03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKİM 1997 PERŞEMBE • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 15 Tstaribul Edirne A 25 Sinop A 24 A 27 Samsun A 27 Kocaeli A 27 Trabzon A 25 Çanakkale A 23 Giresun tzmtr 24 27 Ankara 26 Manisa A 28 Eskişehir A 25 Aydın A 32 Konya A 25 Denizlı 30 Sıvas 22 Zonguldak A 27 Antalya A 30 Kars Adana Mersin Dıyarbakır Şanlıurfa Mardın Siirt Hakkâri Van A A A A A A A A 33 32 28 32 29 27 24 20 19 Bütün bölgeler az ^ ^ bulutlu ve açik ge- l ü çecek. Hava sı- Oslo MIMUMIk Y 9 Berlın Y 22 caklığıartmayade- Helsınki Y 12 vam edecek. Rüz- Stockholm Y 12 gâr, kuzey ve batı Londra Y 25 yönlerden hafif ara Amsterdam sıra orta kuvvette Brüksel esecek. Y Y 21 Pans Y 21 Bonn Y 20 Münih Y 22 Mılano Budapeşte Madrid Vıyana Belgrad Sofya Roma Atina B A PB PB PB B B 25 24 24 24 25 25 24 B 23 Taşkent ASYA Moskova 12 Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tiflis Kahire A Y B B B B A 25 24 22 24 24 25 30 Şam 32 £ 3 ParçaJı bukjöu & J l u t ı U k ÇokbuMJu Yağmuriu Kartı >*^*' Sulukar t Gök gûrûttûlü G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada nrtlıyor. Geçmiş yıllan incelemeye gerek yok. Bir ay ye- terli. > Davranışlannı, söylediklerini, halkımıza duyur- duklarını kuşbakışı incelemek politikacılarımızın bugünkü düzeyini saptamaya yetiyor da artıyor bi- le. llk ömek: Bursa'yı temsilen DYP'den "milletin vekili" seçilen Ali Osman Sönmez'den geliyor. - Yaşını baştnı almış Ali Osman Sönmez, Şaibe'ye ""büyük muhabbet" duyuyor. Şaibe'ciği hükümet- ten düşünce, özel uçaktan yoksun kalmasına, üzü- lüp ağlamasına dayanamadı. Uçağını Şaibe'ciği- nin emrine "tahsis ediverdi". _,, Gel zaman git zaman; birdenbire para babalan- ^nın kullandığı silaha sarıldı: Şaibe Hanım'a 10 mil- •yar tutannda uçak faturası kesti. Gazetede "Şaibe'ye fatura" olayı yayımlandığı "gün; Sönmez'den kocaman bir yalanlama çıktı. - Yalanlamanın yayımlandığı gün ise; Sönmez'in yalanlamasını yalanlayan teybin çözümü sütunlar- pa arz-ı endam eylemez mi? .,, Sönmez, teypte; DYP merkezine fatura yolladı- tğı sorusuna 'Tabii' diye yanıt verip, olayı doğrulu- -yor ve sonra ekliyor "Ben Tansu Hanım'a fatura yollanmış demiyorum. Tansu Hanım uçağı kullan- dığı için genel merkeze yollandı" diyor. - Üstelik Ali Osman Sönmez, "Ben milletvekilliği- L ni 'gırgınna' yapıyonjm" diyecek kadar, ulusal ira- deyi, demokrasi ahlakını sıfırlıyor. Ornek çok Cahilliğini, kişisel ve siyasal yararian için yapma- dığını bırakmayan kimliğini unutan birsiyasetçi da- ha var ülkemizde. Öteki partilerle siyasetçiler bir türlü hesabını ke- jsemedikleri için "demokrasi kahramanı" edasıyla ' oradan buraya dolaşıp duruyor ve... •_ Artık, sinirinden mi yoksa bilgisizliği örtmenin yo)u budur diye düşündüğünden mi elbette bilin- miyor Ağzını da bozuyor. Refah'la birlikte demok- rasinin baş koşulu laikliğin canına okuduğu için or- dunun demokratik hamlesiyle iktidardan uzaktaş- -tınldığını bir türlü sindiremiyor. Demokrasi havari- Si kesilmiş, TSK'ye söylemediğini bırakmıyor. _" Bir de kurnaz mı kurnaz: Konuşmalarında vTSK'nin tümünü karşısına almıyor. -< Saldınlannın TSK'yi temsil eden kuvvet komu- tanlanna yönelik olduğunu söylüyor. Tabii, bu ba- sit manevrayı sivil asker kesimden yutana rastlan- mıyoc nmayacağı insanlardan birine, Ecevit'e sataşırken t'Karaoğlangitti, karalekegeldi"diyor. -•- Böylesi terbiye yoksunu, siyasal görüşten, de- 'rnokratik görgüden yoksun bir insana, tabii ilk baş- 1 larda Ali Sönmez'ler sahip çıkıyor. :> Bu, ikinci örnek. ü Kapatma istemiyle mahkemelik olan Refah Par- »tisi, kitap kalınlığındaki savunmasını Anayasa Mah- kemesi'ne verdi. ' Basında çıkan savunma metni özetlerindeki "bir ifade" insanı şaşkına çeviriyor Savunmada, "Cumhuriyetimizin kurucusu, ilk cumhurbaşkanımız, büyük devlet adamı" diye başlayan paragraflar okunuyor. Bu üçüncü örneğin yorumu okuyucuya ait. • Ya 4. örnek: Başbakan Yılmaz, CHP liderinden ru daha biryıl 'destek vaadi' aldığını" yayıyor. Bay- ; ! kal, üstelik öfkeyle Yılmaz'ı yalanlıyor. ,'._ 5. bir örnek var ki evlere şenlik: . Siyasete askerterin gölgesi düştüğü 28 Şubat'ta- M basınla bugünkü kimi yayımlan kıyaslayanlar, •'dün kapatılsın, bugün kapatılmasın diyen "köşe- lere" bakarak medyayı hayırla anmıyorlar. - Dönekliğin, ikiyüzlülüğün daniskası hem siya- sette hem de medyada izleniyor. Bu "kûçük ömekler" Batı'dan farkımızı ortaya koymuyor mu? ' Ne dersiniz? Tiip Geçiş'e kutlaıııa • Baştarafi I. Sayfada ledikleri belirtildi. 2 Eylül '1997 tarihinceki Yüksek Planlama Kurulu (YPK) .toplantısından bu yana ara- '.lıksız süren "Istanbul Bo- Ifazı 3. geçişi" tartışmasmda ;VPK'nin 3. köprüyü onay- Ijadığı şeklindekı açıklama- lann "gerçeği yansıtmadı- ğı" kesinlik kazanırken, yaklaşık 9 yıUhr "hazır bek- lev^n" Deminolu Tüp Ge- çişi projesi örceki gün "ilk kez" Bakanla- Kurulu'nun gündemine getırilmişti. Ulaştırma Bakanlığı'nın Bakanlar Kırulu'nda tüp geçîşi tanıtarsk savunması- nı "ulaşım konusu asd şim- di bifimsel olaıaktartışılma- ya başlandı" şekhnde yo- rumlayan Istanbul'daki Mi- marlar Odası .e tnşaat Mü- herKİisleri Odssı yöneticile- ri, "Şimdi y^pılması gere- ken. toplu tasımacılıgın ve tüp geçişi de çeren Gebze- Halkalı projeıinin gün ışığV na ^ıkanlarav kamuoyuna tanjtılmasıdır" dediler. tki me slek odasnın ortak açık- larnalannda; Bakanlar Ku- rulu'na getinerek tanıtılan £)eTnıryolu Tip Geçişi pro- jesine tam destek verdikle- ri Vtaydedıler:k şu gorüşle- re yer verildı •-İstanbul'ııı her iki ya- kası banliyö tıatlan ile bö- tünleşiktir (entegredir). 0 Demiryolu tüp geçiş Avrupa yakasındaki hafif ve hızlı tramvaylar ile de bütünleşiktir. 0 Yapımı devam eden İs- tanbul metrosu bu kapsam- h projenin bir parçasıdır. 0 Tüp geçiş yalnızca kent içi ulaşıma hizmet et- meyecek, Ankara-tstanbul arasmda hızlı tren ulaşımı- nı da sağlayacaktır. 0 Saatte tek yönde, ula- şabileceği 65 bin Idşilik ka- pasitesi ile 7-8 köprüye be- deldir." Köprü ve tüp geçiştartış- masmda asıl sorunun "Dünya metropoUerinde 100 yıldır uygulanmakta olan toplu taşunacıhk anla- yışına ulaşma sorunu" ol- duğu da vurgulanan açıkla- mada. tüp geçiş tercihiyle ilgili karayolu ve demiryo- lu politikalannın karşılaştı- nlması da şöyle: "Daha da önemlisi De- miryolu Tüp Geçiş, kentle- rimi/i çöküntüye uğratan karayolu ulaşınunın giderek terk edilmesi, böylece eko- nominin dışa bağımlüıktan bir ölçüde kurtanlması de- mektir. Demiryolu Tüp Ge- çişterdhiyle, kentimizin ku- zeyindeki yeşil alanlan, su havzalan bir süre daha yağ- ma ve tahribattan korun- muş olacakbr." Özel Tim komiseri: Gerçeği anlatırsam kimse askere gitmez 'Yüksekova'da kan ticaretTYurt Haberieri Servisi - "Yükse- kovaçetesrnin DiyarbakırDGM'de devam eden davasında yargılanan Yüksekova Özel Harekât Şube- si'nde görevli Özel Tim komiseri Fatih Özhan, "Kan tkareti yapanla- n üstlerine rapor ettigim için bura- da bulunuyorum. Yüksekova gerçe- ğmi anlatırsam, hiçbir ana, eviadını Güneydoğu'ya askere göndermez" dedi. Yüksekova çetesı davasının Necip Baskın adlı yurttaşın kaçınl- ması olayıyla ilgili 1 No'lu DGM'- deki duruşmasına, PKK itirafçısi Kahraman Bilgiç. Özel Tim men- suplan Fatih Özhan. YusufAzmi Ay- dm, Abdülkadir Bayram. köy koru- culan Abdülkerim Özcük Osman Özpazar, Neemettin Hazeyi, Meh- met Emin Ergen ve Osman Ergen katıldı. Sanıklann avukatlanndan Fuat Turgut fıdye için kaçınldığı iddia edilen Necip Baskın'ın "böTü- cü örgiit milisi" olduğunu, itirafçı Kahraman Bilgıç'in de Midyat Ce- zaevi'nde örgüt propagandası yap- tığını, Özel Tim'ın gözden düşürül- mesi için çaba harcandığını ve çete- nin bir hayal üriinü olduğunu öne sürdü. Müdahıl avukat Yaşar Altürk ise, çete ile teröristlerin aynı anlama geldiğini, bu çetenin kollannı oluş- turanlann dışanda olduğunu belirte- rek yargılananlann da çete elemanı olduğunu, serbest bırakilmalan ha- linde delillerin yok edileceğıni ileri sürdü. Avukat Altürk, sanıklann tu- tukluluk hallerinin devamına karar verilmesinı istedi. Sanıklardan Yük- sekova Özel Harekât Şubesi polis memurlanndan Fatih Özhan da, "Yüksekova gerçeği ile iigüi konus- mak istemedigjnT belirterek şunla- n söyledi: "Ben Yüksekova gerçeği- ni kaımıoyuna anlatırsam, hiçbir ana, evladını Güneydoğu'ya asker olarak göndermez. Şehit kanı satan- lann pislikleri diz boyunu aşn. Ben şehit kanı ticareti yapanlan üstleri- ne rapor ettigim için buradayun. Baskı alündayun, konusaımyorum. Açıkfauna yapmaktan korkuyorum. Cezaevinde can güvenliğüniz yok. Cezaevinde siyasi tutuklularia bira- rada kalmayazoriandık. Devletinde, örgütün karşısında küçük düşmesi- ni isttmiyorum." Altürk. Özhan"ın açıklamalannın zapta geçirilmesini istedi. Ancak mahkeme başkanı "açıklamalann konuyia Ugisi buiunmadığmı" belir- terek istemı reddetti ve açıklamala- n zapta geçirmedi. Mahkeme, Su- surluk Komisyonu'nda bulunan "Yüksekova çetesi" ile ilgili dosya- nın beklenmesıne ve sanıklann tu- tukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi. Doğu Perinçek 'Kurtköy'ün ucu Çiller'e çıkıyor' tstanbul Haber Servisi -Kurtköy çiftliğinin ülkücülerin kampı ola- rak kullanıldığını lşçi Partisi (İP) aracılığıyla bir süre önce kamu- oyuna açıklayan eski ülkücü Mur- taza Didin, İP Merkez Komite Üyesi Halil Alkan ve partili Levent Ozciğer'in Kocaeli Emniyet Mü- dürlüğü Terörle Mücadele Şubesi tarafından gözaltına ahndığı belir- tildi. İP Genel Başkanı Doğu Pe- rinçek, çok yakında Kurtköy kam- pında yetiştirilenlerin DYP lideri Tansu Çükr ve eşi Özer Uçuran Çiller'in çeşitli terör eylemlerinde kullanıldıklannı kanıtlayacaklan- nı öne sürerek söz konusu gözaltı- lann bu nedenle gerçekleştirildi- İP Genel Başkanı Doğu Perin- çek dün partisinin Istanbul ll Mer- kez Binası'nda düzenlediği toplan- tıda, Murtaza Didin'in ÎP'ye ilk başvurduğu sırada Başbakan Me- sut Yılmaz'a Macaristan'da yapı- lan yumruklu saldınnın. önce ken- dilerine teklif edildiğini söylediği- ni anımsatarak "Yılmaz'adüzenle- nen suikast tertibi örthas edilmek isteniyor. İçişleri Bakanlığı'nı k o caeli'ne müfettiş göndermeye da- vet ediyorum" dedi. Kurtköy çiftliğindeki olaylann Çiller ailesine kadar dayandığını öne süren Perinçek, Çillerler'e ait Öncü gazetesinde de yaklaşık bir haftadan bu yana Kurtköy kampı iddialannı çürütmeye yönelik ha- berler çıkmasına dikkat çekti. Perinçek, Didin, Alkan ve Özci- ğer'in gözaltına alınma şekilleri- nin de Ceza Muhakemeleri U- sulü Kanunu'na (CMUK) aykın olduğunu belirterek şöyle devam etti: "Gözaltına alınan herkes CMTJK'a göre avukaüy la görûştû- rülür. Ancak avukannuz Emcet 01- caytu'yla arkadaşlarunız görüştü- rûhnemişlerdir. Gerekçe ise suçun DGM'lik olduğudur. Oysa savcı- hkta soruşturma dosyası bulunma- dığı gibi, suçun DGM'lik olduğuna iliskin bir karar da yokrur. Arka- daşlanmıza işkence yapdarak bel- li bir ifade alınmak istenmektedir." Perinçek. Başbakan Yılmaz'ın muhalefetteyken "tktidara gelir- sek Susurluk'u 20 günde çözeriz" dediğini anımsatarak Yılmaz'ın şu anda gladyonun üzerine gidebile- cek bir iradeye sahip olmadığını söyledi. Polise ilk ders laiklikANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Başbakan Mesut Yıtanaz, ya- kın geçmişte polisi siyasete bulaş- tırmaya ve kendi çıkarlan doğrul- tusunda hareket etmeye zorlayan- lar olduğunu belirterek "Ben da- hil,devtetinhicbirgörev1isi,kanun- suz iş yapamaz' 7 dedi. Yılmaz'ın katıldığı törenle baş- layan Polis Akademisi'nin 1997- 1998 eğitim öğretim yılınm ilk der- si "Din ve Laiklik Üzerine Düşün- cefcr" oldu. Polis Akademisi'nin yeniden düzenlenen kütüphanesini de hizmete açan Yıbnaz, Internet'e bağlı bilgisayar aracılığryla Time dergisinin düzenlediği "Yüzyüın Lideri ve Kahnunanı" anketinde Atatürk için oy kullandı. Yılmaz, akademide yaptığı konuşmada, bir ülkede huzur ve güven olmadan hiçbirkalkınmaprogramının başa- nya ulaşamayacağını belirtirken polisin de ülke kalkınmasına canı ve kanıyla katkıda bulunduğunu söyledi. Polis teşkilatının yurttaş- lann hak ve sorumluluğunu koru- ma görevini yürüten güç olduğu- nu belirten Yılmaz sözlerinr şöyle sürdürdü: "Bugüne kadar polise yöneBkmaksadıveönynrgılıyakla- şımlann her zaman karşısında oJ- duk. Çeşitli siyasi ve adü olaylan bahane ederek polisi yıpratmaya çahşanlar, bugüne kadar olduğu gi- bi bundan sonra da bizi karşılann- da bulacaklardır." Yılmaz, polis- lerin yasalarla belirlenen yetkileri- ni kullanacaklannı belirtti. Prof. Dr. IhsanTarakçıoğlu "Din veLaiklik Üzerine Düsünceler" ko- nulu ilk derste, laikliğin fantezi de- ğil, çağın ihtiyaçlanndan kaynak- lanan bir ılke olduğunu söyledi. Ta- rakçıoğlu, din özgürlüğü ve ona bağlı ınsan haklannın. ancak laik düzende güvence altında olacağını belirtti. Yılmaz'm gözü Avrupa'da • Baştarafi 1. Sayfada tamamladı. İki gün sürecek zirve sonunda bir siyasi deklarasyon ve bir eyiem planı kabul edilecefc'Sî- yası bildiride, insan haklan koru- ma mekanizmalannın güçlendiril- mesi, ölüm cezalanmn kaldınhna- sı, işkenceyle mücadelede etkin önlemler alınması gerektiğine işa- ret edilecek. Bildiride aynca, ırk- çılık ve yabancı düşmanlığı konu- sunda önlemlerin arttmlması, ka- dın erkek eşitliğinin toplumun bü- tün kesimlerinde sağlanması ve yerel yönetimlerin rolünün arttı- nbnası üzerinde dunılacak. Bildiride, Avrupa Sosyal Şar- tı'nın genişletilmesi, Sosyal Kal- kınma Fonu'nun güçlendirilmesi, göçmen işçilerin korunması konu- lan da aynntılı bir biçimde yer ala- cak. Terörle mücadelede etkin ön- lemlerin alınması ve bu alanda iş- birliğinın arttınlmasının da iste- neceği bildiride, rüşvet, organize suç, kaçak göçmenlerle mücadele, çoculdann suiistimaline yönelik önlemler. gelişen teknolojilerle birlikte, kişi özel hayatına saygı il- kesi de bulunacak. Zirve sonunda kabul edilecek eylem planında, Insan Haklan Ko- misyonu ve însan Haklan Mahke- mesı'nin yenne geçecek daimı tek mahkemenin geciktirilmeden uy- gulanması istenirken, insan hak- lan konusunda, Avnıpa Konse- yi 'nin bir komiser tayin etmesi ko- nusunun da incelenmesi çağnsın- da bulunulacak. Eylem planında. geçen yıl kabul edilen Avrupa Konseyi Bioetık Sözleşmesi'ne, genetik kopyalamanın yasaklan- ması konusunda bir ek protokol hazırlaması talebine de yer verile- cek. Eylem planında aynca, sosyal dayanışmaya yönelik yeni strateji- lerbelirlenmesi istenecek. Avrupa Konseyi'ne üye 40 ülke- nin, devlet ya da hükümet başka- nının katılacağı zirvede. Türki- ** y e *V* teırtsil eâSn "Yİlmaz, konuş- masını zirvenin ilk günü saat 17.00'de yapacak. Yılmaz'm, ko- nuşmasında. terörle mücadele, göçmen işçilerin korunması, ya- bancı düşmanhğıyla mücadele ve sosyal dayanışma konulanna ağır- lık vereceği bildirildi. Viyana Zirvesi'nin ardından bu kuruluşa tam üye olan Rusya ve Doğu Avrupa ülkelerinin de ilk kez Avrupa Konseyi zirvesine ka- tılacak olması, Strasbourg toplan- ülannın önemini arttınyor. Yıl- maz, AB'nin genişlemesi ile ilgi- li kesın karann alınacağı Luksem- burg zirvesi öncesinde Avrupa başkentlerfrie" yâp'fgı ziyaretleri arttırdı. Avrupa Konseyi'nin Stras- bourg"ta yapacağı zirve toplantısı- na katılmak için yann Fransa'ya gıdecek olan Yılmaz, 16-17 Ekim'de de Paris'e gidecek. Yılmaz, Dışişleri Bakanı İsma- il Cem. milletvekillen Lale Ayta- manve AhmetTan. yann Avnıpa Konseyi zirvesine katılmak için Strasbourg'a gidecekler. Yıl- maz'ın yapmayı öngördüğü Ro- ma, Madrid ve Londra ziyaretleri- nin ertelendiğini bildirildi. 4 Köstebek davası'nda büirkişi incelemesi ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)-Kamuoyunda "köstebek davası" olarak bilinen ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na ait bazı bilgi ve belgelerin sızdınl- dığı iddia edilen gizli belgenin çıktısının ahndığı printır ciha- zmrn biliıkişi incelemesi yaptı- nlch. Deniz Kuvvetleri Komutan- hğı Istihbarat Dairesi Istihba- rata Karşı Koyma (İKK) Şube- si'nde hazırlandığı ve onbaşı Kadir Sarmusak tarafından dı- şanya çıkanldığı iddia edilen belgenin, Sarmusak'tn eline nasıl geçtiği, DKK Askeri Mahkemesi'nde görülen dava- nın sonuçlandmlma aşamasın- da büyük önem taşıyor. Duruş- malarda Sarmusak'ın bu belge- yi, DKK Istihbarat Dairesi'nde görev yapan ve aynı davada gö- revi ihmal suçundan yargılanan astsubay Tayfiın Baş'ın, eski ls- tihbarat Dairesi Başkanı Albay Eser Şahan tarafından hazırla- nan Batı Çalışma Grubu'na ait belgenin tKK Şubesi'nde çık- tısını alırken bügisayan kullan- mayı iyi bilmediği için çıktı tu- şuna yanlışlıkla iki kez bastığı- nı, ancak bu durumdan o sıra- da haberdar olmadığını ileri sürmüştü. Baş, çıktıyı alırken aynı oda- da bulunan Sarmusak'm ikinci çıktının geldiğinin farkma va- rarak bu belgeyi ele geçirmiş olabileceğini söylemişti. Yap- tınlan bilirkişi incelemesi ra- poru, 24 ekimdeki duruşmada okunacak ve tutanaklara geçi- rilecek. Bakaıı Gürdere'ye gözdağı • Baştarafi 1. Sayfada lanmasını önlemek için hiç kimse- den, hiçbir kummdan çekinmeden hareket edeceğini söyledi. Gürde- re, Önkibar'ın kendisine yönelik tehdit ve hakaret içeren yazısının arkasında "Türkiye gazetesinin va- kıf arazilerine ilişkin yasadışı bir ta- lep bulundugunu* 1 söyledi. Gürde- re, söz konusu yazı yayımlanma- dan bir gün önce Önkibar'ın ken- disini telefonla aradığını belirterek olayi şöyle anlattı: "SayınÖnkibar beni telefonla aradı ve sanld emir verirgibi 'Sayın bakan. genel mü- dürle ve başbakanla görüştüm. Al- manya'dan dönüşümde şu arazi işi- ni halledelim' deidL Bunun üzerine ben de 'Kimlerle görüştüysen on- larla hallet' dedim. Ertesi gün de Türkiye gazetesinde o yazı çıkö." Türkiye gazetesi sahibi Enver Ören'in, Istanbul'da vakıflara ait 10 dönüm araziyi, otel yapmak üzere 49 yıllığına kiralamak istedi- ğini, ancak bunun yasal olmadığı- nı belirten Gürdere, Sebahattın Ön- kibar'ın da "patronu adına tetikçi- ük yapöğını" söyledi. Önkibar ise gazetemize yaptığı açıklamada, Metin Gürdere'nin sözlerinin tümüyle yalan olduğu- nu, aralannda bu tür bir görüşme geçmediğım behrterek "Bakan hakkında elimde dosyalar var. O nedenle hedef sapürryor" dedi. Önkibar'ın 21 Eylül tarihinde yayımlanan yazısından bir bölüm şöyle: "Kendisini 80'li yıllann so- nunda bugünkü velinimeti Mesut Yılmaz için söylediği çirkin sözle- riy le tanınz. Bir bakan ya da vckil- den ziyade mahalle muhtannı ya da deiegesiıü andınr. Yaşamında ba- şanlı olduğu tek şey, kuşlan ve kaz- lan boğazlamak, yani avcıkkür. Bu ise o kadar heveslidir ki birkaç haf- ta önce devletin kendisine tahsis et- tiği makam arabasuu büe bu ugur- da malum kazada feda etmistir." Çevrecflerden son uyarı • Baştarafi 1. Sayfada kiye, Endonezya ve Güney Kore gi- bi en iyi pazaıiama yapdan ve ter- cih edilen ülkckr aymzamanda de- mokrasinin en çokçiğnendiği vein- san haklan ihlallerinin yaşandigı ül- keterdir-." Gayri Sıhhi Müesseseler Yönet- meliği uyannca Sağlık Bakanlı- ğı'na başvunnayan, Çe\Tesel Etkı Değerlendirmesi (ÇED) almaktan bucak bucak kaçan ve Çevre Ba- kanlığı'na başvuru bile yapmayan TEAŞ, müşavirlik ihalesini gerçek- leştirmeye kalkışınca İskenderun. Tarsus ve Antakya Çevre Koruma Dernekleri bu hukuk dışı durum nedeniyle dava açtı ve yürütmenin durdurulmasını istedi. Adana 1. Idare Mahkemesi çevre Örgütleri- nin yaklaşımına katılmadı. Danış- tay 6. Dairesi de mahkemenin ka- rannı onadı. 7.10.1997 tarihinde karann düzeltilmcsi için Danış- tay'a başvuran Izmir Çevre Hare- keti Avukatlan Grubu'ndan Noyan Ozkan'ın dilekçesinde yer verdiği görüşler Kristen Ostling'in ne den- li haklı bir yaklaşımda olduğunu gösteriyor. Çevreciler, bilim adam- lan. nükleer karşıtlan ve hukukçu- lar her şey bir yana bırakılıp yalnız- ca hukuksal boyutta bakıldığında bıle önümüzdeki günlerde yapıla- cak ihalenin geçersiz olacağını be- lirtiyorlar. Hukuki boşluklar ve ha- talar şu ana başlıklarda toplanıyor: 0 Türkiye Atom Enerjisi Kuru- mu'ndan 1976 yılında alınan yer li- sansı yeterli değikür. Aradan geçen 21 yıl içüıde Çevre Kanunuve ÇED yönetmeliği çıkanlmışür 0 Plan- lama aşamasındayani en eîken aşa- mada nükleer santral ve atık tesis- lerinin çevre üzerindeki etkileri araştınlması gerekirken, TEAŞ müşavirlik ihalesini bitirmiş inşa- at ıhalesine girişmiş ancak hâlâ ÇevTe Bakanlığı'na ÇED başvuru- su yapmamıştır. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada su Çiller'e niyet, Mesut Yılmaz'a kısmetle dev- retmesinin ardından koltuğa Mahmut Ottan Sun- gurtu oturdu... Yargı çevreleri, "Ohh" dediler, "kimipartizanca uygulamalar devam eder ama, hiç değilse hukuk sistemi ciddi yaralar almaktan kurtulur." Ne gezer... Her iki konuğumuzu da bağlayan iki konuyu ak- taralım: - Avrasya feribotunu kaçıranlann kaçınlması... - Yargıya yedek listeli eleman alımı. Bir başka ta- nımla, geleceğe yönelik kadrolaşma... Avrasya hükümlülerine imrenmemek elde de- ğii- Arkadaşlar gemi kaçınyor... "Bunlar bizim ço- cuklar" diye karşılanıyor, eylemlerini naklen yayın eşliğinde Boğaz'da tamamlıyorlar. Arkadaşlar cezaevine giriyor. Dönemin Adalet Bakanı Kazan, kendilerini bizzat ziyaret ediyor. Bir istemleri olup olmadığını soruyor. Arkadaşlar. cezaevinde kızdıklan biryönetici ol- duğunda hemen çıkışıyorlar: - Bizi kızdırmayın, Bakan'a şikâyet ederiz... İş tersine dönmüş. Neredeyse yükselmek iste- yen bir cezaevi görevlisi onlardan birini torpil ola- rak kullanacak. Arkadaşlann yargılanması bitiyor. Sekizyıl, on ay, 20'şer gün hapis cezasına çarptınlıyorlar. Hemen bakanlığa başvuruyorlar: - Yanaçık cezaevine naklimizin ricası... Hani utanmasalar, "Naklimizi emrediyoruz" di- yecekler... Bakanlık üst düzey yöneticileri durum noımal olmadığı için doğrudan Bakan'a çıkıyoıiar: - Sizin onayınız olur mu? Oltan Bey, "Tamam" diyor, "yanaçık cezaevine nakledin." Daha cezaları kesinleşir kesinleşmez arkadaş- lar soluğu yanaçık cezaevinde alıyor. Bu tür ceza- evlerine, "cezasının çoğunu tamamlamış, iyi hal ve tutumu tüm yönetimce onaylanmış" kişiler gönde- riliyor. Ağır cezada yargılanıp, yanaçık cezaevine geç- mek çok zor. Bu tür başvurulann ilkinde sürekli şu karşılık veriliyor: "Altı ay daha gözlenmesine..." Ama bizim gemi kaçıran masum teröristler de- ğil, yargılandıktan sonra daha işin başında "iyi huy- lu" oldukları bilindiği için istedikleri yere gönderit- di. Yanaçık cezaevi yolculuğundan kısa süre sonra demokratik firar etme haklarını kullanan Avrasya masumlanndan Vıskhan Abdurrahmartov'la Mu- . hammet Emin Tokcan, yurtdışına giderken cep- lerine yeşil pasaport koyamamışsa bilin ki bu on- lann değil, devletin ayıbıdır... Kadrolaşmada süreklilik esastr Kazan dönemindeki kadrolaşmanın özelliklerin- den biri geleceğe yönelik de olmasıydı. Sınav açıyorsunuz, gereksiniminiz kadar eleman alıyorsunuz. Bir o kadar da yedek alıp şimdiden kaydediyorsunuz. lleride yeni elemana gereksinim olursa, sınav açılmayacak, bunların arasından ata- ma yapılacak. Şevket Bey, yasalara aykın olmasına karşın, ben yaptım oldu deyip, 423 asil 423 yedek listeyi ba- kanlığa çakıp gitti. Oltan Bey de "kadrolaşmada devamlılık esastır" deyip bunu aynen devam ettirdi. Yanlış olduğunu söylediler, yasalan anımsattılar, dinlemedi. "Din"lenmiş kadrolaşmayı aynen sür- dürdü. Sunguriu, Kazan'ın yanm bıraktığı atama listesini tamamladı, böylece yedekler de kadroya alınmış oldu. Hâkim-savcı sınavlanna üç kez girilebiliyor. Bir adayın, özel olarak dördüncü kez girmiş olması da bu sınavı taçlandırıyor. Ama yanlış hesap Danıştay'dan döndü. Danış- tay 12. Dairesi, Avukat Mustafa Hisar'ın, müvek- kili Mustafa Kemal Parlak adına açtığı davada böyle bir sınav yönteminin geçerii olamayacağı karannı aldı. Bakalım Oltan Bey ne yapacak? Adaletin yolundan giderse yanlış yaptık deyip Danıştay'a uyacak. Kazan'ın yolundan giderse, söyteyecek fazla bir şey yok... Gitti Kazan geldi Sungurlu, biri ötekinden kusur- lu... Büyük vurgun I Baştarafi 1. Sayfada şeklindeki planlan da Kü- çükçekmece Belediyesi'nce dava konusu yapılmış du- rumda. Arsa Ofisi'nin son birkaç yıl içinde belediyele- re devir yaptığı arsa ve ara- ziler için uygulanan vadeli satış yönteminde. gerek Ar- sa Ofisi 'nin gerekse devletin de zarar görmemesi için yıl- lık faiz oranı "yüzde60" ola- rak uygulanıyor. Çerkezköy Belediyesi'ne 21 Ocak 1997 tarihinde sa- tılan Karaağaç köyündeki 792 bin metrekarelik arazi- nin 2 yıl vadeli ödeme söz- leşmesinde yıllık faiz yüzde 60 oranında belirlenmiş, benzer şekilde Haraççı (Is- tanbul) Belediyesi'ne de yi- ne bu yıl gerçekleştirilen 1 milyon metrekarelik vadeli arazi satışında belediye ile Arsa Ofisi arasındaki söz- leşmede yer alan faiz oranı yine yüzde 60 olmuştu. Bu satışlarla "aym tarihJerde" yapılan Ikıtelli'deki 1.5 mil- yon metrekarelik arazi dev- ri için lstanbul Büyükşehir Belediyesi ile imzalanan protokolde, 2 yıl vadeli satı- şa "jTİhkyüzde 1 faiz" uygu- landığının Arsa Ofisi'nce kabul edilmiş olması ise di- ğer belediyeler yanında elde edilen "ayncahgm" düzeyi- ni gösteriyor. Bu ayncalık, sadece ön- görülen satış bedelinin 1.3 trilyonluk vadeli ödeme dili- minde 2 yıl içinde Arsa Ofi- si'ni yaklaşık 700 milyar li- ra zarara sokarken, yine sa- tış bedelinin rayiç bedelin yüzde 20'si düzeyinde tutul- masından dolayı da "11 trfl- yonluk" bir değer Büyükşe- hir Belediyesi'ne "bagışlan- mış" oluyor. Satışın. Erdo- ğan'ın "siyasi projeterine destek" olmak amacıyla ger- çekleştirildiğine dikkat çe- kilirken, Küçükçekmece Belediyesi de kendilerinin daha önce aynı araziyi "nor- mal sanş koşullannda" bir- kaç kez talep etnklerini açık- ladı. Yasaya göre "BgiB ve sonımlu belediye olarak" kendilerine devredilmesinin "zoruhhı" olduğuna dikkat çeken Küçükçekmece Bele- diyesi, satışın durdurulması için de Idare Mahkemesi'ne başvurdu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle