27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10EYLUL1996SALI 10 DIZIYAZI Kuzey Irak'ta ASALA militanlanPK.K ile AS\LA ansındaki yakınlaşma \e ortak evlemçalışnalanna eıı çarpıcı örnek VVashingtonJan gel r. Merkezi VV'ashington'da bulunan 'Erneni Halk Hareketi' adlı bir örgütçe yayımlanan Armenian Struggle' dergisi. 31 Mayıs 1983:e ASALA'nın bir bildirisini ya>ımlar. "lünya kamuov u ve Her Yerdeki Ermeni HalLtna" bajlığını taşıyan bildiri. PKK ile ASALA ırasındtki işbirliğinin Kuzey Irak'a taşınarak bo-ut değıştirdiğinin ilk işaretidir. Türkiyenin ı günlerde Kuzey Irak'a düzenlediği birsınırötes operasyonu kınamaamacı ile \ ayınılanan iildiride ASALA. Kürt teröristlerle omuz omuzc Türk askerlerine karşı <arpıştıklanıı açıkçj belirtir. "FaşistTürksaldmsının Kuzey Irak'a başladığı andan şinıdi e değin aralannda üstdüzey bir tnilitanımızıı da bulunduğu 22 devrimcimizi jitirdik. kuvvetlerimizin diğer böliimü. Kürt devrimcilerl» omuz omuza vaptıkları direnişe devam edere< Türk kuvvetİerine ka>da değer kayıplar vercirmiş \e güvenilir bölgelere çekilmişlerdi-. Direnişimi/ artarak siirdürülecektir. Naşasın Ermeni, Kürt ve Arap halkJan arasndaki dev rimci dayanışma.." İmza. "ASALA. Ermenistan'ın Kurtuluşu İçin Cizli Ermeni OrdusuJ* Zaman zarrun. Kuzey Irak'ta, Ermeni militanların. PKK terönstlerı ile birlikte Silahlı Kuwetlenm.ze karşı çarpıştıklarına ya da Türkiye've dJzenlenen baskınlara katıldıkları yolımdaki haDerlen doğrulama açısından bundan dalıa açık \e airinci elden çıkma başka bir kanıt olabilirmi? Ancak ASALAnın Kuzey Irak'ta PKK ile aynı saflarda çarp ştığını açıkladığı bu bildiride bir ilginç yön daia vardır. ASALA. ortak mücadele terminolojisine Arap kardeşlerini de dahil etmiş, GAP ile birlkte ısıtılmaya başlanmış olan Hatay kartının ucunu daha 1983'lerde göstermiştir. Şam-Atina ekseninde PKK-ASALA Israil'in 1982 Haziranı'nda Lübnan'ı işgali ilebu ülkedeki üslerini terk ederek Kibns Rum kesimi. Yunanistan \e Suriye'ye yerleşmek durumunda kalan ASALA. (Hernasıİsa fsrail'in Lübnan'ı işgalinden bir hafta önce aralarında ASALA üst düzey yöneticılerinın de bulunduğu 950 kişilik bir militan grubu Beyrut ve Sidon'u terk ederek. Atina. Şam ve Kıbrıs Rum kesimine geçmişlerdir) bu bölünmelerin sonucu bir liderlik mücadelesine sürüklenir. Ermeni Adalet Komandoları adlı \e Monte Melkonyan liderliğinde bir başka terör örgütü sesini duvurmava ba^lar. l5Temmuz I983'te ASALA'nın. Pari.s'ın Orly Havaalanı'nda gerçekleştirdiği \e 7 kişinin ölümü 60 kişinin yaralanması ile sonuçlanan evlemin. dünya kamuoyundan büyük tepki alması, bölünme ve liderlik mücadelesi sürecini hızlandırtr. lOyıllık kanlı birdönemin ardından ASALA'nın inişi başlamış: daha gerçekçi bir yaklaşımla misyonu şimdilik sona ermiştir. Şimdi satrancın. taraflan ve ilişkileri açısından çok daha karmaşık olan ikinci oyunu açılacaktır. Terör dünyasının yükselen değeri ve yeni taşeronu. Hatay'ı hâlâ kendi sınırlan içinde gösterme aşınlığındaki ilkelliği aşabilme becerisini birtürlü gösteremeyen Suriye'nin koruyuculuğundaki PKK'dirartık.. ASALA defterini kapatırken bu örgürün bir özelliğinın altını lyice çizmek gerekir. ASALA'nın en dıkkat çekici yönü. Amerika'dan Avustralva'ya. Yunanistan'dan Portekiz'e kadar dünyanın ve özellikle Avrupa'nın hemen bütün ülkelerinde. çok kısa aralıklarla hatta eş zamanlı ev lemler koyabilme yeteneğine sahip olmasıdır. Bu kadar genış bir alanda. seri eylemler koyabilen bir örgütü amatör olarak nitelemek mümküıı değildir. ASALA. kuşkusuz, çok iyi fizik \e teorik eğitiın verilmiş. hedef seçim \e eylem planları titizlikle yapılmış. lojistik destek ve güvenli yerleri ustaca sağlanmış. istihbarat ve eylem açılarından kesinlikle profesyonel destek ve önderliğe sahip bir örgüt olarak alüilandıûında. PKK ile î 1 ızi1 • deaerlendirmeler ATİNA-ŞAM EKSENİNDE PKK ve ASALA E R C A N Ç İ T L İ O Ğ L U • Türkiye'nin "Adriyatik'ten Çin Seddi'ne" sloganının yönlendirdiği politikasından rahatsızlığı Çeçenistan olayları nedeni ile giderek artan Rusya, arka bahçesi saydığı Türki cumhuriyetlerle Türkiye'nin ekonomik ve siyasi flörtünü, 20 yıllık endişesinin gerçekleşmekte olduğunu görerek izlemekte ve yeni 'destabilize kartlan'nı, arşivden çıkararak sahneiemektedir. 15 Temmuz 1983*te ASALA'nın, Paris'in Orlv Havaalanı'nda »erçekleştiı di«i ve 7 kişinin ölümü 60 kişinin yaralanması ile sonuçlanan evlem, dünva kamuovunda büyük tepki aldı ve örgütün bölünme sürecini hızlandırdi. çok daha saglam bir zemine oturacaktır. ABD Dışişleri Danışmanlarından Paul B. Henze, Atlantic Community dergısinın 1981 yılında yayımlanan 19. sayısında. Türkiye'nin destabilize edilmesine ilişkin vazisında şövle der. "Türk terorizminin bo> utları ve zaraıiarı hakkında son zamanlarda ortaya çıkan bilgiler ışığında, Sovyetler Biriiği'nin. \ ietnam'dan bu yana, Türkiye'yi terorizm ve vikıeı çabalar sonunda kararsız kılmak için harcadıği çabalan, başka hiçbir devlet için harcamadığı sonucunu çıkarmak mümkündür." Peki Türkiye açısından durum budurda. acaba aynı kavnaklar. Kürt avrılıkçı hareketlcri hakkında ne düşünmektedirler... Bu sorunun yanıtı da, 19 Ocak 1976 günü Amerika Birle>ik Devletleri Temsilciler Meclisi'ne. CIA'nın (Amerika Merkezi Haberalma Örgütü) gizli aktiviteleri hakkında verilen ve "PIKE raponı' olarak anılan araştırmada yatmaktadır... •*-.Ne Amerika Birk'şik Devletleri Başkanı ve ne de Dr. Kissingerldönenıın ABD Dis.is.leri Bakanı ıKürtler için bir /aferi arzulamaktadııiar. Onlar. valnızca, isyancıların. Irak'ın kaynaklarını tüketmeve vetecek dü/evde bir çatışmavı sürdürebileceklerinden emin olmavı ummaktadırlar.." Son zamanlarda. bayrağındaki orak-çekici kaldırarak Marksist-Leninist etiketinden kurtulma çabalan içinde görünen ve belki de böylelikle mücadelesini siyasi plattorma kaydırma konusunda daha tazla destek görebileceğini ya da en azından hoşgörü ile karşılanacağını uman PKK. Simterepol'den Bevrut. Atina ve Şam'a uzanan çizgidc ye^eren ASALA'nın kucağında büyütülerek. taşeronluk misyonunu üstlendiğini unutmuş ya da bu misyonun içeriğinin başkalannca da algılandiğı gerçeğini gözardı etmiş görünüyor. Daha da acısı. Batılı ülkeler açısından karmaşık bir ilişkiler sistemini içeren Kürt sorununun bir bölünıü ile irdelendiği PIKE raporunda sözü edilen ilkelerin değiştigini ya da bu ilkelerin valnızca lrak'la bağımlı olduğunu sanma yanılgısına düşüyor.. Suriye de ASALA'ya verdiği örtülü desteği zaman içinde PKK'ye kaydırırken Yunanistan'la doğrudan, Kıbns Rum kesimi ile dolaylı olarak sağladığı savunma işbirliği anlaşmaları ile yüreklenip. bu defa pek de örtülü davranmaksızın Akdeniz'de silah ve esrar kaçakçılığı Lord'luğu yapmakla, dev let yönetme ciddiyet ve sanatı arasındaki farkın inceliklerini yazık ki Fırat'ın bulandırdığı sulannda yitirmiş görünüyor. 1975'lerden günümüze gelindiğinde Tarot kartları hâlâ ölümü göstermeyi sürdürmektedir. Zaman içinde oyuncuların bir bölümü elimine olmuş. ancak oyunun ana kurgusu. senaryoda yapılan güncel uyarlamalar dışında hiç değişmemiştir. türk hedeflerinin yanı sıra Avrupa ülkeleri ve bu ülkelerin vatandaşlarına verdiği zararlar nedeni ile giderek ağırlaşan bir antipati yaratan. Sovyetler Birliği'nin dağıiması. Doğu Almanya'nın sahneden çekilmesi ile istihbarat ve lojistik destek kaynaklarını geniş ölçüde yitiren ASALA. yeterli altyapı oluşturularak antrene edilen PKK ile yer değiştirerek yedek kulübesine çekilmiştir. 1996'lara gelindiğinde. dünyanın tek süper gücü olan ABD'nin, Ortadoğu ve Körfez'in kaygan zeminindeki rahatsızlığ) Saddam. İran ve Suriye nedeni ile PIKE raporunda sözü edilen konseptin daha da dışına çıkarak sürmekte. bölgede orkestrasyon. otorite vakumlan ve yeni tehditler yaratılarak ancak sağlanabilmektedir. Türkiye'nin "Adriyatik'ten Çin Seddi'ne" sloganının yönlendirdiği politikasından rahatsızlığı Çeçenistan olaylan nedeni ile giderek artan Rusya. arka bahçesi saydığı Türki cumhuriyetlerle Türkiye'nin ekonomik ve siyasi flörtünü, 20 yıllık endişesinin gerçekleşmekte olduğunu görerek izlemekte ve yeni 'destabilize kartlan'nı, arşivden çıkararak sahneiemektedir. Uzun yıllar Rusya'nın Ankara Büyükelçiliğı görevini yürüten ve şimdilerde Dışişleri Bakan Yardımcılığı koltuğunda oturan Çernisev'in akıcı Türkçesi ile Güneydoğu ve PKK sorununu ıma ederek "Cam fanusta oturanlar komşularına taş atmamaltdır" deyişi henüz belleklerdedir. Iran'a ise artı bir şeyler empoze etmeye gerek dahi yoktur. Pers Imparatorluğu'nun haşmetli geçmişini. çöl ortasındaki Persepolis'in kalıntılannı seyrederek anımsamaya çalışan lranlı yöneticiler, devrimlerini bir türlü Türkiye'ye ihraç edememenin sıkıntısına eklenen Kuzey Irak ve Türki cumhuriyetlerdeki çıkar çatışmaları yüzünden bozulan sinirlerine yenik düşmüşler ve Pers diplomasisinin ince labirentlerinden gerçek duyguları ile gün ıs,ığına çıkmı^lardır. Bunun bir sonucu olarak da son aylarda. PKK'nin Türkiye'ye sınır geçişlennin büyük bir bölümü PASTAR'lann denetimindeki tran sınır karakollarının hemen yanı başlarından gerçekleşmeye başlamıştır. Yunanistan i*e Kıbrıs Rum kesimi ile kol kola, Türkiye'nin etrafında birörümcek sabrı ile "Türkive'nin düşmanu benim dostumdur" ilkesinden hareketle örmekte olduğu ağın kapanmakta olduğunu görerek giderek saldırganlaşmakta ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ni değişik cephelerde angaje ederek kendısine belki de askeri maceralara atılma fırsatını yaratacağına inandıgı politikasını inat ve ısrarla sürdürmektedir. \'e PKK. bütün bu değişik çıkar. amaç ve kaygıların yarattığı karmaşık ve ince dengelerin yarattığı vakumda, bir gün mutlaka oyun dışı kalacağını bilerek gittikçe zayıflasa da çalımlarına devam etmektedir. Nereye mi kadar? Son günlerde yedek kulübesinden alınarak ısınma turlarına çıkanldığını duyumsadığımız veni oyunculardan birisi sahaya sürülene değın. BİTTİ Mao'nun ölümünden sonra savaş kapıya dayandı• Deng rakiplerini 1980 yılına kadar görevden almaksızın ve tutuklatmaksızın, sessiz sedasız yerlerinden etmeyi başardı. Hua Guofeng artık sadece Askeri Komisyon başkanıydı. Deng, bütün stratejik görevleri kendi üzerine almadı. Kritik noktalara dostlarını, güvendiği isimleri yerleştirdi. Ancak Deng de, diğer otokratlann düştüğü hataya düştü ve halefini zamanında belirleyemedi. 13A.V t-LLl H3 3.1 YMM Resmicenazetöreni 18 EvlüldeTiananmen Mevdanı'nda vapıldı.500bininsan oradavdı. Resmi cenaze töreni 18 Eylül'de Tiananmen Meydam'nda vapıldı. 500 bin insan oradavdı. Radvolar \e televizyon töreni eanlı verdi. Saat 15.00'te üç dakika süreyle sirenler çaldı. Ardından da Hua Guofeng tören konuşmasına başladı. Mao'nun ölümünden hemen sonra politbüronun neredev se lüm üvelen Jiang Çing'e bağlıhklannı sundular. Yine de Çing etkisıni kaybetmekte olduğunu seziyordu. Güvenebileceği tek kuvvet halk milisleriydi. Ancak köylülerden. işçilerden. gençlerden ve kadınlardan oluşmus, bu yaklaşık 100 bin kişilik gücü organize etmek çok kolay olmayabilirdi. Oysa Hua Guofeng \e güven'ikşefi Wang Dongxing 3.5 milyonluk orduya güveniyorlardı. Aynca polis teşkilatı da Guoteng'in emrindeydi. 6 Ekim günü Hua Guofeng. birçok üst düzey yetkiliyı olduğu gibı Jiang Çing'i ve politbürodan üç arkada^ını da Büvük Halk Evine çağırdı. Çıng ve arkadaşları gitmediler. Gidenlerin hepsi bırtakım gerekçelerle tutuklanmıştı. Guofeng bırkaç saat bekledikten sonra Çing'in ve arkadaşlannın evlerine askerlerini göndeıerek onları tutuklattı. Aynı gece içlerinde Mao'nun yeğenlennin de bulunduğu 40 kadar üst düzey yetkili daha tutuklandı. Bir parti iç savaşından fazlası yaşanıyordu. Bu tutuklamalar sürecek. sadece bir halkın kaderi değil. dünyanın dengeleri de bu olavlarla bir anlamda değı^ecekti. Çünkü eğer Jiang Çing gücü eline geçirseydi. ikinci bir kültür dev rimi başjatılacak. bunun sonucunda da milyonların katılacağı bir iç savaş çıkacaktı. Ertesı sabah politbüro üvelen. Hua Guofeng'in yeni talimatlanyla karşılaştılar ve bunlan karşı koymaksızın kabul ettiler. Güç dengeleri değişiyordu. 9 Ekim'de Pekin'de bir gazete. Hua'dan 'Askeri Komisyon Başkanı' ve 'Merkez Komite Şefi' olarak bahsedivordu. 13 Ekim günü Pekin'de Jiang Çing'in ne kadar asılmıs, afiş ve posteri varsa kaldınlmı^tı. 15 Ekim'de. Çing ve arkadaşlannın Hua Guofeng'e karşı darbe girişiminde bulundukları ve başariMz oldukları duyuruldu. Bir nefret kampanyası basjaultyordu. Çing ve arkadaşlanna hala bağlılık gösteren tek bir kent kalmıştı: Şanghay. Clkenin her tarafından güvenlik kuvvetleri Sarrghay'a kaydırılmaya başlandı. Hava gergindi. Bu sırada Pekin'de Çing'e karşı organize gösterilertertiplenivordu. Onbinler, 'Çing'e ölüm' diye bağırıvorlardı. Kent. Çing ve arkadaşjarının yılan bedenleri üzerindeki başlarıyla gösterilen karikatür afişlerle donatılmıştı. Sokaklardaki gösteriler birkaç gün içinde hiddetini kavbedip bir festivale dönüştüğünde Çing yenildiğini anlatnıştı. Çing \e arkadaşlan ancak 1980 81 yılında yargılandılar. Kültür devrimi sırasında 34 800 kişinin ölümünden. 729 bin 511 kişinin de tutuklanması ve gözaltına almmasından sorumlu bulunuvorlardı. Suçlamalann tüm haklılığına ve gerçekliğine rağmen olavlarbirer şova dönüştü. Çing. yıllar süren tutukluluğuna rağmen dimdık ayaktaydı \e mahkeme heyetıne •faşistler" dıyecek kadar da ınatçı. Mao'nun dul eşi ölünıe mahkûm edıldı. Cezası sonradan vaşam boyu hapis cezasına çevrildi. Arkadaşlarınınki de... Jiang Çing. 1991 vılında intihar etti. Deng Şıao Ping, Mao'nun ölümünden 1 vıl sonra. ordudaki dostlan aracılığıyla affedilerek Pekin'e döndü. Hua Guofeng'in prestiji ise yavaş yavaş azaldı. Deng rakiplerini 1980 yılına kadar görevden almaksızin ve tutuklatmaksızın, sessiz sedasız yerlerinden etmeyi başardı. Hua Guofeng artık sadece Askeri Komisyon başkanıydı. Deng, bütün stratejik görevleri kendi üzerine almadı. Kritik noktalara dostlarını. güvendiği isimleri yerleştirdi. Ancak Deng de. diğer otokratlann düştüğü hataya düştü ve halefini zamanında belirlevemedi. 76 yıl yaşanan iktidar kavgası, dünya farkında olmasa da. tam 20 yıl sonra bugün aynıyla tekrar yaşanmakta. Çünkü dünyanın bu en kalabalık ülkesini yöneten klik, şimdi de 92 yaşındaki Deng'in ölümünü dört gözle beklemekte. KP ise hem içeride hem de dışarıda tıpkı o zamankı gibi inatla ve saldırgan bir duvarsızlıkla davranmava devam etmekte. Kavnaklar: Spiegel Dergi.si urşivlerı CEO Dergisi Dic ZEIT a l BİTTİ ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇÎ Sürgiin Günleri... Sıdıka Su, "Gelelim, sürgün günlerine" diyor, Ruhi Su ile ayrı ayrı geçen sürgün günlerini şöyle anlatıyor: "... Tabii, ben Ankara'dayım; her gün I. Şube'ye gi- diyorum, imza veriyorum; Ruhi de Çumra 'da. Onunla da telefonlaşıyoruz, mektuplaşıyoruz, haberteşiyoruz. Fakat Ruhi, 'Benim için uğraş' diyor. Ben Kemal Aygüne çıktım, dedim ki: - Böyle, böyle. Ruhi Çumra'da, ben Ankara'dayım; ya- sal olarak da hakkımız, bir araya gelmeliyiz. Ben büyük şehirde olduğum için, iş bulma olanağımız büyük şehir- de daha kolay. Onun için Ruhi'yi Çumra'dan buraya naklettirmek istiyorum! Kemal Aygün: - Yapacağınız bir iş var! dedi. - Ne demek? Ne iş? \ - gibi yaparsanız ben hemen naklederim bura-'. ya! dedi. O zaman dedim ki KemalAygün 'e:' Yanlış bir kapı çal-' dınız! Biz cezamızı bitirdik. Bizim şimdiye değin nasıl ha- reket ettiğımiz ortada. Bu istediğimiz de bir lütuf değil. Biz yasal hakkımızı istiyoruz. Ruhi Su Ankara'ya gele- cektir!' dedim, çektim kapıyı çıktım. Ondan sonra, Çum- ra'ya C. Savcılığı'na biryazı yazılıyor, deniyorki: 'Ruhh Su, hiçbir şekilde nakledilmeyecektir. Ruhi Su, melâne-, tini her fırsatta saçan bir adamdır. Onun için Ruhi Su, orada kalacaktır...' gibi bir yazı... (Sıdıka Su, anlatmayı sürdürüyor) Şimdi gelelim Çumra 'ya. Ruhi, oraya gidiyor, bir ote- le yerleşiyor, orada salaş birotelde, cadde üzerinde bir otel; fakat olağanüstü efendi birotel sahibi var Ben bir hafta izin aldım, gittim kaldım o otelde. Ruhi, gidiyor,. geliyor, ilçede Ruhi'yle kımse konuşmuyor, herkes ka-' fasını çeviriyor, uzakduruyor. Böyle bir hava içerisinde.\ Otel sahibi diyor ki: I - Ruhi Bey, geçer bunlar; aldırma, üzülme! - Yok canım, aldırdığım yok! ; Türkü dınlerken geliyotiar, yaklaşıyorlar, kimse duy- madan bırikı laf ediyorlar. Böyle... OradakiCumhuriyet Savcısı (Muharrem llJeezJ biliyorsun, bir gün bircura, alıyor, sabahın erken saatinde geliyor, diyor ki: \ - Ruhi Bey, ben cura ögrenmek istiyorum! - Peki, diyor Ruhi, bunlar başlıyorlar çalışmaya. Ru- hi diyor ki: 'Dinlemiyor bile, kafasında başka şeyler var;. sonra anladım ki, halkı bana alıştırmak için yapıyor bu-' nu. Demek istiyor ki: Bakın. ben bu adamla konuşuyo-; rum, cura öğreniyorum!' filan gıbı... Bunu bir süre sür-| dürüyohar... '. Ankara'da I. Şube Müdürü o zaman Niyazi Bicioğ- lu'ydu. Ona gittim, dedim kı: - Efendim, hakkım mı değil mi bilmiyorum, ama Çum- ra'ya Ruhi'nin yanına gitmek istiyorum. Bir hafta izin ve- rir misiniz? Yani bu benim hakkım mı, değil mi? Niyazi Bicioğlu düşündü: - Ama, sözünüzde duracak mısınız? - Ne demek? dedim, biz hiçbir zaman kaçmayı amaç edinmemişizdir. Ben söz venyorum, geleceğim! O zaman, 'Peki' dedi, bana bir hafta izin verdi. Ben de gittim, Çumra'da otelde kaldım, yani, o otel sahıbi- ni, adını anımsayamıyorum, ama unutmadım. O savcı- nın (Muharrem llleez'in) Ruhi'ye gelıp ders aldığını... Ondan sonra savcı, evine bizi çaya çağırdı; gittik. O o- tel sahibi de bizi bağına karpuz yemeye çağırdı. Çay- lar, karpuzlar, çörekler sundu. Ve bu havayı yumuşat- mak için, Ruhi'yi orada daha rahat ettirmek için, Çum- ralılar ellehnden gelen her şeyi yaptılar. Savcının yaptı- ğı başka bir iş daha var; bir gün: - Ruhi Bey, cezaevindekilere türkü söyler misin? di- ye sormuş. - Tabii, söylemez olur muyum? karşılığını vermiş Ru- hi. Ruhi anlatıyor Cezaevine gittik, şaşırdım kaldım. Böyle aJçak bir duvar; kapısından da girmedik, duvar-. dan atladık! Girdik içeriye, hükümlülere ben türküler söyledim. Savcı: 'Söyle ne istersen Ruhi Bey' demiş. Türküler söyleniyor; bu arada Kemal Aygün'ün yazı- sı gelınce, demiş ki Savcı Muharrem llleez: - Ruhi Bey, benim kaybedecek hiçbir şeyim yok. Yar- gıç da, olağanüstü bir adamdır. Ama o emekli otup gi- decek. O belki bir şey yapamayabilir. Ama, gelecek in- san da bunu yapacaktır emin ol. Ne kaybedeceğiz ki biz? Seni Ankara'ya göndereceğiz. Şimdi, şunu söyleyeceğim: O zamanda hanımlann hapishaneye gırmesi şimdiki gibi olağan değil. Onun için müthiş dikkatlerini çekti, benim orada gidip bir haf- ta kalmam. Hiç dışanya çıkmıyorum, ona müthiş üzü- lüyorlar. Yani, gezmemizi istiyorlar. Zannediyorlar ki biz, beş yıl ayrı kalmışız. Biz, yaşamımızdan son derece memnunuz. Ama, onlar diyohar ki: 'Bunlar kapalı yer- de böyle kalıyorlar'. Onun için sanıyorum, o çaylar, ak- şam yemeklerı hazıhıyorlar, ağırlıyorlardı. En son, bir gün Ruhi parkta türküler dinlerken, biri yaklaşıyor 'Ruhi Bey, diyor, sizın için bir iş bulduk... İş-. te, şu fırında ekmek sayacaksınız; size layık bir iş değil, ama yine de elinize beş-on kuruş geçer!' Ruhi: 'Çok te-' şekkür ederim, rahatlıkla yapanm. Ama, ben şimdi o işi' kabul edersem, beni nakletmezler! Çünkü, ben dilekçe-' mi verdim, burada bana iş yok, diye.'" Ruhi Su günlerini yazarken bir yandan Ruhi Su'nun, bir yandan Sümeyra'nın türkülerinı dinledim... '• Düzeltmeler: Sıdıka Su ile 22 ağustostan beri çıkan. konuşmalarda, kimi yanlış anlamalar olmuş. 3 eylülde 1 çıkan "Ankara Notlan"nöa, tabutlukta, Ruhi Su'nun tır-- naklarının söküldüğü izlenimini verecek birtümce var-, dı: doğrusu: Tırnaklar sökülmemiş, falakadan dökül-; müş. Bir de, "mahsus mahal" en üst katta, Ruhi Su ora-: da yatarken, Sıdıka Su ile konuşmamış, Sıdıka Su, ora-- da sağınla (doktorla) konuşurken, Ruhi Su O'nu sesin~; den tanımış; "Mahsus Mahal" türküsünü yazmış. 29; ağustos günlü yazıda da 12 eylül yerine 11 eylül denil- miş; düzeltir, özür dilerim. 1 2 3 B U J L M A C A SEDAT YAŞAYAS SOLDAN SAĞA: 1/ Komedılerde hafif meşrep genç kadın va da ışveli hizmetçı rollerine çıkan kadın oyun- cu... Bırbağlaç. 2/ Bir göz rengi... Uzun soluklu bir yazın türü.3/Mat. dayanıklı vehafif- çe saydam bir kâ- ğıt. 4/Bir ilimız. 5/ ABD'nın bir eya- leti... Müzikkom- pozısyonunda son bölüm. 6/ Akım şiddeti bi- rimı kiloamperin kısa ya- •> zılışı... Karakter. seciye... Terbıyesız kimse. II Ün- süzle biten bir sözcüğün. 3 ünlü>le başlayan sözcüğe 4 baglanarak okunması... 5 Bir ha>van. 8/ Güzel sa- nat... Körpe vaban domu- " zu.9/Algılanannesnelerin 7 temel niteliği... Geminin 8 çektiği suyu gösteımek g ıçınbaş vekıçbodoslama- lan üzerine konulan işaretler. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Japonya'da "harakiri" terımı bayası sayıldıfı için bunun yerine kullanılansözcük. 2/ Muğlanm bir ilçesi... Dalga.ka- sırga. 3/Büyük sandal... Bıretkınliğin geçıci olarak durdu- rulduğu süre. 4/ içyağı. 5/ Pulculukta hatalı basılmış pullar için kullanılan sözcük... Sergen. 6/Çene altından ve yanak- ların üzerinden geçirilerek başörtüsüne kancalanan. genel- lıkle gümüşten yapılmış takı... Bıtışme çızgisi. 7/ Kemal Bilbaşar'ın bir romanı... Lstün bir yetkinin gücünü simge- leyen değnek. 8/Yazın giyılen bol kesımli ve astarsız hafif ceket. 9/ Küçük mağara... Düzgün ve ıyi konuşma yetisi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle