Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyef
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç
• Genel Yaym Koordınatörü: Hikmet
Çetinkaya 9 Yazuşlen Müdürlen Ibrahim
Yıldız - Dinç Tayanç • SorumJu Müdür:
Fikret İlkiz # Haber Merkezi Müdüru
Hakan Kara •Gör^el Yönetmen. Fikret Eser
Dış Haberier Şinasi Danışoğlu # tsnhbarat Cengiz
Yıldınm # Ekonorra- Mehmet Saraç # Kültür
Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Y'üceiman
9 Nlakaleler Sami Karaören 9 Duzehme. Abdullata
V a o a 9 Fotograf Erdoğan köseoğiu 9Bügı-Belge:
Edib«Buğra9YurtHaberlen Mehmet Faraç
Yaym Kurulu. tOan Sdçak(Bajkanı.
Ortun Erioç, Oktay Knrtböke.
Hikmet Çetinkaya, Şfiknuı Soner.
Ergun Bakı, Dinç Tıyanç, tbnüıim
Yıldız, Orhan Bursalı, Mnstafa
Balbav. Hakan Kara.
AnkaraTerasilcisi Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No:
125,Kat:4,Bakarüıklar-AnkaraTel'4195020(7hat), Faks:
4195027 • Izmir Temsılcisı: Serd»r Kızık, H. Ziya
Blv. 1352 S.2/3Tel-4411220, Faks:4419117#Adana
Temsılasi: Çetin V iğenoglu, Inönü Cd 119 S. No. 1 Kat: 1,
Tel:363 12 ll,Faks:363 12 15
Miicssese Mıidünı îstün Akmcn #
Koordınatör Ahmet Korulsan 0
Mıtesebe. Büfent Yemr«ldare Höse>n
Gûrer • (şletroe. Önder Çefik • Bılgı-
tşlem Nıil lnal 0 Bılgısayar Sıstem.
Mörüvet Çiler • Saüş Fazilet Kuza
MEDYA C: • Yönetım Kurulu
Başkanı - Genel Müdûr Gfilbin
Erduran 9 Koordınatör Reha
Işjtman O Genel Mûdür Yardımcısı
Mine .4kda| Tel 514 07 53 -
51395 80-513 84 6041. Faks-5138463
Ya>ımiı>to veBasao: Yenı Gün Haber Ajansı, Basm \e Ya>mcılık A Ş
Türkocagı Cad 19 41 Cağaloğlu 34334 lst PK 246 Utanbul Tel- (0 212) 512 05 05 (20 hatl Faks (0 2121 513 85 95
27EKİM 1997 Imsak:4.55 Güneş: 6.22 Ögle: 11.55 Ikindi: 14.46 Akşam: 17.14 Yatsı: 18.36
Versace
New York'ta
• Haber Merkezi - New
York'ta düzenlenen bır
moda yanşmasında geçen
aylarda ölen Italyan
rrodaca Gianni Versace
de anıldı. Ünlü
modellerden Naomi
Campbell'in giydiği giysi
modacının son
koleksiyonunda yer
alıyordu. (Fotoğraf:
REUTERS)
Tedavide
biiyük gelişme
• NEVVYORK(AA)-
Aya ya da Mars'a
gönderilecek astronotlann
uzayda hastalanmalan
durumunda tedavi
edilmeleri için geliştirilen
teknolojinın. kadın sağlığı
için de kullanılacağı
biidirildı. Amenkan Uzay
ve Havacılık Ajansı
(NASA)ıleABDSağhk
Bakanlığı arasında vanlan
anlaşma gereğınce söz
konusu gelişmiş teknoloji
mamogram çekimi ve
kemik erimesi ile
mücadelede
değerlendirilecek.
TŞOF
denetleyecek
• ANK\RA (AA) -
Türkiye Şoförler Odası
(TŞOF) Baskanı Derviş
Günday TŞOF odalanna
kayıtlı şofbrlerden, trafik
ve meslek kurallanna
uymayanlann meslekten
men edileceğıni açıkladı.
Şoför ve Trafik
dergisinde yer alan habere
göre Günday"ın
federasyona bağlı tüm
şoför odalanna
gönderdigi genelgede,
vatandaşlann şoförlerle
ılgili tüm şikâyetlerinin
titızlikle değerlendirilerek
şikâyet konusunun
giderilmesi için gerekli
önlemler ahnacak.
Eşmekaya
• İZMİR(AA)-
Aksaray'daki Eşmekaya
sulak alanının. baraj ve
tanm alanına
çe\Tİlmesiyle uğradığı
tahribat, kuşlan ve sulak
alanlan koruma
konusunda dünyanın en
önemli
organizasyonlanndan
Ingiltere Kraliyet Kuşlan
Koruma Konseyi'nin
(RSPB) "Birdlife
International" adlı
bülteninde konu edildi.
Bültenin son sayında yer
alan "Eşmekaya sazlığı
tehlikede" başlıkh
yazida. DSİ'nin
projesiyle Eşmekaya'da
tüm bitki örtüsünün yok
olmasına yol açacağı
öne sürüldü.
Nasreddin Hoca
ödülleri
• ANKARA (ANKA)-
Karikatürcüler Derneği
tarafından düzenJenen
"17. Uluslararası
Nasreddin Hoca
Karikatür Yanşması"
ödülleri bugün Ankara
Dedeman Oteli'nde
gerçekleştirilecek "Mizah
Gecesi" ile sahiplerini
bulacak. "Büyük Ödülü"
Ilian Savkov'un, Başan
Ödülleri'ni ise
Polonya'dan Andrej
Graniak, Belçika'dan O-
Sekoer ve Türkiye'den AJi
Herkü! Çelikkol'un aldığı
törende konuklara mizah
dolu bir program
sunulacak.
Genel Müdür Hasan Kılavuz, yurtdışmda yeni bir banka kurmayı planladıklannı söyledi
Vakrfbank'tan eğitîıne 500 müyar
M E F D e r s h a n e l e r i ' n d e n e ğ i t i m p a n e l i
'Çocuğa sorumluluk verin'
tstanbul Haber Servisi - Anne ve babala-
n tarafından sorumluluk verilen çocuklann.
yaşamlannda daha başanlı olduklan vurgu-
landı.
MEF Dershaneleri tarafından düzenlenen
-Gençliğin Eğraminde Otumlu Anne- Baba
Tutumlan" konulu panel dün MEF okulla-
n konferans salonunda yapıldı. Ağırlıklı ola-
rak üniversite sınavına hazırlanan öğrenci-
lerin psikolojik durumunun ve meslek seç-
me konusunda anne baba tutumunun tartı-
şıldığı panelde konuşan Dr. Erdal Atabek,
meslek seçiminin hayat boyu sürecek bir so-
rumluluk olduğunadikkat çekerek "Anneba-
balarçocuklanna sonımJuluk vermeG ve so-
nımJuluklan taşımayı öğretmelL Gençler
doğru ya da yanlış karar verebilirler; bu on-
laruı hayadan. bırakın kendi hayatiannı ya-
şasınlar" dedi.
Panelde gazetecı-yazar ve bir veli olarak
konuşan Orhan Bursalı. gençlerin anne ba-
balannı şaşırtacak potansiyele sahip olduğu-
nu belirtti. Bursalı "Gençler sürekli olarak
anne babalannın onlan anlamasını istivor, an-
cak onlar da ebeveynlerini anlama gayreti
içinde olmalılar" dedi. MEF Dershanele-
ri'nin rehberhk ve araştırma birim müdürü
Süleyman Hebeciler "Sevgi. üniversite sına-
vının sonucuyla ilişkilendirilınemeli, anne
babalar çocuklam la dost ouualT dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Vakıf-
bank Genel Müdürü Hasan Kılavuz, 8 yılhk
temel eğitime katkı için 10 ilkögretim okulu
yaptıracaklannı söyledi. Yurtdışında banka
kurmak ya da almak için çalışmalannı yo-
ğunlaştırdıklannı belirten Kılavuz. bankanın
iştirak ve gayrimenkullerinin satışına hız ver-
diklerini anlatn. Kılavuz, 8 yıllık kesinu'siz eği-
tim için daha önce de 111 milyar lira bağış yap-
tıklannı anımsatarak 10 ilkögretim okulunun
yapımı için toplam 500 milyar lira kaynak
ayırdıklannı açıkladı. Avrupa'daki yurttaşla-
nn birikimlerini değerlendirmek için bir ban-
ka sahibi olmayı planladıklannı anlatan Kı-
lavuz, sözlerini şöyle sürdü:
"Avrupa Birliği ülkelerinin yeni temsUciKk
açılmasına Lrin vermemesi \e bu ülkelerde ve-
rilen hizmetlerin temsilcilikle karşdanabile-
cek boyutlan aşması nedenh le banka kurma-
yı \v\~a bir banka saün almay ı düşünüyoruz.
Frankfurt, BrükseL Vıyana temsifcUiklerimiz
ve Nevv York şubemize ek olarak Almamu,
Avusturya. Hollanda ve Türki cumburiyede-
• 8 yıllık kesintisiz eğitim için daha
önce de 111 milyar lira bağış yapan
Vakıfbank, bu kez de 10 ilköğretim
okulunun yapımı için toplam 500
milyar lira kaynak ayırdı.
rinde banka kurulması ve\a şube açıbnası için
çalışmalanmıy sürüyor."
Kılavuz, yeni bankanın faizsiz bankacıhk
hizmeti veren özel fınans kuruluşu biçimin-
de kurulmasuun da söz konusu olabileceğini
belirtti. Vakıfbank'ın sermayesinin 12 trilyon
lıradan 25 trilyon liraya çıkânldığını ve yüz-
de 20'sinin halka arzedilmesinin planlandığı-
nı belirten Kılavuz, Vakıf Istihbarat Finansal
Analiz ve Danışmanlık AŞ"nin kurulmasına
ilişkin çalışmalann son aşamaya geldiğini bil-
dirdi.
Kılavuz, havacılık araç ve ekipmanlannın
yurtdışından alımı için Vakıf Havacılık Fi-
nansal AŞ, gayrimenkul konusunda alterna-
tif bir yatınm aracı sunmak için de Güneş Va-
kıf Gayrimenkul Yatınm Ortaklığı AŞ'nin
kurulacağını belirtti. Nitelikli personel yetiş-
tirmeye ve meslek içi eğitime özel önem ver-
dikkrini vurgulayan Kılavnz, bu amaçla ku-
rulan Bankacıhk Eğitim Merkezi 'nin tstanbui
Yakacık'ta faaliyete geçeceğini söyledi.
Yeni kurulan Bireysel Bankacıhk Pazarla-
ma Müdürlüğü'yle bireye yönelik tüm hizmet-
lenn tanıtımının sağlanacagını kaydeden Kı-
lavuz, müşterilerin sorunlannın en hızlı çözü-
münün sağlanması için de Müşteri Şikâyet-
leri Çözüm Merkezleri'ni kurduklannı anlat-
tı. Dünyada ilk kez uygulanan otobankalarla
bütün bankacıhk hizmetlerini müşterilerin
ayağına götürmeye başladıklannı kaydeden Kı-
lavuz, yurt genelinde 400 akaryakıt istasyo-
nunda anlaşmalı "POS nakjf uygulamasına
geçildiğini belirtti.
SSK ve Bağ-Kur emeklilerinden sonra
Emeldi Sandığı emeklilerine de maaş öde-
meye başladıklannı kaydeden Kılavuz, maaş
ödemesi Vakıfbank'tan yapılan herkese kre-
di kartı verilmesi uygulamasını başlattıklan-
nı bildirdi.
Japon kökenli olmayanlann şampiyon olma şansı çok düşük
Gücün simgesi: Sumo oiirp«i
Çeviri Servisi - Japonya'nın
geleneksel sporlannın başında
gelen sumo güreşi, büyük ölçüde
Japon erkeğinin gücünü simgeler.
Sumo güreşi, yalnızca iki ağır
sıklet sporcunun karşı karşıya
gelip itişip kakışması olarak
basite indirgenmemeli. Dünyanm
en eski organize sporlanndan biri
olan sumo güreşi, ilk kez
Milattan Önce 7. yüzyılda
İmparator Sema'nın desteği ile geleneksel sporlar
arasında yerini aldı. Şinto dininin törensel yapısının
bütünüyle benimsendiği bu spor dalında kurallar son
derece katıdır. Sumonun örgütsel yapısı 1680'li
yıllarda son şeklini aldı. O günden bu yana temel
ilkelerde en ufak bir değişiklik yapılmadı. Dini ve
törensel yönü her zaman sportif yanının önünde gelen
bu spor dalında ring, dini açıdan kutsal sayıhr. Ringin
üzerinde Şinto tapmağının bir minyatürü asılıdır.
Güreşçiler ringe her çıkışta yere bir avuç tuz atarak
ringi kötü ruhlardan temizlerler. Karşılaşmayı.
rakibini yere yarıran veya ringin dışına çıkaran
kazanır. Rakibine avuç içi ile vurmak. itmek, çelme
takmak ve judo hareketleri serbesttir; yumruk
kesinlikle yasaktır. Sporcularda kilo limiti
• Samurai saç stilleri ve
özgün kıyafetleriyle
güreşçiler oyunu kazansalar
da kaybetseler de rakiplerini
saygıyla selamlayıp ringi
terk ederler. Bu sporcular
sevinç ya da öfke
çığhklan atmazlar.
aranmadığından, sumo güreşçileri
rakıplerine karşı kilo avantajını
kullanmaya bakarlar. Bu nedenle
güreşçiler sürekli yemek yiyip kilo
almaya çalışır. Ortalama bir sumo
güreşçisi yaklaşık 150-160 kilodur.
Japon Sumo Birliği yılda 6 turnuva
düzenler. Her biri 15 gün süren
turnuvalarda yanşmacılar, her gün
farklı bir rakiple karşı karşıya gelir.
En iyi dereceyi alan turnuva
şampiyonu olur. Büyük paralarla ödüllendirilen
şampiyon, aynca Şinto dininin yüksek mertebelerine
yukseltilir. Bu nedenle Japon kökenli olmayan sumo
güreşçilerinin şampiyon olma şansı çok düşüktür.
Kurallara ve otoriteye son derece saygılı bir toplum
olan Japonlar, sumo karşılaşmalannda da bu
tutumlannı sürdürürler. Yanşma ne denli heyecanlı
olursa olsun, hakemin aldığı karar ne denli tartışmaya
açık olursa olsun, ne seyirciler ne de oyuncular
taşkınlık yapmazlar. Samurai saç stilleri ve özgün
kıyafetleriyle güreşçiler oyunu kazansalar da
kaybetseler de rakiplerini saygıyla selamlayıp ringi
terk ederler. Bu sporculann dilinde sevinç çığhklan
veya öfke haykınşlan yer almaz. Yanşma boyunca bu
geleneksel saygı, koşullar ne olursa olsun bozulmaz.
başvurular
bugün başhyor
ANKARA (AA) - Öğ-
renci Seçme Sınavı (ÖSS)
için başvurular bugünbaş-
layacak. Başvurular 11 Ka-
sım'a kadar devam ede-
cek. Üniversiteye girişte
birinci basamak olan ÖSS,
29 Mart 1998'de, ikinci ba-
samak Öğrenci Yerleştirme
Sınavı (ÖYS) ise 2 lHazi-
ran'da yapılacak.
ÖSYS puanlannın he-
saplanmasında, ortaöğre-
tim kurumlannın son sı-
nıflannda okumakta iken
başvuranlara puan desteği
sağlamak amacıyla bu yıl
bazı yeni düzenlemeler ya-
pıldı. Buna göre ÖSS'de,
mezun olan bir adayın or-
taöğretim başan puanı 0.2,
bir yıl önce mezun olmuş
adayın ortaöğretim başan
puanı 0.13, iki veya daha
fazla yıl öncekı mezun ada-
yın ortaöğretim başan pu-
an] 0.03 ile çarpılacak.
Dcinci basamak sınavın-
da ise yeni mezun adayın
ortaöğretim başan puanı
0.6, bir yıl önce mezun ol-
muş adayın ortaöğretim
başan puanı 0.4, iki veya
daha fazla yıl önceki me-
zun adayın ortaöğretim ba-
şan puanı 0.1 ile çarpıla-
rak test puanlanna eklene-
cek. Söz konusu değişik-
liğin, ortaöğretim kurum-
lannın son sınıfinda oku-
yan adaylann son yıllarda
üniversiteye diğer adayla-
ra göre dahaaz oranda yer-
leştiklerinin saptanması
üzerine yapıldığı ve bu
adaylann önceki yıllarda
başvuranlarlarekabetede-
bilmelerinin amaçlandıgı
bildirildi.
YÖK'ün aldığı karara
göreÖSS'lerde3kezlO5
puanın altında puan almış
olanlar, 1998 ve daha son-
raki yıllarda uygulanacak
ÖSYS'lere başvuramaya-
cak. e-posta : tan (a prizma.net. tr
Gökova'da mahkeme
karan uygulanmayacak
ÖZCANÖZGÜR
BODRUM - Gökova
Termik Santralı desülfii-
nzasyon ünitesinin teme-
li 31 Ekim cuma günü atı-
lıyor. Törene Cumhurbaş-
kanı Süleyman Demird ile
Başbakan Mesut Yü-
maz'ın da katılması bek-
leniyor. Aynı günlerde Ka-
nada'ya gidecek olan Çev-
re Bakanı tmrenAykut ise
çevrecilerden Gökova'ya
sahip çıkmalannı istedi.
Aydın Idare Mahkeme-
si'nin Izmir Çevre Hare-
keti Avukatlan ile Muğla
Barosu'nun ayn ayn açtı-
ğı davalar sonucu iki kez
kapatmakaran verdiği Gö-
kova Termik Santralı'nda
desülfürizasyon temeli aü-
lıyor.
Bayındır Holding'in iş-
letme hakkını 20 yılhğına
satın aldığı desülfürizas-
yon tesisinin de kurulma-
sı ile Gökova'da mahke-
me karannın uygulanma-
yacağı kesınlik kazandı.
Gökova Termik Santra-
b'nin çalıştınlmasının doğ-
ru olmadığını, "Enerjiaçı-
ğı var" gerekçesine katıl-
madığını açıklayan Çev-
re Bakanı lmren Aykut ise
elindeki yetkıleri kullan-
mak yenne çevTecileri yar-
dıma çağırmakla yetindi.
Aykut'un desülfürizasyon
temeli anlırken Kanada'da
olacağı ögrenildı. Ba-
kan'ın Kanada yolculuğu
"GökovaYJan kaçıyor" şek-
linde yorumlandı. Göko-
va Sürekli Eylem Kurulu
sözcülerinden S»TiurGe-
lendost'u arayan Aykut' un
"Gerekirse eylem vapın"
dediği belırtiliyor. Gelen-
dost şunlan söyledi:
"Başbakan Yılmaz'ın
törene Cumhurbaşkanı'nı
da getireceğini ögrendik.
Sayın Aykut, keşke Kana-
da'ya gitme yerine burada
kalsa da desülfürizasyon
temeli anbrken bizunle bir-
likte eylem içinde otsaydL*
Tayvan 'da 'nükleere hayır'
Tay van'ın başkenti Taipei'de binlerce kişi yeni bir
nükleer santral yapımı hazırlıklannı protesto et-
ti. Tayvan'daki Japonya Temsilciliği önünde top-
lanan 5000gösterici, nükleersızınüdan ölen insan-
lan canlandırarak projenin iptaJ edilmesini iste-
di. Ta>-van hükümeti.Japon Hitachi vv ToshibaG ru-
bu, Amerikan Gcneral Electric ile birükte 1.6 mil-
yar dolarhk2 nükleer reaktöranlaşması imzalamış-
ti.(Fotoğraf: REUTERS)
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
'Hücre'ye 'Kapatılmış' Edebiyat!
Orhan Rahmi, yalnız, Izmir'in önemli birgazete-
cisi değikji; zamanın ciddi Istanbul gazetelerinin
-sanınm, bir ara Cumhuriyet'in de- Ege muhabiriy-
di; birtarihteZeynel Besim ve Kadızade Bedri bey-
ler'in (sonuncusu, bizim peder) çıkardığı gazete dola-
yısıyla, ailecek yakınımız, çünkü Zeynel Bey'ın 'da-
madı'! Yanılmıyorsam, 1939 sonbahanydı. onun evin-
deyiz, annem eşiyte lâfa dalmış, ben fırsat bu fırsat,
kitaplığını kanştınyorum; elime o zamana dek görme-
diğim birtarzda dizılmış ve basılmış bir krtap geçti, "Ge-
ce Gelen Telgraf", kapağında Nâzım Hikmet admın
yazılı olması, altüst olmama yetiyor, çünkü bu şain, Ba-
lıkesir Lisesi'ndeki yatılılık serüvenimden beri tanıyo-
rum, yâni 38 sonbahanndan beri, kitaplannı hangi ki-
tapçıya sorduysam, ters ters baktı, Git işine, oğul!'
dedi; şimdi hiç ummadığım birzamanda veyerde, onun
bir kitabı!..
O şiiri hatırlar mısınız? "Gece gelen telgraf / dört
heceden ibaretti / vefat ett" diye başlar; beni he-
yecana garkeden, asıl şu bölümüydü: "avuçlanmda
/ ellerinin gölgesi dolaşan adam / demir parmak-
lıklardan gördü son gündûzünü / mahpusane dok-
toru / örterek pattosuyla upuzun yatanın yüzünü
/ '-tamam!' dedi / bunu belki / evvelki akşam de-
di / evvelki akşam / ben..." ! Sonralan, sadece Nâ-
zım Hikmet'in 'fecrif'ten, 'koğuştan, yada 'havalan-
dııma'dan ('Bugün Pazar/bugün beni ilkdefa/gü-
neşe çıkardılar...") yazdığı mahpusane şıirlennin,
başlıbaşına bir krtap olabilecek kadar çok olduğunu
görmüşümdür. Aklımda yanlış kalmadıysa, bunlann il-
ki Hopa Mahpusânesi'nden yazılmıştır (1928), sonun-
culan da, Bursa Hapishânesi'nde yazdığı, o unutul-
maz şiirien "sevdâlınız komünisttir / on yıldan be-
ri hapistir / yatar bursa kalesinde..."
Acaba modern Türk edebiyatı kadar, şairieri ve ya-
zarlan mahpusane 'çemberinden' geçmiş, başka bir
edebiyat var mıdır? Düşünüyorum da, ben şiir yazma-
ya başladığım sırada, Nâzım Hikmet, Kemal Tahir,
ve Kerim Korcan hapisteydiler; en ağır mahkûmıyet-
lerini yaşıyodar, Hasan Izzettin Dinamo sürgündü, A.
Kadir mahkûm, süruldu sürulecek! Tuhaf tesadüf,
Aziz Nesin, Mehmet Seyda ve Orhan Kemal de, ay-
nı çileyı çekiyortardı. Onun için, çağdaş Türk edebi-
yatı kadar cezaevi şiiri, romanı, hikâyesi olan, başka
bir edebiyat yoktur. Bu bakımdan, sanıyorum ki, -he-
le sonraki kuşağı da hesaba katarsak- 'kapatılmak
sendromunu', ülkemizin has edebryatçılanndan da-
ha iyi anlatmış olanını, kolay kolay bulamazsınız...
Kapatılmak sendromu
1
...
Neymiş o 'kapatılmak sendromu' dediniz mi? Ora-
da durunuz! Psikiyatr Doç. Dr. Cem Kaptanoğ-
lu, pek veciz olarak, durumu şöyle özetlemiş:
"...Kanada'lı psikotog Zubek'in 'uyarandan yok-
sun bırakma' deneylerinin de gösterdiği gibi, in-
sanlarm ruhsal olarak sağlıklı kalabilmeleri için, uya-
rana ihtiyaç vardır. Uyarandan yoksun kalan insan,
gerçeklikten kopmaya başlar. ıç dünyasından ge-
len uyaranlar, dış uyaranlarmış gibi algılanır, algı
sapmalan olur. Hayaller, düşler gerçekle kanşt-
nlır. Uyaran yoksunluğunun, saldırgan, kendine
zarar verici davranışlara ve ruhsal çöküntülere yol
açtığı gözlenmiştir. Bizden haberdar olan, bizi et-
kileyen, bizim etkileyebildiğimiz diğer insanlara
ihtiyaç duyanz; çünkü ancak onlann bakışlan, ses-
leri, dokunmalan ile benlik sınırlanmız çizilir. Uzun
süre 'öteki'nden (insandan) yoksun kalırsak, ben
ile ben olmayan arasındaki sınır buianıklaşır, ben-
lik parçalanır. Bu parçalanmanın, nasıl ruhsal bir
acı verdiğinin en çarpıcı kanıta, tecrit hücresinde-
ki bazı tutuklulann, işkencecilerin bedenlerine ve-
receği acıyı, hücrelerinde insansız kalmaya tercih
etmeteridir..." (Cumhunyet Dergı, 12 Ekım 1997)
Şu 'kendine zarar verici davranışlar' ibâresi yok mu,
beni kapttğı gibi, Nâzım'ın annesı Celile Hanım'ın, her
okuyuşumda tüylerimi diken diken eden mektubuna
götürüyor. Belki bilmezsiniz, Nâzım, Bursa Ceza-
evi'nde zaman zaman ciddi 'çöküntüler' (depressi-
on) yaşıyordu; bunlann kaygısıyla, annesi, Vâlâ
Nurettin'e şu satırlan yazmıştı:
"...sevgili oğlum Vâlâ, şimdi çocuğun yanından
geliyorum. Hastalığı nevrasteniye döndü. Mükem-
mel melânkoli, nevrasteni nöbetleri içinde çırpı-
nıyor. Bundan bir ay evveli, bir arkadaşı intihar et-
mesine mâni olmuş. Revirden uyku ilâcı almış, ya-
tarken bûtün tüpü içerken yakalanmış. Fakat çok
rica ederim, bunu doktordan başkasına söyteme-
yiniz, size bunu yazdığımı duyarsa, affetmez. 'Üç
senedir maneviyabm düşüyor, kaabil-i yarabşım
azabyor, yazamıyorum, paçavra haline geleceğim,
nebata döneceğim, iyisi mi öleyim' diyor. Bu hâli-
ni kimseye söytemek istemiyor. 'Kimse duymasın,
izzet-i nefsime dokunur' dh'or. Uyku uyuyamıyor,
yiyemiyor. Belki kanı da azaldı. Bana 'bir sıkıntlı
günümde intihar edeceğim, kendini buna alıştr di-
ye sana söytüyorum' dedi. 'Doktora söyle' dedim,
söylemiyor. 'Gider herkese paçavraya dönmüş bir
adam der' diyor. Mükemmel nevrasteni, günün
birinde intihar edecek. 'Bu kapalı hayata taham-
mülüm kalmadı, ölüp kurtulmak jstiyorum' diyor..."
('Hangi Sol', s. 12,4. basım, Bilgi Yayınevi, 1996)
Dikkat isterim: '...bu kapalı hayata tahammülüm
kalmadı' demektedir Nâzım! Onun gibi yanardağı yü-
rekli bir adamı, bu acıya sürükleyen, tam da işte o ka-
patılmak' gerçeğidir.
HasanBasri'nin intihan...
Daha az yürek yakıcı olmayan başka ömek, Hasan
Basri'nin intihandır -ki, 'Yasak Sevişmek' şıirini,
onu düşünerek yazmışımdır: gizlenmekte olan Ha-
san Basri'yi, 'Siyasi Polis', gizlice buluşacağı kansı-
nı izleyerek yakalamıştı-.
O sabah Sansaryan Hanı'ndaki hücrelerde, garip
bir hava esiyordu; 'sivil' polisler gelip, yanımızda bu-
lundurmamıza o güne kadar izin verdikleri su şişele-
rini, tıraş bıçaklannı ve makineterini, hatta gözlükleri-
mizi alıp götürdüler. Bunun ne demek olduguna karar
verememiştim; yoksa yeni bir eziyet usulü mü deni-
yoriardı. Gerçeği ancak, Sansaryan Hanı'ndan çık-
tıktan sonra öğrenebılecektim: tutuklu' Hasan Bas-
ri, sorguya çekikjiği odanın pencefesinden, kendini aşa-
ğıya atmıştı. Sansaryan Ham'nda 'Kısm-ı Siyasi', o
koca binanın en üst katındaydı, bilir misiniz? Söyle-
meye hâcet var mı: Bu 'çekilenleri' Inönü Cumhuri-
yeti'nin aman vermez 'totaliteriiğine' borçluyuz.
www. prizma.net tr/ A İLHAN
http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm