23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2EKİM 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCİ Tarihsel çevreyi korumadan "milli kültürü" savunanlar, aymazlıklannı taşkınlıkla gizliyorlar Venizelos ve Trabzon'da 'mifliyetçilik'"Karadeniz'i Kurtarakm" sloganıyla "\enizelos~ adlı gemıde düzenlenen "2. lluslararası Din. BiHjn ve Çevre Sempoz- >iHnu", 20 Eylül 1997 günü Trabzon'da bır grup "ülkücünüıT protesto gösterile- n ıltında başladı. Bir hafta sonra Istan- bul'a gelen sempozyum gemısı, benzer bir göstenye Karaköy nhümında da tanık ol- du... RP'yi destekleyen dınci gazetelenn yaz- dıklanna göre. "mflKyetçr gençler bu çev- re sempozyumuna "Yunanistan'ın ftrn- tus'u canlandırma amacına hizmet ettiği jçin" tepkı göstermışlerdı. Bunu duyunca gözümün önüne yine ön- celikle "Trabzon kentimiz" geldı. Venizelos'uzıyaretederek sempozyum düzenleyicilerine ve katılımcılara "üzün- tülerini" ıleten Aykut protesto gösterile- rinın ve bunu destekleyen yayıniann her ülkede olabılecek "fanatikçevreterce'' ya- pıldıgını söylüyordu. Pekı ama. aynı fana- tik tepkıler. örneğın yıne "mifliyetçi gö- rüştere" bağlı olarak yönetilen RP'lı Trab- zon Beledıyesınin u Osmanh uygarlığını da beigeleyen tarihseiyapılar ve kültüre] do- kuyakarçıdtçarszimaruyguianıalarr için neden bugüne dek hiç göstenlmemışti? Trabzon"dakı tanhi camıler "yenflenıe'' adına yıkılıp yok edılırken, yine Osman- h'nın onararak kente yeniden kazandırdı- ğı kale surlan otoyollar altında ezilmek is- tenırken. Karadenız'dekı"Türkvetslam laUtürüne" bu denlı bağlı ve bu denlı "fa- natikçe" sahıp çıkan ülkücüler ve Islamcı gazeteler acaba nerelerdeydiler? Ya kenti gezselerdi?.. Avrupa Birtiği Çevre Komisyonu'nun ve Istanbuİ'dakı FenerRumPatrikhanesi'nın önderliğıyle düzenlenen. aynca Cumhur- başkanı Süleyman Demirel'ın de "destek- lecfiği'* dm. bılim ve çevre sempozyumu- nun Trabzon'dakı ilk gününe -çağnlı oldu- ğu halde- Valı tsmetGürbüzCiveJekde ka- tılmamıştı. Valilığın "yeterü güvenlikor- taımbulunmadığınr açıklaması üzenne de sempozyum katılımcılan gemiden aynla- mamış; polısın müdahale bile etmediği "şoveniznı terörii" yüzünden o günün prog- ramındaki "kentgezisûii" de yapamamış- lardı... Yine düşunüyorum da; acaba böylesı bir çağdışı tepki yerine "uygarca bir evsa- hipligi'" sergılenseydi, valı ya da belediye başkanı ve hatta ülkücüler de bu kent ge- zisınde vabancı konuklara eşlik etselerdi, Trabzon'da koruyup gözettıklen hangı "Türk ve Müslüman yapısınT öraek ola- rak göstereceklerdı? Hangı kültür mırası- mız içın şöyle göğüslennı gere gere "tşte imar vağmacüannın elinden kurtardığı- mız mimarlık zenginligjnıiz" dıyecekler. hangi tarihsel kent dokusunu "bakm bu böT- geyi de özenle yaşaüyor ve kimligimtri ko- ruyoruz" şeklınde övünerek gezdırecekler- di? Hem de sadece şu tepkı duyduklan Hı- ristıyan dın adamlarma değıl. örneğın ay- nı sempozyuma katılan ve yıllardır tslam ûlkelenndeki mimarlık kültürünü yaşat- mak ve korumak için maddı ve manevi tüm gücünü seferber eden Ağa Han gıbi ko- nuklara da... • Venizelos gemisinı "ayağı ağndığı jçm" zıyaret etmediği söylenen ve yabancı ko- nuklann kentı gezmelerini "sakıncahT)u- lan Trabzon Valısı Cıvelek, üç hafta önce -6-7 Eylül 1997 günü yıne Trabzon'da dü- zenlenen "KentselKoruınavetınarUygıı- lamalan" konulu toplantıya da katılma- Sur duvanna bitipk kaçak benzin istasyonu Trabzoo'u yöneteokriu w tarih büiacinF'die yansöyor. (Fotoğraflar: OKTAY EKtNCt) Trrabzon'daki tarihi yerleri gezmek isteyen din, bilim ve çevre sempozyumu katılımcılannı protesto eden "milliyetçi" göstericiler, kentin Osmanlı dönemini de beigeleyen kültürel dokusunu ve bunu bezeyen eski evleri gözden çıkaran imar anlayışına karşı da acaba neden aynı tepki içinde değiller?.. mış ve yerine vali yardımcısını gönder- miştı. Oysa kı Trabzon MimarlarOdaa'nca dü- zenlenen bu toplantı, kentin tanhsel ve do- ğal çevTe zenginliğinı koruyabilmek içın "valfliğe, belediyeye. halka ve shil toplum kuruluşlanna düşen ortak sorumhılukla- n" konu alıyordu. Örneğın toplantıya ko- nuşmacı olarak katılan Koruma Kurulu Başkanı Prof Dr. Kutsal Oztürk, son za- manlarda kimi kurul kararlannda gözlenen " koruma karşıü" tutumlanndan ötürü dı- ğer konuşmacılarca dıle getinlen eleştin- len yanıtlarken şunu söylemekten çekın- mıyordu: "Eleştirilen bu projeleri hem halk istiyor hem de Belediye Başkanı ve Belediye Mectisj istiyor, sonuçta bir konsen- süsü bulmak zonında kalıyonız™" Bu "konsensüsün" sonucunda ortaya çıkan kültür ve çevre tahnbatının önlene- bılmesı konusunda ıse sadece Mimarlar Odası 'nca açılan davalann artık yeterli ol- madığına değınen hukukçular, "kamusal sorumluluklar" açısından "vaHMklere" aıt yükümlülükleri de anımsattılar. Örneğin yıne Trabzon Valisi, Venıze- los'a karşı "kültürümtizü korumak isteven- lerin" taşkınlıklannı önlemedığme göre y ine Trabzon"daki kültürel mırasımızı ko- rumayan uygulamalara karşı da aynı şekıl- de duyarlılık göstermeli v e *tavnnı" orta- ya sermelıydı. Sözgelımı. Koruma Kurulu'nun yıne Akçaabat'ı da 'betona' teslim etmişler... K.aradenız'de tolklor denılınce akla 'horon' gelırse, horon denilince de akla önce Akçaabat gelir. Trabzon'un yanıba- şmdaki bu tarihi liman yerleşmesi, yakın yıllara dek yeşıl ya- maçlara sıralanmış 'evİeriyfc' de nam salmıştı... 'Yakuı yüiara dek' diyorum; çünkü yaklaşık 5 yıl önce^ zi- yaret ettığimızde. biı^rrıhifet1'"gfeeT'cmnbaîı',*şafcııişK < Ak- çaabat evlerinın fotoğraflannı çekmek için yanımızdaki film- ler bile yetmemiştı. 7 Evlül 1997 Pazar günü Trabzon Mimar- lar Odası'nın 'Koruma ve İmar SorunlarT konulu panelin- den çıkıp da yıne soluğu Akçaabat'ta aldığımızda ise 'neye uğradığuıuzı şaşırdık' desem, abartmış sayılmam. Gelenek- sel sivil mimarlık kültürümüzde 'iç sofalı ve kamryank plan- b Karadeniz evleri' olarak çok özel bir yen olan bu zengin mirastan geriye o kadar az ömek kalmış ki!.. 'EvJerDeoİdu" dıyeceksinız. Apartman olmuşlar. Hem de ünlü Ortamahalle'ye rarmanan uzun yokuşun iki yanına di- zilen ve yol kotunun altında 5 kat, üstünde ise 7-8 kat olmak üzere, 12-13 katlı dev bloklara dönüşmüşler. En yukanlarda 'daglara sığuıan' az sayıdaki eskı evin dışında bazı henüz yı- kılmayan örnekJer ise yine ıki yanında yükselen apartman- lann arasında sıkışmışlar. 'gözden ve gönülden ırak' sanki yok olmayı bekJer gibiler... Akçaabat'ın tanhı kent yerleşmesi Dürbinar, Ortamahal- te ve Pulattaane mahallelenni oluştururdu. Ortamahalle'nın eski adı Gaünos'tu. Pulathane ıse kentin tanhteki adı Plata- na'dangelır. Mimarlar Odası Başkanı BekirGerçek, 1989'un Trabzon dergısındekı yazısında, çınar agacının Latınce adı- nın 'Platanus Orientalis" oldufuna dikkat çekerek Akça- abat'ın 'çınarağacına tapanlann kenti' olduğunuanlatır... Son 5 yıl içındekı bu ınamlmaz mimarlık katliamını görünce: 'bu kent artok bctona tapanlann kenti olmuş',dçn]ekten kendimi- zi alamadık. Horonün efsanev i ustafart ofan AkÇâlbatlılar, ya- zık etmişler Akçaabat'a. Eminım ki horonu da artık 5 yıl ön- ce gördüğümüz gıbi coşkulu oynayamıyorlardır. O güzel ev- lerin güzel bahçelerindeki kırmızı yüzlü Emine'ler, şımdi be- ton sılolann ıçıne soluk benizlenyle tıkılmışsa, hangi 'oşa- ğın' içinden kemençeye uymak gelebilir ki?. Diyorlar ki Akçaabat'ı belediyenin duyarsız ve ranta düş- kün imar polıtikası yok ettı. Peki, o belediyeyı yönetenlen se- çenler, acaba bu katlıamı durdurmak içın ne yaptılar? Sade- ce Akçaabat'a değil, aslında hepımıze ait olan bir mırası. yağmacılara ve imar talancılanna karşı neden korumadılar? Üstelik, ne lstanbul gıbi 'göc baskısı" altındalardı, ne de Ege kıyılan gibı 'tatfl sitesi tüccaıiannm' ışgalıne uğramışlardı.. Anlaşılano kı şu 5 yıl ıçınde sadece e\ ; ler yok olmamış. Ozan Ceyhun Aruf Kansu'nun 'Akçaabat Pazan" adlı şiırin- deki 'kahramanlan' da evlerle bırlikte artık geçmişte kalmış- lar "Akçaabat deni/inde bir ağ çekilir, Sesi çıkar şu dağlara dağlara, Horon havasryla, el eie ölüme karşı Yüriîr denize karşı insanlar_" H E R "konsensös" içinde sadece iki adet pom- paya izin verdiği ve tarihi Trabzon surla- nnın tam bitişiğinde kaçak olarak inşa edi- len "benzin istasyonu"acaba valiliğin yet- kisındekı "işvtri nıbsab" işlemini de yine benzer bir konsensüsle mi tamamlamıştı? Trabzon'da, işte böylesi bir anlayış için- de, denebilrr ki binlerce yıllık kent taıihi- nin belki de en "tahripkâr'' dönemi yaşa- nıyor. Son birkaç hafta içinde yok edilen tan- hı evler arasmda ise Ortahisar'dakı Ala- yoğullan Konağı ve Ormanlar Evi ile ün- lü Hacıkadıoğlu Konağı var. Bunlanrr her bin, kente Osmanlı dönemınde kazandın- lan mımari kimliğin önemli öğeleriydi- ler... Yıkımlar, yıkımlarm Yıllardır tartışılan ve tarihi surlan "eze- rek" geçecek şekilde planlanan ünJü "Tan- jantyol'' projesı de ancak "KaravoDan'nın bu yanhştan vazgeçmea" sayesinde dura- bildi. ICoruma Kurulu'nun yine "konsen- süs"(!) adına ve "halk ile belediye istedigi jçm" 13.6.1997 tanhınde bir kez daha onay verdiği "ezen yol" projesıyle ılgıli karara mahkemede itıraz eden ise elbette Mimar- lar Odası. RP'lı belediye, vali ve ülkücü- ler, Karayollan 'nın bile artık "ben bunu is- temiyorum'' deme noktasına geldiğı, kent kültürünü hiçe sayan bir projenin ^«gâ- ne destekçüeri" kaldılar... Yıllannı. çok sevdiği Trabzon'a ve yı- ne çok sevdiği gazetecilik meslegine ada- yan Ömer Güner, 9 Eylül 1997 günü Ka- radeniz gazetesındekı koşesınde şunlan yazıyor: "Trabzon'dald özgün kültürel bi- nalar yıkıldt Sahiller yağma edildi. En son 100. Yıl ParkTnı da saoyoriar, yerine otel yapmak icin_" Aynı gazetenin 27 Mart 1997 tarihli bas- kısmda "Olaylarve Yaşayanlar 7 ' sütunun- da şunlan okuyoruz: "Kentin yeşfl 1 alanla- nna halı saha nasıl yapabilirsiniz? Ata- türk'ün köşkünün çevresine knnut siteleri için nasıl izin verebilirsiniz? Konaklan oto- park için nasıl yikörabiürsiniz? Trabzon ta- rih kokan bir kent Kaleleri ile Türk evle- riyle. çeşmeleri. konaklan ve camileriyle. Trabzon'a bu tarihieserleri görmek içinge- Byor vabancıiar_ T> Venizelos'un yolculan da ışte bunun içm Trabzon'u gezmek istediler. Ama Trab- zon'dakı bütün bu değerlenn belki farkın- da bile olmayan "muhafazakâr" bır gru- bun terörü yüzünden gezemedıler. Karadeniz sempozyumu için gerçekten çevreye duyarlı bazıkösimlerden de düzey- li eleştiriler geldi. Sempozyumu gemide ız- leyen gazetecılerden ^5üüfer Kuyaş'ın Mil- liyet'te okuduğumuz haberlenne bakılırsa, katılımcı dın adamlan arasında Rum Or- todoks Kiüsesi'n in "ağırlık taşıması'' kımi Batılı çevTecilenn de dikkatini çekmiş ve bilımsel tarafsızlığın öne çıkmasında bugö- rüntûnün "olumsuz etidleri" olabileceği belirtilmışti... Ne var ki bu gibı eleştiriler ve kaygılar bir ölçüde yerinde bile olsa, Trabzon'a ve Trabzon'un valisine, beledi- ye başkanına ve hatta ülkücülerine düşen görev, bu kentin ve bu ülkenin tarihine ve uygarlığına yakışır bir olgunluk ıçınde Ve- nizelos gemisinı karşılamak ve yolcu et- mektı. Belki o zaman kentlenmizdeki çev- re ve kültür değerlerinin neden korunama- dığı da "KaradenizkinenmesûT diye yola çıkan bu insanlarla birlıkte otunılur tarüşılır, "gerçek düşman" daha da bir anlaşılır olarak tüm yönlenyle ortaya çıkardı... Ü Z E I / Y â Ş d f l i ' 9 7 O C İ Ü I l G r İ ır dağıtıldtğ», Yaşam Radyo 2. Kuruluş Yıldönümu etkinliklerimn başarıyte gerçekleşmesınde k d t k l l d r i b U I U n a n Elıf TUT, Everest Dershanesı, Sağlam Plastik, Ebru Çiçekçiiık, S»r#na Biigısayar, Göçer Matbaaaiık ve Pozıtif t'etis 1 ^ Reklam HızrjReTİeri'ne; katıiımı ile ^ G C G y î O n U r m l i C İ i r d f i Musa Eroğkj, Özlem Özdıl,£dip Akbayram, Selda Bağcan, Zerrın Ozer, Yavuz Bingöi, Işık Yurtçu, Kubat, Oral Çalıştar, Neşet Ertaş, A. Mahsuni Şer-f Taitp özkars, Nerımar Aitindağ Tüfekçı, Ramazan Güngör, Fakır Baykurt, Boğaziçi Gösteri Sanatlan Müzik Grubftı, KSheylan Yapımct-Oyuncuian, Eşkiya j #mî' yapıması Mine VARGi ve Bergama Köylülerine; çok istedıği halde aramıza kattlamayan Eşbet^ğmurderdi'ye ve bizierî M G T ÇJUIl daha iyiye taşıyan Yaşam Radyo dinteyidier.ne teşekkür ederiz. r Yusuf Gürsoy Yonetım Kurulu Başkant Y'AS-AM R'A'D'Y'O /. yasamradyo.com.tr (0.212)2314131-32 ODAK NOKTASI AHMETCEMAL Yeteneğin Çevre Koşulları... Geçen haftaki yazımda, ülkemizde sanat eğitimi veren kurumlara başvuranlarda aranan nıteliklerden söz etmiş, bu arada gıriş sınavlarının bir parçası olan genel küftürsınavının sonuç açısından genellikle be- lirleyici olmadığını da söylemiştim. Soru şuydu: Sanat eğitimine başvuranlarda ara- nacak nitelikler, ülkelerin özel koşullarına göre de- ğişebilir mi? Değişik olmalı mıdır? Bu soruya iki yoldan gidilerek yanıt verilebilir. Ör- neğin sanatın ve yetenek dediğimiz şeyin evrensel- liğinden söz edilip, böyle bir eğitim için aranacak nı- teliklerin yöresel koşullaria bir ilintisinin olmadığı, ol- masının beklenemeyeceği soylenebilır. Ya da tek başına yeteneğin varlığının her şey demek olmadı- ğı gerçeği göz önünde tutularak, var olan yeteneğin beslenme koşullarından, yeğledığim soylemle, ye- teneğin çevre koşullarmdan söz edılebilır. Geliştıril- meyen, bilgiye dönüşmeyen, bilgiyle besleneme- yen bir yeteneğin yaratıcılığa götürmesinın olanak- sızlığı karşısında, doğnj olan yol ikincısidır; yani ye- tenek, kendi çevre koşullannın elverişlıliği oranında gelişebilme ve yaratıcılığa dönüşebilme şansına sa- hiptir. Hal böyle olunca, ?özü edilen çevre koşullannın ne olduğu doğal olarak büyük önem taşımaktadır. Burada hemen bır ömek verelim. Avaıpa'nın kent- lerinden birindeki bir kurumda mimarlık eğitimi ala- cak olan bir genç, gördüğü eğitim ile bulunduğu mi- mari çevre arasında, kendisini öğrendiklerinden kuş- kuya düşürecek bir karşıtlık saptamayacaktır. Buna karşılık IstanbuPda, MimarSinan Üniversitesı Güzel Sanatlar Fakültesi'nin mimarlık bölümunde öğre- nim gören bir öğrenci, bolümündeki gunlük progra- mını tamamlayıp adımını fakültesinden dışanya at- tığı anda kendisini sanat. estetik ve kentsel mimarı adına duyduğu ve bildiği ne yarsa, tümunü yalanla- yan bir çevrede bulacaktır. Öğrendiklerini böyle bir çevreden esinlenme aracılığıyla pekiştirmesi ve ge- liştirmesi de kendisinden elbet beklenemeyecektir. Olumsuz çevreye gösterilebilecek bir başka "ideal" ömek de yine Istanbul'da, Kadıköy'de, eski sebze halinin binasında çalışmakta olan lstanbul Univer- sitesi Devlet Konservatuvan'nın konumudur. Batı'da böyle kurumlara yer seçimı çok özel koşullar doğ- rultusundagerçekleştirilirken, Kadıköy'dekı konser- vatuvann öğrencilerinin gemi düdüklerinın, gazete- cilerin ve piyango bileti satanlann haykınşlannın, tra- fiğin sürekli gürüttüsünün ortasında tiyatro ve mü- zik eğitimi almalan düşündürücü bulunmamaktadır. Ancak biraz yukanda sözünu ettığimız çevre ko- şullan, elbet yalnızca görsel ve işitsel nitehk taşıyan- larla sınıriı değildır. Bunlann yanı sıra, sanat eğitimi- ne başvuran öğrencılenn içinden geldıkleri, okul dı- şı yaşamlannı da kapsayan geniş anlamdaki eğitim ortamı da değindiğimiz bağlamda çok onemli bır çevre koşuludur. Eğer ünıversite öncesındekı bu ge- niş anlamdaki eğitim ortamı, bır öğrenciye belli bır uğraşı sevmenin ve merak etmenin ne olduğunu bi- le öğretememişse, lise öğreniminden gelen bir öğ- renci, geçici hevesleri, yüzeysel meraklan insanın bü- tun yaşamını adamasını gerektiren bır uğraş alanın- -dan ayıramıyorsa, bu öğrencıde gınş anavlan sıra- snida saptanabilecek yetenek, ileride onu en iyi ola- sılıkla alanın zanaatçısı yapacaktır, ama yaratıcılık, dolayısıyla da sanatçılık, böyle bir aday içın söz ko- nusu olmayacaktır. Geçen yazımdan bu yana sözünü ettiğim genel kül- tür sınavının kanımca en büyük önemi, işte bu nok- tada belırginleşmektedir. Bu sınav, sanat eğitimine aday olan bir öğrencinın ileride sanatçılığı/yaratıcı- lığı bağlamında en belırleyicı rollerden bırıni oyna- yacak olan düşünsel bihkimıni denetlemenin en sağ- lıklı yollanndan biridir. Işe bu ciddiyetle eğilmeyıp, "ye- teneğe" sahip olan bir adayın genel kültür eksikli- ğini "sonradan da" giderebileceğıni savunmak, ya öğrenciyi varabileceğinden çok daha ileridekı bir düzeyde varsaymak, ya da sanat eğitimini verecek kurumun yapabileceğini abartmak anlamını taşıya- caktır. Oysa kanımca bunlann ikisi de yanlıştır. Genel kültür sınavına yeterince belirleyici bir ağır- lıktanımamanın gerekçeterinden bin de, seçimde 'faz- la elitist" olmaktan kaçınma kaygusudur. İyi de, sanatın kendisi zaten "elitist" değıl mıdir? Dikmen Vadisi'nde klasik müzik ve caz konseri • Kültür Servisi - 5 Ekim pazar günü saat 17.00'de Aktürk AŞ tşortaklığı sponsorluğunda Dikmen Vadisi'nde klasik müzik ve caz konsen düzenlenıyor. Cumhurbaşkanı Süleyman Demırel'in de katılımıyla gerçekleştınlecek olan konser. şef Gürer Aykal, solist piyanist Fazıl Say ve Anycra Oda Orkestrası ile Mozartı sanatseverlerle buluşturuyor. Organizasyonun sanat danışmanı ise Zafer Kayaokay. 3. Bogaz Köprüsü Dosyası YAPI'da • Kültür Servisi - Yayın yaşamını 24 yıldır aralıksız sürdüren aylık kültür, sanat ve mimarlık dergısi ' Yapı'nın ekim sayısı çıktı. Derginin bu sayısında ünlü mimar Aldo Rossi'nin ölümünün ardından Gürol Sağıroğlu, İhsan Bilgin, Flavio Baroncelli ve Brunetto de Batte'nin yazdıklanna yer veriliyor Aynca Prof. Dr. Şengül Oymen Gür'ün 'Konutta Bir Nitelik Parametresi olarak Esneklik'. Dr. Nilgün Çuha'nm 'Turan Numune Mektebi tle Ilgıli Restitütif Bir Çalışma', Dr. F. Çılı, Dr. oTc. Çelik e H. Sesigür'ün 'Gazbeton Taşıyıcı Düşey Duvar ve Döşeme Çatı Elemanlan ile Oluşturulmuş Yapılann Deprem Yükleri Altındakı Davranışı' ve Günseli Inal'ın ressam Erkan Özdilek'in sanatı üzerine 'Iççagnlann Zamansız Göstergeleri ve Kızıl' başlıklı yazılanna yer veriliyor. Dergide aynca tasanmı Gökhan Avcıoğlu'na ait olan Yaloya-Elyaf Yönetim Ek Binası Projesi, Derya Nüket Özer'in hazrrladığı 3. Boğaz Köprüsü dosyası ile Kent Kültürü bölümunde Güner Çelıkkurgan'ın fotoğraflanyla Ayvalık YAPI'nın ekim saynsında yer alan diğer başlıklar BUGÜN • tFSAK'ta saat 19.30'da serbest konulu 'Ayın Serbest Yanşması' yer alıyor. • İSTANBUL BELEDtYTSİ ŞEHtR TtYATROLARI kapsamında Harbıye Muhsin Ertuğrul Bey Sahnesi'nde 'Kuyruklu Yıldız Altında", Fatih Reşat Nuri Sahnesi'nde 'Diğerlennin Adı Ali', Üsküdar M. Celal Sahnesi'nde "Halay", Kadıköy Haldun Taner Sahnesi'nde "Godot'yu Beklerken', Gaziosmanpaşa Sahnesi'nde 'Koca Sinan' ve Harbiye Cep Tıyatrosu'nda "Evlılik' adlı oyunlar izlenebılir.(232 53 21-248 14 15) • VII. tSTANBUL SAK\T FUARI kapsamında saat 16.00-18 00 arasında Abdülkadir Günyaz'un yönetiminde 'Sanat ve Kurumlar' başlıklı panel yer alıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle