27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 KASIM 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Üniversite öğrencileri 16. yılını dolduran YÖK'ün antidemokratik anlayışmı protesto ediyor 'Biliııı içeri YOK dışarı' Emniyetin 96-97 raporu Oğrenciler hapiste_ Emniyet Genel Müdürlüğü'nün * 1996-1997 Öğretim Yılında Öğrenci Eylemleri Raporu'nda, üniversitelerde 1183 eylem yapıldığı belirtildi. Raporda. 2 boykot ve 15 işgal eyleminin gerçek- leştirildiği vurgulanarak 799 öğrencinin gözal- tma almdığı açıklandı. Raporda, öğrencilerin 382 gösteri ve yürüyüş, 192bildiridağrtma, 137pankartasma, 122 dö- viz asma. 51 duvara yaa yazma, 103 toplantı, 24 imza kampanyası, 17 açlık grevi, 115 pulla- raa ve 9 oturma eylemı yaptığı belirtiliyor. Cezaevindeki oğrenciler Ankara DGM. harçparalarını ödememek için eyiem yapan Ankara Üniversite Öğrencileri Ko- ordinasyonu üyesi 8 öğrenciden 5'inı Çankın Cezaevi'ne gönderdi. Toplam 96 yıl hapis ceza- sına çarptınlan oğrenciler şimdi avukat Eşber Yağ- murdereli ile birlikte, aynı koğuşta gün sayıyor. Harçlan protesto etmek amacıyla TBMM'de pankart açan 7 öğrenci için 6 Aralık 19% tari- hinde beraat karan verilmesine rağmen Ankara DGM Başsavcılığı. öğrencilerin örgüt üyeliğin- den yargılanmasını istedi. Türk-lş'in Ankara'da düzenlediği mitingin ar- dından gözaltına alınan 22 öğrenci, Ankara 1 Noiu DGM tarafından MLKP'ye üye olduklan ge- rekçesiyle 3 yıl 9 ay ile 20 yıl arasında değişen çeşitli hapis cezalanna çarptınldı. îstanbul Üniversıtesi tktısat Fakültesi öğren- cisi ve tÜDER saymanı Ufuk Tanbaş örgüt üye- si oldugu gerekçesiyle tutuklanarak Ümraniye Ce- zaevi'ne gönderildi. tÜ-DER girişimcisi Ozgür Günarslan 6 ay. MÜDER kurucusu Şafak Kars- boğlu, 1ÜDER kurucusu Ümi\ıet KutJar ve ITL- DERginşimcisi SerkanGündoğdu 1 yıl, tÜDER üyeleri Gülşah Karadağ ve Gökçek Akı 2 ay ce- zaevinde kaldılar. Amasya'da 6 Kasım günü gö- zaltına alınan 15 öğrenci "polisemukaveınetet- tikleri" ve pankart taşıdıklan gerekçesiyle 4'er yıl ağır hapis cezasına çarptınldı. 5 Aralık 1996 günü Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi kan- tinıne bıçak ve silah ile giren faşistler, Aydın Çavlan Erdoğan ve AJi Yıünaz isimli öğrencile- ri tabancayla vurdu. 1Ü tktisat Fakültesi öğren- cisi Ufuk Tanbaş, 15 Ocak 1997 günü kalbınin altından bıçaklandı. 12 Eylül cuntasınm üni- ^. Qg versitelere armağan ettiği ** Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tam 16 yıldır anti- demokratik eğitim ve öğre- timin uygulayıcılığını yap:- yor. Oğrenciler, boykot ile özdeşleştirdikleri YÖK'ün kuruluş yıldönümünü "Bi- lim içeri, polis dışan" sloga- nıyla protesto etmek için bu- gün Beyazıt Meydanı'nda toplanıyor. Cniversite Öğretim Cye- leri Derneği Başkanı Prof. Dr. Burhan Şenatalar, 1981 yılından bu yana YÖK düze- niyle ilgili belirli değişiklik- leryapılmışolmasınakarşın sistemin. aşın merkeziyetçı ve müdahaleci yapısınm sürdü- ğünü söyledi. YÖK'le ilgili bir revizyonun bır an önce gerçekleştirilmesi gerektiğı- ni belırten Şenatalar, üniver- siteler arasında üst düzey bir eşgüdüm ve planlama orga- nına gereksinim olmasına Öğrenci Aileleri ve Yakınlan Derneği Başkanı Mustafa Atalay, 12 Eylül darbesiyle bütün toplumu hedef alan baskılann önemli bir bölümünün üniversite ve bilim özgürlüğüne yapıldığını belirterek darbenin ardından yöneticilerin, öğretim görevlilerini ve öğrencileri potansiyel suçlu gibi görmesinden yakındı. YUSUF ZİYA AY / BERTAN AĞANOĞLL / ALPER TURGUT karşın. bu kunımun işlev ve yetkilerinin gerçekten eşgü- düm ve planlama ile sınır- lanmasını istedi. Bu eşgü- düm organının üyelerinin, çoğunlukla ünıversite tem- silcılerinden oluşması gerek- tiğini vurgulayan Şenatalar, üniversitelere olabildiğince malı ve idari özerklik veril- mesi ve üniversitelerin işle- yışinde demokratik yöntem- lerin güçlendirilmesinın öne- mini vurguladı. Şenatalar, ünıversiteler arasında reka- bet ve akademik üretkenli- ğin de desteklenmesi gerek- tiğıni vurguladı. Öğrenci Aileleri ve Ya- kınlan Demeği Başkanı Mus- tafa Atalay. 12 Eylül darbe- siyle bütün toplumu hedef alan baskılann önemli bir bö- lümünün üniversite ve bilim özgürlüğüne yapıldığını be- lirterek darbenin ardından yöneticilerin. öğretim göre\ - lilerini ve öğrencileri potan- siyel suçlu gibi görmesinden yakındı. Atalay, "Neyinyapı- lamayacağınakararveretı ku- rum" olarak nitelediği YÖK'ün bilimsel araştırma- lan sınırlandıncı biryapı ol- duğuna dikkat çekerek ku- rumun son dönemdeki uy- gulamalanyla özel üniversi- teye geçiş hazırlığı yaptığına işaret etti. Vakıf üniversitele- rıne aktarılan kaynaklann devlet üniversitelerinden faz- la olduğunu anımsatan Ata- lay, eğitim ve bilimin meta olarak görülmesinden yakın- dı. Öğrencilerin bugün ya- pacağı eyleme dernek olarak destek vereceklerini kayde- den Atalay.•'Çocuklanmızı dövdürmemek için meydan- daolacağE.GeçenyılYÖK'le iigfli düşûncelerini açıklamak için Beyaafta toplanan öğren- dlerden 433'ü yargılandı ve beraat etti. 130 öğrenci ye- dikleri dayak nedeni>le ra- por aldL YOK'e karşı durma- nın. protesto etrnenin cezası (Fotoğraf:IPEK YEZDANÎ) tstanbul Lniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğrencileri, dün faküttenin temel bilimler binası önünde bir gösteri yaparak YÖK'ün kuruluşunu protestoettiler,"Parasızeğftim, parasız sağhk", "YÖK'e hayır"," Çeteler Meclis'te.oğrenciler hapiste" sloganlan atan yaklaşık 50 öğrenci, üzerinde "YÖK dışaru bilim içeri" ya/nlı bir pankart açıp halay çekti. PHIM Philıp Morris/Sabancı DUYURU ŞİRKETİMİZİN TORBALI SİGARA FABRİKASI'NDA İMAL EDİLEN ÜRÜNLERİNİN PERAKENDE SATIŞ FİYATLARI, 6 KASIM 1997 PERŞEMBE GÜNÜNDEN İTİBAREN AŞAĞIDAKİ GİBİ BELİRLENMİŞTİR: ÇALIŞMALAR HIZLANIYOR Öğrenci meclisleri kurulsıın YENİ PAKET FİYATI ESKİ PAKET FİYATI Mariboro 100's 250.000 TL 225.000 TL Marlboro lights 100's MariboroBox Marlboro Iights Box PARUAMENT 100's 250.000 TL 225.000 TL 225.000 TL 225.000 TL 250.000 TL 210.000 TL 210.000 TL 225.000 TL PARUAMENT Jfec/tr/BOX • ^ 250.000 TL 200.000 TL 180.000 TL 225.000 TL 200.000 TL 180.000 TL uzun 160.000 TL 150.000 TL 150.000 TL 140.000 TL PHILSA Philip Morris Sabancı Sigara ve Tütüncülük Sanayi ve Ticaret A.Ş. TÖDEFİYÖ-DER Basin Sözcüsü Tülin Soyhan. genç- liğin, kendisini yönetebilece- ği öğrenci meclisleri kurul- masından yana olduklannı belirterek İTÜ, MSÜ ve tÜ Diş Hekimliği Fakültesi'nde bu yönde bir girişimin baş- latıldığını söyledi. YÖK'ün kaldmlmasının kendi başına yeterli olmadığını savunan Soyhan, öncelikle bağımsız- demokratik halk anayasası ile halk için kurulan üniver- sitelerin oluşturulması ge- rektiğini söyledi. YÖK'ün. Susurluk'taki devletin uzan- tısı olduğunu öne süren Soy- han. üniversitelerin 12 Eylül cuntasıyla getirilen YÖK'ün denetiminde olmasının. bu- gün de MGK'nin kuşatma- sı altında olduğunun bir gös- tergesi olduğunu iddia etti. TÖDEF de 6 Kasım'da Be- yazıt Meydanı'nda olacak. Üniversitelerin demokratik- leştirilmeden bilimsel ola- mayacagını vurgulayan TÖ- DEF İYÖ-DER, eğitim için- de üretimin yaşama geçiril- mesi gerektiğini. YÖK zih- niyetinin holdingler için bil- gi ürettiğini savunuyor. Marmara Lniversitesi Öğ- renci Derneği (MÜDER). Yıldız Teknik Üniversitesi Öğrenci Derneği (YTÜDER) ve Istanbul Üniversitesi Öğ- renci Derneği (1ÜDER) üye- leri. özerk. demokratik üni- versite mücadelesini sürdür- meye kararlı olduklannı vur- gulayarak "Parasız, polissiz, bilirnsel eğitim yapmak isti- yoruz. LmraniyeCezae\i'nde bulunan İÜDER saymanı Ufuk Tanbaş için cezaevle- rindeki oğrenciler için kam- pama başlattik. Arkadaşla- nmız için açlık grevi yaptık. Bizierin mücadelesi ^'ÖK'ün kuruluşgünü ilesınıriı değiL 6 Kasım günü YÖK ile bir- likte Susuriuk çetesinden de hesap soracağız" dediler. Demokratik Lise için Mü- cadele Komıteleri (DLMK), YÖK'ün Susurluk devleti- nin bir uzantısı olduğunu be- lirterek, gözaltına alınan 3 TÖDEF'lınin serbest bıra- kılmasını istediler. Liseliler, YÖK'ün geleceklerini ka- rarttığını ve üniversiteleri bi- lim )oıvasından uzaklaştıra- rak para tuzağına çevırdiğı- ni vurguladılar. YÖK'ün "çe- telerin uzantısı bir kurum" olduğunu belirten Istanbul Üniversite Öğrencileri Ko- ordinasyonu'na bağlı oğren- ciler de çetelere karşı özerk- demokratik üniversite için 6 Kasım'da alanlara çıkacakla- nnı belirttıler. Koordinasyonun kuruldu- ğu günden beri YÖK'e kar- şı mücadele ettığini vurgula- yan öğrenciler. parasız, özerk, demokratik üniversite mü- cadelesi verdıklerini ve bu mücadeleyi istemlerinı elde edene kadar sürdüreceklen- ni ifade ettiler. Ne istiyorlar - YÖK kaldınlmah. - Üniversiteler demokrasi kültürünün kazanıldığı. yer- leştiği ve geliştiği kurumlar haline getirilmeli. - Üniversite sisteminin planlanması ve koordinas- yonu, seçilmiş özerk bir ku- rula verilmeli. - Harçlar kaldınlmah. - Yüksekögretimin önün- deki yönetsel, bilimsel ve mali özerkliğe kavuşması için tüm engeller kaldınlmah. - Kolluk görevi yürüten sivil ve resmi güvenlik güç- leri okuldan uzaklaştınlma- lı. - Öğrencilerin barınma. beslenme ve sağlık koşulla- n günün gereklerine göre dü- zenlenmeli. - Öğrencilerin. asistanla- nn \e öğretim üyelerinin eşit oy ağırlıklarıyla üniversite yönetimine katılması sağ- lanmalı. geçmişte olduğu gibi copla, tekmetokatla,köpeksaldırt- makla \«rilmemeli. Oğrenci- lerin e> lemi ifade ve düşünce özgüıiüğüdür " dedi. Eğitim-Sen 2 No'lu Şube Başkanı Alaaddin Dinçer de 12 Eylül yönetiminin emek- ten, özgürlüklerden ve de- mokrasiden yana olan top- lum güçlerine karşı sürdürdü- ğü baskı ve yok etme politi- kasının yükseköğretimde YÖK eliyle sürdürüldüğünü ve uygulamaya konulduğunu savunarak Türkiye'de eğitim ve öğretim alanında tam bir keşmekeş yaşandığını belirt- ti. Dinçer. "Eğerbuinsanlar her türlü tehüke\i gözeakrak böyle bir başkâldınyı yaşı- yoıiarsa onlara acımasızca ve azgınca sakJırmak yerine anlamakgerekir. Onlara sa>- gı duymak gerekir. Bu sorun- lar genç \ aştakj bu insanlara on v ıllara varan cezalaıia çö- züfcmez" dedi. YÖK ne getirdi? 12 Eylül 1980 askeri dar- besiyle gelen yönetim. 4 Ka- sım 1981 tarihinde 2547 sa- yılı Yükseköğretim Kanu- nu'nu çıkardı. Kanun, Yük- sek Öğretim Kurulu (YÖK) yapılanmasını getirdi. Bundan beş buçuk ay sonra. 20 Nisan 1982 tarihve 2653 sayılıya- sayla, Yükseköğretim Kanu- nu'nun bazı maddeleri de- ğiştirilerek YÖK'ün yetkile- ri genişletildi. Iki ay sonra da Yükseköğretim Kurumlan Teşkilatı hakkmda 22 Hazi- ran 1982 tarih ve 41 sayılı Kanun Hükmünde Karama- me (KHK) yayımlandı. Bu KHK, akademileri üniversi- te halinde örgütleyip, varolan- !ara dokuz üniversite daha ekteyerek, üniversite sayısı- nı 27'e çıkardı. Beş ay sonra YÖK ilkeleri. 1982 Anayasa- sı'nın 130.131 vel32.mad- delerine konuldu. Anaya- sanın kabülünden bır ay geç- meden. 17 Ağustos 1983 ta- rih ve 2880 sayılı yasa ile Yükseköğretim Kanunu bü- yük ölçüde değiştirildi. Bu- na karşın YÖK, üç önemli değişiklik getirdi. Buna gö- re, -Üniversite. akademi ve ^ksekokullar bir araya ge- tirilerek. üni\ersite çatısı al- tında toplandı. Farklı kanun- lara göre hazırlanmış dokto- ra. doçentlik, profesörlük gi- bi akademik unvanlar eşde- ğer ilan edildi. -Eskiden özyönetim ilke- si uyannca liyakata dayalı se- çimlerle doldurulan makam- lar, yukandan aşağıya doğru atamalarla dolduruldu. -1975 yılında Anayasa Mahkemesi'nce hukuka ay- kın bulunarak iptal edilen Yüksek Öğretim Kurulu, bu kez daha geniş yetkilerle do- natıldı. Eskisine göre bir reform getireceği öne sürülen bu sis- tem, eski düzenin iyi işleyen yanlannı bozan bir hareket oldu. Tüm yükseköğretim bütiinlemesi. genel düzeyi en aşağıya çekti. Seçimin he- men hemen her yerden kal- dın lması ve karma organlar- da atanmış üyeler karşısında seçilmiş üyelerin azınlıkta bı- rakılması, her kademede üst- lere yaranmaya yönelik olum- suz bir yakJaşım getirdi. ARAYIŞ TOKTAMIŞATEŞ Kıbnıs'ı Vermek Salı günkü yazımda, "Batılı" ve "Doğulu"daki Tür- kiyedüşmanlığının kökenlerine, çokana hatlanyla de- ğinmiştim. Bugün de aynı konuyuelealmakistiyorum. Şu andaki dış ilişkilerimizi ana hatlanyla incelersek, şöyte bir fotografla karşılaşıyoruz: - Avrupa ile ilişkılerimiz: Eğer Avrupa ile ılişkilerımı- zi, Avrupa Birliği ile ilişkilerimiz olarak yorumlarsak (kı oyle yorumlamak gerekir), hiç olmadığı kadar kötü ilişkiler içindeyiz. Bunun kökenindeki "düşmanlığı" geçen yazımda açıklamaya çalıştım. Fakat bir kez da- ha vurgulamak isterim ki; çcx;uklannı yıllarca "Türkler geliyor" diye korkutan ve uyutan Avrupalının Türkiye'ye sıcak bakması için fazla bir neden yoktur. Soğuk Savaş döneminde; "Komûnizme karşı kal- kan" olarak gördükleri Türkiye'ye, belki biraz daha sı- cak bakıyorlardı. Ama şimdi, "eski komünist" ülkele- ri aralarına almaya hazırlandıkları bır dönemde, Tür- kiye'ye "sıcak" bakmaları için, pek bir neden kalma- mışgibidir. Kaldı ki; Türkiye'ye soğuk bakmalannı hak- lı çıkartacak bir dizi "bahaneleri" de vardır. Bu bahanelerden en önde geleni, Türkiye'de ınsan haklan konusundaki eksiklikler ve Türkiye'nin bu ko- nudaki "ayıplan "dır. Avrupalının Türkiye'ye karşı tutu- munda bunu bahane ettiğini söyleyerek, acaba Tür- kiye'nin bu konuda hiçbırayıbı ya da eksiği bulunma- dığını mı söylüyorum? Hayır, Türkiye'nin çok ayıbı ve eksiği vardır. Fakat Avrupa Birliği'ne "aday üye" ola- rak kabul edilen 11 ülke arasında, Türkiye'den çok da- ha fazla ayıplı ülke vardır. Bu ülkelerin bu eksiklikleri- ni "geçiş sürecinde" gidereceklerini varsayan AB, Türkiye konusunda böyle bır varsayım gelıştirmemiş- tir. Kaldı ki; bu konuda kendilerinin de çok ciddı eksik- likleri ve ayıplan vardır. Daha önce bu sütunda yaz- mıştım, Almanya'nın siyasal partileryasasında, örgüt- lenmeyle ilgili yasalannda ve anayasasında öylesıne kısrtlamalar vardır ki: Türk yasalanndakı kısıtlamalan mumlaaratırlar. Onlann bu "ayıbı", elbette bızim ayıp- lanmızı "aklamaz". Ama Türkiye'ye demokrasi dersi verme cüretinde bulunan bu devlet adamlannın. ön- ce kendi ayıplarını temizlemelen gerekir. Almanlar, dünya üzerinde yapılan "soykmmlar" (ge- nosid) konulanndaki araştırmaları cömertçe destek- ler ve araştırmacılan paraya boğarlar. Aslında amaç- lan, Yahudilere uyguladıkları utanç vericı soykınmı unutturmak ve "başkalannın" da benzer şeyler yap- tıklannı ispat etmektir. Bu konudaki en "verimli" mal- zeme de, Türklerin Ermenilere uyguladıkları varsayı- lan soykınmdır. Defalarca ele aldığım bu konuya bu- rada gene dönmeyeceğim. Ama bu sayede epey TC vatandaşı "ekmekyedi" ve sanıyorum yemeye devam ediyor... Avrupa ile olan ilişkilenmizde Yunanistan çok özel biryer işgal etmektedir. Avrupa'nın bu "şımank çocu- ğu", AB içinde Almanya'yla birlikte en büyük engel- dir Fakat Yunanistan'ın konumunu "komşulanmız" alt başlığı ile gönnek istiyoruz. - Komşulanmız ile ilişkiler: Hemen tüm komşuları- mızla değişik boyutlarda sorunlanmız vardır. Fakat en büyük sorun yasadıklarımız Iran, Suriye ve Yunanis- tan'dır. Iran bölgemizde "Islamcı" birhegemonya kurmak istemektedir. Ve bu konudaki en ciddi engel, laik ve çağdaş yapısıyla Türkiye'dır. Türkiye kimi zaman ken- di ulusal politikası çerçevesinde ve kimi zaman da "ABD'nin taşeronu" olarak, Iran'ı engellemektedır. Suriye, kurulduğu günden beri Türkiye'ye karşı düşmanca duygular besleyen bir devlettir. Ancak son zamanlarda "su sorunu", Surıye'yi iyice keskinleştır- miş ve "düşmanlığını" açıkça sergiler hale getirmiştır. Yunanistan ıse gerek karasuları, gerek kıta sahan- lığı, gerek FIR hattı ve gerekse Kıbns konularında hiç- bir ödün vermeksizin hedefine ulaşmaya çalışmakta- dır. Bir yandan AB içindeki konumuna ve bir yandan daABD'deki "lobby"sinegüvenerek, hertürlü "çılgın- lığa" hazır görünmektedir. - Eski Sovyetler ve Türk kökenli cumhuriyetlerle iliş- kiler; bu ülkelerle ilişkilerimiz ekonomi bazında iyi gö- rünmektedir. Fakat burada açıklamaya yenm olmadı- ğı için üzerinde durmadığım çok ciddı hatalar yapıl- mıştır. - ABD ile ilişkiler: Çok çelişkiler içermektedir ve bu- na bağlı olarak çok "zikzaklar" çizmektedir. ABD es- ki Sovyet cumhuriyetlerinde Türkiye'nin taşeronlu- ğundan vazgeçemez. Zira; eğer bölge Iran kontrolü- ne girerse, bu ABD için tam bir yıkım olur. ABD. ne Kazakistan petrol ve doğalgazından vazgeçebılir, ne Türkistan doğalgazından ve ne de Azerbaycan pet- rolünden. Kaldı ki; Türkiye, Ortadoğu'da israil'in güvencesi- dir ve ABD'deki Yahudi lobisinin bunu bilmemesi müm- kün değildir. Fakat her şeye rağmen ABD, Türkiye'yı "itip ka- /can'devletlerarasındadırve Türkiye'nin birtepki gös- termeyeceğini, zira ekonomik olarak mutlak bir bağım- lılık içinde olduğunu düşünmektedir ki, bu durum pek de yalan değildir. • • • Son derece kaba çizgilerle resmettiğimiz bu koşul- lar altında Türkiye ne yapabilir? Bence yapılması gereken en temel şey. belli bir "risk" ve "toplumsal özveriyi" göze alarak, "ricacıpo- litikalann" bir yana bırakılmasıdır. Olaylann üzerine gi- dilmesidir. Kıbns'ı vermekle hiçbir şey değişmez. Yarın Isken- derun'u isteyenler çıkar, öbür gün Ermeni taleplen başlar. Türkiye Almanya'da yaşayan vatandaşlannı koz ola- rak kullanmasını bilirse, Berlin mutlaka aklını başına toplamak zorunda kalır. Aynı biçimde israil üzennde- ki şemsiyeyi kaldırması, ABD'yi dize getirir. Türkiye radikal Islamın etkisine girerse, tüm dünya dengeleri altüst olur. Asya ve Ortadoğu petrolünden yoksun kalan kapitalist ülkeler, çok ağır bedeller ödernek zorunda kalıriar. Türkiye ile bu kadar oynanmaması gerek. Buna izin vermemeliyiz. KURUM ADRESİ UYE LISTESt ASKI TARİHI SEÇIM TARİHİ SEÇIM MAHALLI TC EMİNÛNÜ İLÇE SEÇtM KURULU BAŞKANLIĞI 27 10.199'' tSTANBUL TİCARET BORSASI BORSA YÖNETİM KURULL' ASIL VE YEDEK ÜYE SEÇİMİ SECİM İLANI Zahire Borsası Sok. Bahçekapı - EMİNÖNÜ 10-11-12/KASIM/1997 17/KASIM/1997 BORSA YONETİM KURULU SALONU Organ Sççımlen 5590 Sayılı Yasa Hükümlerine göre Başkanlığımız gözetımınde vapılacak olan istanbul Ticaret Borsası 9 Asıl, 9 Yedek Yöretim Kurulu Üyesı seçımlennde o> kullanacak Meclıs Oyesı adlannm belırtıldığı Onanlı Oye Lıslesmın askıda bulunacagı tarihler ve seçımlenn yapılacağı tarıh ve mahal yukanda belırtılmıştır. Meclıs Dye Lıstesi, belırtılcn tarihlerde Borsa Binası gınşınde askıya çıkanlacak ve bu listelere ılgılıler, sadece askı süresi içinde ve bizzat basvurarak itiraz edebıleceklerdır Seçıme katılıp oy kullanabılmek ıçın, askıya çıkarılan ûye listesınde kayıth olmak ve kimlik ile üyelığın muteber bır belge ile kanıtlanması zonınludur KİMLİK TESBİTİNDE Ml'TEBER BELGELER NÜFUS CÜZDANI - RESMI DAIRELER VEYA KAMU İKTISADİ KURUMLARINDAN VERILEN .'JMLİK KARTI - EVLENME CÜZDANI - ASKERLİK BELGESI - OKUL DIPLOMAS1 - OKUL ÇIK1Ş BELGESİ - TRAFIK EHLİYETNAMESI - TASDÎKNAME - NÜFUS İDARESINDEN VERILMIŞ ONAN- LI VE KÜNYEYİ GÖSTERİR BELGE - lerdir KEStNLlKLE, SADECE YUKARIDA BELİRTİLEN BELGELERLE OY KULLANILACAK BELEDIYELER İLE MAHALLE MUHTARLrKLARINCA ONANMIŞ KİMLİK BELGELER1 tLE OY KULLANDIRILMAYACAKTrR ISTANBUL TİCARET BORSASI ÛYELERI İLE ILGILILERE DUYURULUR. M. Slim KAV AT Seçım Mudürü AYHAN Ü\AL İsl 7. Ağır Ceza Mah Başkanı tlçe Seçım Kurulu Başkanı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle