Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 EKİM 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Ord. Prof.Hıjzı Veldet Velidedeoğlu, hayatını,
Ata 'nın Söylev 'le anlatmak istediğini ve
niçinyazdığını sorgulamaHa geçirdi Söylev gelecek
kuşaldar için yol göstericidirŞÜKRANSONER
70 yıl önce bugün Atatürk "Büyük Nu-
tuk"u oknmaya başlıyor. 6 günde 36.5
saat aralıksız süren okumayı kendisin-
den dinleyenler arasında 23 yaşında bir
genç insan da vardır: Ord. Prof. Hıfia Vel-
det Velidedeoğlu. O günlerden başlaya-
rak sonrakı yıllarda bilimsel birikiminin
süzgecinden geçirerek "Ne demek iste-
diğmi, niçin yazdığuu" sorguluyacaktır.
Velidedeoğlu, Atatürk'ün 19 Mayıs
1919'dan, 15 Ekim 1929'a kadar yaşa-
nanlara, yaptıklanna ilişkin, halkına bır
tür hesap verme gereğini duymasının
nedenini anlamıştır.
Velidedeoğlu; üniversitede, devrim
tarihi derslerinde, Söylev'den bölümler
aktarmaktadır. Öğrenciler için anlaşıhr
olabilmesine yönelik, yaşayan Tiirk-
çenindilinikullanmaktadır. 1976 yılın-
da eşi Meriç Vfefidedeoğhı'nu da içıne kat-
tığı çalışmasını başlatır. 1992 yılına ka-
dar süren bu çalışmada, Atatürk'ün Nu-
tuk'u bütün metin ve belgeleri ile Veli-
dedeoğlu tarafindan adeta yeniden diril-
tilecek, halkın günlük yaşarru ıçinde de-
ğerlendirebileceği Söylev'e, yaşayan bir
şeye dönüşecektir.
Kitap halinde ilk baskı
Söylev'in kitap halinde ilk baskısı
1978 yılında yayımlanır. 19 yıldır yüz
binlere ulaşan, Hoca'nın gün ışığına çı-
kardığı düzenleme, ikinci bir çalışma
ile yine Hoca'nın istediği biçimde gör-
sel boyut kazanacaktır. Söylev'in 60.
yıldönümü olan 1987'de, Velidedeoğlu
Hoca, 20 ilde Söylev'i tanıtım toplantı-
lannı gerçekleştirir. Eşi Meriç Hanım'a
1997'de kendisinin yaşamıyor olacağı-
ru belirterek kaldığı yerden devam etme-
si görevini verir. 1992 yılı Ocak ayında
Hıfzı Veldet Velidedeoğlu'nun rahat-
sızlığı ilerieyecek, Meriç Velidedeoğ-
lu'na, Hoca'nın çizdiği doğrultuda ça-
lışmalan yürütme görevi düşecektir.
Hoca, Söylev'in halk kitlelerine ulaş-
masını istemiştir. Söylev'in günümüz
yaşamı içinde en fazla anlamı olan bö-
lümlerinden seçmeler yapılmıştır. 90
dakikalık bir söyleşiye dönüştürülmüş-
tür. Bu bölümlere ilişkin arşivlerden di-
alarseçilecektir. 80yıllıkarşivden,bin-
"Ferce resîrri3en yapılan elemeler sonun-
Atatürk
Söylev ile
ulusuna
hesap
veriyor
Ord. Prof Hıfn Veldet
Velidedeoğlu, 70 yıllık ya-
kın tarihimize yadsınamaz
belgelerle ışık tutan Ata-
türk'ün Söylev'inin bir anıt
yapıt olarak kalmasını is-
tememiş, bugün yaşanan-
lann değerlendirilmesine,
gelecek kuşaklara bir yol
gösterici olabilmesinin ça-
relerini düşünmüş. Ata-
türk'ün Nutuk'unu, belge-
leri ile birlikte yaşayan di-
le çevirmekle kalmamış,
halkın, gençliğin en kolay
okuyabileceği, ulaşabile-
ceği bir kitap metni ile de
yetinmeyerek onlara ula-
şacak projeler geliştirmiş.
Meriç Velidedeoğlu, Ve-
lidedeoğlu Hoca'nın Söy-
lev'in öO.yıldönümünde
başlattığı konferansları,
onun belirlediği ilkeler ve
metınler çerçevesinde gör-
sel gösteriye dönüştürmüş.
Günümüzde Söylev, Veli-
dedeoğlu Hoca'nın Ata-
türk'ün Nutuk'undan seç-
tiği en anlamlı bölümleri-
nin seslendirildiği, slayt-
larla belgelenip görselleş-
tirildiği, konunun güncel
gelişmelere bağlı yorumla-
nnın eklendiği bir gösterim
halinde, Türkiye'nin her
yerinde, ücretsiz; halka,
gençlere ulaştınlıyor. Gi-
derler. kitap gelirlerinden
karşılanıyor.
Velidedeoğlu Hoca'nın.
kendi ömriinün bittiği nok-
tada Meriç Velidedeoğ-
lu'na devrettiği görev Söy-
lev'in güncel, yaşayan yo-
rumu. görsel gösterim ile
halka ve gençliğe ulaştınl-
ması ile sınırlı değil. Mec-
lis tutunaklanna dayalı
"Devrim Yasalan" , tutu-
naklanna dayalı "Sevr'den
Lozan'a", "Şeriat'tanLa-
iküğe" benzer hazırlanmış
projeler halka ulaşıyor. Ay-
nca 1. Meclis ve Devrim
Meclisleri(2. - 3. Meclis)
hazırlıklan sürüyor. Böy-
lece yakm tarihimiz tartı-
şılmaz belgelerle halka
ulaşmış oluyor.
da 400 civannda dia elde edilmiştir. Ve-
lidedeoğlu Hoca'nın yönlendirdiği, olay-
lann bugünle bağlantısını oluşturan ve
yonım getıren bir ikinci metin de hazır-
dır. Hoca'ya göre Söylev gelecek kuşak-
lar için yol göstericidir. Söylev yazılmış,
bir dönemi anlatan, dondurulmuş bir
yapıt değil, yaşayan bir şeydir. Günümüz
yaşamı içinde yorumlanması gerekmek-
tedir.
Söylev (Nutuk) 1927-1997'de, bir dev-
let tiyatrosu sanatçısı Atatürk'ün sözle-
rinden seçilmiş bölümleri seslendiriyor.
Aynı anda beyaz perdeye ilgili slaytlar
rak, 10 kasım 1995'te, "Atatürk'ü ken-
di dfli ile anlama" başlığı alnnda. Istan-
bul ÎTÜ salonunda gerçekleştiriliyor.
Görsel Söylev, o tarihten bu yana der-
nek şubelerinde, diğer sivil örgiütlerin,
belediyelerin, partilerin, üniversitelerin,
ortaöğretim kurumlannın, askeri ve po-
lis okullan, Türkiye dışında sivil toplum
örgütleriııin.. isteğıne baglı olarak her gi-
dilen yerde en az iki gösterim olarak sa-
lonlarda 500 kişiden az olmaması koşu-
lunda, Türkiye ve yurtdışını dolaşıyor.
20 Ekim Pazartesi AKM'de 100. kez
gerçekleştirilecek göstenrrde. 3 yıl için-
üzere yola çıktığmı, şimdi kendisinin
onun görevlendirdiği çizgide bu işi sür-
dürdüğünü belirtiyor. "Umit ediyonım
ki 2007 yılında da gençler Vetidedeog-
hı'nun btrakbğı noktadan ahp götürecek-
lerdir" diyor. TRT tarafindan bir belge-
sel haline getirilmesi ve sunuluşu ile
çok daha yaygın, büyük kitlelere ulaşıl-
masının anlamı üzerinde duruyor.
Meriç Velidedeoğlu'nun Çağdaş Ya-
şamı Destekleme Derneği çatısı altında-
ki çalışmalan, daha doğrusu Velidede-
oğlu Hoca'nın kendisine yönelik görev-
lendirmeleri burada bitmiyor. Söylev'i
M,eriç Velidedeoğlu
eşini şu cümlelerle
anlatıyor. Hoca,
Söylev'in halk
kitlelerine ulaşmasını
istemiştir. Söylev'in
günümüz yaşamı içinde
en fazla anlamı olan
bölümlerinden seçmeler
yapılmıştır. Hoca'ya
göre Söylev, gelecek
kuşaklar için yol
göstericidir. Söylev
yazılmış, bir dönemi
anlatan, dondurulmuş bir
yapıt değil, yaşayan bir
şeydir. Günümüz yaşamı
içinde yorumlanması
gerekmektedir.
yansıyor. Daha sonra olaylann günü-
müzle bağlanrısı ve yorumu birbaşka sa-
natçının seslendirmesi ile yapılıyor. Ta-
bıi bu ikinci metin yine Hoca'nın ilke-
lerine bağlı kalınarak Meriç Hanım ta-
rafindan Türkiye"deki olaylann geliş-
melerine bağlı olarak yineleniyor. Söy-
lev'in güncelliği. yaşaması ve soluk al-
ması sağlanıyor.
Söylev'in görsel ilk sunuluşu, Meriç
Hanım'ın aynı zamanda yönetim kuru-
lu üyesi de olduğu Çağdaş Yaşamı Des-
tekleme Derneği'nin bir çalışması ola-
de bugüne kadar 70-80 bin kişiye ücret-
siz ulaşılmış bulunuyor. Meriç Velide-
deoğlu, •öncelikle bu gösteride görev
alan sanatçılann. gönüllü, ücretsiz, bü-
yük özverili çalışmalanna, Ahmet Le-
vendoğlu, Gülsen Tuncer, Can Gürzap,
Ah Düşenkalkar'a teşekkür ediyor. Yi-
ne de çok büyük gideıier tutan harcama-
lann Söylev'in kitap satışından sağlanan
gelirlerin tamamının bu fona aktanlma-
sı ile elde edildiğinı açıklıyor. Velide-
deoğlu Hoca'nın, Söylev'in okunuşunun
60. yıldönümünde, Anadolu'yayaymak
bütünleyici projeler sürüyor.
Meriç Velidedeoğlu, "Söylev'de dev-
rimlerin adlan geçiyor. Halifeligin kal-
dınlması bütün boyutlan ile anlatılır.
Devrim \asalanndan kısaca söz edilir.
1923 devriminin tüm ilkelerini ortaya
koyabilmek için devrim yasalannın na-
al gerçekleştirikiiğini güncel boyutia des-
tekleyeo, Meclis tutanaklaruu taraya-
rak,yüzlerceslaytiade5tek]eyen(1923 dev-
riminin mühürleri, devrim yasalan) ad-
b bir proje daha ürettik" dıyerek söze
giriyor. "Devrim Meclisteri" adı altın-
15 EKİM 1997
(15BÖLÜM) HERGÜN (35#
)
SAAT: 19.30
Proj.Dr.ÖzerOMKAYA
SMJCÜ
Prof.Dr.ÖzdemtrmTKV
SESMDİREH
MüşfıkKEMER
YAPIMCI
FilizOÜ&KAYA
T-*
NUTUK : TURK DEMOKRASISININ DESTANI "
"...BMrarffl söyleditelerimle,
ıılnsııl vcırltğt scrtıcı ermiş saytlan
biiyiite bir ulusun bağtmstzltğttıt rıctstl
kcızcmtitğtitt; bilim ve tektıiğin en soıı
ilfeeleritıe cicıycılı ııluscıl ve çcığclrış bir
devleti ncıstlfeurdttğumu(ttılcıtırıcıycı
ç&hşttm.
Htıgiitı ıtlaşttğtmtz sotıtıç, yiizytllctrclcıtı
beri yaşancın uluscıl ytfetml&rtit yaratttğt
uyctfttştıt ve btı sevgili yttrdtın her feöşesitıi
suUıyctfiteatılcırınfeizrştltğıdtr.
Bu scmtıcıt Tiirte gençttğitıe emcmet ediyorum.
Ey Tiirte gençliği !...."
da, 2. ve 3. Meclis'i tutanaklannı anla-
tacak bir çalışmalannın daha iki yıldır
sürmekte olduğunu anlatıyor Onu, Ho-
ca'nın tlkMecUskitabınınkaynakoluş-
turacağı îlk Meclis projesinin izleyece-
ğini belirtiyor. Bır de daha önce hazır-
lanmış ve Söylev ve Devrim Yasalan
ile birlikte gösterimleri devam etmekte
olan Şeriattan Laikliğe ve Sevr'den Lo-
zan'a projeleri var. Tabii ki bu projeler
de Hoca'nın isteği doğrultusunda, onun
bıraktığı yerden devam etıruş. 1990 yı-
lında Lozan tutunaklan üzerinden Lo-
zan'a ilişken çalışma. Tutanaklardan 80
sayfalık bir metin haline getirilmiş, 500
slaytla desteklenmiş. 1996 'dan bu yana
Söylev'in yanında, Şeriat'tan Laikliğe,
Devrim Yasalan, Sevr'den Lozan'a pro-
jelerinin her üçü de aynı koşullarda ve
her yerde. isteğe bağlı olarak 10-15'er
kez gösterime sunulmuş bulunuyorlar.
Toplum nasıl tepki verdi?
îki hazırlığı süren proje ile birlikte, böy-
lece 70 yıllık yakın tarihimizin; halkın
anlayacağı, gençlerin sıkılmadan izleye-
ceği bir biçimde, Velidedeoğlu Hoca'nın
isteği doğrultusunda saptanmış, olayla-
nn kaynaklanndan yola çıkılarak gün-
celi yorumlanmjış bir paket proje halin-
de sunulması çalışmalannın tamamla-
nacağını vurguluyor. "Hoca yakın tari-
himizi en kolav anlaşıhr biçimde, redde-
dilemiyecek kaynaklarla topluma,genç-
liğe sunmak istiyordu" diyerek Velide-
deoğlu Hoca'nın devrimleri savunma
noktasma geldiğimiz gerçeğini görerek
böyle bir projeye ve çalışmaya gereksi-
nım duyduğunu anlatıyor.
Meriç Velidedeoğlu'ndan biraz da bu
büyük emeğin karşılığında toplumun
nasıl tepki verdiğini duymak isriyoruz.
O noktada daha fazla duygulanıyor.
"Miithiş bir Ugi var. Hoca'nın. bizun bü-
tün emeklerimize değiyor. Atatürk ve
devrimleri ile günümüz insanı arasında
çokgüzel bir köprü kuruluyor" diye sö-
ze giriyor. Aynntılan ile günce turuğu-
nu belirtiyor. Sonradan gösteriye bir
slaytla eklediği bir gazinin 60 yıl göğ-
sünde taşıdığı Atatürk fotoğrafını ar-
mağan etmesini, karşılaştıklan büyük
yoksunluklara rağmen gösterimlerin su-
nulabilmesi için yapılan özverileri, mey-
ve sandıklannın üst üste konulması ile
slayt makinesine yer yapıl-
masını, MHP'lilerin göste-
rimi engellemeye çalıştık-
lan bir üniversitede asker-
ler arasında programın ger-
çekleştirilmesini, sonra da
askerler, öğrencilerve MHP
militanlannın hep bir ağız-
dan Atatürk'ün Gençliğe
Söylev'ını okumalannı. ola-
naksızlıklan nedeni ile he-
men her gösterim öncesi en
az 6 saati bulan zoriu hazır-
lıklan anlatıyor. Bilgisaya-
ra kayıtlı çağnlann yerine
getirilmesinin sadece gele-
cek bir yıldan fazlasını dol-
durduğuna sevinçle işaret
ediyor.
Velidedeoğlu, Söylev'in
ve onu destekleyen proje-
lerin bu kadar anlamlı ve il-
gi görmesinin temelinde,
tartışılamaz kaynaklar ve
Velidedeoğlu'nun ritiz ça-
lışmasının yattığına işaret
ediyor. Açıklamalannı özet-
le şöyle noktalıyor:
"Hoca, 'Söylev'i olayla-
n anlatan 2 cilt olarak dü-
şünmek yanlıştır. Derirüiği-
ne varabilmek için belgele-
ri içeren 3. cilde bakmak.
Atatürk'ün ne demek iste-
diğini, niçin hesap vermek
istediğini anlamak gere-
kir...' derdL 3. cilt de Hoca
tarafindan öztürkçeye çev-
rOmemiş olsaydı, anlamak
çok güçleşecekti. Belgeler-
de Osmanlıcası dahi anla-
şüması çok güç, yazım yan-
hşlan ile dolu metinler de
var. Örneğin bfcr tek Ata-
türk ile Abdülkerim Paşa
arasuıdaki telgraf başında-
ki yazışmalan doğru çevi-
rebilmek için Hoca 6 ay ça-
lışmak zorunda kalmıştı.
Belgelerde 266 tanesi nu-
maralanmış, 35 kadar da
numaralanmamış 318 bel-
ge var. 1. ve 2. ciltte 150 bel-
geyeyer \erilmekte. Aynca
canh belgeler •vanhr. Ata-
türk, Söylev'i 470 belgeye
dayanarak yazmıştır. Her
söylediği tümce bir belgeye
davanmaktadır. Yadsıyacak
bir tek kişi ve kaynak ohna-
mıştır. Kendini halkının
önünde sınava çekmiştir.
Bir Hderin kolay kolay gö-
ze alacağı bir durum değil-
dir. 70yıDıkyakın tarihJmi-
zi yadsunasız öğereneceği-
miz temel \apttlardan biri-
dir. Bu anıt yapıtı 1970 yü-
lardan beri yeniden dirirtip
gün yiizüne çıkaran, 1995y»-
lından bu yana da soluk so-
luğa gösterihnesini sağla-
yan Velidedeoğlu Hoca'ya
ne denli teşekkür etsek az-
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
Bardağın Dolu Yanı
Bir zamanlar tek okuru olan, tek bir adet basılan bir
gazete çıkarmış.
Dünyanın en büyük servetlerinden birisinin sahibi
o*an Rockefeferiçin özenle haartanan bir gazete. Ama-
a Amerikalı ünlü zenginin, yaşarrunın son günlerini mut-
lu geçirebilmesini sağlamak dan günlük bir yayın.
Olumsuzluklan, kötülükleri yansıtan haberlenden
annmış... lyimserlik verenleri ön pJana çıkarılmış...
Hatta bu çerçeveye uygun haberler üretilmiş... Olum-
lu, iyimser yorumlaria dolu...
Olay bugün olsa, herhalde bir de özel TV kanalı kur-
mak gerekirdi.
Peki iç karartan haber ve yorumlardan korunması
gerekenler, sadece variıklılar ve yaşlılar mı? Sıradan
insanlann da buna hakkı yok mu?
Dehşet yıllan geride kaldıktan sonra... İkinci Dün-
ya Savaşı'nın ardından Amerikan sineması bir "happy
end" dönemi yaşadı. Bütün filmler insancıl duygula-
n öne çıkanr ve hep "mutlu son "la biterdi.
Acaba niçin!..
•••
Olumsuz gerçekleri toplumdan saklamalı mı?
Elbette ki hayııi
Ama zaten bilinen olumsuzluklan öne çıkarmaktan,
büyütmekten, abartmaktan kaçınmalı... Ve olumluluk-
lann, iyimserlik aşılayacak olay ve olgulann alt "özen-
le" çizilmeti!
örneğin, 100 gününü geride bırakmış olan bugün-
kü hükümeti eie alalım:
Bir yanda zamlar var... Yanlış atamalar var... Ufak
tefek yanlışlıklar var...
Ya öteki yanda?
Tek başına büyük bir olay olan... Sekiz yıllık kesin-
tisiz temel egitim ve imam okullannın orta kısımlan-
nın tarihe gömülmesi var.
Enflasyonun belirti bir düzeye indirilebilmesi uğru-
na, alınmış "siyasalriskler"var.
Dış sryasette saygınlığı srfıra inmiş bir ülkeyi, yeni-
den uluslararası düzeyde başı dik hale getirme yolun-
da kazanılmış -gözle görülür- ilerlemeler var.
Yurttaşın devleti "birey olarak da" denetleyebilme-
sini sağlamak amacına yönelik ciddi yasal hazıriıklar..
ve polisin tutumunda -yetersiz de olsa- olumlu bazı
degişiklikler var.
Susuriuk başta olmak üzere; devletin içindeki çe-
teleri ortaya çıkarmak için sergilenen bir istenç var...
Gazeteciyi döverek öldüren polislerin "ilk kez" yargı
önüne çıkanlması var.
Güneydoğu'nun toplumsal- ekonomik yapısının
değişmesi için -lafın ötesine geçen- projeler var.
Işçisinden işverenine.. "sivil toplumla kavgadeğil
uzlaşma arayışı var.
KTTIeri arpalık olmaktan çıkarmak için açıkadım atan
birSanayi Bakanı.. veasgari ücreti göstermelik olmak-
tan çıkanp "toplumsal adalet'e uygun hale getirme-
yi başaran bir Çalışma Bakanı var.
Ve de... "Şa/be"siz... Yüce Divan önüne gitme kor-
kusu içinde tirtirtitremeyen.. "yalancı Iığı kişılikleri-
nin vazgeçilmez parçası yapmamış olan bir başba-
kan ve başbakan yardımcılan var.
Tüm bunlar az şey midir?
Bir ortak hükümeti oluşturan partilerin genel baş-
kanlannı dinlerken "Söyledikleri içinde acaba hangi-
leriyalan değil" sorusunun yanıtını arama utancı içi-
rie girmemek.. yapılan her devlet ihalesinde; "Acaba
malı kim götürüyor? Acaba alınan rüşvetın düzeyi
nedir" diye düşünmemek az şey midir?
• • •
Elbette ki ezilenin yanında olmak zorundayız.
Elbette ki haksızlıklann, yanlışlıklann karşısına çık-
malıyız.
Elbette ki ağır giden işleri eleştirmeliyız.
Sorun gerçeklere göz kapamak, olumsuzluklan gör-
mezden gelmek sorunu değil... Sorun, sabahtan ak-
şama bardağın yansının boş olduğu tekeriemesini yi-
nelememek sorunu.
Ve de bardağın yanstnın da dolu olduğunu... Üste-
lik öteki yansının da yeniden dolma umudunun bu-
lunduğunu. anımsatma sorunu!
Buna gereksinmemiz var.
Hem ruh sağlığımız açısından.. hem de öteki yan-
yı yeniden doldurabilme gücünü kazanabilmemiz açı-
sından!
Büyük Söylev'in 70 yılı
Tarihi yaşadığı
gibiyazdı
• Cumhuriyet tarihinin en değerli siyasi belgesi
sayılan Söylev'in okunması toplam 6 gün 36 saat
31 dakikada tamamlandı.Söylev'in altı gün
sürmesi, Batı dünyasında "Six-day Speech" ya
da "Marathon Speech" olarak nitelendirildi.
A^fKARA (AA) - Mustafa Kemal Atatürk, 70 yıl ön-
ce 15 Ekim 1927 Cumartesı günü, Cumhunyet Halk Fır-
kası"nın İkinci Kongresi'nde, tarihi "Büyük SÖylev"ini ver-
mişti. Mustafa Kemal, 1927 yılının ilk yansında Köşk'te
hummalı bir çalışma içine girmiş ve kendisinin yarattıgı
tarihi yazmaya başlamıştı. Yakm çevresi, O'nun, Milli
Mücadele ile cumhuriyet tarihine ışık tutacak büyük bir
söylev hazırladığını öğrenmişti.
Falih Rıfkı Atay. o günleri şöyle anlatıyor:
"Çalışma odasında yan ayaküstü, yan oturarak ve yüz-
lercesi arasından vesikalar ayırarak Nutku'nu dikte eder-
dL Yorulan değişirdi. Bir defasında pek genç bir arkadaş
baygmhk geçirmiştL Akşama doğru birbanyo aldıktan son-
ra hiç dinlenmcdcn sofraya iner, o gün yazdıklannı bi/Je-
re okur ve>a okutur. hadiscler üzerinde ter-ü taze bir mu-
hakeme ile tartışmalar vapardı."
Ogünlerdelstanburagiden RuşenEşrefÜnaydm'a, An-
kara'ya dönerken "Köşk'e gönderihnesiricasıile Gazi'ye
ait bir emanet" verilir. Ünaydın, erken saatlerde Köşk'e
gittiğinde, Gazi, "hemen" gelmesini ister. Ünaydın, o or-
tamı şöyle aktanyor:
"Kendisi eski köşkünün balkonunda.üstü kâğıtyığıh bh-
masanın başında, nefri bir robe de chambre ile oturuyor-
du_ Gazi: 'Buyurun... Kusura bakma. Yazıya dalmışım,
yirmi yedi saattır uyumamışun. O halde, bari bir faslı ta-
mamlayalım da öyle yatanm dedim. Onun için belki bu-
gün seni göremem diye hemen şimdıden çağırttım' de-
dL." Bu yoğun çalışma aynı yıl haziran ortalannda ge-
çirdiği ağır bir kalp krizi nedeniyle bir süre kesintiye uğ-
rar. Doktorlar, kendisine kesin istırahat tavsiye ederler. Dr.
Asım Arar. "Akla yakındır Id Atatürk'ün geçintiği bu
kalp krizine sadece fazla sigara içmesi değiL günlerce uy-
kusuz kalarak aşın derecede yorularak ve büyük bir has-
sasiyvt içinde hanrladığı Nutuk üzerindeki çahşmater da
nedea olmuş olabilir" değerlendirmesıni yapıyor.
Söylev'in altı gün sürmesi, Batı dünyasında "Sis-day
Speech" ya da "Marathon Speech" olarak nitelendınlir.
ABD'de çıkan Literary Digest Dergisi de 19 Kasım 1927
günlü sayısında Söylev'den "Türk Cumhurbaşkanı'nın
400.000 kdimelik mesajı" diye söz eder.
Söylev'de çok farklı zamanlarda yaşamış 820 kişinin
adı anılmaktadır.