Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 OCAK 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYF*
HABERLER
um:ag'a destek
zjyaneti
• ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu)-CHP Kadın
Kollan Başkanı Güldal
Okuducu ve Merkez
Yönetım Kuruiu üyeleri,
Uğur Mumcu Araştırmacı
Gazetecilik Vakfı (um:ag)
Başkanı Güldal Mumcu'ya
destek ziyaretinde
bulundular. Güldal
Okuducu zivarette.
" Susurluk ve Aczmendi
olaylanndaki gelişmeler.
Uğur Mumcu ile yaşanacak
bir dönemde farklı olurdu.
Karanlığın üstünü açmada.
deşıfre etmede en etkıli kışi
Uğur Mumcu olurdu" dedi.
Güldal Mumcu da Uğur
Mumcu'nun olaylan açığa
çıkarmada. bağlantı
kurmada birçok kişiye göre
daha iyi çalıştığını
anımsatarak Lğur
Mumcu'un öldürülmesinin
karanlık bağlantılann
uzantısı olduğunu belirîtı.
Güldal Mumcu "Sizlerin
desteğiyleayakta
duruyoruz" dedi.
Erbakan'a
Gülen sorusu
• ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) - Çankaya
Köşkü'ndeki liderler
zirvesinde gündeme gelen
Milli Istihbarat Teşkilatı
(MİT) raporunda Fethullah
Gülen'in adının geçmesi,
sağ eğilimli basın
organlannın başlamğı
tartışma üzenne ANAP
Manisa Mılletvekilı
Abdullah Akarsu.
Başbakan Necmettin
Erbakan'ın yanıtlaması
istemiyle verdiği soru
önergesınde. "Susurluk
listesine ülkemizin mümtaz
şahsi>etlerden Fethullah
Gülen nasıl girdi" sorusunu
yöneltti. Akarsu.
Erbakan'a. listenin basın
organlanna sızdınlması
hakkında Başbakanlık
bünyesinde bir soruşturma
açılıp açılmadiğinı da
sordu.
Çiller'e 'ebleMik'
nitelemesi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz,
devlerte oluşturulan
yasadışı örgütlenmeler
konusunda dıle getirdiği
görüşlerini PKK söylemine
benzeten DYP Genel
Başkanı Tansu Çiller'e,
"hamakat (aptallık) ve
eblehlik (budalalık)"
nitelemesinde bulundu.
Susurluk skandalındaki
süreci "rezalet" olarak
değerlendiren Yılmaz,
"ltalya'da "Benim üzerime
gelmek, devleti tahrip
etmektir' diyen başbakan.
şu an hapiste" diyerek
kendisini de kapsayan
iddialan gündeme
getirenlen devleti tahrip
etmekle suçlayan Çillere
cezaevi göndermesi yaptı.
Ayukatlara
gözaltının nedeni
• İstanbul Haber Servisi -
Halkın Hukuk Bürosu
avukatlannın. Sabancı
suikastı sanıklanndan
Mustafa Du>ar"ın "Ercan
KartaFın benimle görüşme
talebini avukat Ahmet
Düzgün Y'üksel ile Metin
Narin iletti" sözleri üzerine
gözaltına aindıklan
belirlendi. "K.uryelık
yapt.klan" ddiasıyla büro
avukatlarıncan Metin Narin
hâlâ gözaltırda turulurken
A.hrnet Düzgün Yüksel ise
aran.yor. lstınbul Barosu,
Narin'in gö:altına
alınmasını kınadı.
KISA... KISA...
• Kamuo\unda -
'kıyak
emedilik yaası" olarak
adlaıdınlanve
milbtvekilkrinın
emekliliklernde özel
düzenlemekr getiren yasayı
ipta ettiren.erel mahkeme.
parhmentorun ıptal
hükJmlerin; direnmesini
Örtüü biçirrde eleştirdi.
• Hak-İşv;Özçelik-İş
Senlikası Genel Sekreteri
Recai Başkın, İskenderun
Denir Çelil İşletmesi'nin
y-ılkrdır vapılan tüm
uyanlara nğmen yeterli
ü n k m alınnaması
raecfeniyle şı anda bomba
> iiUü bir gani gibi her an
patamaya iazır durumda
oldığunu snledi.
• Catma ceğer vergisinin
b»ınn önce-Fazine"ye
gırnesıni siilamak
amıcıyla b:vanname verme
v e »deme aresinın 10 gün
ön< alınmamı öngören ve
ek. ergiyeabi mallarda
t>aı«irol uvulanması için
IVldiye Balinlığı'na yetki
•veien yasaasansı. TBMM
Cüeıel Kuruu'nda
de;işiklik upılarak kabul
e d ı d i .
Dini örgütlenmeler, bugünkü mafyaya ya da illegal örgütlere benzeyen yapılar içeriyor
Tarikatlar şeriat aracıHALİL NEBİLER • Kelime anlamı ana yol olan şeriatın kollan. vani caddeler. sokaklar anlamma selen Majımut Efendi'vi ziyaret
tarikat, her zaman siyasetin içinde oldu. Her dönemde siyasetle iç içe olan, siyasete
müdahale eden ve yönlendiren tarikatlar. siyasetin getirdiği nemayı da
değerlendiriyorlar.
islam dünyasında iktıdar
kavgasının kızıştığı 12 ve
14. yüzyıllar arasında. çe-
şitli gruplann iktıdara v ürü-
me araçlan olarak ortaya çıkan tankat ör- res'e destek karşılığında ezanın Arapçaya Parti cephesinde topladığımız bilinmekte-
gütlenmeleri. bugünkü "maf\a" çetelere y a Ç^v nlmcsini. Rısale-i Nurların serbest bıra- dir. şimdi de dağıttığımız bu Risale-i N'uriar
da illegal öraütlere benzeyen yapılar içeri- kılmasını. Avasofya'nın cami yapılmasını savesindekomünizmlevemasonluklasava-
yorlar. " istivordu. Nursi nın 1960'ta doğu illennin şacağız. Müslüman Remokratlanngöstere-
Bütün tarikatlann ortak özellikieri arasın- salılenne gönderdıği mektuptaki şu satırlar. cekleri \ardima inanıvorum."
dazikır(ayin). süluk (çıle). şevh - pirdıder tarikatlann sivasete nasıl etki ettiğini gös- Cumhuriyet döneminde tarikatlann siya-
-önder).derviş(yetışmış-kâmil kişi). mü- terebilıvor: setle iç ıçelığine çok ömek bulunuvor. Ör-y
nt (bağlı - mensupi. silsile (aşama - hıve-
rarşi). kol - şube. adab - erkân (tarikat ıcı
terbiye ve kurallar). tekke (tarikat merkezı).
özel kıyafet ve ortak dıl yer alıyor. Bugün
herhangi bir illegal örgüt veya çetede bu
özellikieri uynen zıkır
(toplantı). süluk-çile (e\-
lem). şeyh - pir (lider - çe-
te reisi). derviş (miiitan).
mürit (vandaş - sempatı-
zan). silsüe (örgüt içi hive-
rarşi). adab - erkân (örgü-
tün kendi kurallan). özel
kıyafet. ortak dil (kod adı.
şifreli haberleşme v s.) ola-
rak görebilıyoruz.
Kelime anlamı ana vol
olan şeriatın kollan. yani
caddeler. sokaklaranlamı-
na gelen tarikat. herzaman
siyasetin ıçinde oldu. Ör-
neğin Osmanlı Imparator-
luğu"nun kuruluş aşama-
sında Bektaşilik ve Mev-
levilik. imparatorluk top-
raklannın Türkleştırilme-
si ve İslamlaştınlması ça-
lışmalannı sultana bağlı
olarak yürütüyorlardı.
Sultan II.' Abdülha-
mid'ııı Şazeli şevhi Mu-
hammed Zafir el-Mede-
ni'ye intisap ertiği. yanı
ona bağlandığı biliniyor.
Bu padişah avnı zamanda
Rıfai şeyhi Ebu'l Hüdaes-
Sayyadi'yi bir danışman
olarak kullanıyordu. Sul-
tan Reşat'ın ise Me\le\i
olduğu \e Kemahlı şevh
Ismail Hakkı'ya bağlı ol-
duğu biliniyor.
Cumhuriyet döneminde
Adnan Menderes, Bavra-
mi şeyhlerınden Akif
Efendi ile sık sık görüşûr-
ken Said-i Nursi ile mek-
tuplaşma \e aracı lar saye-
sinde anlaşıyordu. Saıd-i
Nursi, "İslam kahramanı"
olarak bahsettiği Mende-
"Doğu bftlgesinde komünistliği 60 bin
Nursinin savesinde önlemekteyim. Bu yüz-
den bölgenizde Risale-i Nuriar toplattırıl-
mamalıdır. Nasıl ki Arapça ezanı okuttur-
duk \e bu »a\ede Müslümanlan Demokrat
neğin eski bü\ükelçilcrden \ e Cumhurba^-
kanlığı Genel Sekreterlerinden Fuat Ba\ra-
moğlu. Bayraıni\e tarikatı kurucusu Hacı
Bayranı \"eli sulalesındendir.
Sülevman Demirelin Nak^ıbendi şeyhi
ÇİZMEDEIV YUKARI MUSA KART
ettiği. Necmettin Erba-
kanın Mehmet Zahit Kot-
ku'ya bağlı olduğu biliniyor.
Her dönemde siyasetle iç
ıçe olan. siyasete müdahale
eden ve yönlendiren tarikatlar, siyasetinge-
tirdiği nema\ ı da değerlendirivorlar. Örne-
ğin Işıkçılann elindeki Ihlas Holdıng. Nak-
şilerin bir kolunun kurduğu Hak Yatınm
AŞ. Nurcu Çetınka>a Gıyim Sanayii gibi
örnekler bunun bir göstergesi.
Tarikat holdingleri arasında özellikledik-
kat çeken grup ise Fethullahçılar cemaati.
Fethullah cemaati iki trilyon lira sermayeli
Asya Fınans. lşık Sigona. Zaman gazetesi.
Aksiyon veSızıntı dergileri. SamanyoluT\!
Burç FM \e Mert FM >anı sıra 20 kadarye-
rel radyo. Pierre Cardin tem-
silcilıği gibi şırketlerin yani
sıra 200"ün üzerinde vakıf.
yurtdışındaki şırketleriyle
tam bir imparatorluğa dönüş-
müş durumda.
Vakıfçılık ve pansiyoncu-
luk. vanı öğrencı yurtlan ve
Kuran kurslan ise tarikat hol-
dingcilığinin ön aşaması ola-
rak değerlendiriliyor.
Nemalanma konusunda
zaman zaman saldırganlaşan
tarikatlara KıbnsTürk İslam
Cemiyeli kurucusu Nakşi-
bendi şeyhı Nânm Adil Kıb-
nsi gösterilebilir. Kıbrısı.
1950"lerde Müslüman mal-
lannın Rumlar tarafından
yağmalanmasma ve satılma-
sına aracı olan. koyu bir ln-
giliz hayranı. aynı zamanda
Rum işbirlikçisı. hep Lond-
ra'da vaşayan. Malez>a'dan
Avrupa'ya birçok yerde kay-
nağı belli olmayan yan yatı-
nmlarla rantların sahıbidir.
Türkiye'de başta RP olnıak
üzere Korkut Özal v e çev re-
sivle ilişki içindedir.
Tarikat içındeki müridin
mürşide, yani yandaşın bir
üstüne bağımlılığı konusun-
dakı sıkı kurallar. bu bağım-
lılığın din örtüsü altında ol-
ması. yandaşın üstüne itiraz
edememesi. sonuç olarak ka-
palı bir yapıyı. bu kapah ya-
pı da çürümevi. cinsel yarar-
lanmayı. ujuşturucu kullan-
may ı. müridin sömürülrnesi-
ni gündeme getinyor. Tarikat
liderlennın holdingleri, kişi-
sel sen etlen bu emek sömü-
rüsünün de bir göstergesi
oluvor.
DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, sahte şeyh ve mürşitlere karşı seferberlik önerdi
'Islamın özünden sapıldı
9
ANK.ARA (Cumhuriyet Bürosu)
-DSP Genel Başkanı Bülent Ece\it,
bazı tankatlann toplumda gelenek-
sel ve olumlu görev ler üstlendikle-
rini savundu. Ecevit. bazı dıni ör-
gütlenmelerin ise "sapıklık ve sap-
kınlıklara" v öneldiğını. "Allah'a u-
laşma yolundan çıkıp ikridara. str-
vete. hatta şehvete yönelen sahte
şe\hler. mürşitler" türedığını belir-
terek Divanet İşleri Başkanlığı"nı
görev e çağırdı. CHP Genel Başkan
Yardımcısı Onur kumbaracıbaşı da
"Tarikat ve dergâh pisliği örtülme-
meli. Adalet Bakanı Şev ket Kazan
polisle değiL din be/irgânlanyla uğ-
raşsın" açıklamasını vaptı.
Ecevit. partisinin grup toplantı-
sının açılışında yaptığı kısa konuş-
mada. bankacıhk sistemi ile ılgıli
araştırma önergelerinin öncelikle
TBMM gündemıne alınması için
çaba gösterdiklerini söyledi. Ece-
vit, son günlerde bankacıhk siste-
mındeki anzalann uluslararası dü-
zeyde sıkıntılar yarattığma dikkat
çekti.
DSP lideri. toplum vaşamı ve
devletteki tüm hastalıklann bir bir
ortava çıktığını. karanlık ılişkiler
ağının ardından. tarıkatçılık tuzuğı-
nın ne ölçülere vardığının da gözler
önüne serilmeve başlandıüını söv-
ledi.
Hastalıklann ortava dökülmesi-
nin olumlu bir gelişme olduğunu
vurgulavan Eeevıt. şu değerlendır-
melerı vaptı:
"Bazı tarikatlann Türk-İslam
kiiltiiründe önemli bir veri vardır.
Müslümanlığın ilk döneminde kinıi
mutasavMflar kendi başlanna Al-
lah'a ulaşma yolları aramışlardır.
Fakat zamanla tarikatçılık birevsel
arayışlan toplu aravışlara dönüş-
müştür. Bu süreç içinde bazı tari-
katlar aşın ölçüde kurumlaşmış. ka-
tı kurallara bağlanmıştır. Islamda
ruhban sınıfı voktur. Buna rağmen
bazı şevhler ve mürşitler kendi ko-
numlannı fiilcn ruhbanlığa dönüş-
türmüşlerdir. Toplum da veryeron-
lan buna ^orlamışlardır. Tarikatçı-
lıktan \e İslamın özünden ilk sap-
malar bövle başlamışrır. Sapmalan
da zaman zaman özellikle topium-
sal kargaşa ve bunalım döneminde
sapıtmalar. hatta bazen sapıklıklar
İ7İemiştir. Bunu bütün tarikatlar
Diyanet İşleri Başkanı Yilmaz'dan tarikatlara tepki
'Geçici evlilik fuhuşa kılıfANK.\R.\ (Cumhuriyet Büro-
su)- Diyanet tşleri Başkanı Meh-
met Nuri Yılmaz, Aczmendi tari-
katı şeyhi Müslüm Gündiiz ile Fa-
dimeŞahin'in ilışkısiyle gündeme
geien tartişmalara değinirken, et-
kinliklerini arttıran tarikatlara ay-
rım yapmaksızın sert tepkı göster-
di. İslamıvet'te şeyh. münfve ta-
rikatlann yerinın olmadığını. din
alanmda yetkin insanlann 2 asır
önce çocuklanna "sakm tekkelere
gitme" v asiyetinde bulunduklannı
anımsatan Yılmaz. Kuran'm özün-
den sapmalar olduğuna dikkat
çekti. Yılmaz. İslamVJa tekeşlili-
ğin esas alındığmı vurgulayarak.
"Ceçid ev lilik fuhuşa kılıf yarat-
makür"'dedi.
Yılmaz. dün düzcnlediği basın
toplantısında. bugün başlayacak
olan ramazan ayına ilişkin bilgiler
venrken. tarikatlar konusunda da
görüşlerini aktardı. "Bugün çeki-
len sıkıntılar Kuran'asırt çevirme-
nin sonucudur" diyen Yılmaz, di-
nin özüne aykırı olarak ınsanlara
hurafelerin aşılanmaya çalışıldığı-
nı kaydetti. Cin çıkartma gibi uy-
durma yöntenılerle haikın aldatıl-
dığına dikkat çeken Yılmaz. "Pey-
gamber sirkeyiçokseverdi: illa sir-
keyi sevmemiz mi gerekir? Onun
sevdiği şevi sevnrezseniz kâfir mi
olacaksımz? Böyle şev olur mu?r
dedi.
için söylemek haksızlık olur. Bazı ta-
rikatlanmızın toplumumuzda kök-
lü gelenekleri \ardır."
CHP Genel Başkan Yardımcısı
Onur Kumbaracıbaşı da yaptığı ya-
zılıaçıklamada. çarpıkolaylardizi-
sinın dindar insanlar için de bir uva-
rı olması gerektiğıni söyledi. Kum-
baracıbaşı. şu görüşleri kaydetti:
"Ne vank ki bütün bu çirkin olav-
lar dehşetle izlenirken. başka bir
dehset verici tutum da Adalet Baka-
nı Sayın Ka/ün'ın olava tek taraflı
vaklaşımıvlaortava çıkmıştır. Sıvas
katliamı sanıklannın avukatı, bu
ke/ Adalet Bakanı kisvesi altında de-
mokrasiv i sav unur bir görünrü ver-
meve çalışıvor. Birdenbire insan
haklannı hatırlavan bakan. tarikat
şev hini vakalav an polisler için soruş-
turma talep edivor. Ama din istis-
marcılannın yuvalandığı tarikat ve
dergâhlarla ilgili bir soruşturmamn
talimatinı nedense vermevi düşün-
müvor. Savın Kazan'ın bu tavn.
kendisinin de bilemediğimiz bir ta-
rikatın ve\a dergâhın rahle-i tedri-
sinden geçmiş olabileceği sorusunu
akia getirmektedir."
IRMIKI AYDIN EıVGİIV e - mail: engin (a planet.com.tr
"O/ıöe/"diyenlervar. Bunlar
iki öbekte toplanıyor.
Birinci öbek, yurttaşlık (bilgi-
si) dersinden sınıfta değilse bi-
le bütünlemeye kalanlar. Su-
surluk'tan sıkıldılar. Bu sıkıntı-
nın altında minik. mutlu ve akıl-
ları sıra güvenli dünyalarının et-
kilenebileceği kuşkusundan
doğan korku yatıyor. Susurluk
onlara göre çığrından çıkıyor.
Hatta çıktı.
Tamam kötü işlere bulaşmış
bir avuç kötü adamın maske-
lerinin düşmesi iyi oldu, ama
orada durmuyor bu. Gitgıde
devletin kendisi, sistemin özü
sorgulanmaya başlandı. Bu-
nun sonu yok. Eğer bir sonu
olacaksa o bir altüstlük demek.
Küçük, mutlu, güvenli dünyala-
rın sarsılması, çalkalanması
demek. Bu korkutuyor.
Üstelik altmış gün süreyle
sabah, öğle. akşam Susurluk
ayranı da içilmez ki. Işin içinde
aşk yok. kıskançlık yok, kav-
ranması kolay entrika yok, ka-
dın yok. (Sarışın biri var. ama o
kadından sayıimıyor. Erkek
egemen bir dünyanın değer öl-
çülerine vurulduğunda en er-
'Ohhhhhhhhhbe!' Çekenler...
kekten daha erkek. daha şıd-
dete tapar. daha kaba. daha
kan dökucü bir sarışın o).
Bütün bunlar olmayınca da
sıkılmak kaçınılmaz. Susur-
luk'un güncelliğinin bittiği. gün-
demden düştüğü iyi oldu.
ikinci obektekı "o/Vdeyicıler,
gerçekten çok içten bir oh çek-
tiler ve onların "off'unda h'le-
rin sayıs çok... Ağır yaralar al-
dıkları, unıudu kestıkleri bir ku-
şatmadan kurtulmak üzere ol-
duklarını düşünüyorlar. "Ohhh-
hhhh be!" diyorlar. "Az daha
kelleyi yitiriyorduk. Azdaha bal
tutan parmaklarımız koparılı-
yordu. Bereket, bereket gün-
demden aüştü de bırsoluk al-
dık. Belkı tümüyle paçayı kur-
tardık!.."
Herifler (ve karılar) oh çek-
mekte haklılar. Susurluk kam-
yonu çeteye çarpmıştı. Fadi-
me Şahın de Susurluk'a çarp-
tı.
Hangı televızyon kanalına
dönersenız dönün, karşınıza
Fadime Şahın çıkıyor. ince ve
usta ışi bir makyaj. Kirpiklere
ve göz altlarına çok dozunda
çekilmiş rimeli. dudaklarını bi-
çimini abartmadan ortaya çı-
karan ruju, pahalı ve zevklı
eşarbıyla Fadime Şahin karşı-
mızda. Değme spikere taş çı-
karmacasına, teklemeden ve
başı sonu sağlam cümleler ku-
rarak ve dakikada kullandığı
kelime sayısı ile spikerlik sınav-
larından yüzünün akıyla çıka-
cağı kuşkusuz bir genç kadın
ekranımızda. Ağlıyor, ağlatıyor
ve anlatıyor, anlatıyor. anlatı-
yor...
Susurluk da neymiş!.. Bu
olayda aşk var. Seks var. Kıs-
kançlık var. Kadının intikamı
var. Hapislere düşmüş erkek
var. Erkekte kendisıne topluca
ve toplumca öfkelenilmesi için
gereken her nitelik, kadında
pembe dizileri aratmayacak
güzellik var. E. daha ne olsun?
Elbette Susurluk'un canı ce-
henneme. Eibette Çatlı'lar. Bu-
cak'lar, Ağar'lar, Kırcı'lar, kır-
sızlar. hırsızlar, özel timciler
toplumsal belleğın çöp sepetı-
ne atılmalı Yeni film çok güzel.
24 kısım tekmili birden. Aşk, in-
tikam. polis. seks. baskın,
skandal, heyecan... Bu kadar
elverişlı bir olay, bu kadar uy-
gun birzamanlama!.. Nitekim o
yüzden büyük gazetelerin ün-
lü 3. sayfaları yerine, birinci
sayfanın manşetlerine kuruldu.
inmeye de niyeti yok gibi...
Tabıı yutturabilirlerse, tuttu-
rabilırlerse...
Ama unutulmasın, boş yere
umutlanılmasın. bu ülkede ha-
bercilık mesleğini cıddiye alan
ve halkın haber alma gereksı-
nımini onurlu bir uğraş olarak
kavrayan gazeteciler var ve sa-
yıları az değil.
Unutulmasın. Susurluk bizim
Cumhuriyet'in sabah toplantı-
larında hep gündemin birinci
maddesi. Radikal'dek\ arka-
daşlarımız, gazetenın manşetı-
ne Fadime vakasını ya da Sa-
bancı cinayetinı koydukların-
da hemen yanına "Susurluk
unutulmaz" bandını boşuna
yerleştirmediler. AN Kırca'nın
Fadime haberlerini sunarken
ağzının kıyısına yerleştırdiği gü-
lücük, erbabına bir şeyler an-
latsa gerek... Rastgele örnek-
ler verdik. Meraklısı varsa uza-
tırız.
Hayır yutmadık, yutmaya da
niyetimiz yok.
Ne Susurluk'u unutmaya, ne
Susurluk'u kimileri zaten ölmüş
üç beş tetikçinin, kiralık katılin
omuzlarına yıkıp "işte toplum
temizlendiiiii!" kandırmacasına
boyun eğmeye niyetimiz var.
Susurluk bu ülkenin bıçak
sırtındakı kaderidır. Ya geçmi-
şimizi karartanların geleceğimı-
zi de karartmalarına boyun
eğeceğız, ya kendimize pırıl pı-
rıl bir gelecek yaratmak için sa-
dece kendimize güvenip inadı-
mızı dıri tutacağız.
Metin Göktepe'yi ölüm yıl-
dönümünde yeniden andık.
Uğur Mumcu'nun ölüm yıldö-
nümü o uğursuz 24 Ocak'a az
kaldı. Onları yok eden kanlı pu-
suların izini sürerken Susurluk
kamyonunun açtığı yoldan git-
memiz gerektiğıni iyi biliyoruz.
Sınav süruyor.
POIİTİKA GUNLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
Örgütlü Güç...
Fadime Şahin bugün Türkiye'nin bir numaralı ka-
dını...
Fadime ağladıkça biz de gözyaşlarımızı tutamıyor,
Fadime masayı yumrukladıkça biz de camı çerçe-
veyi indiriyoruz...
Fadime Şahın kanaldan kanata koşuyor...
Acaba Fadime tüm bunları 'kendini temize çıkar-
mak' için mı yapıyor?
Hayır!..
Fadime bugüne dek özel televizyon kanallarından
4 milyar lira kazandı. Son çıktığı bir televizyondan
önce bir milyar lira istedi ve kendisine 500 milyon li-
ralık bir çek uzatılınca kabul edip canlı yayına çık-
tı...
Fadime'nin sayesinde tarikat-tıcaret ve siyasetin
ne olduğunu hem televizyoncular hem de toplum
öğrenmeye başladı...
Şimdi benim televizyoncu arkadaşlara bir önerim
var:
"Manisa, Muğla (Fethiye), Rıze, Antalya, Konya.
Kayseri, Gaziantep gibi ıllerdekı ağırceza mahkeme-
terine bir uğrayıp, dava dosyalanndan 'fiili livata'
olaylarına bir göz atsınlar. 14-15 yaşındaki erkek ço-
cuklann başlanna nelergeldiğınigörsünler, eğerba-
şarabilirlerse bu çocukları televızyon ekranlarına çı-
karsmlar..."
Fatma Girik, "Söz Fato'da"da Gebze'deki Yatılı
Kuran Kursu'ndaki ilişkileri ilk kez ekrana getiren ki-
şidir. Kimı 'ağabeylerin' 14-15 yaşlarındakı erkek
çocuklarda kurduğu 'sapık ilişki'y\ yansıtmıştır...
Gebze'deki Yatılı Kuran Kursu hangı tarikatın
egemenliğındeydi, hangi gazete Fatma Girik'ın üze-
rine gitmiştı? O zaman gazeteler ve diğer özel tele-
vizyon kanalları niye susmuştu?
Nedeni çok açıktı. Çünkü o tarikatın şeyhi 'dev-
let katı'nda saygın bir kişiydi, ekonomik olarak çok
güçlüydü...
• • •
Bugün çok sayıda tarikat vakfı 'çarpıkilişkilerin' ka-
rargâh merkezi haline dönuşmüştür Tarikat vakıfla-
rının yurtlannda ve dergâhlannda kız ve erkek ço-
cuklar aldatılmıştır.
Örnek mi?
Manisa Ağır Ceza Mahkemesi'nde hâlâ süren 'fi-
ili livata' davasmda yaşananlardan... 15 yaşındaki
bir ortaokul öğrencisine tecavüz eden 'tarikat mu-
ridV şu anda en ünlü bir avukat tarafından savunul-
maktadır. Çocuğun ailesı ise tarikat şeyhi ve adam-
ları tarafından once parayla. ardından 'öldürürüz'
gözdağıyla susturulmak istenmiştır.
Yaklaşık 29 yıl önce Ege'de ve Güneydoğu'da yap-
tığım 'tarikatilişkileri' ve 'Yatılı Kuran Kurslan'n\ ıçe-
ren dizi röportajlarımda bu çarpık ilişkileri yansıtırken
şeriatçı çevreler tepki gösteriyordu. Örneğin Bugun
gazetesinın sahibi ve başyazarı Mehmet Şevket Ey-
gi, beni 'yalanyazmakla' suçluyordu. Yıl 1968'dı ve
o tarihte Eygı 'toplu namazlar' adı altında 'şeriatçı ey-
lemlere' ilk ışareti venyordu...
Yıl 1997 ve biz tarikat, siyaset, tıcaret ilişkilerinı,
genç kızlara kurulan 'seks tuzakları'nt yenı öğren-
meye başlıyoruz. Ancak hedef olarak Müslüm Gün-
düz ve Ali Kalkancı gibilerıni seçiyoruz...
Bu işlerin babaları nerededir, onların yediği nane^
ler niçin sergilenmemektedir? Kimsesiz ama zengin
1
yaşlı kadın ve erkeklenn evleri, arsaları sahtecılikle
nasıl ele geçirılmektedir. Niçın bunlar kamuoyuna
yansıtılmamaktadır?
• • •
1986 yılında Denİ2İİ'nin Tavas ilçesine bağlı Kızıl-
cabölük kasabasında 15 yaşındaki Bekir İkiz 'tari-
kat pansiyonu'nda niçin intihar etmişti?
Bu olay 11 yıl önce Türkiye'yı şöyle bir sarstı. Dö-
nemın Cumhurbaşkanı Kenan Evrenı bile etkıledı...
Sonra ne oldu? Devreye ANAP mılletvekillerı girdı
ve olay kapatıldı. Amaolayın boyutu ortadaydı ve 15
yaşındaki Bekir ikiz, bir 'ağabey' tara
f|
.ndan kandı-
rılmıştı.
Bunları yazıp çizmek 'dın düşmanlığı' değıldir. A-
maç, din bezirgânlannın, sahtekârlannın gerçek yu-
zünü sergilemektir. Çünkü Anadolu Müslümanı çag-
daştır, demokrattır.
RP'tı Temel Karamollaoğlu, Ali Kalkancfyı 'yakın-
dan tanımadığını' söylüyor. Oysa Karamollaoğlu'nun
oğlu MuhammetZaid Karamollaoğlu, Kalkancı ile
birlikte 'Feraiz ilim ve Edep Vakfı'rvn kurucusudur...
Ya dığer kurucular kımlerdır?
ismail Ekrem Ergüney, Arif Kalkancı, Serhat
Selçuk Tirioğlu, Ayhan Canlıoğlu, Muhammed
Mekki Arvas, Murat Yabaş, Veli Dönmez ve Şev-
ki Sönmez...
Devletin tarikat vakıflarını denetlemesi. sadece is-
tanbul'da iki bin evi, yurdu olan tarikat şeyhlerinin
polisten sılahlı kuvvetlere, eğitımden spora dek
uzantılarına bakması gerekir...
Kimi tarikat liderlerinin ilişkisi, devlet içinde örgüt-
lenen 'çeteler'e dek uzanmaktadır...
Tarikatlar bugün en örgütlü ekonomik ve siyası
güçtür Türkiye'de...
Devletin güvenlikten sorumlu istıhbarat bırimleri-
nin tarikat şeyhleriyle ilgili 'raporları'ru hasıraltı eden
zihniyet. Müslüm ve Ali'nin 'cinsel tercihlen'n't med-
ya aracılığıyla öne çıkararak sözum ona 7a*, de-
mokratik devlet' olduğunu kanıtlamaya çalışıyor...
Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn
Email:Hikmet.Cetinkaya JI Planet.com.TR
Şevket Kazaıı: Şahiıı'in
masuıııivetine inanııuvoruııı
Haber Merkezi - Acz-
mendi tankatı liden Müs-
lüm Gündüz'le avnı e\de
basılan Fadime Şahin. Ağ-
n'ya giden kabine uçağın-
da espnli divaloglara konu
oldu. DYP'li Sanayi ve Ti-
caret Bakanı Yalını Erez.
çevresindeki RP millene-
kıllerine, "Fadime çıktı. iş-
ler kesat oldu, ramazan ge-
lince okuyup üfieyip malı
götürecektiniz" di\e takıl-
dı.
Adalet Bakanı Şevket
Kazan, gazetecilerin soru-
lan üzerine başlangıçta Şa-
hın'in masumiyetıne ınan-
dığını belirterek "Ancakte-
levizyonlara sık sık çıkma-
va başladıktan sonra artık
masumivetine güvenmivo-
rum. Ahlâki dummundan
tedirginim** dedi. DYP
Kars Milletvekili Sabri
Güner de Devlet Bakanı
Salim Ensarioğlu'na takı-
lırken "Biz şıhız. Ama Fa-
dime'siz şıhız. Ensarioğlu
bana "Şıhım" derdi. Kendi-
ni âlemin şıhı olarak tanıtır-
dı. Fadime'den sonra 'Ba-
bam öldü. ;>ıhlık bıtti' de-
meve başladı" dedi. Zeki
Karabavır da Güner'ın
sözlennı vıneleverek "Bb.
şıhız. Ama Fadime'siz şı-
hız" dedi.
CHP İstanbul İl Kadın
Kurulu Başkanı Muazzez
Çelcbi ve bir grup partıli.
Fadime Şahin'e destek 71-
vareti vaptı.
Ötcvandan İngiltere'nın
ünlü gazetelerinden The
Timesın "Gerçeklerin or-
taya çıkması İslanıi partivi
kızdırdı" başlıklı lıaberin-
de. Fadime Şahın olayııı-
dan sonra RP'nin prestij
kaybertığine dikkat çekilo-
rek basına yeni kısıtlamala-
rın gündeme gclcccğı vur-
uulandı.