25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
37EKİM1997CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 11 Fransız yönetmene Hollywood kapılannı ardına kadar açan fantastik film gösterimde New Age tarzı hflrnıkurgu . Şimdiye kadar yapılmış en büyük bütçeli (90 milyon Amerikan Dolan'na tekabül eden 500 milyon Fransız Fran- ' gı'nı aşmış maliyeti) Fransız fılmi olan, ülkemizdeki gala gösterisine yönerme- niyle bas. kadın oyuncusunun da bizzat katıldığı, oldukça tantanalı bir tanıtım kampanyasıyla sunulan 'LeCinquieme Element- Beşinci Güç', Fransız filmin- - den çok, bol görsel efekt dolgulu. göz- • alıcı, parlak bir Hollyvvood üstünyapı- mı izlenimi bırakıyor seyircide. - Fransız sinemasının çekırdekten ye- • tişme genç ustası, kendine özgü bir vız- yon sahibı, cevval yaratıcı-yönetmenı. -son on yıla 'Metro', 'Nikita', 'The Big Blue'. 'Atlantis' ya da 'Leon' gibi gişe- -si de sağlam, farklı fılmleriyle damga- -Sinı vurmuş, özel hayranlaredinmiş, ki- ^milerine göre 'Spieİberg'in Fransa şu- besi' sayılan, 'Bay Mavf Luc Bes- _son'un, yıllanmış, eski bir tasansından yola çıkarak yazıp yönettiği 'Le Cin- quieme Element- Beşinci Güç', ağırlık- r h olarak resimli roman kültürüyle bes- lenmiş, öteden beri Amerikan sinema- sının yoğun etkisinde kalmış, deniz tut- kunu bu yönetmenin engın hayalgücün- den fırlamış. malum iyiyle kötünün mü- cadelesine ilişkın çok renkli bir fantas- tik. Şenlikli, şamatalı bir serüven , Başka bir boyutta hapsedilmiş olan . ve sadece beş bin yilda bir, boyutlar ara- -sında açılan kapıdan saldırarak (!), ge- . zegenimizde süregelenbütün yaşamı ve . ışığı yok etmek fırsatmı bulan 'mutlak kötülük' tarafindan tehdıt edilen yaşlı , dünyamızı kurtarmak da, tesadüfen Nevv Yorklu. kendi halindekı bir taksi , şoförü Korben Dallas'a (Bruce VVillis) düşüyor. Zaman 23. yüzyıl. ABD. bir zenci başkanın yönetiminde. tnsanoğ- lu sigara içmekten vazgeçmemiş. TV'den ödül kazanıp en kısa yoldan kö- "şeyi dönmek en büyük arzusu halâ. Tra- fik yerden gökyüzüne yayılmış, ama aynen eskisi gibi sinirbozucu yine. Ge- leceğin alabildığine karmaşık dünyası- nın, kimi yanlanyla günümüzden pek •farkı yok aslında. Fritz Lang'ın Metro- epolis'ini çağnştıran, gökdelenler ara- sında uçan halılar gibi ge- zen san taksilerin seyretti- ği, yoğun bir hava trafiği- nin aktığı, cı\ıl cıvıl. fütü- ristık bir New York kenti dekor. Gizemlı bir kaçma- kovalamacaya dayanan, patırtılı gürültülü şamata- lı, ancak şıddetin ayyuka çıktığı o Amerikan yapım- lanndaki kadar kafa ütüle- meyen bir aksiyon tempo- sunda gelişen fılm, irili ufaklı her boy, renk ve cinsten uzaylı yaratıklarla, ge- lecek tasanmlanyla, efekt ustalıklany- la bezeli baştan sona. Scorsese klasiği 'Taksi Şoförii'nün unutulmaz kahrama- nı Tra\ıs-De Niro'nun, sanki 3 yüzyıl sonrasındaki 'iyi' izdüşümü gibi algıla- dığımız. 23. yüzyıldan, Nevv Yorklu taksi şoföni Korben Dallas- Willis, ka- nsınca terk edilmiş. üzgün bezgin, yi- tik, emekli savaşçı bir pilot eskisi. Üç yüzyıl sonrasının Nevv York'un- daki gökdelen apartmanında daracık Beşinci Cüc Le Cinquieme Element- The Fifth Element / Yönetmen, senaryo: Luc Besson / Diyaloglar: L.Besson, Robert Marc Kamen / Kamera: Thierry Arbogast / Müzik: Eric Serra / Oyuncular: Bruce VVillis, Milla Jovovich, Gary Oldman, lan Holm, Chris Tucker, Luke Perry, Matthieu Kassovitz / 1997 Fransa (Umut Sanat) hücre gibi ükıldığı dairesinde yalnız ba- şına yaşayan, Uzakdoğu mutfağına da meraklı taksi şoförümüz, havadan ik- mal yapan, Asyalı seyyar satıcılann tez- gâhından yiyor acıktığında. Devasa bir ateş topu gibi uzaydan. son sürat ışık hı- zıyla gelip dünyayı ve üstündeki tüm canlılannı yok etme hedefine kilitlen- miş mutlak kötülük'ten dünyayı kurta- racak beşinci elementi korumakla gö- revlendiriliyor kahraman şoförümüz ('Ucuz Roman' ya da 'ZorÖhım' film- lerindeki perişan kompozisyonlannı yı- neleyen bir Bruce VVHHs). Görür görmez çekımi- ne kapıldığı, Beşinci ele- mentin simgesi, garip dil- li. saf. çocuksu ve seksi. 'üstün insan" Leeloo (Mil- laJo\wich) ve onun sırn- na vakıf Rahip Corneli- us'la (lan Holm) birlikte inanılmaz bir serüvene atılan Korben Dallas'ımız nıce badireler atlattıktan sonra fınalde, dünyada ve evTendeki bü- tün enerji ve yaşam kaynaklanna nok- ta koymayı amaçlayan mutlak kötülüğü engelleyerek bu şenlikli. şamatalı, 'New Agetarzı'bilımkurgu serüvenini mutlu sona bağlıyor. Kaos teorisine ve paraya hükmeden, mutlak kötülüğün suç orta- gı, zengin, açgözlü. hain. züppe ışada- mı Zorg rolündekı usta aktör Gary Old- man'la, makineli tüfek gibi sürekli ko- nuşan, dırdırcı. sorunlu DJ Ruby rolün- deki Chris Tucker'in kompozisyonla- nyla renklendirilmiş 'Beşinci Güç', so- nuçta kınlgan, dunı, vahşi ve şımank Leeloo'yu oynayan. Slav kökenli, güzel ve yetenekli, gencecik manken Milla Jovovich'ı de kazandınyor sinemaya. Ekrandaki Mav i Ay dizisinden bu yana çok yol almış ve Hollyvvood'un ağır toplan arasına çoktan kanşmış Bruce VVillis ise üstüne düşenı yapıyor, filmin lokomotifi olarak. Esin kaynağı çizer Moebius Dolu dolu, zengin bir görselliğe yas- lanan anlatımı, oyuncu yönetimi ve se- yırciyle sıcak bir ilışki kuran yaklaşımı gibi özelliklerinin yanı sıra genellikle dramatik yapıyı oluşturmada ve senar- yo yazımındaki kimi zaaflan, sürekli klışe karakterlerde ısrar etmesi. yüzey- sellik vb. gibi kusurlan da bulunan Luc Besson. son 20 yılda, Uzay Yolu gibi TV dizilenyle başlayıp Star Wars gibi kilometre taşı filmlerle sürerek kişısel sinema belleklerimıze nakşolunmuş o Amerikanvâri bilimkurgu serüvenlen- nin çizgisinde giden bir fantastik kotar- mış 'Beşinci Güç'te.'BladeRunner'dan 'Stargate'e kadar uzatılacak çağnşım ve göndermelere bolca yer veren fılm, mizahla dengelenmiş anlatımı, efektle- ri, görüntüleri. yönetmenin değişmez bestecisi Eric Serra'nm müzikleri, Je- an-Paul Gauttiernın uçuk kostümleri. epeyce özenilmış dekorlan ve oyuncu- lanyla kuşkusuz sinemaseverlerin kaül- madan edemeyeceği, görkemli bir bi- limkurgusal aksiyon- macera yolculu- ğuna davetiye çıkanyor. Bize de, tam anlamıyla ve beylik deyışle. baştan so- na 'görsel bir şölen' niteliğindeki bu eğ- lencelik seyirliğe meraklısının dikkati- ni çekmek düşüyor. Luc Besson imzalı, yüzeysel, hafıf a- ma usta işi bu yaman 'spektaküler at- raksfyon'un başlıca esin kaynağı da, ha- yal ürünü dünyalar, fantastik atmosfer- ler yaratmada kimsenin kolay kolay eli- ne su dökemeyeceği, ünlü Fransız re- simlı roman ustası, Fransız çizer Moebi- us. Eski Pilote, Hara Kiri, Metal Hur- lant gibi çizgi roman dergilerinden ta- nıdık bu ünlü çizerin, kara mizahla har- manlanmış. gerçeküstücü ve fantastik tarzıyla bılimkurguya yeni ve özgün bir bakış açısı getirmiş resimli romanlan- nın sinema perdesindekı uzantısı sayı- lacak 'Beşinci Güç', keyifli tebessüm- lerle izlenen, ilginç bireğlencelik baş- tan sona. Günümüze taşınmış ilginç bir Tolstoy uyarlaması • Geçen yıl Cannes'da sinema yazarlan ve seyirci ödüllerini kazanıp Karlovy Vary Festivali'nin büyük ödülüne de layık bulunan 'Kafkas Mahkûmu"nda, Tolstoy'un bir hikâyesi günümüzün kanşık Çeçenistan'ına taşınarak .güncelleştirilmiş. Sovyetler Birliğı'nin dağıl- Tnasından sonra özellikle Kaf- "kaslarda patlak veren savaş ve -kargaşanın hüküm sürdüğü ül- kelerden Çeçenistan'da pusuya -düşürülen Ruslardan ikı yaralı askeri esir alan Abdül Murat -adındaki yaşlı Çeçenin amacı, Rus ordusunca yakalanıp hapse ,tıkılmış oğlunu bu iki Rus aske- riyle takas etmektir. Issız bir dağ başındaki köyü- ne götürüp ağılma tıktığı. biri .gözükara, zorlu, sert bir çavuş .(Oleg Menşikov), öteki salakça, .saf, tüyleri henüz terlemiş gen- cecik bir er (Yönetmenin oğlu Sergey Bodrov Jr.) olan iki tut- Kafkas Mahkûmu Kavkazski Plennik / Yönetmen: Sergey Bodrov / Senaryo: Arif Aliyev, S. Bodrov, Boris Giller, Tolstoy'un hikâyesinden / Kamera: Pavel Lebeşev / Müzik: Leonid Desyatnikov / Oyuncular: Oleg Menşikov, Sergey Bodrov Jr., Susanna Mekraliyeva, Cemal Siharulidze, Aleksandr Bureyev / 1997 Kazakistan- Rusya (Özen Film) sağının yaralannı iyileştirip prangaya vuran Abdül Murat, değiş-tokuşu gerçekleştirmek için 2 tutsak Rus askerinin aile- leriyle temasa geçer yazışarak. Ne var ki tutsak iki Rus kaç- maya kalkışır ve bekçileri Ha- san'ı bertaraf ederek kaçış yolu- na düzülürler ama Çavuş, Saşa gereksiz yere bir çobanı öldür- düğü ıçin Cezayir'dekı gibi bo- ğazı kesilerek cezalandınlır, çok geçmeden yakalandıklannda. Bölgenin en cesur, atak ve çetin savaşçılan olarak Ruslann çok canını yakmış Çeçen genllalan. masum, genç Rus eri Vanya'yı gerisin geri köye götürüp Abdül Murat'a teslim ederler, Abdül Murat da yenı yetme kızı Di- na'nın (Susanna Mekraliyeva) bakımına verir tutsak Vanya'yı. Saşa'nın kaçarken öldürülme- siyle değiş-tokuş umudu suya Ozenli ve özenti bir Atıf Yılmaz fantezisiGünün birinde, uzun yıllar önce direk- siyonda oturan babasmın kılına bile zarar vermeyen bir araba kazasında ölmüş ol- •masına rağmen hâlâ rüyalannı işgal eden £evgili annesi. gökyüzünden düşüp çıka- ğelerek. yeniden hayatının dizginlerini eli- •ne ahnca, kadınlarla sorunlu, cici oğul lErol Bey'in başına, görün seyreyleyin ne îişler gelir! ! Sinemamızın her dönemde genç kala- îbilmeyi başarmış, yanm yüzyıllık kariye- Irinde hep yeni arayışlann peşine takılmış, Ihemen hemen her türde eser vermiş, yo- înılmaz ustası Atıf Yılmaz'ın Antalya Al- Jtm Portakal ve Adana Altın Koza festival- ;lerinde yanştıktan sonra bugün gösterime Jgirecek olan son filmi "Nihavend Muci- ^ze",geniş seyirci kitlesine ulaşmayı amaç- ^layanbirfantezi. > Oedipus kompleksi çevresinde anneden ;oğula, oğuldan sevgiliye uzanan kadın-er- |kek ilişkileri üstüne gelişen bu masalımsı Jkomediyi. zaman zaman Hollywood sine- Jmasının "öteki taraPtan dünyaya dönen *kimi ölü kahramanlann öykülerini anlatan ^duygusal güldürü türü filmlerinin yerli »versiyonu gibi seyrettik. » Yoğun ilgisi ve sevgisiyle biricik oğlun- »da Oedipus kompleksine neden olmuş, bir •zamanlann tanınmış Türk sanat müziği îsolisti, özellikle nihavend makamı tutku- IBU, cevresinin gözdesi; anne Suzan Ha- Nihavend Mucize Yönetmen: Atıf Yılmaz/ Senaryo: Zeynep Avcı, A. Yılmaz, İpek Çalışlar'ın öyküsünden/ Kamera: Erdal Kahraman/ Müzik: Erhan Şakar, Server Acim/ Sanat Yönetmeni: Metin Deniz/ Oyuncular: Türkan Şoray, Haluk Bilginer, Lal.e Mansur, Beyazıt Öztürk, Meltem Savcı, Şükran Güngör/ 1997 Delta Film nım (Türkan Şoray) geçmişten hayata dö- nüp oğlunun evine postu serince, ölümün- den beri dünyada çok şeyin değiştiğini far- kederek bıraz bocalıyor ilkin. Ancak çabucak yeni hayata uyum sağ- layarak oğlu Erol'un işkadını sevgilisi tris'le (Lale Mansur) süregelen mızmız ilişkisini yoluna sokmaya çalışıyor. An- nesinin ölümünden sorumlu tutarak Erol'un yıllardır pek görüşmediği baba- sıyla (Şükran Güngör) da arasını vapma- ya uğraşıyor. Gelini sayılacak Ins'le kadın kadına kaynatırken, oğlunun genç. vakı- şıklı ve çapkın ortağıyla (Beyazıt Oztürk) kınştırmaktan, aynca sevgili kocasını hoş- nut etmekten de geri durmuvor geçkin ta- ze Suzy Hanım! Çevreye karşı yurtdışından gelen tey- zesi olarak tanıttığı ve tüm yaşamı boyun- ca onca idealize ettiği annesinin aslında sı- radan. anaç, sevgi dolu ve fettan bir kadın- dan pek farklı olmadığını farkedecektir Erol... Sevdiği komedi türüne dönen Atıf Yıl- maz'ın öyküye yedirdiği eleştin ve do- kundurmalarla, doğru oyuncu seçimi ve yönetimiyle. yer yer espriler savuran. ne- şe saçan mizah ve güldürü potansiyeliyle çekici kjldığı "Nihavend Mucize", rahat- lıkla izlenen, işlek. akıcı ve oyalayıcı bir fantezi sayılabilir. Atıf Yılmaz'ın önemlı filmleri arasına pek giremese de, Beykoz Konaklan'ndan Hyatt Regency otelıne. Svviss Otel'den Bilsak 5. kata ve Akmerkez'e kadar uza- tılabilecek, yeni ve şık mekânlarda çekil- miş bu komedi denemesinde. anlattığı öy- künün güncel ve sansasyonel yanlannı y- er yer öne çıkanyor becerili yönetmeni- mız. Hakiki bir Ingiliz kumaşı olduğunu yi- ne örnekleyen Haluk Bilginer'in başmı çektiği oyuncu kadrosunun da katkısıyla. yönetmenin engin deneyimı ve birikimi- nin ürünü "Nihavend Mucize" kimi yapay ve özenti yanlanna karşın genelde müs- tehzi gülümsemelereşliğindekolayca "tü- ketilrveren", vasat bir Atıf Yılmaz fante- zisi (komedisi ya da masalı) sonuçta. Son yıllarda birbirini izleyen orta karar Atıf Yılmaz filmlerinin, ticari bir iştahla çar- çabucak tezgahlanmış en >enisi şimdilik. düşen Abdül Murat, hapishane- deki ayaklanmada kendi oğlu- nun da öldürüldüğünü öğrenir. Arbk bürün Çeçen köyü Ab- dül Murat'ın genç Rus askeri Vanya'yı öldürmesini bekle- mektedir. Gencecik Çeçen kızı Dina'yla Vanya'nın arasında elektrikJenen platonik aşka da bozuk çalan acılı baba Abdül Murat, herkesi yanıltacak ve sa- vaşm yol açtığı acımasız cina- yetler zincirini kırarak fılmi in- sancıl ve bağışlayıcı bir finale taşıyacaktır... Bu yılın İstanbul Film Festi- vali'nde, Edebiyattan Beyazper- deye Uyarlamalar bölümünde gösterilen. geçen yıl Cannes'da sinema yazarlan (FIBRESCI) ve seyirci ödüllerini kazanıp Karlovy Vary Festivali'nin bü- yük ödülüne de layık bulunan "Kafkas MahkûrmTnu Tols- toy'un bir hikâyesinin günümü- zün kanşık Çeçenistanına taşı- narak güncelleştirilmesi sonu- cunda izleyebiliyoruz. 1948 doğumlu, okullu (VGIK) senarist yönetmen Ser- gey Bodrov. söyleyece- ^ " ^ ğini alçak perdeden ile- ten, yalın, insancıl, si- yah-beyaz, etkileyici bir film ortaya kovmuş "Kafkas Mahkû- mu"yla. Milliyetçilik ve şovenizme yüz ver- meden savaşın acılannı perdeye düşüren bu sı- cak, hümanist ve duru filmden Abdül Mu- rat'la Vanya'nın öğret- men annesinin buluştu- ğu, ölü soyuculann sa- vaş meydanmda haya- let gibi işlerini gördüğü ya da gaddar Çeçen sa- vaşçılannın Rus tutsak ikiliye mayın döşenmiş araziyi temizlettikleri gibisinden etkili sahne- lerle savaş karşıtı tavn kalıyorgenye. Meraklısının zaten tanıdığı Oleg Menşi- kov'la yönetmenin genç oğlu Sergey Bodrov Jr.'ın oluşturduğu tut- sak ikiliyle, kalpakh, heybetli, evlat acısına gömülen Çeçen Abdül Murat rolündeki Cemal Siharulidze'nin öne çıktığı "Kafkas Mah- kûmu" sadece Kadıköy Hakan ve Beyoğlu Be- yoğlu sinemalannda gösteriliyor. İspanyol basınında Türk fimleri 'Harnarn've 'Tabutta Rövaşata 'ya ilgi Kültiir Servisi - San Se- bastıan Film Festivairmn Zabeltagı bölümünde gös- terilen iki Türk filmi Ta- butta Rövaşata ve Hamam, tspanyol basınma da konu oldu.2lEylüll997tarihli El Diario Vasco isimlı ga- zetede 'Boğaziçi'nde Aç- lık' başlığında Tabutta Rövaşata ıçın şunlan söy- lüyor: "Kendi ülkcsinde bu ilk filmi için pek çok ödül almış olan Türk yö- netmen Derviş Zaım bize turistlerin gördükleri ile ilgisi olmayan bir İstan- bul gösteriyor. Tabutta Rövaşata umutsuzluğun kronik yumuşaklığıdır. Ne büyük ne de küçük bir film. Ağırbaşlı. din- gin, aynı zamanda da eğ- lenceli. Her şeye rağmen dayanışma içinde, duy- gulu fakat asla basit ol- mayan bir film." Ferzan Özpetek'ın Hamam fılmi ıçin ise 'Vücudu ve Ruhu Çıplak Olanlar' başlığı altında: "Hamam, çok karanlık. kameranın. rit- min, senaryonun \e yö- netmenin bakışının çare bulamayarak bıraktığı boşluklan seyircinin dol- duracağına inamlan. ki- minin çok hoşuna gide- cek kiminin de hiç zevk almayacağı bir film" ota- rak tanımlanıyor. Italya'da 6 aydır vizyon- dan inmeyen ve şimdiye kadar 2 milyon 800 bin do- lar hasılat yapan film. Tiir- kiye"de 10 sınemada bırden gösterilecek Ingiltere. Fransa ve ts- viçre'nin aralanndabulun- duğu 12 ülke "Hamam"ı satın aldı. ttalya'da gerek ızleyıcilerden gerekse ba- sın-yayın organlanndan tam not alan fılm, bazı sah- neleriyle de çok konuşula- cağa benziyor. JamesCarter ayakta alkışlandı.(LGUR DEMlR) 'Müzik benim yaşam tarzımdır' Kültür Servisi -Akbank ~. Caz Festıvali kapsamın- da dün Aksanat'ta semıner veren James Carter. ak- şam da Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda cazse- verlerle buluştu. James Carter'a pıyanoda Craig Tabon, akustik basta Jan- bu Shahıd, davulda Tani Tabbal eşlık etti. İzleyen- lere hoş dakikalar yaşatan Carter. konser sırasında yaptığı konuşmada Türki- ye'de bulunmaktan duy- duğu mutluluğu dile getir- di ve kendisını izlemeye gelenlere teşekkür etti. Konser sonunda ayakta al- kışlanan Carter büyük uyum içinde olduğu gnı- buylabisyaptı. Çeyrek yüzyılın en iyi saksofonculanridan biri olarak tanınan Carter. 'Müzik benim için bir >a- şam tarzı, müzisyen bir ai- leden gcliyor olrnamın da önemli rolü var. Donald Washington, müziğe bakış açımı de^iştiren müzisyen- lerden biri. E\ imizde pan- siyoner olarak kalan ve pek çok müzik aleti bulu- nan Charles Green saye- sinde müzik aletlerini ya- kından tamma ve çalma fursab buldum. Sonra za- manla kendi tekniğimi ge- liştirdim. Müzikyaparken, müzik aleti sizin bir parça- nız olur" sözleriyle belir- tıyor. müzik yaşamına na- sıl başladığmı. Yılda dü- zenli olarak 3 turne yapan sanatçı her gün ikı saat ça- lıştığını belirtıyor Gelece- ğin tenor saksofoncusu olarak görülen Carter. caz dışında bir müzik yapma- yı düşünmedığini söylü- yor. Sanatçı. swing, bop ve free cazı bir araya getirdi- ğı melodilennde cazı yeni- den tanımlıyor. Adını ilk olarak 17 ya- şındayken VVynton Mar- saüs'le çıktığı turnede du- yuran Carter. daha sonra Chıcago Sanat Grubu'nun kurucu üyelennden Lester Bo»ie ıle tanışarak, trom- pet dörtlüsüne katıldı. Grup çalışmalannın dışın- da caz operası 'Long Ton- gues' ve BiD T. Jones \e Arnie Zane'ın dans pro- düksiyonu 'L'ncle Tom's Cabin'de saksofonuyla y- er aldı. Daha sonra pek çok albiim çıkaran ve kon- serlerde yer alan sanatçı, 1995 'te tiyatro, dans. gör- sel sanatlar, sinema ve mü- zik alanlannda devrim ya- ratan genç sanatçılara ve- nlecek olan 'Cal Arts/Al- pert' ödülünün ılkine hak kazandı. 1996 yılında ise bir radyo ödülü olan 'Gto- bal Jazz Poll' ödülünü al- dı. Bakan Talay'dan 'Sanata Merhaba' Kültür Servisi - Atatürk Kültür Merkezi tarafindan düzenlenen, Kültür Baka- nı Istemihan Talay'ın ka- tıldığı, 1997-98 sanat se- zonu 'Sanata Merhaba' başlığında geçen akşam verilen bir resepsıyonla açıldı. Çok sayıda sanatçı- nın katıldığı gecede Iste- mihan Talay, 'Sanata Mer- haba' adıyla düzenledikle- ri bu toplantıda özellikle sanat mevsımınin açılma- sı nedeniyle sanatçılan- mızla ve sanatseverlerle bir arada olmaktan çok memnun olduklannı ifade etti. İstemıhan Talay aynca "Sonbaharbirçokcanhnm ölü mevsime girdiği birdö- nem. Ama sanat açısından tam tersine her şcy daha çokcanlanıyorvedahaçok yeşeriyor. Bu yıl özellikle bir sanat başkenti olarak düşündüğümüz İstan- bul'daçokgüzel etkinlikk- rin birbiri ardına gerçek- leştirileceğini şimdidcn he- pinbe müjdelemek istiyo- rum. Önümüzdeld yıh da- ha güzel bir bütçe imkâ- nıy la İstanbul v<e tüm Tür- kiye için kültürel ve sanat- salfaaliyeüeraçısından da- ha verimü ve daha başan- lı bir yıl yapmak için gay- ret edeceğiz'' dedi Geceye Yekta Kara, Gülriz Sururi, .\Bye Uzu- natağan. Müjde An Orhan Gencebay,Vecdi Sayar, Sel- miAndak. MehmetAli Er- bil, Osman Wöber, Arda Aydoğan, Metin Akptnar, Çolpan İlhan. Dilek Tür- ker, Nur Sürer gibi sanat- çılar kaüldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle