Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 KASIM 1997 PERŞEMBE
HABERLER
Demipel'in
bütçesine makas
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-TBMMPlan-'
Bütçe Komısyonu,
Cumhurbaşkanlığı'nın 25
trilyon 331 milyar lira olan
bütçesini, 6 trilyon 168
milyar liralık kesinti
yaptıktan sonra kabul etti.
TBMM Plan ve Bütçe
Komisyonu. dün gece
oynanan Beşiktaş-Bayern
Münih maçına
yetişebilmek için hızlı bir
çalışma temposu sergiledi.
Cumhurbaşkanlığı.
TBMM. Radyo Televizyon
Cst Kunılu (RTÜK) ve
Sayıştay Başkanlığı
bütçelerinın ele alındığı
TBMM Plan ve Bütçe
Komisyonu'nda
"dokunulmazlık" ve
bütçeden
Cumhurbaşkanlığı'na
yüksek pay aynlması
tartışıldı.
STKB'den
hükümete çağrı
• İstanbul Haber Servisi -
Aralannda DİSK, Türk-tş,
Çağdaş Yaşamı
Destekleme Derneği'nin
de bulunduğu toplam 206
sivil kuruluşun
oluşturduğu Sivil Toplum
Kuruluşlan Birliği
(STKB), hükümeti
oluşturan siyasi partilerin
"hükümetten çekilme"
yönündekj mesajlanmn
toplumda karamsarhk
yarattığını belırtti. STKB
Dönem Sözcülen Prof. Dr.
Türkan Saylan ve Timur
Erk ımzasıyla yapılan
yazıh açıklamada,
hükümet ortağı ve
hükümeti dışardan
destekleyen partinın,
çözümü için kamuoyuna
söz verdikleri. ülkenin
öncelikli sorunlannı uyum
içinde çözmeye çağırdı.
OHAL 4 ay daha
uzatıldı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Diyarbakır.
Hakkâri, Siirt. Şımak,
Tunceli ve Van illerinde
u>gulanan olağanüstü
halin (OHAL) 30 Kasım
1997 tarihinden itibaren 4
ay süreyle uzatılmasına
ilişkın Başbakanlık
tezkeresi TBMM Genel
Kurulu'nda dün görüşüldü.
Görüşmeler sonunda 6 ilde
uygulanan OHAUin 4 ay
daha uzatılmasını öngören
Başbakanlık tezkeresi
TBMM Genel Kurulu'nda
kabul edildı.
İşçilerin
protestosu
• İstanbul Haber Servisi -
Türkiye Belediyeler ve
Genel Hizmetleri tşçileri
Sendikasfna (Belediye-lş)
bağlı işçiler dün Taksim
Meydanı'nda kitlesel bir
basın açıklaması yaparak
ücretlerinın düşüİdüğünü
ve kamuoyunun yanlış
bilgilendirilmesıni protesto
ettiler. Belediye-İş
Sendikası Genel Yönetim
Kunılu adına yapılan
açıklamada "Bazı
çevrelerin belediye
işçilennın ücretlerini
olduğundan farklı
göstererek aleyhte
kampanya sürdürmüş ve
bugünkü komik durum
oluşturulmuştur" denildi.
Sıvas davasında
karar yarın
• ANKARA (AA) -
Sıvas'ta 2 Temmuz 1993'te
Madımak Oteli'nin
yakılması ve 37 kışınm
ölümüyle sonuçlanan
olaylardan sonra Ankara l
No'lu DGM'de yargılanan,
ancak cezalan Yargıtay'ca
bozulan 27'si tutuklu 98
sanık hakkındaki ikinci
karar yann verilecek.
Sözen'in
savunması
• İstanbul Haber Servisi -
İSKl'nın atık su şebekesi
ihalesine fesat
kanştırdıklan. sahte
hakediş raporu tanzim
ettikleri öne sürülen
dönemin İstanbul
Büyükşehir Belediyesi
Başkanı Kurettin Sözen ıle
İSKÎ Genel Müdürü Ergun
Göknel'ın de aralannda
bulunduğu 18 sanığın
yargılanmasına devam
edildi. İstanbul 7. Ağır
Ceza Mahkemesi'ndeki
duruşmada, Sözen davanın
çirkin poliük hesaplar
sonucu açıldığını ve
iddıalann tekrar ortaya
atıldığını savundu.
Doğan Hatiboğlu köy boşaltmalarm yetkisiz kişiler tarafmdan yapıldığını sÖyledi
Validen devlete suçlamaAYŞE SAVTS
ANKARA - Eskı Diyarbakır
Valisi Doğan Hariboğlu, Doğu ve
Güneydoğu'da köylerin devlet
tarafından yetkisiz kişi ve ku-
rumlar eliyle boşaltıldığmı söy-
ledi. Halen merkez valisi olan
Hatiboğlu, güvenlik gerekçesiy-
le yapılan köy boşaltmalann ço-
fu kez il valilerinden habersiz
gerçekleştirildiğini belirterek
"Khn boşarbvor. niye boşaltüı-
yor; bunlan sorduğumuzda hiç
künse sahip çıkmamıştır. Devlet,
köyünü boşalttığı asli vatandaşv-
nı kaderine terk etmiştir1
" dedi.
Doğu ve Güneydoğu'daki gö-
çün nedenlerini araştıran TBMM
Komisyonu'nun, geçen haftalar-
da bilgisine başvurduğu Hati-
boğlu, ilginç açıklamalarda bu-
lundu. Hatiboğlu, komisyon tuta-
naklanna geçen açıklamalann-
da, devletin bölge halkına yöne-
lik tutumunu eleştirirken hıçbir
kişi ve kurumun tek başına "köy
boşaltma yetkisine sahip olmadı-
ğmı" vurguladı. Ağn Valiliğı sı-
rasında kendisine 15 köyün bo-
şaltılması ile ilgili talep geldiği-
ni ve hemen bir komisyon oluş-
turduğunu anlatan Hatiboğlu. o
dönemde bu işlemin yasal daya-
nağını araştırdığını aktardı. Ha-
tiboğlu'nun tutanaklara da yan-
sıyan ifadesinden bazı bölümler
şöyle:
- Sanıyorum 5 mevzuatta, yer-
leşim yeri boşaltma yetkisi veren
hükümler var. Ancak bunlardan
hiçbin, bir valiye köy boşaltma
yetkisi tanımıyor. Sadece doğal
afetin hemen tehdidine maruz
TBMM Başkanı Çetin'in gündemi milletvekili dokunulmazlıklan
4
Oylama açık yapdmalı'İstanbul Haber Servisi - TBMM
Başkanı Hikmet Çetin, yasama
dokunulmazlıklannın sınırlandı-
nlmasına ilişkin anayasa değışık-
liğinin "gizB oy" ile yapılmasıru
kişisel olarak uygun görmediğini
ancak anayasal değişiklikler için
nitelikli çoğunluktan yana oldu-
ğunu söyledi.
Hikmet Çetin'in istanbul'da
yaptığı ziyaretleri sırasında işada-
mı Sakıp Sabana. Çetin'i "kuv-
vetii bir zamk* olarak niteledi ve
"Yapıştıncı çalış,malartnızı bun-
dan önce bulunduğunuz önemli
görevlerinizden bilivorum. Top-
lum olarak birtik ve dirlikte fuka-
ravız. Sizin gibi kuv>eüi zamklara
ihtiyacımızvar" dedı DİSK. Ge-
nel Başkanı Rıdvan Budak da
gündemdeki milletvekili doku-
nulmazlığının sınırlandınlması
konusunda yapacağı çalışmalar
için. Çetin' e bundan sonra da des-
tek \ermeye devam edeceklerini
söyledi.
TBMM Başkanı Hikmet Çetin,
dün lstanbuFda sırasıyla Vali Kut-
lu Aktaşı, DİSK Genel Başkanı
Rıdvan Budak'ı, Milliyet gazete-
si sahibi Aydın Doğan'ı ve ışada-
mı Sakıp Sabancı'yı zıyaret etti.
Kutlu Aktaş'ı dün makamında
ziyaret ederek bir süre görüşen
Hikmet Çetin, dokunulmazlıkla-
nn sınırlandınlmasıyla ilgili ikin-
ci oylamaya geçmeden önce, par-
lamentodaki siyasi parti yetkilile-
riyle daha geniş kapsamlı bir uz-
laşma arayışı içinde olduğunu
kaydetti.
Hikmet Çetin, Türkiye'de 74
yıldır milletvekili dokunulmazlı-
ğının bulunduğunu belirterek
"Mevcut sistem içinde buna çö-
zûm varken bu çahştınlmadığı için
DİSK Başkanı Budak, Çetin'in ziyareti sırasında sozlerini, *En büyük Beşiktaş, başka büyük yok*
şeklinde espri yaparak bitirdi. Budak daha sonra, Beşiktaş taraftan olan TBMM Başkanı Çetin'e, ku-
lüg renklerini andıran renkte bir kravat hediye etti. (Fotoğraf: KADER TUĞLA)
koou bu kadar çok gündeme gd-
di" dedi. Parlamentoda, yansı
"trafik cezası ve seçünler sırasın-
da hava karardıktan sonra komış-
ma yapanlarla ilgfli'' olmak üzere
karara bağlanmarruş 160'a yakın
fezleke bulunduğunu hatırlatan
Çetin, mevcut sistem içinde bun-
lann kararabağlanabileceğini ifa-
de etti. Gazetecilerin sorulannı
yanıtlayan TBMM Başkanı Çetin,
dokunulmazlıklarla ilgili yapılan
birincı tur oylamalann sonucuna
saygı duyulması gerektiğini be-
lirtti.
Aktaş da "Mülldye'den ağabe-
>1miz" dediği Hikmet Çetin'e gü-
müş birplaket verdi. Çetin 'in TB-
MM Başkanı seçilmesinin kendi-
sini gururlandırdığmı belirten Ak-
taş, kendisine insan sevgisi ve
devlet adamlığı yönünden büyük
saygısı olduğunu söyledi.
DİSK Genel Başkanı Rıdvan
Budak da DlSK'lilerin Hikmet
Çetin'i çok sevdiğini ve bu dost-
luğun bugünün değil, on yıllann
dostluğu olduğunu söyledi. Bu-
dak, milletvekili dokunulmazlık-
lannın sınırlandınlması konusun-
da yapılacak bir referandumda,
halkın yüzde 99.9'unun "evet"
oyu kullanacağına inandığinı bil-
dirdi.
İşadamı Sakıp Sabana da Çe-
tin'in kendisini ziyareti sırasında
tarihi resimler, tespihler, Kuran-
lar ve fermanlardan oluşan kişisel
koleksiyonunun Nevv York Met-
ropolitan ve Los Angeles Gountry
Museum of Art adlı müzelerde üç
buçuk ay süreyle sergileneceğini
anlattı. Hikmet Çetin, dün Milli-
yet gazetesi sahibi Aydın Doğan'ı
da gazete binasında ziyaret etti.
Ö z e r U ç u r a n C i l l e r h a p i s i s t e m i y l e y a r g ı l a n ı y o r
Sahtecilik davası yann başlıyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-TBMM de
kurulan soruşturma komısyonuna gönderdiği
belgelerde "sahtedlik'" yaptığı gerekçesıyle hak-
kında 2 yıl 3 aydan 8 yıl 6 aya kadar hapis ce-
zası istemiyle davaaçılanOzer Uçuran ÇiDer'in
yargılanmasına yann başlanacak. Dava, Anka-
ra 7. Ağır Geza Mahkemesf nde görülecek.
ANAP Aydın Milletvekili Yüksd Yalova ile
CHP Izmir Milletvekili Sabri Ergül'ün suç du-
yurulan üzerine başlatılan soruşturma sonunda
açılan davada, DYP Genel Başkanı Tansu Çü-
ler'in yasaya ve genel ahlaka aykın şekilde mal
edindiği ve görevini kötüye kullandığı iddiala-
nnı soruşnıran TBMM komisyonunun çalışma-
lan sırasında Özer Çıller'den bazı bilgi ve bel-
geler istendıği kaydedildi.
Özer Çiller'in komisyona eksik ve yanlış bil-
gi vermek için diğer sanıklar AtfflaÖzer ile Yu-
suf Uğurtaş'a sahte evrak düzenlettirdiği belir-
tilen ıddianamede, Çiller hakkında, evrakta sah-
tecilik yaptığı, mal bildinmi yasasına aykın dav-
randığı suçlamalanyla 2 yıl 3 aydan 8 yıl 6 aya
kadar hapis cezası ısteminde bulunuldu. Iddi-
anamede, diğer sanıklann ise 2'şer yıldan 8'er
yıla kadar hapis cezasına çarptınlmalan isten-
di.
Ankara Cumhuriyet Savcısı Metin Ötmez ta-
rafından başlatılan soruşturma sonunda hazırla-
nan iddianamede, 3 sayfadan oluşan ve komis-
yonca sorulan sorulann yanıtım içeren lngiliz-
ce metnin, tarihsiz, imzasız ve onaysız olduğu.
belgelerin Türkçeye çevrildiğı. bu çeviri sırasın-
da tngilizce ve Türkçe metinlerde 8 ve 9 numa-
radaki soru yanıtlannın metinden çıkanlıp her
iki çevirinin bırleştirilerek hukuki geçerliliği ol-
mayan belgeye resmi evrak niteliği kazandınl-
dığı ifade ediliyor.
İddianamede, Özer Uçuran Çiller'in yargıla-
narak eylemine uyan TCK'nin "suç ortaklığı"
hükmünü içeren 64, "resmi belgede sahtecilik''
hükmünü düzenleyen 339 ve
u
memur ohnayan
kuBseninresıni belgede sahtecfliğr fiılıni içeren
342-1 ile 3628 sayılı "Mal Bfldiriminde Bulu-
nulması, Rüşvetle ve Yobuzhıkla Mücadeie Ka-
nunu"nun 20. maddesi uyannca 2 yıl 3 aydan 8
yıl 6 aya kadar hapis cezasıyla cezalandınlma-
sı isteniyor.
Öte yandan DTP Kınkkale tl Başkanı ve es-
ki TBMM Mal Varhgını Araştırma Komisyonu
Başkanı Sadık Avundukluoğlu'nun suç duyuru-
su üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı,
DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in eşi Özer
Uçuran Çiller'in ifadesine başvurma karan da
aldı. Avundukluoğlu, 1991-1995 yıllanarasın-
da Çiller'in edindiği mal varlığıyla ilgili 4 kla-
sörü savcılığa teslim ederek Özer Çiller'in, "ne-
reden buldun yasasT olarak bilinen Mal Bıldi-
rimi Yasası'na aykın da\Tanmaktan cezalandı-
nlmasım istemişti. Avundukluoğlu, konuyu Ma-
liye Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı'na ilermiş-
ti.
DYP lideri Çiller, eşı hakkında dava açıldığı-
nı duyduğunda ilk tepkisinı, "O dava açılalı çok
oldu. Bu yeni bir oiay değiL Bu. gazetecOik anla-
yışındaki yeni bir sapmadan ibaret \e kadar
çok bunlar olursa bizün ne kadar haklı olduğu-
muz ortaya çıkacakür" şeklinde dıle getirmiştı.
ÖzerÇiller'in davasının görüleceği Ankara 7.
Ağır Çeza Mahkemesi. eski Türkiye Kalkmma
Bankası Genel Müdürü Ozal Baysal'ı 12 yıl ha-
pis ve 1 trilyon 500 milyar lira para cezasına
mahkûm ermişti.
veya bir heyelan gibi bir olayla il-
gili Bakanlar Kurulu karar alın-
caya kadar geçicı tedbir olarak
alabılirsinız. Ama sürekli bir bo-
şaltma yetkisi veren hiçbir mev-
zuat yok idari makamlara. O-
HAL bölgesinde bu yetki vardır
ve bölge valisi dışında hiç kim-
se, hiçbir askeri, mülki makam,
emniyet \e güvenlik kuvveti köy
boşaltma yetkisini haiz değildir.
- OHAL valiliği, kaç kö-
yün boşaltılmasına karar
vermişse boşalma nedeni,
köyün nüfusu, ekonomik
durumu vesair konularda
bana bilgi verilecek ki on-
dan sonra boşaltmayı yapa-
cak, yardımcı olmamızı is-
teyecek. Ama bunlann hiç-
bırisi OHAL Bölge Valili-
ğı hudutlannda kalan iller-
de yaşanmamıştır. Sadece
bize gelen, boşaltma anın-
da veya boşaltmadan birkaç
dakika sonra bir muhtar ve-
ya bir köyden vatandaş "A-
man saym valim, köyümü-
zü boşaltıyorlarT>
gibi tele-
fonlabilgım olmuştur. Kim
boşaltıyor, niye boşaltılı-
yor. bunlan sorduğumuzda
hiç kimse sahip çıkmamış-
tır.
- Biz boşaltma yetkimiz
olmadiğı halde, bölgenin
mülki amiri olarak sorum-
luluğa karılma bağlamında,
iskân ve istihdam projeleri
hazırladık. Sayın Tansu Çfl-
ler'e de bunu verdik; "yeri-
ne getirilmedi" gibi bir be-
yarumızdan ötürü de hükü-
mete, devlete hakaret etti
diye soruşturma da açtılar
hakkımızda. Devletimiz,
köyünü boşalttığı kendi as-
li vatandaşını, boşaltma iş-
leminden itibaren kaderine
terk etmiştir.
- Bir bölge valileri top-
lantısında, bana resmen
köylerin boşaltıldığına iliş-
kin -Diyarbakır'la ilgili-
bölge valiliğinin alınmış
karannı istiyorum. Hangi
köy, hangı tarihte, ne için
boşaltılmış veya köye iliş-
kin bilgiler. Sadece örgütün
baskısıylaboşaltmış olarak
kabul etmemiz, getekır ki
bu da gerçeğe taban tabana
zıttı. Çünkü güvenlik güç-
lerimizin veya devlet yetkı-
lilerinin bilgisi altında veya
emri veya talimatı altında
gerçekleştirilmiştir. Şayet
yetkili merci karar verme-
den köyler boşaltılmışsa o
zaman karar verme yetkisi-
ni taşıyan kişilerin de so-
rumluluğu vardır.
- Bu savaşın bedeli pa-
rayla pulla ölçülemeyecek
kadar büyüktür. Belki ileri-
de bunun bir muhasebesi
yapıldığında, Türkiye'nin
ne kadar büyük maddi ka-
yıplannın olduğu, olacağı,
astronomik rakamlarla ifa-
de edilebilecek bir noktaya
çıkılacak. Onun için, bu sa-
vaşı bitirecek, oradaki te-
rörle mücadeie altında yü-
rütülen hareketi bitirecek
bir banş ortammın sağlan-
ması en önemli önlemdir.
- Vatandaşın "Bizim kö-
yümüzü yaktuar" şeklinde
başvurulan. fazla yaygın
değildir. Oradaki resmi ma-
kamlara gidip, belki "Bizim
köyümüzü boşalttnar* der-
ler. Yakan kim? Çoğu za-
man "ünifonnah'' diyorlar.
"•Üniformah insanlar geldi-
ler, bize süre verdiler; 5 da-
kika, 10 dakika. ondan son-
ra biz ne kurtarabilirsek;
sonra yaktuar1
' gibi bir be-
yanlan oluyor.
SIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR oral.calıslar^ raksnet.com
Türkiye, büyük bir çıkmazın
içinde. Bunu her kesimden ve
her görüşten insanlar büyük öl-
çüde paylaşıyoriar. Herkes, bu-
nun nedenleri ve çözüm yolla-
n üzerine kafa yoruyor. Kimile-
rine göre bugün içine düşülen
krizin asıl nedeni, "beceriksiz
siyasetçiler"', kimilerine göre
"dış mihraklar ve onlann işbir-
likçileri", kimilerine göre ise,
"vatanın birlik ve bütünlüğüne
kast eden hainler". Bu liste
dünyaya bakış açısına göre çe-
şitli yönlerde uzatılabilir.
Türkiye'nin siyasiler açısın-
dan iyi bir sınav vermediği or-
tada. Meclis, üzerine düşen
görevi yerine getiremiyor, par-
tiler lider sultası altında, millet-
vekilleri milletin vekili olmaktan
çok Başkan'ın adamı haline
gelmiş durumdalar. Kişisel çı-
kar her türiü çıkarın önüne ge-
çiyor. Bu manzarayı izleyen ba-
zılan da artık partamenterve si-
vil çözümden umutlannı kese-
rek askeri çözümlere bel bağ-
lıyorlar.
Yalnız Siviller mi Sorumlu?
Yapılması gereken sivil çö-
zümlerden vazgeçmek mi,
yoksa neden sivil çözümler
üretemediğimizi araştırmak
mı? Bu duruma nasıl geldik?
önce bunun nedenlerine kafa
yoralım. Hatta daha da önce,
nereye geldiğimizi veya nerede
olduğumuzu bir düşünelim.
Nerede miyiz? Gidin İstanbul
Ünrversitesi'nin önüne, polisin
hangi öğrenciye nasıl davran-
dığına bakın, nerede olduğu-
muzu anlarstnız.
30 yıl önce bizim öğrenciliği-
miz döneminde polis, solcu ve
demokrat öğrenciye ne yaptıy-
sa şimdi bizim çocuklarımıza
da aynı şeyi yapıyor. Solcuyu
ve demokratı dövüyor, ülkücü-
yü ve şeriatçıyı müttefik olarak
görüyor. Böyle gördüğü için, ül-
kücüler satırlan poşetle rahat-
lıkla üniversite bahçesine so-
kup solcu öğrencilerin kafası-
na indiriyor. Solcu öğrenciler
bu haksızlığa ve acımasızlığa
direnirlerse karşılannda polisi
buluyorlar. Peki polisin böyle
davranması yalnızca polise öz-
gü bir durum mu? Yoksa bu bir
devlet tercihi, siyasi tercih mi?
Açın tarihi, 19^0'lardan beri
devlet görevlilerinin, polisin,
askerlerin solcuların peşinde
koştuğunu görürsünüz. 50 yıl-
dır çıkanlan kanunlann. yönet-
meliklerin Türkiye'de aşın sağ-
cı biryapılanmaamacınayöne-
lik olduğunu görürsünüz. Bü-
rokrasi bu amaçla baştan aşa-
ğı tutuculaştınldı.
Polis örgütünde solcu sinek
görülse ezilecek bir hava yara-
tıldı. 12 Mart ve 12 Eylül aske-
ri darbeleri, bu sağcılaşma çiz-
gisinin pekiştirilmesi ve kalıcı-
laştınlması amacına yönelikti.
Güvenlik güçleri içinde sola
karşı en büyük kıyım bu dö-
nemlerde yapıldı. Devlet ku-
rumlan, ülkücü ve şeriatçı bir
yapılanma içine özellikle aske-
ri darbeler döneminde sokul-
du. Gazetelerde çalışmak bile
devletin müdahalesiyle yüz yü-
ze geldi.
Türkiye'de bugünkü siyasi
krizin nedeni, sivil tercihler mi?
Yoksa, sivillerin kafasının aşın
sağcılık ve militarizm yönünde
çalıştınlması mı? Sağcılar, her
askeri darbede militarizme
destek vermedi mi? Her aske-
ri darbe, sermayenin daha da
güçlendiği ve korunduğu bir
sistem yaratmadı mı? Türki-
ye'nin temel meselesi, sivil ol-
mayan sivillere sahip olması ve
sermayenin daha da tekelleş-
tiği bir ortama sürüklenmesi.
Türkiye, 50 yıllık tercihlerini
gözden geçirmesi gerekirken
hâlâ solcu ve demokrat öğren-
cilerin kafasına cop indiren bir
devlet mantığında direniyor.
Böyle olduğu için de sorunlar
giderek daha da derinleşiyor.
Buradan çıkanlacak ders ne-
dir? Daha da sağcılaşmak ve
askeri darbelere yeşil ışık yak-
mak mı, yoksa bütün Türki-
ye'nin her alanda yeniden ya-
pılanması mı?
Polisin yaptığı bireysel veya
bir kurumun kendine özgü tu-
tumu değil. Burada 50 yıllık
yanlış tercih yatıyor. Devleti yö-
netenler, örneğin Milli Güvenlik
Kurulu, bir gün polisin bu yap-
tıklarını gündemine almadı.
Devlet kurumlannın bu tercih-
lerini bir kez olsun masaya ya-
tırmadı. Ne yapıldı MGK'lerde?
Ülkücü devlet görevlilerinin
üniversitedeki solcu öğrenciler
üzerine yazdıklan raporlar
okundu, onlann nasıl bastınla-
cağı ve takip edileceği karar-
laştınldı. Bütün bunlann sonu-
cu ortada.
Tam bir çürüme yaşıyoruz.
Her yandan pislik kokulan ge-
liyor. O zaman yapılması gere-
ken 50 yıllık tercihleri masaya
yatınp tartışmak. Bu durumdan
yalnızca siviller mi sorumlu?
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Temizlik, Temîzken...
Meclis, suç işlediği gerekçesiyle hakkında soruş-
turma açılan milletvekillerinin yargılanabilmesi için
gerekli üçte iki çoğunluğu sağlayamadı ve anayasa
değişikliğini yapamadı. Bundan sonra yapabilir mi,
doğrusu umut az. Öyle gözüküyor ki, üzerinde an-
laşma sağlanabilecek bir uzlaşma metni, milletve-
killerinin yargılanma olasılığını pratikte olanaksız kı-
lacak.
Burada kurum olarak Meclis'i hedef almanın bir
anlamı yok. Sonuçta, o çatı altında bulunan insan-
lann ruhu, kalitesi, çıkarı vb. burada belirieyici. Oy-
lama sonuçları, milletvekillerinin yandan fazlasının
belirli bir kalitenin üzerinde olduklannı ve temiz top-
lum istediklerini gösteriyor ki, bunu gelecek için
umut verici görmeliyiz!
Doğrusu ben bu kadarını bile beklemiyordum!
• • •
Ama bu iyimserlik yetmiyor, istek ve beklentileri-
mize yanıt vermiyor tabii.
Temiz toplum isteğinin gerçekleşmesinin uzun
zaman alacağını ve toplumun çok çetin mücadele-
lerden geçmesinin zorunlu olduğunu söyleyenler
haklı çıkacak. Çünkü burada toplumun her türlü ya-
sadışı kurum ve kişileriyle suç ortaklığı içinde bulu-
nan, üstelik kendi içinde de bu yasadışı faaliyeti hi-
yerarşik veA/eya çeteler biçiminde sürdüren ve ba-
nndıran bir devlet örgütü var.
Temiz toplum demek, öncelikle, devlet örgütü-
nün, yasal olmayan her türlü faaliyetten anndınlma-
sı demek. Temiz toplumun önkoşuludur bu.
(Devlet örgütümüz çökmüş falan değil; hatta
maşallahı bile var; kendi bilgisi, onayı vb dışındaki
bütün yasadışılıklam karşı atmaca gibi!)
Bu örgütün yasal sınııiar içinde çalışmasını sağla-
mak, her şeyden önce siyasi kararlılık gerektiriyor.
Parti liderliklerinin sağlam durması gerekiyor.
iktidara gelince:
• Yelkenleri suya indirmemesi (geçmişte DYP,
Refah, CHP iktidar ve koalisyonlannda gördüğü-
müz gibi),
• Hiyerarşik yasadışılıkla özdeşleşmemesi,
• Devletin ve ülkenin âli çıkariannı yasal sınırlar
içinde de savunabileceğini bilmesi ve
• Suç örgütlerini çok karartı izlemesi gerekiyor.
Meclis'in de kurulabilecek bütün iktidariara önce-
likle temiz toplum için destek vermesi; destek vere-
cek bir yapıda, anlayışta, yetenekte, uzak görüşlü-
lükte vb olması gerekiyor.
• • •
Burada yine kilit nokta Meclis.
Yani milletvekilleri.
Onlann, ana konularda ve tayin edici durumlarda,
partilerinin ve kendilerınin kısa vadeli çıkarlarının
üzerinde bir tutum almalannı beklemek, birer "Mil-
letin Vekili" olarak, Türkiye'nin hakkı.
Bir noktada, milletvekıllerimiz parti üyesi olarak
değil, "Meclis'in üyesi" olarak davranmak zorun-
dalar.
Sadece toplum değil; milletvekilliği kavramının
özü ve ruhu da, bu beklentiler içindedir.
Yani milletvekilliği kavramının, ahlaki / etik boyutu
burada gündeme gelmektedir.
• • •
"Bunların hepsi laf; sen nereden bahsediyor-
sun", dediğinizi duyar gibiyim. '.'..." "• '^,.
1
O halde, güncel ve somut olalım ve şu soruyu
soralım;
Bu mülletvekili yapısı ve davranışı ile Meclis'ten
bir şey bekleyebilir miyiz? Kendi ayıbını temizlemeyi
reddeden bir yapı, temiz toplum beklentilerine yanıt
verebilir mi?
Insanoğlu yanılabilir ve her zaman şaşırtılabilir de.
Yıne de "görünen köy kılavuz istemez". Temizliğe
yanaşmayan bu Meclis'in üyeleri, iki yıl içinde, seç-
kinliklerinden epey kaybettiler, bu yapıyla iyice bü-
tünleştiler.
Anayasa ve temel yasalaria ilgili değişiklikleri, an-
cak yeni Meclis yapabilir. Türkiye'yi öncelikle siya-
sal ve demokrasi bakımından aydınlığa çıkarmak
isteyen partilerimiz ve lider kadrolan, aralannda da
anlaşarak, hatta seçim öncesi ittifaklar kurarak, bü-
tün anayasal ve yasal değişiklikleri yeni Meclis'in
en önemli görevi olarak şimdiden açıklamalı ve
buna hazırlanmalılar.
Meclis açılır açılmaz, temiz milletvekilleri kadrola-
nyta, temiz topluma giden yasal taşlan döşemeliler.
Cüneydoğu
Gazeteciler
cemiyetine baskın
DtYARBAKIR (Cum-
hurivet Bürosu)- Mehmet
AK Alündağ'iD sahibi ol-
duğu Söz TV ve gazetesi
tarafından sürekli hedef
gösterilen Güneydoğu
Gazeteciler Cemiyeti
(GGC) önceki gece Der-
nekler Masası'na bağlı
ekipler tarafından basıldı.
Ruhsatlı sılah taşıdıkla-
n belirlenen iki gazeteci
gözaltına alındı. GGG
Başkanı Naci Sapan, po-
lislerin kendisine "pav-
yon müstedri gibi davran-
dığuu" belirterek uygula-
maya sert tepki gösterdi.
GGÇ'ye önceki gece
gelen polisler "Burada
üye ohnayan oturamaz"
diyerek cemiyet lokalın-
de oturan tüm gazetecile-
rin kimliklerini topladılar.
Cemiyette üye olmayan
kimsenin bulunmadığının
anlaşılması üzerine üst
araması yapan polisler
Hürriyet Haber Ajansı
muhabiri RamazanYavuz
ile Anadolu Ajansı muha-
biri SabitÇekin'i "kapa-
b mekânda ruhsatlı silah
bulundurduldan" gerek-
çesiyle gözaltına aldılar.
Yenişehir Karakolu'na
götürülen iki gazeteci, ar-
kadaşlanmn tüm çabalan-
na kar^m geç saatlerde ev-
lerine gönderildiler. Sa-
bah yeniden karakola çağ-
nlan gazetecilerin mahke-
meye sevkedileceği açık-
landı.
GGC Başkanı Naci Sa-
pan, Demekler Masası'na
bağlı ekiplerin 'üyeolma-
yanlann lokalde oturdu-
ğu ihbannj aldık' diye
gelmelerinin şaşutıcı ol-
duğunu belirterek şunlan
söyledi:
"Geceevünden cemiye-
te çağnldım. Pavyon müs-
teciri muamelesi gördüm.
Bu böyle olmamahydı.
Böyksi bir uygulama ilk
defa başunıza gelivor. Ce-
miyetimwn lokalindc de-
falarca, başta OHAL vali-
si olmak üzere il valisi, be-
ledive başkanı ve üst dü-
ze> bürokratlar yemek
verdL
Önceki gece uygulama
yapan polisler de yüzlerce
defa cemiyette toplanü iz-
lediler ve hatta misafır ol-
dular. Buranın yapısını
çok i>i bilmelerine rağ-
men sanki hiç bUnüyor-
muş gibi davTanmalan
anlamlıdır. İki gazeteci ar-
kadaşımızjn üzerinde
ruhsatlı silah çıkn. Hakla-
nnda tutanak tutularak
gecenin bir yansında gö-
zalnna alınır gibi karako-
la götürülmeleri bizleri
üzmüştür. GGC'ye yöne-
lik özel bir uygulama ya
da özel bir politika varsa
bunlan bilmek ve öğren-
mek istiyonı/. Güvenlik
görevlilerinin GGC ve o-
nun üyelerine karşı daha
nezakeüi davTanmalannı
önerivorum."