Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 KASIM 1997 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Tes-İş'ten
Ersümer'e
yalanlama
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye Enerji.
• Su ve Gaz İşçilen
Sendikası (Tes-tş), Enerji
ve Tabıi Kaynaklar Bakanı
Cumhur Ersümer'in enerji
işkolunun gerçeklerinı
saptıran açıklamalar
yaptığını öne sürdü.
Ersümer'in 20 yıllık
işletme haklannın devri
yoluyla özelleştınlecek
termik santrallann
kârlannı. 'yıllık ciro'
biçiminde çarpıttığını
vurgulayan Tes-tş. üretimin
artacağı, rehabilitasyonun
sağlanacağı ve kaçaklann
önleneceği yönündeki
gerekçelennin de doğru
olmadığını bildirdı.
CHP'ye komisyon
darbesi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan Mesut
Yılmazm CHP'ye
bırakılması yönündeki
görüşüne karşın Dışişleri
Komisyonu başkanlıgı için
yapılan seçımlerde RP ve
DYP'nin yanı sıra iktidar
kanadından 2
miUetvekilinın desteğıyle
anlaşmaya aykın olarak
ANAP'lı Kâmran tnan
başkan seçildi. CHP'liler,
bu durumu protesto etmek
ıçin dün yapılması gereken
başkanlık seçimlerine
katılmayarak komisyonlan
kilitledıler.
Peker'e hileli
iflas suçlaması
• İstanbul Haber Servisi -
DYP lıderi Tansu Çiller'e
yakınlıgıyla tanınan,
Tekirdag bağımsız
milletvekilı Hasan
Peker'in Halk
Bankasf ndan aldıği 20
milyon dolarlık krediyi
odememek ıçın hileli iflas
yoluna gıttıği ıddıa edildi.
İP Tekjrdag ll Başkanı
Kurtça Köroğlu, Peker
hakkında Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığı'na
iletilmek üzere Çorlu
Cumhuriyet Savcılığı'na
görıişmeleri
• ANKAR\ (Cumhuriyet
Bürosu) - Tanm ve
Köyışlen Bakanlığı'nın
1998maliyılıbütçesı,
TBMM Plan ve Bütçe
IComisyonu'nda 84.3
trilyon lira olarak kabul
edildi. Tanm \e Köyişleri
Bakanı Mustafa Taşar,
bakanlık olarak
hazırladıklan gıda kodeksi
gereğince. Ağustos 1998
tarihinden ıtibaren ekmeğin
poşet içinde satılma şartının
getirileceğinı söyledı.
CHP'den önerge
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Sanyer'dekı arazı
tahsisıyle ilgili Bayındırlık
ve Iskân Bakanı Yaşar
Topçu hakkında verilen
gensorunun reddedilmesini
sağlayan CHP, iddialann
araştınlması için Meclis
araştırröa komisyonu
kurulmasını istedi.
Yüzde 30 zamma
tepkik
B Ekonomi Servisi -
Memur-Sen
Konfederasyonu'na bağlı
Bütün Belediye Memurlan
Bırliğı Sendikası (Bem-Bir-
Sen). Birlik Haber-Sen.
Sağlık Bir-Sen ve Eğitim
Bir-Sen. hükümetin 1998
Yılı Bütçe Taslağı'nda
memur için öngörülen
yüzde 30 zamma tepki
gösterdi.
Sincan davası
karanna temyiz
• ANKARA (Cumhumet
Bürosu) - Ankara DGM
Cumhuriyet Savcısı Albay
Nuh Çetinkaya, Sincan'da
düzenlenen Kudüs Gecesi
nedeniyle yargılanan ve
beraat eden 5 sanık
hakkındaki karann
bozulması ıstemiyle
Yargıtay'a başMirdu.
TMMOB'den
istikrar önerisi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türk Mimar ve
Mühendis Odalan Birliği
(TMMOB) Genel Sekreteri
tsmet Öztunalı. hükümetin
IMF ile görüşmeler yaparak
hazırladığı "istikrar
• paketi'nin soygun ve
yoksutfaştırma yöntemi
olduğunu söyledi.
Mahmut Yıldınm'm Elazığ Ferro Krom Tesisleri'nde 20 yıl işçi olarak çalıştığı ortaya çıktı
Devlet 4
YeşiPe ayhk ödediANKARA (AA) - Adı son dönemde gün-
demden düşmeyen *Yeşfl" kod adlı Mahmut
Yüdınm'ın. Etibank Elazığ Ferro Krom Te-
sisleri'nde 20 yıl ışçi olarak çalıştığı belir-
lendi.
1977 yılında işe giren Yıldınm'a,
1991 "den ıtibaren 5 yıl işe gelmediği hal-
de düzenli ücret ödendiği ve sigorta prim-
lerinin aksamadan yatınldığı ortaya çıktı.
Mahmut Yıldınm, Emniyet Genel Mü-
dürlüğü tarafından 1987 yılından bu yana
yasadışı TKPML-TlKKO adına faaliyet
gösterme suçundan da aranıyor.
"YeşiT kod adlı Mahmut Yıldınm,
1976"da Elazığ Şeker Fabrikası'nda işçi
olarak çalışmaya başladı
Yıldınm. 10749996 sigorta sicıl numa-
rasıyla 12 Şubat 1977'de Etibank'a bağlı
Elazığ Ferro Krom Tesisleri'ne geçti. Baş-
Cumhurbaskanı Demirel
langıçta üretim hattında işçi olarak çalış-
maya başlayan Yıldınm, 1981 'de Ferro
Krom Tesislen'nin Elazığ İrtibat Büro-
su'nda görevlendirildi. Yıldınm'ın SSK
primlerinin de 1977'den 1997'ye kadar ara-
lıksız ödendiği belirlendi.
Yıldınm'ın 1991 yılından itibaren işe gel-
mediği. ancak maaşınm kesintisiz ödendiği
bildirildi. Özlük dosyalannda tüm çalışan-
lannın fotoğraflannın bulunduğu Ferro
Krom Tesisleri'nde, Mahmut Yıldınm'ın
personel dosyasında fotoğrafı olmadığı tes-
pit edildi.
Şubatta işine son
Susurluk'ta meydana gelen kazadan son-
ra kamuoyunda en çok tartışılan kişilerden
biri olan a
YeşU"in, Ferro Krom Tesisle-
ri'ndeki iş akdine Şubat 1997'de son veril-
di. Gazete ve televizyonlarda çıkan görün-
tüleri sonucu çalışma arkadaşlan tarafindan
teşhis edilen Mahmut Yıldınm'ın işten çı-
kanlmakarantebliğedilemedi. Yıldınm'ın
Ferro Krom Tesisleri'nde çalışmaya başla-
dıktan sonra nüfus kaydını Elazığ'ın Palu il-
çesine aldırdığı da öğrenildi.
Bingörün Solhan ilçesi Asmakaya kö-
yünde doğan Salüi oğlu 1953 doğumlu
Mahmut Yıldınm, Tunceli Emniyet Müdür-
lüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlü-
ğü'nün 1987 yılında düzenledigi fiş kay-
dıyla, tüm yurtta Emniyet Genel Müdürlü-
ğü tarafından aranıyor.
Yıldınm'ın, Terörle Mücadele kayıtlan-
na göre "yasadışı TKP/MHİKKO örgütü
adına faaliyet gösterme" suçlanndan aran-
dığı bildirildi.
Bu arada, "Yeşfl" kod adlı Mahmut
Yıldınm'ın, 1995 yılında Ankara Emniyet
Müdürlüğü tarafindan gözaltına alındığı bil-
dirildi.
Gözaltıyla ilgili iddialar
Mahmut Y'ıldınm'ın Ankara Emniyet
Müdürlüğü tarafından gözaltına alınmasıy-
la ilgili emniyete yakın kaynaklar ikı rürlü
ıddia ortaya atıyor.
Birinci iddıaya göre. "Yeşfl tesadüfen gö-
zaltuıa alındı. ancak söz konusu kisinin' Ye-
şil' olduğu anlaşılınca bu dıırum birilerinin
diğerinegözdağıvermesiytekapaüku.''' İkın-
cı iddıaya göre ıse "Yeşil'in gö/altına ahn-
ması tesadüf gibi düzenlendi, ancak durum
yine birilerinin diğerine mesaj ulaşürmasry-
la sonuçlandı. Hem de Ankara"da kirli iliş-
Idlerekanşan Yeşil'e 'buradanuzaklaş' me-
saj ı verildi."
' Yargıda reforma
ihtiyaç var'
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu)-Cumhurbaş-
kanı Süleyman Demirel.
Türkiye'nin yargı alanın-
da birçok eksiğı olduğu-
nu, reforma gereksınim
bulunduğunu vurgulaya-
rak. "Adaktyoksazulüm
var demektir" dedi.
Adliyenin tanıtımı
amacıyla düzenlenen et-
kinliklerin ikinci gününe
katılan Demirel, burada
yaptığı konuşmada çağ-
daş devletin özünde ya-
tan şeyin adalet olduğunu
vurguladı.
Yargı alanında birçok
eksiklerin olduğuna dik-
kat çeken Demirel. "Yar-
gı organımız daha iv i işle-
meli, vatandaşunız yargı-
dan daha çok memnun
ounak, kararlar daha ça-
buk verilebilmelL Bunun
için devletimizin her ala-
nında olduğu gibi vargıda
da önemli bir reforma ih-
thacı vardır" diye konuş-
tu.
Cumhurbaşkanı De-
mirel, adaletle yaşayan -
toplumun banş föplumu
olduğunu belirterek,
"Bir ülkede adalet yoksa
devletten bahsetmek
mümkiin değildir. Çün-
kü adalet yoksa zulüm
vardır. Zulüm icra eden
devlete devlet demek
mümkün değildir" dedi.
Türkiye'nin önemli başa-
nlara imzaattığını, ancak
yargıda reforma ihtiyacı
olduğunu belirten Demi-
rel, hükümetin de bu
yönde çalışmalan oldu-
ğunu hatırlattı. Demirel,
konuşmasında Türki-
ye'nin. cumhuriyetin ku-
ruluşuyla hukuk devrimi
yaptığını belirtti.
Demirel, bu devrimin
Türk aydmlannca çok iyi
bilınmediği düşüncesin-
de olduğunu kaydederek.
"Türkiye Cumhuriyeti
kadar, pekçok alanda her
şey i v eniden vapma mec-
burtyftiyle karşı karşrya
kalan devlet az bulunur.
Büyük Atatürk'ün deha-
sı budur" diye konuştu.
Önceki gün başlayan
Ankara Adliyesi etkin-
lıklerinin dünkü bölümü-
ne Cumhurbaskanı De-
mirel' in yanı sıra Anaya-
• s* MahkemeSt
Yekta Güngör
Adalet Bakanı Oltan
Sungurlu ve Ankara
Cumhuriyet Başsavcısı
İlhan Mesutoğiu katıldı.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
Güneydoğu'da hatır için cinayet işleniyor!
RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, üç gün süren sözlü açıklamalarmı tamamladı
'Kapatma davası ders oldu'
RP lideri Erbakan.
ANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu) - RP
Genel Başkanı
Necmettin Er-
bakan, partısı-
nin kapatılması
istemiyle açılan
davada üç gün
süren sözlü
açıklamalarını
dün tamamladı.
Erbakan ve RP
yöneticilen Anayasa Mahkemesi heyetine
karşı oldukça ılımlı mesajlar vermeye özen
gösterirken RP İstanbul Millervekili Meh-
met Ali Şahin. "Bu tür olaylardan ders çı-
karüır. Biz de doğal olarak buradan derster
çıkararak çauşmalanmızadevam edeceğiz "
dedi. RP lideri, mahkemede 'ihtiyaçlan
için' izin aldığı 10'ar dakikalık ikı arada
iİcindı ve akşam namazlannı kıldı.
Berabennde parti avukatı, Trabzon Mil-
lervekili Şeref Malkoç \e partinın hukukçu
millerv ekılleriyle bırlikte dün 13 dakika ge-
cikmeyle saat 14./ 13'te Anayasa Mahke-
mesi'ne gelen Erbakan. sözlü savunmanın
yapıldığı salona indi. Erbakan \e beraberin-
deki milletvekilleri toplantı salonuna indık-
ten sonra, resmi korumalardan biri alt kat-
taki toplantı salonuna seccade götürdü. Er-
bakan, savunma yaparken resmı korumala-
nnca dışandan getirilen yemeği yemedi.
RP liderine, Anayasa Mahkemesi üyesi
Yalçm Acargün tarafindan Kanal 7, Rarna-
zan genelgesi ve Oğuzhan Asiltürk'ün ko-
nuşmalanyla ilgili üç soru yöneltildiği öğ-
renildi.
Anayasa Mahkemesi heyeti önünde 3
günde toplam 11 saat konuşan Erbakan,
partinin hukukçu milletvekilleriyle birlik-
te dün saat 17.30'da Yüksek Mahkeme'den
ayrıldı. Erbakan'ın ıkindı ve akşam namaz-
lan için izin istemesi üzerine oturuma 10'ar
dakikalık iki ara verildi.
Erbakan, mahkeme çıkışında gazetecile-
nn sorulan üzerine şunlan söyledi:
"Büyük Türk miUetinin bir mahkemesi
olan Yüksek Mahkeme'de 3 gün çok güzel
bir çalışma yapüdı. Mahkemedeld bu güzel
çalışma için Anayasa Vlahkemesi Başkanı
ve üyelerine kalpten teşekkür edi>oruz. Ça-
hşmamız halkımıza, ülkemize hayırlı obun."
RP'lıler. Erbakan 'ın başbakanlığı döne-
minde "Başbakanlık Konuru'nda bazı tari-
katve cemaat temsikrilerine verdiği iftar ye-
meği''. "türban". "Kanal 7 için cihat yâr-
dımıçağnsr. "Oğuzhan Asiltürk'ün' canı-
mızı veririz' demed" ve "memuriann ra-
mazandaki mesai saatlerine" ilışkın soru-
lar yöneltildiğinı belırttıler.
Alınan bilgiye göre Erbakan, Kanal 7 te-
levizyonunun kuruluş. yıldönümünde yap-
tığı konuşmadaki sözleri için İstanbul
DGM Cumhuriyet Başsavcılığı'nın verdi-
ği takipsizlik karannı Anayasa Mahkeme-
si heyetine sundu. Başsavcınm sözlü açık-
lamasında TCY'nin idam hükmünü öngö-
ren 146. maddesine ılişkin değerlendirme-
sini 'hukuk ayıbı' olarak niteleyen Erba-
kan. davayı da 'tarihi' olarak niteledi ve
"Bu dava Türk hukuk ve demokrasisinin bir
imtihanıdır" diye konuştu.
Erbakan. sözlü savunmasını, Başsavcı
Savaşın sözlü açıklamalanndaki "Hiçbir
parti RP kadar kapablmayı hak etmemiş-
tir" şeklindeki sözlenne karşılık, "RP, ka-
panmayı en az hak eden partkür" diye ta-
mamladı.
Erbakan. sözlü açıklamasına devam
ederken gazetecilerle sohbet eden İstanbul
Milletvekili Mehmet Ali Şahin, "RP kapa-
nürsa Anayasa Mahkemesi'ni basacak ha-
limiz yok. Kimseye kınlmavTZ. Meşnı ze-
minde yolumuza devam ederiz" dedi.
Şahin. "RP'nin bu davada alacağı bir
ders var mı?" sorusunu, "Hem hükmi şah-
siyetler hem de kişiler bu tür olavlardan
derslerçıkanr. Biz de doğal olarak buradan
dersler çıkararak çalışmalanmıza devam
edeceğiz" diye vanıtladı.
Şahin, Yüksek Mahkeme üyelerinın üs-
tün vasıflara sahıp olduğunu. bunun da ken-
dilerine gurur verdiğıni anlattı.
Anavasa Mahkemesi Başkanı Yekta
Güngör Ozden. Erbakan'ın sözlü açıkla-
malannı tamamlamasının ardından mahke-
meden aynlırken gazetecilenn sonılannı
yanıtladı. Özden. "Erbakan sizden namaz
kılmak için izin istedi mi?" sorusuna şu ya-
nıtı verdı: "Hayır. 70 vaşmda bir insan 1^
saat konuşmuş. ihtiyaçlan gelebilir diye ara
verdik. İkinci arayı da sözlü savunmayı ta-
mamlamasından sonra. üyelerden soru so-
rulup sorulmayacağını tartışmaya açmak
içinvçrdik."
Davada ilgisi ve bılgisine başvurabile-
cekleri insanlann olabileceğini. ancak bu
konuda şimdıden bilgi veremeyeceğıni kay-
deden Özden, "Şimdi dava dosyasının içe-
riğine, yapılan açıklamalara bakıp. çelişki-
ler var nu, onları görmek lazım. Buna göre
belge de istencbilir. Gerek duyulursa ilgisi ve
bilgisi olanlar da dinlenebüir. Kimse şüphe
etmesin. Anayasa Mahkemesi si/dn güven-
ceniz" dedi.
IRMIKI AYDIN ENGİN
Yazıişleri masasına Susurluk
ya da çeteler üstüne dişe do-
kunur bir haber getiren muha-
birin çok değil birkaç ay, hatta
hafta öncesine kadar sırtı sı-
vazlanırdı. Haber sayfada hak
ettiği yeri alır, başlığın üstüne fi-
raklı bir yafta eklenirdi: "Şok
gelişme" filan gibi...
Ya bugün?
Dün "dokunulmazlık oyla-
mas/"nın sonuçlanmasını bek-
lerken yazıişlerinden bir arka-
daş sıkıntıyla homurdandı:
- Susurluk'ta, çeteler hikâ-
yesinde bilinmeyen ne kaldı ki
abi?
Sahi ne kaldı?
Suç belli, suçlularbelli, kur-
banlar belli. sebep belli, sonuç
belli, kanıtlar belli.
Söylenecek söylendi, sergı-
lenecek sergilendi. Bundan
sonrası laf kıthğında asma bu-
damak kadar anlamlı.
Her şey bu kadar belli, her
şey bu kadar ayan beyanken
Susurluk kördüğümünün çö-
zülememesi, çözümü yönün-
de bir umut da olmayışı nasıl
açıklanmalı?
Topu polise atmak müm-
kün. "Bu pisliğe polis örgütü
tepeden tırnağa bulaşmış du-
rumda. Dolayısıyla düğümü
çözmemek, çözdürtmemek
için heryolu deniyor" denebi-
lir.
Dogru gibi. Ama aslında pa-
lavra.
Topu MİT'e atmak mümkün.
"MlTkimbilirhangikiriihesap-
la bilgi akışını sağlamıyor. Bil-
gi, kanıt olmadığı için de dü-
ğüm çözülemiyor" denebilir.
Bu da doğru gibi. Ama bu
da palavra.
Topu orduya, özellikle Özel
Palavra
Harp Dairesi'ne atmak müm-
kün. "Bu işin düğümü Özel
Harp Dairesi'nde. Çeteleri
devlet işine koşan, eroin tica-
retine gözyuman orasıdır. Or-
du çözmek istemediği için dü-
ğüm çözûlmüyor" dıyenler var.
Bu da palavra.
Susurluk'u çözecek esas
gücün yargı olduğu; ama yar-
gı tıkandığı, çürüdüğü; bunca
kanıt bolluğunda yürekli bir
savcının çıkıp olup bitene el
koymadığı için kördüğümün
sürüp gittiği söylenebilır.
Doğru gibi. Ama palavra.
•••
Dün sabaha karşı Türkiye
Büyük Millet Meclisi'nde orta-
ya çıkan tablo yukandaki pa-
ragraflarda art arda yinelenen
"palavra" vurgusunun kanıtı-
dır.
Bir kavrama dönüşen Su-
surluk'u çözmek artık ancak ve
ancak bir siyasi irade ile
mümkün. Bu siyasi irade ol-
madığı sürece de bir çözüm
mümkün değil.
Türkiye Büyük Millet Mecli-
si'nin birieşim salonununalnın-
da "Egemenlik kayıtsız şartsız
milletindir" diye yazar. Temsili
demokrasi ile yönetilen Türki-
ye'de bu "kayıtsız şartsız ege-
menlik" Türkiye Büyük Millet
Meclisi'nde ete kemiğe bürü-
nür.
Bilgi aktarması gerekip de
aktarmayan bir devlet kurumu
görevlisi, yöneticisi, sorumlu-
sunu kulağından tutup yargı-
cın önüne çıkaracak güç, Tür-
kiye Büyük Millet Meclisi'dir.
Susurluk düğümünün çözü-
müne giden yolu tıkamaya yel-
tenen, kanıt karartan, hatta işi
savsaklayan amir, memur, gö-
revli, görevsiz kim varsa nep-
sini "kayıtsız şartsız egemen-
lik"\n kahredici gücü karşısın-
da dize getirmeye ancak ve
yalnız Türkiye Büyük Millet
Meclisi yetkilidir.
Dün sabaha karşı sonuçla-
nan oylamanın anlamı tek
cümle ile özetlenmeli:
Türkiye Büyük Millet Mecli-
si Susurluk'u çözmeyi reddet-
miştir.
Türkiye'de siyasi iradenin en
tepesi bu ülkenin Susurluk ayı-
bı ile Susurluk karabasanı ile
Susurluk utancı ile yaşaması-
nı yeğlemiştir.
Türkiye'de siyasi iradenin en
tepesi, temiz topluma giden
yolu tıkamış, hukuk devletini
reddetmiştir.
Bundan ötesi, bundan baş-
ka her açıklama, ayrıntı bile
değil sadece "palavra".
POLTIİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
'Aman Başını Üşütme1
...
Kitabın adı: Sultanbeyli...
Yazarı: Rıfat Gökçen...
Bu kitap İstanbul Sultanbeyli'de okullarda da-
ğıtılıyor...
Kitapta 'siyasi mesajlar' veriliyor, Sultanbeyli
Belediye Başkanı Refah'lı Ali Nabi Koçak'a öv-
güleryağdırılıyor...
Sakallı başkan diyor ki:
"Hakk'tan aldığımız kuvvet, halktan aldığımız
vekâletle halkımıza yaptığımız hizmetten, ölüm
öncesinde halka, ölüm sonrasında hakk'a verile-
cek hesabın inanç ve huzuru içindeyiz..."
Muhterem şunu demek istiyor:
"Yaşarken halka, öldüğümüzde Allah'a hesap
veririz..."
Ali Nabi Koçak, bağımsız yargıya filan hesap
vermek istemiyor, çünkü onlann şeriat düzeninde
bunlaryok!..
Laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nin bir il-
çesinde basılan bir kitap okullarda nasıl dağıtıla-
bilir?
Milli Eğitim Bakanlığı'nın bir tavsiyesi yok. An-
cak kitabı yazan kişi şöyle bir not düşmüş:
"Milli Eğitim Bakanlığı tarafından okullara tav-
siye edilmiş olan kitap, Sultanbeyli Beledıyesi'nin
armağanıdır..."
Bu kitabın 'tavsiyesi' 1240 Sayılı Tebliğler Der-
gisi'nde yayımlanmış mıdır?
Hayır!..
Kitap izinsiz olarak dağıtılmış o zaman...
Biz burada Ali Nabi Koçak'ın da kim olduğunu
öğrendik.
Sakallı başkan cami ımamlığından llim Yayma
Cemiyetı Yönetim Kurulu Başkanlığı'na dek her
işı yapmış, sonunda 'halı ticareti'nden Belediye
Başkanlığı'na geçmış...
Sultanbeyli şeriatçı kuşatmanın en yoğun oldu-
ğu ilçe olup İBDA-C ve Hizbullah militanlannın ka-
rargâh merkezıdir...
Sultanbeyli'deki okullarda şeriatçı öğretmenler
ANASOL-D hükümetinde de bildiklerini okumak-
tadırlar...
Bugün Sultanbeyli 'şeriatçılann' kurtanlmış böl-
gesidir. sokak adları ise 'şeriata uygun olarak' de-
ğıştirilmıştir...
Sultanbeyli'de demokrat, yurtsever, Atatürkçü
öğretmenler, memurlar tehdit altında olup yatılı
ve yatısız Kuran kurslarında 'irticai faaliyetler' sür-
mektedir...
* • •
Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı olan Imam Hatip
Liseleri'nde llim Yayma Cemıyetleri'nın işi nedir?
llım Yayma Cemiyetleri Imam Hatip Okulları'nda
ne gibi çalışma yapmaktadır? Sultanbeyli, Kartal
ve Umraniye Imam Hatip Liseleri'nde çalışma ya-
pan, RP'nın 'okul kolu' olarak siyasal Islamın ör-
gütlenmesini sağlayan kişiler kimlerden destek
almaktadır?
llim Yayma Cemiyetleri'nin tavn açıktır, yaptığı
işlerde bellidir...
Gördüğünüz gibi her şey ortada!..
Değişen bir şey yok ve din simsafan bildikteri-
ni okuyorlar...
Hani ANASOL-D hükümeti, Milli Güvenlik Ku-
rulu kararlarını uygulayacak, şeriata giden yollan
kapatacaktı?
Bir başka örnek:
Aynur Şimşek, Sultanbeyli Merkez llköğretim
Okulu'nda. Halime Aktaş, D. Fatma Aydın, Emi-
ne Bozkurt Ahmet Yesevi llköğretim Okulu'nda,
Sibel Eser, Sevgi Güney, Saliha San, Battal Ga-
zı llköğretim Okulu'nda, Emel Özcan Turgut Re-
is llköğretim Okulu'nda öğretmendirier...
Bu öğretmenler derslere başlannda türban ve
topuklarına dek inen siyah mantoyla (çarşafa ben-
ziyor) girmektedirler...
Oysa 20.10.1982 tarih ve 10789 sayılı yasaya
göre kamu kurum ve kuruluşlannda çalışanlann
kılık ve kıyafetleri belirlenmiştir...
Bayan öğretmenler Bezmi-i Âlem Valide Sultan
Vakıf Gureba Hastanesi'nden rapor almışlardır.
Burada bir oyun vardır, o da şudur:
Milli Eğitim Sağlık Bölümü'nün 28.10.1977 ta-
rih ve 243/769 sayılı buyruğu gereğince 'doktor
raporu' değil, örneğin bir devlet hastanesinden
(Sultanbeyli'deki öğretmenler ancak Kartal Dev-
let Hastanesi'ne başvurabilirler) Sağlık Kurulu Ra-
poru almaları gerekmektedir...
Görüldüğü gibi 'şeriatçı öğretmenler' Sultan-
beyli'den kalkıp Fatih'teki Vakıf Gureba'ya gidiyor-
lar ve orada türbanlı bir doktor olan Reyhan Çö-
mez'den 'başı üşümemeli' raporu alıyorlar...
• • •
Türkiye'yi ortaçağın karanlığına götürmek iste-
yenler, işlerinı tıkır tıkır yürütüyorlar...
Mısır'daki katliam için 'cuntacılann işi' diyenler,
Türkiye'de de aynı tezgâhı uygulayacakları günü
beklemektedirler...
Türkiye hiçbir zaman ne Mısır, ne Cezayir ne de
Afganistan olacaktır!..
Dokunulmazlıklannın kaldırılmaması için dire-
nenler, aydınlığın, karanlığı yenmesine engel ola-
mayacaklardır...
E. Posta: Hikmet.Cetinkaya (a raksnet.com
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
C A G D A Ş Y A Y I N L A R I
I IİIII' (IIIIIIM
[Kzu ^
posnjsm
i KUKT
CAĞININ TANIĞI ÜÇ YAZAR
2. BASi
250 0O0TL
KUBİLAY OLAYI VE TARİKAT
KAMPLARI
3. BASİ
350 000 TL
SANCILIYIILAR KU$ATILMI$
SOKAKLAR
4. BASİ
300 000 TL
KUZU POSTUNDA KURT
2 BASİ
ZAMBAK SANA DA BULAJTI KAN
2 BASİ
150 000 TL
DİN BARONUNUN KAZLARI
45! OOC "-
A$IK KADMLAR SOKAĞI
»50 000 TL
ŞERİAT PAZARI500 000
T
L
Cumhı.nyet Kıtao Kulubu Çag Pazarlama A.Ş. Turkocağı Cad
No 33'41ı34334)Cagalegiü-lsta-ıbtil Tel 512 05 05 Posta çekı no 666322