27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17EKİM1997CUMA HABERLER Yasar Kemal Türkiye Kürt sorununu çözmeli' FRANKFURT (Re- uters)- Yazar Yaşar Kemal, Türkiye'nin çözmesi gere- ken en önemli insan hakla- n sorununun Kürt sonmu olduğunu söyledi. Alman- ya Kitapçılar Birliği'nin kendisine verdiği banş ödülünü almak ûzere Frankfiırt'a giden Yaşar K.emal, Türkiye'nin Avru- palı müttefıklerini, Türki- ye'de demokrasinin geliş- mesi için yeterince çaba göstermemekle suçladı. Kemal, "Ben kendimi ger- çekleri söylemek zorunda hissediyorum... Bana bir soru sonılduğunda görüş- lerimi açıkça ve olduğu gi- bi ifade edebilmeliyim" de- di. Yaşar Kemal, geçen günlerde, Almanya'nın en saygın ödüllerinden sayı- lan Almanya Kitapçılar Birliği Banş Ödülü'ne la- yık görülmüştü. Kemal, ödülünü almak üzere dün- yanın en büyük kitap fuan olan Frankfurt Kitap Fu- an'na davet edildi. Fuara katılan Yaşar Kemal, AB ülkelerinin Türkiye'ye kar- şı turumlannı kınadı. Ke- mal, "Türkiye'de gerçek demokrasinin inşasına hiç- bir yardımlan bulunmadı. AvTupa ülkelerinin Türki- ye'deki siyasal gelişmeler, demokrasi ve insan hakla- n konulanna ilgi duyma- malan çok yank" şeklinde konuştu. Operasyon 2 mühendis serbest bırakıldı Yurt Haberieri Senisi - Türk SilahlıKuvvetleri'nin (TSK) hava desteğini alan Irak Kürdistan Demokratik Partisi (IKDP) peşmergele- n ıle PKK'liler arasında Kuzey Irak'ın 4 ayn bölge- sinde çatışmalar yaşanıyor. TSK'nin Kuzey Irak'taki "Şafak harekâö" devam ederken Celal Talabani li- derliğindeki Irak Kürdistan Yurtseverier Birliği (IK YB) güçlerinin desteğindeki P- KK'liler, IKDP peşmerge- lerine, dün yeni bir saldın daha başlattılar. Kuzey I- rak'ın Revandiz, Hacum- ran, Şaklava ve Akra'nın lran sınır bölgesindeki kır- sal kesimlerde sağlanan sı- cak temas sonrası yoğun ça- tışmalar yaşandı. Çauşma- larda PKK'nin ağır kayıplar verdiği bildirildi. Dört gün önce Şebinka- rahisar ilçesine bağlı Dere- köy sınınnda, Beroner Ma- dencilik AŞ'ye ait çinko ve kurşun madeninden PKK'liler tarafından kaçı- nlan Bulgar mühendisler Peter Bakalov ile Atanos Mflkov, Sıvas'ın Suşehri il- çesine bağlı Tatar köyü ya- kınında dün sabaha karşı serbest bırakıldı. Hatay'ın Samandağ ilçe- si kjrsal kesiminde sürdü- rülen operasyonlarda da bir PKK'linin öldürüldüğü, Renızi Pişldn adlı PKK'lı- nin de sağ olarak gözaltma ahndığı bildirildi. Baykal, koalisyonun kendine ömür biçeceğine görevini yapması gerektiğini söyledi 4 Düş kırıkbğı yarattdar'tstanbul Haber Senisi - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal hü- kümetin, içinde bulunduğu döne- mi en iyi şekilde değerlendirme- si gerektiğini belirterek, "Hükü- met hayal kınklığı yaratü. Kendi- sineömijr biçip seçim tarihiyie uğ- raşacağına görevini iyi yapsın. Bu Türkiye için de hükümct için de iyi olur" dedı. Baykal, kısa adı TÜSES olan Türkiye Sosyal Ekonomik Siya- sal Araştırmalar Vakfı ile Fried- rich Ebert Vakfı'nın birlıkte dü- zenlediklen "Sosyal Demokratts- tihdam Politikalan t aklaşımlan" konulu uluslararası konferansın açıhşını yaptı. The Marmara Ote- li'nde düzenlenen konferansta gazetecilerin sorulannı yanıtla- yan Baykal, ne zaman seçime gi- dileceğini şimdiden kimsenin bil- mediğini vurguladı. Baykal. se- çim tarihine TBMM'nin karar ve- receğinı ve bunu halkm değerlen- direceğini söyledi. Baykal, hükümetın kendisine ömür biçmek yenne, görevini yapması gerektiğini de belirterek "tktidar 3 ayı boşa geçirdi. Gerek- li adımlar aülmadı. Ekonomi çok kötü durumda" dedı. Baykal. 2001 yılında seçimin yapılması olasılığıyla ılgili olarak da ıktıda- nn seçim tanhiyle ilgilenmeme- sini istedi. Baykal sözlerini şöyle • Ekonominin çok kötü bir durumda olduğunu söyleyen CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "tktidar üç ayı boşa geçirdi. Gerekli adımlar atılmadı" dedi. Hükümetin düş kınklığı yarattığını, partizanlık ve enflasyonun kaygı verici boyutlarda olduğunu söyleyen Baykal, "Biz bu hükümete bir fırsat verdik, şans tanıdık. Sabote etmek istemiyoruz" dedi. sürdurdü: "Hükümet hayal kınklığı ya- ratü. Partizanlık ve enflasyon çok kaygı verici. Siyaset sandalye kav- gası yapüacak yer değOdir. Hükü- met enflasyon, Susurhık vedış po- litika gibi konularda ne yapacağı- nı gösterradi. Dış politikada ciddi kaygüanmız var. Dış politikamtz tutarhhk, ckküyet ve güvenOnük- ten uzak. NATO'nun genişlemesi ve Güney Kıbns'ın AB'ye üye ol- ma çabalanna karşı iddialannnz gerçekleşmedi. Parlamento seçe- nekleri bu hükümeti zorunlu lal- Deniz Baykal, Sosyal Demokrasi İstihdam Poiitikalan Yaklaşımlan Konferansı'nın açdışuu yapti. dı ve biz bu hükümete bir fırsat verdik.şans tanıdık. Sabote etmek istemiyoruz." Baykal, istihdam politikalan ile ılgili olarak da sorunun sadece ekonomik olmadığını; sosyal, toplumsal, insani ve psikolojik yönleri olduğunu kaydetti. Bay- kal, "Sosyal demokraüann dtşın- dakiler issizliğe teslim oldular ve çözüm bulmakgibi bir arayış için- de değiUer. Sosyal demokrasi bu- nu reddeder ve işsizliği önlemeyi en önemli hedeflerinden biri ola- rak görür" dedı. Ingiltere Işçı Partısı Millerveki- li Chris Pond da liberal poliüka- larm tngiltere'de büyük başansız- lığa uğradığını ve hedeflerine ula- şamayıp halkı daha da yoksullaş- tırdığını anımsatarak şunlan söy- ledi: *İngOiz halkı yülar önce Thatc- her döneminde sosyal adalet ve ekonomik refah arasında ikincisi- ni seçti. Fakat sonuçta ildsine de ulaşılamadı. İşsiztik korkunç bo- yutlara ulaşü. gelir dağıhmı bo- zukhı ve uçurum büyüdü, halk daha da yoksullaştı. Refah, sosyal adaletin olmadığı kurak toprak- larda yetişmez. İngiltere'nin reka- bet gücünü arttırmak için insan- lann sosyal haklannın ve ücretie- rinin düşürülmesi çok olumsuz sonuçlar doğurdu." Irak Kürdistan Demokrat Partisi üst düzey yetkilisi Sami Abdurrahman'dan PKK iddiası 'PKK'yi Türk istihbarab kıırdu' LALE SARIİBRAHtMOĞLU ANKARA- TSK'nın başlattığı operas- yon çerçevesinde Kuzey Irak'ta çatışma- lar tüm şıddetiyle sürerken; Türk askerleri ile birlikte PKK'ye karşı çarpışan Irak Kür- distan Demokratik Partisi (KDP), Türk is- tıhbaratının 1970'liyıllardaPKK'yıörgüt- lediğini savladı. PKK'nin yanı sıra bölgedeki diğer grup- lar ile birleşip KDP'ye saldınya geçen Kürt gmplanndan Kürdistan Yurtsever Birliği (KYB) lideri Celal Tatabam'ıım de önceki gün Türkiye'y e "suçlama vessmm- ma" içerikli mektup gönderdiğı öğrenildi. Sayılan 7 bini bulan Türk komando bir- likleri ile KDP peşmergelerinın Kuzey 1- rak'ta. TSK'nin Şafak-97 harekâtının ikin- ci aşaması çerçevesinde PKK'yi tarama operasyonu sürüyor. Talabani'nin, PKK'yi de arkasına alarak ginştiği saldınnın arka- sında KYB'yi KDP'ye karşı güçlendirmek isteyen tran'ın bulunduğunu söyleyen KDP'nin üst düzey sorumlusu Sami Ab- durrahman Türk istihbaratına suçlama yö- neltti. Zıyaret ettiği Ankara'dan Kuzey I- rak'a gitmeden önce konuşan Abdurrah- man, 197O'lı yıllarda Türk istihbaratının PKK'yi diğer Kürt gruplanna karşı kurdu- ğu yolunda kanıtlar bulunduğunu savun- •>M!' - Ab3urrahman'ın bu yöndeki iddialan geçmişte de çeşitli çevreler tarafindan or- tayaatılmıştı. KDP Polıtbüro üyesi Abdurrahman, "Türkiye'nin bu girişimi (PKK'ye iüşkin) PKK'nin diğer Kürt gruplanna karşı sa- vaşması ile ters tepti. Çünkü kendisi de za- rar görüyor" iddiasında bulundu. PKK'nin Kürt milliyetçiliğini bölgesel güçlerin emnnde kullandığını vurgulayan Abdurrahman, şu görüşlen dile getırdi: "Kana susamıs, dikta politikası güden PKK'nin bölgemizde otorite kurmaya hak- kı yoktur. Bölgesel güçler tarafindan sat- ranç tahtası olarak kuüanılan PKK, Türk ordusunu Kuzey Irak'a girmeve zorluyor. PKKBeisbiriiğinegjripbizesaİdıranraJa- banL bu çaüşmalarda öleırierden sorumht- dnr." Abdunahman, TSK ile birlikte çarpışan peşmergelerin düzenlı ordulann giremedi- ği bölgelere ginp PKK'ye ağırdarbe ındir- diğini de söyledi. lc ve dış güvenlik ic içe girdi1 Ecevit: AB y ye girmek içinyalvarmayacağız ANAP Baskanlık Divanı toplandı 'Yunanistan kayaya tosladığını görecek' HELSİMd / ANKARA (Cumhtıriyet) - Başbakan Yar- dımcısı Bülent Ecevit iç ve dış güvenliğin iç içe girdiğini. or- dunun da bunedenle her iki du- rumla da 'doğal olarak ilgflen- diğini' söyledi. Ecevit, Türki- ye'nin Avrupa Birliği'ne gir- meyi hakkı olduğu için istedi- ğini, ama bu konuda Şalvaran' bir tutum da izJemeyecekJerini vurguladı. Iskandınav ülkeleri gezisi dönüşü uçakta gazetecilerin so- rulannı yanıtlayan Ecevit, AB konusunda şu değerlendirmeyi yaptt: "Kuzey ülkeleri Türkiye'ye karşı dahaönyargısız bir tutum içindeter.Avnıpa Birliği'nin ge- nişlemesi süreci içinde Türki- ye'nin de olmasım samimiyetle istiyorlar. Ancak demokrasi ve insan haklart konusunda çok hassaslar. Bu ülkeleri uzun sü- redirihmalt'ttigimizanlaşıhvor. Önümüzdeki ay da Norveç ve Danimarka'ya gidecegim. Nor- veç AB üyesi değil, ama tek uf- kumuzABdegU." Türkiye'nin AB 'ye girmeyi Avrupalı olduğu için istedigini vurgulayan Ecevit, "Ama bn konuda yalvaran bir tutum k>- ne ginneyeceğiz'' dedi. Kıb- ns'la ilgilı Batı'nın Türkiye ta- rafindan yeterince bilgilendi- rilmediğini bir kez daha gördü- ğünü kaydeden Ecevit, yeni ku- şak politikacı ve gazetecilerin Kıbns'a niçin müdahale ettiği- mizi bütün aynntılanyla kav- raması gerektiğıne dikkat çek- ti. Ecevit, "Kuzey ülkeleri çok hakşinas.Buyüzden bizim Kıb- nstakitavnmızıdatarafeıziz- Hyorlar" diye konuştu. Ecevit, bir soru üzerine, ge- zi boyunca Çiller'in hiç söz ko- nusu olmadiğını söyledi. ANKARA (CumhuriyetBü- rosa) - ANAP Genel Başkan Yardımcısı Agâh Oktay Göner, Yunanistan'ın "maceraa" bir tavır sergilediğini, bazı ülkele- rin de bunu destekleyen de- meçler vermesinin düşündürü- cü olduğunu vurgulayarak, " Yunanistan bir kayaya toslad»- ğmı gerektiğmde çok iyi göre- cektn-" dedi. ANAP Baskanlık Divanı, Genel Başkan Yardımcısı Gü- ner'ın başkanhğında toplandı. Güner, toplantıda hükümet ta- rafindan kendilerine verilen bütçe ile ilgili brifıngi değer- Iendirdiklerini söyledi. Yeni bütçe yasa tasansınm sorum- iuluk duygusu içinde ele alın- dığını kaydeden Güner, T ü r k devfetinin ckkHyetinive sorum- luiuğunu taşıyan bir bütçeyi TBMM Bütçe Plan Komisyo- nu'na sunmaktan gurur duy u- yoruz" dedi. Yeni bütçede Tür- kiye'nin kaynaklannın namus- lu ve dürüst bir biçimde tespit edildiğini ve önceliğin borç ödeme ve personel harcamala- nna verildiğine dikkat çeken Güner, "Bu bütçe gelir getirici birçok kay nak valanlanna da- yanan bir bütçe olmamışar" dedi..Yunanistan"ın savaşı "ço- cukovunca^zannettiğm" ifa- de edenGüner, şunlan söyledi: "Yunanistan'ın birtakım maceraa hareketlerde bulun- ması ve bazı komşuüanmızın da onlann bu hareketlerinegöz yuman demeçler vermesi dü- şündürücüdür. Yunanistan'ın yapbğı askeri harekâbn gölge- sinde kalacağı çapta Türkiye'ye yakışan bir askeri manevrager- çekleştirilecektir. Yunanistan bir kayaya tosladığuıı, gerekti- ğinde çok iyi bir biçimde göre- cektir.." Abdurrahman, Kuzey Irak'ta otoritenin sağlanması amacıyla oluşturulan Ankara banş sürecinin ortaklan Türkiye. ABD ve lngiltere'yi de, KYB'nın Kuzey Irak'taki ateşkes hattında gerçekleştirdiği ihlalleri tespit etmede yavaş davranmak ve Talaba- ni "ye ödün vermekle suçladı. Talabani'den mektup PKK ile işbirliği yapmakla suçlanan KYB Lideri Celal Talabani de önceki gün Dışışleri Bakanı Istnail Cem'e "savunma ve suçlama" içerikli bir mektup gönderdi. Talabani mektubunda Türk jetlerinin, KYB'nin kontrolündeki bölgeleri bomba- ladığını belirterek bu eylemlerin durdurul- masını istedi. Talabani, Türkiye'nin Kuzey Irak'taki askeri harekâtının banş sürecinin tarafi olan Ankara'nın ta- rafsızlığına gölge düşür- düğünü belirtti. Mektup- ta örgütünün PKK'yi des- teklediğıni de yalanlayan Talabani, banş süreci çer- çevesinde yerel yöneti- min kurujması ve seçim- lere gidilmesi gibi konu- larda ilerleme kaydedil- memiş olduğuna dikkat çekti. Talabani'nin yalanla- masına karşın Dışişleri Bakanjığı Sözcüsü Büyü- kelçi Ömer Akbel bir so- ruya verdiği yazılı yanıt- ta, Kuzey Irak'taki ateş- kes ihlallerine PKK'nin de kanştığının Türkiye tarafindan bilindiğinin al- tını çizdi. Kuzey Irak'ta PKK ve KYB ile birlikte komü- nist ve sosyalist partile- rin de KDP'ye karşı çar- pışmaya katılmalan böl- gedeki güç dengelerinı değiştirdi. KYB ve diğer gruplann tran ve Suri- ye'den destek gördüğü ve bu ülkelerin, Türkiye'nin desteğinde güçlenen KDP'ye karşı KYB'nin bölgede kontrolü yeniden sağlamasını istediklenne dikkat çekiliyor. YAZIIORHAN BİRGİT . Sanki beklenmedik bir şeymiş gibi. önceki gün istanbul'un altını üstüne getiren yağmur sonrası, medyamız. şaşkınlığını gazetelerin mansetlerine taşıyor. MeteofDİoji yetkililerinin önceden is- tanbul Valiliği ile belediye başkanlıkla- rını haberii kıldıklan yağmurun, koca kenti bir tufan bölgesi haline çevirmiş olduğu gerçek. Yetkililere uyan haberini önceden veren meteoroloji, yağmurun şiddetli yağacağını, ama olağan dışı olmaya- cağını da bildinmiş. Gazetelerimiz, ürünlerini satma be- cerisini, tabak- çanak ya da buzdola- bı, televizyon dağıtmaya indirgeye- ceklerine, araştırmacı gazeteciliği ka- pı dışarı atmasalardı, hemen bütün Avrupa kentlerini de kapsayan hava koşullarının oralardaki meteorolojik verilerini, şehirlere, hatta kasabalara yaptığı etkileri ortaya koyan haberieri öğrenme olanağını bulurduk. Ama ne gam. Kucak dolusu milyariar, televizyon- lann Türkçesi bozuk sunuculan ile bil- gi fukarası program yapıalannın trans- Bu îşler, Yapanların Yanına Bırakıldıkça ferleri için aynlıyor, gazete sütunlann- da köşe yazarları kapı yoldaşları ile dalaşmayı içlerine sindirebiliyoriarsa, böyle bir toplumda medya elbette promosyon hüllesini uygulama bece- risini gösterebilenlerin yaşam alanı olarak ansiklopedılerde yer alacaktır. Önceki günkü yağmur daha istan- bul adı verilen bu büyük köyün üzerin- deki kent makyaıını alıp götürmeden, 13 Ekim Pazartesi günü polis bül- tenlerinde bizım toplumumuz için alı- şılmış bir basit ölüm olayı da yer almış- tı. Anadolu Hisan'nda oturan müteah- hit Engin Özatalay, bir hafta önce evi- ni terkeden eşi ve çocuğunun arkasın- dan bunalıma girmiş, pompalı av tü- feği ile intihar etmişti. Komşulann haber vermesi üzerine eve gelen polısin çağırdığı ambülans "bu kez nasıl olduysa" kısa sürede o- lay yerine ulaşmış, ancak sokak giri- şinde ISKİ'nin açtığı çukura düşmüş- tü. Ambülansı çıkartmak için gelen çe- kici de çamura saplanınca, araçlann kurtanjması hayli zaman almış, ne ça- re ki, Özatalay sağlık müdahalesi ya- pılamadan can verdiği için cesedi po- şet ile ambülansa taşınmak zorunda kalınmıştı. Olayı duyuran "Sabah"ga- zetesinde bu haber çift sütuna "Ayn- lık Ölüm Getirdi" başlığı ile yani ma- gazin yönü ağır basılarak veriliyordu da, ambülansın kapatılmayan bir çu- kura düşmesi sonucu müntetiirin kur- tanlamadığı satırlar arasına bırakılryor- du. Çağdaş bir ülkede yaşâsak, Bey- koz Savcısı işin adli yönü ile kayma- kam idari yönü ile Beykoz Belediye Başkanı'ndan, yerel İSKİ sorumlulan- na uzanan bir soruşturma dosyasına delil toplamayı neredeyse tamamla- mış olurlardı. Çünkü bizim eskimiş Ceza Yasamız bile, bu tür bir olayda "ölüme Sebe- biyet"in sorumlulannı cezalandınr. Ama Beykoz Belediye Başkanı, el- bette Cübbeli Ahmetefendi Külliye- si'nin yapımını südürmek için gizli giz- li hangi önlemlerin alınacaöını düşün- mekten, caddelerinde ISKİ'nin açtığı çukurlan kapatmayı mı akıl etsin! Istanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Başkanı olarak hâlâ televizyonlarda açık oturumlara çıkabilme gücünü gösteren Tayyip Erdoğan, Mehmet Ali Birand'ın 32. Gün programında yağmurun Allah'ın işi olduğunu söyle- yerek, yüzde yüz kendi belediyesinin kusuru ile sonuçlanan ölümlerden zer- re kadar vicdan azabı duymadığını or- taya koymuş olmuyor mu? Erbakan, iki jet feribotun Yenikapı - Yalova arasında sefere konulması gi- bi, bizim de olumlu karşıladığımız do- ğal bir belediye görevini, Refah Parti- si'nin istanbul'a çağ atlatması olarak sunduğu grup konuşması ile son kar- maşa, feleğin garip cilvesi aynı güne rastladı. Siz şu ülkenin haline bakın ki, kos- koca ana muhalefet partısinin Meclis Grubu'nda, kürsüye çıkıp haftalık va- azını veren Genel Başkan. o gün Istan- bul'da en az on milyon ınsanın canını burnunda hissettiği bir keşmekeşten habersiz, ölenlere rahmet dileyeceği- ne, kazageçiren istanbullularageçmiş olsun diyeceğine, belki de kendisine halef olacak Tayyip Bey'in altyapısı için onu çağ atlatan kişi olarak kamu oyuna takdim edebiliyor. Ne diyelim. Bir ülkedeki, suçu işle- yen, yanlışı yapan her kim ise, yaptık- lannın yanına kâr kalması doğal sayı- labiliyor ve olan biten çok çabuk unu- tulabiliyor. Refah Partisi'nin iki hafta önce Is- tanbul sokaklanna astığı ve cami gös- terilerinde de taşıdığı afişleri önceki günkü fırtınalı havaya uygulamanın za- manı gelmedi mi? "Unutma... Sana bir yağmur sonrası koskoca kenti kö- ye döndüren El Tayyib'i unutma." Düzeltme: Salı günü yayımlanan "Düzyazı "da Taha Paria dostumun adı yanlışlıkla yer almış oldu. Doğru- su yazıdan da anlaşılacağı gibi "Taha Kıvanç" olacaktı. BIRBAKIMA SERVER TANILLI Edebiyat, Toplum ve Tarih... Geçenlerde bir gazetede okudum: Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın Heybeliada'daki köşkü sa- hipsizlıkten yağmalanmış. Ve son bir haber, Hali- kamas Balıkçısı'nın Bodrum'daki evi köfteci dük- kânı olmuş. Kanınız donmaz da ne olur? Kalemi- ni, bir ömür boyu istanbul'a adamış -o dev- yaza- nn arkaya bıraktıklanna, öldüğü tarih olan 1944'ten beri Istanbul Belediyesi adam olup da sahip çık- mamış demek; edebiyatımızda apayrı bir sayfa açan Halikarnas Balıkçısı'na da, aramızdan aynl- dığı 1973'ten beri Bodrum, ya da Ege'deki bir be- lediyenin ilgi duymaması gibi. Içinizden gelir de bir şey yazabilir misiniz? Yine de söylemek gerek: Edebiyatımız, sanatı- mız onur kaynaklarımızın başında gelir. Alınız son bir örnek: Frankfurt Kitap Fuan vesilesiyle, bütün Avrupa'nın gözleri oraya çevrilmiş halde şu sıra- lar. Bir başka dev yazan, Almanya'nın pek nadir sanatçılara verdiği "Banş Ödülü"nü kazanmış olan Yaşar Kemal'ı selamlıyorlar. Yaşar Kemal, bütün bir Türkiye'dir orada şimdi; hepimizin temsilcisi- dir. Edebiyatın ve sanatın temsilciliği de, işte böy- lesine "cihanşümur boyırtlardadır. Ama Yaşar Kemal'in, boynunda bir ceza tehdi- di asılı olarak dolaştığını da unutmuş olabilir misi- niz? Ölüsüne de dırisine de pek saygımız yoktur sa- natçılanmızın; ya da üstünkörü, içtenliksiz, sığ ve ufuksuz bakanz. En başta da, özgürlüklerini fütursuz çalarak... • Edebiyat ve sanattan açıldı, sürdürelim. Son haftalarda büyük bir tad alarak ve yararta- narak okuduğumuz eserlerden biri, Adnan Binya- zar'ın Çağdaş Yayınlar'da çıkan Toplum ve Ede- biyat 'ı oldu. Yazı/Yazar, Düşünce/ Değeriendirme, Toplum ve Sanat başlıklan altında toplanmış yazılar. Bin- yazar, pek köklü bir birikime sahıp olduğundan, konu sıkıntısı çekmediği gibi, konusunu da yığın- la tanıklığın eşliğinde işleyip olgunlaştınr. Kitap boyunca bütün yazılann altını çizdikleri önemli ilkeler de görüyoruz. Yazann sorumluluğu en başında bunlann. Sartre'ın şu sözlerini anıyor bir yerde: "Yazaraç milyonlariçin yazmadıkça hep bir tedirginiik duygusu altında ezilecektir." Ve yazar, kendi "özgüriük fcaf/"ndan bakar dün- yaya. Yaratışın gizi de gücü de buradadır. Binyazar, klasik Türkçenin en güzel örnekleri arasında gördüğüm o kusursuz ve sıcak diliyle, toplum ve edebiyat ilişkilerinin yeni bir dökümü- nü veriyor bize. Okumadan edemeyeceğimiz bir kitap... Okuduğum bir başka eser, Ahmet Oktay'ın, 1993'te Kültür Bakanlığı Yayınları'ndan çıkan Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı adlı -1300 sayfa- lık- kapsamlı çalışması oldu. Benim kuşağım, lisedeyken, edebiyat küttürü- nü, başta ismail Habip Seyük'ün Edebi Yeniliği- m/z'iyle Mustafa Nihat Özön'ün Muasır Türk Edebiyatı Tarihi'nüen almıştır. Onların yanına, bi- 1 'raz da kişisel merakımızla, yine Sevük'ün Avrupa Edebiyatı ve Biz adlı dev eserini koymuştuk. Ne mi yapmıştır bu yazarlar? Edebi birikımi genç kuşaklara titizlikle -ve bu arada namusluca- aktarırken edebiyatı da sevdir- mişlerdir. O ciddiliği rahmetli Cevdet Kudret'le Tahir Alangu sürdürdüler. Ne var ki, onlann dışında ede- biyat tarihçiliği, onun yanı sıra da edebiyat eğiti- mi, Şükran Kurdakul'un -o anıtsal- Çağdaş Türk Edebiyatı çıkıncaya kadar, üvey evlat muamelesi gördü. Ahmet Oktay'ın kitabını, her şeyden önce konu- nun "itibarını iade" yolunda bir başka ciddi adım olarak gördüm. Kendisi kitabını sunarken ne den- li alçakgönüllülük gösterirse göstersin, edebiyat tarihçiliğimizde bir büyük aşamadır bu. Eserde şimdılik 1923-1950 arası sergilenmış bu- lunuyor. Uzunca bir yazarlar kafilesı, eserierı veon- lardan örneklerte sunulmadan önce, "Imparator- luk'tan Cumhuriyet ve demokrasiye" geçiş yılla- nnda, "edebiyatın arka alanı" ile "edebiyat orta- mı ve arayışlar", yeni, özgün bir yaklaşımla ve hü- nerle veriliyor. Bir büyük "ayna"dır elımizdeki. Cumhuriyet öncesine de taşan uzantılanyla, toplumumuzun bir yarım yüzyıllık sosyal, siyasal, fıkri ve edebi tablosunu seyrediyoruz onda. Neresinden baksanız önemli. Hiç kuşkusuz eli öpülesi bir iştir yaptığı Ahmet Oktay'ın. Ama bunu başarmakla, görevinden bü- tünüyle sıynlmış da sayılamaz: Vaadettiği gibi 1950-1980 arasını da değil, yüzyılın bitimine de- ğin, edebiyatımızın serüvenini sergilemeyi onun kaleminden bekliyoruz. Yeni bir yüzyılın eşiğinde bu bilançoyu çıkarmanın onuru büyük olacak. Yapmamanın vebali de... RP'ü başkanların davasınajet inceleme ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RP hakkında kapatma davası açan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Viıral Sa^'aş'ın, RP'li belediye başkanlan Şükrü Karatepe ve Bekir Yıküz'la ilgili mahkûmiyet kararlannı, RP'nin kapatılmasıyla ilgili davada sözlü savunma yaparken Anayasa Mahkemesi'ne sunacağı öğrenildi. Ankara 1 No'lu DGM'de yargılanan Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Karatepe 1 yıl, 2 No'lu DGM'de yargılanan Sincan Belediye Başkanı Yıldız da 4 yıl 7 ay hapse mahkûm edilmiştı. Karatepe'nun davası geçen hafta karara bağlanmış ve duruşmadan hemen sonra avukatı, karan temyiz etmişti. Bekir Yıldız'm avukatlannın da önceki gün yapüan duruşmadan hemen sonra karan temyiz ettikleri öğrenildi. Ankara 2 No'lu DGM, Karatepe'nin dosyasmı Yargıtay'a gönderdiği. 1 No'lu DGM'nin de Yıldız'ın dosyasını, gerekçeli kararla birlikte önümüzdeki hafta başında göndereceği bildirildi. Her iki davayla ilgili mahkeme kararlannm, onanması durumunda, Yargıtay Başsavcısı Savaş tarafindan Anayasa '' Mahkemesi'ne sunulacağı belirtildi. Savaş'ın, dava hakkında gerekli bilgi ve dokümanı, tepliğname hazırlanmak üzere dava dosyalannın Yargıtay Başsavcılığı'na geldiği sırada alacağı bildirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle