23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 EYLÜL 1996 CUMARTESİ HABERLER Erdal İnönü ilade verdî • ANKARA (AA) Feshedilen SHP'nın eski Cenel Başkanı Erdal Inönü, 1987 yılında yapılan millet\ekilı genel seçimleri öncesınde. Van'ın Ercış ilçesinde yaptığı propaganda konuşmalannda. "Toplantı ve Gösteri Yürüyüsleri Kanunu'na muhalefet ettiği" gerekçesiyle talimatla ifade \erdi. Ankara Adliye Sarayı'na dün sabah saatlerinde avukatı Kenan Coşar ije bırlikte gelen Erdal înönü'nün. Ankara 6. \e 18. Asliye Ceza mahkemelerinde, hakkında açılan iki ayn davayla ilgili ifadesı alınd'ı. İnönü. adliye koridorlannda vatandaşlann yoğun ilgisivle karşılaiftı. TCelle vergisi caydırıcı olmaz' • ANKARA (AA) De\ let Bakanı Mehmet Altınsoy. kente gö(,ün önlenmesi amacıyla kente göç edenlerden "kelle vergisi" alınmasının tek başına caydıncı olamayacağını belirterek "Ancak aşın kentle^me için tedbirler manzumesi alınacaksa onun ıçinde bu da düşünülmelı" dedi. Kentlere aşın göçün önlenmesi amacıyla bazı beledıye başkanlan tarafından önerılen "kelle vergisi" çözümünü degerlendiren Altınsoy. "Göçün önlenmesi için önerilen kelle vergisi. çözümlerden sadece bir tanesi ve en sonuncusu. Kaynagı kurutmadan sineklere mani olamazsınız" >eklinde konuşru. Maliye Sen'den protesto eylemi • İZMİR(AA)- İzmir"de. Tüm Maliye Çalışanları Sendikası (Tüm Maliye Sen) üyesı bır grup memur protesto eylemi yaptı. Adliye binası önünde toplanan sendika üvesi memurlar. Sendika Şube Başkanı Rasim Sağlam'ın. kamu çalışanlarının eylemlerine katıldığı gerekçesiyle hakkında disiplin soruşturması açıldığı ve işine son verildiğı gerekçesı> le protesto gösterisinde bulundu. Burada yapılan açıklamada. sendikal amaçlı memur eylemlerine katılmanın suç olmadığı ve yapılan uygulamanın hukuk dışı olduğu savunuldu. Rasim Sağlam'ın işten çıkarılması konusunda verilen karar konusunda da İdare Mahkemesi'nde dava açılacağı belirtıldı. Eylemci memurlar. daha sonra olaysız bir şekılde dağıldı Meclis'e hastane • ANKARA (ANKA) - TBMM Başkanlık Di\anı üyesiCHPAvdın Milletvekili Fatih Atay. geçmis. dönemlerde milletvekillerinin ufak tedaviler için astronomık doktor faturalannı engellemek üzere Meclis'e yeni doktorlar alındığını bildirdi. Milletvekıllennın diş. göz. kulak. burun. boğaz tedavileri için özel hastanelere astronomik faturalar ödenmesinin önüne geçmek için düşünülen formulün başkanlık dhanının bir süre önce yaptı ğı toplantıda kararlaştırıldığını kaydeden Atay. "Bunu önlemek için Meclis'e hastane kuruldu. klinik \e poliklinikleri genışlettik. göz. diş doktorları aldık. masraflan daha kısılmış oldu" dedi. DYP, Türkiye'nin çimentosudur' • İstanbul Haber Sen isi - DYP Pendik ilçe bınasının açılış töreninde konuşan Saglık Bakanı Yıldınm Aktuna. salondaki partili kadınlann çoğunlukta olmasına dikkat çekerek. DY'P'nin. kadınlanıı toplumdaki yerinin önemini. değerini ve rolünü çok ıvı ka\radığını. yarınlann siyasetinin ancak kadınlarla bırlikte mümkün olabileceğini belirtti. Aktuna. "DYP. Türkiye'nın çimentosudur. Bir binanın çimentosu olmazsa. o bina a>akta kalmaz" dedi. Türbanlı yargıçlar Emine Uçar ile Hülya Gerçeker hakkmdaki olumsuz görüş, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyelerinden saklandı Türbanh kura skandahCerçekler saklandl Adalet Bakanhğı'nda, kürsüde görev yapacak olan türbanlı bayan yargıçlar konusunda skandal ortaya çıkanldı. Türbanla staja gelmeleri nedeniyle mesleğe kabulleri Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulıfnun (HSYK) takdirine bırakılan Emine Uçar ve Hülya Gerçeker hakkmdaki olumsuz görüşün yüksek kuruldan saklandığı bildirildi. E\İN GÖKT\S sında vüksek kurula sunulmadığını belırte- ^ rek, bu konuda ılgililer hakkında soruşturma açılacağını belirtti. Uçar \ e Gerçeker'in geçen çarşamba günü Adlıve Saravı'nda vapılan kura çekme töre- nine. dikkat çekmemek için. staj süresınce taktıkları türbanlarını çıkararak katıldıkları ve kura çektiklerı öğrenıldi. Adalet Bakanlığı'nda üst düzev bir yetki- lı. haklarında soruşturma açılacak olanların başında. stajı biten yargıç \e sa\cı adavları- nın sicillerinin incelenmesivle ilgili vüksek kurulun toplantısına katılan Personel İşlerı Genel MüdürYardımcıları Nesrin Yılmazcan \ e Ahmet Kahraman ıle Personel Daire Baş- kanı Ali Turhan'ın geldiğini savundu. Aynı yetkili. gerek görülmesi halınde. avnı genel müdürlükte göre\ li bazı tetkik hâkimlenn de soruşturma kapsamına dahil edilebileceğinı kaydetti. Kaynaklar. HSYK'nin. staj sırasın- da taktıkları türban nedenivle durumları ba- AMvARA - Adalet Bakanlığı'nda. yargı tanhınde ilk kez kürsüde görev vapacak olan türbanlı ba> an yargıçlar konusunda bir skan- dal ortaya çıktı. Adalet Bakanı RP'li Şevket Kazan'ın. haklarında "vargıçlık ve savcılık" vapamavacaklarına ilişkin rapor hazırlanan \e geçen çarşamba günü kura çekerek göre- \ e başlatılan türbanlı yargıçlar Emine Uçar ile Hülya Gerçeker konusunda Hâkimler ve Sa\ - cılar Yüksek Kurulu (HSYKI üyelerini aldat- tığı belırlendi. Türbanla staja gelmelen nede- nivle mesleğe kabulleri HSYK'nin takdirine bırakılan L çar v e Gerçeker hakkmdaki olum- suz görüşün. staj bitımınde mesleğe kabul aşamasında vüksek kuruldan saklandıâı bil- dirildi. HSYK Başkanvekılı Sadık MoUamah- mutoğlu. dün vaptıgı yazılı açıklamada, adı geçen vargıç adavlarının özlük dosvasında bulunan olumsuz raporlann. görüşme sıra- 3ÇIİ3C3k Uçar ve Gerçeker'in, geçen çarşamba günü Adliye Sarayı'nda yapılan kura çekme törenine. dikkat çekmemek için staj süresince taktıkları türbanlannı çıkararak katıldıklan belırlendi. HSYK Başkanvekili Sadık Mollamahmutoğlu. olumsuz raporlan kurulun görüşüne sunmayan ilgililer hakkında soruşturma açılacağını belirtti. sınadetalarcayansıyan Lçar ve Gerçeker ko- ıle Ahmet Akgül'ün görev yerlerini değişti- rerek. Ankara Adlıvesi'ne sürgüne gönderdi. Görev sürelerınin dolmasına bır vıl kala ver- lerı değiştirilen iki tetkik vargıcı için Ka- zan'm. HS\'K. üyelerine baskı vaptığı savı nusunda bılgi sahıbı olmadığım açıklaması- nın da ınandırıcı olmadığmı belirttilcr. Gözler yüksek kurulda Adalet Bakanlığı'nda üst düzev bır vetki- lı. HSYK'ıım venıden toplanıp. kura çeken türbanlı bavan yargıçlar Lçarüe Gerçeker'tn. -\argıclık\apıp\apama>acaklan" konusun- da karar vermesı gerektığını sövledı. Türban konusunda Anayasa Mahkemesı \e Danış,- tay'm geçıniş >ıllarda verdiğı birçok karar bulunduğunu anımsatan yetkılı, kurulun bu kararlan dıkkate alarak. anayasa güv encesı al- tındaki de\rım yasaları ve laık devletdüzeni- ne vakışır bır karara varacağına ınandığını belirtıı. Adalet Bakanı Şevket Kazan. türban tak- tıkları gerekçesivle Uçar ve Gerçeker'in fiş- lerine "yargıç ve savcı olamaz* kaydı düşen bakanlık tetkık yargıçlan Kadri Söğütlüoğlu y gündeme gelmiştı. Anayasa Mahkemesi. ~! Mart 1989 günü aldığı bir kararla. türban \ a da başörtüsünün. laık bılim ortamıyla bağdaşmadığını bildirdi. Ovbırlığı ile alınan kararda şövle denıldı: " Dersliklerde ve ilgili yerlerde dinsel inanç- ları simgele\en belirtilerden uzak kalınması zorunluluğu nedtnivle. vüksek öğretim ku- rumlannda dinsel gerekle bağlanan başörtü- sü ya da türban. laik bilim ortamıv la bağdaş- maz. Kişiler şu ya da bu > önde gi> inip başını örtmeye zorlamak a\ n ve hatta a> nı a\ nı din- lerde olanlar bakımından avncalık varatır. Başörtüsü kullanımında belli bir biçim ve zo- runluluk. vicdan ve dinsel inanç özgürlükle- ri> le de u\ uşmaz." 'Cumhuriyete karşı bir kadrolaşma var' ANK.\RA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanı DenizBavkal. Türkıye'nin tehlikeli bır kadrolaşmayla karşı karşıya bulunduğunu belirterek "Hükümet. cumhuriyete karşı bir kadrolaşma başlattı. Görevden alınan her >argıç \e sa\cınm bedelini onlara ödeteceğiz" dedi. Başbakan Necmettin Erbakan'ın Afrika gezisini protesto edeceklerinı. Güneydoğu'ya heyet göndereceklennı belırten Baykal. "D\T r nin RP'yeayakbagı olmadığı ortada"diyekonuştu. CHP Partı Nİeclısi(PM) toplantısınm açıhşında konuşan CHP Ge.,e! Başkanı Bavkal. hükümetin iç ve dış politika uygulamalarını eleştırdi. Hükümetin tehlikeli bir kadrolaşma içine girdiğini. özellikle Adalet. Mılli Eğitim ile Çalışma ve Sosşal Giivenlık bakanlıklannda cumhuriyet rejımine karşı bir kadrolaşma yaşandığına dikkat çeken Bavkal. Türkive'nın bu tehlikeve karşı güçlü tepkı \erecek durumda olduğunu sövledı. Kadrolaşmanın, laik cumhurivete karşı bir "kemirme'" olayı olduğunu kaydeden Baykal. buna içeriden \e dışarıdan destek verildiğini söyledi. CHP Genel Başkanı Baykal. "Bunun altında Atatürkçü laikdüşünce\i bertaraf etme anlavışı vardır. Saygıdeğer >argıçlan biçivoriarsa. altında vatan anlavış. bu anlavıştır. Aldıklan heryargıç ve savcının bedelini onlara ödeteceğiz*' diye konuştu. REFAHYOL hükümetı ıle bırlikte Türkiye'nın dış politikasının da Ba\ kal - DYP ayak bağı olmuyor. ilk kez çok tehlikeli bir sürece gırdiğmı belırten Baykal. Başbakan Erbakan'ın Atrıka gezısıne katılmay acaklannı söyledi. Başbakan Erbakan'ın. Iran. Pakistan ve Sıngapur'a vaptığı gezileri de eleştıren Bav kal. "Bu çok >anhş bir geziydi.lran ve Surive'nin bi/e karşı hasmane uygulamalan. uluslararası suç teşkil eden uvgulamalan var. Bu zivarvtler Türkive'vi güç durumda bıraknıaktadır. Bu mesaj gczisidir. Cumhuriyete karşı bir mevdan okuma gezisidir"görüşünü dile getırdi. ^ABD, Irak'ta yenüdi' Türkive'nın Kuzey Irak'ta çok ıvi bir politika izlemesı gerektığıne de işaret eden Baykal. ABD'nın bu bölgede venıldiğinı sövledi. Baykal. "BilindiğigibiTürkiye, lrak sınınnda bir tampon bölge kurma karan almışb. 1 avdır bundan ses \ok. Türki\e">i. kendi ilan ettiği bir karan u>gulamama acizliğine hiçbir hükümet düşürmemişti" dıve konuştu. Enflasvonun. Türkıye'deki sorunların "anasr olduğunu söyleyen Bavkal. hükümetin açıkladığı kaynak paketini de eleştırdi. Ecevit: Laik .- 'Erbakanda cumhuriyet çökertiliyor ANKAR.\ (Cumhurivet Bürosu) - DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, "laik. demokratik cumhurivetin temelim çökertmeve hazniandığmı" v urguladığı RP'nin "frenlenmesi" için Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile DYP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çffler'e çağrıda bulundu. RP'nin Adalet Bakanlığı'ndan başlayarak, demokratik devletin temelini çökertme hazırlığı başlattıgına dikkat çeken Ecevit, dün düzenlediği basm toplantısmda bu konuda Cumhurbaşkanı Denıirei ve hükümet ortağı DYP'ye büyük görev düştü|ünü söyledi. Toplumda, REFAHYOL hükümetinden kurtulma isteğinin arttıgmı vurgulayan Ece\'it. "Ancak şu anda yeni bir hükümet seçenegi yok. Parlamento aritmetiği değjşnıediği sürece. yeni bir hükümet modelinin ortaya çıkması zor görünü>Dr'" dıyerek. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın "alternatif hükümet" araytşına şimdilik sıcak bakmadığı mesajını verdı. Ecevit, REFAHYOL hükümeti işbaşına geldikten sonra Türkiye'nin saygınlığına gölge düştüğünü betjrtirken. ABD'iı yetkililere "î yıl sonra başbakan otabilirim" diyerek bu ülkeden yardım isteyen Çiller'i de eleştirdi. Çiller'in başbakan olmasınm da kaygı verici bir durum olduğuna dikkat çeken Ecevit. ancak RP kanadının öncelikle frenlenmesi gerektiğini vurauladı. 'Laikliğe karşı kadrolaşma* REFAHYOL kanadının Adalet Bakanlıgı'ndan Ecevit - Sonunda DYP batar. başlayarak demokratık devleti temelden sarsacak bir kadro operasyonu içine girdiğini kaydeden Ecevit bu konuda Demirel ve hükümetin DYP kanadına büyük görev düştüğünü söyledi. Cumhurbaşkanı'nın elindeki yetkileri olumlu yönde kullandığmı ve bu tavn "ş.ükranla'" karşıladıklannı ifade eden Ecevit DYP'nin de atamalar konusunda RP kadar yetkili olduğuna dikkat çekti. Çiller'in isterse anti-laik kadrolaşmayı engelleyebileceğine işaret eden Ecevit. "Eğer bunu vapmazsa. RP'nin \ebalL partkinin olacaktır. Bu girişimfer sonucu Türkiye Cumhurijeti çökmez, sarstün ama bunaengei olamayan DYP batar" diye konuştu. Ecevit bayan yargıçlann türban takmalanna olanak tanıyan Adalet Bakanhğı uygulamasını da eleştirdi. Ecev it. askeri kurumlar ile yargı kunımlannda belirli kıyafetlerin giyildiğini belirterek "Gerçi Atatürk döneminde giysilere belli bir standart getirilnıcmiştir: ama bu tür kurunılarda. çağdaş ülkekrdeki giysi standarttan esas ahnmışOr. Bu nedcnlc. belirli giyim tarzı olan kurumiarda. sivisi amaçiaria kıyafet düzenlemesi vapılmasını doğru bulmuvoruz'" dedi. Allahsız düzenin parçası'ANKARA (Cumhurivet Bürosu) - DlSK'e bağlı Genel-fş Sendikasf nın 11. olağan genel kuruluna katılan sol partilerin genel başkanlan. hükümeti yayiım ateşine tuttular. İşçi Partısı Genel Başkanı Doğu Perinçek, "Türkive'vi mafya-tarikat ortaklığı \ önetiyor. Bu toplumu devrimden başka bir şe> kurtaramaz" derken. ÖDP Genel Başkanı Lfuklras. artık iktidar partilerının de bunalımdan söz ettığıne dikkat çekerek "Sermayenin ara rejim özlemleri var. Hükümetin saldınları sürecek. Hükümet ehil değildir*" dıve konuştu. DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak da solsuzluğun Türkiye de büvük bır sorun olduğunu belirterek "Erbakan veadil düzeni. maymun mLsali her tarafı ortava çıkacak bir kavnak paketiyle geliyor. Erbakan sermayeden korkuyor. O da bu Allah'sı/ düzenin ta kendisi" dedi. Genel-İş Sendikası'nın 1 1. genel kurulunda konuşan Budak. toplumsal muhalefet ve demokrasinın gelişmemesi nedenivle sendikaların etkinliğının azaldığına dikkat çekerek "Bu toplumu ortaklaştırmıyorlar" dedi. Türkiye'de "«roİsuzluğun'" büyük sorun olduğunu söyleyen Budak. şu görüşlen dile getırdi: "5 kişinin belirlediği 550 parlamenter \-ar. 15 milvon çalışanın yalnızca 1.5 milyonu sendikalı. Bu av ıp bizim. Türkiye'de sol yerelvönetimler ve paıiamentodaki v üzde 20. topluma yansımıyor. Türkiye'de canını hapishanelerde teslim etmiş insanlann ölmesini engellemiyor. Kürt sorunu üzerinden politika vapanlar var. İşçi sınıfı elbette teröre karşı. Alevi-Sünni, Kürt-Türk tartışması bu ülkede bitmelidir. Biz. Kürt denen insanlarla Maraş'ta. Antep'te, Çanakkale'de bırlikte öldük.~ Doğu Perinçek. Türkiye'nin kaynaklarının. emperyalizm ve mafya halıne gelen sermave tarafından yağma edildiğini ifade etti. Perinçek. şunları söyledi: "Türkiye'yiyöneten mafya-tarikat ortaklığıdır. Artık bunlar valnız sanavi ve ticaret burjuvazisi değildir. Onun için de tüm halkı ezen bir diktatörlüğün altındavız. İnsanımızı çürüten bir rejimdir. Türkive'nin bir emekçi otoritesi ve disiplinine ihtivacı vardır. Bu toplumu dev rimdcn başka bir şey kuıiaramaz." Ufuk L'ras da Türkiye'nin kritık bir döneme girdığıne dikkat çekerek "Artık iktidar partileri de krizden bahsediyor. Türkiye ciddi bir yol av nmına doğru gidiyor. \'a emek seçilecek ya da sermave" diy e konuştu. Genel-lş Sendikası Genel Başkanı İsmail Hakkı Önal da hükümetin zorunlu tasarruf kesintileri ve nemaların ardından SSK ile Emekli Sandığı'nın birikimlerine göz diktiğini. 2. kaynak paketinin açıklannıaMiıın ılkinın "masal"* olduğunu ortaya çıkardığını kaydetti. Budak - Amaç adil düzen değil. SIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR Bır aylık ayrılıktan sonraTurkıye'ye dönduk. Döner donmez, bu ulkede kısa surede bır şeylerın değışmeye- ceğıni anladık. Her şey bıraktığımız gıbı. Cezaevınde yıne ınsanlar öldu- rüluyor. Ünıformalı yeni bır çete da- ha yakalanmış. Zeki Müren, arabesk çekıştırmelerle surüklenerek geldiği Izmır'de yaşamını yitirmış. Varto'da adam öldüren "özel tım", 'PKK adam öldürdu" diyerek şehn bırbın- ne katmış. Refahyol hükümeti de bildığımiz gıbı. HergunTansuÇilleryeni birpot kırıyor.Erbakan. hâlâ kaynak bula- cağı umuduyla gözleri küllemeye de- vam edıyor. Kımisıne göre Refah ik- tıdarıyla Türkiye, şeriatın egemeniiğı altına gırıyor: kimısıne gore Refah. duzenın partısı olarak duruma lyıce uyum sağladı. Muhalefet de hıç de- ğişmemış. Ülkede kan govdeyi götü- rurken cıddı bır demokrası tepkısı akıllarından bile geçmıyor. Dıyarbakır'da 10 tutuklunun sopa- larla dövulerek öldürulmesı. 1982 Anayasası'yla yonetılen Türkiye'nın yasalanna gore bıle ağır bır suç. Eli kolu bağlı ınsanları. bır korıdora ka- patıp oldurmenın bir sorumluluğu ol- ması gerekır. Ne yazık kı bu ağır su- çun faılleri de hıçbır yaptınmla karşı- laşmayacak. Sonra PKK'nın neden guçlendığı uzerıne nutuklar atılmaya devam edılecek. Turkiye'de adam gibi bir muhale- fet olsa. bu açık cınayetın uzerıne gı- der, sorumlularının ortaya çıkması Uniformalı Çeteler... için çaba harcar. Eğer boyle bır ışe gi- rişılse, altından ne kadar çok devlet yetkılısının çıktığını görür ve şaşar ka- lırız. Bu ulkede. şiddet yanlılarına tes- lım olmuş bır iktidar var. Muhalefet ise şiddet yanlılannın yarattığı korku havasından sinmış durumda. Örne- ğın Mesut Yılmaz ve Deniz Baykal, devlet ıçindekı şiddet yanlılarının bu ağır cınayetını haber aldığı zaman acaba nasıl davrandılar? MesutYılmaz, "Öldürülenlerbu ül- kenin yurttaşlan. Hemen harekete ge- çelım ve bu cinayetin sorvmlularını ortaya çıkaralım. Boylece Türkiye'nın üzerıne gıydınlen delı gömleğını bel- kı çıkarabıliriz" demış olabılır mı? Yoksa, "Boş ver, öldürülenlerPKK'li, hak ettiklerinı buldular" mı demiştir? Deniz Baykal, yanına gelerek olay- ları anlatan partili mılletvekilını "Par- tıyı böyle işlere karıştırma. Sonra bı- ze bölücü damgası vururlar" diye uyararak susturmuş olabılir mi? Inanın ne dediklerıni bılmıyorum. Çünku bu konuda basına yansımış bır açıklamaları yoktu. Sustuklarına ve bu konuda bır şey soylemek ge- reği duymadıklarına gore. aşağı yu- karı aktardığım gorüşlere sahıptıler. Daha onceki olaylarda da benzer tu- tum aldıklarını bıliyoruz. Pekı DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit nasıi duşünmuş olabılır? Bu konuda onun da bu yazıyı yaz- dığım sırada henuz bır açıklaması yoktu. Belkı de oldurme eylemını. devlet otorıtesınin sağlanması ıçın gerekli goruyordur, kımbılir. Refah Partısi'nden muhalefettekı partıler daha mı demokrat, yoksa da- ha mı ılerıcı? Şımdıye kadar muhale- fet partılerinın Erbakan donemınde uygulanan şiddet yanlısı polıtıkalara bır itirazı olduğunu duydunuz mu? Onların Çıller'e ve Erbakan'a yonelt- tıkleri eleştiriler, sade suya tırit. eften puften şeyler. Örneğın Deniz Baykal. halkın ada- lete guvenı kalmadı derken neyı kast edıyor? Demokratik ıçenğı olmayan sözlerden başka bir şey soylemıyor Mesut Yılmaz'ın sozde sert muhale- fetinıokuyuncagulmemekeldedeğıl. Turkiye'de cıddi ve etkilı bır muha- lefet yapmak isteyen, once cınayet- lerin üzerine gıder. Ünıformalı çetele- rın artık neredeyse devletin her ala- nına nasıl yerleştığının hesabını sorar. Varto'da keyfı şekılde adam olduren ozel tım gorevlılerının neden bu kadar korkusuz davrandıklannı tahlıl eder. devleti ele geçiren şiddet yanlılarıyla hesaplaşmaya gırışır. Türkıye'deki manzara tam anla- mıyla bır kayıkçı dovuşü. Büyuk ba- sm da bu kayıkçı dovuşünün. sanki çok derın bır anlamı varmış gıbi, işın suyun yuzunde kalan kısmıyla uğra- şıyor. Partı lıderlennın ıpe sapa gel- mez açıklamalarını cılalayıp okuyu- cusuna sunmayı bır marıfet sanıyor. Tansu Çiller'in ABD gezısinın bir re- zalet olduğu anlaşılıyor. Ne beklıyor- sunuz kı? Mesut Yılmaz yönetirnde olsa faklı şeyler mı gorecektık? Tür- kıye'de şıddetin egemenliği surdük- çe. Tansu'lara. Necmettın'lere mah- kûm olmaya devam edeceğız. Ipın ucu oylesıne kaçtı ki bazıları Mehmet Ağar'dan bıle medet umar hale geldıler. Efendım. DYP'de mu- halefet yükselıyormuş(!l, Mehmet Ağar laıklik aleyhtarı gelışmelerden endışe duyuyormuş(!)... Gazi Mahal- lesı'nde 25 gencı sırtından kurşunla- yarak olduren polıslerın genel müdü- ru: faılı meçhul cınayetlerden ve ka- yıplardan bırmcı dereceden sorumlu polıs mudurluğünden şiddet ortamı sayesınde Adalet Bakanlığı'na ve Içışlerı Bakanlığı'nasıçrayan Mehmet Ağar. laıklığı konjyacak. Umut şımdı ondaf!) Kımse. Dıyarbakır'da 10 tutukluyu gozunü kırpmadan sopalarla öldu- renlerden kımın sorumlu olduğunu duşunmüyor. Kımse. bu tur cınayet- lerın yıllardan berı Turkiye'de yurü- tüldüğünu ve sorumlularının devletin en önemlı mevkılennde oturduğunu aklına getirmek ıstemıyor. Sonra da laıklik neden elden gidiyor diye çırpı- nıp duruyor. Bu ülkede demokrası olmadıkça, devlet yurttaşlannın can güvenliğini korumak yerıne bizzat onları tehdıt eder ve ortadan kaldırır hale geldik- çe laiklık falan korunamaz. Çünku en büyük muhafazakârtık. ozgürluk duş- manlığı. En büyük gericilik, halkın demok- rası ve barış taleplerine şiddetle kar- şılık vermek. Boyle bır kafa. diğer bır geriiik olan şeriata yardımcı olmaktan başka bır ışe yaramaz. Kenan Evren. laıklığı savunabilir mı? Onun anlayışıyla laıklik başarı ka- zanıp şeriatçılığın ustesınden geline- bılır mı? Refah, 12 Eylül kafasının mı- rası. Şiddet ortamında buyüdü. fihz- lendı. Devletin sopası tutuklu oldür- dukçe bu ulkeye huzur falan gelmez. Şenatın önunü de kımse geçemez. Bır ay sonra ulkeye dönduğümde. böyle tatsız konulara gıımek istemez- dım. Sizlere. dunyanın doğusunda yeni gelişen ve zenginleşen ülkelerı anlatmak isterdım. Ne yazık kı topra- ğa ayağımı basar basmaz şiddet or- tamıyla yenıden yuz yuze geldım. Bır ulkenın cezaevınde insanlann öldü- rulmesı surdukçe. bu ulkeye huzur gelmeyecek. Bızter de güzel şeyler düşünmeye ve yazmaya zaman bu- lamayacağız. CUMARTESİ YAZILARI : ATAOL BEHR.431OĞLU Şairler... Şairleri önce şiirlerde sevdim. Okuduğumu anımsadığım ilk şiir Necip Fazıl'ındır... En çok on yaşlarındaydım. Dayımın çocukluğundan kalma dergileri karıştırırken karşımatesadüfen çıkıveren "Tabut", beni vücudumdan birelektrikakımıgeç- mişçesine etkilemişti... Tıpkı, birkaç yıl sonra, Sa- bahattin Ali'nin "Kuyucaklı Vusuf"unu okurken etkilendiğimdekigibi... LiseyıllarımdaOrhanVe- li, aydınlık Türkçesiyle, genç ölümünün hüznüy- le; Dağlarca gizemli ve büyük dünyasıyla yaşa- mıma girdiler... Onlarla hemen hemen aynı za- manlarda. bitmektükenmekbilmezyağmurları, ıs- sız parkları. başdöndüren serüvenleri, büyüleyen kadın kahramanlarıylaAttilâ İlhangeldi... Kişi ola- rak tanıdığım ilk şair, öğrenim gördüğümüz Çan- kırı Lısesi'ne müfettiş olarak gelen Cahit Küle- bi'dir... Kimı şiırlerini daha önceden de biliyor, se- viyordum. Sonraki yıllann Ankarasfnda zaman zaman karşılaştığımız Külebi'yle yakın dost olar madıysak da şiirine ve kendisine sevgim ve say- gım her zaman sürmüştür. • • • Üniversite öğrenimı gördüğüm Ankara'da, 60$ yıllann başlarında, çalıştığı dairede arada bir ziya- retine gittiğimiz Turgut Uyar. hepimiz için bir ilah- tı... İlhan Berk "Galile Denizi"y\e banayeni bir u- fukaçtı... Aynı kızatutkun iki karasevdalı gibi, An- kara sokaklannda, Samanpazarı taraflarında, şiir üzerine söyleşerek bir zaman sürttük... Mehmed Kemal'in kitabının kapağında, çıplak göğüsleri- ne yağmur yağan Bentdereli kadın, yoksul üniver- site gecelerimde benım de sevgilim oldu... Ah- med Arif'le 6O'lı yıllann ortalannda başlayan ta- nışıkhk, etkilerı. duygusu hıç silinmeyecek bir dostluğa dönüştü... Nâzım'ın şiirleri ve yaşamıy- la gerçek anlamda tanışıklığım da yine bu yıllar- dadır... • • • Arada bir istanbul'a gidişlerimde Edip Canse- ver'le. Cemal Süreya'yla, Metin Eloğlu'yla, tar nıştım. Sarhoş bır Ankara gecesınde, Kızılay Bulr varı'nda. Veysel Öngören'le, istanbul'daki Edip Cansever'e telefon açtık ve ben ona ezbere bir şi- irini okudum... 6O'lı yıllann sonlarında başlayan tartışmalarımız kırgınhklar yarattıysa da, onunlâ, "2. Ven/"nin öbür ustalarıyla karşılıklı saygı, seV- gi ve ilgimiz hiç eksilmedi... • • • Kendı kuşağımın ismet Özel, Halûk Akef, Egemen Berköz gıbı şaırleriyle yine 6O'lı yılların Ankarası'nda içtığimiz su ayn gitmezdi...__62'de otostopla girdığim izmir'de tanıştığımız Özkan Mert'e, Refik Durbaş'a ve şiirlerine kardeş yaj kınlığı duydum... istanbul'a gelişlerimde kuşağf- mın şairlerınden Sennur Sezer'i, Eray Canberk't Süreyya Berfe'yi tanıdım. Şiirlerimizi ve dostluk,- larımızı bırbirimıze içtenlıkle sunduk... Metin De- mirtaş çantasında "Che Guevara "sı bir ufak votT kayia Ankara'ya ç'kıp geldiğinde, bir kahvede şi; ir üzerine söyleşerek, o şışeden yudumlar alarak başlayan dostluk otuz yıh aşkındır güçlenerek sü- rüyor... > • • • Fazıl Hüsnü Dağlarca'yı 6O'lı yıllarda bir kez Ankara'da, birkaç kez istanbul'da uzaktan gör- müştüm. 71 ya da 72'de Moskova Üniversitesi Fi- loloji Bölümü'nde bir çalışma yaptığım sırada o da Moskova'ya geldi... Turkiye'de 12 Mart dönemi yaşanıyordu... Belki benimlegörüşmek istemeye 1 bilecegini düşündüm... Tersine, Sovyet Yazarlar E- vi'nin restoranındaki buluşmamızda şiirimizin bü- yük ustasının kendinden neredeyse otuz yaş da- ha genç birini ayağa kalkarak karşılama nezake- tini göstermesini unutmam olanaksızdır... O gün- lerde Moskova'da ve sonraki yıllarda kendi ülke- mizde. bir kitap dolduracak kadar çok anımız, söyleşimiz vardır.., • • • î 70'li ve 80'li yıllann Ankarası'nda ve Istanbu- lu'nda, çoğu bugün ne yazık ki, artık hayatta ot- mayan, farklı kuşaklardan, farklı şiir anlayışlanrt dan birçok şairimızle tanıştım. Yakın dost olduk;- lanm, ya da tanışıklığımız birkaç rastlantısal kar- şılaşmayla sınırlı kalanlar oldu... Fakat şiire emek vermiş, ter dökmüş. şiirin çilesini çekmiş bütün şi- ir sevdalılarına saygı ve yakınlık duydum... Kendi kuşağımdan, daha önceki kuşaklardan, ya da il- giyle izlediğim daha genç kuşaklardan hiçbir şâ- ir ya da şiiri kıskanmadığımı gönül rahatlığıyla söy- leyebilirim... Ustalara hayranhk duydum. Onları taklit etmeye değil, fakat onlardan (şiirlerinden) ustalığın sırlarını öğrenmeye çalıştım... Kendi ku- şağımdan ya da daha genç kuşaklardan şairlerin beni etkileyen şiirleri, içimde kötü anlamda bir kıs- kançlık duygusu değil, fakat bir imrenme duygu- su, en az o şiirler kadar güzel şeyler yazabilme he- ves ve istegıni uyandırdı... Şu gökyüzünün altın^ da her şaire bir yer olduğuna. Türk ve dünya şiiri- ne tek bir şiir değil. tek bir sözcük bile katabilme- nin büyük bir amaç, büyük bir mutluluk sayılma- sı gerektiğine her zaman inandım... • • • Birkaç ay kadar önce kızım Barış ve ben, va- purla Kadıköy'den Karaköy'e geçiyorduk. Karaj köy iskelesi'nde vapurdan aynlırken, bizden b*ir önceki kuşağın gerçekten sevgi duyduğum, kiş>: sel olarak arkadaşım diyebileceğim şairlerinderı Ahmet Oktay'la karşılaştık. Ahmet Oktay, büyük olasılıkla yorgunluk ya da benzer bir nedenle se- lamıma beni de şaşırtan soğuk bir karşılık verdi... Aynldığımızda, azönce karşılaştığımız kişinin kim olduğunu sorup öğrenen kızımın bir süre sonra söylediklerı aşağı yukarı şunlardı: Siz şairler bir- birinize karşı neden bu kadar sevgisizsiniz? Oy- sa bir araya gelmeniz, hatta bir okul kurmanız, gençlere şiirin ne olduğunu anlatmanız gerekir... Kızıma söyleyecek bir söz bulamadığımı tahmin edersinız... • • • Müzisyen arkadaşım Halûk Ç tin'le, Türkiye içlerinde, yaklaşık iki yıldır, toplam olarak on bini aşkın kişi önünde şiirlerimizi ve ezgilerimizi söy- ledik... Neyaptığımız, ne yapmak istediğimiz, an- cak dinletilerimiz izlenerek anlaşılabilir... Çabamı- zın kişisel bir başarı sayılıp sayılmama ötesinde, şiirimizin bır olgusu olarak görülmesini diliyorum... Bugün AKM Büyük Salon'da (ikinci bir müzisyen arkadaşımızın, İsmail Onarıcı'nın da katılımıyla) gerçekleşecek dinletimize, ulaşabildiğimiz, u- laşamadığımız bütün şair arkadaşlanmı, şiire e- mek vermiş herkesi onur konuğumuz olarak bek- liyorum... •'
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle