23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 ARALIK 1997 PAZARTESİ HABERLER TMMOB demokrasi kurultayı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 34. olağan genel kurulunda. bir demokrasi programı hazırlama karan alan Türk Mühendis ve Mımar Odalan Bırliği (TMMOB.)l4ayhk çalışmasının son aşamasma geldi. TMMOB Demokrasi Programı' taslağını iki gûnlük bir kurultayda tartışan delegeler. demokratikleşme sürecınde yaşanan çeşitli sorunlara dikkat çektiler. Belirlenen konu başlıklanna göre ] l komisyon oluşturularak sorunlann tart'şıldıgı kurultayda, kiireselleşme programının en önemli uygulama hedeflerinın, sosyal devletin tasfiyesi, özelleştirme ve örgütsûz bir toplum varatma olduğu belirtildi. Erbakan'a Kanal 7 soruşturması • ANKARA (L'BA) - Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın Kanal 7 televizyonu için yaptığı maddi vardım çağnsıyla ortaya çıkan RP'li belediyeler ve televızyon şirkeri arasındaki ticari ilişkiler ağı, Başbakan Mesut Yılmaz'ın onayıyla soruşturma kapsamına alındı. tçışlen Bakanı Murat Başesgioğlu. Tekirdağ DSP Millervekili Fevzi Aytekın'in yazılı soru önergesinı yanıtladı. Başesgioğlu, Yılmaz'ın onayıyla Başbakanlık Teftiş Kurulu ve îçişleri Bakanlığı tarafından görevlendirilen ıki mülkiye müfettışınin Erbakan'ın konuşmasını ve Kanal 7'ye yapıldığı öne sürûlen maddi yardımlan soruşturduğunu bildırdı. ÖDP'nin öğrenci eylemi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP), TBMM'de paralı eğitime "hayır" dediklen ıçin 96 yıla mahkûm olan öğrencıler için Kızılay'da protesto mıtıngi düzenleyecek. ÖDP Ankara ll Başkanı Haydar Uker, Ankara II Başkanlığı önünde yaptığı basın açıklamasında, 17 Nisan I996tanhinde. TBMM'de gösteri yapan 8 öğrencınin 96 yıl hapıs cezasına çarptınldığını anımsatarak " 17 Aralık'ta öğrencilenn cezaevlerinde bulunmalannı protesto ıçın Kızılay'da olacağız" dedı. Müdüpe yolsuzluk suçlaması • İstanbul Haber Servisi - Gazıosmanpaşa Cemal Gürsel tlköğretim Okulu Koruma Derneğı Başkanı Esat La>ik, okul müdürü Salim Dürü'nün. "yetkısız" bağış topladığını öne sûrerek Gazıosmanpaşa Milli Eğitim Müdürlüğü'nün konuyu bilmesine karşın soruşturma açmadığını ve toplanan paranın derneğe aktanlmasıru bildirdığini iddia etti. Layık, okul müdürü Dürü'nün. 30 mayısta düzenlenen okul gecesinin 46 milyon lira zararla kapandığmı söylemesıne karşın, zarara gerekçe gösterdiği 160 milyon liralık giderin ise geceyle ilgisi olmayan harcamalardan oluştuğunu ileri sürdû. Susurluk'ta bayrak mitingi • SUSURLUK (AA)- Susurluk'ta 2 Kasım'da yapılan "Ç<-telere Hayır" mitingıne alternatıf olarak. Susurluk Belediyesi'nce dün "bayrak" mitingi yapıldı. Susurluk Belediye Başkanı Fahrettın Tan, Şehit tbrahim Çınar Meydanı'ndaki mıtmgde yaptığı konuşmada, kazanın birinci yılı dolayısıyla 2 Kasım'da Susurluk'ta, yapılan mitingi benimsemedikleri için böyle bir miting düzenlediklerinı söyledi. Berat Kandili kutfandı • Haber Merkezi - Hz. Muhammed'e peygamberliğinin bildirildiği Berat Kandili dün kutlandı. Dıyanet İşlen Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz. Berat Kandili'nın tüm insanlar ıçın özel bir ikaz ve hatırlatma günü oldufunu belırttı. Anayasa Mahkemesi karan öncesinde milletvekilleri partiden istifa edecek RP'den paravan partilerSEBAHAT KARAKOYUN ANKARA - RP, bir yandan ya- nn Anayasa Mahkemesi'nde baş- layacak kapatma davasına hazır- lanırken yeni parti kurma çalış- malanna da hız verdı. RP'nin ola- sı bir kapatma karanna karşı şa- şırtma takriği ızleyerek birden fazla yedek parti kurmayı günde- me getirmeyi planladığı belirtil- di. Kapatılan partilerin üyelerinin durumlanyla ilgili Siyasi Partiler Yasası (SPY) hükmü nedeniyle, Merkez Karar Yürütme Kurulu (MKYK) üyeleri ve milletvekil- lerinin yenı partide görev alama- ma riskiyle karşı karşıya kalabi- lecekleri ve bunu önlemek ama- cıyla karann kesinleşmesinden önce partiden istifalann günde- me gelebileceğine dikkat çekildi. Anayasa Mahkemesi'nce ka- patma karan verilmesi durumun- • RP kulislerinde yeni partinin de yargı engeliyle karşılaşması olasılığına karşı birden fazla yedek parti kurulacağı öne sürülürken ilk etapta ^feniden Büyük Türkiye Partisi'nin kuruluş dilekçesinin îçişleri Bakanlığı'na verileceği bildirildi. da kurulacak yeni parti açısından sından sonraki gelişmeleri ızle- da "kapatılan partinin devamı" izlenimi verdiği gerekçesiyle sı- kıntılar doğabileceğini gören RP kurmaylan, farkJı taktikler geliş- tirdi. RP kulislerinde yeni partinin de yargı engeliyle karşılaşması olasılığına karşı birden fazla ye- dek parti kurulacağı öne sürülür- ken ilk etapta Yeniden Büyük TürldyePartisi'nin kuruluş dilek- çesinin îçişleri Bakanlığı'na veri- leceği bildirildi. Bu partinin "pa- ravan'' niteliği taşıyacağı ve ku- ruculan arasında az sayıda mil- letvekılinin yer alacağı belirtildi. RP kurmaylannın Yeniden Bü- yük Türkiye Partisi'nin kurulma- yeceklen ve daha sonra asıl yedek partiyi gündeme getirecekleri öne sürûldü. Anayasa Mahkemesi'nin kapatma karan vermesi duru- munda siyaset yasağının kapsa- mının ne olacağına ilişkin tartış- malar RP cephesinde kargaşaya yol açtı. Partinin kapatılması du- rumunda iddianamede isimleri geçtiği için 5 yıl siyaset yasağıy- la karşı karşıya kalacak olan RP Genel Başkanı Necmettin Erba- kan ve 5 miiletvekilinin dışında, parti yöneticileri ve milletvekille-' rinin de kurulacak yeni partide kurucu ve yönetici olamama teh- likesiyle karşı karşıya kalabile- cekJeri savlan kafalan kanştırdı. Kapatma karannda anayasada 1995 yılında yapılan değişikliğe uygun hale getirilmeyen SPY'nin 95. maddesine atıfta bulunulma- sı olasılığı ve Anayasa Mahkeme- si Başkanı Yekta Güngör Öz- den'ın bu konudaki sorulara net biryanıt vermemesi RP'de kaygı- lan arttırdı. Bu kaygılar, anayasa- da 1995 yılında yapılan ve kapa- tılan partilerle ilgili siyasi yasak- lan daraltarak yalnızca "kapaüJ- mava söz ve eylemleriyle neden olanlara 5 >ıl siyaset yasağı uygu- lanmasını" öngören değişikliğe paralel olarak SPY'de değişiklik yapılmamasından kaynaklanıyor. RP kurmaylan bir yandan ana- yasanın bütün yasalann üstünde olduğunu ve bu nedenle SPY'nin değiştirilmeyen 95. maddesinin dikkate alınmayacağını savunur- ken bir yandan da yeni partinin kurulması sırasında bu madde hükmü nedeniyle sorunlar yaşa- nabileceği riskini gözden uzak tutmuyorlar. Kapatılan partinin "kunıculan, genel başkanlan, MKYK ve disipttn kurulu üyeleri fle milktvekiUerinin başka bir partinin kurucusu ve yöneticisi olamayacaklannı" öngören 95. maddenin ışletilmesi riskine kar- şı Anayasa Mahkemesi karan ke- sinleşmeden önce, parti yöneti- minden ve grubundan istifalann gündeme gelebileceği savunuldu. Kurulacak partilerin yönetimin- de görev alması kesinleşen parti yöneticileri ve milletvekillerinin önümüzdeki günlerde yürürlüğe konulmak üzere istifalan Erba- kan'a ilettikJeri öne sürüldü. Prof. Dr. Akıllıoğlu, işkence olaylannı gösteren sistematik bir çalışma bulunmadığını söyledi 'İnsan hakkm hükümetpoliûkasıolmalı' • Dünyanın her yanmda Türkiye'nin insan haklan ihlalleri nedeniyle eleştirildiğini belirten İnsan Haklan Merkezi Başkanı Prof. Dr. Tekin Akıllıoğlu, Türk basınının da insan haklan konusuyla gereği gibi ilgilenmediğini söyledi. OLCAY AYDÎLEK ~ ANKARA - Siyasal Bilgiler Fakültesi (S- BF) insan Haklan Merkezi Başkanı Prof. Dr. Tekin Akıllıoğlu, işkence ve kötü muamele sa\ lanyla Avrupalı gözlemcilerin sık sık eleş- tirilenne hedef olan Türkıve'nin. zaman ge- çırmeksızın "insan haklan potitikası" oluş- turması gerektiğini söyledi. Akıllıoğlu, AB'nin genişleme sürecı dışında kalan Tür- kiye'nin duygusal tepkiler verrnekten kaçm- ması gerektiğıne ışaretetti. Akıllıoğlu, Türki- ye'nın, AB'ye tam üye olmasını güçleştiren nedenler arasında sayılan insan haklan konu- sunun danışman nıteliğindeki bir tek bakan- lığa bırakılamavacagını vurguladı. Akıllıoğ- lu. "Benim önerim, hükümetinsan haklan po- Dtikası oluştursun. Hükümette bu işi elealma arzusu yok. Öteden beri deniyor ki 'sanki Al- manya'da işkence yok mu?' Var, Malta'da da ltalya'da da var. Ama orada bu konudaki ra- porîar yayunlanıyor ve bir takip var. Türki- ye'de ne yapüdıgını künse bilmiyor" diye ko- nuştu. Akıllıoğlu, daha Türkiye'de işkence olaylannı gösteren sistematik bir çalışmanjn bulunmadığına dikkat çekti. Dünyanın her yanında Türkiye'nin insan haklan ihlalleri nedeniyle eleştirildiğini belir- ten Akıllıoğlu, Türk basınının da insan hak- lan konusuyla gereği gibi ilgilenmediğini söy- ledi. Akıllıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'de özgür bir basın da yok aslında. Çünkü insan haklan ihlalleri sÖYİenemiyorsa vevazılamıyorsa. iki nedendendirbu: Ya bu pa- ra etmiyordur, enteresan ve Ugi çekici değüdir, bana göre insan haklan çok önemli ve ilgi çe- kkidir ya da basın sansasyonel haberlerle ilgi- leniyordur, bu durumda orada müthiş bir bas- kı var demektir. Böyle iç gıcıklayan, küçük ay- nnülan manşet yapan bir basın ashnda ciddi sorunlara el atmryor demektir." insan haklan alanında atılan adımlann "Av- rupa güdümlü" olduğunu vurgulayan Tekın Akıllıoğlu, şunlan söyledi: "Bu hükümet de daha bir şey yapmadı. İnsan haklan polhika- sızJığı da sürüyor. Bu hükümet de hükümetin insan haklan konusundaki poütikasını sadece yabancdara söylüyor. Kendi memleketine söy- leyemiyor. O politikası da kendisine hangi ko- nuda eleştiri yapılryorsa aman onu düzeltece- 0m, o konuyu örtbas edeceğinı tarzuıda. Bi- linçli sistematik bir potitika değil." Türkiye'nin .AB'ye girmemesınde başat ko- şul olarak insan haklan ihlallerinin gösterile- meyeceğini belirten Akıllıoğlu, ekonomiden toplumsal yaşama değin uzanan bir dizi soru- nun bu konuda belirleyıcı olduğunu söyledi. Avrupa insan Haklan Mahkemesi'nde bütün devletlerin mahkûm olduğunu bildıren Akıl- lıoğlu.w Onlar Türkiye'yi kınamak için yahut rezil etmek için yapılmış senaryolar değil. Yal- nız, işkenceden dolayı en fazla mahkûm edflen ülke Tü rkive. Bu tabii çokdikkatçekici bir şey- dir" dedı. * Akıllıoğlu, insan haklan ihlalleriyle ilgili savlann hedefi olan Türkiye'nin terörle mü- cadele ettığinı bütün dünyaya bir kez daha yi- nelemesi gerektiğini söyledi. GalatasarayLisesVnin 516. yıldönümü Galatasaray Eğitim Vakfı Başkanı tnan Kıraç, Türkiye'de eğitimin sorunlan çözüunediği takdirde Atatürk'ün kurduğu laik cumhuriyetin tehlike içmde oiacağmı söyledi. Galatasaray LJsesi'nin 516. kuruluş yıldönümü, dün lisede düzenlenen geleneksel pilav günüyle kutlandı. İstanbul Miln Kğitiın Müdürü Ömer Balıbey'in de kankuğı törende, 50. yılını dolduran Galatasara\ Lisesi mezunlarma madalya ve beratlan verildL Törende konuşan Galatasaray Eğirim Vakfı Başkanı İnan Kıraç. Türkiye'de eğitimin sorunlarmın çözühnemesi halinde ülkenin ileri grtmesinin çok zor olduğuna dikkat çekerek "Bu amacı bir seferberlik haline dönüştürmezsek. Atatürk'ün kurduğu laik cumhuriyet tehüke içinde olacak" dedi Galatasaray Lisesi'nde görev yapan ve Fransa'dan maaş alan yabancı öğretmenlerin eflerine ayda yakhşık 1 mih/ar lira geçerken aynı lisede çalışan ve devletten maaş alan öğretmenlerin eline ayda 63 milyon lira geçtiğine dikkat çeken Kıraç, "Kanunlara göre yemek bâe veremediğimiz bu hocalarnnıza önümüzdeki yıl Bahçeköv 'de tojman yapmak istiyoru/" diye konuştu. Bahçeköy'de sekiz yılhk vatıb bir ilköğretim okulu da vapmak istediklerini belirten Kırac. Galatasaray L nKersitesi için önceden 10 yılhğma kiralanmış olan Denizcüik İşietmeleri'ne ait arsanın kira süresinin de Başbakan Mesut Yılmaz'la yapnğı görüşme sonunda 49 yua çıkanldığını söyledi. Törene telgraf çeken Cumhurbaşkanı Sükyman DemireL Başbakan Mesut Yılmaz, Milli Eğitim Bakanı Hikmet Lluğbay ve çok sayıda mületvekiii de Galatasaray Usesi'nin 516. kuruluş yıldönümünü kutiadı. (Fotoğraf: İPEK YEZDANİ) Susurluk Dava dosyalan birleşiyor tstanbul Haber Servisi - Kamuoyunda "Susurluk davası" olarak bilinen, özel timciler ile Özel Harekât Dairesi eski Başkanvekıli tbrahim Şahinın de aralannda bulunduğu 12 sanığın yargılanmasına bugün devam edilecek. Bugün yapılacak oturumda Ömer Lütfü Topal'ın iş ortağı Ali Fevzi Bir'in dosyası, bu dava ile birleştirilecek. tstanbul 6 No'luISĞM'de görülen davanın son yapılan oturumunda tüm sanıklar tahliye edilmişti. Ancak sanıklann bu celseye katılmalan bekleniyor. Başka bir davadan tutuklu olan Yaşar Öz ile Topal'ın iş ortağı Ali Fevzi Bir de Metris Cezaevi'nden getirilecekler. Bir'in bu davada ilk kez sorgusu yapılacak. Hakkında ek ıddianame hazırlanan Bir'in Sami Hoştan'la bırlikte Ömer Lütfü Topal'ı özel timcilere öldürttüğü öne sürülüyor. Bu oturumda mahkeme heyetinin, Bir'in dosyasını Susurluk dava dosyasıyla birleştirmesi bekleniyor. IHD İstanbul Şubesi, İnsan Haklan Haftası nedeniyle rapor yayımladı Hak ihlallerî artarak sürüyor ALPERTURGUT İnsan Haklan Derneği (İHD) tstanbul Şubesi'nin İnsan Haklan Haftası nede- niyle açıkladığı 1997 Ihlal Raporu'nda, 211 kişinin işkence gördüğü, 281 gazete- cinin gözaltına alındığı, 46 kişinin kaybe- dildiği, 7 bin 76 işçinin işten çıkanldığı, 13 köyün yakıldığı ve 92 kişinin de faili meçhul cinayete kurban gittiği belirtildi. İHD yetkilileri, ihlallerin artarak sürdü- ğünü \iirgulayarak "Devletin, İnsan Hak- lan Evrensel Beyannamesi'ne imza atma- sına rağmen sürdürdüğü baskılar sona er- meyıecek gibi gözüküyor. Arnk, demokra- siye ve düşünce özgüriüğüne inanan her- kesin basküara dur demesi gereldyor" di- ye konuştular. 1982 Anayasası, Terörle Mücadele Ya- sası (özellikle 7. ve 8. maddeler), Türk Ceza Yasası (özellikle 311. ve 312. mad- deler), Siyasi Partiler Yasası ve Dernek- ler Yasası'nın demokrasinin önünde bü- yük birengel olduğunu belirten İHD üye- leri, kamuoyunu "düşünceveifade özgür- lüğu"nü hayata geçirmek için göreve ça- ğırdı. 1997 yılının ilk 10 ayında, 92 faili meç- hul cinayet, 46 gözaltmda kayıp, 211 iş- kence, 13 köy yakma ve boşaltma, 98 bombalama. 87 yargısız infaz ve gözaltın- da ölüm olayı meydana gelırken bın 933 güvenlik görevlisi ve militan, çatışmalar- da hayatını kaybettı. 112 yurttaş öldü, 220'si yaralandı. Ihlal raporunda yer alan basına yöne- lik baskı ve şiddet uygulamalan ise şöy- le: • 281 gazeteci gözaltına alındı. • 157 dernek, sendika, gazete ve der- gi polis tarafından basıldı. • 142 dernek, sendika ve basın-yayın organı kapatıklı. • 221 gazete ve dergi toplatıldı. • Düşünceye istenen hapis cezası: 838 yıl 6 ay. • Düşünceye istenen para cezası: 3 milyar 200 milyon lira. • Düşünceye verilen hapis cezası: 238 yıl 4 ay. • Düşünceye verilen para cezası: 23 milyar 457 milyon lira. • Cezaevinde bulunan düşünce suçlu- su: 116. Raporda, aynca suç işledikleri gerek- çesiyle gözaltına alınan 19 bin 835 kişi- den bin 149'unun turuklandığı belirtildi. Türkiye ile ilişkileri koparmak istemiyorlar Avrupa teması yoğunlaştırdı Haber Merkezi -Ingiltere, Fransave Almanya, Başbakan Mesut Yılmaz'ın Türkiye'nin resmi yanıtını açıklama- dan önce Türkiye ile temasa geçerek "ilişkileri temelden koparacak bir bil- diri yayTmlanmaması" konusunda tel- kinde bulundu. ABD ise Lüksemburg zirvesinden sonra uğradığı düş kınkJığını Türkiye ile paylaştı. Ocak ayı başından itibaren AB Dö- nem Başkanlığı 'nı üstlenecek olan In- giltere'nin Türkiye Büyükelçisi David Logan. Ingiltere Başbakanı Tony Bla- ir'in mesajını Yılmaz'a iletti. Mesajda, Türkiye 'ye sunulan paketın iyi olduğu belirtilerek Türkiye-AB ilişkilerinin tngiltere'nin dönem başkanlığı sırasın- da geliştirileceğini ifade etti. Türki- ye'ye adayhk statüsü verilmesine en çok karşı çıkan ülke olarak bilinen Al- manya'nın Türkiye Büyükelçisi Hans- Joachim Vergau da Yılmaz'la bir tele- fon görüşmesi yaparak Türkiye-AB ilişkilerinin kesümesinin iki tarafa da fayda getirmeyeceğini söyledi. Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chi- rac, düzenlediği basın toplantısında AB'nin, Türkiye'nin üyeliği konusun- da "güçlü bir işaret" vermemesinden dolayı "pişınanİık" duyduğunu söyle- di. Demokrasi sempozyumu 'Laiklik tehlikeli dönemeçte' İstanbul Haber Servisi- İstanbul Bü- yükşehir Belediyesi'nin düzenlediği "Demokrasi Sempozyumu"nda konu- şan RP'li Çorum Belediye Başkanı Prof. Dr. ArifErsoy, Türkiye'de "laikliğin teh- ükealtında'1 olduğunu belirtti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda dü- zeniediği iki günlük "Demokrasi Sem- pozyumu" dün sona erdi. Sempozyu- mun "Siyasi Davranış Olarak Demokra- si" başlıklı bildirisinde ilk oturumda su- nan Prof. Dr. Doğu ErgD demokrasi için siyasette karşıtlık değil, uzlaşma sağ- lanması gerektiğini belirtti. Yazar Dr. Mehmet Ali Kıbçbay da sempozyu- ma sunduğu bildirisinde demokrasi için zemin gerektiğini belirtti. Cemaatleri si%al toplum örgütü olarak değerlendiren Prof. Dr. Ömer Dinçer ise asıl cemaatlerin vakıflann, sendikalann demokrasi içinde yer ahnası gerektiği- ni savundu. Çorum Belediye BaşkanıEr- soy "Şarkm geri kalmasının bir nedeni vantar: O da baskı altmda yaşamasıdır. Türkiye'de demokrasi baskı altındadır. Laiklik iskmivor'' dedi. Gazeteci Aü Kırca da merkeziyetçiliğe karşı yerin- den yönetimi savunurken demokrasiyi de uzlaşmacılık yerine "farklüıkların bir arada, erimeden y^aşaması'" olarak tanımladı. BİZBİZE ERDAL ATABEK Bilgi Toplumunun Sosyal Rolleni... Bilgi toplumu, sosyal rolleri de değiştirecektir. Tarım toplumu, kan bağına dayalı akrabalık rol- lerini öneçıkarmış, etkin kılmıştır. "Babam sağol- sun", "Onun dayısı var", "Yeğenimi kolla" gibi toplumumuzda bugün de yaşayan nitelikler o dö- nemin etkinlik sembollerini yansrtır. Ağalık data- nm toplumunun iktidar gücünü temsil eder. Ağa- bey, iktidan temsil eden erkek demektir. Yenge ve enişte, aileye dışardan giren, bu nedenle de biraz mesafeli durulan rollerin sahipleridir. Endüstri toplumu bu sosyal rolleri değiştirmiş- tir. "Beyefendi" bugün kullanıldığıgibi "Kibar, in- celikli, zarif davranışlt" kişiyi belirtmekten çok "kentteki efendi olan erkek" anlamını taşırdı. En- düstri toplumu kent demektir, terimler de kente uygun olarak değişmiştir. Sosyal rollere "vatan- daş" gibi "yurttaş"gibi yenileri eklenirken "hem- şeri" olmak da (hemşehrilik) kentte yaşama or- taklığını belirten bir köklülügü anlatıyordu. Baş- kan ve başkanlık da seçimle gelen yönetim ikti- dannı anlatıyor, sonra da bütün yöneticilikler için kullanılıyordu. İktidar otoritesi; tanm toplumunda aile rolleri ta- rafından belirlenirken, endüstri toplumunda pa- rayı ve malı yönetenlere geçiyor, bu durumda sosyal roller yeniden belirleniyordu. Bu sosyal roller ve bu rollerin tanımlan, nitele- meleri "otokratik toplum"un uzantılanydı. Günü- müzde de böyle sürmektedir. Ama "bilgi toplumu" bu sosyal rolleri değişti- recektir, bu nedenle bu rollerin nitetemelen de değişecektir. Oncelikle "yönetici" sorumluluklan ve rolleri "ortak çalışmayı düzenleyici-koordinatör" olarak değişecektir. Çünkü, "bilgitoplumu"nda herkes kendini yönetecek, kimsenin başkalannı yönet- mesi gerekmeyecektir. Şundan gerekmeyecek- tir ki, çalışmanın özellikleri kişilerin kendini yönet- mesini zorunlu kılacaktır. Kendini yönetemeyen kişi bilgi toplumunun istediği işi yapamayacaktır. "Bilgi toplumu", bilgi kullanımının niteliği sürekli geliştiği için, kendini geliştirebilen insanlara ba- şan şansı verecektir. Kendini geliştiremeyen ki- şiler ise bu yeni toplumda "yapılması istenmeyen işler"\n sahibi olabilecektır. O da, robotlardan ge- riye iş denecek herhangi bir şey kalırsa olacak- tır. Butoplumun "koordinatörleh" de yeni bir sos- yal rolün, yeni işlevlerin sahibi olacaklar, masa- nın arkasına kurulup da sağa sola emir verip önem kazanan kişiler "oyun dışı" kalacaklardır. Çalışanlar da kimseden emir beklemeden işleri planlamayı, programlamayı öğrenecekler, kendi- ierini yeni koşullara uyarlayarak işi başarmayı bi- leceklerdir. Bu durumda kentlerin vetoplumlann yönetimleri de nitelik değiştirecek, insanlar sos- yal sorumlukıklarına eşit rollerle sahip çıkmayı öğreneceklerdJr. Dönemin "Belediye Koordina- tö/ J 'üne ! (artık başkan filan olmayacaktır) bilgisa- yannın başında ulaşmak çok kolay olacağı için herkes olumlu yada olumsuz düşüncesini rahat- lıkla iletecektir. Kimsenin elinde dilekçeyle kapı kapı dolaşması gerekmeyecektir. Kimse de ken- disini "ulaşılmaz, görüşülmez, erişilmez" saya- mayacaktır. Bızim el etek öpmek, onun bunun orasını bu- rasını yalamak âdetleri de ortadan kalkacak, işi en iyi yapacak kişiyi bulamayanlar yaya kalaca- ğı için, başanlı olmak isteyenler "en iyikişi"y\ bu- lup gereken işe getirmeyi öğreneceklerdir. Bu da eski toplumun "amcalarını, dayılannı" emekliye çıkaracaktır. Öğretmenler de geleneksel otorite odağı olan rollerinden vazgeçerek "öğrenciyte biıiikte bilgi üreten kişi" olmayı başaracaklar, bu yeni sosyal rolleriyle daha işlevsel olduklannı göreceklerdir. Belki otorite sembolü olarak törensel önemleri azalacaktır ama, işlevsel önemin daha değerli ol- duğu da sonuçlanyla anlaşılacaktır. Annelik ve babalık gibi sosyal roller de değişe- cek, "bilgi toplumu' 'nun daha birey olan çocuk- larıyla iletişim kurmak için yeni rolleri olan "arka- daş anne", "arkadaş baba" rolleriyle daha etkin olduklannı göreceklerdir. İş hayatı da değişecek, geleneksel "patron" rolü işlevini yitirecektir. "Patron"da "çalışan"da belki farklı, ama daha eşitlikçi bir platformda bu- luşacaklardır. Çünkü kimsenin emir vermesi de emir alması da gerekmeyecektir. Daha adaletli bir gelir dağılımı gerekecektir. Sosyal rollerin değişmesine şimdiden alışmak gerekiyor. Çünkü bugünden bu değişime hazır- lanmayanlar, gelecekte bunlann sıkıntısını da ek olarak çekeceklerdir. DinozoRH A F T A L I K M İ Z A H D E R G İ N İ Z Kan basmcmı diizenler, şekeri düşürür, pekliği giderir. ÇIKTI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle