Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7KASIM 1997CUMA
HABERLER
Seçim Yasası'nda
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Anayasada 1995
yılmda yapılan
değişikliklenn ardından ilgüi
yasalarda düzenleme
yapmak üzere TBMM'de
grubu bulunan partılerin
katılımıyla oluşturulan
partilerarası komisyon,
Seçim Yasası dışında
gündemındeki diğer yasa
değişıklıklenni
sonuçlandırdı. Yurtdışındaki
yurttaşlann o> kullanmalan
konusunda bir formül
üzerinde uzlaşılamadığı için
Seçim Yasası değişikliği
gecikıyor.
Enepji
Bakanlığı'nın
açıklaması
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Gazetemızın dünkü
sayısında "Elektrik dağıtım
rantı bölüşülüyor" başlığıyla
yayımlanan haberle ılgili
olarak Enerji \e Tabii
Kaynaklar Bakanlığı bir
açıklama yaptı Açıklamada.
"3 Nisan'l997tanhinde
fizıbılitelenn nihaı
değerlendirmesını v apacak
olan üst komisvon bırkaç
gün içensinde oluşturulacak
ve değerlendirme en kısa
sürede tamamlanarak netıce
kamuoyuna ılan edilecektir"
denildı.
Çiller'den
suçlama
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - DYP lıden Tansu
Çiller, özelleştırme
gelirlerinin bütçe dışında
tutulmasımn hükümetin
yandaşlanna dıyet borcunu
ödeyebilmesi için bir tezgâh
olduğunu iieri sürdü. Çiller.
otoyol yapımının ıhalesiz
venlebılmesı ıçın Bakanlar
Kururu karan çıkanldığını
iddia etti.
Kazan'ın
atamaları masada
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Danıştay tdan
Dava Dairelen Genel
Kurulu. eski Adalet Bakanı
Şevket Kazan dönemınde
"yapılan sınavda yedek
listeden alman 423 yargıç ve
savcı adayı ile ilgilı daha
önce venlen yürütmeyi
durdurma karannı cuma
günü görüşecek.
Mumcu için
ikinci dava
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara 4. tdare
Mahkemesi, bombalı suıkast
sonucu öldiirülen yazanmız
Uğur Mumcu'nun eşi Güldal
Mumcu \e çocuklan Özgür
ve Özge Mumcu'nun. Içışlen
Bakanlığı aleyhine "ağır
hizmet kusunı" olduğu
gerekçesıyle açtıklan ikinci
tazmınat davası ıle ilgilı
karannı gelecek hafta
açıklayacak. Mahkeme
yetkilileri. karann büyük
olasılıkla pazartesi günü
açıklanabıleceğini söylediler.
Avundukluoğlu
için tutuklama
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Yaptığı bir
açıklamada, "Anayasa
Mahkemesi'ne hakaret
ettiği" gerekçesiyle. 3 aydan
1 yıla kadar hapıs cezası
istemiyle dava açılan DTP
Kınkkale İl Başkanı ve eski
milletvekili Sadık
Avundukluoğlu hakkında
gıyabi tutuklama karan
verildi.
Tünel pazar
günü kapalı
• İstanbul Haber Senisi -
Istanbul Büyükşehir
Belediye Başkanlığı'ndan
yapılan yazılı açıklamada,
IETT İşletmeleri Genel
Müdûrlüğü'ne bağlı olarak
Karaköy-Beyoğlu arasında
hizmet veren Tünel
Tesisleri'nin periyodik olarak
gerçekJeştirilen bakun ve
onanm çalışmalan nedeniyle
9 Kasım Pazar günü hizmet
veremeyeceği bildirildi.
Özfatura'ya tepki
• Haber Merkezi - Izmirli
şair ve yazarlar. Izmir
Büyükşehir Belediye
Başkanı Burhan
Özfatura'nın Yaşar Kemal ve
Eşber Yağmurdereli'yle ilgi
sözlerini tepkiyle
karşıladıklannı belirttiler.
Öte yandan DYP'li Cihan
Paçacı, Özfatura'yla birlikte
toplantı düzenledi. Paçacı
sözleri nedeniyle Özfatura'yı
nedeniyle "tebrik ettiğini"
söyledi.
Basını suçlayan Kamil Şerif, davaya politikacılann bulaştığmı ileri sürdü
Göktepe yargıcı çekîldiMERİH AK / HÜLYA TOPCU
AFYON - Metin Göktepe davasının
dünkü duruşmasında yargıç Kamil Şerif.
basını suçlayarak davadan çekıldiğini
açıkladı. Şerif. "Biz bulunmaz Bursagü-
lü değUiz,yerimize mu tlaka birisi bulunur.
Ancak devlet memuruyum, yüksek mer-
ci 'Bu işe devam et" derse,zorunlu evHli-
ği sürdürürüm" dedi. Müdahil avııkat-
lar. sanıklann tahliye edilmeleri için mah-
kemeye baskı yapılmış olabileceğini söy-
lediler. Mahkeme, tutuklu sanıklann tu-
tukluluk hallerinın devamma karar verdi.
Göktepe davasının dün gerçekleştiri-
len onuncu oturumu, beklenmeyen birge-
lişmey le noktalandı. Dosyanın Eyüp Ağır
Ceza Mahkemesi'nde olması nedeniyle
önemli bir gelişmenin beklenmediği du-
ruşmaya ilgi azdı. Göktepe'nin ailesi,
avukatlan ve bir grup gazetecinin ızledı-
ği Afyon Ağır Ceza Mahkemesi'ndekı
duruşma başlarken yargıç Şerif'in "Bu
duruşma son duruşma olacak inşallah"
demesi şaşkınlık yarattı.
Duruşma yargıcı Kamil Şerif, duruşmadan çekildi. (Fotoğraf: CELAL YlLMAZ)
Dunışmada, tutuklu sanık polısler Sey-
di Battal Köse. Şua>ip Mutluer. Selçuk
Ba> raktaroğlu. Saffet Hızarcı \ e İlhan Sa-
noğlu ile birlikte tutuksuz yargılanan Fik-
ret kavacan. Burhan Koç. Metin Kuşat.
Tuncav L'zun. Murat Polat. Fedai Kork-
maz hazır bulundu Yargıç Kamil Şerif
duruşmaya başlarken geçen oturumlarda
dışan çıkardığı foto muhabıri \ e kamera-
manlara bu kez "yumuşak" da\ randı Şe-
nf. "Arkadaşlan dışan çıkarmaya kimse-
nin gücü jetmez. Kameralar \e fotoğraf
5 gözaltı
Bucak'ın
yeğeni
öldürüldü
BLRSA / ANKARA
(UBA)- Susurluk kazası-
nın kılit ismı DYP Şanlı-
urfa Milletvekili Sedat
Edip Bucak'ın yeğeni
Hacı Faik Akayra, Bozü-
yük-Eskışehir karayolun-
da başma 4 kurşun sıkıla-
rak öldürüldü. Bozüyük
jandarmasının olayla ıl-
gili 5 kişiyı gözaltına al-
dığı ve Akayra'nın iş or-
tağı Sedat Başkan'm ise
katıl zanlısı olarak aran-
dığı bildirildi.
35 yaşındaki Hacı Fa-
ik Akayra'nın cesedi 30
Ekım günü Bozüyük- Es-
kişehir karayolunun 20.
kilometresinde yurttaşlar
tarafından bulundu.
Bozüyük, cınayetınin
duyulması üzerine Bucak
aşiretinin akmına uğradı.
Hacı Faik Akayra
T
nın ce-
sedı ise ötopsinin ardın-
dan aşiret temsilcilerin-
den Enis Bucak' ın adam-
lannca Izmıt'e götürüle-
rek toprağa verildi.
Akayra'nın cinayet
zanlısı olarak Akay-
ra'nın ış ortağı Bursalı
işadamı Sedat Başkan'm
arandığı bildirildi. tddı-
aya göre Akayra, Sedat
Başkan hapiste olduğu
sırada birlikte işlettikle-
ri EskişehırÇifteler'dekı
Çıldır Petrol İstasyo-
nu'nu habersızce satarak
Ankara Maltepe'de mü-
teahhıtlık bürosu açtı.
Adam yaralamaktan yat-
tığı hapısten 15 gün ön-
ce çıkan Sedat Başkan.
berabenndeki 4 kışiyle
birlikte Hacı Faik Akay-
ra "nın bürosuna gıttı.
Birlikte yemek yedikle-
ri ıddia edilen ikı eski or-
tağın Bilecik'e doğru
yola çıktıklan ve Bozü-
yük-Eskişehir karayolu-
nun 20 kilometresinde
Bucak'ın yeğeni Akay-
ra'yı 5.65 milimetre ça-
pında tabanca ıle kafası-
na 4 el ateş ederek öldür-
dükleri ileri sürüldü.
Yağnuınleveli'yeafhazırkğıANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Adalet Ba-
kanı Oltan Sungurlu. Eş-
ber Yağmurdereli'nın
Çankın'da muayene edil-
dığini ve hazırlanan rapo-
run Adli Tıp Kurumu'na
göndenldiğinı belırterek,
affedilmesi konusundaki
işlemleriçin Adli Tıp Ku-
rumu'ndaki muayenele-
rin tamamlanmasını bek-
ledıklerini bildırdi.
Sungurlu. Türkıye Ba-
rolarBirliği'ni(TBB)zi-
yareti sırasında, bir gaze-
tecinin sorusu üzerine
yaptığı açıklamada, Yağ-
murdereli ile ilgilı mu-
ayene raponı Adli Tıp
Kurumu'ndan gelir gel-
mez. dosyasının Cum-
hurbaşkanı Süleyman De-
mirere sunulacağını be-
lırttı.
TBB Başkanı Prof. Dr.
Eralp Özgen, ziyaretten
duyduğu memnunıyeti
dile getirirken, Adalet
Bakanlığı ile yaklaşık bir
yıldır kopuk olan ilışki-
lerinin yeniden başlama-
sından mutluluk duydu-
ğunu söyledi. Özgen,
Adalet Bakanlığı"na, yar-
gının sorunlannın çözül-
mesi ve hukukun üstünlü-
ğünün sağlanması yolun-
daki çalışmalarda hertür-
lü işbirliği ve yardıma ha-
zır olduğunu kaydetti.
• Verilen raporun Adli Tıp Kurumu'na
gönderildiğini söyleyen Adalet Bakanı,
"Muayene tamamlanır tamamlanmaz
Yağmurdereli'nin dosyasını Sayın
Cumhurbaşkanf na göndereceğiz" dedi.
Yağmurdereli'nin dosyası Demirel'e sunulacak.
Sungurlu da bakanlık gö-
revine başladığından be-
ri çok yoğun bir çalışma
yürüttükleri için TBB'yi
zıyaretının gecıktiğinı
bildırdi. Barolargelişme-
dikçe hukukun gelişme-
sınin mümkün olmadığı-
nı belirten Sungurlu. Tür-
kiye'de hukukun dünyaya
açılarak dünya hukuku ile
entegre olmasinın. baro-
lann dünvaya açılması ile
mümkün olduğunu söy-
ledi. Sungurlu. bu neden-
le barolann şirketleşme-
sine büyük önem verdiği-
ni vurguladı.
Eralp Özgen, cezaevle-
n ıle ılgili bir soru üzeri-
ne, bugünkü koğuş siste-
minden vazgeçilmesi ge-
rektiğini kaydetti. Ceza-
evinin amacının "ıslahet-
mek" olması gerektiğini,
mevcut koğuş sistemiyle
bunun mümkün olmadı-
ğını belirten Özgen, "A-
ma, bunun alternatifi
hücre sistemi değildir"
dedi.
Sungurlu, cezaevleri-
nın laşe ve ikmal işlerinin
özelleştirilmesi konusu-
nu tartışmaya açtıklannı.
bu konuda kamuoyundan
görüş beklediklerini söy-
ledi.
ungurlu, u I F kürucu
üyes^ ve Kınkkale İl Baş-
kanı Sadık Avundnkluoğ-
lu'nun ÖzerÇiUer'in mal
varlığı konusunda verdiği
belgeler ile ilgili herhan-
gi bir ışlem yapılıp yapıl-
madığının sorulması üze-
rine, "Dosyayı ait olduğu
birime havale ertim. Ceza
İşleri Genel Vlüdürlü-
ğü'ne gönderdim" diye
konuştu.
Eşber'le düşünce suçu ortaklığı
HALİL NEBİLER
Aralannda Ali Nesin, A\tac Arman.
Halil Ergün, Murathan Mungan.
Müjdat Gezen. Rutka> Aziz. Şanar
Vurdatapan, Tank.\kangıbı ısımle-
nn bulunduğu 26 yazar. sanatçı. ay-
dın; Eşber Yağmurdereli'nin yaptığı
ıddıa edilen v e mahkûm olmasma ne-
den olan konuşmanın suç sayılan bö-
lumü>le sendıkacı Mahnıut Ko-
nuk'un hüküm giymesıne neden olan
konuşmasını "Düşünce>e Özgüriük
2" adli broşür-kıtapçıkta yay ımladılar.
Aydınlar, 3 Kasım 1997 günü İstan-
bul DGM Savcılığı'nagıderekkendi-
lerini ihbar ettiler.
Düşünceye Özgüriük 2'nin 26 im-
zalı önsözünde. kitapçığın yavımlan-
ma amacı şöyle anlatıldı: "Biz aşağı-
da imzası olan yayıncılar. içeriklerin-
den tümü\lc bağımsız olarak. katılıp
katılmadığımız sorusunu dikkate al-
maksı/ın. hatta kimimiz bazı satırla-
ra kablmadığımu halde. her türlü dü-
şüncenin özgürce ifade edilebilmesini
savunmak amacıyla bu mahkûm me-
tinlerin kamuoyuna iletilmesine aracı-
lık ediyonız. Kitaplar, ifade özgüriü-
ğünü kullanmanın araçlanndan biri-
dir. Bu aracı kullanıvor \e Düşünceye
Özgüriük-2 adli bu kitapçığı yayımb-
yoruz."
Yağmurdereli ve Konuk'un yargı-
lanmalannı ve giydikleri hükümleri
kısaca anlatan kitapçığın sonunda,
Türk Ceza Kanunu'nun 162. madde-
sine de ver verildi.
makineleri ceplerine giriyorsa koyup bir
\eriereotursunlar" dedi. Şenf daha son-
ra davadan çekildiğinı belirterek gerekçe-
sini yazdırdı. Çekılme gerekçesinde. yer-
li ve yabancı basını baskı oluşturmakla
suçlayan Şenf. birtakım politikacılann da
davaya bulaştığını ve davayı etkılemeye
çalıştıklannı öne sürdü.
Yargıcm davadan çekılme gerekçesını
s azdırmasının ardından ıddıa makamının
görüşlen soruldu Sav cı İsmail İlhan ise
CML'K'nin "reddi istenüen hâkimin ya-
pabileceği muameleler" konusunu düzen-
leyen 28/1 maddesi gereğince çekılme ıs-
teminin Sandıklı Ağır Ceza Mahkeme-
sı'ne gönderilmesi gerektiğini bıldirdi.
Sav cı İlhan. tutuklu sanıklann tutukluluk
hallerinın sürmesinı de ıstedi.
Müdahil avukatı Kamil Tekin Sürek
hâkimin çekilme gerekçelerıne katılma-
dığını söyledi. Tekin Sürek "Mahkeme
başkanı müdahil taraftan ve kamuoyun-
dan değiL idareden baskı görmektedir. Bi-
zim reddetme gerekçemizde de belirttiği-
miz gjbi mahkeme başkanı heveti esas ola-
rak idareden baskı gör-
mektedir. Bu nedenle ta-
rafsızJığını vitirmişrir. Her-
hangi bir tarafın baskısı
sö/ konusu değüdir" dedi.
Yargıç Şerif. daha sonra
tutuklu sanıklardan talep-
lerini sordu. Seydi Battal
Kose'ye "Kaçaydırtutuk-
lusun" diye soran Şenf'ın
"Üç ay•" yanıtını almasının
ardından Köse'nin konuş-
masını beklemeden. "Üç
a>ı geckin tutukiuv um.
tahliyemi istiyorum" yanı-
tını yazdırdı. Şerif'in bu
tavn salonda gülüşmelere
neden olurken diğer tutuk-
lu sanıklar da salıverilme-
lerini istediler.
Daha sonra söz alan sa-
nık avukatlanndan Ahmet
Ülger, gazeteci Can Dün-
dar ile isım vermeden ima
ettığı gazetemız yazarı
Hikmet Çetinkaya'nın da-
vayla ve yargıçla ilgili
eleştirel yazılar yazdıklan-
nı belırterek tepki aöster-
di.
Daha sonra söz alan sa-
nık avukatlanndan Necdet
Rüçüktaşkıner de. bu da-
vanın birtakım mihraklar
tarafından kendilennı ce-
zaTaridırmâKTçînlaiTTân11-
dığını öne sürdü ve kendi-
si hakkında da "işkenceci"
diye haberler yapıldığın-
dan yakındı. Küçüktaşkı-
ner "MİT'te 1978 yilında
çalıştığımda. Türkiye İhti-
lalci Köylü Partilileri ya-
kaladım" diye konuşmaya
başlayınca, müdahil avu-
katları Küçüktaşkıner'den
yaşamöyküsünü anlatma-
masını istedı. Küçüktaşkı-
ner bunun üzenne Kamil
Şerif "e dönerek "Bizim ne
işkenceci oluşumuz, ne
Bavbaşın'le ortaklığımız
ne de 1 Mayıs katliamına
kanşmamız kaldı. Sizeyö-
nelik suçlamalar, bi/imki-
nin vanında hiç kalıvor"
diye konuştu.
Duruşmaya kısa bir ara
veren mahkeme heyetı. sa-
nıklann tahliye ıstemıni
reddettı. Tutuklu sanıkla-
nn suçun mahiyetı nede-
niyle tutukluluk hallennin
devamına karar veren he-
yet. yargıç Şenf'ın çekil-
me istemi konusunda ka-
rar verilmek üzere dava
dosyasının da Sandıklı
Ağır Ceza Mahkemesi'ne
gönderilmesinı kararlaştır-
dı.
îçişleri Bakanı, Topal'dan rüşvet aldığı iddia edilen görevlinin araştınldığını söyledi
Başesgioğlu: Rüşvetçi bulunacakANKARA (Cumhuriyet Bürosu): lçiş-
len Bakanı Murat Başesgioğlu, Ömer
Lütfii Topal'dan rüşvet aldığı iddia edilen
ve "X4" olarak kodlanan kişinin ortaya çı-
kanlması için araştırmalann sürdürüldü-
ğünü belirterek "Emin olun, müfettişleri-
miz en kısa zamanda konuyu kimlik ve o-
lay olarak ortaya çıka-
nr" dedi.
Inceîemelerde bu-
lunmak üzere Sivil Sa-
vunma Genel Müdûrlü-
ğü'ne gelen Îçişleri Ba-
kanı Murat Başesgioğ-
lu, gazetecilerin Susur-
luk olayıyla ilgili soru-
lannı yanıtladı.
Gazinocu Ömer Lüt-
fii Topal'ın öldürülme-
sinden sonra, evinde
yapılan aramayla ilgili
iddialann sonılması
üzerine Başesgioğlu,
bu tür olaylarda çeşitli
iddialar ortaya atılma-
sının normal olduğunu
vurgulayarak bunun so-
ruşturulduğunu söyle-
di.
Başesgioğlu. "Arkadaşlaratalimatver-
dik. Olay akabinde e\deyapılan aramay-
la ilgili tutanağı kimler tanzim etmiş. kim-
ler imzalamış bunlar araştınlacak \e ge-
rek yargı gerekse müfettişlerc bulgular ak-
tanlacaknr" dedi.
Bir gazetecinin. "Bu olay la ilgili isimle-
ri duyulmamış ikinci bir çetenin varuğın-
dan bahsediliyor ve bu kişilerin de polis ol-
duğu sö>leniyor" şeklindeki ıfadesi üze-
nne Bakan Başesgioğlu şunlan söyledi:
"Bu konuda ortaya atılan yeni bir iddia.
O anda e\de kimler vardı? Soruşturmaya
kimler muhatap oldu? Aramaya birileri-
Saldırıya uğrayan CHP Sıvas Milletvekili Mahmut Işık
6
Normal hırsızlık gibi görümnüyor'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Istanbul'da saldınya uğrayan ve
çantası çahnan CHP Sıvas
Milletvekili Mahmut Işık, "Olayı
çöeemiyorum. Normal bir
hırsizhğa benzemiyor.
Çantadaki Yüksekova raporu
herkesin bildiği eski rapordu"
dedi. "Memurdu. Ko\ uldu
Miltervekili OWu" adli bir kitap
hazırlayan Işık, çantada kitapla
ilgili bazı notlar bulunduğunu
söyledi.
İstanbul'a Yüksekova çetesiyle
ilgili televizyon programma
katılmak için giden
Mahmut Işık, Küçükçekmecö'de
durduğu bir benzincide
saldınya uğramıştı.
Saldirganlann Işık'ı tartaklayıp
aldıklan çanta, daha sonra
bulundu. Işık, dün saldınyla ilgili
sorulan yanıtlarken
"Bilemiyonım, çözemiyorum"
dedi. Olayın adi bir hırsızlık gibi
görünmediğini kaydeden Işık
şunlan söyledi:
"Normal göriinmüyor. Üzerimde
silah vardı, 300 miKon
lira bunun değeri Cüzdanım, cep
tetefonum vardı. Hiçbirini
almadılar. Ayrıca öyie çok
dövmediler. Ajandamı almışlar.
Çantadaki rapor. herkesin biMiği,
açıkladığunız eski Yüksekova
raporu. Çanta içtaıde Sıvas raporu,
Seyfi Oktay arkadaşımızın
hazıriadıgı laiklik raporu falan da
vardı. Aynca kartianma yazdığım
notlarun vardı.
Kaybolanların hepsinin bcnde
ayn bir nüshası >ar."
nin mutlaka imza koyması lazun. Ev ara-
masında hane halkından birisinin mutla-
ka imzası gerekir. Bu şahıs kim ise arama-
yı yapan polis memurian ile yiizleştirüir.
Bunlar ortaya çıkar. Bunlar problem de-
ğu."
Bir televizyon programında, Ömer Lüt-
fü Topal'dan rüşvet aldığı
belirtilen ve "X4" olarak
kodlanan kişıyle ilgili bir
gazetecinin, "X4denilenki-
şi vali midir. enıniyet müdü-
rü müdür. size gelen bilgi
ne" sorusuna Bakan Başes-
gioğlu. bu noktada bir şey
söylemek durumunda ol-
madığını söyledi.
Olayın başında bu kişiyi
isimlendirmenin de doğru
olmayacağını vurgulayan
Başesgioğlu,"Şu anda Tef-
tiş Kurulu soruşturmasım
sürdürüyor. Ama emin olun
bu olay ortaya çıkar en kısa
zamanda.
Konuyu kimlik olarak, o-
lay olarak müfettişlerimiz
ortaya çıkanr" diye konuş-
tu.
BIRBAKIMA
SERVER TANILLI
Bahni Savcı
Hoca'nın Arkasından...
Türkıye'de anayasa hukuku ve sıyaset bilimine
damgasını vurmuş bir kuşağın son temsilcileri de
yavaş yavaş aramızdan ayrılıyor: Tank Zafer Tuna-
ya, Münci Kapani derken. şimdi de Bahri Savct
Hoca... Bir akşam evine dönerken göğsü kurşun-
larla doldurulan ve katilıni arayıp da -ne hikmetse!-
hâlâ bulamadığımız Muammer Aksoy'u da nasıl
unutabilıriz?
Bahri Hoca'nın doğrudan öğrencisi olmadım. Ya-
zıları ve kitaplarıyla tanıdım kendisıni, onlarla da ye-
tıştim. Bir tanh geldi, dostu olmak onurunu da tat-
tım.
Ybntemı olanlara bağlanmışımdır.
Bahri Savcı yöntemi olan bir hocaydı.
Soylediklen. dershanelerin duvarları arasında kal-
mayan. kitaplara donuşen ve yazılarıyla sık sık top-
luma seslenen bir unıversıte hocası olarak sivrildi ve
kavgada yenni aldı.
'Sırça koşk"ün rahatlığı vardır, gızemı de.
Bahri Hoca'nın böyle bir köşku olmadı. 1950'liyıl-
lardan başlayarak öldüğü gune değın, demek olu-
yor kı, bir yanm yüzyıla yakın nefes tüketip kalem
oynatmak!
Cumhurıyet'te yazdığı son yazının tarıhıne bakı-
yorum: 5 Temmuz 1997! Dort ay geçmış aradan. Ya-
zısının başlığı: "Noter Ültımatomlu Hükümet Girişi-
mı'." REFAHYOL koalısyonunun bir eleştırisintyapı-
yor. Dayandığı tek şey var: Ilkeler! Olaylan onların
mihengme vuruyor. Öyle olunca da, vardığı sonuç-
lar inandırıcı oluyor
Ama ilkeler gokten ınmez, tarihın ürunüdürler.
Bahri Hoca'nın yöntemi de, sırtını önce tariheda-
yamaktı.
Osmanlı Reform Hareketı mi dediniz? Tapzimat
Fermanı'na takılır aklınız ya da biraz önceye gider-
siniz. Bahri Hoca. tâ "Koçı Bey Risalesi"ne kadar
uzanırdı. Bunu yaparken göstermek ıstediği bir şey
de şu oluyordu: Tarıhımizdeki dinamikleri dışanda
aramaktan daha kolay bir şey olamaz. Asıl önemli-
sı, içerdeki hareketlenişı araştırmaktır. Gerçekten
de Osmanlı Reform Hareketi'nin belki ilk kıvılcımı-
nı, IV. Murat devrinde, elbet kelleyi de koltuğuna
alarak, Koçi Bey, sultana sunduğu ünlü "fi/sa/e"siy-
le tutuşturmuştur.
Bahri Hoca tarıhe böylesi boyutlarda eğiliyordu.
Ülkemizde "demokratikleşme"ri\n, giderek "laik-
leşmenin" geçmişin derinliklerine giden kökleri var.
Ancak, bu, "1923 Devrimi"rvn önemini gözardı et-
meye götürmemeli bizı. Türkıye'de Milfî Mücadele
hareketıyle ete kemiğe bürünen büyuk oluşum, bir
başka menzilidir tarıhimızin: Emperyalizme karşı
ulusal kurtuluş; halife sultanın yerine ulusal ege-
menliğın geçişi; ümmettoplumunun yerine, ekono-
misi, eğitimi, dış politikası ıle bir ulusal toplumun "in-
şa"sıdır bu menzil.
Bahri Hoca, bunun altını her vesıleyle çızerdi.
Son olarak, bir üçüncü aşamanın. İkinci Dünya
Savaşı'nın ertesinde başlayan "çokpartili"demok-
rasinin bütün sorunlarını bilinçli olarak gördü ve ya-
şadı.
Demokrat Parti'nin verdiği kötü sınavın arkasın-
dan Türkıye'nin yeni bir anayasayla donatılması,
"laik, demokratik" bir "hukuk devleti"riır\ aynı za-
manda "sosyal' bir deviet anlayışıyla iç ice alınrtıa-
sı söz konusu olduğunda, bu uğurda en çok eme-
ği geçenlerden biri o oldu.
Ne var ki, kurulan yapının ne tür saldınlarla karşı-
laştığını, hele hele 12 Eylüi'ü. onun "tahribat"\ru gör-
menin mutsuzluğunu dayaşadı.
Bahri Hoca'nın eserleri arasında 1953'te yayım-
lanmış bir kitabını görürsünüz: Adı, Insan Haklan-
nın Kanun Yoluyla Korunmasf dır. Turkiye'deki sis-
temın en başta "ınsan haklan" diye bir sorunu ol-
duğunu ve bunu mutlaka çözmek gerekliliğini da-
ha o yıllardan farketmiştır.
Israrla duaırdu bu konuda.
Ondan olacak. yetmişlı yılların sonunda SBF'de
Insan Haklan Merkezi'nin kuruluşu onun önayak
oluşuyladır. Bu sorun gibi öteki sorunlanmızın daçö-
zumunde, Bahri Hoca'nın arkaya bıraktığı fikrî nrH-
rasta gözardı edemeyeceğimiz hatırlatmalar vardır.
Sanıyorum. dunjp durup eğileceğiz onlara.
Çağdaş Türkiye'nin üzerine kurulduğu temeJlerı
en lyi anlayan aydınlardan birıydi. Bunun daetkisiy-
ledir hemalde, ödünsuz ve korkusuz yaşadı.
Örnek oldu.
Nur ıçinde yatsınL
Çatlı için MİT'ten
rapor istendi
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Susurluk
araştırmasını vürüten
Başbakanlık Teftiş Kuru-
lu Başkan Vekıli Kutlu
Savaş. ülkücü katliam
zanlısı Abdullah Çat-
ü'nın, 1980öncesı ASA-
LA'ya karşı görev lendıri-
lip görev lendınlmedığını
Mılîı Istihbarat Teşkilan
(MÎT) ve Genelkurmay
Başkanlığı'ndan sordu.
Savaşın. emekli yar-
bay veeskı MİT Kaçakçı-
lık Daıresı Başkanı Kor-
kut Eken ıle Çatlf nın eşı
Meral Çatlı'nın ıddialan
üzenne. bu konuyu aydın-
lığa kavuşturmak amacıy-
la istıhbarat binmlerinden
bilgi ıstediği behrtildi.
Aynı zamanda Özel
Harekât Dairesi eski da-
nışmanı da olan Eken. Su-
surluk komisyonu ve îs-
tanbul DGM'de verdiği
ifadelerde Çatlı'nın, 1980
öncesınde Ermeni terör
örgütü ASALA'ya karşı
görev lendinldığini ileri
sürdü.
Meral Çatlı da. Susur-
luk kazası sonrasında
yaptığı açıklamalarda.
kocasının devietle ılışki-
leri konusunda önemli
bilgiler verdı. ASA-
LA'nın Türkıye'ye karşı
eylemlerinın sürdüğü sı-
rada kocasının 16arkada-
şı ile birlikte ASALA'ya
karşı mücadele etmek
üzere deviet tarafından
görev lendirildiğini ileri
süren Meral Çatlı. o dö-
nemde Türkiye'den ayn-
lan 17 kişiden. kocası da-
hil sadece 6 kişinin sağ
olarak Türkıye'ye döndü-
ğünü söyledi
Başbakanlık Teftiş Ku-
rulu Başkanı Savaş'ın. bu
sav lann doğru olup ohna-
dığını saptamak için MlT
ve Genelkurmay Istihba-
ratı'ndan bilgi istediği
kaydedıldi.
Emnıyet Genel Müdür-
lüğü İstihbarat Daıre Baş-
kanlığı'ndan bir yetkilı.
1980 öncesinde Çatlı 'ya
böyle bir görevin venldi-
ğine inanmadığını belir-
terek. "Eğer verilmiş ise
deviet çok büyük bir yan-
lış vapmışür'* dedi. ASA-
LA'nın Türk diplomatlara
yönelik saldınlarda bu-
lunduğu yıllarda, o dö-
nemde Ermenılere karşı
sadece ıkı eylemin ger-
çekleştirildiğine dikkat
çeken aynı yetkili, "Bun-
lardan birisi Paris'teld Er-
meni amtına molotofkok-
teyli atılması, diğeri de
1988'in Nisan ayında Yu-
nanistan'da ASALA'nın
lideri Agop Agopyan'ın
öldürülmesi olaylandır.
Bunlann dışında herhan-
gi bir evlem vapılmadı.
Lstelik de bu olav lan Çat-
lı ve ekibinin yapuğına
inanmıvnrum" dedi.