25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 EKİM 1997 CUMARTESİ HABERLER Milislerle mücadelede akılcı yol HAKAN EVRENSEL Y enı devTaldıgım karakoluma geldığım ılk gun yaptığım ışlerden bın de yakınımızdakı koyu zıyaret etmek olmuştu. Köylu henuz korucu olmamıştı ve her açıdan hem orgut hem de bızım ıçın onemı çok büyuktü Çevrede ıçınde ınsan yaşayan tek köydu Diğerlen ya terk edılmış ya da boşaltılmıştı Göçer köyü olduğu ıçın, yanı hayvancılıkla uğraştıklan ıçın, koylüler butün bölgeyı avuçlannın ıçı gıbı bılıyorlardı Bu da operasyonlarda bızım ıçın çok önemhydı Kısacası. köyu kazanmak zorundaydık Kullanmayı sevmedığım, fakat artık klasıkleşmış bır deyımle, koy ne devlet ne de örgut yanlısıydı Daha doğrusu, koylü her ıkı tarafı da ıdare edıyordu Koyde orgute bağlı, orgute hızmet eden şahıslann olduğunu bılıyorduk Aslında herkes bırbınnı tanıyordu Hem mılısler yenı gelen karakol komutanının kım olduğunu bılıyordu hem de bız, guncelleştınlmış arşıv bılgılennden kımın sempatızan, kımın maymcı, kımın lojıstıkçı, kımın komıte sorumlusu olduğunu bılıyorduk Tek sorun bu mılıslenn bılınen haınlıklennı hukuken ıspat etme zorlugunda yatıyordu Yolumuza mavın döşeven adamın kım olduğunu en geç bır gun ıçınde oğrenebılıyorduk Fakat parmak ızı gıbı somut kanıt olabılecek şeyler bu tıp olaylarda söz konusu olmadığı ve yapılan sorgulamalarda da suçlannı kabul etmedıklen ıçın sadece bıldığımızle kalı>orduk Evınde RPG-7 roketatarla yakalanan bır mılıs, ıkı ay hapıs yatıp çıkıyordu ve bız bunu anlayamıyorduk Hukuken de fıılen de tam bır çıkmazdaydık Bov le. örgutun dağ kadrosu dışındakı buzdağının gonınmeyen yüzü olan bu ınsanlann hepsıne bırden 'milis'' denır Gunduz gelır sızınle selamlaşır, konuşur, orgute lanetler yağdınrlar, fakat aynı adamı daha sonra bır gece yola tuzak doşemeye çalışırken, tuzağın elınde patlaması sonucu olu bulursunuz Boyle olunca da kıme ne kadar guveneceğınızı, nasıl guveneceğ'nızı şaşınrsınız Yada koye yenı oğretmenler gelır Genç, ıdealıst şevk doludurlar Ama ıkı gun sonra kaçıp gıderler Nedenını anlayamazsınız Oğretmenın memleketıne telefon edersınız Çok ıyı bıldığınız, güvendığınız, e\ınde kaldığınız mılıslenn olumle tehdıt ettıklennı soylerler Sonra aynı koy lü, bolgeye gelen gazetecılere, okul olduğunu, ama öğretmenlennın kaçtıklannı anlatır, dert yanar Ya da bır defasında başıma geldığı gıbı aptal yenne konulur, kahrolursunuz Köylulenn bır kısmı karakolumuzun çok yakınında bır yamaca hay\an otlatmak ıçın yerleşmıştı Burada kurduklan çadırlarda kalıyorlardı Soyledıklenne gore daha uzak bır yerde kalırlarsa terönstler hayvanlannı çalıyorlardı Ben de onlan oradan kovmak yenne. "Tamam burada kalın, ama teröristkri buraya yaklaştırmayın, buranın sorunüuluğu size ait" dıye tembıhledım Onlara da her turlu yardımı ve desteğı sağladım Ne ıstedılerse verdım Çadırlanna elektnk bıle çektırdım Bır geceyansı oyle yoğun bır ateş başladı kı, baskjna karşı tedbırlenmızı arttırmamıza karşın karakola yonelık tek mermı atılmadı Ateş, köylulenn çadırlanndan gelıyordu tkı saat kadar delıler gıbı mermı sıktılar Bağınşlar-çağınşlar arasında ateş kesıldı Tam olarak ne olduğunu anlamamıştık Sabah ola> yenne gıttığımde, köylulenn gosterdıklen yerde yuzlerce Kalaşnıkof mermısı boş kovanı, A slında herkes birbirini JM. tanıyordu. Hem milisler yeni gelen karakol komutanının kim olduğunu biliyordu hem de biz, güncelleştirilmiş arşiv bilgilerinden kimin sempatizan, kimin mayıncı, kimin lojistikçi, kimin komite sorumlusu olduğunu biliyorduk. bırkaç roket, bır-ıkı el bombası, kan ızlen ve paçavralar buldum Terönstlen kendı bolgelenne sokmayan ve ateş eden köylulenn bu davranışı bana guven vermıştı Onlan odüllendırdım "En ayınrian karakoiumun bir tanıfı sağiam" dıye duşunurken, bırkaç gun ıçınde, bu olayın, mılıslenn, yenı gelen komutanm, yanı benım gûvenımı kazanmak ıçın yaptıklan bır oyun olduğunu öğrendım Kan ızlennın de aslında, oracıkta kesılen bır tavuğa aıt olduğunu oğrendığımde ıse kan beynıme sıçradı Komşu karakola gıden yoldakı kopru, açılmasından bır gun sonra tumuyle havaya uçunca, olayın tahmın ettığımden daha cıddı olduğunu ışte o zaman anladım Köprûyû Jek sorun, bu milislerin bilinen hainliklerini hukuken ispat etme zorlugunda yatıyordu. Yolumuza mayın döşeyen adamı en geç bir gün içinde öğrenebiliyorduk. Evinde RPG-7 roketatarla yakalanan bir milis, iki ay hapis yatıyordu. mücadelenın ınısıyatıfe dayandığını çok ıyı tahhl etmış, bıze de guvenen ve mısıyatıf veren komutammızın buyuk rolü oldu Akademık eğıtımın, kıtada bır ışe yaramadığını duşunmeme rağmen, derslerde gorduğûmüz "Beyin Fırtınası"nın (Bram Stormıng) teknıgını uyguladık Yanı mevcut sorunun çozumü ıçın, saçma olanlar da dahıl olmak uzere, bütûn çözûm yollannı ortaya koyduk ve bu çözûm yollannı da bırleştırerek en uygun çozûme ulaşmaya çalıştık Gerçekte bunun adının ne olduğunun, bızım ıçın hıç bır önemı yoktu Bızım ıçın önemlı olan 'milisler' sorunu ve bu sorunun çozümuydu Ilk hedefımız köydü Ilk aşamada dağ yapan müteahhıt, örgütûn adamıydı ve daha kopruyu ınşa ederken ayağına antı-tank mayınlan doşemıştı Hem devletten parasmı almış hem de PKJC ıçın en etkılı eylemlerden bınnı yapmıştı Güneydoğu'dakı mücadelenın zorluğu ve nezaketı ışte burada yatıyor Tam bır akıl ve sınır harbı Aklı ve sının sağlam olan mucadeleyı kazanıyor Ben de bu köyle mucadelem esnasında sınırlenmı denedım Çevremde olup bıten tum bu oyunlan oğrendıkten sonra, aptal yenne konmayı bıle kabullenıp kımseye ceza vennedım Sadece tahmın ettığımden daha büyuk bır zorlukla ve ıhanetle karşı karşıya olduğumuzu anladım Bu da benım her zaman daha ıhtıyatlı ve dıkkath olmamı sağladı Karakolda yaptığım ıkmcı ış ıse, benden once bolgede yapılan temel hatalan tespıt etmek ve bunlan mumkun olduğunca gıdermek oldu. Yenı \e bulunduğumuz bölgeye has bır stratejı çızmeye karar verdım Astlanmla hep bırlıkte oturduk ve ne yapmamız, nasıl yapmamız gerektığını tartıştık Onumuze çıkabılecek muhtemel engeller ve bunlann çozüm yollannı araştınp planlanmızı gelıştırdık KJasık ve rutın tım görevlenne ve kurallanna saplanıp kalmadık Bunda da, PKK ıle kadrosundakı teronstlerle uğraşmak yenne koyluyü kazanmaya karar v erdık Okuldakı derslerde bır hocamız sık sık Mao Zhetung'un "GerUla suda yüzen balıkür. Onu yok etmek için suyu kurutmak gerekir" sozunu hatırlatır ve bu suyun ona destek veren halk kesımı olduğunu soylerdı Terorle mücadelede başan ıçın halk ıle orgütun bağlantısının kesılmesı gerektığını tekrarlar dururdu Bu saptamamn ne kadar doğru olduğunu ıse bölgedekı görevımız esnasında öğrendık Bolgede örgûte destek veren köyler boşaltıldığı ıçın terönstler de kendılenne yardım edecek kımse bulamıyordu Aç ve ıstıhbaratsız kalıyorlar, dolayısı ıle eylem gûçlennı kaybedıyorlardı Eylemsızhk ıse örgût ıçın en büyûk darbeydı Bolgede ınsan haklan sadece köylüler ıçın değıl, hıç kımse ıçın yoktur Yanı, ne öğretmenler ıçın, ne savcılar, ne pohsler, ne askerler, ne de halk ıçın, kımse ıçın, ama hıç kımse ıçın ınsan haklan söz konusu değıldır Terörûn şartlan, her turlü ınsanca unsuru. her tûrlu ınsanı hakkı, burada yaşayan, yaşamak zorunda olan herkesın elınden almıştır Boşaltılan köylen omek gostererek, artık herkesın kendı yolunu seçmek zorunda olduğunu soylemeye başladık Işte bu ortamda yaptığımız plana göre, önce koyûn mılıtanlarla fiılı ırtıbatını kesecektik. Daha sonra da milislerle örgut arasındakı ırtıbatı ortadan kaldırarak koyu tamamen orgut faalıyetrnden ızole edecektık Daha once yapılan hatalı yaklaşımı terk ederek koylulere. eğer köye teronst gelırse kendılenne ıstedıklen her şeyı vermelennı soyledım Bundan dolayı kendılenne bır şey yapmayacağımızı, kove teronst gırebılıyorsa, bunun bızım suçumuz olduğunu soyleyerek köye karşı ıyı nıyetımızı gösterdık Bazı geceler, köyde en guvenmedığımız adamlann ev ınde kaldım Kaçakçılardan ele geçırdığımız bebek mamalannı savcılığa göndermek yenne. koyun okulunda fakır çocuklara dağıttık Kuzey Irak'a yardım götûren Kızılay'dan bu köy ıçın yardım sağladık Koylulere de sûreklı olarak, orgute yardım edenlen bıldığımızı ve bu yoldan dönmedıklen takdırde başlanna gelecekJerden kendılennın sorumlu olacağını soyledım Bu şekılde, sabırla mılıslenn düzelmesını bekledık Bır yandan da kuçuk bır tımle koyun cıvannda, karakola hıç uğramadan uç gün boyunca dolaştık, pusuya yattık Bazen de kasıtlı olarak gorunerek hedef varmış gıbı ateş ettık Amacımız. köyun çevresınde tımlenn sureklı dolaştığı ızlenımını vererek koye gelmelennı onlemektı Çünku, zorunlu olmadıkça askerlenn dolaştığını bıldıklen arazıyı kullanmazlar Bu yaptıgımız hareketın pek guvenh olduğunu da soyleyemem Takvıye alamayacak bır mesafede hareket etmemız kurallara aykınydı Ama bu nskı goze almak zorundaydık En guvendığım şey ıse karakoiumun basılacağını, en az bırkaç gun onceden oğrenebılecek bır haber ağı kurmuş olmamdı Planın bınncı kısmını bu şekılde tamamladıktan sonra mılısler ûzennde çalışmaya başladık El altından mılıslenn de duyabıleceğı şekılde, tımlenn arazıde dolaştığı haberlennı yaymaya başladık Bu asılsız haberlenn olumlu etkılennı de takıp edıyorduk Orgutûn dağ kadrosuna gondenlen son talımatlarda, "Milislerle ilişkilerde dıkkatlı olunması ve guvenılır mılıslerv dahı dikkat edilmesi gerektiği" belırtılıyordu PKK tarafından çok guvenılen bır mılısın, orgut kampından aynlmasından ıkı saat sonra, bu gızlı kampa hava harekâtı yapılması, orgütun mılıslere olan guvenını sarsmıştı Bu bızım ışımızı daha da kolaylaştırdı Aynca mılısler arasındakı rekabet ve kıskançlık, orgute daha yakın olma, bolge sorumlusunun adamı olma gıbı basıt zaafıyetlen de onlan çozmemızde yardımcı oldu Once koydekı en etkılı lıder konumundakı altı mılısı tespıt ettık Tam bu sırada orgut, mılıslenn askerlerle ırtıbatını yasakladı Bu da bızım ıçın bulunmaz fırsat oldu Bızı aptal yenne koymaya çalışan bu adamlara sonunda derslennı verecektık Tespıt ettığımız bu altı mılısın her bınne, haftanın değışık gunlennde karakola gelmelen talımatını verdık Her mılıs geldığınde, karakolun ıçınden geçen koy yoluna yakın bır yerde, dığer mılıs ve köylulenn de görebıleceğı şekılde bır yemek masası kurdurduk Sankı koyu bır sohbet havası varmış göruntusu yaratarak, örgutun verdığı talımatı mılıslenn çığnemesını sağladık Asıl darbeyı ıse ertesı gun çıktığımız operasyon sonrasmda vurduk Göstermelık olarak ele geçırdığımız malzemelerden, herkesın bır öncekı gun karakolu zıyaret eden mılısı sorumlu tutacağını bılıyorduk Tam anlamıyla satranç oynuyorduk Aynı oyunu dığer mılıslere de yaptık Kımmı de sahte telsız muhaberesı ıle kendı adarrumızmış gıbı gösterdık Ve sonunda mıhslerle örgütün bağını tamamıyla kestık Bunu da bır çatışmada anladık Zavallı terönst lıderlennden bın bolgeden dokuz ay önce aymlmış bır komutana, telsızden adıyla çağn yapınca kahkaha attığımı hatırhyorum Örgüt, bu bolgede uzun suredır milislerle gorüşüp ıstıhbarat alamıyordu Boylece, nsklenne rağmen çızdığımız stratejı başanlı oldu İÎTTÎ 7UFIR.N0KTASIIORAL ÇALIŞLAR PKK'ye yonelık operasyonlar- da yaşamını yıtıren Pıyade Ast- subay Turgay Karaman'ın top- rağa venlışının dunku gazeteler- de yayımlanan haberı acı ven- cıydı Bır yıllık eşının tabutunun yanından ayrılamayan ve ağıt yakan Songül Karaman'ın fo- toğraflanna bakıp dennden sar- sılmamak mumkun değıl Buyuk şehırierde oturup Gu- neydoğu da neler olup bıttığını dennlemesıne anlamak çok zor Orası bır can pazarı, orada bu- yuk dramlar yaşanıyor Kendımı zaman zaman orada savaşan askerlerın yerıne koyu- yorum Nereden geleceğı bılın- meyen bır saldırının golgesınde yaşamak nasıl bır duygu olabı- lır? Olumle koyun koyuna yaşa- yan bu ınsanlann eşlen, çocuk- ları annelen, babaları ve yakın- ları kımbılır neler hıssedıyorlar'? Kım, çocuğunu ve en sevdığı variığını seve seve olume gon- derebılır? Hangı asker, yanında arkadaşları yaralanırken ve olur- ken bu olaya soğukkanlı baka- Ölüm Sussun, Yaşam Konuşsun... bılır? Guneydoğu'dayanan ateş hepımızın yureğını dağlıyor Ge- çenlerde gazetelerde bır haber vardı Ikı yakın akraba çocuğun- dan bırısı askerde PKK'ye karşı savaşırken yaşamını yıtınyor, dı- ğerı ıse PKK saflannda çarpışır- ken olduruluyor ikı kız kardeş, ı- kı ayn cephede yaşamlannı yıtı- ren çocuklarının acısıyla bırbırle- rıne sarılmış, ağlıyorlardı Asıl sorun bu noktadan sonra başlıyor Savaş acımasız, savaş yurek yakıcı Savaşın ıçınde ma- kul olmak çok guç Savaş, aynı zamanda somuruye en açık ko- nu "Vatan, mıllet, Sakarya" edebıyatı en çok bu alanda ya- pılır ve sesı fazla çıkan, dığerle- rını rahatlıkla susturabılır Boyle konularda tartışmak ve fıkır yu- rutmek tehlıkelı bır hale gelebı- lır Işte bu nedenle savaş varken barıştan soz etmek nsklı bır ış "Bız orada savaşıyoruz, sız rahat koltuklannızda banştan söz edı- yorsunuz. Sızın yureğınız yan- mıyorkı" dıyebılırler Dıyenlerde var zaten Ben savaşın acısını yureğımde duyuyorum Bu sa- vaştan Turkıye'nın de benım de hıç bır çıkanm yok Savaşı so- murenlerden de hoşlanmıyo- rum Kımısının maddı, kımısının manevı çıkan olduğunu-duşunu- yorum Savaş, ulkemı ve ınsanlanmı yıkıma surukluyor Bu yıkımdan ıktıdar ve para elde edenler ol- duğunu da bılıyorum Doğru olan, savaştan çıkar sağlama- yanlann bırteşmesı Burada taraflar onemlı değıl Kım zarar goruyorsa, savaşta yaşamını yıtıren askenn, PKK'lı- nın, anası babası dahıl hep bır- lıkte bır çozum uretmek zorun- dayız Ulkemızın yıllık butçesı- nın uçte bınnın buraya yatınlma- sından zarar goren yoksullar, zengınler, Turk, Kurt hep bırlıkte bır çozum uretmekle yukumlu- yuz Asker cenazelerının ulkuculer tarafından somurulmesının ça- resı, solculann bu cenazelere sahıp çıkması olabılır mı? Cena- ze uzennden sıyaset yapılamaz Yaprtsa yapılsa şovenıst somu- ru yapılır Solculann, demokrat- lann, banş ısteyen herkesın, elın- de sılah olanlar kadar cesur ol- ması gerekır Ancak o zaman bır yerlere doğru yol alabılırız Bu sorunun, butun dığer so- runlann da uzennı orttuğunu ve gerı plana ıttığını unutmamak gerekır Ömeğın, gelır dağılımında or- taya çıkan buyuk uçurumu tar- tışmanın bıle bır anlamı kalmı- yor Savaş, ulkede normal yaşa- mı ezıyor, mafya yasalannın hâ- kım olduğu yenı bır duzen yara- tıyor Olmek ve oldurmek ola- ğanlaşıyor Yurttaş, hakkını nor- mal yoldan aramayı adım adım terk edıyor Bu manzaradan hepımız şıkâ- yet edıyoruz Ama nedenlerı uzenne kafa yormuyoruz Yor- sak bıle duşunduklenmızı soyle- meye cesaret edemıyoruz Kor- kak, sınık, fikırlerını soyleyeme- yen ınsanlann oluşturduğu bır topluma* donuşuyoruz Faılı meçhul cınayetler, yargısız ınfaz- lar, duşuncelen nedenıyle mu- halıf saflarda yer alanların, mah- keme mahkeme, cezaevı ceza- evı surundurulmesı, o ınsanlar- dan çok toplumun sessız ço- ğunluğunu ezıyor, onlan kışılık- sızleştınyor Bır tarafın konuşup, dığer ta- rafın her turlu araçla susturuldu- ğu bır atmosferde nereye gıde- bılınz kı? Benı en çok sırtını bır guce dayayarak kabadayılık ya- panlann kazandığı ustunluk uzu- yor En tehlıkelı olan bu Ölumun susup yaşamın ko- nuştuğu bır ulkeyı ozluyorum CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Aydınlanmanın Ateşböcekleri: Amatör Dergiler Dergı çıkarmak bır tutkudur Ortak duşunce ve duyarlıklan olan genç ınsanlann seslennı duyur- mak ıçın bırdergıde buluşmalan, urunlenn ayn ay- n kıtaplarda yayımlanmasından daha az bencılce, daha anlamlı ve çok daha gelıştıncı bır çabadır Bu çabanın ozunde ozverı ve amatorluk vardır Boy- le olduğu ıçın de, genellıkle edebıyat, ozellıkle de şııryoğunluklu bu dergiler, edebıyatın vıcdanı, ay- dınlanmanın sonmeyen ateşıdırler Bır sonup bır yanan ateşboceklen gıbı, zıfin karanlık gecelerde de, mınık ışıklanyla varlıklannı duyururlar Ama- tor ve naıf kalmanın, saflığın ve acemılığın hıç son- memesı gereken ateşıdır bu . ••• Okunmak, ılgı gormek dışında hıçbır karşılık beklemeksızın her ay kapımızı çalan, posta kutu- lanmızda elımıze ulaşan bu dergılenn her bın, eğer olanaklıysa kendı masraflarını çıkarabılmekten başka hıçbır maddı beklentısı olamayacak nıce emeklenn urunudur Bunu, benım gıbı amator der- giler yayımlamış olanlar çok ıyı bılır Bu yazımda, çoktandır yapmak ıstedığım bır şeyı gerçekleştır- mek, ulkemızde yayımlanan amator edebıyat der- gılennın elıme geçenlennden bırkaç satırla da ol- sa soz etmek, yazışma adreslennı okurlanma du- yurmak ıstıyorum • • • Ankara'da yayımlanan "Edebıyat ve Eleştın", "amator" nıtelığıne (bır kurum, bıryayınevı vb der- gısı olmayışına) karşın, ıçenğıyle ve bıçımıyle dı- yebılınm kı ulkemızın gelmış geçmış en seçkın edebıyat dergılennden bındır Özelhkle edebıyat- sanat eleştınsı turundekı urunlenyle, butun sanat- severlenn ılgısını hak etmektedır (Yazışma adre- sı, A. Yıldız, GMK Bulvan Fevzı Çakmak Sok (2) 36/12 Kızılay - Ankara) Istanbul'da yayımlanan "Goçebe" (H. Öztop- rak, Cağaloğlu Çatalçeşme Sok 19/2) yıne Istan- bul'da yayımlanan "Düşler" (A. Özer, Zeynep Sul- tan Camıı Sok 21 Cağaloğlu) tıpkı "Edebıyat ve Eleştın"gıbı, egemen sanat anlayışlan karşısında kendı ozgun tavırlarını koyuşlanyla da aynı ılgıyı hak etmektedırler "Yen; Bıçem" (R. Dara, PK 68, 16371 Uluca- mı-Bursa), "Insan" (H. Cahrt Kerse, Akdenız Sa- natevı, Ataturk Cad 1302 Sok Antalya), "Morca" (Antalya Sanatçılar Derneğı Sanat ve Çevre Bah- çesı, 07100 Kalekapısı, Antalya) "Dıze"(V. Çolak, Tel 0 232 - 366 57 07, Izmır) bana ulaşan "ama- tor" edebıyat dergılennın, tum edebıyat severlere ızlemelennı onerebıleceklenmden bırkaç tanesı- dır ••• TOMER Trabzon şubesının zarrf yonetıcısı Yük- sel Koçak yonetımınde yayımlanan "TÖMER" dil ve edebıyat dergısı bana amator dergı tadını en çok duyuran yayınlardandır Bu dergıde, bır bılgş ve şaır olan Kenan Sanalioğlu'nun ozdeyış ve çe- vınlerını ayn bır ılgıyle ızlıyorum (Y Koçak, Muf- tu Camıı Sok 18, Batpazan, Trabzon) Bursa'da yayımlanan "Mozaık" (A.C. Akyol, Darmstaat Cad 4/A Bursa), Çorum'da yayımlanan "Yazılıka- ya" (M. Yolpazar, 2 Gazı Sok 4/E Çorum), Mer- sın Şaır ve Yazaıiar Derneğı yayını olan "Makı" (Ş. Turan, Uray Cad 59/B Mersın), Balıkesır'de ya- yımlanan "Yaklaşım" (I. Oluklu, PK 11,10100 Ba- lıkesır) desteklenmesı, yaşatılması gereken, yore- sel edebıyat dergılendır • • • Bu yazıda son olarak ıkı gençlık, daha doğrusu "oğrencı" dergısınden soz etmek ıstıyorum Özel Tarsus Lısesı oğrencılerının unjnu olan "Duşun", ıçenğıyle de bıçımıyle de ancak "olağanüstu" so- zuyle nıtelenebılır (Kalburcu Yolu, TEV Özel Fen üsesı, PK 148 Tarsus) Saınt Benoıt üsesı Felse- fe Kulubu'nun yayını olan "Felsefe"dergısının he- nuz ergenlık çağındakı yayıncı ve yazarlan arasın- dan geleceğın buyuk duşunurierının çıkacağını soylemek ıse kehanet sayılmamalıdır Dergının Ekım-Kasım 1997 tanhlı son sayısındakı çok genç yazarlardan Ferhat Taylan'ın "Yenı" adlı yazısın- dan "Cep telefonları, fakslar ve E-Maıl'ler, bızle- n her zamankınden daha fazla uzaklaştırdı bırbı- nmızden Sanal zevkler almaya başladık ve be- denlenmızı bıryana bıraktık, doğaya kapattıkpen- cerelenmızı, bılgısayar oynuyoruz Bu noktada bızım çabamız, geçmışten gunumüze uzanan ve bugünumuzü vareden her şeyı, ret veya kabul et- meyerek sorgulamak, en azından dennlemesıne sorguladıktan sonra karar vermek olacak Gele- ceğe 'yenı'n/n umudunu taşıyabılmeyı amaçlıyo- ruz bu yenı hareketle yenı hareketımtze yenı ka- tılımlar beklıyoruz " Tum okurlanma "hararetle" salık vereceğım bu değerlı dergı ıçın yazışma adresı "Saınt Benoıt Felsefe Kulubu Dergısı, Saınt Benoıt bsesı Kara- koy - Istanbul) Ecevit:Devletin yıkümtızJığı kamtkmdı ZİYAAKSOY DtY \RBAKIR- DSP Genel Baş- kanı ve Başbakan Yardımcısı Bu- lentEcevit Cumhunyettanhınde ılk kez 4-5 ay oncesınde devlet bunalı- mının yaşandığını belırterek, soru- nun halkın laık ve demokratık cum- hunyete sahıp çıkmasıy la aşıldığını soyledı Ecevit, "Bu devletin yıkü- mazlığu boylece bir kez daha kanıt- lanmışür" dedı Atatürk'un mustesna bır ınsan ol- duğunu belırten Bulent Ecevit, "Atatürk ölümünden 59 yıl sonra hâlâ anılıyor. Yalmz Turkiye'de bu- giınku kuşaklann degiL Turk Cum- hurivetlerindedeAtaturk,en buyük liderdir" dıye konuştu Ulkede artık rejım tartışmalan yenne ekonomık ve sosyal sorunla- nn, Güneydoğu'nun güvenhk soru- nundan çok, bolgenın nasıl kalkına- cağının tartışıldığına ışaret eden Ecevit, şunlan kaydettı "Bizden onceki hükümetin kötü u> gulamalan yüzunden 3180 köy ve mezra. bolucu terore karşı zorunlu alınması gereken tedbirler yüzun- den terkedilmek zorunda kalınnıış- tır. 370 bin köylu. koylerini terket- mek zorunda kalmıştır. Aynı dö- nemde 2076 okul kapalı, bolgede 7750 oğretmene ihtiyac vardL Bu ek- sikükler nedeniyle 117 bin çocuköğ- renim goremedi. Cumhuriyet döne- minin en tddialıreformunugerçek- leştirerek bu sorunları çozfiyonız. 2000 vılına kadar bolgede 400 yabta okul yapacağız. Sağlık ve oğretmen- lere venlen tazminatlar yuzde 50 ila 276arasında arürdarakpersonel so- runu ortadan kakhnlacak." 8 Yıllık Kesıntısız Temel Eğıtım uygulamasına da değınen Bulent Ecev ıt, kesıntısız eğıtımle ınanç öz- gurluğunun değıl, ınanç somurüsu- nun engellendığını söyledı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle