Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17EKİM1997CUMA
HABERLER
Yasar Kemal
Türkiye
Kürt
sorununu
çözmeli'
FRANKFURT (Re-
uters)- Yazar Yaşar Kemal,
Türkiye'nin çözmesi gere-
ken en önemli insan hakla-
n sorununun Kürt sonmu
olduğunu söyledi. Alman-
ya Kitapçılar Birliği'nin
kendisine verdiği banş
ödülünü almak ûzere
Frankfiırt'a giden Yaşar
K.emal, Türkiye'nin Avru-
palı müttefıklerini, Türki-
ye'de demokrasinin geliş-
mesi için yeterince çaba
göstermemekle suçladı.
Kemal, "Ben kendimi ger-
çekleri söylemek zorunda
hissediyorum... Bana bir
soru sonılduğunda görüş-
lerimi açıkça ve olduğu gi-
bi ifade edebilmeliyim" de-
di.
Yaşar Kemal, geçen
günlerde, Almanya'nın en
saygın ödüllerinden sayı-
lan Almanya Kitapçılar
Birliği Banş Ödülü'ne la-
yık görülmüştü. Kemal,
ödülünü almak üzere dün-
yanın en büyük kitap fuan
olan Frankfurt Kitap Fu-
an'na davet edildi. Fuara
katılan Yaşar Kemal, AB
ülkelerinin Türkiye'ye kar-
şı turumlannı kınadı. Ke-
mal, "Türkiye'de gerçek
demokrasinin inşasına hiç-
bir yardımlan bulunmadı.
AvTupa ülkelerinin Türki-
ye'deki siyasal gelişmeler,
demokrasi ve insan hakla-
n konulanna ilgi duyma-
malan çok yank" şeklinde
konuştu.
Operasyon
2 mühendis
serbest
bırakıldı
Yurt Haberieri Senisi -
Türk SilahlıKuvvetleri'nin
(TSK) hava desteğini alan
Irak Kürdistan Demokratik
Partisi (IKDP) peşmergele-
n ıle PKK'liler arasında
Kuzey Irak'ın 4 ayn bölge-
sinde çatışmalar yaşanıyor.
TSK'nin Kuzey Irak'taki
"Şafak harekâö" devam
ederken Celal Talabani li-
derliğindeki Irak Kürdistan
Yurtseverier Birliği (IK YB)
güçlerinin desteğindeki P-
KK'liler, IKDP peşmerge-
lerine, dün yeni bir saldın
daha başlattılar. Kuzey I-
rak'ın Revandiz, Hacum-
ran, Şaklava ve Akra'nın
lran sınır bölgesindeki kır-
sal kesimlerde sağlanan sı-
cak temas sonrası yoğun ça-
tışmalar yaşandı. Çauşma-
larda PKK'nin ağır kayıplar
verdiği bildirildi.
Dört gün önce Şebinka-
rahisar ilçesine bağlı Dere-
köy sınınnda, Beroner Ma-
dencilik AŞ'ye ait çinko ve
kurşun madeninden
PKK'liler tarafından kaçı-
nlan Bulgar mühendisler
Peter Bakalov ile Atanos
Mflkov, Sıvas'ın Suşehri il-
çesine bağlı Tatar köyü ya-
kınında dün sabaha karşı
serbest bırakıldı.
Hatay'ın Samandağ ilçe-
si kjrsal kesiminde sürdü-
rülen operasyonlarda da bir
PKK'linin öldürüldüğü,
Renızi Pişldn adlı PKK'lı-
nin de sağ olarak gözaltma
ahndığı bildirildi.
Baykal, koalisyonun kendine ömür biçeceğine görevini yapması gerektiğini söyledi
4
Düş kırıkbğı yarattdar'tstanbul Haber Senisi - CHP
Genel Başkanı Deniz Baykal hü-
kümetin, içinde bulunduğu döne-
mi en iyi şekilde değerlendirme-
si gerektiğini belirterek, "Hükü-
met hayal kınklığı yaratü. Kendi-
sineömijr biçip seçim tarihiyie uğ-
raşacağına görevini iyi yapsın. Bu
Türkiye için de hükümct için de iyi
olur" dedı.
Baykal, kısa adı TÜSES olan
Türkiye Sosyal Ekonomik Siya-
sal Araştırmalar Vakfı ile Fried-
rich Ebert Vakfı'nın birlıkte dü-
zenlediklen "Sosyal Demokratts-
tihdam Politikalan t aklaşımlan"
konulu uluslararası konferansın
açıhşını yaptı. The Marmara Ote-
li'nde düzenlenen konferansta
gazetecilerin sorulannı yanıtla-
yan Baykal, ne zaman seçime gi-
dileceğini şimdiden kimsenin bil-
mediğini vurguladı. Baykal. se-
çim tarihine TBMM'nin karar ve-
receğinı ve bunu halkm değerlen-
direceğini söyledi.
Baykal, hükümetın kendisine
ömür biçmek yenne, görevini
yapması gerektiğini de belirterek
"tktidar 3 ayı boşa geçirdi. Gerek-
li adımlar aülmadı. Ekonomi çok
kötü durumda" dedı. Baykal.
2001 yılında seçimin yapılması
olasılığıyla ılgili olarak da ıktıda-
nn seçim tanhiyle ilgilenmeme-
sini istedi. Baykal sözlerini şöyle
• Ekonominin çok kötü bir durumda olduğunu söyleyen CHP Genel Başkanı
Deniz Baykal, "tktidar üç ayı boşa geçirdi. Gerekli adımlar atılmadı" dedi.
Hükümetin düş kınklığı yarattığını, partizanlık ve enflasyonun kaygı verici
boyutlarda olduğunu söyleyen Baykal, "Biz bu hükümete bir fırsat verdik, şans
tanıdık. Sabote etmek istemiyoruz" dedi.
sürdurdü:
"Hükümet hayal kınklığı ya-
ratü. Partizanlık ve enflasyon çok
kaygı verici. Siyaset sandalye kav-
gası yapüacak yer değOdir. Hükü-
met enflasyon, Susurhık vedış po-
litika gibi konularda ne yapacağı-
nı gösterradi. Dış politikada ciddi
kaygüanmız var. Dış politikamtz
tutarhhk, ckküyet ve güvenOnük-
ten uzak. NATO'nun genişlemesi
ve Güney Kıbns'ın AB'ye üye ol-
ma çabalanna karşı iddialannnz
gerçekleşmedi. Parlamento seçe-
nekleri bu hükümeti zorunlu lal-
Deniz Baykal, Sosyal Demokrasi İstihdam Poiitikalan Yaklaşımlan Konferansı'nın açdışuu yapti.
dı ve biz bu hükümete bir fırsat
verdik.şans tanıdık. Sabote etmek
istemiyoruz."
Baykal, istihdam politikalan ile
ılgili olarak da sorunun sadece
ekonomik olmadığını; sosyal,
toplumsal, insani ve psikolojik
yönleri olduğunu kaydetti. Bay-
kal, "Sosyal demokraüann dtşın-
dakiler issizliğe teslim oldular ve
çözüm bulmakgibi bir arayış için-
de değiUer. Sosyal demokrasi bu-
nu reddeder ve işsizliği önlemeyi
en önemli hedeflerinden biri ola-
rak görür" dedı.
Ingiltere Işçı Partısı Millerveki-
li Chris Pond da liberal poliüka-
larm tngiltere'de büyük başansız-
lığa uğradığını ve hedeflerine ula-
şamayıp halkı daha da yoksullaş-
tırdığını anımsatarak şunlan söy-
ledi:
*İngOiz halkı yülar önce Thatc-
her döneminde sosyal adalet ve
ekonomik refah arasında ikincisi-
ni seçti. Fakat sonuçta ildsine de
ulaşılamadı. İşsiztik korkunç bo-
yutlara ulaşü. gelir dağıhmı bo-
zukhı ve uçurum büyüdü, halk
daha da yoksullaştı. Refah, sosyal
adaletin olmadığı kurak toprak-
larda yetişmez. İngiltere'nin reka-
bet gücünü arttırmak için insan-
lann sosyal haklannın ve ücretie-
rinin düşürülmesi çok olumsuz
sonuçlar doğurdu."
Irak Kürdistan Demokrat Partisi üst düzey yetkilisi Sami Abdurrahman'dan PKK iddiası
'PKK'yi Türk istihbarab kıırdu'
LALE SARIİBRAHtMOĞLU
ANKARA- TSK'nın başlattığı operas-
yon çerçevesinde Kuzey Irak'ta çatışma-
lar tüm şıddetiyle sürerken; Türk askerleri
ile birlikte PKK'ye karşı çarpışan Irak Kür-
distan Demokratik Partisi (KDP), Türk is-
tıhbaratının 1970'liyıllardaPKK'yıörgüt-
lediğini savladı.
PKK'nin yanı sıra bölgedeki diğer grup-
lar ile birleşip KDP'ye saldınya geçen
Kürt gmplanndan Kürdistan Yurtsever
Birliği (KYB) lideri Celal Tatabam'ıım de
önceki gün Türkiye'y
e
"suçlama vessmm-
ma" içerikli mektup gönderdiğı öğrenildi.
Sayılan 7 bini bulan Türk komando bir-
likleri ile KDP peşmergelerinın Kuzey 1-
rak'ta. TSK'nin Şafak-97 harekâtının ikin-
ci aşaması çerçevesinde PKK'yi tarama
operasyonu sürüyor. Talabani'nin, PKK'yi
de arkasına alarak ginştiği saldınnın arka-
sında KYB'yi KDP'ye karşı güçlendirmek
isteyen tran'ın bulunduğunu söyleyen
KDP'nin üst düzey sorumlusu Sami Ab-
durrahman Türk istihbaratına suçlama yö-
neltti. Zıyaret ettiği Ankara'dan Kuzey I-
rak'a gitmeden önce konuşan Abdurrah-
man, 197O'lı yıllarda Türk istihbaratının
PKK'yi diğer Kürt gruplanna karşı kurdu-
ğu yolunda kanıtlar bulunduğunu savun-
•>M!' -
Ab3urrahman'ın bu yöndeki iddialan
geçmişte de çeşitli çevreler tarafindan or-
tayaatılmıştı.
KDP Polıtbüro üyesi Abdurrahman,
"Türkiye'nin bu girişimi (PKK'ye iüşkin)
PKK'nin diğer Kürt gruplanna karşı sa-
vaşması ile ters tepti. Çünkü kendisi de za-
rar görüyor" iddiasında bulundu.
PKK'nin Kürt milliyetçiliğini bölgesel
güçlerin emnnde kullandığını vurgulayan
Abdurrahman, şu görüşlen dile getırdi:
"Kana susamıs, dikta politikası güden
PKK'nin bölgemizde otorite kurmaya hak-
kı yoktur. Bölgesel güçler tarafindan sat-
ranç tahtası olarak kuüanılan PKK, Türk
ordusunu Kuzey Irak'a girmeve zorluyor.
PKKBeisbiriiğinegjripbizesaİdıranraJa-
banL bu çaüşmalarda öleırierden sorumht-
dnr."
Abdunahman, TSK ile birlikte çarpışan
peşmergelerin düzenlı ordulann giremedi-
ği bölgelere ginp PKK'ye ağırdarbe ındir-
diğini de söyledi.
lc ve dış güvenlik ic içe girdi1
Ecevit: AB y
ye girmek
içinyalvarmayacağız
ANAP Baskanlık Divanı toplandı
'Yunanistan kayaya
tosladığını görecek'
HELSİMd / ANKARA
(Cumhtıriyet) - Başbakan Yar-
dımcısı Bülent Ecevit iç ve dış
güvenliğin iç içe girdiğini. or-
dunun da bunedenle her iki du-
rumla da 'doğal olarak ilgflen-
diğini' söyledi. Ecevit, Türki-
ye'nin Avrupa Birliği'ne gir-
meyi hakkı olduğu için istedi-
ğini, ama bu konuda Şalvaran'
bir tutum da izJemeyecekJerini
vurguladı.
Iskandınav ülkeleri gezisi
dönüşü uçakta gazetecilerin so-
rulannı yanıtlayan Ecevit, AB
konusunda şu değerlendirmeyi
yaptt:
"Kuzey ülkeleri Türkiye'ye
karşı dahaönyargısız bir tutum
içindeter.Avnıpa Birliği'nin ge-
nişlemesi süreci içinde Türki-
ye'nin de olmasım samimiyetle
istiyorlar. Ancak demokrasi ve
insan haklart konusunda çok
hassaslar. Bu ülkeleri uzun sü-
redirihmalt'ttigimizanlaşıhvor.
Önümüzdeki ay da Norveç ve
Danimarka'ya gidecegim. Nor-
veç AB üyesi değil, ama tek uf-
kumuzABdegU."
Türkiye'nin AB 'ye girmeyi
Avrupalı olduğu için istedigini
vurgulayan Ecevit, "Ama bn
konuda yalvaran bir tutum k>-
ne ginneyeceğiz'' dedi. Kıb-
ns'la ilgilı Batı'nın Türkiye ta-
rafindan yeterince bilgilendi-
rilmediğini bir kez daha gördü-
ğünü kaydeden Ecevit, yeni ku-
şak politikacı ve gazetecilerin
Kıbns'a niçin müdahale ettiği-
mizi bütün aynntılanyla kav-
raması gerektiğıne dikkat çek-
ti. Ecevit, "Kuzey ülkeleri çok
hakşinas.Buyüzden bizim Kıb-
nstakitavnmızıdatarafeıziz-
Hyorlar" diye konuştu.
Ecevit, bir soru üzerine, ge-
zi boyunca Çiller'in hiç söz ko-
nusu olmadiğını söyledi.
ANKARA (CumhuriyetBü-
rosa) - ANAP Genel Başkan
Yardımcısı Agâh Oktay Göner,
Yunanistan'ın "maceraa" bir
tavır sergilediğini, bazı ülkele-
rin de bunu destekleyen de-
meçler vermesinin düşündürü-
cü olduğunu vurgulayarak,
" Yunanistan bir kayaya toslad»-
ğmı gerektiğmde çok iyi göre-
cektn-" dedi.
ANAP Baskanlık Divanı,
Genel Başkan Yardımcısı Gü-
ner'ın başkanhğında toplandı.
Güner, toplantıda hükümet ta-
rafindan kendilerine verilen
bütçe ile ilgili brifıngi değer-
Iendirdiklerini söyledi. Yeni
bütçe yasa tasansınm sorum-
iuluk duygusu içinde ele alın-
dığını kaydeden Güner, T ü r k
devfetinin ckkHyetinive sorum-
luiuğunu taşıyan bir bütçeyi
TBMM Bütçe Plan Komisyo-
nu'na sunmaktan gurur duy u-
yoruz" dedi. Yeni bütçede Tür-
kiye'nin kaynaklannın namus-
lu ve dürüst bir biçimde tespit
edildiğini ve önceliğin borç
ödeme ve personel harcamala-
nna verildiğine dikkat çeken
Güner, "Bu bütçe gelir getirici
birçok kay nak valanlanna da-
yanan bir bütçe olmamışar"
dedi..Yunanistan"ın savaşı "ço-
cukovunca^zannettiğm" ifa-
de edenGüner, şunlan söyledi:
"Yunanistan'ın birtakım
maceraa hareketlerde bulun-
ması ve bazı komşuüanmızın
da onlann bu hareketlerinegöz
yuman demeçler vermesi dü-
şündürücüdür. Yunanistan'ın
yapbğı askeri harekâbn gölge-
sinde kalacağı çapta Türkiye'ye
yakışan bir askeri manevrager-
çekleştirilecektir. Yunanistan
bir kayaya tosladığuıı, gerekti-
ğinde çok iyi bir biçimde göre-
cektir.."
Abdurrahman, Kuzey Irak'ta otoritenin
sağlanması amacıyla oluşturulan Ankara
banş sürecinin ortaklan Türkiye. ABD ve
lngiltere'yi de, KYB'nın Kuzey Irak'taki
ateşkes hattında gerçekleştirdiği ihlalleri
tespit etmede yavaş davranmak ve Talaba-
ni "ye ödün vermekle suçladı.
Talabani'den mektup
PKK ile işbirliği yapmakla suçlanan
KYB Lideri Celal Talabani de önceki gün
Dışışleri Bakanı Istnail Cem'e "savunma
ve suçlama" içerikli bir mektup gönderdi.
Talabani mektubunda Türk jetlerinin,
KYB'nin kontrolündeki bölgeleri bomba-
ladığını belirterek bu eylemlerin durdurul-
masını istedi. Talabani, Türkiye'nin Kuzey
Irak'taki askeri harekâtının banş sürecinin
tarafi olan Ankara'nın ta-
rafsızlığına gölge düşür-
düğünü belirtti. Mektup-
ta örgütünün PKK'yi des-
teklediğıni de yalanlayan
Talabani, banş süreci çer-
çevesinde yerel yöneti-
min kurujması ve seçim-
lere gidilmesi gibi konu-
larda ilerleme kaydedil-
memiş olduğuna dikkat
çekti.
Talabani'nin yalanla-
masına karşın Dışişleri
Bakanjığı Sözcüsü Büyü-
kelçi Ömer Akbel bir so-
ruya verdiği yazılı yanıt-
ta, Kuzey Irak'taki ateş-
kes ihlallerine PKK'nin
de kanştığının Türkiye
tarafindan bilindiğinin al-
tını çizdi.
Kuzey Irak'ta PKK ve
KYB ile birlikte komü-
nist ve sosyalist partile-
rin de KDP'ye karşı çar-
pışmaya katılmalan böl-
gedeki güç dengelerinı
değiştirdi. KYB ve diğer
gruplann tran ve Suri-
ye'den destek gördüğü ve
bu ülkelerin, Türkiye'nin
desteğinde güçlenen
KDP'ye karşı KYB'nin
bölgede kontrolü yeniden
sağlamasını istediklenne
dikkat çekiliyor.
YAZIIORHAN BİRGİT .
Sanki beklenmedik bir şeymiş gibi.
önceki gün istanbul'un altını üstüne
getiren yağmur sonrası, medyamız.
şaşkınlığını gazetelerin mansetlerine
taşıyor.
MeteofDİoji yetkililerinin önceden is-
tanbul Valiliği ile belediye başkanlıkla-
rını haberii kıldıklan yağmurun, koca
kenti bir tufan bölgesi haline çevirmiş
olduğu gerçek.
Yetkililere uyan haberini önceden
veren meteoroloji, yağmurun şiddetli
yağacağını, ama olağan dışı olmaya-
cağını da bildinmiş.
Gazetelerimiz, ürünlerini satma be-
cerisini, tabak- çanak ya da buzdola-
bı, televizyon dağıtmaya indirgeye-
ceklerine, araştırmacı gazeteciliği ka-
pı dışarı atmasalardı, hemen bütün
Avrupa kentlerini de kapsayan hava
koşullarının oralardaki meteorolojik
verilerini, şehirlere, hatta kasabalara
yaptığı etkileri ortaya koyan haberieri
öğrenme olanağını bulurduk.
Ama ne gam.
Kucak dolusu milyariar, televizyon-
lann Türkçesi bozuk sunuculan ile bil-
gi fukarası program yapıalannın trans-
Bu îşler, Yapanların Yanına Bırakıldıkça
ferleri için aynlıyor, gazete sütunlann-
da köşe yazarları kapı yoldaşları ile
dalaşmayı içlerine sindirebiliyoriarsa,
böyle bir toplumda medya elbette
promosyon hüllesini uygulama bece-
risini gösterebilenlerin yaşam alanı
olarak ansiklopedılerde yer alacaktır.
Önceki günkü yağmur daha istan-
bul adı verilen bu büyük köyün üzerin-
deki kent makyaıını alıp götürmeden,
13 Ekim Pazartesi günü polis bül-
tenlerinde bizım toplumumuz için alı-
şılmış bir basit ölüm olayı da yer almış-
tı. Anadolu Hisan'nda oturan müteah-
hit Engin Özatalay, bir hafta önce evi-
ni terkeden eşi ve çocuğunun arkasın-
dan bunalıma girmiş, pompalı av tü-
feği ile intihar etmişti.
Komşulann haber vermesi üzerine
eve gelen polısin çağırdığı ambülans
"bu kez nasıl olduysa" kısa sürede o-
lay yerine ulaşmış, ancak sokak giri-
şinde ISKİ'nin açtığı çukura düşmüş-
tü. Ambülansı çıkartmak için gelen çe-
kici de çamura saplanınca, araçlann
kurtanjması hayli zaman almış, ne ça-
re ki, Özatalay sağlık müdahalesi ya-
pılamadan can verdiği için cesedi po-
şet ile ambülansa taşınmak zorunda
kalınmıştı. Olayı duyuran "Sabah"ga-
zetesinde bu haber çift sütuna "Ayn-
lık Ölüm Getirdi" başlığı ile yani ma-
gazin yönü ağır basılarak veriliyordu
da, ambülansın kapatılmayan bir çu-
kura düşmesi sonucu müntetiirin kur-
tanlamadığı satırlar arasına bırakılryor-
du.
Çağdaş bir ülkede yaşâsak, Bey-
koz Savcısı işin adli yönü ile kayma-
kam idari yönü ile Beykoz Belediye
Başkanı'ndan, yerel İSKİ sorumlulan-
na uzanan bir soruşturma dosyasına
delil toplamayı neredeyse tamamla-
mış olurlardı.
Çünkü bizim eskimiş Ceza Yasamız
bile, bu tür bir olayda "ölüme Sebe-
biyet"in sorumlulannı cezalandınr.
Ama Beykoz Belediye Başkanı, el-
bette Cübbeli Ahmetefendi Külliye-
si'nin yapımını südürmek için gizli giz-
li hangi önlemlerin alınacaöını düşün-
mekten, caddelerinde ISKİ'nin açtığı
çukurlan kapatmayı mı akıl etsin!
Istanbul Büyükşehir Belediyesi'nin
Başkanı olarak hâlâ televizyonlarda
açık oturumlara çıkabilme gücünü
gösteren Tayyip Erdoğan, Mehmet
Ali Birand'ın 32. Gün programında
yağmurun Allah'ın işi olduğunu söyle-
yerek, yüzde yüz kendi belediyesinin
kusuru ile sonuçlanan ölümlerden zer-
re kadar vicdan azabı duymadığını or-
taya koymuş olmuyor mu?
Erbakan, iki jet feribotun Yenikapı -
Yalova arasında sefere konulması gi-
bi, bizim de olumlu karşıladığımız do-
ğal bir belediye görevini, Refah Parti-
si'nin istanbul'a çağ atlatması olarak
sunduğu grup konuşması ile son kar-
maşa, feleğin garip cilvesi aynı güne
rastladı.
Siz şu ülkenin haline bakın ki, kos-
koca ana muhalefet partısinin Meclis
Grubu'nda, kürsüye çıkıp haftalık va-
azını veren Genel Başkan. o gün Istan-
bul'da en az on milyon ınsanın canını
burnunda hissettiği bir keşmekeşten
habersiz, ölenlere rahmet dileyeceği-
ne, kazageçiren istanbullularageçmiş
olsun diyeceğine, belki de kendisine
halef olacak Tayyip Bey'in altyapısı
için onu çağ atlatan kişi olarak kamu
oyuna takdim edebiliyor.
Ne diyelim. Bir ülkedeki, suçu işle-
yen, yanlışı yapan her kim ise, yaptık-
lannın yanına kâr kalması doğal sayı-
labiliyor ve olan biten çok çabuk unu-
tulabiliyor.
Refah Partisi'nin iki hafta önce Is-
tanbul sokaklanna astığı ve cami gös-
terilerinde de taşıdığı afişleri önceki
günkü fırtınalı havaya uygulamanın za-
manı gelmedi mi? "Unutma... Sana
bir yağmur sonrası koskoca kenti kö-
ye döndüren El Tayyib'i unutma."
Düzeltme: Salı günü yayımlanan
"Düzyazı "da Taha Paria dostumun
adı yanlışlıkla yer almış oldu. Doğru-
su yazıdan da anlaşılacağı gibi "Taha
Kıvanç" olacaktı.
BIRBAKIMA
SERVER TANILLI
Edebiyat, Toplum ve Tarih...
Geçenlerde bir gazetede okudum: Hüseyin
Rahmi Gürpınar'ın Heybeliada'daki köşkü sa-
hipsizlıkten yağmalanmış. Ve son bir haber, Hali-
kamas Balıkçısı'nın Bodrum'daki evi köfteci dük-
kânı olmuş. Kanınız donmaz da ne olur? Kalemi-
ni, bir ömür boyu istanbul'a adamış -o dev- yaza-
nn arkaya bıraktıklanna, öldüğü tarih olan 1944'ten
beri Istanbul Belediyesi adam olup da sahip çık-
mamış demek; edebiyatımızda apayrı bir sayfa
açan Halikarnas Balıkçısı'na da, aramızdan aynl-
dığı 1973'ten beri Bodrum, ya da Ege'deki bir be-
lediyenin ilgi duymaması gibi.
Içinizden gelir de bir şey yazabilir misiniz?
Yine de söylemek gerek: Edebiyatımız, sanatı-
mız onur kaynaklarımızın başında gelir. Alınız son
bir örnek: Frankfurt Kitap Fuan vesilesiyle, bütün
Avrupa'nın gözleri oraya çevrilmiş halde şu sıra-
lar. Bir başka dev yazan, Almanya'nın pek nadir
sanatçılara verdiği "Banş Ödülü"nü kazanmış olan
Yaşar Kemal'ı selamlıyorlar. Yaşar Kemal, bütün
bir Türkiye'dir orada şimdi; hepimizin temsilcisi-
dir. Edebiyatın ve sanatın temsilciliği de, işte böy-
lesine "cihanşümur boyırtlardadır.
Ama Yaşar Kemal'in, boynunda bir ceza tehdi-
di asılı olarak dolaştığını da unutmuş olabilir misi-
niz?
Ölüsüne de dırisine de pek saygımız yoktur sa-
natçılanmızın; ya da üstünkörü, içtenliksiz, sığ ve
ufuksuz bakanz.
En başta da, özgürlüklerini fütursuz çalarak...
•
Edebiyat ve sanattan açıldı, sürdürelim.
Son haftalarda büyük bir tad alarak ve yararta-
narak okuduğumuz eserlerden biri, Adnan Binya-
zar'ın Çağdaş Yayınlar'da çıkan Toplum ve Ede-
biyat 'ı oldu.
Yazı/Yazar, Düşünce/ Değeriendirme, Toplum
ve Sanat başlıklan altında toplanmış yazılar. Bin-
yazar, pek köklü bir birikime sahıp olduğundan,
konu sıkıntısı çekmediği gibi, konusunu da yığın-
la tanıklığın eşliğinde işleyip olgunlaştınr.
Kitap boyunca bütün yazılann altını çizdikleri
önemli ilkeler de görüyoruz. Yazann sorumluluğu
en başında bunlann. Sartre'ın şu sözlerini anıyor
bir yerde: "Yazaraç milyonlariçin yazmadıkça hep
bir tedirginiik duygusu altında ezilecektir."
Ve yazar, kendi "özgüriük fcaf/"ndan bakar dün-
yaya.
Yaratışın gizi de gücü de buradadır.
Binyazar, klasik Türkçenin en güzel örnekleri
arasında gördüğüm o kusursuz ve sıcak diliyle,
toplum ve edebiyat ilişkilerinin yeni bir dökümü-
nü veriyor bize.
Okumadan edemeyeceğimiz bir kitap...
Okuduğum bir başka eser, Ahmet Oktay'ın,
1993'te Kültür Bakanlığı Yayınları'ndan çıkan
Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı adlı -1300 sayfa-
lık- kapsamlı çalışması oldu.
Benim kuşağım, lisedeyken, edebiyat küttürü-
nü, başta ismail Habip Seyük'ün Edebi Yeniliği-
m/z'iyle Mustafa Nihat Özön'ün Muasır Türk
Edebiyatı Tarihi'nüen almıştır. Onların yanına, bi-
1
'raz da kişisel merakımızla, yine Sevük'ün Avrupa
Edebiyatı ve Biz adlı dev eserini koymuştuk.
Ne mi yapmıştır bu yazarlar?
Edebi birikımi genç kuşaklara titizlikle -ve bu
arada namusluca- aktarırken edebiyatı da sevdir-
mişlerdir.
O ciddiliği rahmetli Cevdet Kudret'le Tahir
Alangu sürdürdüler. Ne var ki, onlann dışında ede-
biyat tarihçiliği, onun yanı sıra da edebiyat eğiti-
mi, Şükran Kurdakul'un -o anıtsal- Çağdaş Türk
Edebiyatı çıkıncaya kadar, üvey evlat muamelesi
gördü.
Ahmet Oktay'ın kitabını, her şeyden önce konu-
nun "itibarını iade" yolunda bir başka ciddi adım
olarak gördüm. Kendisi kitabını sunarken ne den-
li alçakgönüllülük gösterirse göstersin, edebiyat
tarihçiliğimizde bir büyük aşamadır bu.
Eserde şimdılik 1923-1950 arası sergilenmış bu-
lunuyor. Uzunca bir yazarlar kafilesı, eserierı veon-
lardan örneklerte sunulmadan önce, "Imparator-
luk'tan Cumhuriyet ve demokrasiye" geçiş yılla-
nnda, "edebiyatın arka alanı" ile "edebiyat orta-
mı ve arayışlar", yeni, özgün bir yaklaşımla ve hü-
nerle veriliyor.
Bir büyük "ayna"dır elımizdeki.
Cumhuriyet öncesine de taşan uzantılanyla,
toplumumuzun bir yarım yüzyıllık sosyal, siyasal,
fıkri ve edebi tablosunu seyrediyoruz onda.
Neresinden baksanız önemli.
Hiç kuşkusuz eli öpülesi bir iştir yaptığı Ahmet
Oktay'ın. Ama bunu başarmakla, görevinden bü-
tünüyle sıynlmış da sayılamaz: Vaadettiği gibi
1950-1980 arasını da değil, yüzyılın bitimine de-
ğin, edebiyatımızın serüvenini sergilemeyi onun
kaleminden bekliyoruz. Yeni bir yüzyılın eşiğinde
bu bilançoyu çıkarmanın onuru büyük olacak.
Yapmamanın vebali de...
RP'ü başkanların
davasınajet inceleme
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - RP hakkında
kapatma davası açan
Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı Viıral
Sa^'aş'ın, RP'li belediye
başkanlan Şükrü
Karatepe ve Bekir
Yıküz'la ilgili
mahkûmiyet kararlannı,
RP'nin kapatılmasıyla
ilgili davada sözlü
savunma yaparken
Anayasa Mahkemesi'ne
sunacağı öğrenildi.
Ankara 1 No'lu
DGM'de yargılanan
Kayseri Büyükşehir
Belediye Başkanı
Karatepe 1 yıl, 2 No'lu
DGM'de yargılanan
Sincan Belediye
Başkanı Yıldız da 4 yıl
7 ay hapse mahkûm
edilmiştı. Karatepe'nun
davası geçen hafta
karara bağlanmış ve
duruşmadan hemen
sonra avukatı, karan
temyiz etmişti. Bekir
Yıldız'm avukatlannın
da önceki gün yapüan
duruşmadan hemen
sonra karan temyiz
ettikleri öğrenildi.
Ankara 2 No'lu DGM,
Karatepe'nin dosyasmı
Yargıtay'a gönderdiği. 1
No'lu DGM'nin de
Yıldız'ın dosyasını,
gerekçeli kararla birlikte
önümüzdeki hafta
başında göndereceği
bildirildi. Her iki
davayla ilgili
mahkeme kararlannm,
onanması
durumunda, Yargıtay
Başsavcısı Savaş
tarafindan Anayasa ''
Mahkemesi'ne
sunulacağı belirtildi.
Savaş'ın, dava
hakkında gerekli bilgi
ve dokümanı,
tepliğname hazırlanmak
üzere dava dosyalannın
Yargıtay Başsavcılığı'na
geldiği sırada alacağı
bildirildi.