Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
i 28 EYLÜL 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Adalet Bakanı Şevket Kazan, Diyarbakır Cezaevi'ndeki olaylarla ilgili üç yöneticinin açığa alındığını söyledi
'Cezaevi yönetimi kusurlu'• Olaylar sonrasmda Diyarbakır'a giden avukat ve
sanatçıiardan oluşan heyet, tutuklu ve hükümlülere. "planlı
ve dldürme kastıyla saldınldığını" belirterek Adalet
Bal.anı'nın yargı önüne çıkanlmasını istedi.
meler v aptığını anımsatarak, 3 adli. 3 iti-
rafçı, 3 de siyasi tutuklu ile görüştüğünü
sö> ledi. Tutuklulardan 9 temmuz tarıhli
genelgenin uygulanıp uygulanmadıgı
hakkında bilgi aldığını bildiren Kazan.
Gazıantep'e nakil konusunda vapılan bu
çalışmada. olavlar sırasında vönetımın
bazı kusurlannı "acıkça gözlemlediği-
ni"belirtti. Kazan. önceki gün vapılan
MGK toplantısında. gözlemlerine daya-
nan açıklamalarda buiunduğunu. ceza-
evinde iki müfettişın olayı inceledığini.
ancak olayın önemı nedenıyle. bir baş-
müfettışı de dün Diyarbakır'a gönderdi-
ğini kavdetti.
Kazan. müfettişlerden gelen Diyarba-
kır Cezaev i Müdürü Mahmut Çaçan'm. 2.
müdür Aziz Gürer'in \e ınfaz koruma
başmemuru Fethi Ahmet Onat'ın açığa
1
Hafoer Merkezi - Adal eı Bakanı Şevket
Kazan. Diyarbakır E Tipi Cezae\i'nde
yaşaran ve 10 tutuklunun ölümüyle so-
nuçlanan olaylarda cezaevi yönetiminin
kusutu olduğunu açıkladı Kazan. ilkaşa-
• madacezae\ i müdüru \fahmutÇaçan. 2.
müdir Aziz Gürer \e infaz koruma baş-
merrmru Fethi AhmetOnat'ın açığaalın-
dıgın bildırdi.
Kaıan. 24 ev lülde Dıv arbakır Cumhu-
rivet 3aşsavcısı'nın. bakanlığı arayarak
cezaev indeki 3! hükümlünün görüş sıra-
sında olay çıkararak. Gaziantep Ceza-
ev i'ne sevklennı istediğini bildirdı. Ka-
~zan. göreve geldiğı günden bu vana. Di-
"yarbacır'dan benzer ıstemlerin olduğunu
ve yenne getirilirken hiçbir olayın çık-
madığını kaydetri.
Kazan. 2? evlülde cezae\inde incele-
alınmalan önerisini imzaladığını kayde-
derek. şöyle devam etti: "Adalet Bakanı
olarak bizinı görevimiz. 9 Temmuz 1996
tarihinde \ a\ ımladığımız \ e Türkhe'deki
tüm cezaev lerine gönderdiğimiz genelge-
de belirtilen talimata cezae\i müdürleri.
mümessil sa\cüannın u\ malandır. Benim
bizzat müşahade ettiğitn bu genelgeyi bir
kenara iterek ke>fl u> gulamalannı de\ atıı
ettiren bu kişilerin, bu hareketleri, müfet-
tişlerimiztaranndandatespitedilmiş.tir\e
kendileri şu anda görevden uzaklaştınl-
mışlardır."
Kazan.cezaevındekı vönetıcilerin ola>
sırasında kusurunun saptandığını bildirdi.
Vurt Haber Servisimizin haberıne göre
Di> arbakır E Tıpı Cezaev i'nde. İU hü-
kümlünün ölümü. 25 göre\lı \e hüküm-
lünün de varalanmasıvla sonuçlanan
olaylann ardından durum tamamen nor-
male döndü. Cumhuriyet Başsavcısı İb-
rahim Akbaş. olav larla ilgili gerekliince-
lemelerın Adalet Bakanlığı Müsteşarlığı
yetkililerı tarafından yapıldığını. gardi-
yan \e tutuklularla görüşüldüğünü belirt-
ti. Akbaş. >etkililerin 2 gündenberi ceza-
ev i ve hastanedeki yaralıtarın da ifadele-
rini aldığını kavdederek."Gerekli tahki-
katlar vapılarak. rapor haline getirilmiş-
tir. Açıklama, ilgili bakan tarafından \a-
pılacaktır. Yaralılann sağlık durumlan ise
î>iye gitmektedir" dedı.
Bu arada Diyarbakır'dakı olayları pro-
testo etmek isteyen tutuklu yakınlarından
bir grup Devlet Bakanı SaeitGünbey ile
görüşmek için RP Adana il bınasının
önünde toplandılar. Bakan ile görüşme-
leri engellenen \epolisin ııvarılanna kar-
şın dağılmavan tutuklu vakınlan "Buna-
sıl Müslümanlık" dıye bağırdılar. Polıs.
aralarında HADEP Adana I] Vönetım
Kurulu üyelerınden Gülseren Kasap-
han'ın da bulunduğu 8 bayanı gözaltına
aldı. Di\arbakır ETipı Cezaev i'nde mey-
dana gelen olayları ıncelemek amacıyla
cezaev ıne gıden hevet hazırladığı raporu
dün Insan Hakları Derneği (IHD) Istan-
bul Şubesı'nde düzenledıği basın toplan-
tısıvla açıkladı. İstanbul Haber Servisi-
mizin haberine eöre Cezaev leri İzleme
Komitesi adına avukat Eşber Yağmurde-
reli. avukat Mustafa Lçdere. av ukat Eren
Keskin. tHD adına av ukat Güüzar Tun-
cer. avukat Mercan Polat. Sıne-Sen adı-
na VusufÇetin. [nsan Hakian Vakfı adı-
na Dr. ÜmitErkolveGrup Yorumelema-
nı FikriyeKılınç'tan oluşan heyetin hazır-
ladığı raporu av ukat Mustafa Cçdere oku-
du. Ölen ve yaralananların vücutlarında
darp izine rastlanmadığını. hepsinin ka-
falanndan darbe aldığını ifade eden Cç-
dere. olaylar öncesinde Cumhuriyet Baş-
savcısının hastaneye yaralılann geleceği
uyansmda bulunmasının da kafalarda so-
ru ışareti yarattığını vurguladı. Çağdaş
Hukukçular Derneği istanbul Şubesi'ne
üve avukatlar da dün Istanbul Adliyesi
önünde yaptıkları "cüppeli protesto gös-
terisFnde "basiretini yitirmekle" suçla-
dıkları Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın
görev ınden azledilmesini. dokunulmazlı-
ğının da kaldırılmasını ıstediler.
Bu arada Bav rampaşa Cezaev i önünde
bekleven tutuklu yakınlarından 13"ü gö-
zaltına alındı.
Dünya Turizm Cünü kutlanıyor
Nemrut Dağı'ndan
hoşgörü ve banş çağnsı
• Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Dünya Turizm
Günü nedeniyle yayımladığı mesajda. çağdaş
uygarlığın dinamik ortaklarından biri olan Türkiye'nin
tanıtımında turizmin büyük önem taşıdığını söyledi.
Turizm Bakanı Bahattin Yücel "Dünya Turizm
GüniTnün banş ve hoşgörü getirmesini diliyoruz" dedi.
;ECE TEMELKLRAN
AD1Y AMAN / K.4HTA - Turizm
Bakanı Bahattin Yücel. Dünva
Turizm Günü mesajını Nemrut
'Dağı'nda verdi. Yücel. güneşın
doğuşuyla birlikte verdiği
"Vnesajında. "Tarihte bu bölgede
kurulan u>garlıklar bugün de
hoşgörünün. uzlaşmanın ve
banşın beşiği olmalı" dedi.
<Tumhurba^kanı Sülevman
-Demirel de. Türkive'nin.
-Atatürk'ün koyduğu hedefler
<doğrultusunda çağdaş uygarhğın
.ortaklarından bin olma volundaki
çabalannda turizmin büv ük önem
taşıdığını belirtti.
Turizm Bakanı \'ücel. önceki gün
Dünya Turizm Günü nedeni\le
Adıygman'ın Kâhta ılçesine gitti.
•Yü'cel. Dünya Turizm Günü olan
27 eylül günü sabaha karşı saat
03.00'te Nemrut Dagı'na runzm
sektörii temsilcileri ve basın
mensuplanvla birlikte çıktı.
Nemrut Dağı'ndaki
Kommagene uygarlığının
kalıntıları arasında açıklama
yapan Yücel. "Dünya Turizm
Giinü'nün banş \e hoşgörü
getirmesini diliyoruz'" dedi.
Nemnıt turizmine destek
Yücel. Nemrut Dağı'na gelen
turist sayısının son \illarda
azaldığina dikkat çekerken.
Külrür Bakanlığı ve Orman
Bakanlığı ile Nemrut'taki
turizmin desteklenmesine yönelik
jiçlü bırprotokol imzaladıklannı
^çıkladı. Yücel. protokol
njyarınca Adıyaman ve
Walatya'dan Nemrut'a giden
Volların birle^tirileceğini ve ören
.yerlerine araç girişinin
fcngelleneceğini belirtti.
JCumhurbaşkanı Süleyman
pemirel de. Dünya Turizm Günü
jıedeniyle yayımladığı mesajda.
ekonominin dinamik
sektörlennden bıri olan turizmde
bu yılki gelişmelerin memnun
edici olduğunu kaydetti.
Türkive'nin. Atatürk'ün
kov duğu hedefler doğrultusunda
çağdaş uygarlığın dinamik
ortaklanndan biri olma volunda
ilerlediğine dikkat çeken
Demirel. "Buçabamızda, gerek
kalkınma ve zenginleşmemize
yardımcı olmasından »ervkse
ülkemi/in \e insanınıı/ın doğru
tanıtımını sağlamasından dolası
turizme büyük önem
veriyoruz" dedi.
Türkiye'nin. dünya
ölçüsünde her türlü olanağın
bulunduğu tesislere sahip
olduğunu ıfade eden Demirel.
turizmin gelişmesınin. dogal ve
tarihi değerlerin korunmasına
bağlı olduğuna dikkat çekerek
yurttaşlardan çevre zengınliği
konusunda duyarlı olmalannı
istedi.
Evren ükokulunuDemireleğitimeaçti
İSTANBIL/MARMARİS (Cumhurhet)-
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. 12 Evlül
1980'de panisıni kapatan ve Zıncırbozan gün-
lerini vaşama^ına neden olan 7. Cumhurbaş-
kanı Kenan E\ren'in vaptırdığı 'E\ren Paşa
İlköğretim Okulu'nu hızmete açtı.
Demirel. açılışta yaptığı konuşmada. Ev-
ren'e öv güler yağdırarak "Demek ki de>lette
uzun süre hizmet ettikten sonra kendi köşesi-
ne çekilmiş bir eski cumhurbaşkanı, >ine bu
ülkenin çocuklannı düşünmevc de>am edi-
\or" dedi.
Eskı YÖK Başkanı Prof. İhsan Doğrama-
cı \e Mılli Egitım Bakanı MehmetSağlam'ın
da katıldığı okul açılışında. Türkıve Cumhu-
rıveti'nin vurtta^larına karşı bir "taahhüdü"
olduğunu \urgulayan Cumhurbaşkanı Sülev-
man Demirel. ülkenin her köşesi ve kışısınin
eğitimden vararlanması gerektiğini. bunuh
•fırsateşitliği' olduğunu belirtti.
Türkiye'nin gündeminin başında eğitimin
geldiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel. "Bu ülkenin her insanı bu eği-
tim çeşmesinden kana kana içecektir" dedı.
Aynca Demirel. dün Istanbul'da İstanbul
Menkul Kıymetler Borsası(İMKB) tarafın-
dan 83 milyar lıra harcanarak restore edılen
Doğanevler İlköğretim Okulu'nu hizmete
açtı. IMKB Başkanı Tuncay Artun, Borsa
Ticaret Lısesi açmak için çalıştıklarını ve
Türkiye'nin en büyük finansal eğitim ve
kongre salonu için 165 bin metrekarelik bir
arsaaldıklarını söyledi. Cumhurbaşkanı De-
mirel. okulu gezerken ev leri yıkılan Karan-
filköylü ikı kadın tarafından kendisine çiçek
verildi.
YÖK, kurs izniyle açılan üniversitelere diploma denkliği vermeyeceğini açıkladı
'Korsan üniversite'ler öğrenci anyor• Milli Eğitim Bakanlığı'ndan aldıkları kurs iznivle açılan,
Ingiltere \e ABD'deki üniversitelerin diplomalarını verecekleri
yaadiyle eğitim veren Doğuş 1leri Eğitim Kuruınu. Beykent
1leri Eğitim Kurumu, Biltek Uluslararası Özel Eğitim Kurumu
ve Atılım Grubu'na şimdi de Yeni L fuklar Grubu katıldı.
FtGEN ATALA^
Kamuovunda "korsan ünhersi-
te~ olarak adlandırılan ve vabancı
üniversitelerin Türkıve şubelen ola-
rak açılan kurumların savısı giderek
artıyor. ^'üksek Öğretim Kurumu
(YÖK). bu kurumlan bıtırecek öğ-
rencilere diploma denkliği verme-
veceğını ısrarla \urgularken. ku-
rumların vönetıcıleri ise söz konu-
su üniversitelerin YÖK'ün listesin-
de buiunduğunu. denklık ve asker-
lik sorunu vasanmayacağını öne sü-
rüv orlar.
Mılli Eğitim Bakanlığf ndan al-
dıklan kurs ızniyleaçılan, İngiltere
ve ABD'deki üniversitelerin dıplo-
malannı verecekleri vaadıyle eğı-
tım veren Doğuş 1leri Eğitim Kuru-
mu. Bevkent Ilerı Ejıtım Kurumu.
Biltek Uluslararası Özel Eğitim Ku-
rumu ve Atılım Grubu'na şımdı de
Yeni L fuklar Grubu katıldı.
ABD'deki beş üniversıtenın şubesi
olarak Yeni LfuklarLisesi'nın Bağ-
larbaşı'ndaki binasının bir katında
eğitim verecek olan Yeni Ufuklar
Grubu'rıun bir vıllık ücretı 300 mıl-
von lıra. Bu öğretim vılı kontenja-
nı 100 öğrenci olan bu kuruma baş-
v uracak öğrencıler. veterli düzi\ de
İnailızce bılmemeleri halinde Yeni
Lfuklar Lısesı'nin de sahıbi olan
Nazif İlgen'ın dershanesı English
Fast'te hazırlık öğrenimı görecek-
ler. Yenı LfuklarİJniversıte Koor-
dınatörü Banu Dalaman. öğrencile-
rın son v ılı ABD'de okuyacaklarını
v e mezun olduklannda bu üniv ersi-
telerin diplomalarını alacaklarını
söyledi. Dalaman. denklikveasker-
lik konusunda. "Bu üniversiteler.
ABD'deki devlet üni^ersiteleri \e
YÖK'ün listesinde bulunuvorlar.
Bu nedenle öğrenciler, bu ünhersi-
teierin diplomalarını aldıklannda
denklik ve asktrlik sorunu vaşama-
vacaklar. vani üni>ersiteden mezun
olduklannda askerliklerini er ola-
rak değil. yedek suba> olarak >apa-
caklar"dedı.
\'ÖK Başkanlığı'nca bu konuda
vapılan açıklamada ise öğrenciler
şövie uyanlıyor: "Sözkonusu kuru-
luşlann Milli Eğitim Bakanb-
ği'ndan sadece kurs açma izni al-
dıklan anlaşılmış olup bu itibaria.
bu öğretim sonucu alınacakbelgele-
rin ünhersite diploması değil. kurs
bitirme beigesi olacağu bu belgeler-
lekunılumuzca denklik işlemivapH
lama>acağı asikârdır."
Marmara ve BoğazJan Belediyeler Birliği Toplantısı PblatOteü'ndeyapddı. (Fotoğraf: MEHMET DtM1 RK.A\ A)
Belediyeler sorunlârını tarbşbİstanbul Haber Servisi-RP'li Divar-
bakır Büyükşehir Belediye Başkanı ve
GAP Beİediyeler Birliği' Başkanı Ah-
met Bilgin. Türkiye'de her bir iktidarın
diğerıni aratırduruma geldiğini, ancak
son hükümetm karnesini henüz doldur-
madığını söyledi.
Marmara ve Boğazları Belediyeler
Birliği ile Doğu ve Günevdoğu beîedi-
yelerinin "dayanışmaveişbirîîğini" ge-
liştirmek için düzenlenen sempozyum
dün Polat Oteli'nde başladı "Göçalan
üler ile göc veren Uler"'in belediye baş-
kanlannı bir araya getırerek sorunlara
(»rtak çözümler üretmeyi amaçlayan
îempozyumun açış konuşmasını yapan
Şaşkan SefaSirmen.doğu ile batıyı bir-
Ijeştiren önemlı bir toplantı vaptıkiannı
b>elirttı. Sirmen. "İ Ikenin her köşesin-
<)eki sorunu kendi sorunumuz kabul et-
fğiniiz, kalkınma, huzur ve banş için
ortak davanışma>ı sergilediğimiz çok
önemli bir toplantı" dedi.
Diyarbakır Büyükşehir Belediye
Başkanı Ahmet Bilgin. şimdiye kadar
medya aracılığı ile bölgeler arasında
bilgi sahibi olduklannı, bövle bir top-
lantı ile bölgeleri verinde görme olana-
ğı bulduklarını ve işbırliği yoiları ara-
vacaklanndan dolayı da sevinçli oldu-
ğunu belirtti.
Marmara Bölgesi'nde oturanlann
üçte birinin Doğu v e Güneydoğululann
oluşturduğunu vurgulayan Ahmet Bil-
gin. şöyle konuştu:
"Bu sonın sadece Güneydoğu'nun
sorunu değildir. Marmara'nın, diğer
bölgelerin. dolavısıvla Türkiye'nin so-
runudur. Türkiye'de yıllardır >erel \ö-
netimler baskı altındadır. Her bir parri
ve iktidar diğerini aratır duruma geldi.
Son iktidar... (bir süre duraksadıktan
sonra) henüz karnesini doldurmadım.
Baskı Günejdoğu'da vasavanlar üze-
rinde daha fazla hisstttirilivor. Özellik-
le Doğu \e Güne\doğu mali yönden des-
teklenmelidir. Ek ödenekler ay rılmalı-
dır. \'eni hükümet nezdinde faaliyete ge-
çeceğiz."
Ahmet Bilgin. hükümet yetkilileri-
nin de sempozyuma davet edildiğini.
ancak hiçbir yetkilinin gelmedığini be-
lirterek hükümet kanadından hiçbirvet-
kiiinin gelmemiş olmasını medyaya şi-
kâyet etti.
Âli Talip Özdemir de konuşmasında.
Günevdoğu sorununa değınirken bırta-
kım konulan cesaretle sövlemek gerek-
tiğini belirtti. Özdemir. ikı bin beş oku-
lun kapalı olduğu Günevdoğu'da sivil
toplum örgütleri elıyle Kürtçe televiz-
yon vayınının yapılması gerektiğini
vurguladı.
Cumhuriyet Kitap Kulübü'nden
Bir Ay Boyunca
%5PİRİİNDİRİM16 Eylül-16 Ekim 1996
Taksim Sergi Salonumuza Gelîn
Kampanya Sergimizden
Kitaplarınızı Seçin
Adres.istiklal Cad. Zambak Sok. 4/1 Beyoğlu-İstanbul (Ak Sanat karşısı)
Tel:252 38 81
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Laik Olmanın Dayanılmaz
Ağırlığı
Önceiiğin laikliğe mi, demokrasiye mi verilmesi
konusu, artık bir yılan hikâyesine döndü. Ama ko-
nu öylesine önemli bir konu ki, bir türlü ben de "ye-
ter artık" diyemiyorum.
Okurlarım anımsayacaklardır. Daha önceki bir ya-
zımda laiklik ve demokrasinin. aynı tarihsel koşul-
ların ürünü olduğunu ve birbirierinden ayrılmaları-
nın mümkün olamayacağını dile getirmiş ve bu iki
olgunun ortaya çıktığı tarihsel süreci anlatmaya,
daha doğrusu özetlemeye çalışmıştım. Ancak bu
yazımın net anlaşılmadığını düşünerek. daha son-
ra bir yazı daha kaleme almış ve dünya üzerınde ön-
ce demokrasiyi oluşturan ve daha sonra laikleşen
hiçbir devlet olmadığını vurgulamıştım.
Hemen itirazlar başladı. "Once laik bir otoriteya-
pısı ve ardından demokrasi istemenin otoriter re-
jimlere gerekçe hazırlayacağı" dile getirildi. Böyle
biranlayış. "askerlere davetiye"çıkarmaklabirmiş.
Allah Allah... Nereden çıkıyor bu?
Kör, cahil ve budala olmayan hiçbir insan, Türki-
ye'de laiklik adına askerlerin iktidara gelmesini is-
temez. Türkiye'de Silahlı Kuvvetler'i laik cumhuri-
yetin güvencesi olarak görmek başka bir şeydir.
"askerlere davetiye çıkarmak" bambaşka bir şey.
12 Eylül yönetiminin "siyasal lslam"\n önünü nasıl
açtığını ve kimi tarikat ve cemaatleri bu milletin ba-
şına nasıl bela ettiğini elbette unutmadık. Türki-
ye'de hiçbir "sağ iktidar", Anadolu ve Rumeli Mü-
dafaai Hukuk Cemiyeti'nin dönüşümüyle oluşan
Cumhuriyet Halk Partisi'nin kapısına kilit vurmaya
cesaret edemez, ımam-hatip me.slek liselerinin me-
zunlarına üniversitenin tüm kapılarını avantajlı bir bi-
çimde açamazdı.
Türkiye'de hiçbir sağ iktidar. tüm orta öğretime
zorunlu din dersi koyamazdı. O din dersı ki; din fel-
sefesinin ve din bilgisinin öğretildiği bir ders değil.
bir mezhebin öğretisinin ve pratiğinin aracı olmuş
durumda.
Şeriat tehlikesı ve şeriatın önünü kesme bahane-
siyle iktidara gelen 12 Eylül yönetıminin, nasıl şeri-
atın hizmetinegirdiğini gördükten sonra, elbette la-
iklik adına yeni 12 Eylüller özlenemez. Bunun tartı-
şılacak bir yanı yoktur.
Fakat tartışılmaması gereken diğer bir husus, bir
şeriat düzenini antidemokratik yollarla iktidara ta-
şımak isteyen varsa, bunlara karşı Silahlı Kuvvet-
ler'le de omuz omuza direnmemiz gereğidir. Zira
devletimizin kuruluşunun "temel felesesı" bellidır.
Türkiye Cumhuriyeti laik bir hukuk devletidir. Her ne
kadar "hukuk devleti" özelliği önemli ölçüde zede-
lenmişse de, laik devlet özelliğini korumaktadır.
Bu laik devleti ne zorla ne de oyla bir islam şeri-
atı devleti haline dönüştüremezsiniz. Zorla neden
değiştiremeyeceğiniz açıktır. Ama oyla da değişti-
remezsiniz. Zira demokrasi içinde "demokrasiyiyok
etmeözgürlüğü"yoktur. Veşimdikı "kör-topal"^de-
mokrasiyi, bir İslam şeriatı devleti haline dönüştür-
mek, demokrasiyi yok etmek demektir.
Adnan Menderes bir zamanlar DP Meclis Gru-
bu'nda. "Sizisterseniz hilafeti bile geri getirirsiniz"
demişti. Bu sakat anlayış. kendi trajik sonunu ha-
zırladı. Çünkü bir demokraside çoğunluk iradesinin
"milli irade" demek olduğunu sanıyordu.
Demokrasiyi diğer rejimlerden ayıran en temel
özellik, çoğunluk karşısındaki azmlığın da devletin
koruyucu kanatları altında yaşayabilmesi ve iktida-
ra talip olabilmesidir. Demokrasiyi üstün kılan şey
budur. Ve tüm özgürlüklerde olduğu gibi, siyasal ve
toplumsal özgürlüklerde de "sınır". başkalarınınöz-
gürlüğüdür, karşısındakilerin özgürlüğüdür. Hiçbir
çoğunluk, "Ben azmlığın özgürlüğünü ortadan kal-
dırıyorum" diyemez. Ne kadar mutlak bir çoğunluk
olsa bile...
Peki "egemenlik kayıtsız şartsız milletin" değil
midir? Elbette milletindır. Elbette millet, iradesinin
"tecelli ediş" biçimine göre yönetilir.
Fakat "milletin çoğunluğu", karşısındaki "azmlı-
ğın" siyasal özgürlüklerini ortadan kaldırmak ister-
se, bu zorbalığı demokrasi adına savunamazsınız.
Demokrasi adına buna izin verilemez.
Şah döneminde iran hiç kuşkusuz bir baskı ve
zulüm rejimi idi ve savunulması mümkün değildi.
Fakat Şah rejimi zulüm rejimi idi diye, Humeyni re-
jimini savunmak mümkün müdür?
Bugün Türkiye'de insafsız bir bezirgân saltanatı
var. Milletimiz hiç de layık olmadığı koşullar altında
yaşıyor. Toplumun yüzde 10'luk bir bölümü Belçi-
ka standartlarında yaşarken. yüzde 90'hk bir bölü-
mü, gününü kurtarmaya çalışıyor. Peki bu düzeni
değiştirmek için, bir İslam şeriatına rıza mı göste-
receğiz? Dünya üzerinde şeriat düzenının kutardı-
ğı hiçbir toplum var mı? işte İran ortada, Libya or-
tada, Suudi Arabistan ortada. Afganistan ortada...
Türkiye'de bugünkü haliyle bile demokratik yol-
lardan bir İslam şeriatı devleti tehlikesi görmüyo-
rum. Ama halkımızın "bıkkmlık ve yılgmlığından"
yararlanarak, işi "zorbalığa" dökerlerse, kendileri-
ne iktidar yolunu açamasalar bile, ciddı bir parça-
lanmaya neden olabilirler. Peki böyle bir olasılık kar-
şısında, bu Cumhuriyet'in kurucusu olan Silahlı
Kuvvetler'e, "Sizin sırtınızda üniforma var. Siz bu
işe kanşmaym" mı diyeceğiz? Biz böyle dersek de,
onlar bizi dinleyecekler mi?
Askerlere davetiye çıkarmak ayrı bir şeydir. de-
mokrasi adına pısırıklığa ve aymazlığa düşmek
apayrı bir şey.
Bu konularda dikkatli olmak zorundayız.
DİSK'ten Hak ve
Emek Mitingi
İstanbul Haber Ser\isi -
Türkıve Devrimcı İşçı Sen-
dikalan Konfederasyonu
(DİSK). Edirne Uzunköp-
rü'de yarın "Hak ve Emek
Mitingi" düzenlivor. Lzun-
köprü'de gıda işçilerının
toplusözleşme haklarının
engellenmesini protesto et-
mek vesendıkahakkını kul-
lanmak amacıv la gerçekleş-
tirilecek mitinge birçok
kentten de katılımın sağla-
nacağı belırtiliyor.
DİSK'ten vapılan vazılı
açıklamada. vann sabah sa-
at 09.00'da' Genel Mer-
kez'de toplanacak sendıka
vöneticıleri ve üve ışçilenn
burada oluşturacaklan kon-
voylarla Uzunköprü'ye ha-
reket edecekleri bildırıldı.
Saat 11.30'da Tekirdağ'ın
Sarav ve Çerkezköv ılçele-
rinden katılacak işçiierle
birlikte konvoyun 12.30'da
da Lüleburgaz'da kent ıçın-
de tur atacağı kavdedıldı.
Edirne ve çevresınden çok
savıda ışçının katılmasının
beklendiği de belirtilen
açıklamada. mitıngın saat
15 OO'te başlavacaSı bildi-
riidı.
DİSK Genel Başkanı
Rıdvan Budak'm da bir ko-
nuşma vapacaâı mıtingin.
Trakva Bölgesi'nde son vıl-
ların en geniş katılımlı mı-
tıngi olacağı ifade edildı.
Açıklamada. şu görüşlere
yer verildı:
"Miting yalnızca Lzun-
köprii işcileri için değil. >ıl-
lardır örgütlenme \e toplu-
sözleşme hakkını eldeetmek
için uğraş \eren işçiler için de
büv ük önem taşıvor. Son bir
ayda vemek boykotundan
sen is b<J> kotuna. işçi çocuk-
larının ve eşlerinin vaptıgı
\ürü>üşlerden hukuksal
mücadelelere kadar çeşitli
etkinliklerle hareketlenen
Lzunköprü>arıntarihi bir
pazargünü >aşa>acaktir."