Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURIYET 28 EYLUL 1996 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
Batı'nın Yükselişi ve Bitişi
ÇELIK GULERSOY
0 kı yazıda Osmanlı'nın >anı bız-
I
lerın dunu ıle. bıroranda bugunu-
nun ıyı \e kotu \anlarını ozetle-
meye çalı>tım Guncel hastalıkla-
nn kokenlerine ışık tutabilmek
için. Bugun 200 yıl Osmanlı'yı
;.ok etkılenıı^ olan vanı ba^ındakı Batı
dumasının guçlu ve za\ıt yanlannı da
v azmalıvım Bubıryandan "sozün bu-
tünlüğunu" sağlamak ıçın gereklı ote
v andan bugiınku yaşamımızı bir yere
ı>turtabilmek \e ozellikle onumuzu gore-
l»ilmek için zorunlu.
Bu denn konu\u ıkı satıra siğdırmak
v«la\ değıl ama en ozet bıçımı ıle sov-
ersek Batı'yı Batı yapan erdemter, An-
[ikiteden de\raldığı hukuk/felsefe/güzel
»anatlar temellerine donerek 16 vy'dan
•>u yana once madde bilimlerini \e 18.
v>"dan sonra ise, dognıalardan sıyrılan
ı>dınlık duşunce yapılannın yukseltile-
»ilmiş olmasıdır, denılebıhr
Ekonomık kalkınması. kendı başına
•>ırola> değıldı Bunların doğurdugu bir
.onuç'tu
Batı (yanı once -\vrupa. sonra -\BD)
•>u yukseliş e geçerken iki-üç hastalığı
çinde taşımaktaydı. Onlar da zaman
ç/ınde "Batı mucizesinin" sonunu hazır-
adılaı
<\şır bencillik: Baslarda ıtıcı bırguç ol-
lu Fakat bu ozellık. once. ortaya konan
•serın moral yanını en azından golge-
edı Daha adını koyarsak. lekeledı. hat-
a kirlettLGın^ımcı sınıtınonce. fabnka-
arında sonra onların gelın ıle donattık-
arı gorkemlı konutlannda. operalar. kı-
aplıklar. sergıler. muzeler saravlannda.
)ir >andan gunde 14 saat kadın-çocuk
aynmsızçalıştırdıkları kendı halklannın
oteyandan -\fnkave \syasomurgelenn-
de zıncır \e silah altında ıse kostukları
"barbar"nufuslann.kanı\egozyaşıvar-
dı
Osmanlı da. gucunun enşebıldığı yer-
lenn gelırıne el koyuyordu \ma bunu
daha bır ınsaflı yapıyor ve gelen altınla-
n sadece ze\ k-u sefa'da kullanıyordu Sö-
murii) ü dunya çapında v e ış kurmak ıçın
acımasız ve sistematikbıryapıya kavuş-
turan. Batı oldu
Bu temel hastalığının bır uzantiM olan
hesap-kitapçılığı, ıvı \e olumlu yanlan-
na karsılık uzun tarıhın değerlendınlme-
»ı ıçınde, Batı'yı sevımsız kıldı ve kendı
sosyal yasamını da en azından. zorlai;-
tırdı GönlıizenginDoğu.sofrasınıyolcu-
>a parasız sunan "Şark". arkadasına tut-
tuğu paketten tek sigaranın parasını alan
Batılıyı, hiçbir zaman anlamadı \e seve-
medı Batı ınsanı, 16 yy dan vanı Rone-
sans adı verılen buyuk değışımden son-
ra dunyanın obur dıy arlannda bulunma-
yan bır ıkıleme ulasmıştı Toplumiarın
obiır katmanları da \ardı ama, Batılıyı
Batı yapan. işte kendine ozge bu iki tür in-
san oldu:
Kazanç ardına duşen girişimcilerle,
v,oğu kentte doğup buyumu> olan, sanat
\e duşunce adamlan.
Birinciler şehirieri adam etti. İ Ikeleri-
ne duny a ufuklarım açtı. Buiuşlan geliş-
tirdi. Bılımın çocuğu olan teknolojıyı ve
endustrıy ı kurdu
Ama onu bıitun bunlara ıtmts olan da-
ha iyi yaşam ve daha fazla kazanç tutku-
sunu dizginleyemey ince, kcndisinin -ve de
dunvanın- sonunu hazırlamış olduğunu,
yeni-yeni. yani çok geç anlıvor.
İkinciler, vani sanat ve duşunce adam-
lan, biıtun insanlığa onur veren yapıtlar
urettiler. Ama ne yazık ki. hep azınlıkta
kaldılar ve vaşamlarında pek çoğu anla-
şılamadı vezivan edildiler.
Butun bu bılgıler de artık tanhte kal-
dı \e yazık kı onemını \ıtırdı Şundan
dolayı Batfnın kendisıvle bırlıkte bu-
tun dunyaya bilmeden, "attığı kazığın".
batısı doğusu guneyı kuzeyı ıle butun
yervuvarlağıustundevaşamıvavaşyavas
tuketmek sonucuna suriıklemesi, en bek-
lenmedik •'gelişme" oldu
O kadar hesabakıtabadayalı Batı nın.
bu "ana hesabı" bilemeyişi ı^ın en şa>ır-
tıcı vanıdırama sonuçtakı akıl almaztra-
gedyayı da hatıfletemıyor
Durum. bir soy gunu, bir cinaveti, (hat-
ta bir hesap evliliğini de buna katabılırsı-
nızien ince ayrıntısına kadar ayartanmış
bir kişinin.en açık \e en olmadık birger-
çeği unutmuş olmasına benzivor.
Batı nın buvuk eserı "endustri", us-
tunde oturduğu toprağın. ıçtığı suyun ve
soluduğuhavanıninceveduvarlıbirden-
geyeda\andığınt hıçgormemi:>vehıçrıe-
saba katmamış
Gorseydı ve katsaydı bu donulmez
vola herhalde girmezdi.
\\ nı ^ev. sadece kapitalin sipariş etti-
ği konuları incelemişolduğu anlaşılan bı-
lim ıçın de geçerlı V>lun donulnıe/liği
artık kesınkes olarak butun ekonomile-
rin.dunya\ıbozanteknolojiveda>alıoluş-
larından ılen gelıvor Bundan sonra ar-
tık kımse. bacaların puskurttuğu zehırlı
dumanları durduramaz O sanayıve ve-
terlı arıtmaları kuramaz Çılgın gıbı ure-
ven motorlu araçlann savurduğu kur^u-
na bırsınırgetıremez Onlenıolduğusra-
nılan katalızorlerın çıkardığı benzenın
kurşundan daha zararlı olduğu anla^ılı-
vor Donulmez akşamın ufku
Buvuk çoğunluk. henuz avırdına var-
mamiij oha bıle. artık yer vuvarlağı, us-
tunden insanoğlunu -onlarla beraber gu-
nahsız havvanlar ve bitkiler varüğını- at-
masurecinegırıvor
Varadıli!)tan berı 3-4 derecenın ustunu
tanıma\an -\laskada. isının 35 dereceve
çıkması bıle insanoğlunu uvarmavavet-
mhor. Orava ABD vatandası ne^e ıçın-
de barbekıi \apma>a ko^uvor
Kuzev kutbundan >a\as \a\as buvuk
buz kıtlelerının kopusu sıcak denızlere
doğru kavmava ba>la\ısı ıklımlerdekı
umulmadık bozulmalar çelı^kılı değı>-
meler yaz ortasi \agan karlar bunlann
hıçbırı. insanoğlunu uvarmava hâlâ vet-
nııvor Almanşa nın endustrı merkezı
Ruhr'da. sağlıklı ağaç kalmamış. Dort
>ıldır yurtdı^ına çıkmamı^tım Alman-
\a"vı ıse 8 vıldır gormenıı^tım Frank-
furt-Koln otovolunun ıkı vanındakı ulu
ağaçlarınbuvukkısmısimsivahkesılmıs.
bırer ceset halıne gelniü; Bunları kesse-
ler ortaya çıkatak bosluk daha az mo-
ral bozacak Fakat >a ellen varmı>or va
daakıllannagelmıvor Busorunlan açıp
du^uncesını sorduğum bır Mman dokto-
ra kendılerınde T\ kanallarının çevre
bozulmaM konulannı Turkıveden çok
daha fazla gundemegetırdıklennı soyle-
dım ve ortada bılınmeven bır ^e> kalma-
dığınagore kamuo\unu nedu>unduğu-
nu sordum Bana dedı kı "Niemand
kummert sich!" (kımse dert etmıvor1
)
Herkesın derdını gozlerımle gordum
Hızlı daha hızlı gıdebılmek
Mmanların ov unç veıierinden biri. Ta-
unus urmanları idi. Orada bir Kronberg
Şatosu\ardır Duma kremasıni'ağırlar
Eh ben de uç-be^ v ılda bır uğrar. barı bır
çav ıçerdım Ingılız asıllı ana ımparato-
nçenın bu masal saravının bahçelerinde,
koca ağaçların birer birer kurumakta ol-
duğunu, dehşetle gordum Fransız Ge-
rard de Nenal'ın dostluk havranlıkla
gezdiği o cennet ormanlarının da sonu
gelnıiş. Kronberg ağaçlarının simsıvah
ke;>ıleceğını. kım umardı1
Amsterdam'dakanatlann ıkı vanında-
kı ağaçların da mavıs avında donanan
vaprakları. bır a> sonra hazıran ba^ında
sapır-sapırdokuluyordurumdavdı Goz-
lenme ınananıavarak resimler çektım
\ınekımseyıdertedergormedım Ams-
terdam Beledıvesfnın bulduğu çozum
su puskurten bır araçla. dokulmuş >ap-
rakları kanallara supurmek olmuş1
fam
çöpleri halının altına itelemek orneğın-
dekıgıbı Bunlar aklasığmaz ınanılmaz
gelısmeler ve ornekler
Her ulkede toplumları uyarmanın da
artık bır varan \ok sanırım
Ama her zamanda ve her yerde hep
azınbkta kalnıış olan eleştirel akıl. vine
de.dusunmeden ve sormadan edemivor:
Bizde herkes Almanva'vı görmez. Fakat
İstanbul, 20 mılvon kısının \a!>adığı bır
ver ve goz onunde. Burada dı>elım K.a-
dıkov-Tuzla eksenı boyunca durmadan
gokyuzune yukseltılen beton bloklann
daırelerıneakılalmazparalarodevenon-
bınlerce ınsan v e o >ollardan ı^lev en mıl-
vonlarca kışı. neden dolav ı. bınlerce genç
sedır çamının kuruv up sımsıyah olu^una
dıkkat etmez acaba'
Çamlan kurutan etken her ne ıse. ın-
san cığerıne ne vapıvor1
Cıöer bır yana. zaten. ağaçsız bır dun-
va. nasil bırsey olatak1
ARADABIR
RECEP BİLGtNER
"Sarışın Kadının Kılıç
Artıkları!"
Başlıktakı bu sozler Hurrıyet gazetesınde çıkan
bır koşe yazısının başlığı
Yazar Doğruyol Partısı'nden dışlanan, daha doğ-
rusu ayrılmak zorunda bırakılan uç sıyasetçı ıçın
'sanşın guzel kadının kılıç artıklan"dey\m\n\ kulla-
nıyor Bunlar Doğruyol Partısı'nın kurucularından,
Hüsamettın Cındoruk, ismet Sezgin ve Köksal
Toptan. Yanı, dağdan gelenlerce dışlanan bağda-
kıler Gerçı ben, hem yazının ıçenğı ıle hem de bu
uç sıyasetçının kurmaya çalıştıkları yenı partının
doğruları ve yanlışları ıle hıç ılgılı değılım Bu ayrı
bır konu
Uzerınde durmak ıstedığım "sanşın guzel kadı-
nın kılıç artıkları" deyışıdır Yerınde olmayan deh-
şet verıcı bır deyış bu
1
Tarıhtekı olaylar arasında, kı-
sa bır gezıntı yaparak, kımlere kımın kriıç artıkları
dendığını belırtmek ıstıyorum
Anadolu uzerınde Kudus'e uzanan Haçlı ordula-
rının kıyımından kaçıp canını kurtaranlara "kılıç ar-
tıkları" denmıştır
Makedonyalı iskender'ın ta Hındıstan sınırları-
na dayanan uzun seferınde. onun askerlennce ol-
durulmekten kurtulanlar da oyle
Aksak Tımur denılen Timurlenk de, Anadolu'ya
geldığınde, kapısına dayandığı her şehrın halkına
kendılıklerınden teslım olmaları ıçın uç gunluk za-
man vermış bu surede teslım olmayan şehrı yakıp
yıkmış ıçınde yaşayanları kılıçtan geçırmıştır Tı-
mur'un kıyımından ve zulmunden kaçıp canını kur-
taranlar da kılıç artıklarıdır Tanhte, yanı savaş sıla-
hı olarak kılıç ve ok kullanıldığı donemın savaşla-
nnda asıp keserek ışlenen cınayetler vardır Çağı-
mızın alev makınelen, atom bombaları şehirieri yer-
le bır eden dev uçaklar, oldurucu gazlar, hep aynı
cınayetı ışlemışlerdır Adı ne olursa olsun bu kıyım-
lardan zulumlerden canını kurtaranlar, hep, kılıç
artıklarıdır Mızah boyle haksızlığa uğrayanlara de-
ğıl, haksızlara. zalımlere ınen bırer kırbaçtır Mağ-
durlarla alay edılmez
Daha oncekı yazılarında sık sık ve hayranlıkla
"sanşın guzel kadın ' deyışını kullanan bu sayın ya-
zar. bellı kı bır Çiller tutkunudur Olabılır Onun fo-
toğrafına televızyonlardakı çekıcı gorunumune ba-
kıp hayallere dalabılır ruyalarına konuk edebılır
Sarışınlık ve guzellık doğuştan kazanılmış artı-
lardır Erdem değıldır Aslı kumral olsa da, Koles-
ton denılen saç boyası bır kadını sanşın gostere-
bılır zamanla altından kumralı gorunse de Guzel-
lık ıse hem gorecelıdır hem de zamana yenık du-
şen bır gorunumdur Boşuna denmemıştır "Anana
bak gor halını' dıye
Erdem ıse sonradan kazanılmış ustun nıtelıkler-
dır Doğruluk durustluk bılgelık namusluluk gıbı
Merak edıyorum sayın koşe yazarı sarışın gu-
zel kadını, elınde kılıç dunyaya dehşet saçan haç-
lı ordulart komutanı gıbı mı goruyor? Iskender mı,
Tımur mu' Hitler mı"? Adları, tarıhe ınsan kasabı dı-
ye geçenlerden bırı mı'' Ya da yurdunu duşman çız-
mesınden kurtarmış bırı mr? Koşe yazarı sayın ar-
kadaşın deyışıyle acımasız kılıcını elıne ahp partı-
sının Meclıs grubunun ıçıne dalan, baş eğenlerı ba-
ğışlayan, bağ eğmeyenlen kılıçtan geçıren kaçıp
canını kurtaranları da kılıç artıkları durumuna du-
şuren bırı mı
7
Bence, sarışın guzel kadın, kendısınden sık sık
bu deyışle soz edılmesıne karşı çıkmalı Kendısı-
nın bır buyuk partının lıderı, bır Başbakan ya da
Başbakan Yardımcısı olarak konumuna yakışan
erdemlerıyle anılmasını ıstemelı Bılgısınden, du-
rust yonetımınden, doğruluğundan, yalan soyle-
memesınden mal mulk peşınde koşmayıp mane-
vı değerlere bağlılığından soz etmelıler onu seven-
ler
Guzellık ve sarışınlık gıbı, geçıcı nıtelıklerı on pla-
na çıkaranlar, lyılık yerıne kotuluk yapıyor bu sevgı
gosterısınde
Ah erdem nerdesın ve sız erdem yanhları, neden
susuyorsunuz''
Dil Bayramı ve Dilsizleşen Toplum
H. IBRAHIM lŞlKozei \u,Ja u
B
ır suredır 26 E>lul Dıl Bavramı
olarak kutlanıvor Bu. "sesbavra-
ğımızTürkçe"\egonul vermıs. dıl
zengınlığının herturlu ınsan yara-
tıcılıgının kavnağı olduğuna ına-
nanlar açısından çok olumlu. go-
nendıncı bır durum Ancak. madalvonun bır de
ters yuzu var
Tarıhın her çağı. toplumsal vozlaşmalann o
toplumun kendı kurumlannı ve değerlerını de
vozlastırdığının orneklen> le doludur Ama. voz-
lasan o toplumun egemenlen. ko^eba^lannı tut-
mus olanlar. henuz kendı kurumlannı ve değer-
lennı olusturamadıklan ıçın halkın sureklı des-
teğını sağlamak amaeıv la. v ar olan kurumlara v e
değerlere sahıpçıkıvorgıbı gorunmevı ılkeedın-
mışlerdır İşte ılkçağ İşte Sokrates'ı bozguncu-
lukla. ahlâksızlıkla. dınsızlıkle suçlayıp kendıle-
rını erdemlı. ahlâklı doğruluktan vanavmış gıbı
gosterme\ı başaran Atınalı egemenler
Cumhunvete. Atatürk'e, aydınlık duşunce>e.
halkın aydınlanmasına karşı olanlar. her >ıl bıi-
> uk bır ıçtenlık ıçındev mış gıbı gorunmev ı başa-
rarak Cumhunvet Ba>ramı'nı kutluvor 23 Nı-
san'larda "Egemenlik ulusundur!" dı>e soyle\-
lerverıyor. (ben dıl alışkanlığımla tumceyı boy-
le kurdum ama daha da doğrusu onlar boyle
soylemıyorlar "Hâkimiyet milletindir!"dıyor-
lar) \e 26 EvluPlerde Dıl Bavramı nı kutlu-
yorlar •
t
Binaenaleyh"lı. "netekim"lı tumceler-
le Oysa Ataturkun kurduğu Turk Dıl kurumu
kapatılalı yıllarolmuş. Turkdılını anlaştırma ve
zengınleştırme surecı durdurulmuş. dev letın res-
mı dılıne Turkçe sozcuk yasakları konmuş daha
dakotusu. Turkçeyı bırduşunme. yaratma ve bı-
lımdılı yapanlartozdumanedılıpyenne. dılı bır
"kem kiım etme" aracı konumuna ındırgeyen.
hangıdıldekonuştuğuanlaşılmayacakdenlıulus-
lararasi bır sozcukler salatası geveley ıp duranlar
ordusu turetılmış' Her koşeyı bunlar tutmuşlar'
\e yıne de 26 Eylul'lerde FJıl Bayramı kutlanı-
yor
Kuşkusuz gerçek aydınlanmız. Turkçeyı bır
"ses bayrağı" gıbı gormey ı surdurebılen az say ı-
dakı ınsanımız ıçın 26 Eylul gerçekten de bay-
ramdır Ama artık. sahıpolunanbırguzellıgın, bır
Felse/e Oğıetmem
değerın. bırzengınlığın bayramı değıl, birdiren-
menın bayramıdır Dılsızleştınlmeve aptallaştı-
rılmaya. ınsan yaratıcılığının hadını edılmesıne
dırenmenın Ataturk'un başlattığı "Turk Aydın-
lanması"nın tumdensılınıpyok edılmesıne dıren-
menın
l'reten, yaratan. gelişen ve geliştiren uvgar in-
sanınen guçlu aracıdır dil. Dilimuolmasaydı bu-
gun şempan/elerden,gorillerden hiçbirayırdımız
olmayacaktı. Beynimizin duşunebilme yetkisi ve
bu yetinin sınırsızca gelişmesi dillerin doğuşuyla
başladı ve onlarla birlikte gelişti.
Insanlığınyarartığı buyuk uygarlıklarlabu uy-
garlıklan oluşturan kulturçev relenndekı dillerin
gelişmışlığı arasinda bır koşutluk goruluyor
Her bırey ın dıl ev renı. ozellikle anadiliMe yoğ-
rulupbıçımlenıyor \nadili. nesnelerı ılktanıyıp
oğrendıgımız dunyayla ılk ıletışım kurduğumuz
dıldır Bu dıl ne denlı zengınse dunyayla kurdu-
ğumuz bağlar da o denlı zengındır I97()"|ı yı|-
larda Avustralya"da sonmuş bır yanardağ krate-
nnde yaşayan ve bınlerce yıldır o kratenn dışın-
dakı dunyayı tanımayan ılkel bır toplulukla kar-
şılaştı uygar ınsanlar Bu ılkel topluluk 6 sözcuk
bılıyordu' 6 sozcuk kadar duşunebılıyordu So-
nuç Onların ne Sokrates'lerı. ne Goethe'len ne
Vunus'lan ne Vaşar Kemal'len olabılırdı. o den-
lı ılkeldıler
Çağımız. bırbırlerıvle ortuk ya da açık bıçım-
de kavga eden toplumiarın ve uygarlıkların dıl-
lerının de "aynı kavganın içinde" oluşuna tanık-
lıkedıvor Ekonomık ve tızıksel kavgada egemen
olan emperyalızm kendı kulturunun butun oğe-
lerını ve doğaldır kı bu kulturu yoğuran ve taşı-
yan dılını de. egemen olduğu yoksul halklann
dunyasına sokup her şey ı toz duman edıyor Boy-
lece. tarıhın bırdonenıınde Arapça ya da Farsça.
Fransızca ya da Ingılızce bu bozucu etkıyı gos-
tenrken. şımdılerde "Amerikanca" kara bır bu-
lut gıbı tum dunyayı sarıp tunı dıllerı bozuyor
("İngilizce" yerıne "Amerikanca"dıyorum. çun-
ku İngılızlerle Amenkalılar aynı dılı konuşuyor
gıbı gorunseler de. bu ıkı toplumun dunyayı al-
gılayış vedıl aracılığıyla ıfade edış bıçımlen ay-
nı değıl )
Kışısel \e sınıfsal çıkarlannı ulkemızı bır ~Kü-
çuk \merika" vapmakta bulanlar dort elle
"\merikanca"y a sarılıp, adından başka "milli"lı-
ğı olmayan eğıtımımızı dılsizleştırdıler "\aban-
cıdilleeğitim" furvası (bu da "Amerikanca" kem
kum etme oğretımınden başka bır şey değıl ge-
nelde) ılkokuldan unıversıteye değın bır "gözde
eğitim"nıtehğıkazandı Gençlenmızdunyayıta-
nıma. algılama ve kavramlar oluşturma aşama-
sında anadıllennden koparılarak "yabancı dilde
eğitim" adına bır " d i l y a b a n c ü a ş m a s r n a ıtılıyor'
"Dil vabancılaşmasr dedıgımse şu Çocuk da-
ha anadılını oğrenıp gelıştımıe aşamasindayken
bır de "yabancı dil" oğrenebılır Ama "yabancı
dilögrenme" yerıne "yabancıdilleegitim" gelın-
ce. dunyayı tanıyıp aİgılamayı sağlayacak olan
anadılının yerını bu "yabancı diTalıyor Anadı-
lın dunyayı tanıyıp algılama ıçın yetersız olduğu
hele bır de gelecegın duny asında ıv ı bır koşe kap-
mak ıstenıyor eğıtımden salt bu beklenıyorsa ıl-
le de "yabancı dilleegitini" zorunludur'
Varım kalmışanadıhyle yabancı bır dıl arasin-
da sıkışıp kalan çocuk ne bınncısını ne de ıkın-
cısını tam olarak oğrenmek şansına sahıptır Çun-
ku, eğjtım ıçın yetersız olduğu ızlenımıyle çocu-
ğun gozunde kuçum^enen anadılı yetersız. ya-
bancı dılse hep "yabancı" olacaktır Sonuç Soz-
de "eğitim yapan". ama gerçekte bır kav ramlar
ve dıl salatalan kargaşası ıçınde bocalayıp duran
gençler'
Bırde çıkarlannı, ulkemızde feodal ılışkılenn
surup gıtmesınde goren çevreler var Bunlar da
Osmanlı toplum duzenıne donuş ozlemlerıyle
ayakta durmaya çalışıyorlar Ozellikle 12 Ey-
lul'den bu y ana, dev letın butun olanaklannı kul-
lanarak stnsıce kurumlaştılar Gorunuşte "\ta-
türkçiTdurler ama ulkulerı butun feodal boyut-
lany la "Türk-İslam Sentezi~nı y aşama geçırmek-
tır Çıkarlannı ulkemızdekı feodal ılışkılenn. her
turlu gerılığın surup gıtmesınde goren bu çevre-
ler de Turkçeve karşıdır'
Çunku onlann gozunde Arapçanın tutsaklığın-
dan kurtulmuş olan an dıl Ataturk'le onun dev-
rımlenyleve "hep aydınhktan yana olma"ylaoz-
deşleşmıştır' Bu yuzden. 12 Eylufden bu yana
baskıcı bırdenetım ve tekel altında tutulan "soz-
de" ders kıtaplarının buyuk çoğunluğu anlaşıl-
maz bır Turkçe-Arapça-Amerikanca sozcukler
salatası sorunumundedır
PENCERE
TÜRK EĞİTİM DERNEĞİ (TED)
KORUNMAYA MUHTAÇ ÖĞRENCİLERİN
ÖGRENİMLERJNE KATKILARINIZ İÇİN
ÇELENK BAĞIŞLARINIZI BEKLİYOR.
Tel: (312) 418 06 14-417 42 02
Faks:(312)417 53 65
ÜTEŞEKKÜR
Hayatımızdaki en değerli varlığımız
Sevgili Annemiz
ÜEDİBE GÜRaramızdan sonsuza dek ayrıldı. Onu son yolculuğuna uğurlarken
derin acımızı, anlatılamaz yalnızlığımızı en içten duygularla
paylaşmak için evimize kadar gelen, çiçek gönderen, telgraf ve
telefonlarla bize dayanma gücü veren tüm akraba ve can
dostlarımıza, 18. Bölge Eczacı Odası, Tıp Camiası, KTÜ,
Kamu Kuruluşlan, AYEK, EDAK, SAMKOR Trabzon ECZA KOOP
ve ilaç firmalarının değerli yönetici ve mensuplarına şükranlarımızı
sunuyor, sağlık ve esenlikler diliyoruz.
ANNELER DAİMA GÜZELDİR
Allah Rahmeti'ni eksik etmez, inşallah..
Ecz. Kudret CÜR
Yar. Doç. Nevin Ferda (GÜR) SAHİN
BEN 1973
VOLKSVVAGEN
1303
Rengım kırmızı
plakam LYK Şu
andakı sahıplerım
"uykucu" dıyorlar
bana Ama tabıı
takılmak ıçın Voksa
ne kadar çok
çalı^tığımı bılıvorlar
\e benı çok sevıyorlar
Benı onlar kadar çok
sevecek
YENİ BİR SAHİP
ARIY0RUM
Tel: 212 - 252 97 23
(10.00- 18.00 arası)
216-325 48 97
(19.00'dan sonra)
ve hafta sonu
Amerıka'dan
deneyımlı
bayan oğretmenden
herduze\de
Ingılızce
573 05 31
Nufus cuzdanımı
kaybettım. geçersızdır
\1EH\1ETERCA\
Romanlarınız ve
ansiklopedılerınız
yerınızden alınır.
Tel: 554 08 04
İki Cezaevinde Bir
Gerçek...
Kapı çaldı
Postacı
Ustunde "Four Seasons Hotel" yazılı bır mek-
tup getırmış imzayı bastım aldım, zarfı açtım,
okudum "Yenı hızmete gıren 'Four Seasons Ho-
tel Istanbul'u tanıtmaamacıyla duzenlenen gece-
yı onurlandırmanızı nca ederız Tarıh 8 Ekım 1996
Saat 20 00 Adres Tevkıfhane Sokak No 1 Sul-
tanahmet "
Çağıranlar Isadore Sharp, Tavıl Köletavitoğ-
lu, Marcos Bekhit.
Anlayacağınız gıbı eskı Sultanahmet Cezaevı
yenılenıp otele donuşturuldu
Ne guzel
1
Otelın adı Dort Mevsım
Keşke bır kultur sarayına donuşturulseydı ceza-
evı, ama olmuş bır kez
•
Içımden dedım kı
Ah Rıfat llgaz sag olsaydı da onur konuğu kım-
lığıyle açılışı yapsaydı Ya da otelın salonları ceza-
evinde yatan değerli yazarların, aydınların, sanat-
çıların fotoğraflarıyla suslenseydı
"Dort Mevsım" Otelı'nın açılış davetıyesını evı-
rıp çevırıyorum duşunuyorum kı Turkıye şaşılası
bır ılerlemenın hızında baş donduruyor bır vakıt,-
lerın dıllere destan kapkaranlık cezaevını beş yıj-
dızlı otele çevıren çagdaşlıgın guzellığını yaşıyo
1
-
ruz, açılışta şampanya kadehlerı çın çın otecek,
mahkûm koguşlarında şık kadınların mucevherle-
rı goz kamaştıracak seçkın davetlılerın kahkaha-
ları bırbırıne karışacak istanbul'un kaymak taba-
kası, mahkûmların volta attıgı koğuşlarda dolaşa-
cak
Four Seasons (Dort Mevsım) adı da ılgınç
Davetıyede yazıyor
"Bu bızım bır tutamlık omrumuzdur
Geldığı gıbı gıder
Bır gun bahar goruruz bır gun kış
Bır gun de bakarız dort mevsım başımızda
Ilk gunumuzdur"
•
Davetıye ıle oyalanmayı bıraktım, Cumhurıyet
gazetesını elıme aldım
Ne yazıyor
"Dıyarbakır E Tıpı Cezaevı'nde salı gunu mey-
dana gelen ve 10 kışının olumuyle sonuçlanan
olaylarla ılgılı Adalet Bakanlığı mufettışlerının ın-
celemelerı surerken, Dıyarbakır'a gelen Eşber
Yağmurdereli başkanlıgındakı 'Cezaevı izleme
Komıtesı' uyelerı hukumlulerle goruşturulmedı-
ler İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan bır
açıklama yaparak dedı kı Dıyarbakır Cezaevı 'nde
çıkan olaylarda en az 10 tutuklu veya hukumlu-
nun darp sonucu olduğu anlaşılıyor Ancak dev-
let, çelışkılı açıklamalarla durumu ıdare etmeye
çalışıyor Bu kadar onemlı olayda resmı mercıle-
rın bır soyledığı dığerını yalanlıyor "
•
Beş yıldızlı otellerın açılması guzeldır, ama, ul-
kenın cezaevlerınde ınsanlar olduruluyorsa, çır-
kınleşır saraylarda kadeh tokuşturmak güzeldır,
ama, şampanyalar açlık grevlerıyle bır'ıkte kopu-
ruyorsa. çırkınleşır bır ulkede zengınlık guzeldır,
ama, dızboyu sefaletle bırlıkte boy atıyorsa, çırkın-
leşır
Sultanahmet'ı luks otele donuşturmenın guzel-
lığı, eksık kalmıyor mı?
iki cezaevı1
Bırı luks otele donuştu
Otekı zındana donuşuyor
Ne ağaca bakıp ormanı gozden yıtırelım, ne de
yaprağa bakıp agacı gormezhkten gelelım
Çağdaşlığın ınsanlıkta acılarla sevınçlerı paylaş-
maktan geçtığını oğrenemeyen kışı uygarlaşabılır
23.3.1958
ANMA
HÜSNÜ
KALAYCI
Sensızlığı yaşayışımızın
4 yılında senı ozlenıle ve
sevgıyle anıyoruz
AİLEI\
Not 29 9 1996 Pazar gunü saat
1 ' 00 ne Karacaahnıet'te
anılaLaktır
A T A 0 L
BEHRAMOĞLU
Y a ş a d ı k l a r ı m d a n
Öğrendiğim Bir §ey Var
H A L U K
Ç E T İ N
Ataol Behramoğlu
Ş a r k ı 1 a r ı
Tarıh 28 Eyful 1996 Cumartesı Saal 20 00
Yer AKM Alalurk Kulhjr Merkezt
Buyul Solon Taks.m/ISTANBUL
Davçhyeler AKM Taksım dşelen
ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ
Genel Mertezı Tel (0212) 275 50 82
Kodıkoy Şobes. Tel (0216) 414 63 63
Uskudar Şubesı Tel (0216) 391 29 06 dan lennn edılebılır t
i
ALMANCA DERS
Hazırlıklara Almanca ders verılır.
Tel: 338 5199