Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15 ARALIK 1997 PAZARTESİ
HABERLER
TMMOB
demokrasi
kurultayı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - 34. olağan genel
kurulunda. bir demokrasi
programı hazırlama karan
alan Türk Mühendis ve
Mımar Odalan Bırliği
(TMMOB.)l4ayhk
çalışmasının son aşamasma
geldi. TMMOB Demokrasi
Programı' taslağını iki
gûnlük bir kurultayda
tartışan delegeler.
demokratikleşme sürecınde
yaşanan çeşitli sorunlara
dikkat çektiler. Belirlenen
konu başlıklanna göre ] l
komisyon oluşturularak
sorunlann tart'şıldıgı
kurultayda, kiireselleşme
programının en önemli
uygulama hedeflerinın,
sosyal devletin tasfiyesi,
özelleştirme ve örgütsûz bir
toplum varatma olduğu
belirtildi.
Erbakan'a Kanal
7 soruşturması
• ANKARA (L'BA) - Refah
Partisi Genel Başkanı
Necmettin Erbakan'ın
Kanal 7
televizyonu için
yaptığı maddi vardım
çağnsıyla ortaya çıkan RP'li
belediyeler ve televızyon
şirkeri arasındaki ticari
ilişkiler ağı, Başbakan
Mesut Yılmaz'ın onayıyla
soruşturma kapsamına
alındı. tçışlen Bakanı Murat
Başesgioğlu. Tekirdağ DSP
Millervekili Fevzi
Aytekın'in yazılı soru
önergesinı yanıtladı.
Başesgioğlu, Yılmaz'ın
onayıyla Başbakanlık Teftiş
Kurulu ve îçişleri Bakanlığı
tarafından görevlendirilen
ıki mülkiye müfettışınin
Erbakan'ın konuşmasını ve
Kanal 7'ye yapıldığı öne
sürûlen maddi yardımlan
soruşturduğunu bildırdı.
ÖDP'nin öğrenci
eylemi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Özgürlük ve
Dayanışma Partisi (ÖDP),
TBMM'de paralı eğitime
"hayır" dediklen ıçin 96
yıla mahkûm olan
öğrencıler için Kızılay'da
protesto mıtıngi
düzenleyecek. ÖDP Ankara
ll Başkanı Haydar Uker,
Ankara II Başkanlığı
önünde yaptığı basın
açıklamasında, 17 Nisan
I996tanhinde. TBMM'de
gösteri yapan 8 öğrencınin
96 yıl hapıs cezasına
çarptınldığını anımsatarak
" 17 Aralık'ta öğrencilenn
cezaevlerinde bulunmalannı
protesto ıçın Kızılay'da
olacağız" dedı.
Müdüpe yolsuzluk
suçlaması
• İstanbul Haber Servisi -
Gazıosmanpaşa Cemal
Gürsel tlköğretim Okulu
Koruma Derneğı Başkanı
Esat La>ik, okul müdürü
Salim Dürü'nün. "yetkısız"
bağış topladığını öne
sûrerek Gazıosmanpaşa
Milli Eğitim
Müdürlüğü'nün konuyu
bilmesine karşın soruşturma
açmadığını ve toplanan
paranın derneğe
aktanlmasıru bildirdığini
iddia etti. Layık, okul
müdürü Dürü'nün. 30
mayısta düzenlenen okul
gecesinin 46 milyon lira
zararla kapandığmı
söylemesıne karşın, zarara
gerekçe gösterdiği 160
milyon liralık giderin ise
geceyle ilgisi olmayan
harcamalardan oluştuğunu
ileri sürdû.
Susurluk'ta
bayrak mitingi
• SUSURLUK (AA)-
Susurluk'ta 2 Kasım'da
yapılan "Ç<-telere Hayır"
mitingıne alternatıf olarak.
Susurluk Belediyesi'nce
dün "bayrak" mitingi
yapıldı. Susurluk Belediye
Başkanı Fahrettın Tan, Şehit
tbrahim Çınar
Meydanı'ndaki mıtmgde
yaptığı konuşmada, kazanın
birinci yılı dolayısıyla 2
Kasım'da Susurluk'ta,
yapılan mitingi
benimsemedikleri için böyle
bir miting düzenlediklerinı
söyledi.
Berat Kandili
kutfandı
• Haber Merkezi - Hz.
Muhammed'e
peygamberliğinin
bildirildiği Berat Kandili
dün kutlandı. Dıyanet İşlen
Başkanı Mehmet Nuri
Yılmaz. Berat Kandili'nın
tüm insanlar ıçın özel bir
ikaz ve hatırlatma günü
oldufunu belırttı.
Anayasa Mahkemesi karan öncesinde milletvekilleri partiden istifa edecek
RP'den paravan partilerSEBAHAT KARAKOYUN
ANKARA - RP, bir yandan ya-
nn Anayasa Mahkemesi'nde baş-
layacak kapatma davasına hazır-
lanırken yeni parti kurma çalış-
malanna da hız verdı. RP'nin ola-
sı bir kapatma karanna karşı şa-
şırtma takriği ızleyerek birden
fazla yedek parti kurmayı günde-
me getirmeyi planladığı belirtil-
di. Kapatılan partilerin üyelerinin
durumlanyla ilgili Siyasi Partiler
Yasası (SPY) hükmü nedeniyle,
Merkez Karar Yürütme Kurulu
(MKYK) üyeleri ve milletvekil-
lerinin yenı partide görev alama-
ma riskiyle karşı karşıya kalabi-
lecekleri ve bunu önlemek ama-
cıyla karann kesinleşmesinden
önce partiden istifalann günde-
me gelebileceğine dikkat çekildi.
Anayasa Mahkemesi'nce ka-
patma karan verilmesi durumun-
• RP kulislerinde yeni partinin de yargı engeliyle karşılaşması
olasılığına karşı birden fazla yedek parti kurulacağı öne sürülürken ilk
etapta ^feniden Büyük Türkiye Partisi'nin kuruluş dilekçesinin îçişleri
Bakanlığı'na verileceği bildirildi.
da kurulacak yeni parti açısından sından sonraki gelişmeleri ızle-
da "kapatılan partinin devamı"
izlenimi verdiği gerekçesiyle sı-
kıntılar doğabileceğini gören RP
kurmaylan, farkJı taktikler geliş-
tirdi.
RP kulislerinde yeni partinin
de yargı engeliyle karşılaşması
olasılığına karşı birden fazla ye-
dek parti kurulacağı öne sürülür-
ken ilk etapta Yeniden Büyük
TürldyePartisi'nin kuruluş dilek-
çesinin îçişleri Bakanlığı'na veri-
leceği bildirildi. Bu partinin "pa-
ravan'' niteliği taşıyacağı ve ku-
ruculan arasında az sayıda mil-
letvekılinin yer alacağı belirtildi.
RP kurmaylannın Yeniden Bü-
yük Türkiye Partisi'nin kurulma-
yeceklen ve daha sonra asıl yedek
partiyi gündeme getirecekleri öne
sürûldü. Anayasa Mahkemesi'nin
kapatma karan vermesi duru-
munda siyaset yasağının kapsa-
mının ne olacağına ilişkin tartış-
malar RP cephesinde kargaşaya
yol açtı. Partinin kapatılması du-
rumunda iddianamede isimleri
geçtiği için 5 yıl siyaset yasağıy-
la karşı karşıya kalacak olan RP
Genel Başkanı Necmettin Erba-
kan ve 5 miiletvekilinin dışında,
parti yöneticileri ve milletvekille-'
rinin de kurulacak yeni partide
kurucu ve yönetici olamama teh-
likesiyle karşı karşıya kalabile-
cekJeri savlan kafalan kanştırdı.
Kapatma karannda anayasada
1995 yılında yapılan değişikliğe
uygun hale getirilmeyen SPY'nin
95. maddesine atıfta bulunulma-
sı olasılığı ve Anayasa Mahkeme-
si Başkanı Yekta Güngör Öz-
den'ın bu konudaki sorulara net
biryanıt vermemesi RP'de kaygı-
lan arttırdı. Bu kaygılar, anayasa-
da 1995 yılında yapılan ve kapa-
tılan partilerle ilgili siyasi yasak-
lan daraltarak yalnızca "kapaüJ-
mava söz ve eylemleriyle neden
olanlara 5 >ıl siyaset yasağı uygu-
lanmasını" öngören değişikliğe
paralel olarak SPY'de değişiklik
yapılmamasından kaynaklanıyor.
RP kurmaylan bir yandan ana-
yasanın bütün yasalann üstünde
olduğunu ve bu nedenle SPY'nin
değiştirilmeyen 95. maddesinin
dikkate alınmayacağını savunur-
ken bir yandan da yeni partinin
kurulması sırasında bu madde
hükmü nedeniyle sorunlar yaşa-
nabileceği riskini gözden uzak
tutmuyorlar. Kapatılan partinin
"kunıculan, genel başkanlan,
MKYK ve disipttn kurulu üyeleri
fle milktvekiUerinin başka bir
partinin kurucusu ve yöneticisi
olamayacaklannı" öngören 95.
maddenin ışletilmesi riskine kar-
şı Anayasa Mahkemesi karan ke-
sinleşmeden önce, parti yöneti-
minden ve grubundan istifalann
gündeme gelebileceği savunuldu.
Kurulacak partilerin yönetimin-
de görev alması kesinleşen parti
yöneticileri ve milletvekillerinin
önümüzdeki günlerde yürürlüğe
konulmak üzere istifalan Erba-
kan'a ilettikJeri öne sürüldü.
Prof. Dr. Akıllıoğlu, işkence olaylannı gösteren sistematik bir çalışma bulunmadığını söyledi
'İnsan hakkm hükümetpoliûkasıolmalı'
• Dünyanın her yanmda
Türkiye'nin insan haklan ihlalleri
nedeniyle eleştirildiğini belirten
İnsan Haklan Merkezi Başkanı Prof.
Dr. Tekin Akıllıoğlu, Türk basınının
da insan haklan konusuyla gereği
gibi ilgilenmediğini söyledi.
OLCAY AYDÎLEK ~
ANKARA - Siyasal Bilgiler Fakültesi (S-
BF) insan Haklan Merkezi Başkanı Prof. Dr.
Tekin Akıllıoğlu, işkence ve kötü muamele
sa\ lanyla Avrupalı gözlemcilerin sık sık eleş-
tirilenne hedef olan Türkıve'nin. zaman ge-
çırmeksızın "insan haklan potitikası" oluş-
turması gerektiğini söyledi. Akıllıoğlu,
AB'nin genişleme sürecı dışında kalan Tür-
kiye'nin duygusal tepkiler verrnekten kaçm-
ması gerektiğıne ışaretetti. Akıllıoğlu, Türki-
ye'nın, AB'ye tam üye olmasını güçleştiren
nedenler arasında sayılan insan haklan konu-
sunun danışman nıteliğindeki bir tek bakan-
lığa bırakılamavacagını vurguladı. Akıllıoğ-
lu. "Benim önerim, hükümetinsan haklan po-
Dtikası oluştursun. Hükümette bu işi elealma
arzusu yok. Öteden beri deniyor ki 'sanki Al-
manya'da işkence yok mu?' Var, Malta'da da
ltalya'da da var. Ama orada bu konudaki ra-
porîar yayunlanıyor ve bir takip var. Türki-
ye'de ne yapüdıgını künse bilmiyor" diye ko-
nuştu. Akıllıoğlu, daha Türkiye'de işkence
olaylannı gösteren sistematik bir çalışmanjn
bulunmadığına dikkat çekti.
Dünyanın her yanında Türkiye'nin insan
haklan ihlalleri nedeniyle eleştirildiğini belir-
ten Akıllıoğlu, Türk basınının da insan hak-
lan konusuyla gereği gibi ilgilenmediğini söy-
ledi. Akıllıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'de özgür bir basın da yok aslında.
Çünkü insan haklan ihlalleri sÖYİenemiyorsa
vevazılamıyorsa. iki nedendendirbu: Ya bu pa-
ra etmiyordur, enteresan ve Ugi çekici değüdir,
bana göre insan haklan çok önemli ve ilgi çe-
kkidir ya da basın sansasyonel haberlerle ilgi-
leniyordur, bu durumda orada müthiş bir bas-
kı var demektir. Böyle iç gıcıklayan, küçük ay-
nnülan manşet yapan bir basın ashnda ciddi
sorunlara el atmryor demektir."
insan haklan alanında atılan adımlann "Av-
rupa güdümlü" olduğunu vurgulayan Tekın
Akıllıoğlu, şunlan söyledi: "Bu hükümet de
daha bir şey yapmadı. İnsan haklan polhika-
sızJığı da sürüyor. Bu hükümet de hükümetin
insan haklan konusundaki poütikasını sadece
yabancdara söylüyor. Kendi memleketine söy-
leyemiyor. O politikası da kendisine hangi ko-
nuda eleştiri yapılryorsa aman onu düzeltece-
0m, o konuyu örtbas edeceğinı tarzuıda. Bi-
linçli sistematik bir potitika değil."
Türkiye'nin .AB'ye girmemesınde başat ko-
şul olarak insan haklan ihlallerinin gösterile-
meyeceğini belirten Akıllıoğlu, ekonomiden
toplumsal yaşama değin uzanan bir dizi soru-
nun bu konuda belirleyıcı olduğunu söyledi.
Avrupa insan Haklan Mahkemesi'nde bütün
devletlerin mahkûm olduğunu bildıren Akıl-
lıoğlu.w
Onlar Türkiye'yi kınamak için yahut
rezil etmek için yapılmış senaryolar değil. Yal-
nız, işkenceden dolayı en fazla mahkûm edflen
ülke Tü rkive. Bu tabii çokdikkatçekici bir şey-
dir" dedı. *
Akıllıoğlu, insan haklan ihlalleriyle ilgili
savlann hedefi olan Türkiye'nin terörle mü-
cadele ettığinı bütün dünyaya bir kez daha yi-
nelemesi gerektiğini söyledi.
GalatasarayLisesVnin 516. yıldönümü
Galatasaray Eğitim Vakfı Başkanı tnan
Kıraç, Türkiye'de eğitimin sorunlan
çözüunediği takdirde Atatürk'ün kurduğu
laik cumhuriyetin tehlike içmde oiacağmı
söyledi. Galatasaray LJsesi'nin 516.
kuruluş yıldönümü, dün lisede düzenlenen
geleneksel pilav günüyle kutlandı. İstanbul
Miln Kğitiın Müdürü Ömer Balıbey'in de
kankuğı törende, 50. yılını dolduran
Galatasara\ Lisesi mezunlarma madalya
ve beratlan verildL Törende konuşan
Galatasaray Eğirim Vakfı Başkanı İnan
Kıraç. Türkiye'de eğitimin sorunlarmın
çözühnemesi halinde ülkenin ileri
grtmesinin çok zor olduğuna dikkat
çekerek "Bu amacı bir seferberlik haline
dönüştürmezsek. Atatürk'ün kurduğu laik
cumhuriyet tehüke içinde olacak" dedi
Galatasaray Lisesi'nde görev yapan ve
Fransa'dan maaş alan yabancı
öğretmenlerin eflerine ayda yakhşık 1
mih/ar lira geçerken aynı lisede çalışan ve
devletten maaş alan öğretmenlerin eline
ayda 63 milyon lira geçtiğine dikkat çeken
Kıraç, "Kanunlara göre yemek bâe
veremediğimiz bu hocalarnnıza
önümüzdeki yıl Bahçeköv 'de tojman
yapmak istiyoru/" diye konuştu.
Bahçeköy'de sekiz yılhk vatıb bir
ilköğretim okulu da vapmak istediklerini
belirten Kırac. Galatasaray L nKersitesi
için önceden 10 yılhğma kiralanmış olan
Denizcüik İşietmeleri'ne ait arsanın kira
süresinin de Başbakan Mesut Yılmaz'la
yapnğı görüşme sonunda 49 yua
çıkanldığını söyledi. Törene telgraf çeken
Cumhurbaşkanı Sükyman DemireL
Başbakan Mesut Yılmaz, Milli Eğitim
Bakanı Hikmet Lluğbay ve çok sayıda
mületvekiii de Galatasaray Usesi'nin 516.
kuruluş yıldönümünü kutiadı.
(Fotoğraf: İPEK YEZDANİ)
Susurluk
Dava
dosyalan
birleşiyor
tstanbul Haber Servisi -
Kamuoyunda "Susurluk
davası" olarak bilinen,
özel timciler ile Özel
Harekât Dairesi eski
Başkanvekıli tbrahim
Şahinın de aralannda
bulunduğu 12 sanığın
yargılanmasına bugün
devam edilecek. Bugün
yapılacak oturumda
Ömer Lütfü Topal'ın iş
ortağı Ali Fevzi Bir'in
dosyası, bu dava ile
birleştirilecek.
tstanbul 6 No'luISĞM'de
görülen davanın son
yapılan oturumunda tüm
sanıklar tahliye edilmişti.
Ancak sanıklann bu
celseye katılmalan
bekleniyor. Başka bir
davadan tutuklu olan
Yaşar Öz ile Topal'ın iş
ortağı Ali Fevzi Bir de
Metris Cezaevi'nden
getirilecekler. Bir'in bu
davada ilk kez sorgusu
yapılacak. Hakkında ek
ıddianame hazırlanan
Bir'in Sami Hoştan'la
bırlikte Ömer Lütfü
Topal'ı özel timcilere
öldürttüğü öne sürülüyor.
Bu oturumda mahkeme
heyetinin, Bir'in
dosyasını Susurluk dava
dosyasıyla birleştirmesi
bekleniyor.
IHD İstanbul Şubesi, İnsan Haklan Haftası nedeniyle rapor yayımladı
Hak ihlallerî artarak sürüyor
ALPERTURGUT
İnsan Haklan Derneği (İHD) tstanbul
Şubesi'nin İnsan Haklan Haftası nede-
niyle açıkladığı 1997 Ihlal Raporu'nda,
211 kişinin işkence gördüğü, 281 gazete-
cinin gözaltına alındığı, 46 kişinin kaybe-
dildiği, 7 bin 76 işçinin işten çıkanldığı,
13 köyün yakıldığı ve 92 kişinin de faili
meçhul cinayete kurban gittiği belirtildi.
İHD yetkilileri, ihlallerin artarak sürdü-
ğünü \iirgulayarak "Devletin, İnsan Hak-
lan Evrensel Beyannamesi'ne imza atma-
sına rağmen sürdürdüğü baskılar sona er-
meyıecek gibi gözüküyor. Arnk, demokra-
siye ve düşünce özgüriüğüne inanan her-
kesin basküara dur demesi gereldyor" di-
ye konuştular.
1982 Anayasası, Terörle Mücadele Ya-
sası (özellikle 7. ve 8. maddeler), Türk
Ceza Yasası (özellikle 311. ve 312. mad-
deler), Siyasi Partiler Yasası ve Dernek-
ler Yasası'nın demokrasinin önünde bü-
yük birengel olduğunu belirten İHD üye-
leri, kamuoyunu "düşünceveifade özgür-
lüğu"nü hayata geçirmek için göreve ça-
ğırdı.
1997 yılının ilk 10 ayında, 92 faili meç-
hul cinayet, 46 gözaltmda kayıp, 211 iş-
kence, 13 köy yakma ve boşaltma, 98
bombalama. 87 yargısız infaz ve gözaltın-
da ölüm olayı meydana gelırken bın 933
güvenlik görevlisi ve militan, çatışmalar-
da hayatını kaybettı. 112 yurttaş öldü,
220'si yaralandı.
Ihlal raporunda yer alan basına yöne-
lik baskı ve şiddet uygulamalan ise şöy-
le:
• 281 gazeteci gözaltına alındı.
• 157 dernek, sendika, gazete ve der-
gi polis tarafından basıldı.
• 142 dernek, sendika ve basın-yayın
organı kapatıklı.
• 221 gazete ve dergi toplatıldı.
• Düşünceye istenen hapis cezası: 838
yıl 6 ay.
• Düşünceye istenen para cezası: 3
milyar 200 milyon lira.
• Düşünceye verilen hapis cezası: 238
yıl 4 ay.
• Düşünceye verilen para cezası: 23
milyar 457 milyon lira.
• Cezaevinde bulunan düşünce suçlu-
su: 116.
Raporda, aynca suç işledikleri gerek-
çesiyle gözaltına alınan 19 bin 835 kişi-
den bin 149'unun turuklandığı belirtildi.
Türkiye ile ilişkileri koparmak istemiyorlar
Avrupa teması yoğunlaştırdı
Haber Merkezi -Ingiltere, Fransave
Almanya, Başbakan Mesut Yılmaz'ın
Türkiye'nin resmi yanıtını açıklama-
dan önce Türkiye ile temasa geçerek
"ilişkileri temelden koparacak bir bil-
diri yayTmlanmaması" konusunda tel-
kinde bulundu.
ABD ise Lüksemburg zirvesinden
sonra uğradığı düş kınkJığını Türkiye
ile paylaştı.
Ocak ayı başından itibaren AB Dö-
nem Başkanlığı 'nı üstlenecek olan In-
giltere'nin Türkiye Büyükelçisi David
Logan. Ingiltere Başbakanı Tony Bla-
ir'in mesajını Yılmaz'a iletti. Mesajda,
Türkiye 'ye sunulan paketın iyi olduğu
belirtilerek Türkiye-AB ilişkilerinin
tngiltere'nin dönem başkanlığı sırasın-
da geliştirileceğini ifade etti. Türki-
ye'ye adayhk statüsü verilmesine en
çok karşı çıkan ülke olarak bilinen Al-
manya'nın Türkiye Büyükelçisi Hans-
Joachim Vergau da Yılmaz'la bir tele-
fon görüşmesi yaparak Türkiye-AB
ilişkilerinin kesümesinin iki tarafa da
fayda getirmeyeceğini söyledi.
Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chi-
rac, düzenlediği basın toplantısında
AB'nin, Türkiye'nin üyeliği konusun-
da "güçlü bir işaret" vermemesinden
dolayı "pişınanİık" duyduğunu söyle-
di.
Demokrasi sempozyumu
'Laiklik tehlikeli dönemeçte'
İstanbul Haber Servisi- İstanbul Bü-
yükşehir Belediyesi'nin düzenlediği
"Demokrasi Sempozyumu"nda konu-
şan RP'li Çorum Belediye Başkanı Prof.
Dr. ArifErsoy, Türkiye'de "laikliğin teh-
ükealtında'1
olduğunu belirtti.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin
Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda dü-
zeniediği iki günlük "Demokrasi Sem-
pozyumu" dün sona erdi. Sempozyu-
mun "Siyasi Davranış Olarak Demokra-
si" başlıklı bildirisinde ilk oturumda su-
nan Prof. Dr. Doğu ErgD demokrasi için
siyasette karşıtlık değil, uzlaşma sağ-
lanması gerektiğini belirtti. Yazar
Dr. Mehmet Ali Kıbçbay da sempozyu-
ma sunduğu bildirisinde demokrasi için
zemin gerektiğini belirtti.
Cemaatleri si%al toplum örgütü olarak
değerlendiren Prof. Dr. Ömer Dinçer ise
asıl cemaatlerin vakıflann, sendikalann
demokrasi içinde yer ahnası gerektiği-
ni savundu. Çorum Belediye BaşkanıEr-
soy "Şarkm geri kalmasının bir nedeni
vantar: O da baskı altmda yaşamasıdır.
Türkiye'de demokrasi baskı altındadır.
Laiklik iskmivor'' dedi. Gazeteci Aü
Kırca da merkeziyetçiliğe karşı yerin-
den yönetimi savunurken demokrasiyi
de uzlaşmacılık yerine "farklüıkların
bir arada, erimeden y^aşaması'" olarak
tanımladı.
BİZBİZE
ERDAL ATABEK
Bilgi Toplumunun
Sosyal Rolleni...
Bilgi toplumu, sosyal rolleri de değiştirecektir.
Tarım toplumu, kan bağına dayalı akrabalık rol-
lerini öneçıkarmış, etkin kılmıştır. "Babam sağol-
sun", "Onun dayısı var", "Yeğenimi kolla" gibi
toplumumuzda bugün de yaşayan nitelikler o dö-
nemin etkinlik sembollerini yansrtır. Ağalık data-
nm toplumunun iktidar gücünü temsil eder. Ağa-
bey, iktidan temsil eden erkek demektir. Yenge
ve enişte, aileye dışardan giren, bu nedenle de
biraz mesafeli durulan rollerin sahipleridir.
Endüstri toplumu bu sosyal rolleri değiştirmiş-
tir. "Beyefendi" bugün kullanıldığıgibi "Kibar, in-
celikli, zarif davranışlt" kişiyi belirtmekten çok
"kentteki efendi olan erkek" anlamını taşırdı. En-
düstri toplumu kent demektir, terimler de kente
uygun olarak değişmiştir. Sosyal rollere "vatan-
daş" gibi "yurttaş"gibi yenileri eklenirken "hem-
şeri" olmak da (hemşehrilik) kentte yaşama or-
taklığını belirten bir köklülügü anlatıyordu. Baş-
kan ve başkanlık da seçimle gelen yönetim ikti-
dannı anlatıyor, sonra da bütün yöneticilikler için
kullanılıyordu.
İktidar otoritesi; tanm toplumunda aile rolleri ta-
rafından belirlenirken, endüstri toplumunda pa-
rayı ve malı yönetenlere geçiyor, bu durumda
sosyal roller yeniden belirleniyordu.
Bu sosyal roller ve bu rollerin tanımlan, nitele-
meleri "otokratik toplum"un uzantılanydı. Günü-
müzde de böyle sürmektedir.
Ama "bilgi toplumu" bu sosyal rolleri değişti-
recektir, bu nedenle bu rollerin nitetemelen de
değişecektir.
Oncelikle "yönetici" sorumluluklan ve rolleri
"ortak çalışmayı düzenleyici-koordinatör" olarak
değişecektir. Çünkü, "bilgitoplumu"nda herkes
kendini yönetecek, kimsenin başkalannı yönet-
mesi gerekmeyecektir. Şundan gerekmeyecek-
tir ki, çalışmanın özellikleri kişilerin kendini yönet-
mesini zorunlu kılacaktır. Kendini yönetemeyen
kişi bilgi toplumunun istediği işi yapamayacaktır.
"Bilgi toplumu", bilgi kullanımının niteliği sürekli
geliştiği için, kendini geliştirebilen insanlara ba-
şan şansı verecektir. Kendini geliştiremeyen ki-
şiler ise bu yeni toplumda "yapılması istenmeyen
işler"\n sahibi olabilecektır. O da, robotlardan ge-
riye iş denecek herhangi bir şey kalırsa olacak-
tır. Butoplumun "koordinatörleh" de yeni bir sos-
yal rolün, yeni işlevlerin sahibi olacaklar, masa-
nın arkasına kurulup da sağa sola emir verip
önem kazanan kişiler "oyun dışı" kalacaklardır.
Çalışanlar da kimseden emir beklemeden işleri
planlamayı, programlamayı öğrenecekler, kendi-
ierini yeni koşullara uyarlayarak işi başarmayı bi-
leceklerdir. Bu durumda kentlerin vetoplumlann
yönetimleri de nitelik değiştirecek, insanlar sos-
yal sorumlukıklarına eşit rollerle sahip çıkmayı
öğreneceklerdJr. Dönemin "Belediye Koordina-
tö/
J
'üne
!
(artık başkan filan olmayacaktır) bilgisa-
yannın başında ulaşmak çok kolay olacağı için
herkes olumlu yada olumsuz düşüncesini rahat-
lıkla iletecektir. Kimsenin elinde dilekçeyle kapı
kapı dolaşması gerekmeyecektir. Kimse de ken-
disini "ulaşılmaz, görüşülmez, erişilmez" saya-
mayacaktır.
Bızim el etek öpmek, onun bunun orasını bu-
rasını yalamak âdetleri de ortadan kalkacak, işi
en iyi yapacak kişiyi bulamayanlar yaya kalaca-
ğı için, başanlı olmak isteyenler "en iyikişi"y\ bu-
lup gereken işe getirmeyi öğreneceklerdir. Bu da
eski toplumun "amcalarını, dayılannı" emekliye
çıkaracaktır.
Öğretmenler de geleneksel otorite odağı olan
rollerinden vazgeçerek "öğrenciyte biıiikte bilgi
üreten kişi" olmayı başaracaklar, bu yeni sosyal
rolleriyle daha işlevsel olduklannı göreceklerdir.
Belki otorite sembolü olarak törensel önemleri
azalacaktır ama, işlevsel önemin daha değerli ol-
duğu da sonuçlanyla anlaşılacaktır.
Annelik ve babalık gibi sosyal roller de değişe-
cek, "bilgi toplumu' 'nun daha birey olan çocuk-
larıyla iletişim kurmak için yeni rolleri olan "arka-
daş anne", "arkadaş baba" rolleriyle daha etkin
olduklannı göreceklerdir.
İş hayatı da değişecek, geleneksel "patron"
rolü işlevini yitirecektir. "Patron"da "çalışan"da
belki farklı, ama daha eşitlikçi bir platformda bu-
luşacaklardır. Çünkü kimsenin emir vermesi de
emir alması da gerekmeyecektir. Daha adaletli bir
gelir dağılımı gerekecektir.
Sosyal rollerin değişmesine şimdiden alışmak
gerekiyor. Çünkü bugünden bu değişime hazır-
lanmayanlar, gelecekte bunlann sıkıntısını da ek
olarak çekeceklerdir.
DinozoRH A F T A L I K M İ Z A H D E R G İ N İ Z
Kan basmcmı diizenler,
şekeri düşürür,
pekliği giderir.
ÇIKTI