Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 EYLÜL 1996 CUMARTESİ
HABERLER
Erdal İnönü
ilade verdî
• ANKARA (AA)
Feshedilen SHP'nın eski
Cenel Başkanı Erdal
Inönü, 1987 yılında
yapılan millet\ekilı genel
seçimleri öncesınde.
Van'ın Ercış ilçesinde
yaptığı propaganda
konuşmalannda. "Toplantı
ve Gösteri Yürüyüsleri
Kanunu'na muhalefet
ettiği" gerekçesiyle
talimatla ifade \erdi.
Ankara Adliye Sarayı'na
dün sabah saatlerinde
avukatı Kenan Coşar ije
bırlikte gelen Erdal
înönü'nün. Ankara 6. \e
18. Asliye Ceza
mahkemelerinde,
hakkında açılan iki ayn
davayla ilgili ifadesı
alınd'ı. İnönü. adliye
koridorlannda
vatandaşlann yoğun
ilgisivle karşılaiftı.
TCelle vergisi
caydırıcı olmaz'
• ANKARA (AA)
De\ let Bakanı Mehmet
Altınsoy. kente gö(,ün
önlenmesi amacıyla kente
göç edenlerden "kelle
vergisi" alınmasının tek
başına caydıncı
olamayacağını belirterek
"Ancak aşın kentle^me
için tedbirler manzumesi
alınacaksa onun ıçinde bu
da düşünülmelı" dedi.
Kentlere aşın göçün
önlenmesi amacıyla bazı
beledıye başkanlan
tarafından önerılen "kelle
vergisi" çözümünü
degerlendiren Altınsoy.
"Göçün önlenmesi için
önerilen kelle vergisi.
çözümlerden sadece bir
tanesi ve en sonuncusu.
Kaynagı kurutmadan
sineklere mani
olamazsınız" >eklinde
konuşru.
Maliye Sen'den
protesto eylemi
• İZMİR(AA)- İzmir"de.
Tüm Maliye Çalışanları
Sendikası (Tüm Maliye
Sen) üyesı bır grup memur
protesto eylemi yaptı.
Adliye binası önünde
toplanan sendika üvesi
memurlar. Sendika Şube
Başkanı Rasim Sağlam'ın.
kamu çalışanlarının
eylemlerine katıldığı
gerekçesiyle hakkında
disiplin soruşturması
açıldığı ve işine son
verildiğı gerekçesı> le
protesto gösterisinde
bulundu. Burada yapılan
açıklamada. sendikal
amaçlı memur eylemlerine
katılmanın suç olmadığı
ve yapılan uygulamanın
hukuk dışı olduğu
savunuldu. Rasim
Sağlam'ın işten
çıkarılması konusunda
verilen karar konusunda
da İdare Mahkemesi'nde
dava açılacağı belirtıldı.
Eylemci memurlar. daha
sonra olaysız bir şekılde
dağıldı
Meclis'e
hastane
• ANKARA (ANKA) -
TBMM Başkanlık Di\anı
üyesiCHPAvdın
Milletvekili Fatih Atay.
geçmis. dönemlerde
milletvekillerinin ufak
tedaviler için astronomık
doktor faturalannı
engellemek üzere Meclis'e
yeni doktorlar alındığını
bildirdi. Milletvekıllennın
diş. göz. kulak. burun.
boğaz tedavileri için özel
hastanelere astronomik
faturalar ödenmesinin
önüne geçmek için
düşünülen formulün
başkanlık dhanının bir
süre önce yaptı ğı
toplantıda
kararlaştırıldığını
kaydeden Atay. "Bunu
önlemek için Meclis'e
hastane kuruldu. klinik \e
poliklinikleri genışlettik.
göz. diş doktorları aldık.
masraflan daha kısılmış
oldu" dedi.
DYP, Türkiye'nin
çimentosudur'
• İstanbul Haber Sen isi -
DYP Pendik ilçe bınasının
açılış töreninde konuşan
Saglık Bakanı Yıldınm
Aktuna. salondaki partili
kadınlann çoğunlukta
olmasına dikkat çekerek.
DY'P'nin. kadınlanıı
toplumdaki yerinin
önemini. değerini ve
rolünü çok ıvı ka\radığını.
yarınlann siyasetinin
ancak kadınlarla bırlikte
mümkün olabileceğini
belirtti. Aktuna. "DYP.
Türkiye'nın çimentosudur.
Bir binanın çimentosu
olmazsa. o bina a>akta
kalmaz" dedi.
Türbanlı yargıçlar Emine Uçar ile Hülya Gerçeker hakkmdaki olumsuz
görüş, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyelerinden saklandı
Türbanh kura skandahCerçekler saklandl Adalet Bakanhğı'nda, kürsüde görev yapacak
olan türbanlı bayan yargıçlar konusunda skandal ortaya çıkanldı. Türbanla
staja gelmeleri nedeniyle mesleğe kabulleri Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kurulıfnun (HSYK) takdirine bırakılan Emine Uçar ve Hülya Gerçeker
hakkmdaki olumsuz görüşün yüksek kuruldan saklandığı bildirildi.
E\İN GÖKT\S sında vüksek kurula sunulmadığını belırte-
^ rek, bu konuda ılgililer hakkında soruşturma
açılacağını belirtti.
Uçar \ e Gerçeker'in geçen çarşamba günü
Adlıve Saravı'nda vapılan kura çekme töre-
nine. dikkat çekmemek için. staj süresınce
taktıkları türbanlarını çıkararak katıldıkları
ve kura çektiklerı öğrenıldi.
Adalet Bakanlığı'nda üst düzev bir yetki-
lı. haklarında soruşturma açılacak olanların
başında. stajı biten yargıç \e sa\cı adavları-
nın sicillerinin incelenmesivle ilgili vüksek
kurulun toplantısına katılan Personel İşlerı
Genel MüdürYardımcıları Nesrin Yılmazcan
\ e Ahmet Kahraman ıle Personel Daire Baş-
kanı Ali Turhan'ın geldiğini savundu. Aynı
yetkili. gerek görülmesi halınde. avnı genel
müdürlükte göre\ li bazı tetkik hâkimlenn de
soruşturma kapsamına dahil edilebileceğinı
kaydetti. Kaynaklar. HSYK'nin. staj sırasın-
da taktıkları türban nedenivle durumları ba-
AMvARA - Adalet Bakanlığı'nda. yargı
tanhınde ilk kez kürsüde görev vapacak olan
türbanlı ba> an yargıçlar konusunda bir skan-
dal ortaya çıktı. Adalet Bakanı RP'li Şevket
Kazan'ın. haklarında "vargıçlık ve savcılık"
vapamavacaklarına ilişkin rapor hazırlanan
\e geçen çarşamba günü kura çekerek göre-
\ e başlatılan türbanlı yargıçlar Emine Uçar ile
Hülya Gerçeker konusunda Hâkimler ve Sa\ -
cılar Yüksek Kurulu (HSYKI üyelerini aldat-
tığı belırlendi. Türbanla staja gelmelen nede-
nivle mesleğe kabulleri HSYK'nin takdirine
bırakılan L çar v e Gerçeker hakkmdaki olum-
suz görüşün. staj bitımınde mesleğe kabul
aşamasında vüksek kuruldan saklandıâı bil-
dirildi. HSYK Başkanvekılı Sadık MoUamah-
mutoğlu. dün vaptıgı yazılı açıklamada, adı
geçen vargıç adavlarının özlük dosvasında
bulunan olumsuz raporlann. görüşme sıra-
3ÇIİ3C3k Uçar ve Gerçeker'in, geçen çarşamba günü
Adliye Sarayı'nda yapılan kura çekme törenine. dikkat çekmemek için staj
süresince taktıkları türbanlannı çıkararak katıldıklan belırlendi. HSYK
Başkanvekili Sadık Mollamahmutoğlu. olumsuz raporlan kurulun
görüşüne sunmayan ilgililer hakkında soruşturma açılacağını belirtti.
sınadetalarcayansıyan Lçar ve Gerçeker ko- ıle Ahmet Akgül'ün görev yerlerini değişti-
rerek. Ankara Adlıvesi'ne sürgüne gönderdi.
Görev sürelerınin dolmasına bır vıl kala ver-
lerı değiştirilen iki tetkik vargıcı için Ka-
zan'm. HS\'K. üyelerine baskı vaptığı savı
nusunda bılgi sahıbı olmadığım açıklaması-
nın da ınandırıcı olmadığmı belirttilcr.
Gözler yüksek kurulda
Adalet Bakanlığı'nda üst düzev bır vetki-
lı. HSYK'ıım venıden toplanıp. kura çeken
türbanlı bavan yargıçlar Lçarüe Gerçeker'tn.
-\argıclık\apıp\apama>acaklan" konusun-
da karar vermesı gerektığını sövledı. Türban
konusunda Anayasa Mahkemesı \e Danış,-
tay'm geçıniş >ıllarda verdiğı birçok karar
bulunduğunu anımsatan yetkılı, kurulun bu
kararlan dıkkate alarak. anayasa güv encesı al-
tındaki de\rım yasaları ve laık devletdüzeni-
ne vakışır bır karara varacağına ınandığını
belirtıı.
Adalet Bakanı Şevket Kazan. türban tak-
tıkları gerekçesivle Uçar ve Gerçeker'in fiş-
lerine "yargıç ve savcı olamaz* kaydı düşen
bakanlık tetkık yargıçlan Kadri Söğütlüoğlu
y
gündeme gelmiştı.
Anayasa Mahkemesi. ~! Mart 1989 günü
aldığı bir kararla. türban \ a da başörtüsünün.
laık bılim ortamıyla bağdaşmadığını bildirdi.
Ovbırlığı ile alınan kararda şövle denıldı:
" Dersliklerde ve ilgili yerlerde dinsel inanç-
ları simgele\en belirtilerden uzak kalınması
zorunluluğu nedtnivle. vüksek öğretim ku-
rumlannda dinsel gerekle bağlanan başörtü-
sü ya da türban. laik bilim ortamıv la bağdaş-
maz. Kişiler şu ya da bu > önde gi> inip başını
örtmeye zorlamak a\ n ve hatta a> nı a\ nı din-
lerde olanlar bakımından avncalık varatır.
Başörtüsü kullanımında belli bir biçim ve zo-
runluluk. vicdan ve dinsel inanç özgürlükle-
ri> le de u\ uşmaz."
'Cumhuriyete
karşı bir
kadrolaşma var'
ANK.\RA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP
Genel Başkanı DenizBavkal.
Türkıye'nin tehlikeli bır kadrolaşmayla
karşı karşıya bulunduğunu belirterek
"Hükümet. cumhuriyete karşı bir
kadrolaşma başlattı. Görevden alınan
her >argıç \e sa\cınm bedelini onlara ödeteceğiz" dedi.
Başbakan Necmettin Erbakan'ın Afrika gezisini protesto
edeceklerinı. Güneydoğu'ya heyet göndereceklennı
belırten Baykal. "D\T
r
nin RP'yeayakbagı olmadığı
ortada"diyekonuştu. CHP Partı Nİeclısi(PM)
toplantısınm açıhşında konuşan CHP Ge.,e! Başkanı
Bavkal. hükümetin iç ve dış politika uygulamalarını
eleştırdi. Hükümetin tehlikeli bir kadrolaşma içine
girdiğini. özellikle Adalet. Mılli Eğitim ile Çalışma ve
Sosşal Giivenlık bakanlıklannda cumhuriyet rejımine
karşı bir kadrolaşma yaşandığına dikkat çeken Bavkal.
Türkive'nın bu tehlikeve karşı güçlü tepkı \erecek
durumda olduğunu sövledı. Kadrolaşmanın, laik
cumhurivete karşı bir "kemirme'" olayı olduğunu
kaydeden Baykal. buna içeriden \e dışarıdan destek
verildiğini söyledi.
CHP Genel Başkanı
Baykal. "Bunun
altında Atatürkçü
laikdüşünce\i
bertaraf etme
anlavışı vardır.
Saygıdeğer
>argıçlan
biçivoriarsa. altında
vatan anlavış. bu
anlavıştır. Aldıklan
heryargıç ve
savcının bedelini
onlara ödeteceğiz*'
diye konuştu.
REFAHYOL
hükümetı ıle
bırlikte Türkiye'nın
dış politikasının da
Ba\ kal - DYP ayak bağı olmuyor. ilk kez çok tehlikeli
bir sürece gırdiğmı belırten Baykal. Başbakan Erbakan'ın
Atrıka gezısıne katılmay acaklannı söyledi. Başbakan
Erbakan'ın. Iran. Pakistan ve Sıngapur'a vaptığı gezileri
de eleştıren Bav kal. "Bu çok >anhş bir geziydi.lran ve
Surive'nin bi/e karşı hasmane uygulamalan. uluslararası
suç teşkil eden uvgulamalan var. Bu zivarvtler Türkive'vi
güç durumda bıraknıaktadır. Bu mesaj gczisidir.
Cumhuriyete karşı bir mevdan okuma gezisidir"görüşünü
dile getırdi.
^ABD, Irak'ta yenüdi'
Türkive'nın Kuzey Irak'ta çok ıvi bir politika izlemesı
gerektığıne de işaret eden Baykal. ABD'nın bu bölgede
venıldiğinı sövledi. Baykal. "BilindiğigibiTürkiye, lrak
sınınnda bir tampon bölge kurma karan almışb. 1 avdır
bundan ses \ok. Türki\e">i. kendi ilan ettiği bir karan
u>gulamama acizliğine hiçbir hükümet düşürmemişti"
dıve konuştu. Enflasvonun. Türkıye'deki sorunların
"anasr olduğunu söyleyen Bavkal. hükümetin açıkladığı
kaynak paketini de eleştırdi.
Ecevit: Laik .- 'Erbakanda
cumhuriyet
çökertiliyor
ANKAR.\ (Cumhurivet Bürosu) - DSP
Genel Başkanı Bülent Ecevit, "laik.
demokratik cumhurivetin temelim
çökertmeve hazniandığmı" v urguladığı
RP'nin "frenlenmesi" için
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile
DYP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu
Çffler'e çağrıda bulundu. RP'nin Adalet Bakanlığı'ndan
başlayarak, demokratik devletin temelini çökertme
hazırlığı başlattıgına dikkat çeken Ecevit, dün düzenlediği
basm toplantısmda bu konuda Cumhurbaşkanı Denıirei ve
hükümet ortağı DYP'ye büyük görev düştü|ünü söyledi.
Toplumda, REFAHYOL hükümetinden kurtulma isteğinin
arttıgmı vurgulayan Ece\'it. "Ancak şu anda yeni bir
hükümet seçenegi yok. Parlamento aritmetiği değjşnıediği
sürece. yeni bir hükümet modelinin ortaya çıkması zor
görünü>Dr'" dıyerek. ANAP Genel Başkanı Mesut
Yılmaz'ın "alternatif hükümet" araytşına şimdilik sıcak
bakmadığı mesajını verdı. Ecevit, REFAHYOL hükümeti
işbaşına geldikten sonra Türkiye'nin saygınlığına gölge
düştüğünü betjrtirken. ABD'iı yetkililere "î yıl sonra
başbakan
otabilirim" diyerek
bu ülkeden yardım
isteyen Çiller'i de
eleştirdi. Çiller'in
başbakan olmasınm
da kaygı verici bir
durum olduğuna
dikkat çeken Ecevit.
ancak RP kanadının
öncelikle
frenlenmesi
gerektiğini
vurauladı.
'Laikliğe karşı
kadrolaşma*
REFAHYOL
kanadının Adalet
Bakanlıgı'ndan
Ecevit - Sonunda DYP batar. başlayarak
demokratık devleti temelden sarsacak bir kadro operasyonu
içine girdiğini kaydeden Ecevit bu konuda Demirel ve
hükümetin DYP kanadına büyük görev düştüğünü söyledi.
Cumhurbaşkanı'nın elindeki yetkileri olumlu yönde
kullandığmı ve bu tavn "ş.ükranla'" karşıladıklannı ifade
eden Ecevit DYP'nin de atamalar konusunda RP kadar
yetkili olduğuna dikkat çekti. Çiller'in isterse anti-laik
kadrolaşmayı engelleyebileceğine işaret eden Ecevit. "Eğer
bunu vapmazsa. RP'nin \ebalL partkinin olacaktır. Bu
girişimfer sonucu Türkiye Cumhurijeti çökmez, sarstün
ama bunaengei olamayan DYP batar" diye konuştu.
Ecevit bayan yargıçlann türban takmalanna olanak tanıyan
Adalet Bakanhğı uygulamasını da eleştirdi. Ecev it. askeri
kurumlar ile yargı kunımlannda belirli kıyafetlerin
giyildiğini belirterek "Gerçi Atatürk döneminde giysilere
belli bir standart getirilnıcmiştir: ama bu tür kurunılarda.
çağdaş ülkekrdeki giysi standarttan esas ahnmışOr. Bu
nedcnlc. belirli giyim tarzı olan kurumiarda. sivisi
amaçiaria kıyafet düzenlemesi vapılmasını doğru
bulmuvoruz'" dedi.
Allahsız
düzenin parçası'ANKARA (Cumhurivet Bürosu) -
DlSK'e bağlı Genel-fş Sendikasf nın 11.
olağan genel kuruluna katılan sol
partilerin genel başkanlan. hükümeti
yayiım ateşine tuttular. İşçi Partısı Genel
Başkanı Doğu Perinçek, "Türkive'vi
mafya-tarikat ortaklığı \ önetiyor. Bu toplumu
devrimden başka bir şe> kurtaramaz" derken. ÖDP
Genel Başkanı Lfuklras. artık iktidar partilerının de
bunalımdan söz ettığıne dikkat çekerek "Sermayenin
ara rejim özlemleri var. Hükümetin saldınları sürecek.
Hükümet ehil değildir*" dıve konuştu. DİSK Genel
Başkanı Rıdvan Budak da solsuzluğun Türkiye de
büvük bır sorun olduğunu belirterek "Erbakan veadil
düzeni. maymun mLsali her tarafı ortava çıkacak bir
kavnak paketiyle geliyor. Erbakan sermayeden korkuyor.
O da bu Allah'sı/ düzenin ta kendisi" dedi. Genel-İş
Sendikası'nın 1 1. genel kurulunda konuşan Budak.
toplumsal muhalefet ve demokrasinın gelişmemesi
nedenivle sendikaların etkinliğının azaldığına dikkat
çekerek "Bu toplumu ortaklaştırmıyorlar" dedi.
Türkiye'de "«roİsuzluğun'" büyük sorun olduğunu
söyleyen Budak. şu
görüşlen dile getırdi:
"5 kişinin belirlediği
550 parlamenter \-ar.
15 milvon çalışanın
yalnızca 1.5 milyonu
sendikalı. Bu av ıp
bizim. Türkiye'de sol
yerelvönetimler ve
paıiamentodaki
v üzde 20. topluma
yansımıyor.
Türkiye'de canını
hapishanelerde teslim
etmiş insanlann
ölmesini engellemiyor.
Kürt sorunu
üzerinden politika
vapanlar var. İşçi
sınıfı elbette teröre
karşı. Alevi-Sünni,
Kürt-Türk tartışması
bu ülkede bitmelidir. Biz. Kürt denen insanlarla
Maraş'ta. Antep'te, Çanakkale'de bırlikte öldük.~ Doğu
Perinçek. Türkiye'nin kaynaklarının. emperyalizm ve
mafya halıne gelen sermave tarafından yağma edildiğini
ifade etti. Perinçek. şunları söyledi: "Türkiye'yiyöneten
mafya-tarikat ortaklığıdır. Artık bunlar valnız sanavi ve
ticaret burjuvazisi değildir. Onun için de tüm halkı ezen
bir diktatörlüğün altındavız. İnsanımızı çürüten bir
rejimdir. Türkive'nin bir emekçi otoritesi ve disiplinine
ihtivacı vardır. Bu toplumu dev rimdcn başka bir şey
kuıiaramaz." Ufuk L'ras da Türkiye'nin kritık bir
döneme girdığıne dikkat çekerek "Artık iktidar partileri
de krizden bahsediyor. Türkiye ciddi bir yol av nmına
doğru gidiyor. \'a emek seçilecek ya da sermave" diy e
konuştu. Genel-lş Sendikası Genel Başkanı İsmail
Hakkı Önal da hükümetin zorunlu tasarruf kesintileri ve
nemaların ardından SSK ile Emekli Sandığı'nın
birikimlerine göz diktiğini. 2. kaynak paketinin
açıklannıaMiıın ılkinın "masal"* olduğunu ortaya
çıkardığını kaydetti.
Budak - Amaç adil düzen değil.
SIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR
Bır aylık ayrılıktan sonraTurkıye'ye
dönduk. Döner donmez, bu ulkede
kısa surede bır şeylerın değışmeye-
ceğıni anladık. Her şey bıraktığımız
gıbı. Cezaevınde yıne ınsanlar öldu-
rüluyor. Ünıformalı yeni bır çete da-
ha yakalanmış. Zeki Müren, arabesk
çekıştırmelerle surüklenerek geldiği
Izmır'de yaşamını yitirmış. Varto'da
adam öldüren "özel tım", 'PKK
adam öldürdu" diyerek şehn bırbın-
ne katmış.
Refahyol hükümeti de bildığımiz
gıbı. HergunTansuÇilleryeni birpot
kırıyor.Erbakan. hâlâ kaynak bula-
cağı umuduyla gözleri küllemeye de-
vam edıyor. Kımisıne göre Refah ik-
tıdarıyla Türkiye, şeriatın egemeniiğı
altına gırıyor: kimısıne gore Refah.
duzenın partısı olarak duruma lyıce
uyum sağladı. Muhalefet de hıç de-
ğişmemış. Ülkede kan govdeyi götü-
rurken cıddı bır demokrası tepkısı
akıllarından bile geçmıyor.
Dıyarbakır'da 10 tutuklunun sopa-
larla dövulerek öldürulmesı. 1982
Anayasası'yla yonetılen Türkiye'nın
yasalanna gore bıle ağır bır suç. Eli
kolu bağlı ınsanları. bır korıdora ka-
patıp oldurmenın bir sorumluluğu ol-
ması gerekır. Ne yazık kı bu ağır su-
çun faılleri de hıçbır yaptınmla karşı-
laşmayacak. Sonra PKK'nın neden
guçlendığı uzerıne nutuklar atılmaya
devam edılecek.
Turkiye'de adam gibi bir muhale-
fet olsa. bu açık cınayetın uzerıne gı-
der, sorumlularının ortaya çıkması
Uniformalı Çeteler...
için çaba harcar. Eğer boyle bır ışe gi-
rişılse, altından ne kadar çok devlet
yetkılısının çıktığını görür ve şaşar ka-
lırız.
Bu ulkede. şiddet yanlılarına tes-
lım olmuş bır iktidar var. Muhalefet
ise şiddet yanlılannın yarattığı korku
havasından sinmış durumda. Örne-
ğın Mesut Yılmaz ve Deniz Baykal,
devlet ıçindekı şiddet yanlılarının bu
ağır cınayetını haber aldığı zaman
acaba nasıl davrandılar?
MesutYılmaz, "Öldürülenlerbu ül-
kenin yurttaşlan. Hemen harekete ge-
çelım ve bu cinayetin sorvmlularını
ortaya çıkaralım. Boylece Türkiye'nın
üzerıne gıydınlen delı gömleğını bel-
kı çıkarabıliriz" demış olabılır mı?
Yoksa, "Boş ver, öldürülenlerPKK'li,
hak ettiklerinı buldular" mı demiştir?
Deniz Baykal, yanına gelerek olay-
ları anlatan partili mılletvekilını "Par-
tıyı böyle işlere karıştırma. Sonra bı-
ze bölücü damgası vururlar" diye
uyararak susturmuş olabılir mi?
Inanın ne dediklerıni bılmıyorum.
Çünku bu konuda basına yansımış
bır açıklamaları yoktu. Sustuklarına
ve bu konuda bır şey soylemek ge-
reği duymadıklarına gore. aşağı yu-
karı aktardığım gorüşlere sahıptıler.
Daha onceki olaylarda da benzer tu-
tum aldıklarını bıliyoruz. Pekı DSP
Genel Başkanı Bülent Ecevit nasıi
duşünmuş olabılır?
Bu konuda onun da bu yazıyı yaz-
dığım sırada henuz bır açıklaması
yoktu. Belkı de oldurme eylemını.
devlet otorıtesınin sağlanması ıçın
gerekli goruyordur, kımbılir.
Refah Partısi'nden muhalefettekı
partıler daha mı demokrat, yoksa da-
ha mı ılerıcı? Şımdıye kadar muhale-
fet partılerinın Erbakan donemınde
uygulanan şiddet yanlısı polıtıkalara
bır itirazı olduğunu duydunuz mu?
Onların Çıller'e ve Erbakan'a yonelt-
tıkleri eleştiriler, sade suya tırit. eften
puften şeyler.
Örneğın Deniz Baykal. halkın ada-
lete guvenı kalmadı derken neyı kast
edıyor? Demokratik ıçenğı olmayan
sözlerden başka bir şey soylemıyor
Mesut Yılmaz'ın sozde sert muhale-
fetinıokuyuncagulmemekeldedeğıl.
Turkiye'de cıddi ve etkilı bır muha-
lefet yapmak isteyen, once cınayet-
lerin üzerine gıder. Ünıformalı çetele-
rın artık neredeyse devletin her ala-
nına nasıl yerleştığının hesabını sorar.
Varto'da keyfı şekılde adam olduren
ozel tım gorevlılerının neden bu kadar
korkusuz davrandıklannı tahlıl eder.
devleti ele geçiren şiddet yanlılarıyla
hesaplaşmaya gırışır.
Türkıye'deki manzara tam anla-
mıyla bır kayıkçı dovuşü. Büyuk ba-
sm da bu kayıkçı dovuşünün. sanki
çok derın bır anlamı varmış gıbi, işın
suyun yuzunde kalan kısmıyla uğra-
şıyor. Partı lıderlennın ıpe sapa gel-
mez açıklamalarını cılalayıp okuyu-
cusuna sunmayı bır marıfet sanıyor.
Tansu Çiller'in ABD gezısinın bir re-
zalet olduğu anlaşılıyor. Ne beklıyor-
sunuz kı? Mesut Yılmaz yönetirnde
olsa faklı şeyler mı gorecektık? Tür-
kıye'de şıddetin egemenliği surdük-
çe. Tansu'lara. Necmettın'lere mah-
kûm olmaya devam edeceğız.
Ipın ucu oylesıne kaçtı ki bazıları
Mehmet Ağar'dan bıle medet umar
hale geldıler. Efendım. DYP'de mu-
halefet yükselıyormuş(!l, Mehmet
Ağar laıklik aleyhtarı gelışmelerden
endışe duyuyormuş(!)... Gazi Mahal-
lesı'nde 25 gencı sırtından kurşunla-
yarak olduren polıslerın genel müdü-
ru: faılı meçhul cınayetlerden ve ka-
yıplardan bırmcı dereceden sorumlu
polıs mudurluğünden şiddet ortamı
sayesınde Adalet Bakanlığı'na ve
Içışlerı Bakanlığı'nasıçrayan Mehmet
Ağar. laıklığı konjyacak. Umut şımdı
ondaf!)
Kımse. Dıyarbakır'da 10 tutukluyu
gozunü kırpmadan sopalarla öldu-
renlerden kımın sorumlu olduğunu
duşunmüyor. Kımse. bu tur cınayet-
lerın yıllardan berı Turkiye'de yurü-
tüldüğünu ve sorumlularının devletin
en önemlı mevkılennde oturduğunu
aklına getirmek ıstemıyor. Sonra da
laıklik neden elden gidiyor diye çırpı-
nıp duruyor.
Bu ülkede demokrası olmadıkça,
devlet yurttaşlannın can güvenliğini
korumak yerıne bizzat onları tehdıt
eder ve ortadan kaldırır hale geldik-
çe laiklık falan korunamaz. Çünku en
büyük muhafazakârtık. ozgürluk duş-
manlığı.
En büyük gericilik, halkın demok-
rası ve barış taleplerine şiddetle kar-
şılık vermek. Boyle bır kafa. diğer bır
geriiik olan şeriata yardımcı olmaktan
başka bır ışe yaramaz.
Kenan Evren. laıklığı savunabilir
mı? Onun anlayışıyla laıklik başarı ka-
zanıp şeriatçılığın ustesınden geline-
bılır mı? Refah, 12 Eylül kafasının mı-
rası. Şiddet ortamında buyüdü. fihz-
lendı. Devletin sopası tutuklu oldür-
dukçe bu ulkeye huzur falan gelmez.
Şenatın önunü de kımse geçemez.
Bır ay sonra ulkeye dönduğümde.
böyle tatsız konulara gıımek istemez-
dım. Sizlere. dunyanın doğusunda
yeni gelişen ve zenginleşen ülkelerı
anlatmak isterdım. Ne yazık kı topra-
ğa ayağımı basar basmaz şiddet or-
tamıyla yenıden yuz yuze geldım. Bır
ulkenın cezaevınde insanlann öldü-
rulmesı surdukçe. bu ulkeye huzur
gelmeyecek. Bızter de güzel şeyler
düşünmeye ve yazmaya zaman bu-
lamayacağız.
CUMARTESİ
YAZILARI :
ATAOL BEHR.431OĞLU
Şairler...
Şairleri önce şiirlerde sevdim. Okuduğumu
anımsadığım ilk şiir Necip Fazıl'ındır... En çok on
yaşlarındaydım. Dayımın çocukluğundan kalma
dergileri karıştırırken karşımatesadüfen çıkıveren
"Tabut", beni vücudumdan birelektrikakımıgeç-
mişçesine etkilemişti... Tıpkı, birkaç yıl sonra, Sa-
bahattin Ali'nin "Kuyucaklı Vusuf"unu okurken
etkilendiğimdekigibi... LiseyıllarımdaOrhanVe-
li, aydınlık Türkçesiyle, genç ölümünün hüznüy-
le; Dağlarca gizemli ve büyük dünyasıyla yaşa-
mıma girdiler... Onlarla hemen hemen aynı za-
manlarda. bitmektükenmekbilmezyağmurları, ıs-
sız parkları. başdöndüren serüvenleri, büyüleyen
kadın kahramanlarıylaAttilâ İlhangeldi... Kişi ola-
rak tanıdığım ilk şair, öğrenim gördüğümüz Çan-
kırı Lısesi'ne müfettiş olarak gelen Cahit Küle-
bi'dir... Kimı şiırlerini daha önceden de biliyor, se-
viyordum. Sonraki yıllann Ankarasfnda zaman
zaman karşılaştığımız Külebi'yle yakın dost olar
madıysak da şiirine ve kendisine sevgim ve say-
gım her zaman sürmüştür.
• • •
Üniversite öğrenimı gördüğüm Ankara'da, 60$
yıllann başlarında, çalıştığı dairede arada bir ziya-
retine gittiğimiz Turgut Uyar. hepimiz için bir ilah-
tı... İlhan Berk "Galile Denizi"y\e banayeni bir u-
fukaçtı... Aynı kızatutkun iki karasevdalı gibi, An-
kara sokaklannda, Samanpazarı taraflarında, şiir
üzerine söyleşerek bir zaman sürttük... Mehmed
Kemal'in kitabının kapağında, çıplak göğüsleri-
ne yağmur yağan Bentdereli kadın, yoksul üniver-
site gecelerimde benım de sevgilim oldu... Ah-
med Arif'le 6O'lı yıllann ortalannda başlayan ta-
nışıkhk, etkilerı. duygusu hıç silinmeyecek bir
dostluğa dönüştü... Nâzım'ın şiirleri ve yaşamıy-
la gerçek anlamda tanışıklığım da yine bu yıllar-
dadır...
• • •
Arada bir istanbul'a gidişlerimde Edip Canse-
ver'le. Cemal Süreya'yla, Metin Eloğlu'yla, tar
nıştım. Sarhoş bır Ankara gecesınde, Kızılay Bulr
varı'nda. Veysel Öngören'le, istanbul'daki Edip
Cansever'e telefon açtık ve ben ona ezbere bir şi-
irini okudum... 6O'lı yıllann sonlarında başlayan
tartışmalarımız kırgınhklar yarattıysa da, onunlâ,
"2. Ven/"nin öbür ustalarıyla karşılıklı saygı, seV-
gi ve ilgimiz hiç eksilmedi...
• • •
Kendı kuşağımın ismet Özel, Halûk Akef,
Egemen Berköz gıbı şaırleriyle yine 6O'lı yılların
Ankarası'nda içtığimiz su ayn gitmezdi...__62'de
otostopla girdığim izmir'de tanıştığımız Özkan
Mert'e, Refik Durbaş'a ve şiirlerine kardeş yaj
kınlığı duydum... istanbul'a gelişlerimde kuşağf-
mın şairlerınden Sennur Sezer'i, Eray Canberk't
Süreyya Berfe'yi tanıdım. Şiirlerimizi ve dostluk,-
larımızı bırbirimıze içtenlıkle sunduk... Metin De-
mirtaş çantasında "Che Guevara "sı bir ufak votT
kayia Ankara'ya ç'kıp geldiğinde, bir kahvede şi;
ir üzerine söyleşerek, o şışeden yudumlar alarak
başlayan dostluk otuz yıh aşkındır güçlenerek sü-
rüyor... >
• • •
Fazıl Hüsnü Dağlarca'yı 6O'lı yıllarda bir kez
Ankara'da, birkaç kez istanbul'da uzaktan gör-
müştüm. 71 ya da 72'de Moskova Üniversitesi Fi-
loloji Bölümü'nde bir çalışma yaptığım sırada o da
Moskova'ya geldi... Turkiye'de 12 Mart dönemi
yaşanıyordu... Belki benimlegörüşmek istemeye
1
bilecegini düşündüm... Tersine, Sovyet Yazarlar E-
vi'nin restoranındaki buluşmamızda şiirimizin bü-
yük ustasının kendinden neredeyse otuz yaş da-
ha genç birini ayağa kalkarak karşılama nezake-
tini göstermesini unutmam olanaksızdır... O gün-
lerde Moskova'da ve sonraki yıllarda kendi ülke-
mizde. bir kitap dolduracak kadar çok anımız,
söyleşimiz vardır..,
• • • î
70'li ve 80'li yıllann Ankarası'nda ve Istanbu-
lu'nda, çoğu bugün ne yazık ki, artık hayatta ot-
mayan, farklı kuşaklardan, farklı şiir anlayışlanrt
dan birçok şairimızle tanıştım. Yakın dost olduk;-
lanm, ya da tanışıklığımız birkaç rastlantısal kar-
şılaşmayla sınırlı kalanlar oldu... Fakat şiire emek
vermiş, ter dökmüş. şiirin çilesini çekmiş bütün şi-
ir sevdalılarına saygı ve yakınlık duydum... Kendi
kuşağımdan, daha önceki kuşaklardan, ya da il-
giyle izlediğim daha genç kuşaklardan hiçbir şâ-
ir ya da şiiri kıskanmadığımı gönül rahatlığıyla söy-
leyebilirim... Ustalara hayranhk duydum. Onları
taklit etmeye değil, fakat onlardan (şiirlerinden)
ustalığın sırlarını öğrenmeye çalıştım... Kendi ku-
şağımdan ya da daha genç kuşaklardan şairlerin
beni etkileyen şiirleri, içimde kötü anlamda bir kıs-
kançlık duygusu değil, fakat bir imrenme duygu-
su, en az o şiirler kadar güzel şeyler yazabilme he-
ves ve istegıni uyandırdı... Şu gökyüzünün altın^
da her şaire bir yer olduğuna. Türk ve dünya şiiri-
ne tek bir şiir değil. tek bir sözcük bile katabilme-
nin büyük bir amaç, büyük bir mutluluk sayılma-
sı gerektiğine her zaman inandım...
• • •
Birkaç ay kadar önce kızım Barış ve ben, va-
purla Kadıköy'den Karaköy'e geçiyorduk. Karaj
köy iskelesi'nde vapurdan aynlırken, bizden b*ir
önceki kuşağın gerçekten sevgi duyduğum, kiş>:
sel olarak arkadaşım diyebileceğim şairlerinderı
Ahmet Oktay'la karşılaştık. Ahmet Oktay, büyük
olasılıkla yorgunluk ya da benzer bir nedenle se-
lamıma beni de şaşırtan soğuk bir karşılık verdi...
Aynldığımızda, azönce karşılaştığımız kişinin kim
olduğunu sorup öğrenen kızımın bir süre sonra
söylediklerı aşağı yukarı şunlardı: Siz şairler bir-
birinize karşı neden bu kadar sevgisizsiniz? Oy-
sa bir araya gelmeniz, hatta bir okul kurmanız,
gençlere şiirin ne olduğunu anlatmanız gerekir...
Kızıma söyleyecek bir söz bulamadığımı tahmin
edersinız...
• • •
Müzisyen arkadaşım Halûk Ç tin'le, Türkiye
içlerinde, yaklaşık iki yıldır, toplam olarak on bini
aşkın kişi önünde şiirlerimizi ve ezgilerimizi söy-
ledik... Neyaptığımız, ne yapmak istediğimiz, an-
cak dinletilerimiz izlenerek anlaşılabilir... Çabamı-
zın kişisel bir başarı sayılıp sayılmama ötesinde,
şiirimizin bır olgusu olarak görülmesini diliyorum...
Bugün AKM Büyük Salon'da (ikinci bir müzisyen
arkadaşımızın, İsmail Onarıcı'nın da katılımıyla)
gerçekleşecek dinletimize, ulaşabildiğimiz, u-
laşamadığımız bütün şair arkadaşlanmı, şiire e-
mek vermiş herkesi onur konuğumuz olarak bek-
liyorum... •'