25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 OCAK1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 UYCARLIKLARIN IZINDE OKTAY EKİNCI 1996 boyunca koruma ve kültür alanındaki tüm eski kazanımlar saldınya uğradı... Kültür Bakanlığı'nda 'darbe' yılıTürkıye'ninenbüyükzengıniiğıni veev- rensel lamliginı oluşturan tarih, kültür ve doğa değerlerimızin "devlet adına" korun- tnası görevı Kültür Bakanlığı'r.â ait. Böylesi bir sorumiulukla yüklü görevin yine korumadan yana yerine getirilebilme- si için ise aynı değerlere önem veren \e "yağmaya kârşı direnebilecek" yürekli ve duyarlı kişilerin bakanlık yönetimini üstlen- meleri gerekiyor. Geride kalan 1996 yılı. işte bu açıdan bü- tün bir Kültür Bakanhğı tarihınin belki de en "taMhsiz yılı" olarak süreklı genlımler içinde yaşandı. Daha göreve başlar başla- maz. koruma kurullanna ve SİT kararlanna saldıran bir "Koruma Genel .Müdürü"; yi- ne göreve başlar başlamaz kültürden ve k'o- rumadan yana demokratik kuruluşlara açık- ça savaş açan bir "Kültür Bakanı" ve aynı şekilde koltuguna oturur oturmaz Taksim 'e cami yapmayı en büyük hızmet olarak ilan eden bir başka "Kültür Bakanı_" 1996'nm çağdaş uygarlık beklentıleri karşısındakı ka- ranlık ve ürkütücü gelişmelerine imzalanm attılar... Kuşkusuz çağdaş bir hukuk devletinde as- lında kişiler değil, anayasal ilkeler ve yasal kurallar belirleyıcidir. Ne var kı Türkiye'de bunun tam tersinin hâlâ geçerlı olduğunun en açık örneği de işte bu bakanlann ve ge- nel müdürün önlenemeyen ve denetleneme- yen hukukdışı "kişiserdavTanışlanyla Kül- tür Bakanlığı'nda sergılendi Söz gelımi eğer bugünün "temiz toplum- cu"lıderi.MesutYılmaz.geçenyıl birazdu- yarlı davTanıp. vaktıyle kendisinin de görev yaptığı Kültür Bakanlığrnı ANAYOL döne- minde Agâh Okta> Güner'e teslım etme- seydi; Altan AkaMarihi ve doğayı savunan kişi ve kuruluşlara saldınrken böylesıne ba- şı boş bırakılmasaydı >ada REFAHYOLku- rulmuş olsa bile hiç değiise su Türkiye Cum- huriyeti'nin Kültür Bakanlığı'na İsmail Kahraman gibi bir "şeriat yanlısı" getirilip oturtulmasaydı. siyasal ortamm tüm olum- suzluklanna ragmen yıne de kültür alanın- da böylesine bir tahribat belki de yaşanma- yacaktı.. İşte özellikle bu 3 kişınin ellenndeki ka- mu yetkilerıni kendi siyasal ve ıdeolojik beklentilen doğrultusunda "milhanca" kul- lanmalanyla ortaya çıkan gelışmelerden ba- zı kesıtler. Görülüyorkı 1996'nın hemen her ayı. koruma \ e kültür alanındaki önceki yıl- larda elde edilen tüm kazanımlar için sanki bir "karşı devrim günkri" olarak yaşanmış. OCAK'96: Yeni döneme hazırlık •lktıdardakı CHP-DYPkoalısyonu. Ara- lık (1995) ayındakı genel seçim sonuçlan- na göre yenı oluşacak hükümet kurulunea- yaİcadar görev başinda. Fikri Saglar. Kültür Bafc'am-AJtan Akat ise J993'te vine Fikfi Sağiar tarafından görevden uzakİaştmlma- sı üzerine açtığı davayı kazandığı için "yar- gıkaranyla" gelip yeniden oturduğu Kültür ve Tabiat Varhklannı Koruma Genel Mü- düriüğükoltuğunda "venidöneme" hazırla- nıyor... •Koruma kurullanyla ilgili yönetmelik değişikliği taslağı. Altan Akat tarafından son şekle geririliyor. Kimi "sakıncah" görü- len kurul üyelerini. hemen görevden alabil- mek için üyelik süresinın "2 yılla" sınırlan- ması öngöriilüyor. •lstanbul III Numaralı Koruma Kuru- lu'nun Kasım (1995) ayında Beykoz ve Sa- nyer ilçelen ıçin aidıgı "doğal SİT" karan- nın koruma \e planlama ilkelerini belirleyen 14 Aralık 1995 tarihli ikinci karannın dâğı- tımı, genel müdürün telefon talimatıyla "durduruluyor." Konu ancak lOOcak 1996 günü kurul üyelerince Fikri Sağlar'a bildi- rildikten sonra çözümleniyor ve Altan Akat'ın 11 Ocak 1996 tarih ve 104 sayılı ya- zısıyla SİT karan ilgili yerlere dağıtılıyor. •Koruma Genel Müdürü Altan Akat, 17 Ocak 1996 günü müsteşaryardımcısı Şakir Çefik'in de "bakan adına" katıldığı bir top- lantı düzenleverek lstanbul"daki koruma ku- Jşte, Kültür Bakanlığı'nın **1996 >ılı görüntiisü". Mimarlar Odasfnı gece\ansı işgal eden Bakanlık yetkiüsi. bu "resmi" eyteminin ardından polisin koruması altında "yüzü örtülerek" kaçınlıvor2.12.1996. (Fotoğraf: BERTAN AĞANOĞLU) rulu üyelenne ve raportörlerine "kendi ko- rumaanlayışıni" anlatıyor. Kurullann. özel- IikJe SİT kararlannı eleştiren Akat. üyeleri adeta "azarlarcasına" yaptığı konuşmadan ötürü tepki alıyor. Aynı toplantıda. restoras- yon projelerinin Mimarlar Odası'nca da de- netlenmesi kuralını "yakında kaldıraeağı- ru" duvuruyor. . ŞUBAT'96: Kiyım yönetmeliği yürürlükte •lstanbul II. Numaralı KorumaJCuru- lu'nun, İTÜ raporlanna dayanarak Ömerli ve Darlık su hav zalannı çevreleyen orman- lık ve tanmsal karakterlı alanlar için almak istediği StT karan dayine Altan Akat'ın gi- rişimleriyle durduruluyor ve "sonuçlandı- nlmryor." •Koruma kurullanyla ilgili yönetmelik değişikliğı 8 Şubat 1996gün ve 22548 sayı- lı Resmi Gazete'de yay ımlanarak yürürlüğe giriyor. Yönetmelik. kurul üyelerinın görev süresıni "2 yıla" indirirken uzaması için ba- kanlığa en çok 5 kez "yeniden görevlendir- me" yetkısi veriyor. (Bu yönetmeüğe daya- narak görev den alınan üyelerce açılan dava- lar sonucunda Danıştay kasım ayında yüriit- meyı durdurma karan verdi.l MART'96: Agâh Oktay Cüner işbaşında •Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Me- «utYılmaz başkanhğındakiANAP-DYP or- taklık hükümetıni 6 Mart 1996'da onaylı- yor. ANAYOL"un Kültür Bakanı ve "ülkü- cü" kökenlı Agâh Oktay Güner işbaşında. •Başta lstanbul olmak üzere Bursa. Edir- ne gibı yörelerde önemli SİT kararlan alan koruma kurullannın özellikle -korumaa" olarak tanınan hemen tüm üyelen. bu kurul- lann müdürlerivlebir!ikte\e'*veni yönetme- üğe" dayalı olarak Mart (1996) ayı boyun- ca ardı ardına görevlennden ahnıyorlar. •Altan Akat. koruma kurullannda "ken- disiyie uyumlu" bir yeniden yapılanma için güvendiği uzrnanlarla bırlikte Yıldız Sara- yı'ndahaftasonlan "damşmaveytniüyebe- lirleme" toplantılan yapıyor. •lstanbul III Numaralı Koruma Kuru- lu'nun "kryımdan önce" aldığı ve Sanyer- Beykoz doğal SİT alanlanndaki "koruma dereceterini" belirlediöi 7Mart 19%tarih v e 7935-7936-7937 sayîîı kararlan da Altan Akat tarafından yeni Kurul Müdürü Bülent BUgin'e verilen talimatla "durduruluj'or." NİSAN'96. Koruma ilkelerinde karşı devrim' •Genel müdürlükçe durdurulan SİT ka- rarlannın. aralannda Tansu Çiller'ın de bu- lunduğukimiünlülereaıtSanyer-Kılyos'ta- kı villa ınşaatlanna kısıtlama getirdiğınin basında yer alması üzenne. 23 Nisan 1996'da bir basın toplantısı düzenleyen Agâh Oktay Güner. ANAYOL döneminde uygulay acak- lan koruma anlayışını şöyle özetliyor: "Ko- ruma kurullan bundan böyle uy gulanabilir nitelikte karaıiar alacaklar. (...) Projeler ar- nk Mimarlar Odası'nca denetlenmeyecek (...) İnsanlann mülk sahibi olmalan bir va- yet noktasına gelme>ecek~" •Bakanın dile getirdiğı bu "yeni koruma (!) anlayışını" resmen yürürlüğe sokmak üzere yıne Altan Akat tarafından hazırlanan "ilke karan değişikliklerinirı" Koruma Yük- sek Kurulu'nca da "olduğu gibi onaylandı- fı" ortaya çıkıyor. Üyelen yeniden belirle- nen. ancak aralannda Prof. Dr. Gönül Tan- kut gibı kımi eski üyelerin de bulunduğu Koruma Yüksek Kurulu. daha önce 1993- 1995 döneminde müsteşar Prof. Dr. Emre Kongar başkanhğındaki Yüksek Kurul'un aldıcı tüm koruma iikelerinı 19 Nisan 19% Odası'y la eski Kültür Bakanı Timurçin Sa- \aş döneminde ımzalanan 1995 tarihli "ko- ruma bilinci için ortak etkinlikler" protoko- lunu da "sessizce" iptal edıyor. Bakanhkta- kı önemli görev lerin hemen tümünde deği- şiklik yapılarak özellikle sorumlu mevkile- re MHP eğılimlı kadrolargetiriliyor •HABITAT-II toplantılan bittikten sonra Genel MüdürüAltan Akat imzalı ve 13 Ha- ziran 1996 tarihini taşıyan "tahliye yazKi" Yıldız Sarayı'ndakı Mimarlar Odası lstan- bul Şubesi yönetıcilerine 27 Haziran 1996 ta- rıhinde "faxla" iletilıyor. Ertesi günü ise (28.6.1996) Cumhurbaşkanı DemireL Kül- tür Bakanlıgı'na RP'lı İsmail Kahraman'ın getirildıği Erbakan başkanhğındaki RE- FAH^OL hükümetini onaylıyor... TEMMUZ 96: ismail Kahraman işbaşında •Yenı Kültür Bakanı İsmail Kahraman, Agâh Oktay Güner'le bırlikte düzcnlenen devırteslımtörenindeGüner'ın "baş.anhgi- sı üzenne kendisine yapılan başvuralan iş- leme koy mayarak tarihi yok eden çevrelerin bakanlıktaki "koruma müdüıü" olma işle- vini sürdürüyor... •Sılifke'deki arkeolojik SİT alanında ka- lan kıyı arazilerindeki tarihsel kalıntılar. Kültür Bakanlığı'ndan gelen emirle "müze- yetaşınarak" aynı araziye imarolanağı sağ- İanmaya çalışılıyor.. •Kültür Bakanı İsmail Kahraman, 10 Ey- lül 1996 günü Yıldız Sarayı'nda "Koruma kunıllanndan ve SİT kararlanndan şikâ- yetçi olan belediy« başkanlanyU" görüş alış- venşinde bulunuyor. Toplantıda Ankara Be- lediye Başkanı Meiih Gökçek'in dile getir- digi "Koruma kuruüannı bize bağlaym" şeklindeki öneri basında da geniş yankı ya- pıyor... EKİM '96. Kurullara karşı kampanya •İsmail Kahraman'ın RP'li belediye baş- kanlanvla yaptığı toplantıda öne çıkan gö- rüşler, fçişleri Bakanlığf nda hazırlanan "ye- ni belediyeyasası taslağındaki'maddelere de geçiyor. Taslağa göre 2863 sayılı Koruma Yasası'nda da değişiklik yapılarak konıma kurulu üyelennin "Büyükşehirbelediyebaş- katunca teldifedilecek kişiler arasından" se- çilmesi öngörülüyor. •Istanbul Büyükşehır Belediye Başkanı Recep Ta»ip Erdogan. RP eğilimlı Mimar- lar ve Mühendisler Gurubu'nun Dedeman Oteli'ndeki kahvaltıh toplantısında yaptığı konuşmada. "Koruma kuruUan kakünlma- Udu-" kampanyasını başlatıvor. •MimarlarOdası ve Tarih Vakfından son- ra Ankara'daki AKM'de faaliyet gösteren tüm sivil toplum kuruluşlannın da binadan çıkanlmalan yönünde girişımler yoğunla- şıyor. Eski Kültür Bakanı Fikri Sağiar döne- minde bu mekân tahsislenni yapan eski Müsteşar Yardımcısı Şaldr Çelik'e de İsma- il Kahraman tarafından "5 maas. kesinti" ce- zası veriliyor... KASIM 96: SİT kararlanna tırpan •Altan Akat'ın ısrarlan üzerine Koruma Yüksek Kurulu'nun Danıştav kararlanna günü ıptal ediyor. Bir günlük oturumda tam "49 korumacı ilkeyi" değiştırerek yenne "SİT kararlannı engelleyki; tanmsal ve do- ğal alanlara imar olanağı vcrcn \e tarihi bi- nalann yıkımını öngören r yenı ilkeleri dev - reye sokan Yüksek Kurul. yine Emre Kon- gar döneminde başlatılan "Mimarlar Oda- sı denetimini" de yürürlükten kaldınyor... MAYIS'96: Kültür kurumlarına saldırı •Kültür Bakanı Agâh Oktay Güner. An- kara'daki DevletResinıveHeykelMüzesi'nin mülkıyetinin 1994 yılında MHP lideri .\1- paslan Türkeştarafından gündemegetırilen "Türk Ocaklan Genel Merkezi'nedevredil- mesi" yönündeki kanun teklıfinı TBMM'ye sunmak üzere yeniden işleme koyuyor. •Aynı günlerde yine Agâh Oktay Güner, MimarlarOdası'mn Yıldız Sarayı'nda 1995 yılından itıbaren lOyıl ıçin kullanmaktaol- duğu dış karakol binasının "odanın dinden alınmasıyla" ilgili genel müdür Altan Akat'ın "protokol iptaK" teklifini 17Mayıs 1996 tarihinde onaylayarak yürürlüğe soku- yor. •Benzer şekilde Tarih Vakfi'nın da HA- BITAT-I1 sergilen ve lstanbul Müzesi pro- jesi için 1995'ten itibaren 49 yıllığına kul- lanmakta olduğu Darphane binalannın da bu vakfin elinden geri alınması ıçin yine Agâh Oktay Güner tarafından imzalanan ilk yazılı bildırim, 24.5.1996 tarihini taşıyor. Güner bu gırişimde. yıne kendi seçtiğı üye- lerle yeniden oluşturduğu Prof. Dr. Sema\i Eyice başkanhğındaki Koruma Kunılu'na Altan Akat tarafından dıkte edildiği söyle- nen "Darphanenin rL\BITATsergÖerinden sonra hemen Kültür Bakanhğı'na iadesi" şekhndeki 24 Nisan 1996 gün ve 7 682 sayı- lı karan dayanak gösteriyor... HA2İRAN96: HABITAT günleri suskunluğu •Türkiye'nin "e\ sahipliğini" üstlendiği Istanbuldaki HABITAT-11 DünyaKentZir- vesL özellikle çevrenm \e kükürün korun- masında "devlette sKil toplum kuruluşlan- nın yakın işbirliği" teması üzennde yoğun- laşıyor. Mimarlar Odası'nın Yıldız Sara- yı'nda. Tarih Vakff nın Darphane'de. diğer birçok demokratik kuruluşun ve derneğin Ankara'daki AKM mekânlannda kültürel ve sanatsal faaliyetler içerisinde olması, evsa- hibi Türkiye'nin Kültür Bakanhğı eliyle bu temaya destek verdiğı "başanlı örnekleri" olarak gösteriliyor. •Bütün bu çalışmalar "uluslararası bir il- gi ve beğeni içinde" sürerken Agâh Oktay Güner'in Mayıs (96) ayında imzaladığı ve MimarlarOdası'mn Yıldız Saray ından, Ta- rih Vakfı'nın ise Darphane'den "tahliyesi- ni" öngören resmi yazılar. HABfTATgün- lerinde "bekletilerek" teblığ edilmiyor. •Agâh Oktay Güner. Adana Mimarlar rişimlerini" sürdüreceğini belirtiyor. Altan Akat makamını yıne koruyor ve bu "sörek- liliğin" bakanlıktaki "kurmay bürokratı" olarak görevine devam ediyor. •Agâh Oktay Güner'in Yıldız Sara- yı'ndaki bina kullanım protokolunu iptal eden işlemleri hakkında idare mahkemesın- de dava açan Mimarlar Odası lstanbul Şu- besi Başkanı Prof. Dr. Cengiz Eruzun,yeni Kültür Bakanını ziy aret ederek "mahkeme karannın beklenmesigerektiğini" söylüyor. Aynı zamanda "avukat" olan Ismail Kahra- man'ın yanıtı ise "mahkemede kazanırsı- nız. bu nedenle hemen çıkmamz laam" şek- linde oluyor. • İsmail Kahraman ve Altan Akat, tarihi Taksim Maksemi bitişiğındeki SİT alanına gıren arsada "Taksim Camisi" projesıne onay vermeleri için koruma kuruluna baskı yapıyorlar. •İsmail Kahraman, bakanlığa bağlı çe- şitli binalarda faaliyet gösteren kuruluşlar arasında "sadece çağdaş ve laik kültür anla- yışını savunan" sivil toplum örgütlerini bu mekânlardan çıkartmak üzere çalışma baş- latıyor. ACUSTOS 96: Korumacılara REFAHYOL ZUİmÜ' •Kültür Bakanlığında "korumacı" ve "demokrat" olarak tanınan 100'den fazla yönetici ve uzman. görevlerinden ahnıyorve uzun süreli geçici görev lerle bakan'lıktan uzaklaştınlıyor. •Bakanlık Yüksek Tefhş Kurulu müfet- tışleri. Koruma Genel Müdürü Altan Akatıntalebi üzerine özellikle Arkeologlar Derneği'ne üye olan arkeologlann sırayla ifadelerini alarak bakanlıktaki gelişmeleri "basına kimlerin duyurduğunu"sorgu)uyor- lar. •Galata Kulesi çev resindeki S tT dokusu- nu oluşturan binalar. kurul karan olmadan anıden yıkılmaya başlıyor. Mimarlar Odası olaya müdahale ediyor. EYLÜL '96: Tarihi yıkanlar korunuyor' •Galata'daki SİT dokusu yıkımlannda tartışmalar büyüyor. Mimarlar Odası. yı- kımlann kurul karan olmadan ve "Beyoğhı Belediyesi'nin izniyle" gerçekleştığini Kül- tür Bakanlıgı'na iletiyor ve önlem alınma- sını istiyor. •Oda'nın 3 Eylül 1996 tarihli bu başvu- rusuna 30 Eylül 1996 gün ve 4436 sayılı bir yazıyia yanıt veren Koruma Genel Müdürü Altan Akat; "Mimarlar Odası'na bilgi ver- memiz mümkün değildir, aynca birdaha ba- kanhğınıı/ı bu rüryazışmalaıia meşguletme- yin" şeklindeki resmi ıfadeteriyle dikkatle- n yıne üzenne çekıyor. •Altan Akat. beozer şekilde Kayseri'de- ki 17. yüzyıla ait Mollaoğtu Konağı'nın da yıne RP'li belediyenin girişimiyle yıkılma- aykın olmasına rağmen ilan ettiği 23 Ağus- tos 1996 gün ve 466 saytlı ilke karanna da- yanarak "haklannda dava açılan SİT karar- lannı yeniden gündemlerine alan" lstanbul ve Izmır Koruma Kurullan'nda "gerilimli toplanblar" yapılıyor. Yine "Genel Müdür- lük isteği" (yani. "baskısı") ile gerçekleşen bu toplantılar sonucunda İzmir-Çeşme Ya- nmadası Stt alanlan yeniden imara açılırken tstanbul'daki Sanyer-Beykoz StT alanlann- da "imar ptanı onayı" sürecıne gınliyor. •TBMM'ye sunulacak yeni kadro tasla- ğında, Kültür Bakanlıgı'na •*24kisilikimam kadrosu" alınması komisyonlarda kabul ediliyor. İsmail Kahraman, bu imamlann "müzelerde Kuran okuyacağını" söylüyor •lstanbul 3. idare Mahkemesı, Kültür Ba- kanltği'nın Mimarlar Odası'nın Yıldız Sa- rayf ndaki bina kullanım protokolunu iptal eden ve Oda'nın binayı boşaltmasını öngö- ren tüm işlemlerini hukuka aykın bularak 28. Kasım 1996'da oybirliğiyle "yüriitmeyi durdurma" karan veriyor. Yargının bu ka- ranndan bir gün sonraki hafta sonunda ise bina polisler tarafından "kuşatma" altına almarak Kültür Bakanı ve valinin emriyle çevik kuvvet tarafından "zorla" boşaltılı- yor... ARALIK '96: İşgal ve tehdit ayı • 28.11.1996 tarihli mahkeme karan 2 Aralık 1996 Pazartesi günü valilik ve Kül- tür Müdürlüğü'ne tebliğ edilmesine rağmen. aynı günü izleyen "geceyansı" başlatılan bir operasyonla bu kez Kültür Bakanhğı ele- manlan. polis koraması altında Mimarlar Odası'nın boşaltılmış binasını "işgal" edi- yorlar. Operasyonu yöneten jCoruma Genel Müdürü Altan Akat, "mahkeme karann- dan haberleri obnadığmı" söylüyor. • Altan Akat. Mimarlar Odası 'nın yanısı- ra Tarih V'akfi'na da saldınya geçerek Darp- hane binalannın HABITAT-II sergileri sıra- sında "tahrip edildiği" (!) gerekçesiyle he- men boşaltılması girişimlenni başlatıyor. Vakfa gelen 11.12.19% tanhlı bir yazıda, Darphane'nin "10gün içinde" ve boş olarak gerı venlmesi isteniyor. •Dış Karakol Binası'nın Mimarlar Oda- sı'nca kullanımını öngören 28 Kasım 1996 tanhli mahkeme karannı gece baskınıyla "fıilen uygulanamaz kılan" Koruma Kuru- lu Müdürü Bülent Bilgin, belediyelere gön- derdiği 18 Aralık 1996tarihli resmi yazıda, "yeni adreslerinin YıldızSarayı Dış Karakol Binası" olduğunu bildiriyor... Böylece Kültür Bakanİığı'ndaki 1996 yı- lı yönetim anlayışına egemen olan ve dam- gasını vuran "hukuk dışı kültür politikası", anayasayı açıkça çiğneyen "TC"damgalı resmi yazışmalarla da belgelenmiş ve arşiv- lere geçmiş oluyor. Ne dersiniz; 1997'nin gerçekten umutla karşılanabilmesı için, en az "Susurluk" ka- dar Kültür Bakanİığı'ndaki bu gerçeklere de duyarlı olmak gerekmiyor mu?.. ODAK NOKTASI AHMET CEMAL İyi Şeyler'den Kötu Şeylere... Geride bıraktığımız yılın son ayında: ülkemizde, yayıncılık alanında bir eşı daha görülmemiş bir olay yaşandı. iyi Şeyler Yayınevi'nın sahibi olan reklam- cılık şirketi, ani bir kararla yayınevini "daraltma- ya"karar verdi. Yayınevinin yöneticisi ishak Rey- na ile öteki çalışanlarına da yayınevinin Akaret- ler'deki bürosunu bir hafta içerisinde "boşaltmala- n" buyruğunu iletti. Selim îleri, geçen salı günkü "Yayınevi Batıran Yazar" başlıkh nefis köşe yazısmda. İyi Şeyler Ya- yınevi'nin Cevat Çapan'ın yönetimindeki şiir dizi- sinden birbirinden güzel başka dizilere ve kitapla- ra uzanan öyküsünü dile getirdığinden. ben olayın o dönemine değinmeksizin, yayıncınm sorumlulu- ğu, daha doğrusu bu olayda belırginleşen sorum- suzluğu üzerinde duracağım. Yukarıdaki satırları okuyanlar, bir yayınevinin açıl- dığı gibi çeşitli nedenlerle kapsamını daraltabilece- ğini ya da kapanabileceğini de düşünerek bu ola- yın benzerlerinden ayrılan yanının ne olduğunu - haklı olarak- sorabilirier. Zaten benim amacım da bu "ayrılan yanlan" dile getirmek... Her şeyden önce bu yayınevinin parasal olanak- sızlıklar nedeniyle köklü bir değişime karar verdi- ğine inanmayı haklı gösterebilecek bir neden yok. Çünkü yayınevinin yalnızca şiir kitaplan yayımlayan yayınevi olmaktan çıkıp, genişlemesinin üzerinden henüz bir yıl bile geçmedi. Bugün yayıncılık yap- maya karar veren en cahil birinin bile girişiminden en az iki yıl kazanç beklememesi gerektığini bildi- ği göz önünde tutulursa, durum daha iyi anlaşılır. Aynca bu yayınevinin sahibi olan reklam şirketinin parasal durumunda da -en azından bizim bildiği- miz- bir kötüye gidiş olmadığına göre sözü edilen değişime daha farklı nedenler aramak gerektiği kendiliğinden ortaya çıkar. Kaldı ki ancak yedı se- kiz aylık bir geçmişe dayanan "genişlemiş" yayı- nevinin bu sürenin sonundaki satış rakamlan ve ki- mi kitapların daha şimdiden ikinci basım aşaması- na gelmiş olması, "daraltma"nın olası parasal ne- denlerini bütünüyle safdışı kılmakta. Bir başka "tuhaflık," kendıni yayınevinin -aslın- da daha çok bir kapatmayı çağrıştıran- daralma biçiminde gösterdi. Çoğu kitap dizgideyken böy- le ani bir karar alan sermaye sahıpleri, yani reklam şirketinin ortakları, bu kararlarından yayınevine ki- taplannı vermiş olan yazarları ve çevirmenleri ha- berdar etme gereğinı duymadılar! Yazarların ve çe- virmenlerin doğrudan ılişki kurdukları personeli bü- tünüyle işten çıkarırken basılmış ya da dizgide olan kitaplarla, yapılmış sözleşmeler konusunda bun- dan böyle kimin muhatap alınacağma ilışkin her- hangi bir açıklamayı gereksız buldular! Hıçbır ku- ralauymayanbudavranışlarkarşısındasıkılmakise iyi Şeyler Yayınevi'nin. nezaketı ve dostluğuyla ya- yıneviyle ilişki kurmuş herkesin gönlünü kazanan değerli yönetmenı İshak Reyna'ya düştü. ishak Reyna, bütün yazarlara ve çevirmenlere durumu te- lefonlaaçıkladı. Buarada sermaye sahiplerinin ya- yınevinin yöneticisinden "basına yayınevi adına açıklama yapmamasmı" istemeleri. işin tuhaflığını daha da belirgin kıldı: herhalde bu kişiler, bir yayı- nevi açmanın her şeyden önce okuyucuya karşı bir sorumluluk yüklenmek olduğunu asla düşün- meksizin, yaptıklarının "işletmeiçerisinde"kalabı- leceğine inanmışlardı! Belirtmek istediğim bir nokta var. Kimileri bu ya- zıyı yazmamın nedenini, iyi Şeyler'de benim kitap- larımın da çıkmış olmasına bağlayabilirler. Ben, ki- taplarımın çıktığı yayınevlerinın kapanması olayıy- la geçmişte de karşılaştım. Ama o yayınevlerinın çabalannı, kapanmalarından çok sonra bile takdir- le anmayı sürdürdüm, çünkü onlar; yazara, çevir- mene ve okuyucuya karşı sorumluluklarını bilen, ama kimi clanaksızlıklar nedeniyle yayın dünyasın- dan çekilen saygın yayınevlerıydı. "İyi Şeyler" ola- yında ise karşımızda ne yazık ki kitap yayımlama- yı, örneğin ajanda çıkarmakia eşanlamlı sayan bir zihniyet bulunmakta. Eğer sermaye sahiplerı, asıl uğraş alanlan ile ya- yıncılık arasında bir bağ kuramadılarsa. bunu baş- tan düşünmeliydiler. Ya da kendi asıl uğraş alanı- nın yani sıra yayınevi açmanın okuriarla nasıl doğ- rudan bir sorumluluk ilişkisi kurmak demek oldu- ğu ve bu sorumluluğun gereklerinin nasıl yerine getirildiği konusunda örneğin Yapı Kredi Yayınla- n'ndan biraz ders almalıydılar! Oysa iyi Şeyler'ın sermaye sahipleri, böyle bir sorumluluğu duyduk- larına ilişkin en ufak bir belirti vermeksızın, kenara çekilmeyi yeğledıler; böylece de gerçekte tek ka- nıtladıkları, çok iyi başlayan iyi Şeyler'i kötü şeyle- re dönüştürmekte hiçbir sakınca görmedikleri ol- du. Bir yayınevinin okurları, yazarları ve çevirmenle- ri, bir kez böylesine hiçe sayabilen sahipleri. bu sa- atten sonra yayınevlerini -şöyle ya da böyle- sür- düreceklerini açıklasalar bile, anılan kesimlerin gö- zünde yeniden inandıncı olabilmeyı acaba nasıl ve kimlerin aracılığıyla başarabileceklerdir? Evet, şim- di okurtarın ve bütün kitapseverlerin yanıtını ve me- rak ettikleri, aynca ülkemizdeki bütün yazar ve ya- yın kuruluşlarının da ilgilenmeleri gereken soru, bence bu sorudur! Grammy adayları açıklandı • NEVV YORK(A.A)Müzık dünyasımn Oscar'ı olarak adlandınlan Grammy Ödülleri adaylan bugün açıklandı. Soul müziği sanatçısı Tony Braxton. Kanadalı şarkıcı Celine Dıon. Gloria Estefan ve Jevvel en iyi kadın şarkıcısı ödülü için aday gösterildiler. En iyi erkek şarkıcı olarak ise. Eric Clapton. Bryn Adams. John Mellencamp. Tony Rich ve Sting aday olarak gösterildi. Grammy Ödülleri, Nev\ \brk'un Madison Meydanı'nda 26 şubat tarihinde yapılacak törenle sahiplerinı bulacak. Ankara sinemaya doyacak • ANKARA (ANKA)-9. Ankara Uluslararası Film Festivali. bu yıl 14-23 mart tarihleri arasında sinemaseverlerle buluşacak. Dünya sinemasının ustalannın yanısıra, genç yönetmenlenn filmlerinin de yer alacağı festivalde bu yıl. yeni İspanyol sineması tanıtılacak. Aynca. kadına ilişkin sorunlan ışleyen filmler. 'Sinemada Kadın Imgesi' başlıkh bölümde gösterilecek. Fransa'dan Bertrand Blier. Raoul Ruiz gibi eski ustalann yani sıra. özellikle genç yönetmenler bölümünde Reinhard Hauff. Petr Stein ile Peter Lilienthal'in filmleri sınemaseverlere sunulacak. Louis Mallede, Italya'dan genç yönetmenlenn fılm toplu gösterimi de gerçekleştırilecek. Ingiliz sınemasından önemli örnekler de festivalde yer alacak. Canlandırma filmleriyle tanınan Quay kardeşlerin, kuklalarla değil gerççk oyuncularla gerçekleştirdikleri ilk film izleyıcilerle buluşacak. tngiltere'den ikinci film ise Nicholas Hytner'in Alan Bennet'in oyunundan uyarladığı 'Kral George'un Deliliği' olacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle