Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 KASIM 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Çankaya
Belediyesi'nde
saydamlık
• ANKARA(AA)-
Çaakaya Belediyesi, yayın
hayahrıabaşlayan
"Çagdaş Çankaya"
dergisiyle, belediye
meclisinin aldığı kararlan
kamuoyuna duyuracak.
Belediyenin yürüttüğü
hizmetlerin ve yeni
projelerin yer aldığı
ddgide, kültür-sanat
çahşmalan, sportif
etkirüiklerin yanı sıra
Büyükşehir ile Çankaya
Belediyesi arasındaki
sorunlar da anlatıldı.
Erzurum'da
MHP
kampanyası
• ERZURUM(AA)-
Erzurum Ülkü OcakJan
Başkanlığı'nca "Atatürk'ü
istismar edenlerin
yargılanması için" imza
kampanyası başlatıldı.
MHP Genel Başkan
Yardımcısı Oktay Öztürk,
kendilerini Atatürkçü ilan
edenlerin Atatürk'ü
sevmediklenni iddıa
ederek "Hertürlü
hırsızlığı, yolsuzlugu,
bölücülüğü yapıp sonra
Atatürk'ün arkasına
sığınıyorlar. Bu
istismardır. bunlann
yargılanması lazım" dedi.
Erzurum Ülkü Ocaklan
Başkanı Gökhan Yazıcı da
Atatürk'ü istismar edenler
arasında Eşber
Yağmurderelı. Doğu
Perinçek. Yaşar Kemal,
Atatürkçü Düşünce
Derneği, Çağdaş Yaşamı
Destekleme Derneği,
Mason Localan, atv,
Kanal D ve Show TV'nin
de bulunduğunu savundu.
Köşkiin ekmeği
İslamköy'den
• ISPARTA(AA)-
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'e, doğum yeri
olan Islamköyde üretilen,
çok sevdiği çavdar
ekmeklerinden her ay
ûüzenli olarak 100 adet
gönderiliyor.
Cumhurbaşkanı
-Otmhel'ufckardeşi Şevket
Demirel tarafından
yaptınlan ve Islamköy
Belediyesi "ne bağışlanan
finnda üretilen ve çavdar
umından yapılan 2 kilo
700 grarrilık ekmekkrin
tanesi 300 bin liradan
satılıyor. Uzun süre
bayatlamadan
saklanabilen ve
şişmanlatmadığı için
teTcih edilen ekmeklerin,
insanı zinde ruttuğu
bildirildi.
HIPSIZ giren
kaçakçı çıkıyop'
DİYARBAKIR(AA)-
Diyarbakır 2 Numaralı
Kapalı Cezaevi'ndeki 500
tutuklu ve mahkûm
arasında 3 ay önce
başlatılan eğitim. sağlık,
psikolojik durum. yaş
grubu ve suça eğilim
nedenlenne yönelik
arastırma tamamlandı.
Cezaevı doktoru Agâh
Durtaş, hırsızhk suçundan
cezaevine giren 14-17 yaş
grubundaki kişilerin eroin
kaçakçısı olarak çıktığını
öne sürdü. Cezaevindeki
çocuklann suç
eğilimindeki en büyük
etkenin televizyondaki
şiddet filmleri olduğunu
söyleyen Durtaş, bu
fîlmlerde cezaevlerinin
'cennet' gibi
gösterilmesinin de yanlış
olduğunu belirtti.
Gevaş'ta bir
erşehit
• VAJN(AA)-Van'ın
Gevaş ilçesi yakınlannda
güvenlik güçleriyle
bölücü teröristler arasında
çıkan çatışmada 1 er şehit
oldu. Önceki gece geç
saatlerde yörede
operasyona giden
güvenlik güçlerine,
teröristlerin ateş açması
sonucu jandarma er Oğuz
Gürbüz şehit oldu. Öte
yandan önceki gece geç
saatlerde Giresun'un
Şebınkarahisar ilçesine
bağlı Diler köyüne
saldırmak isteyen
teröristlerin. köylülerin
silahla karşılık vermesi
üzerine kaçtığı bildirildi.
Köylülerin. teröristler
kaçtıktan sonra sabaha
kadar nöbet tutarak
jandarmaya haber verdiği
ve yörede operasyon
başlatıldığı
bildirildi.
Siyasi parti temsilcileri, birinci yıldönümünde Susurluk'u değerlendirdi
Çok ldşiyanacak'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dev-
let içindeki çete örgütlenmesınin varlığını
ortaya çıkaran Susurluk kazasının ardmdan
geçen bir yıla rağmen, olay hâlâ aydınlığa
kavusamazken, üzerindeki tartışmalar aynı
hızla devam ediyor. ANAP Genel Başkan
Yardımcısı Yaşar Okuyan. Başbakanlık
Teftiş Kurulu Başkanı Kutla Savaş tarafın-
dan yürütülen soruşturma sonucu hazırla-
nacak olan raporun, halen görev başında
olan birçok bürokrat ile siyasinin canını ya-
kacağını belirtirken u
Yeşil" kod adlı Mah-
mut Yıldınmın. Başbakan Mesut Yıl-
maz'ın Budapeşte'de ugradığı yumruklu
saldından 1 gün önce yurtdışına çıktığının
saptandığını açıkladı.
Yaşar Okuyan, dün ANAP Genel Merke-
zi'nde düzenlediği basın toplantısında. üze-
rinden bir yıl geçen Susurluk kazasının,
devlet içinde bulunan birtakım insanlann
nasıl suç işlediklerini ortaya çıkardığını
• DYP'li Gölhan: Susurluk olayı çok büyütülüyor.
• CHP'li Atalay: Susurluk aydınlatılmazsa, Meclis'e saygı
kalmaz.
• ANAP'lı Okuyan: Kutlu Savaş'ın Susurluk raporu çok kişinin
canını yakacak. 'Yeşil'in kırmızı pasaportlu görevlilerle yurtdışına
çıktığı kesin olarak tespit edildi.
söyledi. Susurluk kazasından sonra Söyle-
mezler Çetesi, Kocaeli Çetesi, Tank Lmit
cinayeti, özel harekât timinde görevli polis-
lerin DGM'den kaçınlması, Yüksekova Çe-
tesi gibi birçok olay hakkında farklı mah-
kemelerde açılan davalann surdüğüne dik-
kat çeken Okuyan. davalann ayn ayn mah-
kemelerde yürütülmesinin olaylann gerçek
yüzünün ortaya çıkmasını engellediğini
vurguladı. Okuyan. Başbakanlık Teftiş Ku-
rulu'nun bu yıl sonuna ya da en geç ocak
ayı başma kadar soruşturmayı tamamlaya-
rak raporunu hazırlayacağını ifade etti.
Okuyan. "Hazuianacak olan rapor, halen
görev başında bulunan birçok bürokrat ve
siyasetçinin canını yakacak. Bugün. mey-
danlarda ucuz kahramanlık ve kabadayılık
yapan. 'Türkiy e senınle gurur duyuyor' de-
nilen siyasilcrin haklannda ortaya çıkan id-
dia ve bulgular karşısuıda ne yapacağını me-
rak ediyorum" dedi.
CHP Genel Say manı İsmet Atalay da dün
düzenlediği basın toplantısında. Susurluk
kazasının üzerinden geçen bir yıla karşın
olayın aydınlatılması konusunda önemli
hiçbir adım atılmadığını ileri sürdü. RE-
FAHYOL hükümeti ortaklan RP ve
DYP'nin olayın gizlenmesine yönelik çaba
harcadığım belirten Atalay, 55. hükümetin
de konuyu aydınlatacak. halkın beklentile-
rine yanıt verecek çalışma yapmadığını
söyledi. Susurluk olayına adı kanşan siya-
setçiler hakkında soruşturma açılabilmesi
için dokunulmazlıklannın kaldınlması ge-
rektiğini belirten Atalay; Ağar ve Bucak'ın
dokunulmazlık zırhından çıkanlmasını is-
tedi.
DYP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet
Gölhan ise Susurluk olayının abartıldığı gö-
rüşünü savundu. Gölhan. düzenlediği basın
toplantısında. dokunulmazlıklann milletve-
killeri tarafından "kalkan*1
gibi kullanılma-
ması gerektiğıni belırterek "Gelin 155 fez-
lekenin tamamını komisyona getirelim. Her-
kesaklanıpgebin" dedi. Susurluk kazasınm
çok büyütüldüğünü söyleyen Gölhan. "Eğer
bir şey varsa ortaya çıkar" dedi.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Avrupa Öğrencileri Genel Forumu'na katıldı
'Avrupa, Atatürk'ün çağdaşlaşma hedefi'
• Demirel, "Avrupa
Birliği'ne aday ülkelerle
bir karşılaştırma
yapıldığında,
Türkiye'nin NATO
üyeliği ile gümrük
birliği uygulaması, bizi
öncelikli konuma
getirmektedir.
Türkiye'nin önüne
çıkanlan engellere son
verilmelidir" dedi.
ANKARA (Cumhumet Büro-
su) - Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel, Avrupa Birliği'ne aday
ülkelerle bir karşılaştırma yapıl-
dığında, NATO üyeliği ve güm-
rük birliği uygulamasının Türki-
ye'yi öncelikli konuma getirdiği-
ni belirtti. Demirel "Bu itibarla,
Türkiye'nin, tam üyeliğinin önü-
ne çıkanlan engeUere son verile-
rek, Avrupa Birliği içinde hak et-
tiği yeri almasuıı bekliyonız" de-
di. "
Demirel. Avrupa'nın 40 ülke-
sinden 20 bine yakın üyesiyle.
Avrupa Birliği'nin tanıdığı tek
öğrenci organizasyonu olan Av-
rupa Öğrencileri Genel Foru-
mu'nun (AEGEE), ODTÜ Kültür
ve Kongre Merkezi'nde yapılan
toplantısına katıldı. Demirel. dün-
ya banşının, Avrupa Birliği'nin
ve Türkiye'nin Avrupa'ya enteg-
rasyonunun büyük destekçisi
olan değişik ülkelerden gençlerin
arasında bulunmaktan duyduğu
mutluluğu dile getirdi. Demi-
rel'in toplantının. 74. yaşının ilk
gününde gerçekleşmesinden ayn-
ca mutlu olduğunu söyiemesi
üzerine salonda bulunan öğrenci-
ler hep bir ağızdan Ingilizce yaş
gününü kutladılar.
Avrupa kavramının çoğulcu
demokrasi ve evrensel insan hak-
lanna dayalı bir uygarlık projesi
olduğunu vurgulayan Demirel.
burada farklılıklann bir zengin-
lik kaynağı olarak telakki edildi-
ğini. bu nedenle, dini veya kültü-
rel farklılıklan gözeten uygula-
malann bölünmelere neden ola-
cağını ve bu gibi düşüncelerin ta-
rihin karanlık sayfalanna gömül-
müş olması gerektiğini söyledi.
Banş
Partisi,
1. Olağan
Kurultayı'nda
Yeni Demokrasi
Hareketi ile
birleşti.
(Fotoğraf:
HASAN AYDIN)
BP, tüzüğünü yenilerken genel başkan dışındaki genel yönetimini değiştirdi
YDH, Banş Partisfne katddıANKARA (Cumhumet Büro-
su) - Banş Partisi (BP) Genel
Başkanı Abidin Ozgünay. Türki-
ye'de devrimci zihniyetin ağır
hakarete ugradığı, cumhuriyetin
hilafete, demokrasinin teokrasi-
ye dönüştürülmek istendiği bir
süreçte Yeni Demokrasi Hareke-
ti'nin (YDH) Banş Partisi'ne
(BP) katılma karan aldığını söy-
ledi. Özgünay, "Alevi ve Kürt
yurttaşlara asünilasyon politika-
sı uygulayan bu yapıyla mücade-
k edecegİz. Türk sağı da solu da
tükendi" dedi.
YDH, kendisini feshederek
dün 1. Olağanüstü Kurultayını
düzenleyen BP'ye katıldı. BP
• BP Genel Başkanı Abidin Özgünay, "Alevi ve Kürt
yurttaşlara yaşam hakkı tanınmayan bir asimilasyon
politikası uygulanıyor. Bununla mücadele edeceğiz.
Türk solu da sağı da tükendi" dedi.
Tiizüğü'nün değiştirildiği kurul- lnanç. kültür ve etnik farklılıkla-
tayda, genel başkan dışındaki
tüm genel yönetim yeniden belir-
lendi. Eski YDH Genel Başkanı
Hüseyin Ergün, oybirliğiyle ön-
ce BP üyeliğine sonra da genel
yönetim üyeliğine secıldi. BP
Genel Başkanı Abidin Özgünay,
kurultayın açılışında yaptığı ko-
nuşmada. Türkiye'de devrimci
zihniyetin ağır hakaretlere uğra-
dığını ve laik cumhuriyetin yı-
kılmak istendiğini söyledi.
n yok sayan devletin orta tabaka-
yı çökertirken memur ve işçiyi
de insafsız zamlarla ezdiğini
kaydeden Özgünay. pratik slo-
ganlarla yoğrulmuş. yenilgilerle
dolu sosyal demokrasi anlayışı-
nın ülke sorunlanna çözüm geti-
remediğini öne sürdü. •'Maraşve
Sı\-as katliamlannı elleriyle kazı-
yanlar. bu sabıkalanyla ülkeyi se-
faletegötürmüşlerdir*' diyen Öz-
günay, "Onlara güven. abesle iş-
tigal ounuştur" görüşünü sa\om-
du.
Daha sonra kürsüye gelen es-
ki YDH Genel Başkanı Hüseyin
Ergün, BP'ye katılmalannın özel
bir anlamı olduğunu voırgularken
Türkiye'deki iç savaşın çok teh-
likeli birboyuta geldiğini söyle-
di. Ergün. Türkiye'de son 30 yıl-
da 10 bin kişinin faili meçhul ci-
nayetlere kurban gittiğini. geniş
halk kesimlerinin yüksek enflas-
yon altında ezildiğini ve 4. dar-
be tehlikesi ile karşı karşıya bu-
lunulduğunu kaydetti. Türki-
ye'de siyasetin çöktüğünü belir-
ten Ergün. devletin de "kocadı-
ğuu" öne sürdü.
Demirel şöyle devam etti:
"En eski demokrasiden en ye-
nisine kadar hepimiz iyileşme ve
değişim ihtiyacı içindeyiz. Bu. in-
san doğasının da gereğidir. Farklı
fikûier de bireysel hak ve özgür-
lüklerin temelini oluşrunır ve de-
mokrasl, farklı olrııa hakkının tek
teminatıdır. Ancak. demokrasiler-
de farklılıklar çatışma değil, zen-
ginlik kaynaklan v e y arahcılık pı-
narlan olarak görülmelidir. Etnik
ve kültürel olanlar dahiL farklılık-
lann yaşanlmasımn ve uyumunun
sağlanmasının en kalıcı yöntemi.
toplumun her kesimince
paylaşılan evrensel demok-
ratik değeıierle beslenen
yurttaşlar topluluğu niteli-
gini taşıyan bir millet yarat-
maknr."
Demirel. bu yılın. Avru-
pa'nın yeni mimarisinin
oluşumunda fevkalade
önemli bir dönüm noktası
olduğunu, Avrupa'nın gü-
venliği, istikran ve refahı-
nın gemşlemesi ile bağımlı
olduğunu. dolayısıyla, Bal-
kanlar'dan Kafkaslar'a, Ka-
radeniz'den Akdeniz'e uza-
nan bölgelerde stratejik ko-
numu bulunan Türkiye'nin.
Avrupa'nın ekonomik. kül-
türel ve siyasi geleceğinde
önemli roller üstleneceğini
kaydetti. Cumhurbaşkanı.
eskiden Avrupa'nın bir ka-
lesi olan Türkiye'nin, bu-
gün yeni coğrafyalara köp-
rü oluşturduğunu ifade etti.
Demirel. sözlerini şöyle
sürdürdü: "Türkiye'nin Av-
rupa Birliği' ne üyeliğinin to-
humlan 1963 Ortaklık An-
laşması ile atılmış bulun-
maktadır. Av rupa seçeneği.
büyük Atatürk'ün öngördü-
ğü çağdaşlaşma hedefıdir.
AvTupa Birliği'ne aday ül-
kelerle bir karşılaştırma ya-
pıldığında. Türkiye'nin NA-
TO üyeliği ve gümrük birli-
ği uygulaması. bizi öncelikli
bir konuma getirmektedir.
Bu in'barla. Türkiye'nin tam
üyeliğinin önüne çıkanlan
engellere son verüerek, Tür-
kiye'nin Avrupa Birliği için-
de hak ettiği yeri almasını
beklryoruz."
Konuşmaların ardından
AEGEE Avrupa Başkanı
PeterGinser Cumhurbaşka-
nı Demirel'e forumun amb-
lemini taşıyan bir kravat he-
dive etti.
IRMIKI AYDIN ENGİN
Bu yazı cumartesi gece yan-
sı yazılıyor. Sonra birkaç saat
uyunacak ve sabahın kör ka-
ranhğında arabanın bumu Su-
surfuk'a doğrultulacak. Eğer
araba vapurunda uzun kuyruk-
lar yoksa; eğer trafik canavan
kardeşimiz benim emektar
Gotf'ü bu kez de ıskalarsa; eğer
Bursa-Balıkesiryolu, sabah sa-
atlerinde otobüs-kamyon-trak-
tör istilasına uğrayıp tıkanmaz-
sa Susurluk mitingine yetişile-
cek. Önemli bir olay olmazsa
miting 12'ye doğru başlayacak
ve büyük olasılıkla saat 15.00
sulannda bitecek. Ondan son-
ra oraya buraya koşuşturarak
Susuriuk'ta oturup miting ha-
beri ve miting izlenimleri yazıla-
bilecek biryer bulunacak. Yazı-
lar mümkün olduğu kadar ace-
le tamamlandıktan sonra bizim
üç kişilik Cumhuriyet ekibi, bu
kez de gene Susuriuk'ta bilgi-
sayann modemini bağlayabile-
cegimiz bir telefon izni için eş,
dost, tanıdık avına çıkacak.
Modem bağlantısını fazla oya-
lanmadan kurabilirsek haberi,
izlenimleri, notlan gazeteye ge-
Bir Yedek Yazı Serüveni
çip yeniden direksiyon başma
oturacağız ve miting fotoğrafla-
nnı mümkün olan en erken bas-
kıya yetiştirmek için gaza ba-
sacağız.
Yani besbelli ki yann bizim ta-
kım. bir miktar "sefiller"\ oyna-
yacak.. da Tırmık ne olacak?
Yann miting haberiydi, notuy-
du, fotoğrafıydı derken besbel-
li ki oralarda bir de Tırmık çıkar-
mak pek mümkün olmayacak.
"Eolsun, dönüp Istanbul'a ge-
lince yazılır" da denemez. Ge-
cenin o saatinde köşe yazısı ve-
ren adama, yazıişleri masasın-
dakiler olsa olsa "Vah vah; so-
nunda sapıttı işte" dercesine
acıyarak bakariar.
Geriye tek çare kahyor. "In-
şallah Susuriuk'ta birde Tırmık
yazacak zaman buluruz" diye
umut edip ama umuda fazla
güvenmeyip, daha yola çıkma-
dan bir "yedek yazı" bırakmak.
Gel gör ki başka bir gün, da-
ha sıradan bir gün olsa btı ma-
sum meslek hilesi söker de ye-
rin göğün Susurluk'a keseceği,
ekranlardan Susuriuk görüntü-
lerinin fışkıracağı bir günde,
günceli boş vermiş bir Tırmık'\a
okuyucunun karşısınaçıkılmaz.
Peki ne olacak şimdi?
Hiiiiç; olup biten, şu ana ka-
dar okuduğunuz gibi açıkkalp-
lilikle sergilenip sorun okuyu-
cuyla bölüşülecek... Yani şu an-
da, hem de Tırmık'a aynlan ye-
rin yansını çoktan doldurmuş
bir "yedekyazı" okumaktasınız.
• • •
Bu yedek yazı, örneğin fırtına
yüzünden üç gün vapur yanaş-
mayan Marmara Adası'ndan
söz edebilirdi. Evleri, kayalan,
yollan, limanı sınlsıklam birada-
da yazlıkçılardan geri kalan yü-
ze yakın kedinin çaresizce bü-
züştüğü kuytulardan söz edile-
bilirdi. Kediciklerin yüzlerine
şimdiden vurmuş kış ürküntü-
sü ve açlık korkusu kederle an-
latılabilirdi...
... Eğer birinci yılı bitmişken
az gidip uz gidip bir karınca bo-
yu bile yol alınamamış Susur-
luk, yüreğinizde öfke kıvılcımla-
n tutuşturuyor olmasaydı.
Ya da daha uçuk kaçık bir Tır-
mık denenebilirdi. Örneğin
Türklerin denizle ilişkisi (ya da
ilişkisizliği) üstüne dil çeşitleme-
leri yapılabilirdi. Türkçede ata
da, gemiye de "binilmesi"ne
dikkat çekilebilir; sadece Türk-
çede at binenin de, gemi yöne-
tenin de "süvari" diye anılması-
nın filan aftı çizilebilirdi. Böyle-
ce yazarken kendinizin de eğ-
leneceği, sade suya tirit, ama
matrak bir yazı çıkabilirdi...
... Eğer bir yıl boyunca yaşa-
nanlardan sonra, bir yıl boyun-
ca tırnakla kazınırcasına birikti-
rilmiş bilgi, kanrt, ipucu selleri-
ne rağmen hâlâTansu Çiller'in
miting alanlarında bel 95, kalça
95, göğüs 95 ölçülerindeki bi-
çimli bedenini sallaya sallaya
konuşuyor oluşu; hapisten çı-
kar çıkmaz alınlanna kan sürül-
müş Ibrahim Şahin ve adam-
larının saldırgan ve meydan
okuyan kahkahalan onurunuza
indirilmiş birerşamarolup utan-
cınızı katmerlendirmeseydi..
Ya da TÜYAP Kitap Fu-
arı'ndan "insan manzaraları"
başlığı altında, kısa, küçük pa-
ragraflarda, adı ünü duyulmuş
tanıdıklarla gazete köşesinde
şakalaşılabilirdi...
... Eğer bu halkın çocuklannı
devlet adına, eroin adına, sa-
vaş adına, vurgun ve soygun
adına acımasızca kurşunlayan,
kurşunlatan alçaklar sürüsü el-
lerini kollannı sallayarak dola-
nırken gazetelerde. TV kanalla-
nnda buza yazı yazmaktan bile
usanmayıp didinen meslektaş-
larınızın. örneğin Enis Berbe-
roğlu'nun, örneğin Erbil Tu-
şalp'ın, örneğin Can Dün-
dar'ın, örneğin Koray Düzgö-
ren'in, örneğin Soner Yal-
çın'ın, örneğin Tuncay Öz-
kan'ın öfkeden kasılmış. keder-
den gölgelenmiş yüzleri gözü-
nüzün önünden gidebilseydi...
Öyle günler yaşıyoruz, öyle
bir dönemeçten geçiyoruz ki bu
meslekte.. "yedek yazı" yaz-
makbileolanaksız...
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HtKMET ÇETİNKAYA
. . .Fotoğrafın Kareleri
Susuriuk'ta binlerce kişi haykırdı:
"Ya karanlık ya demokrasi!.."
Susurluk kazasıyla ortaya çıkan "devlet içinde
örgütlü çetelehn "fotoğrafi biryıldırortadaduruyor...
Acaba dünü görmeden(bugünü değerlendirebilir
miyiz?
Abdullah Çatlı'dan Haluk Kırcı'ya; ibrahim Şa-
hin'den Mehmet Ağar'a dek uzanan zincirin hal-
kalan bize neyi anımsatır?
Tarikat şeyhlerinin, din bezirgânlannın bu fotoğ-
raf karelerinde işleri nedir?
ANAP'tan DYP'ye; Turgut Özal'dan Alparslan
Türkeş'e dek uzayan çizgide 1970'lerde bu ülkeyi
yönetenlerin "e// kanlı çeteleri" koruyup kolladıkla-
n belgelerle ortaya konulmadı mı?
Sorular böyle uzayıp gidiyor ama ne yazık ki ya-
nıt alınamıyor...
Yıl 1981 'di...
Doç. Dr. Bedrettin Cömert'in katil sanığı Üzeyir
Bayraklı ve Rıfat Yıldırım Almanya'da yakalan-
mışlardı. Almanya iki sanığı Türkiye'ye gönderme-
di...
Neden?
Çünkü, Almanya'da ölüm cezası yoktu, onun için
de Türkiye'den şu güvenceyi istiyordu:
"İki sanık ölüm cezasına çarptırılsa bile Türkiye,
idam edilmeyeceklerine ilişkin gûvence vermeli-
dir..."
Türkiye bu güvenceyi vermedi ve iki sanık Türki-
ye'ye teslim edilmedi...
Türkiye niçin Almanya'ya güvence vermedi, ola-
yın aydınlanmasını istemedi?
Mehmet Şener Isviçre'de, isa Armağan Iran'da
yakalandı, ama onlar da Türkiye'ye getirilemedi...
Otarihte Uğur Mumcu. Cumhuriyet'teki köşesin-
de şöyle yazıyordu:
Evet bu düğümü çözmek zorundayız. Bunun
için yapılacak ilk iş (Abdi Ipekçi cinayetiyle ilgili)
Mehmet Şener'in Türkiye'ye getirilmesidir..."
• • •
Yıl 1975...
Ankara Ticaret Odası, Ülkü-Bir'e şu mektubu
göndermişti:
"Gözbebeğimiz yavrulanmızı milli ruh ve iman ile
yetiştirmek için gösterdiğiniz gayretler, odamız ta-
rafından takdirle karşılanmaktadır.
Oda meclisimiz, büyük mücadelenize müzahir
olmak maksadıyla 10 bin lira bağışta bulunmaya ka-
rar vermiştir.
Bilgilerinizi ve tayin buyuracağınız bir yetkilinin
odamıza başvurmasını rica eder, milli kültürümüzü,
tarihi, manevi değerlerimizi yok etmek için girişilen
tertipler karşısında yürüttüğünüz vatan mücadele-
sinde sonsuz muvaffakiyetler niyaz ederim. Saygı-
larımla. İmza: Nejat Esen."
Ülkü-Bir, Ülkücü Öğretmenler ve Öğretim Üyele-
ri Derneği'ydi...
Özel sektör o tarihte salt Ülkü-Bir'i değil, diğer ül-
kücü kuruluşları da koruyor, Abdullah Çatlı'dan
Mehmet Şener'e dek pek çok "ülkücü militan" işa-
damları ve sanayiciler tarafından destekleniyordu...
Ülkücü militanlar, hem devleti yönetenler hem de
özel sektörün bir kanadı tarafından yardım görüyoff
du...
O tarıhlerden itibaren "ülkücü örgütler" yurdun
dört bir yanında parasal destekle örgütlendiler, çok
sayıda cinayet işlediler...
Çatlı'ya, Ağca'ya, Ömer Ay'a pasaport nereden
verildi?
Nevşehır'den!..
Onlan yurtdışında kimler sakladı?
Ülkücü örgütler...
• • •
Susuriuk'ta dün düzenlenen mitingi televizyon
kanallarından izlerken kendi kendime sordum:
"Behçet Cantürk, Savaş Buldan, Hacı Kıray ci-
nayetlerinin üzerine değil de niçin Ömer Lütfü To-
pal cinayeti üzerine gidilıyor? Cantürk, Buldan, Kı-
ray cinayetlen çözülmeden Susurluk çözülürmü?"
Başta belirttiğim gibi dünü görmeden bugünün
karanlığını aydınlığa çevirmemiz olanaksız...
Susurluk'u araştıran Başbakanlık Teftiş Kurulu
Başkanı Kutlu Savaş, acaba dünün cinayetlerini
bugünle karşılaştırıyor mu?
Abdi Ipekçi cinayetiyle Uğur Mumcu'nun alçak-
ça katledilmesi arasında hiç benzerlik yok mudur?
Ipekçi cinayeti çözülmeden Mumcu cinayeti çözü-
lebilirmi?
Eğer bir düzen laçkalaşır, her şey "vıcık vıcık"
olursa devlet denilen "tüzelkişilik" ipin ucunu kaçı-
rır...
1997 Türkiyesi'nde ortaya çıkan manzara budur...
Çeteler ortada ve ellerini kollannı sallaya sallaya
dolaşıyorlar... Onlann sözcüleri de Yaşar Kemal'e,
Eşber Yağmurdereli'ye saldırıyorlar...
Sahı, Abdullah Çatlı'yla Haluk Kırcı'yı hangi tari-
kat şeyhi koruyup kolluyordu? Çatlı ve Kırcı,
Siverek'te kimin evinde saklanıyordu?
E. Posta: Hikmet.Cetinkayaû' raksnet.com
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Zonguldak Yasası deliniyor
Bakan Gemici, Hazine
arazisi dağıtacak
BANU SALMAN
.\NhL\R\-Devlet Ba-
kanı HasanGemicL seçim
bölgesi olan Zongul-
dak'ta. "zilvetlik (kendine
ait olmayan nıalı kullan-
ma)~ yolu ile taşınmaz
edinilmesi yasağına kar-
şın arazinin dağıtılmasını
öngören bir yasa taslağı
hazırladı. Gemici, Hazine
arazisinin dağıtımını.
"havzada özel sektörün ve
serbest girişimciliğin geli-
şememesine*1
dayandırdı.
Gemici, Zonguldak
Taşkömürü Havzasfnda-
ki Taşınmaz Mallann tkti-
sabına İlişkin Yasa'ya ek
madde eklenmesine ıliş-
kin bir yasa taslağı hazır-
layarak Başbakanhğa sun-
du. Taslakta. Türkiye Taş-
kömürü'nün kömür üre-
tim ış ve güvenlik sahala-
n içinde olmadığı savla-
nan Hazine arazilerinin.
1950-1958 yıllannda ça-
lışma yapan kadastro ko-
misyonu ya da mahkeme
karanyla belirlenen elin-
de bulundurma hakkına
sahipolanlara satışı öngö-
rüldü. Elinde bulundurma
hakkına sahip olanlann
yasal haleflerine de verile-
bilecek olan Taşkömürü
Havzası'ndaki arazilerin,
Harçlar Yasası "na göre be-
lirlenecek değer üzerin-
den devredilmesi istenen
yasa taslağında. taksitlen-
dirme olanağı da sunulu-
yor. Taslakta, araziyi elin-
de bulundurma hakkına
sahip olan kişinin aynı
arazi üzerindeki mallan
dışanda tutularak belirle-
necek olan bedelin 4'te
1 'inin 30 gün içinde. kala-
nının da en çok 24 ay için-
de 4 eşıt taksitle ve faiziy-
le ödenmesi öngörülüyor.