25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İntivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yonetmenı Orhan Erinç 0 Genel Yayın Koordınatorü Hikmet Çetinkata • Yazıışlerı Mudurlerı Ibrahim S ıldız. DinçTa\anç(Sorumlu) # Haber Merkezı Müduaı Hakan Kara 9 Görsel Yönetmen- Fikret Eser Dıi) Haberler Şinasi Danışoğlu • Istıhbarat Cengiz \ ıldırım • Ekonomı Bülent Kı/anlık 0 Kultıir Handan Şenköken • Spor Abdüjkadir \ücelman • Makaleler Sami Karaören 9 Duzeltme \bdullah \azıcı # Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu # Bılgı-Belge Edibe Buğra • Yurt Haberlen Nlehmet Farac Ya\ tn kurulu İlhan Setçuk ı Ba^kan). Orhan Erinç, Okta> kurtböke, Hiknırt Çerjnka\a. Şükran Soner. Ergun Baict Dinç Ta>anç, İbrahim \ ıldız. Orhan Bursalı. Mustafa Balbav. Hakan Kara. \nkara Temsilcısı Mustafa Balbav • Haber Müdüru Doğan Akın \tatürk Buhan No 125. Kat 4. Bakanlıklar-Ankara Tel- 4195020 (7 rıatı. Fak;, 4195027 # İzmır Temsılcısı SerdarKizık.HZıyaBlv 1352 S 2 3 Tel 4411220. Faks' 4419117 • Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoğlu. İnonü Cd 119 S No I Kafl.Tel 363 12 11. Faks 363 12 15 Müessese Muduru. Erol Erkut 4 Koordınator Ahmet Korulsan 9 Vluhasebe Bülent Yener 9 Idare Hüsevin Gürer 9 Uletme Önder Çelik 9 Bılgı-lşlem Nail İnal 9 Bılgısa>arSıstem Mürmet Çiler MEDVA C: • Yonetım Kurulu Ba^kanı - Genel Mudur Gülbip Erduran 0 Koordmator Rehl Işıtman # Genel Mudur Yardımcısı Mine Akdağ Tel 514 07 53 - 5139580-5138460-61.Faks 513*463 VıyiBiU>an ve Basao: Yenı Gun Haber Atansı Basın \e ^avmcılık A Ş TırkocajıCad 39 4! Caialoglu 3433-Ust PK. 246 Istanbul fel (0 212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212ı 513 85 5OCAK. imsak:5 50 Güneş. 7 22 Öğle: 12 17 İkindi: 14.36 Akşam: 16.57 Yatsı: 18.24 Heykeller tahrip ediliyop • GAZİANTEP(AA)- Adıyaman"ın Kâhta :l;esındekı Nemrut Dağı'nda bulunan ve •"Dünyanın 8. Harikası" oarak nitelendırilen Kommagene Krallığı dönemine aıt dev heykeller tahnp edıliyor, MÖ 62 ve V S 72 yıllan arasında, Kommageneliler tarafından İEşa edılen de\ tann heykelleri. doğal koşullann ohımsuz etkisinın yanı sıra bazı bilınçsiz kişilerce sert cisımlerle vurularak tahrip ediliyor. Heykellere yönelik tahribat, Nemrut Daği Milli Park Müdürlüğü görevlilerince de önlenemiyor. Evlenmenin faturası ağır • İSTANBUL (AA)- Evlenmek için yapılması gereken harcamalann miktan gün geçtikçe artıyor. Yuva kurmak ısteyenlerin 680 mılvon lirayı gözden çıkarmalan gerekıyor. Biraz lükse kaçanlar içın ıse bu rakam 2 milvan geçiyor. Günümüz şartlannda lüks sayılmavacak, her evde bulunması ihtiyaç olan be>azeşyaıçin 200-300 mılyon hra. mobilya ıçin de 200 milyon lira ıle 1 milyar lira arasında harcama yapılıyor. lstanbul'da 16-20 milyondan başla> an kiralar, depozito \ e peşınatla ilk etapta gençlenn cebınden 50 milyon lirayı çekip alıyor. Düğün için de en az 80 milyon lira gerekıyor. Soğuk ameliyatiıane • AN KARA (ANKA) - ABD'de yapılan bir araştırma. amelıyathanelenn soğuk oimasının enfeksiyon riskıni 3 kat arttırdığını ortaya koydu. Kalifomiya ve Viyana ünıversıtelerinde anestezi uzmanı olan Danıel Sessler. 200 hasta üzerinde yaptıklan araştırmanın sonuçlannı anlatırken. "tlk önce düşük vücut sıcaklığı kan dolaşımını azaltıyor, böylece oksijen taşmması da azalıyor. Oksyen, enfeksiyonlarla mücadelede önemlı rol oynuyor" dedi. Sessler. vücut soğuk olduğunda bağışıklıktan sorumlu olan hücre ve enzımlerin de iyi çahşmadığını ifade etti. Önümüzdeki günlerde kaset ve yeni bir film çalışmasma başlayacak olan Türkân Şoray umut dolu 'Smema asla ölmeyecek'"Sinemafilmi beni başka türlü heyecanlandınr. TV filminde belli kahplar ve kurallar içindesiniz. Sinemada daha özgürsünüz. Hayalini kurmak bile heyecanh. Sinema filminde kendinizden çok şey katıyorsunuz." SERPİLGÜNDÜZ tki şeyden söz ederken gözleri parlıyor. degı- şiyor. heyecanlanıvor. coşkudan söyleyecek ke- lime bulamıyor. Sinema \e aşk... 1997 onun içın mesleğınde başarı ve aşk yılı olacak. Bunamüthiş ınanıyor. "Görieri alt ya»- b kadm™" Türkân Şoray ıçin sö\lenmış en gü- zel sözlerden bırisı bu belkı de. Seren Aksu söy- lemış. Bu kadar anlamlı ve duyarak bakan bir çı ft gözün karşısında erkeklenn ürkmemesı mürnkün değıl. Ulaşılmaz. anaç ve dışı... lnsan böyle ba- kan bir hemcinsını kıskanmaz mı? Birkaç bakış provası yapıyoruz, ama nafile... Türkân Şoray'la "GozlerindeSon Gece" ısım- li dızı filmın setınde "Âşktan \esinemadan" ko- nuşuyoruz. Çünkü öyle istıyor. *Aşka devanı ve yümamak gerek."Be>koz konaklan'nda çekı- len dızide hâlâ bir amatör hevecanıv la çalışıyor. Kızı Yağmur"la \ enılenmış. Önunla dünyaş a da- ha genç ve farklı bakıyor. Eşkıya'yı birkaç gün önce görmüş.. Gurur duyduğunu söylüyor. Çantasında AhmetAItan''uı "TehükeB Ma- sallarrl kıtabı. Henüz yansında. - Neredeyse 15 yıl önce bir radyo stüdyosunda karşılaşmıştık. Kırıl- gan, ürkek, güvensiz görünii>ordu- nuz. ()>sa şimdiki Türkân Şora> çok farklı..". - Yaşam değıştırnor ınsanı Kırıl- ganlık yanım her zaman \ar. Şımdi gız- lemesını bilıyorum. O zaman gizle>e- mıyordum belkı. Fılm setlennde ken- dimı çok rahat hıssederım. Bunun dı- şında kabuğuna çekılmış bir insanı gö- rürsünüz. Setlerbenım >aşadığım, ne- fes aldığım yerler; dertlerımı. kaygıla- nmı. üzüntülenmı her şeyımı ununu- ğum yerler. Sankı annem beni fılm se- tinde doğurdu \ e ben burada büyüme- >e başladım. Hayatı tanımam, yaşamım kişiliğimın gelışmesi. okulum hep fılm setleri oldu. Türkân Soray, önümüzdeki günlerde ıkı yeni çalışmayabaşjıyor Birmüzik kasetı ıçin Atilla Özdemiroğlu ıle stüd- yoya gırecek. Bu. çok önem \erdıği se- yircisiyle yeni bir ıletışim "Sesîi bir iktişim.Dokunmak^bibirşeN-.sesledo- kunmak. Ydlarca aramızda bir perde oldu. Bu beni çok hevecanlandınvor." Dığen >enı bir fılm. TunçBaşaran'la önümüzdeki av gerçekleştıreceklen fılmde baş- rolü Rutka> Âziz"le pa\laşacak. Fılmden söz ederken halıni görmek. karşısındakmı bıle he\e- canlandınyor. Başka bir film setınde. bir bas.ka film içın he\ecanlanıyor. Türkân Şoray 'a göre ıd- dıalı. çok güzel. olay \aratacak bir filme başla- nı\or. •'Sinema filmi beni başka türlü he>ecanlandı- nyor. Bu farldı bir şe\. TV filmi başka amaçla va- pılmış. Burada belli kalıplar ve kurallar içindesi- niz. Sinemada daha özgürsünüz. Ha> alini kurmak bile heyecanh. Kendinizden çok se\ katı\orsu- nuz. Elimden senaryo düşme/ benim o zaman. Tit- rerim. Sinemada güzel olmak bile önemli değU. Sadece rolü gerçekJeştirebilmek amacım olur."" -1997 ne ifade edi>or sizin için. ne yapmak isthorsunuz? l mutlarınız \ar mı havatınız- da. değişiklikler olacak mı? - Bunca birıkimım \e deneyımımı kulla- nacağım güzel bir yıl olacak. "Sinema öl- dü.bittTdenıyordu. Iddiaedıvorum. si- nema hıçbır zaman ölmez. Bir \ıldır bir hareketlenme başladı. Bu çok gü- zel bir s,e> sinema adına. Sinema- cı olarak çok mutlu edı> or beni. Kendımi çok bırikımh hisse- divorum. Bu >ıl emınım kı çok güzel şe\ler\apacağım. Bunaçokhazırhisedıvorum kendımı. Tek amacım hem ülkemde hem düny a çapın- da ilgı çekecek nıtelıklı filmler vapmak. Arka arkaya çok ıddıalı ıki üç proje daha gehyor. Bu vılı buna ada- mak ıstivorum. - \'aşlanı>orum di\e kaygılanıyor musunuz? - Ruhen genç olmak önemli, seneler önemlı de- ğil. Hiç ö\ le korkum ve ürküntüm yok. Seyircim artık fizıkten öte başka şey ler anyor. 15 yaşım- daki filmlenme bakıyorum. Güzel. ama anlam- sız. Şımdi vüzüm daha ıfadelı. gözlenm daha anlamh bakıyor. Yıllann bende olumlu etkısi ol- duğunu düşünüyorum. - Sizin bakışîannızdaki sır ne? -Duymak. hıssetmek herhalde. Duyguyoğun. kısaca duyarlı kışıhğım. Yaşamın her saniyesin- de duyarlı olmak belki de. - Aşk var mı? Siz çok coşkulu ve heyecanh görünüvorsunuz bugün... Gülüyor bu sözlere Türkân Şoray. Bu yıl büyük bir aşk ya- şayacak, buna karar vermiş bir kez "Fallanm- daçıkrvvır. Yılbâ- şında bak- lar. Müthiş bir aşk vaşayacakmışını." - Sinemaya gider misiniz? - Maalesef en büyük sıkıntım bu. Yakit ayıra- mıyorum. Dün Eşk'ıya'ya gidebıldim. Etkıleyi- cı. Seyırcinın olması çok etkileyıci. Gurur duy- dum. Eskıden ıki üçkışi seyrederdı.Ne kadar acı vencı bir şeydı bu. Akın akın ınsanlarTürk fil- mıne gıdıyorlar. Çok hoşuma gıtti. Hayatınıza gü- zellik katılıyor. Geçen yıl Postacı filmi beni çok etkilemiştı. E\e gelıpagladım. Yabancı güzel bir fılm se> rettığım zaman çok kıskanıyorum. Sine- maya gönül verdığınız zaman başta kabul etme- nız lazım. Her şeyı vapmak zorundasınız. Bu- nun hıç başka bir yolu yok. Kıtap yazmayı dü- şünüyorum. Çoğu anılanm çok taze: Yenı kuşak- lar. sinemayı se\enler. ılende sinema vapmak ıs- teyenler içın... "Sinemamn geçmişini bilmeden geleceğe güzel \atinm yapılmaz" diye düşünü- yorum. - Türkân Hanım erkekler biraz sizdcn ür- küyor olabilir. Hayatınız zor. Ulaşılmaz biri- si gibi... Çoğu kadın sizi kıskanabilir. Oturup kaikarken bütün adamlar size bakıyor, ne hissedivorsunuz? - Belkı ürkmeyen çıkabilir karşıma. Beyaz at- lı bırprens. Amerikalı film yıldızı Meryl Streep'e hay- ran. Onun oyuncuîuğunu olağanüstü buluyor. "Bana çok \ alan geliyor onun oyunculuğu. Keş- ke o noktada olabilsem. Onu yakalamava çahşı- \orum. Ben kendi sezgilerimle, dmgulanmla oyunculuğu yakalamaya çalıştım. llk \illarda kimsebana •Şöyleojna,böyteoynaJ demedı. Ben onu kendi yaşamımla.yaşadıklarımla keşfet- tim. Kendi yaşamımdan çok paralellikler var- dı. Kendiliğinden ipicu yakaladım. onu geliş- tirdim. Canlandırdığım karakterdeki kişilik- leri yaşamav a başladım o zaman. İçimde his- setmem gerekir. Burnumun ucu sızladığı za- man gerçekten o sahne oldu diye düşünüyo- rum. Seyirciye o geçiyor. Kendimce oyun tar- zı yakaladım. Bu beni ruhen hırpalıyor. Çok zor sahnelerde e\e gittiğim zaman gönlümü vüreğimi yorgun hissedivorum. Duygularım hırpalanıyor. Yorgun düşünüyorum." - Sizi genç ve diri tutan ne? - Ben kızımla çok yenilendim. Yağmurbana yeniden o yaşlan yaşatıyor. Onunla dünyaya farklı ve genç bakıyorum. Yani. o beni beğen- sın diye kendıme baktyorum. Spor yapıyorum. Gıdama dıkkat edıyorum. Kızımla bırlıkte pop müzık dmliyorum. Arkadaşlanyla arkadaşlık kuruyorum. Söz dönüp dolaşıp yine aşka geliyor... - Aşk her zaman güzel bir konudur. Yılmamak lazım.Aşkın büvüklüğü, aşkı yaşayanlara bağ- lı. Büyük aşk denıyor. bu tamamen aşka verdi- ğinizdeğerebağlı. Işıl Özgentürk'le bir film ça- lışması düşünüyorum. Kadın dünyasını anlata- cağım. Gizli duygulan ıle bir kadın. Filmde er- kek oyuncu olmayacak. Erkek olacak, ama yüz görünmeyecek. Bir kadının gizlı dünyası olacak. Yönetmek \e oynamak istiyorum. - Yapmak istediğiniz, ama içinizde kalan bir şey oldu mu? - Ben o kadar çok şey yapmak istiyorum ki.. Resim yapmak istiyorum. kitap yazmak. şiir yazmak istiyorum. En çok film yapmak is- tiyorum. Yalıtım yetersiz Türkiye havayı ısıtıyor• Sağhksız yapılaşma ve yalıtım yetersizliği ^zünden Türkiye'de . trilyonlarca lira ha\aya savruluyor ve ısınmak ıçin gelişmiş ülkelere göre üç kat fazla para harcıyoruz. İstanbul Haber Servisi-Türkiye'de bına- larda yeterli yalıtım saglanamadığı için, ge- lışmış ülkelerden 3 kat daha pahalıya ısın- dığımız ve sadece tstanbul'da her yıl 10 tril- yon lirayı havaya savıırduğumuz belirlendi. Uzmanlar. "Gelişmiş ülkelerin 3 katı ener- ji tüketmemize karşın. çok daha az ve sağ- lıksız ısmıyoruz. Ortalama bir konutta yıt- da yarun ton yakıt israfi yapılıyor ve kaybo- lan ısı miktan yüzde 40lara ulaşıyor" dıye konuştular. 1997yılının tstanbul Büyükşehır Beledi» yesi tarafından "Isı Yalıtun Yılı" ılan edil- mesı nedenıyle Büyükşehır Beledıyesi Top- lantı Salonu'nda "Pencerelerde ısı kayıpla- nve\'alıtım''konulutoplantıdüzenlendı. ts- tanbul Büyükşehir Belediyesı Çevre Koru- ma\e Gehştirme Başkanı Prof. Dr Musta- fa Oztürk. Camtaş Düzcam Pazarlama AŞ yetkıhsı Nücel Akvürek. Pimaş Plastik In- şaat Malzemelen AŞ yetkilisı Oktay Alp- tekin ve TÜBÎTAK Marmara Araştırma Merkezı Enerji Sistemleri ve Çevre Araş- tırma Enstitüsü'nden Doç Dr. Şükran Dil- maç'ın katıldıkları toplantıda. Istanbul'da- ki ısı kavıplannın >üzde20-25"inin pence- relerden kavnaklandıgı belirtıldı. 4 Once sağlıklı konuf Toplantının açılış konuşmasını yapan Prof. Mustafa Öztürk, beledıye olarak ha- va kırliliği ve ısı yalıtımı konusuna halkın dıkkatinı çekmeyı amaçiadıklannı behrte- rek şunlan sövledı "Yaklaşık 2^i milyon konutun bulunduğu istanbul'da binalann yüzde 20'si valıtımlı. Bu nedenle yılda 10 trilyon liralık, yani \J< milyon ton yakıt ha- va\T ısıtmakta kullanılıyor." Pımaş Plastik Inşaat Malzemelen'nden Oktay Alptekın de 1stanbul'daki bir e\ le Di- yarbakır'dakı birevın aynı şekılde ısınama- yacağını belirttı. Alptekın. "100 metrekare sandığunızei aslında 95 metrekare. Çünkü pencerelerden öyle soğukgeliyor ki, koltuk- lan. yataklan gerive çekiyoruz \e kullanıl- mayan alanlar S metrekare tutuyor" dedi. Doç. Dr Şükran Dilmaç ise "Âpartman- larda kaybolan ısı miktan yüzde40lara va- rıyor. Tekcam kullanmaktan tamamen vaz- geçmeii, kaliteli ve uygun standartta çift ca- mageçmeliyiz. Bu sayedeyuzde 15 yakıt ta- sarrufu, 5-10 milyon lira arasında da para tasarrufu sağlarız. Daha ileri teknoloji kul- lanımında vakıt tasarrufu vüzde 25'e, para tasarrufuise65-12^miKontirayaçjkar 1 " dedi. SAK USTUNDE MÜJDATGEZEN Temiztoplum... Iktidar yanlıları ve onların ağzıyta konuşanlara dikkat ettiniz mı? "Ne demek temiz toplum, toplum kirli olur mu hiç" gibi, halkı tavlayıcı sözler ediyortar. Hepsi yapıyor bunu. Ama iyi düşünürseniz, pekâlâ kirli topium olur. Orneğini uzakta aramamıza gerek var mı? Çünkü bu toplumun politikacıları da, polisleri de bu toplumun içinden çıkmış insanlar değil mi? Japonya'dan, Uganda'dan mı geldiler buraya? Kaldı ki örnek verdiğim bu iki toplumda yönetıciler temiz... Ama kirli toplum olur. Toplumu kirletirseniz, ona kirli toplum denir. Temiz tutun, temiz toplum olsun. Cumhurbaşkanı Yılbaşı gecesi miniklerle bitiikte basın konuşması yapan Sayın Demirel'ın hemen yanında oturan miniğe sordu gazeteci arkadaşlar: - Bu gece burada olmaktan memnun musunuz? Miniğin yanıtı kısa ve özdü: - Idare eder. O küçücük çocuk bile, bu işin ne denli stresli ve yorucu olduğunu kısacık sürede fark etmiş olmalı. Tanrı Cumhurbaşkanrnın yeni yılda yardımcısı olsun Atatürk diyor ki: Cumhuriyet, erdem ve ahlaka dayanan bir yönetimdir. Cumhuriyet erdemdir. Sultanlık, korku ve tehdide dayalı bir yönetimdir. Cumhuriyet yönetimi erdemli ve namuslu insanlar yetiştirir; sultanlık korkuya, tehdide dayalı olduğu için, korkak, alçak, tembel. rezil insanlar yetiştirir. (M.K. Atatürk 1925) TRT mantığı Pazarlık ve duvarlık sözler: Yaşamtn boyunca yönünü şaşırmaman için iyi niyetli bir pusulan olmalı Ben sizin babanızım... Adamın bıri ekrandan gözümüzün ıçıne baka baka "Ben sızın babanızım" dıyor. Kımsenın gıkı çıktığı yok. Eskıden bizim mahallede, bırı bunu bir delıkanlıya söyledimiydi cınayet nedeni olurdu. Çunkü ben sızın babanızım demek, annenle ilışkı kurdum ve sen doğdun demektir. Benim büyüdüğüm semtlerde sıkı mı bunu bınne söyteyesın. Ama adam bunu bir de şarkı yapmış, herkese yuttunjyor. Bir de televızyon programı başlayacak şımdi, Ben sizin babanızım, ben ne dersem o olursa, benim programı da izleyın" dıyor. Vay utanmaz vay. Asıl ben senin babanım, ama senin haberin yok... Bu uzun saçlı çirkin herifin babam olmasını bir türlü hazmedemiyorum arkadaş...(!) Hiç düşündünüz mü, bütün özel televizyonlar almış başını giderken bizim TRT neden yerinde sayar?.. Mutlaka düşünmüşsünuzdür. TRT'dekıler. oraya gelen sanatçılan, konukları kendileri gibi devlet memuru zannetmeyi sürdürüyorlar. Yanı onlar hâlâ tek kanal ve herkes onlara mecbur. Oysa. o günler çok gerilerde kaldı artık... Geçenlerde İstanbul Televızyonu'nun hazırlayacağı 'Ondan Sonra' programına bir sanatçı davet ediliyor. Önce çekım 18.00'de deniliyor. Sonra 21.30'a alınıyor çekim. Sanatçı 21.00'de TRT stüdyolarına geliyor. Oyle ya. bunun makyajı, ön konuşması, çalışmaları var. Ama hiçbır yetkili yok. Daha stüdyonun ışıkları bile hazır değil. Sanatçıyı buz gibi bir odaya koyuyorlar. Ne gelen var ne gıden. Bir ara çekımin 22.00'de olacağı söyleniyor. Biraz sonra 22.00'de de başlayamayacağı konuşuluyor. Sanatçı saate bakıyor, tam 22.00. Paltosunu aldığı gibi oradan uzaklaşıyor. Aradan günler geçiyor. TRT'den ne bir arayan ne bir soran ne bir özür dileyen var... Öyle ya. gelen sanatçı da onlar gibi devletin parasıyla oraya geldi. soğuk da olsa, geç de başlasa bekleyecek. Nah.. Siz bu mantıkla daha çoook ortaçağ televizyonculuğu yaparsınız. Akatlar Sanat Merkezi Pazarın fıkrası: - Müdür bey ızin verirseniz gıtmek istiyorum, kanmla çocuğum hastalanmış, mektup aldım. - Yalan söylüyorsun Kâmil. Çünkü karından gelen mektubu açtım okudum, hiç hastalıktan falan soz etmiyor. - Efendim o zaman ikimiz de yalancıyız, çünkü ben evli değilim. Temeline ilk harcı koyduktan sonra açılışındakı ilk konuşmayı da benim yapmamı ıstemışlerdı. Bu güzel sanat yuvasının Türkıye'nın ilk tıyatro okulu olması konusunda elımızden ne gelirse yapacağımızı, hatta MSM'nın değerli öğretmenlerini burada gorebıleceğımızı ilk geceden vurgulamıştık. Ama geçenlerde bir gazetede Beşıktaş Belediyesı Basın Sözcüsü'nün bir açıklaması çıktı. "Burası tıyatronun kalbi olacak" dıyor ve gerekçe olarak da özel tıyatrolara kıraya verılebileceğinı açıklıyor... Sayın sozcü, tıyatronun kalbı tıyatro okullandır. Özel tıyatrolar her yerde oynar ve orası kalp falan olmaz. Daha dün konuştuklarımızı ne çabuk unuttunuz. Yoksa siz de mı klasık politikacı tavrına gırdiniz? Eğer öyleyse yatırımınızı başka kanallardan yaparsınız. Bizim sıze bu konuda verecek desteğımız olmaz. Kızım yurtdışında yaşıyor. ingiltere'de egıtımını surdurürken doğal olarak orada yabancı arkadaşlar edındı. Bu Why? Bahar Papatyalar açtı gene. Kuşlar cıvıl cıvıl ötmekte. Hava ısındı, topraktan buharlar çıkıyor. Ağaçlar yemyeşili fışkırtmakta. Onlar yaprakları... Bahar geldi... Diyeceksiniz ki, hatta diyorsunuz ki, çünkü duyuyorum: "Oynattın galiba, nereye bahar geldi?".. Içime bahar geldi. Önemli olan içinize bahann gelmesidir. Yoksa dışarıda bahar gelmiş kime ne? Bu yeni yılla birlikte içimde umutlar yeşeriyor. Sankı güzel şeyler olacakmış gibi bir duygu taşımaktayım... Siz bakmayın 'Yeni Yıldan...' başhklı yazıma... O benim gerçekçı yanım. Bu da mizahçı yanım. Biraz romantik mizah yapayım dedim. Ama arada bana malum olur. Ister misiniz gerçekten 1997 güzel bir yıl olsun?.. Isteriz. yabancılann bizim ülkedeki olayları anlamalan olanaksızmış. Eiif, arada bir haberlen tercüme edıyor, ya da onlar CNN'den ızlıyortarvekızıma soruyorlarmış: Why? Neden?.. Susurluk olayı olmuş. Neden? Bir bakan açığa alınmış. Neden? Dokunulmazlıklar sınırsızmtş bizde. Neden... Why, why, why?.. Böyle gıdıyor bu soru işte. Ama bu why sözcüğü, onların dılinde (vay) dıye söylendığınden ingılizler Elif'ın herçevırdıği habere durmadan: "Vay vay vay" diyorlarmış... KİTAP OKUYUN. KİTAP OKUTUN. GAZETE OKUYUN GAZETE OKUTUN (ama gazete gibi gazete) Beni güldürenler... 1966yılındaUlvıUraz Tiyatrosu'nda çalışıyorum. Mülkiye mezunu genç bir arkadaş kadroya katıldı. 'Haöaöam Sınıfı' oyununda 'Sidikli Turan' rolünü oynuyor. Anadolu Turnesi"ne çıktık. Bir kasabadayız. Bizim arkadaş yolda yürürken yüzünü sakhyor. - Neden saklanıyorsun? diye sordum. - Beni burada tanırlar da, dedi. - Hadi lan, seni kim tanır daha bu ilk rolün. - Ben burada kaymakam muavinliği yaptım, şımdi 'Sidikli Turan1 rolüyle geldim ondan saklanıyorum, dedi. ikimiz de otele dönene kadar güldük. Rüştü Uzun Bu bir itfaıye en. Lalelı Otel yangınında turistlen sırtında taşıyarak kurtarmaya çalışan adam. Saçları ağarmış, bıyıklan bembeyaz, bir yılbaşı gecesini gene, evinde değil. yangın nöbetinde geçiriyor. "Memnunum, bu benim işim" diyor. Maaşını soran yok. Ne yer ne içerbuadam... Çok canının çektiği bir şeyi alabilır mı? Boş ver, O'nun işi yangın söndürmek, gerekirse bu yolda kendi canını tehlikeye atmak. Zor meslekler de var. Rüştü Uzun, bunlardan birini yapıyor ve şaşarsınız, severek yapıyor. Sağ ol Rüştü Uzun. Türk tiyatrosu Bir ulusun tiyatrosu o ulusun tiyatro yazanyla var olur. Oyun olmadan, aktör, seyırci ve tiyatro binası bir işe yaramaz. Tiyatro tanhıne baktığımızda iyi yazariann oyunculardan çıktığını görüyoruz. Oyuncu arkadaşlarımız okuyup yazan kişılerdir. Hepsi birer oyun denemesı yapsa, kımbılir ne guzel oyunlar çıkar ortaya. Tabii oyun yazarlannı özendirici yarışmalar ve ödüller de koymak gerekir. MSM bir ara 'Türk Oyun Yazan Yarışması' düzenlemişti. Genç yazariar çok başanlı yapıtlar göndermişlerdı bu yanşmaya. Önümüzdeki süreçte gene böyle bir oyun yanşması düzenleyeceğiz. Tüm oyuncu-yazar arkadaşlara, profesyonel yazarlara ve genç yazarlara açık olacak bu yanşma. Oyun yazın. Yönetın, oynayın. Bunlar bizim kendi yapıtlanmız olsun. Böyle oluşacak tiyatromuz. Yeni yıldan... Benim yeni yıldan beklentilerim çok. Bana heyecan veren bir yıl olmalı bu yıl. Kamyonlar çarpışmalı, vatansever kokaincıler ve politıkacılar, polis şefleriyte gezilere çıkmalı; rüşvet, ihtikâr, pahalılık, din istismarcılığı, Güneydoğu'daki savaş sürmeli; politikacılar birbirlerine terbıyesiz sözler söylemeli.. falan filan... Diyeceksiniz ki, Sen geçen yıldan farklı birbeklenti içinde değilsin... Olsun. Ben ne ıstesern tersi çıkıyor. Bakarsınız gene öyle olur da mutlu bir yıl geçiririz. 1997 sizin içın mutlu ve kutlu olsun... OKUYUN: Bu da Benim Filmim / Hulki Saner IZLEYİN:Alkışlar/ Serap Aksoy - Kanal D SEVİN:1997'yi. BİR KAZAYA NEDEN OLUYORSAN, BU BİR KAZA DEĞİLDİR... Cezaevindekiler • Yılbaşı gecesi, onlar da eğlendiler. Özgür olmadan eğlenmek neyse!.. Içeride eğlenmek düşüncesi salt düşunce olmaktan öteye pek geçemez. Çunkü kafanızın ıçi hep meşguldür... Bir hükümlü keman çalıyor, birkaç hükümlü oynuyor. Yüzleri gergin. Hep tahliye olacakları günu düşünüyorlar... Daha ilk girdiğiniz gün ve akşam içtimasında bir söz söyler gardiyanlar: "Allah kurtarsın"...Ben de hepsine aynı ,, dilekte bulunuyorum. Yeni yılda dışarda olurlar umanrn- SEVGİLİ MEKTUP ARKADAŞLARIM. MSM ZİVERBEY KADIKÖY ADRESİNE YAZIN. Sigaraya gene zam geldi. Ayıptır yahu, insanlan zehirlemek mi istiyorsunuz
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle