25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 EKİM 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Siyasilerden tepki 'Yollann yükü azaüdmah 9 ANKARA (Cumhuriwt Bûrosu) - Trafik terörü, can almaya devam ederken siyasiler, çözüm önerilerini "sözlû'' olarak dile getirmekle yetindiler. Başbakan Mesut Yılmaz. dün akşam Swissotel'de Ulaştırma Bakanlığı"nın daha önce 2 otobüs şirketini seferden men ettiğini ve kazayla ilgili tahkikatın sürdüğünü belirtti. Istanbul Swissotel'de gazetecilenn sorulannı yanıtlayan Yılmaz. "Trafık sorunlan bir iki tedbirie çözükcek sorunlar değil. Çok daha karmaşık, çok daha kapsamh sorunlar. Gerekirse yasada değişiklik yapacağız ve cezalarda artünnıa gklecegiz. Ama araşbnnalar gösterryor ki en önemli sebep yol standarîlan. Yol standartlannı bir kere çift yol haline getirmemiz lazurT dedı. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Edip Safter Gaydah, karayollannın yükünün azaltılması gerektiğinı söyledi. Gaydalı, dün düzenlediği basın toplantısında karayollannın altyapısının bir an önce değıştirilmesi ve yükünün azaltılması gerektığini belirterek "Demiryollannı ve havavollannı yaygınlaştırma projelerine ağırlık rerflmelidir'" dedı. DTP Genel Başkan Yardımcısı Hamdi İ çpınarlar da karayollanndakı durumdan yakınarak "Devlet bir an önce karayoUannda tedbir almaltdırr dedi. Üçpınarlar, düzenlediğı basın toplantısında, Trafik Yasası'nın yetersiz olduğunun görüldüğünü belirterek bu konudaki eğitimin önemini vurguladı. Trafik eğitimi konusunda televizyonlara büyük görev düştüğünü vurgulayan Üçpınarlar, "Özellikle TRT'ye görev düşmektedir. 6 kanalı olan TRPnin eğiünı konusunda görevini yeteri kadar yerine getirmedigi kanaatuıdeyinT görüşünü savundu. Sadece yasaklama ve cezalarla bir yere vanlamayacağını söyleyen Üçpınarlar. "7'den 70'e herkesin bu konuda eğitilmesi gerekir" diye konuştu. lşçi Partisi (ÎP) Genel Başkaru Doğu Perinçek. dünyanın hiçbir yennde mal taşımacılığının karayoluyla yapılmadığını savunarak "Demiryolu ve deniz taşımacüığına dönülmelidir" dedi. Perinçek, yaptığı yazılı açıklamada, "Amerika ve Avrupa otomotiv sanay Uerini zengin etme politikalannın. Türldye'yi mezbahayaçeurdiğini'' savundu. "Kaza değil, cinayettir bunun adı~ diyen Pennçek, hükümetın trafik konusundaki uygulamalannı eleştirdi. tP lideri Doğu Perinçek, hükümetin trafik polislerinin eline alkol ölçüm cihazlan verip yollara çıkararak trafik cinayetlenni önleyemeyeceğini vurguladı. Konya-Adana yolundaki kazada yaşamını yitirenlerden 22'si toprağa verildi 'Her ild soför de kusnrlu'Haber Merkea - Konya-Adana kara- yolunda, yolcu otobüsüyle tanker çar- pışması sonucu meydana gelen kazada yanarak hayatını kaybeden 48 kişinin kimliği belirlendi. Kaza tespit tutana- guıda. her ikı sürücünün de kusurlu ol- duğu belirtilirken tpek Turizm AŞ Yö- netım Kurulu Başkanı Derviş Binboğa. otobüs sürücüsü Muammer Çiçek- yurt'un hiçbir hatası bulunmadığını id- dia ettı. Binboğa, ölenlerin cenaze mas- raflannı karşılayacağını ve talepte bu- lunanlara sigortadan 2.5 milyar liraya kadar tazminat ödeneceğini bildirdi. Nığde ve Erciyes Üniversitesi'nde öğ- renim gören 30'a yakın öğrencinin ka- zada yaşamını yitirmesı, iki üniversite- de büyük üzüntü yarattı Konya Valisi Namık GüneL kazada ölen 48 kişinin cenazelerinin ailelerine teslim edildiğini bildirdi. 20 yolcunun cenazesi Kayseri, Aydın ve Denizli'de topraga venlirken tanker sürücüleri MehmetCeylan ile Halil Öztûrk'ün ce- • Konya Emniyet Müdürlüğü'nde görevli trafik polis memurlan Zeynel Sağlam ve Şenel Perçin tarafmdan hazırlanan kaza tespit tutanağında, tanker sürücüsünün "şerit ihlali"nden, otobüs sürücüsünün de "yorgun ve dalgın" araç kullanmaktan kusurlu olduğu belirtildi. nazeleri Şanlıurfa'nın Suruç ilçesine gönderildi. Sürücülerincenazeleri, Üç- kardeşler Camii'nde kılınan namazın ardından ilçe mezarlıguıda topraga ve- rildi. Kazada yaşamını yitiren 48 kişinin adı şöyle: BeUos Akbaş (21), Hall 1b- rahim Öztfirk (39), Ümit Erginer (21), Nazire Çahk (17), Sebahattin Kahra- man (21), Ash TopaJ (20), Safiye Öz- kan(16), SabriMacnn (21), AyfinAl- demir Sabahat Oğuz (22), Emine Ça- kar (23), Aysun Çıbık (18). Mehmet Ceylan (50), Gökhan Aydın (18), Aysun Sandağ (18), Hatke Akkan (18), Ayşe Başar(24),DfekKoçan(18),RaziyeEn)l (19). Canan Gelibolu (19), Metin tDıan (58). Sehnan İlhan (68). Derva Ece (18), Bfilent Eker (20), Ahmet Ozkök (25), Fatih Korkmaz (23), Hilmi Küçükalinı (20), Zülal Kaya (37), HulkiDizdarlar (70). Aslı Yümaz (18), Yasemin Koçtûrk (20), FerhanSan(18), MuratTenüztürk (18), Leyla Başaran (17), Metin Albay- rak (19), Remzi Alalh (18), tsmail De- ğinnenci (16), CahitAkdoğan (23), Gü- aeş Doğan (44), Yunus Düdükçfi (22), Mücahit Deniz (22), Kaya Samakol (32), Taner Kıhç (18), Davut Şimşek (38), VeyselÇinitaş (43). VeyselDörter- ler (19). Muhammet Deüarslan (31) ve Doğan Ahındağ (34). Niğde ve Erciyes Ûniversitesi'nde öğ- renim gören 30'a yakın öğrencinin ka- lPtîlİ kpanyol çoban, 200 merinos koyununu Madrid'in göbeğinden geçiriyor. Madridlilerin şaş- ıiz ı ^aa ^jjoşian altmda gerçekkştirilen eylemin amacuıın, bir zamanlar başkentin ortasından geçen tarihi koyun sürüsii güzergâhını yeniden canlandırmak olduğu bOdirüdL (Fotoğraf: REUTER) zada yaşamını yitirmesi, iki üniversite- de büyük üzüntü yarattı. Her iki üniver- sitede cenazelerin kaldrnlması işlemle- nnde yardımcı olunması için komis- yonlar oluşturuldu. Konya Emniyet Müdürlüğü'nde gö- revlı trafik polis memurlan Zeynel Sağ- lam ve Şenel Perçin tarafmdan hazırla- nan kaza tespit tutanağında, her iki sü- rücünün de kusurlu olduğu belirtildi. Tanker sürücüsünün "şerit ihlaH"nden, otobüs sürücüsünün de "yorgun ve dal- gm" araç kullanmaktan kusurlu oldu- ğu belirtilen tutanakta şöyle denildi: "Bu kazanın oluşunda 63 DR 995 pla- kah tankerin sürücüsü Ahmet Ceylan, normakle kendi şeridinde seyretmeyip, karşı yönden gelen otobüsün şeridinde seyretmesi sonucu kazaya sebebiyet ver- diğinden 2918 sayüı KarayoUan Trafik Kanunu'nun 84. maddesinde yer alan sürücü asli kusurianndan şerit ihlalini yapOğından 1. derecede kusurlu oldu- ğu; diğer sürücü Muammer Çiçekyurt ise yorgun ve dalgın araç kuUanarak. aynı kanunda yer alan yorgun ve dalgın araç kullanma kusuru flılal edildiğinden, kusurlu oldu- ğu kanaatine vanlmıstır.'1 Tutanakta, kazada 32 mil- yar liralık maddı hasar oldu- ğu, bu hasann 30 milyarmın otobüste. 2 milyannın ise tankerde olduğu belirtildi. tpek Turizm AŞ Yöne- tim Kurulu Başkanı Derviş Binboğa ise otobüs sürücü- sünün kazada hiçbir kusu- runun bulunmadığını savun- du. Sürücü Muammer Çi- çekyurt'un, nöbetçi sürücü olduğunu ve sefere çıkma- dan önce 3 gün dinlendiği- ni belirten Binboğa. "Şofö- rüm suçsuzdur. Tanker sü- rücüsü, lrak'tan mazot al- mış, İzmit'e boşaltmış, tz- mitten de İzmir'c gecmiş. 24 saatten beri direksiyon ba- şında. Kaza,tanker sürücfi- sünün uyumasından kay- naklandL İçim kan ağlıyor. Keşke 20 otobüsüm yansay- dıdabirtekcanka>bıolma- saydı" dedı. Ölenlerin rü- münün evlenne giderek tek tek başsağlığı dileyeceğini belirten Binboğa, tüm ce- naze masraflannı karşılaya- cağını söyledi. Binboğa, ta- lepte bulunmalan halinde yakınlannı kaybeden aile- lere zorunlu koltuk ve tra- fik sigortasından 2.5 mil- yara kadar tazminat ödeyeceklerini bildirdi. AMBARGOYU KIRMAYA ÇALIŞIYOR Ermenistan ekonomik ablııka alüııda LEYLA TAVŞANOĞLU ERİVAN/ERMENİSTAN-Ermenistan, Azerbaycan'la verdıği savaş ve Dağlık Karabağ sorununun görünürde çözümsüz kalmaya devam etmesi nedeniyle hâlâ ekonomik bir abluka altında. Ancak. bu ekonomik ablukaya karşm Iran ve Gür- cistan üzerinden yapılan ticaret nedeniy- le pazan Türk mallanyla dolu. Bununda ötesinde, Sovyet döneminden kalma alt- yapısını canlandırarak kendinı çevreleyen kıskacı kırmak için atağa kalkmış. Ko- nuştuğumuz kışilerden ekonomik duru- mun nasıl bir yöne gıttiğını öğrenmek is- tiyoruz. Aldığrmız yanıtlar fazla iyimser değil: -Ermenistanöncelikle bir agır sa- nay i ülkesiydi. Sovyetsistemi çökünce biz bunun alünda kaldık. Çeşitli fabrikalan- mız var. Hepsi aül kapasite. Orneğin bir kauçuk fabrikamız var. Şimdi ycni yeni üretime geçti. Ama kapasitesinin y^zde 20"siyk çahşıyor. Kısa süre önce özelleşti- rikti. Ruslarla ortakbir yaünma gidildi." Ermenistan; şaraplan, konyaklan ve votkasıyla ünlü. Dünya pazarlannda bu ürünlere alıcı buluyor. Ama kesinlikle de bir tanm ülkesi değil. Topraklannın an- cak yüzde 7'sınde tanm, o da meyve ve sebzecilık yapılabiliyor. Buğdayı, pamu- ğu ithal ediyor. Peki. ya turizm? "Sovyetdöneminde tu- rizm çok canlıydı. Savaştan sonra hemen hemen rümüyle bittL Şimdi yeni yeni ha- yat kazanıyor. Ama bir sorun devlete ait büyük oteUerin özeUeştirilmesi Bunlarm yapılan çok hantaL Ama o koskoca otel- ve Gürcistan üzerinden yapılan ticaret nedeniyle Türk mallan Ermenistan pazannda kendisine yer edinmeye çahşıyor. Ermenistan; şaraplan, konyaklan ve votkasıyla ünlü. Dünya pazarlannda bu ürünlere alıcı buluyor. Ama kesinlikle de bir tanm ülkesi değil. lere Ermenistan'da para yaüracak kaç tane babayiğit bulabiliriz? Sonuçta hep- si kapanın elinde kalacak. özefleşme de fi- yaskoya dönecek." Peki, ya Karabağ sorunu? u lşte o çok önemli bir dert Son olarak MinskGrubu VTyana'da toplandı. Erme- nistan'la Azerbaycan arasında son dere- ce dikkatii bir dille kaleme alınan bir or- takbildiri çıkü. Görünen o kiaçıklanma- masına karşuı Karabağ sorunu arük çö- züm aşamasında. Ermenistan'la Azer- baycan arasında pay edilecek. Bu zaten, temmuz başında ABD'nin Denver kenrin- de zengjnler grubu G-8'in toplantısında Karabağ ve Kıbns'ın tek bir paket halin- de çözülmesi karanna vanldığı duyum- lannın aluımasından beUtydi." Ama ko- nuştuğumuz Karabağhlar böyle bir çözü- mü kabul etmelerinin, "de facto" (fiili) bağımsızlıklarından vazgeçmelerinin mümkün olmadığını söylüyorlar... "Onlar bunu savunuyor. Ama Minsk Grubu da kararlı. Zaten Ermenistan yö- netimi de buna yatkın. Mesele, Kafkas petroDerinin bir bölümünün Ermenis- tan'dan geçecek petrol bonı hattuun dö- şenmesi konusunda düğümleniyor. Er- meni ekonomisi için bu petrol bonı hattı hayati öneme sahip." Peki, Karabağhlar ve Ermenilerin bir- birlerine bakışlan nasıl? "Tıpkı Kıbnslı Türklerin TürkiyeHle- re baktşuıa benziyor. Birbirkrinden pek hoşlanmıyorlar. Karabağhlar kendi ulu- sal kimliklerini sıkı sıkıya koruyorlar; kendflerini Ermeni kabul etmryorlar. Hat- ta bir lasmı kendilerini Azerilere daha yakın hissediyor." Öte yandan Ankara ise Kafkas politi- kasını tam anlamıyla Azerbaycan'a en- dekslemiş durumda. Hatta, son derece bakir olan ve yakın gelecekte. toprakla- nndan petrol boru hattı geçmesi olasılı- ğı gittikçe güçlenen Ermenistan pazan- na bakışı birkaç sözcükle şöyle özetlene- bilir: "Bizi ygilendirmeye değmeyecek ka- dar küçük bir pazar." Evet, Ankara böyle düşünüyor, ama Tahran ve Tiflis'in bakış açılan ise bu- nun tam tersi. Hele Tahran... Ermenistan pazannın bugünkü güçlü ortağı duru- munda. Tahran bunu yaparken Anka- ra'nın geri durmasınm nedenini anlamak o kadar zor değil. Ancak Ankara'nın pek çok konuda olduğu gibi Kafkasya'da da tek yanlı bir siyaset izlemesi yakm gelecek için iyimserlik yaratmıyor. Süveyş'te korsanbk suçlaması FtLtZGÜMÜŞ Singapur açıklannda kira- cı şirket tarafından bekletil- dikten sonra Türkiye'ye doğ- ru yola çıkan kamu gemisi OBO Engin'in, Süveyş Kana- h'nda "Mısn-h yetkiîileri ka- çmhğı'' iddiasıyla uluslara- rası haber ajanslannda ve Mı- sır basınında da yer aldı. Ge- minin yönetiminde bulunan Vakıf Deniz Leasing ise ge- mi kaptanı tarafından kendi- lerine gönderilen mesaja da- yanarak iddiayı yalanladı. Gemı kaptanı Naci Uşak- h'nın imzasının bulunduğu belgede, gemide bulunan 8 kişinin isimleri açıklanarak, "Kanal liman otoritesi tara- fından kendilerine bu Idşile- rin gelişleriyie ilgili bir tafi- mat verİbnediğL uluslararası sularda bulunulduğu gemi- nin anlayabüecegi dilde yazı- lı evrak ohnadığı, can güven- likleri için kendilerinin de in- mek istemedikleri" gerekce- leriyle yola devam edildiği belirtildi. Vakıf Deniz Le- asing ile "borcunu ödemedi- ği gerekçesiyle'' OBO Engin gemisinin kıra sözleşmesini iptal ettiği Ermar Deniz Ta- şımacılık AŞ, birbirini, "Mı- suiı yetldlflerin kacınlması" konusunda kamuoyunu ya- nıltmakla suçlamaya devam ettiler. Öte yandan, Ermar Deniz Taşımacılığı AŞ tarafından dün yapılan yazılı açıklama- da, 'OBO Engin' gemisinin bugün sabah saat 05.00 sıra- lannda Istanbul'a gelmesinin beklendiği belirtildi. Açık- lamada, cumhuriyet savcılı- ğmca mürettebatın sorgulan- mak üzere gemiden alınma- sı için deniz polisine talimat verildiği bildirildi. Eddie Kırkland & The Energy Band Nappy Brown £c The Electric Cıty Band Allison B. King İstanbul Blues Kumpanyası BLUES...BLUES...BLUES... Sonbaharın, aşkın ve hüznün müziği blues'u doya doya dinlemeye hazır mısınız? O halde Efes Pilsen Blues Festivali'nde buluşmak üzere... ANKARA HILTON 7,8,9 Kasım 1997 Saat 19 30 Bilet satış: 24 Ekım 1997'den ıtıbaren Vakkorama (0-312) 425 22 85 Poio Karum (0-312) 426 82 34. Dost Musıc Center (0-312) 425 80 57, Atlantıs S Hı-Fı Musıc Center (0-312) 426 90 29, Taylan Elektronik (Atakule) (0-312) 439 32 79 İSTANBUL HILTON CONVENTION & EXHIBIT1ON CENTER 12.13,14 Kaam 1997 Saat: 19 30.15 Kasım 1997 Saat 14.00 ve 19.30 Bilet satış: 24 Ekım 1997'den ıtıbaren Vakkorama Suadiye (0-2161350 87 42, Rumeli (0-212) 234 42 81, Taksım (0-212) 251 28 88 Gallena (0-212) 559 54 44, Akmertez (0-212) 282 09 65 İZMİR HILTON 17,18,19 Kasım 1997 Saat. 19.30 Bilet satış: 31 Ekım 1997den ıtıbaren Vakkorama Alsanca* (0-232; 421 65 90, Beymen Alsancak (0-232) 422 72 75 ANTALYA SHERATON 21,22 Kasım 1997 Saat 19 30 Bilet satış: 7 Kasım 1997'den ıtıbaren Vakkorama Antalya (0-242) 241 93 67 MERSİN HILTON 24,25 Kasım 1997 Saat 19.30 Bilet satış: 7 Kasım 1997'denrtibarenMersın Hılton [0-324) 326 50 00, Vakkorama Adana (0-322) 453 30 52 Kapılar konserterden 1 saat önce açılacaktır. Gece boyunca fast-food servisi vardır. Pisen Organizasyon: p o 7 [j r r (0-212) 244 33 94 AYDINLANMA EMRE KONGAR Milliyetçiliği Aşarken: Abadan-Unat ve Kışlalı Siyasette "mukaddes" kavramların kullanılması kimseye yarar sağlamaz. Sadece üzerinde siyaset ya- pılan krtleterin kan dökmesine yol açar. Din, ırk ve milliyet, genellikle insanlann "mukaddes saydığı" ve üzerierinde "akılcı" bir tartışmaya girmek- ten çok, duygulanyla davrandıklan konulardır. Zaten bu kavramlann her üçü de, genellikle bire- yin iradesinden çok, "tesadüfiere" bağlıdır. Insanın ne- rede doğduğuna ve nerede büyütüldüğüne ilişkin te- sadüfiere. Onun için diyorum ki: "Dın, ırk ve milliyet üzerine siyaset yapmalıyım." Insanlık, tüm din, ırk ve milliyetleri eşit sayan bu- günkü demokrasi aşamasına gelene dek çok kan döktü bu kavramlar için. Din uğruna işlenen cinayetler, bütün semavi dinle- rin tarihinde birer kara lekedir. Biraz derinliğine baktığınızda, bu cinayetlerin "kim yönetecek", "nasıl yönetecek" sorulanna yanrt ara- nırken, yani "siyaset yapılırken" döküldüğünü göre- ceksiniz. Tarihi bırakın, Cumhuriyet Turkiyesi'nde, 1970'li yıllann sonundaki Kahramanmaraş ve Çorum katli- amlan ve daha birkaç yıl önce ülkeyi yasa boğan Sı- vas katliamı, din ve milliyet duygulannın sömürülme- sindeki yanlışlan vurgulamıyor mu? 12 Eylül öncesinde, kendilerine "ülkücü" ve "Türk milliyetçisi" diyen katiller, bu toplumun en iyi yetiş- miş beyinlerini öldürmediler mi? Daha yimni yıl önce, "Türk milliyetçiliği" kavramı, "katil" kavramı ile eşit tutulur hale gelmemiş miydi? Bugün sadece Güneydoğu'da değil ülkenin tü- münde, kana susamışlığını, kadın erkek, genç yaşlı, çoluk çocuk demeden her an sergileyen PKK, bu ey- lemini "Kürt milliyetçiliği" adına yapmıyor mu? PKK'nin asıl "bölücülüğü", Türk kökenli vatandaş- lanmızla Kürt kökenli vatandaşlanmız arasında bir kin ve nefret yaratma eyleminde ortaya çıkmıyor mu? • • • Oysa, "her birey, bir yere, bir gruba ait olmak is- ter." Iştebu "aidiyet duygusu", dindır, ırktır, milliyettir. Bu duygular, esas olarak insanı yücetten, başka in- sanlarla birlikte uyum ıçinde bir arada yaşamasını ve insanlığa katkıda bulunmasını sağlayan kavramlardır. Peki bunlar ne zaman "kan dökmenin", "aynmcı- lığın" "cinayetlerin" kaynağı oluyor? Bu sorunun yanrtı açık: Polıtikacılar (ya da dini li- derler, ki bu ömekte onlar da politikacıdır) insanlan, kendi etraflannda toplamak için, "ortak düşmanlar" yarattıklan ya da bazı insanlan "düşman olarak" işa- ret ettikleri zaman. Tarih, bu ülkenin, her dinde, her ırkta ve her millet- teki çirkin uygulama örnekleriyle doludur. Para mı çalacaksınız: Buyrun haçlı seferlerine! Iktidara mı yürüyorsunuz: Vurun azınlıklara! LJdeıiiğinızı mi pekiştireceksiniz: Kâfirlere ölüm! Çıkarlannızı zedeleyen kararlar mı alınıyor Şeriat isteriz! İnsanlan mı dolandıracaksınız: Allah nzası için; mil- letimizin esenliği adına; parömizin güçlenmesi için; ve- rin! • • • İki güzel insan. Atatürk milliyetçiliğinın, ayıncı de- ğil, birteştirici, başka milletleri küçültücü değil, onlar- la birlikte kendini de yüceltici duygularını yaşayarak ve yaşatarak tüm ülkeye ömek oldular, oluyorlar. Milliyetçilik ideolojisinin, milliyetçilik kavramının, tüm insanlıkla birlikte Türk milletini de, aynmcılıkyap- madan, şovenizme kaymadan, faşizmin tuzaklann- dan kaçınarak, tam tersine, hümanist birfelsefe için- debizzatyaşanarak, nasıl işlevsel kılınabileceğinin en güzel örneklerini iki muhteşem kadın verdi: Biri kendi yaşamı ve kendi kalemiyle, öteki bir tra- fik kazası ile noktalanan kendi yaşamında ve eşinin satırlannda. Aslında, gerek tarihte, gerek günümüzde, bu iki kadının sergilediği kadar cesur ve uygar başka hü- manist milliyetçilik örnekleri de mutlaka var. Ama bu iki insanın özefliği, deneyimlerinin yazıya dökülmüş, kitaplaşmış olması. Nermin Abadan-Unat'ın "Kum Saatini Izlerken" ve Ahmet Taner Kışlalı nın "Bir Türkün Ölümü"ad- lı kitaplannı mutlaka alın, okuyun ve okutun. Nermin Abadan-Unat'ın ve Nilgün Kışlalı'nın ya- şam deneyimleriyle bir "Türkolarak"övünün, ama Türk olmayanlar"a da onların baktığı biçimde bakmasını öğrenin. Bilin ki Türkiye, bugün yaşadığı bunalımı 21. yüz- yılda, bu iki kitapta vurgulanan yaşam biçimi ve dü- şünceler ile aşacak. Medya notu: Erbakan'ın Kanal 7 televızyonu için yaptığı, siyasal Islam'ın "hava kuvveti" ya da "topçu kuvveti" olma benzetmesi, sosyolojik olarak doğaı- dur. Zaten Refah Partisi bilimsel yöntemleri kendi amaçları doğrultusunda en iyi kullanan parti değil mi? de-posta: Emre. Kongar 6 raksnet.com web sayfası:http^/remzi.com.tr/yazar.html Türk-İs'in arastırması Asgari ücretle yaşamak zor E F E S PUsen'in kültür ve sanata katkılan artarak sürecek. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk-lş, 55. hü- kümetin işbaşında olduğu 100 gün içinde gerçekle- şen yüzde 37. l'lik artışla 4 kişilik ailenin gıda harca- ması tutannda yıllık artış oranının yüzde İ00"e ulaş- üğını bildirdi. Türk-lş Araş- ürma Merkezi'nin hesabı- na göre 4 kişilik ailenin ekim ayı gıda harcaması, bir önceki aya göre yüzde 10.4 artarak 43 milyon 911 bin liraya çıktı. Araştırma- da, asgari ücretlinin eline günlük 765 bin lira geçer- ken 4 kişilik aile baz alın- dığında yalnızca gıda har- caması için bile günlük 1 milyon 465 bin lira gerek- tiğine dikkat çekildi. 4 ki- şilik ailenin aylık gıda har- caması ilk 10 ayda yüzde 85.7 oranmda artarken yıl- lık artış oranı yüzde 100.4'e çıktı. Araştırmada, ağustos ayında brüt 35 milyon 437 bin lira olarak belirlenen, ancak kesintilerden sonra net olarak 22 milyon 943 bin lira kalan asgari ücre- tin, çalışanlann satın alma gücünde önemli bir iyileş- tirme sağlamadığı vurgu- landı. Araştırmaya göre bu yılın ekim ayı ıtibanyla bir asgari ücretlinin bir ekmek için 1 saat 11 dakika, birki- logram et için 9 saat 4 da- kika. bir lıtre süt için 1 sa- at 40 dakika çalışması gerekıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle