Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OCAK 1397 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
9.5 trilyonluk sayaç ihalesini alan şirket, RP'ye yakınlığıyla bilinen Muradiye Vakfı'yla bağlantılı
Gökçek'e kayırma suçlaması
ARAYIŞ
BAHAR TAVRISEVER
ANKAftV- Sosyal Hİ2metler --e Çocuk
Esırgeme Kırumu Genel Müciirlüğü sı-
rasında yaptıjı alımlarnedeniyk yolsuz-
lul suçlanalaina hedef olan fLP' 1; Anka-
ra Anakert Btlediye Başkanı IVÎelih Gök-
çelın büvûk ihalelerde dinci \akıflarla
bağlantılı olar şırketlere tanıdığı ıyncalık.
9.5 trilyon hraık sayaç ıhalelerimde de ya-
şarıdı.
EGO Gene Müdürlüğü ve ^ASKİ'nın
sa>aç ıhalelerni alan Aifagas Eektronik
Ölçü Aletieri Sanayı ve Ticaret Limited
Şirketı'nm, FP'ye yakınlığıyla bilinen
Muradiye Vakfı ile bağlantılı olcügu kay-
dedıldı ArifCanlı ve YusufÖzxtemir ad-
iı kışilerin. Al'agas'ı kurmadan önce. ha-
len Muradiye Vakfı'nca kiralaran bına-
larda faaliyet gösteren Termikelşirketin-
de birlıkte çaıştıklanna dikkat çekildi.
Ankara Anakcnt Beledıye Meclisi üyele-
rinden Muzafier Saraç, Alfaga-s'ın, *ye-
teriilik belgesi. marka kaydı, sanayi siciJ
belgesi gibi gerekleıi trilyoniuk ihaJeleri
yasadışı biçimde aldıktan sonra >erine ge-
B e l e d i y e d e d i n c i k a d r o l a ş m a y a ş a n ı y o r
'Burhan Ozfatura tarikatlarla içlidışlı'
HAKANDİRİK
İZMİR - Emire Kalkancınm açıklamalannın' ardından
Ali Kalkana ile tanışıklıgjnı kademeli ojarak kabul eden îz-
mir Anakent Belediye Başkanı Burhan Özfatura'nın tarikat
ilişkileri, Jzmir'de kent gündemine oturdu. DYP'den beledi-
ye başkan adayı olmasında FetthuHah GüJen'e olan yakınlı-
gının rol oynadığı öne sürülen Özfatura'nın, Gülen'in Fatih
Universitesi'nin Izmir şubesini acma çabalan ve belediye-
deki dinci kadrolaşmaya dikkat çekildi.
Özfatura'nın dini kadrclara yakınhğının örnekJerinden bi-
ri de imar alanında sosyal ve kültûrel tesis alanı olarak be-
iirlenen Çiğli Evka-2 toplu koııut alanındaki araziyi Izmir
Kuran Ilimleri'ne ve Milli Kûltüre Hizmet Vakfı'na ücret-
siz olarak tahsis etmesi olarak gösterildi. Bunlann, Özfatu-
ra'nın tarikatlarla içlidışlı olduğunun bir kanıtı oldugunu
vurgulayan CHP İzmir ll Başkanı Osınan Özgüven, "'Açık-
ça görölmektedir ki, bu belediye başkanlan Ali Kalkancı öe
tkaret-tarikat-si.vaset üçgeninde buluşmuşlardır. Özfatu-
ra'nın, Fethuliah Cüien'in Fatih Universitesi'nin İ/mir'dede
çalışmalarına destek vermesi bu ilişkik'rin en güzel ömeğidir.
Ozfatura, bunu da mı yalanlayacak?'' dedi.
tirdiğini''savundu.
Ankara Anakent Belediye Meclisi ba-
gımsız üyesi Saraç. Alfagas'ın kurucula-
n Canlı ve Özdemir'ın sigorta kayıtlann-
dan. 1993'2dönemındeTermıkerdeçalış-
tıklarını belgelediklerıni bildirdi. Yusuf
Özdemir'in 1993/1 döneminde de Termi-
kel'deçalıştığınıbelirten Saraç, Alfagas"ın
25 Temmuz 1994'te kuruldugu adres ola-
rak gösterdiği "Siteter Sutna Sokak No:
36" adresindeki dairenin, aynı zamanda,
Termikerin de kuruluş merkezi olduğuna
dikkat çekti. Termikerin, Necatibey ve
Kızılay'da Muradiye Dershanesi ile aynı
binada bulunduğunu kaydeden Saraç,
-Termikerin, Muradiye Vakfi'nın kirala-
dığı binalarda çalışmasu vakıf ile Uişkisini
ortava kovuvor" dedı. ASKİ ve EGO ta-
rafmdan Alfagas'a verilen ıhalelenn ya-
sadışı oldugunu ilen süren Saraç, trilyon-
lar akıtılan şirketın; kapasite raporu, ga-
ranti belgesi. sanayi sıcıl belgesı, test is-
tasyon uygunluk belgesı. test istasyon a-
yar masası yeterlilik belgesi. marka kay-
dı. marka tescil belgesi ve TSEK Belge-
si'ni, EGO Genel Müdürlüğü'nden 2 iha-
le aldıktan sonra sağladığını iddia etti.
Aifagas kuruluşundan 3 ay 20 gün son-
ra EGO'dan sayaç ıhalesı aldı. EGO Ge-
nel Miidürlügü'nce, Aifagas şırketıne, bu-
güne kadar 73 bin 311 adet sayaç karşılı-
ğında 23 milyon dolar (yaklaşık 2.5 tril-
yon lira) ödendi. ASKl'nin Aifagas'tan
aldığı 3 bın adet sayaç içın de 858 bin do-
lar (yaklaşık 90 milvar lira) verildi.
EGO'nun 7 ocakta, koşullan Aifagas şir-
ketine göre hazırlandıgı vurgulanan ve bu
noter ile belirlenen 210 bin adet ön öde-
meli 61 milyon dolarlık (6.8 trilyon lira)
sayaç ihalesini de Alfagas'a vermesiyle,
bu şirkete ödenen toplam tutar 9.5 trilyon
liraya ulaştı. Bağlanmış ve bağlanacak
toplam 323 sayaç ıçin de Ankaralılardan
10 trilyon 96! milyon lıra alınacak.
RP başkanlarını
savundu
• AN'KARA
(Cumhuriyet Biirosu) -
RP Genel Başkan
Yardımcısı Ahmet
Tekdal, tarikat şeyhı Ali
Kalkancı'yla ışbirhği
yaptıklan v e şırketlerine
ihale verdikleri iddia
edilen RP'li belediye
başkanlannı savunurken
gelişmelen haberleştiren
basın için "Biraz insaflı
olmak gerekir" dedı.
Tekdal, parlamentoda
düzenledıği basın
toplantısında bazı gazete
haberlerinden örnekler
vererek "Hükümeti
yıpratmak için dört
koldan çalışılıyor. Amaç,
iktidara gelmek ve gelir
kaynaklannı kendi çıkar
havuzlanna doğru
yönlendirmek" dedi.
Saygın'dan
Yılmaz'a tepki
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
DYPlı Devlet Bakanı
Işılay Saygın. "Türkiye'de
2.5 milyon fahışe var"
diyen RP'li Şevki
Yılmaz'a kadınlar adına
"teessüfettiğini"
belirterek "Kadınlara öyle
ilgi duyuyor ki. tek tek
saymış" dedı. Saygın,
yasal olmamasma karşın
imam nıkâhıyla
sekreteriyle evlenen RP
Isparta Milletvekili
Mustafa Köylü'ye
kızdığını belirtirken
"Kadınlar ikinci eş olmayı
kabul ediyorlarsa yapacak
bir şey yok" dedi.
Tarikatlar için
gözler yargıda
• ANKARA
(Cumhurivei Biirosu) -
Cumhuriyet
savcılıklannm,
tarikatlann TBMM'de
bazı milletvekillerine ve
belediye başkanlanna
kadar uzanan de\ rim
yasalanna aykın
çalışmalan karşısında
harekete geçmemeleri
tepkiyle karşılandı. DSP
Grup Başkanvekili
Hikrnet Uluğbay.
savcılann suç duyurusunu
beklemeksizın harekete
geçebildiklerine işaret
ederek "Suç duyurusuna
gerek olmadan o
kıyafetleri göriince.
savcılar harekete
geçebilmeliydi" dedi.
DSP Hukuk Kurulu
Başkanı Hikmet Sami
Türk de ''Son zamanlarda
devTim yasalan
çiğneniyor, savcılar da
Türkiye'de yaşıyor. Olup
biteni görmeliler" dıye
konuştu.
Şeyhler kollandı
• ANKARA
(Cumhuriyet Biirosu) -
Devlet Bakanı Nevzat
Ercan, tarikatlar
konusundaki tartışmayla
ilgilı basın aviklamasında.
gazetecılere dağıtılan
metni son ar-da
değistirerek "derv ış ve
şeyhlere" eleştıri içeren
bölümü sildrdi. Ercan,
açik amasınian.
"kendilerinideniş ve
şeytı gibi urr.anlarla
takdim eden" ifadelenni
bakaılık görevlileri
araclığıyla cıkardı.
Diyanet Işlei Başkanı
Mehmet Nıri Yılmaz ise
şeyHenn kanuoyuna
yansıyan göıintülennı
eleştinrken
"Pe}gambenmiz el bile
öptürmezdi" dedı.
Istanbul Belediyesi kaçak restorasyonları ihaleyasasına aykın ödemelerleyaptınyor
Vıldız Parkı'ndaki Çadır Köşkü'nün yanında kaçak olarak insa edilen mescit binasının harcamalan usuhü/ vapılıvor. (MEHMET DEMİRKAYA)
Tarilüköşldeivusıdsüzluuvama
OKTAV EKİ.NCİ
Istanbul Büyüksehır Belediye Baş-
kanı Recep Taj-jip Erdoğan. tankat
şeyhi Ali Kalkancı'v a "beledhenin
işlerini verdiği'" yönündekı sav lan ya-
nıtlarken hem yazılı açıklamasında
hem de çıktığı TV programlannda ıs-
rarla şunu söylüyor:
"Bütün ihalelerimiz yasaldır. tste-
yen gelip incelevebüuu."
Aslına bakılırsa. Türkiye'de birçok
ıhalenın. •'öncedenbeliı1enen''kjşı ya
da firmalara "yasal kurallara uygun
olarak^da verilebildiğıni artık herkes
bilıyor. tşin verileceği kişi ya da fır-
manın yme önceden belirlenen tekli-
finden çok daha yuksek bedellı tek-
lifler '•tanıdıkdigerfirmaiardan"alı-
narak ihale komisyonunun kararına
"yasal dos>-a" (!) hazırlanmış oluyor.
Böylece dosya üzerinde en uygun
teklifi vermiş olan "tanıdık" kişi ya
da firma, hem işi hem deparalan alı-
yor...
İşte, böylesi bir "mevzuata uygun
kayu-mava" meydan vermemek içın,
ihale hukukunun temel bir ilkesi var.
O da yaptınlacak ışin bedelıni önce-
den belırlemek ve bu bedele göre ay-
nı ışı en uygun koşullarda üstlenecek
yüklenıci bulabilmek için de ihaleyi
"ilan" etmek. Yani, "herkese
açık"yapmak...
Şimdi yeniden Erdoğan'ın son suç-
lamalar karşısındaki savıanmasına
dönersek. yasal oldugunu ileri sürdü-
ğü ıhaleierin en hassas noktası "ba$-
ka kimlerin teklif verdiği" ve ihalenin
"yeterii açıkiıkta ilan edifip edilme-
miş" olduğudur. Diğer teklif veren-
lerle işi alanlararasındaki ilişkıyi bu-
lup çıkarmak çoğu zaman zor olsa bi-
le, ihalenin ilan edılmeden ya da her-
kesin duymayacağı şekilde üstıi örtü-
lü ve göstermelik bir ilanla yapılmış
olması, ışın içınde bir "kavirma'* ol-
duğunun açık göstergesı sayılabılır.
Öte y andan yıne Erdoğan'ın. "Bütün
ihalelerimiz yasaldır" sözii, örneğın
yüzlerce milyar harcanarak sözde
restore edilen tarihi köşklerdekı inşa-
at ışleri içın de pek geçerli değil. Çün-
kü bu "çok özel imalafgerektiren
hassas ve büyük ışler. her şeyden ön-
ce "ihaleedUmeden'
1
yaptınlıyor. Da-
ha doğrusu. ihale yasasının öngördü-
dan gercekleştiriliyor...
Istanbul Büyükşehir Belediye-
si"nde Recep Tayyıp Erdoğan döne-
mı başladıktan sonra "kira süreleri
bittiğiiçin"Turing'ınelindengeri alı-
nan Hidiv Kasn, Malta Köşkü. Çadır
Köşkü,Pembe Köşk, Beyaz Köşk.Sa-
n Köşk ve Çamlıca Tesisleri. son 2
yıldır RP'li yönetımin "en iddialı pro-
jeterine" konu oldular. Bu köşk ve te-
sisler, yine son zamanlarda yeniden
ve "restoreedilmiş" (!) olarak hizme-
te açılıyorlar.
Ne var ki bu tarihi köşklerin "ih-
yas" ve onanmı içın, 2863 sayılı ko-
T
uring'den geri alınan tarihi köşklerde. inşaat
ruhsatı olmadığı için ihalesi ilan
edilemeyen; onaylı projeleri de olmadığı
için yasal keşfi ve metrajı bulunmayan.
'teknik ve mali denetimden yoksun' milyarlarca
liralık restorasyon ve dekorasyon işleri yaptınlıyor.
ğü kurallara uyulmadan ihale edılı-
yor.
Köşklerin bu "usulsüz" ödemeler-
le restore edılmesinın nedenı ıse ay-
nı zamanda yapılan ınşaatlarm "ruh-
satsız", yani "kaçak"olması. Bınalar
"kültürvarügı'" olduğundan ve "SİT
alanı içinde"bulunduklanndan, inşa-
at ruhsatı verilebılmesi için restoras-
yon projelennin öncelıkle "Koruma
Kurulu'nca onaylanması" gerekiyor.
Bu onay gerçekleşmedıği için ortada
"kesinleşmiş bir proje" de bulunma-
dığından. yapılan tüm işler "yasal bir
maliyet hesabına" ve buna dayalı
"ihale bedeB denetimine" bağlı olma-
ruma yasası gereğince yeterli bilim-
sel titizlıkte ve onlann "kültürel de-
ğerlerineyakışırbirdüzejde*' rölöve
ve restorasyon projeleri hazırlanma-
dığından, uzun süre Koruma Kuru-
lu'ndan da proje onayı ve inşaat iznı
venlemedı. Buna karşılık Recep Tay-
yıp Erdoğan ıse restorasyon ışlenni
kaçak olarak başlattı ve sürdürdü.
Köşklerin yasadışı restorasyonlan-
nın yani sıra örneğin Yıldiz Par-
kı'ndaki Çadır Köşkü'nün yanında
yine kaçak olarak yapılan "mesdf
inşaatı da halen sürüyor v e Koruma
Kurulu'ndan ne proje onay ı \ ar ne de
izin var. Dahası, bu "ek bina inşaaO-
na"aslında izin vermek de olanaksız,
çünkü Yıldiz Parkı 1. derece StT ola-
rak hertürlüyenı yapılaşmaya yasak
getınlmışbıryer...
Erdoğan'ın işte bu yasadışı inşaat-
ları. ımar v e koruma yasalanna göre
"suç"olmasının ötesınde, son günle-
nn tartışma konusu olan "ihaleilişki-
leri" açısından da yine hukuk dışı ve
"şaibeü" bir uygulama zincin. Çün-
kü bu inşaatlan ihale yasası koşulla-
nna uygun yaptırabilmeleri ıçin ">l
a-
sal koşullar" yok. Ruhsat olmadığın-
dan ilan edilemıyor; onaylı proje ol-
madığından yasal ihale bedeli (yani
metraj ve keşif) çıkarılamıyor. en
azından bunlar eksık olunca da tüm
inşaat, onarun ve dekorasyon ışleri
"ihale hukuku dışındaki vöntemler-
le"yaptınlıyor. Cstelik "gösterişlibir
dekorasyon" içın gereken olağanüs-
tü yüksek düzeydeki harcama ve öde-
melerle...
Evet. Recep Tayyip Erdoğan, tari-
kat şeyhı Ali Kalkancfya veya baş-
kalarına kimi işlen "ihale yasasına
uygun dosyalarla" vermış olabiiir.
Ancak Istanbul'un gözbebeğı olan ta-
rıhı köjklerinde bunu bıle yapması
olanaksız. Eğer. benzer tarihsel bina-
larda herhangı bir "sade vatandaş"
butürruhsatsızve kaçak ışleryapma-
ya kalksaydı, koruma yasasına göre
"eski eserde izinsiz tahribat" suçun-
dan ağır para v e hapis cezalanyla kar-
şılaşırdı. Benzer şekilde herhangi bir
kamu kuruluşu böylesine önemlı ve
hassas inşaat işlerini ihalesiz yaptır-
saydı, o kuruluşun sorumlulan "ka-
mu zarannır
'çoktan ceplerinden öde-
mış ve görevlenni de terk etmişier-
dı..
Sjirt Belediye
Başkanı Celiker
Kalkancı'ya
silah vermem
hataydı
Yurt Haberleri Servisi - Ta-
rikatçı Ali Kalkancı ya ruhsat-
lı tabancasmı veren Sıirt Bele-
diye Başkanı Mehmet Fahri
Çeliker, Kalkancı'nm kendisı-
ne, "şeyh vebüyük birzat" ola-
rak tanıtıldığını belirterek "De-
vir işlemleri tamamlanmadan
siiahı vermem hataydı.Ona gü-
venmiştini" dedi. Kadin tari-
katı liderlennden Muhammed
Bedrettin Sancar da Emire Er-
soy Kalkancı >a Ali Kalkancı
ile evlenmesi ıçm telkınde bu-
lunduğu iddialannı yalanladı.
Ali Kalkancı ile Siırt'te, be-
lediye başkanı olmadan önce,
bir arkadaşı vasıtasıyla tanıştı-
ğını belirten Fahri Çelıker, Kal-
kancı'nm kendısine, "şeyh ve
büyük birzat" olarak tanıtıldı-
ğını söyledı. Sıirt'te tanışma-
lanndan sonra Kalkancı'nm fs-
tanbul Halıç'tebulunan "mjsa-
firhanesini yaklaşık iki ayda bjr
ziyaret ettiğirıi" belirten Çelı-
ker, şunlan anlattı:
"Bir arkadaşun bana büyiik
birşejhin Siirt'e geldiğini söyle-
di ve onunla tanışmamı istedi
Onun evine gittik ve Kalkancı
ile orada tantşbk. Daha sonra
Istanbul'dazaman zamanzha-
ret ediyordum. Kendısine ka-
nım ısındığı için. silahunı hibe
ettim ve silahın devir işlemleri
yapümaküzere bir arkadaşıma
vekâlet verdim. Onlar da Fatih
Emnivet Müdürlüğü'ne4Eylü)
1995'te dilekçeyle başvTirmuş-
far. Bu dilekçeye istinaden Fa-
tih İlçe Emniyet Müdürlüğü Si-
irt EmnivetMüdürlüğü'ne ba-
na ait olan Kınkkale 7.65 ça-
pında 79151847 seri no'lu ta-
bancanın dosyasını istemiş. Si-
irt Emnivet Müdürlüğü de 19
EylüJ 1995 tarihli janyla Ali
Kalkancı'ya devTedilecek dos-
ya gönderilmistir. Sanki ülkede
hiç silah devir işlemi olmuyor.
Ben sitahı kendisine hibe ettim.
Ancak parasını sonra alacak-
um. Emire Kalkancı'yı tanımı-
yonım,telefonla dahi görüşme-
dim. Ali Kalkancı ile ne siv asi ne
de tkari hiçbir iUşkim yoktur."
Fahn Çelıker. sılahı devir iş-
lemleri tamamlanmadan verdi-
ğini, ancak sonradan bunun bir
hata oldugunu anladığını
söyledi.
Emire Kalkancı'nm eşinın
bazı belediyelerden ihale aldı-
ğını açıklamasından sonra or-
tadan kaybolması da çeşıtli so-
rulan gündeme getirdi.
Tehdit edildıği belirtilen
Kalkancı'nm. eşinın bağlı ol-
duğu Kadın tankatı liderlenn-
den Muhammed Bedrettin
Sancar'ın "ricasryla" konuş-
maktan vazgeçınfdıği öne sü-
rüldü. Ancak Bedrettin Sancar.
bu iddialan yalanladı.
"Emire Kalkancfy a AB Kal-
kancı ile evlenmesi için teUdn-
de bulunduğu" yolundaki id-
dialan yalanlayan Sancar,
"BenEmire'yiilktanıdığımda.
zaten Ali Kalkancı ile evüydi"
dedi.
Yazar Ümit Oğuztan, Melih Gökçek ve Tayyip Erdoğan'ın Hitler'den farkı olmadığını söyledi
^Kalkancı geçmişte KalaşrıikoFla yakalanmıştı^
HALİLNEBÎLER
Cincı hoca Ali Kalkancı'nm eşi Emire
Kalkancı'nm konuşmasına aracılık eden ve
Siirt Belediye Başkam'nın ruhsatlı silahını
ortava çıkaran yazar Ümit Oğuztan, bu si-
lahın dışında Kalkancı'nm geçmişte bir Ka-
iaşnıkof tüfekle yakalandığını. bu tüfeği biz-
zat kendisımn bir PKK'liden satm aldığını
ve suçu müritlerinden birine yıktığını açık-
ladj.
Ümit Oğuztan. sorulanmıza şu yanıtlan
verdj:
- Ümit Bey, RP'li belediye başkanlan sizi
hedefaldılar ve 'pornocu' sucianıasında bu-
lundular, ne dersiniz?
- Ben biryazanm. Yazdıklanmdan dola-
yı ceza aldım. Evet. Bu cezalar benim ma-
dalyam, hukuk sisteminin ayıbıdır. Burada
bir zihniyetin Türk yazarlanna saldırısı var.
Bu ınsanlann o makamlarda bulunması, bir
yurttaş olarak benı incitiyor. lnsan hiç ken-
di ulusunun yazannı aşağilarnaya çalışır mı?
Gökçek ve Erdoğan'ın zihniyet olarak Hit-
ler'den farkı yok.
- Belediye başkanlannm saldırgan tavnnı
neye bağlıvorsunuz?
- RP'nin ıllegal yüzünde tarikatlar. tekke-
ler. dergâhlar var. Anayasaya göre bunlar il-
legal. Ekonomık aniamda mürit kitlelennin
her şeylerinı ellerinden alıyorlar. Bu potan-
sıyeîı kullanarak iktidar oldular. Ben bu ta-
rikatlann içinden Fadime Şahin'i. Ali Kdl-
kancı'yı ve Emire'yi ortayaçıkardım. Fadi-
me'nin konuşabilmesi içın ortamı ben sağ-
ladım. Emıre'ye ben aracılık ettim. kudur-
dular. Şimdi Islama saldın var diyorlar ve
her pisliği Ali Kalkancı ile Müslüm Gün-
düz'e yıkıyorlar. Oysa bütün tarikatlar aynı
pislığe batmış durumda.
- Can güvenliğinizi nasıl sağiıyorsunuz?
- Saklanıyorum. Cep telefonumu kapat-
tım. Ev telefonumu kapattım. Söyleyemeye-
ceğim bir yerde canımı korumaya çal'şıyo-
rum. Ama susmayacağım. Susturamayacak-
lar. Siirt Belediye Başkanı, 'Silahunı hibe et-
tim' diyor. Gidersın emnıyete, resmi olarak
devreder»in silahı. Öyle bırresmi devıryok.
Kimı kandınyorlar. Bu silahı 44 trilyonluk
serveti olan Âli Haydar Ersoy'u \e oğulla-
nnı öldürüp servetinı elde etmek içın kulla-
nacaklardı. Sonra da Kalkancı. paralann
önemli bölümünü RP'ye aktaracaktı.
- Kalkancı'nm adı bir kez daha silah işine
kanşmıştı galiba?
- Kalkancı geçmişte de bir Kalaşnikofya-
kalattı. ama silahı bır müridine yıkıp kurtul-
du. Oysa Ali Kalkancı, o silahı bir PKK'li-
den bizzat satın almıştı. işte size Hizbul-
kontra...
TOKTAMIŞ ATEŞ
Ortünmek
Günümüzden bınlerce yıl önceki çoktannlı dinler-
den başlamak üzere, ınsanlar ibadet ederken ve
kutsal saydıklan kişiler karşısında ve kutsal saydık-
ları mekânlarda örtünürler. Bu örtünme, erkek/er-
den çok kadınlar içın söz konusudur ve özellikle
saçlann örtünmesinin önceliği vardır. Kimi dinler, er-
kekler için de başın örtünmesini öngörür ki, bu ço-
ğu kez saçların bir kısmını örten bir "takke" biçimin-
de karşımıza çıkar. Islamiyetten önceki tektanrılı
dinlerde de mutlak bir "örtünme" zorunluğu vardı.
Ve günümüzün bağnaz Musevileri de örtünür, bağ-
naz Katoliklerı de örtünur.
Bu konuyu ele alışımın nedeni, geçen hafta bı-
zim gazetenin ikıncı sayfasına konuk olan bir öğre-
tim üyesinin, beni hedef aldığı "vehmine" kapıldı-
ğım görüşlerinı yanıtlamak oluyor. Gazete ıçınden
kimi yazariarımızın; zaman zaman beni iğneleme-
lerine bile "alışamamışken", bir de "konuklann" iğ-
nelemelerıni "sineye çekmeyeceğım" çok açıktır.
Sevgili Karaören kusuruma bakmasın...
Kendi ifadesiyle "Müslümanlık" üzerıne bilgisinin
çoğunu Yusuf Ziya Yörükhan'ın "Müslümanlık"
adlı ders kitabına borçlu olan bu bayan öğretim
üyesi şöyle yazmış:
"... TVkanallarmda Abdurrahman Dilipakya da
Emine Şenlik'/e 'münazaraya' çıkan yarım aydın-
larımızın da Kuran'ın çevinsinı tam olarak okuduk-
lan, Islam dini üzerine biraz bilgi edinmeye çalış-
tıklan çok kez görülmemiştir. Zaman zaman abuk
sabuk şeyler söyleyip ınsanlann tepesini attırırtar.
örneğin 'Kuran'da başörtüsü örtün diye bir hüküm
yoktur' derier. Çünkü akıllannca böyle birhükmün
Nisa (Kadınlar) suresinde olması gerekir, orada da
böyle bir hüküm bulunmaz. Çünkü başörtüsü ve
dış giyim ile ilgili hükümler Nür ve Azhab surele-
nndedir..."
Doğrusu bu "yanmaydın" grubu içınde kendimı
de görüyorum. Çünkü hem Dilipak ve hem de Şen-
likoğlu (Şenlik değil!) ile zaman zaman "itiştiğim" gi-
bi, "Kuran 'da başörtüsü örtün diye bir hüküm yok-
tur" savını çok kez dile getirdim. Demek ki bu "ha-
nımın" böyle görüşlere "tepesi atıyormuş". Canı
sağ olsun. Ama bu görüş. "mesnediolmayan"abuk
sabuk bir görüş değildır. Abuk sabuk olan, Yörü-
kan'a dayanarak Islami konularda kendini "yetkili"
sanan ruh halidir. Zaten cehaletin böylesi ancak
eğitimleolur...
Bu hanımefendi Müslümanlıkla ilgili bilgisinin
"çoğunu" tek bir ders kitabına borçlu olduğuna gö-
re, demek bizim bilgisızliğimiz, öğretmen okuları-
nın din dersleri için yazılan bu kitabı okumamaktan
kaynaklanıyor... Allahım, sen bize sabır ver.
Acaba bu öğretim üyesi hanımefendi, din bilgi-
sinin geri kalan kısmını nereden kazanmış? Acaba
"yanm aydınlann" okumadığına ınandığı Kuran ter-
cümesinı okumuş mu? Hiç sanmıyorum.
Zira eğer okumuş olsa böyle "bir çamur atarak
geçmez" ve Nûr süresi ve Azhab suresinde başör-
tüsüyle ilgili neler yazdığını göstererek bizi mahcup
ederdi. Ayrıca, "... Çünkü akıllannca..."gıbisinden
temelsiz varsayım ve savlar da ileri sürmezdi.
Osman Nebioğlu çevınsinde Nûr suresinde şöy-
le der: (31) "Mümin kadınlara da söyle ki, gözlerini
sakınsınlar ve iffetlerini örtsünler. Ziynetlerini açma-
sınlar. Görünen kısmı müstesnadır. Örtülehni gö-
ğüslenne doğru sarkıtsmlar. Ziynetlerini kendi ko-
calanndan.. başkasına göstermesinler."
Görüldüğü gibi burada başörtüsü falan söz ko-
nusu değildir. Söz konusu olan "ziynet (ya dazinet)
yerierinin örtünmesidir". Ancak ziynet yerinin ne-
resi olduğu tartışmalıdır. Kimine göre saçlar, kimi-
ne göre göğüsler, kimine göre de tüm çıplak ten,
ziynet yeri sayılır. Zaten kendini "şeriatçı" olarak ta-
nımlayan hanımların farklı örtünme biçımleri de bu
belirsizlıği göstermektedir. Kaldı ki; birhanım omuz-
lannı örterek de örtüsünü "göğüslehne doğru" sar-
kıtabilir.
Azhab suresinde de başörtüsünden söz edilme-
mektedir. Sadece (22/32) Hz. Peygamber'in eşle-
rinden bahsedilmekte ve (33) "Evlennizde oturun.
Eski, cahiliye yürüyüşü gibi süslenip salınıp göste-
riş yapmayın. Salâta kıyam edin..." dendikten son-
ra 59. ayette, "Ey Peygamber! Eşlerine, kızlanna ve
inananlann kadınlarına de ki: Dış esvaplarını üzer-
lerine giysinler. Bu onlann tanınıp üzülmemelenne
daha uygundur..." denilmektedir.
Yani Kuran-ı Kerim'in hiçbir suresinin, hiçbir aye-
tinde, kadınlann başörtü takınmalanna dair bir hü-
küm yoktur. Genel bir "örtünme" söz konusudur ve
ne "biçimi" açıklanmıştır ne de "başörtüsü" gibi-
sinden bir şeyden söz edilmektedır.
Kaldı ki; bu "tam aydın" öğretim üyesi hanıme-
fendi, eğer islami bilgilennin (kendi ifadeleri ile) "ço-
ğunu" kazandığı öğretmen okulu din bilgisi kitabın-
daki "içtihat" faslını biraz daha dikkatli okur ve (eğer
yetisi varsa) düşünürse, özellikle Azhab suresinde-
ki ayetin anlamını daha net değerlendirebilir.
Aslında, bu konularda asla kalem oynatmayan bir
yazanm ve bu konulardaki inancımı ve derecesini
asla tartışma konusu yapmam. Zaten eğer dikkat
edilirse "Islamcı" yazarlarla tartışmalarımda, tü-
müyle bu konuların dışında kalırım. Fakat insan, ki-
mi zaman işte böyle zorunluluklarla karşı karşıya ka-
lıyor. Benim. zaman zaman örtünme konusunda
hüküm olmayışını ileri sürmem, Kuran'ın ne dere-
cede "tefsire açık", yani "yorumlanır" oldugunu ka-
nıtlamak içindir.
Bir Islam şeriatı düzenıne karşı olanlar, kimlerle
birlikte ve kimlere karşı çıkacaklannı iyi beliriemek
durumundadırlar. Aksi takdirde çok üzülebilirler...
BAŞSAĞLIĞI
Emekçi dostu, inançlı demokrat önder,
ağabeyimiz
Yalova Barosu avukatlarından
M. BAHA
İNALKUT'u
sonsuzluğa uğurladık.
Kalanlann başı sağolsun.
ÖZAKIN ve KAYA AİLELERİ
Ülkemızin En Büyük Problemi
Sigarayla Savaşmak Için
Bize Destek Olun / Aramıza Katılın
Her Yıl 1.000.000 Gencimizı Kurtaralım
SİGARA SAĞLIK ULUSAL KOMİTESİ
7e/: 0272 275 55 52 Pbx. Faks: 0212 267 32 97