Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 KASIM 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Devlet Bakanı Işın Çelebi özelleştirmede yasal boşluk olmadığını savundu
6
Son yasa anayasaya uygun'
Devlet Bakanı Çelebi.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Devlet Bakanı Işın Çelebi,
özelleştirme konusunda yasal boş-
luk olmadığıru, son yasa hakkın-
da dava açılmaması nedeniyle ana-
yasaya uygunluğun sağlandıgını
savundu. Çelebi. enflasyonla mü-
cadelede gerçekleştirilmesi gereken
reformlan sıralarken, özelleştir-
melere hız verilmesi gerektigini
söyledi.
Devlet Bakanı Işın Çelebi, ön-
ceki günkü TBMM Plan ve Bütçe
Komisyonu'nda yaptığı konuşma-
da, 24 Kasım 1994 tarihinde çıka-
nlan Özelleştirme Yasasf nın de-
ğer tespit ve ihale yöntemlerine
ilişkin hükümlerini Anayasa Mah-
kemesi'nin iptal etmesinın ardın-
dan 3 Nisan 1997 tarihinde yapı-
lan yasa değişikliğiyle yasal boş-
luğun ortadan kaldınldığını belirt-
ti. Anayasa Mahkemesi'nin, yasa-
manın yetkinin yürûtmeye devri
gerekçesiyle iptal ettiği hükümle-
rin yerine getirilen yeni düzenle-
menin de bu ilkeye aykın olduğu
görüşlerine karşın Çelebi. yeni ya-
sayla ilgili dava açümadığmı, bu rte-
denle yasanın anayasaya uygun ha-
le geldiğini savundu.
Çelebi, enflasyonla mücadele
ıçin hazırlanan 3 yıllık orta vadeli
istikrarpaketi çerçevesinde sosyal
güvenlik, vergi ve idari reform-
lann gerçekleştirilmesi gerektigini
belirtirken "Özelleştirmelere hız
vermemiz lazım. Yasal boşluk
konusunda bir engel kahnanuşür''
dedı.
Maliye Bakanlığı'nın projesine Alman hükümeti destek verdi
Vergiye bilgisayarh denetim
ANKARA (AA) - Maliye Bakanlığı,
vergi kayıp ve kaçağının kısa sürede or-
taya çıkanlmasına yönelik Bilgisayar
Destekli Denetim Projesi'ni uygıüa-
maya soktu. Alman hükümetinin de
teknik işbirliği anlaşması çerçevesinde
destek verdiği projeye ilişkin hazırlık-
lar tamamlandı. Bilgisayar Destekli
Denetim Projesi, geçen gûnlerde tstan-
bul, Ankara. tzmir ve Adana'da uygu-
lamaya girdi. Projenin şubat ayı başın-
dan itibaren de bütün illerde hayata ge-
çirilmesi kararlaştınldı.
Çalışmalan 3 yıldırdevam eden pro-
je kapsamında, 6 milyon mükellef fış-
lendi. Bu mükelleflere ait gelır, kurum-
lar ve katma değer vergisi beyanname-
leri ile muhtasar beyannameler ve ek
bildirimler, bılgisayara yüklendı.
Veri tabanı oluşturuldu
Mükelleflere ait temin edilen diğer
bilgiler de aynı şekilde bilgisayara iş-
lendi. Böylece vergi istihbarat merke-
zinde, mükelleflere yönelik detay bil-
gılerin olduğu bir veri tabanı oluşturul-
du.
Bilgisayar Destekli Denetim Proje-
si ıle maliye müfettişleri, hesap uzman-
lan. gelirler kontrolörleri ve vergi de-
netmenlen artık masa başında denetim
yapacak.
Denetim elemanlan, bilgisayar başın-
da. mcelemek istediğı mükellefe ait her
türiü işlemde bulunabilecek.
Bilgisayar destekli vergi çalışmalan sürüyor.
Vergi indirimi bir parmak bal
ANKARA (ANKA) - Gelir ver-
gisi oranında yapılması öngörülen
5 puanlık indirim, ücretliler için sa-
dece 'bir parmak bal' olacak. tndi-
rimin net asgan ücrete yansıması ay-
lık 1.5 milyon lirayı bile bulmaya-
cak.
Yüzde 25 olan gelir vergisi ilk
diliminin yüzde 20'ye çekilmesi,
halen 22 milyon 900 bin lira olan
net asgari ücretin 24 milyon 300
bin lıraya yükselmesini saglayacak.
Vergi indiriminin net ücrete katkı-
sı 1 milyon 400 bin lirada kalacak.
Asgari ücretin ilk belirlendiği
yıllarda yalnızca yüzde 9 olan, son
yıllarda ise yüzde 35-40 düzeyinde
seyreden asgari ücretten yapılan
vergi, sigorta ve benzeri kesintile-
rin brüt ücrete oranı, ancak yüzde
31 'e gerileyecek. Daha yüksek üc-
retlerde de kesintilerin oranında üc-
retliler lehine 1 -2 puanlık iyileşme
yaşanacak.
DÜNYA EKONOMtSİNE BAKIŞ/ERGİN YILDIZOĞLU/Z,CW£>«/1
Mali Kriz İçinde Tehlikeli Gelişmeler
ünya ekonomisi derin bir eko-
ı nomık felaketin eşiğınde du-
'
n
"'fuyor. Uluslararasi ilişkilerde
ilginç gelişmeler var; silah-
tanma yanşı hızlanıyor.
"1929'a benzer bir çöküş dönemi-
ne mi giriyoruz?"
Dünya ekonomısının derın birkrizin
eşiğinde olduğunu düşündüren ven-
ler gittikçe artyor. Evvelki hafta The CX>-
server'deyayımlanan uzun biryorum,
"1929'a benzer bir çöküş dönemine
mi ginyoruz?" dıye soruyordu
(16/11/97).
Bu kötumserlık boşuna değıl. "As-
ya mucizesi", tam bir kâbusa dönüş-
müş durumda. Bölge ülketerinin döviz-
leri ve borsalar birbırı ardına çöktük-
ten sonra, şımdı bankalar tek tek ba-
tıyor. Yüzyılın ekonomik mucizesi Gü-
ney Kore, IMF kapısında. Gözlemci-
lere göre bu malı krizın etkıleri htzla
yayılıyor ama sureç daha yeni başla-
dı. ABD ve Avrupa borsalan
son derece ıstikrarsız, "Boğa
Piyasası" sona erdi. Tüm göz-
ler, Asya ülkelerinin en büyük
kredı kaynağı olan Japon ban-
ka sıstemınde. Çünkü Japon
banka sistemı de ABD ve Av-
rupa ülketerinin Haane bono ve
tahvillennın çok önemli bir kıs-
mını elinde tutuyor. Dünyanın
en büyuk ıkıncı ekonomisi olan
Japonya, 3-5 yıldır derin bir
ressesyon içinde ve henüz tü-
nelın ucunda bir ışık yok. Üs-
telik görülen o ki, bu mali du-
rum daha yeni başladı. Ulus-
lararası mali sermaye geliş-
mekte olan ülkelerin piyasala-
rından hızla kaçıyor. Kaçıyor
ama boylece kriz daha da yay-
gınlaşıyor.
Mali sermayenin kaçışıyla,
kriz Latin Amerika'nın en bü-
yük ekonomisi Brezilya'ya sıç-
radı. Brezilya şiddetlı bir resses-
yona gırerken ihracatının yüz-
de 50'sını Brezilya'ya yapan
Arjantin'ı de peşınden sürük-
lüyor, böylece kriz tüm Latin
Amerika'yı tehdit ediyor.
Avrupa ülkelerinde, çok za-
yıf da olsa bir ekonomik to-
kuluslu şirketlerin artan gücü yüzün-
den eğitim, ücretler ve çevre korun-
ması konusunda vaat ettiklerimizi ye-
rine getirmekte çok zorianıyoruz" (In-
ternational Herald Tribune 22-
23/11/97) dememiş mıydi? Avrupa Bir-
liğı DışTıcaret Komisyonu Başkanı Sir
Leon Brittan, bu gelişmelere bakarak
CNN"e "ABD, uluslararası ticaretgö-
rüşmelerinde güvenilihiğini kaybet-
miştir" diyecekti.
ABD güvenılirîiği ıki alanda da daha
zayıflıyor. Bunlardan bıri Ortadoğu ba-
nş süreci ve Irak sorunu. En son Irak-
Birleşmiş Milletler anlaşmazlığı, an-
cak, Rusya Dtşişleri Bakanı, SSCB za-
manında, azgelişmiş ülkelerte ılişkile-
ri düzenleyen Yevgeni Primakov'un
insiyatifi ile ve içeriğı bilinmeyen bir
Rusya-lrak anlaşması pahasına en-
gellenebildi. Yorumcular, bölgede
ABD'nin yarattığı güven boşluğunu
Rusya'nın doldurmaya hazırtandığını
deki 22 milyonbk Çinligöçmen nûfu-
su kontrol edebilmek için yeni ittifak
arayışlan var".
Wall Street Journal'ın aktardığına
göre (17/11/97) Çin ve diğer Doğu As-
ya ülkelerinin askeri harcamalan 1996
yılında toplam 165 milyar dolara ulaş-
tı. Çin 1996'da asken bütçesini yüzde
20 genışletti. Bu, tüm küresel askeri har-
camalann yüzde 20'sine eşit bir ra-
kam. Stockhoim Barış Enstitüsü'nün
son rakamlarına göre Asya ülkeleri,
1996 yılında dünya çapında silah alım-
lannın yüzde 48'ini gerçekleştirdiler.
Diğer taraftan, bugün kriz içinde olan
bölge ülkeleri ordulannın yapısını, sa-
vunma amaçlı örgütlenmelerden uzun
menzilli savaşlara göre değiştiriyorlar.
Fılipinler uzun menzilli savaş uçaklan,
Matezya Mig-29 savaş uçakJan, Ende-
nozye SU-30 taarruz helikopterleri,
Tayland 6 fırkateyn, bir ufak boy uçak
gemısi, 28 Rus savaş uçağı, 6 ABD ta-
arruz helikopteri alıyor.
Güneyde silahlanma Çin'e
karşıyken kuzeyde endişe kay-
nağı Japonya. Bu bağlamda
WSJ, Güney Kore'nın esas ola-
rak. Japonya'ya karşı silahlan-
dığını yazıyor. Güney Kore, pi-
lotsuz bir keşif uçağı geliştirme
projesi için, geçen 6 yılda 20
milyon dolar harcamış ve 35
milyon dolar daha harcaması
bekleniyor. Japonya'da bulu-
nan Uluslararası Çalışmalar Ens-
titüsü'nün bulgulannagöre, böl-
gedeki bütün asken ıhaleierin,
maliyetinin yüzde 30- 4O'ı rüş-
vete aynlıyor.
Diğer taraftan, Güney Kore
kendi uydusunu yaparak
ABD'den bağımsızlaşmaya ça-
balarken, uçaktan, gemıden ve
havadan atılabilen, gemilere yö-
nelik düşük maaliyetli füzelerin
yaygınlaşması ABD'nin "Gun-
Boat" diplomasisı kapasitesini
azaltryor. Çin'in Rus imalatı, ses-
ten 2.5 defa hızlı giden SS-N-
22 füzelerini yerleştırme hızına
bakarak, yapılan bazı Pentagon
simülasyonlan, ABD uçak gemi-
lerinin, 2105 yılına kadar etkisiz-
leştirilebileceğinı hesaplıyoriar.
parianmadan,şirketgelirterinin Clinton'ındışticaretanlaşmayetkisi iptal edildi. J a p o n y a d a
iki tane AVVACS',
artmakta olduğundan bahsedıliyor. düşünüyoriar. ABD'nin etkinliğininza- erkenuyan uçağı almak için Boeing'le
Ancak, hemen arkastndan ekleniya, bu
toparlanma işsizliği azaltmayacak On-
temational HeratdTribune 17/11/97).
Dünya ekonomisinın stratejık sana-
yilerinde, bir fazla kapasite sorunu, ya-
tınm olanaklanndan yoksun bir fazla
banka sermayesi sorunuyla birlikte ge-
lişirken, aynı zamanda, bir kredi krtlı-
ğı, likıdite sorununu da beraberinde
getiriyor. Bir çöküşe dönüşme olasılı-
ğı yüksek olan tipik bir aşırı üretim kn-
ziyle karşı karşıyayız.
ABD ve güven sorunu
Kontrolsüz bir şekilde gelişen küre-
selleşmenin etkilerınden kaygı duyan
ABD Kongresı'nde, sendikaların da
baskısıyla Demokratlar ve Grup Newt
Gingrıch'ın tüm çabalanna rağmen
Cumhuriyetçiler, Bill Clinton'ın dış ti-
caretalanında, hızlı anlaşma yapmayet-
kısini elinden aldılar. Kongre üyeteri, ser-
best tıcaretin ücretler ve sanayi üreti-
mı üzerinde olumsuz etki yaptığına
inanıyoriar. Zaten Bıli Clinton da "Ço-
yıfladığı bir diğer bölge de halen derin
bir mali kriz içinde olan Güneydoğu
Asya. ABD'nin etkisinin zayıflamasıy-
la bölgede silahlanma yanşı giderek iv-
me kazanıyor.
Güneydoğu Asya'da
silahlanma yanşı
Bu yıl başında, "Bulletin oftheAto-
mic Scientitsln, Doğu Asya'da aske-
ri gelismeleri inceleyen bir araştırma-
sına göre, Tüm DoğuAsya ülkelerias-
keri harcamalannı arttınyoriar. Burası,
Soğuk Savaş bittiğinden bu yana as-
keri harcamalann sürekli arttığı tek
bölge" (Ocak, Şubat, 1997). Bir baş-
kaaraştırmada, Christian Science Mo-
nitor, "Soğuk Savaş döneminin gü-
venlik çerçevesinin dağıldığını ve
USA'nın bölgedekiaskeri variığım aza/f-
maWa otduğunu"tespitediyordu. Böy-
lece "Japonya ve Çin bölgede yeni
süpergüçlerolarakyükseliyoriar". Çin
ve Japonya silahlanma harcamalannı
arttınyoriar, "Çin'i ve bölge ülkelerin-
göriişmeleri sürdürüyor.
Mali krizın ortaya çıkmaya başladı-
ğı 1996'da, sadece Asya'da değil tüm
gelişmekte olan ülkelerde de, dört yıl
gerilemeden sonra, silahlanma harca-
malannın tekrar arttığı bildinliyor (Inter
Press Servıce 18/8/97). Bu ülkelere si-
lah satımlan, 1995'te 17.3 milyar do-
lardan 1996'da 19.4 milyar dolara, ay-
nı dönemde, dünya silah piyasalann-
da ABD'nin payı yüzde 25ten yüzde
37'ye yükselmiş. 1993-1996 arasın-
da yapılan tüm global silah ticaretinin
yüzde 63.2'si azgelişmiş ülkelerce ger-
çekleştirilmiş. Gözlemciler bu sene
ABD'nin ileri silah sistemlerinin Latin
Amerika'ya satışını serbest bırakma-
sıyla, bu bölgede de özeilikle Şili ve Bre-
zilya'nın başını çektiği bir silahlanma
yanşının başladığını belirtiyoriar.
1930' larda da dünya ekonomisi ön-
ce bir mali krize, arkasından koruma-
cılık eğilimi ve silahlanma yanşıyla bir-
likte gelişen derin bir ressesyona gir-
mişti. Umalım tarih tekrar etmesin. •
Çok avantajlı fıyatlara sahip Tofaş otomobilleri için,
Tofaş-Fiat'ın katkısıyla özel
Koçfınans Tüketici Kredisi imkânı:
* Seçeceğiniz vadeye göre
%1.75'ten başlayan minimum faizler.
• 18 ava varan vadeler.
VADE AYLIK FAİZ • ÖRNEK ÖDEME TABLOSU ŞAHİN 1.4
(Ay) (Net) ™ '
3
6
12
18
%1.75
%3.75
%5.75
%6.75
Anahtar Teslim Maliyeti *
Peşinat
Bakiye
Vade
Aylık Net Faiz
Ayhk Taksit
1.577.649.400
800.000.000
777.649.400
18 Ay
%6.75
1.709.251.450
900.000.000
809.251.450
18 Ay
%6.75
81.614.597 84.931.244
• Anahtar teslim mahyett. piaka-nthsat masrafîanndan dolavı farklıhk gosîerehıiır
Hemen bir Tofaş-Fiat Ana Bayi veya
Yetkili Satıcısı'na uğrayın.
Bu çok özel fırsatı kaçırmayın.
Bu fınat, tısa sure ifiıt sımr/ı stnıda otomobıl ve model ıçm zeçerltdtr Itkal ürunler da/ıtl degıldı
Gîomobillenmıztn ftsııttan if daha aynntılt bılgı ifi/r,
Türktyf'fiifj her \ennden, ucretsn Totas 24 hattını tO 800 211 42 42) artıyın.
7ÖFAŞ
Koç
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Şu "Gurur" Sorunu
Doğruluk, dürüstlük ve erdem gibi "ahlak de-
ğerieriniyitiren" bir toplum ne duruma gelir?
Bu sorunun somut yanıtını her gün yeniden ya-
şıyoruz.
Nasıl mı?
Iç ve dış siyasetteki uygulamalanyla Cılkeyi ba-
tıran, az gelirli kesimleri enflasyon ve işsizlikle
ezen, yoksul-varsıl gelir uçurumlannı daha da
açan ve de üstüne üstlük
"hırsızlığı belgelenen" siya-
setçiler, siyasal vaıiıklannı
sürdürüyor. Yasal boşluk-
lardan yararlanarak yargı
kovuşturmasından kurtu-
lan pek çok bu tür siyaset-
çi, beslemeleri ve yandaş-
larınca, "Türkiye seninle
gurur duyuyor" çığırtkan-
lıklanyla çılgınca alkışlanı-
yor. Khlesel destek buluyor.
Çete kurarak siyasal suç
işleyenler ve işletenler, va-
tan kurtaran aslan kesili-
yor; gittiklen yörelerde tö-
renlerte karşılanıyor; kendı-
lerine övgüler yağdınlıyor;
kısaca önemli bir toplum
kesimi örgütlü suç sanık-
lanyla "gurur duyuyor".
• • •
Son gûnlerde bunlara ye-
nileri eklendi, "gurur alanı
genişledi". Önceleri kamu
mallannı yağmalayan hırsız-
lar, siyasal cinayet işleyen-
ler, "toplumun belirii ke-
simlerine gurur kaynağı"
oluyordu. Son haftalarda,
"sanata saldınyeni birgu-
rur alanı "oluyor.
Gerçi, daha önce sana-
tın "içine tüküren" beledi-
ye başkanı alkış almış; Sı-
vas'ta sanatçılan yakanla-
nn "destekçileri" çıkmıştı.
Ancak şimdilerde bu iş iv-
me kazandı. Ülkenin yaşa-
yan en büyük yazan Yaşar
Kemal'e kamuoyunun
gözlerine baka baka küfre-
debilen ve bunu ısrariatek-
rariayan bir belediye baş-
kanı, "yandaşlannca", gu-
rurla alkışlandı. Çok daha
ürkütücü bir gelışme oldu,
Istanbul Üniversitesi'nin ki-
mi ögretim üyeleri, küfür-
cü belediye başkanının ya-
nında yer aldıklannı bir bil-
diriyle kamuoyuna açıkla-
ma yoluna gidebildi.
Aynı gûnlerde, tarıhsel
bir filmdeki rolü nedeniyle
sanatçı Okan Bayülgen
kurşunlandı ve bir kesim
yurttaş, bu "sanatçıyı kur-
şunlayanlarla gurur" duy-
duğunu haykırabildi.
Normal toplumlar, sanat-
çılan ve onlann yarattıkla-
n sanat eserleriyle gurur
duyariar; tıpkı bilim ve spor
alanlanndaki başanlardan
gurur duyduklan gibi.
Oysa, siyasetten sanata,
toplumsal yaşamın hemen
tüm kesitlerinde bir "yan-
lış gurur" süreci ve bunun
doğurduğu toplumsal yı-
kım yaşanıyor.
•••
Türkiye'de yaşanan sü-
reç, "yoğunluğu artan yoz-
laşma ve çöküntü" olarak
nitelenebilir. Ancak bu ni-
teleme yeterli değil.
Asıl üzerinde durulması,
araştınlması ve düşünül-
mesi gereken kimi toplum
kesimlerinin, "neden s/ya-
seti hırsızlık sayanlardan,
siyasal amaçlı adam öldü-
renlerden, sanatçılara küf-
reden ya da kurşun sıkan-
lardan" gurur duyduklan-
dır.
Kişi, bunalıma girer; çıl-
dırabilir; ve uygun deyımiy-
le çapı kadar yer yakar, ya-
ni zarar verir. Türkiye'de
olan bu değildir.
Toplumun birkesiminin,
oldukça geniş bir kesimi-
nin "canavariaşma yolun-
da hızla ilerlediği" görülü-
yor. Ve bu canavarlaşma-
nın "ekonomik, siyasal, top-
lumsal ve kültürel neden-
lerini" nesnel ve bılimsel
verilerle inceleme ve çö-
züm üretmeyönünde adım
atılmıyor.
Ülkenin, kaldıysasağlık-
lı düşünen tüm kesimleri-
nin, üniversiteler başta ol-
mak üzere, kamuoyu oluş-
turan tüm kesimlerinin
"yanlış gururun nedenleri-
ni" incelemesi ve ülkeyi yö-
netenlere gerekli uyarı gö-
reı/ini yapması gerekiyor.
Bu yapılmazsa, esasen
bilim, sanat ve düşünce
bakımından yoksul olan bu
topraklar, iyice çoraklaşır;
"insansızlaşır". Çünkü,
doğruluğun, dürüstlüğün,
erdemin yok olduğu; sa-
natçının yok edildiği olu-
şumlar, insansızlaşmanın
ta kendisidir.
Bu yanlış gurura ve de-
ğer yıkımına dayalı toplum-
sal süreç tersine çevril-
melıdir.
F I A T