23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 EKİM 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 11 Ünlü Rus sanatçı Oleg Kulik, Darphane'deki mekân düzenlemesinde idealindeki 'geleceğin ailesi'ni ortaya koyuyor Bir öteldrdn içinde erimek.•. AHUANTMEN Uluslararası sanat ortamında ilginç performanslanyla adını duyuran ünlü Rus sanatçı Oleg Kulik, 5. Uluslararası Istanbul Bienalı çerçevesinde Darpha- ne"de gerçekleştirdiği mekân düzenle- mesinde izleyiciyi 'büyük idealini" pay- laşmaya çağınyor. "Geleceğin Ailesi" adını taşıyan çalışma. ilk temsilcisi ola- rak Kulik'in ortaya koydugu yenı bir dünya anlayışının tohumlannı atıyor. Kulik'in dünyasında insanlar hayvan- lann efendisi değil. insanlar ile hayvan- lar arasında tam eşıtlığin savunucusu Kulik ve "estetik iiretime farklı biyolo- jik türierin katkısını ekJediğimizde yeni bir Röncsans'ın. bugün hayal edemeye- ceğiıniz ölçüde bir estetik patlamanın yasanacağına" inanıyor. Moskova'da, hayvan haklannı savu- nan bir parti kuran ve kendısini bu par- tinin lideri ilan eden Oleg Kulik, hay- vanlann bir gün parlamentoda mutlaka temsil edıleceğıni söylüyor. Bugün dün- yanın tek bir biyolojik türün egemenli- ği altmda bulunmasının affedilmez ol- duğunu belirten Kulik, 21. yüzyıla gir- meye hazırlanan ınsanlığın krizinden söz edıyor. Öngördüğu çare. "zoophre- nia"ni" on emnnden biri: "Kenditürü- nün de aralannda bulunduğu tiim can- hlara borçlu olan İnsan'ın insan sonra- sı ahlak anlayışı için ilk adımı atması ge- rek." Hayvanlarla ınsanlar arasında ev- lilığın yasallaşması gerektiğini savunan Oleg Kulik, bu düşüncesinin canlı bir örneğıni Darphane'deki "Geleceğin Ai- lesi"nde ortaya koyuyor. Oleg Kulik'in kuramsal çerçevesini tüm aynntılanyla çizerek fotoğraf ve vıdeo görüntülenyle de desteklediği "Geleceğin Ailesi", Kulik ıle kocası Buck, bir de çocuklanndan oluşuyor. Yerlerde rahat minderler var, oturup ai- lenin soluğunu duyabilir, bu yeni aile düzeninin hoşunuza gidıp gıtmedığıni tartabilirsiniz. Duvarlarda, hemen her evde olduğu gıbı aile fotograflan. Ku- lik ile Buck'ın piknik yaparken çekil- İSMNltl ııııım V( S»«»T A isnnm •İDMÜ . * * { • s ' s, eleceğin Ailesi' şaşırttı mı sizi? Aslında Kulik'in ütopyası, kopyalanan koyunlar gerçeğinden daha şaşırtıcı değil. Ve insanı gerçekten eğlendiren bu esprinin soğuk yüzü, teknoloji çılgını insanlığın trajedisinden başka bir şey değil. Rus sanatçı Oleg Kulik ile köpeği Buck 'Geleceğin Ailesi' adlı performansmda. miş edepsiz pozlan da var aralannda! TV ekranında, ailenin günlük yaşamın- dan kesitler. Kulik ile Buck yatıyorlar, Buck patisıni Kulik'in yanagına atmış. Bırlikte yemek yıyorlar. Sevışıyorlar. "Geleceğin Ailesi" şaştrttı mı sizi? Aslında Kulik'in ütopyası, kopyalanan koyunlar gerçeğinden daha şaşırtıcı de- ğil. Ve insanı gerçekten eğlendiren bu esprinin soğuk yüzü, teknoloji çılgını insanlığın trajedisinden başka bir şey değil. İnsanlığın sevgi dolu, hesapsız kitapsız 'dogaT olanı arayışında "Gele- ceğin Ailesi" bir metafor oluşturuyor. Bienal kataloğuna yazdığı 'açık mek- tup'tan: "Benim için insan olmak 'can- lı'. 'hisseden' ve 'anlayan' kavramlany- la bağlantılı olmaktan çıktı, 'yapay' ve 'tehlikeli' kavramlanyla bağlantılı ol- maya başladı." Oleg Kulik'in savunduğu 'bio-este- tik', maymunlara ya da fillere resim yaptırmanın ötesine uzanıyor. *Öte- ki'yle kurulan birebir ilişki söz konusu Kulik'in yapıtlannda: Kulik, ötekine re- sim yaptırrruyor. ötekini kendileştıri- yor, kendisi ötekileşiyor. Bu da ortaya koydugu felsefenin on emrinden biri: "tçinizdeki hayvanı sevmek, yanı başı- nızda vaşayan ve sohık alıp veren tüm eanlılan -ister insan, ister köpek, Lster as- lan. ister balina, ister kannca, ister ka- nncayiyen, fokbalığı ya da yarasa olsun- anlamak ve sevmek anlamına gelir. An- cak ötckinin içinde erûnek ya da öteki- ni içinde eritmek surctiyle insanlığı ve dünyayı kurtarabilirsiniz." Merak ettiğımiz ilk soru da bu oldu. Kulik ıle söyleşırken: Hayvanlar âlemı- ne duyduğu bu olaganüstü bağlılık... Kulik'in ötekı ailesınden hıç de rahat- sız görünmeyen eşi Mila Bredikhina, çevirmenlik yaptı. "Vaşanumın belirti evrelerinde küçük düşürüldüm ve çok acı çektim. Ne zaman oduyguyu hisset- tiysem. aklıma hayvanlar geldL Hayvan- lar sürekii küçük düşürülüyoriar, acaba ne hissediyorlar? Genel kanının aksine, hayvanlar da hissediyorlar. Hayvanlara duyduğum olaganüstü yakınlık sonu- cunda, hayvan ohnanın nasıl bir şey o\- duğunu kavradım sanınm" diyor Ku- lik. Rusya'da kasaplann önünde perfor- manslar yapan ya da sualtında balıklar- la sohbet eden sanatçı, kendisinı Rus- ya'dakı hayvanlar âleminin temsilcisi olarak görüyor. Ama onlar sizi seçme- di ki onlann lideri olma hakkını nasıl kendinizde görürsünüz, Bay Kulik?.. Bu kez Rusya'daki galericısi ginyor sö- ze: "Bakın, Rusya'da beş tane komü- nist parti var, her birinin lideri komü- nistleri temsil eftiğini söy lüyor. Kulik de politika yapıyor işte. ama o hayvanlan temsil ediyor. Hayvanlan temsil edecek bir başkası çıksa, rekabetten de hoşlanır ama bugün bu alanda bir tek Kulik mü- cadele ediyor!" Aile kurumunun bayatlayarak da ol- sa sürdüğü günümüzde, Oleg Kulik'in yapıtı aslında ne denlı radikal? Farklı türler arasında da olsa tüm geleneksel- liğıyle yıne aile kurumunu savunuyor Kulik. Asuman Arsan 'ın cenaze töreni bugün saat 10.30'daHadi Çaman Tiyatrosu 'ndayapılacak Sanat - evreni bir buyugunu daha yitirdi yıl sonra yıne Dormen'ın 'Geceye Selam' mü- zikalinde de başan kazandı. Son yıllarda sine- ma filmlerinin azalışı yüzünden televizyon ya- pımlanna geçış yapan Arsan, birçok yerli dizi- de de yaratıcılığını ustalıkla sergiledi. Ziya Öz- tan'ın 'Bugünün Saraylısı'nda Üftade Hanım, Hüseyin Karakaş'ın 'Yarın Artık Bugün- dür'ünde Melahat Hanım, Okan UysaJer'in 'Dönemeç'ınde Şukufe. 'Kuyruklu Yıldız Al- tında Bir İzdivaç'ın Emeti'sinde Emeti'si belleklerden sılınmeyen rollerdı. Asuman Arsan. 9 Mayıs 1934'te İstanbul'da doğdu. Muadelet adlı bir de ablası olan sanat- çı, Fatih Ortaokulu'nubitirdikten sonra müzik- lı oyunlara gönül verip 1951 'de Yeni Ses Opereti'nde' Yutmazoğlu' oyunuyla sanat yaşamına girdi. "Çeşm-i Siyah', 'Kâtibim', 'Bulunmaz Pansiyon" gibı oyunlarda rol aldı. 1954'te operet dağılınca Toto Karaca, Ke- nan Büke. Muzaffer Hepgüler, Tevhip Bilge, Ali Sururi, Celal Sururi ile bırlikte tstanbul Opereti'ni kurdular. Maksim Salonu ve Elhamra Sineması'ndaki ça- lışmalardan sonra 1959-60 döneminde operet, Istanbul Tiyatrosu adını aldı. Burada, 'İşler Askıda', 'Paris'ten Gcliyorum'. 'Aklım Sana Emanet' 'Varan 3', 'Antika ÇanakJar', 'Fındıkçı Kız\ Baba Hindi',- Kızma Bira- der' Sakalb,' Gelin', Ka- lamış Pansiyonu' gibi sayısız oyunda rol aldı. 1960'larda Aksaray Küçük Opera'dan sonra Muammer Karaca Ti- yatrosu'na geçerek 'Cibali 'Senatür', 'Bulunmaz Uşak', 'Lahmacun CumhuriyetiYŞenlik Palas'ta oynadı. 1969'da Kenan Büke Tiyatrosu'nda 'Mühür Gözlüm' oyunuyla Şişh Özel tktisa- di Ticari Ilımler Yüsek Okulu'nun 'Musahip- zade Celal Ödülü'nü aldı. Daha sonra Dor- men Tiyatrosu'nda çalıştı. Asuman Arsan'ın sinema serüveni 1960'la- nn sonlannda başladı. 'Idam Günü", 'Yunus Emre Destam', 'Helal Sana Behçet', 'Aşkı Ben mi Varartım?', 'Gülsüm Ana' "Şıngır- dak Şadiye', 'Aile Kadını', 'Gırgıriyede Cümbüş". 'Yorgun', "Sokaktan Gelen Ka- dın', 'Fidan\ 'Herşeyim Sensin", 'Ekmek El- den\ 'Kırlangıç Fırtınasr, 'Acıların Kadını', 'Ağa Bacı', 'Babalar da Ağlar' 'Yaygara 86' 'Tarzan Rıfkı','Japon İşi', 'Kadersiz Kul- lar', 'Dilekçe', 'İnatçı' gibi filmlerde karak- ter rollen oynayan sanatçı. 1983'te Zeki Ök- ten'in 'Faize Hücum' filmiyle 20. Antalya Fılm Şenliğı'nde Yardımcı Oyuncu Ödülü kazandı. Asuman Arsan ve Haldun Dormen. TLîRHAN GÜRKAN Sanat evrenı peşpeşe gelen yıtik haberleriy- le sarsılıyor. Tırpan durmu>or ve gösteri dün- yamızda sanat emekçilerinı sonsuza uğurlama- nın acısı yaşanıyor. Yetenekli bir sanatçı, güzel bir insan daha ansızın aramızdan aynlıp gıttı. 63 yıllık yaşamının 47 yılını sahne ve perde dünyasına adayan operet, tiyatro ve sinema oyuncusu Asuman Arsan beklenmedik bir an- da, şok bir olümle yaşama gözlerinı >"umdu. 'Cicim" adlı köpeğiyle yapayalnız yaşadığı Ci- hangir'deki evinde ölü bulunan sanatçı. sinema ve televizyon çevrelennı, yakınlannı ve izleyi- cılerni yasa bogdu. KLarakter tûrünün güldürü alanındakı sevim- li oyıncusu. bir süredir kalp, yüksek tansiyon ve astım hasülığından yakınıyor, solunum güç- lüğüçekiyordu. Dileğimiz, sürmekteolan Ada- na Altın Koza Sanat ve Kültür Festivali'nde. bu sana:çımıza sinemaya katkılanndan dolayı bir ödülverilmesı.Günümüzkuşa- ğı, Asuman Arsan'ı daha çok Yasemin Yılçın ve ekibinin hazı-ladığı "İnce İnce Yase- mince'nin, Sürev^a Hanım'ın istermeyen. rtilip kakılan talih- siz gsliniyle.'ÇiçekTaksi' di- zisirde taks şırketinin sahibi Erol Günavıün'ın kanlı bıçak- lı olduğu uyımsuz kansı 'Na- ciye' kimliğ-Jide anımsıyorlar. Oysı onun sanat uğraşında çok eskiere uzaran ışıltılı bir geç- mişi bulunuyor. Güldürü ala- nınca doğaüstü bir kışılık yara- tarat izleyicjıin gönlünde taht kuraı. se\gı dolu, tatlı sert. bu ufal tefek, tombulça, halk tıpi, sevinli kada, 40 yıl öncesinin ünlü bir operet yıldzıydı. Ntizikallnn baştacı edildiği operet tiyatro- lan iönemi apandıktan sonra Asuman Arsan uzuı süre ya-amını tiyatro oyuncusu olarak sür- dürcü. Oyn&dığı 80 dolaymda oyunda büyük küçik demeien anlamlı kişılikleryarattı. 1950 ve <0'lı yıllann verdiğı özel tiyatrolann sınırlı olajaklan Arsan'ı öbür uğraştaşlan gibi sine- ma ılanına rti 1 »70 ve 980'li yıllan beyazperdede yete- neki bir kankter oyuncusu olarak geçti. Sah- ned:ki başnsını ve ününü filmlere de taşıdı. 19g)'lerin hışında müzikallere yeniden dönüş yapın Arsar. Haldun Dormen'in Şan Müzik- holi'nde sameye koydugu kimi müzikal gül- dümlerde ikinç kompozısyonlar yarattı.'His- seNHariksuar Kumpanyası'nda çok başanlı Rıan kantau 'Nitclia' tıplemesiyle birlikte Be^Uıs Dilliıil, Ayten Erman, Adile Naşit'le sumluğu 'Kıığuların Dansı". mizahla gülme- ce>- eaiyı bçımde kaynaştıran bölüm oldu. Bir • Yaşammın 47 yılını sahne ve perde dünyasına adayan operet, tiyatro ve sinema oyuncusu Asuman Arsan 1983'te Zeki Ökten'in 'Faize Hücum' filmiyle 20. Antalya Film Şenliğı'nde Yardımcı Oyuncu Ödülü kazanmıştı. Karakolu' Zeki Demirkubuz'un yönettiği "Masunıiyet", 4 ödülle 11. Altın Koza Film Festhali'nin en iyisi oldu. Altın Koza 'Masumiyet'inADANA (Cumhuriyet Güney Üleri Bürosu) - Adana 11. Altın Koza Kültür ve Sanat Festıvalı Film Yanşması sonuçlandı. "Masumiyet'' en iyı fîlm seçilirken en iyı yönetmen ödülü de bu fîlmin yönetmeni Zeki Demirkubuz'a verildi. Festivalde en iyi erkek oyuncu Haluk Bilginer (Masumiyet). en iyi kadın oyuncu Derya Alabora (Masumiyet) seçildı. Egemen BaykaL Kenan Ormanlar. Nur Sürer, Engjn Ayça, Ekrem Bora, Necat Gökçe ve Artun Yeres'ten oluşan seçici kurulun belirlemelerine göre "en iyi"ler şöyle: 2. fılm: Hamam. 3. fılm: Solgun Bir San Gül. Yardımcı kadın oyuncu: Şerif Sezer (Hamam), Yardımcı erkek oyuncu: Kuzey Vargın (Çökertme). En iyj senaryo: Macit Koper ile Ömer Kavur (Akrebin Yolculuğu), en iyı görüntü yönetmeni Ercan Yıtanaz (Solgun Bir San Gül), en iyi fılm müziği Atilla Özdemiroğlu (Akrebin Yolculuğu). en iyı stüdyo Kuşatma Altmda Aşk (Fono), en iyi kurgu Meviüt Koçak (Nihavend Mucize). Özel ödüller ise şöyle dağıldı: Festivalde "Hamam", en ivi 2. film ödülünü kazandı. Yümaz Güney Kasaba. Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Hollyvvod Kaçaklan. Adana Anakent Belediyesi Akrebin Yolculuğu. Öğrenci fılmleri yanşmasında en iyi konulu fılm Misafir. en iyi deneysel film Mobius, en iyi belgesel fılm Altının Sesi ödül seçilirken fılm öykü yanşmasında Hüseyin Kuzu, Durul Gür ve Mustafa Emre ilk üç ödülü kazandılar. Ödül töreninde konuşan Küİtür Bakanı İstenıihan Talay, geleceğe yönelik köprüler kuran sinemaya her zaman yardıma hazır oldukJannı söyledı ve festivalde emeği geçenlere teşekkür etti. Ödül töreninden sonra verilen kapanış balosu ile 11. Altın Koza Kültür ve Sanat Festivali sona erdi. GEREDE ASÜYE HLTOJK M\HKEMESt'NDEN DosvaNo. 1997-240 Davacı Malıye Hazmesı'ni ızafaten Gerede Mal Müdür- lüğü vekili tarafindan davalılar Tahır Demirbaş ve arkadaş- lan aleyhıne açılan tapu ıptalı ve tescıl davasının yapılan açık duruşmalan sonunda, mahkememızden venlen 10.10.1996 tarih ve 1993'313 esas. 1996/381 karar sayılı davanm reddme ılişkın hüküm, davacı Hazine vekili tara- findan temyiz edıldığınden, hüküm Yargıtay 14. Hukuk Daıresi'nin 1.5.1997 tarih ve 1997 2529 esas, 1997/3294 karar sayılı ilamı ile bozularak bozma ılamtnın kesınleştığı ve yukandaki esas numarasına kaydının yapıldığı, duruş- ma gününün ıse 20.11.1997 gününe bırakıldığı davalı Ge- rede ilçesi Kösreli köyünden Tahir Demirbaş'a daha önce- den gazete ılanı ile tebliğ olunduğundan kendisine ışbu du- ruşma günü tebliğ olunur. Basın:444P ANKARA 17. ASLİYE HUKUK HAKİMLİĞİ'NDEN EsasNo: 1996'691 Davacı Mine Kart tarafindan davalı Molla Nebi Kart aleyhıne açılan boşanma davasının yapılan duruşmasında. Davalı Molla Nebi Kart bulunamamış olduğundan ve adresı de meçhul bulunduğundan. kendisine duruşma gününün ılanen teblığine karar verilmış olup. duruşma günü olan 11.11.1997 günü saat 09.30'da mahkememızde bızzat hazır bulun- manız veya kendınızi bir vekılle temsil ettır- memz, aksi takdirde H.U.M.K.nun 509-510. md. gereğınce hakkınızdakı davaya yokluğu- nuzda karar venleceğı hususu davalı Molla Nebi Kart'a ilanen tebliğ olunur. Basın: 44370 BUAŞAMADA ŞÜKRAN KURDAKUL Kültür Yaşamımcda Behice Boran Gerçeği ilk kez, Barışseverler Derneğı Başkanı olarak de- mir parrpaklıklar arkasına kapatıldığı 1950 yılında ka- muoyu, görevınden alınmış bir sosyoloji doçenti ve yazar olarak tanıyordu Behie Boran ı Adnan Cemgil, O. Fuat Toprakoğlu, Nevzat Özmeriç, Reşat Sevinçsoy, Muvakkar Güran, Vahdettin Barut, Naci Ormanlar'la birlikte yargı- lanırken başı öne eğılmedı; aksine, uygarca hesap sordu "Hukuk Makinesi"n\r\ ardındaki siyasal ikti- dardan. Bilim kadını kimliğine yasak sökebilir miydi ki... Bu gerçeği, 1939-46 yıllanndaki çalışmalan orta- ya koyan özgür insan kimliğiyle kanıtladı Behice Bo- ran. Yazısı, araştırması, çevirileriyle demokratikleşme- nın önünü kesme çabasındaki aykın güçlere karşın, kültür savaşımını sürdürmek.. Yakın tarihin ve dö- nemınin toplumsal siyasal özelliklerini aydınlığa çı- karacak yollan göstermeye çalışmak. Kültür yaşamımızdaki yeri böyle tanımlanabilir Boran'ın. Çağdaş Türk Edebiyatı'nda 1939-46 dönemi ça- lışmalannı değeriendinrken şunlan yazmıştım: Behice Boran, ilk yazılanyla DTCF (Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi) dergisinde görülmüştü. Daha sonra Yurt ve Dünya, İnsan, Adımlar (1941), Görüş- ler, Tan (1945), Yığın, Söz, Ant (1945-46) dergi ve ga- zetelerinde yazdı. DTCF'nin yayımladığı Namık Ke- mal Hakkında (1940) adlı kitaptaki "Namık Kemal'in Sosyal Fikiıieri" başlıklı yazısı, Tanzimat döneminin özelliklenne de değinen geniş bir inceleme niteliğin- dedir. Yönetimine katıldığı Yurt ve Dünya'da çıkan ya- zılannda, edebiyat ve sanat konulanna toplumsal açıdan yaklaştığı söylenebilir. Bu dergideki "Namık Kemal'de Devlet Fikri" (Sonkânun 1941), "Şehir ve Şehirieşme Davamız" (Mart 1941), "Dünyanın Gi- dişi" (Sonteşrin 1941). "Sanayide Köylü ve Işçi" (Sayı 15-16, 1942); Adımlar'daki "Deöişme Halin- de Köylerimiz" (Ağustos 1943), "Zirai Jstihsalin Ge- rıliği" (Şubat 1944) konulanndaki yazılannı Türki- ye'ye ilişkin çalışmalan arasında anabiliriz. İnsan dergisinde çıkan "Sosyolopde Bocalama- lar" (Mart 1943), (Nisan 1943) adlı incelemesinde Aguste Comta'un "müstakil bir ilim olarak ilan et- tiğı" toplumbilimin Amerika'daki gelişimini inceleye- rek Charles Ceomley'in temsil ettiğı "organıc the- ory"nın ozellıklen üzerinde durur. "Beşeri Ekoloji" ve "Kültür Tetkikleri" bölümlerindeyse, bu akımlara yandaş ve karşıt olan başlıca görüşlere değinir. Behice Boran, Toplumsal Yapı Araştırmalan (1945) adlı yaprtının "Problem ve Metot" başlıklı bölümün- de, toplumdaki değışmelerin göz önünde tutularak sosyolojik araştırmanın az çok dinamik olmak zo- runluluğu üzerinde durur. Çünkü toplumun dura- ğan bir yapısı yoktur. "Metodolojik kural, bu ilişki- den doğan kurumlara, oradan da bu kurumlann oluşturduğu sosyal tabakalara" gitmeyı öngörmüş- tür. Bu nedenle "hemangi birinsan topluluğunun iş- lediği doğa parçasıyla olan ilışkileh" incelenirken aşağıdaki gereklere uyulması zorunluluğuna işaret eder: 1 - Doğayı işletme işinde kullanılan araç ve gereç- ler, tekniklerie, araçlara uygulanan enerji türü ve ni- teliği. 2- Doğayı işletme çalışmalarının, topluluğu oluş- turan insanlar arasında nasıl bölündüğü ve örgüt- lendiği, üretim organizasyonu biçimleri, iş bölümü sistemi. 3- Kullanılan doğal kaynaklann ve işletme araç- lannın topluluğu oluşturan insanlar arasında nasıl dağıldığı-mülkiyet ilişkileri... 1945'te Tan gazetesinde yayımladığı yazı dizisin- de, demokrasinin gelişme evrelerini inceleyerek çok partili yaşama geçiş döneminde temel haklar ve hu- kuksal güvence sorunlannın bütünlüğü üzerinde du- rur. Toplumun tüm kurumlannın demokratik ilkele- re göre düzenlenmesi gerektığini yazar. Sosyalist öğreti doğrultusundaki görüşlerinı ıçeren yazılany- sa 1960'tan sonra Yön, Vatan, Öncü, Sosyal Ada- let, Emek, Yurt ve Dünya dergi ve gazetelerinde çık- mıştır. Türkiye ve Sosyalizm Sorunlan (1968) adlı yapıtı da Osmanlı Imparatoriuğu'ndan yazıldığı dö- neme kadarki sosyo- ekonomik gelişmelerin çözü- münü amaçlayan yazılardan oluşmaktadır. Boran'ın bu kitabında "Türkiye'nin tarihsel doğrultusu"r\a ilişkin görüşlerinin yanı sıra "sosyalist hareketin ku- ram ve eylem" sorunlannı tartıştığı, olaylara yakla- şırken din, sosyal sınıflar, anayasa gibi kurumlan değerlendirerek demokratikleşme sürecine özgü değişmeler üzerinde durur." ••• Behice Boran, 10 yıl önce diyan gurbette kapa- mıştı dünyaya gözlerini. Yazılan, konuşmalan, demokratikleşme savaşı- mında kendini esirgemeyen kişiliğiyle unutulmaya- cak. Oben Güneyln eşine tiyatpoculardan destek • Kültür Servisi -1993 yılmda yıtırdiğimiz tiyatrocu Oben Güney'in eşi Maria Güney ve öğrenim gören ıki çocuğunun kirada oturdukları evden çıkanlmalan nedeniyie Müşfik Kenter, Haldun Dormen. Yılmaz Erdoğan. Sevgı Sanlı, Hadi Çaman, Cstün Asutay, Oya Başar, Levent Kırca ve Tuncer Cücenoğlu'ndan oluşan bir kurul, Mana Güney ve çocuklanna konut alınması amacıyla bir kampanya başlattılar. Kampanya kapsamında Halk Sıgorta'nın 600 milyon liralık yardımının yanı sıra pek çok tiyatrocudan destek beklenıyor. Studio Oyunculan'ndan Oyuncu' • Kültür Servisi - Studio Oynnculan Şahika Tekand'ın yazıp yönettiği 'Oyuncu' adlı oyunun provalanna başladı. Aralık ayında sahnelenecek olan oyunda kırk kişilik bir oyuncu kadrosu yer alıyor. Insanın giderek tümüyle değersizleştıği günümüzde, seyirci karşısına 'insan' düşüncesı ıle çıkmayı amaçlayan oyun. her gece bu seyırcılerin kura ile seçeceği oyuncular ve yine kura ıle behrlenecek olan çıkış kapılan kullanılarak performatıf bırtarzda sahnelenecek. Oyun. içinde banndırdığı şans/risk faktörü aracılığıyla insan'oyuncu, hayatoNTin ilişıkisini ırdeliyor. Topluluk sezon içinde aynca Beckett'in "Oyun Sonu" ve 'Beş Kısa Oyun' adlı yapıtlan ile Harold Pınter'ın 'Git Gel Dolap' adlı oyununu sahneleyecek. Sefillep 12. yılını kutladı • Kültür Servisi - "'Sefıller" müzikali Londra'da 12. >ılını kutladı. Müzikalin yapımcılan en az 10 yıl daha mmüzikalin sahneleneceğinı söylüyor. Victor Hugo'nun a>Tiı ismı taşıyan romanından uyarlanan müzikali şımdıye dek 40 milyon kişi izledi. 22 ülkede 14 ayn dilde sahnelenen müzikal, 960 milyon dolar hasılat yaptı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle