Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 KASIM 1997 PAZAR
HABERLER
Ortaç'ın
başvurusuna
takipsizJik
• İstanbul Haber Servisi -
Ömer Liitfii Topal'ın
öldürülmesiyle ilgili
Ankara Kapalı Cezaevi'nde
ifadesi alınan 2 tutuklu ile
Ersin Ortaç'ın beyanlan
kapsamında, haklannda
"Adam öldürme suçuna
iştirak" iddiasıyla
soruşturma başlatılan Özer
Çiller. Turgay Ciner ve
Halil Güvener hakkında
"takipsizlik'" karan verildi.
Ömer Lütfü Topal'ın
öldürülmesi olayına iştirak
ettikleri gerekçesiyle, DYP
Genel Başkanı Tansu
Çiller'in eşi Özer Çiller,
HAVAŞ ve Park Holding'in
sahibi Turgay Ciner,
Güvener Holding'in sahibi
Halil Güvener hakkında
Sanyer Cumhuriyet
Başsavcılığı'nca
soruşturma başlatılrruştı.
'Asya krizini
KOBher öntedi'
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-TBMM Plan ve
Bütçe Komisyonu'nda
Devlet Planlama
Teşkılan"nın(DPT)4
trilyon 354 milyar liralık
bütçesi 152 milyar 500
milyon lira: Dış Ticaret
Müsteşarlığı'nın 8 trilyon
896 milyar liralık bütçesi
150 milyar lira; Gümriik
Müsteşarlığı'nın 15 trilyon
777 milyar liralık bütçesi
340 milyar lira; Devlet
tstatistik Enstitüsü'nün
(DİE) 5 trilyon 781 milyar
liralık bütçesi de 125
milyar lira arttınlarak
kabul edildi. Komisyonda
konuşan Devlet Bakanı
Işın Çelebi, Türkiye'nin
küçük ve orta ölçekli
işletmelerin (KOBİ) gücü
sayesinde Asya'daki
ekonomik bunalımdan
etkilenmediğini söyledi.
Çelebi, Uluslararası Para
Fonu'nun (IMF) istikrar
programının 1 yıla
indinlmesi isteminin, ciddi
dış kaynak girişıne bağlı
olarak
gerçekleştirilebileceğini
söyledi.
CHPden
istifalar
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP Ankara tl
Meclisi üyeleri ve Mamak
llçe Meclisi üyeleri istifa
etti. ll Meclisi üyeleri
Metin Uzunöz, Dürdane
Erozan, Sakine Kalender
ile Emir Şahin; Mamak
llçe Meclisi üyesi Selvi
Ebem, Nurhan Ocak,
Ismail Aşılı. Habip Güzel,
A. Haydar Kaya, A.Cemal
Türkmen, Ekrem Akkuş ve
Hasan Bozkul yönetim
kurulunda istifa ettilerini
bildirdiler. Üyeler
tarafindan gönderilen istifa
dilekçesinde genel
merkezin parti içi
demokrasiyi işletmemesi
eleştirildi.
Erbakan'dan
övgü
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - RP Genel
Başkanı Necmettin
Erbakan, 3 günlük sözlü
açıklaması sırasında
Anayasa Mahkemesi
başkan ve üyelerinin
"asalet ve nezaketine' tanık
olduğunu belirterek,
"Türkiye bir hukuk devleti
olduğuna göre RP'nin
kapatılması mümkün
değıldir. Anayasa
Mahkemesi gibi asil bir
mahkemenin bu gerçeği en
kısa zamanda tescil
edeceğine inanıyonım"
dedi.
MHP kongresi
bugiin
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - MHP'nin bugün
yapılacak 5. olağan
kongresinde başkanlık
yanşının çekişmeli
geçmesi bekleniyor.
Kavgalara meydan
vermemek için, seçim
sırasında izleyicilerin
dışan çıkanlacağı ve ülkü
ocaklan üyelerinin salonda
görev almayacağı
bildirildi. Kongre
öncesinde arkasında fazla
destek bulunmadığı
bildirilen Erdal Sezer,
genel başkan adaylığından
çekildiğini açıkladı.
Adaylar dörde inerken asıl
çekişmenin Devlet
Bahçeli, Tuğrul Türkeş ve
Seval Türkeş tarafindan
desteklenen Ramiz Ongun
arasında geçmesi
bekleniyor.
Yargıtay: Avukatlar, Barolar Birliği'nin belirlediği kıyafetle duruşmaya girebilir
Mahkemede türban yasakANKARA (CumhuriyetBürosu)- Yargı-
tay 8. Ceza Dairesi, avukatlann türbanla
duruşmalara giremeyeceğini hükme bağla-
dı. İstanbul 2. kra Mahkemesiyargıcı,mal
beyanında bulunmamak suçundan sanık
olan Enver Hana'nın, yargılanması sıra-
sında duruşmaya türbanlı gelen avukatı
AsiyeÖzdeınir'i, 1136 sayılı Avukatlık Ya-
sası'na aykın davrandığı gerekçesiyle, du-
ruşma salonundan dışanya çıkardı. Ancak
mahkeme yargıcı, yeni bir avukat bulması
için tebligat çıkarmadan davayı sonuçlan-
dınp Hancı 'yı mahkûm etti. Temyiz üzeri-
ne dava dosyası Yargıtay 8. Ceza Daire-
si'nde yeniden incelendi.
Ceza dairesi.^yerel mahkeme yargıcının,
avukat Asiye Ozdemir'ı türbanlı olduğu
için duruşma salonundan çıkarmasını
• Yargıtay 8. Ceza Dairesi, avukatlann türbanla duruşmalara
giremeyeceğini hükme bağladı. Daire, İstanbul 2. tcra
Mahkemesi'nce bu yönde verilen karan oybirliği ile onadı.
onaylarken, yargıcın sanığa yenı bir avukat
bulması için tebligat çıkarmadan verdiğı
mahkûmiyet karannı bozdu. Oybirliği ile
alınan karann gerekçesinde şöyle denildi:
"1136 sayıh Avukatük Yasası'mn 49.
maddesinde. 'Avukatlar mahkemelere Tür-
kiye Barolar Birliği'nin belirteceği resmi
kılıkla çıkmak zorundadırlar' hiikmü geti-
rilmistir. Türkiye Barolar Birliği. avukana-
ruı duruşmalara başı açtk girmeleri gerek-
Bliğjni ilkeye bağtamıştır. Hukuk l sulü Mu-
hakemeleri Yasası'nın 70. maddesinde de
'Vekil. duruşmada münasip olmayan hal
ve tavırda bulunması halinde mahkemeden
çıkanlır' biçimindekesüıvebuyurucuyön-
tem öngörülmüştür."
Avukatın duruşmadan çıkanlmasının
normlara uygun ve tutarlı bir davTanış ol-
duğu vurgulanan kararda, "Yasal kuralla-
ra karşı eylemli olarak direnme çabasında
görüntülenen ve usulen uyanldığı halde
çağdaş gi>im karşıtı olumsuz davranışuıı
kendince al»ıla> abildiği temel hak ve özgür-
tük kavramına sığınarak sürdürmek iste> en
vekilin, duruşmadan çıkanlmasına karar
verilmesi usulü norma uygun,gerekli ve tu-
tarb bir u\ gulamadır" görüşüne yer veril-
di. Gerekçeli karann son bölümünde şun-
lar kaydedildi: ~Bu takdirde, yokluğunda
hüküm verildiğinin ve gıyabi karann tebliğ
zorunhıluğunun doğacağı ve herhangi bir
tebligat yapılmadığuıa göre temyizin yasal
siiresi içerisinde kabulü gerekeceği halde,
müşteki veküuıin temyiz isteminin hüküm
tefhim tarihi başlangıç alınarak süre yö-
nünden reddinde isabet bulunmamışnr.
Hukuk Usulü Muhakemekri Yasası'nın
70/2. maddesine göre vekil disiplincl neden-
le duruşmadan çıkanldığı takdirde belb bir
süre tanımayla asile tebtigat yapılması zo-
runhıluğu gözetilmemiştir.
Bu durum bozmayı gerektirmiş, şikâyet-
çi veküinin temyiz itirazlan bu itibarla ye-
rinde görülmüş olduğundan, hükmün bu
sebepten dolavı o\birliği ile bozulmasına
karar verümiştir.''
Kayıp
eyleminde
132.hafta
Kayıp yakınlan dün de
oturdular, gözaltında
kayiplann bulunması için bir
kez daha seslerini yükselttiler.
Genç Ekin, Emek Kültür
Merkezi, Arya Kültür
Merkezi Nazun Kültür
Merkezi, KAYY- DER, Med-
Kom ve Beksa\ "dan gelen bir
grubun da destek verdiği
protesto e> leminde 20 Kasım
1980 tarihinde polis tarafindan
gözaltına alınan ve
kendisinden bir daha haber
ahnamayan Hayrettin
Eren tamüldı. Yapılan
açıklamada Olağanüstü
Hal Bölgesi'nde 1994 ve 1995
yılının Kasım aylannda
gözaltına alınan ve aralannda
12 yaşındaki bir çocuğun da
bulunduğu 25 kişiden bugüne
dek haber alınamadıgı
belirtildi. Polisin
yoğun güvenlik önlemi aldığı
oturma eylemi
sessizce sona erdi.
(Fotoğraf: ÖZKAN GÜVEN)
Balıkesir'de bulunan Yılmaz gelir adaletini sağlamak istediklerini söyledi
'Devletin de kemeri sıküacak'BANDIRMA / BALIKEStR
(Cumhuriyet) - Başbakan Mesut
Yılmaz. gelir adaletsızlığinın Tür-
kiye'de yaşanan birçok sorunun
kaynağı olduğunu belirterek gelir
adaletini sağlamak ve enflasyonu
düşürmek amacıyla 1998 yılında,
hem vatandaşın hem de devletin
kemerinın sıkılacağını söyledi. Yıl-
maz, Bandırma'da Etıbank'ın yap-
tıracağı ilköğretim okulunun teme-
lini attıktan sonra Bandırma Tica-
ret Odası'nın (BTO) 1996 yılında
en yüksek düzeyde vergi ödeyen
ve ıhracattan en fazla döviz getıren
üyelerine ödül venlmesi dolayısıy-
la düzenlenen ödül törenine katıl-
dı.
Yılmaz, burada yaptığı konuş-
mada, "Bizden ilk beklenen.Türki-
ye'nin taşlannı \erine oturtmarruz-
dı; bunu >aptık. İş yapan insanlann.
yann ne olacak korkusundan sıyn-
bp geleceğe güvenle bakmalarım
saglayacak ortamı hazırladık" de-
di. Buortamınhazırlanmasıylagö-
revlerinin bitmedığinı belirten Yıl-
maz, enflasyonun aşağı çekilmesı
başta olmak üzere, 2000 yılına ka-
dar eğitimde belli bir standardı ya-
kalamak için çalışmalann sürdü-
ğünü kaydetri. Eğitim ve sosyal gü-
venlik reformlannın yanı sıra ön-
celikli hedefleri arasında enflasyo-
nu düşürmek olduğunu behrten
Yılmaz şunlan söyledi:
DYP l i d e r i C i l l e r ' d e n askere övgü
'Ordu bizim gözbebeğimizdir'
RECEP KAPUCU
ERZURUM-DYP Genel BaskanıTansuÇiBer
Erzurum'da Türk Silahlı Kuvvetleri 'ne (TSK) öv-
gü yağdırdı. TSK'yi Avrupa'mn en büyük ordu-
su yaptıklannı belirten Çiller, "Ordu bizim göz-
bebeğimizdir. Ordumuzun her bir mensubu be-
nim oğJum, benim kardeşBndir" dedi.
Erzurum'da Atlı Spor Kulübü'ne ait 15 sporcu
tarafindan fuar önünde karşılanan Çiller, eski hü-
kümet meydanında yaklaşık 5 bin partüiye konuş-
tu. Erzurum'un demokrasinin kklesi olduğunu
vurgulayan Çiller konuşmasına,"Bacınız buraya
boynu bfikük, yarah ama başı dik olarak geldi"
diye başladı. En büyük hakemin millet olduğunu
ifade eden Çiller, Hîlkedetauzur kaçınca,tahrik-
leroluncadedimIrî milete gidelim. En büyük ha-
kem miDettir dedim. On güne dek seçim diyenler,
müdahaie gelir diyen yüksek rakımlı tepeler he-
men vazgeçtfler" dedi.
"Ordu düşmarunı arayanlar, devlet arşivlerine
mahkeme ka>ıtlanna baksmlar" diye konuşan
Tansu Çiller şöyle devam etti:
"OradaDoğuPerinçek'iveuzanölarnııgörör-
kı; bizi de onlann karşısmda göğsümüzü siper et-
miş buluriar."
"Enflasyonun en adaletsiz vergi
olduğu. hep söylenir. Gelir adaleti-
ni sağlayamazsanız. bu toplumu
uzun süre huzur içinde bir arada
tutmak mümkün değildir. Gelir
adaletsizliği, terörün de. huzursuz-
luğun da nedemdir."
Hükümetın enflasyonla müca-
deleyi üç yıllık bir program çerçe-
vesınde ele almasını, ANAP'ın tek
başına iktidarda olmamasına bağ-
layan Yılmaz,
M
Eğer.\N.\Ptekba-
şma iktidarda oLsa> dı. bu programı,
Israil örneğinde olduğu gibi bir yıl-
da yapma\ı isterdim. Yüzde90olan
enflasyonu tek haneye indirirdim.
Ama benim Meclis'te çoğunluğum
yok. Bu nedenle programı 3 yüa
yaydık" diye konuştu. Yılmaz, üç
yıl içinde enflasyonu tek haneli ra-
kamlara indirmeye kararlı oldukla-
nnı da sözlerine ekledı. Balıke-
sir'de polisevinin temelıni atan Yıl-
maz, tören sırasında yaptığı konuş-
mada polisin hukuk devletinin po-
lisi olması gerektiğine dikkat çek-
ti.
Yılmaz, bugün Tahtalı Barajı
Antma Tesisleri açılış törenine ve
partisine katılımlar nedeniyle dü-
zenlenen toplantıya katılacak. Yıl-
maz îzmir'den Roma'ya hareket
edecek.
ÖDP
referandum
yapacak
• Parti, büyük
kentlerin meydanlanna
ikinci oylama öncesi
sandık İcoyacak
Yurt Haberleri Senisi -
Özgürlük ve Dayanışma
Partisi (ÖDP),
dokunulmazlıklann
sınırlandınlması
konusunda büyük
kentlerin büyük
meydanlanna referandum
için sandık koyacak. ÖDP
Samsun ll Başkanı Selçuk
Aksoy, milletvekillennin
yolsuzluk ve çetecilik gibi
suçlardan yargılanmak
istemediğine dikkat
çekerek, "Övie anlaşdıyor
ki çeteier Medis'i teslim
aldı" dedi.
Dokunulmazlıklann
sınırlandınlmasına ılışkın
yasanın TBMM'den
geçmemesi, ÖDP
örgütlerini harekete
geçirdi. ÖDP Genel
Başkan Yardımcısı
Yıldınm Kaya'nın verdiği
bılgıyegöre
dokunulmazlıklann ^?
:
'
kaldınlması için 3
Aralık'ta TBMM'de
yapılacak oylamadan bir
gün önce 2 Aralık günü
halka sorulacak.
tstanbul'da Taksim,
Ankara"da Kızılay ve
Izmir'de de Konak olmak
üzere bütün kentlerin en
büyük alanlanna iki
büyük sandık konulacak.
Sandıklann birinde "Evıet,
dokunuhnazhldar
kaldınlsın". diğerinde ise
u
Ha\ır. dokunulmazhklar
kaldınlmasın, kaLsın" diye
yazılacak. ÖDP, halkın
önüne referandum
sandığını ko>Tnadan önce
bir hafta süreyle
dokunulmazlıklann
kaldınlması yönünde
propaganda da yapacak.
Her kesimden insana
yönelik çalışma sırasında
ÖDP'liler. ev ev, kahve
kahve, köy köy dolaşacak,
afiş ve bildirilerle
"sıradan insanlarla
miUetvekilleri arasuda suç
işleme konusunda hiçbir
fark. ayrun olmaması
gerekn^ûıi" anlatacaklar.
ÖDP Genel Başkan
Yardımcısı Yıldınm Kaya,
29 Kasım 1997 günü
Türkiye genelinde örgütlü
olduklan yerlerde kitlesel
basın açıklamalan yaparak
referandum hakkında bilgi
vereceklenni de söyledi.
TISLNOKTASII ORAL ÇALIŞLAR oral.calıslar(5 raksnet.com
"Kürt sorunu ancak siyasi
planda çözülebilir" dendiği an,
bazı çevreler tepki gösteriyor
ve şunlan söylüyor: "Siyasiçö-
zümnedemek, teröhstlerikar-
şımıza alıp pazariık mı edece-
ğiz?" Güneydoğu'ya yaptığı-
mız gezi sırasında. siyasi çözü-
mün ne anlama geldiği üzerin-
de daha fazla düşünme olana-
ğını buldum. Gördüklerimi si-
yasi bir çerçeve üzerine otur-
tabilmek için kafa yordum.
. Bu gezi sırasında, şehirleri
fazla gezme olanağını bulama-
dık. Şımak'ın içine kısa bir zi-
yaret, Lice'yi dolaşmak dışın-
da çok fazla gözlem yapama-
dık. Bu bölgeyı daha önce do-
laştığım için, buradaki siyasi
yaşamın nasıl yürüdüöünü bi-
liyordum. Şırnak CHP fl Başka-
nı'yla yaptığımız kısa bir soh-
bet, Licelilerin suskun bakışla-
n, daha önceki saptarnalanmın
değişmediğini gösteriyordu.
Buralarda siyaset yapabil-
mek, ancak merkezi devlet
güçlerinin dediğini yerine getir-
mekle mümkün. Muhalif olmak
Güneydoğu'da Çözüm...
ise hangi düzeyde olursa ol-
sun oldukça zor. Geçmişte fa-
ili meçhul cinayetlerin, adam
kaçınp öldürmelerin ana hede-
fi; muhalifleri susturmak, yok
etmek ve merkezi siyasi sap-
tamalann dışındaki hiçbir siya-
si yapılanmaya izin vermemek
şeklindeydi.
Bu bunaltıcı baskı ve kendi-
ni ifade edememe gerilimi,
Kürtler içinde şiddetin tırman-
masındaki önemli nedenlerden
birisiydi. Dağlann tutulup as-
keri üstünlüğün sağlanmasın-
dan sonra, herkesi aldı birdü-
şünce. Şimdi ne olacak? Dağ-
larda sağlanan üstünlük için
çok yüksek bir bedel ödeniyor.
Aynca bu üstünlüğün sürdürü-
lebilmesi ve uzun yıllar aynı dü-
zeyde korunması da çok zor.
Ulusal ve uluslararası konjonk-
türde gerçekleşecek bir deği-
şiklik, birçok şeyin sil baştan
alınmasına yol açabilir.
Güneydoğu'da siyasi yaşam
bıçak sırtında, gerilim sürüyor.
Işte siyasi çözüme bu nokta-
dan başlamak gerekiyor. Tür-
kiye'nin en köklü partilerinden
CHP, bu bölgede büyük bir sı-
kıntı içinde olduğunu belirtiyor.
Geçen günlerde CHP Genel
Merkezi tarafindan açıklanan
ve Güneydoğu'daki il başkan-
lannın düşüncelerini temel alan
rapor, bu bölgedeki siyasi ya-
şamın hâlâ ne kadar ağır bas-
kı attında olduğunu gözîer önü-
ne seriyordu.
•••
Güneydoğu'da siyasi yaşa-
mın hızla yumuşatılması, dü-
ğümün çözülmesinin anahtar-
lanndan en önemlisi. CHP po-
Irtika yapamıyorsa, daha mu-
halif güçler nasıl kendisini ifa-
de edecek? Siyasi yaşamı öz-
gürieştirebilmek için, önce bu
bölgeye ilişkin önyargılardan
kurtulmak gerekiyor. Siyasi ko-
nular özgürce tartışılırsa ipin u-
cu elden gider, üîke bölünür
düşüncesi, bu konudaki en
ciddi engel.
Ordu, dağlan tuttuğunu ve
direnişi kontrol altına aldığını
söylüyor ve bunu da kamu-
oyuna gösteriyor. O zaman si-
yasi konular özgürce tartışılır-
sa ülke bölünür gerekçesinin
hiçbir dayanağı da kalmamış
oluyor.
Siyasi hayatın yumuşaması
ne demek? Kürt kimliği altında
siyasetin de rahatça yapılaca-
ğı bir ortam yaratmak. Örneğin
Şerafettin Elçi, banşçı bir Kürt
siyasetçisi. Ne yazık ki hâlâ o-
nun rahatça siyaset yapması
mümkün değil. Hakkında açı-
lan davalar sürüyor, partisinin
kapatılması ve kendisinin
mahkûm edilmesi her an gün-
deme gelebilir. Kürt aydınları
içinde özel bir yere sahip olan,
banşçı, duyarlı politikacı, eski
DiyarbakırTlP Milletvekili Tank
Ziya Ekinci'nin Kürt sorununa
çözüm arayan kitabı, "Vatan-
daşlık Açısından Kürt Sorunu
ve Bir Çözüm Önerisi" çıkar
çıkmaztoplatıldı, hakkında da-
va hazırlıklan sürdürülüyor.
HADER Güneydoğu'da en
çok oy alan partilerden birisi
olduğu halde, baskılar nede-
niyle birçok yerde örgüt kura-
mryor. Kendini ifade etmekte
zorianıyor. Türkiye'deki yasal
ve siyasi engeller nedeniyle
Kürt kimlikli parti kurulamtyor.
Buna rağmen Kürtler bir şekil-
de siyaset yapmayı sürdürü-
yorlar. Kürt kimliğiyle siyaset
yapmaya çıkarılan engeller,
baskılar ve yasaklar, Kürtler
içinde şiddeti körüklüyor ve
banşçı eğilimleri zaafa uğratıp
zayrflatıyor.
Şimdi yeni bir arayış başla-
dı. İlk adım siyasi olmalı. Kürt-
lerin kendi kimlikleriyle siyaset
sahnesine özgürce çıkabilme-
leri, dağlan da rahatlatacak bir
gelişmeyi yaratabilir. Ekono-
mik iyileştirmeler, yatınmlar ve
devlet hizmetleri de banşçı or-
tam içinde daha kolay yürütü-
lür.
MtKRO
DINÇ TAYANÇ
Seçmece Bunlar! '
Son günlerde en çok halka kızıyorum; seçip(!) de
TBMM'ye yolladığı temsilcilerinin(!) dokunulrnazlılcr
lanna dokundurtmamalanna kızdığı için!
Bu kızgınlıkla, sabahlara dek oturup "seçme" ve
"ternsilcilik" üzerinde kafa patlatıyorum!
ÖnceTBMM'deki parti liderlerinin a
seç//me/effne"
takıyorum kafayı ve kendi kendime "Bunlardan han-
gisini kim, nasıl seçti" diye sorup duruyorum.
RP lideri Necmettin Erbakan'ın kottuğunun otu1
rağı Nakşibendi'sinden Nurcu'suna, Süleyman-
cı'sından Işıkçı'sına nice tarikattan oluşmuyor mu?
ANAP lideri Mesut Yılmaz, Böyyyük Turgut'ucı
Çankaya'ya zıplamasıyla oturmadı mı liderlik koltu,-
ğuna?
DYP lideri Tansu Çiller, lidertiğini önce Süleyman
Demirel'in Cumhurbaşkanlığı'na tırmanışına, son-
ra da Amerika Birieşik Devletleri'ndeki "eğitim^ne
borçlu değil mi? (Yoksa önce ikincisi, sonra mı ilkiy-
di?)
DSP lideri Bülent Ecevit, zor gününde Ata-
türk'ün partisinden "tüyüp'üeseçmen tabanınai-
nat, milliyetçi(!) ve de "iyi" tarikatçı oylanna kaya-
rak "bugünün adamı" olup çıkmadı mı?
CHP lideri Deniz Baykal, Atatürk'ün partisinin(i)
başına geçinceye dek kaç hizbin desteğiyle, kaç
hizbi ve kaç partiyi yok etmecesine geldi bugünle-
re?
DTP lideri Hüsamettin Cindoruk, DYP'den "di-
nozor" diye kovalanmasa, parti mi kuracakt?
Particik ve lidercıkleri saymıyorum bile...
Peki, bizi bizim adımıza yöneten "temsildlerimi-
z/"(!) kim, nasıl seçti?
Bu sorunun yanrtı kolay geliyor, hem detek söz-
cükle: üder sultası!
Kolayın ardından zor bir soruya takılıyorum; lider
sultalan delegeleri, delegeler de milletvekillerini(!)
seçerken "bağımsız" mı oluyorlar?
Yanrtı uzunca!
Lider bağımsızlığı(!): Sağ partilerde tarikatlar, aşi-
retler, "cinayetişledigi söyletilememiş" kahraman-
lar(!), iç ve dış sermaye örgütleri ve yasal ya da ya-
sadışı "çıkar gruplan"nm; sol(!) partiler için de ha-
nımefendi" ile beyefendi'ye mutlak boyun eğme
ile "sınırtı"\ Diğer bir deyişle; liderteri seçenlerin HT
derierden bekledikleri çıkarlar ile liderlerin seçtikl»:
rinden bekledikleri çıkarlar, seçimin(!) bağımsızlıgV
nıbelirter. • > >î-i'it;. .>> >•. • > •>• ü
Sorular birbirinf izliyor, izledikçe cfe zorlaşıyor. :
Peki, Mdefi ikJer eyleyen ve de liderterin milletve-
kili seçme bağımsızlıklannı(!) çıkarianyla sınıriayan
"seçici" kitlelere "halk" deniyorsa, bu ne halt OİU'
yor?
Yanıtı, bu yola "baş koymuş" nice liderin bile ver-
mediği, veremediği, veremeyeceği denli "kapalı"^.
Din ticaretine iman etmiş karayobaz sürülerinden
uyuşturucu ve silah ticaretine sıvanmış aşiretlere,
devlet adına kurşun atıp yiyen" kahraman(î) faşist
çetelerinden bu çetelerle el ele halay çeken siyaset-
çi ve güvenlikçilere, halkın vergileriyle oluşmuş dev-
let hazinesini Hasan'ın böreği niyetineyutupdasin-
dirmek için yurtdışında dinlenmeye çekilen "işada-
m;"ndan kartelciliğini tekelleşmeye dönüştürme ça-
basındaki medya patronuna, kumar çetelerinden
toprak vurgunculanna (...) bir tekinin çıkan halkın çı-
karianyla örtüşüyorsa, demek ki halk buduıiü
Ya örtüşmüyorsa?..
O zaman son bir soru geliyor aklıma; öyleyse bu
halk, ne halt ediyor?
Bunu sorunca da bir rahatlık(!) kaplıyor içimi. *.
Çünkü, yanrt topunu atıveriyorum!
Kime mi: Aydınlanma Devrimi'yle "kalpaklılar"lQ
kazandırdığı "kayıtsız koşulsuz" egemenliğini, siya-
set oyununda çıkarcılara kaptırmayacağına inandi-
ğım "kalpaksızlar"a\
Ana fikir: Devrim; olup bitmiş bir "olgu" değil,
kendini sürekli yenileyen bir süreçtir.
Ana fikrin ana fikri: Aydınlanma Devrimi'nin te-
meli "tam bağımsızlık"\\r.
Yurt-Kur genel kurulu
Öğrenciye çifte
burs olanağı
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Kredi ve
Yurtlar Kurumu'ndan
(Yurt-Kur) öğrenim kredi-
si alan öğrenciler, Başba-
kanlık Sosyal Yardımlaş-
ma ve Dayanışmayı Teşvik
Fonu'ncave diğer özel ku-
raluşlarca verilen burslar-
dan da yararlanabilecek.
Milli Eğitim Bakanı Hik-
met Uhığbay, yurt kapasi-
telerini arttıracaklanru be-
lirtirken, öğrenim ve katkı
kredisi alan öğrencilerin
geri ödemeleri de topluca
yapmasını istedi.
Uluğbay, Yurt- Kur 65.
Olağan Genel Kurulu'nda
yaptığı konuşmada, maddi
durumu iyi ailelerin dar
gelirli öğrencilere burs
vermeleri çağnsında bu-
lundu. Dayanışmanın öne-
mine işaret eden Uluğbay.
"AUeterin.okul masraflan-
nı üstlenme anlamında bi-
rer öğrenci evlat edinmele-
ri gerektiğine inanıyorum"
dedi.
Yurt-Kur Yönetim Ku-
rulu Başkanı, Ankara Onı-
versitesi Rektörii Prof. Dr.
Günal Akbay, Yurt-
Kur'dan 170 bin 690 öğ-
rencinin öğrenim kredisi,
222 bin 311 öğrencinin de
katkı kredisinden yarar-
landığını bildirdi. 1997-
1998 öğrenim döneminde
toplam 184 bin 581 öğren-
cinin kredi istediğim kay-
deden Akbay, "Ancak şu
ankisjstem, krediye gerçek
gereksinimiolanöğreııcile-
ri belirtemKor. KredDerin
verilmesi ünhversitetere bı-
rakümah*1
dedi.
Genel kurulda alınan
kararlara göre, daha önce
Yurt-Kur'dan öğrenim kre-
disi alan öğrencilerin diğer
devlet ve özel kurum ve
kuruluşlardan burs alma
yasağı kaldınldı. Gerekçe-
li kararda, "Günfin ekono-
mikşartlannın zorluğu gö-
zönünde bulundurularak,
özelyadatüzelkişileryada
kamu kurum vekuruİuşla-
nndan her ne ad alönda
olursa otsun belirli zaman
dilimleri\le periyodik ola-
rak burs alan öğrencilerin
de öğrenim kredisialmala-
n saglanmışnr*" denildi.