Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
37EKİM1997CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
Fransız yönetmene Hollywood kapılannı ardına kadar açan fantastik film gösterimde
New Age tarzı hflrnıkurgu
. Şimdiye kadar yapılmış en büyük
bütçeli (90 milyon Amerikan Dolan'na
tekabül eden 500 milyon Fransız Fran-
' gı'nı aşmış maliyeti) Fransız fılmi olan,
ülkemizdeki gala gösterisine yönerme-
niyle bas. kadın oyuncusunun da bizzat
katıldığı, oldukça tantanalı bir tanıtım
kampanyasıyla sunulan 'LeCinquieme
Element- Beşinci Güç', Fransız filmin-
- den çok, bol görsel efekt dolgulu. göz-
• alıcı, parlak bir Hollyvvood üstünyapı-
mı izlenimi bırakıyor seyircide.
- Fransız sinemasının çekırdekten ye-
• tişme genç ustası, kendine özgü bir vız-
yon sahibı, cevval yaratıcı-yönetmenı.
-son on yıla 'Metro', 'Nikita', 'The Big
Blue'. 'Atlantis' ya da 'Leon' gibi gişe-
-si de sağlam, farklı fılmleriyle damga-
-Sinı vurmuş, özel hayranlaredinmiş, ki-
^milerine göre 'Spieİberg'in Fransa şu-
besi' sayılan, 'Bay Mavf Luc Bes-
_son'un, yıllanmış, eski bir tasansından
yola çıkarak yazıp yönettiği 'Le Cin-
quieme Element- Beşinci Güç', ağırlık-
r
h olarak resimli roman kültürüyle bes-
lenmiş, öteden beri Amerikan sinema-
sının yoğun etkisinde kalmış, deniz tut-
kunu bu yönetmenin engın hayalgücün-
den fırlamış. malum iyiyle kötünün mü-
cadelesine ilişkın çok renkli bir fantas-
tik.
Şenlikli, şamatalı bir serüven
, Başka bir boyutta hapsedilmiş olan
. ve sadece beş bin yilda bir, boyutlar ara-
-sında açılan kapıdan saldırarak (!), ge-
. zegenimizde süregelenbütün yaşamı ve
. ışığı yok etmek fırsatmı bulan 'mutlak
kötülük' tarafindan tehdıt edilen yaşlı
, dünyamızı kurtarmak da, tesadüfen
Nevv Yorklu. kendi halindekı bir taksi
, şoförü Korben Dallas'a (Bruce VVillis)
düşüyor. Zaman 23. yüzyıl. ABD. bir
zenci başkanın yönetiminde. tnsanoğ-
lu sigara içmekten vazgeçmemiş.
TV'den ödül kazanıp en kısa yoldan kö-
"şeyi dönmek en büyük arzusu halâ. Tra-
fik yerden gökyüzüne yayılmış, ama
aynen eskisi gibi sinirbozucu yine. Ge-
leceğin alabildığine karmaşık dünyası-
nın, kimi yanlanyla günümüzden pek
•farkı yok aslında. Fritz Lang'ın Metro-
epolis'ini çağnştıran, gökdelenler ara-
sında uçan halılar gibi ge-
zen san taksilerin seyretti-
ği, yoğun bir hava trafiği-
nin aktığı, cı\ıl cıvıl. fütü-
ristık bir New York kenti
dekor. Gizemlı bir kaçma-
kovalamacaya dayanan,
patırtılı gürültülü şamata-
lı, ancak şıddetin ayyuka
çıktığı o Amerikan yapım-
lanndaki kadar kafa ütüle-
meyen bir aksiyon tempo-
sunda gelişen fılm, irili ufaklı her boy,
renk ve cinsten uzaylı yaratıklarla, ge-
lecek tasanmlanyla, efekt ustalıklany-
la bezeli baştan sona. Scorsese klasiği
'Taksi Şoförii'nün unutulmaz kahrama-
nı Tra\ıs-De Niro'nun, sanki 3 yüzyıl
sonrasındaki 'iyi' izdüşümü gibi algıla-
dığımız. 23. yüzyıldan, Nevv Yorklu
taksi şoföni Korben Dallas- Willis, ka-
nsınca terk edilmiş. üzgün bezgin, yi-
tik, emekli savaşçı bir pilot eskisi.
Üç yüzyıl sonrasının Nevv York'un-
daki gökdelen apartmanında daracık
Beşinci Cüc
Le Cinquieme Element- The Fifth Element /
Yönetmen, senaryo: Luc Besson / Diyaloglar:
L.Besson, Robert Marc Kamen / Kamera:
Thierry Arbogast / Müzik: Eric Serra / Oyuncular:
Bruce VVillis, Milla Jovovich, Gary Oldman, lan
Holm, Chris Tucker, Luke Perry, Matthieu
Kassovitz / 1997 Fransa (Umut Sanat)
hücre gibi ükıldığı dairesinde yalnız ba-
şına yaşayan, Uzakdoğu mutfağına da
meraklı taksi şoförümüz, havadan ik-
mal yapan, Asyalı seyyar satıcılann tez-
gâhından yiyor acıktığında. Devasa bir
ateş topu gibi uzaydan. son sürat ışık hı-
zıyla gelip dünyayı ve üstündeki tüm
canlılannı yok etme hedefine kilitlen-
miş mutlak kötülük'ten dünyayı kurta-
racak beşinci elementi korumakla gö-
revlendiriliyor kahraman şoförümüz
('Ucuz Roman' ya da 'ZorÖhım' film-
lerindeki perişan kompozisyonlannı yı-
neleyen bir Bruce VVHHs).
Görür görmez çekımi-
ne kapıldığı, Beşinci ele-
mentin simgesi, garip dil-
li. saf. çocuksu ve seksi.
'üstün insan" Leeloo (Mil-
laJo\wich) ve onun sırn-
na vakıf Rahip Corneli-
us'la (lan Holm) birlikte
inanılmaz bir serüvene
atılan Korben Dallas'ımız
nıce badireler atlattıktan
sonra fınalde, dünyada ve evTendeki bü-
tün enerji ve yaşam kaynaklanna nok-
ta koymayı amaçlayan mutlak kötülüğü
engelleyerek bu şenlikli. şamatalı, 'New
Agetarzı'bilımkurgu serüvenini mutlu
sona bağlıyor. Kaos teorisine ve paraya
hükmeden, mutlak kötülüğün suç orta-
gı, zengin, açgözlü. hain. züppe ışada-
mı Zorg rolündekı usta aktör Gary Old-
man'la, makineli tüfek gibi sürekli ko-
nuşan, dırdırcı. sorunlu DJ Ruby rolün-
deki Chris Tucker'in kompozisyonla-
nyla renklendirilmiş 'Beşinci Güç', so-
nuçta kınlgan, dunı, vahşi ve şımank
Leeloo'yu oynayan. Slav kökenli, güzel
ve yetenekli, gencecik manken Milla
Jovovich'ı de kazandınyor sinemaya.
Ekrandaki Mav i Ay dizisinden bu yana
çok yol almış ve Hollyvvood'un ağır
toplan arasına çoktan kanşmış Bruce
VVillis ise üstüne düşenı yapıyor, filmin
lokomotifi olarak.
Esin kaynağı çizer Moebius
Dolu dolu, zengin bir görselliğe yas-
lanan anlatımı, oyuncu yönetimi ve se-
yırciyle sıcak bir ilışki kuran yaklaşımı
gibi özelliklerinin yanı sıra genellikle
dramatik yapıyı oluşturmada ve senar-
yo yazımındaki kimi zaaflan, sürekli
klışe karakterlerde ısrar etmesi. yüzey-
sellik vb. gibi kusurlan da bulunan Luc
Besson. son 20 yılda, Uzay Yolu gibi
TV dizilenyle başlayıp Star Wars gibi
kilometre taşı filmlerle sürerek kişısel
sinema belleklerimıze nakşolunmuş o
Amerikanvâri bilimkurgu serüvenlen-
nin çizgisinde giden bir fantastik kotar-
mış 'Beşinci Güç'te.'BladeRunner'dan
'Stargate'e kadar uzatılacak çağnşım
ve göndermelere bolca yer veren fılm,
mizahla dengelenmiş anlatımı, efektle-
ri, görüntüleri. yönetmenin değişmez
bestecisi Eric Serra'nm müzikleri, Je-
an-Paul Gauttiernın uçuk kostümleri.
epeyce özenilmış dekorlan ve oyuncu-
lanyla kuşkusuz sinemaseverlerin kaül-
madan edemeyeceği, görkemli bir bi-
limkurgusal aksiyon- macera yolculu-
ğuna davetiye çıkanyor. Bize de, tam
anlamıyla ve beylik deyışle. baştan so-
na 'görsel bir şölen' niteliğindeki bu eğ-
lencelik seyirliğe meraklısının dikkati-
ni çekmek düşüyor.
Luc Besson imzalı, yüzeysel, hafıf a-
ma usta işi bu yaman 'spektaküler at-
raksfyon'un başlıca esin kaynağı da, ha-
yal ürünü dünyalar, fantastik atmosfer-
ler yaratmada kimsenin kolay kolay eli-
ne su dökemeyeceği, ünlü Fransız re-
simlı roman ustası, Fransız çizer Moebi-
us. Eski Pilote, Hara Kiri, Metal Hur-
lant gibi çizgi roman dergilerinden ta-
nıdık bu ünlü çizerin, kara mizahla har-
manlanmış. gerçeküstücü ve fantastik
tarzıyla bılimkurguya yeni ve özgün bir
bakış açısı getirmiş resimli romanlan-
nın sinema perdesindekı uzantısı sayı-
lacak 'Beşinci Güç', keyifli tebessüm-
lerle izlenen, ilginç bireğlencelik baş-
tan sona.
Günümüze taşınmış ilginç bir Tolstoy uyarlaması
• Geçen yıl Cannes'da
sinema yazarlan ve seyirci
ödüllerini kazanıp Karlovy
Vary Festivali'nin büyük
ödülüne de layık bulunan
'Kafkas Mahkûmu"nda,
Tolstoy'un bir hikâyesi
günümüzün kanşık
Çeçenistan'ına taşınarak
.güncelleştirilmiş.
Sovyetler Birliğı'nin dağıl-
Tnasından sonra özellikle Kaf-
"kaslarda patlak veren savaş ve
-kargaşanın hüküm sürdüğü ül-
kelerden Çeçenistan'da pusuya
-düşürülen Ruslardan ikı yaralı
askeri esir alan Abdül Murat
-adındaki yaşlı Çeçenin amacı,
Rus ordusunca yakalanıp hapse
,tıkılmış oğlunu bu iki Rus aske-
riyle takas etmektir.
Issız bir dağ başındaki köyü-
ne götürüp ağılma tıktığı. biri
.gözükara, zorlu, sert bir çavuş
.(Oleg Menşikov), öteki salakça,
.saf, tüyleri henüz terlemiş gen-
cecik bir er (Yönetmenin oğlu
Sergey Bodrov Jr.) olan iki tut-
Kafkas Mahkûmu
Kavkazski Plennik /
Yönetmen: Sergey
Bodrov / Senaryo: Arif
Aliyev, S. Bodrov,
Boris Giller,
Tolstoy'un
hikâyesinden /
Kamera: Pavel
Lebeşev / Müzik:
Leonid Desyatnikov /
Oyuncular: Oleg
Menşikov, Sergey
Bodrov Jr., Susanna
Mekraliyeva, Cemal
Siharulidze,
Aleksandr Bureyev /
1997 Kazakistan-
Rusya (Özen Film)
sağının yaralannı iyileştirip
prangaya vuran Abdül Murat,
değiş-tokuşu gerçekleştirmek
için 2 tutsak Rus askerinin aile-
leriyle temasa geçer yazışarak.
Ne var ki tutsak iki Rus kaç-
maya kalkışır ve bekçileri Ha-
san'ı bertaraf ederek kaçış yolu-
na düzülürler ama Çavuş, Saşa
gereksiz yere bir çobanı öldür-
düğü ıçin Cezayir'dekı gibi bo-
ğazı kesilerek cezalandınlır, çok
geçmeden yakalandıklannda.
Bölgenin en cesur, atak ve çetin
savaşçılan olarak Ruslann çok
canını yakmış Çeçen genllalan.
masum, genç Rus eri Vanya'yı
gerisin geri köye götürüp Abdül
Murat'a teslim ederler, Abdül
Murat da yenı yetme kızı Di-
na'nın (Susanna Mekraliyeva)
bakımına verir tutsak Vanya'yı.
Saşa'nın kaçarken öldürülme-
siyle değiş-tokuş umudu suya
Ozenli ve özenti bir Atıf Yılmaz fantezisiGünün birinde, uzun yıllar önce direk-
siyonda oturan babasmın kılına bile zarar
vermeyen bir araba kazasında ölmüş ol-
•masına rağmen hâlâ rüyalannı işgal eden
£evgili annesi. gökyüzünden düşüp çıka-
ğelerek. yeniden hayatının dizginlerini eli-
•ne ahnca, kadınlarla sorunlu, cici oğul
lErol Bey'in başına, görün seyreyleyin ne
îişler gelir!
! Sinemamızın her dönemde genç kala-
îbilmeyi başarmış, yanm yüzyıllık kariye-
Irinde hep yeni arayışlann peşine takılmış,
Ihemen hemen her türde eser vermiş, yo-
înılmaz ustası Atıf Yılmaz'ın Antalya Al-
Jtm Portakal ve Adana Altın Koza festival-
;lerinde yanştıktan sonra bugün gösterime
Jgirecek olan son filmi "Nihavend Muci-
^ze",geniş seyirci kitlesine ulaşmayı amaç-
^layanbirfantezi.
> Oedipus kompleksi çevresinde anneden
;oğula, oğuldan sevgiliye uzanan kadın-er-
|kek ilişkileri üstüne gelişen bu masalımsı
Jkomediyi. zaman zaman Hollywood sine-
Jmasının "öteki taraPtan dünyaya dönen
*kimi ölü kahramanlann öykülerini anlatan
^duygusal güldürü türü filmlerinin yerli
»versiyonu gibi seyrettik.
» Yoğun ilgisi ve sevgisiyle biricik oğlun-
»da Oedipus kompleksine neden olmuş, bir
•zamanlann tanınmış Türk sanat müziği
îsolisti, özellikle nihavend makamı tutku-
IBU, cevresinin gözdesi;
anne Suzan Ha-
Nihavend Mucize
Yönetmen: Atıf Yılmaz/
Senaryo: Zeynep Avcı,
A. Yılmaz, İpek
Çalışlar'ın
öyküsünden/
Kamera: Erdal
Kahraman/ Müzik:
Erhan Şakar, Server
Acim/ Sanat Yönetmeni:
Metin Deniz/ Oyuncular:
Türkan Şoray, Haluk
Bilginer, Lal.e Mansur,
Beyazıt Öztürk,
Meltem Savcı, Şükran
Güngör/ 1997
Delta Film
nım (Türkan Şoray) geçmişten hayata dö-
nüp oğlunun evine postu serince, ölümün-
den beri dünyada çok şeyin değiştiğini far-
kederek bıraz bocalıyor ilkin.
Ancak çabucak yeni hayata uyum sağ-
layarak oğlu Erol'un işkadını sevgilisi
tris'le (Lale Mansur) süregelen mızmız
ilişkisini yoluna sokmaya çalışıyor. An-
nesinin ölümünden sorumlu tutarak
Erol'un yıllardır pek görüşmediği baba-
sıyla (Şükran Güngör) da arasını vapma-
ya uğraşıyor. Gelini sayılacak Ins'le kadın
kadına kaynatırken, oğlunun genç. vakı-
şıklı ve çapkın ortağıyla (Beyazıt Oztürk)
kınştırmaktan, aynca sevgili kocasını hoş-
nut etmekten de geri durmuvor geçkin ta-
ze Suzy Hanım!
Çevreye karşı yurtdışından gelen tey-
zesi olarak tanıttığı ve tüm yaşamı boyun-
ca onca idealize ettiği annesinin aslında sı-
radan. anaç, sevgi dolu ve fettan bir kadın-
dan pek farklı olmadığını farkedecektir
Erol...
Sevdiği komedi türüne dönen Atıf Yıl-
maz'ın öyküye yedirdiği eleştin ve do-
kundurmalarla, doğru oyuncu seçimi ve
yönetimiyle. yer yer espriler savuran. ne-
şe saçan mizah ve güldürü potansiyeliyle
çekici kjldığı "Nihavend Mucize", rahat-
lıkla izlenen, işlek. akıcı ve oyalayıcı bir
fantezi sayılabilir.
Atıf Yılmaz'ın önemlı filmleri arasına
pek giremese de, Beykoz Konaklan'ndan
Hyatt Regency otelıne. Svviss Otel'den
Bilsak 5. kata ve Akmerkez'e kadar uza-
tılabilecek, yeni ve şık mekânlarda çekil-
miş bu komedi denemesinde. anlattığı öy-
künün güncel ve sansasyonel yanlannı y-
er yer öne çıkanyor becerili yönetmeni-
mız.
Hakiki bir Ingiliz kumaşı olduğunu yi-
ne örnekleyen Haluk Bilginer'in başmı
çektiği oyuncu kadrosunun da katkısıyla.
yönetmenin engin deneyimı ve birikimi-
nin ürünü "Nihavend Mucize" kimi yapay
ve özenti yanlanna karşın genelde müs-
tehzi gülümsemelereşliğindekolayca "tü-
ketilrveren", vasat bir Atıf Yılmaz fante-
zisi (komedisi ya da masalı) sonuçta. Son
yıllarda birbirini izleyen orta karar Atıf
Yılmaz filmlerinin, ticari bir iştahla çar-
çabucak tezgahlanmış en >enisi şimdilik.
düşen Abdül Murat, hapishane-
deki ayaklanmada kendi oğlu-
nun da öldürüldüğünü öğrenir.
Arbk bürün Çeçen köyü Ab-
dül Murat'ın genç Rus askeri
Vanya'yı öldürmesini bekle-
mektedir. Gencecik Çeçen kızı
Dina'yla Vanya'nın arasında
elektrikJenen platonik aşka da
bozuk çalan acılı baba Abdül
Murat, herkesi yanıltacak ve sa-
vaşm yol açtığı acımasız cina-
yetler zincirini kırarak fılmi in-
sancıl ve bağışlayıcı bir finale
taşıyacaktır...
Bu yılın İstanbul Film Festi-
vali'nde, Edebiyattan Beyazper-
deye Uyarlamalar bölümünde
gösterilen. geçen yıl Cannes'da
sinema yazarlan (FIBRESCI)
ve seyirci ödüllerini kazanıp
Karlovy Vary Festivali'nin bü-
yük ödülüne de layık bulunan
"Kafkas MahkûrmTnu Tols-
toy'un bir hikâyesinin günümü-
zün kanşık Çeçenistanına taşı-
narak güncelleştirilmesi sonu-
cunda izleyebiliyoruz.
1948 doğumlu, okullu
(VGIK) senarist yönetmen Ser-
gey Bodrov. söyleyece-
^ " ^ ğini alçak perdeden ile-
ten, yalın, insancıl, si-
yah-beyaz, etkileyici
bir film ortaya kovmuş
"Kafkas Mahkû-
mu"yla. Milliyetçilik
ve şovenizme yüz ver-
meden savaşın acılannı
perdeye düşüren bu sı-
cak, hümanist ve duru
filmden Abdül Mu-
rat'la Vanya'nın öğret-
men annesinin buluştu-
ğu, ölü soyuculann sa-
vaş meydanmda haya-
let gibi işlerini gördüğü
ya da gaddar Çeçen sa-
vaşçılannın Rus tutsak
ikiliye mayın döşenmiş
araziyi temizlettikleri
gibisinden etkili sahne-
lerle savaş karşıtı tavn
kalıyorgenye.
Meraklısının zaten
tanıdığı Oleg Menşi-
kov'la yönetmenin genç
oğlu Sergey Bodrov
Jr.'ın oluşturduğu tut-
sak ikiliyle, kalpakh,
heybetli, evlat acısına
gömülen Çeçen Abdül
Murat rolündeki Cemal
Siharulidze'nin öne
çıktığı "Kafkas Mah-
kûmu" sadece Kadıköy
Hakan ve Beyoğlu Be-
yoğlu sinemalannda
gösteriliyor.
İspanyol basınında Türk fimleri
'Harnarn've 'Tabutta
Rövaşata 'ya ilgi
Kültiir Servisi - San Se-
bastıan Film Festivairmn
Zabeltagı bölümünde gös-
terilen iki Türk filmi Ta-
butta Rövaşata ve Hamam,
tspanyol basınma da konu
oldu.2lEylüll997tarihli
El Diario Vasco isimlı ga-
zetede 'Boğaziçi'nde Aç-
lık' başlığında Tabutta
Rövaşata ıçın şunlan söy-
lüyor: "Kendi ülkcsinde
bu ilk filmi için pek çok
ödül almış olan Türk yö-
netmen Derviş Zaım bize
turistlerin gördükleri ile
ilgisi olmayan bir İstan-
bul gösteriyor. Tabutta
Rövaşata umutsuzluğun
kronik yumuşaklığıdır.
Ne büyük ne de küçük
bir film. Ağırbaşlı. din-
gin, aynı zamanda da eğ-
lenceli. Her şeye rağmen
dayanışma içinde, duy-
gulu fakat asla basit ol-
mayan bir film." Ferzan
Özpetek'ın Hamam fılmi
ıçin ise 'Vücudu ve Ruhu
Çıplak Olanlar' başlığı
altında: "Hamam, çok
karanlık. kameranın. rit-
min, senaryonun \e yö-
netmenin bakışının çare
bulamayarak bıraktığı
boşluklan seyircinin dol-
duracağına inamlan. ki-
minin çok hoşuna gide-
cek kiminin de hiç zevk
almayacağı bir film" ota-
rak tanımlanıyor.
Italya'da 6 aydır vizyon-
dan inmeyen ve şimdiye
kadar 2 milyon 800 bin do-
lar hasılat yapan film. Tiir-
kiye"de 10 sınemada bırden
gösterilecek
Ingiltere. Fransa ve ts-
viçre'nin aralanndabulun-
duğu 12 ülke "Hamam"ı
satın aldı. ttalya'da gerek
ızleyıcilerden gerekse ba-
sın-yayın organlanndan
tam not alan fılm, bazı sah-
neleriyle de çok konuşula-
cağa benziyor.
JamesCarter ayakta alkışlandı.(LGUR DEMlR)
'Müzik benim
yaşam tarzımdır'
Kültür Servisi -Akbank
~. Caz Festıvali kapsamın-
da dün Aksanat'ta semıner
veren James Carter. ak-
şam da Cemal Reşit Rey
Konser Salonu'nda cazse-
verlerle buluştu. James
Carter'a pıyanoda Craig
Tabon, akustik basta Jan-
bu Shahıd, davulda Tani
Tabbal eşlık etti. İzleyen-
lere hoş dakikalar yaşatan
Carter. konser sırasında
yaptığı konuşmada Türki-
ye'de bulunmaktan duy-
duğu mutluluğu dile getir-
di ve kendisını izlemeye
gelenlere teşekkür etti.
Konser sonunda ayakta al-
kışlanan Carter büyük
uyum içinde olduğu gnı-
buylabisyaptı.
Çeyrek yüzyılın en iyi
saksofonculanridan biri
olarak tanınan Carter.
'Müzik benim için bir >a-
şam tarzı, müzisyen bir ai-
leden gcliyor olrnamın da
önemli rolü var. Donald
Washington, müziğe bakış
açımı de^iştiren müzisyen-
lerden biri. E\ imizde pan-
siyoner olarak kalan ve
pek çok müzik aleti bulu-
nan Charles Green saye-
sinde müzik aletlerini ya-
kından tamma ve çalma
fursab buldum. Sonra za-
manla kendi tekniğimi ge-
liştirdim. Müzikyaparken,
müzik aleti sizin bir parça-
nız olur" sözleriyle belir-
tıyor. müzik yaşamına na-
sıl başladığmı. Yılda dü-
zenli olarak 3 turne yapan
sanatçı her gün ikı saat ça-
lıştığını belirtıyor Gelece-
ğin tenor saksofoncusu
olarak görülen Carter. caz
dışında bir müzik yapma-
yı düşünmedığini söylü-
yor. Sanatçı. swing, bop ve
free cazı bir araya getirdi-
ğı melodilennde cazı yeni-
den tanımlıyor.
Adını ilk olarak 17 ya-
şındayken VVynton Mar-
saüs'le çıktığı turnede du-
yuran Carter. daha sonra
Chıcago Sanat Grubu'nun
kurucu üyelennden Lester
Bo»ie ıle tanışarak, trom-
pet dörtlüsüne katıldı.
Grup çalışmalannın dışın-
da caz operası 'Long Ton-
gues' ve BiD T. Jones \e
Arnie Zane'ın dans pro-
düksiyonu 'L'ncle Tom's
Cabin'de saksofonuyla y-
er aldı. Daha sonra pek
çok albiim çıkaran ve kon-
serlerde yer alan sanatçı,
1995 'te tiyatro, dans. gör-
sel sanatlar, sinema ve mü-
zik alanlannda devrim ya-
ratan genç sanatçılara ve-
nlecek olan 'Cal Arts/Al-
pert' ödülünün ılkine hak
kazandı. 1996 yılında ise
bir radyo ödülü olan 'Gto-
bal Jazz Poll' ödülünü al-
dı.
Bakan Talay'dan
'Sanata Merhaba'
Kültür Servisi - Atatürk
Kültür Merkezi tarafindan
düzenlenen, Kültür Baka-
nı Istemihan Talay'ın ka-
tıldığı, 1997-98 sanat se-
zonu 'Sanata Merhaba'
başlığında geçen akşam
verilen bir resepsıyonla
açıldı. Çok sayıda sanatçı-
nın katıldığı gecede Iste-
mihan Talay, 'Sanata Mer-
haba' adıyla düzenledikle-
ri bu toplantıda özellikle
sanat mevsımınin açılma-
sı nedeniyle sanatçılan-
mızla ve sanatseverlerle
bir arada olmaktan çok
memnun olduklannı ifade
etti.
İstemıhan Talay aynca
"Sonbaharbirçokcanhnm
ölü mevsime girdiği birdö-
nem. Ama sanat açısından
tam tersine her şcy daha
çokcanlanıyorvedahaçok
yeşeriyor. Bu yıl özellikle
bir sanat başkenti olarak
düşündüğümüz İstan-
bul'daçokgüzel etkinlikk-
rin birbiri ardına gerçek-
leştirileceğini şimdidcn he-
pinbe müjdelemek istiyo-
rum. Önümüzdeld yıh da-
ha güzel bir bütçe imkâ-
nıy la İstanbul v<e tüm Tür-
kiye için kültürel ve sanat-
salfaaliyeüeraçısından da-
ha verimü ve daha başan-
lı bir yıl yapmak için gay-
ret edeceğiz'' dedi
Geceye Yekta Kara,
Gülriz Sururi, .\Bye Uzu-
natağan. Müjde An Orhan
Gencebay,Vecdi Sayar, Sel-
miAndak. MehmetAli Er-
bil, Osman Wöber, Arda
Aydoğan, Metin Akptnar,
Çolpan İlhan. Dilek Tür-
ker, Nur Sürer gibi sanat-
çılar kaüldı.