23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12OCAK1997PAZAR HABERLER Cumartesi Anneleri Göktepe'yi andı • İstanbul Haber Servisi - Cumartesı Anneleri, 86. buluşmalannda. geçen yıl gözaltında dövülerek öldürülen gazetecı Metin Göktepe'yi andı. Oturma ey lemine CHP Kadın Kollan Genel Başkanı Güldal Okuducu ve kadın kollan üyeleri destek verdı. Gazetecıler de fotoğraf makınelennı yere bırakarak oturma eylemı yaptı Yaklaşık bıne yakın ınsanın katıldığı eylemde konuşan ÇGD İstanbul Şube Başkanı Murat İnceoğlu, Göktepe'nin katillennin hâlâ yargı önüne çıkartılmadığım söyledi. Karayalçın'dan soru • ANKARA (ANKA) - CHP Samsun Mılletvekili Murat Karayalçın, Başbakan Necmertın Erbakan"a 7'nci 5 Yıllık Kalkınma Planı'nda öngörülen yerel ıhtiyaçlarla ilgili ıl özel ıdarelenne yetki devrının nasıl gerçekleştirileceğını sordu. K.arayalçın, "7'ncı 5 Yıllık Kalkınma Planı'nın en önemli düzenlemelen olan merkezı yonetimın yalnızca çok temel ışlevlen üstlenmesı ve yerel ortak ihtıyaçlann büyük ölçüde il özel ıdarelenne bırakılması ne zaman başlatılacaktır" diye sordu. Şehit er toprağa verildi • MENEMEN (AA)- Şırnak'ta girdiğı çatışmada şehit düşen komando er Yurdaer Sağlam. Izmir'in Menemen ilçesinde düzenlenen törenden sonra Alıağa ilçesinde toprağa verildi. Şehit er için. Menemen Mahkeme Camii'nde kılınan namazdan sonra. Cumhunyet Meydanı'nda askeri tören düzenlendi. Menemen Kaymakamı Mehmet Özcan. yaptıgı konuşmada, teröristlenn Türkiye'yi bölme gayretlennin. hıçbır zaman sonuca ulaşamayacağını, vatan savunmasında şehit düşenleri ise Türk ulusunun asla unutmayacağını söyledı. ADD'den TVIere tepkiİstanbul Haber Servisi - Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) İstanbul Merkez Şubesi. son günlerde tele\ izyon kanallannı işgal eden tarikatlarla ilgili haberlere tepki gösterdi. Haberlerin tehlikelı boyut kazandığını savunan ADD. "'Asıl güç sahibi şenatçı odaklan bır yana bırakıp adeta namuslu şeriatçılar oluşturma gayretleri içine girildiği görülmektedir" uyansında bulundu. Demirel'in kabuUi • ANKARA (AA)- Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Türkiye'de binde 40'larda olan çocuk ölüm oranımn binde 10'un altına indirilmesi gerektiğini belirterek "Bundan utanıyorum. Çocuk. uygarlığın ölçüsüdür. Çocuk, dünyaya geldığine pişman olmamalıdır' dedi. Cumhurbaşkanı Demirel. Dr. Sami Ulus Çocuk Hastanesi Başhekimi Dr. Tahsin Teziç ve beraberindeki heyeti Çankaya Köşkü'nde kabul etti. Dr. Teziç, Cumhurbaşkanı DemireJ'e. hastaneye olan katkılanndan ötürü bır şükran plaketı sundu. TCDD Kimlik kartı. Nüfus cüzdanı. şebeke ve ehliyetimı kaybettim, hükümsüzdür. NAİL DL'RA V Elazığ ve Tunceli'deki faili meçhul cinayetlerin arkasmda da faşist teröristin adı var Olüm emirleri Çath'danYurt Haberleri Servisi - Faşist terönst Abdullah Çatiı'nın Elazığ ve Tunceli'de ışlenen birçok faılı meçhul cınayetın azmettırıcisi olduğu ıddia edıldı. Elazıg'dal993 Şubatında kaçırıldıktan bir süre sonra Dınar Köprüsü altında ölü olarak bulunan İHD Elazığ Şube Başkanı Av. Metin Can ıle Dr. Hasan Kaya'nın Çatlı'nın emnyle "Yeşü"" kod adlı Ahmet Demir \ e PKK ıtırafçısı Alaattin Kanat tarafından öldürüldüğü öne sürüldü. Elazığ ve Tuncelı yöresinde ışlenen birçok faili meçhul cınayetin. Abdullah Çatlı'nın yaİcın arkadaşı olduğu bıldırilen"*Yeşir ve "Sakallı" kod adlanyla tanınan Ahmet Demir ile PKK. itırafçısı Metİti Can Cİnayetİ İHD Elazığ Şube Başkanı Av. Metin Can ile Dr. Hasan Kaya'nın Çatlı'nın emriyle "Yeşil" kod adlı Ahmet Demir ve PKK itirafçısı Alaattin Kanat tarafından öldürüldüğü öne sürüldü. Metin Can Elazığ'da 1993 Şubatı'nda kaçınldıktan bir süre sonra Dinar Köprüsü altında ölü olarak bulunmuştu. Çayı'nın üzerinde bulunan Dinar Köprüsü'nün altına götürerek kafalanna birer kurşun sıkarak öldürmüşler." Alaattin Kanat °ın işlediğini öne süren bır JİTEM görevlisi. Çatlı'nın Elazığ'a sık sık geldığını \e özellıkle PKK'ye yakın olarak bılınen bazı işadamlannı sorguladığını söyledi. "Emre" takma adlı JİTEM görevlisi adının açıklanmasını ıstemeyerek şu ıddialarda bulundu "1993 Şubatında kaçırılan İHD Elazığ Şube Başkanı Metin Can ile doktor Hasan Kaya, önce Elazığ Lmniyeti'nde. daha sonra JİTEM'e de getirilip bir süre sorgulandılar. Bir süre sonra da Ahmet Demir ile .AJaattin Kanat bu iki kişiyi alarak gitti. Sonradan öğrendiğimiz kadarıy la Abdullah Çatlı da bunları sorgulamış. Çatlı sorgudan sonra tekrar İstanbul'a dönmüş. Ancak .Ahmet Demir \e .Alaattin Kanat bu iki kişiv i işkence yaptıktan sonra İuncelTye beş kilometre uzaklıktaki Dinar t Beni yok ederler'' Çatlı'nın ölümii üzerıne cınayetlenn karanlıkta kalmasını istemedıği ıçın olayı açıklama gereğı duyduğunu belırten JİTEM göre\lisı. "Açığa çıkarsam beni yok ederier" diye konuştu. 1990 ve 1993 \ıllan arasında Tunceli JlTEM'de çalışan ve bu süre ıçinde özellıkle Nazimiye Ovacık \e Hozat ilçesine bağlı köylerde \atandaşlara işkence >aptığı öne sürülen Ahmet Demır'ın adı Başakçı Köyü'nde oturan Ayten Öztürk'ün kaçınlarak öldürülmesı olayına da kanşmıştı. 1992 yılında meydana gelen olayda Öztürk'ün aılesi de kızlannı öldürenın Ahmet Demir olduğunu söylemişlerdı. Bölgede. "halkın korkulu rüyasr olarak tanımlanan Demır'ın Tuncelı Mılletvekıli KamerGenç'ı de defalarca ölümle tehdit ertığı ve hakkında ölüm karan çıkardığı öne sürülmüştü. ÇHD'nin düzenlediği 'Göktepe cinayeti ve basm özgürlüğü' paneli yapıldı Metin Göktepe bir simgeİstanbul Haber Servisi - Görevi başındayken gözaltına alınarak polıslerden yedığı dayak so- nucu öldürüldüğü belırlenen gazeteci Metin Göktepe'nin "polisinantidemokratikuygulama- lan haberieştirmekisteyen gazetecileri potansivel suçlu görmesTnın bir sım- gesı halıne geldiğı belır- tıldı. Göktepe olayının ve davasının kamuoyuna u- nutturulmaya çalışıldığı- na dıkkat çekılerek "Bu herhangi bir cinayetdeğil- dir. Haber alnıa hakkına sahip çıkan herkesin bu olayı kovalaması gerekir" denildı. Çağdaş Hukukçular Derneği (CHD). dün Tür- kıye Gazetecıler Cemıye- ti'nde (TGC) "Metin Göktepe Cinayeti ve Basın Özgüriüğü*" konulu bır panel düzenledi. Panelın açılış konuşmasını yapan TGC Başkanı Nail Güre- li. Göktepe da\ asından sa- nık 48 polisin y argı önüne getınlmediğı gibi, adres tespitlennın bile tam ola- rak gerçekleştirilememe- sıni kınadı. Gürelı. 6 şu- batta Afyon'da görülecek Metin Göktepe davasına. haber alma özgürlüğünü savunan tüm yurttaşlan çağırarak "Sadece "Rad- yomu ıstıyorum' demek yetmez. Yürttaşlann ada- let de istemesi gerekir" di- ye konuştu. CHD'den avukat Leyla Han'ın yönettıği panelde görüşlerinı bildıren gaze- temiz yazan Avdın Engin ise "Bir gazeteci niye öl- dürülür" sorusunu sora- rak "Nerede sakuıcalı bir durum varsa orada gaze- teciöIdürülüyor.Güvenük güçleri, antidemokratik dığını söyledi. İstanbul Ünıversitesı Hukuk Fa- kültesi öğretım üyesi Prof Dr. Çetin Özek de "Memurin Muhekematı Kanunu"nun dünyada bır başka örneğinın bulunmadığını savunarak kanunla ılgılı uygulamaian "suçlıılansaklaınak" şeklinde değerlendirdi. Panele katılan İstanbul Barosu Genel Sekreten İsnıail Hakkı Karaca da hakarayanlanhaberyapanlarveonlansavunan- lann devlet tarafından potansivel suçlu görül- düğünü vurguladı. ' İDLB M * * r i r ı « i i n i ' 7 ' İHD İstanbul Şubesi'nce. öldürülen gazetecileranısına İTXeUllS>ULLA o n c e k i g^ç K a d l k ö v ' d e k j Caferaga Kapalı Spor Sa- lonu'nda bir geee düzenlendi. Metin Göktepe'nin öldürülüşünün birinci yıldönümü nedeni>le gerçekleştirilen ve tiyatro sanatçısı Orhan Avdın'ın sunduğu gecede salonu hınca hınç dolduran izleyicilcr kimi zaman göz>aşlanna boğuldular, kimi zaman halaylar çektiler. kimi zaman sloganlar attılar. İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sa>man ve Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şube Başkanı Mustafa L çdere. yaptıklan konuşmalarda Cöktepe davasının şehirden şehre taşınmasını kınadüar. Adnan Özy alçıner, Sennur Sezer, Sunay Akın'ın şiirlerokuduğu gecede Metin'in annesi Fadime Göktepe kısa bir konuşma yaparalv "Benim için hepiniz Metinsiniz. Orhan Taşanlar, Tansu Hanım. katilleri saWamasın" dedi. (Fotoğraf: HATİCE TLNCER) Susurluk'u sorguluyor İstanbul Haber Servisi- Çeşitlı lise derneklerının birleşmesı üzerine 1994 yılında kurulan İstanbul Demokratik Lise Birliği (İDLB). MED- KOM'da "Susuriuk" paneli düzenledi. Panele. İDLB üyesi yaklaşık 50 lise öğrencisi katıldı. Lıselıler, Susurluk kazasıyla ortaya çıkan çetenın. karanlık güçler tarafından üstünün örtülmesıne çalışıldığını belirttıler. Lise ögrencıleri, "Mafva- Polis-Aşiret çetesi, gündem değiştirilerek korunnıaya çalışılı>or. Biz liseliler. bundan tedirginlik duyuyoruz. Toplumsal muhalefete lise öğrencileri olarak biz de katılıvoruz. Çözüm. Susurluk çetesini sürekli gündemde tutarak faillerden hesap sormaktır'" diye konuştular. İDLB'nin 60 lisede örgütlü olduğunu söyleyen öğrenciler. "Bini aşkın üyemizle biz de Susurluk Çetesi'ne karşı çıkıyoruz*' dediler. uygulamalan halka aktar- mak isteyen gazeteci>i po- tansiyel suçlu olarak görü- yor ve bir şekilde onu en- gelliyor" dedı. Mıllıyet gazetesı y azarı .AJiSirmen de Türkiye'de salt dev lete karşı değil, toplumla da mücadeleedilmesi gerek- tiğini vurgulayarak toplu- mun gıderek duyarsızlaş- üğını \e herkesin birbın- ne düşman hale geldığinı bildırdi Panelde konuşan eski EvTensel gazetesı ya- zarlanndan İhsanÇaralan ise toplumun duyarsızlaş- masının yine görev ını tam olarak yerine getiremeyen medyadan kaynaklandığı- nı savunarak basın tekelle- nnin. doğru ve yansız ha- ber verme ilkesini çiğne- İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş İçişleri Bakanı Akşener'in yamtlamasını istedi CHP'den Iice için önergeANKARA (.A.A) - CHP İstanbul Millervekıli Ercan Karakaş. Lice'de meydana gelen olaylan \e ılen sürülen ıddialan araştırmak için bır soruşturma başlatılıp başlatılmadığını sordu. Karakaş. İçişleri Bakanı Meral .Akşener'in cevaplandırması ıstemiyle, TBMM Başkanlığı'na verdiği onergede, Diyarbakır'ın Lice ilçesinde bazı vatandaşlann koruculuk yapmaya zorlandıklanna ilışkin haberlere dıkkati çekti. Lice'de 11 Aralık 1996'da tüm mahalle ve köy muhtarlannın katıldığı bır toplantı yapılıp yapılmadığını. bu toplantıyı hangı devlet görev lisinın düzenlediğinı soran Karakaş. "Bu toplantıda, yetkililerin. muhtaıiardan korucu yapmak için 10'ar isinı istediği. halkın bunu kabul etmeyece0ni sö> lemeleri üzerine de muhtarian tehdit ettikleri doğru mudur" diye sordu. Bu toplantıdan sonra y aşlan 15-70 arasındakı erkeklerin tümünün. ilçejandarma komutanlığının bahçesınde toplatılarak. 110 kışiye korucu yapılacaklannın tebliğ edilip edılmediğinı de soran Karakaş. aynca karşı çıkanlann dövülüp dövülmedıği sorusunu da yönelttı. Karakaş. önergesinde şu sorulan yöneltti. "Lice kaymakam \ckili V üzbaşı Hacı İlbaş'ın. giden heyete gönüllülük temelinde 84 kişinin korucu yapıldığım ve kendilerine silah vcrildiğini söyledikten sonra, raporda "Halis Toprak Lice'ye iki fabrika yapacaktır. Bu fabrikaların güvenliğini sağlamak için koruculara ihtiyaç vardır. Tamamen iji ni\et içeren bu düşüncelerimiz. farklı bir şekilde kamuoyuna yansıtıldf demiştir. Kaymakamlann; kurulması muhtemel fabrikalar için önceden güvenlik görevlisi hazıriamak diye bir görevi var mıdır? Sorunun çözümüne bir katkı sağlamayan. tam aksine bölgedeki huzursuzluğun artmasına neden olan koruculuk gibı. hukuk devleti ıle de bağdaşmayan yanlışlıkta nıçın ısrar edilmektedır? Lice ilçemız. ne zamandan ben ve nıçin vekil kaymakamla vonetilmektedır?" SIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr Tarikatlar gündelik hayatı- mızda ne anlama geliyor? Ger- çekten bir kültür kurumu, eği- tim yuvası ve dayanışma örgüt- lenmesi mi? 'Ulema'ya (!) ba- karsanız; bütün bu özellikleriy- le tarikatlar bir sosyal rahatla- ma ve terapi kurumu olarak da görülebilir. Gelin görün ki böyle iddia edilmesine rağmen tarikat adı verilen örgütlerden pis kokular geliyor. Taşradan İstanbul'a göç eden birtakım uyanıkların Islamiyeti tıcari ve cinsel bir araca dönüştürdükleri ortaya çıkıyor. Islamcı yaygınlaşmanın toplumsal gerılikten güç aldığı- nı anlamak için oy merkezleri- ne bakmanız yeterli. Fatih'in Çarşamba semtine ve Ismaılağa cemaatının top- landığı sokaklara baktığınızda. bunun ne anlama geldiği daha iyi anlaşıltyor. Tam bir gerihk manzarasıyla yüz yüze geliyor- sunuz. Taşrada yerinden yur- dundan olmuş çaresiz ınsan- lar, burada birtakım inanç tüc- carlarının müşterisi olarak sö- Tarikat mı5 Susurluk mu? mürülüyorlar. Dın. son dönemde güç ka- zandığı için üçkâğıtçılar da bu alana yatınm yapmaya başladı- lar. Ama zaten siyasi Islam bu geriliğe yapılan bir yatırım de- ğil mi? Aczmendi lıden Müs- lüm Gündüz le. Ali Kalkancı ile Erbakan ın ağırladığı cema- at liderleri arasında, hedefler açısından. kullanılan yöntem- ler açısından bir fark olduğu söylenebilir mi? Erbakan'ın kendisi Islamiyeti ve inançlan oya ve paraya dönüştürmenin temsilcisi değil mi? Cemaat ve tarikat lıderleriy- le ıftar yemeklerı yiyen Erba- kan, aynı günlerde Susurluk'un daörtülmesi için raporlarhazır- latıyor. Cemaatlerle kol kola, devlet içındeki çetelerle daya- nışma ıçinde. Tam çürümüş ve kokuşmuş siyasete uygun bir tablo. Islami kesimin entelektüelle- rinden Ali Bulaç'ı tanırım. Bir sohbetimiz sırasında Kuran'ın yorumundan söz edıyordu ve bana, "Çeşıtli yöntemlerle ve ayetlerden yola çıkarak Ku- ran'ın tek kadmla evlenmeyı emrettığını kanıtlayabilirim" demişti. O zaman tek eşi vardı. Şımdi öğreniyorum ki Bulaç iki ay önce, 25 yaşında yenı bir genç kadmla daha hayatını bır- leştırmiş. Sanırım şimdi de Ku- ran'dan yola çıkarak çok ka- dınla evlenmenin gereklilığini kanrtlamaya çalışıyordur. Refah Partisi. Susurluk'u ört- bas etmek istiyor. Şevket Ka- zan'ın açıkladığı Başbakanlık Teftış Kurulu Raporu'nun ama- cının bu olduğu çok belli. O za- man biz de soruyoruz: Meh- met Ağar, Çatlı ya ve dığer ka- nun kaçaklanna sahte kımlikle- ri yalnızca şahsi ilişkisi nede- niyle mi verdi? Özel Harekât Daıresi Başkanvekılı İbrahim Şahin, TBMM Susurluk Ko- misyonu'ndaki ıfadesınde, ci- nayetlerle ilgili soruya, "Bunla- ra biz değil. büyüklerimiz, yani siyasıler karar verir" demişti. Kazan'ın açıkladığı rapordan sonra şu sorulara cevap ıstiyo- ruz: 2000'e yakın faılı meçhul cinayet, bireysel kararlarla mı gerçekleştirildi? Abdullah Çat- lı. 18 yıldır büyük bir rahatlıkla ortalıkta cirıt atarken ve ihale- lere gırerken yalnızca Ağar ve Kocadağ mı onun durumuyla ilgili bilgi sahibi ıdi? Ortaya çık- mış bunca belgeye ve bilgiye rağmen, ortada bir çete yok denmesi büyük bir yüzsüzlük ve topluma saygısızlıktır. Cinayetlere ve katillere bu kadar yaklaşmışken, birçok pıslıği temızleme olanağı ele geçırilmışken. çete falan yok diye açıklama yapmak, insan- lan çileden çıkarıyor. Bu ülke- de trilyonluk uyuşturucu trafıği olduğunu bılmeyen yok. Bu, belgelerle de ortaya çıktı. Bun- ca paranın geçtiğı yolda bir ör- gütlenme olmadığı iddia edile- bilır mi? Uyuşturucu ışine karı- şan subaylar. polis şefleri, bi- reysel olarak mı bunca parayı kontrol ediyorlar? Metin Göktepe'nin adı sanı belli katillerini yargı önüne bile çıkarmayan bu devlet, şımdi de "çete yok, iki üç bireysel suç ıddiası var" dtyor. Buna da bi- zim inanmamızı bekliyor. Biz, devletin sorumlu olduğu cina- yetlerin aydınlanmasını istiyo- ruz. Biz, katillerin ve onları az- mettirenlerin mahkûm edilme- sini istiyoruz. Uğur Mum- cu'nun katıiini istiyoruz. Abdi ipekçi'nin katilıni istiyoruz. Cinci hocalarla iftar yemek- leri yiyince, Allah, Hz. Muham- med, Ramazan deyınce bu suçlann ortadan kalkacağını mı sanıyorsunuz? Biz bu ülkenın temızlenmesini. katillerin hap- se atılmasını, kandan ve ölüm- den para kazananların cezala- ra çarptırılmasını istiyoruz. Büyü yaparak kimseyi sus- turamayacağınızı bilmenızi is- tiyoruz. MKRO DİNÇ TAYANÇ Hayvanatlı İnsanatname Ev kedisi mi, sokak kedisi mi, yoksa dağ kedisi mi belırsiz... "Kedipisliğiniörter, kendiniyalayıpyu- nar. Temiz hayvandır" derler ya; bızim köyünki de öyle, ammaaa! Efendım bizim köyün kedisi dağlarda, sokaklar- da dolaşırken "ettiğini" toprağı eşeleyip gizhyor da, iş evlerin ıçine etmeye geldiğinde olanlar olu- yor. Aklına esen yere pıslıyor ve başlıyor eşelenme- ye... Eşelendikçe artık halı mı istersıniz, yoksa çar- şaf, yatak örtüsü, koltuk yüzü mü.. ne varsa tırmık tırmık... Dahası. pisliğini örteyim derken sağa sola bulaştırıyor. Bulaştırınca da sarıyor bir korku.. ki dayak kor- kusu, karanlıklara kapatılmak korkusu... Başlıyor deli gibi koşuşturmaya.. ki kırılan ayna mıdır, vazo mudur: devrilen tencere midir, sürahi midir umûrun- da değil... Ev iti mi, sokak ıti mi. çoban iti mi belirsiz... "It sahibıne sadıktır" derler ya. bizim köyünkiler de öyle. Ama sahiplerinı ınsanattan değil. hayvanat- tan. üstüne üstlük de kediden bellemişier... Kedinin başı mı sıkıştı? Başlıyor bizim köyün it- leri hep bir ağızdan ürüyüp hırlamaya, dişlerini gös- terıp salya akıtmaya ve de hafıften hızlıya insana- tın üstüne saldırmaya... Saldırdılar mı dişleri nereye geçer, bacak mı gi- der kol mu, kuduz mu ederier, yoksa çöküp ümük mü parçalarlar bel- li olmaz... Kediler örteme- yecekleri pıslikleri- ni it dişıyle örttür- meye çabalayadur- sunlar; tarla yılanı mı, su yılanı mı, ze- hırli mi, boğucu mu belırsiz yılanlar, akarak' kovuklar- dan, duvarlardan ve taş altlarının ka- ranlığından doldu- ruyortar kı köyün orta yerinı.. her biri bırinden kara! Çöreklenıpdeol- mayan bir müziğe zıkreder gıbı önce başlarını, sonra gövdelerıni. ar- dından da kuyruklarını titretmeye koyuluyorlar... Yılan korkusu, kedi pisliğini de unutturuyor, it da- lamasını da... Tam kediler, itler, yılanlar derken bizim köyün eşş- şekleri anırıp çıftelemeye gırışiyorlar ki, ortalık toz duman olası... Eşşşek bu, kimi tepeceği, kime anıracağı, kimin semerıni sırtında taşıyacağı, üstüne üstlük bunları neden ve de kıme hızmet için yapacağı belli mi olur? Kımının anırtısı kediden ve itten. kimininki yılan- lardan, kimininki köyün dışındaki ormanlarda ya- şayan nıceyabanıl hayvanattan medet ummaya... Kimi de neden antrıp çifteleştığıni bılmeden, sırf eşşşekliğınden köyü birbirine katıyor! Derken efendım; kediler, itler, yılanlar ve eşşek- lere dar geliyor köy yen... Geliyor ki ansızın birbir- lerine girmecesine... Kedi kendi pisliğini ve de onu korumaya dalayan ıtın sadıklığını unutuyor; it kimi koruduğunu; başlıyor mu kedi-it kavgası... Yılanlar bakıyorlar kı karasıyla kobrası, boasıyla engereğı ıç içe; zıkirleştıkçe birbirlerıne dolanmış- lar ki düğüm olmuşçasına... Haydaaa, gelsin bir- birlerini ağulamaca, gitsin birbirlerını sıkıp boğma- ca... Eşşşekler mi? Onlar eşşşek canım; hâlâ anırıp çifteleşiyorlar ki kimin kulağını sağıretmışler, kime derken kimi tepmişler umurlarında değil... Bütün bunlar olup biterken; önce evlerin içi ya- şanmaz oluyor, ardından köyün sokakları, alanı... Derken iş bahçelere, bağlara, tarlalara sıçrıyor... Tırmalanmış. dişlenmış, sokulmuş ve de çıftelen- miş çocuklar. sığınacak analarını arıyor ki; analar çoktan babaların. kocaların kanadını aramakta... Haaa, köyün insanattan sayılan erlerı. erkekleri, kocaları mı? Onlar oturmuş seyirlik eyliyorlar! Çu- buklarını tüttürürken bir yandan da "Yahu, bu işın sonu kötüye gidiyor. Gidiyorda, buna kim 'dur' di- yecek? 'Dur' dıyen çıkmazsa, halimiz haraptır ki... Ah, bırilerı çıksa da..." gibilerınden ahkâm kesiyor- lar... Kesiyorlar ki; kediden mı yanadırlar, yoksa it mi, yılan mı, eşşşek midirler belırsiz!!! Ana fikir. Düşünüp de davranmak yerine, ahkâm kesmekle yetinip eriığıni unutan köyde ınsanat ile hayvanat birbirine karışır kı, hangısınden korkula- cağı kestirılebilınemez. Ana fikrin ana fikri: Görünen köy kılavuz is- temez! Baba fikir: Hayvanları sev, ama eğit! Cevheri'nin karamsar vasiyeti 'Urfa'da gömülürsem mezanma gelemezler' • Cevheri. terörün boyutunun tahminlerin üstünde olduğunu bildirdı. Şanlıurfa'ya gömülmemesini \asiyet ettiğini dile getiren Cevheri. çocuklanna "Terör öyle bir noktaya gelir ki mezanmı ziyaret edemezsiniz" dediğini bildirdi. ANK\RA (Cumhunyet Bürosu)-DYPGenef Başkan Yardımcısı Necmettin Cevheri. diyalog arayışı çerçevesınde önceki gün ANAP'a yaptıklan ziyaret sırasında. terörün boyutunun tahmınlenn üzerinde olduğunu söyledi. Basına kapalı olarak gerçekleştirilen ve ülkenin önemli sorunlannın çözümü konusunda partıler arasında diyalog kurulması konusunda görüş alışverişi yapılan toplantıda Cevheri. terör konusunda ilgınç açıklamalarda bulundu. Terörün boyutlannın çok büyüdüğünü anlatan Cevheri. şunlan söyledi: "Ben çocuklanma vasivet yaptım, 'Ben ölürsem memleketım olan Şanlıurfa'ya gömmeyin. Öyle bır noktaya gelır kı mezanmı ziyaret edemezsiniz' dedim." Cev hen. terör ve ülke bütünlüğünden söz ederken üstü kapalı olarak hükümet ortağı RP'den de şikâyetçi oldu. Cev hen. "Türkiye'nin, Batı'yla çekişerek bütünlüğünü koruması fevkalade zordur" dıyerek RP'nın dış polıtıkadakı tutumunun ülkenın bütünlüğüne zarar verebileceğını anlattı. Cev hen. merkez sağdaki ANAPve DYP'nın çekışmesınin marjinal partileri büyüttüğünü kaydederek RP'nın büyümesınde ortak sorumluluğa sahıp olduklannı imaetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle