Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5OCAK1997PAZAR
14 KULTUR
Beyazperdede klasiklerle başlayan yenilik arayışlan sürüyor
Sinemada opera ve müzikaller çağı
• Opcra tarihinin ünlü kadın
sesi IVaria Callas'ın yaşamı
beyaz?erdeye aktanlıyor.
Birbime rakip iki filmin
başrol erindeki kadın
oyuncılar arasında yine iki
büyükisim var: Faye Dunaway
ve Mcyl Streep. Sinema
endüstrisi bitpazanna yağan
nurun peşinde: her geçen gün
geçmijte kalan yapıtlan,
isimleri yeniden keşfetmeyi
sürdüıüyor. Önümüzdeki yıl
içerisiade en az 10 projenin
gerçekleştirilmesi düşünülüyor.
Kültir Servisi - Sinema endüstnsı ge-
çen vıl Uasikleri adeta yeniden keşfettı.
Beyazpe-de bırbın ardına Shakespeare \ e
Jane Austenuyarlamalan ıle doldu taştı.
Ancak klasikîer de zamanı gelıp eski-
yınce bukezaranan taze kan opera ve mü-
zıkallerce bulundu. Durum böyle olun-
ca artık şişman kadın'ın şarkılannı sah-
nede deîıl sinema perdesinde dinleye-
ceğız.
Bualandaki gelişmeleri anlayabilmek
ıçin opera filmlennin 1987 yılından son-
ra tanhe kanştığı ıddiasını bır yana bira-
kıp (o tanhte aralannda Derek Jartnan
ve Ken Russell gıbı yönetmenlenn bulun-
duğu 1 CKınemacı bıraraya gelerek 'Aria'
adlı birpop-vıdeo yapmışlardı. O günden
bu günebu konuya el atan olmadı) önü-
müzdeki yıl içerisınde gerçekleştirilme-
si düşünülen en az 10 projeden söz etmek
gerekiyor. Bu projeler arasında ıkisı ope-
ra taririimn ünlü kadın sesi MariaCallas'ı
konu alıyor. Bırbırine rakip ıkı fılmın
başrollerınde oynayacak kadın oyuncu-
lar arasında yıne iki büyük isım \ar: Fa-
ye Dunavvay ve Meryl Streep.
'Efsanenin Ardındaki Kadın'da
Meryl Streep
Özel yaşamı mesleki başansından da-
ha çok konuşulan ünlü diva Callas, ölü-
münden sonra da sinemacılan peşinden
koşturmuştu. Pek çok kadın oyuncu için
onu canlandırmak önemli bir kanyer gös-
tergesiydi. Callas'ı canlandırmayaıstek-
lı oyuncular arasında sık sık Sophia Lo-
ren, Anjelica Huston \e Joan Collins'ın
adı geçmışti. Ancak. nasıl olduysa her
oyuncuy a gülme> en şans sonunda Mery 1
Streep'e güldü \e Streep. 'The \\oman
Behind The Legend- Efsanenin Ardın-
daki Kadın' adıy la sınemay a aktanlacak
filmin başrol oyuncusu oluverdi. Adı bü-
yük ölçüde Yunanlı milyarder armatör
Aristotle Onanis ıle ya^adığı aşk ıle du-
yulan Marıa Callas'ı konu alan filmin
senaryosu ıse Callas'ın bıyografı yazan
Arianna Stasinopoulos'un kaleminden
çıktı. Senaryonun. Callas'ı fettan. dedi-
ğım dedık. kustah ve kaba bır dılle yan-
sıtıyor oluşu dıkkat çekiyor
Bu gelışmenın hemen s>onra>ında 'Ef-
sanenin Ardındaki Kadın'a rakip olaca-
ğı söylenen bir başka fılm daha yapıla-
cagı \e bu kez başrolde 55 ya>ındaki Fa-
ye Dunawa>"ın\er alacağı açıklandı. Bel-
gesel Ö7elliklertaşıyanbu fılmde ıse Cal-
las. daha yumuşak bırportre olarak çızi-
lıyor ve sık Mk 'flashback'lere başvuru-
luyor Sonuçta hangı Marıa Callas'ın da-
ha başanlı olacağına çok yakında opera
ve sınemaseverler karar verecek.
Sinema endüstnsı bitpazanna yağan
nurun peşinde; her geçen gün geçmışte
kalan yapıtlan. ısimlerı yeniden keşfet-
meyi sürdürüyor. Hem klasik plak üretı-
mi yapan hem de bır film stüdyosu olan
Sony plak şırketi. İngiltere'nin en ünlü
opera yönetmenlerinden JuBeTaymoreıle
bır anlaşma yaparak Mozart'ın "Sihirii
Flüt'ünü sinemaya aktarmak üzere kol-
lan sıvadı Aynı tarihlerde pıyasanın bır
başka devi Tristar'da VVagner'in beş sa-
atlık operası 'Tristan ve Isokie'yi iki sa-
atlik bir müzıkale dönüştürme kararı al-
dı. Tristar'ın öne çıkardığı ısımler ıse
postmodem tarzıy la dikkat çeken 'Romeo
ve Juliet' filminın başrol oyunculan Le-
onardo Di Caprio ve Claire Danes. Sha-
kespeare'ın bu ıkı ölümsüz kahramanı-
nın bugünün koşullanndaki öyküsü ilgı
çekmış olacak ki Tristan ve Isolde'nin de
eski çağ Ingilteresi'nden 2000'li yıllann
Nevv Yorku'na hızlı bır geçiş yapması
düşünülüyor. Fılmde oyuncular sadece
beden dılini kullanacaklar. Arka planda
ise opera sanatçılan VVagner ary alan söy-
leyecek.
'La Boheme'den rock müzikali
Yılın bir başka ılgı çekıcı projesı de "La
Boheme' operasından uyarlanacak bır
rock müzikali. Broadvvay "de "Renf adıy-
la sahnelenen müzikalin 1997 yılı içen-
sınde tamamlanması beklenıyor. Eski
Fransız Cumhurbaşkanı Françoise Mit-
terrand'ın yeğeni ıse 'Madam Butterfly*
operasını sinemaya aktarmayı planlıyor.
'Geceyarısı KovboyıT filminın yönetme-
nı olarak tanınan John Schlesinger da
Mozart'ın "Saraydan Kız Kaçırma" adlı
yapıtını Türkiye'de çekecek. Costanze'yi
de bır Türk soprano Y'elda Kodallı oyna-
yacak. Disney ise Tim Rice ve Elton
John*un yer alacağı birmüzikal projesiy-
le pazarın yeni eğiliminden uzakta dur-
madığını gösteriyor. Söz konusu proje
Verdi'nin 1871 tanhınde yazdığı 'Aida'
operasından yola çıkılarak hazırlanacak
bır müzikal olacak. Ancak Tım Rıce. "Ai-
da'nın sinemayla alışverışi olmayacak
biryapıtolduğunda ısrarlı. ".\idablrsah-
ne şovudur" dıyen Rice. eğer filme çe-
kilirse en az 'Evita" kadar uzun süreli bir
prodüksıyon olacağını ve belki de ta-
mamlanması için 2020 yılını beklemek
zorunda kalacaklannı behrtıyor
Plak şirketleriv le flört başladı
Bu arada. taze repertuvar peşındeki
büyük fılm stüdyoları da opera yapıtlan
sayesınde müzik endüstnsıne canhlık ge-
tırmek düşüncesıyle plak şirketlenyle
flört etmeye başladı. Sinemaya aktanlmış
operalar konusunda uzman bır ısım olan
Richard Knovvles'a göre. sessiz sinema
çağından günümüze dek sinema opera
ılişkisıne göz atılacak olursa bulunmaz
bır kaynak ortaya çıkıyor 1900- 1930
yıllan arasında 150 opera filmi gerçek-
İeştırildığıni söyleven Knowles'ın kay-
naklan o tarihlerde öyküler kadar tek-
niğın de ınanılmaz derecede basit oldu-
ğunu göstenyor. K.nowles'a göre Holly-
vvood başta olmak üzere sinema endüst-
risi bugün muazzam bırkapasıteye ulaş-
tığı için sinemada görkemh opera ve
müzıkaller çağı daha yenı başlıyor.
Nerval
sergilerle
anılıyor
MİŞEL PERLMAN
P4RİS - Fransız başkentınde
geçenlerde. 19. yüzyıldayaşamış
ünlü şairlerden Gerard de Nerval
anısına düzenlenen sergıye. Suna
ve İnanKıraç'ın Akdeniz
Medeniyetlerı Enstitüsü de katıldı.
Pans tarihsel kıtaplığındakı sergi
önümüzdeki 16 mart. Moliere
Tıyatrosu ve Şıir Evı'ndeki
etkınlik de, 28 şubata dek
sürecek. Söz konusu sergilerden
binncısı 'Gerard de Nerval'
ıkincisi de 'Öteki Nerval' başlığını
taşıyor. Suna ve lnan Kıraç'ın
Akdeniz Medenıyetlen
Enstitüsü'nün katkısı. 1852
yıllarında. lskoç kökenli.
fotoğrafçı James Robertson'un
gerçekleştirdiğı 19lstanbul
fotoğrafı. Bunlann 1852 tarihli
olduğu ve Istanbul'a ılişkin
olduğu belirtilirken ılk dönem
manzaralannı yansıttığı da ifade
edılıyor.Öte yandan.
fotoğraflann bir özelliği.
fotoğraf tarihi bakımından erken
dönem oluşu. lstanbul ıle
Türkiye'nin dığer yörelerinde
çekılmiş en eski ve ilk fotoğraflan
oluşturmasıdır. Bu arada, 1808'de
doğan Gerard de Nen'al, ruhsal bir
hastalık sonucu, 1855'te intihar
ederek yaşarmna
son verdi. Aynca, Gerard de
Nerval. Suriye. Lübnan. Mısır
ve Türkiye'yi kapsayan seyahati
sırasında. 1843'te tstanbul'da 3 ay
kaldı. Bunun yanı sıra Gerard de
Nerval'in. 'Voyageen Orient'
(Doğu Gezisi) başlıklı yapıtında
Türkiye ile ilgıli bir bölüme de
yerverilmekte.
Bunun yanı sıra sergisinin ilginç
taraflanndan bıri de Suna ile
tnan Kıraç'ın Antalya kalesi
içinde restore ettırdıkleri eski bır
Bizans kilisesı ve Türk Evi.
Bina. başta Antalya bölgesi
olmak üzeri. 3 bın yapıtı ıçeren
arkeolojı kitaplığı olarak
araştırmacılara çalışma olanağı
sağlıyor Buradaki fotoğraflann
erken döneme ait bir bölümü
ilk kez Gerard de Nerval
sergısinde halka gösterilmiş
bulunuyor. Sefalet içinde,
47 yaşında intihar eden
Gerard de Nerval'e ilişkin
sergiyi, ClaudePichois'nın
yönetiminde, Jean-Paul Avice ile
Eric Buffedaudhazırladı. Bunda,
çeşitli fotoğraflar. dagerrotip'ler,
çeşitli belgeler yer alıyor.
Jean-Paul Avice tarafından
gerçekleştirilen 'L'Autre
Nerval* (Ötekı Nenal) sergıs:
ıse şairin karmaşık kişiliğini
ortaya koy
r
uyor.
New York Metropolitan'da Zeffirelli'nin, İDOB'da Yekta Kara'nın yorumuyla sunuluyor
Cannen(ler) teması üzerine çeşitiemeler
ERHAN KARAESMEN
Opera canlılıüanyönündenTur-
kıye. verımlı bır dönemı yaşıyor.
Cesursahneye koyuş üsluplan ıçın-
de yenı prodüksiy onlar denenıy or
Opera. bale. temsıl bıletlerı hafta-
lar öncesınden tükenıyor Opera
sanatçısı olmak uzun yıllardır ılk
kez yoğun ılgı v e öv gü toplay an bır
sosyo-kültürel statü nıtelığıne ka-
vuşuyor. Istanbul'unproduksıyon-
ları yabancı sahnelerde canlı al-
kış alıyor. Aspendos'taki yaz ay-
ları etkınlıklen düzeylı ve anlam-
lı gösterıler bıçımıne dönüşüyor.
Bu çerçe\ede Hasan Hüseyin
Akbulut' un dınamık v e genı> ufiık-
lu üst yönetıcılık anlayışı da bu
son dönemın sevımlı canlılıkla-
nnda pay ı olan onemlı bır unsuru
oluşturuyor. Bu hareketlıhgin da-
ha da dennlık kazanarak surmesı-
nı dılenz. Sahnelenmızdekı bu yo-
ğun ve düzeyli opera rüzgârının
ürünü birkaç yenı prodüksıyonu
son ay larda Ankara v e Istanbul'da
ızleme olanağı buldum. Bunlann
simgesı olarak Yekta Kara'nın Is-
tanbul'da sahneledığı Carmen'i se-
çiyonım.
Carnıen, bıhndiğı gıbi konusu-
nun bıraz basıt ve şematık bıçım-
de de olsa aşk. ıhtıras. kıskançlık,
baştan çıkancıhk ve benzen çeki-
cılik güeü olan duygu v e davTanış-
lann yumuşak bıçimde işlendığı.
aynca melodı zengınhgi ve orkest-
rasyon mükemmeliyetı ve kıvrak
bir ses kullanma başansıyla ope-
ra literatürünün çok güçlü olma-
y an. ama çok sevılen bır yapıtıdır.
Rastlantılar. on beş gün arayia sah-
nelendikleri ülkelerde büyük ılgı
odağı oluşturan ıkı yepyenı Carmen
izlememe izin verdı Önce Ne\\
York Metropolitan'da ünlü Zeffi-
reüi'nın çevreden yoğun alkış al-
dığı halde. mutfak içinde mırıl-
danmalı (hattahomurdanmalı) eleş-
tirilere yol açtığı bılmen Carmen "ını
gördüm. Dınledım Buözelpatır-
tılar bır yana. kendi adıma. Zeffı-
rellliCarmen'iniçoksevdim Son-
rakı günlerde ıse lstanbul'da Yek-
ta Kara'nın sahneleyişı ıle
IDOB'dan, ülkemizde ilk kez Fran-
sızca ezgılenen Carmen'e yolum
düştü. Onu da çok sev dım
İstanbul'da yaratıcüık
kryılcımlan
Bu ıkı güzel akşamın ızlenım
tazelikleri kaybolmadan. Car-
men(ler)'e toplu bır bakış gönder-
mek istedım. Burada. birinın büt-
çesi diğerininkının yüz katı olan;
müzısyenler. yardımcılan. teknik
ekip. ıdan personel dahil tüm ça-
lışanlannın kışı başına ortalama
geliri diğer kurumdakınin otuz-
kırk katını bulan; düny adakı pres-
tıjlerı yönünden ıse, farklar oran-
sal sayıyla verılememekle bırlık-
te çok ayn kümelerde oynadıkla-
rı bilınen ıkı müzik ortamının ka-
çınılmaz farklılıklargösteren ürün-
lerınin ılk ve tek karşılaştırması-
nın anlamsız ve gereksız olduğu
açıktır. Ancak, yaratıcılık kıvılcı-
O
n beş gün arayia önce N^.. s
^,ık Metropolitan'da ünlü Zeffirelli'nin
çevreden yoğun alkış aldığı halde, mutfak içinde mınldanınalı eleştirilere
yol açtığı bilinen Carmen'ini gördüm ve çok sevdim. İstanbul'da Yekta
Kara'nın sahneleyışi ile İDOB'dan, ülkemizde ilk kez Fransızca ezgilenen
Carmen'i de çok sevdim. Tüm perdelerde birden insan hareketliliği ve hele
birinci perdedeki çocuklar korosu sahne alış ve yerleşiş biçimi lstanbul
prodüksiyonunun lehineydı. Karşılaştırma düzleminin New York Metropolitan
olduğu düşünülünce bunun ne kadar gurur verici olduğu açıkça ortadadır.
mı öyledeğışık tılsımlı birnesııe-
dir kı, parasızlık. odenek darlığı.
teknik olanaksızlık engellerinın
arasından sıyrılır geçer. Izleyenı
keyıf ve hatta bazen coşku vencı
bır ürünle buluşturur. lstanbul Car-
men'inde bu kıvılcımlardan bır-
kaç tanesını birden çakar gorerek
mutlulukduydum Bukıvılcımla-
nn ürünü prodüksıyon tekniğı ve
estetiğı yönünden Nevv York ve
lstanbul ürünlennı karşılaştırarak
daha ıyı açıklayabileceğımı sanı-
yorum.
ZefFirelli yarı soyut. az konuş-
kan. izleyıcınin ımgelem ve yo-
rum gücune çok ış düşüren bır sah-
ne kullanım ve dekor duzenı tasar-
lamış. Klasik anlamda ıslık çal-
dırtacak kadar güzel renkler ve bu-
ğulu ışık oyunlarıyla düzenlenmış
fonlardan yararlanmış. ön tarafı
bomboş bırakılmış. Fabnkadan çı-
kış, askerlenn kaleden ıniş, ınsan-
lann sokaklarda ve meydanlarda
yürüyüş aksiyonlarının tümü bu
genış boşlukta akıp gidıy or. Genel
lspanya atmosfen ve daha özelde
Anda Lucıa yamaçlanndakı Ç'm-
gene kasabası havasını bu soyut-
luk içinde ve uzaktan gözüken kar-
lı tepelerin referansı ile vermiş.
Oysa Yekta Kara'da kolonlu ke-
merlı birkonstruksıyon aracılığıy-
la ızleyıciyı doğrudan bır lspanya
havasına sokuyor Oykünıin akışı
içinde sonradan zaten bastıracak
olan dağ temalarını baştan kullan-
ma gereğı duymuyor. Bu konst-
ruksıyon. fabnka çıkışı hemşenle-
rın dolaşması. çocuk oyunlarının
sahneye y ay ılmasını boşluktan çı-
kanp daha bır kentsel-kasabasal
atmosfere sokuyor v e bana göre et-
kı gücü Nev\ York'takınden daha
fazla. Öte yandan bınncı perde-
nın dramatık sahnesı olan Car-
men'ın kaçışındaZeffirellı sahne-
ye soktuğu ve meydanda birkaç
kez dolaştırdığı atlar ve kanrlan kul-
lanırkenöyküyü 1930'lara çekmış
bulunan Yekta Kara Carmen'ıjıp-
le kaçırıyor. Cüretlı ve hoş bır bu-
luş olarak alkışlıyorum.
\ekta Kara'nın lehıne onemlı
bir fark kendını üçüncü perdede
gösteriyor. Büyutece alınmış ve
yaklaşmış dağlarda renk \e ışık
oyunu güzellığıne rağmen dağla-
nn heybetı Zeffirelh'de sadece bır
iki yalçın kayagöriinrüsüne sindi-
rılmış olarak veriliyor. \ekta Ka-
ra'da teknik olarak Nevv York'ta-
kınden gen. ama yumuşak bır yer-
den ışıklandırmaylayaratılmışolan
kar örtüsü havası dağ olayınm ba-
na göre daha kuvvetlı bir sımge-
sinı oluşturuyor. Az ötede değını-
leceği gıbi ses unsurundan maale-
sef lstanbul da çok kaybeden bu
perdenın bir bolümunün bır gör-
sel algılama ziyafeti oluşturduğu-
nu düşunüyorum.
Zeffirelli'nin dördüncü
perdesi
Düny aca ünlü Zeffirelli'
York prodüksıyonunda Yekta Ka-
ra'nın lstanbul prodüksiyonuna
göre avantajlı olduğu düşünule-
cek tek bolüm dördüncü perde olu-
yor. Temsılın tümüne damgasını
basan soyutluk içinde ZefFirelli,
dekordakı bır çızgı oyunuy la gös-
terdıği birkaç basamağın dışında
arenay ı tamamen saklamış bulunu-
yor. Ö taraflardakı bır yerde bır
boğa güreşı olduğunu sadece ge-
len seslerden v e o doğrultuy a doğ-
ru yürüyen ınsanlardan çıkarıyor-
sunuz. Böylece boşalttığı sahnenin
seyirciye göre sağ tarafında oluş-
turulmuş bır bahçe köşesıne iki ta-
raftan ulaşan yollardan Carmen'i
ve Jose'yi getırerek rastlaştınyor.
Dramatik yalvarı. ret ve cınayet
sahnesı bu köşeden sadece sesler-
le algılanan arenaya uzanan bü-
yuk boşlukta cereyan ediyor. Tra-
jik gerginliğı daha yükseİc oluyor.
Aynca ilave etmek gerekır kı.
Carmen temsıli öncesı aşırı bir
yorgunluk gecırerek ilk galada hay-
ranlarını bıraz düş kırıklığına uğ-
ratmış olan Placido Domingo, be-
nım görduğüm üçuncu temsılınde
bır on günlük dınlenmeden sonra
tamamen kendine gelmış, zınde
bır Don Jose idı ve dördüncü per-
deyı yalnız ses olarak değıl, artıs-
tık aksıyon olarak da olağanüstü
bır performansla oynadı. Placı-
do'nun yanı sıra dört büyük rolün
oyunculan NYaltraudMeier; Ange-
la Gherorghiu: Sergei Leiferkus
olağanüstü bı rekıp oluşturuyordu.
\Vagner"cı ve Richard Strauss'cu
unlu bır dramatık soprano olarak
bilınen \V. Meier ağır. hantal ve
zanf hareket yoksunu bedeninin
seyyar ve fettan Çıngene kızını
canîandırmasına hıç olanak tanı-
mayışma karşın akıl almaz güçlü
ve köşelen yTjmuşatılmış sesıyle ara
sıra gözü kapamanız kay dıyla mut-
hış bır Carmen partisi soyledı.
Carmen''in başansı
Istanbul'dakı Carmen'i benım
görduğüm akşam, bır yığın plağı
olan. Bayreuth ve Salzburg festı-
vallerıntn yıldızı bir LynnT.Çağ-
laroynuyordu Ancakaksiyonola-
rak hareketli fettan dışi kişiliğini
ıy i yakalamıştı v e görsel bır zev k-
le ızledik. (Dığer akşamlarda bu ro-
lüoynayan JaklinÇarkçı'nın ışın
üstesınden daha da kendını vere-
rek geldığını meraklılan ıfade edı-
yorlardı.)
Tüm perdelerde birden ınsan
hareketlıhği ve hele binncı perde-
Jeki çocuklar korosu sahne alış ve
yerleşiş bıçımı lstanbul prodüksi-
yonunun lehineydı. Ve karşilaştır-
ma düzleminin Neu York Metro-
politan olduğu düşünülünce bu-
nun ne kadar gurur vencı olduğu
açıkça ortadadır Televızyon ek-
ranlanndaki çok başırılı operayı
sevdırme programlannı takdirle
izleyegeldiğımızvePucciniproduk-
sıyonlanyla Avrupa'da alkış top-
layabılmış çok değerli müzik ve sa-
nat ınsanı Yekta Kara'yı kendi an-
layışım ve üslubumla övmek ve
başanlannınsürekliliğınidılemek
ıçin tstanbul Carmen'inın güzel
bır fırsat oluşturmasından böyle-
ce yararlanmış bulunuyorum.
Ancak, Carmen'ın başansına
veTürkoperasındakı genel olum-
lu hareketlenmeye karşın çok üst
düzeyde ve gerçekten doyurucu
seslerin yokluğu düşündürücü bır
unsur oluşturuyor. Sadece pnma-
donnaları ya da erkek büyük ses-
leri çok uzun zamandır çıkarama-
yışımız değıl, yardımcısanatçıla-
nn ve koro üyelerinin seslerinın de
bır Batı sahnesine oranla genelde
düşük tonlu. güçsüz. kolay düşe-
bilen bir sesler topluluğu oluşrur-
duğunu maalesef dıle getirmek zo-
rundayız.
Ancak olaydaki yaygın canlılık
operatik ses alanında da çok yakın-
larda kozayı delmelerin baş-
layacağını ve evrensel müzik
âlemmde kendi kanatlarıyla artık
rahatlıkla uçabilen bir Zehra Yü-
dız'a benzer ömeklerın sayısınm
artacağını umarız.
• Açlık Catherine Deneuve. Davıd Bovvıe ve Susan
Sarandon. Whitney Strieber'ın ronıanından uyarlanan
fılmde buluşuyorlar. (Etiler Akmerkez 282 05 05,
Bevoğlu Fitaş 249 01 66, Altunizade Capitol 391 19
35, Kadıköy Bahariye 414 35 05)
• Gözler ve Sözler Uma Thurman. Jeneane
Garofaio ve Ben Chaplın çağdaş bır Cyrano De
Bergerac öy küsünde birbınnden eğlenceli üç karakteri
canlandınyorlar. Filmin yönetmeni Mıchael Lehmann
(Şişli Kent 241 62 03, Beyoğlu Sinepop 251 U 76, Ç.
tai Şafak 5/6 26 60. Bakırköy Avşar 583 14 97,
Galeria Prestige 560 ~2 66, Suadive \fovieplex 385
24 49)
• Çılgın Lise Jon Lov ıtz. Tia Carrere. Louıse
Fletcher ve Mekhı Phifer rol aldığı fılmın yönetmeni
Hart Bochner. (Beyoğlu Fitaş 249 01 66, Osmanbey '
Gazi 247 96 65, Etiler Akmerkez 282 05 05, lstanbul
Princess 282 06 95, Ç. 7aj Şafak 516 26 60,
Altunizade Capitol 391 19 35. Kadıköv Ocak 336 37 '
"1, Kadıköy 4> 336 00 50)
• İftiranın Bedeli Steven Segal ve Keenen Ivory
Wayans'm ıkı ıyı pohsı canlandırdıklan fılmın
konusu, ıftıraya uğrayan bir polısin yeniden göreve
dönmek için bu iftıralardan kurtulma çabası (Beyoğlu
Fitaş 249 01 66, Osmanbev Gazi 247
96 65. Etiler
Akmerkez 282 05 05, Ç. faş Şafak 516 26 60,
Bakırköv Avşar 583 14 97, Kadıkih Sürena 336 06
82, Altunizade Capitol 391 19 35)
• Yllbaşı Tatili Jodıe Foster'ın yönettıği filmin
başrol oyunculan Holy Hunter. Robert Dovvney Jr. ve
Anne Bancroft (Şişli Kent 241 62 03, Kadıköy As,
Bakırköy İncirli 572 64 39, Beyoğlu Beyoğlu)
• Son Adam Bruce Willıs her iki tarafta birden
savaşıyor (Beyoğlu Atlas 252 85 7
6, Etiler Akmerkez
282 05 05, Etiler Hilhide 263 18 38, Osmanbey Gazi
247 96 65. Ortaköy Ferive 236 28 64, Teşvikiye AFM ,
224 05 05, Bakırköy Renk 5'2 18 63, Bakırköy
Carousel 571 83 80. Altunizade Capitol391 19 35,
Kadıköy Moda 33'01 28)
• Ejder Yürek Dennıs Quaıd ve Davıd Thevvlis
Sean Connery'nın seslendirdığı Draco'yla birlikte bir .
efsane dünyasında yolculuğa çıkanyorlar izleyicileri.
Fılmın yönetmeni Rob Cohen. (Beyoğlu Fitaş 249 01 •
66, Ortaköy Princess 227 60 11, Bakırköy İncirli 572
64 39, Bakırköy Avşar 583 14 97)
• Dr. Moreau'nun Adası John Frankenheımer'in .
yönettiğı fılmde Marlon Brando. Val Kilmer rol
alıyor. (Bevoğlu Fitaş 249 01 66, Bakırköy Carousel ,
571 83 80. Altunizade Capitol 39119 35, Kadıköy. ,.
Moda 33'01 28)
• VuKovar Film uluslararası festivallerde toplam
11 odül aldı. Mırjana Jokoviç başrolde. (Beyoğlu
Alkazar 293 24 66;
• Fanatik Tony Scott'un yönettiği filmde Robert
De Niro, \Vesley Snıpes başrolde. (Bevoğlu Lale 249
25 24, Bakırköv Avşar 583 14 9 7, Kadıköy Hakan
33^96 3". Suadiye \tovieplex 385 24 49)
• Ateş Altında Cesaret Denzel Washington ve
Meg Ryan başrollerde (Beyoğlu Lale 249 25 24,
Kadıköv Reks 336 01 12, Bakırköv Avşar 583 14 97, ,
Çemberlitaş Şafak 5/6 26 60, Şişli Kent 241 62 03, ,
Kadıköy Hollynvod 338 90 ~6) -
• Çalınmış Güzellik Bernardo Bertolucci'nin ;
yönettiği fılmde Lıv Tyler ve Jeremy Irons
başrollerde. (Bevoğlu Pera 251 32 40, TeşvikiveAFM-
224 05 05, Eren'köv Apollon 362 51 00, Kadıköv As ,
336 00 50)
• Los Angeles'tan Kaçış John Carpenter'ın
fılmınde Kurt Russell'ı başrolde izliyoruz. (Etiler \
Akmerkez 282 05 05, Bevoğlu Fitaş 249 01 66,
Ortaköy Princess 22"'60 11, Aksarav YUdız 589 61 '
39, Fatih Feza 631 16 08. Florya Prestij 663 28 86,
Altunizade Capitol 391 19 35, Kadıköy Moda 33701
28, Bakırköy İncirli 57
2 64 39, Bakırköy Avşar 583 )
14 97)
• Eşkıya Yavuz Turgul'un yönettiği filmde
başrollen Şener $en ve Uâur Yücel paylaşıyor.
(Beyoğlu Emek 293 84 39. Osmanbey Gazi 247 96 '
65. Etiler Akmerkez 282 05 05, lstanbul Princes 285 <
06 95, Ortaköv Princes 227 91 47, Bakırköy 74 572 «
04 44, Galeria Prestige 560 72 66, Çemberlitaş Şafak
516 26 60, Suadiye Movieplex 385 24 49, Kadıköy
Kadıköy 33'74 00)
• Kayıp Çocuklar Şehri Fılmde Ron Perlman, ;
Daniel Emilfork. Judith Vittet, Dominique Pınon rol '
alıyor (Beyoğlu Alkazar 293 24 66)
• Nelly ve Mr. Arnaud Claude Sautet'nın fılmınde
Emmanulle Beart ve Michel Serrault başrollerde
(Beyoğlu Alkazar 293 24 66. Kadıköv Baharive 414
35 05)
PRI şiip yarışması sonuçlandı
Küitür Servisi - PEN Yazarlar Derneği'nin ölümünün
10 yılı dolayısıyla Edıp Cansever anısına düzenlediği -_
şiır yanşması sonuçlandı. 'Büyük ödül'e değer yapıt -
bulamayan Cengiz Bektaş. Eray Canberk. Mustafa
Öneş. Sennur Sezer ve Güven Turan'dan oluşan (
;
seçicıler kurulu. oybirliğiyle üç özel ödül verilmesini ^
kararlaştırdı. Özel ödüller. Izmir'den Mehmet Kazım
ve Mehmet Atilla ile Ankara'dan H. Önder Okay'a '_y
verildı. Ödüller. 29 ocak günü düzenlenecek Edip \
Cansever'i anma törenmde sahiplenne verilecek.
Genco Enkal'dan Bintakım Azizlikler'
Küitür Senisi-Dostlar Tiyatrosu, yeni sezona 10 ,
ocak günü Martı Sanatevi'nde Genco Erkal'ın Aziz : |
Nesin'in öykü, şiir. oyun. masal, taşlama ve köşe
yazılanndan uyarlayıp yönettiği "Birtakım Azizlikler' J
adlı tek kışilik gösterisiyle başlayacak. Kısa bir süre :
için cuma saat 20.30, cumartesi 18.00 ve pazar günleri,!
15.00'te sergilenecek oyun mart ayı sonunda yerini M
Mehmet Llusoy'un sahneleyeceğı. Paulo Coelho'nun
"Simyacı" adlı oyununa bırakacak. 4
Cinuçen Tanrıkorur resitali ;
Küitür Servisi - Düny aca ünlü ut v irtüözü ve besteci -l
Cinuçen Tannkorur, 6 ocak pazartesı günü Muammer •
Karaca Tıyatrosu'nda saat 20.30'da bır ut resitali n
verecek Bestecının çeşitli makam ve formlardaki söz
ve saz eserlerının yer alacağı resitalde Ismail Dede, '•>
Zekai Dede ve Yesari Asım Arsoy gibi besteciierin
yapıtlanna da yer verilecek. Vakıf Guraba Hastanesi 2.*.
Cerrahı Klinığı yaranna verilecek olan resıtalin .!
bilctlerı Vakıf Guraba Hastanesi Başhekımlıği ve ?
Karaca Tiyatrosu gışesınden sağlanabılir. T