Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyetİmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeru Orhan Erinç
# Genel Yayın Koordınatörü: Hikmet
Çetinkaya # Yazuşlen Müdürlen: tbrahim
Yıldız - Dinç Tayanç • Sonııtılu Müdür:
Fikret Ilkiz 9 Haber Merkezı Müdurü
Hakan Kara•Görcel Yönetmen: FOcret Eser
Dı$ Haberler Şinasi Danışoğlu • tstıhbarat Cengiz
Yıldınm 9 Ekonomı Mehmet Saraç • Kültur
Handan Şenköken • Spor 4bdülkadir V üceimaa
• Makaleler Sami Karaören • Duzeltme Abduüah
Yaaa»Fotoğraf Erdoğan Köseoğhı •Bütd-Belge
EdibeBuğra^YurtHaberlen Mehmef Faraç
YayınKurulu. İhaııSdçak(Başkan),
Ortıan Eriııç. Oktay Kurtböke
Hüunet Çetintaya,Şökran SoiKr,
Ergun BaJcı,Dinç Tayanf, İbnrium
V ıldız, Orhan Buruüı, Mustafa
Baibay, Hakan Kara.
Ankara Temsılcısı. Mustafa Baibay Atatürk Bulv an No:
125. Kac4, Bakanlıklar-AnkaraTel: 4195020 (7 hat). Faks:
4195027 • lznur Temsılcısı Serdar Kıak, H Zıya
Blv. 1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks 4419117 • Adana
Temsilcisi- Çetin Yiğenoğhı, lnönü Cd 119 S. No 1 Kat: 1,
Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15
Müessese Mudurü Üstün ^kinen 0
Koordınatdr Ahmet Koruisan #
Mufaasebe Büknt Vener#ktru Hüstjiı
Gûrer • Işletme Önder Çelik • Bügı-
Işlem >«il Inal # Bılgısavar Sıslem
Mürövet Çüer»Saüş FariktKnza
MEDYA C: • Yonetım Kurulu
Başkanı - Genel Mudür Gülbin
Erduran 9 Koordınatör Reha
Işıtman 0 Gene! Müdür Yardnncisr
Mine Akdağ Tel 514 07 53 -
51395 80-513 84 60-61.Faks:513S463
Yayimla>an ve Basan: Yenı Gûn Haber Ajansı, Basın ve Yaymcıhk A.Ş
Türkocağı CaA 39,41 Cagaloğlu 34334 Ist PK 246 Istanbul Tel (0 2121 512 05 05 (20 hat) Faks (0212)513 85 95 15ARALIK1997 Imsak: 5.41 Güneş:7.15 Öğle: 12.06 Ikindi: 14.23 Akşam: 16.44 Yatsı: 18.11
Erzurum'da
• ERZURUM
(Cumhuriyet) - Erzıırum
Aziziye Öğrenci
Yurtlan'nda kalan yaklaşık
800 öğrenci, personel ve
çocuklannın zehirlenmesi
nedeniyle hastaneye
kaldınlmasırıın ardından
kentte başlayan panik
sürüyor. Salgın hastahğa
yol açan etkenler henüz
belirlenemezken
öğrencılerin yurtlannı
tamamen bosaltarak,
ailelerinin yanına
döndükleri bildirildi.
Erzurum Aziziye
Yurtlarfnda geçen hafta
başlayan salgın hastalık
nedeniyle karantina
oiasılığı doğdu. Aziziye
Hastanesi yetkilileri,
yurttaki gıda ve su kirlilıği
nedeniyle zehırienmenin
meydana gelebileceği
oiasılığı üzerinde
durduklanm belirttiler.
Zfrıa, erkek
için de suç
• ANKARA (AA) - Zina
yapan erkeğe de hapis
cezası verilmesini öngören
yasa tasansı. bugûn
TBMM Adalet
Komısyonu'nda ele
ahnacak. TCK'de
değişiklik öngören
tasannın aynen
yasalaşması halinde,
kadınlarda olduğu gibi
zina yapan erkekler
hakkında da 6 aydan 3 yıla
kadar hapis cezası
verilebilecek. Evli bir
kadın veya erkekle evli
olduğunu bıle bile zina
yapan bekâr kimse de aynı
cezaya çarptınlacak.
Sirke 200 bin
dolar ceza
• CHICAGO(AA)-
ABD'de gezici bir sirkin
gösteri fîli ölü bulununca,
Albuquerque Mahkemesi
sirkin çalışma iznini iptal
ederek 200 bin dolar para
cezası verdi. Sirke verilen
cezalann bununla
bitmediğinı belirten
ilgililer. sirkin yaşayan iki
fili ile diğer hayvanlanna
mahkemece el
konulduğunu ve bu
hayvanlann kent parkına
verildiğini kaydettiler.
Ezo Gehn'in
mezan
• GAZtANTEP(AA)-
Güzelliği ve kötü kaderi
türkülere, filmlere konu
olan, adı çorbaya verilen
Gaziantepli Ezo Gelin'in,
Suriye'dekı mezanrun
Türkiye'ye getirilmesi için
bu ülkenin yetkılilerinden
yanıt bekleniyor. Devlet
Bakanı Mustafa Yılmaz,
akrabası olan Ezo Gelin'in
mezannın Türkiye'ye
getirilmesine ilişkin
çalışmalara her türlü
destegi vereceğini söyledi.
Oğuzeli Kaymakamı
Cemal Hüsnü Kansız da
mczar nakli için 1.
Derecede Hudut Makamı
olan Halep'e bağlı Bab
Kaymakamlığı'na
başvurduklannı ve yanıt
beklediklerini söyledi.
Boşanmalar
apttı
• ANKARA (AA)-
Boşanma davalannda son
10 yıllık süre içerisinde
büyük bir artış olduğu
tespit edildi. 1986yılında
boşanmak için
mahkemelere 60 bin 865
kişi başvururken bu sayı
aradan geçen 10 yıllık süre
içerisinde yüzde 72
oranında artış göstererek
104bin851'eulaştı.Öte
yandan, 1 Ocakl996-31
Aralık 1996tarihleri
arasında hukuk
mahkemelerine toplam 1
milyon 63 bin 657 dava
açıldı. Boşanma davalan,
tüm davalann yüzde
9.9'unu teşkil ediyor.
Toprak kullanımı
• ANTALYA(AA)-
Akdeniz Üniversitesi
Ziraat Fakültesi Toprak
Anabilim Dah Öğretim
Üyesi Yrd. Doç. Dr.
Mustafa San. yeterince
önemsenmeyen topraklann
akıllı şekilde
kullanılmaması halinde
Türkiye'nin çok yakın
gelecekte tanm
üriinlerinde komşulanna
muhtaç duruma düşeceğini
söyledi.
A.Ü. öğretim üyesi Prof. Mahmut Adem eğitim sistemindeki temel sorunlan araştırdı
'Ulusal eğitiıııiıııiz dinci^EBRUTOKTAR
ANKARA-Ankara Üniversitesi Eğitim
Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Mahmut Adem, eğitim kurumlanndaki
yöneticilerin yüzde 16.7'sinin din kültü-
rü ve ahlak bilgisi öğretmeni olduğunu
bildirdi. Talim Terbiye Kurulu personeli-
nin yüzde 13.2'sinin de din kültürü ve ah-
lak bilgisi öğretmeni olduğunu kaydeden
Adem, "Eğitim programlanndald veders
Idtaplanndaki cinsiyetçi,gerici vedinsei te-
mete şaşmamak gerek" dedi. Türkiye'de
15 bin 861 din kültürü ve ahlak bilgisi
dersi öğretmeninin "gereksinim fazlasr ol-
duğunu bildiren Adem, "Türkiye'de bir-
çoköğretmen,kadroiçinsırada beklerken,
15 bin 861 din kültürü ve ahlak bilgisi öğ-
retmeninin gereksinim fazlası olması dü-
şündürücüdür. Bu, dinci- siyasi kadrolaş-
ma değil de ne" diye sordu Milli Eğitim
Bakanı Uluğbay ise eğitim sistemindeki
gerici kadrolara ilişkin iddialan yalanla-
yarak, "Buülkeyeıranayan birkaç taneeği-
timci olur. Ama böyle söylentiler eğitim
camiasuu yaralıyor" dedi.
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri
Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mahmut
• Prof. Adem, araştırmasmda TBMM'de 138 imam-hatip
lisesi çkışlı milletvekili bulunduğuna dikkat çekti.
• Milli Eğitim Bakanı Uluğbay "Birkaç tane bu ülkeye
uymayan insanlar olabilir. Ama iddialar eğitim
camiasını yarahyor" dedi.
Adem tarafından yapılan araştırmada,
Türk eğitim sistemindeki "dinsel istismar-
lar" değerlendirildi. TBMM'de bulunan
550 milletvekilinden 138'inın imam ha-
tip lisesi çıkışlı olduğuna dikkat çekilen
araştırmada, "Genel olarak şeriatdüzeni-
ne Özlem duyan. dindar değil. dind çevre-
ler, din eğitimini sinsi bir planla yüriit-
mektedir. Bıına, eğitim-kadrolaşma-par-
tileşme süreci denilmesi yanlış olmaz" de-
nildi.
Milli Eğitim Bakanlığı flköğretim Ku-
rurrüan Yönermeliğı'ndeki "özel bilgi, be-
ceri ve yetenek isteyen beden egitimu re-
sim, müzik ve din kültürü ve ahlak bilgisi
dersleri, hizmetiçi eğitim kursuyla yetişti-
rflen üköğretim öğretmenlerince veriKr"
hükmüne ışaret edilen araştırmada, "An-
cak,en çok kursu din kültürü ve ahlak bil-
gisi dersi için verdiler" denıldi. Araştır-
mada, 1990-1996 verilerine göre, din kül-
türü ve ahlak bilgisi dersi için düzenlenen
kurs sayısının, öteki yetenek dersleri için
düzenlenen kurs sayısından 3.23 kat faz-
la olduğu bildirildi. Türkiye'de 15bin 861
din dersi öğretmeninin gereksinim fazla-
sı olduğu belirtilen araştırmada, "Bu, si-
yasi-dûıi kadrolaşma değfl de nedir" diye
soruldu.
'Ayncahk tamnıyor'
Araştırma, ulusal eğitim sistemi hakkın-
da düşünce ve politika üretmekle görev-
li. bilim ve uzmanlar kurulu Talim Terbi-
ye Kurulu'nun yüzde 13.2'sinin din kül-
türü ve ahlak bilgisi öğretmenlerinden
oluştuğunu ortaya koydu. Kurulun yüzde
8.1'inin sınıf öğretmenlerinden, yüzde
6.6'sının Türkçe öğretmenlerinden, yüz-
de 5.8'inin matematik, yüzde 0.8'inin de
felsefe öğretmenlerinden oluştuğunu bil-
diren araştırmada, "Din kültürü ve ahlak
bilgisi öğretmenterine tanınan bu aynca-
hkdüşündüriicüdür'' denildi. Türkiye ge-
nelindeki eğitim kademelerindeki yöne-
ticilerin yüzde 16.7'sinin din kültürü ve ah-
lak bilgisi öğretmeni olduğuna işaret edi-
len araştırmada, eğitim sistemindeki din-
ci kadrolaşmaya dikkat çekildi.
Araştırmanın sonuç bölümünde, Kuran
kurslan, imam-hatip lıseleri ve ilahiyat
fakültelerinin, dinsel- siyasal örgütlenme-
nin temelini oluşturduğu vurgulanırken,
RP'nin oylanndaki artışa da işaret edildi.
Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay,
Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki "baza geri-
ci kadrolann hâlâ görevde bulunması ne-
denivle çağdaş eğitünin yapılamadığı ve 8
ydlık kesintisiz temel eğjtimin sekteye uğ-
raöldıgır
' yönündekı ıddialan yalanladı.
Uluğbay, iddialann 500 bin öğretmeni
töhmet aitında bıraktığını ve eğitim cami-
asını derinden yaraladıgını söyledi. Tür-
kiye'deki 500 bin öğretmenin öğrencile-
re çağdaş bilgilerverdiğini kaydeden Uluğ-
bay. "ancak içlerinde birkaç tane bu ülke-
yeuymayanlar vardır. O kişiler hakkmda-
ki iddialar subut bulursa, gereken yapılır.
Ama öğretmenimizi yaralamava kimse-
nin hakkı yoktur"
Çevreci
öğoğretmene
sürgün• Batı Akdeniz Çevre Eğitimi
Platformu'nda yaptığı konuşmada valiyi
ve siyasetçileri eleştiren resim öğretmeni
Kasım Yeter, Milas'ın Kazıkh Köyü
Ilköğretim Okulu'na gönderildi.
OLCAY AKDENİZ
MİLAS-Muğla'nıntu-
ristik Göcek ilçesinde Çe\ -
re Bakanı tmren Aykut'un
da kanlımıyla yapılan "Ba-
ü Akdeniz Çevre Eğitimi
Pfetfonnu"nda yaptığı ko-
nuşmada valiyi ve siyaset-
çileri eleştiren çevreci öğ-
retmen sürgün edildi.
Göcek'te 26-27 Tem-
muz 1997 tarihJerinde ger-
çeklestırilen etkinliğe "çev-
reci konuşmaar
olarak ka-
tılan ve konuşmasında
Muğla Valiliği ile siyasi
Çocukken yakınlan tarafından tecavüze uğrayan ünlüler de var
Cinsel taciz aileye girdi
Çeviri Servisi - Almanya'da sadece
1996 yılmda 14 bin, 1997 yılında
da 16 bin çocuğa cinsel tacizde
bulunulduğu resmi kayıtlara
geçmiş durumda. Hukukçular,
polis ve psikologlar gerçek
rakamlann başvoırulann en az on
katı olduğu konusunda
birleşiyorlar. Çünkü şikâyetler;
çocukiara, aile dışı taciz ve
tecavüzleri kapsıyor, ancak aile içi
cinsel taciz vakalan bir sır gibi
saklanmaya devam ediyor. Baba,
ağabey. amca, kuzen gibi çocugun
çok yakınlanndan oluşan tacizciler
karşısında çocuğun hem tehdit
edilerek korkması sağlandığı için
hem de ailesine zarar vermekten
kaygılandığı için kendi inisiyarifi
ile sustuğu belirtiliyor.
ilgililer, şikâyet başvurulannın
yıldan yıla artmasının bir
nedeninin de bir tabu olan cinsel
taciz hakkında açıklıkla
konuşulmaya başlanması
olduğunu söylüyorlar. Ünlü
kişilerin son 2-3 yıldır kendilerinin
de bir zamanlar kurban olduklannı
ve şikâyet edilmezse başka
çocuklann da aynı tehlikeyle karşı
karşıya kalacaklannı süreİcli
açıklamalanndan sonra aileler
resmi yetkililere daha sıklılda
başvurmaya başlamışlar. Bu tepki,
bir yandan tacizcilerin
yakalanmasını sağlayan neredeyse
tek yol.
Çocuğa inanmıvoriar
Ancak yetkılilere göre tacizci, aile
içinden ve çocuk üzerinde otorite
sahibi bir şahjs olduğunda durum
değişiyor. Çocuk korkutularak
susturulmadıysa ya da tehditlere
rağmen sorununu ailenin diğer
üyelerine açmaya cesaret ediyorsa,
ona genellikle inanılmıyor. Ve bu
kez yardım alabilmek için
yöneldiği ailesinin diğer
bireylerinden susması için baskı
görüyor. Böyle durumlarda çocuğa
inanmayan ve çocuğu "arök seni
sevmeyeceğim, sen ailemizi
parçalamak istiyorsun" gibi
psikolojik baskjlar altına sokan
ailenin diğer üyeleri. çocuğun tek
savunma mekanizmasmı ortadan
kaldırmakla beraber, tacizcinin de
daha fazla cesaretlenmesine yol
açıyorlar. Çocuk böyle ailelerde
yıllarca cinsel tacize ve bunun
psikolojik etkilerine maruz
kalmaya devam ediyor.
Çocukken cinsel tacize ugramış
ünlüler aıasında Roger Moore,
Margeaux Hemingway, Oprah
\Vinfrey. Marlon Brando'nun kızı
Cheyenne Brando, Tina Turner ve
Roseanne Barr bulunuyor.
Göksu deltasını kurtanna planı
SAMtHAZMİEZER
ADANA - Sahip olduğu doğal zen-
ginliklerden dolayı Özel Çevre Ko-
ruma Bölgesi ilan edilen Göksu Del-
tası'nın olumsuz uygulamalardan ko-
nınabilmesi için önlem ahrunası is-
teruyor. Bölgede iki yıl sürdürdügu ge-
niş kapsamlı çalışmalara geçen gün-
îerde son veren Doğal Hayatı Koru-
ma Derneği (DHKD), hazırladığı Yö-
netim Planı'nda delta için çözüm öne-
rilerini sıralıyor, yetkilileri harekete
geçmeye çağınyor.
DHKD uzmanlannca çeşitli kuru-
luşlarla ışbirliği yapılarak hazırlanan
Göksu Deltası Ozel Çevre Koruma
Bölgesi Yönetim Planı, üç hedeften
oluşuyor. Bunlar, "Sulak Alan İşlev
ve Değerlerinin İyueştirflmesi w Ko-
runmas", -BhcJojik ÇeşhÜKğm(Özel-
likle Sulak Alan HabitarJan, Deniz
Kaplumbağalan Üreme Kumsallan
ounak üzere) Korunması" ve "Yöre
Halkmın Sos><>- Ekonomik Yapısının
Çevreye Duyarb Politikalara L'yumu-
nun Sağlanmasr olarak gösterili-
yor.
Yönetim planmda, birinci hedef
kapsamında şunlann yapılması öngö-
rülüyor:
"Göksu Nehri'nin özellikle Silifke
kav naklı kirliliğinin önlenmesLtarun-
sal, evsel ve endüstriyel kirliliğin ön-
lenmesi. sulak alan işlev1
ve değerleri-
ni etkik
1
?ebilecvkgefişmeılerin iztenme-
si,personel nitelik veniceüğinin ivileş-
tirilmesi". Biyolojik çeşitliliğin ko-
runması ile ilgili faaliyet hedefleri
ise şöyle özetleniyor:
"Yazördegi,pasbaş patkagibi dün-
ya çapında nesli tehlikede ve saz ho-
rozu gibi ulusal düzeyde nesli tehlike
aitında olan su kuşlannın habitatla-
ruıın korunması veiyfleştirümesL Ca-
reöa caretta, chelonia m\das, trionyx
triungis türierinin yaşama alanlannuı
korunması ve geliştirilmesi. Yabani
künyon, ada sahil soğanı, kum zam-
bağı gibi endemik ve nesli tehlikede
olan bitkıfcrin habitatiantun korun-
ması ve iyileştirUmesL"
Doğal Hayatı Koruma Derneği yet-
kilileri, planda aynntılanyla ortaya
koyduklan çözüm önerilerinin yaşa-
ma geçirilebilmesi için başta hiikü-
met olmak üzere tüm kurum ve ku-
ruluşlan göreve çağırdıklannı, Gök-
su Deltasf nın korunması için el ele
verilmesi gerektiğini vurguluyorlar.
'Bitmiş
pilleri çöpe
atmayın'
TARSUS(Cumhuriyet )-
Kısa adı DAÇE olan Doğu
Akdeniz ÇevTedlen, "Bitmiş
pilleri çöpe atmayın" kam-
panyası başlattı.
Mersin, Adana, Kahra-
manmaraş, Silifke, Pozantı,
Hatay ve Ceyhan'daki 17
çevreci kuruluşun oluştur-
duğu DAÇE'nin Tarsus Öğ-
retmenevi'ndeki toplantısı,
kampanya karanyla sonuç-
landı. "SevgiB çevne dostu"
diye başlayan el broşüriinde
pillerin özelligine dikkat çe-
kilerek özetle şöyle denil-
di:
"Baa araçhrdan yarar-
btnmak için kullandığınuz
pillerçoğualukla nUcei,kad-
miyum, ava gibi çevreye ve
saghğazararhkirmasal mad-
deler içerir vv sağhgımız için
büyük bir tehlike oluşturur.
Bu nedenle bitmiş pilleri bi-
riktirerek ÇETKO v« ulaş-
brmyada0J21459Q35Snu-
maralı telefonu arayın-" e-posta: tan (« prizma.net. tr
partılenn çe\Te sorunlan-
na karşı duyarsızlığını eleş-
tiren Göcek Lisesi resim
öğretmeni Kasım Yeter,
Milas'ın Kazıklı Köyü ti-
köğretim Okulu'na gön-
derildi.
Öğretmen Kasım Ye-
ter'in. söz konusu etkin-
likte Muğla Valisi Cemil
Serhadlı'ya yönelik ola-
rak "Resmi acıklamalann
dışında bir gerçeği bura-
da dilegetirmek istiyonım.
Herkes kendi gerçeğini söy-
ler. Saym Vâfmizin biraçık-
laması vardı. Biryannşbil-
gilendinneaslında. Gocek
denizinin de Ma\ i BayTak
alnıası gerekenlerin içinde
oiduğu şeklfaıdebirbUgüen-
dirmeyapılmış. Oysa, Gö-
cek koylan aşın derecede
deniz kirUliğryie karşı kar-
şıyadır" eleştinsinde bu-
lunarak, antik Dadela ken-
tinin özel mülkiyete açıl-
dı ğını ve birilerine peşkeş
çekileceğini ifade ettiği
öne süriildü. Muğla Milli
Eğitim Müdürlüğü ilköğ-
retim müfettişleri, Yeter'in
aynı etkinlikte söylediği
şu sözler nedeniyle soruş-
turmabaşlatmıştı:
•'Dahajı kanahnda ge-
çen ktş 25 bin ton, kimile-
rine göre 250 bin ton kefal
baltgının ölü olarak top-
landıgı ve kamyonlarla ta-
şınarak safıldığı ve haJk
sağhğı konusunda araştır-
ma yapdmadığı söyiennıek-
tedir. Siyasi partilerimiz.
maaiesef bakanımuı hap-
sedip eline dosya vererek,
hangikrvKİa. hangiorman-
da ne kadar rant peşinde
koşabilirün; neyi kopara-
bilirimin hesabı içindedir-
ler."
Yeter,
u
Çevre sorunla-
nyla uğraşmak bir yurt-
taşlık sorunudur." dedi.
SÖYLEŞİ ATTİLA İLHAN
'Sıçan Sidiği Denize Fayda!./
Aa elbette, hatrlamaz olur muyum canım. 30'lu yıl-
larda; mobilyalı gramofonda, Seyyan Hanım, o
birdaha benzeri gelmeyen sesiyle, ünlü şarkısını soy-
lüyordu: "...giin batb, sular karardı gönlümde!" Mi-
mozalar açmıştı, ağaçlan uzaktan kanarya sansı gö-
rünüyor, ağız mızıkamîa, nihayet 'Çıktıkagkalınla... 'yı
çalmayı başardım; yoksa Cumhuriyet'in 10. yıldonü-
mü mü? Demek ilkokul üçüncü sınrftayım.
Zamanın beğenilen 'sahn dergisi' 'Yedigün' evi-
mize alınırdı; kalrtesini mi sordunuz, birkaç yazar adı
vermek, kâfi: Hüseyin Cahrt, Hâlide Edip, Peyâmi
Safa, Alaaddin Gövsa vb. Nasıl, bugün öyie bir '$a-
lon dergisi' çıkıyor mu? Derginin, çocuklan ilgilendi-
ren sayfalannda, çarpıldığım bölüm 'gölge oyunlan',
yazık ki devamlı değil, ara araJ Büyük dayım Esat Bey,
ellerine şekiller verir, ışığın önüne tutardı; duvara yan-
sıyan gölgeleri, büyüleyici: ya bir kartal, ya bir kuğu,
ya bir köpek, ya da bir keçi gölgesi! Deneyip başara-
mamak beni kahrediyor; 'Yedigün'deki sayfalar, kah-
nmı sevince dönüştürecektir; çünkü -hem de çizilmiş
şekillerle- ellerinizi nasıl kullanırsanız, hangi görüntü-
yü elde edeceksiniz, açıkça gösterilmiş; ne kadar ke-
yiflenmiş, kaç gece, ellerimle duvarda yarattığım göl-
geler yüzünden, kendimi naal da sJhirbaz saymıştım!
Bütün bu lâflar niye? Hanidir söylemek istediğim,
birşey var: biliyorsunuz MHP takımı -ülkücüler'in ço-
ğu- elleriyie bir işaret yapıyorlar; son kuruttaylannda
da, hepsinin elleri, o işareöe havadaydı; onu hangi ak-
lıevvel 'bozkurt' işareti diye gösterdiyse, besbelli hiç
'gölge oyunlan' ile ilgilenmemiş; o işaret, 'kurt' işare-
ti degildir, 'keçi' işaretidir; inanmayan, elini o şekle so-
kup ışığın önüne tutsun, duvara baksın: göreceği kurt
değil, keçi gölgesi olacaktır.
Bence hemen değiştirmelidirler.
Tarif yanlıştı, bir kere...
Siyasi hiçbir hareket, tek başına 'olumsuzluk' ya da
karşıtlık' üzerine kurulamaz, geliştirilemez; Milli-
yetçi Hareket epeydirbunun dramını yaşıyor; Türkeş'in
Ölümü, onu izleyen fırtınalı kurultaylar, bu dramın var-
lığını, taraftariar'ın birkaç parçaya bölünmesiyle 'nef-
leştirdi'; aslında 'hareket', o eski 'baba' Türkçüler'in
anti/emperyalist, laik ve ulusal demokratik başlangı-
cından çok saptınlmış; önce III. Reich'ın Nazi 'ırkçı-
lığına', daha sonra CIA'nın anti/komünizm histeri-
sinedayandınlmıştı; böylece, 'olumsuzluk've 'karşıt-
lık' üzerine, adeta yeniden inşa edilmişti:
4O'lı yıllardan bu yana, ne yazık ki Türkçü' deyimi
bile kaybolmuştur; önce 'kandaş' ('ırkçı/turancı').
Sonra 'ülküdaş' ('ülkücü') oldular; tanfleri bir 'karşıt-
//ga'sığdınlmıştı: komünizme karşı olmak! Berlin de,
VVashington da, onlan böytece 'avlamıştı', ama bun-
lar bu iki emperyalizm'in Turan Hayali'nin gerçek-
leşmesini, Türkçüler'e bırakacaklannı sanıyorlardı,
yanlış olan buydu. Çünkü Hrtler, SSCB çökertilebi-
lirse, Türk bölgelerini Türklere bırakmayı kesinlikle
düşünmüyordu; bunu Von Papen de yazmıştır. Von
Ribbentrop da!.. (Bkz. 'AJman Dışişleri Dairesi Bel-
geleriI Türkiye'deki Alman Politikası, 1941 - 1943',
Havass Yayınlan, 1977) Washington'a gelince, onun
'ülkücüler'\ Orta Asya içlerine 'Turan' için değil, ken-
di çıkanna ve Truva Atı' olarak göndermek niyetin-
de olduğu, bugün elle tutulacak kadar somut olarak
görünmektedir: yâni, 'Her ırkın üstünde, Türk ırfcT
olmayacak: 'Türk ırkının üstünde, ABD çıkan' ola-
cak! Bu kadar basit.
Türkçüleri bir anda şaşkına döndüren, artık kesin
olarak 'kime karşı olacağını' kestiremeyişi! Itiyatlan-
nın kafesinden çıkamayanlar, hâlâ handiyse parano-
yak birtepkiyle her türlü 'sol' alerjisi içindedir; bir kıs-
mı, anti/slav, anti/rus kılıçlar kuşanmaktadır, böyle-
ce Lord Palmerstone'in ruhunu şâdediyon 'mü-
teveffa', Avrupa'yı ikisi de 'barbar1
olan bu iki ka-
vimden kurtarmak için, en iyi çarenin, ikisini bir-
biriyle çarpıştırmak olduğunu keşfetmemiş miy-
di: bu sayede 'geleneksel' Türk/Rus düşmanlığı
icad edrlmiş oldu. Buna mukabil, bazı ülküculer, bu
işlerin hort zort etmekle, elini keçi işareti yaparak ha-
vaya kaldırmakla halledilemeyeceğini görüp, 'hare-
ketle ve 'evveliyatı' ile ilgili, ciddi bir hesaplaşma ve
özeleştiri yoluna girdiler doğrusunu yapıyorlar.
Çıkar yol budur.
AkJımızı başımıza toplayalım!
« •
Once Türkçülük hareketinin çıkış noktası doğru
saptanmalıdır: Osmanlı'daki çıkış 'halkçılıktr.
(Bkz. Nryazi Berkes); Rusya'daki Cedit'ler de hem
laik, hem 'halkçı'yû (Narodnik), ne var ki pan/slavizm'e
başkaldırmışlardı, ulusal kurtuluş projeksiyonu için-
deydiler. Sevres Muahedesi'nden rtibaren, iki 'Türk-
çülükbiıieşmıştir1
, çünküAnadofcı Türkçülüğü de, Ba-
to'lı emperyalizme karşı bir ulusal kurtuluş savaşı pro-
jeksiyonu içindeydi: artık ikisi de, anti/emperyalist
idi, ikisi de laik ve halkçı, ikisi de özgürtükçü! Yok-
sa iki Türkçülük başlangıcının iki 'mühim' adamı,
Zîya Gökaip ve Yusuf Akçura, Gazi Mustafa Ke-
mal Paşa'nın niye yanındaydı ki?
Şimdi bakın, SSCB 'hıpoteği', Türkiye'de sosya-
list sol'u nasıl kötü etkilediyse; Türkiye ve Asya Türk-
çülüğü'nü de öyle kötü etkilemişti; Türkçülüğün, Rus-
ya'ya dost ya da düşman olmakla bir alıp vereceği
olmadığı gibi; sosyalist sol'un da böyle bir alıp vere-
ceği yoktur; o 'karşrtlık' ya da 'yandaşlık' 'Soğuk
Savaş'ın bir hınzırtığı! İki tarafa da düşen görev,
o 'hipoteğin' artık kalktığını asla unutmamak, bir-
birierine olduğu kadar, tarihlerine de objektif bak-
mayı bilebilmektir eski defterteri kanştrmak, an-
cak o eski hesaplan yapanlann işine yarar; yâni
Batılı ve Rus emperyalizmlerinin!
Sosyalistler arasında olduğu kadar, Türkçüler ara-
sında da bir 'intibah' görülüyor bir ikisi gözüme iliş-
ti, ilişeyım diyorum; malûm ya, 'Sıçan sidiği denize
fayda' denilmiştir.
. prizma.net tr/ AILHAN
httpy/www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htim