07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç • Genel Yayın Koordınatörü; Hikmet Çetiiikaya 0 Yazuşlen Mudüıieri: tbrahim Yüdız - Dinç Tayanç • Sorumlu Müdür Fikret tlkiz • "Haber Merkezd Müdürii: HakanKara#Göf^elYönctmen Fıkr«Eser Dış Habeıier Şinasi Damşoğlu • Istıhbarat: Cengiz Yüdınm 0 Ekonomı. Mehmet Saraç • Kültur Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Yücdman • MakalelerSami Karaören • Düzehme- Abduüah Yazıcı • Fotoğraf: ErdoğaD Köseoğtu •Bılgı-Bolgc: Edibe Buğra • Yıut Haberlen. Mehmet Faraç Yayın Kurula Ühan SdçaklBaşkan), Orhan Erinç. Oktay Kortböke. Hikmet Çetinkay*, Şükran Soner, Ergun BakL Dinç Tayanç, tbrahim Yüdız, Orhan Bursalı, Mostafa Balbav, Hakan Kara. Ankara Temsılcısı: Mustafa Balbav Atatüık Bulvan No: 125,Kat4,Bakanlıklar-AııkaraTel.4195020(7bat), Faks: 4195027 • Izmır Temsılcısı. Serdar Kızık, H. Zıya Blv 1352 S 2/3 Tel-4411220. Faks: 4419117 »Adana Temsücısi ÇetinYiğenoğhı, Inönü Cd 119S.No:l Katl, Tel: 363 12 11. Faks: 363 12 15 Muessese Müdürü. Üstfin Akmen • Koordınator Abmet Korulsan 0 Muhssbe Büfent Yener«ldare Hüseyin Gûrer • Işletme Önder Çetik • Bılgı- tşlem: NaU tnal • Bılgısayar Sıstem. M ü r ö t t ÇikrASatış FızlctKuza MEDYA C: • Yonetım Kunılu Başkanı - Genel Müdur Gfilbin Erduran # Koordınator Reha Işıtman # Genel Müdür YaıdımcısL Mine Akdağ Tel 514 07 53 - 5139580-5138460-61,Faks 5138463 Yayımlayan \e Basan: Yenı Gün Haber \jansi. Basın ve Yayıncılık A Ş Türkoca£ı Cad 39 41 Cağaloğlu 34334 lst PK 246 Istanbul Te! (0'2I2) 512 05 05 (20 hal) Faks (0^121 513 85 95 15EKİM1997 Imsak:5.43 Gûneş: 7.08 Öğle: 12.57 tkindi: 16.00 Akşam: 18.32 Yatsı: 19.52 İyi ve kötünün savaşımı • Dış Haberler Servisi- Charlie Theron, rol aldığı 'The Devil's Advocate' adlı filmin premiyerinde basın mensuplannın fotoğraf çekme isteklerini geri çevirmedi. Keanu Reeves ve Al Pacino'nun da rol aldığı film ıyi ve kötü, güçlü ve güçsüz arasındaki amansız mücadeleyi konu alıyor. 'The Devil's Advocate. 17 Ekim'de Amerika'da gösterime girecek. Milletvekillerinm mezarlık korkusu • ANKARA (ANKA)- Yeni lojmanlarda oturmak üzere kura çeken milletvekilleri, bu kez de mezarlık manzaralı B Blok'un kuzey tarafında "korktuklan" içın oturmak istemediklerini belirterek yer değişikliği istediler. Idare amirleri de bu mezarlığın küçük ve ağaçlarla çe\Tİli olduğunu, mezarlığı görmek için aşağı bakmak gerektiğini, lojmanda oturanlann istemedikten sonra bu mezarlığı . görmeyebileceklerini belirterek bu isteğe karşı çıktılar. Deyyus-u ekber r hternefte • ANKARA (UBA)- Rize Milletvekili Şevki Yılmaz'ın parlamento ve parlamenterler hakkında söylediği hakaret dolu sözleri TBMM'de "Deyyus-u Ekber" yazılı döviz ile protesto eden îzmir CHP Milletvekili Sabri ErgüFe bir destek de Internet'ten geldi. ABD'de yaşayan bir Türk vatandaşı tarafından " Deyyus-u Ekber" adı altında açılan 10 sayfahk dosyada Şevki Yılmaz'a yönelik eleştiriler ve küfürler yer aldı. Türk polisiıe İngiliz eğitimi • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Türkiye ve Ingiltere arasında insan haklan konusundaki işbirliği çerçevesinde, Türk polisinin yurtdışında eğitilmesi görûşü benimsendi. Yetkililerden alınan bilgiye göre. işbirliği çerçevesinde Ingiltere'den, Türk polisinin yurtdışında eğitimi ve yurttaşlann insan haklan konusunda bilinçlendirilmesi konulannda yardım alınacak. İnsan haklan konusunda Türkiye ile birçok alanda işbirliği yapmak istediklerini belirten Devlet Bakanı Doug Henderson, "Biz geçmişte çok hata yaptık. Ancak bunlardan gerekli dersi aldık. Bu deneyimlerimizi Türkiye ile paylaşmak istivoruz" dedi. Özdemir'e ödül • Haber Merkezi - Gaziantep Rotary Kulübü tarafından 1997 yılırun en başanlı bürokratı seçilen Bayrampaşa Cezaevi Cumhuriyet Başsavcısı Necati Özdemir'e ödülü 20 ekim günü Gaziantep'te düzenlenecek bir törenle verilecek. Gaziantep Rotary Kulübü Başkanı Uğur Doğaner, ödülü Özdemir'e cezaevinde insan haklanna dayalı olarak hükümlüleri rencide etmeyen uygulamalan ve sosyal etkinlikleri nedeniyle verdiklerini kaydetti. 3 binden fazla ev ve işyeri sular altında kaldı, 500'ü aşkın trafik kazası meydana geldi, on binlerce araç yolda mahsur kaldı Istanbul yağmurda can verdi: 7 ölü ^îstanbullular önceki günden başlayarak kâbusyaşadı. Işyerlerine ortalama 5 saat gecikmeli olarak gidilebildi. Öğrenciler yoğun trafik nedeniyle okullanna yetişemedi. v Yağışlann etkisinin azalarak pazartesiye dek süreceği belirtildi. Yaşanan felaketten dolayı Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan suçlanarak göreve çağnldı. t/'CHP Istanbul II Başkanı Mehmet Ali Özpolat, "Istanbul'u yönetenler uyuyorlar. Uyumadıklan zamanlarda da Refah Partisi propagandası yapıyorlar" dedi. Istanbul Haber Servisi - Yetersız altyapısı nedeniy- le lstanbul'u bir kez daha felç eden sağanak yağış can aldı. Yağışlar nedeniyle iki günde 7 kişi öldü, 3 binden fazla ev ve işyeri sular al- tında kaldı, bir bina çöktü, 500'ü aşkın hasarlı trafik kazası meydana geldi, 28 ana cadde ve kavşak trafi- ğe kapandı. Istanbullular iş- yerlerine ortalama 5 saat gecikmeli olarak gidebilir- ken bazı okullarda öğrenim yapılmadı. Yetkililer, yağış- lann etkisini azaltarak pa- zartesiye dek süreceğini söylediler. Son iki yıldır tedbirsiz- likler nedeniyle aynı felake- ti yaşayan Istanbul'da Bü- yükşehır Belediye Başka- nı Recep Tayyip Erdoğan göreve çağnldı. CHP Istan- bul 11 Başkanı Mehmet Ali Ozpolat, "Yöneticfleruyu- yorlar. uyumadıklan zaman da din sömürüsü yapıyor- lar" dedi. Yağışlardan dolayı özel- likle Avcılar, Bahçelievler, Güngören, Bakırköy, Ga- ziosmanpaşa, Istinye, Üm- raniye, Kadıköy. Üsküdar, Fatih, Kocasinan, Merter, Kasımpaşa, Maltepe, Sul- tanbeyli, Pendik, Beykoz, Adalar, Florya, Yeşilköy, Yeşilyurt, Atatürk Havali- manı, Alibeyköy, Beşiktaş, Yenibosna, Bayrampaşa ve Esenler bölgelerinde su taş- kınlan meydana geldi. It- faiye Müdürlüğü 200 per- sonel ve 100 motopomp, lSKjl80personel,69araç ve 15 pompa ile su tahliye- sini gerçekleştirmeye çalı- şırken Yol Bakım Müdürlü- ğü ekipleri de 600 personel ve 200 araç-gereçle çalısma- lannı sürdürdü. Ancak ça- lışmalar yetersiz kaldı. e-posta : tan (a prizma.net tr Yollardakı mazgallann ü- karukhğı nedeniyle her yağ- murda can veren Istanbul, bu kez de 7 kışınin ölümü- ne sahne oldu. Avcılar Ha- ramidere'de su birikintisine giren kamyonda bulunan sürücü Şerafettin Başve eşi Nurcan Başboğularak öldü- ler. MehmetAlay adlı yurt- taş ise Esenler"de otomobi- liyle girdiği kanalizasyon çukurunda can verdi. Kartal'da Halfl Irem'ın kullandığı otomobil su bi- rikıntisi nedeniyle takla at- tı. Irem ile otomobilde bu- lunan Lütfü Vatansever öl- dü. Ümraniye'de bozulan otomobilini tamir etmeye çalışan Yavuz Erdinç Hati- poğlu adlı yurttaş da bir otomobilin kendisine çarp- ması sonucu yaşamını yitir- di. Önceki gün de Eminö- nü'nde elektrik direğinde kaçak bulunan bir su biri- kintisine giren BayramAcar akıma kapılarak ölmüştü. Tophane'de bulunan 6 kat- lı bir bina da yağışın etki- siyle çöktü. Meteoroloji Genel Mü- dürlüğü, önceki gün saat 16.00'da başlayan yağışın soguk cephe geçişi ile bir- likte Marmara'nın doğu- sunda etkisini gösterdiğıni belirtti. Istanbul'da yağışın hafta başına kadar sürece- ği, ancak etkisini kaybede- ceği açıklandı. CHP Istanbul ll_Başka- nı Mehmet Ali Özpolat açıklamasında kentin en merkezi yerleririin bile hiç altyapısı olmayan yerler gö- rünümünde olduğunu, belir- terek, "Tüm yaşananlara karşın yineyetkililerortada yok. lstanbul'u yönetenler uyuyorlar. Uyumadıklan zamanlarda da Refah Par- tisi propagandası yapıyor, din sömürüsü yoluna gidi- yorlar. Tüm bu olumsuz- luklann birinci derece so- rumlusu otan Tayyip Erdo- ğan'ı şiddetfe kmiyor, dev- leti bu konuda göreve çağı- nvoruz" dedi. 7 kişinin yaşaımna mal olan \^ğıslar sırasında irfaiye ekipleri bodarla tahliye çabşması yapblar. Istanbul'da kamu çalışanlan, 27 ekimde 08.00'de işbaşı yapacak Çabşma saatlen değiştirildi Istanbul Haber Servisi - Istanbul'daki trafik sıkışıklığının gıderilmesi için bir süre önce alınan önlemler yetersız kalın- ca şimdi de öğretmenler dışındaki kamu çalışanlannın çalışma saatleri değişti- rildi. Okullann ders saatlerinde değişik- lıkolmadı. Istanbul Valiliği Basın ve Halkla fliş- kiler Müdürlüğü'nce yapılan yazılı açık- lamada, söz konusu uygulamanın tra- fıkte beklenen rahatlamayı sağlamama- sı üzerine, kamu çalışanlannın çalışma saatlerininde öne alındıgı bildirildi. Ka- mu kurum ve kuruluslannın 27 Ekim Pazartesı gününden itibaren 08.00-12.00 ve 12.30-16.30 saatleri arasında çalışa- cağı belirtildi. Bu tedbirlerin, derslerine zamanında yetişebilmek için sabah ka- ranlığındaevlerinden çıkan ögrencilerin. zamanında okullanna yetişmesini sağ- lamakta yeterli olmayacagı belirtiliyor. Valilik açıklamasında. kentin iki ya- kası arasındaki geçiş talebinden kaynak- lanantrafik yoğunluklan ile başta ana ar- terlerolmak üzere, bazı ara sokaklara dek yayılan tıkanıkhğın hissedildiği kayde- dildi. Açıklamada, "TrafîktejaşanansH kışıklığu en aza indirilmcsini sağiamak >e tstanbululann ulaşıın konusundaki bu stkuiülanmgidermekamacı>lauzun va- deü ve köklü çözümler devreye girince- yedek, mevcutaltyapuun muhafaza edi- lerek bazı tedbirlerin ahnması zorun- luluk kazanmısur" denildi. Vağışlar, İstanbul'un altyapı ve ulasım açısından ne durumda olduğunu gözler önüne serdL İki gün süren yağmur, ihmalleri felakete dönüştürdü Doğadan şelıircilik dersi OKTAY EKİNCİ Istanbul'da iki günlük sağanak ya- ğışlar, 2700 yıllık butarihi kentin özel- likle •'altyapt" ve "ulaşım olanakla- n" açısından ne denli büyük ihmal- lerle yönetildiğıni de açığa çıkardı. "Doğanuı verdiğiders" öylesine çar- pıcı ve acımasız oldu ki yitirilen insan yaşamlan, ölçüsüz maddi zararlar ve yollarda harcanan en değerli zaman- İar, 12 milyonluk metropolü "çagthşı'' bir görüntüye sürükledi. Artık istanbul 'da hiçbir sorumlu yö- netici "bu kenti sevdiğini" ve hatta bu kente "ibadetettigmi" (!) söyleyemez. Yine artık Istabul'da hiç kimse kal- kıp da lüks görünümlü imar yağması- m, altyapısız kentleşmeyi, yolu olma- yan gökdelenleri, planı olmayan kaçak yapılaşmayı, kanalı olmayan tuğla kal- dınmlan, mazgalı olmayan asfalt yöl- lan ve daha sayısız aymazlıgı sözde < ^e- lisme dinamikleri" (!) ya da "bızh kal- kmmamn faturası" (!) vb. gibi süslü söylemlerle aklayamaz. Hele şu son günlerin tartışması olan 3. Boğaz geçişi konusunda hâlâ "köp- rüde" direterek bu kenh yaygın raylı sistemlerle donatılmış birderniryolu tüp geçişten yoksun bırakmaya niyetle- • Yıllardır imar denilince hep toprak üstüne inşaat anlaşıldı. 'binadan önce altyapı' ilkesi hemen her dönemde bir kenara itildi. nenler. artık istanbul'un adını bile an- maya kalkışmasınlar. Yağmurla birlikte ortaya çıkan ger- çekleri çaresizlik gösterileri içinde sey- reden ve iyi niyetli görevlilerin tama- men insancıl duygularla sürdürdükle- ri yardım çırpınışlannı sözde "kendi kamuhizmetleri" gibi göstermeye ça- lışan yöneticiler, acaba "kentehizmet" denince ne anlıyorlar?.. Bu sorunun yanıtı, belediyelerin "neteryapöklarT ile *neier\apmadık- lan" kıyaslandığı zaman daha açık bir şekilde ortaya çıkıyor. Beledheler neler yapıyDr? - Plansız kaldınmlara tuğla döşü- yor, bordür taşlannı boyuyorlar. - İmar Yasası'ndaki "önce aHyapı, sonra inşaat" ilkesini çigneyerek, yo- lu bile olmayan parsellere bina izni veriyorlar... - Haliç'e fıskiye yapıp fetih göste- rilerine, davetlere ve törenlere milyar- lar harcıyorlar... - Öncelikli yasal görevteri olmadı- ğı halde kamu arazilerinde "saühkko- nut sJtefcri" kuruyor ve siyasal yandaş- lanna dağıtıyorlar... - Yurtdışından durmadan "kardeş kent" bulup, sık sık ziyaretlerine gi- derek parlak görüşmeler yapıyorlar... - İmar yoğunluklannı sürekli arttı- rarak zaten yetersiz olan altyapıya da- ha da fazla yük bindiriyorlar... Beledheler neler yapnuyor? - Kaldınmlann "alunı" düzenlemi- yorlar ve altyapısızlığı boyayla örtü- yorlar... - Imara açtıklan yerlere binadan önce altyapıyı götürmüyorlar ve sağ- hksız yapı yığılmasını engellemiyor- lar... - Yağmur suyu kanallannı hemen hiç düşünmüyor ve kent sokaklannın birer açık nehire dönüşmesine karşı önlem almıyorlar... - Öncelikli yasal görev leri olan tek- nik yatınmlarda köklü çözümler yeri- ne "geçki rahadama" politikası izli- yorlar... - "Kardeş" olduklan uygar kentler- de belediyelerin altyapıya verdiği önemden bile ders alrnıyorlar... Rakamlarla trafik • 1 mUyon 600 bin araç. Bu y> bn geçen ayiannda trafiğe kablan araçlarla birhkte 1 miryon 750 bin. • 51 bin toplu ulaşun aracı • 17 bin 416 taksi • 540 dofanuş • 1950 belediye otobüsü • 836 halk otobüsü •167 özel statülü beledhe-halk otobüsü (transit) • 18800 personel araa . • 7615 oknl servis araa Maddi kayıp 1 saatlik trafik sıkışıklığı 3 trilyona mal oluyor tstanbul Haber Servisi - Istanbul'da 1 saatlik işgücü kaybının yaklaşık 3 triİyon lira olduğu belirlendi. Türk-lş'e üye Petrol-lş Sendikası Eğitim Müdürü tlyas Köstekli, Istanbul'da yaklaşık 1 milyon 250 bin işçi çalıştığım arumsatarak şiddetli yağış nedeniyle işlerine zamanında gidemeyen işçilerin dünkü 4.5- 5 saatlik işgücü kaybının toplam 14.6trilyon lirayı bulduğunu söyledi. llyas Köstekli'nin gazetemize yaptığı değerlendirmeye göre, dün sabah saatlerinde işe gitmek üzere trafiğe çıkan, ancak şiddetli yağmurun etkisiyle yaklaşık 4.5-5 saat çalışanlann yolda kalması büyük boyutlarda işgücü kaybına neden oldu. Köstekli, bir işçinin bir saatte 2 milyon 339 bin 396 lira işgücü katma değeri yarattığını belirterek "Bu işçilerin trafik yoğunlugu nedeniyle bir saat gecikmeli olarak işbaşı yapmalan haJinde işgücü kaybı 2 trilyon 924 milyar 245 milyon lirayı aşar. 43-5 saatÛk gecikmenin faturası ise yaklaşık 15 trüvon Hravı bulur" SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN Erkek Ne Istiyor', Kadın Ne 'Yapıyor'? Hey Allahım, kim bu kadınlar? Beş yıldızlı otelin görkemli lobisinde, hem campari/soda'sını yu- dumluyor; hem dizüstü bilgisayannda, bilinmez han- gi içinden çtkılmaz hesaplann, içinden çıkıyor: giyi- mi, hayli ciddi bir pantolonAayyör şıklığı; saçlan er- kek, makyajı kadın; cep telefonuyla Ingilizce tartı- şacak, hesabını kredi kartryla ödeyecektir. Ya bir başkası! Gecenin ilerlemiş bir saati, gözde vegüzide, yâni anasının nikâhı birgece kulübümüz- de, amerikan bara ilişmiş, muz bacaklı, mütehakkim sanştn; dubte/viski ısmarlayıp, corona purosunu yak- mış; mavimsi duman düğümlerini yukardan aşağı- ya dökerek, iş bağlayacağı Alman turizmcisini bek- liyor; Boğaz'da yemeğe çıkacaklar, besbelli, uzun bir gece olacak! Bu kadınlar, filmden ya da romandan 'kaçmış' ka- dınlar değil; o çevrede yaşayanlann -'sosyete' ma- gazinlerini izleyenlerin- aşinâ olduklan, 'sahici' insan- lar: bırakınız 'gelişmiş' ülkelerin kadınını; ülkemizin 'gelişmiş' yörelerinin kadınlan, 'çağdaş erkeğin' standardını yakalamışlardır; yalnız dikkat, ekonomik bakımdan bağımsız, cinsel açıdan başına buy- ruk olduklan için, erkeği taklrt etmiyoriar'; 'üre- time katlmış olmak' nasıl erkeği, bir önceki yüz- yılın süsünden püsünden ayıklayıp, bildiğimiz görüntüye taşıdıysa; kadına da aynı şeyi yapı- yor erkekle aynı işi yapan kadının, eski görüntüsün- de kalmasını beklemek, 'abesle iştigâl'öeğ\\ de, ne? Bu, son yıllarda boşanma davalannı, neden do- layı daha çok kadınlann açtığını açıklıyor: erkeğin talepleri, hâlâ 'yuvasının kadını' çizgisinde kal- mıştr da, ondan! Her yerde, gidiş bu yönde ama, ülkemizdedahaağırveçarpıcı hissediliyor, çünkü... Akla durgunluk veren bir tablo... ...çünkü Devlet Planlama Teşkilâb'nın onbinler- ce kişi arasında gerçekleştirdiği biraraştırmanın so- nuçlan, Türkiye'de erkeğin hâlâ 'feodal/ûmmet' üstyapısında kaldığını gösteriyor; ibret-i âlem için, şöyie bir göz atmak istemez misiniz? "...erkeklerin ortalama dörtte üçü, eşinin ve kı- zının dışanya başörtüsüz, makyajlı, pantolonlu ya da kolsuz elbise ile çıkmasına karşı! Eşinin sokağa pantolon giyerek çıkmasını uygun bulan erkeklerin oranı yüzde 11 'de dolaşırken; erkek- lerin yüzde 76'sı kadının pantolon giymesine iyi bakmıyor; dahası, yüzde 73'ü kolsuz eibiseyle çık- masını istemiyor; kısa etek, Türk erkeğinin kâ- bus'u: yüzde 82'si eşinin kısa etekle sokağa çık- masına muhalrf; erkeklerin sadece beşte biri, eşinin sokağa başörtüsüz çıkabileceğini belirt- miş; kırsal kesimde bu oran yüzde 8'e kadar ge- rilemekteymiş. Makyajlı sokağa çıkmaya gelin- ce, erkeklerimizin ortalama yüzde 70'i kansının böyle bir şey yapmasını tasvip etmryor..." (Hür- riyet, 21 Temmuz 1996) Uzatmak lüzumsuz! 27 il merkezi, 53 ilçe, 194 bu- cak ve köyde, 18.200 aileyi kapsamış bu araştırma- nın, önümüze döktüğü gerçek, çok açık, çok da acı: 'kıyafet devrimi'nden yanm yüzyıl sonra, Türk er- keği -dolayısıyla 'toplumu'- hâlâ Gâzi'nin onu bırakbğı yerde 'otiamaktadır 1 . Erkeğin tercihleri, düpedüz 'Osmanlı' erkeğinin tercihleri: soruşturma- yı yürütenler, iyi ki 'harem' ya da 'çokeşlilik' sorula- nnı sormamışlar! Bu neyi gösteriyor? Sanınm, şunu: ekonomik alt- yapı radikal olarak değişmedikçe, üstyapıyı de- ğiştirmek zordur. Japonya'da Kıyafet Kanunu yok; sanayiin gelişmesi çok daha geleneğine düşkün Ja- pon kadınını ve erkeğini, bizimkilerden çok daha fazla, çok daha ciddi 'çağdaşlaşbrdı.' Ülkemizde, 'çağ- daş' kadın türünün, en gelişmiş yörelerimizde gö- rünmesi de, bunun kanıtı. Erkeklerin 'feodal/üm- met' üstyapısında ayak sürümesi, Media'nın onca cinsel şaklabanlığına rağmen, hiç de etkili olamadı- ğını göstermiyor mu? Yani iş, ne propaganda işi, ne de eğitim ve öğretim; iş, altyapısal dönüşüm işi! Bu nasıl bir akıldır? I şte böyle, çıplak gerçek, olumsuz; oysa 'yasal I gerçek' hayli olumludun Türk kadını, Savunmave Güvenlik dahil, her alanda çalışabilir; teşebbüste serbesttir; nitekim Bati'lı hemcinslerinden hiçbir ko- nuda aşağı kalmayan, cesur, pervasız, hatta cür"et- kâr kadınlanmız, gittikçe çoğalıyor; yasalara inanır, 'çağdaş uygariık düzeyini' önemserler; ne var ki 'yal- mz'dıriar, hem de çok! Nasıl olmasınlar ki, feodal/üm- met ortalamasındaki erkeklerie uyuşabilmeleri im- kân hârici: evlilik -hatta sadece beraberiik- kısa sürede izzet-i nefis savaşlanna yozlaşryor; bu sa- vaşlar da, boşanma ya da aynlmalara! Türk 'Feminizmi'nin adamakıllı 'sa/d/rgan'olma- sına şaşacak mıyız? Rakamlara bakarsanız, erkek 'egemenliği' sıradan bir seksizm gibi görünmüyor, onu çok aşan bir dozdadır; zira, kadının, 'mevzuat' özgüriüğünü 'kullanmasına' bile karşı çıkıyor. Hem Media'yi kadının her türlü çağdaşlığı benimse- mesi için seferber et, hatta buna kışkırt; hem de çarşaf çarşaf reklâmını yaptığın giyimi kuşamı, süsü püsü, davranış biçimlerini ayıpla, kına ve yasakla: şimdi akıl mı bu? Bu diyalektiğin, modem Türk kadınlannı, gün geç- tikçe daha çok 'erkekliğe' doğaı iteceğini düşünmek, acaba yanlış mıdır? http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN http://www.eda.tr/-bilgjyay/yazar/ailhan.htlm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle