Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 KASIM 1997 CUMA CUMHURİYET SAYFA
KÜLTÜR 13
4 yıl aradan sonra David Lynch'in dönüşü: Kayıp otobanda ürkütücü yolculuk
fBurada hir garip işler dönüyor!'
'Eraserhead', 'Fil Adam' gibi kûlt-
filmlerle adını duyurup 1980'li ve
199O'lı yıllara damgasını vurmuş 'Blue
Velvet-Mavi Kadife' ya da "VVild at He-
art-'Vahşi Duvgular' (hatta popüler te-
levizyon dızısinden beyaz perdeye ak-
tardığı Twin Peaks, Fire VVrth Me-İkiz
Tepeter') gibi kolay kolay anlaşılmaz,
ortalama seyirciye koltuğunda pErende
attıran, farklı filmleriyle özel hayranlar
edinerek Hollywood sinemasının son
dönemdekı uçbeylerinden biri haline
gelmiş David Lynch yeniden işbaşında!
Geçen yılın tarihinı taşıyan, bizde de
geçen cumadan beri sinemalarda göste-
rilen üstadın son fılmi 'Lost Highway-
Kayıp Otoban', alışıldığı üzere yine
mantığı, kronolojiyi filan boş vererek
epeyce kafa kanştıncı bir şekilde kota-
nlmış, çok kabaca 'şizofren bir katiHn
öy küsii' olarak özetlenebilecek, karma-
şık bir konuyu aktanyor.
ICuşku, ihanet, takıntı, cinayet, unut-
ma, kayboluş. vb. öğelerle sanp sarma-
lanmış bir kişilik bölünmesi, kimlik
kaybı temasına dayanan 'Kayıp Oto-
ban'. kansını öldürdüğûnü hatırlaya-
mayan. şizofren bir katilin giderek açı-
ğa çıkan kişilikleri üstüne yoğunlaşı-
yor. Sinematografık açıdan bir ressa-
mın gözüne sahip, koyu renk ve ışık
i oyunlanndan, leitmotiv simge ve gö-
rüntülere baş vuran avantgard'ımsı an-
• latimına ve mantıksal çözümleri pek
. umursamayan, kimlik kavramının pe-
şine takılmış 'derin' konusuna kadar se-
' yirciyıoldukçazorlayan,kelimenintam
anlarruyla bulmaca gibi bir film.
Tıpik bir David Lynch fılmi
Bir türlü uyanılamayan bir "puzzle la-
• birenti'nin çıkmazlannda, sonunda yi-
* ne başa dönerek yinelenen bir karaba-
" san gibi iki buçuk saate yakın bir zaman
- dilimine yayılıp süregelerek seyreden
ve şizofrenik birkarakterin sannlan ola-
' rakalgılanan'LostHighvray-KayıpOto-
ban', doğrusu yıne bir görüşte anlaşılıp
£
sindirilecek ve kesin sonuçlar çıkanla-
f
mayacak türden, karmakanşık kılınmış,
" baştan sona bir kez daha psikolojik bir
gerilim, dehşet, esrar bulamacına bu-
landığımız, tipik bir David Lynch fılmi.
Bir David Bowie şarkısıyla içine girdi-
f
ğimiz film, Los Angeles yakınlannda-
' ki lüks bir evde. durgun, donuk görü-
' nüşlüamaalttanaltayüksek
" voltajlı elektrik yayan, sek-
' si kansi Renee'yle (siyah
"''pörHfchfe *Ueuz RomanMakt
L'ma Thurman'ı çağnştı-
f
ran, soluk ve rûküş bir Pat-
' ricia Anjuette) görünürde
' mutlu yaşayan, geceleri Lu-
• • na Lounge adlı bir gece ku-
" lübünde tenor saksofon ça-
1
lan bir caz müzisyenini, iç-
ten içe kansının onu aldat-
' tiğı kuşkusunun kemirdiği
Fred Madison'u (Bill PuU-
man) karşımıza getiriyor.
Derken evlerinin kapısı-
' na her gün bırakılan video
kasetlerini seyreden kan-
r
kocanın huzuru kaçıyon
- çünkü kimin gönderdiği
' belli olmayan bu kasetler,
3
çiffin siyah yastıkkılıflı, ko-
yu çarşaflarda uyuyuşlannı
1
gösterecek kadar özel haya-
r
tına giren esrarengiz bir ka-
meranın marifeti. Başvur-
duklan polisin de çözeme-
diği kasetlerden birinde,
r
ihanetinden kuşkulandığı
kansını doğrayıp öldürdü-
ğûnü gören Fred bunu yap-
'" tığını hiç hatırlamıyor ama,
yargılanıp hapse atılarak
hücreye tıkılıyor.
Hiçbir şeyi doğru dürüst
r
kavrayamayan, bilinci dar-
madağın Fred'imiz bir sa-
bah. bambaşka bir genç
" adam olarak bulunuyor
" hücresinde. Burda bir garip
işler dönüyor diyen gardi-
~ yanın. Fred'in yerine hüc-
rede bulduğu Pete (Baltha-
zar Getty), hemen hapisten
"- çiksnlıp Kaliforniyah. var-
{ lıkjfı. liberal anne-babası-
na(Gary Busey) teslim edi-
r lertgenç bir oto tamircisidir.
Onu izleyen polislerin göz
J hapsindeki genç Pete, cici
j sevgilisi Sheila'yla hasret
giderircesine sevişiyor ve
Arnie'nin (Rkhard Pryor)
tamirhanesinde işine başlı-
yor yeniden. Cadillac ara-
basını onanrken sempatisi-
ni çektiği yerel mafya lide-
ri. porno tutkunu Bay Ed-
die- Dick Laurent'in (bun-
ca yıldır gangster rolleriyle
özdeşleşmiş Robert Log-
gia), sanşın afet manitası
Alice'« (bu kez sanşın pe-
ruklu, hoppa, baştan çıkan-
cı, seksi ve apartman topuk-
lu bir Patricia Anjuette),
Lou Reed'in şarkısı eşliğin-
de abayı yakan genç Pete'üı
de hayatı kayıyor.
Ne yapacağı belli olmaz,
gaddar gangster Bay Ed-
die'nin kıskançlığına rağ-
men her fırsatta, arabanın
arka koltuğunda ya da yo-
lüstü Lost Highvvay otelin-
de, vb. yerlerde, sürekli be-
raber olduğu, çekimine ka-
w
pılarak tutkulu, ateşli bir
ilişkiye giriştiği, hadi gel bir-
likte kaçalım diyen meşum ka-
dın Alice Pete'in yaşamını da
altüstedecektir...
1946 Montana doğumlu,
Amerikalı 'harikaçocuk' sine-
macılar kuşağının kusursuz bir
prototipi olan, gördüğü resim
eğitiminden kaynaklanan plas-
tik zevkiyle, 1970'lerin sonla-
nndan bugüne. çeşitli saplan-
tılan, ruh hallerini, hayalleri,
sannlan ve fikirleri görüntüle-
diği aykın fılmler yapan, 'tu-
hafadam' David Lynch'in iz-
lediğimiz bu son yapıtı. me-
şum kadının bütün civelekliklerini ser-
gilediği, gizemli.usta işi bir 'film no-
ir'dan rahatsız edici bir 'psycho-thril-
ler'e dümen kınyor.
Alışılmış Hollywood yapımlanndan
aynlan, seyircinin kahramanlanyla fı-
lan kolayca özdeşleşemeyeceği, yanıtı-
Kayıp Otoban
LOSt Highway/Yönetmen: David
Lynch / Senaryo: Barry Gifford, D.Lynch /
Kamera: Peter Deming / Müzik: Angelo
Badalementi / Oyuncular: Bill Pullman,
Patricia Arquette, Balthazar Getty,
Robert Loggia, Robert Blake, Gary
Busey, Natasha Gregson VVagner,
Richard Pryor, John Roselius, Lou
Eppolito / 1996 ABD (Pinema)
nı arayan sorulan es geçip 'neden-ni-
çin'leri seyircinin algılamasına ve yo-
rumlamasına bırakan, mantığı, olay akı-
şmı filan hiç iplemeden ınanılmaz öğe-
ler içeren 'çifte kişilik' öyküsü, üslubu
ve tonlanyla kolayca ele avuca gelmez,
zor bir filmle karşı karşıyayız 'Kayıp
Otoban'da. Klasik anlatıma
sırtını çevirmiş, kahramanı gi-
derek bambaşka birine dönü-
şen, seyircinin yan yana geti-
rip birleştirerek anlamlandı-
racağı, zorlu birdeneme 'Lost
Highwa>'.
Bu iki farklı kişiliği, iki
farklı hayatı birbinne bağla-
yanlarsa Patricia Arquette'in
canlandırdığı meşum kadın
(Renee ile Alicıa, belki deği-
şik peruklan takmış aynı ka-
dın, belki de kardeş?), 'Kaba-
re' fılminin unurulmaz sunu-
cusu Joel Gre>''i çağnştıran
maky ajıyla Drakula gibi bir Esrarengiz
Adam (Robert 'Baretta' Blake'i tanı-
yabilene aşkolsun!) ve mermer masanın
köşesi. düşerken alnına giren salak
Andy gibi yan karakterler.
Ingiliz besteci Barry Adamson, Da-
vid Bowie, Lou Reed, \1arilyn Manson
ve Nine Inch Nails'in beyni Trent Rez-
nor'un şarkı ve katkılanyla, yönetme-
nin 'Blue Velvet'ten beri değişmez ele-
manı Angelo BadalementTnın milziği
de sürekli gerilime çanak tutuyori alışıl-
dığı üzere.
'Hayat otobanı' nda».
Bellek bulvanndan girip bılinçaltı
kulvanndan çıktığımız ve aslında her
şeyin 'hayat otobaıunda' kafayı yemiş
Fred'in bulanık zihninde cereyan eden,
karabasan gibi bir hikâye olduğu sonu-
cu çıkanlabilecek fılmde, benliğinin
girdaplannda kişilik bölünmesine uğra-
yıp cinnet geçirerek kansını katledea,
hiçbir şey hatırlamayan. tek bedende i-
ki ruha (ya da iki bedende tek ruha) sa-
hip bir şizofrenin öyküsünü, leitmotiv
gibi kullanılrruş, yolun ortasındaki çiz-
gileri izleyerek otoyolda süratle gidiş
görüntüleriyle, sembollerle, özenli ay-
nntılarla bezeyerek anlatıyor David
Lynch, 135 dakika süresince. Rasyonel
çözümler sunmaktan yana olmayan yö-
netmenin 'kayıpotobanda ürkütücü bir
yokuluğa" daveriye çıkardığı, psikolo-
jik bir bozukluğun irdelendiği bir cina-
yet bilmecesinden kimlik bunalımıyla
karışık bir korku-gerilim kokteyline
uzanan bu son filmini tek sözcükle ni-
telendirmesi istendiğinde, David
Lynch'in cevabı, ruhsal kimlik kaybı
anlamına 'psychogenic fugue' olmuş!
David Lynch'in bizzat yakıştırdığı nite-
lemeyle bu 'psychogenk fugue' dene-
mesi, boğuntulu bir psikolojik gerili-
min şaşırtmacalanna düşürdüğü kimi
seyirciye garip ve çekici gelirken kimi
seyirciye de hafakanlar basıyor.
Saplanülı içsel âlemlere dalıp ister is-
temez karabasanlann, hayallerin, sann-
lann tortusuna bulanarak çıktığımız
'Kayıp Otoban'la üstat David Lynch'in
benzersizliğini bir kez daha teslim ettik.
Karmakanşık, karanlık atmosferiyle
David Lynch'in filmografisinde 'Blue
Velvet'te kaldığı yerden devam ederek
yeni bir kapı açan bu 'Kayıp Otoban'a
doğrusu ilgisiz kalmak da zor, tam ta-
mına anlayabilmek de...
90'1annYeşüçam sözlüğü
CUMHUR CANBAZOĞLU
TÜBK
FİLMLERİ
SÖZLÜCÜ
Yeşilçam'ın
tarihini tutan
sinema yazan
Agâh Özgüç,
1990-96 döne-
mi üretilmiş
yerli fılmleri
içeren 'Türk
FUmleriSözlü-
ğü'nün üçüncü
cildini yayım-
ladı. Fotoğraf-
larla tanıtılan
filmlerle ilgili
basında çıkrnış
eleştirilerden bölümlerin (ağırhkJı olarak
Sungu Çapan ve Atilla Dorsay imzalı ya-
zılar), haber başlıklannın. teknik notlann
da verildiği sözlüğün birinci (1914-1973)
ve ikinci (1974-1990) ciltlerinin Özgüç
tarafından gözden geçirilmiş, fotoğrafla-
n büyütülmüş yeni basımlan da yakında
SESM
piyasada olacak.
Agâh Özgüç sözlüğün girişbölümünde
Yeşilçam'ın son altı yılını değerlendirir-
ken ilginç rakamlar veriyor. Orneğin bu
süre içinde 16 mm'lik fılmler dahil yerli
sinema 311 film çekmiş. bu yapıtlann
74'ü sinema salonlannda vizyon bulabil-
miş. Bunlar arasından 1991 'de Yamız De-
ğilsiniz(MesutUçakan), 1992'deDüşGez-
ginkri (Atıf Yılmaz), 1993'te Amerikalı
(Şenf Gören), 1994'te BizeNasılKrydınız
(Metin Çamurcu), 1995'te Bay E (Sinan
Çetin). 1996 'da tstanbul Kanatlanrnın Al-
ünda (Mustafa Altıoklar) gişe şampiyonu
olmuşlar. Eşkıya (Yavuz Turgul) ise 1996-
97 sezonunun rekortmen birincisi.
Özgüç altı yılın olumlu gelişmelerini
şöyle özetliyor kitabında:
"Sayısal düşüşe karşdık, son dönem
Türk filmkrinin teknik açıdan bir yeriere
geldigi sanınm inkâr edilemez. Batı'nın
birçok ülkesinde bile rastlanmayan düzey-
de, en gelişmi; görünrü sistemlcrini. çağ-
daş iç dekorasyonunu, bilgisayariı bilet sa-
tışını içeren dört ve altı salonlu sinema
komplekslerinin hayata geçmesi, film srüd-
yolannın dijital ve ultra stereo gibi çağdaş
donammlarta kendilerini yenilemesi, bu
oluşumun kanıtlandır. Bu arada birbiri
ardına açılan film atöhelerinin gençlere
hizmet vermesi ve özellikle de festivallerde
amatör ruhlu genç sinemacılann deneysel
kısa metraj çalışmalanyla büyük sayıiara
tırmanışlan, son altı yılın olumlu gelişme-
leridir."
Türk Sineması Toplu Gösterisi
Ayrı dönemin en önemli ve etkın olayı
olarak 1996'da Paris George Pompidou
KültürMerkezi'ndc düzenlenen 110 fılm-
lik Türk Sineması Toplu Gösterisi'ni öne
çıkaran Özgüç aynı dönemin olumsuz
yanlannı da şöyle sıralıyor:
"Bir yıl içinde vizyx>na giren filmlerin
dökümüne bakıkhğuıda, her yıl için belli
düzeyi aşan on ya da en fazla 16 yapım
karşımıza çıkıyor. Diğerleri ise sayılan gi-
derek çoğalan özel televizyon kanallanna
pompalamak amacıyla çekilen düzcysiz
fılmleri oluşturuyor... Eğer bir yapım sine-
ma filmi olarak çekilmişse, buna karşılık
gösterime girecek salon bulamıyorsa, yeni
bir revizyonla diziye dönüşrüriilüp televiz-
yon kanallanna saülıyor. Bazı dizilerde si-
nema salonu bulursa ya da festrvaUere ka-
oimayı planbyorsa kısarahp 90 ya da 110
daJdkayla sumiandınnyor."
CÖSTERİMDEKİ FİLMLER... CÖSTERİMDEKİ FILMLER... CÖSTERİMDEKİ FILMLER... GÖSTERİMDEKİ FİLMLER...
Contact / Mesaj
Oldum olası bilınmeyene karşı merak
duyan ve hayatı boyunca yamtlanmamış
sorulann peşinden giden Ellie(Jodie Fos-
ter), bilimsel bir araştırmanın başmday-
ken uzun zamandır beklediği bir radyo
mesajım alır günün birinde, çok uzak bir
yıldız olan Vega'dan. Bu inanılmaz mesa-
jın gelmesiyle birlikte, hem umut veren
hem de korku uyandıran bir büinmeyen-
le karşı karşıyadır artık gezegenimiz.
Acaba bütün bunlar yeni bir çağın başlan-
gıcı mı yoksa kıyamet gününün haberci-
si midir?..
3-4 yıl öncesinde "ForrestGump''la en
iyi yönetmen dalında Oscar kazanan ve
"Geleceğe Dönüş" serisi gibi iş yapan
filmleriyle ve görsel yaratıcılıkla tekııo-
lojiyi beceriyle harmanlamasıyla tarunan,
Spidberg ekürisinden ünlü yönetmen Ro-
bert Zemeckis'in beklenen filmi "Con-
tact-Mesaj" bir haftadır sinemalanmız-
da gösterimde. Tanınmış bilimkurgu ya-
zan Carl Sagan'ın aynı adlı romanından
senarist James V. Hart ve Michael Golden-
berg ikilisince yazıhnış bir senaryodan si-
nemaya uyarlanan fılmde başrol birkaç
yıldır film çevirmeyen, Oscar ödüllü yıl-
dız Jodie Foster'm.
a
ATımetoKm",-LoneStar''gibifılm-
lerde oynayan, 1990'lann PaulNemnan'ı
sayılan, önümüzdeki aylarda da Spielberg
yapımı "Amistad" ve "Nevvton Boys"
filmlerinde izleyici karşısına çıkacak olan
genç aktör Matthevv Mc Conaughey, "Ni-
xon", "Casino" ve "The Specialisfden
anımsadığımız "A Journal Of Mur-
der"daki rolüyle Altın Küre'ye layık gö-
rülen James Woods, vaktiyle "Midnight
Espress" ve "ElephantMan" ile Oscar'a
aday gösterilmiş, Altm Küre sahibi John
Hurt Tom Skerritt ve David Morse gibi
usta oyunculann da rol aldığı "Mesaj",
son çeyrek yüzyılda Amerikan sinema-
sınca zihnimize takılmış olan, uzaya iliş-
kin neredeyse bütün klişeleri usturupluca
bir araya getiriyor, Kubrick'in "2001 "in-
den "KurtuhışGünü"ne kadar. Jodie Fos-
ter'ı özleyenlerle bilimkurgu fantezileri-
ne düşkün olanlan hoşnut bırakabilır bu
hayli uzun tutulmuş "Mesaj".
Bean'
Çok zengin bir iyiliksever (Burt Rey-
nolds) Kaliforniya'daki Grierson Galeri-
si'ne 50 milyon dolarlık bir bağışta bulun-
muştu. Bu bağışın amacı Amerika'nm en
önemli tablosu olan "Whistier's Mother"
isimli tablonun olması gereken yere geri
getirilmesini sağlamaktı. Tablo o zamana
kadar Paris'teki D'Orsay Müzesi'nde ser-
gilenmekteydi.
Galerinin sorumlulan tanınmış bir sa-
nat uzmanını da seramoniye davet etme-
ye karar verirler ve Ingiliz Ulusal Krali-
yet Galerisi'ndenen iyi akademisyenleri-
ni göndermesini isterler. Ancak bu yap-
tıklan büyük hatadır; çünkü Ingilizlerin,
en başanlı adam yerine yolladığı tecrübe-
siz ve salak biri olan Bean'i (Rovvan At-
kinson) ortalığı birbirine katacaktır...
Bu hafta gösterime giren ve yönetmen-
liğinı tngıliz asıllı Mel Smkh'ın yaptığı
"Bean"de, başrolü üstlenen, lngiliz tele-
vizyonunun en popüler komiklerinden
Rovvan Atkinson, çekip sürüklüyorbu 'en
büyük felaket fılmi' komediyi. Öteki rol-
lerde Peter Mc Nicol. Pamela Reed, Har-
ris Yulin ve Burt Reynolds'un oynadığı
"Bean The Ultünate Disaster Movie - Be-
an En Büyük Felaket Filmi", 'surabna
bak, gülmeye koyul' ifadeli, sarsak, şap-
şal lngiliz komedyeni Rowan Atkinson'u
tanıtıyor sinemaseverlere.
Peacemalter/Barıscı
Rusya'nın uzak bir bölgesinde iki tren
çarpışmak üzeredir. Biri yolcu taşımakta,
öteki trense. etkisiz hale getirilecek olan
nükleer silahlarla yüklüdür. îki trenin çar-
pışmasıyla büyük bir patlama meydana
gelir. 75 kiloton gücündeki bu patlamanın
ardından dünyadaki tüm hükümetler üst
düzeyde alarma geçer ve uluslararası bir
insan avı başlar. Patlamanın kaza değil de
teröristlerin marifeti olduğunu ilk anla-
yan kişi, Beyaz Saray Nükleer Kaçakçı-
lık Dairesi Başkaru, nükleer bilimci Julia
Kelly (Nicole Kidman) olur.
Amerikan Ordusu Özel K.uwetleri 'nde
görevli istihbarat subayı Yarbay Thomas
Devoe (George Oooney) da olayın ger-
çekte trenin nükleer yükünü kaçırmak is-
teyen vurgunculann bunu kamufle etmek
üzere düzenledikleri bir tezgâh olduğunu
anlayacaktır... Sinemalanmızda bugün
gösterime giren "Feacemaker - Banşçı".
Mimi Leder adlı bir kadın yönetmenin
imzasını taşıyor. Filmde başlıca rolleri ta-
nınmış yıldız Nicole Kidman ve bir tele-
vizyon oyuncusuyken son yıllarda çekti-
ği "One Fme Day" ve "Günbatınundan
Şafağa" adlı filmlerdeki rolüyle yıldızı
parlayan jön George Clooney paylaşıyor-
lar.
İki lngiliz filmi, Avrupa Film
Ödüllepi'ne aday
• Kültür Servisi - Avrupa Film Akademisi önceki
gün yaptığı açıklamada "The Full Monty" ve
"lngiliz Hasta" isimli iki tngiliz filmi ve Luc
Besson'un yönettiği "'Beşinci Güç" isimli
filmlerini 1997 Avrupa Film Ödülleri Felix'e aday
olduğunu belirtti. 6 Arahk'ta açıklanacak olan Felix
Ödüllerinde Fransız yönetmen Bertrand
Tavernier'in 'Capitaine Conan", Bosnalı yönetmen
Ademir Kenovic'in "Savrseni Krug-The Herfect
Circle" ve Rus yönetmen Pavel Shukrai'nın "Vor-
The Thife" isimli filmlen de yanşacak. "En iyi
Avrupalı Oyuncu" ödülü tngiliz Hasta'daki rolüyle
Juliette Binoche ve "The Winter Guest" fılmindeki
rolüyle de Emma Thompson aday. Philippe
Torreton "Capitaine Conan" isimli filmdeki
rolüyle, Bob Hoskins "Tvventy Four Seven". Mano
Adorf da "Rossini" isimli filmlerdeki rolleriyle "en
iyi oyuncu ödülüne" aday.
Uv Ullman'a iki ödül
• Kültür Servisi - Ingmar Bergman'ın "Özel
konuşmalar" isimli yapıtını beyazperdeye uyarlayan
Liv Ullman'ın aynı isimdeki fılmi, İspanya'daki
Vallodolid Film Festivali'nde iki ödül kazandı.
Ullman'ın fılmi, sinema eleştirmenlerinin büyük
ödülüne layık görülürken, filmin başkadın oyuncusu
Pernilla August da en iyi kadın oyuncu ödülünü
aldı.
Gioria Feidman CRR'de
• Kümır Servisi-
'Schindler'in Listesi"
fılminin müziklerinin usta
yorumcusu Gioria
Feidman ve dörtlüsü 16
kasımdasaat 19.30'da
CRR'de. Feidman, Stevan
Spielberg'in yönettiği
fılmde Itzhak Perlman'la
birlikte çalmış ve Oscar
Ödülü'ne layık
görülmüştü.
Carson Smîttı öMü
• Kültür Servisi -Ünlü basçı Carson Smith.
geçtiğimiz günlerde yaşama veda etti. Chet Baker,
Billie Holliday ve Charlıe Parker ile birlikte çalan
Smith 66 yaşındaydı. 13 yaşından bu yana bas çalan
Smith, 1952 yılında Gerry Mulliganile, 1953
yılında Charlie Parker, 1954 yılında Chet Baker ile
birlikte çaldı. 1995 yılında da Russ Freeman'a eşlik
etti. • •-••}••>
Prix Medicis Edebiyat ödülii
sahibini buldu
• Kültür Servisi -Fransa'nın en prestijli edebiyat
ödüllerinden olan "Prix Medicis Edebiyat
Ödülü"ne Fransız yazar Philippe Le Guillou layık
görüldü. Yabancı yazarlar kategorsınde ise ödülü •
"America" isimli kitabıyla Amerikalı yazar T C
Boyle, kadın yazar ödülünü de "La Capitale
dechue-The Fallen Capital" isimli kitabıyla Japon
yazar Jia Phingvva aldı.
Slovakyalı sanatçı Kallay'ın
lotoğraf sergisi
• Kültür servisi - Slovakyalı fotoğraf sanatçısı K..
Kallay'ın fotoğraf sergısi Emlak Sanat Galerisf nde
yer alıyor. Sergi, Slovakya Başkonsolosluğu.
İFSAK ve Emlak Sanat Galerisi işbirliği ile
düzenleniyor. Sergi 15 Kasım'a dek izlenebilir.
KİTAP FUARl^NDA BUGÜN
A SALONU
• 11.00-12.30'da Alman Kültür Merkezi'nin
düzenlediği, Gülsüm Cengiz'ın yöneteceği, Zehra
tpşiroğlu ile söyleşi yer alıyor.
• 12.30-14.00'te Çınar Yaymlan ve AIDS Savaşım
Derneği'nin düzenlediği, Aydın Tözören ve llkay
Alptekin Demir'in katıldıgı 'Yeni Bir Hayat (AIDS
Çağında Eşcinsel Olmak)' başlıklı panel izlenebilir.
• 14.00-16.00'da Altm Kitaplar tarafından. Erdal
Atabek'in yöneteceği, Gülten Dayıoğlu, Ipek Ongun ve
Meral Babacan'ın katılacagı. 'Gençlik Edebıyatmın
Dünü ve Bugünü' başlıklı panel düzenleniyor.
• 16.00-18.00'de Güldiken dergisinin düzenlediği,
Mehmet Ali Kılıçbay'm yöneteceği. Fent Öngören.
Sulhi Dölek ve Tan Oral'ın katıldıgı 'Mizah Yaratma
Eyiemi' başlıklı panel yer alıyor.
• 18.00-20.00'de TÜYAP'ın düzenlediği, Mustafa
Şerif Onaran. llhan Selçuk ve Sevgi Özel'ın katıldıgı
'Mustafa Ekmekçi Anısına' başlıklı panel izlenebilir.
B SALONU
• 15.00-17.00'de Dünya Kitap dergisinin
düzenlediği, Faruk Şüyun'un yöneteceği, Serdar
Öktem, Ferruh Gencer, Orhan Kahyaoğlu, Levent
Erseven ve Zuhal Focan'ın katılacagı 'Türkiye'de
Müzik YayıncıhğT başlıklı panel düzenleniyor.
• 17.00-19.00'da Yapı Kredi Yayınlan tarafından
düzenlenen John Ash ile söyleşi yeı alıyor.
FUARDA İMZA GÜNLERİ
• Türkiye Yazarlar Sendikası standında saat 11.00-
15.00'te Yılmaz Uçar, Lütfı Kaleli, Nursen Karas. Halit
Çelenk, Mahir Ünlü, Kemalettin Koç, Hüseyın
Topçugil, saat 17.00-18.00'de Emre Kongar ve
Toktamış Ateş.
• Cumhuriyet Kitap Kulübü standında saat 14.00'te
Oral Çahşlar, Bediî Feyzioğlu
• Parantez Yayınlan standında saat 14.00-16.00'da
Ayça Şen.
• Bügi Yaymevi standında 13.00-16.00 arasında Attilâ
llhan, Aydın Boysan, Nurcihan.
• SdYaymcıhk standında saat 11.00-15.00'te Ayşe
Kulin
• Ümit Yayıncılık standında saat 11.00-15.00'te
Toktamış Ateş, Şükrü Erbaş.
• İnkılap Kitabevi standında saat 15.00-17.00'de Tekin
Yılmaz, saat 17.00-19.00'da Tmaz Titiz ve saat 12.30-
19.30'daFüsunOnal.
• Çağdaş EğMm Vakfl standında saat 17.00-19.00'da
tpek Ongun.