Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30 EKİM 1997 PERŞEMBE
HABERLER
CHP'nin hazırladığı 'Doğu ve G. Doğu Sektörü' raporunda verilen sözlerin yerine getirilmediği belirtildi
'Rant Rürt sorununu kışkntıyor
9
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)-CHP'nin 22 il başkanı ta-
rafmdan hazırlanan "Doğu ve
Güneydoğu Sektörü" Rapo-
ru'nda. bölgeye yönelik teşvik,
ekonomik girişim ve demokrasi
sözlerinin kâğıt üzerinde kaldı-
gı vurgulanarak, yöredeki rant
sektörünün "Kürt sorunu"nu
kışkırttığı bildirildi.
Bölgede 1593 'ü güvenlik ge-
rekçesiyle olmak üzere toplam
2 bin 190 okulun kapalı olduğu-
na dikkat çekilen raporda, açlık
ve sefaletin "dizboyu" olduğu
kaydedildi. Raporda, terörle mü-
cadele adı altında yöreye 400
trilyon lira harcandığı belirtile-
rek, "Bu parayla Doğu ve Gu-
neydoğu yıkıhr ve yeniden yapı-
hr" denildi.
CHP il başkanlan 18 Ekim
1997'de Diyarbakır'da hazırla-
dıklan raporda, Doğu ve Güney-
doğu Anadolu bölgelerinin so-
runlan ve çözüm önerilerini de-
ğerlendirdiler. Raporda, Kürt
sorununun demokrasi, eşitlik ve
ulusal bütünlük içinde ve evren-
sel değerler çerçevesinde çözü-
mü istendi. Kûrt kültürû ve kim-
liğine saygı gösterilmesi istenen
raporda, eşitlik, sosyo-ekono-
mik kalkınma zemininde olağa-
nüstü hal uygulamalannın sona
erdirilmesi gerektiği bildirildi.
OHAL'in, geniş yetkilerle dona-
• Bölgede eğitim sorunu cözülemiyor •
Atanan öğretmenler
Güneydoğu 'ya gitmiyor
DİYARBAKIK (AA) - Olağanüstû Hal Bölge Valisi Aydm
Arslan, Güneydoğu'ya ataması yapılan yaklaşık 10 bin
öğretmenden bugüne kadar sadece yanya yakınının geldiğini,
gelmeyenlerin de "eş durumu"'nu gerekçe gösterdiklerini
söyledi. Bölge Valisi Arslan yaptığı açıklamada,
Güneydoğu'da 5 bin 331 okul bulunduğunu, bunlardan 3 bm
128"inin 1997-1998 öğretim yılında açıldığını, 2 bin 203
okulun da kapalı olduğunu belirtti. Bölge Valisi Arslan,
bölgede 806 köy ve 2 bin 331 mezradan toplam 363 bin
kişinin göç ettiğini ve bunlardan bugüne kadar 82 köy ile 64
mezrada 23 bin kişinin geri döndüğünü belırttı. Bölgede 101
köy ve 90 mezra halkının daha geri dönmesi amacıyla
çalışmalann yürütüldüğünü kaydeden Arslan,"Bölge Valfliği
olarak bugüne kadar bölgede 5 bin konnt yapürddı. Geri
dönmeleri planlanan 101 köy ve 90 mezra için de çahşmaiar
başlatıkh. Ancak, şu anda ikİim şarttan müsah olmadığından
konut yapüamıyor" dedi.
• TTB'nin Cüneydoğu araştırması •
GAP bölgesindeyeni
hastalıklargündemde
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Tabipleri Birliği'nin
(TTB) Güneydoğu Anadolu Bölgesi"nde yaptığj araştırma.
GAP projesiyle sulu tanma geçilmesinin. altyapı
yetersizlikleri bulunan bölgede sıtma, şarkçıbanı. amipli
rahatsızlıklar gibi tehlikeli hastalıklarda artış
yaratabileceğini ortaya koydu. TTB Genel Başkanı Füson
Sayek, bu hastahklardan çocuklann çok t'azla etkileneceğini,
önlem alınmaması durumunda büyük işgücü kaybı
oiuşacağını söyledi. Sayek, GAP projesine genel bakışın
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ne bakış ile çakıştıgını
belirterek bölgedeki en büyük sorunun
"fletişimsizlik'" olduğunu kaydetti. Güneydoğu Anadolu
Bölgesi'yle ilgili "romantik projeter"' sunulduğunu belirten
Sayek, sorunlann çözümü için ise gerçekçi olunması
gerektiğini belirtti. Sayek, GAP ile birlikte
toprak ve havanın nem derecelerinde, iklimde belirgin
değişiklikler olacağını kaydetti.
tılan. deneyimli bürokratlann
görev yaptığı "koordinatörlük
valiliği"ne dönüştürülmesi öne-
rildi. Geçici köy koruculuk sis-
teminin tasfiyesi istenen rapor-
da, zorunlu köy boşaltmalann
durdurularak. bölgesel rehabıli-
tasyon projesi ile yaralann sanl-
ması gerektiği kaydedildi. Ra-
porda. "Bölgede terörden kor-
kukiuğu için elektrik verildL ge-
len-giden bUdirilsin diye telefon
geldi, güvenlik güçlerinin aracı
yürüsün diye yol yapıldı. İnsan-
lar için, insanlık adına bir şey ya-
pılmadı" denildi. Raporun "Gü-
neydoğu ekonomisinde 7 çık-
maz" başhğıyla verilen bölü-
münde. bölgedeki nüfusun Tür-
kiye ortalamasının çok üstünde
olduğu, göçlerden ötürü il ve il-
çelerde nüfus patlaması yaşandı-
ğı belirtildi. Doğu ve Güneydo-
ğu Anadolu'daki okur-vazarora-
nının da çok düşük olduğuna
dikkat çekilen raporda, 1997 ta-
rihi itibanyla OHAL bölgesi
mücavir illerde güvenlik nede-
niyle 1593, öğretmensizlik ne-
deniyle 384, öğrenci azlığı nede-
niv !e 213 olmak üzere toplam 2
bin 190 okulun kapalı olduğu
açıklandı. Okulu kapalı olan yer-
lerdeki öğrenci sayısının da 113
bin 833 olduğu kaydedildi. Sağ-
lık alanında yeterli altyapı ko-
şullannın olmaması. yolsuzluk,
cehalet nedeniyle önemli sorun-
lann yaşandığı kaydedilen ra-
porda, üretime yönelik iş alanla-
nnın da zaman geçirilmeden
açılması istendi. Bölgede fuhuş,
hırsızlık ve intihar oranlannda
hızlı bir artış olduğu bildirilen
raporda. ekonomik sıkıntılann
nedenleri şöyle sıralandı:
•'Köy boşaltmaları ve göçler.
Devletin ciddi sanayi vatınmı
yapmamış ounası. Batıya ekono-
mik göç. İş adamlannın yatınm,
iş sahalan. sanayi alanında des-
tek sağlamamış olması. Teşvik
kredileri alanlann kişisel çıkar-
lan nedeni ile yanm bırakılan
fabrikalar."
Kürt halkının yüzde 95'inin
bağımsız bir devlet istemine
destek vermediği vurgulanan ra-
porda, ırk sorununun silahla çö-
zümlenemeyeceği kaydedildi.
Kürt kimliği ve gerçeğinin ta-
nınması istenen raporda, bu so-
runun askeri yöntemlerle çö-
zümlenemeyeceği, hükümetle-
rin yanlış uyguladıklan politika-
lann yöre halkının PKK'ye sem-
pati duymasına yol açtığı bildi-
rildi.
Raporda. aşiret çekişmelerin-
de ve kişisel çıkarlarda korucu-
lann terör yarattığı, PKK'ye kar-
şı silahlanma içinde Hizbullah'a
destek olunduğu savunuldu.
Akademisyenler
'Anayasal
reform
gerekli'
BAR1Ş DOSTER
lstanbul Bağımsız
Milletvekili Bülent Tanla
tarafindan hazırlanan
"Doğu ve Güneydoğu
Anadolu Kalkınma Plam
(DGAP)"nı
akademisyenler yetersiz
bulurken DİSK ve KESK
genel başkanlan "olumlu
ve yaraücr olarak
değerlendirdiler.
Akademisyenler,
cumhurbaşkanı
tarafından atanan özerk
bir kurula bir devlet
bakanının başkanlık
etmesinin
yürümeyeceğini
savunarak Türkiye'nin
sorunlannın bir bütün
olarak ele alınması
gerektiğini belirttiler.
Bülent Tanla'nın, Doğu
ve Güneydoğu
Anadolu'daki mevcut
yaşam koşullannı
değiştirmeyi. çağdaş ve
insanca yaşam sağlamayı
amaçlayan planını
değerlendiren DİSK
Genel Başkanı Rıdvan
Budak. planı olumlu, iyi
düşünülmüş ve yaratıcı
bulurken Türkiye'nin,
sorunu ulusal
bütünlüğünü koruyarak,
demokratik ve ekonomik
açıhmlaria aşması
gerektiğini kaydetti.
Kamu Emekçileri
Sendikalan
Konfederasyonu (KESK)
Genel Başkanı Siyami
Erdem de sorunun
ekonomik, demokratik,
sosyal, kültürel ve siyasal
boyutlan olduğunu ve
insan haklan temelinde
ele alınarak
çözülebileceğini
vurguladı.
Tanla'nın planını iyi
niyetli bulan •
bilimadamlan ise
Türkiye'nin sorunlannın
birlikte ele alnııp
çözülmesi gerektiğini
kaydettiler. ÎÜ SBF
Öğretim Cyesi Prof. Dr.
Burhan Şenatalar. planın
isabetli olduğunu fakat
finansman için ek vergi
konmasuıın çok doğnı
olmadığını söyledi. Doğu
ve Güneydoğu Anadolu
için ayn bir vergi
toplamanın, toplumu
olumsuz
etkileyebileceğine dikkat
çeken Şenatalar,
Türkiye'nin genel vergi
gelirlerinin yükseltilmesi
gerektiğini belirtti.
Gazi Üniversitesi
Öğretim Üyesi Dr.
Mehmet Ali Kıhçbay da
Doğu ve Güneydoğu için
ayn bir projenin anlamı
olmadığını savundu ve
öncelikle Türkiye'nin
tümünün kavranması ve
düzeltilmesi gerektiğini
kavdetti.
Cezaevinde
açıkgörüş
Bayrampaşa Cezae\i'nde
buİunan hıtuklu ve hükümlüler.
Cumhurhet Bayramı'nın 74.
yıldönümünde yakınlanyla
göriişerek hasret giderdiler.
Cezaevinde buruk bir sevinç
yaşanırken aynı anda cezaevi
hastanesinin kalorifer
kazanındaki brolür arızasından
dola>ı çıkan yangın panik \aratn.
Yaklaşık 45 dakika süren \angın
itfahe ekiplerinin müdahalesi\le
söndürüldü. İstanbul Cumhuriyet
Başsavcısı Ferzan Çitici, yangının
bü\ük çaplı bir şey olmadığını
belirtti. (Fotoğraf: BERTAN
AĞANOĞLU)
Promosyon sorunu
Sertifikalı
gazeteye
bilirkişi raporu
DEVRİM SEVtMAY
Mahkemenin beraat karannı cumhuriyet başsavcısı temyiz etmişti
Yargıtay'dan Manisah gençlere aklama
ANKARA (AA) - Yargıtay, yasadışı
DHKP-C örgütü üyesi olduklan gerekçe-
siyle Izmir DGM'ce çeşitli hapis cezala-
nna çarptınlan 3 kişinin kasten yangın çı-
karmaktan beraat etmelerine ilişkin kara-
n onadı.
Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı. Mani-
sa Ağır Ceza Mahkemesi'nde kasten bina
yakmak ıddiasıyla yargılanan ve beraat e-
den Ali Göktaş. Mahir Göktaş ve Faruk
Deniz* ilişkin karan tem- _ W T O - ,
yiz etti. Temyiz istemine
görüşen Yargıta\ 8. Ceza
Dairesi. Manisa Ağır Ceza
Mahkemesi'nin beraat ka-
rarlannı yerinde bularak
onadı.
lzmir DGM. "işkence
gördükleri" iddıalannın
da gündeme geldiği dava-
da, Manisa'da DHKP-C
örgütü üyesi olduklan id-
diasıyla yargılanan. arala-
nnda lise öğrencilerinin de
bulunduğu 15 gençten
10'unu çeşitli hapis ceza-
larına çanotırmıştı.
Bu davanın temyiz du-
ruşması önümüzdeki ay
Yargıtay da yapılacak. Yar-
gıtay 9. Ceza Dairesi, ka-
rannı aralık ayında açıklayacak. Daireiçın
bağlayıcılığı bulunmayan Yargıtay Cum-
huriyet Başsavcılığı'nın tebliğnamesinde.
yasadışı örgütün üyesi olmaktan 12 yıl 6
ay ağır hapis cezasına çarptınlan sanıklar
Faruk Deniz, Levent Kıbç, Emrah Sait Er-
da. Aşkın Yeğin'in mahkûmiyet kararları-
nın yasaya uygun olduğu belirtilerek onan-
masını. 12 yıl 6 ay ağır hapis cezasına
çarptınlan Ali Göktaş'm ise "Örgütün
İddîalar, resmi makamlarca kabul edildi
Metris'te fatura gardiyanlara kesildi
Manisa il sorumlusu olduğu" gerekçesiy-
le TCK'nin 168. maddesinin birinci fikra-
sında düzenlenen örgüt kurucusu hükmü-
ne göre cezalandınlmasını talep etmişti.
Başsavcılık aynca. sanıklardan Ayşe Mine
Balkanlı, Münirc Apaydm, Sema Taşar,
Özgür Zeybek'in 2 yıl 6 ay ağır. Jale
Kurt'un 3 yıl 9 ay ağır hapis cezalanna
çarptınlmalanna ilişkin hükmü de yasaya
uygun bulmuştu.
İstanbul Haber Servisi - Metris Ceza-
evi'nde 5 kişinin öldürülmesiyle sonuçlanan
olaylarda fatura gardiyanlara kesildi. tddi-
anamede cezaevinde çalışan görevlilerin içe-
riye cep telefonu ve silah soktuklan belirtil-
di.
Metris Cezaevi'nde temmuz aymda yaşa-
nan ve ırza geçme suçlanndan yargılanan beş
kişinin öldürülmesi onlarca kişinin ise yara-
lanmasıyla sonuçianan olaylaria ilgili olarak
Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Kaya Kabaca-
oglu tarafından hazırlanan iddianamede, 23S
sanıktan 126'sı hakkmda "Ptanlayarak adam
öîdürmek \e öktunneye teşebbüs" suçundan
topîam 998 kez idam cezası istendi.
tsyanla ilgili olarak hazırlanan bu iddiana-
mede de fatura ağırlıkh olarak gardiyanlara
kesildi. İddianamede, gardiyanlann tutukhı
ve hükümlülerin içeriye cep telefonuyla uyuş-
turucu sokmalanna izin verdikleri belirtildi.
53 milyar liralık zarann meydana geldiği
olaylan, Vedat Ergin. L fuk Sessiz. >lehmet
Şerif Erat Orhan Kalkuz ve Ahmet Tunçog-
ta'nun çıkardığı ifade edildi.
Prof. Dr. Sermet Akman. "Sertifikab-ser-
tinkasız" aynmi yaparak ek para isteyen ga-
zetelerin. aldıklan bu paralan okuyuculan-
na faiziyle birlikte ödemesinin gerektiğini
belirtti. İstanbul 5. AsliyeTicaret Mahkeme-
si'nde süren promosyon davasına bilirkişi
olarak raporhazırlayan Akman. "tstikrarh fı-
yatgarantisi", "beda\
r
a", "tek kuruş ödeme-
derukatkı pa\SE" \aadiyle promosyon kam-
panyası düzenleyen gazetelerin kupon \er-
meye başladıktan sonra bu ilanlarına aykın
hareket ettiklerini söyledi.
Promosyoncu gazetelerin vaat ettikleri
ürünleri açıkladıklan fiyat. nitelik ve zama-
nmda vermediğinden yakınan okuyuculann
geçen mayıs ayından bu yana açtıklan yüz-
lerce davadan birinde mahkemeye önemli
bir rapor sunuldu. Da\acı Okay Üçkök'ün
Sabah Yayıncılık AŞ aleyhine açtığı davada
ara karar alan mahkeme, konunun bilirkişi
raporuyla değerlendirilmesini istedi.
Bilirkişi olarak rapor hazırlayan IÜ Hu-
kuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ser-
met Akman, değerlendirmesinde Medeni
Kanun'un 2. maddesindeki dürüstlük ilke-
sinden kaynaklanan "güvenprensibi"nin ge-
çerli olması gerektiğini vurguladı.
Akman, gazetenin açıklamalanndan oku-
yucunun kampanya süresince gazete almak-
la promosyon konusu ürününe sahip olaca-
ğı kanısının uyandınldığını vurgulayarak
"Okuyucu ilanlardan gazete fiyatı arttınl-
makstan şeklinde anlamakta haklıdır" de-
dı. BorçlarKanunu'nun8i'incımaddesine
göre "Bir iş veya şe> mukabilinde ilan sure-
tiyle bir bedel vaat eden Idmsenin vaadine
tevfikan o bedeli vermeye mecbur" olduğu-
nun altını çizen Prof. Akman. okujncunun
promosyon süresince "sertifikalT adı altın-
da ödedeği ek ücretin faiziyle geri ödenme-
sinin zorunlu olduğunu mahkemeye iletri.
Promosyon ürünü veren tüm gazeteler için
emsal oluşturabilecek bu raporu mahkeme-
nin yetetli bulmaması halinde yeni bir bilir-
kişi belirlenecek. Mahkemenin Akman'm
raporunu kabulu durumunda ise sertifikalı
gazete alan tüm okuyuculara yargı yolu açıl-
mış olacak.
NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR Oral.Çalışlar(a raksnet.com.tr
Cumhuriyetin 74. yılını kut-
luyoruz. 74 yıl, köklü birmuha-
sebe yapmak için yeterli bir
süre sayılabilir. Cumhuriyet,
dağılan bir imparatorluktan bir
ulus-devlet yaratma sürecinin
dönüm noktasıydı. Osmanlı,
çokuluslu, çok dinli bir feodal
devletti. Osmanlı'da milli kim-
lik arka plandaydı, dini kimlik
belirleyiciydi. Uzunca bir dö-
nem imparatorluk içinde Türk
olmak küçümsendi.
Fransız Ihtilalı, ulus-devlet
sürecinin dünyadaki ilk önem-
li patlamasıydı. Avrupa'da
köylü ihtilalleri ve burjuva dev-
rimleriyle tahtlar taçlar devril-
di, parçalanan ve yok olan im-
paratorluklann yerini ulus te-
melli devletler aldı. Batı. 19.
yüzyılın sonuna gelindiğinde
uluslaşmayı büyük ölçüde ta-
mamlamıştı. Uluslaşmadalga-
sı, geri ülkelere daha geç ulaş-
tı. Türkiye bu sorunla 19. yüz-
yılın sonunda yüz yüze geldi.
Çok uzun sayılmayan bir süreç
içinde Türkler de kendi ulusal
devletlerini yarattılar.
Cumhuriyeti Doğru Anlamak
'Jön-Türkter', Osmanlı dev-
leti içinde Batı'yayönelişin ön-
cüleriydi. Mustafa Kemal, bu
sürecin bir ürünüydü. O'nun
başarılı olmasının en önemli
nedenlerinden birisi, gerçekçi
şekilde Osmanlı'nın çok milli-
yetli yapısının dağıldığını gör-
mesiydi. Ikinci önemli sapta-
ması ise; ulus-devlet yarata-
bilmek için feodal sistemin ku-
rumlarıyla şiddetli bir kavga
verilmesi gerektiğiydi.
Cumhuriyet bir modernleş-
me hareketiydi. Toplumun ge-
lişmesinin önündeki ayakbağı
olan geleneklerle, kültürle bir
anlamda hesaplaşmaydı.
Böyle bir hesaplaşmanın kibar
ve zarif olmasını beklemek ha-
yal. Mustafa Kemal'in modern
bir devlet adamı olarak bütün
zarafetine rağmen, kullandığı
yöntemler gerçekçi ve kuvve-
te dayalıydı. Bugün bulundu-
ğumuz noktadan geriye baka-
rak neden bu kadar zora daya-
lıydı, diye tartışma yapmayı
çok anlamsız buluyorum.
Büyük değişimlerin hiçbiri
kibarca gerçekleşmedi. Türk
ulus-devrimi de diğerlerine gö-
re daha az olsa da zoru içeri-
yordu. Başkatürlüsüdedoğa-
nın kanunlanna aykırı olurdu.
Sorun, bu gerçekçi saptama-
dan sonra başlıyor. Günümüz-
de liberal-demokrasiyi savu-
nan bazı aydınlar, Cumhuriye-
tin kuruluşundaki devlet zoru-
nun daha sonraki bütün geliş-
meyi de belirlediğini düşünü-
yorlar. Böyle düşündükleri için
Cumhuriyetin kuruluş mantı-
ğıyla hesaplaşmayı temel so-
run olarak görüyorlar.
Bu yaklaşım gerçekçi degil.
O günün koşullarında bir ulus-
devlet yaratmanın başka bir
yolu olamazdı. Cumhuriyeti,
daha sonra sıkıntılara sokan
asıl neden, burjuva demokra-
tik devrimin derinleştirileme-
mesiydi. Iktidarı ele geçiren
Kemalist burjuvazi, daha son-
ra geri sistemle adım adım uz-
laştı. Toprak ağalan, Anadolu-
nun tutucu eşrafı, onların müt-
tefikine dönüştü. Ellerine ge-
çirdikleri iktidar nimetlerini ko-
ruyabilmek amacıyla, ulusla-
rarası kapitalizmin parçası ha-
line geldiler. Halkçı çizgiden
uzaklaşıp, egemen sistemin
iktidar sahıplerine dönüştüler.
Devrimci Kemalistler gitti,
onların yerine banka sahipliği
dahil, nüfuz yoluyla ele geçir-
dikleri büyük toprakların ran-
tıyla geçinen egemen bir sınıf
oluştu. Yönetim, demokratlaş-
mak yerine giderek halktan
koptu ve gericileşti. Ikinci Dün-
ya Savaşı. savaş vurguncusu
bir kesim yaratırken savaş
sonrası ABD gericiliğinin dü-
men suyunda yeni bir politik
yapılanma ortaya çıktı.
Komünizm düşmanlığı
1950'lerde gökten zembille in-
medi. iktidarı ele geçiren geri-
cilik, demokrasi düşmanlığını,
'komünizmle mücadele' ola-
rak gördü. 1980'lere gelindi-
ğinde Cumhuriyetin kazançla-
n uçup gitmişti. Geriye beton
heykellerle kendisini ifade et-
tiğini sanan kof bir tutuculuk
kaldı. 'Cumhuriyetçi' kimliği-
ne yanlış bir elbise giydirilmiş-
ti.
Kürt sorununu, 20. yüzyılın
başında emperyalizme karşı
mücadelede olumlu bir unsur
olarak gören Cumhuriyetçiler,
demokratikleşme gereken bir
dönemde tutuculaştılar. Bu
zenginliği değerlendirebilecek
atılganhğı yitirdiler.
Cumhuriyet, 20. yüzyılın ba-
şında Türklerin doğru ve temel
tercihiydi. Bugünün doğrusu
ise; çok sesli, iç barışını ger-
çekleştirmiş, çetelerden arın-
mış demokratik bir Cumhuri-
yet. Böyle bir atılım için yeteri
kadar birikime sahip olduğu-
muz inancındayım.
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Cumhuriyefini
Yitirmiş Halk
TRT Radyo ve TV'leri her gece kapanış haber-
lerinin sonunda Kurtuluş Savaşı gazilerinin ve
Cumhuriyet'in ilk kahramanlarının ölüm haberie-
rini yayımlardı. Cumhuriyet'in bir kuşağının göz-
lerimin önünde yokoluşunun hüzün dolu resmi
geçidi gibiydi bu haberler. Ölüm duyurularının
azlığına veya çokluğuna bakarak. geride kaç kişi
kaldığını sorardım.
Bir süredir bu haberleri duymaz oldum.
Ölümleri. ya haber olarak duyurulmuyor ya da
bana denk gelmiyor.
O neslin artık tükenmiş olduğunu bilmek de
duymak da istemiyorum.
Sanki Türkiye'nin geçmişiyle bağlannın tama-
men kopacağı kaygısını taşıyorum.
Neyseki Tarih Vakfı, Cumhuriyet'e tanıklık et-
miş olanlardan hâlâ 20 bin kişinin aramızda ya-
şadığının tahmin edıldiğini belirtiyor.
"20 bin tane pamuk ipliği!" çağnşımını düşün-
celerimden hızla kovuyorum!...
Onlar yokoldukça, Cumhuriyet Bayramı'nda
evlere, apartmanlara asılan bayraklann sayısı da
sanki her geçen yıl azalıyor.
• • •
Necati Doğru. Sabah'taki köşesinde "Bugün
en büyük bayram, ama halkta tıs yok" diyor; ta-
kımı önemli bir maç kazanınca çoşkuyla sokak-
lara dökülen futbolcu halkın Cumhuriyet'e kayıt-
sızlığını sorguluyor ve "Halk aklını yitirmiş" diyor.
Cumhuriyet Bayramı'nın ilk dönemlerde nasıl
kutlandığını bilmiyorum. Ama, bugünkü gibi ol-
madığını, o dönemin çoşkusunu hissediyorum.
Çocukluğumda ise halkın meraklı ve ilgili ke-
simleri, resmi geçitlere kenarda sadece bakan
seyirci konumuna gelmiş durumdaydı. Vatan
Caddesi'ne koşar, askerlerin rap rap geçişlerini
izlerdik.
Cumhuriyet Bayramı, devletin, askerlerin bay-
ramı olmuştu.
Veya halk temsil hakkını onlara devretmiş ve-
ya temsil hakkı gaspedilmiş durumdaydı.
Cumhuriyet Bayramı, top, tüfek, tank ve asker
oldu çıktı.
Topu, tüfeği, tankı, frakı, papyonu olmayan
halkın, doğal olarak bayram törenlerinde işi de
yoktu, katılma hakkt da!
Ama Cumhuriyet'in esas sahibi olması gere-
ken büyük kitle ortada olmayınca ve Cumhuriyet
kavramından soyutlanınca, gün gelir devran dö-
ner ve bu devlet, Cumhuriyeti bu defa topuyla
tüfeğiyle kendi halkına karşı korumak durumun-
da da kalabilir!
Nitekim, bunun işaretlerini görmeye başlama-
dık mı?
• • •
Önümüzdeki yıl Cumhuriyet'in 75. yılı.
50., 75., 100. yılların anlamı farklıdır. Bu tarih-
ler, bir dönemeç olarak kabul edilir ve büyük
kutlamalar düzenlenir.
Geleeek yıl ilk kez Cumhuriyet'in devletin te-
kelihCfeh Rtîrtarılarak, bir sivil girişimle, Tarih
Vakfı'nın girişimiyle bütün bir yıla yayılan bir
bayram olarak kutlanması şansı doğdu.
Tarih Vakfı, Cumhuriyet'in halkın en geniş katı-
lımıyla bir çağdaşlaşma projesi olarak kutlan-
ması için hazırlıklarını ilerletiyor. Cumhurbaşkanı
Demirel de eşgüdüm toplantılarına başkanlık
ediyor.
Hazırlanan projeler arasında "istanbul, Ankara
ve Izmir'de 75. Cumhuriyet geçitleri ve Cumhu-
riyet şenlikleri örgütlenmesi; 3x25 yıl Türkiye
Cumhuriyeti Sergisi; Gençlerin gözüyle Cumhu-
riyet Tarih Yarışması; Türkiye Cumhuriyeti'nin
75. yılına toplu bakış konulu uluslararası kongre;
Cumhuriyet'in anıları. konulu Sözlü Tarih Projesi
ve Belgesel Filmi; Cumhuriyet'in 75 Yılı konulu
sinema-tarih festivali" de bulunuyor.
•••
Tarih Vakfı, Cumhuriyeti yalnızlığından, hüz-
nünden ve toptan tüfekten kurtarabilir, halk bay-
ramı olarak kutlanmasını sağlayabilir ve son ka-
lan 20 bin Cumhuriyet tanığının gözlerini arkada
bıraktırmayabilir.
Bu, hepimizin Cumhuriyet'e ve Kurtuluş için
ölenlere borcumuzdur.
Yurttaş girişimi
Susurluk ve Ankara'da
aydınlık için buluşma
İstanbul Haber Servisi
-Aydınlık tçin Yurttaş Gi-
rişimi, Susurluk skanda-
lının yıldönümünde çağ-
daş, saydam. demokratik
hukuk de\ leti özlemı
içinde olan tüm yurttaşla-
n ve sivıl toplum kuruluş-
lannı "sivil irade>i göste-
relim. siyasal irade> i uya-
ralım"1
sloganıyla 2 Ka-
sım"da Susurluk"ta, 9 Ka-
sım'da da TBMM önünde
düzenleyeceği "yurttaş
buluşması'"na çağırdı.
"Çetelere dokunun, do-
kunulmazlıklan kaldı-
nn" sloganıyla 30 Evlül
1997 de "Aydınbk İçin
Yurttaş Girişimi" tarafın-
dan ikınci kez başlatılan
"Sürekli Aydınlık İçin Bir
Dakika Karanlık" eylemi
bugün saat 21,00'de birin-
ci ayını doldururken ay-
dınlığın simgesi "mura-
lar" varoşlarda yandı.
Taksim Sanat Evi'nde
30 Eylül günü saat
21.00'de yaşlı bir teyze-
nin "$3116^4 ındirmesiy-
le başlayan eylem. şehir
varoşlan Gazi Mahallesi.
Okmeydanı ve Nurte-
pe'de büyük "yankı"
uyandırdı. Istiklal Cadde-
si, Taksim Meydanı. Ni-
şantaşı ve birçok yerde
gerçekleştirilen eylemler-
de "Çiller. Ağar, Bucak
yargüansur, "Öğrenciler
dışaru çeteler içeri" slo-
ganlan atıldı. Eylem, Ok-
meydanı'nda "Yolağzı
Meydam"nın adım halk
arasında "Aydınlık Mey-
danı" olarak değiştirir-
ken Gazi Mahallesi halkı
olaylann çıktığı "İsmet
Paşa Caddesi"ni her ak-
şam hiç sönmemesi için
meşaleler ile aydmlattı.
Varoşlar sesini tüm Türki-
ye'ye "Susmasustukçası-
ra sana geleeek" sloga-
nıyla duyurdu.
Eskı Milliyet Gazetesi
Başyazarı Abdi tpek-
çi'nin 18 yıl önce Nişan-
taşı"nda uğradığı silahlı
saldm sonucu yaşamını
yitirdiği yerde 16 Ekim
akşamı sevenleri buluştu,
Ipekçi'nin öldüriildüğü
caddeye beyaz karanf iller
bıraktı. Eylemin seyri 19
Ekim'i 20 Ekim'e bağla-
yan gece yaşanan bir gö-
zaltıyla değişti. Avukat-
yazar "Eşber Yağmurde-
reli"nin gözaltma alındık-
tan sonra tutuklanarak
"2020" yıhna kadar Çan-
kın Cezaevi "ne gönderil-
mesi. "Zindanlarboşakın
çetelere yer kalsın" sloga-
nını değiştirdi ve yenisi
hemen zihinlere yerleşti:
" Eşber dışan. çeteler
içerir