Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12OCAK1997PAZAR
HABERLER
Cumartesi
Anneleri
Göktepe'yi andı
• İstanbul Haber Servisi -
Cumartesı Anneleri, 86.
buluşmalannda. geçen yıl
gözaltında dövülerek
öldürülen gazetecı Metin
Göktepe'yi andı. Oturma
ey lemine CHP Kadın
Kollan Genel Başkanı
Güldal Okuducu ve kadın
kollan üyeleri destek verdı.
Gazetecıler de fotoğraf
makınelennı yere bırakarak
oturma eylemı yaptı
Yaklaşık bıne yakın ınsanın
katıldığı eylemde konuşan
ÇGD İstanbul Şube
Başkanı Murat İnceoğlu,
Göktepe'nin katillennin
hâlâ yargı önüne
çıkartılmadığım söyledi.
Karayalçın'dan
soru
• ANKARA (ANKA) -
CHP Samsun Mılletvekili
Murat Karayalçın,
Başbakan Necmertın
Erbakan"a 7'nci 5 Yıllık
Kalkınma Planı'nda
öngörülen yerel ıhtiyaçlarla
ilgili ıl özel ıdarelenne
yetki devrının nasıl
gerçekleştirileceğını sordu.
K.arayalçın, "7'ncı 5 Yıllık
Kalkınma Planı'nın en
önemli düzenlemelen olan
merkezı yonetimın yalnızca
çok temel ışlevlen
üstlenmesı ve yerel ortak
ihtıyaçlann büyük ölçüde il
özel ıdarelenne bırakılması
ne zaman başlatılacaktır"
diye sordu.
Şehit er toprağa
verildi
• MENEMEN (AA)-
Şırnak'ta girdiğı çatışmada
şehit düşen komando er
Yurdaer Sağlam. Izmir'in
Menemen ilçesinde
düzenlenen törenden sonra
Alıağa ilçesinde toprağa
verildi. Şehit er için.
Menemen Mahkeme
Camii'nde kılınan
namazdan sonra.
Cumhunyet Meydanı'nda
askeri tören düzenlendi.
Menemen Kaymakamı
Mehmet Özcan. yaptıgı
konuşmada, teröristlenn
Türkiye'yi bölme
gayretlennin. hıçbır zaman
sonuca ulaşamayacağını,
vatan savunmasında şehit
düşenleri ise Türk ulusunun
asla unutmayacağını
söyledı.
ADD'den TVIere
tepkiİstanbul Haber Servisi -
Atatürkçü Düşünce
Derneği (ADD) İstanbul
Merkez Şubesi. son
günlerde tele\ izyon
kanallannı işgal eden
tarikatlarla ilgili haberlere
tepki gösterdi. Haberlerin
tehlikelı boyut kazandığını
savunan ADD. "'Asıl güç
sahibi şenatçı odaklan bır
yana bırakıp adeta namuslu
şeriatçılar oluşturma
gayretleri içine girildiği
görülmektedir" uyansında
bulundu.
Demirel'in
kabuUi
• ANKARA (AA)-
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel, Türkiye'de binde
40'larda olan çocuk ölüm
oranımn binde 10'un altına
indirilmesi gerektiğini
belirterek "Bundan
utanıyorum. Çocuk.
uygarlığın ölçüsüdür.
Çocuk, dünyaya geldığine
pişman olmamalıdır' dedi.
Cumhurbaşkanı Demirel.
Dr. Sami Ulus Çocuk
Hastanesi Başhekimi Dr.
Tahsin Teziç ve
beraberindeki heyeti
Çankaya Köşkü'nde kabul
etti. Dr. Teziç,
Cumhurbaşkanı DemireJ'e.
hastaneye olan
katkılanndan ötürü bır
şükran plaketı sundu.
TCDD Kimlik kartı. Nüfus
cüzdanı. şebeke ve
ehliyetimı kaybettim,
hükümsüzdür.
NAİL DL'RA V
Elazığ ve Tunceli'deki faili meçhul cinayetlerin arkasmda da faşist teröristin adı var
Olüm emirleri Çath'danYurt Haberleri Servisi - Faşist
terönst Abdullah Çatiı'nın
Elazığ ve Tunceli'de ışlenen
birçok faılı meçhul cınayetın
azmettırıcisi olduğu ıddia
edıldı. Elazıg'dal993
Şubatında kaçırıldıktan bir süre
sonra Dınar Köprüsü altında
ölü olarak bulunan İHD Elazığ
Şube Başkanı Av. Metin Can ıle
Dr. Hasan Kaya'nın Çatlı'nın
emnyle "Yeşü"" kod adlı Ahmet
Demir \ e PKK ıtırafçısı
Alaattin Kanat tarafından
öldürüldüğü öne sürüldü.
Elazığ ve Tuncelı
yöresinde ışlenen birçok faili
meçhul cınayetin. Abdullah
Çatlı'nın yaİcın arkadaşı olduğu
bıldırilen"*Yeşir ve "Sakallı"
kod adlanyla tanınan Ahmet
Demir ile PKK. itırafçısı
Metİti Can Cİnayetİ İHD Elazığ Şube Başkanı Av. Metin Can ile Dr.
Hasan Kaya'nın Çatlı'nın emriyle "Yeşil" kod adlı Ahmet Demir ve PKK
itirafçısı Alaattin Kanat tarafından öldürüldüğü öne sürüldü. Metin Can
Elazığ'da 1993 Şubatı'nda kaçınldıktan bir süre sonra Dinar Köprüsü
altında ölü olarak bulunmuştu.
Çayı'nın üzerinde bulunan
Dinar Köprüsü'nün altına
götürerek kafalanna birer
kurşun sıkarak öldürmüşler."
Alaattin Kanat °ın işlediğini
öne süren bır JİTEM görevlisi.
Çatlı'nın Elazığ'a sık sık
geldığını \e özellıkle PKK'ye
yakın olarak bılınen bazı
işadamlannı sorguladığını
söyledi.
"Emre" takma adlı JİTEM
görevlisi adının açıklanmasını
ıstemeyerek şu ıddialarda
bulundu "1993 Şubatında
kaçırılan İHD Elazığ Şube
Başkanı Metin Can ile doktor
Hasan Kaya, önce Elazığ
Lmniyeti'nde. daha sonra
JİTEM'e de getirilip bir süre
sorgulandılar. Bir süre sonra da
Ahmet Demir ile .AJaattin
Kanat bu iki kişiyi alarak gitti.
Sonradan öğrendiğimiz
kadarıy la Abdullah Çatlı da
bunları sorgulamış. Çatlı
sorgudan sonra tekrar
İstanbul'a dönmüş. Ancak
.Ahmet Demir \e .Alaattin
Kanat bu iki kişiv i işkence
yaptıktan sonra İuncelTye beş
kilometre uzaklıktaki Dinar
t
Beni yok ederler''
Çatlı'nın ölümii üzerıne
cınayetlenn karanlıkta
kalmasını istemedıği ıçın olayı
açıklama gereğı duyduğunu
belırten JİTEM göre\lisı.
"Açığa çıkarsam beni yok
ederier" diye konuştu. 1990 ve
1993 \ıllan arasında Tunceli
JlTEM'de çalışan ve bu süre
ıçinde özellıkle Nazimiye
Ovacık \e Hozat
ilçesine bağlı köylerde
\atandaşlara işkence
>aptığı öne sürülen Ahmet
Demır'ın adı Başakçı
Köyü'nde oturan Ayten
Öztürk'ün kaçınlarak
öldürülmesı olayına da
kanşmıştı. 1992 yılında
meydana gelen olayda
Öztürk'ün aılesi de kızlannı
öldürenın Ahmet Demir
olduğunu söylemişlerdı.
Bölgede. "halkın korkulu
rüyasr olarak tanımlanan
Demır'ın Tuncelı Mılletvekıli
KamerGenç'ı de defalarca
ölümle tehdit ertığı ve hakkında
ölüm karan çıkardığı öne
sürülmüştü.
ÇHD'nin düzenlediği 'Göktepe cinayeti ve basm özgürlüğü' paneli yapıldı
Metin Göktepe bir simgeİstanbul Haber Servisi - Görevi başındayken
gözaltına alınarak polıslerden yedığı dayak so-
nucu öldürüldüğü belırlenen gazeteci Metin
Göktepe'nin "polisinantidemokratikuygulama-
lan haberieştirmekisteyen gazetecileri potansivel
suçlu görmesTnın bir sım-
gesı halıne geldiğı belır-
tıldı. Göktepe olayının ve
davasının kamuoyuna u-
nutturulmaya çalışıldığı-
na dıkkat çekılerek "Bu
herhangi bir cinayetdeğil-
dir. Haber alnıa hakkına
sahip çıkan herkesin bu
olayı kovalaması gerekir"
denildı.
Çağdaş Hukukçular
Derneği (CHD). dün Tür-
kıye Gazetecıler Cemıye-
ti'nde (TGC) "Metin
Göktepe Cinayeti ve Basın
Özgüriüğü*" konulu bır
panel düzenledi. Panelın
açılış konuşmasını yapan
TGC Başkanı Nail Güre-
li. Göktepe da\ asından sa-
nık 48 polisin y argı önüne
getınlmediğı gibi, adres
tespitlennın bile tam ola-
rak gerçekleştirilememe-
sıni kınadı. Gürelı. 6 şu-
batta Afyon'da görülecek
Metin Göktepe davasına.
haber alma özgürlüğünü
savunan tüm yurttaşlan
çağırarak "Sadece "Rad-
yomu ıstıyorum' demek
yetmez. Yürttaşlann ada-
let de istemesi gerekir" di-
ye konuştu.
CHD'den avukat Leyla
Han'ın yönettıği panelde
görüşlerinı bildıren gaze-
temiz yazan Avdın Engin
ise "Bir gazeteci niye öl-
dürülür" sorusunu sora-
rak "Nerede sakuıcalı bir
durum varsa orada gaze-
teciöIdürülüyor.Güvenük
güçleri, antidemokratik
dığını söyledi. İstanbul Ünıversitesı Hukuk Fa-
kültesi öğretım üyesi Prof Dr. Çetin Özek de
"Memurin Muhekematı Kanunu"nun dünyada
bır başka örneğinın bulunmadığını savunarak
kanunla ılgılı uygulamaian "suçlıılansaklaınak"
şeklinde değerlendirdi. Panele katılan İstanbul
Barosu Genel Sekreten İsnıail Hakkı Karaca da
hakarayanlanhaberyapanlarveonlansavunan-
lann devlet tarafından potansivel suçlu görül-
düğünü vurguladı. '
İDLB
M * * r i r ı « i i n i ' 7 ' İHD İstanbul Şubesi'nce. öldürülen gazetecileranısına
İTXeUllS>ULLA o n c e k i g^ç K a d l k ö v ' d e k j Caferaga Kapalı Spor Sa-
lonu'nda bir geee düzenlendi. Metin Göktepe'nin öldürülüşünün birinci yıldönümü nedeni>le gerçekleştirilen ve
tiyatro sanatçısı Orhan Avdın'ın sunduğu gecede salonu hınca hınç dolduran izleyicilcr kimi zaman göz>aşlanna
boğuldular, kimi zaman halaylar çektiler. kimi zaman sloganlar attılar. İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sa>man ve
Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şube Başkanı Mustafa L çdere. yaptıklan konuşmalarda Cöktepe davasının
şehirden şehre taşınmasını kınadüar. Adnan Özy alçıner, Sennur Sezer, Sunay Akın'ın şiirlerokuduğu gecede Metin'in
annesi Fadime Göktepe kısa bir konuşma yaparalv "Benim için hepiniz Metinsiniz. Orhan Taşanlar, Tansu Hanım.
katilleri saWamasın" dedi. (Fotoğraf: HATİCE TLNCER)
Susurluk'u
sorguluyor
İstanbul Haber Servisi-
Çeşitlı lise derneklerının
birleşmesı üzerine 1994
yılında kurulan
İstanbul Demokratik Lise
Birliği (İDLB). MED-
KOM'da "Susuriuk"
paneli düzenledi. Panele.
İDLB üyesi yaklaşık 50
lise öğrencisi katıldı.
Lıselıler, Susurluk
kazasıyla ortaya çıkan
çetenın.
karanlık güçler
tarafından üstünün
örtülmesıne çalışıldığını
belirttıler. Lise
ögrencıleri, "Mafva-
Polis-Aşiret çetesi,
gündem değiştirilerek
korunnıaya çalışılı>or. Biz
liseliler. bundan
tedirginlik
duyuyoruz.
Toplumsal muhalefete lise
öğrencileri olarak biz de
katılıvoruz. Çözüm.
Susurluk çetesini sürekli
gündemde tutarak
faillerden hesap
sormaktır'" diye
konuştular. İDLB'nin 60
lisede örgütlü olduğunu
söyleyen öğrenciler. "Bini
aşkın üyemizle biz de
Susurluk Çetesi'ne karşı
çıkıyoruz*' dediler.
uygulamalan halka aktar-
mak isteyen gazeteci>i po-
tansiyel suçlu olarak görü-
yor ve bir şekilde onu en-
gelliyor" dedı. Mıllıyet
gazetesı y azarı .AJiSirmen
de Türkiye'de salt dev lete
karşı değil, toplumla da
mücadeleedilmesi gerek-
tiğini vurgulayarak toplu-
mun gıderek duyarsızlaş-
üğını \e herkesin birbın-
ne düşman hale geldığinı
bildırdi Panelde konuşan
eski EvTensel gazetesı ya-
zarlanndan İhsanÇaralan
ise toplumun duyarsızlaş-
masının yine görev ını tam
olarak yerine getiremeyen
medyadan kaynaklandığı-
nı savunarak basın tekelle-
nnin. doğru ve yansız ha-
ber verme ilkesini çiğne-
İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş İçişleri Bakanı Akşener'in yamtlamasını istedi
CHP'den Iice için önergeANKARA (.A.A) - CHP İstanbul
Millervekıli Ercan Karakaş.
Lice'de meydana gelen olaylan \e
ılen sürülen ıddialan araştırmak
için bır soruşturma başlatılıp
başlatılmadığını sordu.
Karakaş. İçişleri Bakanı Meral
.Akşener'in cevaplandırması
ıstemiyle, TBMM Başkanlığı'na
verdiği onergede, Diyarbakır'ın
Lice ilçesinde bazı vatandaşlann
koruculuk yapmaya
zorlandıklanna ilışkin haberlere
dıkkati çekti. Lice'de
11 Aralık 1996'da tüm mahalle ve
köy muhtarlannın katıldığı bır
toplantı yapılıp yapılmadığını. bu
toplantıyı hangı devlet
görev lisinın düzenlediğinı soran
Karakaş. "Bu toplantıda,
yetkililerin. muhtaıiardan korucu
yapmak için 10'ar isinı istediği.
halkın bunu kabul etmeyece0ni
sö> lemeleri üzerine de muhtarian
tehdit ettikleri doğru mudur" diye
sordu.
Bu toplantıdan sonra y aşlan
15-70 arasındakı erkeklerin
tümünün. ilçejandarma
komutanlığının bahçesınde
toplatılarak. 110 kışiye korucu
yapılacaklannın tebliğ edilip
edılmediğinı de soran Karakaş.
aynca karşı çıkanlann dövülüp
dövülmedıği sorusunu da yönelttı.
Karakaş. önergesinde şu sorulan
yöneltti.
"Lice kaymakam \ckili V üzbaşı
Hacı İlbaş'ın. giden heyete
gönüllülük temelinde 84 kişinin
korucu yapıldığım ve kendilerine
silah vcrildiğini söyledikten sonra,
raporda "Halis Toprak Lice'ye iki
fabrika yapacaktır.
Bu fabrikaların güvenliğini
sağlamak için koruculara ihtiyaç
vardır. Tamamen iji ni\et içeren
bu düşüncelerimiz. farklı bir
şekilde kamuoyuna yansıtıldf
demiştir. Kaymakamlann;
kurulması muhtemel fabrikalar
için önceden güvenlik görevlisi
hazıriamak diye bir görevi var
mıdır?
Sorunun çözümüne bir katkı
sağlamayan. tam aksine bölgedeki
huzursuzluğun artmasına neden
olan koruculuk gibı. hukuk
devleti ıle de bağdaşmayan
yanlışlıkta nıçın ısrar
edilmektedır?
Lice ilçemız. ne zamandan ben ve
nıçin vekil kaymakamla
vonetilmektedır?"
SIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
Tarikatlar gündelik hayatı-
mızda ne anlama geliyor? Ger-
çekten bir kültür kurumu, eği-
tim yuvası ve dayanışma örgüt-
lenmesi mi? 'Ulema'ya (!) ba-
karsanız; bütün bu özellikleriy-
le tarikatlar bir sosyal rahatla-
ma ve terapi kurumu olarak da
görülebilir.
Gelin görün ki böyle iddia
edilmesine rağmen tarikat adı
verilen örgütlerden pis kokular
geliyor. Taşradan İstanbul'a
göç eden birtakım uyanıkların
Islamiyeti tıcari ve cinsel bir
araca dönüştürdükleri ortaya
çıkıyor. Islamcı yaygınlaşmanın
toplumsal gerılikten güç aldığı-
nı anlamak için oy merkezleri-
ne bakmanız yeterli.
Fatih'in Çarşamba semtine
ve Ismaılağa cemaatının top-
landığı sokaklara baktığınızda.
bunun ne anlama geldiği daha
iyi anlaşıltyor. Tam bir gerihk
manzarasıyla yüz yüze geliyor-
sunuz. Taşrada yerinden yur-
dundan olmuş çaresiz ınsan-
lar, burada birtakım inanç tüc-
carlarının müşterisi olarak sö-
Tarikat mı5 Susurluk mu?
mürülüyorlar.
Dın. son dönemde güç ka-
zandığı için üçkâğıtçılar da bu
alana yatınm yapmaya başladı-
lar. Ama zaten siyasi Islam bu
geriliğe yapılan bir yatırım de-
ğil mi? Aczmendi lıden Müs-
lüm Gündüz le. Ali Kalkancı
ile Erbakan ın ağırladığı cema-
at liderleri arasında, hedefler
açısından. kullanılan yöntem-
ler açısından bir fark olduğu
söylenebilir mi? Erbakan'ın
kendisi Islamiyeti ve inançlan
oya ve paraya dönüştürmenin
temsilcisi değil mi?
Cemaat ve tarikat lıderleriy-
le ıftar yemeklerı yiyen Erba-
kan, aynı günlerde Susurluk'un
daörtülmesi için raporlarhazır-
latıyor. Cemaatlerle kol kola,
devlet içındeki çetelerle daya-
nışma ıçinde. Tam çürümüş ve
kokuşmuş siyasete uygun bir
tablo.
Islami kesimin entelektüelle-
rinden Ali Bulaç'ı tanırım. Bir
sohbetimiz sırasında Kuran'ın
yorumundan söz edıyordu ve
bana, "Çeşıtli yöntemlerle ve
ayetlerden yola çıkarak Ku-
ran'ın tek kadmla evlenmeyı
emrettığını kanıtlayabilirim"
demişti. O zaman tek eşi vardı.
Şımdi öğreniyorum ki Bulaç iki
ay önce, 25 yaşında yenı bir
genç kadmla daha hayatını bır-
leştırmiş. Sanırım şimdi de Ku-
ran'dan yola çıkarak çok ka-
dınla evlenmenin gereklilığini
kanrtlamaya çalışıyordur.
Refah Partisi. Susurluk'u ört-
bas etmek istiyor. Şevket Ka-
zan'ın açıkladığı Başbakanlık
Teftış Kurulu Raporu'nun ama-
cının bu olduğu çok belli. O za-
man biz de soruyoruz: Meh-
met Ağar, Çatlı ya ve dığer ka-
nun kaçaklanna sahte kımlikle-
ri yalnızca şahsi ilişkisi nede-
niyle mi verdi? Özel Harekât
Daıresi Başkanvekılı İbrahim
Şahin, TBMM Susurluk Ko-
misyonu'ndaki ıfadesınde, ci-
nayetlerle ilgili soruya, "Bunla-
ra biz değil. büyüklerimiz, yani
siyasıler karar verir" demişti.
Kazan'ın açıkladığı rapordan
sonra şu sorulara cevap ıstiyo-
ruz: 2000'e yakın faılı meçhul
cinayet, bireysel kararlarla mı
gerçekleştirildi? Abdullah Çat-
lı. 18 yıldır büyük bir rahatlıkla
ortalıkta cirıt atarken ve ihale-
lere gırerken yalnızca Ağar ve
Kocadağ mı onun durumuyla
ilgili bilgi sahibi ıdi? Ortaya çık-
mış bunca belgeye ve bilgiye
rağmen, ortada bir çete yok
denmesi büyük bir yüzsüzlük
ve topluma saygısızlıktır.
Cinayetlere ve katillere bu
kadar yaklaşmışken, birçok
pıslıği temızleme olanağı ele
geçırilmışken. çete falan yok
diye açıklama yapmak, insan-
lan çileden çıkarıyor. Bu ülke-
de trilyonluk uyuşturucu trafıği
olduğunu bılmeyen yok. Bu,
belgelerle de ortaya çıktı. Bun-
ca paranın geçtiğı yolda bir ör-
gütlenme olmadığı iddia edile-
bilır mi? Uyuşturucu ışine karı-
şan subaylar. polis şefleri, bi-
reysel olarak mı bunca parayı
kontrol ediyorlar?
Metin Göktepe'nin adı sanı
belli katillerini yargı önüne bile
çıkarmayan bu devlet, şımdi de
"çete yok, iki üç bireysel suç
ıddiası var" dtyor. Buna da bi-
zim inanmamızı bekliyor. Biz,
devletin sorumlu olduğu cina-
yetlerin aydınlanmasını istiyo-
ruz. Biz, katillerin ve onları az-
mettirenlerin mahkûm edilme-
sini istiyoruz. Uğur Mum-
cu'nun katıiini istiyoruz. Abdi
ipekçi'nin katilıni istiyoruz.
Cinci hocalarla iftar yemek-
leri yiyince, Allah, Hz. Muham-
med, Ramazan deyınce bu
suçlann ortadan kalkacağını mı
sanıyorsunuz? Biz bu ülkenın
temızlenmesini. katillerin hap-
se atılmasını, kandan ve ölüm-
den para kazananların cezala-
ra çarptırılmasını istiyoruz.
Büyü yaparak kimseyi sus-
turamayacağınızı bilmenızi is-
tiyoruz.
MKRO
DİNÇ TAYANÇ
Hayvanatlı İnsanatname
Ev kedisi mi, sokak kedisi mi, yoksa dağ kedisi
mi belırsiz... "Kedipisliğiniörter, kendiniyalayıpyu-
nar. Temiz hayvandır" derler ya; bızim köyünki de
öyle, ammaaa!
Efendım bizim köyün kedisi dağlarda, sokaklar-
da dolaşırken "ettiğini" toprağı eşeleyip gizhyor
da, iş evlerin ıçine etmeye geldiğinde olanlar olu-
yor.
Aklına esen yere pıslıyor ve başlıyor eşelenme-
ye... Eşelendikçe artık halı mı istersıniz, yoksa çar-
şaf, yatak örtüsü, koltuk yüzü mü.. ne varsa tırmık
tırmık... Dahası. pisliğini örteyim derken sağa sola
bulaştırıyor.
Bulaştırınca da sarıyor bir korku.. ki dayak kor-
kusu, karanlıklara kapatılmak korkusu... Başlıyor
deli gibi koşuşturmaya.. ki kırılan ayna mıdır, vazo
mudur: devrilen tencere midir, sürahi midir umûrun-
da değil...
Ev iti mi, sokak ıti mi. çoban iti mi belirsiz... "It
sahibıne sadıktır" derler ya. bizim köyünkiler de
öyle. Ama sahiplerinı ınsanattan değil. hayvanat-
tan. üstüne üstlük de kediden bellemişier...
Kedinin başı mı sıkıştı? Başlıyor bizim köyün it-
leri hep bir ağızdan ürüyüp hırlamaya, dişlerini gös-
terıp salya akıtmaya ve de hafıften hızlıya insana-
tın üstüne saldırmaya...
Saldırdılar mı dişleri nereye geçer, bacak mı gi-
der kol mu, kuduz mu ederier, yoksa çöküp ümük
mü parçalarlar bel-
li olmaz...
Kediler örteme-
yecekleri pıslikleri-
ni it dişıyle örttür-
meye çabalayadur-
sunlar; tarla yılanı
mı, su yılanı mı, ze-
hırli mi, boğucu mu
belırsiz yılanlar,
akarak' kovuklar-
dan, duvarlardan
ve taş altlarının ka-
ranlığından doldu-
ruyortar kı köyün
orta yerinı.. her biri
bırinden kara!
Çöreklenıpdeol-
mayan bir müziğe
zıkreder gıbı önce başlarını, sonra gövdelerıni. ar-
dından da kuyruklarını titretmeye koyuluyorlar...
Yılan korkusu, kedi pisliğini de unutturuyor, it da-
lamasını da...
Tam kediler, itler, yılanlar derken bizim köyün eşş-
şekleri anırıp çıftelemeye gırışiyorlar ki, ortalık toz
duman olası...
Eşşşek bu, kimi tepeceği, kime anıracağı, kimin
semerıni sırtında taşıyacağı, üstüne üstlük bunları
neden ve de kıme hızmet için yapacağı belli mi
olur?
Kımının anırtısı kediden ve itten. kimininki yılan-
lardan, kimininki köyün dışındaki ormanlarda ya-
şayan nıceyabanıl hayvanattan medet ummaya...
Kimi de neden antrıp çifteleştığıni bılmeden, sırf
eşşşekliğınden köyü birbirine katıyor!
Derken efendım; kediler, itler, yılanlar ve eşşek-
lere dar geliyor köy yen... Geliyor ki ansızın birbir-
lerine girmecesine... Kedi kendi pisliğini ve de onu
korumaya dalayan ıtın sadıklığını unutuyor; it kimi
koruduğunu; başlıyor mu kedi-it kavgası...
Yılanlar bakıyorlar kı karasıyla kobrası, boasıyla
engereğı ıç içe; zıkirleştıkçe birbirlerıne dolanmış-
lar ki düğüm olmuşçasına... Haydaaa, gelsin bir-
birlerini ağulamaca, gitsin birbirlerını sıkıp boğma-
ca...
Eşşşekler mi? Onlar eşşşek canım; hâlâ anırıp
çifteleşiyorlar ki kimin kulağını sağıretmışler, kime
derken kimi tepmişler umurlarında değil...
Bütün bunlar olup biterken; önce evlerin içi ya-
şanmaz oluyor, ardından köyün sokakları, alanı...
Derken iş bahçelere, bağlara, tarlalara sıçrıyor...
Tırmalanmış. dişlenmış, sokulmuş ve de çıftelen-
miş çocuklar. sığınacak analarını arıyor ki; analar
çoktan babaların. kocaların kanadını aramakta...
Haaa, köyün insanattan sayılan erlerı. erkekleri,
kocaları mı? Onlar oturmuş seyirlik eyliyorlar! Çu-
buklarını tüttürürken bir yandan da "Yahu, bu işın
sonu kötüye gidiyor. Gidiyorda, buna kim 'dur' di-
yecek? 'Dur' dıyen çıkmazsa, halimiz haraptır ki...
Ah, bırilerı çıksa da..." gibilerınden ahkâm kesiyor-
lar...
Kesiyorlar ki; kediden mı yanadırlar, yoksa it mi,
yılan mı, eşşşek midirler belırsiz!!!
Ana fikir. Düşünüp de davranmak yerine, ahkâm
kesmekle yetinip eriığıni unutan köyde ınsanat ile
hayvanat birbirine karışır kı, hangısınden korkula-
cağı kestirılebilınemez.
Ana fikrin ana fikri: Görünen köy kılavuz is-
temez!
Baba fikir: Hayvanları sev, ama eğit!
Cevheri'nin karamsar vasiyeti
'Urfa'da gömülürsem
mezanma gelemezler'
• Cevheri. terörün boyutunun tahminlerin üstünde
olduğunu bildirdı. Şanlıurfa'ya gömülmemesini
\asiyet ettiğini dile getiren Cevheri. çocuklanna
"Terör öyle bir noktaya gelir ki mezanmı ziyaret
edemezsiniz" dediğini bildirdi.
ANK\RA (Cumhunyet
Bürosu)-DYPGenef
Başkan Yardımcısı
Necmettin Cevheri.
diyalog arayışı
çerçevesınde önceki gün
ANAP'a yaptıklan
ziyaret sırasında. terörün
boyutunun tahmınlenn
üzerinde olduğunu
söyledi. Basına kapalı
olarak gerçekleştirilen ve
ülkenin önemli
sorunlannın çözümü
konusunda partıler
arasında diyalog
kurulması konusunda
görüş alışverişi yapılan
toplantıda Cevheri. terör
konusunda ilgınç
açıklamalarda bulundu.
Terörün boyutlannın çok
büyüdüğünü anlatan
Cevheri. şunlan söyledi:
"Ben çocuklanma vasivet
yaptım, 'Ben ölürsem
memleketım olan
Şanlıurfa'ya gömmeyin.
Öyle bır noktaya gelır kı
mezanmı ziyaret
edemezsiniz' dedim."
Cev hen. terör ve ülke
bütünlüğünden söz
ederken üstü kapalı
olarak hükümet ortağı
RP'den de şikâyetçi oldu.
Cev hen. "Türkiye'nin,
Batı'yla çekişerek
bütünlüğünü koruması
fevkalade zordur"
dıyerek RP'nın dış
polıtıkadakı tutumunun
ülkenın bütünlüğüne
zarar verebileceğını
anlattı. Cev hen. merkez
sağdaki ANAPve
DYP'nın çekışmesınin
marjinal partileri
büyüttüğünü kaydederek
RP'nın büyümesınde
ortak sorumluluğa sahıp
olduklannı imaetti.