27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 OCAK 1997 PERŞEMBE HABERLER Diyarbakır Cezaevi'nde 10 kişinin öldürüldüğü olaylarla ilgili olarak ağır ceza mahkemesinde dava açıldı 65 güveıJik görevlisi yargdanacak• 24 Eylül 1996'da Diyarbakır Cezaevi'nde çıkan olaylarda 10 tutuklunun güvenlik güçlerince dövülerek öldürülmesi üzerine dava açıldı. • Savcıhk, ağır ceza mahkemesinde görülecek davada 36'sı polis, 19'u jandarma 65 sanık hakkında görevi ihmal ve ölüme neden olmak suçundan3 ile 16 yıl arasında değişen ağır hapis cezası istedi. DİYARBAKIR (AA>- Sıyası turuklu- ların kaldığı Diyarbakır E Tipi Ceza- evi'nde 10 kişinin ölümüyle sonuçlanan olaylarla ilgili olarak ağır ceza mahkeme- sinde dava açıldı. Savcılık, 36'sı polis. 19'u jandarma 65 sanık hakkında 3 ile 16 yıl arasında de- ğişen hapis cezası talep etti. Diyarbakır Cezaevi'ndeki olaylarla il- gili. cumhuriyet savcılığınca hazırlanan iddianamede, Adalet Bakanlığf nın ge- nelgesine aykın olarak. bazı tutuklulann 24 Eylül 1996 gunü koğuşlann mazgal- larını açarak. diğer rutuklularla konuş- maya başladıklan ve bu konuda uyanl- dıklan ancak aldınş etmedikleri belirtil- di. tddianamede tutuklulardan Renızi Tannkulu'nun. infaz koruma memurla- nna karşı geldığı ve başmemura hakaret ederek tokatladığı öne sürüldü. Bu gelişme üzerine tutuklulann görev - lılere saldırdığının kaydedildiği iddiana- mede şu görüşlere yer verildi: "Diğer ceza infaz ve koruma memurla- nnın olay >erinegelerektutuklulann elin- den arkadaşlarını kurtararak, saldırıyı kısmen önledikleri, durumun Adalet Ba- kanlığı'na bildirilmesi sonucu, olayı çıka- ranlann başka cezaevlerine sevki istendi. Sonuç beklendiği sırada, rutuklular ikaz ediiereksukünetin sağlanmaya çatışıldtğı sırada, ayaklanma haline geçildiği, koğuş havalandırmalannda ateşler yakıldığımn müşahede cdildiği..." İddianamede. tutuklulann sürekli uya- nlmalannakarşın eylemlerini sürdürdük- leri. bunun üzerine gerekli iznin alınıp jandarma ve çevik kuvvet görevlilerinin silahtan anndırılarak cezaevine girmele- rine izin \enldiai belirtildi. Gü\enlik km\etlerinın ısyanı bastır- mak. saldınlardan kendilerini korumak amacıyla zor kullandıklan ve bunun so- nucunda çatışma çıktığının kaydedildiği ıddianameye, şöyle devam edildi: "Gü\enlik kuvvetlerinin miğfer ve kal- kanla korunmalanna rağmen. raporla- nndan da anlaşüacağı üzere 31 persone- lin yaralandığı, olay yerinin karanlık ol- ması sebebivle, kimin kime vurduğunun belirlenemediği. arbede me> dana geldiğL çıkan çatışmada yaralanan 9 tutuklunun hastanede tedavi sırasında öldüğü. otopsi sonucunda ölüm sebebi tespit edilemedi- ğinden. Adli Tıp Kurumu'ndan ölüm se- bebi halen beklenen bir tutuklunun, sevk sonunda Gaziantep Cezae\i'ne vardığın- da ölmüş olduğu anlaşıldığı..." Karanlık ve kargaşa ortamında ölüm ve yaralanmalann kim tarafından gerçek- leştırildiğınm tespit edilemed\ğı. güven- lik güçlerinin sevk \e idaresini yapan amir \e komutanlann sonucu önleveme- diklerinın bıldirildiği iddianamede şöyle denildi: "'Söz konusu sonucun, cezaevi sevk ve yönetimindeki güçlük. disiplin gerekliliği, terörist vasıflı tutuklulann tutum ve dav- ranışları, disipline edilmelerindeki zorluk, bötgede süren terör faalivetkrini cezaevin- de de sürdürme ga> reti ile üzücü şekilde tezahür ettiği...'' tddianamede. "görevi ihmal, zaruretin tayin ettiği sının aşarak. katil kastı olmak- sızın, faili ga\ rimua\yen bir şekilde mii- essir fiil sonucu ölüme sebebiyet vermek" suçundan 9 sanık hakkında TCK'nin 230. maddesi gereğince 6 ay ila 3 yıl, diğer sanıklar hakkında da en az 16 yıl hapis cezası talep ediliyor. Feraiz İlim ve Edep Vakfı Karamollaoğlu ile Kalkancı vakıf kurdu • "Çocuklanm Ali Kalkancı'nın müridi değil" diyen Karamollaoğlu'nun oğlu Muhammed Zahid Karamollaoğlu. Ali Kalkancı ile birlikte 'Feraiz İlim ve Edep Vakfı'nı kurdu. Istanbul Haber Servisi - Aczmendilerin lıderi Müslüm Gündüz ile birlikte aynı evde gözaltına alınan Fadime Şa- hin'in kendisini kandırdığını öne sürdüğü "Cinci Ali Hoca" adıyla tanınan AB Kalkancı ile RP milletvekili Temel Kara- mollaoğlu'nun oğlu Muham- med Zahid Karamollaoğ- lu'nun bir vakıfkurduklan be- lirlendi. Resmi Gazete'de 26 Eylül 1996tarihindeyayımla- nan ilanla duyurulan "Feraiz İBm ve Edep Vakfi r 'nın, mil- letin köklü tarihi, dini, sosyal, kültürel ve iktisadı değerleri- ni korumak ve geliştirmek amacıyla kurulduğu belırtili- yor. Müslüm Gündüz'le birlik- te Terörle Mücadele Şube- si'nebağlı ekıplerce düzenle- nen bir operasyonda gözaltına alınan Fadime Şahin. kendisi- ni Kadın tarikatından Ali Kal- kancı'nın kandırdığını söyle- mişti. Kalkancı'nın Fatih'te bulunan dergâhma giderek sohbetlerine katıldığını belir- ten Şahin, aralannda RP mıl- letvekilinin kızının da bulun- duğu çok sayıda üniversiteli genç kızın Kalkancı'nın mü- ridi olduğunu vurgulamıştı. Hakkındaki iddialan özel bir televizyon kanalında katıldığı programda yanıtlayan Ali Kalkancı, bu milletvekilinin Sıvas milletvekili Temel Ka- ramollaoğlu olduğunu. kızı ile oğlunun da kendisinin müridi olduğunu açıklamıştı. Kara- mollaoğlu ise çocuklannın Ali Kalkancı'nın sohbetleri- ne birkaç kez katıldığını. an- cak müritleri olmadığını sa- vunmuştu. Resmi Gazete'de 26 Eylül 1996 tarinde yayımlanan bir i- lan. Temel Karamollaoglu'nu yalanlıyor. tlanda yeni kuru- lan "Feraiz Üim ve Edep Vak- fi"'nın kuruculan arasında Ali Kalkancı. Karamollaoğ- lu'nun oğlu Muhammed Za- hid Karamollaoğlu da yer alı- yor. Vakfin diğer kuruculan ise İsmail Ekrem Ergüney. Arif KalkancL Serhat Selçuk Tiritoğlu, Ayhan Canlıoğiu. Muhammed Mekki Arvas. Murat Yabaş, Veli Dönmez ve Şevki Sönmez. Ilanda \akfin amacı şöyle açıklanıyor: "Dünya insanlık camiası içerisinde mazisi şan ve kahra- manlıkla gecmiş milletinıizin köklü. tarihi. dini. sosyal kül- türelveiktisadi değerlerini ko- rumak ve geliştirmek. ilimin ışığı altında eğitim. öğretim, ihtisas ve araştırma vapmak. milletçe ihriyaç duyulan her sahada üstün vasıflı insanlar yetiştirmek, eğitim öğretim anıaeıv la okul öncesi Uk, orta. vüksek ve lisansüstü okullar ile dershane. sağlık evleri, yurt pansiyon. misafirhane. kütüphane. spor salonlan, yüzme havuzlan ve dinlenme tesisleri kurmak ve kurulma- sına yardım etmek. işletmek. kurulu tesislerde tadilat ilave ve onanm yapmak. kitap, ders malzemesi. labararuvar temi- nini gerçekleştirme.eğitim ku- rumlannın hi/mel kapasitesi- nin arttmlmasına katkıda bu- lunmak amacıvla vakıf sene- dinde belirtilen faaliyetlerde bulunnıaknr." tlanda vakfin. Fatih'te Şehremmi Mahallesi Otlukçuyokuşu'nda bulundu- ğu belirtilıyor. FAİLİ MEÇHUL CİNAYET Baba-oğul av tuteğıyle olduruldu BATMA.N/AD1YAMAN (Cumhuriyet) - Batman'ın Beşiri ılçesinde bir baba ile oğlu, tarlada ilaç atarken kimligi belirsiz kişi ya da ki- şilerin av tüfeğiyle açtığı ateş sonucu öldürüldü. Son haftalarda "cinayetler kenti" olmaya başlayan Adıyaman yakınlannda Tevfîk Kusun adlı kişinin cesedi bulundu. Beşeri ilçesine bağlı Çe\- rimova köyünde oturan Ha- lü Şahin (45). oğlu G^. ile (9) birlikte bir kilometre uzakhktaki tarlasına gitti. Farelere karşı zehir ilacı atmak için tarlaya gittiği an- laşılan baba-oğul Şahinler. kimliği belirsiz kişi ya da kı- şilerce av tüfeğiyle açılan ateş sonucu öldürüldüler. Sabahın erken saatlerinde işlenen cinayetten sonra ka- tillerin. yoğun sisten yararla- narak bölgedek uzaklaşmayı başardığı öğrenildi. Jandarmalar olayla ilgili soruşturmaya başlarken. otopsi için savcı ve doktorun 6 saat sonra olay yerine gel- mesi köylülerin tepkilerine yol açtı. Cinayetler sûrüyor Öte yandan bir süre önce gözaltına alındığı öne sürü- len Tevfik Kusun adlı kişi- nin cesedi Adıyaman-Şanlı- urfa karayolu üzerinde bu- lundu. Bekçilik yaptığı in- şaatta iken si\ il giyimli kişi- lerce 29 kasımda gözaltına alındığı ya da kacınldığı sa- nılan Kusun'un,başınasıkı- lanbir kurşunla öldürüldüğü anlaşıldı. Faili meçhul bir cinayete kurban giden Tev- fik, Kusun'un ağabeyi Bah- ri Kusun, 1995 ağustosunda Dicle Köprüsü yakınlannda, dayısı Abdülbaki Işık da > i- ne 1995" in kasım ayında gö- zaltına alındıktan bir süre sonra ölü olarak bulunmuş- tu. Katillerin, cesetleri neden Adıyaman yakınlanna bı- raktığı anlaşılamıyor. Ge- nelde güvenlik sorunu pek olmayan Adıyaman bölge- sinde son bir ay içerisinde 4 kişinin cesedi yola bırakıl- mış halde bulunmuştu. İddianamede, Aczmendi lideri Müslüm Cündü/'ün. Türkiye'de laik cunıhurivet rvjimini \ıknıak anıacıvla kurulmuş silahlı çete oldu- ğu mahkeme kararianyja sabit olan yasadışı İslami Büvük Doğu Akıncılar Cephesi (İBDA-C) icin "İslamın çekilmiş kılıçlandır" dediği belirtilerek Gündü/'iin İBDA-C ve PKK mensuplan gibi ihanet içine yuvarlandığı vurgulandı. İddianamenin son bölümünde 121 sanık hakkında 3'er yıldan 5'er yıla kadar ağır hapis, 100'er milyon liradan 500'er milyon liraya kadar para cezası isteminde bulunuldu. 121 sanıklı Aczmendi duruşması Ankara 1 No'lu DGM'de başladı Yargıçların sank tartişmasıANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Aczmendilerin yargılandıgı duruş- mada yargıçlar arasında "sank" tar- tişması yaşandı. Davanın görüldüğü Ankara I N'olu DGM asken yargıcı Erman Başol sanıklann sanklannı çıkararak duruşmaya katılmalanna mahkeme başkanı Örhan Karadeniz tarafından izin verilmesı üzerine du- ruşmadan çekilmek istedığini açıkla- dı. Başol'un bu istemi heyet tarafın- dan reddedıldi. Sanıklar. ifadelerin- de dınlerinin gereğinı yerine getir- diklenni savunarak. suçlamalan red- dettiler. 20 ekimde Kocatepe Camisi'nde polısle çatıştıktan sonra gözaltına alı- nan \e çıkanldıklan mahkemede tu- tuklanarak haklannda dava açılan 121 Aczmendinin yargılanmasına dün Ankara 1 Nolu DGM'de başlan- dı. Polis. Ankara DGM çevresinde yoğun güvenlik önlemı alırken. du- ruşmayı çok sayıda gazeteci ve tele- v izyon kameramanı ızledi. Eskişehır Özel Tip Cezaevı'nden getinlen sa- nıklar, sanık sandalyelerinde yerkal- maması üzerine dinleyici locasına yerleştırildiler. Duruşmanın başında mahkeme başkanı Orhan Karadeniz. sanıklan getiren komutana. duruşma salonu- na girerken sank ve cüppelerini çı- karmalan konusunda uyanda bulu- nup bulunmadıklannı sordu. Komu- tan. gerekli uyanlan vaptıklanni be- lirterek. konuyla ilgili hazırladığı tu- tanağı mahkeme heyetine sundu. Sa- nk ve cüppelerin çıkanlıp çıkanlma- ması konusunda kararverilmesi için duruşmaya ara venldt. Mahkeme başkanı Karadeniz. Yargıç Albay Er- man Başol'un muhalefetiyle. sanık- lann sav unmalannı tamamlav ıncav a kadar duruşmaya bu şekilde devam edilmesıne karar v enldıgıni açıkladı. Karadeniz. karann gerekçesıni "kol- luk kuvsetkri aracüığıvla sanıklann sanklannın çıkanlmava kalkışdma- sı sırasında çıkabilecek olavlann. mahkenıeninveiürkrveCumhurive- ti'nin itibannı zedeleyebileceği'" ola- rak bıldırdı. Karar üzerine Erman Ba^ol söz alarak. şunlan söyledı: "Sanıklann sankla başlan kapalı olarak duruşmayı sanklı durumda takip etmeleri demokratik laik hu- kuk düzenine aykın ve bağınısız Ae\- let güvenlik mahkemelerine açıkça hakarettir. Bu nedenle duruşmalar- dan çekilme>e karar verdim." Mahkeme başkanı Karadeniz'in görüşünü sorduğu savcı N'uh Mete Yüksel de. sanıklann sank v e cüppe- lenv le dunışma salonunda otunnala- nnın devrim yasalanna ve laik. de- mokratik cumhuriyet düzenine aykı- n olduğunu belirtirken. "Mahkeme- ye sa\gısızlıktır. Çekilme nedeninin kabuledilipedilmemesinimahkeme- nintakdirinob)rakıyıtruz~dcd] Sav- cının da görüşünü bildirmesinın ar- dından Orhan Karadeniz. Başol'un davadan çekilme gerekçelerinin Ce- za Muhakemeleri Lsulü Yasası'na uymadığın; savunarak. "Başol'un -diıruşmalardan çekilme talebinin reddineo> çokluğuyla kararverilmiş- tir" dedı. Başol. duruşmadan çekii- me ısteminin reddedilmesine ilişkin karara muhalif kaldı. Sanık avııkatlanndan HüseyinÇı- nar, söz alarak Başol'un davaşla il- gili karannı önceden açıkladığını öne sürdü ve reddi hâkim isteminde bu- lundu. Karadeniz. Başol'un davanın "inzibau"" önlemlerle ilgili görüş bil- dirdiğıni v urgulayarak istemi reddet- ti. Sanıklar. ifadelerinde rejım karşı- tı Said-i Nursi'nın yolunu izledikle- rini belınerek amaçlannın tslamı ya- şamak olduğunu söylediler. Karad- eniz. sanıklann sorgulannın tamam- lanabılmesi için duruşmanın bugüne enelendığını açıkladı. Adalet Bakanı, Başbakan Yardımcısı Çiller'in olayı erken açıklamasına tepki gösterdi Kazan: Ehıyar koııiLsıı gizli tutulmalıydı EMİNE K.\PLAN AĞR1 - Adalet Bakanı Şevket Kazan. Özde- mirSabancı.HalukGörgün \ e Vılgün Hasefeci- nayetlerinin aydınlatılması için 4 operasyon dü- zenlendiğini, katil zanlılanna yataklık eden bi- ri avukat iki kişinin yakalandığını. iki kişinin de arandığını söyledı. Kazan. "Konunungizlitutul- ması gerekiyordu, operasyonlar yapüacaktı" di- yerek Başbakan Yardımcısı Tansu ÇiUer'in ko- nuyu erken açıklamasına tepkı gösterdi. Adalet Bakanı Kazan. İstanbul Florva'da giz- li olarak yapılan sav cılartoplantısında. katil zan- lılanndan Mustafa Duyar'ın teslim olması ne- deniyle Susurluk olayının değil. Sabancı Center suikastının görüşüldüğünü sövledi. Duyar'ın teslim olmasından ve operasyonlardan Başba- kan Erbakan'ın bilgısi olduğunu vurgulayan Kazan. katil zanlılanna yataklık eden 4 kişinin yakalanması için 4 ayn operasyon düzenlendi- ğini. bu operasyonlar sonucunda iki kişinin ya- kalandığını. bir kişinin daha önceden vurtdışı- na kaçtığının belirlendiğini. diğerinın arandığı- nı bildirdi. Kazan. halen biri avukat. biri kadın iki kişinin gözaltmda bulunduğunu belırterek diğer katil zanlılarından Fehriye Erdal'ın Al- manya'da. İsmail Akkol'un da Şam'da olduğunu sandıklannı sövledı. Kazan. Başbakan Yardım- cısı Çiller'in Duyar'ın teslim olduğunu erken açıklayıp açıklamadığmın sorulması üzerine. "Konunun gizli tutulması gerekiyordu. Operas- yonlar vapılacakn. Ama Çiller'in açıklamasının da fazlâ bir etkisi ohnamıştır. Ama bugün açık- lama yapüsaydı Kıbns harekâtı misali Lefkoşa kurtulurdu" dedi. Duyar'ın Kırklareli Ceza- evi'ne sevk edilmesi nedeninin sorulması üze- rine Kazan. Kırklareli Cezaevi'nde itirafçılann bulunduğunu. gü\ enlik açısmdan bu cezaev inın daha uygun olduğunu sövledi. Susuriuk raporu Erbakan'da Kazan. Susurluk kazası ile ilgili olarak Baş- bakanlık Teftiş Kurulu'nca hazırlanan raporun Başbakan Erbakan'abugün verileceğini belırte- rek şunlan söyledi: "Bu rapor.mevcutsoruştur- malara destek verecektir. Burada organlar de- p . çalışan kişiler sorgulanıyor. Türkiye hukuk devleti ise kimsenin çizgi dışuıa çıkmaması lazım; Bu rapor, nihai rapordur. Gerekirse yeni dava- lar açılabileceği gibi, gereksiz olan bazı davaların düşmesi de söz konusu olabilecektir." SJFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr Susurluk Komısyonu'ndaki ıfa- desinı okuyunca tüylerim dıken diken oldu. Bir devlet görevlisi. üstelik güvenlikle ilgili en etkilı ku- rumların birisinin başındaki kişi, öldürülen yurttaşlar için "Onlann ölmüş olması memleket adına sevindihcidir" diyebiliyor. Bir ülkede insanlar kaçınlıyor, beyinlerine kurşun sıkılarak so- kaklara atılıyor. Bu olayın failleri- ni yakalamakla görevli devlet me- muru ise onları öldürenleri yaka- lamayı değil, öldürülmelerini; üs- telik, TBMM üyeleri önünde sa- vunuyor. Kanunsuzluğu ve öldür- meyi savunan adam: yasalan yapmak ve korumakla görevli milletvekillennın karşısında bu ül- kenin onurunu ayaklar altına alı- yor. Kimsenin de kılı kıpırdamı- yor. Devlet görevlileri cinayetleri sa- vunabilirmi? Polisler. kimin öldü- rülecegine, kimin memleket yara- nna serbest bırakılacağına karar Bu Nasıl Devlet, Bu Nasıl Polis Şefi? verebilirler mi? Öyle anlaşılıyor ki Ibrahim Şahin kendisinde böyle bir yetki görüyor. Zaten başında bulunduğu kurumun, çok sayıda faili meçhul cinayete karıştığına ilişkin ciddi bulgular ortaya çıkı- yor. Artık iş, yüzsüzlük ve arsızlık noktasınagelmiş durumda. "Va- tan için istediğimi kaçınnm, ıste- diğimi öldürürûm, kimse de bu- nun hesabını soramaz" demek ıstiyor ve bunu Meclis üyeleri önünde savunabiüyor. Ibrahim Şahin bunları söylüyor da Meclis üyeleri ne yapıyorlar? Milleti temsil etmek ve savun- makla görevli milletvekilleri; cina- yetleri küstahça savunan bir po- lis şefinı cıddi cıddi dinliyorlar. Buna tahammül edebıliyorlar. Normal bir hukuk devletinde; meclis üyeleri, cinayetleri savu- nan devlet görevlisınin bu açıkla- malarını işitir işitmez savcılığa suç duyurusunda bulunurlar. 'Sen nasıl cinayetleri savunuyorsun' diye hesap sorarlar. 'Bu ülkenin insanlan bizi buraya hukuk dev- letini savunmak için gönderdiler, bu ülkenin onuruy/a oynayamaz- sın' diyerek suçlunun adalete teslim edilmesi için harekete ge- çerler. ibrahım Şahın'ın bir hukuk devletinde yalntzca bu sözleri ne- deniyle bile tutuklanması gerekir. TBMM Susurluk Komisyonu üyelerinin işlerının çok zor oldu- ğunu bilıyorum. Sanınm en zoru, suç işlediklerı neredeyse kesin olan bazı devlet görevlilerinin ne kadar küstahlaştığını görüp ses- lerinı çıkaramamalan. ibrahim Şahin tanık mı sanık mı? Koru- ması ve şoförü, uyuşturucu kur- yeleriyle irtıbat halinde. Ömer Lütfü Topalı oldürdüğü iddıa edilen özel tım üyelerini sorgu- dan kurtarıyor. Tarık Ümit'in kaçırılmasında koruması görev alıyor. Tarık Ümit'in öldürülmesinde parmağı olduğunu, MİT yetkilisı belirtiyor. Bu kadar çok karanlık işe bu- laşmış bir devlet görevlisi, hiç sı- kılmadan Behçet Cantürk'ün, Savaş Buldan'm öldürülmesini savunuyor. Bu açıklamalardan ve bu ortamdan cesaret alan cina- yet sanığı özel tim üyeleri de TBMM komisyonuna keyfı şekil- de gitmeyebiliyorlar. Artık ış çığı- nndan çıkmış durumda, Tansu Çiller, Osmanıye'ye gıderken Çath'nın sahte pasaportlarını ve silah ruhsatlarını düzenleyen sa- nık Mehmet Ağar'ı yanına alma- yı bir marifet sayıyor. Bu ülkede adam öldürmek ser- best mi? Ortaya çıkan manzara- ya bakarsak. bırileri hıçbir sakın- ca görmeden istediklerini, 'dei'- let ve miilet adına' öldürebiliyor- lar. Bunu TBMM üyelerinin karşı- sında savunmaktan da çekinmı- yorlar. Ortada korkunç bir man- zara olduğunu görmemek müm- kün mü? ••• Metin Göktepe öldürülelı bu- gün tam bir yıl oldu. Onu kimle- rin oldürdüğü isimleriyle ve tanık ifadeleriyle ortaya çıktı. Gelin gö- rün ki katiller daha yargı önüne bi- le çıkarılmadılar. Bu durumu da devlet sağladı. Devletin yargı ve güvenlikle ilgili kurumiarı, Me- tin'in katillerinin yargı önüne çık- maması için her yola başvurdu- lar. Hâlâ Metin'in bilinen katilleri sokaklarda kollarını sallayarak dolaşıyorlar. Onlar sokakta dolaştıkça, ada- letten nasıl söz edeceğiz? Işık Yurtçu, İsmail Beşikçi, sırf dü- şünceleri nedeniyle yıllardır ha- pıslerde yatarken katiller sokak- larda dolaşıyor. Polis şefleri cina- yetleri savunuyor, milletvekilleri de onları sakin sakin ızlıyorlar. Ibrahim Şahin'in sözlerini oku- dukça, şaşkınlığa düşüyor, endi- şeyekapılıyorum. PERŞEMBE ORR\N BURSALI Sigara'ya Vaziyet Polemik, doğru düzgün ve bilgiye dayalı yapılırsa keyif verir, yararlı ve aydınlatıcı olur. Geçen yazımda şöyle yazdım: "Sigara içen herkesın kansere yakalan- madığı doğrudur. Çünkü her ınsanın bünyesi, etkılen- mesi aynöır. Bilımın böyle bir iddiası yoktur." Haftanın 4 günü yazdığı köşesınde "Tütün Mamul- lerinin Zarariarının Ön/enmes/ne Daır Kanun"a karşr Vaziyet alan Deniz Som arkadaşımız, bu sözlerim- den, bilimin sıgaranın sağlığa kesın zararlı olduğu iddi- asının olmadıgı çıkarsamasını yapıyor ve ustelık bu çı- karsamayı da bana mal edıyor. Som, ayrıca "Sigaranın sağlığa kesın zararlı olduğunun hangi çevreler tarafın- dan gösterildiğinı" açıklamamı ıstiyor. • • • Yasanın kamu yararı özellıği benım için tartışma gö- türmez olduğundan bu ılginç polemigı, okurlardan özür dileyerek surdürmek zorundayım. • • • Yazımdan ve düşüncelenmden çıkartılabılecek tek sonuç "Sigaranın sağlığa kesin zararlı olduğu"dur. Bılimsel araştırmaların vardığı sonuç da budur. Tersi değil. Bazı kavramlann içeriğini demek kı biraz daha aç- mak gerekiyor: Her ınsanın yapısının -genetik ve diğer yapısal özel- likler bakımından- birbirinden farklı olduğu bilinen bir gerçektir. iyı ki de öyledır, yoksa bu dünyada herkes tek bir kişinin özelliğıni göstenrdı ve bundan daha fe- laket bir şey de olmazdı! Sigaranın herkesi farklı etkı- lemesi kötü bir şey değildir. Bu sayede Deniz Som fo- sur fosur sigara içebilmektedır. Umanm genetik tip bakımından. sigaradan en az etkılenen insanlar gru- bunda yer almaktadır da daha onlarca yıl hıçbir zararı- nı görmeden sigaranın keyfinı sürdürür. Her ınsanın farklı yapısı nedeniyle, epidemiyoloıik, yanı salgın 'hastalıkları' ve bunların insan üzerindekı etkılerinı araştıran çalışmalar, kıyaslamalı sonuçlarla açıklanır. Sigara ömeğınde. ıçen ve içmeyen gruplann üzerlerındekı etkileri üzerine bulgular, bazen 30 yıl sü- ren gözlemler sonucu elde edilmiştir. insan tıpinin farklılıkları nedeniyle bilimden. "Sigara herkesi kanser yapar" veya "Sigaranın sağlığa zararı yoktur" gibi toptancı açıklamalar yapmasını bekleye- meyız. Çünkü bu doğru da değildir. Bilimin yapabıldiği. sigaranın veya diğer maddele- ' rin, insanlan ortalama etkileme yüzdelerini bulup ver- mektır. Örneğin yazımda şunu belırtmiştım: "Sigara içenlerin yarısı sigaraya bağlı bir nedenden ölüyor." Bu, ortalama bir saptamadır. Sigara içenlerin yüzde 50'sınin de başka nedenlerden öldüğü gerçeğinı içerir. Bilim şimdı bir adım daha atmaya hazırlamyor ve her bireyin genetik eğiliminı bazı testlerle saptamaya ve örneğin sigaradan etkilenme derecesini belirleme- ye çalışıyor. Bu sayede örneğin Som, sigaranın kendı- ni nasıl etkileyebıleceğıni de öğrenebılecek; ya sonuç olumsuz çıkacak ancak her şeyi göze alarak içmeyi sürdürecek: ya da etkılenmeyeceğını görecek ve iki mıslı sigara içme ozgürlüğüne kavuşacak... Sigaranın sağlığa zararlı olduğunu "hangı çevrelerin belirlediğine" gelince... Bu "çevrelerin" başında, siga- ranın etkilerinı yuzlerce kez araştıran bilim çevreleri geliyor. Ve kendinı bu işe adamış bilim insanlan. Som'a bu konuda yapılan bılimsel araştırmaların geniş bir lıstesini hazıriıyorum. Umanm merak eder de ince- ler. Şu kadannı belirteyım: Sigaranın akciğer kanseri yaptığını. 34 bin Ingıliz hekimi üzerinde 40 yıl süren araştırmaları sonucu ılk kez gösteren Richard Doll ol- du. • • • Som diyor ki: "Her ınsanın bünyesi ayn olduğuna göre bu durumda şekerin, tuzun, yağın, etin de kulla- nımının sınırlandınlması yönünde yasal düzenlemeler yapılması, bu ürünlerin reklamının yasaklanması gere- kiyor. " Sadece keyif verici bir madde olan sigarayı temel gıda maddeleriyle aynı kefeye koyan bir anlayışla ilk kez karşılaşıyorum. Çeşitli hastalıkların tedavisinde, söz konusu maddelerin sınırlı tüketimi gündeme gele- biliyor. öyle değil mi? Ayrıca, bir insan fazla ve gerek- siz yere et veya tuz yiyorsa, bunun zararı kendinedir. Ancak sigara ıçmenin yaygın etkisi söz konusudur. Toplu yerlerde ıçilen sigaradan herkes etkilenmektedir, yarattığı pislik bir yana! • • • Sigara kanununda amaç şöyle açıklanıyor: "Bu ka- nunun amacı. kışıleh tütün ve tütun mamullerının za- rarlarından, bunlann alışkanlıklannı özendinci reklam, tanıtım ve teşvık kampanyalanndan koruyucu tertip ve tedbirler almaktır." Yasa, sigara ıçenın sigarasına karışmıyor. Yasa, sigara ıçmeyenlerin içmeme, etkilenmeme hakkını koruyor. Yasa, genel sağlığa zararı kesin olan tütünün ço- cuklar tarafından kullanılmasını azaltmaya çalışıyor. Bu yanlışsa, Som'un mantığına göre, niçin bebele- rin de ağzına birer sigara koyacak çalışmalar yapmı- yoruz, toplum olarak? Bu doğru değılse, yasaya karşı bu gürültünün ne- denini anlamak da mümkün değil. Som, içlerınde çok saygın bilim adamlarının da bu- lunduğu bazı derneklerin sigara aleyhtarı kampanya- lardan "milyarları götüreceği endişesi" içinde. Son ya- zısında onları sıralamış. Ve bir çoğuna da haksızlık yapmış! Ya sigara satarak ve halkın sağlığını zehirleyerek milyarları götürenler? inşallar kamu kaynaklanndan bol milyarlar aynlır da halk sağlığını korumak için kampanyalar açılır! Bu kampanyalann masrafının da sigaraya konacak ek zamlarla karşılanmasını önerıyorum! Bakanlar Kurulu Ağrı'da toplandı Döviz üzerinden faizsiz kredi hükümeti böldü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Başbakan Necmet- tin Erbakan. Doğu ve Gü- nevdoğu Anadolu Bölge- sı'nde yatınmı arttırmak için döv iz üzerinden faizsiz kre- di verileceğini açıklarken. hükümetin DYP kanadı ile RP'li Bayındırlık ve lskân Bakanı Cevat Ayhan" ın öne- rive karşı çıktığı öğrenildi. Öneri. ortaklar arasında ge- çen tartışmalar nedenıvle karara bağlanamadı. Bakanlar Kurulu. dün Er- bakan'ın başkanlığmda Ağ- n'dakı şeker fabrikası tesıs- lerinde toplandı. Erbakan. toplantı öncesinde yaptığı açıklamada projelerı şövle sıraladı: "25 ilde nıuhtasar bevanname ödemeleri 5 vıl süreyletecillİNapılacak. Mii- teşebbislere dö\iz üzerinden faizsiz kredi verilecek. Bölge- de öğretmensiz okul kalma- ması ve sağlık hizmetlerinin noksansız yürütülmesi için gerekli önlemler alınacak. Köyedönüş projesine hız ka- zandınlacak ve köyünden aynlanlann dönüşleri bu vıl içinde tamamlanacak. Vab- nm vapmak isteyenlere 5 yıl süre>le \ergi muafiveri geti-' rilecek. Erzurum ve Ağn'da: serbest ticaret bölgeleri ku- rulacak. Doğalgaz bir yıl içinde Ağrı'va. ardından da Nan'ageririlecek." Erbakan'ın dövız üzerin-- den faizsiz kredi verilmesi' önerisı Bakanlar Kurulu'nda yaşanan tartışmalar nede- niyle karara bağlanamadı., Dövız üzerinden faizsiz kre- • dınin. düşük faizli kredi ilej aynı anlama geldiğıni belir-' ten DYP'lı bakanlarla RP'li Cevat Ayhan öneriye karşı çıktı. Toplantıda. 5 yıllık vergi muafıyetınin 10 yıla çıkanlması da önerildi. Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller de. Ağnlı yurt- taşlann ünıversıte ısteklen- nın de yerine getirileceğini söyledi. Çiller, il olmak iste- ven Patnoslulara da il sözü \erdı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle