Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 EKİM 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Tüp geçiş
'Karayolkm,
Ulaştnrma
Bakanhğı'na
bağlanmah'
• Türkiye'de ulaşımın
yüzde 90'ı
karayollannda olmasına
rağmen Ulaştırma
Bakanlığı, Karayollan
Genel Müdürlüğü
üzerinde söz \e yetki
sahibi değil. Bu çelişki,
aynı konuda hizmet
veren sorumlu bir
bakanlıkla "teknik" bir
genel müdürlüğün
ülkeyi çıkmaza ve kaosa
götüren "çatışmalanna"
da neden oluyor.
OKTAY EKtNCİ
Ulaştırma Bakanlığı'nın
"Demiryolu Tüp Tüneli"
projesinı basına tanıtmak
için 10 Eldın 1997 Cuma gü-
nü lstanbul'da dûzenlediğı
toplantıda Bakan Necdet
Menzir'e şunu sorduk:
"Clkenin ulasım konusu-
nu çözmek ve politikalan be-
Brtemek görevi bizde (Ulaş-
tırma Bakanhğı'nda) dedi-
niz. Peki, nasıl oluyorda Tiir-
kiye'deki ulaşımın yakiaşık
yüzde 90'ını üstlenen Kara-
yollan, size değil, Baymdır-
tıkBakanlıgınabağkBuçe-
lişkiyi de arük gidermek ge-
rekmiyor mu?.."
Gerçekten Karayollan
Genel Müdiirlüğü (KGM)
1950'lerin başlannda kuru-
lurken. ülkenin "ulaşun po-
litikalanna bağlı" hizmet
yapması. kuruluş yasasının
ilk maddesıne yazılıyor. Ne
var ki bu politikanın önce-
likli sorumlusu sayılan Ulaş-
tırma Bakanhğı'na bağlan-
mayarak, bir tür "özerk" sta-
tüde kalması sağlanıyor.
1950'lerden bu yana sü-
ren politıka ise. demıryolla-
nnın bağlı olduğu Ulaştırma
Bakanlığı'nı TCDD ıle bir-
likte köreltmek. karayollan-
nı ise Bayındırlık Bakanlı-
ğı'nın "himayesinde" çalış-
tırarak Türkiye "nin ulaşım
ağını sadece "lastiktekerlek-
li" ve "petrol tüketen araçla-
ra" göre oluşturmak...
Necdet Menzır. tüp geçiş
brifingındekı bu sorumuzu
"yerinde btr saptaraa" şek-
linde değerlendirdi ve bu
"çetişldııin" ancak idari ya-
pılanmadaki köklü bir re-
formla giderılebileceğini
söyledi. Bakan'ın bu yanıtı
doğru bıle olsa, Karayolla-
n'nın Ulaştırma Bakanlı-
ğı'nca hazırlanan demiryolu
ve toplu taşım projelerine sü-
rekli karşı çıkması ve bu "ça-
•şmanın" neredeyse artık
bir "gelenek" haline gelme-
si önlenemez miydi?..
Örneğın Bayındırlık Ba-
kanı Yaşar Topçu, bakanlı-
ğının göre\ı dışında davra-
narak. hâlâ 3. köprüde dıre-
tirken. hıç kuşkusuz bu "tar-
nşmagücünü" ülke ulaşımı-
nın yüzde 90'ını üstlenen
Karayollan'nın "kendisine
bağb" olmasından alıyor. U-
laştırma Bakanı Menzir ise
diğer tüm eski bakanlar gibı,
"ulaşımın yüzde 10'unu bile
jçermeyen" bir hızmetin sa-
hibi olarak "politjka belirle-
meye" çalışıyor. Böyle olun-
ca da Karayollan Genel Mü-
dürlüğü. 3'üncüsü bir yana,
"4. köprü" için bile hazırhk-
lar yapmaktan hiç çekinmı-
yor...
Peki. KGM yaptığı işe de
uygun olarak L'laştırma Ba-
kanhğı'na bağlı olsa sonuç
değişir miydi?..
Bu sorunun yanıtı da yine
Menzir'in düzenlediği bri-
fingde uzmanlann verdiği
bilgiler arasında vardı. Ulaş-
tırma Bakanlığı'nın "adı" ve
"sorumluluklan", Türkı-
ye'de ulaşım konusunun ulu-
sal çıkarlara uygun, çağdaş.
ekonomik ve rasyonel bir şe-
kilde çözülebilmesi için "de-
miryoüannaönceükverilme-
sini" zorunlu kılıyordu. Işte.
eğer Karayollan da bu zo-
nınluluğa bağlı bir "kamu-
sal yükümlülük" altında ör-
gütlenıp hizmet verebılsev-
di, şimdi yaşanan "dengesiz-
Hk" ortaya çıkmayacaktı.
Demiryollannı komünist sa-
yan çağdışı düşünce de bir
başka bakanhğın koruması
altında ülkeyi tutsak alan
Karayollan 'nda böylesine
etkın olmayacaktı.
Menzir'in tüp geçiş bn-
fınginde açığa çıkan bu ger-
çek, bakalım ılgılilerce nasıl
karşılanacak. Ne var ki, ay-
nı brifingin bir başka önem-
li sonucu da köprü ve tüp ge-
çişle ılgıli süregelen tartış-
maya üstün bir "düzey" ge-
tirmiş olması. Çünkü, 3.
köprüyü savunanlar, bu dü-
zeyde, bu aynntıda ve böy-
lesine birikimli bir etüt, pro-
je ve hazırlıkla eğer kamu-
oyu karşısına çıkamazlarsa,
artık söyleyecek sözleri de
kalmavacaktır.
Hükümetlerin demiryollanyla ilgili tüm yaklaşımlan kâğıt üzerinde kaldı
Demîryolları ıınutuluyor
CELAL\TLMAZ
İZMtR - Demiryolu taşımacılığının ge-
liştırilmesine yönelik "umut sacan" hükü-
met açıldamalanrun gerçekleri yansıtmadı-
ğı belirtildi. TCDD'nin. Amerikan patent-
li "yeniden yapılandırma" raporuyla *sö-
mürge demiryollan"na dönüştürüleceği
vurgulanarak, 1997 bütçesınde demiryol-
lanna aynlan payrn azaltılmasıyla da bu-
nun doğrulandığı savunuldu.
Birleşik Taşımacılık Çahşanlan Sendi-
kası (BTS) Genel Başkanı Orhan Altuğ,
son günlerdeki hükümet açıklamalanyla
demiryollannın tasfıyesine ve satılmasına
karşı oluşan tepkilerin pasıfize edilmeye
çalışıldığını belirterek şunlan söyledi:
" 1996bütcesinde ulaşım kaynaklaruıdan
karayollanna aynlan pay yüzde 63.7,deıtıir-
yoflannınki ise yüzde 9.1'dir. Aynı oranlar,
bu yıhn bütçesınde karayollan için yüzde
71.6'ya çıkarüırken, demiryollannın payı
yüzde 7.4'e düşürülmüştür. Demek ki, yeni-
den yapüanmada işçi atma. hat kapatma,
trenİeri kakürma var. ancak yatırun yok."
Altuğ, Booz-Allen Hamilton firmasına 1
milyon dolara hazırlatılan "TCDD'nin ye-
niden yapılandırüması" projesındeki ama-
cın, yiik ve yolcu taşımacılığındaki paylan
arttırmak olmadığını belirterek sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Rapor, 2005 yılı için hedeflenen demir-
yolu ulaşımındaki (yükte yüzde 7, yolcuda
yûzde 4) gülünç paylan korumayı öngörü-
yor. Bu, demiryoÛannm bir adım ileri götü-
riilmey eceginin ifadesidir. Bu yapılanmayla
demiryolu faaliyeti olmayan tüm etkinlikler
tasfrye edilecektir. Örneğin Eskisehir, Sıvas,
Ankara. Adapazan'nda bulunan ve loko-
motif, vagon. her türlü raylı taşıt üretimi. ta-
miri, makine parçalan imalatry la uğraşan
TÜLOMSAŞ (Türkiye Lokomotif ve Mo-
tor Sanayi AŞ), TL DEMSAŞ (Türkiye De-
miryolu Makinalan Sanayi AŞ) ve TÜVA-
SAŞ (Türkiye Vagon Sanayi AŞ) TCDD'den
aynlarak tasfıye edileceklerdir. Yılnk bilet
saüşı 70 binden az istasyonlar, kâr getirme-
yen hatiar kapanlacakur. Zarar eden tren-
ler seferden kaldırüacaktır. Şimdiye kadar
100'ün üzerinde istasyon kapablnuşfjr. Ra-
por doğrultusunda 2005 yıhna kadar
TCDD'de çakşan yaklaşık 25 bin Irîşi de iş-
ten çıkanJacakür."
Orhan Altuğ, demiryollannın ve deniz-
yollannın taşımacılıktaki paylannın arttı-
nlması için 1982 yılında "ulaşürnıa ana
planı" oluşturulduğunu \-urgulayarak,
*1980yılında demiryoflannın ulaşunda yüz-
de 10 olan payı 1993'te yüzde 27'ye yüksd-
tikcekti. Ancak 1997'deulaşılan nokta,o ta-
1997 bütçesinden demiryollanna aynlan pay, hükümetin umut saçan açıklamalannın kâğıt üzerinde kaldığuu ortaya koy du.
rihte varolan payın da gerisine düşerek yüz-
de 7 olarak gerçekleşti. Tüm bu aa gerçek-
lere karşın demiryollannın yağmalanmast-
nı öngören Amerikan raporu, 'kurtancı'
olarak sunulmaya çahşıhyor" dedi.
BTS'nin "TCDD'nin tasfîyesine ve yağ-
malanmasına hayır" adıy la hazırladığı kap-
samlı raporda, hükümetlerin demiryollany-
la ilgili tüm yaklaşımlannın kâğıt üzerinde
kaldığı belirtilerek şu görüşlere yer verildi:
"Amerikan raporuna göre, altyapı değişme-
yecek, hız arttınnaya yöneiik yaunmlar ya-
pılmayacak. Yeni makineler ahnarak, du-
ruşlar azamlacak. Çizelgeler değiştirUeceL
Bazı trenkr kaldınlarak saatte 160 kilomet-
re hız yapdacak ve tstanbul-Ankara 4 saate
inecek(!) Bu mümkün değiL En hızlı treni-
miz olan Başkent Ekspres, yukandaki dü-
zenlemeleıie 6 saat 55 dakikada; yani, yak-
laşık 7 saatte bu uzakbğı katetmektedir. İki
kent arasında bulunan 60'ın üzerindeki is-
tasyon makaslanndaki yavaşlamalan he-
saplarsak, bu trenin en az 160 km/ta hızia sey-
reünesi gerekir. Bu altyapıyla, makine ne
kadar hızlı ohırsa olsun bu olanaksızduf
Istanbul-Ankara demiryolunun büyük
bölümünün tek hatlı olduğuna dikkat çeki-
len BTS rapoaındaki öneriler şöyle açıklan-
dı: "Nitekim.danışman firmanın raporun-
da bunun aitı çizilmekte; Istanbul-Ankara
arasında bir grup prestij servisinin işletfle-
ceği belirtilerek, zenginlere hizmet verilece-
ği v urgulanmaktadır. İstanbui-Ankara da-
ha kısa süreye indirilmek Lsteniyorsa y^pıla-
cak iş belüdir. 1976 yınnda ihale edilerek ya-
pumna başlanan ve bazı bölümleri kısmen
tamamlanmasına karşın çürümeye terk e-
dilen Arifiye-Sincan hattı tamamlanmab-
dır. Böylece Ankara- İstanbui arası çift hat-
lı, elektrikli. sinyalizasyonlu, saatte 260 kilo-
metre hıza uygun çağdaş bir demiryoluna
kavuşulacak, süre de 4 saat değil, 2.5 saate
inecektir. Bununla birlikte trenleri seferden
kakurmak yerine yeni seferier de konulabi-
tecektir."
Uyuşturucu kııllaıııııu 6 kat artb
Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık, uyuşturucu konusunda emniyetten bilgi istedi
EVİNGÖKTAŞ
ANKARA - Cumhurbaşkanlığı \e Baş-
bakanlık, uyuşturucu kullanımı konusunda
artan haberler üzerine Emniyet Genel Mü-
dürlüğü'nden bilgi istedi. Emniyet Genel
•Mödurlüğö Uruşturtcu \ e Organize Suçlar-
la Mücadele Daıre Başkan Yardımcısı ts-
mail Çalışkan. "Bizim, uyuşturucu kaçak-
çılannın cep ttlefonlannı dinleyememek gi-
bi bir sorunumu/ var. Adamlarda para çok
olduğu için. sürekli olarak telefonlannın nu-
maralannı değiştiriyorlar. Bu durum. uyuş-
turucu kaçakçılığı mücadelemizi olumsuz
yönde etküiyor" dedı.
Bazı gazete ve tele\
r
izyon kanallannda
önceki gün yayımlanan haberlerde. Türki-
ye'de uyuşturucu kullanımınm spn 6 yılda
6 kat artarak dünya standartlannı aştığı bil-
dirildi. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıklan
Hastanesi Alkol ve Madde Bağımlılığı
Araştırma Merkezi'nin hazırladığı bir rapo-
ra dayanılarak yayımlanan haberlerde, Tür-
kiye'de gençlerin en çok esrar kullandığı.
I99l"de binde 7 olan esrar kullanma oranı-
nın, I996'da yüzde 4.2 olduğu belirtildi.
Uyuşturucu ve Organize Suçlarla Müca-
dele Daire Başkan Yardımcısı tsmaıl Çalış-
kan uyuşturucu kullanımı konusunda son
günlerde arka arkaya yayımlanan haberlerin
gerçeği yansırmadığını söyledi. Çalışkan,
"Bu konuyu rcklanı aracı olarak kullanan
bazı kunım ve kuruluşlar. kamuoy una van-
hş bilgiler verip halkı gereksiz > en? paniğe so-
kiıyorlar. Aslında, hiç de endişe edilecek du-
rum yoktur" dedi.
TATİL BÎTTİ... ONCE ALIŞVERİŞ, SONRA ÇEKÎLİŞ!
İŞTE
SUPER ARMAĞANLARI
KAZANANLAR!
0 0
SUZUKI
SUZUKİ Baleno talihlisi: Nurdan KORKMAZ / ESKİŞEHİR '
PHILIPS 72 an. MATCHLINE TV talihlisi:
Beril ÖZÜTOKCU Göztepe-İSTANBUL
PHILIPS 70 an. TV talihlisi:
Nesrin YÜCECENGİZ Altunizade-İSTANBUL
PHILIPS 55 an. TV talihlileri:
Sevda CENGİZLER Göztepe-İSTANBUL
Cengiz AN ERCANTÜRK Göztepe-İSTANBUL
PHILIPS MİNİ MÜZİK SETİ talihlileri:
Rabia KAYA Kadıköy-İSTANBUL
Esra DİSPERATİ Maltepe-İSTANBUL
PHIUPS CD'Ü RADYO KASETÇALAR talihlileri:
Dolunay GÜNGÖRMEZ Ayazağa-İSTANBUL
Murat ERTARHANACI İçerenköy-İSTANBUL
Türkan KAYALARLI Acıbadem-İSTANBUL
PHIUPS KİŞİSEL CDÇALAR talihlileri:
Levent TOROS Zekeriyaköy-İSTANBUL
Mukadder TÜRKER Merdivenköy-İSTANBUL
Yasemin YILDIZ Maltepe-İSTANBUL
PHIUPS 72 cm Matchlıne TV
PHIUPS
IÇERENKOY
ALİŞVERİŞ MERKEZİ
Carrefour
100 MAGAZA
A U H A ı . S • M U D O
SEGA SATURN talihlileri:
Berrin ŞAHİNOĞLU Kozyatağı-İSTANBUL
Ferda GÜNAY Şaşkınbakkal-İSTANBUL
Necibe KAYA Moda-İSTANBUL
Kadriye BALLI Bahçelievler-İSTANBUL
Pınar PEKMEZCİ Yakacık-İSTANBUL
Bu kampanya, M P İ ' n ı n 28 07 1997 t a r i h ve
B02 1 MPf.O 13.00 02J1186-4972 sayılı ıznıyle duzenlenmısttr
23 Ağustos-28 Eyful 1997 tarıhler arasında yûrütulen
kannpanyanın çekılışi, M P.l ve Noter yetkıhleri taraf'ndan 5
Ekım 1997 tanhındeyapılmrçtır Otomobıl, talıhlrsıne IstanbuS'da
teslım edılecektır Kampanyaya 18 yaşından kûçükler ıte Carrefour
Alışvenş Merkezı çalşanlan, Bauhaus, Pnntemps, Carrefour
Hıpermarket çalışanlan ve Pars/McCann-Enckson çalışanlanyla
yakmlan katıiamaz, katılıp kazansalar bıle hedıyelen teslım
edılmez KDV hanç olmak uzere tüm vergı, yasal yükümlülukler
ve harcamalar ıkramıyeyı kazanan ıştırakçılere aıttır Kazanılan
hak devredılemez veya nakde çevnlemez. Bu pıyangoya ıştırak
eden herkes, bu şartfan kabjl etmış sayılır
I SEGA MEGA DRIVE talihlileri:
™ Oya HOROZ Feneryolu-İSTANBUL
Zeliha KAYALAR Erenköy-İSTANBUL
Erol EŞİYOK İçerenköy-İSTANBUL
Mehmet Murat BARIN Erenköy-İSTANBUL
Fatma DOĞANAY Yakacık-İSTANBUL
Kaan AYALP Erenköy-İSTANBUL
Rukiye KIR Esenler-İSTANBUL
Kemal ESEN Feneryolu-İSTANBUL
Tülay ERSANAY Kadıköy-İSTANBUL
Hakan ERİKÇİ Erenköy-İSTANBUL
Ayla SİNMEZ Üsküdar-İSTANBUL
Z. Melis CANGÜLER Suadiye-İSTANBUL
Polat TANYENİ İçerenköy-İSTANBUL
Ayşin ULUCANER Sahrayıcedit-İSTANBUL
Belgin ACAR İdealtepe-İSTANBUL
Hanife TURGUT Kozyatağı-İSTANBUL
Mesadet GÜLSEN Ümraniye-İSTANBUL
Ali ALTIPARMAK Göztepe-İSTANBUL
Gül ÖZGÜR Bostancı-İSTANBUL
Uğur AKSOY Caddebostan-İSTANBUL
Çetin GÜREL Maltepe-İSTANBUL
Şengül SAKA Erenköy-İSTANBUL
Selva GÜNENÇ Okmeydanı-İSTANBUL
Recep GÜRSOY Seyhan-ADANA
Filiz UNUSTAŞI Caddebostan-İSTANBUL
TCS raporu
Eylülde 23
gazeteci
dövüldü
ANK.\RA (Cumhuriyet
Bürosu)-Türkiye Gazeteci-
ler Sendikası (TGS) Anka-
ra Şubesi'nce oluşturulan
u
Basın Haklannı İzleme
Komisyonu". basına yöne-
lik baskı ve saldınlann ey-
lül ayında da sürdüğünü
açıkladı.
Komisyonun hazırladığı
aylık raporda, 1-30 Eylül
1997 dönemindeki gelış-
meler doğrultusunda, bası-
nın genel görüntüsünü or-
taya kondu. Saldınlann, 55.
hükümet döneminde de sür-
düğü bildirildi.
Raporda yer alan ve bası-
nın durumunu ortaya koy an
olaylar özetle şöyle:
# Eylül ayı boyunca Ue-
tişim kuruluşlanna 6 silah-
h saldın düzenlendi.
0 23 gazeteci dövüldü,
tartaklandı. Polis seyirci
kaldı.
# 1 4 gazeteci gözalbna
ahndı. Sol eğüimli gazete ve
dergi bürolaruıa arama gö-
rüntüsü altında 10 baskın
düzenlendi.
# 2 gazete, 1 dergi, 3 kı-
tap toplatıldı. 1 dergi 1 ay
süreyle kapatıldı. RTÜK ta-
rafindan radyo ve TV'lere
10 yaym durdurma, 9 uyan
cezası venldi.
# Düşünceyi açıklama ve
basın özgürtüğü ileilgiliola-
rak 11 yeni dava açıldı, 30
davaya devam edildi ve bun-
lardan 12'si sonuçlandı.
0 Yeni açılan ve devam
edilen davalarda 33 gazete-
ci aleyhine toplam 285 yıl 8
ay hapis, yüz milyar lirayı
aşan para cezası talebinde
bulunuldu.
0 Abdi İpekçi, Metin
Göktepe ve trfan Ağdaş'ın
öldürülmeleriy le ilgili dava-
laruı sonuçlandınlması ey-
lül ayında da başanlamadı.
Gazetelenn, TV'lerin ileti-
şim aracı olmaktan çıkan-
lıp. sermayenin vurucu sila-
hı haline getirilmesi nokta-
sına bir günde gelinmediği-
nin vurgulandığı raporda,
basın emekçilerinin örgüt-
süzlüğünün de bunda rolü
olduğu kaydedildi.
AYDINLANMA
EMRE KONGAR ;__
Demirel, Başkanlık
Rejimi ve Ordu
Türkiye çok partilı rejime geçeli üç askeri "darbe"
bir de "müdahale" yaşadı.
Hepsindeki ortak nokta "sivillerin rejim üzerinde-
ki uzlaşmazlığı" idi.
Her darbenin kendine özgü koşullarını ihmal ede-
rek, ortak nokta olan "siviller arası rejim anlaşmaz-
lığı" öğesini şöyle bir anımsayalım:
1960 yılında, Menderes yönetimi, "sivil bir dar-
be" ile Meclis içinde, demokrasiyi askıya alacak bir
"Tahkikat Komisyonu" kurmuştu.
Muhalefet, üniversıte, aydınlar ve gençler buna
karşı tepki gösterdiler.
Ordu 27 Mayıs'ta yönetime el koydu.
1965-1971 yılları arasında tek basına yönetimde
olan Demirel sürekli bir biçimde "Bu anayasa ile ül-
ke yönetilmez" tezini işledi.
Sivil politikacıların bir bölümünün, üstelik de ikti-
darda iken, rejimden sürekli yakınması, (başka öğe-
lerle de birleşerek) sonunda askerieri iki koîdan ha-
reketegeçirdi.
Emir komuta zincirindeki kol, 9 Mart'ta darbeye
hazırlanan, ihtilalcı hücre kolunu tasfıye ederek, 12
Mart 1971 'de yönetime el koydu.
1980 yıhna gelindiğinde ise manzara şuydu:
Sivil politikacılar, ülkeyi önce "Milliyetçi Cephe"
çizgisinde, "milliyetçi olanlar ve olmayanlar" gibi
komik bir eksende bölmüşler. sonra da halkı hem
mezhep ayrımında kışkırtmaya hem de siyasal
amaçlı cinayetlenn işlenmesini desteklemeye baş-
lamışlardı.
Son olarak da sivil politikacılar arasında ortaya çı-
kan uzlaşmaz bölünmeler, Meclis'e bir başkan bile
seçilmesini engellemişti.
Sonuç 12 Eylül darbesı oldu.
28 Şubat müdahalesinden önce ise sivil iktidar ül-
keyi, hem demokrasiden hem de hukuk devletınden
saptıracak olan bir "şeriat devleti" ve bir "yolsuzluk
rejimi" çızgisine kaydırmakta olduğu izleniminı ver-
mişti.
Böylece yine, "rejimin kurallan üzerinde anlaş-
mazlık" ortaya çıkmıştı.
Bu bunalımın, "müdahale" aşamasında kalma-
sında ve bir "askeri darbeye" dönüşmesinin engel-
lenmesinde Demirel, Cumhurbaşkanı olarak başro-
lü oynadı.
Demirel'e bu konuda, "birkısımmedya", ordu, si-
vil toplum kuruluşlan, muhalefet partilerinin tümü ve
iktidar partilerine mensup olan bazı mılletvekilleri
destek verdi.
Hükümet rejimin kurallan ıçınde değişti.
Yakıntehlikeönlendi.
Fakat ülkeyi bu noktaya getiren temel süreçlerin
hiçbiri, (eğitimdeki göstermelik ve etkisız bir önlem
dışında) degişmedi.
Bu durumda, "bunalımın aşıldığım" ve "darbe"
tehlikesinin geçtiğinı sanmak olanaklı değil.
• • •
Demirel, "Başkanlık Rejimi" konusunda neden ıs-
rarlı?
Neden Özal tarafından önerildiğınde kesin olarak
karşı çıktığı bu modeli şimdi destekliyor?
Demirel gibi deneyimli bir politikacı, bütün siyasal
partilerin ve birkaç yazar dışında toplumun tüm dü-
şünen kesimlerinin genellikle karşı çıktığı bu öneriyi
sürekli olarak, neden gündemde tutuyor?
Bu sorulara, "bir dönem daha iktidarda kalmak
için" ya da "süresini, başkanlıkyetkıleriyle tamam-
lamak için" yanıtlannı vermek olayı çok basıte indir-
gemek olur.
Bence Demirel, darbe tehlikesinin geçmediğınin
çok iyi farkında.
Çünkü mevcut yapının. 28 Şubat bunalımını ya-
ratan temel özelliklennin değişmediğinin bilıncinde.
Sanıyorum, herkese, "Bu rejim tıkandı ama de-
mokrasilerde çare tükenmez, birseçenek daha var:
O da başkanlık rejimine geçmek" mesajını vermek
istiyor.
Işte tam bu noktada, bence büyük bir yanlış ya-
pılıyor: Çünkü "başkanlık rejimi" hiçbir şeyin, hele
heleTürkiye'deki demokratik rejimi işletmenin çare-
si değil.
Tam tersine, devletin en üstünde oturan politika-
cı, bugünku rejimi "battal' ılan edip yenisinin adını
da koyarak, özlemini ifade ederse sonunda bu öz-
lem "galat-ı meşhur" haline gelebilir ve dilde oldu-
ğu gibi "galat-ı meşru"ya dönüşüp bir "darbe" ile
durumu düzeltmek isteyenlerin de böyle bir yanlış
yapmalanna yol açabılir.
Politikacılann beceriksizliklerinin faturasını dün-
yanın en güzel anayasalarından biri olan 1961 Ana-
yasası'na çıkarma çabası, başımıza bir 12 Mart ola-
yını getirmişti.
Aynı filmi bir kez daha görmek istemiyorum.
Parlamenter rejimin ahlaksızlık olmadığını (yani
bütün politikacılann çalmadığını), temel hak ve öz-
gürlüklerin bu rejim içinde korunabildiğini (yani bu
rejimin şeriat devletine dönüştürülmesinin olanaksız
olduğunu), ekonomik kalkınmanın ve adil gelir bö-
lüşümünün bu rejim içinde gerçekleştirilebileceğini
kanıtlayacak politikacılar ıstiyorum.
Medya notu: "Birkısım medya" 28 Şubat müda-
halesinin darbeye dönüşmesini, bu müdahaleye
destek vererek önlerken ve demokratik-laik rejimi
savunurken. bunu, kupon karşılığı armağan verebil-
mek ve kültür dışı promosyon hakkını elde edebil-
mek için yapmadı herhalde değil mi?
e-posta: Emre.Kongar(a raksnet.com
Web sayfası: http://remzi.com.tr/yazar. html
KISA... KISA... KISA... KISA...
• İasan Haklan Koordinatör Üst Kurulu, Devlet
Bakanı Hikmet Sami Türk başkanlığında Muş'ta
toplandı. Toplantıdan sonra bir açıklama yapan Türk,
kurulda. bekâret kontrolü ve zina iddiaları dolayısıyla
yapılan muayenelerde insan onuruyla bağdaşmayan
uygulamalara meydan verilmemesi için alınması
gereken önlemlerin beliıienmesi konusunda karara
vanldığuu söyledi.
• Türkıye'nin 6. Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk,
ölümünün 10 yıldönümünde, mezan başmda
düzenlenen bir törenle anıldı.
• Tarun ve Köyişleri Bakanı Mustafa Taşar, Ege
Bölgesi'nde zirai mücadelede uçak ve helikopter
kuüanılmasuıa ilişkin yasağının kaldınldığını büdirdi.
• Özgür Üniversıte'de bugün başlayacak kayıtlar 28
Ekim'e dek sürecek. Özgür Üniversite'de deslerin de
3 Kasım'da başlayacağı bıldinldı.
• Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdiirlüğü,
AntaKa'dagerçekle^tirilen ll'inciDünyaOrmancıhk
Kongresi anısına habra para çıkardı.
• Kadıköy Belediyesı'nce çıkanlan Kadıköy Dergisi
yayın hayatına başladı.
• Alman Hastanesi yoğun bakım ünitesinde tedavi
gören sanatçı Muazzez Abacı'nın sağhk durumunun
iyiye girtiği ve suni solunum cihazından dün çıkanldığı
bildirildi.