18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7KASIM 1997CUMA HABERLER Seçim Yasası'nda • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasada 1995 yılmda yapılan değişikliklenn ardından ilgüi yasalarda düzenleme yapmak üzere TBMM'de grubu bulunan partılerin katılımıyla oluşturulan partilerarası komisyon, Seçim Yasası dışında gündemındeki diğer yasa değişıklıklenni sonuçlandırdı. Yurtdışındaki yurttaşlann o> kullanmalan konusunda bir formül üzerinde uzlaşılamadığı için Seçim Yasası değişikliği gecikıyor. Enepji Bakanlığı'nın açıklaması • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gazetemızın dünkü sayısında "Elektrik dağıtım rantı bölüşülüyor" başlığıyla yayımlanan haberle ılgili olarak Enerji \e Tabii Kaynaklar Bakanlığı bir açıklama yaptı Açıklamada. "3 Nisan'l997tanhinde fizıbılitelenn nihaı değerlendirmesını v apacak olan üst komisvon bırkaç gün içensinde oluşturulacak ve değerlendirme en kısa sürede tamamlanarak netıce kamuoyuna ılan edilecektir" denildı. Çiller'den suçlama • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP lıden Tansu Çiller, özelleştırme gelirlerinin bütçe dışında tutulmasımn hükümetin yandaşlanna dıyet borcunu ödeyebilmesi için bir tezgâh olduğunu iieri sürdü. Çiller. otoyol yapımının ıhalesiz venlebılmesı ıçın Bakanlar Kururu karan çıkanldığını iddia etti. Kazan'ın atamaları masada • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Danıştay tdan Dava Dairelen Genel Kurulu. eski Adalet Bakanı Şevket Kazan dönemınde "yapılan sınavda yedek listeden alman 423 yargıç ve savcı adayı ile ilgilı daha önce venlen yürütmeyi durdurma karannı cuma günü görüşecek. Mumcu için ikinci dava • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara 4. tdare Mahkemesi, bombalı suıkast sonucu öldiirülen yazanmız Uğur Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu \e çocuklan Özgür ve Özge Mumcu'nun. Içışlen Bakanlığı aleyhine "ağır hizmet kusunı" olduğu gerekçesıyle açtıklan ikinci tazmınat davası ıle ilgilı karannı gelecek hafta açıklayacak. Mahkeme yetkilileri. karann büyük olasılıkla pazartesi günü açıklanabıleceğini söylediler. Avundukluoğlu için tutuklama • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yaptığı bir açıklamada, "Anayasa Mahkemesi'ne hakaret ettiği" gerekçesiyle. 3 aydan 1 yıla kadar hapıs cezası istemiyle dava açılan DTP Kınkkale İl Başkanı ve eski milletvekili Sadık Avundukluoğlu hakkında gıyabi tutuklama karan verildi. Tünel pazar günü kapalı • İstanbul Haber Senisi - Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, IETT İşletmeleri Genel Müdûrlüğü'ne bağlı olarak Karaköy-Beyoğlu arasında hizmet veren Tünel Tesisleri'nin periyodik olarak gerçekJeştirilen bakun ve onanm çalışmalan nedeniyle 9 Kasım Pazar günü hizmet veremeyeceği bildirildi. Özfatura'ya tepki • Haber Merkezi - Izmirli şair ve yazarlar. Izmir Büyükşehir Belediye Başkanı Burhan Özfatura'nın Yaşar Kemal ve Eşber Yağmurdereli'yle ilgi sözlerini tepkiyle karşıladıklannı belirttiler. Öte yandan DYP'li Cihan Paçacı, Özfatura'yla birlikte toplantı düzenledi. Paçacı sözleri nedeniyle Özfatura'yı nedeniyle "tebrik ettiğini" söyledi. Basını suçlayan Kamil Şerif, davaya politikacılann bulaştığmı ileri sürdü Göktepe yargıcı çekîldiMERİH AK / HÜLYA TOPCU AFYON - Metin Göktepe davasının dünkü duruşmasında yargıç Kamil Şerif. basını suçlayarak davadan çekıldiğini açıkladı. Şerif. "Biz bulunmaz Bursagü- lü değUiz,yerimize mu tlaka birisi bulunur. Ancak devlet memuruyum, yüksek mer- ci 'Bu işe devam et" derse,zorunlu evHli- ği sürdürürüm" dedi. Müdahil avııkat- lar. sanıklann tahliye edilmeleri için mah- kemeye baskı yapılmış olabileceğini söy- lediler. Mahkeme, tutuklu sanıklann tu- tukluluk hallerinın devamma karar verdi. Göktepe davasının dün gerçekleştiri- len onuncu oturumu, beklenmeyen birge- lişmey le noktalandı. Dosyanın Eyüp Ağır Ceza Mahkemesi'nde olması nedeniyle önemli bir gelişmenin beklenmediği du- ruşmaya ilgi azdı. Göktepe'nin ailesi, avukatlan ve bir grup gazetecinin ızledı- ği Afyon Ağır Ceza Mahkemesi'ndekı duruşma başlarken yargıç Şerif'in "Bu duruşma son duruşma olacak inşallah" demesi şaşkınlık yarattı. Duruşma yargıcı Kamil Şerif, duruşmadan çekildi. (Fotoğraf: CELAL YlLMAZ) Dunışmada, tutuklu sanık polısler Sey- di Battal Köse. Şua>ip Mutluer. Selçuk Ba> raktaroğlu. Saffet Hızarcı \ e İlhan Sa- noğlu ile birlikte tutuksuz yargılanan Fik- ret kavacan. Burhan Koç. Metin Kuşat. Tuncav L'zun. Murat Polat. Fedai Kork- maz hazır bulundu Yargıç Kamil Şerif duruşmaya başlarken geçen oturumlarda dışan çıkardığı foto muhabıri \ e kamera- manlara bu kez "yumuşak" da\ randı Şe- nf. "Arkadaşlan dışan çıkarmaya kimse- nin gücü jetmez. Kameralar \e fotoğraf 5 gözaltı Bucak'ın yeğeni öldürüldü BLRSA / ANKARA (UBA)- Susurluk kazası- nın kılit ismı DYP Şanlı- urfa Milletvekili Sedat Edip Bucak'ın yeğeni Hacı Faik Akayra, Bozü- yük-Eskışehir karayolun- da başma 4 kurşun sıkıla- rak öldürüldü. Bozüyük jandarmasının olayla ıl- gili 5 kişiyı gözaltına al- dığı ve Akayra'nın iş or- tağı Sedat Başkan'm ise katıl zanlısı olarak aran- dığı bildirildi. 35 yaşındaki Hacı Fa- ik Akayra'nın cesedi 30 Ekım günü Bozüyük- Es- kişehir karayolunun 20. kilometresinde yurttaşlar tarafından bulundu. Bozüyük, cınayetınin duyulması üzerine Bucak aşiretinin akmına uğradı. Hacı Faik Akayra T nın ce- sedı ise ötopsinin ardın- dan aşiret temsilcilerin- den Enis Bucak' ın adam- lannca Izmıt'e götürüle- rek toprağa verildi. Akayra'nın cinayet zanlısı olarak Akay- ra'nın ış ortağı Bursalı işadamı Sedat Başkan'm arandığı bildirildi. tddı- aya göre Akayra, Sedat Başkan hapiste olduğu sırada birlikte işlettikle- ri EskişehırÇifteler'dekı Çıldır Petrol İstasyo- nu'nu habersızce satarak Ankara Maltepe'de mü- teahhıtlık bürosu açtı. Adam yaralamaktan yat- tığı hapısten 15 gün ön- ce çıkan Sedat Başkan. berabenndeki 4 kışiyle birlikte Hacı Faik Akay- ra "nın bürosuna gıttı. Birlikte yemek yedikle- ri ıddia edilen ikı eski or- tağın Bilecik'e doğru yola çıktıklan ve Bozü- yük-Eskişehir karayolu- nun 20 kilometresinde Bucak'ın yeğeni Akay- ra'yı 5.65 milimetre ça- pında tabanca ıle kafası- na 4 el ateş ederek öldür- dükleri ileri sürüldü. Yağnuınleveli'yeafhazırkğıANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Adalet Ba- kanı Oltan Sungurlu. Eş- ber Yağmurdereli'nın Çankın'da muayene edil- dığini ve hazırlanan rapo- run Adli Tıp Kurumu'na göndenldiğinı belırterek, affedilmesi konusundaki işlemleriçin Adli Tıp Ku- rumu'ndaki muayenele- rin tamamlanmasını bek- ledıklerini bildırdi. Sungurlu. Türkıye Ba- rolarBirliği'ni(TBB)zi- yareti sırasında, bir gaze- tecinin sorusu üzerine yaptığı açıklamada, Yağ- murdereli ile ilgilı mu- ayene raponı Adli Tıp Kurumu'ndan gelir gel- mez. dosyasının Cum- hurbaşkanı Süleyman De- mirere sunulacağını be- lırttı. TBB Başkanı Prof. Dr. Eralp Özgen, ziyaretten duyduğu memnunıyeti dile getirirken, Adalet Bakanlığı ile yaklaşık bir yıldır kopuk olan ilışki- lerinin yeniden başlama- sından mutluluk duydu- ğunu söyledi. Özgen, Adalet Bakanlığı"na, yar- gının sorunlannın çözül- mesi ve hukukun üstünlü- ğünün sağlanması yolun- daki çalışmalarda hertür- lü işbirliği ve yardıma ha- zır olduğunu kaydetti. • Verilen raporun Adli Tıp Kurumu'na gönderildiğini söyleyen Adalet Bakanı, "Muayene tamamlanır tamamlanmaz Yağmurdereli'nin dosyasını Sayın Cumhurbaşkanf na göndereceğiz" dedi. Yağmurdereli'nin dosyası Demirel'e sunulacak. Sungurlu da bakanlık gö- revine başladığından be- ri çok yoğun bir çalışma yürüttükleri için TBB'yi zıyaretının gecıktiğinı bildırdi. Barolargelişme- dikçe hukukun gelişme- sınin mümkün olmadığı- nı belirten Sungurlu. Tür- kiye'de hukukun dünyaya açılarak dünya hukuku ile entegre olmasinın. baro- lann dünvaya açılması ile mümkün olduğunu söy- ledi. Sungurlu. bu neden- le barolann şirketleşme- sine büyük önem verdiği- ni vurguladı. Eralp Özgen, cezaevle- n ıle ılgili bir soru üzeri- ne, bugünkü koğuş siste- minden vazgeçilmesi ge- rektiğini kaydetti. Ceza- evinin amacının "ıslahet- mek" olması gerektiğini, mevcut koğuş sistemiyle bunun mümkün olmadı- ğını belirten Özgen, "A- ma, bunun alternatifi hücre sistemi değildir" dedi. Sungurlu, cezaevleri- nın laşe ve ikmal işlerinin özelleştirilmesi konusu- nu tartışmaya açtıklannı. bu konuda kamuoyundan görüş beklediklerini söy- ledi. ungurlu, u I F kürucu üyes^ ve Kınkkale İl Baş- kanı Sadık Avundnkluoğ- lu'nun ÖzerÇiUer'in mal varlığı konusunda verdiği belgeler ile ilgili herhan- gi bir ışlem yapılıp yapıl- madığının sorulması üze- rine, "Dosyayı ait olduğu birime havale ertim. Ceza İşleri Genel Vlüdürlü- ğü'ne gönderdim" diye konuştu. Eşber'le düşünce suçu ortaklığı HALİL NEBİLER Aralannda Ali Nesin, A\tac Arman. Halil Ergün, Murathan Mungan. Müjdat Gezen. Rutka> Aziz. Şanar Vurdatapan, Tank.\kangıbı ısımle- nn bulunduğu 26 yazar. sanatçı. ay- dın; Eşber Yağmurdereli'nin yaptığı ıddıa edilen v e mahkûm olmasma ne- den olan konuşmanın suç sayılan bö- lumü>le sendıkacı Mahnıut Ko- nuk'un hüküm giymesıne neden olan konuşmasını "Düşünce>e Özgüriük 2" adli broşür-kıtapçıkta yay ımladılar. Aydınlar, 3 Kasım 1997 günü İstan- bul DGM Savcılığı'nagıderekkendi- lerini ihbar ettiler. Düşünceye Özgüriük 2'nin 26 im- zalı önsözünde. kitapçığın yavımlan- ma amacı şöyle anlatıldı: "Biz aşağı- da imzası olan yayıncılar. içeriklerin- den tümü\lc bağımsız olarak. katılıp katılmadığımız sorusunu dikkate al- maksı/ın. hatta kimimiz bazı satırla- ra kablmadığımu halde. her türlü dü- şüncenin özgürce ifade edilebilmesini savunmak amacıyla bu mahkûm me- tinlerin kamuoyuna iletilmesine aracı- lık ediyonız. Kitaplar, ifade özgüriü- ğünü kullanmanın araçlanndan biri- dir. Bu aracı kullanıvor \e Düşünceye Özgüriük-2 adli bu kitapçığı yayımb- yoruz." Yağmurdereli ve Konuk'un yargı- lanmalannı ve giydikleri hükümleri kısaca anlatan kitapçığın sonunda, Türk Ceza Kanunu'nun 162. madde- sine de ver verildi. makineleri ceplerine giriyorsa koyup bir \eriereotursunlar" dedi. Şenf daha son- ra davadan çekildiğinı belirterek gerekçe- sini yazdırdı. Çekılme gerekçesinde. yer- li ve yabancı basını baskı oluşturmakla suçlayan Şenf. birtakım politikacılann da davaya bulaştığını ve davayı etkılemeye çalıştıklannı öne sürdü. Yargıcm davadan çekılme gerekçesını s azdırmasının ardından ıddıa makamının görüşlen soruldu Sav cı İsmail İlhan ise CML'K'nin "reddi istenüen hâkimin ya- pabileceği muameleler" konusunu düzen- leyen 28/1 maddesi gereğince çekılme ıs- teminin Sandıklı Ağır Ceza Mahkeme- sı'ne gönderilmesi gerektiğini bıldirdi. Sav cı İlhan. tutuklu sanıklann tutukluluk hallerinın sürmesinı de ıstedi. Müdahil avukatı Kamil Tekin Sürek hâkimin çekilme gerekçelerıne katılma- dığını söyledi. Tekin Sürek "Mahkeme başkanı müdahil taraftan ve kamuoyun- dan değiL idareden baskı görmektedir. Bi- zim reddetme gerekçemizde de belirttiği- miz gjbi mahkeme başkanı heveti esas ola- rak idareden baskı gör- mektedir. Bu nedenle ta- rafsızJığını vitirmişrir. Her- hangi bir tarafın baskısı sö/ konusu değüdir" dedi. Yargıç Şerif. daha sonra tutuklu sanıklardan talep- lerini sordu. Seydi Battal Kose'ye "Kaçaydırtutuk- lusun" diye soran Şenf'ın "Üç ay•" yanıtını almasının ardından Köse'nin konuş- masını beklemeden. "Üç a>ı geckin tutukiuv um. tahliyemi istiyorum" yanı- tını yazdırdı. Şerif'in bu tavn salonda gülüşmelere neden olurken diğer tutuk- lu sanıklar da salıverilme- lerini istediler. Daha sonra söz alan sa- nık avukatlanndan Ahmet Ülger, gazeteci Can Dün- dar ile isım vermeden ima ettığı gazetemız yazarı Hikmet Çetinkaya'nın da- vayla ve yargıçla ilgili eleştirel yazılar yazdıklan- nı belırterek tepki aöster- di. Daha sonra söz alan sa- nık avukatlanndan Necdet Rüçüktaşkıner de. bu da- vanın birtakım mihraklar tarafından kendilennı ce- zaTaridırmâKTçînlaiTTân11- dığını öne sürdü ve kendi- si hakkında da "işkenceci" diye haberler yapıldığın- dan yakındı. Küçüktaşkı- ner "MİT'te 1978 yilında çalıştığımda. Türkiye İhti- lalci Köylü Partilileri ya- kaladım" diye konuşmaya başlayınca, müdahil avu- katları Küçüktaşkıner'den yaşamöyküsünü anlatma- masını istedı. Küçüktaşkı- ner bunun üzenne Kamil Şerif "e dönerek "Bizim ne işkenceci oluşumuz, ne Bavbaşın'le ortaklığımız ne de 1 Mayıs katliamına kanşmamız kaldı. Sizeyö- nelik suçlamalar, bi/imki- nin vanında hiç kalıvor" diye konuştu. Duruşmaya kısa bir ara veren mahkeme heyetı. sa- nıklann tahliye ıstemıni reddettı. Tutuklu sanıkla- nn suçun mahiyetı nede- niyle tutukluluk hallennin devamına karar veren he- yet. yargıç Şenf'ın çekil- me istemi konusunda ka- rar verilmek üzere dava dosyasının da Sandıklı Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesinı kararlaştır- dı. îçişleri Bakanı, Topal'dan rüşvet aldığı iddia edilen görevlinin araştınldığını söyledi Başesgioğlu: Rüşvetçi bulunacakANKARA (Cumhuriyet Bürosu): lçiş- len Bakanı Murat Başesgioğlu, Ömer Lütfii Topal'dan rüşvet aldığı iddia edilen ve "X4" olarak kodlanan kişinin ortaya çı- kanlması için araştırmalann sürdürüldü- ğünü belirterek "Emin olun, müfettişleri- miz en kısa zamanda konuyu kimlik ve o- lay olarak ortaya çıka- nr" dedi. Inceîemelerde bu- lunmak üzere Sivil Sa- vunma Genel Müdûrlü- ğü'ne gelen Îçişleri Ba- kanı Murat Başesgioğ- lu, gazetecilerin Susur- luk olayıyla ilgili soru- lannı yanıtladı. Gazinocu Ömer Lüt- fii Topal'ın öldürülme- sinden sonra, evinde yapılan aramayla ilgili iddialann sonılması üzerine Başesgioğlu, bu tür olaylarda çeşitli iddialar ortaya atılma- sının normal olduğunu vurgulayarak bunun so- ruşturulduğunu söyle- di. Başesgioğlu. "Arkadaşlaratalimatver- dik. Olay akabinde e\deyapılan aramay- la ilgili tutanağı kimler tanzim etmiş. kim- ler imzalamış bunlar araştınlacak \e ge- rek yargı gerekse müfettişlerc bulgular ak- tanlacaknr" dedi. Bir gazetecinin. "Bu olay la ilgili isimle- ri duyulmamış ikinci bir çetenin varuğın- dan bahsediliyor ve bu kişilerin de polis ol- duğu sö>leniyor" şeklindeki ıfadesi üze- nne Bakan Başesgioğlu şunlan söyledi: "Bu konuda ortaya atılan yeni bir iddia. O anda e\de kimler vardı? Soruşturmaya kimler muhatap oldu? Aramaya birileri- Saldırıya uğrayan CHP Sıvas Milletvekili Mahmut Işık 6 Normal hırsızlık gibi görümnüyor' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Istanbul'da saldınya uğrayan ve çantası çahnan CHP Sıvas Milletvekili Mahmut Işık, "Olayı çöeemiyorum. Normal bir hırsizhğa benzemiyor. Çantadaki Yüksekova raporu herkesin bildiği eski rapordu" dedi. "Memurdu. Ko\ uldu Miltervekili OWu" adli bir kitap hazırlayan Işık, çantada kitapla ilgili bazı notlar bulunduğunu söyledi. İstanbul'a Yüksekova çetesiyle ilgili televizyon programma katılmak için giden Mahmut Işık, Küçükçekmecö'de durduğu bir benzincide saldınya uğramıştı. Saldirganlann Işık'ı tartaklayıp aldıklan çanta, daha sonra bulundu. Işık, dün saldınyla ilgili sorulan yanıtlarken "Bilemiyonım, çözemiyorum" dedi. Olayın adi bir hırsızlık gibi görünmediğini kaydeden Işık şunlan söyledi: "Normal göriinmüyor. Üzerimde silah vardı, 300 miKon lira bunun değeri Cüzdanım, cep tetefonum vardı. Hiçbirini almadılar. Ayrıca öyie çok dövmediler. Ajandamı almışlar. Çantadaki rapor. herkesin biMiği, açıkladığunız eski Yüksekova raporu. Çanta içtaıde Sıvas raporu, Seyfi Oktay arkadaşımızın hazıriadıgı laiklik raporu falan da vardı. Aynca kartianma yazdığım notlarun vardı. Kaybolanların hepsinin bcnde ayn bir nüshası >ar." nin mutlaka imza koyması lazun. Ev ara- masında hane halkından birisinin mutla- ka imzası gerekir. Bu şahıs kim ise arama- yı yapan polis memurian ile yiizleştirüir. Bunlar ortaya çıkar. Bunlar problem de- ğu." Bir televizyon programında, Ömer Lüt- fü Topal'dan rüşvet aldığı belirtilen ve "X4" olarak kodlanan kişıyle ilgili bir gazetecinin, "X4denilenki- şi vali midir. enıniyet müdü- rü müdür. size gelen bilgi ne" sorusuna Bakan Başes- gioğlu. bu noktada bir şey söylemek durumunda ol- madığını söyledi. Olayın başında bu kişiyi isimlendirmenin de doğru olmayacağını vurgulayan Başesgioğlu,"Şu anda Tef- tiş Kurulu soruşturmasım sürdürüyor. Ama emin olun bu olay ortaya çıkar en kısa zamanda. Konuyu kimlik olarak, o- lay olarak müfettişlerimiz ortaya çıkanr" diye konuş- tu. BIRBAKIMA SERVER TANILLI Bahni Savcı Hoca'nın Arkasından... Türkıye'de anayasa hukuku ve sıyaset bilimine damgasını vurmuş bir kuşağın son temsilcileri de yavaş yavaş aramızdan ayrılıyor: Tank Zafer Tuna- ya, Münci Kapani derken. şimdi de Bahri Savct Hoca... Bir akşam evine dönerken göğsü kurşun- larla doldurulan ve katilıni arayıp da -ne hikmetse!- hâlâ bulamadığımız Muammer Aksoy'u da nasıl unutabilıriz? Bahri Hoca'nın doğrudan öğrencisi olmadım. Ya- zıları ve kitaplarıyla tanıdım kendisıni, onlarla da ye- tıştim. Bir tanh geldi, dostu olmak onurunu da tat- tım. Ybntemı olanlara bağlanmışımdır. Bahri Savcı yöntemi olan bir hocaydı. Soylediklen. dershanelerin duvarları arasında kal- mayan. kitaplara donuşen ve yazılarıyla sık sık top- luma seslenen bir unıversıte hocası olarak sivrildi ve kavgada yenni aldı. 'Sırça koşk"ün rahatlığı vardır, gızemı de. Bahri Hoca'nın böyle bir köşku olmadı. 1950'liyıl- lardan başlayarak öldüğü gune değın, demek olu- yor kı, bir yanm yüzyıla yakın nefes tüketip kalem oynatmak! Cumhurıyet'te yazdığı son yazının tarıhıne bakı- yorum: 5 Temmuz 1997! Dort ay geçmış aradan. Ya- zısının başlığı: "Noter Ültımatomlu Hükümet Girişi- mı'." REFAHYOL koalısyonunun bir eleştırisintyapı- yor. Dayandığı tek şey var: Ilkeler! Olaylan onların mihengme vuruyor. Öyle olunca da, vardığı sonuç- lar inandırıcı oluyor Ama ilkeler gokten ınmez, tarihın ürunüdürler. Bahri Hoca'nın yöntemi de, sırtını önce tariheda- yamaktı. Osmanlı Reform Hareketı mi dediniz? Tapzimat Fermanı'na takılır aklınız ya da biraz önceye gider- siniz. Bahri Hoca. tâ "Koçı Bey Risalesi"ne kadar uzanırdı. Bunu yaparken göstermek ıstediği bir şey de şu oluyordu: Tarıhımizdeki dinamikleri dışanda aramaktan daha kolay bir şey olamaz. Asıl önemli- sı, içerdeki hareketlenişı araştırmaktır. Gerçekten de Osmanlı Reform Hareketi'nin belki ilk kıvılcımı- nı, IV. Murat devrinde, elbet kelleyi de koltuğuna alarak, Koçi Bey, sultana sunduğu ünlü "fi/sa/e"siy- le tutuşturmuştur. Bahri Hoca tarıhe böylesi boyutlarda eğiliyordu. Ülkemizde "demokratikleşme"ri\n, giderek "laik- leşmenin" geçmişin derinliklerine giden kökleri var. Ancak, bu, "1923 Devrimi"rvn önemini gözardı et- meye götürmemeli bizı. Türkıye'de Milfî Mücadele hareketıyle ete kemiğe bürünen büyuk oluşum, bir başka menzilidir tarıhimızin: Emperyalizme karşı ulusal kurtuluş; halife sultanın yerine ulusal ege- menliğın geçişi; ümmettoplumunun yerine, ekono- misi, eğitimi, dış politikası ıle bir ulusal toplumun "in- şa"sıdır bu menzil. Bahri Hoca, bunun altını her vesıleyle çızerdi. Son olarak, bir üçüncü aşamanın. İkinci Dünya Savaşı'nın ertesinde başlayan "çokpartili"demok- rasinin bütün sorunlarını bilinçli olarak gördü ve ya- şadı. Demokrat Parti'nin verdiği kötü sınavın arkasın- dan Türkıye'nin yeni bir anayasayla donatılması, "laik, demokratik" bir "hukuk devleti"riır\ aynı za- manda "sosyal' bir deviet anlayışıyla iç ice alınrtıa- sı söz konusu olduğunda, bu uğurda en çok eme- ği geçenlerden biri o oldu. Ne var ki, kurulan yapının ne tür saldınlarla karşı- laştığını, hele hele 12 Eylüi'ü. onun "tahribat"\ru gör- menin mutsuzluğunu dayaşadı. Bahri Hoca'nın eserleri arasında 1953'te yayım- lanmış bir kitabını görürsünüz: Adı, Insan Haklan- nın Kanun Yoluyla Korunmasf dır. Turkiye'deki sis- temın en başta "ınsan haklan" diye bir sorunu ol- duğunu ve bunu mutlaka çözmek gerekliliğini da- ha o yıllardan farketmiştır. Israrla duaırdu bu konuda. Ondan olacak. yetmişlı yılların sonunda SBF'de Insan Haklan Merkezi'nin kuruluşu onun önayak oluşuyladır. Bu sorun gibi öteki sorunlanmızın daçö- zumunde, Bahri Hoca'nın arkaya bıraktığı fikrî nrH- rasta gözardı edemeyeceğimiz hatırlatmalar vardır. Sanıyorum. dunjp durup eğileceğiz onlara. Çağdaş Türkiye'nin üzerine kurulduğu temeJlerı en lyi anlayan aydınlardan birıydi. Bunun daetkisiy- ledir hemalde, ödünsuz ve korkusuz yaşadı. Örnek oldu. Nur ıçinde yatsınL Çatlı için MİT'ten rapor istendi ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Susurluk araştırmasını vürüten Başbakanlık Teftiş Kuru- lu Başkan Vekıli Kutlu Savaş. ülkücü katliam zanlısı Abdullah Çat- ü'nın, 1980öncesı ASA- LA'ya karşı görev lendıri- lip görev lendınlmedığını Mılîı Istihbarat Teşkilan (MÎT) ve Genelkurmay Başkanlığı'ndan sordu. Savaşın. emekli yar- bay veeskı MİT Kaçakçı- lık Daıresı Başkanı Kor- kut Eken ıle Çatlf nın eşı Meral Çatlı'nın ıddialan üzenne. bu konuyu aydın- lığa kavuşturmak amacıy- la istıhbarat binmlerinden bilgi ıstediği behrtildi. Aynı zamanda Özel Harekât Dairesi eski da- nışmanı da olan Eken. Su- surluk komisyonu ve îs- tanbul DGM'de verdiği ifadelerde Çatlı'nın, 1980 öncesınde Ermeni terör örgütü ASALA'ya karşı görev lendinldığini ileri sürdü. Meral Çatlı da. Susur- luk kazası sonrasında yaptığı açıklamalarda. kocasının devietle ılışki- leri konusunda önemli bilgiler verdı. ASA- LA'nın Türkıye'ye karşı eylemlerinın sürdüğü sı- rada kocasının 16arkada- şı ile birlikte ASALA'ya karşı mücadele etmek üzere deviet tarafından görev lendirildiğini ileri süren Meral Çatlı. o dö- nemde Türkiye'den ayn- lan 17 kişiden. kocası da- hil sadece 6 kişinin sağ olarak Türkıye'ye döndü- ğünü söyledi Başbakanlık Teftiş Ku- rulu Başkanı Savaş'ın. bu sav lann doğru olup ohna- dığını saptamak için MlT ve Genelkurmay Istihba- ratı'ndan bilgi istediği kaydedıldi. Emnıyet Genel Müdür- lüğü İstihbarat Daıre Baş- kanlığı'ndan bir yetkilı. 1980 öncesinde Çatlı 'ya böyle bir görevin venldi- ğine inanmadığını belir- terek. "Eğer verilmiş ise deviet çok büyük bir yan- lış vapmışür'* dedi. ASA- LA'nın Türk diplomatlara yönelik saldınlarda bu- lunduğu yıllarda, o dö- nemde Ermenılere karşı sadece ıkı eylemin ger- çekleştirildiğine dikkat çeken aynı yetkili, "Bun- lardan birisi Paris'teld Er- meni amtına molotofkok- teyli atılması, diğeri de 1988'in Nisan ayında Yu- nanistan'da ASALA'nın lideri Agop Agopyan'ın öldürülmesi olaylandır. Bunlann dışında herhan- gi bir evlem vapılmadı. Lstelik de bu olav lan Çat- lı ve ekibinin yapuğına inanmıvnrum" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle