Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17EKİM1997CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Kısa... Kısa...
• Hekimlerin mezuniyet
sonrası bilgilerini
güncelleştirmek amacıyla
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Sürekli Tıp Eğitimi
Komisyonu tarafından
dûzenlenen "Acil
Hekimliği" sempozyumu
başladı.
• Bölûcülük propagandası
yaptığı gerekçesiyle
dokunulmazlığı
kaldınlarak yargılanan eski
DEP Milletvekili Mahmut
Alınak. "Şiro'nun Ateşi"
adlı roraanının
toplatılmasına tepki
gösterdı.
• Yükseköğretim
Kurulu (YOK),
Ingiltere'de uygulanan ve
bilimsel araştırma düzeyi
yüksek ünhersitelere
daha çok kaynak
aktanlmasını öngören
"Akademik
Dcğerlcndirme
Sistemi"ni Türkiye'ye
getiriyor.
• MHP'nin 23 Kasım'da
yapılacak başkanlık yanşı
için, eskı Ülkü Ocaklan
Başkanı Ramız Ongun dün
adaylığını açıkladı.
• Kırgızistan
Cumhurbaşkanı Askar
Akayev, Cumhurbaşkanı
Süle\man Demirel'in
resmi davetlisi olarak 23-
26 Ekim günlerinde
Türkiye'ye gelecek.
• Bergama-Ovacık altın
madeniyle ılgilı yargı
sürecinın sonuna gelindiği
aşamada Eurogold'un Yurt
Madenciliğinı Gelıştirme
Vakfı aracılığıyla
düzenlediğı semıner
protesto edildi.
• Dışişleri BakanlığTnda
merkez ve yurtdışında
görev yapan bazı
büyükelçilerin atama
kararlan, Resmi
Gazete'de yayımlandı.
• PKK itirafçısı Murat
Ipek, DEHA adlı yerel
televizyonun
kurşunlanması olayı ile
ilgili ağız değiştirdi. lpek,
çıktığı ilk duruşmada daha
önceki itiraflannın aksine
tüm suçlamalan reddetti.
• Kiiltür Bakanı
İstemihan Talay'ın,
bakanlık içindeki
REFAHYOL dönemi
kadrolarının
uzaklaştırılmasına
yönelik operasyonu,
korumacı çevrelerden
destek buldu.
• Bergama köylüleri,
Tüprag'ın altın madeni
işletmeyi planladığı
Menderes ilçesi Efem
Çukuru köyüne bir "uyan
ve destek" gezisi
gerçekleştirdi ler.
• RP, 55. hükümetin
büyûk tartışmalar
sonucu çıkardığı 4306
sayılı 8 Yıllık Kesintisiz
Temel Eğitim Yasası'nın
iptali için Ana\asa
Klahkemesi'ne
başvuruda bulundu.
• Manisa'nın Salihli
ilçesinde, önceki gün
Türkiye Ziraat Odalan
Birliği'nce dûzenlenen
"SözÇiftçinin" mıtinginde
Izmır-Ankara karayolunu
trafiğe kapattıklan
gerekçesiyle gözaltına
ahnan 12 kişiden tbrahim
Demir. Semih Akdoğan ve
Salih Akış tutuklandı.
• Almanya'nın Sesi
Radyosu'nun 1996-97
döneminde Türkçeye
ayırdıği edebiyat
yanşması ödülleri dün
Frankfurt Kitap
Fuarı'nda sahiplerine
verildi. Ödül törenine
Kiiltür Bakanı İstemihan
Talay da katıldı.
• İçel'ın Tarsus ilçesinde
geçen hafta ıçerisinde art
arda iki öğretmenin
öldürülmesine tepki duyan
öğretmenler. yann
yapılacak mitinge
hazırlanıyor.
• ÎHD'nin kapatılması
ve yöneticilerinin
cezalandınlması
istemiyle açılan davanın
duruşmasında savunma
yapan sanıklar. "Şimdiye
kadar 30 bin kişinin
öldüğü düşük yoğunluklu
bir savaş ortamında
barışı savunmak, insanım
diyen herkesin görevidir"
dediler.
• Cumhurbaşkanı
Süleyman Demırel,
Başbakan Mesut Yılmaz'ı
ve Genelkurmay Başkanı
Orgeneral lsmail Hakkı
Karadayf yı ayn ayn kabul
ederek görüştü.
• Lnkapanı Ue
Şişhane'yi birbirine
bağlayan Atatürk
Köprüsü, 19 Ekim Pazar
günü 09.00-17.00 saatleri
arasında trafiğe
kapatılacak.
• DYP Genel Muhasibi
lsmail Karakuyu, Koç
Holding tarafından açılan
tazminat davasında 5
milyar manevi tazminat
ödemeye mahkum edildi.
CHP adayı, 373 oy alarak iktidar ve anamuhalefet parti adaylarını geride bıraktı
ÇetinMectis BaşkanıANKARA (Cumhuriyet Büro-
su)-CHP Gazıantep Milletvekili
Hikmet Çetin, iktidar ve anamu-
halefet partilerine mensup aday-
lan geride bırakarak, son turda
373 oyla TBMM Başkanlığı'na
seçıldı. Tek aday üzerinde uzlaş-
maya varamayan ANAP'ın oyla-
nnjn bölünmesi ve DYP'nin blok
desteğiyle 3. turda en yüksek oyu
alan Hikmet Çetin, 4. tur sonun-
da ANAP'ın da açık desteğiyle
TBMM Başkanı oldu. Çetin te-
şekkür konuşmasında, "eşitiikçi,
huzurtu. ayncanksız, skınüsız,öz-
gürce çalışma ortamı yaratma"
kararlılığında olduğunu söyledi.
TBMM'de dün başkanlık seçi-
mi için yapılan 3. tur oylamaya,
ANAP'tan Bitlis Milletvekili
Kamran İnan ve Mustafa Ka-
tema\ RP'den tstanbul Milletveki-
• TBMM Başkanlığı için dört adayın yanştığı 3. tur oylamada Mustafa Kalemli 169
oy alabildi. Tek aday üzerinde uzlaşmayan ANAP'ın oylan bölündü. Hikmet Çetin,
DYP'nin desteğiyle son turda aldığı 373 oyla Meclis Başkanı oldu.
li Aydın Menderes ile CHP'den
Hikmet Çetin katıldı. DYPTi Ay-
vazGökdemir ile ANAP'lı Hay-
rettin Uzun, 3. tur öncesinde baş-
kanlık yanşından çekildiler. DYP,
3. turda Çetin'e açık destek ver-
di. Toplam 542 milletvekilinin
katıldığı oylamada Çetin 181. Ka-
lemli 169 oy aldı. İki milletveki-
li de bu turda seçilmek için yeter-
li olan 276 oya ulaşamadığı için
4. turda bir kez daha yanştılar. 2.
turda ANAP'ı bölmek için Kam-
ran İnan'a oy veren RP, 3. turda
kendi adayını destekleyince Men-
deres 152 oy aldı. Inan'ın oylan
ise 28'de kaldı.
3. turdan sonra Çetin'in şans-
lı olduğunu gören Başbakan Me-
sut Yılmaz, Kalemli'den yanştan
çekilmesini, ancak "biçimsel"
olarak 4. tura katılmasını istedi.
TBMM tçtüzüğü gereği son tura
3. turda en fazla oy alan 2 aday ka-
tılacağından, Kalemli'nin çekil-
mesi durumunda Menderes'in 4.
tura katılmasını önlemek için bu
taktik uygulandı. Kalemli, seçi-
me katılmakla birlikte, kendisi
dahil ANAP'lı millervekillerinin
Çetin'i destekleyeceğini söyledi.
Yılmaz da Çetin'i 4. tur oylama-
ya başlamadan önce kutladı. Ku-
liste gazetecilerin sorulannı ya-
nıtlayan Yılmaz. "Meclis ilk kez
uztaşma ile başkan seçme imkam
buldu" diye konuştu. Amaçlan-
nın ya kendi adaylan ya da üze-
rinde uzlaşılan bir kişiyi seçmek
olduğunu vurgulayan Yılmaz,
"Değeriendinne yapuk ve muta-
bakat içinde4. turda Sa>ın Çetin'i
destekleme karan akük. CHP'ye
ve Meclisimize hayırh olsun" de-
di. Kalemli de Meclis'in karanna
saygı duyduğunu ve kendisinin de
son turda Çetin'i desteklediğini
vurguladı.
Kalemli'nin yanşı kayberme-
si RP ve DYP'lileri memnun etti.
DYP Genel Başkan Yardımcısı
Hasan Ekinci. Kalemli'nin yanşı
kaybetmesini "Danışma MecBsi
başkanı gittL, Meclis başkanuu
PORTRE
HİKMET ÇETtN
Lice'den
Meclis
Başkankğı'na
Hikmet Çetin 1937de
Diyarbakır ıli, Lice ilçe-
sinde doğdu. Çetin,
1960'ta Siyasal Bilgiler
Fakültesi Iktisat ve Maliye
Bölümü'nden mezun ol-
duktan sonra, DPT'de uz-
man yardımcısı olarak gö-
reve başladı. DTP'de çalış-
tığı sıralarda incelemeler
yapmak üzere ABD dahil
birçok ülkeye gönderildi.
1977 genel seçimlerin-
de, CHP'den lstanbul mil-
letvekili olarak parlamen-
toya giren Çetin, 1978-
1979 yıllan arasında Dev-
let Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı görevinde bu-
lundu. Çetin, 29 Kasım
1987"de yapılan genel se-
çimlerde SHP milletveki-
li olarak parlamentoya gir-
di. 20 Kasım 199l'de Sü-
leyman Demirel başkanlı-
ğında kurulan koalisyon
hükümerinde Dışişlen Ba-
kanı olarak görev üstlendi.
Çetin, aynı görevi Tansu
ÇiDer başkanlığında kuru-
lan hükümette de 27 Tem-
muz 1994 tarihine kadar
sürdürdü. 18 Şubat
1995'te yapılan bütünleş-
me kurultaylannda CHP
Genel Başkanı seçildi.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
seçti" diye yorumladı. BBP Ge-
nel Başkanı Muhsin Yazıcıoğhı da
"MiDet iradesini hiçe sayan baş-
kan gittL Çetin de RP'nin Mec-
Hs'e hedıyesidir" değerlendirme-
sini yaptı.
ANAP'ın da desteklediği Çe-
tin, tek aday gibi katıldığı 4. tur-
da ezici çoğunluğun oyuyla baş-
kanlığa seçildi. Oylamada Çe-
tın"e, 373, Kalemlı'ye 66 oy çı-
karken 53 milletvekili boş oy kul-
landı, 29 oy da geçersiz sayıldı.
Menderes'in yanşı kaybetmesi
üzerine, baştan beri kendi adayla-
nnı seçtirmek için taktik savaşı
yapan RP'lilerin boş ya da geçer-
siz oy kullanmayı tercih ettikleri
gözlendi.
Kulislerde, Hikmet Çetin'in 49
sandalyeye sahip birpartinin ada-
yı olarak, iktidar ve ana muhalef
adayını geride bırakarak
TBMM Başkanlığı koltu-
ğuna oturması esprilere y-
ol açtı. Bazı CHP'liler,
CHP-SHPbirleşmesi sıra-
sında Çetin'in "sondakika
uzJaşmasT ile genel baş-
kanlık koltuğuna oturdu-
ğuna dikkat çekerek "Çe-
tin de bu şans varken, BM
Genel Sekreteri de olur,
ABD başkanı da olur,
cumhurbaşkanı da olur"
diye espri yaptılar.
Başkan seçıldikten son-
ra teşekkür konuşması ya-
pan Hikmet Çetin,
TBMM 'nin kendisine ver-
diği görev ve sorumlulu-
ğun bilincinde olacağını
vurgulayarak, "Bu görevi
yerine getirirken tek gü-
vencem, dünyada örneği
otmayan TBlClM'dir" de-
di. TBMM'nin, kurtuluş
savaşı sırasında ordu kur-
muş ve yönetmiş tek Mec-
lis olduğunu kaydeden Çe-
tin, "TBMM, laik ve çağ-
daş demokrasinin, ulusal
egemenüğin en büyük ya-
pıtidır. Demokrasimizin
tek davanığı olan Meclis"i
koruma ve yüceltmede ba-
na düşen görevi özenle ve
sonımlulukla yerine getir-
mekle yükümlü olduğu-
mun bflincindeyim" diye
konuştu. Birleşimi yöne-
ten TBMM Başkanvekili
Yasin Hatipoğiu da Ka-
lemli 'ye teşekkür konuş-
ması için söz verdi. Ka-
lemli, "Atatürk'ün Mecli-
si'ne başkanlık etmek
onurlubirgörevdir" dedi.
Kocatepe Camisi'nden verilecek
Camüerde ortak vaaz
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Başkentte Kocatepe Camii'nden
verilecek vaaz ve okunacak Kuran aynı
anda 700 camiden dinlenecek. Ankara
Müftüsü Necati Tayyar Taş, bugün
başlayacak uygulamayla istisnalara son
verilerek, camilerden din adına çirkin
söylemlerin yapılmasının
engelleneceğini bildirdi. Necati Tayyar
Taş, bugünden itibaren Ankarahlann
700 camide her gün öğle namazından
önce Kocatepe Camii'nde okunan
Kuran ve vaazlan dinleyeceğini
söyledi. Türkiye'de ilk defa merkezi
bir camiye bağlanarak burada okunan
Kuran ve vaazlann dinleneceğini
kaydeden Taş, şöyle konuştu:
"Müftülüklerûı ilk görevteri,
vatandaşlan dini konularda
aydınlatmak ve eğitmektir. Biz. bunu
camilerden vaaz yoluyla, minberlerden
hutbe yoluyla yapıyoruz. Güzel
dinimizin güzelliklerini en sıhhatii
şekilde, ehil kafalarca üısanlanmıza
ulaşürmak öncetikU hedefımizdir. Bu
anlamda, Ankara'da bulunan 20 vaizle
bunun üstesinden geünemiz mümkün
değüdir." Aselsan ile Ankara
Müftülüğü arasında imzalanan
protokol gereğince uygulamaya bugün
başlanacağını bildiren Necati Tayyar
Taş, Ulaştırma Bakanlığı'ndan frekans
tahsisi yapıldığını ve alıcılann da
camilere yerleştirildiğini söyledi.
DYP lideri Cillerden RP benzeri söylem
'Çözjitn kansız olmalı'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP
Genel Başkanı Tansu Çilkr, siyasi
iradenin hakim kılınması istemini dile
getirirken eski hükümet ortağı RP
Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın.
"tktidara geleceğiz, bu kanlı mı tatlı mı
olacak?" sözlerini çağnştıran ifadeler
kullandı. Çiller. "Arök milletimiz bir
çözüm istiyor, bu çözümün kansız ve
bir an önce acısız şekikfc
gerçekieşmesini istiyor" dedi.
DYP lideri Çiller, Meclis grup
toplantısında büyük şehirlerin altyapı
sorunlan, terör, devlet ve millet
ilişkileri konusunda hükümete
yüklendi. Istanbul'da yağan yagmurun
ölümlere neden olduğunu ve bu
sorunun sadece belediye olanaklanyla
çözülemeyeceğini kaydeden Çiller,
lstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Recep Tayyip Erdoğan'a sahip çıktı.
Terörün ülkede giderek cephe
genişlettiğini ve hükümeti bu konuda
uyardığını kaydeden Çiller,
"Karadeniz'de terör Başbakan'ın
marifeti olarak Türk tarihine gecti"
dedi. Devletin milletle
yabancılaştığını, bu ortamda belli
sorunlann halledilmesinin mümkün
olamayacağını öne süren Çiller,
"Artık milletimiz bir çözüm istiyor ve
bu çözümün kansız ve bir an önce acısız
bir şekilde gerçekieşmesini istiyor. Bir
siyasi irade istiyor" dedi.
IRMIKI AYDIN ENGİN
Güney Kıbns'ta Yunanistan
ordusu ile ortak savaş manev-
rası bitti. Çağnşımlan zengin ve
ürkütücü "kanat kanada savaş"
terimleri durmaksızın kullanıl-
mayacak artık. Gene ve bilin-
mez ne kadar bir süre için Ra-
uf Denktaş-Glafkos Klerides
didişmesini izlemeye başlaya-
cağız. Avrupa Birliği, ABD yö-
netimi, Ankara, Lefkoşa, Atina,
Birleşmiş Milletler arasında
"Kıbns topu" elden ele dolaşa-
cak.
Türk ve Yunan şovenizminin
oyun alanına dönüşmüş Kıb-
ns'ta birden kabanveren "sıcak
savaş" tehlikesi galiba ve elbet-
te şimdilik atlatıldı.
Oysa üç gün önce böyle
miydi? Askeri terimler havada
uçuşuyor, televizyon ekranla-
nndan, gazete sayfalanndan
evlerimize taşınıyordu: Kanat
kanada savaş, taciz uçuşu, bil-
mem kaç saat içinde bilmem
kaç sorti, havada yakıt ikmali
yapan savaş uçaklan, F-16, Mi-
rage, C-4, A bilmem kaç, Es-
300, Es 'me bilmem kaç yüz fü-
zeleri, tanklar, toplar, helikop-
terier, kobralar, pitonlar, enge-
rekler...
Puffff!
Amma da pamuk ipliğine
Kıbns'ta Tamtamlar Çalarken
bağlıymış her şey. Nasıl da an-
sızın namlular birbirine dönebi-
lir, nasıl da gökyüzü ateşe ve
baruta kesebilir, nasıl da ölüm
birden devriye gezmeye başla-
yabilirmiş...
O toz duman günlerinde
kendime bir soru sordum. Ya-
nıtını beceremedim. Bir de siz
deneyin bakalım:
Yunan savaş uçaklan Kıbns
göklerinde koîgezer, tanklan
Kıbrıs ovalannda dört döner-
ken, Türk savaş uçaklan art ar-
da "sortil&r yapıp, "kanat ka-
nada" muhabbetleri sürüp gi-
derken bir Tırmık yayımlansay-
dı...
Yazı "Şu güzelim suyun iki
yakasında, aynı denizin çocuk-
lan birt)irierine menvi sıkacak-
lanna, sabah akşam ana avrat
sövüp sayacaklanna, hep bir-
likte zeybek oynasalar, zeybe-
ği bitirdiklerinde sirtaki çekme-
ye koyulsalar..." diye başlasay-
dı. "Zeybek, sirtaki derken yo-
rulup masalann başına çökse-
ler, rakı şişelerinin dibine vursa-
lar; rakılar bitince uzo şişelerini
açsalar..." diye sürseydi.
Yazıda ipin ucu iyice kaçsay-
dı, "...Sakızlı Kopuk Niko ile Ku-
şadası'ndan Bıçkın Arif'in or-
tak işlettikleri dalyandan gelen
ç/pura'lar ızgaraya dizilse; Bü-
yük Menderes ovasından huy-
suz ihtiyar Hürrem Amca ile Si-
samlı geçimsiz moruk Hristo
Dayı 'Benim incirim daha ballı,
senin bahçenin zeytini kalın ka-
buklu' kavgasına tutuşsalar,
masabaşında bizler kahkaha-
dan kırılarak onlan izlesek ve
kavgayı kışkırtsak..." diye ekle-
seydik yazıya...
İpin ucunu keyifle koyverip
"Midilli'den Ayvalık'takiarkada-
şına konuk gelmiş Evdoksi-
ya'nın tam ensesinden öpse
Bergamalı Metin ve Ege Uni-
versitesi'nde 'llkçağ Mitologya-
lan' üstüne doktora yapan Stel-
yo, IzmirlıAyşegûl'ü omuzlann-
dan yakalayıp kendine çekse...
Sonra Dersimli Kürt Celo ile
Makedonyalı Krigo sıra bula-
şıkları yıkamaya geldiğinde
'Yok arkadaş sizler sömürgeci
milletler olarak bizi sömürdü-
nüz. Biz de bulaşık yıkamıyoruz
işte. Siz yıkayın. Bugün bey bi-
ziz' diye su koyverseler. Su koy-
verenleri bağnş çağnş ve elbi-
seleriyle Ege'nin ak köpükleri-
ne fıhatsak... Sonra bu iki kara
çocuğunun yüzme bilmedikle-
rinin ayırdına vanp, şaka kaka-
ya dönmeden, Çanakkaleli ll-
yas'la, Pilion'lu Aleko suya at-
layıp 'ezilmiş halklan' sudan çı-
karsalar, gülmekten kınlsak;
yorgun düşüp yıldızlı Ege gö-
ğünün altında sırtüstü uzanıp,
gözlerimiz kapanana kadar şiir
okusak; bir Nâzım'dan bir Rit-
sos'dan yudum yudum iç-
sek..." diye sürüp gitseydi ya-
zı...
•••
Tam da o sıcak günlerde üç
aşağı beş yukan bazı paragraf-
lan alıntılanan bir "banş yazısı"
yayımlansaydı ne derierdi aca-
ba?
Her iki ülkede şovenizmin,
kaba milliyetçiliğin nasıl da güç-
lü olduğunu, nasıl da kabarmak
için fırsat kolladığını oldukça iyi
biliyorum. Aynı sulardayıkanan
iki halkın birbiriyle can düşma-
nı olmasına yol açan tarihsel ol-
gulan gözardı ediyor filan da
degilim. En aklı başında sandı-
ğınız Yunan aydınının oturup si-
zinle ciddi ciddi "Türk istilası
tehlikesinden" söz edebildiği-
ne çok tanık oldum. Hoşgörü-
lü, insanseverTürk politikacıla-
nnın bile söz Yunanlılara geldi-
ğinde nasıl "şahin" kesildikleri-
ne hiç de yabancı değilim.
Dahası çok ciddi suratlı, çok
ciddi giyimli, çok ciddi görü-
nüşlü birtakım adamlann, çok
bilmiş birsuratla "Öyle uzo içip,
zeybek oynayarak, Ege'de
duygusal banş çağnlan yapa-
rak biryere vanlmaz" dedikle-
rini çok dinledim. Aynı adamla-
rın "Peki Ege'de banşa nasıl
ulaşılır?" sorusuna bir yanıtlan
olmadığı da hiç gözümden kaç-
madı.
Banşın bağlandığı pamuk ip-
liğinin gerildiği, koptu kopacak
gibi olduğu günlerde banşı yu-
kandaki paragraflarda çizilme-
ye çabalanan çerçevede ve o
kadar çocuksu savunanlara
karşı cadı kazanlannın kayna-
yacağını, o cıvık Vatan haini,
kansız" edebiyatının suyun iki
yakasında da yükseleceğini ya-
şam deneylerimle biliyorum.
Ama gene de haklı ve doğru
olanın banşı işte böyle çocuk-
ça ve çocuksu bir içerikte is-
teyenler olduğunu da biliyorum.
Sayılan epey az ve sesleri epey
cılız olsa bile...
POLİTtKA GÜ1NLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Militan
RP'Iİ Kayseri Belediye Başkanı'ndan sonra, Sin-
can Belediye Başkanı Bekir Yıldız da 4 yıl 7 ay ağır
hapis cezasına mahkûm oldu...
Selam gazetesinın yazan Nurettin Şirin de şe-
riatçı terör örgütü Hizbullah'a üye olduğu gerek-
çesiyle 17 yıl 6 ay hapis cezası yedi...
Yargı kararlan karşısında RP'Iİ Temel Karamol-
laoğlu, bakın ne dıyor:
"Bekir Yıldız'ın suç işlediği kanısında değilim..."
Temel Efendi, 3 Temmuz 1993 günü Sıvas'ta
Madımak Oteli'nde 37 aydınımız diri diri yakılırken
hangi görevde bulunuyordu?
Sıvas Belediye Başkanlığı!..
Durum anlaşılmıştır...
Şeriatçı medya dün ayağa kalkmıştı. Laik, de-
mokratik cumhuriyetin temeline dinamit koymak
isteyen güçler saldınya geçmişti...
Bunlar hep aynı numarayı yaparlardı. Sakjın en
büyük silahlanydı...
İşte şeriatçı Selam gazetesinin manşeti:
"Israil Genelkurmay Başkanı'nin şerefine Haber
Müdürümüz Şirin 'e akıl almaz ceza: Siyonist Sha-
kak'a armağan olsun!..
RP'nin yayın organı Milli Gazete yine 'sapla sa-
manı' kanştıran bir başyazı yayımlamıştı:
"Bekir Yıldız, yargıçlar tarafından terörist birör-
güte yataklık yapma suçundan hüküm giydi. Sö-
zü edilen terörist örgütlerin başında HAMAS ge-
liyor.
HAMAS; şu Israil'in siyonist emellenne karşı di-
renen örgüt. Fırat-Dicle arasını 'Tabi sınırian'n/n
içinde değehendiren, bu emele ulaşmak için Fi-
listin'in, Lübnan'ın, Suriye'ninbirçokyeriniişgale-
den; ve nihai hedefi için bir füze atımlık menzili kal-
mış siyonızme karşı taşla, sopayla direnen örgüt.
Sincan Belediye Başkanı işte bu örgüte yatak-
lık yapmak iddiasıyla hüküm giydi. Mahkemedeki
son sözleri şu olmuş: 'Kaza ve kadere inanıyoruz.
Allah kerimdir!'
7980 yılının Eylülü'nü hatııiıyoruz. On binlerce
insanın Konya'da mukaddes Kudüs için; orada
yaşayan Müslümanlara moral destek vermek için
düzenlediğı muhteşem mitingi hatııiıyoruz. Tabii
arkasından gelenleri de...
1996'nın ramazan ayını hatıhıyoruz: Bir ay sü-
reyle kurulan çadırlarda Türkiye'nin yoksullannın
karnını doyuran etkinlikleri ve peşinden dûzenle-
nen Kudüs Gecesi'ni... Tabii onun peşinden ge-
lenleri de..."
•••
Şeriatçılar her geçen gün azıyorlar...
Tarsus'ta öldürülen öğretmenler Mustafa Öz-
kan, Oktay Bulun'un katilleri henüz yakalanama-
dı. Bize kalırsa yakalanmalan olanaksız.
Çünkü Hizbullah adlı yasadışı, şeriatçı örgüt
'hücre' olduğu için zor yakalanıyor...
Şeriatçılar iki öğretmenin öldürülmesini nasıl iş-
lerine geldiği gibi kullandılarsa, yargı kararlarıyla il-
gili olarak da Israil'le bağlantı kurup yargıç ve sav-
cılan suçluyorlar...
Ya bizim dönek Marksistler ve şeriatçılarla işbir-
liği yapan 'Yalı çeteleri' ne işler beceriyorlar?..
Yaptıklan şu: Laik ve demokrat geçinen med-
ya patronlanndan mangırlan kapıp laik, demokra-
tik cumhuriyetin temeline dinamit koymak isteyen
şeriatçılarla güç biriiğine giriyorlar...
Bunların içinde 'bayan' olanı, cehaletin aymaz-
lığında 'tek tıp vaaz'a takıp devletin sözde totali-
ter anlayışını dile getirerek şöyle diyor:
"Uydu aracılığıyla naklen vaaz sistemiyle 'resmi
Islam' ve 'tek tip Müslüman' yaratma girişimlerini
sadece laik devletlere özgü birpolitika sanırsak da
çokyanılınz..."
Türkçe yazma özürlü 'bayan yazar' bir de Hu-
meyni'nin yaptıklarından örnek verip demokrasi
üzerine ahkâm kesiyor...
Bayan yazar, Türkiye'de olup bitenlere şöyle bir
bakıp Hizbullah adlı yasadışı şeriatçı örgütün Di-
yarbakır'da, Batman'da 1993-1996 yılları arasın-
da kadtnları pantolon giydikleri, başlannı örtmedik-
leri için kasap bıçağıyla doğradıklarını aklına bile
getirmiyor; Hizbullah'ın devlet eliyle güçlendirildi-
ğini bugüne dek öğrenemiyor...
Bayan yazar, bu ülkede demokrasi yanlısı güç-
lerin 'Anadolu Müslümanı'y\a bir sorunlan olmadı-
ğını, terör nereden gelirsegelsin ona karşı durduk-
lannı nedense anlamazlıktan geliyor...
• • •
Bugün Türkiye'de irtica giderek ivme kazanıyor...
Başörtüsü eylemlerıne katılan 100-200 üniver-
site öğrencisi ortalığı birbirine katıp ülkenin gün-
demini işgal ediyor...
Camıleri doldunmaya başlayan Hizbullah ve İB-
DA-C mılitanları 'dindarlan' rahatsız etmiyor mu?
Elbet ediyor!
Ama onlar sessiz bir çoğunluk!
Nur Vergin, bir yazısında şöyle diyordu:
"Cami avlusu Müslümanlan gitmiş, yerlerini
meydan militanlan almış..."
Beyazıt, Kızılay meydanlannda 17-18 yaşlann-
daki kız militanlar şimdi başörtüsü eylemi yapıyor-
lar...
Arkasında kimler var bu kız militanların?
Hizbullah, İBDA-C ve Refah Partisi!..
E. Posta: Hikmet.Cetinkaya(a raksnet.com
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
ÇAGDAŞ YAYINLARI
Hikmet Çetinkaya
ŞERİAT PAZARI
Fiyatı:500.000TL
i^. Kitap Kuîûbö Çağ Pazartama K$:
Y«ebatao Caa. Salkımsoğût Sok. fto-9/B Cağaioâiu-lstanbul
m Posîa çeki txa:666322