Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 KASIM 1997 PAZARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
Oğretmenler Günü, 16 Mart Olmalıydı
Prof. Dr. CEVAT GERAY Mersin Üni. Öğr. Üyesi
1
2 Eylül askeri yönetımi 24 Ka-
sım'ı neden oğretmenler günü
olarak seçmiştir? Bu soruyu
yanıtlamak ilk bakışta kolay
gözükmüyor. 24 Kasım 1928,
Mustafa Kemal Atatürk'ün
"Başöğretmen" sanıyla. tebeşiri ele alâ-
rak karatahtanın başına geçip halka yeni
abeceyi öğretmeye başladığı, böylece
başta millervekilleri olmak üzere tüm bü-
rokratlardan, aydınlardan bu konuda des-
tek istediği çok önemli bir halk eğitimi
hareketinin başlangıç günüdür. Bu, ger-
çekte, o dönemde Türkiye için başlatılan
aydınlanma hareketinin kapsamında çök
anlamlı bir halkadır. Arapça harflerle
okuma yazmanın çok gûç» bu yüzden de
eğitim düzeyinin Cumhuriyetin ilk yılla-
nnda çok düşük olduğu bir gerçekti. tl-
könce, 9 Ağustos 1928'de Atatürk, iki yıl
süren çalışmalann sonucunda Latince
harflerden oluşan yeni Türkçe abecesinin
(alfabenin) uygulanması muştusunu Sa-
rayburnu parkında yaptığı bir konuşma
ile vermiştı. 1 Kasım 1928'de Meclis'i
açış konuşmasında Atatürk, "Büyük
Tûrk uhısu okuma-yazma bümezlikten
(cehaletinden), az cmckJe kısa yoklan an-
cak kendi güzel asli diline kolay uyan böy-
le bir araçla srynlabilir. Bu okuma yazma
anahtan ancak Latin esasuıdan alınan
Türkabecesjdir" demişti. Yeni abecenin
benimsendiğine ve uygulanmasma iliş-
kin 1353 sayılı yasa tasansı 1 Kasım'da
benimsenmiş. 3 Kasım'da da yürürlüğe
girmişti.
Daha önce "halk dershanesir>
çatısı al-
trnda yapılan çalışmalann bundan böyle
"Millet Mektebi" adı verilen yeni halk
eğitimi kurumlannda yapılmasına ilişkin
yönetmelik yasasının çıkışından on yedi
gün sonra 21 Kasım'da yürürlüğe kon-
muştu. Bu yönetmelikle "Başöğretmen"
sanıtu kazanan Atatürk de bu görevine üç
gün sonra 24 Kasım 1928'de başlamıştı.
Dönemin tüm olumsuz koşullanna, ola-
naksızlıklanna karşın, aydınlann büyük
katkısıyla, bu okuma yazma hareketi so-
nucunda 1.5 milyon yurttaş eğitilmişti.
Çok partili döneme geçilmesiyle
1950'den başlayarak bu kurslara katılan-
lann sayısında birdenbire büyük düşme
görülmüştü. Okuma yazma etkinlikleri
1960'tan sonra biraz hızlandıysa da 5
milyon yetişkine okuma yazma öğretil-
mesi öngörülen tkinci Beş Yıllık Plan
döneminde (1968-1972) bu ereğe ulaşı-
lamamıştı. Ancak 917 bin kişi eğitilebil-
mişti. 12 Eylül darbecilerinin büyük rek-
lamlarla başlattığı kampanyaya ilişkin
resmi sayılamalan 1.2 milyonda kalmış-
tır. Işte kanımca, Atatürk'ü dillerinden
düşürmeyen o dönem generallerinin 24
Kasım'ı oğretmenler gününe çeviımele-
rini, kendi çalışmalannı ön plana çıkar-
mak, "Millet Mektebi" hareketinin o
günkü olanaksızlıklara karşın sağladığı
başannın önemini geri plana itmekten
başka bir niyete bağlamak söz konusu
olamaz.
Burada öğretmenlerimizin karşı karşı-
ya bulunduklan sorunlara özetle değin-
meden geçmek istemiyorum. Bu sorun-
lan ilk kez, iki kalın ciltte belgeleyen ve
karanlık güçlerin kurşunlanyla yitirdiği-
miz Prof. Dr. Muammer Aksoy'u anma-
dan dile getiremeyiz. Devrinıd Oğretme-
nin Kıyunı ve Mücadelesi adlı yapıtı öğ-
retmenlerimizin uğradıklan kıyımlara
ilişkin acı örneklerle doludur.
12 Eylül'ün daha da büyük ve en acı-
masız öğrermen ve aydın kınmı olduğu-
nu yaşadıktan sonra da Muammer Aksoy
öğretmenimiz yılmaksızm bu yolda
onurlu savasımını sürdürmüş, faşist kur-
şunlann hedefî olmuştu. Gerçek bir öz-
gürlük ve demokrasi savaşçısı ve öğret-
men yandaşı bir aydın olarak O'nu say-
gıyla anıyoruz.
24 Kasım'da yapılan düzenlemelerde
genellikle resmi bir hava ağır basmakta-
dır. Ömeğin. 1996'da bir yandan her şe-
yi güllük gülistanlıkmış gibi gösteren tö-
renler, öte yandan öğretmen çoğunluğu-
nun gönlü kınk, küskün, umutsuz, pro-
testo gösteri ve eylemleriyle dolu bir öğ-
retmenler günü yaşanmıştı. Böyle bir
günde, Atatürk'ün geleceğin mimarlan
olarak nitelediği, ülke gençlerini, gelecek
kuşaklan "emanet" ettiği öğretmenlerin
mesleklen artık toplumdaki saygınlığını
yitirmeye başlamıştır. Böyle bir günde
öğretmenlık mesleğini bu duruma geti-
ren sorunlann temelinde, eğitim dizge-
mizi ortaçağ karanlıklanna gömmeyi öz-
lemleyen, akla değil dine, bilimsel veri-
ye değil Tann'nın buyruklanna, demok-
rasi yerine dikta yönetimine yönelen, bi-
reyi özgür bir yurttaş olarak değil "kul"
olarak yetiştirmek isteyen güçler vardır.
Ülkemizi yöneten iktidarlar bu güçlere
dayanmaktadır. Öğrencisine bilimsel
doğrulan ve gerçekleri öğreten, demok-
ratik ve laik cumhuriyetin isterlerine gö-
re davranmayı, aklrnı kullanmayı, hak ve
özgürlüklerine sahip çıkmayı, bilimsel
düşünceyi her türlü dogmatik inançlann
üstünde tutmayı bilen çağdaş insanı ye-
tiştiren öğretmenlerin, türlü baskı ve teh-
ditlerle karşı karşıya bırakılmalan bun-
dan kaynaklanmaktadır.
Meslek sorunlannı düzenin ve eğitim
dizgesinin bütünü içinde çözecek köklü
dönüşümlere zorunluluk var. Bu da an-
cak halkın sıyasal bilinçlenmesi yolunda
eğitilmesine bağhdır. Halkın, sorunlan-
nın kökeninde yatan nedenleri, çelişkile-
ri kavramasına, çözümün nerede oldugu-
nun ayırdına varmasına yardımda bulun-
mak, halkla iç içe olmak, birlikte çalış-
mak, projelergeliştirmek zorundayız. Bu
da yahıızca öğretmenlerin değil, demok-
rasiye inançlı tüm aydmlann birincil gö-
revidir. Bunun dışında demokratık bir çı-
kış yolu yoktur.
Bugün öğretmenler. can ve çalışma gü-
venliğinden yoksun olarak yaşıyorlar.
Yüzellinin üstünde öğrermen, faili bilin-
meyen, bulunmayan ya da bulunmak is-
tenmeyen katıllerce öldürülmüştür. Kı-
sacası, devlet görevlendirdiği öğretme-
nin can güvenliğini sağlayamıyor. Maf-
ya-devlet işbirliğinin önce aydınlara ve
öğretmenlere karşı işlenen cinayetlerden
sorumlu olduğu Susurluk kazasından
sonra kamuoyunun gözlen önüne apaçık
serilmiş bulunuyor.
Oğretmenfcr sürgün ve kryım çekince-
siyle karşı karşıva bulunmaktadırlar. On-
lar, erdemlilik savaşımı vererek çocukla-
nmızı eğitmeye çalışıyorlar. Cstelık, ge-
çim sıkıntısı çekmekte olan öğretmenler,
ek gelir getirici işlerde çalışmak zorun-
da bırakılmışlardır. Emeklilik süresi ge-
ı'IO lir>r- -. »aı V»
h
Bu şubede
isse senedi
alıp satabilirsiniz.
interaktif Bilgisayar; hisse scncdi alım-satımından repoya,
kredi kartı ödemelerinden yatınm hesabı işlemlerine,
havalcden hesap açmaya dek bütün bireysel bankacılık
işlemleri için hizmetinizde.
İnteraktif Bilgisayarın kolaylıklarından yararlanmak için
hesabınızın olduğu İş Bankası şubesine
bir interaktif Bankacılık talimatı vermeniz yeterli.
(Bu talimat size İnteraktif Telefon'u kullanma olanağı da sıınuyor.
Bankacılık işlemlerinizi bilgisayarla değil de, telefonla yapmayı
terc-ih ederseniz, Interaktif Telefonlar-ımız hemen yanda...)
Kendinize ait bir bilgisayannız olmasa bile; hatta Türkiye'de değil,
yurtdışında olsanız bile İnteraktif Bilgisayar'ı kullanabilirsiniz.
tş Bankası'nın gelişmiş gtivenlik önlemleriyle
ve tabii hiçbir ücret ödemeden.
İNTEB
• •
TURKİYE İŞ BANKASI
İnteraktif Tetefbfitan
Adana
Ankara
Antakya
Antatya
Batıkesir
Bursa
Denlzti
Eskfşehlr
Gazîantep
istanbul
\zmtr
Izm*
Kayseri
Konya
Manİsa
Mersİn
Mugta
Samsun
Tekirdaft
Tratoon
Zongutdafc
C0322)
C0312)
(0326)
(0242)
(0266)
(O22A)
(O258)
(O23 2)
(O342)
(O212)
(O216)
(O232)
(O262)
(O352)
(O332)
(O236)
(O324)
(O252)
(O362)
(O282)
(O462)
(O372)
Interakttf BltgİMyar
mız
359 02 02
287 02 02
21478 55
248 02 02
249 02 02
224 02 02
242 53 66
220 19 19
23102 02
512 02 02
345 02 02
441 02 02
33» 13 51
222 11 88
3530202
239 04 00
238 45 35
214 02 02
432 02 72
263 32 33
326 79 00
252 32 OO
Ivlemlerinlzl
Intemet'e bsgianmadan
^apmak Ista
Ankara
İstanbul
bmlr
rs*niz t«lefontanmız
(0312)
(0212)
(0216)
(023a)
289 82 40
520 85 90
449 40 10
4410490
lince meslekten aynlarak çeşitli işlere yö-
nelmek, en azından özel okullarda ya da
kurslarda çalışmak zorunda kalıyorlar.
Öğretmenlik mesleği yalnızca saygınlı-
ğını yitirmişlik içinde yaşamıyor, aynı
zamanda çekiciliğini de yıtiriyor. Bu yüz-
den öğretmen açığı büyümektedir. Nite-
likli, deneyimli öğretmen sıkıntısı son
haddini buîmuştur. Herkesin kolay kolay
yapamayacağı, ayn bilgı, beceri ve özve-
rilere dayalı bir meslek olan öğretmenlik,
artık her üniversite mezununun yapabi-
leceği bir iş olarak anlaşılmaktadır. Yük-
sek öğrenim görmüşlerin işsizlik sorun-
lannı çözmek için "Hiçbir iş bulamadı
bari öğretmen olsun" anlayışıyla hareket
edilmekte. öğretmen açığı bir firsat ola-
rak görülmektedir.
tşin garibi, öğretmen açığuıı yaratan
nedenleri araşünp öğretmenliğe cski sa>-
gınhgını kazancfaracak, mesleğin çekkili-
ğini arttıracak onlemleri almak yerine
Milli Eğitim BakanlığL, yaşa ve uzmanhk
alanına bakmaksızuV, her başvuranı öğ-
retmeniiğe atamaktadır. Hangi açtdan ba-
karsanız bakın. öğretmenlik. buna hazır
olma> an üniversite mezunlan, hiçbir hiz-
met içi eğitimden gecirilmeksizin ya da
"öğretmenlik serdfikası aranmakstnn,
hatta vaşı geçmiş olmasına bakılmaksı-
nn "herkesin yapabileceğj" sıradan bir
meslek dunımuna düşürülmüstür. Bu,
hem mesleğe hakaret etmektir, hem de
geleceğuniz olan \annın bü> üklerini, ço-
cuklanmızı, yeteneksiz, niteliksiz eflere bt-
rakmaktır.
Öğretmen okullannda verilen eğitimin
laik, demokratik ve bilimsel bir öğret-
men yetiştirdiğine ilişkin kuşkulanm da
gittikçe artıyor. Oniversiteyi ve herbasa-
maktan okullan bir tür kışla-
ya dönüştüren 12 Eylül yö-
netımi, artık "fikri hûr, irfe-
nı hûr, vicdanı hûr" öğret-
meni ve yurttaş,1 yetiştiremez
duruma düşürmüştür. Eği-
tim fakültelerinin eskiden
olduğu gibi yeniden ille de
Eğitim Bakanlığı'na bağlan-
masını isteyenlerin temel
amacı da budur.
Sorunlann temelinde. eği-
tim dizgemizı ortaçağ karan-
lıklanna gömmeyi özlemle-
yen. akla değil dine, bilimsel
venye değil tannnın buyruk-
lanna, demokrasi yerine dik-
ta yönetimine yönelen; bire-
yi, özgür bir yurttaş olarak
değil "kul" olarak yetişrir-
mek isteyen güçler vardır.
Ülkemizi yöneten siyasal
iktidarlar genellikle bu güç-
lere dayanmaktadır Öğren-
cisjae bilimsel doğFulan ve
gerçekleri öğreten, -ona de-
mokratik ve laik cumhuriye-
tin isterlerine, (icaplanna)
göre davranmayı, aklını kul-
lanmayı hak ve özgürlükle-
rine sahip çıkmayı, bilimsel
düşünceyi her türlü dogma-
tik inançlann üstünde tutma-
yı bilen çağdaş insanı yetiş-
tirmeye çaba gösteren öğret-
menlerin, türlü baskı ve teh-
ditlerle karşı karşıya bırakıl-
malan bundan kaynaklan-
maktadır.
Öğretmenlerin sorunlan-
nı düzenin ve eğitim dizgesi-
nin bütünü içinde çözecek
köklü dönüşümlere zorunlu-
luk var. Bu da ancak halkuı
siyasal bilinçtenmesi yolun-
da eğitilmesine bağhdır. HaJ-
kın, sorunlannın kökeninde
yatan nedenleri, çelişkileri
kavramasuıa, çözümün ne-
rede oiduğunun ayırdma
varmasma yardımda bulun-
mak, halkla içiceolmak; bir-
Ukteçaltşmak, projeler geiiş-
tirmek zorundayız. Bu da
yahıızca öğretmenlerin değil,
demokrasiye inançlı tüm ay-
dmlann birincil görevidir.
Çocuklannı özel okullar-
da okutmakta çözüm bula-
bilen velilerle devlet okulla-
nnda okurmak zorunda ka-
lan velilerin de çağdaş, nite-
likli bir eğitim verilmesi
doğrultusunda örgütlü bir
eylemde bulunmalan. öğret-
men örgütleriyle işbirliği
yapmalan gerekmektedir.
Bunun dışında demokratik
bir çıkış yolu yoktur.
Dileğimiz, yılın bir gü-
nünde öğretmenlerimizi
anımsayıp onlara biçımsel
bir saygı gösterisi yapmak
yerine, yılın her gününde on-
lann ve eğitim dizgesinin so-
nınlarına eğilerek çözüm
yollan arayan bir yaklaşımrn
gelişip gelenekleşmesidir.
Öğretmen günü kuMamala-
nnın 24 Kasım'da değil. ilk
öğretmen okuUanmn kurtıl-
duğu 16 Mart'a alınması da-
ha amaca uygundur. Köy
öğretmenlenni yetıştirmek
amacıyla kurulan Köy Ens-
titüleri'nin kuruluş yıldönü-
müne rastlayan 17 Nisan gü-
nü de öğretmenler günü ola-
rak kutlanabilirse de kanım-
ca enstitülerin toplum kal-
kınması ve kırsal yapının de-
ğişmesi konusunda eğitim
ve kalkınma deneyimleri-
mizde farklı bir yeri bulun-
duğundan 16 Mart gününü
yeğlemek gerekir. 24 Ka-
sım'lar da halk eğitimi ve
okur yazarlıkla ilgıli bir ay-
dınlanma günü olarak anıl-
malıdır.
CUMHURtYETTEN
OKURLARA
ORHAN ERİNÇ
Dokunulmadıklarını
Kopunken Pantîlerini
Ateşe Attılar...
Millet Mektepleri'nin Atatürk'ün Başöğret-
menliğinde kuruluşunun yıldönümü bugünden
başlanarak "24 Kasım Oğretmenler Günü ve
öğretmenler Haftası" olarak kutlanacak.
Haftanın gerçek sahipleri olan öğretmenler, yıl-
lardır yaşamakta oldukları, ama yakın dönemde
daha da yoğunlaşan hor görülme, bir kenara itil-
me, sürgün gibi uygulamalar nedeniyle buaıkluk
içindeler.
Başöğretmen Atatürk'ün laik ve demokrat ka-
falı kuşaklann yetişmesinde en önemli görevi ver-
diği öğretmenler, Cumhuriyet sonrasında yeti-
şen kuşaklar arasında yer alan kimilerinin bugün
savunageldikleri görüşler nedeniyle de üzgün ol-
malılar.
Son örneği, anayasanın milletvekili dokunul-
mazlığını düzenleyen 83'üncü maddesinin de-
ğiştirilmesini öngören yasa önerisinin TBMM'de
görüşülmesi ve oylanması sırasında yaşadık.
Görüşülen ve kesin durumunun belirlenmesi,
ikinci oylamaya kalan anayasa değişikliği öneri-
si neredeyse bir yıl önce başkanvekili Hasan
Korkmazcan'ın başkanlığındatoplanan partile-
rarası uyum komisyonundaki çalışmalaıia belir-
lenmiş, RP dışındaki partilerin genel başkanlan
ve 292 mılletvekilinın imzası ile TBMM Başkan-
lığı'na sunulmuştu.
Komisyonlarda da görüşülmüş ve ocak ayın-
da öncelikli olarak gündeme alınmıştı.
Hazretler, maddede geçen "ağır cezalık suç-
lar" kapsamının her türlü yoruma açık olduğunu
nedense Meclis görüşmeleri sırasında keşfetti-
ler!
Tabii ki keşfetmediler. Biliyorlar ve zamanını
kolluyorlardı. Çünkü taktikleri tutarsa, anayasa
değişikliği reddedilecek ve yeni bir yasa önerisi-
nin gündeme alınabilmesi için bir yıl beklemek
gerekecekti. Böylece bürünmüş olduklan doku-
nulmazlık zırhını en az bir yıl daha kullanmış ola-
caklardı.
Içlerinde politika deneyimi, çok partili döneme
geçişten başlayan milletvekıllerinin ve genel baş-
kanların durumu son anda fark etmeleri, ümitle-
rin tümüyle sönmesini önledi. Ikınci görüşmenin
tarihini erteleyerek değişiklik önergesi ile getiri-
lecek yeni bir uzlaşma metni üzerinde çalışma-
ya başladılar.
Oylama sonunda çıkan 300 kabul oyu sonra-
sındaki yoaım tartışmasında RP'liler, yasaları iş-
lenne geldiği zaman, işlerine geldiği gibi anladık-
lannın tutarlı bir örneğini de sergilediler.
lleri sürdükleri görüşe göre anayasa, madde-
lere geçilmesi için 300 oyu yeterli bulmuyor, en
azbeşte üçofanını(33ûoy)şart koşuyordu. Bu
nadeole TBMM içtüzüğüne uyulamazdı. Öneri
gerekli 330 oy verilmediği için reddedilmişti ve
maddeler Genel Kurulda görüşülemezdi.
RPsözcüleri bu görüşleriTBMM kürsüsünden
savunurken genel başkanlan da Anayasa Mah-
kemesi'nde partilerinin kapatılması için açılan
davanın savunmasında anayasadaki hükmün
değil, Siyasi Partiler Yasası'ndaki hükümlerin uy-
gulanması gerektiğini söylüyordu.
RP sözcüleri bu konuşmalarla dokunulmazlık-
lannı geçici bir süre için daha korudular, ama bel-
ki de partilerini ateşe attılar.
Bu arada laik ve demokrat öğretmenlerin öne-
mini de bir kez daha vurgulamış oldular.
TBMM, anayasa değişikliği görüşmelerinin ilk
turunda hareketli günleryaşadı. Dokunulmazlık-
lar etrafında dönen pazartıklan, Meclis'in renkli
kulislerini parlamento büro şefimiz Türey Köse
ile Ayşe Sayın, Hülya Karabağlı, Sebahat Ka-
rakoyun okurlanmıza aktardı.
•
ABD ile Irak arasında yaşanan ve ülkemizi de
yakından ilgilendiren Körfez bunalımını Dış Ha-
berler Servisimiz, Ankara Büromuz ve VVashing-
ton muhabirimiz Fuat Kozluklu tüm yönleriyle iz-
leyerek aktardılar.
Genelkurmay Başkanlığı'nın teröristlere karşı
yürütüien harekâtın yerinde izlenmesi amacıyla
düzenlediği geziye katılan yazarlanmız Deniz
Som ve Oral Çalışlar gördükleri ile değerlendir-
melerinı okurlanmıza ilettiler.
•
RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın
Anayasa Mahkemesi'nde yaptığı sözlü açıkla-
malann aynntılannı Evin Göktaş ile Sebahat Ka-
rakoyun haberleştirdi.
•
SSK kaynaklannın 3.3 katrilyon lirasının, yan-
lış yatırımlar, devlet tahvili ve enflasyon karşısın-
da nasıl eridiğini gösteren Çalışma ve Sosyal Gü-
venlik Bakanlığı raporunu Banu Salman yazdı.
•
Çok sayıda yetkili kuruluş olmasına karşın kül-
tür varlıklarının eşgüdüm eksikliği yüzünden sa-
hipsiz kalmasıyla ilgili haberi Asuman Abacıoğ-
lu yazdı.
•
Önümüzdeki pazartesiye kadar gönlünüzce bir
hafta geçirmeniz dileği ve saygılarımızla.
İLAN
T.C.
KULUNCAK ASLİYE HUKUK
HAKİMLİĞİ'NDEN
Dosyano: 1996/76 E. Davacı Mustafa Şahintürk
tarafmdan davalılar Kuluncak Malmüdürlüğü, Sofular
Belediye Başkanlığı ve dahilı davacı M. Alı Şahintürk
aleyhine mahkememize açılan tescil ve tespit davasının
yapılan açık yargılamasında verilen ara karan uyann-
ca;
Dava konusu Kuluncak ılçesi Sofular Beldesi Balık-
lağı mevkiinde bulunan doğusu mahalle yolu, yoldan
sonra davacı Mustafa Şahıntürk'ün ev ve arsası, batısı
baştan başa mahalle yolu, kuzeyi Remzi Şahintürk'ün
ev ve arsası, güneyi kısmen yol, kısmen Mahmüt Şa-
hintürk ev i ile çevrili olan dava konusu taşınmaz dava-
cı adına tescil talep edildiğinden, bu yerde haklan olan-
lann son ılan tarihinden itibaren üç ay içinde mahke-
memizin 1996'76 e. sayılı dosyasına müracaatlan ilan
olunur.
Basın: 49997