknolojılerını goz onune
almazlar ıse yurtdışından gelen telkınlere açık
olurlar ve dığer tarafa yardımcı olup kendı ulke-
lenne kotuluk ederier
Kısacası, geçmışın teknolojılen ile geleceğı plan-
lamaya çalışırlar
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1
2
3
4
5
İ9
1 2 3 4 5 6
I I I U
U M
M Ul
HJ
J-ü-rvFPHF
•
l
8
i
9
•
1 2 3 4
SOLDA> SA-
ĞA:
1/ Yanbş ve çap-
raşık düşünce
2/ Hayal ürünü
ılgınç Guney
Amenka'da ya-
şayan bır yük
hayvanı 3/ Dı-
van edebıyatın-
da meyhaneye
venlen ad 4/
Soğurma, em-
me Ek\ator
bölgelennde ye-
tışenbırmeyve
ağacı 5/ Bır denız \ol-
culuğunda gemının ya ..
da yukünün gördüğü za-
rar Duman lekesı 6/ 2
Türkıye'nın de üyesı ol- 3
duğubırörgût Cınayet A
7/"---Tüfekçı" Halk- ^
bılımcı ve saz sanatçısı ö
Eskıdıldeköpek.8/hal- 6
ya'nın en uzun ırmağı 7
Bır tanm aracı 9/ Os- o
manlılarda gece bekçı-
sı Vebahastalığuıave-^
nlen bır başka ad
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/Yatarkoltuk Eskı dılde ayak 2/"Doğar — mıde-
leîden nur toplu ıhtılaller" (Faruk Nafız Çamhbel)
Nevşehır'ın bır ılçesı 3/ Özelhkle taşlamalan> la tanın-
mış XIX yüzyıl halk ozanı 4/ Buyuk kardeş, ağabev
Yunanıstan'a aıt bır ada 5/ "Satyajıt " Hıntİı sıne-
rna yönetmenı Yüz metrekare tutannda yuzev olçüsu
bırınu 6/ Yararlanılan uygun koşul Satrançta bır taş
II Bır gömleğın göğüs kısmına buzulü olarak ılıştınlen
dantel susleme îsabet ettırememe 8/ Dınsel ınancın ak-
la değıl, duyguya bağlı olduğunu öne suren oğretı 9/ Es-
kı Turklerde kutsal sayılan hekım
BURSA ASLIYE (4) HUKUK
MAHKEMESt'NDEN
DosyaNo 1997 629 Esas
Davacı tsmaıl Curay vekılı avukat Mehmet Cavıt
Pışkın tarafından davalı Halıme Curav alevhıne açılan
boşanma davasma esas olmak uzere,
Mahkememızce davalmın bıldınlen adreslenne teb-
lıgat yapılamamış Cumhunyet Baş;>a\ cılığı kanalı ile
de davalının adresı tesbıt edılemedığınden, duruşma
nın yapılacağı 6 Şubat 1998 günü saat 09 30'da davalı
Halıme Curay'm bızzat duruşmada hazır bulunması
veya kendısını vekjl ile temsıl ettırmesı veya dava>a
yazılı olarak cevap vermesı duruşmada hazır bulunma-
dığı kendısını vekıl ile temsıl ettırmedığı taktırde ıse
yıne duruşmalara yokluğunda devam edılerek yıne
yokluğunda bır karar venleceğı hususu da\alı Latıf ve
Zehra'dan olma 1934 Bulganstan doğumlu Halıme
Curay'a dava dılekçesı ve dumşma günunün teblığı ve-
nnegeçmek uzere ılanen teblığ olunur Bisın 602^2