04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
YÖEKİM1997CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Boran ve Kıvılcımlı anıhyor • İstanbul Haber Servisi - Türkıye İşçi Partisı (TİP) genel başkanlanndan Behice Boran ölümünün 10. yıldönümünde, Türkıye'de sosyalist hareketın öncü isimlerinden Dr. Hikmet Kjvılcımlı ise ölümünün 26. yılında anılıyorlar. Boran. ölümünün 10. yılında bugün Zincirlikuyu Mezarlığı'ndasaat 12.30'da, yann da saat 1'4.00'te Gazetecıler Cemıyeti Konferans Salonu'nda yapılacak toplantıyla anılacak. Kıvılcımlı ise ölümünün 26. yılında, anısına düzenlenen ve konuşmalar. dıa gösterileri, şıır ve müzik dınletilerinden oluşan programla anılacak. Kıvılcımlı anısına düzenlenen etkinlik pazar günü saat 12.00'de Türkiye Gazetecıler Cemiyeti Burhan Felek Toplantı Salonu'nda yapılacak. Bankalar Yasası'na kısmi Iptal • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesı, Hazine Müsteşarlığı'nın bağlı olduğu devlet bakanına, malı bünyesi zayıflayan bankalann yönetıminin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na (TMSF) devredilmesini isteme yetkisi veren düzenlemeleri iptal etti. Dahaönce Türkbank. iptal edilen maddelere dayanılarak TMSF'ye devredilmişti. Istihbaratçıların davası • ANKARA (AA)-Milli Istıhbarat Teşkılatı (MİT) Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür'ün 'TBVİM Susurluk Komısyonu"na ve istanbul DGM'ye verdiğı ıfadelerinde. şahsına yönelik gerçekdışı ve rnesnetsiz ithamlarda bulunarak kişılık haklanna tecavüz ettiği" gerekçesiyle eski Emnıyet Genel Müdürlüğü Istıhbarat Dairesi Başkan Yardımcısı Hanefı Avcı hakkında açtığı 500 milyon liralık manevı tazminat davasına devam edildi. Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen davanın dünkü duruşmasında davacı avukatlanna istedıkJeri süreyi vererek. DGM'ye göndenlen dava dosyasının beklenmesı amacıyla duruşmayı erteledi. Ecevife AB taktiği P AINKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit, 13-16 ekim günlerinde yapacağı Isveç ve Finlandıya gezıleri öncesınde Dışışleri Bakanlığı Müsteşan Büyükelçi Onur Öymen'le bir araya geldi. Oymen, Türki\e'nin Avrupa Birliği fAB) üyeliği için önem taşıyan gezi öncesinde Ecevit'e taktik verdi. Tansu Çiller'in Manisa gezisi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, Manisa ve ilçelenne yaptığı 3 günlük gezinın son durağında, hakkında kapatılma davası açılan RP ye destek \enrken Anayasa Mahkemesi'ni eleştirdi. Öteyandan Konya'dan sonra Manisa gezisınde de Genelkurmay'ın askeri havaalanına ınmesine izin vermediği Tansu Çiller'e vize çiktı. DYP yönetiminin öncekı gün uçuş ıznı içın yaptığı başvuruya olumlu yanıtverildi. Orman Bakanlığı'nm mülkiyetindeki turizm amaçlı sahalaj" Turizm Bakanlığı'na devredildi Ormanlar yağmaya açdıyorANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Turizm mer- kezi ilan edilen SİT alan- lannı yapılaşmaya açma- ya hazırlanan Turizm Ba- kanlığı, Orman Bakanlığı ile imzalanan protokolle orman alanlannı da dev- raldı. Orman Bakanı Er- sin Taranoğlu ile Turizm Bakanı İbrahim Gürdal arasında imzalanan proto- kolle tunzm merkezi ılan edilen orman alanlan üze- nnde işlem yapma hakkı- nı alan Tunzm Bakanlığı. Millı Park ıçindeki devlet ormaru sayılan yerlerde de Millı Parklar ve Av-Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü ile birlikte hareket edecek. Protokol imza törenin- de konuşan Orman Baka- nı Taranoğlu, siyası ya- şamda son 10 yıldır devle- tin küçüleceği, yetkilerin dağıtılacağı yönünde söy- lemlerin yer almasına kar- şın, bunun şımdiye kadar gerçekleştirilemediğini kaydetti. Protokol ile turizm amaçlı alanlann tahsısin- de yaşanan çift başlıhğa son verileceğini anlatan Taranoğlu, şöyle devam etti: "Turizm Bakanlığı tu- rizm. Orman Bakardığıda ormancılık yapacaktir. Orman Bakanuğfnın gö- revi turizm değildir. Bu protokol ile bakanlığımın mülkivetindeolan turizme açılabilecek verlerin tahsi- sini dev rvdivoruz. Bundan mutluluk duyuyor, endişe- lenmiyonız. Tahsis edilen alanlann mik- tarlanndan daha fazlasını ağaçlandırma şartını getirerek, orman variıgının azal- madan devamını sağlamış oluyonız." Taranoğlu, kurulacak işletmelerden. orman köylerinde kullanılmak üzere alı- nacak paranın, yol, su. okul ve sağlık te- sısi yatınmlanna yönlendirileceğini kay- detti. Taranoğlu, "Dolayısıyla sahillerde ru- ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART rizm yatınmı yapılırken, bu yörede bulu- nan köylerin de yatmmlardan pay alma- sının sağlanması lazım. Böylece sosyal adalet duygusu güçlendirilecek. Köy-kent çatışmasında bir balans unsuru olacaktır. Bu 55. hükümetin devleti küçültmek, yet- kileri dcvretmck için bir başlangıcı ola- caktır" görüşünü dile getirdi. Turizm Bakanı Gürdal, Türkıye'nin yatak kapasıtesinin 1 milyona ulaşacağı- nı. 21. yüzyıhn "sunma yılT olacagını belirtirken yapılan işlemi "muhafaza pro- tokolü" olarak değerlendirdi. Protokole göre. turizm alanı ilan edi- len ormanlarda alan tahsisi başvurulan doğrudan Turizm Bakanlığf na yapılacak ve bakanlıkça sonuçlandınlacak. Ulusal ve doğal parklar ıçinde kalan orman alanlanndaki planlama çalışma- lan Millı Parklar ve Av-Yaban Hayatı Ge- nel Müdürlüğü ile Tunzm Bakanlığfnca ortaklaşa gerçekleştirilecek. Planla- nn tahsis öncesınde Orman Genel Müdürlüğü'ne veril- mesi koşulu getirilirken bu alanlardaki tahsis başvuru- lannın yine Turizm Bakan- lığı'na yapılması öngörül- dü. Protokole göre, turizm merkezi dışında kalan or- man alanlannın tahsis baş- vurulan doğrudan Orman Genel Müdürlüğü'ne yapı- lacak. Orman Genel Mü- dürlüğü'nün değerlendir- mesi sonucu bu yörlerin tu- rizm amaçlı yatınmlar için tahsisinde sakınca görül- mezse başvurular uygun görüşle Turizm Bakanlı- ğı'na gönderilecek. Alanlann turizme açıla- bilmesi için gereken plan ve onanmlan Turizm Ba- kanlığı gerçekleştirecek. Protokolle, yataklı ko- naklama tesisi yapılacak orman alanlannın her 100 metrekaresi için: yataklı ol- mayan tesislerin de her 1000 merrekaresi için 1 de- karlık alanın ağaçlandınl- ması ya da Onnan Bakan- lığı'nca belirlenecek ağaç- landırma bedelinın 1 defa- ya özgü olmak üzere Ağaç- landırma ve Erozyon Kont-. rolü Genel Müdürlüğü he- sabına yatınlması koşulu getirildi. Orman alanlannın yatı- nma açılması için izin aşa- masında, Turizm Bakanlı- ğı'nca belirlenen toplam yatınm bedelinin binde 5'i Orman Genel Müdürlüğü'ne. binde 3'ü Orman ve Köyişlen Genel Müdürlü- ğü'ne, yüzde 2'si de Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğü'ne verilecek. Turizm işletme belgesi aldığı tarihten itibaren de işletmelerin toplam hasılatla- nnın yüzde l'ı yangınla mücadele için, yüzde 2'si de gelır payı olarak Orman Ba- kanlığı'nca tahsil edilecek. Bolivya dağlarında şosyalizm mücadelesinde öldürülüşünün 30. yılında etkinliklerle anıldı 'Che Ölmedi, devrim bitmedi'Haber Merkezi -Küba Devnmı'nin mımarlann- dan, efsanevi gerilla Er- nesto Che Guevara. Bo- livya dağlannda katledili- şinin 30. yıldönümünde Türkiye'de de düzenlenen etkinliklerle anıldı. Istan- bul'da 68Tiler Birliği Vak- fi'nın düzenledıği gecede Che'nin öldürüldüğü an- da ölümsüzleştiği belirtı- lerek. emperyalizmın elinde can çekişen dünya- nın bugün Che'ye her za- mankinden daha çok ihti- yaç duyduğu vurgulandı. Atatürk Kültür Merke- zi'nde önceki akşam ger- çekleştırilen anma gecesi- ne aralannda CHP tstan- bul Mılletvekili Ahmet Güryüz Ketenci, CHP istanbul 11 Başkanı Mehmet Ah" Özpolat CHP Esenyurt Bele- diye Başkanı GürbüzÇapan. RuhiSu'nun eşi Sıdıka Su. Türkiye'nin ilk Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücelin kızı Canan Yü- ceL sanatçı Suavi ve Berhan Şimşek'ın de bulunduğu çok sayıda aydın katıldı. Küba lideri Fidel Castro'yla Che'nin de ıçinde bulunduğu Küba görüntülerinden oluşan fılm ve dia gösterisi yapıldığı gecede Kü- ba Büyükelçisi Jorge Castro Benitez yaptı- ğı konuşmasında 68'lilerin Che'yi anma- sından büyük mutluluk duyduğunu belır- terek. "Sizin varhğınız bizim savaşunız için Orhan Aydın'ın sunduğu gece Che için bir dakika alkışlı savgı duruşuyla başladı. Cahit Berkay geceye gitanyla katıldı. (HATlCE TUNCER) çokönemli" dedi. Benitez, emperyalistle- rin ambargolanyla mücadele eden Kü- ba'nın ve dünyanın Che'ye bugün çok da- ha fazla ihtiyacı olduğunu vurgulayarak şunlan söyledi: u 1989 yıhnın sonunda Küba düşmanla- n bir kampanya başlatn. Sovyetier vıkılın- ca onun yavrusu Küba da yıkıhr, dediler. A- ma bu gecen 8 yıl içinde düşman ne kadar güçlü idi> se bizim de inancımızo kadar güç- lüvdü. Hiçbir ekmek parçası değerlerüniz- den daha önemli değildir." Gazetemiz yazan hhan Selçuk da Che'yi "kuşaktan kuşağa geçecek bir me- şalevi hepimizin eline verenbir kahraman" olarak tanımladı. Selçuk, son zamanlarda kapitalistlerin Che'yi bir meta halıne dö- nüştürüp satışa çıkarmış olmalanna deği- nerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Eğer kapitalistler arnk CheŞi kendile- rine bir tehUke olarak görmüyorlarsa çok \anılıyorlar. Çünkü dünyada43 milyar ezi- len insan var. Artık öyle bir noktaya gelin- di Id kapitalistler.kendi yarattıklan yeni dünya düzeninden korkar hak geldiler. Tıp- kı sadrazamın padişahını "Aman efendim, halk çok güç durumda. başımıza felaketler gelebılir' diyeuy^rmasıgibiBirleşmişMil- letler de sürekli felaket raporian yayımlryor. Bu nedenle kapitalistier sosv alisrJerden hâ- lâ korkmaya devam etmelidirler." Ankara"dada. Sosyalist İşçi Partisı. Öz- gürlük ve Dayanışma Partisı ile Anadolu Halklan Dayanışma Komitesı'nden yakla- şık 100 kişilik grup dün saat 12.30'da Gü- \enpark'ta toplanarak Che Guevara'yı an- dı. Adana'da ise ÖDP ll Başkanı Mehmet Beyaztaş. yaptığı açıklamada sınıfsız. sö- mürüsüz sosyalist bir dünya özlemi için çı- karsızca mücadele eden Che Guevara'nın devrimcilerin ve direnişin simgesi haline geldiğini söyledi. IRMIKI AYDIN ENGİN Tam on uzun ve zorlu yıl geç- ti aradan. Gene bir 10 Ekim'di. 1987'nin 10 Ekimi. Belçika'nın başkentinden Avrupa'nın baş- kentine yükselmiş renksiz ve si- lik bir orta Avrupa kentinde. Brüksel'de. Yağmur yağıyordu? Yoksa yağmıyor muydu? Demek on yılda bu kadar silikleşti anılar! Ama gökyüzü kalın kül rengi bulutlarla kaplıydı ve pusluydu. Brüksel'in yan yana Türk bak- kallannın, dönercilerin ve lah- macunculann sıralandığı cad- desinde cigaralanmızı ısınr gibi içerken dükkânın önünü süpü- ren bir çırak sordu: - Kimin cenazesi bu abi? Kim ölmüş? - Behice Boran! -Okim? Sahi o kim? Arkadaşımla bakıştık. Ko- nuşmadan bir kez daha sorduk birbirimize: - Sahı kimdi o? Caddeye açılan dar kapıdan Bir Öksüzün Kederidir... girilen avluda sessizce dikilen adamlar ve kadınlar... Salonda- ki konuşmalar avluya yansıyor. Birileri konuşuyor. Onunla "di- dişmiş", onunla politik "pazar- lıklar" yapmış birileri konuşu- yor. Basmakalıp, duygusuz, he- saplı cümleler avluya yansıyor. Sahi o kimdi? Anne? Abla? Öğretmen? Başöğretmen? Yoldaş? Arka- daş? Salonda "sosyalistprotokol" kottuklara kurulmuş. Sahnede "sosyalist protokolün süzme- leri" yan yana sıralanmış... Boşver. Yürü sen. Arkada- şınla yan yana yürü. Elinde bir karanfıl, tabutunun önüne gel. Karanfili sessizce bıraktabutun üstüne. Yumuşacık. Incinme- sin. Dur orda. Bir kez daha bak ona. Soruyu yinele: Sahi kimdi o? Bırak anılar bildikleri gibi aksın- lar... Izmit'te bir salonda, tıklım tıklım bir salonda onu dinliyor- sun. Kalın dudaklannı uzatarak, ders verir gibi konuşuyor: - ...sömürü bir acıma, bir merhamet sözcüğü değil bir kavramdır Marksizmde. Sorun iyipatron, kötüpatron değil. Is- terseniz sömürü demeyin. Ya- ratılan değere el koyma deyin... Ah! Bir salak, bir çapsız "çok bilmiş" yanındakilere dönüp muhalefet yapıyor: - Ne diyo lan bu? Opörtünis- te bak be. Sömürü demeyin di- yorbe. lyi patron diyorbe... lyi tamam, söv sövebildiğın- ce. Ama bırak anılar bildikleri gibi aksın. Bursa'da (1965 miydi?) Tay- yare Sineması'nın sahnesinin arkasında kalın kumaştan gri eteğini çıkarmış, etek yerine beline bir masa örtüsıi sarmış, bir kötü masanın üstünde ete- ğini ütülüyor öğretmenim. Kar gibi beyaz bluzu ve ütü- lü eteğiyle sahnenin önünde şimdi. Kalın dudaklan gene öne uzadı. Başladı: - Işçiler, köylüler, emekçiler, bu memleketin en yiğit, en fe- dakârevlatlan... Bırak anılar bildikleri gibi ak- sın... Gece yansı baskını derler bu- na. Kötü yakalandık. Şarap şi- şelerini, turşu, peynir ve helva sarılı kâğıtları ortadan kaldıra- madık bile. - Hayır, camide rakı içen imamla karşılaştırmıyorum sizi. Onunki Tann korkusundan fi- lan. Ben parti saygısından söz ediyorum. Partide şarap içil- mez. Gece yansı da olsa, kim- selerolmasa da içilmez. Yıkılın, gözüm görmesin sizi... Af dilesek? Birbirimize tutu- nup, odaya girsek. Topluca af dilesek? - Gözüm görmesin sizi de- dim. Sen Beyoğlu'nda, sen Üs- küdar'da, sen Sanye?de çalı- şacaksın. Tam üç ay. Gidin ça- lışın. Ceza değil. Kendinizi ka- nıtlaym. Kararsonra... Kekeme Altay? Bambino Münir? Arap Atila? Kel Ay- dın? Umbor Memet? Doktor Emin? Hangimizdi arsız arsız sırıtan? Ona duyurmadan öte- kilere fısıldayan: - Yırttık lan. Üç ay sürgünle kurtardık... • • • Tam on uzun ve zorlu yıl geçmiş aradan. Anne, abla, öğ- retmen, başöğretmen, yoldaş, arkadaş bizi öksüz bırakalı tam on yıl olmuş... Bu yazı bir öksüzün kederin- den ibaret... POLİTİKA GUNLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Edi ile Büdü... Edi ile Büdü karşılıklı oturmuşlar 'RP'nin dününü, bugününü tartışıyorlar... Tkisi de RP sofrasına oturmuş, bir güzel midele- rini doldurmuşlar. Büdü, fazla kaçırmış olmalı kı, ara- dan yedi sekiz saat geçtiği halde geğiriyor ekranda... Her ikisinin de ozelliğı yalakalık yapmak... Baktım bu konuda hayli başarılılar... Son günlerde takkelı ve takkesiz liboşlar "de- mokrasi" üzerine ahkâm kesiyorlar... Bir yandan Çiller'ı yere göğe koymayanlar öte yandan Erbakan'ın ıbriğini taşıyanlar koro halinde haykırıyorlar: "Biz demokrasi, düşünce ve vicdan hürhyeti is- tiyoruz..." Camileri Hizbullah ve İBDA-C'nin karargâh mer- kezine dönüştürenler, bu arada Cumhurbaşkanı Sü- leyman Demirel'e de ateş puskürüyorlar... Önce RP Genel Başkan Yardımcısı güler yüzlü Abdullah Gül'ü dinleyelim: "Bu hükümetin (ANASOL-D) icraatlannı iki sınıf- ta toplamak istıyorum. Bunlardan birisi demokrasi- nin askıya alınması, hürriyetlerin sınırlandınlması, Türkiye'ye ve Türk halkına dar bir elbisenın giydiril- meye çalışılması..." RP Genel Başkanı Necmettın Erbakan da gaze- tecilere verdiğı öğle yemeği sonrası bakın ne diyor- du: "Biz demokrasi ve insan haklarından yanayız..." Ne denır. sevsinler seni! Mehmet Ağar ve Sedat Bucak'ın fezlekelerini 65 gün masasının üzennde tutan Erbakan Hoca ki- mi kandınyor acaba? Hoca, muhalefete düşüp, sıkıştığı zaman hep böylekonuşur... Bakın burada amaç kendılerinın ayakta kalabil- mesi... Susurluk kazasından sonra ortaya çıkan devlet içinde örgutlü çeteleri koruyup kollayan kimlerdir? O tarihte Adalet Bakanı Şevket Kazan değil mıdir? Şimdi soruyoruz: "Sürekli Aydmlık İçin Bir Dakika Karanlık eylemi- ne 'fasa fıso' diyen kimler? Geceleri eylem yapan insanlarla 'gulu gulu dansı yapıyoriar' diye dalgage- çen kimler?.." • • • RP'nin yayın organı Milli Gazete, Cumhurbaşka- nı Demirel'in şu sözlerine tepkı gösteriyor: "Bugün terörün Suriye'den destek aldığını bili- yoruz. Eğer Müslüman iseler bu desteği vermesin- ler..." Şimdi Milli Gazete'nin başyazısına bir göz atalım: "Sayın Demırel Suriye'de teröre destek veren resmi iradenin Müslümanlıkla alakasının olmadığı- nı bilmiyor mu? Biz bu ulkede altı aydır neyi tartışı- yoruz? Yaklaşık kırk yıldır Türk siyasetinin içinde olan Demirel hiç değilse ahir ömründe bu ülkenin hayn- na olacak bir çızgi takip etmelidir. Suriye 'deki mez- hepçi dayatmayı da, bölgenin diğer birçok ülkesin- deki başka temellere dayalı diktatörlükleri de elbet- te en iyi bilenlerin başında Demirel gelir. Ve Demirel çok iyi bilir ki, Türkiye'mizi bölge ül- kelehnin bu çağdışı yönetim tarzından ayıracak en önemli siyasal kurumumuz Refah Partisı 'dir. Ülkemiz siyasal olarak da, ekonomik olarak da Milli Görüşzihniyetine muhtaçtır. Halbukı o, ülkemi- zin muhtaç olduğu bu zihniyeti engellemeye çalışari bir siyaset adamı olarak hafızalarda kalacaktır. De- mirel üç ay içinde enflasyonu yüzde 87'den 77'ye indirme başansı gösteren bir hükümete takoz olur- ken, bugün aynı süre içerisınde enflasyonu yüzde 77'den yüzde 90'a çıkarmış bir başka hükümetten mucize bekliyor. Olmaz. Refah, ekonomideyakaladığı bu üstün kaliteyi in- san hakları ve özgüriükler konusunda dayakalama- yı gaye edinmişti." • • • Bana kalırsa Refah Partisi hep muhalefette kal- malı... Necmettin Erbakan'dan Temel Karamollaoğ- lu'na, Şevket Kazan'dan Oğuzhan Asiltürk'e dek hepsi birer demokrasi kahramanı maşallah! Daha düne dek "Biz demokrat değil Müslüma- nız" diyenler, Sıvas'ta insanlarımızı dıri dıri yakanla- n savunanlar bugün demokrasiden, insan hakların- dan söz edebilıyorlar... Üstelik RP sapına kadar laik, Atatürkçü ve üste- lik demokratik bir parti kimliğinde... Cami çıkışlannda İBDA-C ve Hizbullah milıtanla- nnın gösterileri neyin nesi acaba? O gösteriler demokratik bir eylem türü(!) Inanç özgürlüğü ve eğitimde fırsat eşitliği için ya- pılan demokratik gösteriler(!) Şu RP'liler bir âlem doğrusu... Demokrasi düşmanları işlerine geldiğinde "de- mokrasi"y\ bir kalkan olarak rahatlıkla kullanıyorlar... Ben televizyondaki Edi ile Büdu'ye bakıyorum. Büdü hiç durmadan geğiriyor!.. Sonra Erbakan Hoca çıkıyor karşımıza... Diyor ki: "Biz demokrasinin ve insan haklarının savunucu- suyuz!" Hani o "Kanlı mı gelirizkansız mı" dedıği günleri çoktan unutmuş, şimdi hepimıze "demokrasi der- s/"veriyor... Hoca biliyor ki, toplum olarak unutkanız... Hoca, aradan sıyrılmaya çalışıyor!.. E. Posta: Hikmet.Cetinkaya(n raksnet.com Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 ÇAĞDAŞ YAYINLARI Hikmet Çetinkaya ŞERİAT PAZARI Fiyatı:500.000TL HİİPPİBmhuriyet Kıtap Kutübü Çağ Pazartama A.Ş. Yaebatatı Cad. Satk«nsâ§öt Sok. No:9/B CağaJoglu-tstanbul Tei:514 01 »5/96 Posta çete CKK666322
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle