Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 EKİM 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOM
ŞİRKETLERDEN
• HEY
Gıda
tarafından
üretılen
Green
Island
markalı
çaylar.
yeşil-kjrmızı ambalajında
piyasaya sunuldu. Seylan
çaymdan oluşan 500
gramlık paketleri ve 25
poşetlik kutulan
marketlerin raflannı
süslüyor.
• LACOSTE, 1997-98
Sonbahar-Kış
Koleksiyonu'nu Çırağan
OtelTnde gerçekkştirdiği
bir defîle ile bayilerine \e
moda dünyasına tanıtü.
Lacoste'un kolekshonu
Classic, Club. Yatching,
Golf, Tennis, Sport
temalanndan oluşuyor.
• MAURI MAYA.'maya
sektöründe ilk kez verilen
Uluslararası Kalite
BelgesiISO9002'yi
almaya hak kazandı.
Ingiliz SGS Şirketi
tarafından venlen ISO
9002 belgesı,
Bandirma'daki fabrika
binasında düzenlenen
törenle şirket yetkililerine
teslim edildi.
• KOÇ Holding.
Superonline, Apple
Computer-Bücom, Güzel
Sanatlar/Bates,
Pamukbank ve Metropol
TekstiPin destegi ile
dünyada İnternet
ortamındaki ilk ulusal
müze olma özeüiğini
taşıyacak "İnteraktif
Türkiye Müzesi"
kuruluvor.
TOBB, vergi reformu önerisini bugün Maliye Bakanı Zekeriya Temizel'e sunuyor
Istikrar programına destek zor
FARUKATAAY
VAN - Türkiye Odalar ve Bor-
salar Bırliği (TOBB) bünyesinde
oluşturulan ve Maliye Bakanlı-
ğı'nın da destek verdiği "Vergi
Ozel Ihtisas Komis>onu"nun öne-
ri paketı. bugün Maliye Bakanı
Zekeriya Temizel'e sunulacak. 3
yıllık ıstıkrarprogramı hazırlıkla-
n içındeki hüJcümetin, \ergi kay-
bınayolaçacağı gerekçesiyle "ka-
yıt dışı ekonomiyi kapsama ala-
rak vergi oranlannı düşürme" il-
kesine day arularak hazırlanan öne-
ri paketine destek vennesinin ko-
lay olmadığı bildirildi.
Maliye Bakanı Temizel, Prof.
Dr. HatiüVadaroğhı, GelirlerGe-
nel Müdürü Nevzat Saygılıoglu.
SSK Genel Müdürü Kemal Kılıç-
daroğlu gibi üst düzey bürokrat-
lar ve akademisyenJerin katıhmıy-
la oluşturulan komısyonuh çalış-
malanna büyük önem veriyor. Ver-
gi reformu yasa tasansını kasım
ayı içinde Meclis'e getirerek yıl ba-
şından önce yasalaştırmayı hedef-
leyen Temizel'in. kayıt dışı eko-
nomiyi vergilendirerek vergi oran-
lannı düşürme hedefinin istıkrar
paketi uygulamaya yönelen hü-
kümetten destek bulmasının zor ol-
duğu değerlendirmeleri yapıldı.
Türkiye'de gelir vergisinin yüzde
52'sıni ödeyen çalışanlann vergi
oranlannın 20 puan düşürülmesi-
nin vergi gelirlerinde büyük bir
azalmaya yol açacağı belirtildı.
Buna karşılık. ücretler üzerinden
alınan vergilerin düşürülmesi, iş-
çilik maliyetlennı arrfırmadan üc-
retartışı sağlayacağı ıçiniş\eren-
lerce de destekleniyor. Pakette.
rant gelirlennın vergilendirilme-
sı konusunda yeni önlemlere yer
verilmedı.
TOBB'den bağımsız olduğu
vurgulanan komisyon; çalışmala-
n sırasında Türk-İş, DtSK. TESK,
TtSK gibi işçı ve işveren kuru-
luşlanndan da önen istedi. Çalış-
malara katılmayan \e önerilerini
komisyona yazılı olarak sunan ku-
ruluşlar. henüz reform paketine
destek acıklaması yapmadılar.
TOBB'nin vergi reform paketin-
de yer alan öneriler şöyle:
- Ücretfileri vergi denetçiliğine
zorlayacak bir düzenleme ile iicret-
lerden her ay yüzde 10 geür vergi-
si stopaj kesintisi yapılacak. İ c-
redileryıl sonunda getirdikleri bet-
ge kadar stopajı geri alabilecek-
ler. Harcamalannı belgelendirme
zonınluluğu alüna sokuian çalı-
şanlann, etkin bir vergi denetimi
sağlamasıyla vergi kaçağının ön-
lenmesi amaçianıyor.
- Gelir vergısi oranlannın üc-
retlilerde yüzde 25-45'ten yüzde
10-30, ticari faaliyetlerde bulu-
nanlarda da yüzde 15-35 oranına
çekilmesiyle, vergi oranlannda
büyük orardı indirimleröngörülü-
yor. KDV oranlan yüzde 10'luk tek
orana indinlirken lüks mallara da
özel tüketım vergisi (ÖTV) uygu-
lanacak.
- Götürü usulde vergi kadcme-
li olarak kaldınlırken mevcut gö-
türü usuldeki mükellefler "esnal
muafryetine*" alınarak ıki yıl sü-
reyle hiç vergi vermeyecek.
- Beyan edilmeyen gelirlerin
kapsama alınması için herkesten
yıllık "servet gelir beyannamesi"
ahnacak. Bu yolla servetlerdekı
artışjann vergilendirilmesi değil.
beyan edümeyen gelirleri beyan et-
meye zorlamak amaçlanıyor.
- Enflasyon muhasebesi uygu-
laması gelir vergisi mükellefleri
için isteğe bağlı, kurumlar vergi-
si mükellefleri için ise zorunlu
olarak başlatılıyor.
- Banka ve sigorta muameleleri
vergisi kaidırılarak bu ödemekr
yüzde 5 ile KDV içine alınacak. Bu
yolla kredi malr»ederi yüzde 5 ora-
nında ucuzlayacak.
- Şirketler arasında 5 milyar lı-
rayı geçen tüm işlemlenn banka-
lararacılığıylayapılması zorunlu-
luğu getınliyor.
- Vergi istisna ve muafiyeticrinin
önemli bötümü kaldınlacak.
- Harç ve damga resminde in-
dirime gidilecek.
- İşJetnıe defteri yöntemi kaldı-
nlacak.
- Vergi yargısının yükünün ha-
fifletilmesı için anlaşmazlıklann
öncelikle idari yolla çözülmesi yo-
lu açılacak.
- Vergi idaresinin. bağunsız bir
gelir idaresi ya da Maliye Bakan-
bğı'na bağtı olarak "'Geürler Müs-
teşariığı" bıçirrunde kurulması ön-
görülüyor.
Ağalann toprak talanı
Ucuzmotorin kuyruğu
Akaryakıt ürünlerine gelen yüzde 5 ila 9 arasındaki zamdan sonra
ucuz motorin almak için Iran'a giden kamyonlar, Gürbulak sınır
kapısında uzun bir kuynık oluşturdu. İstanbul, Ankara ve İzmir'de
motorinin litresi 98 bin liraya saOlırken İran'dan aldıklan motori-
ni kasalan altına yapürdıklan tanklarla yurda getiren kamyonlar,
Doğu Anadolu Bölgesi'nde motorinin fivatını 60- 65 bin liraya dü-
şürüyor. (Fotoğraf: BERTAN AĞANOĞLU)
HAKAN DİRİK
tZMİR - Güneydoğu Anadolu
Bölgesi başta olmak üzere
topraksız çiftçiyi toprak sahibı
yapmak için başlatılan. ancak
"toprak ağalanna arazi
dağrtunı"na dönüşen toprak
reformunda yaşanan
yolsuzluklann aydınlatılması
isteniyor. 1973 yılından bu
yana süren sorunun peşine
düşen Ziraat Mühendisleri
Odası. Tanm ve Köyişleri
Bakanlığı'nca başlatılan
soruşturmanın akıbetıni
sorguluyor. Oda Başkanı Prof.
Dr. Gürol Ergin. G.Doğudakı
topraklann ağalara peşkeş
çekıldiğını belırterek,
"Yiizlerce trihonluk suiistimal
yapüdtğı iddia edilen bu
konuya açıklık ycrjrilmelkür"
dedi. Toprak ağalan, yıllardır
daha fazla arazı elde etmek
için ısrarla itiraz haklannı
kullanırken Tanm Refonnu
Genel Müdürlüğü, gelişen
olaylara hiç itiraz etmedi.
Ancak ağalann gerçeğe aykın
beyanlan ve kamu aleyhine
işlemleri nedenıyle TBMM
Dılekçe Komisyonu'na sürekli
şikâyetler yağdı. Bunun
sonucunda bu yılın başında
Tanm ve Köyişlen Bakanlığı
konunun soruşturulmasını
istedi. Soruşturmanın
akıbetfnden endişe duyan
Ziraat Mühendisleri Odası
Genel Başkanı Gürol Ergin
şunlan söyledı: "Bu
soruşturma hangi aşamadadır?
Tanm ve Köyişleri
Bakanlığı'nın yüzlerce
trihonluk suiistimal yapıldığı
iddia edilen bu konuya açıkhk
getirmesini ve kamuoyunun
aydınlaülmasını istiyonız.
Aynca toprak agalan. yasada
yer alan sulu arazinin a>nı
miktardaki sulu araziyİe
değiştiriJebileceği hükmünii de
açık biçimde istismar
etnüşierdir. Ağalar. sulu
olmadığı DSİ raporlannda
belirtüen arazileri. HazineŞ'e
ait ve sulu olduğu belirlenen
arazilerle değiştinnişlerdir.
Binlerce dekar susuz toprak
Hazine adına alınıp. \crinc a\ıu
miktardaki Hazine've ait sulu
tanm toprağı ağalara peşkeş
çekikli"
DÜNYA EKONOMÎSİNE BAKIŞ/ ERGIN YILDIZOĞLULONDRA
ABD ve Avrupa borsa-
" larında yaşanan sarsıntı-
lann ardından bu haftaya
'' 1987 borsa krizinin 10.
yıldönümünün yaklaş-
makta olmasının yarattı-
ğıbirgerginliklegiriyoruz.
ABD ve Avrupa'da hiç bit-
, mez gibi görünen bir bor-
. satırmanışının, "boğa pi-
. yasalannın", artık sonu-
nun geldiğini düşünenler,
geçen hafta haklı olduk-
: lanna iyıce inandılar. Şim-
. di iki mesele var: Ya bor-
salar uzun ve yumuşak
- bir düzeltme sürecine gi-
recek, ya da sert bir dü-
- şüş yaşanacak. Eğerted-
rici bir "ayı piyasalan"
dönemi başlarsa mesele
yok. Ama derin ve ani bir
düzettme, hatta çöküş ya-
şanırsa... O zaman iki me-
sele var. Ya 1987 Eki-
mi'nde olduğu gibi borsa,
önce çöker sonra şiddet-
li bir resesyona rağmen
toparlanır ve tekrar yüksel-
meye devam edebilir; ya
da 1929'u anımsatan bir
kriz ve derin bir resesyon
dünya ekonomisini etkisi
altına alabilir. Borsalarda,
1987'ye benzer bir dü-
zeltme yaşanırsa mesele
yok. Ama eğer 1929'a
benzer bir sürece girer-
sek, işteo zaman...
1929 krizini izleyen re-
sesyon sırasında, yaşa-
nan gelişmeler dünya eko-
nomisinde yeni ve fırtına-
lı bir dönem başlatmıştı.
Bugün de bırçok gözlem-
ci, dünyada yaşanan hız-
lı bir değişim sürecinın ya-
nı sıra giderek 1929'a ben-
zer gelişmelerin su yüzü-
ne çıkmaya başladığı ye-
ni bir dönemin eşiğinde
olduğumuzu düşünüyor.
Son üç yıldır, faizler ABD
ve Avrupa'da eğilimsel
olarak düşüyor, tahvil ve
hisse senedı piyasalan re-
kor düzeylere yükseliyor-
du. Doların, düşen faizle-
re rağmen mark ve yen
karşısında değer kazan-
makta olması, ekonomik
toparlanma ve güçlü şir-
ket gelirleri. ABD borsa-
sında, 1990'larda,
1920'lerden bu yana gö-
rülmemiş bir tırmanmaya
yol açtı. Güçlü sterlin ve
genel olarak düşük faiz-
ler Avrupa ve Ingiftere bor-
salannda da bir "boğa pi-
yasasına" yol açmıştı.
Ancak bu yılın başında
ABD ve Avrupa borsala-
rı, şiddetli düşüşler ve ani
İki Mesele Var...
toparianmalarla kendini
gösterenistıkrarsız bir dö-
neme girdiler. Yorumcular
ortamı sık sık 1929 ya da
1987 borsa krizlerinin ön-
cesine benzetmeye baş-
ladılar.
Özellikle iki tespıt, yakın
gelecekte dünya ekono-
misinde derin mali ve en-
düstriyel krizlerin yaşana-
bileceğine işaret ediyor.
Birinci tespit dünya eko-
nomisinde son yıllarda bü-
yük bir "kapasite fazlası"
sorununun ortaya çıkarak
küreselleşmenin etkisiy-
le de hızla ağırlaştığına
ilişkin. William Grider'in
(1996) çalışmasında çok
zengin veri ve anekdot-
larla anlatılan bu sorun,
geçen ay Aspen, Colaro-
da'da yapılan ve dev kü-
resel şirketlerin yöneticı-
lerınin katıldığı birtoplan-
tıda da dile getirildi. Ikin-
ci tespit ise dünya piya-
sasında bir likidite sorunu-
nun oluşmakta olduğuna
ilişkin. Daralan likidite, ma-
li piyasalan tehdit ediyor.
Independen Strategi-
es'ten analist Bob
İstinye'den
En Taze
Haberler
Borsacı'da
B
NAFTtLIK EKONOMI OERGIS
orsacı
B
HAFTALIK EKONOMİ OERGİSİ
orsacı
BORSANIN YENİ ŞİRKETLERİNİN
PERFORMANSLARI
NEOLDU?
YATIRIMCI
AĞLIYOR
TAKASBANK
TEK ADRES
MAKİNA TAKIM, OARDANEl, KÖYTAŞ, W\ KREDİ
YATIRIM UZEL MAKINA İZMİR DEMİR ÇELİK, İKTİSAT
BANKASI, KARTONSAN T. SIEMENS
FENİŞ ALÜMİNYUM, TUPRAŞ
MUHİTTİN CELEBİ;
"RANTİYEYE YÖNEIİNDİL."
"BORSADAKİ REHBERİNİZ"
McKee'ye göre "Asya ve
Doğu Avrupa 'da -Polon-
ya, Çek Cumhuriyeti- gö-
rülen mali krizler sadece
bir başlangıç..." "Bu yıl
sonuna kadar dünya bor-
salanyüzde 20 değerkay-
bedebilir" (Wall Street
Joumali 1.10.1997). Sa-
nayileşmiş ülketerde yaşa-
nan bir ekonomik topar-
lanma mali sermayeyi,
borsadan gerçek ekono-
miye, az gelişmiş ülkeler-
den de gelişmiş ülkelere
doğru çekiyor. Cross Bor-
der Capital yatınm şirke-
tinden Michael Hovvell'e
göre, "Bu koşullarda
yüksek cari denge açık-
lan veren ekonomileri
yatmmcılar, var olan dö-
viz oranlannda finanse
etmeye devam etmek
istemez" ve "yükselen
piyasalan" terk ederter.
Bu manzaraya, VVall
Street ve Avrupa borsa-
lannın halen tarihsel trend-
lerinin yaklaşık yüzde 60
üzerinde seyretmekte ol-
duklannı ekleyebiliriz. Ge-
çen hafta başında Finan-
cial Times'dan Martin
Wolf'un uyardığı gibi bu
rotanın korunabilmesi için,
ABD'de GSMH içinde
yüzde 9'a ulaşmış olan
şirket kârlarının önümüz-
deki dönemde tarihsel
olarak görülmemiş düzey-
lere çıkması, ABD ekono-
misinin tanınmayacak ka-
dar değişerek müthiş bir
üretkenlik patlaması yaşı-
yor olması, pıyasaların da
geçen 20 yılda şirketleri
aslında yanlış değerlen-
dirmiş olması gerekiyor.
Ek olarak Wolf, hemen
bütün göstergelerte, kâğıt-
lann aşırı değerli olduğu-
nu, birçok oranın 1929
öncesinde görülen rekor
düzeyleri aştığını vurgu-
ladıktan sonra, nihayet
1926-1929 ve 1984-1987
dönemleriyle 1994-1997
dönemlerinin borsa gra-
fiklerinin bırbirine korku-
tucu bir şekilde benzedi-
ğine işaret ediyordu. (Fi-
nanctal Times 7.10.97).
Nihayet son olarak bu
ay Le Monde Diploma-
tique'te de "Loren'den
ABD'ye işçi direnişi"
başlığı altında etraflı bir
şekilde tartışılan, bizim de
bu köşede, 1995 Fransa
işçi direnişlerinden bu ya-
na ve geçenlerde UPS
greviyle, herfırsattadeğın-
diğimiz gelişmeleri de bu
manzaraya ekleyelim.
Sinirjer giderek
geriliyor
Tüm bu tespitler ve en-
dişeler, dünya ekonomisi-
nin, 1980'lerin sonunda,
küreselleşmenin büyük bir
ivme kazanması sonucu
girdiği "yeni dönemin",
artık geride kaldığına ve
dünya ekonomisinin şim-
di bir başka "yeni döne-
min" eşiğinde olduğuna
işaret ediyor ve belirsızlik,
sinirleri geriyor. Dünya
ekonomisinde genel ola-
rak bu koşullar hâkim ıken
geçen hafta yaşananlar
dönüm noktasının iyice
yaklaştığını düşündürdü.
Çarşamba günü VVall
Street borsasına şiddet-
li bir sarsıntı geçirten ko-
nuşmasında, ABD Fede-
ral Reserve Başkanı Alan
Greenspan esas olarak iki
konuya değinmişti. Birin-
cisi, ABD, azalan işsizlik
yüzünden emek pazarı
esnekSŞini kaybediyor, di-
ğer bir deyışle işçilerin pa-
zariık gücü artıyordu. Bu
mutlaka ücret artışlarına
yol açacak, bu da ekono-
mideki enflasyonist ba-
sıncı arttıracak, şirket kâr-
larını olumsuz etkileye-
cekti. Ikincisi, "üretken-
lik arbşı mudzesi" denen
olay ve buna bağlı olarak
"ekonomik dalgalanma-
lann artık sonununcjel-
d^i" doğru değildi. "Önü-
müzdeki dönemde bor-
sadan geçen yıllardaki
performansını sürdür-
mesini beklemek akılcı
olmazdı." (Intemational
HeraldTribune9.10.97).
Piyasalar Greenspan'ın
faizleri arttırmaya hazır-
landığını düşündüler. Bun-
dan sonraki üç günde
Dow Jones toplam 133
puan geriledi.
Perşembe günü Alman
Merkez Bankası Bundes-
bank ileAvrupa Para Bir-
liği'nin (APB) çekirdeğini
oluşturan6e/ç/fca, Fransa,
Lüksemburg ve Hollan-
da, eşgüdümlü bir şekil-
de faız oranlannı yükselt-
tiler. Piyasalar bu geliş-
meyi, "Avrupa'da faiz-
ler artık yükselme eği-
limine girdi" şeklinde yo-
rumladılar. Ancak bu ge-
lişme, Almanya ve Fran-
sa'da işsizliğin artmakta
olduğu bir dönemde ya-
şanıyordu ve kalıcı oldu-
ğu takdirde başlamış olan
ekonomik toparlanmayı
boğabilirdi. (Anatole Ka-
letsky, The Times
10.10.97). Bir ek yorum
daAPB"yi oluşturacak ül-
kelerin artık fiilen birlikte
davranmaya başladığı ve
faiz oranlannın eşitlendi-
ği yönündeydi. Ancak bu
ülkelerin ekonomik büyü-
me oranlan arasında hâ-
lâ varlığını koruyan farklar,
potansiyel bir istikrarsız-
lık ve spekülasyon kay-
nağı olmaya devam edi-
yordu. (Financial Times,
8.10.97). Perşembe ve cu-
magünü yaşanan diğer iki
gelişme, ortaya çıkmakta
olan manzarayı daha da
netJeştirdi. Perşembe gü-
nü Itaîyan Başbakanı Pro-
di, APB'ye girmek için
bütçede yapması gereken
kesintileri, hükümet or-
taklarına, Komünistiere,
kabul ettiremeyince istifa
etti. Böylece Italya'nın
APB'ye ilk aşamada ka-
tılması daha da zorlaşı-
yordu. Cuma günü açık-
lanan ABD toptan eşya fi-
yatlan endeksi, Greens-
pan'\n enflasyon korku-
lannı haklı çıkardı. Faizle-
rin artacağına ilişkin bek-
lentiler güçlendi.
Özetle, gelişmeler
ABD'de düşük enflasyon-
lu büyüme, ABD ve Avru-
pa'da düşük faizler, küre-
sel olarak bir likidite bol-
luğu, dünya borsalarında
"boğa piyasalan", pasıf
bir işçı hareketi gibi, bir
döneme damgasını vuran
eğilimlerin ortadan kalk-
maya başladığına işaret
ediyor. Ayrıca küresel bir
fazla kapasite ve daralan
likidite sorunu ve şiddet-
lenen ticari rekabet, yuka-
rıdaki etkenlerle birlikte
ele alınınca akla 1929 kri-
zi öncesini getiriyor. Res-
mi tamamlayabilmek için
"Japonya yakın gele-
cekte tekrar bir reses-
yona düşecek mi, yok-
sa yavaş da olsa topar-
lanmaya devam edecek
mi" sorusuna cevap bul-
mak gerekiyor. Bu iki ay
içinde sanınm bu da açık-
lığa kavuşacak. "O za-
man iki mesele var" di-
yerek başladığımız cüm-
leyi bitirmeyi tekrar dene-
yebiliriz.
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Bu Elbiseyle mi?
Bütçe, elbisedir; ekonominin yıllık vücut yapısı-
nı yansıtır.
Hükümet, gelecek yılın bütçesine ve ekonomi-
nin bütününe ilişkin ana değişkenleri geçen gün-
lerde açıkladı. Bütçe toplam giderlerinin 14.8 kat-
rilyon, gelirierinin 10.8 katrilyon ve bütçe açığının
da 4 katrilyon TL olması öngörülüyor. Yıllık fıyat ar-
tışı oranının neredeyse yarı yarıya azaltılarak yıl
sonunda yüzde 50'ye indirilmesi ve ekonominin bü-
yüme oranının da yüzde 3.0 çekilmesi istenmek-
tedir.
Burada önemli olan bütçe ve büyüme sayılan-
dır.
Bu yılın bütçesinin 8 katrilyon dolayında "bağ-
lanacağı" beklendiğine göre, bütçe giderierinde-
ki artış ortalaması, geçen yıla göre yüzde 85 do-
layındadır. Yılbaşına üç ay kala tüketıci fiyatlarının
geçen yılın aynı ayına göre artışı yüzde 90'a ula-
şıyor. Enflasyon yılın kalan aylarında "aynı aylık
artış hızıyla gitse bıle "yıllık enflasyonun yüzde yü-
ze yakın olacağına kesin gözüyle bakılabilir. Bu du-
rumda hükümet, gelecek yılın bütçesinin değer-
lerini bu yılın "enflasyon oranının altında tutarak"
görünürde bir "bütçe disiplini" istediğini belirti-
yor.
Bütçe süreci TBMM düzeyinde yeni başlıyor, bir
dizi değişiklik olabilir.
Yine de bütçe ödeneklerinin yüzde 39.2'sinin
"borç faizleri"ne, buna karşılık yalnızca yüzde 8.1
gibi birbölümünün "yatmmlara" aynlması, bütçe
yapısının ne ölçüde bozuk olduğunun kanıtı sayıl-
malıdır; geçen yılın bütçe gerekçesinde borç faiz-
lerinin payı yüzde 29.8, yatınmlar da yüzde 8.4 dü-
zeyindeydi.
Burada duralım. İçinde bulunduğumuz 1997'ye
göre, 1998 bütçesinin 10.6 puanlık bir "fazlası" fa-
iz ödemesi olarak verilecektir. Bu tutar geçen yıl
bütçeden "eğitim"e aynlan ödeneklerin oranına,
yani yüzde 11.3'e çok yakındır. "Hayırsever" zen-
ginlerden eğitime yatınm yapmalarını "dileyen"
yöneticilerden, sermayedariara ödedikleri bu fa-
izterin ne kadannın bu yolla eğitime döndüğünü "gör-
meleri" olanaklı mı?
• • •
Gelecek yıl ekonominin büyüme oranı yıllık yüz-
de 3 olarak öngörülmektedir.
Bu büyüme oranı, VII. Plan'da öngörülen yıllık
büyüme ortalaması olan yüzde 5.2-6.9'luk oranın'
çok altındadır; neredeyse yansı düzeyindedir. Kı-
saca hükümet, 1998'de "ekonomik büyüme"den
vazgeçmektedir. Gelecek yıl için hükümetin "eko-
nominin büyümesinden korirtuğu, bunu isteme-
diği" söylenebilir.
Neden?
Ekonomik büyümeden kaçışın bilinen nedeni, bü-
yümenin "enflasyonu körükleyeceği" varsayımı, ya
da kaygısıdır. Büyüme sonucu, ekonominin "afe-
şiyükselir", fiyatlarartar. Ancak bu varsayım, eğer
ekonomiye üretim tarafından değil, tüketim tara-
fından bakarsanız ve de herhangi bir "yapısal de-
ğişikliği" öngörmezseniz, geçeriidir.
Gerçekten de ekonomi, büyümesjyle "kendi"
bildiğince gidıyor. Ekonominin büyüme oranı son
iki yıl boyunca, hükümetin "öngörülerinin üzerin-
de", bunun iki katına yakın bir düzeyde gerçekle-
şiyor. Ekonomi, öngörülerin dışında büyüyor.
Ancak bu büyüme, tüketime, özünde "tüketim
ürünlerinin dışalımına dayalı" bir büyümedir. Tür-
kiye, faiz rantlan ile beslediği toplumun yüzde 10-
15'lik en varsıl kesiminin tüketimi ve bunu gerek-
tiren işlemlerie büyüyor. "Üretim olanaklannı ge-
nişleterek", yani sağlıklı büyümüyor. Böyle olun-
ca da kendisıne biçilen bütçe elbisesinde, kimi
organlan dışarda kalıyor, büyük bölümüyle kimi
organları da hiç görünmüyor.
Bu "bozukyapının " düzeltilmesi yönünde adım-
lar atılmadıkça, ne enflasyon oranı düşürülebilir, ne
de ekonomik büyüme sağlıklı bir temele oturtula-
bilir. Toplum, enflasyon yıkımından kurtulamaz; bu
nedenle de ekonomik, siyasal ve toplumsal sağ-
lığına kavuşamaz.
Yapılabilecek yapısal değişiklik, "üretim dışı ser-
maye kazançlannı" vergilendirrnek; en azından bu
doğrultuda adımlar atmaktır. Öngörülen veriler-
den, hükümetin bu yola gitmeyeceği anlaşılıyor. Üc-
retlilerin vergi yükünü beş puan indirmenin, gelir
dağılımına sınıriı bir düzeimenin dışında bu bağ-
lamda olumlu bir katkısından söz edilemez. Oysa
Maliye Bakanı, vergi tekniği konusunda uzmandır.
Burada sorun siyasaldır; hükümet vergileri yeni-
den düzenlemenin "siyasal sorumluluğunu" üst-
lenecek yürekliliği gösterirse, ekonominin enflas-
yonu aşağı çekerek düzeltilmesi yönünde adım-
lar atılabilir.
SİYASİLER BAŞKANLIK
SİSTEMİNDEN NE ANLIYOR,
NASIL DEĞERLENDİRİYORLAR?
REFAH OYLARINI '
PAYLAŞMAK ÜZERE
KİM NASIL BİR
HAZIRLIK İÇİNDE?
SOSYAL DEMOKRATLAR VE
SENDİKALAR LİBERALİZME
NASIL BAKIYOR?
SİYASİ PARTİLER İÇİN
DEMOKRASİNİN SINIRI NE?
TÜRK DİYANET VAKFI
TRİLYONLUK SERVETİNİ
NASIL OLUŞTURDU?
•ISTANBUL UN FETHI VE FETIHÇILIK TABTIŞILIYOR
•ABD NıN BıLıM SEYAHAT1 DUNYANıN
SONUNU MU GETıRECEK''
•DUŞMANLARıNı METALAŞTıRAN KAPıTALıZM
•FUADBEZMEN BEKıENMEDıK
BIR SONU VAŞıVOR
»ANKARA KULıSı VE MUSA KARTıN ÇıZGıLERı
Nokta Dergisi, internet Web Adresi:http:
Nohta Dergisi. E-Mail Adr«i: mıklal
w.m«haie\t.cofn noku