27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 KASIM 1997 PERŞEMBE 8 DIŞ HABERLER Yunanistan'a öneri • ATİNA (AA) - Türkiye'nın, Avrupa Birliği dönem başkanı Lüksembourg aracılığıyla, önceki gün Yunanistan'a, aralanndaki sorunlan ele almak için oluşturulan Uzmanlar Komitesi'nin 10 Aralık'ta toplanmasıru önerdiği bildirildi. Yunanistan hükümet sözcüsü Dimitri Reppas, dün düzenlediği basın toplanüsında, komitenin Türk üyelerinin Lüksemburg aracılığıyla gönderdiği ve bir dizi öneri içeren metnin incelendiğini söyledi. • TAHRAN (AA) - tran'ın Şiraz kentınde cinayetten tecavüze. adam kaçırmadan hırsızlığa, yolsuzluktan sahte evrak düzenlemeye kadar sayısız şuç işleyen ve "Binbirsurat" diye tanınan Ahmed Tebiabadi idam edildi. Iran gazetesinin haberine göre, Şiraz'ın Şüheda (Şehitler) meydanındakı ıdamı binlerce kişi izlerken, Binbirsurat'a idamından önce lOOkırbaç vuruldu. Binbirsurat, sahte kimlikle doktorluk yaparken tedavi 12 kız ve erkek çocuğu kaçırdı ve 5 küçük kıza tecavüz ettı. BoneMe gelenölüm • SOFYA(AA)-Fuzairoz adlı buğday hastalığının, parazit yoluyla insanlara da bulaştığı ve bağışıklık sisteminı etkileyerek ölüme neden olduğu öne sürüldü. Rusya'da yayımlanan Moskovskiye Novosti gazetesinde yer alan bir habere göre genelde uzun süre silolarda bekleyen buğdayda ortaya çıkan hastalığın ürettiği paraatler, bu buğdaydan yapılan, başta ekmek olmak üzere tüm yiyecek maddeleri yoluyla insanlara da bulaşıyor. Dünyada AIDS patlaması • PARİS (AFP> Dünyada 30 mılyon ınsanın AIDS hastalığına yol açan HIV virüsü taşıdığı ve günde 16 bin kişinin bu virûsü aldığı bildirildi.BM'nin AIDS ile ilgili sürdürdüğü program (UNAIDS) çerçevesinde hazırlanan raporda. HIV virüsü taşıyan insanlann yüzde 90'nın gelişmekte olan ülkelerde yaşadığı belirtildı. UNAIDS verilerine göre, 1997'de5milyon800 bin kişinin HFV virüsü aldı. HIV virüsünün başka insanlara bulaşmasi engellense bile 2000 yılında, AIDS hastalığını taşıyan insan sayısının 40 milyon olacağı tahmin ediliyor. Petrol rezervleri Hazar'm çehresini bugûn için değiştirmedi, ama uzmanlara göre önümüzdeki yıllarda bölgedeki ekonomik ve sosyal yapı tamamen değişecek. Petrol yeni., hikâye esldDış HaberierServfca -Ba- tılı enerji şirketlerinin Ha- zar'a kıyısı olan Azerbay- can ve Kazakistan'a yaptı- ğı milyarlarca dolarlık yatı- nm, geçen haftalarda mey- vesini verdı. Uzun zamandır beklenen Hazar petrolü yo- la çıktı. Ingiltere'de yayım- lanan Observer gazetesinde görüşleri yer alan Batılı je- osrrateji uzmanlanna göre Hazar. Yirmi Birinci Yüzyı- lın Ortadoğu'su olacak. "Gözyaşlannın akmadığı, kartellerin. savaşlann veya djktatörlerin" bulunmadığı bir Ortadoğu. Uzmanlara göre Hazar ABD. Avrupa ve Doğu Asya ülkeleri için gü- venilir birpetrol kaynağı ol- maya aday. Kazakistan'ın başkentı Almatı'da bulunan Batılı bir diplomat *Enerji açısından Hazarhavzasının başta ABD olmak üzere bfltiin Ban ül- keleri ve Japonya için stra- tejik bir önemi olduğu ke- sin" diyor ve ekliyor: "Or- tadoğuVa alternatifoluştur- duğu su götürmez." ABD hükümetınin tah- minlerıne göre Azerbay- can'dakı petrol rezervleri, Kuveyt'tekı rezervlerle ya- nşabilecek güçte. Kazakis- tan, dünyanın petrol üreten dördüncü büyük ülkesi ol- maya aday. Hazar'ın da kendine gö- re bazı ahlakı, siyasi ve tı- cari riskleri yok değil. Ba- kü'de iş yapmak, Azerbay- • Batılı uzmanlar, Hazar'a geleceğin Ortadoğu'su gözüyle bakıyor. Ne var ki Hazar'ın riskleri yok değil. Observer gazetesine göre Bakü'de iş yapmak, Azerbaycan Devlet Başkanı Aliyev'in ailesiyle iş yapmak demek. HAYALLERİN PETROL SAHASI HAZAR 'Hindistan can Devlet Başkanı Haydar AByev'm sülalesıyle iş yap- mak demek. Azerbaycan petrol şirketinın başında Ali- yev'in oğlu Naökvar. Komü- nist ve tslami partilerin lider- leri. ülkenin güney ve ku- zey komşulan (Iran ile Rus- ya) için Truva atı olabile- cekleri endişesiyle içerde tu- tuluyor. I HeİebirABDolalım' Başkanın dış ilişkiler da- nışmanı VefaGülizade "He- lebir ABDseviyesinegeiefim, herkesin parti kurmasına izin vereceğiz. Ama şimdi izin verirsek, demokrasiyi baltalanz" diyor. Diplomatlara göre Azer- baycan'da yolsuzluk, çürü- müşlük dizboyu. Daglık Ka- rabağ yüzünden Ermenis- tan 'la yapılan savaş ıse şim- dilik askıya alınmış durum- da. VVashington'un Arap-ts- rail gerginliğindeki arabu- luculuğunun Kaflcas versiyo- nu sahneleniyor burada. Bu oyunun iki önemli aracı pet- rol ve oy. Kafkaslarda, pet- rolcü ülke rolünü Azerbay- can, ABD'de lobıcilik ya- pangrubuda Israil yerine Er- menistan üstleniyor. Kazakistan biraz daha is- tikrarlı gözükmekle birlikte, Sovyetler Birliği yıllanndan kalma etnik çeşitliliğın ya- rattığı sorunlarla boğuşuyor. Kazaklarla Azeriler, Mos- kova ve Tahran'la Hazar De- nizi'ndeki kara sulan tanım- laması konusundaanlaşmaz- lık içinde. ABD Dışişleri'nden bir yetkili, Ortadoğu ile Ha- zar'ın farkını açıklarken *Yi- ne de kendimizi bu ülkekre bir depo dolusu silah satar- ken hayal edemiyorum" di- yor. Yetkılı şöyle devam edi- yor: "Farzedeüm ki, bir sa- vaş çıktL Biz buna müdaha- leedecekmhiz,hiçsanmam." ABD Donanması henüz dört yanı karayla çevrilı Ha- zar'a nerden bir savaş uça- ğı göndenrim diye bir plan yapmadı. ama ABD birlik- leri, yakın zaman önce Ka- zak çölündekı en uzun süre- li askeri tatbikatını gerçek- leştirdi. Kazakistan Devlet Baş- kanı Nursuhan Nazarbayev, geçen hafta ABD Savunma Bakanı William Cohen'le bir savunma anlaşması im- zaladı. Casuslar savaşı Bölgedeki askeri haber alma savaşına ilk kayıp, 1993"te ABD Büyükelçili- ği'nde görevli Fred Wood- rufTun Gürcıstan'da sır öl- dürülmesiyle verilmişti. Ce- sedi almaya da Amerikan Merkezi Haberalma Teşkı- latı ClA'nin Başkanı James Waolsey gitmişti. Bu sır ölü- mün tesadüften ıbaret oldu- ğunu savunan ABD, Wood- ruffın başınagelenlerle. ci- nayetten biray önce CIA gö- rev lısi Aklrihc Aınes'in Gür- cıstan'a yaptığı zıyaret ara- sında bağlantı olduğunu da yalanladı. Ames'indahason- ra Rus ajanı olduğu iddıa edıldı. Şımdı sahne, 1993'e göre çok daha karmaşık. Rusya, Batı Avrupa ülkele- ri, Türkiye, Iran, Çin, başlı- ca aktörler. Rusya'nın böl- gedeki etkınlığı. Osmanlı lmparatorlugu'nun Ortado- ğu'daki etkınliğinin yavaş yavaş sönmesı gibı azalıyor Batılı ülkeler, bölgedeki otoriter rejimleri şimdilik yumuşak üsluplarla eleştir- meyi tercih ediyor. Gelecek ne gösterir bılınmez. Ba- tı'nın Hazar petrolüne ba- ğımlılığının, ileride yerel ça- tışmalara asken müdahale- ya kadar varmayacağının hiçbir garantisi yok. Ş / Dr. ANDREW MANGO Avrupa Birliği'ne girrrte düşün- cesi Kıbns sorununun özünü de- ğiştirmiyor. Oysa bu sorunda se- çenekler bellidir. Kıbns üyeliği ko- nusunda görüşmelerin başlarnası, sonuçlandırıl- ması anlamına da gelmez. Çünkü başta Alman- ya ve Italya dmak üzere, Avrupa Birliği'nin çoğu üyelen, adada anlaşma sağlanmadıkça Kıbns'ı aralanna almak istemiycxlar. Aynca Almanya ya da Ingiltere'nin bir tek oyu ve vetosu varken küçük Yunanistan'la daha da küçük Rum Kıbnsı'nın bi- rer oy ve vetosu olması tabiatoyla istenmiyor. Ne var ki Avrupa Biriiğı'ndeki pazarlıklann ne getire- cegi önceden kestirilemez. Kıbns Rum hükümeti de tüm ümrtlerini Avrupa üyelığine bağlamryor. Aksi halde Rusya'dan füze almaya teşebbüsetmezdi. Füzetehdidi "Çözüm- süzlük çözümdür" savına karşı yöneliktir. Dünya- ya vermek istedikleri mesaj şudur: Sorun çözül- mezse, yani kabul edebileceğimiz biçımde çözül- mezse, gerginlik tırmanacak, daha doğrusu ger- ginliğı tınnandıracağız. Füzelerin sırf savunma için yerieştirileceği iddiasına inanmak güçtür. Çünkü Kıbns Türkleri ve onlan destekleyen Türkiye, elle- rindeki topraklardan fazlası ile memnunlar -hatta Gazımagosa'nın Maraş bölgesinı anlaşma anın- da Rumlara geri vermeye hazırlar. Dolayısıyla du- rup dururken Rumlara saldırmalan için hiçbir ne- den yoktur. Bu durumda Rumlann füze alımını bir baskı, bir zorlama aracı olarak düşündükleri açık- tır. Füze bunalımı patlak verdiğinde, Amerika baş- ta ofmak üzere Batı ülkeleri, Rumlan füze almak- tan vazgeçirmeye, bütün taraflan dateskin etme- ye çalışmıştır. Sonuçta füzelerin yerleştirilmesi bir yıl geciktirilmiştir, ama rampalann hazırlanması zaten belirli bir zaman alacağı için bunun pratik degen sınırlıdır. Ne olursa olsun, bunalımdan çık- mak için diplomatik çabalar bütün hızıyfa devam ediyor. Bu arada dikkat Kıbns'tan ziyade, Türk-Yu- nan ilişkileri sorunsalına çevrilmiş bulunuyor. Gerçi Türkiye ile Yunanistan'ın 1959'da Zürihte anlaşmış olmalan Kıbns sorununu kökünden çö- zümlemeye yetmemişti. Yıllar sonraTurgut Özal'a Andreas Papandreu, yine Isviçre'de, Davos'ta, buluştuklanndadaha mütevazı biranlaşmaya var- mışlardı. Bu da Kıbns'ı bir tarafa bırakıp diğer Türk-/ Yunan anlaşmazlıklan üzerine eğilmekti. Ne yazık ki buna da muvaffak olunamadı. Şimdi ge- linen noktada Kıbns sorununu tecrit etmek daha da güçtür. Çünkü Yunanistan'la Kıbns Rumlan or- tak savunma doktrini adı altında askeri işbıriiği kurmuşlardır Ve Ingiliz deyimiyle "Kıbns Rum kuy- nığu Atina köpeğini sallryor," Füze bunalımının teh- likesi bundandır. Ne var ki uçurumun kenanna da- ha önce de gelinmişti: 1967 ve 1974 Kıbns sür- tüşrnesi sırasında, sonra Ege'de kıta sahanlıgı ile ilgili Sizmik krizinde ve Kardak bunalımında. Bü- Federasyon ve Çözümsüzlüktün bu bunalımlarda savaş tehlikesi şon anda ön- lenmişti. Şimdi de Kıbns Rumlannı füze alımından vazgeçirmek için bir formül aranryor. Ama bu ara- da ne Avrupa üyeliğinin ne de füzelerin Kıbns so- rununa çözüm getirmeyeceği belli olmuştur. Or- tada kalan, 1964 'ten bu yana devam eden Birieş- miş Milletler'in hizmet, yani aracıhk sürecidir. Bu süreçten mutlak bir mutabakat formülü çık- mıştır. Kıbrıs'ta iki taraf da eşit haklara sahip iki ke- simli iki toplumlu federasyon ilkesini kabul etmiş- tir. Ancak federasyona ayn gözle bakıyoriar. Bu yo- rum farklannı bir tarafa bırakarak, federasyon fik- ri üzerinde biraz duralım. Federasyonlar ancak ta- raflann nzası ile var olabilir.Bu bakımdan Sayın Rauf Denktaş'ın "federasyon yolun başlangıcı de- ğil, sonudur" sözüne katlınm. Bugünlerde ise Kıb- nsjı Rumlarla Türkier arasında dostuk biryana, hoş- görü dahi eksiktır. Gerçi federasyon formülü ze- vahiri kurtarmak için yararlı olabılir ve basın haber- terine bakılacak olursa Başkan Clinton'ın özel tem- F ederasyonlar ancak taraflann nzası ile var olabilir. Bugünlerde ise Kıbnslı Rurnlarla Türkier arasında dostluk bir yana, hoşgörü dahi eksiktir. Kıbns'ta iki toplumun anlaşmasında zorlama netice vermez, 1960'ta vermediği gibi. silcisi Richard Holbrooke bunu idrak etmekte ve iki egemen kesim arasında irtibat bürosu ötesin- de bir anlam taşımayacak bir federasyon için ha- len uğraşmaktadır. Ama Rumlann bunu kabul et- meleri ihtimalı zayıftır. Bu arada genel kural yine geçeriidir, yani federasyon toplumlar arası anlaş- manın öncüsü olamaz, olsa olsa sonucu dur. Ya- ni gelip dolaşıp hep aynı noktaya geliyoruz: Kıb- ns'ta iki toplumun anlaşmasında zorlama netice vermez, 1960'ta vermediği gibi. Tabii bu arada, Tür- kiye ile Yunanistan'ın adadaki soydaşlanndan des- teği çekmeleri beklenemez. Ama neticeyi zorla- mamada mutabık kalırlarsa, başkalan işın içine ka- nştırmaktan vazgeçerierse, Kıbns soaınunun, tıp tabiriyle, akut hali geçer. Ondan sonra iki toplu- mun anlaşıp anlaşmaması ısteklerine ve tarihin seyrine bırakılabilir. Bugünkü bunalımdan çıkmak için başka bir yol göremiyorum. Durum bu iseTürkiye ile Yunanistan'ın Kıbns so- rununu gerçekten bir tarafa bırakmalannın, neti- ceyi zorlamamada mutabık kalmalannın olasılığı üzennde durmak lazım. Iç siyasi baskılardüşünü- lürse, bu kolay olmayacak- tır. Ne var ki coğrafya değiş- tirilemez. Meşhur deyimle, iki ülke komşu kalmaya mah- kûmdur. Bu halde ergeç bir çizgide anlaşacaklar. Durumu degertendiren dört kıdemli emekli Yunan büyükelçisi 1995te yayımladıklan btrrisaledeKıb- ns'ta iki ayn devletin tanınmasının en azından dü- şünülebileceğini ileri sürdüler. Hemen kaydedelim ki Yunan kamuoyu bu düşünceyi benimsemekten halen uzaktır. Ancak anlaşmazlığa götüren iç bas- kılara karşın anlaşma lehinde de gerek ıç gerek- se dış baskılar var. Bugünlerde Türkiye ile Yuna- nistan arasında anlaşma ısteği daha çok işdün- yasında ve belirli aydın çevrelerde dile getiriliyor. Dışanda da anlaşma lehinde yapılan diplomatik gi- rişimler bugünlerde gerek Avrupa gerekse Arrie- rika'da arkası kesilmeyen sempozyumlar, konfe- ranslar ve seminerierie destekleniyor. Bütün bu ça- balar anlaşmanın hangi temellere oturtulabilece- ğini açıklığa çıkarmaya yardımcı olmalıdır. Türki- ye ile Yunanistan arasındaki anlaşmazlıklar üç SH nrfa aynlabilir. Birinci azınlıklarta ilgilidir ki bu ko- nu zaten Lozan'da karara bağlanmış olup antlaş- manın kaidelerine uymak yeteriidir. Anlaşmazlık- lann ikinci grubu Lozan ve müteakip anlaşmalar yapıldıktan sonra Ege denizinde ortaya çıkan so- runlardır. Ege sorunu bana verilen konunun dışın- da olduğu için bunu tahlil etmeyip düşüncemi bir tek cümle ile dile getireceğim. Bence er veya geç karasutan, kıta sahanlığı, hava sahası, adalann tahkimi, kayalıklann mülkiyeti ve diğer tartışmalı konulan karara bağlanacak, Montreaux Konvak- siyonu'na benzer bir Ege Konvansiyonu'na ih- tiyaç vardır ki Ege Denizi uluslararası bir geçiş yolu olduğu için diğer devletler de buna katıl- malıdır. Geride Kıbns kalıyor. Kıbns'ın Ege'den ön- ce mi, sonra mı, birlikte mi ete alınması gerektiği tartjşılmalıdır. Belki önemli de değil, yeter ki sorunun gerçekleri anlaşılsın ve dış dünya olmayacak duaya amin dedirtmekten vazgeçsin. Adanın bölünmüş- lüğü bir gerçektir. Bunun sona erdirilmesini is- teyenterönce yumuşatılmasına baksınlar. Yumuşat- ma süreci de aceleye getirilemez. Oysa bugün dış dünya hemencecik anlaşma sağlamaya çalışır- ken, adanın içinde ve etrafında gerginlik gevşetil- miyor, tersine arttınlıyor. Bunun sonucunda kırk yıl- lık Kıbns sorununda yeni bir bunalımla karşı kar- şıya bulunuyoruz. Ama şunu da unutmayalım ki atJatılan her bunalım fiili durumu pekiştırip tanın- ması gereğini gözler önüne seriyor. Ve eninde sonurida sorunun Latincede uti possidetis, yani "elinizde o/an elinizde fcafe/n" diye ifade edilen formül uyannca çözüm bulmasına yol açıyor. Bu sonuca kazasız belasız vanlmasını dılerim. İİTTİ ECumhuriyet kitap kulübü TAKSİM Sergi Salonu ARALİK ÂYI ETKİNÜKLERİ SÖYLESİLİİMZA GÜNU 2 Arahk Salı Saat:16.00-18.00 OKTAY AKBAL MÜCAP OFLUOĞLU Kitaplannı imzalıyoriar Adres: Istiklal Cad. (Aksanat Karşısı) Taksim Tel:252 38 81/82 VALANTIN CÜZELLİK ENSTİTÜSÜ hizmetinize açılmıştır. Mehmetçik Sk. Nalçacı Apt. No: 10/1 D: 1 Bahçelievler-İST. Tel.:5572856 DOGAN CANKU ÖZEL ETÜT MÜZİK KURSU "Gitar - piyano - keman" yeni gruplar için kayıtlar devam etmektedir. 327 59 36-37 (Kadın Sağlığı ve Aile Planlaması) Hizmet Sistemi Bilgi Hattı: 212 - 257 06 46 BİR^İN WASHE\GTON TEMASLARI 'TSK laiklik ve demokrasinin koru}oıcusu' FUAT KOZLUKLU WASH1NGTON - Genel- kurmay tkinci Başkanı Orge- neral Çevik Bir, Türk Sılahlı Km'vetleri'nin Türkiye Cum- huriyeti'ni her türlü kökten- dincı grup ve örgütlere karşı korumakta, dikkatli ve karar- lı olduğunu, bu yöndekı gö- revin, Türk Silahlı Kuvvetle- ri'ne anayasa ile TBMM ta- rafindan çıkanlan Iç Hizmet Kanunu'yla verildiğini söyle- di. Türk Amerikan Yüksek Düzeyli SavunmaGrubu top- lantılanna katılan Bir, cumhu- riyetin temel felsefesı ve ana- yasa! ilkeler konusunda TSK'nm dünkü ve bugünkü tutumu ile gelecekte sergile- yeceğı ta\Ta ilişkın açıklama- larda bulundu. Genelkurmay tkinci Başka- nı Çevık Bir'e. önceki gün Amenka Atatürk Derneğı ta- rafından "Laiklik ve Demok- rasi" ödülü venldı. Bir. Amerikan Savunma Bakanı VVilliam Cohen'le ön- ceki gûnkü görüşmesi sıra- sında Amerika'nın müttefiğı Türkiye'ye karşı uyguladığı si- lah ambargosunun "daj'anış- ma ruhuna uymadığınr vur- gulayarak silah alımlan ve transferlerinde yaşanan güç- lüklenn bir an önce aşılması gerektiğini söyledi. Cohen, Clinton yönetiminin yıllardır öne sürdüğü gerekçeleri yine- ledi ve "Kongre gerçeklerini biliyorsunuz. Silah satışlan Kongre'ye takılryor" dedi. Bir, Cumhurijet'ın sorusu üzenne''BizTürkSilahlıKm- vetleriolarakGüneydoğuAna- dolu'daki ve Kuze> Irak'taki PKK militanlannı marjinal hale getirdik. Kuze> Irak'ta ilk defa bu denli büyük bir darbe yediler. Sos>-al« eko- nomik tedbirlerin de hızlan- dınbnası halindeöyiesanıyo- ruzkiyakm birgelecekte PKK teröründen hepimiz kurtui- muş olacağız" diye konuştu. tnsan haklan konusuna da değinen Bir şunlan söyledi: "Biz şunu iddia edh-oruz, Türk SUahh Ku\Aetleri ve il- gili müesseseleri olarak insan haklan konusunda çoğu Av- rupa ülkesinden ilerideyiz. Maaksefbiz insan haklan ko- nusunda bir çifte standartla karşı karşıyavız. Bugün biz bütün askeri okullarunızda insan haklankonusundaders- ler veriyoruz.'" TSK'nm insan haklanna saygılı. Atatürkçü düşünce sistemine bağlı. demokratik, laık ve sosyal bir hukuk dev- leti olan Türkiye Cumhuriye- ti'nin koruyucusu olduğunu \urgulayan Bir. "TSK,bugö- re>i Türkiye Cumhuriyeti \na\asası'nın kendine verdi- ği> ı asal çerçevede her zaman, her zenün ve her şart altında yerine getirme azim ve kara- nndadir" dedı DENKTAŞ ISTAIVBLTDA 'ABYunan oyununa geldi' tstanbul Haber Servisi - KJCTC Cumhurbaşkam Ra- uf Dentaş, Kıbns Rum yö- netimıni tam üyelık görüş- melerine çağıran Avrupa Birligi'nin (AB) Yunanis- tan'ın oyununa geldiğini söyledi. KJCTC Cumhurbaşkam Denktaş. Harp Akademile- ri K.o_mutanı Orgeneral Ne- cari Ozgen'in davetlisi ola- rak. "Kıbns'ta Son Durum' konulu bir konferans ver- mek üzere dün tstanbul'a geldi. Denktaş, Atatürk Hava- limanı'nda yaptığı açıkla- mada. AB'nin, Kıbrıs'ın temsilcısi olarak sadece Rum yönetımıni görmesi- niru 1960anlaşmalanna,hu- kuka. insanlıga ve demok- rasiye aykın bir hareket ol- duğunu söyledi. Bu hafta sonu Almanya'ya yapaca- ğı zıyaretin önemine de de- ğinen KJCTC Cumhurbaş- kam Denktaş. "Almanya, önemli bir devlet ÖzeUikk AB konusunda âğirhğı olan bir devlet ARYunanistan'uı oyununa getmiştir" dedi. Kıbns'ta. toplumlarara- sı görüşmelerin, AB'nin yanlı tutumu nedeniyle nok- talandığını bildıren Denk- taş, şunlan söyledi: "Sözde Kürt pariamen- tosu diye, gerçekte terör ör- gütü temsilcilerini Kıbns ta bağırlanna basmışlardır. Türkive'nin düşmanlanyla kol kola giren insanlann, Kuzey Kıbns'taki Türkler- le dostluk yapması müm- kün değüdir. Bunlar,tehüke- li oyunlardır. Biz ümh ede- riz ki, akıllı insanlar bu gj- dişaün önüne gececektir." ECumhuriYet kitap kulübü TAKSİM Sergi Salonu ARALÎK ÂYt ETKİNÜKLERİ SOYLESİLİ İMZA GÜNÜ 4 Arahk Perşembe Saat:17.00-19.00 ERDAL ÖZ 5 Arahk Cuma Saat:17.00-19.00 ORAL CALISLAR 6Aralık Cumartesj Saat:14.00-16.00 DEMİRTAS CEYHUN 6 Arahk Cumartesi Saat:17.00-19.00 AYDIN BOYSAN 12 Arahk Cuma Saat:17.00-19.00 RAİF ERTEM 13 Arahk Cumartesi Saat:17 00-19.00 DENİZ SOM-FİKRET KIZILOK 19 Arahk Cuma Saat:17.00-19.00 ALPAY KABACALI 20 Arahk Cumartesi Saat:14.00-16.00 YEDATGÜNYOL 20 Arahk Cumartesi Saat: 16.00-18.00 ATİLLA DORSAY 13-27 Arahk (Pazartesi hariç her gün 10.00-19.00) TÜMAY ÖCOK Adres. Istiklal Cad. (Aksanat Karşısı) Taksim Tel:252 38 81/82 1979 MERCEDES 230/4 Otomatik, Kiimalı 43.000 km. Orijinal Garaj Arabası. Tel: 0532 264 37 84
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle