27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 KASIM 1997 CUMA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 13 4 yıl aradan sonra David Lynch'in dönüşü: Kayıp otobanda ürkütücü yolculuk fBurada hir garip işler dönüyor!' 'Eraserhead', 'Fil Adam' gibi kûlt- filmlerle adını duyurup 1980'li ve 199O'lı yıllara damgasını vurmuş 'Blue Velvet-Mavi Kadife' ya da "VVild at He- art-'Vahşi Duvgular' (hatta popüler te- levizyon dızısinden beyaz perdeye ak- tardığı Twin Peaks, Fire VVrth Me-İkiz Tepeter') gibi kolay kolay anlaşılmaz, ortalama seyirciye koltuğunda pErende attıran, farklı filmleriyle özel hayranlar edinerek Hollywood sinemasının son dönemdekı uçbeylerinden biri haline gelmiş David Lynch yeniden işbaşında! Geçen yılın tarihinı taşıyan, bizde de geçen cumadan beri sinemalarda göste- rilen üstadın son fılmi 'Lost Highway- Kayıp Otoban', alışıldığı üzere yine mantığı, kronolojiyi filan boş vererek epeyce kafa kanştıncı bir şekilde kota- nlmış, çok kabaca 'şizofren bir katiHn öy küsii' olarak özetlenebilecek, karma- şık bir konuyu aktanyor. ICuşku, ihanet, takıntı, cinayet, unut- ma, kayboluş. vb. öğelerle sanp sarma- lanmış bir kişilik bölünmesi, kimlik kaybı temasına dayanan 'Kayıp Oto- ban'. kansını öldürdüğûnü hatırlaya- mayan. şizofren bir katilin giderek açı- ğa çıkan kişilikleri üstüne yoğunlaşı- yor. Sinematografık açıdan bir ressa- mın gözüne sahip, koyu renk ve ışık i oyunlanndan, leitmotiv simge ve gö- rüntülere baş vuran avantgard'ımsı an- • latimına ve mantıksal çözümleri pek . umursamayan, kimlik kavramının pe- şine takılmış 'derin' konusuna kadar se- ' yirciyıoldukçazorlayan,kelimenintam anlarruyla bulmaca gibi bir film. Tıpik bir David Lynch fılmi Bir türlü uyanılamayan bir "puzzle la- • birenti'nin çıkmazlannda, sonunda yi- * ne başa dönerek yinelenen bir karaba- " san gibi iki buçuk saate yakın bir zaman - dilimine yayılıp süregelerek seyreden ve şizofrenik birkarakterin sannlan ola- ' rakalgılanan'LostHighvray-KayıpOto- ban', doğrusu yıne bir görüşte anlaşılıp £ sindirilecek ve kesin sonuçlar çıkanla- f mayacak türden, karmakanşık kılınmış, " baştan sona bir kez daha psikolojik bir gerilim, dehşet, esrar bulamacına bu- landığımız, tipik bir David Lynch fılmi. Bir David Bowie şarkısıyla içine girdi- f ğimiz film, Los Angeles yakınlannda- ' ki lüks bir evde. durgun, donuk görü- ' nüşlüamaalttanaltayüksek " voltajlı elektrik yayan, sek- ' si kansi Renee'yle (siyah "''pörHfchfe *Ueuz RomanMakt L'ma Thurman'ı çağnştı- f ran, soluk ve rûküş bir Pat- ' ricia Anjuette) görünürde ' mutlu yaşayan, geceleri Lu- • • na Lounge adlı bir gece ku- " lübünde tenor saksofon ça- 1 lan bir caz müzisyenini, iç- ten içe kansının onu aldat- ' tiğı kuşkusunun kemirdiği Fred Madison'u (Bill PuU- man) karşımıza getiriyor. Derken evlerinin kapısı- ' na her gün bırakılan video kasetlerini seyreden kan- r kocanın huzuru kaçıyon - çünkü kimin gönderdiği ' belli olmayan bu kasetler, 3 çiffin siyah yastıkkılıflı, ko- yu çarşaflarda uyuyuşlannı 1 gösterecek kadar özel haya- r tına giren esrarengiz bir ka- meranın marifeti. Başvur- duklan polisin de çözeme- diği kasetlerden birinde, r ihanetinden kuşkulandığı kansını doğrayıp öldürdü- ğûnü gören Fred bunu yap- '" tığını hiç hatırlamıyor ama, yargılanıp hapse atılarak hücreye tıkılıyor. Hiçbir şeyi doğru dürüst r kavrayamayan, bilinci dar- madağın Fred'imiz bir sa- bah. bambaşka bir genç " adam olarak bulunuyor " hücresinde. Burda bir garip işler dönüyor diyen gardi- ~ yanın. Fred'in yerine hüc- rede bulduğu Pete (Baltha- zar Getty), hemen hapisten "- çiksnlıp Kaliforniyah. var- { lıkjfı. liberal anne-babası- na(Gary Busey) teslim edi- r lertgenç bir oto tamircisidir. Onu izleyen polislerin göz J hapsindeki genç Pete, cici j sevgilisi Sheila'yla hasret giderircesine sevişiyor ve Arnie'nin (Rkhard Pryor) tamirhanesinde işine başlı- yor yeniden. Cadillac ara- basını onanrken sempatisi- ni çektiği yerel mafya lide- ri. porno tutkunu Bay Ed- die- Dick Laurent'in (bun- ca yıldır gangster rolleriyle özdeşleşmiş Robert Log- gia), sanşın afet manitası Alice'« (bu kez sanşın pe- ruklu, hoppa, baştan çıkan- cı, seksi ve apartman topuk- lu bir Patricia Anjuette), Lou Reed'in şarkısı eşliğin- de abayı yakan genç Pete'üı de hayatı kayıyor. Ne yapacağı belli olmaz, gaddar gangster Bay Ed- die'nin kıskançlığına rağ- men her fırsatta, arabanın arka koltuğunda ya da yo- lüstü Lost Highvvay otelin- de, vb. yerlerde, sürekli be- raber olduğu, çekimine ka- w pılarak tutkulu, ateşli bir ilişkiye giriştiği, hadi gel bir- likte kaçalım diyen meşum ka- dın Alice Pete'in yaşamını da altüstedecektir... 1946 Montana doğumlu, Amerikalı 'harikaçocuk' sine- macılar kuşağının kusursuz bir prototipi olan, gördüğü resim eğitiminden kaynaklanan plas- tik zevkiyle, 1970'lerin sonla- nndan bugüne. çeşitli saplan- tılan, ruh hallerini, hayalleri, sannlan ve fikirleri görüntüle- diği aykın fılmler yapan, 'tu- hafadam' David Lynch'in iz- lediğimiz bu son yapıtı. me- şum kadının bütün civelekliklerini ser- gilediği, gizemli.usta işi bir 'film no- ir'dan rahatsız edici bir 'psycho-thril- ler'e dümen kınyor. Alışılmış Hollywood yapımlanndan aynlan, seyircinin kahramanlanyla fı- lan kolayca özdeşleşemeyeceği, yanıtı- Kayıp Otoban LOSt Highway/Yönetmen: David Lynch / Senaryo: Barry Gifford, D.Lynch / Kamera: Peter Deming / Müzik: Angelo Badalementi / Oyuncular: Bill Pullman, Patricia Arquette, Balthazar Getty, Robert Loggia, Robert Blake, Gary Busey, Natasha Gregson VVagner, Richard Pryor, John Roselius, Lou Eppolito / 1996 ABD (Pinema) nı arayan sorulan es geçip 'neden-ni- çin'leri seyircinin algılamasına ve yo- rumlamasına bırakan, mantığı, olay akı- şmı filan hiç iplemeden ınanılmaz öğe- ler içeren 'çifte kişilik' öyküsü, üslubu ve tonlanyla kolayca ele avuca gelmez, zor bir filmle karşı karşıyayız 'Kayıp Otoban'da. Klasik anlatıma sırtını çevirmiş, kahramanı gi- derek bambaşka birine dönü- şen, seyircinin yan yana geti- rip birleştirerek anlamlandı- racağı, zorlu birdeneme 'Lost Highwa>'. Bu iki farklı kişiliği, iki farklı hayatı birbinne bağla- yanlarsa Patricia Arquette'in canlandırdığı meşum kadın (Renee ile Alicıa, belki deği- şik peruklan takmış aynı ka- dın, belki de kardeş?), 'Kaba- re' fılminin unurulmaz sunu- cusu Joel Gre>''i çağnştıran maky ajıyla Drakula gibi bir Esrarengiz Adam (Robert 'Baretta' Blake'i tanı- yabilene aşkolsun!) ve mermer masanın köşesi. düşerken alnına giren salak Andy gibi yan karakterler. Ingiliz besteci Barry Adamson, Da- vid Bowie, Lou Reed, \1arilyn Manson ve Nine Inch Nails'in beyni Trent Rez- nor'un şarkı ve katkılanyla, yönetme- nin 'Blue Velvet'ten beri değişmez ele- manı Angelo BadalementTnın milziği de sürekli gerilime çanak tutuyori alışıl- dığı üzere. 'Hayat otobanı' nda». Bellek bulvanndan girip bılinçaltı kulvanndan çıktığımız ve aslında her şeyin 'hayat otobaıunda' kafayı yemiş Fred'in bulanık zihninde cereyan eden, karabasan gibi bir hikâye olduğu sonu- cu çıkanlabilecek fılmde, benliğinin girdaplannda kişilik bölünmesine uğra- yıp cinnet geçirerek kansını katledea, hiçbir şey hatırlamayan. tek bedende i- ki ruha (ya da iki bedende tek ruha) sa- hip bir şizofrenin öyküsünü, leitmotiv gibi kullanılrruş, yolun ortasındaki çiz- gileri izleyerek otoyolda süratle gidiş görüntüleriyle, sembollerle, özenli ay- nntılarla bezeyerek anlatıyor David Lynch, 135 dakika süresince. Rasyonel çözümler sunmaktan yana olmayan yö- netmenin 'kayıpotobanda ürkütücü bir yokuluğa" daveriye çıkardığı, psikolo- jik bir bozukluğun irdelendiği bir cina- yet bilmecesinden kimlik bunalımıyla karışık bir korku-gerilim kokteyline uzanan bu son filmini tek sözcükle ni- telendirmesi istendiğinde, David Lynch'in cevabı, ruhsal kimlik kaybı anlamına 'psychogenic fugue' olmuş! David Lynch'in bizzat yakıştırdığı nite- lemeyle bu 'psychogenk fugue' dene- mesi, boğuntulu bir psikolojik gerili- min şaşırtmacalanna düşürdüğü kimi seyirciye garip ve çekici gelirken kimi seyirciye de hafakanlar basıyor. Saplanülı içsel âlemlere dalıp ister is- temez karabasanlann, hayallerin, sann- lann tortusuna bulanarak çıktığımız 'Kayıp Otoban'la üstat David Lynch'in benzersizliğini bir kez daha teslim ettik. Karmakanşık, karanlık atmosferiyle David Lynch'in filmografisinde 'Blue Velvet'te kaldığı yerden devam ederek yeni bir kapı açan bu 'Kayıp Otoban'a doğrusu ilgisiz kalmak da zor, tam ta- mına anlayabilmek de... 90'1annYeşüçam sözlüğü CUMHUR CANBAZOĞLU TÜBK FİLMLERİ SÖZLÜCÜ Yeşilçam'ın tarihini tutan sinema yazan Agâh Özgüç, 1990-96 döne- mi üretilmiş yerli fılmleri içeren 'Türk FUmleriSözlü- ğü'nün üçüncü cildini yayım- ladı. Fotoğraf- larla tanıtılan filmlerle ilgili basında çıkrnış eleştirilerden bölümlerin (ağırhkJı olarak Sungu Çapan ve Atilla Dorsay imzalı ya- zılar), haber başlıklannın. teknik notlann da verildiği sözlüğün birinci (1914-1973) ve ikinci (1974-1990) ciltlerinin Özgüç tarafından gözden geçirilmiş, fotoğrafla- n büyütülmüş yeni basımlan da yakında SESM piyasada olacak. Agâh Özgüç sözlüğün girişbölümünde Yeşilçam'ın son altı yılını değerlendirir- ken ilginç rakamlar veriyor. Orneğin bu süre içinde 16 mm'lik fılmler dahil yerli sinema 311 film çekmiş. bu yapıtlann 74'ü sinema salonlannda vizyon bulabil- miş. Bunlar arasından 1991 'de Yamız De- ğilsiniz(MesutUçakan), 1992'deDüşGez- ginkri (Atıf Yılmaz), 1993'te Amerikalı (Şenf Gören), 1994'te BizeNasılKrydınız (Metin Çamurcu), 1995'te Bay E (Sinan Çetin). 1996 'da tstanbul Kanatlanrnın Al- ünda (Mustafa Altıoklar) gişe şampiyonu olmuşlar. Eşkıya (Yavuz Turgul) ise 1996- 97 sezonunun rekortmen birincisi. Özgüç altı yılın olumlu gelişmelerini şöyle özetliyor kitabında: "Sayısal düşüşe karşdık, son dönem Türk filmkrinin teknik açıdan bir yeriere geldigi sanınm inkâr edilemez. Batı'nın birçok ülkesinde bile rastlanmayan düzey- de, en gelişmi; görünrü sistemlcrini. çağ- daş iç dekorasyonunu, bilgisayariı bilet sa- tışını içeren dört ve altı salonlu sinema komplekslerinin hayata geçmesi, film srüd- yolannın dijital ve ultra stereo gibi çağdaş donammlarta kendilerini yenilemesi, bu oluşumun kanıtlandır. Bu arada birbiri ardına açılan film atöhelerinin gençlere hizmet vermesi ve özellikle de festivallerde amatör ruhlu genç sinemacılann deneysel kısa metraj çalışmalanyla büyük sayıiara tırmanışlan, son altı yılın olumlu gelişme- leridir." Türk Sineması Toplu Gösterisi Ayrı dönemin en önemli ve etkın olayı olarak 1996'da Paris George Pompidou KültürMerkezi'ndc düzenlenen 110 fılm- lik Türk Sineması Toplu Gösterisi'ni öne çıkaran Özgüç aynı dönemin olumsuz yanlannı da şöyle sıralıyor: "Bir yıl içinde vizyx>na giren filmlerin dökümüne bakıkhğuıda, her yıl için belli düzeyi aşan on ya da en fazla 16 yapım karşımıza çıkıyor. Diğerleri ise sayılan gi- derek çoğalan özel televizyon kanallanna pompalamak amacıyla çekilen düzcysiz fılmleri oluşturuyor... Eğer bir yapım sine- ma filmi olarak çekilmişse, buna karşılık gösterime girecek salon bulamıyorsa, yeni bir revizyonla diziye dönüşrüriilüp televiz- yon kanallanna saülıyor. Bazı dizilerde si- nema salonu bulursa ya da festrvaUere ka- oimayı planbyorsa kısarahp 90 ya da 110 daJdkayla sumiandınnyor." CÖSTERİMDEKİ FİLMLER... CÖSTERİMDEKİ FILMLER... CÖSTERİMDEKİ FILMLER... GÖSTERİMDEKİ FİLMLER... Contact / Mesaj Oldum olası bilınmeyene karşı merak duyan ve hayatı boyunca yamtlanmamış sorulann peşinden giden Ellie(Jodie Fos- ter), bilimsel bir araştırmanın başmday- ken uzun zamandır beklediği bir radyo mesajım alır günün birinde, çok uzak bir yıldız olan Vega'dan. Bu inanılmaz mesa- jın gelmesiyle birlikte, hem umut veren hem de korku uyandıran bir büinmeyen- le karşı karşıyadır artık gezegenimiz. Acaba bütün bunlar yeni bir çağın başlan- gıcı mı yoksa kıyamet gününün haberci- si midir?.. 3-4 yıl öncesinde "ForrestGump''la en iyi yönetmen dalında Oscar kazanan ve "Geleceğe Dönüş" serisi gibi iş yapan filmleriyle ve görsel yaratıcılıkla tekııo- lojiyi beceriyle harmanlamasıyla tarunan, Spidberg ekürisinden ünlü yönetmen Ro- bert Zemeckis'in beklenen filmi "Con- tact-Mesaj" bir haftadır sinemalanmız- da gösterimde. Tanınmış bilimkurgu ya- zan Carl Sagan'ın aynı adlı romanından senarist James V. Hart ve Michael Golden- berg ikilisince yazıhnış bir senaryodan si- nemaya uyarlanan fılmde başrol birkaç yıldır film çevirmeyen, Oscar ödüllü yıl- dız Jodie Foster'm. a ATımetoKm",-LoneStar''gibifılm- lerde oynayan, 1990'lann PaulNemnan'ı sayılan, önümüzdeki aylarda da Spielberg yapımı "Amistad" ve "Nevvton Boys" filmlerinde izleyici karşısına çıkacak olan genç aktör Matthevv Mc Conaughey, "Ni- xon", "Casino" ve "The Specialisfden anımsadığımız "A Journal Of Mur- der"daki rolüyle Altın Küre'ye layık gö- rülen James Woods, vaktiyle "Midnight Espress" ve "ElephantMan" ile Oscar'a aday gösterilmiş, Altm Küre sahibi John Hurt Tom Skerritt ve David Morse gibi usta oyunculann da rol aldığı "Mesaj", son çeyrek yüzyılda Amerikan sinema- sınca zihnimize takılmış olan, uzaya iliş- kin neredeyse bütün klişeleri usturupluca bir araya getiriyor, Kubrick'in "2001 "in- den "KurtuhışGünü"ne kadar. Jodie Fos- ter'ı özleyenlerle bilimkurgu fantezileri- ne düşkün olanlan hoşnut bırakabilır bu hayli uzun tutulmuş "Mesaj". Bean' Çok zengin bir iyiliksever (Burt Rey- nolds) Kaliforniya'daki Grierson Galeri- si'ne 50 milyon dolarlık bir bağışta bulun- muştu. Bu bağışın amacı Amerika'nm en önemli tablosu olan "Whistier's Mother" isimli tablonun olması gereken yere geri getirilmesini sağlamaktı. Tablo o zamana kadar Paris'teki D'Orsay Müzesi'nde ser- gilenmekteydi. Galerinin sorumlulan tanınmış bir sa- nat uzmanını da seramoniye davet etme- ye karar verirler ve Ingiliz Ulusal Krali- yet Galerisi'ndenen iyi akademisyenleri- ni göndermesini isterler. Ancak bu yap- tıklan büyük hatadır; çünkü Ingilizlerin, en başanlı adam yerine yolladığı tecrübe- siz ve salak biri olan Bean'i (Rovvan At- kinson) ortalığı birbirine katacaktır... Bu hafta gösterime giren ve yönetmen- liğinı tngıliz asıllı Mel Smkh'ın yaptığı "Bean"de, başrolü üstlenen, lngiliz tele- vizyonunun en popüler komiklerinden Rovvan Atkinson, çekip sürüklüyorbu 'en büyük felaket fılmi' komediyi. Öteki rol- lerde Peter Mc Nicol. Pamela Reed, Har- ris Yulin ve Burt Reynolds'un oynadığı "Bean The Ultünate Disaster Movie - Be- an En Büyük Felaket Filmi", 'surabna bak, gülmeye koyul' ifadeli, sarsak, şap- şal lngiliz komedyeni Rowan Atkinson'u tanıtıyor sinemaseverlere. Peacemalter/Barıscı Rusya'nın uzak bir bölgesinde iki tren çarpışmak üzeredir. Biri yolcu taşımakta, öteki trense. etkisiz hale getirilecek olan nükleer silahlarla yüklüdür. îki trenin çar- pışmasıyla büyük bir patlama meydana gelir. 75 kiloton gücündeki bu patlamanın ardından dünyadaki tüm hükümetler üst düzeyde alarma geçer ve uluslararası bir insan avı başlar. Patlamanın kaza değil de teröristlerin marifeti olduğunu ilk anla- yan kişi, Beyaz Saray Nükleer Kaçakçı- lık Dairesi Başkaru, nükleer bilimci Julia Kelly (Nicole Kidman) olur. Amerikan Ordusu Özel K.uwetleri 'nde görevli istihbarat subayı Yarbay Thomas Devoe (George Oooney) da olayın ger- çekte trenin nükleer yükünü kaçırmak is- teyen vurgunculann bunu kamufle etmek üzere düzenledikleri bir tezgâh olduğunu anlayacaktır... Sinemalanmızda bugün gösterime giren "Feacemaker - Banşçı". Mimi Leder adlı bir kadın yönetmenin imzasını taşıyor. Filmde başlıca rolleri ta- nınmış yıldız Nicole Kidman ve bir tele- vizyon oyuncusuyken son yıllarda çekti- ği "One Fme Day" ve "Günbatınundan Şafağa" adlı filmlerdeki rolüyle yıldızı parlayan jön George Clooney paylaşıyor- lar. İki lngiliz filmi, Avrupa Film Ödüllepi'ne aday • Kültür Servisi - Avrupa Film Akademisi önceki gün yaptığı açıklamada "The Full Monty" ve "lngiliz Hasta" isimli iki tngiliz filmi ve Luc Besson'un yönettiği "'Beşinci Güç" isimli filmlerini 1997 Avrupa Film Ödülleri Felix'e aday olduğunu belirtti. 6 Arahk'ta açıklanacak olan Felix Ödüllerinde Fransız yönetmen Bertrand Tavernier'in 'Capitaine Conan", Bosnalı yönetmen Ademir Kenovic'in "Savrseni Krug-The Herfect Circle" ve Rus yönetmen Pavel Shukrai'nın "Vor- The Thife" isimli filmlen de yanşacak. "En iyi Avrupalı Oyuncu" ödülü tngiliz Hasta'daki rolüyle Juliette Binoche ve "The Winter Guest" fılmindeki rolüyle de Emma Thompson aday. Philippe Torreton "Capitaine Conan" isimli filmdeki rolüyle, Bob Hoskins "Tvventy Four Seven". Mano Adorf da "Rossini" isimli filmlerdeki rolleriyle "en iyi oyuncu ödülüne" aday. Uv Ullman'a iki ödül • Kültür Servisi - Ingmar Bergman'ın "Özel konuşmalar" isimli yapıtını beyazperdeye uyarlayan Liv Ullman'ın aynı isimdeki fılmi, İspanya'daki Vallodolid Film Festivali'nde iki ödül kazandı. Ullman'ın fılmi, sinema eleştirmenlerinin büyük ödülüne layık görülürken, filmin başkadın oyuncusu Pernilla August da en iyi kadın oyuncu ödülünü aldı. Gioria Feidman CRR'de • Kümır Servisi- 'Schindler'in Listesi" fılminin müziklerinin usta yorumcusu Gioria Feidman ve dörtlüsü 16 kasımdasaat 19.30'da CRR'de. Feidman, Stevan Spielberg'in yönettiği fılmde Itzhak Perlman'la birlikte çalmış ve Oscar Ödülü'ne layık görülmüştü. Carson Smîttı öMü • Kültür Servisi -Ünlü basçı Carson Smith. geçtiğimiz günlerde yaşama veda etti. Chet Baker, Billie Holliday ve Charlıe Parker ile birlikte çalan Smith 66 yaşındaydı. 13 yaşından bu yana bas çalan Smith, 1952 yılında Gerry Mulliganile, 1953 yılında Charlie Parker, 1954 yılında Chet Baker ile birlikte çaldı. 1995 yılında da Russ Freeman'a eşlik etti. • •-••}••> Prix Medicis Edebiyat ödülii sahibini buldu • Kültür Servisi -Fransa'nın en prestijli edebiyat ödüllerinden olan "Prix Medicis Edebiyat Ödülü"ne Fransız yazar Philippe Le Guillou layık görüldü. Yabancı yazarlar kategorsınde ise ödülü • "America" isimli kitabıyla Amerikalı yazar T C Boyle, kadın yazar ödülünü de "La Capitale dechue-The Fallen Capital" isimli kitabıyla Japon yazar Jia Phingvva aldı. Slovakyalı sanatçı Kallay'ın lotoğraf sergisi • Kültür servisi - Slovakyalı fotoğraf sanatçısı K.. Kallay'ın fotoğraf sergısi Emlak Sanat Galerisf nde yer alıyor. Sergi, Slovakya Başkonsolosluğu. İFSAK ve Emlak Sanat Galerisi işbirliği ile düzenleniyor. Sergi 15 Kasım'a dek izlenebilir. KİTAP FUARl^NDA BUGÜN A SALONU • 11.00-12.30'da Alman Kültür Merkezi'nin düzenlediği, Gülsüm Cengiz'ın yöneteceği, Zehra tpşiroğlu ile söyleşi yer alıyor. • 12.30-14.00'te Çınar Yaymlan ve AIDS Savaşım Derneği'nin düzenlediği, Aydın Tözören ve llkay Alptekin Demir'in katıldıgı 'Yeni Bir Hayat (AIDS Çağında Eşcinsel Olmak)' başlıklı panel izlenebilir. • 14.00-16.00'da Altm Kitaplar tarafından. Erdal Atabek'in yöneteceği, Gülten Dayıoğlu, Ipek Ongun ve Meral Babacan'ın katılacagı. 'Gençlik Edebıyatmın Dünü ve Bugünü' başlıklı panel düzenleniyor. • 16.00-18.00'de Güldiken dergisinin düzenlediği, Mehmet Ali Kılıçbay'm yöneteceği. Fent Öngören. Sulhi Dölek ve Tan Oral'ın katıldıgı 'Mizah Yaratma Eyiemi' başlıklı panel yer alıyor. • 18.00-20.00'de TÜYAP'ın düzenlediği, Mustafa Şerif Onaran. llhan Selçuk ve Sevgi Özel'ın katıldıgı 'Mustafa Ekmekçi Anısına' başlıklı panel izlenebilir. B SALONU • 15.00-17.00'de Dünya Kitap dergisinin düzenlediği, Faruk Şüyun'un yöneteceği, Serdar Öktem, Ferruh Gencer, Orhan Kahyaoğlu, Levent Erseven ve Zuhal Focan'ın katılacagı 'Türkiye'de Müzik YayıncıhğT başlıklı panel düzenleniyor. • 17.00-19.00'da Yapı Kredi Yayınlan tarafından düzenlenen John Ash ile söyleşi yeı alıyor. FUARDA İMZA GÜNLERİ • Türkiye Yazarlar Sendikası standında saat 11.00- 15.00'te Yılmaz Uçar, Lütfı Kaleli, Nursen Karas. Halit Çelenk, Mahir Ünlü, Kemalettin Koç, Hüseyın Topçugil, saat 17.00-18.00'de Emre Kongar ve Toktamış Ateş. • Cumhuriyet Kitap Kulübü standında saat 14.00'te Oral Çahşlar, Bediî Feyzioğlu • Parantez Yayınlan standında saat 14.00-16.00'da Ayça Şen. • Bügi Yaymevi standında 13.00-16.00 arasında Attilâ llhan, Aydın Boysan, Nurcihan. • SdYaymcıhk standında saat 11.00-15.00'te Ayşe Kulin • Ümit Yayıncılık standında saat 11.00-15.00'te Toktamış Ateş, Şükrü Erbaş. • İnkılap Kitabevi standında saat 15.00-17.00'de Tekin Yılmaz, saat 17.00-19.00'da Tmaz Titiz ve saat 12.30- 19.30'daFüsunOnal. • Çağdaş EğMm Vakfl standında saat 17.00-19.00'da tpek Ongun.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle