18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 KASIM 1997 PAZAR HABERLER Ortaç'ın başvurusuna takipsizJik • İstanbul Haber Servisi - Ömer Liitfii Topal'ın öldürülmesiyle ilgili Ankara Kapalı Cezaevi'nde ifadesi alınan 2 tutuklu ile Ersin Ortaç'ın beyanlan kapsamında, haklannda "Adam öldürme suçuna iştirak" iddiasıyla soruşturma başlatılan Özer Çiller. Turgay Ciner ve Halil Güvener hakkında "takipsizlik'" karan verildi. Ömer Lütfü Topal'ın öldürülmesi olayına iştirak ettikleri gerekçesiyle, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in eşi Özer Çiller, HAVAŞ ve Park Holding'in sahibi Turgay Ciner, Güvener Holding'in sahibi Halil Güvener hakkında Sanyer Cumhuriyet Başsavcılığı'nca soruşturma başlatılrruştı. 'Asya krizini KOBher öntedi' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Devlet Planlama Teşkılan"nın(DPT)4 trilyon 354 milyar liralık bütçesi 152 milyar 500 milyon lira: Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın 8 trilyon 896 milyar liralık bütçesi 150 milyar lira; Gümriik Müsteşarlığı'nın 15 trilyon 777 milyar liralık bütçesi 340 milyar lira; Devlet tstatistik Enstitüsü'nün (DİE) 5 trilyon 781 milyar liralık bütçesi de 125 milyar lira arttınlarak kabul edildi. Komisyonda konuşan Devlet Bakanı Işın Çelebi, Türkiye'nin küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ) gücü sayesinde Asya'daki ekonomik bunalımdan etkilenmediğini söyledi. Çelebi, Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) istikrar programının 1 yıla indinlmesi isteminin, ciddi dış kaynak girişıne bağlı olarak gerçekleştirilebileceğini söyledi. CHPden istifalar • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Ankara tl Meclisi üyeleri ve Mamak llçe Meclisi üyeleri istifa etti. ll Meclisi üyeleri Metin Uzunöz, Dürdane Erozan, Sakine Kalender ile Emir Şahin; Mamak llçe Meclisi üyesi Selvi Ebem, Nurhan Ocak, Ismail Aşılı. Habip Güzel, A. Haydar Kaya, A.Cemal Türkmen, Ekrem Akkuş ve Hasan Bozkul yönetim kurulunda istifa ettilerini bildirdiler. Üyeler tarafindan gönderilen istifa dilekçesinde genel merkezin parti içi demokrasiyi işletmemesi eleştirildi. Erbakan'dan övgü • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, 3 günlük sözlü açıklaması sırasında Anayasa Mahkemesi başkan ve üyelerinin "asalet ve nezaketine' tanık olduğunu belirterek, "Türkiye bir hukuk devleti olduğuna göre RP'nin kapatılması mümkün değıldir. Anayasa Mahkemesi gibi asil bir mahkemenin bu gerçeği en kısa zamanda tescil edeceğine inanıyonım" dedi. MHP kongresi bugiin • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP'nin bugün yapılacak 5. olağan kongresinde başkanlık yanşının çekişmeli geçmesi bekleniyor. Kavgalara meydan vermemek için, seçim sırasında izleyicilerin dışan çıkanlacağı ve ülkü ocaklan üyelerinin salonda görev almayacağı bildirildi. Kongre öncesinde arkasında fazla destek bulunmadığı bildirilen Erdal Sezer, genel başkan adaylığından çekildiğini açıkladı. Adaylar dörde inerken asıl çekişmenin Devlet Bahçeli, Tuğrul Türkeş ve Seval Türkeş tarafindan desteklenen Ramiz Ongun arasında geçmesi bekleniyor. Yargıtay: Avukatlar, Barolar Birliği'nin belirlediği kıyafetle duruşmaya girebilir Mahkemede türban yasakANKARA (CumhuriyetBürosu)- Yargı- tay 8. Ceza Dairesi, avukatlann türbanla duruşmalara giremeyeceğini hükme bağla- dı. İstanbul 2. kra Mahkemesiyargıcı,mal beyanında bulunmamak suçundan sanık olan Enver Hana'nın, yargılanması sıra- sında duruşmaya türbanlı gelen avukatı AsiyeÖzdeınir'i, 1136 sayılı Avukatlık Ya- sası'na aykın davrandığı gerekçesiyle, du- ruşma salonundan dışanya çıkardı. Ancak mahkeme yargıcı, yeni bir avukat bulması için tebligat çıkarmadan davayı sonuçlan- dınp Hancı 'yı mahkûm etti. Temyiz üzeri- ne dava dosyası Yargıtay 8. Ceza Daire- si'nde yeniden incelendi. Ceza dairesi.^yerel mahkeme yargıcının, avukat Asiye Ozdemir'ı türbanlı olduğu için duruşma salonundan çıkarmasını • Yargıtay 8. Ceza Dairesi, avukatlann türbanla duruşmalara giremeyeceğini hükme bağladı. Daire, İstanbul 2. tcra Mahkemesi'nce bu yönde verilen karan oybirliği ile onadı. onaylarken, yargıcın sanığa yenı bir avukat bulması için tebligat çıkarmadan verdiğı mahkûmiyet karannı bozdu. Oybirliği ile alınan karann gerekçesinde şöyle denildi: "1136 sayıh Avukatük Yasası'mn 49. maddesinde. 'Avukatlar mahkemelere Tür- kiye Barolar Birliği'nin belirteceği resmi kılıkla çıkmak zorundadırlar' hiikmü geti- rilmistir. Türkiye Barolar Birliği. avukana- ruı duruşmalara başı açtk girmeleri gerek- Bliğjni ilkeye bağtamıştır. Hukuk l sulü Mu- hakemeleri Yasası'nın 70. maddesinde de 'Vekil. duruşmada münasip olmayan hal ve tavırda bulunması halinde mahkemeden çıkanlır' biçimindekesüıvebuyurucuyön- tem öngörülmüştür." Avukatın duruşmadan çıkanlmasının normlara uygun ve tutarlı bir davTanış ol- duğu vurgulanan kararda, "Yasal kuralla- ra karşı eylemli olarak direnme çabasında görüntülenen ve usulen uyanldığı halde çağdaş gi>im karşıtı olumsuz davranışuıı kendince al»ıla> abildiği temel hak ve özgür- tük kavramına sığınarak sürdürmek iste> en vekilin, duruşmadan çıkanlmasına karar verilmesi usulü norma uygun,gerekli ve tu- tarb bir u\ gulamadır" görüşüne yer veril- di. Gerekçeli karann son bölümünde şun- lar kaydedildi: ~Bu takdirde, yokluğunda hüküm verildiğinin ve gıyabi karann tebliğ zorunhıluğunun doğacağı ve herhangi bir tebligat yapılmadığuıa göre temyizin yasal siiresi içerisinde kabulü gerekeceği halde, müşteki veküuıin temyiz isteminin hüküm tefhim tarihi başlangıç alınarak süre yö- nünden reddinde isabet bulunmamışnr. Hukuk Usulü Muhakemekri Yasası'nın 70/2. maddesine göre vekil disiplincl neden- le duruşmadan çıkanldığı takdirde belb bir süre tanımayla asile tebtigat yapılması zo- runhıluğu gözetilmemiştir. Bu durum bozmayı gerektirmiş, şikâyet- çi veküinin temyiz itirazlan bu itibarla ye- rinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolavı o\birliği ile bozulmasına karar verümiştir.'' Kayıp eyleminde 132.hafta Kayıp yakınlan dün de oturdular, gözaltında kayiplann bulunması için bir kez daha seslerini yükselttiler. Genç Ekin, Emek Kültür Merkezi, Arya Kültür Merkezi Nazun Kültür Merkezi, KAYY- DER, Med- Kom ve Beksa\ "dan gelen bir grubun da destek verdiği protesto e> leminde 20 Kasım 1980 tarihinde polis tarafindan gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber ahnamayan Hayrettin Eren tamüldı. Yapılan açıklamada Olağanüstü Hal Bölgesi'nde 1994 ve 1995 yılının Kasım aylannda gözaltına alınan ve aralannda 12 yaşındaki bir çocuğun da bulunduğu 25 kişiden bugüne dek haber alınamadıgı belirtildi. Polisin yoğun güvenlik önlemi aldığı oturma eylemi sessizce sona erdi. (Fotoğraf: ÖZKAN GÜVEN) Balıkesir'de bulunan Yılmaz gelir adaletini sağlamak istediklerini söyledi 'Devletin de kemeri sıküacak'BANDIRMA / BALIKEStR (Cumhuriyet) - Başbakan Mesut Yılmaz. gelir adaletsızlığinın Tür- kiye'de yaşanan birçok sorunun kaynağı olduğunu belirterek gelir adaletini sağlamak ve enflasyonu düşürmek amacıyla 1998 yılında, hem vatandaşın hem de devletin kemerinın sıkılacağını söyledi. Yıl- maz, Bandırma'da Etıbank'ın yap- tıracağı ilköğretim okulunun teme- lini attıktan sonra Bandırma Tica- ret Odası'nın (BTO) 1996 yılında en yüksek düzeyde vergi ödeyen ve ıhracattan en fazla döviz getıren üyelerine ödül venlmesi dolayısıy- la düzenlenen ödül törenine katıl- dı. Yılmaz, burada yaptığı konuş- mada, "Bizden ilk beklenen.Türki- ye'nin taşlannı \erine oturtmarruz- dı; bunu >aptık. İş yapan insanlann. yann ne olacak korkusundan sıyn- bp geleceğe güvenle bakmalarım saglayacak ortamı hazırladık" de- di. Buortamınhazırlanmasıylagö- revlerinin bitmedığinı belirten Yıl- maz, enflasyonun aşağı çekilmesı başta olmak üzere, 2000 yılına ka- dar eğitimde belli bir standardı ya- kalamak için çalışmalann sürdü- ğünü kaydetri. Eğitim ve sosyal gü- venlik reformlannın yanı sıra ön- celikli hedefleri arasında enflasyo- nu düşürmek olduğunu behrten Yılmaz şunlan söyledi: DYP l i d e r i C i l l e r ' d e n askere övgü 'Ordu bizim gözbebeğimizdir' RECEP KAPUCU ERZURUM-DYP Genel BaskanıTansuÇiBer Erzurum'da Türk Silahlı Kuvvetleri 'ne (TSK) öv- gü yağdırdı. TSK'yi Avrupa'mn en büyük ordu- su yaptıklannı belirten Çiller, "Ordu bizim göz- bebeğimizdir. Ordumuzun her bir mensubu be- nim oğJum, benim kardeşBndir" dedi. Erzurum'da Atlı Spor Kulübü'ne ait 15 sporcu tarafindan fuar önünde karşılanan Çiller, eski hü- kümet meydanında yaklaşık 5 bin partüiye konuş- tu. Erzurum'un demokrasinin kklesi olduğunu vurgulayan Çiller konuşmasına,"Bacınız buraya boynu bfikük, yarah ama başı dik olarak geldi" diye başladı. En büyük hakemin millet olduğunu ifade eden Çiller, Hîlkedetauzur kaçınca,tahrik- leroluncadedimIrî milete gidelim. En büyük ha- kem miDettir dedim. On güne dek seçim diyenler, müdahaie gelir diyen yüksek rakımlı tepeler he- men vazgeçtfler" dedi. "Ordu düşmarunı arayanlar, devlet arşivlerine mahkeme ka>ıtlanna baksmlar" diye konuşan Tansu Çiller şöyle devam etti: "OradaDoğuPerinçek'iveuzanölarnııgörör- kı; bizi de onlann karşısmda göğsümüzü siper et- miş buluriar." "Enflasyonun en adaletsiz vergi olduğu. hep söylenir. Gelir adaleti- ni sağlayamazsanız. bu toplumu uzun süre huzur içinde bir arada tutmak mümkün değildir. Gelir adaletsizliği, terörün de. huzursuz- luğun da nedemdir." Hükümetın enflasyonla müca- deleyi üç yıllık bir program çerçe- vesınde ele almasını, ANAP'ın tek başına iktidarda olmamasına bağ- layan Yılmaz, M Eğer.\N.\Ptekba- şma iktidarda oLsa> dı. bu programı, Israil örneğinde olduğu gibi bir yıl- da yapma\ı isterdim. Yüzde90olan enflasyonu tek haneye indirirdim. Ama benim Meclis'te çoğunluğum yok. Bu nedenle programı 3 yüa yaydık" diye konuştu. Yılmaz, üç yıl içinde enflasyonu tek haneli ra- kamlara indirmeye kararlı oldukla- nnı da sözlerine ekledı. Balıke- sir'de polisevinin temelıni atan Yıl- maz, tören sırasında yaptığı konuş- mada polisin hukuk devletinin po- lisi olması gerektiğine dikkat çek- ti. Yılmaz, bugün Tahtalı Barajı Antma Tesisleri açılış törenine ve partisine katılımlar nedeniyle dü- zenlenen toplantıya katılacak. Yıl- maz îzmir'den Roma'ya hareket edecek. ÖDP referandum yapacak • Parti, büyük kentlerin meydanlanna ikinci oylama öncesi sandık İcoyacak Yurt Haberleri Senisi - Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP), dokunulmazlıklann sınırlandınlması konusunda büyük kentlerin büyük meydanlanna referandum için sandık koyacak. ÖDP Samsun ll Başkanı Selçuk Aksoy, milletvekillennin yolsuzluk ve çetecilik gibi suçlardan yargılanmak istemediğine dikkat çekerek, "Övie anlaşdıyor ki çeteier Medis'i teslim aldı" dedi. Dokunulmazlıklann sınırlandınlmasına ılışkın yasanın TBMM'den geçmemesi, ÖDP örgütlerini harekete geçirdi. ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Yıldınm Kaya'nın verdiği bılgıyegöre dokunulmazlıklann ^? : ' kaldınlması için 3 Aralık'ta TBMM'de yapılacak oylamadan bir gün önce 2 Aralık günü halka sorulacak. tstanbul'da Taksim, Ankara"da Kızılay ve Izmir'de de Konak olmak üzere bütün kentlerin en büyük alanlanna iki büyük sandık konulacak. Sandıklann birinde "Evıet, dokunuhnazhldar kaldınlsın". diğerinde ise u Ha\ır. dokunulmazhklar kaldınlmasın, kaLsın" diye yazılacak. ÖDP, halkın önüne referandum sandığını ko>Tnadan önce bir hafta süreyle dokunulmazlıklann kaldınlması yönünde propaganda da yapacak. Her kesimden insana yönelik çalışma sırasında ÖDP'liler. ev ev, kahve kahve, köy köy dolaşacak, afiş ve bildirilerle "sıradan insanlarla miUetvekilleri arasuda suç işleme konusunda hiçbir fark. ayrun olmaması gerekn^ûıi" anlatacaklar. ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Yıldınm Kaya, 29 Kasım 1997 günü Türkiye genelinde örgütlü olduklan yerlerde kitlesel basın açıklamalan yaparak referandum hakkında bilgi vereceklenni de söyledi. TISLNOKTASII ORAL ÇALIŞLAR oral.calıslar(5 raksnet.com "Kürt sorunu ancak siyasi planda çözülebilir" dendiği an, bazı çevreler tepki gösteriyor ve şunlan söylüyor: "Siyasiçö- zümnedemek, teröhstlerikar- şımıza alıp pazariık mı edece- ğiz?" Güneydoğu'ya yaptığı- mız gezi sırasında. siyasi çözü- mün ne anlama geldiği üzerin- de daha fazla düşünme olana- ğını buldum. Gördüklerimi si- yasi bir çerçeve üzerine otur- tabilmek için kafa yordum. . Bu gezi sırasında, şehirleri fazla gezme olanağını bulama- dık. Şımak'ın içine kısa bir zi- yaret, Lice'yi dolaşmak dışın- da çok fazla gözlem yapama- dık. Bu bölgeyı daha önce do- laştığım için, buradaki siyasi yaşamın nasıl yürüdüöünü bi- liyordum. Şırnak CHP fl Başka- nı'yla yaptığımız kısa bir soh- bet, Licelilerin suskun bakışla- n, daha önceki saptarnalanmın değişmediğini gösteriyordu. Buralarda siyaset yapabil- mek, ancak merkezi devlet güçlerinin dediğini yerine getir- mekle mümkün. Muhalif olmak Güneydoğu'da Çözüm... ise hangi düzeyde olursa ol- sun oldukça zor. Geçmişte fa- ili meçhul cinayetlerin, adam kaçınp öldürmelerin ana hede- fi; muhalifleri susturmak, yok etmek ve merkezi siyasi sap- tamalann dışındaki hiçbir siya- si yapılanmaya izin vermemek şeklindeydi. Bu bunaltıcı baskı ve kendi- ni ifade edememe gerilimi, Kürtler içinde şiddetin tırman- masındaki önemli nedenlerden birisiydi. Dağlann tutulup as- keri üstünlüğün sağlanmasın- dan sonra, herkesi aldı birdü- şünce. Şimdi ne olacak? Dağ- larda sağlanan üstünlük için çok yüksek bir bedel ödeniyor. Aynca bu üstünlüğün sürdürü- lebilmesi ve uzun yıllar aynı dü- zeyde korunması da çok zor. Ulusal ve uluslararası konjonk- türde gerçekleşecek bir deği- şiklik, birçok şeyin sil baştan alınmasına yol açabilir. Güneydoğu'da siyasi yaşam bıçak sırtında, gerilim sürüyor. Işte siyasi çözüme bu nokta- dan başlamak gerekiyor. Tür- kiye'nin en köklü partilerinden CHP, bu bölgede büyük bir sı- kıntı içinde olduğunu belirtiyor. Geçen günlerde CHP Genel Merkezi tarafindan açıklanan ve Güneydoğu'daki il başkan- lannın düşüncelerini temel alan rapor, bu bölgedeki siyasi ya- şamın hâlâ ne kadar ağır bas- kı attında olduğunu gözîer önü- ne seriyordu. ••• Güneydoğu'da siyasi yaşa- mın hızla yumuşatılması, dü- ğümün çözülmesinin anahtar- lanndan en önemlisi. CHP po- Irtika yapamıyorsa, daha mu- halif güçler nasıl kendisini ifa- de edecek? Siyasi yaşamı öz- gürieştirebilmek için, önce bu bölgeye ilişkin önyargılardan kurtulmak gerekiyor. Siyasi ko- nular özgürce tartışılırsa ipin u- cu elden gider, üîke bölünür düşüncesi, bu konudaki en ciddi engel. Ordu, dağlan tuttuğunu ve direnişi kontrol altına aldığını söylüyor ve bunu da kamu- oyuna gösteriyor. O zaman si- yasi konular özgürce tartışılır- sa ülke bölünür gerekçesinin hiçbir dayanağı da kalmamış oluyor. Siyasi hayatın yumuşaması ne demek? Kürt kimliği altında siyasetin de rahatça yapılaca- ğı bir ortam yaratmak. Örneğin Şerafettin Elçi, banşçı bir Kürt siyasetçisi. Ne yazık ki hâlâ o- nun rahatça siyaset yapması mümkün değil. Hakkında açı- lan davalar sürüyor, partisinin kapatılması ve kendisinin mahkûm edilmesi her an gün- deme gelebilir. Kürt aydınları içinde özel bir yere sahip olan, banşçı, duyarlı politikacı, eski DiyarbakırTlP Milletvekili Tank Ziya Ekinci'nin Kürt sorununa çözüm arayan kitabı, "Vatan- daşlık Açısından Kürt Sorunu ve Bir Çözüm Önerisi" çıkar çıkmaztoplatıldı, hakkında da- va hazırlıklan sürdürülüyor. HADER Güneydoğu'da en çok oy alan partilerden birisi olduğu halde, baskılar nede- niyle birçok yerde örgüt kura- mryor. Kendini ifade etmekte zorianıyor. Türkiye'deki yasal ve siyasi engeller nedeniyle Kürt kimlikli parti kurulamtyor. Buna rağmen Kürtler bir şekil- de siyaset yapmayı sürdürü- yorlar. Kürt kimliğiyle siyaset yapmaya çıkarılan engeller, baskılar ve yasaklar, Kürtler içinde şiddeti körüklüyor ve banşçı eğilimleri zaafa uğratıp zayrflatıyor. Şimdi yeni bir arayış başla- dı. İlk adım siyasi olmalı. Kürt- lerin kendi kimlikleriyle siyaset sahnesine özgürce çıkabilme- leri, dağlan da rahatlatacak bir gelişmeyi yaratabilir. Ekono- mik iyileştirmeler, yatınmlar ve devlet hizmetleri de banşçı or- tam içinde daha kolay yürütü- lür. MtKRO DINÇ TAYANÇ Seçmece Bunlar! ' Son günlerde en çok halka kızıyorum; seçip(!) de TBMM'ye yolladığı temsilcilerinin(!) dokunulrnazlılcr lanna dokundurtmamalanna kızdığı için! Bu kızgınlıkla, sabahlara dek oturup "seçme" ve "ternsilcilik" üzerinde kafa patlatıyorum! ÖnceTBMM'deki parti liderlerinin a seç//me/effne" takıyorum kafayı ve kendi kendime "Bunlardan han- gisini kim, nasıl seçti" diye sorup duruyorum. RP lideri Necmettin Erbakan'ın kottuğunun otu1 rağı Nakşibendi'sinden Nurcu'suna, Süleyman- cı'sından Işıkçı'sına nice tarikattan oluşmuyor mu? ANAP lideri Mesut Yılmaz, Böyyyük Turgut'ucı Çankaya'ya zıplamasıyla oturmadı mı liderlik koltu,- ğuna? DYP lideri Tansu Çiller, lidertiğini önce Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanlığı'na tırmanışına, son- ra da Amerika Birieşik Devletleri'ndeki "eğitim^ne borçlu değil mi? (Yoksa önce ikincisi, sonra mı ilkiy- di?) DSP lideri Bülent Ecevit, zor gününde Ata- türk'ün partisinden "tüyüp'üeseçmen tabanınai- nat, milliyetçi(!) ve de "iyi" tarikatçı oylanna kaya- rak "bugünün adamı" olup çıkmadı mı? CHP lideri Deniz Baykal, Atatürk'ün partisinin(i) başına geçinceye dek kaç hizbin desteğiyle, kaç hizbi ve kaç partiyi yok etmecesine geldi bugünle- re? DTP lideri Hüsamettin Cindoruk, DYP'den "di- nozor" diye kovalanmasa, parti mi kuracakt? Particik ve lidercıkleri saymıyorum bile... Peki, bizi bizim adımıza yöneten "temsildlerimi- z/"(!) kim, nasıl seçti? Bu sorunun yanrtı kolay geliyor, hem detek söz- cükle: üder sultası! Kolayın ardından zor bir soruya takılıyorum; lider sultalan delegeleri, delegeler de milletvekillerini(!) seçerken "bağımsız" mı oluyorlar? Yanrtı uzunca! Lider bağımsızlığı(!): Sağ partilerde tarikatlar, aşi- retler, "cinayetişledigi söyletilememiş" kahraman- lar(!), iç ve dış sermaye örgütleri ve yasal ya da ya- sadışı "çıkar gruplan"nm; sol(!) partiler için de ha- nımefendi" ile beyefendi'ye mutlak boyun eğme ile "sınırtı"\ Diğer bir deyişle; liderteri seçenlerin HT derierden bekledikleri çıkarlar ile liderlerin seçtikl»: rinden bekledikleri çıkarlar, seçimin(!) bağımsızlıgV nıbelirter. • > >î-i'it;. .>> >•. • > •>• ü Sorular birbirinf izliyor, izledikçe cfe zorlaşıyor. : Peki, Mdefi ikJer eyleyen ve de liderterin milletve- kili seçme bağımsızlıklannı(!) çıkarianyla sınıriayan "seçici" kitlelere "halk" deniyorsa, bu ne halt OİU' yor? Yanıtı, bu yola "baş koymuş" nice liderin bile ver- mediği, veremediği, veremeyeceği denli "kapalı"^. Din ticaretine iman etmiş karayobaz sürülerinden uyuşturucu ve silah ticaretine sıvanmış aşiretlere, devlet adına kurşun atıp yiyen" kahraman(î) faşist çetelerinden bu çetelerle el ele halay çeken siyaset- çi ve güvenlikçilere, halkın vergileriyle oluşmuş dev- let hazinesini Hasan'ın böreği niyetineyutupdasin- dirmek için yurtdışında dinlenmeye çekilen "işada- m;"ndan kartelciliğini tekelleşmeye dönüştürme ça- basındaki medya patronuna, kumar çetelerinden toprak vurgunculanna (...) bir tekinin çıkan halkın çı- karianyla örtüşüyorsa, demek ki halk buduıiü Ya örtüşmüyorsa?.. O zaman son bir soru geliyor aklıma; öyleyse bu halk, ne halt ediyor? Bunu sorunca da bir rahatlık(!) kaplıyor içimi. *. Çünkü, yanrt topunu atıveriyorum! Kime mi: Aydınlanma Devrimi'yle "kalpaklılar"lQ kazandırdığı "kayıtsız koşulsuz" egemenliğini, siya- set oyununda çıkarcılara kaptırmayacağına inandi- ğım "kalpaksızlar"a\ Ana fikir: Devrim; olup bitmiş bir "olgu" değil, kendini sürekli yenileyen bir süreçtir. Ana fikrin ana fikri: Aydınlanma Devrimi'nin te- meli "tam bağımsızlık"\\r. Yurt-Kur genel kurulu Öğrenciye çifte burs olanağı ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Kredi ve Yurtlar Kurumu'ndan (Yurt-Kur) öğrenim kredi- si alan öğrenciler, Başba- kanlık Sosyal Yardımlaş- ma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu'ncave diğer özel ku- raluşlarca verilen burslar- dan da yararlanabilecek. Milli Eğitim Bakanı Hik- met Uhığbay, yurt kapasi- telerini arttıracaklanru be- lirtirken, öğrenim ve katkı kredisi alan öğrencilerin geri ödemeleri de topluca yapmasını istedi. Uluğbay, Yurt- Kur 65. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, maddi durumu iyi ailelerin dar gelirli öğrencilere burs vermeleri çağnsında bu- lundu. Dayanışmanın öne- mine işaret eden Uluğbay. "AUeterin.okul masraflan- nı üstlenme anlamında bi- rer öğrenci evlat edinmele- ri gerektiğine inanıyorum" dedi. Yurt-Kur Yönetim Ku- rulu Başkanı, Ankara Onı- versitesi Rektörii Prof. Dr. Günal Akbay, Yurt- Kur'dan 170 bin 690 öğ- rencinin öğrenim kredisi, 222 bin 311 öğrencinin de katkı kredisinden yarar- landığını bildirdi. 1997- 1998 öğrenim döneminde toplam 184 bin 581 öğren- cinin kredi istediğim kay- deden Akbay, "Ancak şu ankisjstem, krediye gerçek gereksinimiolanöğreııcile- ri belirtemKor. KredDerin verilmesi ünhversitetere bı- rakümah*1 dedi. Genel kurulda alınan kararlara göre, daha önce Yurt-Kur'dan öğrenim kre- disi alan öğrencilerin diğer devlet ve özel kurum ve kuruluşlardan burs alma yasağı kaldınldı. Gerekçe- li kararda, "Günfin ekono- mikşartlannın zorluğu gö- zönünde bulundurularak, özelyadatüzelkişileryada kamu kurum vekuruİuşla- nndan her ne ad alönda olursa otsun belirli zaman dilimleri\le periyodik ola- rak burs alan öğrencilerin de öğrenim kredisialmala- n saglanmışnr*" denildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle