Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 KASIM 1997 PAZARTESİ
HABERLER
Komisyon üyesi CHP'li Fikri Sağlar, Susurluk'ta bir adım ilerleme olmadığını söyledi
'Bomba Başbakan'ın elinde patladı'ALPERBALLI
ANKARA - Susurluk Komisyo-
nu'nun üyesi CHP Içel Milletvekili Fik-
ri Sağlar. Mehmet Ağar ve Sedat Bu-
cak'ın dokunulmazlıklannın kaldınl-
mamasının ümidiru kırdığını belirterek
"Aradan 100 gün geçti. Susuriukla Ugi-
li hiçbir miispet sonuç yok. Bomba her-
halde Başbakan'ın elinde patiadT dedi.
Fıkri Sağlar, Susurluk"la ilgili soru-
lanmıza şu yanıtlan verdi:
- Kamu vicdanımn tanımladtğı olgu-
yu tanımlamada yargı neden zorianı-
yor?
- Türkiye, hukuk devletınden öte ka-
nun devleti olduğu için delil gerekiyor.
Yani en basit Parsadan'a 5.5 milyar ör-
tülü ödenekten verilmış olduğu yargı
karannda geçmesine karşın Çiller hak-
kında soruşturma açamıyorsun. Dava-
nın suçlusu olarak yargının önüne geti-
remiyorsunuz. Maalesef Türkiye 'de bu
gerçekler var.
"Isteterörün kaynaklarını yok etmiş-
ler." lyi tamam biz de. terörden yana
olan kanun dışı insanlan korumuyoruz
ama her şeyin hukuk devleti kurallan
içinde yapılmasını ıstiyoruz. ÖmerLüt-
fü Topal'ın gıyabi tutuklaması söz ko-
nusuyken, yıllarca Istanbul'da rahatça
dolaşarak, kumarhaneler sahibi olması-
nın nasıl olduğunu soruyoruz. Hem gü-
• CHP İçel Milletvekili Sağlar:
Çeteler devlete sızarak kendi
düzenlerini kurmuşlar. Güvenlik
güçlerinin içinde bir iki adam
kendilerine mafya oluşturmuş. Ama
o bütün güvenlik güçlerini
kıpırdayamaz hale getirmiş.
Hükümet kurulalı 100 günü geçti,
hiçbir olumlu sonuç yok.
venlık güçlerine hem siyasete hem yar-
gıya nasıl bu adam bulaşmış. Bunlarbir
ülkenin Susurluk'la görmüş oiduğu ger-
çekleridir. tnsanlann can. mal güvenli-
ği yok. lnsanlann yasa önünde eşitliği
söz konusu değil. Böyle bir devlet de-
mokratik devlet olamaz. Bu devlet ken-
dıliğinden bu noktaya gelmiş olamaz.
Sızmış olan çeteler devleti bu noktaya
getirmişler. kendi düzenlerini kurmuş-
lar. Güvenlik güçlerinin içinde bir iki
adam kendilerine mafya oluşturmuş. A-
ma o bütün güvenlik güçlerini kıpırda-
yamaz hale getirmiş.
- Susurtuk konusunda REFAHYOL,
olumsuz bir puan aldı. Bu hükümet ise
iddialı. H ükümet ne yapmahya da ne ya-
pıyor?
- Hükümet REFAHYOLdan farklı ol-
duğunu ortaya koyabilmek için hertür-
lü gizi ortadan kaldıracak samımi dav-
ranışlan ortaya çıkarmalıdır. Biz komis-
yonda devletin kurumlannın, kuruluş-
lannın yeterli bılgi. belge vermediğinı
gördük. Şimdi devlet onların elinde. O
gün bizimle komisyonda bulunan, bu
işi çözmeye çalışan muhalefetin elinde.
Dolayısıyla onlar devletin o açılmayan
kapılannı, kutulannı, kasalannı açıp
oradaki bilgi ve belgeleri ortaya koya-
rak buradaki gizi kaldırmak zorunda.
Ancak ben o yaklaşımı görmüyonım.
Çünkü Meclis geçen yasama dönemini
bitirmeden önce dokunulmazlıklann
kaldınlması ile ilgili komisyondaki dav-
ranışlar, ANAP ve DSP"nin üçermillet-
vekilinin katılmayışıyla Ağar ve Bu-
cak'ın dokunulmazlıklannın kaldınl-
maması benim ümidımi kırdı. Aradan
şiız gün geçti. Susuriukla ilgili hiçbir
müspet sonuç yok. Bomba herhalde
Başbakan'ın elinde patladı.
Üstelik mağdur Bu hükümeti oluştu-
ran insanlar bu çeteler nedeniyle mağ-
dur olmuşlar. Mesut Yılmaz, herneka-
dar Çatlı genel başkanlığı seçiminde
ona yardımcı olmuşsa da Budapeşte de
yumruk yedı. Sayın Ecevıt Izmifte su-
ikasta uğradı. Cindoruk'un başına ge-
leni hepimiz biliyoruz. Banker Bako
olayı, 1987 MlT raponındaki olaylann
hepsıni biliyoruz. Benım ilk baştaki bü-
yük heyecanım, bu konumda bulunan
insanlann olayın üzerine büyük bir ka-
rarlılıkla gidecekleri ümidini taşımam-
dan kaynaklanıyordu.
Hükümet bu ış "Fasa fisodur" dedi-
ğinden itibaren devletin bütün kapılan
kapanmış durumdaydı. Bugün birçok
konuda bilgi ve belge sahibiysek bu da
halkımızın kararlı tavnndan kaynakla-
nıyor. Halkımız Susurluk'un çözülme-
sı doğrultusunda medyayla birlikte çok
yoğun bir baskı kurmasaydı, komisyon
saygın bir noktaya gelmeyecektı ve in-
sanlar korkarak da olsa bu komisyona
gelmemezlik yapamadılar Ellenndekı
belgelerin bir kısmını verme zorunlulu-
ğunu hissettiler. Diğer komisyonlarda
öyle değil Çağınyorlar. kimse gelmi-
yor. Halkımız bu kadar kararlı olma-
saydı hiçbir belge ve bılgiye ulaşama-
yabilirdik. Nitekim Telekom bile bize
bilgi vermedı. Emnıyet güçleri bazı bil-
gileri verdi. bazı bilgileri sakladı. 60 ki-
şi çağırdık 57"si geldı, gelmek zorunda
hissetti. gelince de kendini konuşmak
zorunda hissetti. Saatlerce de konuştu.
Belki de bildiklennin bir kısmını sak-
ladı. Bü\ük bir kısmını saklamış olabı-
lir. Ama geldi ve söyledi.
Sürecek
S u s u r l u k r a p o r u
Adresi devlet
gizledi
Rapordan satır başları • TBMM ve
Başbakanlığın araştırmalanndaki ipuçlan
değerlendirilmedi. • Sağ-sol çatışmasını
devlet başlattı. • Kirli trafik 50 milyar
dolar. • Çatışmaya hazır 200 bin istihbaratçı.
• Uyuşturucu trafiğinde dönen para yıllık
50 milyar dolar.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Aylarca süren ça-
lışma sonunda hazırlanan
320 sayfalık raporda sap-
tamalar şöyle devam edi-
yor:
İstihbaratın yapısı bo-
zuk: Devletin gizli istıhba-
rat örgütleri ıle ilgili yapı
bozukluklan vardır. Bu ör-
gütlerin kendi asıl işlevi
yerine operasyonlara \e
başka işlere katıldıklan an-
laşılmıştır.
Bu nedenle, hukuk dışı
faaliyetlere girişmelerinin
denetlenmesinin zor oldu-
ğu ve kendi mevzuatlanna
uyup uymadıklan dahi bi-
linmemektedir. Mehmet
Eymür. gizli istihbarat ör-
gütlerinin kontrol meka-
nizmalan olmadığından
yaptıklan işlerin hukuka
uygun olup olmadığının
denetlenemediğinı belirtti.
Ekonomik rant: Organı-
ze suç örgütlerinin devlete
sızmalannın başka bir ne-
deni de ekonomiktir. Bu
örgütler ekonomik güç el-
de etmek için sıyası gücü
kullanmaktadırlar. ICara
paranın aklanmasında
özellikle uyuşturucudan
sağladıklan gelirlerin tah-
minen 50 milyar dolann
aklanması gerekliliği dev-
lete sızmalannda etkili ol-
muştur. Ihracatı teşvik e-
denkararlaralınmıştır. Bu.
önce ihracatın verilen teş-
vikler ile desteklenmesi
şeklinde olmuştur. Yapılan
bu uygulamalar kayıt dışı
ekonomi içinde kara para
aklama işlerini kolaylaştır-
mıştır.
Bunlann bir kısmı haya-
li ihracat şeklinde gerçek-
leşmiş ve ihracat patlatıl-
mıştır. Kara para ile ilgili
ihracat teşvikleri. siyasiler
tarafından düzenienen. ka-
rar, tebliğ ve genelgeler ile
uygulanmıştır. Dönemin
başbakanının (Turgut
Özal) Isviçre'deki birotel-
de berber Yaşar ve Şeker-
ciyan gibı bu alanda bıli-
nen kişilerle görüşmesi bu
işın göstergelerindendir.
Daha sonra aynı dönemde
casinolann açılması için
hukuki kararlann alınması
da anlamlıdır.
Sağ-sol çatışmasını dev-
let başlattı: Bazı ifadeler-
de, olaylann 1970'liyıllar-
da başladığı ve o dönemde
devlette bazı güçlerin, sağ-
sol kavgasını başlattıklan,
devletin içindeki bazı ku-
rumlann haberdar olduğu
ve yönlendirdiği, sabah sol
görüşlü öğrencilere sıkılan
silahın akşam sağ görüşlü
öğrencilere sıkıldığı söy-
lenmiştir. Buolay 12 Eylül
1980'e kadar sürmüştür. 12
Eylül'den sonra bir kısmı
ülkücü olarak bilinen ve
aranılan şahıslardan olan
bazılannın devlet tarafın-
dan yurtiçinde ve yurtdı-
şında bazı operasyonlarda
kullanıldığı anlaşılmıştır.
Önce resmi şekilde meşru
amaçlarla oluşturulan teş-
kılatlarda yer alan bazı şa-
hıslar bir süre sonra arala-
nnda kurduklan iç örgüt-
lenmeler ile meşru işleri-
nın yanında kendi adlanna
çıkara dayalı yasadışı işler
yaptıklan bu kişilerin ye-
terince kontrol altında tutu-
lamadığı ve neticede tama-
men kendi kişisel çıkarlan
için hareket ettîkleri anla-
şıldı.
Terör rantı: Devlet için-
de kontrol edilemeyen güç-
lerin devletin bazı kurum-
lannda çalışan bazı görev-
lilerle ilişki içinde bulun-
duklan, siyasi bağlantılar
kurdukJan kuvvetle muh-
temel görünmektedır.
199O'lı yıllann başından
itibaren Güneydoğu'daki
terör olaylannın artış gös-
tennesi bu bölgede "terör
rantı" dogurdu.
Bölgedeki aşıret reısle-
nnin güçlü hale getırilme-
si bu rantın arttınlmasını
ve bölüşümünü de kolay-
laştırmıştır. Doğu ve Gü-
neydoğu'daki feodal yapı-
nın olumsuzluguna yöne-
lik ilişkilerin bulunması,
geçici köy koruculuğu sis-
temi içerisinde toplumsal
boyutuyla yarattığı sakın-
calann yanında aşiretlerin
uyuşturucu ve silah kaçak-
çılığı yapmasma zemin ha-
zırladı.
Sürecek
Hâkim karşısına çıkan sanıklann ifadeleri birbirinden farksız
4
Devlet emretti biz yaptık
HULYATOPCU
KEREMILGAZ
Istanbul DGM'de Susurluk
soruşturmasmı yürüten Aykut
Cengiz Engin, Ahmet Gürses ve
trfan Özliyen. elinde bu konuya
ilişkin bilgi ve belgeler
olduğunu beyan eden ANAP
Genel Başkanı Mesut Yılmaz,
eski Istanbul Emniyet Müdürü
Kemal Yazıcıoğlu. Emniyet
Genel Müdürlüğü İstihbarat
Dairesi Başkan Yardımcı sı
Hanefi Avcı ve Emniyet Genel
Müdür Müşaviri Korkut Eken'in
de aralannda bulunduğu çok
sayıda tanıgı dınledi
Soruşturma sonucunda 7 Ocak
1997 de Ayhan Çarkın. Oğuz
Yorulmaz ve Ercan
Ersoy 13 Ocak, Mustafa
AJûnok ve Enver Ulu ile
Bucak'ın şoförü Abdüigani
Kızdkaya ise 14 Ocak 1997
günü "Cürüm işlemek amacıyla
teşekkül oluşturmak" suçundan
tutuklanarak Metris Cezaevi'ne
gönderildi.
Istanbul DGM. Özel Tım'ci
Ziya Bandırmalıoğlu ile Özel
Harekât Dairesi Başkan Vekili
tbrahim Şahin, polıs memuru
Ayhan Akça, uluslararası
uyuşturucu kaçakçısı Yaşar Öz.
Topal'ın iş ortakJan
AH Fevzi Bir ve Sami Hoştan
hakkında da gıyabi tutuklama
karan çıkardı.
Sanıklardan, Yaşar Öz 8 Nisan
1997, Ibrahim Şahin 11 Mart
1997, Ziya Bandırmalıoğlu ve
Ayhan Akça da 12 Mart 1997'de
Istanbul DGM'de. haklanndaki
gıyabi tutukJama kararlan
vıcahiye çevrilerek cezaevine
konuidu.
Istanbul DGM Cumhuriyet
Başsavcılığı bu arada, 4 Şubat
1997 günü DYPElazığ
Milletvekili Ağar ile Şanlıurfa
Milletvekili Bucak hakkında
"Cürüm işlemek amacıyla
teşekkül oluşturmak".
"Haklannda yakalama ve gıyabi
tutuklama karan bulunan
kişileri yetkili mercUere haber
vermemek" \e "6136 sayıh
Ateşlj Silahlar Kanunu'na
muhalefet" suçlanndan
hazırladığı fezlekeyi Adalet
Bakanlığı'na gönderdi. TBMM
Başkanlığı'na havale edilen
Halkın temiz toplum isteyen protestolan, çete karşıtı eylemleri bir yıldır sonuç vermedi.
fezleke. Meclis Genel
Kurulu'nda henüz ele alınmadı.
Susurluk davası sanıklan. 2
Haziran 1997 tarihinde
yargılanmaya başladılar.
Istanbul 6 No'lu DGM'de
görülen davaya başkan Sedat
Karagül. üyeler DİSK davası
eski jargıçlanndan Saygı
Nalbantoğlu. Köksal Şengül ile
savcı Ayhan Götekmerdan'dan
oluşan heyet baktı.
Sanıklar sorgulannda. "Emirsiz,
talimatsız hiçbir şey
\apmadıklannı. devletin
kendilerine verdikleri işleri
yerine getirdiklerini" söv lediler.
Abdullah Çath'yı Mehmet
Özbay kimliği ile tanıdıklannı
sa\oınan sanıklar. kendisinin
arandığını bilmediklerini öne
sürdüler. Sanıklann tamamı
Susurluk kazasında arabada
bulunan silahlardan haberdar
olmadıklannı sa\undular.
İlk duruşmada sanıklardan
Enver Ulu ile Mustafa Altınok
tahlıye edildi.
23 Temmuz 1997 tarihinde
yapılan ikinci duruşmada ise
Yaşar Öz ve Abdüigani
Kızılkaya tahlıye edildi.
12 Eylül'de yapılan üçüncü
oturumda sa\cı Ayhan
Götekmerdan millervekili iki
sanığın dokunulmazlık
durumlannın netliğe
kavuşmadığını. "Kumarhaneler
KraJı" Ömer Lütfü Topal'ın iş
ortaklan fırari Alı Fevzi Bir ile
Sami Hoştan'ın ise birtürlü
yakalanamadığını belirterek
sanıklann tahliyesini ıstemek
durumunda olduğunu söyledi.
Bu celsede tüm sanıklar tahliye
edildi. Ancak Çarkın.
Yorulmaz ve Ersoy, Topal
davasından da tutuklu olduklan
için yalnızca Ayhan Akça, Ziya
Bandırmalıoğlu \e Ibrahım
Şahin tahliye edildi.
25 Ekim'de yapılan 4. oturumda
ise mahkeme heyeti, sanık
avukatlannın müvekkillerinin
davadan vareste tutulmalan
ıstemini reddederek duruşmayı
erteledi.
Öğretmenlere borcunu ödemediği için üç ay hapis cezası ile karşı karşıya
Hacı AIi DemîreFin bası dertte
SEBAHAT KARAKOYUN
ANKARA - Sahibi olduğu Yükseliş
Koleji'nde çalışan öğretmenlere maaşla-
nnı ödemediği için mahkemelik olan ve
icraya verilen HacıAB Demirri için 1 ay-
dan 3 aya kadar hapis cezası isteniyor.
Cumhurbaşkanı Süteyman Demirel'm
kardeşi Haci Ali Demirel hakkındaki da-
valara bir yenisi daha eklendi. Sahibi ol-
duğu Yükseliş Koleji'nde görevli öğret-
menlerin maaşlannı geç ödediği için
hakkında pek çok dava açılan Demirel,
bu kez hapis cezası riskiyle karşı karşı-
ya kaldı.
Maaşlan zamanında ödenmeyen bir
grup öğretmen iş akitlerini feshettiler.
Ögretmenler yasa uyannca hak kazan-
• Yükseliş Koleji öğretmenleriyle mahkemelik olan ve icraya
verilen Demirel hakkında en son olarak ceza davası açıldı. Hacı
Ali Demirel 'taahhüdü ihlal'den açılan davayı kaybederse, 1 aydan
3 aya kadar hapis cezasına çarptınlacak; bu ceza ertelenemeyecek
ve paraya çevirilemeyecek.
dıklan kıdem tazminatlanru da alama-
yınca çareyi dava açmakta buldular.
Hakkında açılan davaîan kaybeden ve
ögretmenlerin kıdemtazminatlannı öde-
me yükümlülüğüyle karşı karşıya kalan
Hacı Ali Demirel, mahkeme karanna
rağmen ödeme yapmadı.
Bunun üzerine art arda haciz kararia-
n verildi. Ancak Yükseliş Koleji öğret-
menleri alacaklannı yüıe tahsil edeme-
diler.
Çünkü başka davalar nedeniyle mal
varlıgı hacizli olan Hacı Ali Demirel
hakkındaki haciz kararlan uygulanama-
dı. Bu arada art arda icra dosyalanyla
karşılaşan Hacı Ali Demirel. çareyi ta-
rih vererek ödeme taahhüdü yapmakta
buldu. Ancak verdiği tarih geldiğinde de
ödeme yapmayarak yükümlülüklerini
yerine getirmediği için Demirel hakkın-
da bu kez İcra Mahkemesi'nde ceza da-
vası açıldı.
İcra Yasası'na göre icra dosyasına
ödeme için tarih vererek taahhütte bulu-
nulması ve buna uyuknaması durumun-
da "taahhüdü ihlal" suçu oluşuyor. Ya-
sa, bu suçu işîeyenler hakkında 1 aydan
3 aya kadar hapis cezası öngörüyor. Bu
ceza hiçbir şekilde ertelenemeyecek ve
paraya çevrilemeyecek.
îcra Mahkemesi'ndeki davakararaşa-
masına gelinceye kadar borcunu öde-
mezse Hacı Ali Demirel'in hapse gir-
mesi kaçınılmaz hale gelecek.
Sahibi olduğu Yükseliş Koleji'ni bir
süre önce Fethullah Gûlen'e satmaya ni-
yetlenen Demirel daha sonra vazgeçmiş-
ti. Demirel'm, okulu 40 milyon dolara4
taksitle satmak üzere Gülen"in kurmay-
lanyla ön anlaşma yaptığı ancak daha
sonra parayı arttırmak istediği için satı-
şın gerçekleşmediği öğrenildi.
BİZ BİZE
ERDAL ATABEK
Öğpetmenim Vedat Günyol...
İlk düşünce yollarını önümüze kımler açtı? İlk
duygu titreşimlerini içimize kimler yerieştirdi? Bu
soruların yanıtlarını bulmak kolay değil, ama çok
haz verici bir uğraş. Dostoyevski yıllar sonra bir
çocuğun Karamozof Kardeşler'i okurken heye-
candan tır tır titreyeceğini aklının ucundan geçir-
miş midir? Robinson Cruzeo'nun yalnızlığını han-
gi duygularla paylaşacağımız, yazarının aklınage-
lir miydi? Onlar bizim öğretmenlerimiz, bizim eöit-
menlerimız oldular. İlk gençlik yıllarımız Panait Ist-
rati'nin duygu yüklü dostluğunun tadını alarak ge-
çiyordu. Adrien Zografi'de hepimiz (hangi hepi-
miz? Birkaç gençtik) kendimizi buluyorduk. Pana-
it Istrati'nin bundan haberinin olmaması neyi de-
ğiştirirdi?
ınsan-toplum ilişkisinin heyecan verici boyutla-
rını Çetin Altan'la llhan Selçuk'la yaşarken on-
lann bundan habersiz olmalarının önemi var mıy-
dı? Belki de hepimizın birbirinden haberi vardı.
Montaigne bizi hayat hakkında egitiyordu. Düşü-
nürler, yazarlar, şairler, ressamlar, tiyatro insanla-
rı, sinema insanlan bizim öğretmenlerimizdi.
Vedat Günyol, insanlığın, aydınlann, yüzlerce
yıllık insan birikiminin alçakgönüllü bir işaret fene-
ri oldu. Kayalıklann ucunda, üç saniyede bir ça-
kan, ama her üç saniyede bir kez mutlaka çakan
bir işaret fenerıydi. Denizde yollarını bulmaya ça-
lışan sandallara, kazadan kurtulmuş filikalara, do-
nanımlı yatlara, deniz motorlanna, sallara hep ay-
nı yolu gösterdi. Kimisi o fenerle yolunu buldu, ki-
misi aldınmadan geçip gitti. Kimisi fenere bakma-
dan kayalıklara bindirdi. ama o, yıllar boyu aynı
yerde. aynı ışığı, her üç saniyede bir, ama üç sa-
niyede mutlaka çakarak işaret feneri olmayı sür-
dürdü. Ne biryatın kamarasına asılmayı düşündü,
ne de bıkıp ışığını söndürmeyı.
Işte, Vedat Günyol bu ışıkla bizim öğretmenimiz
oldu. Yaptıklannı kimsenin başına kakmadan, doy-
muş bir bilgenin huzur verıcilığıyle, her şeyi hep
merak eden bir çocuğun gözleriyle dünyaya bak-
mayı sürdürdü.
Zaman zaman ölümü düşünmüştür. Ama o, yıl-
larını verdiği ışığıyla zamanın ötesine çoktan geç-
ti.
Ölümsüzdür.
Çelik'e, Yılmaz'a
hakaret davası
• Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı,
TBMM Susurluk Komisyonu'nda verdiği
ifadede Başbakan Mesut Yılmaz'a iftira
ve hakarette bulunduğu gerekçesiyle Oral
Çelik hakkında dava açtı. Çelik hakkında,
5 buçuk yıla kadar hapis cezası isteniyor.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Ankara
Cumhuriyet Başsavcılı-
ğı, TBMM Susurluk Ko-
misyonu'nda verdiği ifa-
dede Başbakan Mesut
Yılmaz'a ağır iftira \e
hakaretlerde bulunduğu
gerekçesiyle Oral Çelik
hakkında dava açtı.
Başsavcılık tarafından
hazırlanan iddianamede.
Çelik hakkında, Türk
Ceza Yasası'nın ilgili
maddeleri uyannca 5.5
yıla kadar hapis cezası is-
tendi. İddianamede. sa-
nık Oral Çelık'ın. Susur-
luk olayının araştınlma-
sı için kurulan TBMM
Susurluk Araştırma Ko-
misyonu'na 29 Ocak
1997 günü verdiği ifade-
de, o tanhte Rize Millet-
vekılı olan Başbakan
Mesut Yılmaz ıle ilgili
iddialan anımsatıldı. Çe-
lik "in, 1980darbesinden
sonra Türkiye'de işlediğı
suçlardan aranması ne-
deniyle yurtdışına çıktı-
ğını, kendisi gibi Türki-
ye'de işlediği suçlardan
arandığı için yurtdışına
çıkan Abdullah Çatlı ve
bazı arkadaşlanyla bir-
likte, Türk devletinin üst
düzey yetkililerinin is-
tekleri doğrultusunda
birçok eylemlerde bulun-
duklarını belırttiği kav-
dedildi. İddianamede.
şöyle devam edildi:
"Sanık Oral Çelik, bu
arada 1984 yüında ls\iç-
re ve Fransa'da eroin ka-
çakçdığı suçu isnat edil-
digini. yurtdışında ger-
çekleştirdikleri eylemler-
den ve kendilerine isnat
edilen eroin kaçakçılığı
suçlanndan dolayı bu-
lunduklan ülkelenk ta-
kibata maruz kaldıkla-
nnda, o tarihJerde Devlet
Bakanı olan Mesut Yıl-
maz'ın kendileri ik tema-
sa geçriğini ve olaylan ka-
pattırdığmı belirtmiştir.
Sanık ifadesinde, Mesut
Yümaz'ın Ankara'da bir
kulüpte kumar oynaya-
rak bir adama borçlan-
dığını ve kumar borcunu
sildirmek için Abdullah
Çatlı ile telefonla görüs-
tüğünü ve Abdullah Çat-
b'nın Yılmaz'ın kumar-
da borçlandığı adama te-
lefon ederek kumar bor-
cunu siklirdiğini beyan
etmiştir."
tddianamede, TBMM
Genel Sekreterliği'nden
9 Ocak 1997 tarihinde
başsavcılığa gelen yazı-
da, Mesut Yılmaz'ın
Devlet Bakanı olarak gö-
rev yaptığı 1984-1985
yıllannda Belçika ve Is-
viçre'ye görevli olarak
gittiğine dair bir kayda
rastlanmadığının bildiril-
diği kaydedildı. İddiana-
mede. şöyle denildi:
'•Sanık Oral ÇehVin,
TBMM Susurluk Komis-
yonu'nda üyelerin huzu-
runda verdiği ifadesinde,
müştekiye iftira ve suç
tasniinde bulunduğu an-
laşılmıştır. Sanığın. müş-
teki Mesut \ ılmaz'ın An-
kara'da bir kulüpte oyna-
dığı kumarda borçlandı-
ğını ve kumar borcunu
Abdullah Çatlı vasıtasıy-
la sildirdi beyanı ile mad-
de tayini suretiyle haka-
rette bulunduğu saptan-
mıştır. Sanığın bu sözleri
sarf ettiği tarihte Başba-
kan Mesut \ ılmaz'ın
milletvekUi olduğundan,
sanığın suçlan millerve-
killiği sıfanna yönelik ol-
duğu, iddia TBMM Su-
surluk Arasürma Komis-
yonıı tutanak örnekieri,
TBMM Genel Sekreterli-
ği'nin 30 Ocak 1997 gün
ve 038 sayüı yazısı ve ev-
rak kapasamından anla-
şılmıştır."
İddianamede Oral Çe-
lik'in, TCY'nin 480/1,
273, 283'1 ve 285/1.
maddeleri uyannca yar-
gılanarak cezalandırıl-
ması istendi. • •
KEŞAN KADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No- 1982 281 Karar Ko 1994-162
Davacı Hazine vekılı tarafından davalı Gülümser Bınışık
alevhınc mahkememizde açılan tapu ıptalı ve tescıl davasın-
da venlen karar uyannca; K.eşan ılçesı EnkJı köyü 1216 par-
selin davalı adına tescılıne karar verilmiş olup karar davacı
Hazine vekılince temyiz edılmekle Yargıtay 16. Hukuk Da-
iresi'nın 18 9./ 1997 tarih 1997-3612 esas. 3704 karar sayılı
ilamı ıle ılamda belırtılen sebeplerden dolavı bozulmuş olup,
Yargıtav bozraa ilamı davalıya tebliğ edilememış. yapılan
tahkikatta da adresi bulunamadığından ılan yoluyla tebhğıne
karar venlmiş olup i^bu bozma ılamının davalı Gülümser Bı-
nışık'a tebliği yenne geçerh olmak üzere ilan olunur.
15.10.1997 Basın 46988