27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 EKİM 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Tüp geçiş 'Karayolkm, Ulaştnrma Bakanhğı'na bağlanmah' • Türkiye'de ulaşımın yüzde 90'ı karayollannda olmasına rağmen Ulaştırma Bakanlığı, Karayollan Genel Müdürlüğü üzerinde söz \e yetki sahibi değil. Bu çelişki, aynı konuda hizmet veren sorumlu bir bakanlıkla "teknik" bir genel müdürlüğün ülkeyi çıkmaza ve kaosa götüren "çatışmalanna" da neden oluyor. OKTAY EKtNCİ Ulaştırma Bakanlığı'nın "Demiryolu Tüp Tüneli" projesinı basına tanıtmak için 10 Eldın 1997 Cuma gü- nü lstanbul'da dûzenlediğı toplantıda Bakan Necdet Menzir'e şunu sorduk: "Clkenin ulasım konusu- nu çözmek ve politikalan be- Brtemek görevi bizde (Ulaş- tırma Bakanhğı'nda) dedi- niz. Peki, nasıl oluyorda Tiir- kiye'deki ulaşımın yakiaşık yüzde 90'ını üstlenen Kara- yollan, size değil, Baymdır- tıkBakanlıgınabağkBuçe- lişkiyi de arük gidermek ge- rekmiyor mu?.." Gerçekten Karayollan Genel Müdiirlüğü (KGM) 1950'lerin başlannda kuru- lurken. ülkenin "ulaşun po- litikalanna bağlı" hizmet yapması. kuruluş yasasının ilk maddesıne yazılıyor. Ne var ki bu politikanın önce- likli sorumlusu sayılan Ulaş- tırma Bakanhğı'na bağlan- mayarak, bir tür "özerk" sta- tüde kalması sağlanıyor. 1950'lerden bu yana sü- ren politıka ise. demıryolla- nnın bağlı olduğu Ulaştırma Bakanlığı'nı TCDD ıle bir- likte köreltmek. karayollan- nı ise Bayındırlık Bakanlı- ğı'nın "himayesinde" çalış- tırarak Türkiye "nin ulaşım ağını sadece "lastiktekerlek- li" ve "petrol tüketen araçla- ra" göre oluşturmak... Necdet Menzır. tüp geçiş brifingındekı bu sorumuzu "yerinde btr saptaraa" şek- linde değerlendirdi ve bu "çetişldııin" ancak idari ya- pılanmadaki köklü bir re- formla giderılebileceğini söyledi. Bakan'ın bu yanıtı doğru bıle olsa, Karayolla- n'nın Ulaştırma Bakanlı- ğı'nca hazırlanan demiryolu ve toplu taşım projelerine sü- rekli karşı çıkması ve bu "ça- •şmanın" neredeyse artık bir "gelenek" haline gelme- si önlenemez miydi?.. Örneğın Bayındırlık Ba- kanı Yaşar Topçu, bakanlı- ğının göre\ı dışında davra- narak. hâlâ 3. köprüde dıre- tirken. hıç kuşkusuz bu "tar- nşmagücünü" ülke ulaşımı- nın yüzde 90'ını üstlenen Karayollan'nın "kendisine bağb" olmasından alıyor. U- laştırma Bakanı Menzir ise diğer tüm eski bakanlar gibı, "ulaşımın yüzde 10'unu bile jçermeyen" bir hızmetin sa- hibi olarak "politjka belirle- meye" çalışıyor. Böyle olun- ca da Karayollan Genel Mü- dürlüğü. 3'üncüsü bir yana, "4. köprü" için bile hazırhk- lar yapmaktan hiç çekinmı- yor... Peki. KGM yaptığı işe de uygun olarak L'laştırma Ba- kanhğı'na bağlı olsa sonuç değişir miydi?.. Bu sorunun yanıtı da yine Menzir'in düzenlediği bri- fingde uzmanlann verdiği bilgiler arasında vardı. Ulaş- tırma Bakanlığı'nın "adı" ve "sorumluluklan", Türkı- ye'de ulaşım konusunun ulu- sal çıkarlara uygun, çağdaş. ekonomik ve rasyonel bir şe- kilde çözülebilmesi için "de- miryoüannaönceükverilme- sini" zorunlu kılıyordu. Işte. eğer Karayollan da bu zo- nınluluğa bağlı bir "kamu- sal yükümlülük" altında ör- gütlenıp hizmet verebılsev- di, şimdi yaşanan "dengesiz- Hk" ortaya çıkmayacaktı. Demiryollannı komünist sa- yan çağdışı düşünce de bir başka bakanhğın koruması altında ülkeyi tutsak alan Karayollan 'nda böylesine etkın olmayacaktı. Menzir'in tüp geçiş bn- fınginde açığa çıkan bu ger- çek, bakalım ılgılilerce nasıl karşılanacak. Ne var ki, ay- nı brifingin bir başka önem- li sonucu da köprü ve tüp ge- çişle ılgıli süregelen tartış- maya üstün bir "düzey" ge- tirmiş olması. Çünkü, 3. köprüyü savunanlar, bu dü- zeyde, bu aynntıda ve böy- lesine birikimli bir etüt, pro- je ve hazırlıkla eğer kamu- oyu karşısına çıkamazlarsa, artık söyleyecek sözleri de kalmavacaktır. Hükümetlerin demiryollanyla ilgili tüm yaklaşımlan kâğıt üzerinde kaldı Demîryolları ıınutuluyor CELAL\TLMAZ İZMtR - Demiryolu taşımacılığının ge- liştırilmesine yönelik "umut sacan" hükü- met açıldamalanrun gerçekleri yansıtmadı- ğı belirtildi. TCDD'nin. Amerikan patent- li "yeniden yapılandırma" raporuyla *sö- mürge demiryollan"na dönüştürüleceği vurgulanarak, 1997 bütçesınde demiryol- lanna aynlan payrn azaltılmasıyla da bu- nun doğrulandığı savunuldu. Birleşik Taşımacılık Çahşanlan Sendi- kası (BTS) Genel Başkanı Orhan Altuğ, son günlerdeki hükümet açıklamalanyla demiryollannın tasfıyesine ve satılmasına karşı oluşan tepkilerin pasıfize edilmeye çalışıldığını belirterek şunlan söyledi: " 1996bütcesinde ulaşım kaynaklaruıdan karayollanna aynlan pay yüzde 63.7,deıtıir- yoflannınki ise yüzde 9.1'dir. Aynı oranlar, bu yıhn bütçesınde karayollan için yüzde 71.6'ya çıkarüırken, demiryollannın payı yüzde 7.4'e düşürülmüştür. Demek ki, yeni- den yapüanmada işçi atma. hat kapatma, trenİeri kakürma var. ancak yatırun yok." Altuğ, Booz-Allen Hamilton firmasına 1 milyon dolara hazırlatılan "TCDD'nin ye- niden yapılandırüması" projesındeki ama- cın, yiik ve yolcu taşımacılığındaki paylan arttırmak olmadığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Rapor, 2005 yılı için hedeflenen demir- yolu ulaşımındaki (yükte yüzde 7, yolcuda yûzde 4) gülünç paylan korumayı öngörü- yor. Bu, demiryoÛannm bir adım ileri götü- riilmey eceginin ifadesidir. Bu yapılanmayla demiryolu faaliyeti olmayan tüm etkinlikler tasfrye edilecektir. Örneğin Eskisehir, Sıvas, Ankara. Adapazan'nda bulunan ve loko- motif, vagon. her türlü raylı taşıt üretimi. ta- miri, makine parçalan imalatry la uğraşan TÜLOMSAŞ (Türkiye Lokomotif ve Mo- tor Sanayi AŞ), TL DEMSAŞ (Türkiye De- miryolu Makinalan Sanayi AŞ) ve TÜVA- SAŞ (Türkiye Vagon Sanayi AŞ) TCDD'den aynlarak tasfıye edileceklerdir. Yılnk bilet saüşı 70 binden az istasyonlar, kâr getirme- yen hatiar kapanlacakur. Zarar eden tren- ler seferden kaldırüacaktır. Şimdiye kadar 100'ün üzerinde istasyon kapablnuşfjr. Ra- por doğrultusunda 2005 yıhna kadar TCDD'de çakşan yaklaşık 25 bin Irîşi de iş- ten çıkanJacakür." Orhan Altuğ, demiryollannın ve deniz- yollannın taşımacılıktaki paylannın arttı- nlması için 1982 yılında "ulaşürnıa ana planı" oluşturulduğunu \-urgulayarak, *1980yılında demiryoflannın ulaşunda yüz- de 10 olan payı 1993'te yüzde 27'ye yüksd- tikcekti. Ancak 1997'deulaşılan nokta,o ta- 1997 bütçesinden demiryollanna aynlan pay, hükümetin umut saçan açıklamalannın kâğıt üzerinde kaldığuu ortaya koy du. rihte varolan payın da gerisine düşerek yüz- de 7 olarak gerçekleşti. Tüm bu aa gerçek- lere karşın demiryollannın yağmalanmast- nı öngören Amerikan raporu, 'kurtancı' olarak sunulmaya çahşıhyor" dedi. BTS'nin "TCDD'nin tasfîyesine ve yağ- malanmasına hayır" adıy la hazırladığı kap- samlı raporda, hükümetlerin demiryollany- la ilgili tüm yaklaşımlannın kâğıt üzerinde kaldığı belirtilerek şu görüşlere yer verildi: "Amerikan raporuna göre, altyapı değişme- yecek, hız arttınnaya yöneiik yaunmlar ya- pılmayacak. Yeni makineler ahnarak, du- ruşlar azamlacak. Çizelgeler değiştirUeceL Bazı trenkr kaldınlarak saatte 160 kilomet- re hız yapdacak ve tstanbul-Ankara 4 saate inecek(!) Bu mümkün değiL En hızlı treni- miz olan Başkent Ekspres, yukandaki dü- zenlemeleıie 6 saat 55 dakikada; yani, yak- laşık 7 saatte bu uzakbğı katetmektedir. İki kent arasında bulunan 60'ın üzerindeki is- tasyon makaslanndaki yavaşlamalan he- saplarsak, bu trenin en az 160 km/ta hızia sey- reünesi gerekir. Bu altyapıyla, makine ne kadar hızlı ohırsa olsun bu olanaksızduf Istanbul-Ankara demiryolunun büyük bölümünün tek hatlı olduğuna dikkat çeki- len BTS rapoaındaki öneriler şöyle açıklan- dı: "Nitekim.danışman firmanın raporun- da bunun aitı çizilmekte; Istanbul-Ankara arasında bir grup prestij servisinin işletfle- ceği belirtilerek, zenginlere hizmet verilece- ği v urgulanmaktadır. İstanbui-Ankara da- ha kısa süreye indirilmek Lsteniyorsa y^pıla- cak iş belüdir. 1976 yınnda ihale edilerek ya- pumna başlanan ve bazı bölümleri kısmen tamamlanmasına karşın çürümeye terk e- dilen Arifiye-Sincan hattı tamamlanmab- dır. Böylece Ankara- İstanbui arası çift hat- lı, elektrikli. sinyalizasyonlu, saatte 260 kilo- metre hıza uygun çağdaş bir demiryoluna kavuşulacak, süre de 4 saat değil, 2.5 saate inecektir. Bununla birlikte trenleri seferden kakurmak yerine yeni seferier de konulabi- tecektir." Uyuşturucu kııllaıııııu 6 kat artb Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık, uyuşturucu konusunda emniyetten bilgi istedi EVİNGÖKTAŞ ANKARA - Cumhurbaşkanlığı \e Baş- bakanlık, uyuşturucu kullanımı konusunda artan haberler üzerine Emniyet Genel Mü- dürlüğü'nden bilgi istedi. Emniyet Genel •Mödurlüğö Uruşturtcu \ e Organize Suçlar- la Mücadele Daıre Başkan Yardımcısı ts- mail Çalışkan. "Bizim, uyuşturucu kaçak- çılannın cep ttlefonlannı dinleyememek gi- bi bir sorunumu/ var. Adamlarda para çok olduğu için. sürekli olarak telefonlannın nu- maralannı değiştiriyorlar. Bu durum. uyuş- turucu kaçakçılığı mücadelemizi olumsuz yönde etküiyor" dedı. Bazı gazete ve tele\ r izyon kanallannda önceki gün yayımlanan haberlerde. Türki- ye'de uyuşturucu kullanımınm spn 6 yılda 6 kat artarak dünya standartlannı aştığı bil- dirildi. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıklan Hastanesi Alkol ve Madde Bağımlılığı Araştırma Merkezi'nin hazırladığı bir rapo- ra dayanılarak yayımlanan haberlerde, Tür- kiye'de gençlerin en çok esrar kullandığı. I99l"de binde 7 olan esrar kullanma oranı- nın, I996'da yüzde 4.2 olduğu belirtildi. Uyuşturucu ve Organize Suçlarla Müca- dele Daire Başkan Yardımcısı tsmaıl Çalış- kan uyuşturucu kullanımı konusunda son günlerde arka arkaya yayımlanan haberlerin gerçeği yansırmadığını söyledi. Çalışkan, "Bu konuyu rcklanı aracı olarak kullanan bazı kunım ve kuruluşlar. kamuoy una van- hş bilgiler verip halkı gereksiz > en? paniğe so- kiıyorlar. Aslında, hiç de endişe edilecek du- rum yoktur" dedi. TATİL BÎTTİ... ONCE ALIŞVERİŞ, SONRA ÇEKÎLİŞ! İŞTE SUPER ARMAĞANLARI KAZANANLAR! 0 0 SUZUKI SUZUKİ Baleno talihlisi: Nurdan KORKMAZ / ESKİŞEHİR ' PHILIPS 72 an. MATCHLINE TV talihlisi: Beril ÖZÜTOKCU Göztepe-İSTANBUL PHILIPS 70 an. TV talihlisi: Nesrin YÜCECENGİZ Altunizade-İSTANBUL PHILIPS 55 an. TV talihlileri: Sevda CENGİZLER Göztepe-İSTANBUL Cengiz AN ERCANTÜRK Göztepe-İSTANBUL PHILIPS MİNİ MÜZİK SETİ talihlileri: Rabia KAYA Kadıköy-İSTANBUL Esra DİSPERATİ Maltepe-İSTANBUL PHIUPS CD'Ü RADYO KASETÇALAR talihlileri: Dolunay GÜNGÖRMEZ Ayazağa-İSTANBUL Murat ERTARHANACI İçerenköy-İSTANBUL Türkan KAYALARLI Acıbadem-İSTANBUL PHIUPS KİŞİSEL CDÇALAR talihlileri: Levent TOROS Zekeriyaköy-İSTANBUL Mukadder TÜRKER Merdivenköy-İSTANBUL Yasemin YILDIZ Maltepe-İSTANBUL PHIUPS 72 cm Matchlıne TV PHIUPS IÇERENKOY ALİŞVERİŞ MERKEZİ Carrefour 100 MAGAZA A U H A ı . S • M U D O SEGA SATURN talihlileri: Berrin ŞAHİNOĞLU Kozyatağı-İSTANBUL Ferda GÜNAY Şaşkınbakkal-İSTANBUL Necibe KAYA Moda-İSTANBUL Kadriye BALLI Bahçelievler-İSTANBUL Pınar PEKMEZCİ Yakacık-İSTANBUL Bu kampanya, M P İ ' n ı n 28 07 1997 t a r i h ve B02 1 MPf.O 13.00 02J1186-4972 sayılı ıznıyle duzenlenmısttr 23 Ağustos-28 Eyful 1997 tarıhler arasında yûrütulen kannpanyanın çekılışi, M P.l ve Noter yetkıhleri taraf'ndan 5 Ekım 1997 tanhındeyapılmrçtır Otomobıl, talıhlrsıne IstanbuS'da teslım edılecektır Kampanyaya 18 yaşından kûçükler ıte Carrefour Alışvenş Merkezı çalşanlan, Bauhaus, Pnntemps, Carrefour Hıpermarket çalışanlan ve Pars/McCann-Enckson çalışanlanyla yakmlan katıiamaz, katılıp kazansalar bıle hedıyelen teslım edılmez KDV hanç olmak uzere tüm vergı, yasal yükümlülukler ve harcamalar ıkramıyeyı kazanan ıştırakçılere aıttır Kazanılan hak devredılemez veya nakde çevnlemez. Bu pıyangoya ıştırak eden herkes, bu şartfan kabjl etmış sayılır I SEGA MEGA DRIVE talihlileri: ™ Oya HOROZ Feneryolu-İSTANBUL Zeliha KAYALAR Erenköy-İSTANBUL Erol EŞİYOK İçerenköy-İSTANBUL Mehmet Murat BARIN Erenköy-İSTANBUL Fatma DOĞANAY Yakacık-İSTANBUL Kaan AYALP Erenköy-İSTANBUL Rukiye KIR Esenler-İSTANBUL Kemal ESEN Feneryolu-İSTANBUL Tülay ERSANAY Kadıköy-İSTANBUL Hakan ERİKÇİ Erenköy-İSTANBUL Ayla SİNMEZ Üsküdar-İSTANBUL Z. Melis CANGÜLER Suadiye-İSTANBUL Polat TANYENİ İçerenköy-İSTANBUL Ayşin ULUCANER Sahrayıcedit-İSTANBUL Belgin ACAR İdealtepe-İSTANBUL Hanife TURGUT Kozyatağı-İSTANBUL Mesadet GÜLSEN Ümraniye-İSTANBUL Ali ALTIPARMAK Göztepe-İSTANBUL Gül ÖZGÜR Bostancı-İSTANBUL Uğur AKSOY Caddebostan-İSTANBUL Çetin GÜREL Maltepe-İSTANBUL Şengül SAKA Erenköy-İSTANBUL Selva GÜNENÇ Okmeydanı-İSTANBUL Recep GÜRSOY Seyhan-ADANA Filiz UNUSTAŞI Caddebostan-İSTANBUL TCS raporu Eylülde 23 gazeteci dövüldü ANK.\RA (Cumhuriyet Bürosu)-Türkiye Gazeteci- ler Sendikası (TGS) Anka- ra Şubesi'nce oluşturulan u Basın Haklannı İzleme Komisyonu". basına yöne- lik baskı ve saldınlann ey- lül ayında da sürdüğünü açıkladı. Komisyonun hazırladığı aylık raporda, 1-30 Eylül 1997 dönemindeki gelış- meler doğrultusunda, bası- nın genel görüntüsünü or- taya kondu. Saldınlann, 55. hükümet döneminde de sür- düğü bildirildi. Raporda yer alan ve bası- nın durumunu ortaya koy an olaylar özetle şöyle: # Eylül ayı boyunca Ue- tişim kuruluşlanna 6 silah- h saldın düzenlendi. 0 23 gazeteci dövüldü, tartaklandı. Polis seyirci kaldı. # 1 4 gazeteci gözalbna ahndı. Sol eğüimli gazete ve dergi bürolaruıa arama gö- rüntüsü altında 10 baskın düzenlendi. # 2 gazete, 1 dergi, 3 kı- tap toplatıldı. 1 dergi 1 ay süreyle kapatıldı. RTÜK ta- rafindan radyo ve TV'lere 10 yaym durdurma, 9 uyan cezası venldi. # Düşünceyi açıklama ve basın özgürtüğü ileilgiliola- rak 11 yeni dava açıldı, 30 davaya devam edildi ve bun- lardan 12'si sonuçlandı. 0 Yeni açılan ve devam edilen davalarda 33 gazete- ci aleyhine toplam 285 yıl 8 ay hapis, yüz milyar lirayı aşan para cezası talebinde bulunuldu. 0 Abdi İpekçi, Metin Göktepe ve trfan Ağdaş'ın öldürülmeleriy le ilgili dava- laruı sonuçlandınlması ey- lül ayında da başanlamadı. Gazetelenn, TV'lerin ileti- şim aracı olmaktan çıkan- lıp. sermayenin vurucu sila- hı haline getirilmesi nokta- sına bir günde gelinmediği- nin vurgulandığı raporda, basın emekçilerinin örgüt- süzlüğünün de bunda rolü olduğu kaydedildi. AYDINLANMA EMRE KONGAR ;__ Demirel, Başkanlık Rejimi ve Ordu Türkiye çok partilı rejime geçeli üç askeri "darbe" bir de "müdahale" yaşadı. Hepsindeki ortak nokta "sivillerin rejim üzerinde- ki uzlaşmazlığı" idi. Her darbenin kendine özgü koşullarını ihmal ede- rek, ortak nokta olan "siviller arası rejim anlaşmaz- lığı" öğesini şöyle bir anımsayalım: 1960 yılında, Menderes yönetimi, "sivil bir dar- be" ile Meclis içinde, demokrasiyi askıya alacak bir "Tahkikat Komisyonu" kurmuştu. Muhalefet, üniversıte, aydınlar ve gençler buna karşı tepki gösterdiler. Ordu 27 Mayıs'ta yönetime el koydu. 1965-1971 yılları arasında tek basına yönetimde olan Demirel sürekli bir biçimde "Bu anayasa ile ül- ke yönetilmez" tezini işledi. Sivil politikacıların bir bölümünün, üstelik de ikti- darda iken, rejimden sürekli yakınması, (başka öğe- lerle de birleşerek) sonunda askerieri iki koîdan ha- reketegeçirdi. Emir komuta zincirindeki kol, 9 Mart'ta darbeye hazırlanan, ihtilalcı hücre kolunu tasfıye ederek, 12 Mart 1971 'de yönetime el koydu. 1980 yıhna gelindiğinde ise manzara şuydu: Sivil politikacılar, ülkeyi önce "Milliyetçi Cephe" çizgisinde, "milliyetçi olanlar ve olmayanlar" gibi komik bir eksende bölmüşler. sonra da halkı hem mezhep ayrımında kışkırtmaya hem de siyasal amaçlı cinayetlenn işlenmesini desteklemeye baş- lamışlardı. Son olarak da sivil politikacılar arasında ortaya çı- kan uzlaşmaz bölünmeler, Meclis'e bir başkan bile seçilmesini engellemişti. Sonuç 12 Eylül darbesı oldu. 28 Şubat müdahalesinden önce ise sivil iktidar ül- keyi, hem demokrasiden hem de hukuk devletınden saptıracak olan bir "şeriat devleti" ve bir "yolsuzluk rejimi" çızgisine kaydırmakta olduğu izleniminı ver- mişti. Böylece yine, "rejimin kurallan üzerinde anlaş- mazlık" ortaya çıkmıştı. Bu bunalımın, "müdahale" aşamasında kalma- sında ve bir "askeri darbeye" dönüşmesinin engel- lenmesinde Demirel, Cumhurbaşkanı olarak başro- lü oynadı. Demirel'e bu konuda, "birkısımmedya", ordu, si- vil toplum kuruluşlan, muhalefet partilerinin tümü ve iktidar partilerine mensup olan bazı mılletvekilleri destek verdi. Hükümet rejimin kurallan ıçınde değişti. Yakıntehlikeönlendi. Fakat ülkeyi bu noktaya getiren temel süreçlerin hiçbiri, (eğitimdeki göstermelik ve etkisız bir önlem dışında) degişmedi. Bu durumda, "bunalımın aşıldığım" ve "darbe" tehlikesinin geçtiğinı sanmak olanaklı değil. • • • Demirel, "Başkanlık Rejimi" konusunda neden ıs- rarlı? Neden Özal tarafından önerildiğınde kesin olarak karşı çıktığı bu modeli şimdi destekliyor? Demirel gibi deneyimli bir politikacı, bütün siyasal partilerin ve birkaç yazar dışında toplumun tüm dü- şünen kesimlerinin genellikle karşı çıktığı bu öneriyi sürekli olarak, neden gündemde tutuyor? Bu sorulara, "bir dönem daha iktidarda kalmak için" ya da "süresini, başkanlıkyetkıleriyle tamam- lamak için" yanıtlannı vermek olayı çok basıte indir- gemek olur. Bence Demirel, darbe tehlikesinin geçmediğınin çok iyi farkında. Çünkü mevcut yapının. 28 Şubat bunalımını ya- ratan temel özelliklennin değişmediğinin bilıncinde. Sanıyorum, herkese, "Bu rejim tıkandı ama de- mokrasilerde çare tükenmez, birseçenek daha var: O da başkanlık rejimine geçmek" mesajını vermek istiyor. Işte tam bu noktada, bence büyük bir yanlış ya- pılıyor: Çünkü "başkanlık rejimi" hiçbir şeyin, hele heleTürkiye'deki demokratik rejimi işletmenin çare- si değil. Tam tersine, devletin en üstünde oturan politika- cı, bugünku rejimi "battal' ılan edip yenisinin adını da koyarak, özlemini ifade ederse sonunda bu öz- lem "galat-ı meşhur" haline gelebilir ve dilde oldu- ğu gibi "galat-ı meşru"ya dönüşüp bir "darbe" ile durumu düzeltmek isteyenlerin de böyle bir yanlış yapmalanna yol açabılir. Politikacılann beceriksizliklerinin faturasını dün- yanın en güzel anayasalarından biri olan 1961 Ana- yasası'na çıkarma çabası, başımıza bir 12 Mart ola- yını getirmişti. Aynı filmi bir kez daha görmek istemiyorum. Parlamenter rejimin ahlaksızlık olmadığını (yani bütün politikacılann çalmadığını), temel hak ve öz- gürlüklerin bu rejim içinde korunabildiğini (yani bu rejimin şeriat devletine dönüştürülmesinin olanaksız olduğunu), ekonomik kalkınmanın ve adil gelir bö- lüşümünün bu rejim içinde gerçekleştirilebileceğini kanıtlayacak politikacılar ıstiyorum. Medya notu: "Birkısım medya" 28 Şubat müda- halesinin darbeye dönüşmesini, bu müdahaleye destek vererek önlerken ve demokratik-laik rejimi savunurken. bunu, kupon karşılığı armağan verebil- mek ve kültür dışı promosyon hakkını elde edebil- mek için yapmadı herhalde değil mi? e-posta: Emre.Kongar(a raksnet.com Web sayfası: http://remzi.com.tr/yazar. html KISA... KISA... KISA... KISA... • İasan Haklan Koordinatör Üst Kurulu, Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk başkanlığında Muş'ta toplandı. Toplantıdan sonra bir açıklama yapan Türk, kurulda. bekâret kontrolü ve zina iddiaları dolayısıyla yapılan muayenelerde insan onuruyla bağdaşmayan uygulamalara meydan verilmemesi için alınması gereken önlemlerin beliıienmesi konusunda karara vanldığuu söyledi. • Türkıye'nin 6. Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk, ölümünün 10 yıldönümünde, mezan başmda düzenlenen bir törenle anıldı. • Tarun ve Köyişleri Bakanı Mustafa Taşar, Ege Bölgesi'nde zirai mücadelede uçak ve helikopter kuüanılmasuıa ilişkin yasağının kaldınldığını büdirdi. • Özgür Üniversıte'de bugün başlayacak kayıtlar 28 Ekim'e dek sürecek. Özgür Üniversite'de deslerin de 3 Kasım'da başlayacağı bıldinldı. • Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdiirlüğü, AntaKa'dagerçekle^tirilen ll'inciDünyaOrmancıhk Kongresi anısına habra para çıkardı. • Kadıköy Belediyesı'nce çıkanlan Kadıköy Dergisi yayın hayatına başladı. • Alman Hastanesi yoğun bakım ünitesinde tedavi gören sanatçı Muazzez Abacı'nın sağhk durumunun iyiye girtiği ve suni solunum cihazından dün çıkanldığı bildirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle