27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet tntivaz Sahibi: Berin Nadi Genei Yayın Yonetmem Orhan Erinç • Genel Yayın Koordınatoru Hikmet Çetinkaya • Yazuşlen Mudürlerı fbrahim Yıldız, Dinç Ta>anç (Sorumlui 9 Haber Merkezı Muclüru: Hakan Kara # Görsel Yönetmen Fikret Eser Dı^ Haberler Şinasi Danışoğlu • İMıhbaral Cengİ7Yıldırım • Ekonomı Tiülent Kızanlık 9 Kul'.Lir Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Yücetman • Makaleler Sami Karaoren • Duzeltme Abdullah Yazıcı • Fotoaraf Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge Edibe Buğra • Yurt Habcrlcrı MehnıetFaraç Ya>ın Kunılu- İlhan SeV,uk I Bajkan). Orhan Erinç, Oktay Kurtböke. Hikmet Çttinkaya, Şükrın Soner, Ergun Baku Dinç Tayanç, tbrahim V ıldız. Orhan Bursalı. Muslafa Balba>, Hakan Kara. Ankara Temsılcısı MustafaBalbav 0 HaberMüdûrü Doğan Akın Atatürk BuKan No 125, Kat 4. Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 (7 hat). Faks 4195027 • lzmır Temsılcısı SerdarKıak,H ZıvaBh. 1352S 2"3Tel 4411220. Faks 44191P • Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoğlu, lnonü Cd. 119S No.l Kat.l.Tel 363 12 11. Faks 363 12 15 Muessese Müduru Erol Erkut # Koordmatör Ahmet korulsan 9 Muhasebe Bülenl Yener 9 tdare Hüseyin Gürer 9 Işl^ttra Önder Çelik 9 Bıigı-lşlem NaU Inal 9 Bılgı^ayar Sıstem Mürihet Çiler MEDYA. C: • Yonetım Kurulu Başkanı • Genel Mudür Gülbin Erduran t Koordınator Reha Işıtman O Gend Mudur Yardımcısı Vline Akdağ Tel 514 07 53 - 5139580-5138460-61.Faks 5138463 ^ »ımU)an *e Basaı: Yem Gun Haber Ajansı. Basın ve Yavıncıhk \ Ş TufcocajıCad 39 41 Cağaloelu 34334 lsı PK 246 Istanbul f el (0 2121 51205 05 {20 hat) Faks (0 212ı 513 85 95 15OCAK.1997 İmsak-5 49 Güneş: 7.20 Öğle: 12.21 tkindi: 14.45 Akşam: 17.07 Yatsı: 18.33 Harran Üniversitesi rektöplüfiü • ŞANLIURFA (Cumhuriyet) - Tarikatçı kadrolaşma. Atatürk karşıthgı ve bazı yolsuzluk savlan nedeni>le YÖK tarafından Prof. Dr. Servet Armağan'in görevden aknmasıyla boşalan Harran Ünıversitesi Rektörlüğü'ne Prof. Dr. Mahmut Sert aündı. YÖK'ün vekâleten rektörlüğe atadığı Prof. Dr. Aytekın Berkman ile Rektör Dr. Mahmut Sert arasında görev devir-teslimi sırasında tartışma ve kavga çıktı. K.avga güçlükle yatıştınlabildı. Eupovision şankı yarışması • ANKARA (AA)-42. Eurovision Şarkı Yanşması'nda Türkiye finaline kalacak eserleri belirlemek üzere oluşrurulan Eleme Kunılu, yann ve 17 ocakta toplanacak. TRT Genel Müdür Yardımcısı Altan Kınal, Zihnı Derçin, Denız Çakmakoğlu. Bülent Osma, Nazif Arda. Yavuz Aydar, Garo Mafyan. Selmı Andak. Durul Gence, Fuat Güner. Osman Yağmurdereli. Fıgen Çakmak. Niikhet Duru, Taner Dedeoğlu. Neşet Ruacan \e Hans Holgen'den oluşan Eleme Kurulu, yanşmaya gönderilen 102 eser arasından 10 eseri seçecek. THYIOmilyon yolcu taşıdı • İstanbul Haber Servisi - Türk Ha\a Yollan Genel Müdürü Atilla Çelebı, 1996 yılında 10 mılyon yolcu taşıdıklannı belirterek "1996yılıTHYiçinçok başanlı geçtı" dedi. Geçen yıl tüm hatlarda doluluk oranının yüzde 90 civannda gerçekleştığıni vurgulayan Çelebi, geçen yıl taşıdıklan 10 milyon yolcu sayısının, birçok ülkenin nüfiisundan fazla olduğunu kaydetti. YÖK'e üye seçimi mahkemelik • ANKARA(ANKA)- Mıllı Eğitim Bakanlığı'nın YÖK'e üye göndermesi ikinci kez mahkernelik oluyor. Ögretim Üyeleri Derneği Genel Sekteri Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu, Milli Eğitım Bakanlığı kontenjanından YÖK üyehğine getinlen Bener Çordan ile Doç. Dr. Atilla Ozer'in üyeliklennin iptalı içın dava açacaklannı bıldırdi. Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu. yaptığı açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığı'nın YÖK'e aday göstermesinin Anayasaya aykın olduğunu söyledi. Türkçenin yasa ile korunması • İSTANBUL (AA) - Türk Dil Kurumu Başkanı Ahmet Bican Ercılasun. Türk Dilinin Kullanılmasına İlışkin Yasa Tasansı'nın uygulamaya konulmasının olumlu sonuçlar vereceğine inandığını belirterek "Türkçenin dogru kullanılmasını amaçlıyoruz. Olkemizde. başka bir ülkede dolaşıyor gıbıyız" dedi Bepgamalılana destek • BERGAMA (AA) - Çokuluslu Eurogold firmasınm Izmir'in Bergama ilçesine bağlı Ovacık Köyü'nde siyanürlü yöntemle akın çıkırmasım istemeyen yöre halkının mücadelesine ressamlardan da destek geldi. Almanya'nın VVuppertal kentinde yaşayan, Ressam lsmaıl Çoban'ın, yöre halkının siyanürlü altuıa karşı yürüttüğü mücadeleye, sanat dünyasını da davet ettiği belinildı. Sınav maratonu • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu)-Milli Eğitim Bakanlığf nın merkezi olarak gerçekleştirdiği ilkokul sonu, ortaokul sonu, ara sınıflar devlet parasız yatılı ve bursluluk sınavlanna başvurular dün başladı. Başvurular 13 şubatta sona erecek. Sınav lara girrnek isteyen adaylar. halen devam ettıklen okullann müdürlüklerine başvurabilecek. Tarih Vakfı yöneticileri: Bakanlığm gerekçeleri dayanaksız Darphane direnecek Düğün çanları artık çalmıyor KültürServisi- Kültür Ba- kanlığı'nın. HABITATII kap- samında açılan sergiler sıra- sında Koruma Kurulu kara- nna aykın davranıldığı ge- rekçesiyle Darphane binala- nnı Tarih Vakfı'ndan devral- mak istemesi, vakıfyönetici- lennce 'dayanaksız' ve - po- litik' bir çaba olarak değer- lendirildi. Tarih Vakfı Genel Sekre- teri Orhan Silier, istanbul Sergisi Koordinatörü Prof. Dr. AfıfeBatur. Anadolu'da Konut Sergısı Koordinatörü Prof. Dr. Yıknz Sey, Sergi Böliim Sorumlusu Mehmet Ozdoğan ve Tarih Vakfı' nın a\ ukatı Aydil Kurtkaya dün eski Darphane binasında bir araya gelerek Kültür Bakan- lığı'yla vakıf arasında çıkan anlaşmazhklan masayayatır- dılar. "Tarihten Günümüze Ana- dolu'da Konut ve Yerleşme1 " sergisi koordinatörü Yıldız Sey, Kültür Bakanhğf ndan devraldıklan binalarda sergı Dün Darphane binasında bir basın toplantısı düzenleyen Tarih Vakfı Genel Sekrete- ri Orhan Silier. İstanbul Sergisi Koordinatörü Prof. Dr. Afıfe Bafur. Anadolu'da Ko- nut Sergisi Koordinatörü Prof. Dr. Yıldız Sey, sergi bölüm sorumlusu Mehmet Öz- doğan ve Tarih Vakfi avukatı Aydil Kurtkaya, Kültür Bakanlığı'nın binalan geri at- mak için ileri sürdüğü gerekçelerin gerçeği yansıtmadığını belirttiler. düzenlerken en az bakanlık kadar korumacı bir tutum içinde davrandıklannı belırt- ti. 'Anadolu'da KonutveVer- leşme" sergisınin açılacağı oda ve sokaklan eş yüksek- liğe getirebilmek için yük- seltılmiş döşeme kullandık- lannı söyleyen Se\. amaçla- nnın binlerce kişinın sergiyi rahat gezmesı olduğunu kay- detti. Sey. bu döşemeler sa- yesinde dolaşım sırasında ze- mınin hasar görmesınin de engellendigini sözlerine ek- ledı Sergi malzemeleri ile ışık ve ses sistemlerinin de bina- nın zeminine ve duvarlanna zarar \ ermeyecek şekıldeta- şı>ıcıelemanlarkullanılarak düzenlendiğini anlatan Sey. bir tek çı\ı çakmadıklannı. ahşap v e granit tuğla dö^eme- lerin harç kullanmadan kum tabakanın üzenne yerleştinl- diğini kaydetti. Yıldız Sey. tarihı dokuva zarar verme- mek amacıyla oldukça zah- metli ve masraflı olan buyön- teme başvurma yönündeki hassas yaklaşımlanna karşın adeta 'suçhı' gibi görülmele- rinin bir mimar ve sergı so- rumlusu olarak kendisini üz- düöünü belirtti HOLLYV^ OOD, USTA YÖNET>IENİN FİLMLERİISİ BİR DAR4 ÇEKİYOR Hîtchcock yenidenKültür Servisi - .\lfred Hitchcock'un fılmlerinden bir bölümü, bu yıl yeniden çekilecek. Hitchcock'un geçen yıl ABD'de yeniden gösterilen 'Vertigo' fılmi- nm kitlelerce büyük bege- ni toplaması üzerine alı- nan bu karar kapsamında ustanın 'The 39 Steps - 39 Basamak', 'Dial \1 for Murder- Cinayet \'ar'. 'To Çatch a Thief - Kelepçeli Aşık', •Blackmail-Santaj", 'Strangers on a Train - Trendeki Vabancılar' ve Hitchcock'un ılk seslı fıl- mı'Spellbound - Öldüren Hanralar" adlı yapıtlannın yeni versiyonlannın yapıl- ması düşünülüyor. '39 Basamak', bilındiği gıhı. JohnBuchan ın 1935 tarihli romanından uyarla- nan, Robert Donat, Made- leineCarroDve PeggyAshc- roft'un oyuncu olarak yer aldığı unutulmaz bir Hitch- cock filmi. Yeni filmi Ro- bert Towne beyazperdeye uyarlayacak ve yönetecek. Birklasiği yeniden çekme- nin çok zor gibi göründü- ğüne dikkat çeken Towne, yine de bu öyküde her za- man taze bir yön olduğu düjüncesinde. Granf ın yerine Ford Hıtchcock'un ticari an- lamda en başanlı filmle- rinden biri olan 'Tp Catch aThief-Kelepçeli Âşık' ise Cary Grant ve Grace KelK'y 1 bir anda star yap- mıştı. Yeni uyarlamada rol alacak oyunculann Grant Lsta \önetmen \lfred Hitchcock'un kendine özgü çalışma yöntemleri vardı. Çekim sırasında senanr'oya hiç bakmaz, filmi sahne sahne ezbere bilirdi. ve Kelly'nin başansını tekrarlayama- yacaklan söylense de sonucu şimdi- den kestirmek güç. 'To Catch a Thi- eTin yeni \ ersiyonunda Harrison Ford ve Sandra Bullockrol alacaklar. Filmin yapuncısı da 'Speed'den anımsay aca- ğınız MarkGordon. 'Trendeki Yabancılar' \e 'Cinayet Var' filmlennin arkasında güçlü bir şır- ket var: Warner Brothers. Gregor> r Peck ve Ingrid Bergman'ın başroller- de olduğu 'Spellbound -Öldüren Ha- oralar' ise Universal Stüdyolan'nca >e- nıden ele alınıyor, Kamilerine göre sinemada eğer ye- ni bir Hitchcock çağı yaşanıvorsa. us- tanın yeni \ ersiyon filmlenne gerek bı- le kalmamalı, Bu fılmler onjınal ö\- külennden çok şey vitırebileceklen gibi ustanın anısına sa\ gısızlık olarak da algılanabilir. Bilindığı gibi Hitch- cock. filmlennin yeniden çekilmesi- ne karşı değildı. Hatta bu modayı bi- raz da kendısi başlatmış sa> ılır. 1935 tarihlı 'ÇokŞe> BilenAdam" 1958de, JamesStevvart \e Doris Da> ıkilısiy- le yeniden çekilmışti Ama ortada cıd- di bir fark \ardi: filmin yeni versiyo- nu da Hitchcock imzasını taşıyordu. Ustanın kendine özgü çalışma yön- temlen \ardı. Fılm çevirdığı sırada se- naryo\a hıç bakmazdı. Filmi tümüy- le sahne sahne ezbere bılırdi. "Sette doğaçlamadan çok knrkarım, çiinkü yeni fikirler yakalavabilirsiniz'" diyen Hitchcock kendı sınemasını biraz alay- cı birbıçimde şö> le anlatıyordu: "HaV ka yararh moral şoklan \ermek." L'vgarhğın kuru bir nıtelik aldığını sö> lüyor \e bıraz hareketlenmek. ah- laksal dengeyi yeniden kurmak gerek- tiğını düşünüvordu. Hitchcock için sınema bu sonuca \armada en elveriş- li voldu Bakalım yeni yönetmenler de bu yolu izleşebilecek mi? e-posta : tan (« vol. com. tr ZübeydeHanım anüdı Mustafa Kemal Atatürk*ün annesi Zübeyde Hanım, ölü- münün 74. yılında mezan başında anıldı. Sabah ve öğle sa- atlerinde a\n ayn düzenlenen törenlere siyasi partiler, si- vil toplum örgütleri, öğrenciler \e halkın oluşturduğu yüz- lerce kişi katıldı. Zübeyde Hanım'm Karşıyaka'daki me- zan başında anıldı, Zübeyde Hanım'ı anma törenkrinin en geniş katılımlısı. öğte saatlerinde Karşıyaka'da gerçek- leştirildi. CHP İzmir II Örgütü, Karşıvaka İlçe Başkanlı- ğı, Konak, Çiğli, Buca. Borno\ a ve Nariıdere tlçe Kadın Ku- rulları, Atatürkçü Düşünce Derneği Karşnaka Şubesi. Türk Kadınlar Biıiiği Izmir Şubesi'nin yönetici ve üyele- rinden oluşan 300 kişilik topluluk, Karşıyaka Ana>asa Me> danı"nda toplandı. Buradan saat 13.00'te yüriiyüşe ge- çen topluluk. Karşıyaka çarşısından Zübeyde Hanım'ın me- zannın bulunduğu Ferik Hacı Osman Paşa Camü'nin önü- ne geldi. Zübeyde Hanım'ın kabri başında bir dakikahk saygıduruşundansonraİstiklalMarşıokundu.çiçekleranıt- mezara bırakıldı. (Fotoğraf: CELAL YILMAZ) Afife Batur da restoras- yon dönemine kadar içinde bulunduklan binanın tarihi değennın bilıncıyle hareket ettiklerinı yineleyerek döşe- melerin, iskelet sistemınin \e askılann, bınayı koruma- lanna karşın istendiğınde ko- laylıkla çıkarılabileceğini kaydetti. Batur, sergilerden sonra bu döşemelerin kaldı- nlmamasının da restorasyon çalışmalan sırasında binanın dokusunun koruma amaçh olduğunu bildirdi. Osman Silier ise yaşadık- lan durumunun tam anlamıy- la bir karamızah ömeği oldu- ğunu belirterek 28 yıl boyun- ca bu binalarla ilgilenmeyen, içındeki tanhi eşyalan hurda- cıya satan bir zihniyetin, on ay gibi kısa bir zaman dili- minde. bu binalan kullanı- ma açan sivil toplum kurulu- şuna müdahale etmesini pa- nik içinde alınmış bir karar olarak nitelendirdi. Mehmet Özdoğan da Darphane binalanndaki çalış- malannı başka kuruluşlann ve Kültür Bakanlığı'nın sergi çalışmalanyla karşilaştırarak elektrikve sesdüzenlerinize- mine ve duvarlara gömerek yapmadıklannı, böylelikle binalara hiçbir zarar verme- diklerinı açıkladı Vakfa destek Toplantıya ayrıca Tarih Vakfi'na destek olmak ama- cıyla pek çok sivil toplum ku- ruluşu üyesi de katıldı. Mi- marlar Odası Başkanı Şeoer Özer de benzer bir saldınya uğradıklannı anımsatarak so- nuna kadar Tanh Vakfı'nı destekleyeceklenni belirtti. PEN Yazarlar Derneği Baş- kanı ve gazetemiz yazan Şuk- ran Kurdakul ise yaşananla- n polıtik oyıınlar olarak de- ğerlendirdı. Son iki kültür ba- kanmın eski kavramıyla ken- dilerınin eski kavramının uyuşmadığinı belirten Kur- dakul. SİT alanlan, Mimar- lar Odası, opera-bale ödenek- leri gibi konularda yaşanan sorunlârla 1 da bu sörunün iyi- ce su yüzüne çıktığını söyle- di. Bu binalan Kültür Bakan- lığı 'na devretmek bir yana bu binalarda önümüzdekı dö- nemde istanbul Müzesi'ni kurmak isteyen vakıf yetki- lileri, 30Ocak 1997ta'rihin- de 'İstanbul Müzesi Destek- lemeGirişimi'adı altındabir toplantı düzenleyecek. Avrupa'da evlılık dışı çocuk sayısı arttıkça yalnız yaşayan annelere gostenten tepkıler azaiıyor Evlilik dışı çocuklar (%) 20 - -.- 15 10 5- 1960 65 70 75 80 85 90 94 Evtilik, boşanma oranlan 8- 7 6 Evlilik-' 5 •-- — 4 -- 2 Soşanroa .._ 1960 65 70 75" 80 85 90 •1993 rakamları t 1992 rakamları "1991 rakamları Evtilik dışı çocukJar, 1994 M, 9630.1 veya ustu jfe%151-%30.0 %15.1'denaz Avrupa'da evlilik tarihe kanşıyor ÇeviriServisi-L'lkemızdedini nikâh. me- deni nikâh tartışmalannın giderek kızıştıği şu günlerde, Batı dünyası nikâhın tümüyle ortadan kalkma olasılığını konuşuyor Haf- tahk Newsweek dergisinin "Evlilik Ölüyor mu?" başlığı altında kapaktan verdigı nı- kâhsız yaşayan çiftler konusu. özellikle A\ - rupa'da evlilik kunımunun geleceğı üzenn- deki kaygılan dıle getıriyor. Toplumbilimciler, yalnız yaşayan anne- lenn giderek çoğalmasıyla A\Tupa kıtasının demografik yapısının kökünden değişeceği- nı ilen sürüyor. Tek başlanna çocuklannı büyüuneye çalışan bu annelerın bir kısmı hamile kalmayı hata olarak kabullenmeyen 17-18 yaşındaki genç kızlar. Bazılan ise ser- best ıradelen ile çocuklannı babasız büvüt- meyi seçen genç kadınlar. Çoğunluk. evliliği gerek- siz gören nikâhsız yaşa- van çıftlerden oluşuyor. Isveç'te doğan bebeklerin yansından çoğunun anne ve babası nikâhsız vaşı- yor. Fransa ve tngiltere'de bu oran üçte bir dolayın- da. Hemen hemen kımse artık bebeğinı evlatlık ola- rak vermeye yanaşmıyor. Avrupa'da son yıllardakıyilan nikâhlarda, çıf- tin önceden doğan çocuklannın törene ka- tılması artık yadırganmıyor. Bu olguyu toplumsal bir devrim olarak niteleyen toplumbilimciler, aile kurumunun yeniden tanımlanması gereklihği üzerinde du- ruyorlar. Danimarka'da nikâhsız yaşayan çiftler o denli artıyor ki. artık resmi kayıtla- ra "aile" olarak geçiyorlar. Boşanmanın an- cak bu yıl yasallaştığı, kürtajın hâlâ suç sa- yıldığı ırlanda'da bazı yerleşım bölgelerin- de nikâhsız vaşayan çiftlerın sayısı evli çift- lerden daha fazla. Ne var kı annesiz çocuk büyütmeye çalışan babalann sayılan anne- lere oranla daha az ve bunlar çocuklannın velâyetini almak için bir hukuk savaşı ven- • Aile kurumunun yeniden tanımlanmasını isteyen toplumbilimciler, yalnız yaşayan annelerin giderek çoğalmasıyla Avrupa kıtasının demografik yapısının kökünden değişeceğini belirtiyorlar. yorlar. Evlilik dışı ilişkileri giderek kabul- lenmeye başlayan Avrupa. cinsel polıtıkalar- da da son on yılda olumlu gelışmelere sah- ne oluyor. Bu değişım, Roma Katolik Kılisesi'nin baskın olduğu Irlanda'da dahabelirgin. L'lu- sal Kadın Hareketı'nın liderlennden Nore- en Byrne. ülkesındeki kadınlann evliliğe ba- kış açısını şu sözlerle dıle getirıyor: "Niçin erkeğin kirii çoraplannı yıkamakzorunda ka- labm. Gidin, erkeklerle gönlünüzü eğlendi- rin ama bakımını iisaenmeyin. Bugün pek çok kadın ayakta kalmak için erkeğe gereksinim duymuyw." Irlanda'nın ilk kadın Dev let Baş- kanı Mary Robinson. bu bağımsızlık hare- ketinin en ateşli savunuculanndan. Bir anlamda, ülkelerin vergi ve sosyal yar- dım polıtikalan çiftlen ni- kâhsız yaşamaya itıyor. Ba- tı 'da pek çok ülkede doğum yapan e\ li kadmlara 6 ay sü- resınce çocuk yardımı ya- pılırken evlı olmayan ka- dınlara, çocuk belirîi bir ya- şa gelınceye kadar yardım yapılıyor. Bu şartlarda do- ğal olarak pek çok genç ka- dın evlenmeye yanaşmıyor. Özellikle Danimarka'da be- kâr annelere sağlanan destek o denlı cazip gelıyor ki, kadınlar nikâhsız yaşamaya özen- dıriliyor. Evlilik dışı doğan çocuklar konusunda hükümetlerin gösterdiği bu duyarlüık, Av- rupa ülkelerinde doğum oranının düşmesin- den de kaynaklanıyor. Aile kurumunun çü- rümesine tepki gösteren muhafazakâr çev- reler bıle. evlilik içi veya dışı ne pahasına olur- sa olsun doğumların artmasına sıcak bakı- yor. Pans'te bir doğum klınığinde çalışan doktorlar, "Dünyaya geten tüm Fransız be- beklerine kucağımız açık" dıyerek azalan nüfus karşısında duyduklan endışeyi dile getınyorlar. Doğum oranı eksilere düşen Al- manya ise, her çeşit "anneliği" kabul ediyor. SÖYLEŞİ ATTİLA İLHAN 'Fikri' Neyse, 'Zikri' O!.. Neresinden bakılsa Rusya/Çin 'yeniortaklığı"\ç\n Izvestiya'nın 'attığı' başlık, insanı kaptığı gi- bi, eski günleregötürüyor. "ABD'ye Cevabımız!" Çin resmi haber ajansı Xinhua nın haberi, daha da ayrıntılı: "Rusya ile Çin, 'Soğuk Savaş' sonrasın- da dünyadaki tek' süper güç olarak kalan ABD'nin etkinliğine karşı stratejik ortaklık' ku- rarak, çok kutuplu' yeni bir dünya oluşturmak konusunda, görüş birtiğine varmışlar!" Avras- ya'dan söz açmışken, gezegenın 'küreselleş- me'den çok, 'kutuplaşma'ya yöneidiğini söyleye- li, şurada kaç gün oldu Allah aşkına? Çin ajansı, Rusya, Devlet Başkanı Yettsin ile Çin Başbakanı Li Peng'in, 'tek kutuplu dünya' konu- sundaki ciddi rahatsızlıklannı dile getirdiklerini kay- dederken, "Çin de, Rusya da, dünya üzerinde- ki etkileri çok fazla olan ve iki bağımsız kutup olmayı hak eden önemli ülkelerdir" demış, ay- nca ilâve de etmış: "İki ülke arasında çeşitli alan- larda işbiıiiği için, çok büyük bir potansiyel bu- lunmaktadır." (Cumhuriyet, 30 Aralık 1996) Haberi okurken, dalmışım; hafızamın ekranında 'Gorbaçofun, hani o Yeltsin'in 'kahraman' ilan edil- diğı 'darbe teşebbüsünden' sonraki, endışeli ve mahzun yüzü! O Yettsin ki, Rusya'ya, ve Dünya ya önce böyle 'tezgâhlanacak', bilahere 'Sistem'in SSCB'ni 'küreselleştirmesi'nde başrolü oynaya- caktır. Hâlâ nirengi olarak VVashington' ı benimse- mesine rağmen, 'komünist Çin'le 'stratejikortak- lık' araması sizce niye? Yoksa Rusların aklı da geç mi geliyor? Açık sözlülük dediğin... Yooo Amerikan yönetimlerinin açık sözlülükle- rini inkâr edemeyiz, her zaman fikirleri neyse, zikirleri de o olmuştur: 'Küreselleşme' propagan- dasına başladıklarında, birisi The New-York Ti- mes'da (8 Mart 1992), öbürü International He- rald Tribune'de (18 Şubat 1991) iki önemli rapor açıklamışlardı ki, 'Yeni Dünya Düzeni'nin ne ol- duğunu, ne olabileceğini açık ve seçik olarak or- taya koyuyordu. Bunlardan ilki Pentagon tarafın- dan, Ulusal Güvenlik Konseyi ve Başkan'ın da- nışmanlan, bu arada Başkan'ın 'bizzat' kendisi ile de müzakere edilerek hazırlanmış olan Wolfowitz Raporu'dur; ikincisi ise, yine Pentagon un Genel- kurmay ileri gelenleriyle tartışarak hazırladığı Je- remiah Raporu. Fransa da yayımlanan 'La Defense Nationa- le/Ulusal Savunma' dergisinin direktörü Paul Ma- rie de la Gorce a göre, "...Birleşik Devletler'in 'Soğuk Savaş' ertesindeki güvenliği ve dış po- Irtikasının istikametleri hakkında, son derece önemli ve açıklayıcı belgelerdir" bunlar; peki, ne mi diyorlar, galiba özet olarak şunlan: "a/. Sovyetler Birliği'n/n çöküşünün ardından ABD'nin ele geçırmiş olduğu 'tek' süper güç ol- ma imtiyazını ve statüsünü muhafaza etmek, baş- lıca amaçtır." "bl. Bu hegemonya (egemenlik), dünyanın ne- resinden gelirse gelsin, onu tehlikeye düşürebile- cekyeni ve üstün güç merkezlen oluşturma teşeb- büslerine karşı korunmalı; muhtemel rakipler, da- ha büyük roller oynamaya heveslenmeden caydı- nlmalıdır..." "c/. Bunu sağlamak için, 'tek' süper güç statü- sü, yapıcı bir davranış biçimi, aynca ABD'nin üs- tünlügüne kafa tutabilecek herfıangi bir millet ya da milletler grubunu caydırmaya yetehi askengüç- le sürdürülmelidir..." "dl ABD, onun öndehiğine karşı çıkmasınlar, yerleşik ekonomik ve siyasal düzeni değiştirmeye kalkışmasınlar diye, gelişmış endüstri ülkelerinin çıkarlarını da yeterince hesaba katmalıdır." (Le Monde Diplomatique, Nisan 1992, s. 14) 'Ani müdahale gerekirse...' WoHowrtz Raporu'nu irdeleyen Paul Marie de la Gorce, çok daha ılerisini görüyor, yorumun- da diyor ki: "...raporu düzenleyenler, ABD'nin egemen- liğinin kabul edilmediği heryerde, dikkatede- ğer bir askeri güç bulundurmasının olağanüs- tü/hayatî önemi üzerinde ısraria duruyoıiar. (Mesela. 'Çekiç Güç' gibi mi?)" "...bu askeri gücün nasıl kullanılacağına da- ir söyledikleri de çok aydınlatıcı; birçok yerde, Irak'da olduğu gibi, az ya da çok geniş bir ko- alisyon olarak, ya da BM çerçevesi içinde ha- rekete geçilmesinin yaranna işaret ediyoriar; (Kore'de öyle yapmışlardı) ama ABD'nin tek ba- şına harekete geçmesinin gerekeceği haller olabileceğini, bu gibî hallerde asla tereddüt edilmemesini, aksine bu gibi hallere hazırianıl- ması zorunluluğunu belirtiyorlar..." "...asıl önemli olan, ani müdahale gerektiren kriz anlannda, ya da ortaklaşa hareket imkân- lan yaratılamazsa, ABD'nin tek başına ve ba- ğımsız olarak harekete geçebileceğinin 'anla- şılması' imiş..." (Le Monde Diplomatique, Nisan 1992, s. 14) Biimem 'Yeni Dünya Düzeni'nin ne anlama gel- diği; 'küreselleşme' ve 'özelleştirme'nin neyin 'ka- muflajı olduğu', bundan daha açık ve aydınlık ola- rak anlatılabilır mi? Gerçekte bu kadarı bile, bağım- sızlığını ciddiye alan her ülkeyı telaşlandırabilir ya, VVoüfovvitz Raporu'nda, Moskova nın telâşadüş- mesini gerektirecek ilginç şeyler de var. Onlara da bir göz atacağız. http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN http^/www.ada.com.tr./-bilgiyay/yazar/ailhan.html
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle