Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 KASIM 1997 PERŞEMBE
8 DIŞ HABERLER
Yunanistan'a
öneri
• ATİNA (AA) -
Türkiye'nın, Avrupa Birliği
dönem başkanı
Lüksembourg aracılığıyla,
önceki gün Yunanistan'a,
aralanndaki sorunlan ele
almak için oluşturulan
Uzmanlar Komitesi'nin 10
Aralık'ta toplanmasıru
önerdiği bildirildi.
Yunanistan hükümet sözcüsü
Dimitri Reppas, dün
düzenlediği basın
toplanüsında, komitenin
Türk üyelerinin Lüksemburg
aracılığıyla gönderdiği ve bir
dizi öneri içeren metnin
incelendiğini söyledi.
• TAHRAN (AA) - tran'ın
Şiraz kentınde cinayetten
tecavüze. adam kaçırmadan
hırsızlığa, yolsuzluktan sahte
evrak düzenlemeye kadar
sayısız şuç işleyen ve
"Binbirsurat" diye tanınan
Ahmed Tebiabadi idam
edildi. Iran gazetesinin
haberine göre, Şiraz'ın
Şüheda (Şehitler)
meydanındakı ıdamı binlerce
kişi izlerken, Binbirsurat'a
idamından önce lOOkırbaç
vuruldu. Binbirsurat, sahte
kimlikle doktorluk yaparken
tedavi 12 kız ve erkek
çocuğu kaçırdı ve 5 küçük
kıza tecavüz ettı.
BoneMe
gelenölüm
• SOFYA(AA)-Fuzairoz
adlı buğday hastalığının,
parazit yoluyla insanlara da
bulaştığı ve bağışıklık
sisteminı etkileyerek ölüme
neden olduğu öne sürüldü.
Rusya'da yayımlanan
Moskovskiye Novosti
gazetesinde yer alan bir
habere göre genelde uzun
süre silolarda bekleyen
buğdayda ortaya çıkan
hastalığın ürettiği paraatler,
bu buğdaydan yapılan, başta
ekmek olmak üzere tüm
yiyecek maddeleri yoluyla
insanlara da bulaşıyor.
Dünyada AIDS
patlaması
• PARİS (AFP> Dünyada
30 mılyon ınsanın AIDS
hastalığına yol açan HIV
virüsü taşıdığı ve günde 16
bin kişinin bu virûsü aldığı
bildirildi.BM'nin AIDS ile
ilgili sürdürdüğü program
(UNAIDS) çerçevesinde
hazırlanan raporda. HIV
virüsü taşıyan insanlann
yüzde 90'nın gelişmekte
olan ülkelerde yaşadığı
belirtildı. UNAIDS verilerine
göre, 1997'de5milyon800
bin kişinin HFV virüsü aldı.
HIV virüsünün başka
insanlara bulaşmasi
engellense bile 2000 yılında,
AIDS hastalığını taşıyan
insan sayısının 40 milyon
olacağı tahmin ediliyor.
Petrol rezervleri Hazar'm çehresini bugûn için değiştirmedi, ama uzmanlara göre önümüzdeki yıllarda bölgedeki ekonomik ve sosyal yapı tamamen değişecek.
Petrol yeni., hikâye esldDış HaberierServfca -Ba-
tılı enerji şirketlerinin Ha-
zar'a kıyısı olan Azerbay-
can ve Kazakistan'a yaptı-
ğı milyarlarca dolarlık yatı-
nm, geçen haftalarda mey-
vesini verdı. Uzun zamandır
beklenen Hazar petrolü yo-
la çıktı. Ingiltere'de yayım-
lanan Observer gazetesinde
görüşleri yer alan Batılı je-
osrrateji uzmanlanna göre
Hazar. Yirmi Birinci Yüzyı-
lın Ortadoğu'su olacak.
"Gözyaşlannın akmadığı,
kartellerin. savaşlann veya
djktatörlerin" bulunmadığı
bir Ortadoğu. Uzmanlara
göre Hazar ABD. Avrupa ve
Doğu Asya ülkeleri için gü-
venilir birpetrol kaynağı ol-
maya aday.
Kazakistan'ın başkentı
Almatı'da bulunan Batılı bir
diplomat *Enerji açısından
Hazarhavzasının başta ABD
olmak üzere bfltiin Ban ül-
keleri ve Japonya için stra-
tejik bir önemi olduğu ke-
sin" diyor ve ekliyor: "Or-
tadoğuVa alternatifoluştur-
duğu su götürmez."
ABD hükümetınin tah-
minlerıne göre Azerbay-
can'dakı petrol rezervleri,
Kuveyt'tekı rezervlerle ya-
nşabilecek güçte. Kazakis-
tan, dünyanın petrol üreten
dördüncü büyük ülkesi ol-
maya aday.
Hazar'ın da kendine gö-
re bazı ahlakı, siyasi ve tı-
cari riskleri yok değil. Ba-
kü'de iş yapmak, Azerbay-
• Batılı uzmanlar, Hazar'a geleceğin Ortadoğu'su gözüyle bakıyor. Ne var
ki Hazar'ın riskleri yok değil. Observer gazetesine göre Bakü'de iş yapmak,
Azerbaycan Devlet Başkanı Aliyev'in ailesiyle iş yapmak demek.
HAYALLERİN PETROL SAHASI HAZAR
'Hindistan
can Devlet Başkanı Haydar
AByev'm sülalesıyle iş yap-
mak demek. Azerbaycan
petrol şirketinın başında Ali-
yev'in oğlu Naökvar. Komü-
nist ve tslami partilerin lider-
leri. ülkenin güney ve ku-
zey komşulan (Iran ile Rus-
ya) için Truva atı olabile-
cekleri endişesiyle içerde tu-
tuluyor.
I
HeİebirABDolalım'
Başkanın dış ilişkiler da-
nışmanı VefaGülizade "He-
lebir ABDseviyesinegeiefim,
herkesin parti kurmasına
izin vereceğiz. Ama şimdi
izin verirsek, demokrasiyi
baltalanz" diyor.
Diplomatlara göre Azer-
baycan'da yolsuzluk, çürü-
müşlük dizboyu. Daglık Ka-
rabağ yüzünden Ermenis-
tan 'la yapılan savaş ıse şim-
dilik askıya alınmış durum-
da.
VVashington'un Arap-ts-
rail gerginliğindeki arabu-
luculuğunun Kaflcas versiyo-
nu sahneleniyor burada. Bu
oyunun iki önemli aracı pet-
rol ve oy. Kafkaslarda, pet-
rolcü ülke rolünü Azerbay-
can, ABD'de lobıcilik ya-
pangrubuda Israil yerine Er-
menistan üstleniyor.
Kazakistan biraz daha is-
tikrarlı gözükmekle birlikte,
Sovyetler Birliği yıllanndan
kalma etnik çeşitliliğın ya-
rattığı sorunlarla boğuşuyor.
Kazaklarla Azeriler, Mos-
kova ve Tahran'la Hazar De-
nizi'ndeki kara sulan tanım-
laması konusundaanlaşmaz-
lık içinde.
ABD Dışişleri'nden bir
yetkili, Ortadoğu ile Ha-
zar'ın farkını açıklarken *Yi-
ne de kendimizi bu ülkekre
bir depo dolusu silah satar-
ken hayal edemiyorum" di-
yor. Yetkılı şöyle devam edi-
yor: "Farzedeüm ki, bir sa-
vaş çıktL Biz buna müdaha-
leedecekmhiz,hiçsanmam."
ABD Donanması henüz
dört yanı karayla çevrilı Ha-
zar'a nerden bir savaş uça-
ğı göndenrim diye bir plan
yapmadı. ama ABD birlik-
leri, yakın zaman önce Ka-
zak çölündekı en uzun süre-
li askeri tatbikatını gerçek-
leştirdi.
Kazakistan Devlet Baş-
kanı Nursuhan Nazarbayev,
geçen hafta ABD Savunma
Bakanı William Cohen'le
bir savunma anlaşması im-
zaladı.
Casuslar savaşı
Bölgedeki askeri haber
alma savaşına ilk kayıp,
1993"te ABD Büyükelçili-
ği'nde görevli Fred Wood-
rufTun Gürcıstan'da sır öl-
dürülmesiyle verilmişti. Ce-
sedi almaya da Amerikan
Merkezi Haberalma Teşkı-
latı ClA'nin Başkanı James
Waolsey gitmişti. Bu sır ölü-
mün tesadüften ıbaret oldu-
ğunu savunan ABD, Wood-
ruffın başınagelenlerle. ci-
nayetten biray önce CIA gö-
rev lısi Aklrihc Aınes'in Gür-
cıstan'a yaptığı zıyaret ara-
sında bağlantı olduğunu da
yalanladı. Ames'indahason-
ra Rus ajanı olduğu iddıa
edıldı. Şımdı sahne, 1993'e
göre çok daha karmaşık.
Rusya, Batı Avrupa ülkele-
ri, Türkiye, Iran, Çin, başlı-
ca aktörler. Rusya'nın böl-
gedeki etkınlığı. Osmanlı
lmparatorlugu'nun Ortado-
ğu'daki etkınliğinin yavaş
yavaş sönmesı gibı azalıyor
Batılı ülkeler, bölgedeki
otoriter rejimleri şimdilik
yumuşak üsluplarla eleştir-
meyi tercih ediyor. Gelecek
ne gösterir bılınmez. Ba-
tı'nın Hazar petrolüne ba-
ğımlılığının, ileride yerel ça-
tışmalara asken müdahale-
ya kadar varmayacağının
hiçbir garantisi yok.
Ş / Dr. ANDREW MANGO
Avrupa Birliği'ne girrrte düşün-
cesi Kıbns sorununun özünü de-
ğiştirmiyor. Oysa bu sorunda se-
çenekler bellidir. Kıbns üyeliği ko-
nusunda görüşmelerin başlarnası, sonuçlandırıl-
ması anlamına da gelmez. Çünkü başta Alman-
ya ve Italya dmak üzere, Avrupa Birliği'nin çoğu
üyelen, adada anlaşma sağlanmadıkça Kıbns'ı
aralanna almak istemiycxlar. Aynca Almanya ya da
Ingiltere'nin bir tek oyu ve vetosu varken küçük
Yunanistan'la daha da küçük Rum Kıbnsı'nın bi-
rer oy ve vetosu olması tabiatoyla istenmiyor. Ne
var ki Avrupa Biriiğı'ndeki pazarlıklann ne getire-
cegi önceden kestirilemez.
Kıbns Rum hükümeti de tüm ümrtlerini Avrupa
üyelığine bağlamryor. Aksi halde Rusya'dan füze
almaya teşebbüsetmezdi. Füzetehdidi "Çözüm-
süzlük çözümdür" savına karşı yöneliktir. Dünya-
ya vermek istedikleri mesaj şudur: Sorun çözül-
mezse, yani kabul edebileceğimiz biçımde çözül-
mezse, gerginlik tırmanacak, daha doğrusu ger-
ginliğı tınnandıracağız. Füzelerin sırf savunma için
yerieştirileceği iddiasına inanmak güçtür. Çünkü
Kıbns Türkleri ve onlan destekleyen Türkiye, elle-
rindeki topraklardan fazlası ile memnunlar -hatta
Gazımagosa'nın Maraş bölgesinı anlaşma anın-
da Rumlara geri vermeye hazırlar. Dolayısıyla du-
rup dururken Rumlara saldırmalan için hiçbir ne-
den yoktur. Bu durumda Rumlann füze alımını bir
baskı, bir zorlama aracı olarak düşündükleri açık-
tır. Füze bunalımı patlak verdiğinde, Amerika baş-
ta ofmak üzere Batı ülkeleri, Rumlan füze almak-
tan vazgeçirmeye, bütün taraflan dateskin etme-
ye çalışmıştır. Sonuçta füzelerin yerleştirilmesi bir
yıl geciktirilmiştir, ama rampalann hazırlanması
zaten belirli bir zaman alacağı için bunun pratik
degen sınırlıdır. Ne olursa olsun, bunalımdan çık-
mak için diplomatik çabalar bütün hızıyfa devam
ediyor. Bu arada dikkat Kıbns'tan ziyade, Türk-Yu-
nan ilişkileri sorunsalına çevrilmiş bulunuyor.
Gerçi Türkiye ile Yunanistan'ın 1959'da Zürihte
anlaşmış olmalan Kıbns sorununu kökünden çö-
zümlemeye yetmemişti. Yıllar sonraTurgut Özal'a
Andreas Papandreu, yine Isviçre'de, Davos'ta,
buluştuklanndadaha mütevazı biranlaşmaya var-
mışlardı. Bu da Kıbns'ı bir tarafa bırakıp diğer
Türk-/ Yunan anlaşmazlıklan üzerine eğilmekti. Ne
yazık ki buna da muvaffak olunamadı. Şimdi ge-
linen noktada Kıbns sorununu tecrit etmek daha
da güçtür. Çünkü Yunanistan'la Kıbns Rumlan or-
tak savunma doktrini adı altında askeri işbıriiği
kurmuşlardır Ve Ingiliz deyimiyle "Kıbns Rum kuy-
nığu Atina köpeğini sallryor," Füze bunalımının teh-
likesi bundandır. Ne var ki uçurumun kenanna da-
ha önce de gelinmişti: 1967 ve 1974 Kıbns sür-
tüşrnesi sırasında, sonra Ege'de kıta sahanlıgı ile
ilgili Sizmik krizinde ve Kardak bunalımında. Bü-
Federasyon ve Çözümsüzlüktün bu bunalımlarda savaş tehlikesi şon anda ön-
lenmişti. Şimdi de Kıbns Rumlannı füze alımından
vazgeçirmek için bir formül aranryor. Ama bu ara-
da ne Avrupa üyeliğinin ne de füzelerin Kıbns so-
rununa çözüm getirmeyeceği belli olmuştur. Or-
tada kalan, 1964 'ten bu yana devam eden Birieş-
miş Milletler'in hizmet, yani aracıhk sürecidir.
Bu süreçten mutlak bir mutabakat formülü çık-
mıştır. Kıbrıs'ta iki taraf da eşit haklara sahip iki ke-
simli iki toplumlu federasyon ilkesini kabul etmiş-
tir. Ancak federasyona ayn gözle bakıyoriar. Bu yo-
rum farklannı bir tarafa bırakarak, federasyon fik-
ri üzerinde biraz duralım. Federasyonlar ancak ta-
raflann nzası ile var olabilir.Bu bakımdan Sayın
Rauf Denktaş'ın "federasyon yolun başlangıcı de-
ğil, sonudur" sözüne katlınm. Bugünlerde ise Kıb-
nsjı Rumlarla Türkier arasında dostuk biryana, hoş-
görü dahi eksiktır. Gerçi federasyon formülü ze-
vahiri kurtarmak için yararlı olabılir ve basın haber-
terine bakılacak olursa Başkan Clinton'ın özel tem-
F ederasyonlar ancak taraflann nzası
ile var olabilir. Bugünlerde ise Kıbnslı
Rurnlarla Türkier arasında dostluk bir
yana, hoşgörü dahi eksiktir. Kıbns'ta iki
toplumun anlaşmasında zorlama netice
vermez, 1960'ta vermediği gibi.
silcisi Richard Holbrooke bunu idrak etmekte ve
iki egemen kesim arasında irtibat bürosu ötesin-
de bir anlam taşımayacak bir federasyon için ha-
len uğraşmaktadır. Ama Rumlann bunu kabul et-
meleri ihtimalı zayıftır. Bu arada genel kural yine
geçeriidir, yani federasyon toplumlar arası anlaş-
manın öncüsü olamaz, olsa olsa sonucu dur. Ya-
ni gelip dolaşıp hep aynı noktaya geliyoruz: Kıb-
ns'ta iki toplumun anlaşmasında zorlama netice
vermez, 1960'ta vermediği gibi. Tabii bu arada, Tür-
kiye ile Yunanistan'ın adadaki soydaşlanndan des-
teği çekmeleri beklenemez. Ama neticeyi zorla-
mamada mutabık kalırlarsa, başkalan işın içine ka-
nştırmaktan vazgeçerierse, Kıbns soaınunun, tıp
tabiriyle, akut hali geçer. Ondan sonra iki toplu-
mun anlaşıp anlaşmaması ısteklerine ve tarihin
seyrine bırakılabilir. Bugünkü bunalımdan çıkmak
için başka bir yol göremiyorum.
Durum bu iseTürkiye ile Yunanistan'ın Kıbns so-
rununu gerçekten bir tarafa bırakmalannın, neti-
ceyi zorlamamada mutabık kalmalannın olasılığı
üzennde durmak lazım. Iç siyasi baskılardüşünü-
lürse, bu kolay olmayacak-
tır. Ne var ki coğrafya değiş-
tirilemez. Meşhur deyimle,
iki ülke komşu kalmaya mah-
kûmdur. Bu halde ergeç bir çizgide anlaşacaklar.
Durumu degertendiren dört kıdemli emekli Yunan
büyükelçisi 1995te yayımladıklan btrrisaledeKıb-
ns'ta iki ayn devletin tanınmasının en azından dü-
şünülebileceğini ileri sürdüler. Hemen kaydedelim
ki Yunan kamuoyu bu düşünceyi benimsemekten
halen uzaktır. Ancak anlaşmazlığa götüren iç bas-
kılara karşın anlaşma lehinde de gerek ıç gerek-
se dış baskılar var. Bugünlerde Türkiye ile Yuna-
nistan arasında anlaşma ısteği daha çok işdün-
yasında ve belirli aydın çevrelerde dile getiriliyor.
Dışanda da anlaşma lehinde yapılan diplomatik gi-
rişimler bugünlerde gerek Avrupa gerekse Arrie-
rika'da arkası kesilmeyen sempozyumlar, konfe-
ranslar ve seminerierie destekleniyor. Bütün bu ça-
balar anlaşmanın hangi temellere oturtulabilece-
ğini açıklığa çıkarmaya yardımcı olmalıdır. Türki-
ye ile Yunanistan arasındaki anlaşmazlıklar üç SH
nrfa aynlabilir. Birinci azınlıklarta ilgilidir ki bu ko-
nu zaten Lozan'da karara bağlanmış olup antlaş-
manın kaidelerine uymak yeteriidir. Anlaşmazlık-
lann ikinci grubu Lozan ve müteakip anlaşmalar
yapıldıktan sonra Ege denizinde ortaya çıkan so-
runlardır. Ege sorunu bana verilen konunun dışın-
da olduğu için bunu tahlil etmeyip düşüncemi bir
tek cümle ile dile getireceğim. Bence er veya geç
karasutan, kıta sahanlığı, hava sahası, adalann
tahkimi, kayalıklann mülkiyeti ve diğer tartışmalı
konulan karara bağlanacak, Montreaux Konvak-
siyonu'na benzer bir Ege Konvansiyonu'na ih-
tiyaç vardır ki Ege Denizi uluslararası bir geçiş
yolu olduğu için diğer devletler de buna katıl-
malıdır. Geride Kıbns kalıyor. Kıbns'ın Ege'den ön-
ce mi, sonra mı, birlikte mi ete alınması gerektiği
tartjşılmalıdır. Belki önemli de değil, yeter ki sorunun
gerçekleri anlaşılsın ve dış dünya olmayacak duaya
amin dedirtmekten vazgeçsin. Adanın bölünmüş-
lüğü bir gerçektir. Bunun sona erdirilmesini is-
teyenterönce yumuşatılmasına baksınlar. Yumuşat-
ma süreci de aceleye getirilemez. Oysa bugün
dış dünya hemencecik anlaşma sağlamaya çalışır-
ken, adanın içinde ve etrafında gerginlik gevşetil-
miyor, tersine arttınlıyor. Bunun sonucunda kırk yıl-
lık Kıbns sorununda yeni bir bunalımla karşı kar-
şıya bulunuyoruz. Ama şunu da unutmayalım ki
atJatılan her bunalım fiili durumu pekiştırip tanın-
ması gereğini gözler önüne seriyor. Ve eninde
sonurida sorunun Latincede uti possidetis, yani
"elinizde o/an elinizde fcafe/n" diye ifade edilen
formül uyannca çözüm bulmasına yol açıyor. Bu
sonuca kazasız belasız vanlmasını dılerim.
İİTTİ
ECumhuriyet
kitap kulübü
TAKSİM Sergi Salonu
ARALİK ÂYI ETKİNÜKLERİ
SÖYLESİLİİMZA GÜNU
2 Arahk Salı Saat:16.00-18.00
OKTAY AKBAL MÜCAP OFLUOĞLU
Kitaplannı imzalıyoriar
Adres: Istiklal Cad. (Aksanat Karşısı) Taksim Tel:252 38 81/82
VALANTIN
CÜZELLİK ENSTİTÜSÜ
hizmetinize açılmıştır.
Mehmetçik Sk. Nalçacı Apt. No: 10/1 D: 1 Bahçelievler-İST.
Tel.:5572856
DOGAN CANKU
ÖZEL ETÜT MÜZİK KURSU
"Gitar - piyano - keman"
yeni gruplar için kayıtlar devam etmektedir.
327 59 36-37
(Kadın Sağlığı ve Aile Planlaması)
Hizmet Sistemi
Bilgi Hattı: 212 - 257 06 46
BİR^İN WASHE\GTON TEMASLARI
'TSK laiklik ve
demokrasinin
koru}oıcusu'
FUAT KOZLUKLU
WASH1NGTON - Genel-
kurmay tkinci Başkanı Orge-
neral Çevik Bir, Türk Sılahlı
Km'vetleri'nin Türkiye Cum-
huriyeti'ni her türlü kökten-
dincı grup ve örgütlere karşı
korumakta, dikkatli ve karar-
lı olduğunu, bu yöndekı gö-
revin, Türk Silahlı Kuvvetle-
ri'ne anayasa ile TBMM ta-
rafindan çıkanlan Iç Hizmet
Kanunu'yla verildiğini söyle-
di.
Türk Amerikan Yüksek
Düzeyli SavunmaGrubu top-
lantılanna katılan Bir, cumhu-
riyetin temel felsefesı ve ana-
yasa! ilkeler konusunda
TSK'nm dünkü ve bugünkü
tutumu ile gelecekte sergile-
yeceğı ta\Ta ilişkın açıklama-
larda bulundu.
Genelkurmay tkinci Başka-
nı Çevık Bir'e. önceki gün
Amenka Atatürk Derneğı ta-
rafından "Laiklik ve Demok-
rasi" ödülü venldı.
Bir. Amerikan Savunma
Bakanı VVilliam Cohen'le ön-
ceki gûnkü görüşmesi sıra-
sında Amerika'nın müttefiğı
Türkiye'ye karşı uyguladığı si-
lah ambargosunun "daj'anış-
ma ruhuna uymadığınr vur-
gulayarak silah alımlan ve
transferlerinde yaşanan güç-
lüklenn bir an önce aşılması
gerektiğini söyledi. Cohen,
Clinton yönetiminin yıllardır
öne sürdüğü gerekçeleri yine-
ledi ve "Kongre gerçeklerini
biliyorsunuz. Silah satışlan
Kongre'ye takılryor" dedi.
Bir, Cumhurijet'ın sorusu
üzenne''BizTürkSilahlıKm-
vetleriolarakGüneydoğuAna-
dolu'daki ve Kuze> Irak'taki
PKK militanlannı marjinal
hale getirdik. Kuze> Irak'ta
ilk defa bu denli büyük bir
darbe yediler. Sos>-al« eko-
nomik tedbirlerin de hızlan-
dınbnası halindeöyiesanıyo-
ruzkiyakm birgelecekte PKK
teröründen hepimiz kurtui-
muş olacağız" diye konuştu.
tnsan haklan konusuna da
değinen Bir şunlan söyledi:
"Biz şunu iddia edh-oruz,
Türk SUahh Ku\Aetleri ve il-
gili müesseseleri olarak insan
haklan konusunda çoğu Av-
rupa ülkesinden ilerideyiz.
Maaksefbiz insan haklan ko-
nusunda bir çifte standartla
karşı karşıyavız. Bugün biz
bütün askeri okullarunızda
insan haklankonusundaders-
ler veriyoruz.'"
TSK'nm insan haklanna
saygılı. Atatürkçü düşünce
sistemine bağlı. demokratik,
laık ve sosyal bir hukuk dev-
leti olan Türkiye Cumhuriye-
ti'nin koruyucusu olduğunu
\urgulayan Bir. "TSK,bugö-
re>i Türkiye Cumhuriyeti
\na\asası'nın kendine verdi-
ği>
ı
asal çerçevede her zaman,
her zenün ve her şart altında
yerine getirme azim ve kara-
nndadir" dedı
DENKTAŞ ISTAIVBLTDA
'ABYunan
oyununa geldi'
tstanbul Haber Servisi -
KJCTC Cumhurbaşkam Ra-
uf Dentaş, Kıbns Rum yö-
netimıni tam üyelık görüş-
melerine çağıran Avrupa
Birligi'nin (AB) Yunanis-
tan'ın oyununa geldiğini
söyledi.
KJCTC Cumhurbaşkam
Denktaş. Harp Akademile-
ri K.o_mutanı Orgeneral Ne-
cari Ozgen'in davetlisi ola-
rak. "Kıbns'ta Son Durum'
konulu bir konferans ver-
mek üzere dün tstanbul'a
geldi.
Denktaş, Atatürk Hava-
limanı'nda yaptığı açıkla-
mada. AB'nin, Kıbrıs'ın
temsilcısi olarak sadece
Rum yönetımıni görmesi-
niru 1960anlaşmalanna,hu-
kuka. insanlıga ve demok-
rasiye aykın bir hareket ol-
duğunu söyledi. Bu hafta
sonu Almanya'ya yapaca-
ğı zıyaretin önemine de de-
ğinen KJCTC Cumhurbaş-
kam Denktaş. "Almanya,
önemli bir devlet ÖzeUikk
AB konusunda âğirhğı olan
bir devlet ARYunanistan'uı
oyununa getmiştir" dedi.
Kıbns'ta. toplumlarara-
sı görüşmelerin, AB'nin
yanlı tutumu nedeniyle nok-
talandığını bildıren Denk-
taş, şunlan söyledi:
"Sözde Kürt pariamen-
tosu diye, gerçekte terör ör-
gütü temsilcilerini Kıbns ta
bağırlanna basmışlardır.
Türkive'nin düşmanlanyla
kol kola giren insanlann,
Kuzey Kıbns'taki Türkler-
le dostluk yapması müm-
kün değüdir. Bunlar,tehüke-
li oyunlardır. Biz ümh ede-
riz ki, akıllı insanlar bu gj-
dişaün önüne gececektir."
ECumhuriYet
kitap kulübü
TAKSİM Sergi Salonu
ARALÎK ÂYt ETKİNÜKLERİ
SOYLESİLİ İMZA GÜNÜ
4 Arahk Perşembe Saat:17.00-19.00
ERDAL ÖZ
5 Arahk Cuma Saat:17.00-19.00
ORAL CALISLAR
6Aralık Cumartesj Saat:14.00-16.00
DEMİRTAS CEYHUN
6 Arahk Cumartesi Saat:17.00-19.00
AYDIN BOYSAN
12 Arahk Cuma Saat:17.00-19.00
RAİF ERTEM
13 Arahk Cumartesi Saat:17 00-19.00
DENİZ SOM-FİKRET KIZILOK
19 Arahk Cuma Saat:17.00-19.00
ALPAY KABACALI
20 Arahk Cumartesi Saat:14.00-16.00
YEDATGÜNYOL
20 Arahk Cumartesi Saat: 16.00-18.00
ATİLLA DORSAY
13-27 Arahk (Pazartesi hariç her gün 10.00-19.00)
TÜMAY ÖCOK
Adres. Istiklal Cad. (Aksanat Karşısı) Taksim Tel:252 38 81/82
1979 MERCEDES
230/4 Otomatik, Kiimalı 43.000 km.
Orijinal Garaj Arabası.
Tel: 0532 264 37 84