27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 ARALIK 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 13 Ay'ın karanlık• • •• yuzuRastgeldiğimiz sendikacılar, CHP liderı Deniz Baykal dan yahnıyor- lar: "Yüz yüze geldiğimizde so- runlarımızı aktanyoruz. Hı hı', 'Tabii ilgilenelim ' gibi mırıltılarta bizi başından savıyor." Bir başka sendikacının tanıklığına başvunı- yoruz- "Eşelmobilden tutun özel- leştirmelere, işten çıkarmalardan sosyal güvenlik reformuna değin birçok soruna ilişkin eleştirilerimi- zi hatırlattık. 'Raporyapın, gönde- rin ' dedi Aylaroldu, sesyok." tnsap. Bir lider bu kadar bunal- tılmaz kı canım. Doğal olarak dar attı Baykal kendisiniABD'de "Mo- on " tarikatının konferansında "ka- fa dinlemeye..." Deniz Baykal 'ın ensesinde boza pişiren işçi ve de- mokratik kitle örgütlerinin temsil- cilerıne inat, CHP, önümüzdeki se- çimlerde parti şarkısmı değiştir- meli. Pink Floydun "Dark Side Of The Moon " albümü sokaklan inletmeli. ISIK KANSU Prof. Dr. Alpaslan Işıklı, bu yaz tatili boyunca kapandı. Üzerinde epey düşün- düğü çalışmasmı kitaplaştırdı: "Sosyalizm, Kemalizm ve Din." Işıklı, kitabın ginşyazısma Einstein 'm "önyargüan parçalamak, atomu parça- lamaktan daha zordur " deyişini koymuş. Adından da anlaşılacağı üzere kitap, sos- yalizm, Kemalizm ve din konusunda olu- şan önyargüan irdeliyor, bu ûçgenin bir- biriyle ilişkilehni gözden geçiriyor. Işıklı 'ya, neden böyle bir kitap yazma gereksinimiduyduğunusorduk. Yamtışöy- le oldu: "Demokratik güçler, son zamanlarda bazı gerçekleri, egemen ideolojinin süz- gecinden geçtikten sonra öğrenmek zo- runda kaldılar. Yeryüzü egemenlerinin muhteşem bir belleği var. Paris Komü- nü 'nde öğrendiklerini Vietnam 'da, VI- denklemleri çözmeketnam 'da öğrendiklerini 12 Eylül 'de Tür- kiye 'de uygulamakta büyük basan gös- teriyorlar. Ancak çalışan halk kesimleri ve demokratik güçler açtsından bir bel- lek kopukluğu söz konusu. İlerici, toplumcu düşüncelerin, ege- mengûçlerden öğrenilmesigibiçarpıkdu- rumlar ortaya çıkıyor. Böylece, bazı yan- lış denklemler bu kesimlerce kabul edi- lebiliyor." "Hangi denklemler " diye araya girin- ce Işıklı, şöyle sürdürdü sözlerini: "Bu yanlış denklemkrden birisi. de- mokrasinin kapitalizm demek olduğu. Bir başka yanlış denklem de din ile sos- yalizmin birbirinin karşıtı olduğuyanlış- hğı üzerine kurulu. Kemalizm konusun- da da benzer bir durum var. Kemalizm f in zorbalık olduğu konusunda 12 Eylülcü- ler ile 2. cumhuriyetçüer karşıt saflarda görünseler de ittifak içindeler." "İşte " diyor Işıklı, "Kitabımda, bu tûr yanlış denklemleri sergilemeye ve bellek kopukluklannı olab'ûdiğinceortadan kal- dırmayı amaçladım." Işıklı 'yı ateşleyen bir başka neden de derslerde öğrencileri- nin ortaya attıkları sorularolmuş: "Ders- lerde hangi konuyu işlersek işleyelim, gençler zihinlerine takılan bazı sorulan gündeme getiri- yorlar. Kitap, bir yönüyle de bu gereksi- nimikarşdamaytgüdûyor. Kitabın asdver- mek istediği sonuç; sosyalizmin, özellikle Türkiye'deki sosyalist hare- ketin çıkmazlarınm aşılabilir olduğunu göstermek, Bu çıkmazlar bakımından sosyalizmin, din ve Kemalizm ile ilişkile- ride büyük önem taştyor. Kitap, buüç ko- nu düzleminde düşüncelerin geliştirildi- ği bir çaba olarak gerçekleşti." Bundan yaklaşık 10 gün önce Ameri- kan Kongresi 'nde bir tören vardı. Tören- de, Diyarbahr Barosu Sekreteri Sezgin Tanrıkulu ile eski Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Şenal Sanhan, Robert F. Kennedy adına konan insan hakları ödülünü aldılar. tlk söz, senatör Edward Kennedy 'nindi. Türkfye de uzunyıllardır insan haklanmn ihlal edildiğini, Kürtle- re bashyapıldığını, binlerce kişinin işken- ce gördüğünü, kaybolduğunu, yasadışt infazlar ve kây boşaltmalar yaşandığını dile getirdi. Sıra, ödül kazanan Şenal Sanhan 'day- dı. Bugünkû Amerikan yurttaşlannın iki yüzyil önceki ataları gibi Türkiye halkı- nın da bağımsızlığına düşkün olduğunu vurguladı. Ülkeninparçalanmasına, man- da tasanmlanna karşı Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde ayaklanan Türkiye ABD Kongresi'nde çınlayan sözler halhnın, saldırgan emperyalistleriyurt- tan kovarak bağımsız bir ülke kurduğunu anlattı. 1950 li yıllardan başlayarak gi- rilenpaktların, yapılan anlaşmalann, ül- kemizin bağımsızlığından çokşey götür- düğünün altım çizdi. Devlet olanaklarım kullanarak halkı birbirine düşürmeyeça- lışan ve dış güçlerie işbiriiği içinde olan çetelerin, Türkiye'dekiistikrarsızhklann vedarbelerin temelini hazıriadığım belhi- ti. Yurdumuzda işkenceli sorgular. faili meçhulcinayeıler. gözaltında öiümler, dü- şünce yasaklan, cezaevi sorunlan, gü- venlik soruşturması adı altında çalışma hakh gaspı, grev hakh hsıtlamalan gi- bi hukuk dışı uygulamalar yaşandığını aktardı. Bir ülke bağımsız değilse, orada insan haklanndan söz etmenin olanak- sızlığından söz etti. "Ben " dedi ŞenalSa- nhan, "1968 kuşağındanım" ve ABD Kongre Salonu 'nu çınlatan diğersözleri- ne geçti: "Kuşağım, ülkesindeki yaban- a üsUri,yabancıfUolan,yabancı eğüim- cileri protesto etti. Bizim bu duygulan- Mtzf, ABD 'n'ut büyük kahramanı ve Dev- letBaşkanı Washington 'unîngilizegemen- liğine karşı mücadele eden çocukları iyi bilirler. Bütün halklann kardeş olduğuna ina- nıyorum. Halklar arasında gerçek bir banş ve işbirliğinin kurulabilmesi için Atatürk'ün de dediği gibi emperyalizm yeryüz&nden kalkmaltdır. Ozaman hal- kın hakları gerçekleşecektir. Sömüren ve bağımlı devletler olmayacakttr." Şenal Sanhan. konuşmasım şöyle ta- mamladt: "Bugün ülkemizde önemli bir sorun daKürtsorunudur. TüHdye'nindoğusun- da bugün sıkınülaryaşanmaktadır. Ame- rikan halkmın da ırk ayrımı, işsizlik, gü- vensizlik gibi bazı sorunlan olduğunu biliyoruz. Bunları nasıl Amerikan halkı kendisi çözecekse, Türkiye 'nin içindeki sorunlan da Türkiye halkı kendisi bir- leşerek çözecektir. !\'hekim bugün ülke- mizde halk arasında bir ırk ayrımı, ırk sorunu yoktur. Türklerie Kürtler, aynı ortak vatantn sahipleri olduklannın bi- lincindedirler. Türkiye halkı, sorunlan çözmede kendigücünegüvenmektedir." Tüm dünyalıların kardeşi, yurttaşımu Şenal Sanhan, yüz ahvla, onurla indi kûrsüden. Alışkanlık Cumhurbaşkam Süleyman Demirel, bunu hep yapıyor. Daha önce de değinmiştik. Sayın Demirel, TBMM'yi açış konuşmasında "Cumhuriyetin temel niteliklerinin tartışümasının Türkiye'nin siyasi gündeminden çıkması" gerektiğini belirtmiş, ardından " Türkiye; demokratik, laik, hukuk devteti olan cumhuriyetin etrafında toplanmalıdır" demişti. Bu ifadesiyie, anayasanm "cumhuriyetin temel niteliklerini " içeren 2. maddesindeyer alan ve devletin aynı zamanda "sosyal" olduğuna ilişkin vurguyu yok saymıştı. Sayın Demirel, "sosyal devlet" kavramını es geçmeyi alışkanlık haline getirdi. Son örnek, hafia sonunda Jzmir 'de yaptığı konuşmaydı: "Demokraük, laik, pazar ekonomisini benimsemiş, hukukun üstünlüğü ve insan haklannı kabul etmiş Türkiye, çağdaş bir Türkiye'dir." "Sosyal devlet" ilkesini unutmuş. hele hele tüm vahşiliği ile gözü kapalı "serbest piyasacı"hğı kabul etmiş, bu yûzden de her 100 liranın 55 lirasım nüfusun yüzde 20 sinin, geri kalan 45 lirasım da yüzde 80 'ninin paylaştığı bir ülke "çağdaş "laşamaz. Toplumsal dayamşmadan yoksun milyonlann yalmzlığı değil midir ki insanlan gizemciliğe, hemşericiliğe, bölgeciliğe, mafyaya, etnik kökene. "gemisini kurtaran kaptan " bireyciliğine sığındıran? Onun içindir ki önce sosyal adalet... AYDINLANMA ATEŞl fietişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95 Halka açık çevre kültür kütüphanesi "SOS Istanbul Çevre Gönüllüle- ri. Moda Sabit Pazan'nda açtığı hal- ka açık Çe\Te Kültür Kütüphane- si'nde değişık kültürlere sahıp pazar- cılarla ortak toplantılar yapıyor. İştanbul Cumok •'1) Caddebostan Kültür Merke- zi'ndeö Aralıksaat 14.00'tedüzen- lediğimız "İnsan Hakları ve De- mokrasi" adlı söyleşıye, yazanmız Aydın Engin, Av. Ergin Cinraen (Yurttaş Gınşimi Sözcüsü) ve Ercan Kanar'm (tHD Ist. Şube Bşk.) ka- tılacaklar. 2) Yılhk Söyleşı Düzenleme Kü- memıze yardımcı olabilecek Cu- mok'lann Oya Özgüven'e (0.216. 345 40 70) başvurmalannıricaede- nz. 3) 3 Aralık'ta üçüncü yıla girişı- mizi Romantıka da bir akşam yeme- ği ile kutluyoruz. Bilet satışlan bıt- miştır. Bilet bulamayan Cumok'la- nn 0.216.371 98 15 Nolu telesek- retere ısım ve telefon numaralannı yazdırmalannı rica ederiz. Kendi- lerine, olanaklanmız nispetinde yar- dımcı olunacaktır. 4) Haftalık olağan toplantımız, Eleştın Kitabevı'nde 4 Aralık saat 19.30'dadır." SOS İştanbul Çevre Gönûllûleri Platfortnu Moda Sabit Pazan bizim yöresel çalışma alanımız, merkezımız ora- da. Bu yıl aynı yerde halka açık bir Çevre Kültür Kütüphanesi açtık. Pa- zann ortası boş bir alandı. Orayi hal- kın, kıtaplannı açık havada da otu- rarak okuyabilecekleri şekilde düzen- lemekteyiz. Burada Anadolu'nun çeşitli yerlerinden gelen farklı kül- tür ve anlayıştakı pazarcı komşula- nrruzla ortak toplantılaryaparak or- tak sorunlan paylaşıyor, onlarla çev- re ve kültür alışverişi yapıyoruz. Ay- nca burada kullanılmayan eşyala- nn değerlendırilerek geri kazanımı kursu da açtık, şu anda sürüyor. 13-31 Aralık arasında burada Sa- natçılar Pazan olusturulacak. 31 Ara- lık"ta halka açık ücretsiz yılbaşı açık hava şenlıği yapacağız. Amacımız yöre msanlanmızla en yakınımız- dakilerle bütünleşerek onlara bir- şeyler sunabilmek. Kütüphanemız çok zengin. Özellikleçevre konusun- da bilgi edinmek isteyen öğrencıle- re yardımcı da oluyoruz. Sürekli açık. Tuzla'da bulunan KASEV Ernekli Öğretmenler Huzur Evı ko- rumalı alanına, 40 bin ağaç dikme, sulama projemiz için 14 Aralık ta- rihli açılışımızda öğrencilen, eğit- menler eşliğınde ağaç dikmeye gö- türeceğiz. Böylece onlara uygula- malı bir çevre sevgısı ve eğitimi ve- receğız. Amacımız butür kültürel ha- reketlerin yörelerde çoğalması." Turhal ADD •'Şubemiz 1997-1998 Eğıtım ye Öğretim yıhnâ böyük bır atılrm ya- parak gırdi. Öncelikle dar gelirlı öğ- rencılere ünıversiteye hazırlık kurs- lan açtı. Şu anda 50 öğrencı ile kurs- lar sürüyor. lkincı olarak, üköğretım 4. ve 5. sınıflara ve lise I. sınıflara yönelık Ingılizce kurslan da hızla devam etmektedir. Geçen yıl yakiaşık 90 öğrenciye, başan ile verilen baglama kurslan- na. bu yıl da devam edilmektedir." Bûyûkyoncah ADD Resmı prosedürgereği yalnızca il ve ilçelerde faaiıyet göstermeleri- nın dığer ufak yerleşım binmleri için bir kayıp olduğunu düşünerek bel- demizde ADD Okuma Odası adı al- tında Atatürkçü düşünceyi daha ge- niş kitlelere yayabilmek için bir oda düzenledik. Bizım ginşımimizin di- ğer belde, köy ve hatta mahallelere emsal teşkil etmesini dilıyoruz. Ay- dın. ilerici Atatürkçü bir nesil için belde-ilçe elele. daha güzel günle- re." tzmir ÇYDD Şubemiz. Konak Halk Eğıtim Merkezi işbiriiği ile Öğretmenler Günü'nde okuma-yazma kurslan açtı. Konuylailgıli bıraçıklamayapan şube başkanı Asuraan Boyacigil- ler; 'Topaltı tlköğretim Okulu'nda 1. kademe. Kestelli Şerife Eczacı- başı tlköğretim Okulu'nda 2. ka- deme olmak üzere iki kurs açtık. Önümüzdeki günlerde bunu baş- kaları takip edecek. Halen devam eden Nazire Merzeci tlköğretim Okulu'ndaki 2. kademe kurslan- na katılan halkımızda her geçen gün geUşen yurttaşlık bilincini göz- lüyonız. Bunun, > urttaslann par- lamentoyu dencrim hakkını kullan- masına ve millervekili dokunul- mazlıklarının suçlan örtmemesi. kalkao olmaması konulanndakj çalışmalara yani katıümcı demok- rasive katkıda bulunacağına ina- nıyoruz. Cumhuriyet'in ilk dö- nemlerindeki gibi özlük ve demok- ratik haklanna sahip, toplumda- ki saygın yerini yeniden kazanmış öğretmenlerle ve çağdaş bir anla- yişia başlatıiacak eğitim seferber- liğinin, tüm yetkiUler ve halkımız- ca bugün de ivedilikle benjmsen- mesinin, aydınlık yarınlar için ol- mazsa olmaz bir koşul olduğunu düşünüyoruz' dedi." ZEYTİNBURNU 1. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1997/173 esas Davalı: Turan Bodur 5 Telsiz Mahallesi 104. Sok. No: 29 Zeytin- bumu-îst. adresinde iken halen ikâmetgahı meçhul. Davacılar Mer- yem Kaya. Me\ lüt Özarslan vekili Av. Hasan Çetin tarafından mahke- memize aleyhinize açılan kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı taz- mınat davasmın yapılan açık yargılaması sırasında tüm aramalara rağ- men adresinız meçhul bulunduğundan davetiyenin ilanen yapıhnasına karar verilmiştir. Bu ıtibarla, mahkememizin 1997/173 esas sayılı dosyasının duruşması olan 26.2.1998 günü saat 09.30'da mahkemede hazır bulunmanız veya kendinizi bir vekille temsil ettırmeniz hususu, davetiye yerine geçerlı olmak üzere ilan yapılmasına karar verilmış ol- duğundan, duruşmaya gelmeniz veya kendinizi bir vekille temsil ettır- mediğinız takdırde duruşmaya yokluğunuzda devam edileceği HUMK'nun ilgilı hükümleri uyannca yokluğunuzda cevap verileceği hususu tarafınıza ilanen teblığ olunur. 18.11.1997 Basın: 57148 HAYVANLAR ISMAIL CÜLGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK " • r.uiL^ı behicaksj turk.net HARBİ SEMİH POROY BULUT BEBEK NURAYÇIFTÇI GÖRÜŞ Av. KENAN COŞAR Felsefeci, CHP PM Üyesi Aleviler 'Ulufe'ye Hayır Demeli Çoktandır, Alevi inancını taşıyan insanların, ör- gütleri aracıiığıyla devletten yardım alması tartı- şılryor. Çoğu kişi ve kuruluş da bu anlamda bir bek- leyiş içinde. "Yardım"\r\ ne zaman yapılması ge- rektiği konuşuluyor. Böyle bir "bekleyiş" ve yaklaşım, Alevilik anla- yışının "öz'üne, tarihsel işlevine ve geleceğine ya- pılabilecek en büyük haksızjıktır. Bu anlayış ve yak- laşım, bilerek ya da bilmeyerek; hoşgörünün, de- mokratlığın, aydınlığın tomurcuklandığı, filizlendi- ği, dal-budak saldığı bir toplumsal kaynağı çorak- laştırmayı ve kurutmayı amaçlamaktadır. Çünkü, özgürdüşüncenin, aydınlığın, barışın, demokrat- lığın, sonsuz hoşgörünün egemen olduğu "Ale- vilik düşüncesi", devletin dinsel anlayışlardan ya- lıtılmasını, bugüne kadar savunmuştur. Doğru olanı, kararlılıkla ve içtenlikle yerine getirmiştir. Bu nedenledir ki, Türkiye'de laikliğin "güvence"s\ olarak, önemli bir toplumsal dayanağı oluştur- muştur. Bundan sonra da beklenen ve istenen budur. Devletin "dini örgütlemesi"r\i, bu amaçla da devlet bütçesini kullanmasını savunmak; şimdi- ye kadar olan uygulamayı onaylamak ve ondan "pay" istemek demektir. Şimdiye kadar, karşı olu- nan, haklr olarak direnilen biranlayışla "paydaş" olmaktır. Yanlış olan, gelecek adına umut kırıcı olan yaklaşım da budur. Aleviler, Türkiye toplumunda önemli bir "top- lumsal muhalefet" odağıdır. Bu konumları, bütün kınmlara ve kıyımlara karşın, bütün aşağılamala- ra ve yok etmelere direnerek yaratılmıştır. Saygın birkonum.alkışlanmasıgerekenbirtutumdurbu. Böyle bir konumu ve tutumu; bütçeden pay al- mayı umarak, kötürümleştirmek; yüzyılların dire- nişine, birikimine, demokratik kavgasına sırtını dönmek demektir. Bir demokratik direniş geleneği, özgür düşün- ceye sonuna kadar saygı ve bağlılık, her koşul- da ve dönemde sömürüye karşı duruştan oluşan bir kültür; eğer bir yaşam biçimine dönüşmüşse, insanların yüreklerinde, bilinçlerinde, vicdanla- nnda besleyip büyüttükieri ve kendilerinden son- ra gelenlere de onurla aktardıkları düşüncelerle, eylemlerle ve büyük bir toplumsal birikimle dö- nüşmüştür. Bir diğer boyutuyla, sömürü karşısın- da susarak değil, haykırarak; zorbalığa teslim ola- rak değil, direnerek bu yaşam biçimi yaratılmış ve sürdürülmüştür. Önce bu kültürü ve yaşam biçimıni, doğru al- gılayalım. Sonra da o kültüre ve yaşam biçmine saygılı olmasını öğrenelim. BULMACA SEDÂT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 1 2 3 4 SOLDAN SAĞA: 1/ Halk dilinde yeni doğum yap- ' mış kadına veri- 2 len ad. 2/ Kaş il- çesi açıklannda- " ki Yunanadası... Kolay anlaşılır, sade.^/Asya'da birülke... Bir no- ta. 4/ "Çernal Reşit---":0n- lü bestecimiz... Borsada belli miktardaki his- se senedıni belirtmekte kullanılan ışlem birimi. 5/ Köydeki ışlenn elbir- liğiyle bitirilmesi... "- - 2 - gelicek cümle eksikler 3 biter" (Yunus Emre). 6/ 4 Sandallanasmayayara- 5 yan ve gemilerin borda- _ lannda bulunan dikme- lere verilen ad. II Hay- ? vanlaravurulandamga... 8 Artvin'ıneskiadı.8/Sa- 9 hip olma. kazanma. 9/ Son günlerde oldukça popüler olan ve müzik eşliğinde yapılan bir çeşit cimnastik... Fide yetiştirmek için aynl- mış toprak parçası. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Değişik renkte boya kul- lanılarak, kumaş üzerine desen ve zemın basma yönte- mi. 2/ Kuzu sesi... Konınmak için bır yere bırakılan eş- ya. 3/ Bir malı kullanmakta olan, elinde tutan künse... Türk resim sanatında önemli bir grubun ad olarak benimsedi- ği harfin okunuşu. 4/ Bır peygamber... Çeken. çekıci. 5/ Etilen gibi yapısına başka bır öğe ya da kök sokulabilen, karborüu hidrojenlerin gene! adı. 6/ Güney Amerika'da yaban hayvanlarmı yakalamakta kullanılan kement... Ri- ze-Erzurum karayolunda bir dağ ve geçit. II Dolma yap- mak için hazırlanan kanşım... Balık yumurtasıyla yapı- lan bir tür meze. 8/ Sahip... Şarkı. 9/ Kurak bölgelerde yaşayan bir sürüngen türü... Tavır, davranış. Lafe SaTiibrahİmoğlu Jcurt Kapamışiıı jcısır lyaset TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN fLK HİDRQj£N BÂLONU IJBS'TE 8U6ÛAI, H/OKOJEN GA2I &OLOURULMOŞ İLK 8ALO*I,PARİSTE GÖ6E YÜKSBLP/. ^AIC CHAKl£S v£ MM.ROBe&T "CHAKLl£ BU OENEMEYİ ifÇPnKLAKINC**, 6A- LONCUUJK ÇOK veNİYÜİ. ÜUUJ MOtfTSOLFIER ICARD£ŞLEfZ'tN SACOMt/ UÇALI HENÜZ ALT1AY OLMUÇTU. ONLARtN BALOAİU StCAK HAVA POLUYDa. 1766'OA, İNGrÜZ K/MYAC/Sf HBNKY CAVENP/SH(SAĞPA) ,Hit>GOJEN 6AZI ÜZ£KİN- PEKİ ARAŞTTRMALAR/NIN SONÜCUAJU AÇ/KİA- MtŞ, 8U GA2//V YANtCi VE HAVADAM & OLDUĞUNU BİLDİ&UfŞTİ- DO6AL , 8ÖYL£ &G GA2PAH BALONCULUICm YARAK LAN/LMAA4ASI DÜŞÛHÜLEMEZ&t..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle