Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10EYLUL1996SALI
10 DIZIYAZI
Kuzey Irak'ta ASALA militanlanPK.K ile AS\LA ansındaki yakınlaşma \e ortak
evlemçalışnalanna eıı çarpıcı örnek
VVashingtonJan gel r. Merkezi VV'ashington'da
bulunan 'Erneni Halk Hareketi' adlı bir örgütçe
yayımlanan Armenian Struggle' dergisi. 31
Mayıs 1983:e ASALA'nın bir bildirisini
ya>ımlar. "lünya kamuov u ve Her Yerdeki
Ermeni HalLtna" bajlığını taşıyan bildiri. PKK
ile ASALA ırasındtki işbirliğinin Kuzey Irak'a
taşınarak bo-ut değıştirdiğinin ilk işaretidir.
Türkiyenin ı günlerde Kuzey Irak'a düzenlediği
birsınırötes operasyonu kınamaamacı ile
\ ayınılanan iildiride ASALA. Kürt teröristlerle
omuz omuzc Türk askerlerine karşı
<arpıştıklanıı açıkçj belirtir.
"FaşistTürksaldmsının Kuzey Irak'a başladığı
andan şinıdi e değin aralannda üstdüzey bir
tnilitanımızıı da bulunduğu 22 devrimcimizi
jitirdik. kuvvetlerimizin diğer böliimü. Kürt
devrimcilerl» omuz omuza vaptıkları direnişe
devam edere< Türk kuvvetİerine ka>da değer
kayıplar vercirmiş \e güvenilir bölgelere
çekilmişlerdi-. Direnişimi/ artarak
siirdürülecektir. Naşasın Ermeni, Kürt ve Arap
halkJan arasndaki dev rimci dayanışma.."
İmza. "ASALA. Ermenistan'ın Kurtuluşu İçin
Cizli Ermeni OrdusuJ*
Zaman zarrun. Kuzey Irak'ta, Ermeni
militanların. PKK terönstlerı ile birlikte Silahlı
Kuwetlenm.ze karşı çarpıştıklarına ya da
Türkiye've dJzenlenen baskınlara katıldıkları
yolımdaki haDerlen doğrulama açısından bundan
dalıa açık \e airinci elden çıkma başka bir kanıt
olabilirmi?
Ancak ASALAnın Kuzey Irak'ta PKK ile aynı
saflarda çarp ştığını açıkladığı bu bildiride bir
ilginç yön daia vardır. ASALA. ortak mücadele
terminolojisine Arap kardeşlerini de dahil etmiş,
GAP ile birlkte ısıtılmaya başlanmış olan Hatay
kartının ucunu daha 1983'lerde göstermiştir.
Şam-Atina ekseninde
PKK-ASALA
Israil'in 1982 Haziranı'nda Lübnan'ı işgali ilebu
ülkedeki üslerini terk ederek Kibns Rum kesimi.
Yunanistan \e Suriye'ye yerleşmek durumunda
kalan ASALA. (Hernasıİsa fsrail'in Lübnan'ı
işgalinden bir hafta önce aralarında ASALA üst
düzey yöneticılerinın de bulunduğu 950 kişilik
bir militan grubu Beyrut ve Sidon'u terk ederek.
Atina. Şam ve Kıbrıs Rum kesimine
geçmişlerdir) bu bölünmelerin sonucu bir liderlik
mücadelesine sürüklenir. Ermeni Adalet
Komandoları adlı \e Monte Melkonyan
liderliğinde bir başka terör örgütü sesini
duvurmava ba^lar. l5Temmuz I983'te
ASALA'nın. Pari.s'ın Orly Havaalanı'nda
gerçekleştirdiği \e 7 kişinin ölümü 60 kişinin
yaralanması ile sonuçlanan evlemin. dünya
kamuoyundan büyük tepki alması, bölünme ve
liderlik mücadelesi sürecini hızlandırtr. lOyıllık
kanlı birdönemin ardından ASALA'nın inişi
başlamış: daha gerçekçi bir yaklaşımla misyonu
şimdilik sona ermiştir. Şimdi satrancın. taraflan
ve ilişkileri açısından çok daha karmaşık olan
ikinci oyunu açılacaktır. Terör dünyasının
yükselen değeri ve yeni taşeronu. Hatay'ı hâlâ
kendi sınırlan içinde gösterme aşınlığındaki
ilkelliği aşabilme becerisini birtürlü
gösteremeyen Suriye'nin koruyuculuğundaki
PKK'dirartık..
ASALA defterini kapatırken bu örgürün bir
özelliğinın altını lyice çizmek gerekir.
ASALA'nın en dıkkat çekici yönü. Amerika'dan
Avustralva'ya. Yunanistan'dan Portekiz'e kadar
dünyanın ve özellikle Avrupa'nın hemen bütün
ülkelerinde. çok kısa aralıklarla hatta eş zamanlı
ev lemler koyabilme yeteneğine sahip olmasıdır.
Bu kadar genış bir alanda. seri eylemler
koyabilen bir örgütü amatör olarak nitelemek
mümküıı değildir. ASALA. kuşkusuz, çok iyi
fizik \e teorik eğitiın verilmiş. hedef seçim \e
eylem planları titizlikle yapılmış. lojistik destek
ve güvenli yerleri ustaca sağlanmış. istihbarat ve
eylem açılarından kesinlikle profesyonel destek
ve önderliğe sahip bir örgüt olarak
alüilandıûında. PKK ile î 1 ızi1 • deaerlendirmeler
ATİNA-ŞAM EKSENİNDE
PKK ve ASALA
E R C A N Ç İ T L İ O Ğ L U
• Türkiye'nin "Adriyatik'ten Çin
Seddi'ne" sloganının
yönlendirdiği politikasından
rahatsızlığı Çeçenistan olayları
nedeni ile giderek artan Rusya,
arka bahçesi saydığı Türki
cumhuriyetlerle Türkiye'nin
ekonomik ve siyasi flörtünü, 20
yıllık endişesinin
gerçekleşmekte olduğunu
görerek izlemekte ve yeni
'destabilize kartlan'nı, arşivden
çıkararak sahneiemektedir.
15 Temmuz 1983*te ASALA'nın, Paris'in Orlv Havaalanı'nda »erçekleştiı di«i ve 7 kişinin ölümü 60
kişinin yaralanması ile sonuçlanan evlem, dünva kamuovunda büyük tepki aldı ve örgütün
bölünme sürecini hızlandırdi.
çok daha saglam bir zemine oturacaktır. ABD
Dışişleri Danışmanlarından Paul B. Henze,
Atlantic Community dergısinın 1981 yılında
yayımlanan 19. sayısında. Türkiye'nin destabilize
edilmesine ilişkin vazisında şövle der.
"Türk terorizminin bo> utları ve zaraıiarı
hakkında son zamanlarda ortaya çıkan bilgiler
ışığında, Sovyetler Biriiği'nin. \ ietnam'dan bu
yana, Türkiye'yi terorizm ve vikıeı çabalar
sonunda kararsız kılmak için harcadıği çabalan,
başka hiçbir devlet için harcamadığı sonucunu
çıkarmak mümkündür."
Peki Türkiye açısından durum budurda. acaba
aynı kavnaklar. Kürt avrılıkçı hareketlcri
hakkında ne düşünmektedirler... Bu sorunun
yanıtı da, 19 Ocak 1976 günü Amerika Birle>ik
Devletleri Temsilciler Meclisi'ne. CIA'nın
(Amerika Merkezi Haberalma Örgütü) gizli
aktiviteleri hakkında verilen ve "PIKE raponı'
olarak anılan araştırmada yatmaktadır...
•*-.Ne Amerika Birk'şik Devletleri Başkanı ve ne
de Dr. Kissingerldönenıın ABD Dis.is.leri
Bakanı ıKürtler için bir /aferi arzulamaktadııiar.
Onlar. valnızca, isyancıların. Irak'ın
kaynaklarını tüketmeve vetecek dü/evde bir
çatışmavı sürdürebileceklerinden emin olmavı
ummaktadırlar.." Son zamanlarda. bayrağındaki
orak-çekici kaldırarak Marksist-Leninist
etiketinden kurtulma çabalan içinde görünen ve
belki de böylelikle mücadelesini siyasi plattorma
kaydırma konusunda daha tazla destek
görebileceğini ya da en azından hoşgörü ile
karşılanacağını uman PKK. Simterepol'den
Bevrut. Atina ve Şam'a uzanan çizgidc ye^eren
ASALA'nın kucağında büyütülerek. taşeronluk
misyonunu üstlendiğini unutmuş ya da bu
misyonun içeriğinin başkalannca da algılandiğı
gerçeğini gözardı etmiş görünüyor.
Daha da acısı. Batılı ülkeler açısından karmaşık
bir ilişkiler sistemini içeren Kürt sorununun bir
bölünıü ile irdelendiği PIKE raporunda sözü
edilen ilkelerin değiştigini ya da bu ilkelerin
valnızca lrak'la bağımlı olduğunu sanma
yanılgısına düşüyor..
Suriye de ASALA'ya verdiği örtülü desteği
zaman içinde PKK'ye kaydırırken Yunanistan'la
doğrudan, Kıbns Rum kesimi ile dolaylı olarak
sağladığı savunma işbirliği anlaşmaları ile
yüreklenip. bu defa pek de örtülü davranmaksızın
Akdeniz'de silah ve esrar kaçakçılığı Lord'luğu
yapmakla, dev let yönetme ciddiyet ve sanatı
arasındaki farkın inceliklerini yazık ki Fırat'ın
bulandırdığı sulannda yitirmiş görünüyor.
1975'lerden günümüze gelindiğinde Tarot kartları
hâlâ ölümü göstermeyi sürdürmektedir. Zaman
içinde oyuncuların bir bölümü elimine olmuş.
ancak oyunun ana kurgusu. senaryoda yapılan
güncel uyarlamalar dışında hiç değişmemiştir.
türk hedeflerinin yanı sıra Avrupa ülkeleri ve bu
ülkelerin vatandaşlarına verdiği zararlar nedeni
ile giderek ağırlaşan bir antipati yaratan.
Sovyetler Birliği'nin dağıiması. Doğu
Almanya'nın sahneden çekilmesi ile istihbarat ve
lojistik destek kaynaklarını geniş ölçüde yitiren
ASALA. yeterli altyapı oluşturularak antrene
edilen PKK ile yer değiştirerek yedek kulübesine
çekilmiştir.
1996'lara gelindiğinde. dünyanın tek süper gücü
olan ABD'nin, Ortadoğu ve Körfez'in kaygan
zeminindeki rahatsızlığ) Saddam. İran ve Suriye
nedeni ile PIKE raporunda sözü edilen konseptin
daha da dışına çıkarak sürmekte. bölgede
orkestrasyon. otorite vakumlan ve yeni tehditler
yaratılarak ancak sağlanabilmektedir.
Türkiye'nin "Adriyatik'ten Çin Seddi'ne"
sloganının yönlendirdiği politikasından
rahatsızlığı Çeçenistan olaylan nedeni ile giderek
artan Rusya. arka bahçesi saydığı Türki
cumhuriyetlerle Türkiye'nin ekonomik ve siyasi
flörtünü, 20 yıllık endişesinin gerçekleşmekte
olduğunu görerek izlemekte ve yeni 'destabilize
kartlan'nı, arşivden çıkararak sahneiemektedir.
Uzun yıllar Rusya'nın Ankara Büyükelçiliğı
görevini yürüten ve şimdilerde Dışişleri Bakan
Yardımcılığı koltuğunda oturan Çernisev'in akıcı
Türkçesi ile Güneydoğu ve PKK sorununu ıma
ederek "Cam fanusta oturanlar komşularına taş
atmamaltdır" deyişi henüz belleklerdedir.
Iran'a ise artı bir şeyler empoze etmeye gerek
dahi yoktur. Pers Imparatorluğu'nun haşmetli
geçmişini. çöl ortasındaki Persepolis'in
kalıntılannı seyrederek anımsamaya çalışan lranlı
yöneticiler, devrimlerini bir türlü Türkiye'ye
ihraç edememenin sıkıntısına eklenen Kuzey Irak
ve Türki cumhuriyetlerdeki çıkar çatışmaları
yüzünden bozulan sinirlerine yenik düşmüşler ve
Pers diplomasisinin ince labirentlerinden gerçek
duyguları ile gün ıs,ığına çıkmı^lardır. Bunun bir
sonucu olarak da son aylarda. PKK'nin
Türkiye'ye sınır geçişlennin büyük bir bölümü
PASTAR'lann denetimindeki tran sınır
karakollarının hemen yanı başlarından
gerçekleşmeye başlamıştır.
Yunanistan i*e Kıbrıs Rum kesimi ile kol kola,
Türkiye'nin etrafında birörümcek sabrı ile
"Türkive'nin düşmanu benim dostumdur"
ilkesinden hareketle örmekte olduğu ağın
kapanmakta olduğunu görerek giderek
saldırganlaşmakta ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ni
değişik cephelerde angaje ederek kendısine belki
de askeri maceralara atılma fırsatını yaratacağına
inandıgı politikasını inat ve ısrarla
sürdürmektedir.
\'e PKK. bütün bu değişik çıkar. amaç ve
kaygıların yarattığı karmaşık ve ince dengelerin
yarattığı vakumda, bir gün mutlaka oyun dışı
kalacağını bilerek gittikçe zayıflasa da
çalımlarına devam etmektedir.
Nereye mi kadar?
Son günlerde yedek kulübesinden alınarak ısınma
turlarına çıkanldığını duyumsadığımız veni
oyunculardan birisi sahaya sürülene değın.
BİTTİ
Mao'nun ölümünden sonra
savaş kapıya
dayandı• Deng rakiplerini 1980 yılına kadar görevden
almaksızın ve tutuklatmaksızın, sessiz
sedasız yerlerinden etmeyi başardı. Hua
Guofeng artık sadece Askeri Komisyon
başkanıydı. Deng, bütün stratejik görevleri
kendi üzerine almadı. Kritik noktalara
dostlarını, güvendiği isimleri yerleştirdi.
Ancak Deng de, diğer otokratlann düştüğü
hataya düştü ve halefini zamanında
belirleyemedi.
13A.V t-LLl H3 3.1 YMM
Resmicenazetöreni 18 EvlüldeTiananmen Mevdanı'nda vapıldı.500bininsan oradavdı.
Resmi cenaze töreni 18 Eylül'de Tiananmen
Meydam'nda vapıldı. 500 bin insan oradavdı.
Radvolar \e televizyon töreni eanlı verdi. Saat
15.00'te üç dakika süreyle sirenler çaldı. Ardından
da Hua Guofeng tören konuşmasına başladı.
Mao'nun ölümünden hemen sonra politbüronun
neredev se lüm üvelen
Jiang Çing'e bağlıhklannı sundular. Yine de Çing
etkisıni kaybetmekte olduğunu seziyordu.
Güvenebileceği tek kuvvet halk milisleriydi.
Ancak köylülerden. işçilerden. gençlerden ve
kadınlardan oluşmus, bu yaklaşık 100 bin kişilik
gücü organize etmek çok kolay olmayabilirdi. Oysa
Hua Guofeng \e güven'ikşefi Wang Dongxing 3.5
milyonluk orduya güveniyorlardı. Aynca polis
teşkilatı da Guoteng'in emrindeydi.
6 Ekim günü Hua Guofeng. birçok üst düzey
yetkiliyı olduğu gibı Jiang Çing'i ve politbürodan
üç arkada^ını da Büvük Halk Evine çağırdı. Çıng
ve arkadaşları gitmediler. Gidenlerin hepsi
bırtakım gerekçelerle tutuklanmıştı. Guofeng
bırkaç saat bekledikten sonra Çing'in ve
arkadaşlannın evlerine askerlerini göndeıerek
onları tutuklattı. Aynı gece içlerinde Mao'nun
yeğenlennin de bulunduğu 40 kadar üst düzey
yetkili daha tutuklandı. Bir parti iç savaşından
fazlası yaşanıyordu. Bu tutuklamalar sürecek.
sadece bir halkın kaderi değil. dünyanın dengeleri
de bu olavlarla bir anlamda değı^ecekti. Çünkü
eğer Jiang Çing gücü eline geçirseydi. ikinci bir
kültür dev rimi başjatılacak. bunun sonucunda da
milyonların katılacağı bir iç savaş çıkacaktı.
Ertesı sabah politbüro üvelen. Hua Guofeng'in
yeni talimatlanyla karşılaştılar ve bunlan karşı
koymaksızın kabul ettiler. Güç dengeleri
değişiyordu. 9 Ekim'de Pekin'de bir gazete.
Hua'dan 'Askeri Komisyon Başkanı' ve 'Merkez
Komite Şefi' olarak bahsedivordu. 13 Ekim günü
Pekin'de Jiang Çing'in ne kadar asılmıs, afiş ve
posteri varsa kaldınlmı^tı. 15 Ekim'de. Çing ve
arkadaşlannın Hua Guofeng'e karşı darbe
girişiminde bulundukları ve başariMz oldukları
duyuruldu. Bir nefret kampanyası basjaultyordu.
Çing ve arkadaşlanna hala bağlılık gösteren tek bir
kent kalmıştı: Şanghay. Clkenin her tarafından
güvenlik kuvvetleri Sarrghay'a kaydırılmaya
başlandı. Hava gergindi. Bu sırada Pekin'de Çing'e
karşı organize gösterilertertiplenivordu. Onbinler,
'Çing'e ölüm' diye bağırıvorlardı. Kent. Çing ve
arkadaşjarının yılan bedenleri üzerindeki başlarıyla
gösterilen karikatür afişlerle donatılmıştı.
Sokaklardaki gösteriler birkaç gün içinde hiddetini
kavbedip bir festivale dönüştüğünde Çing
yenildiğini anlatnıştı. Çing \e arkadaşlan ancak
1980 81 yılında yargılandılar. Kültür devrimi
sırasında 34 800 kişinin ölümünden. 729 bin 511
kişinin de tutuklanması ve gözaltına almmasından
sorumlu bulunuvorlardı. Suçlamalann tüm
haklılığına ve gerçekliğine rağmen olavlarbirer
şova dönüştü. Çing. yıllar süren tutukluluğuna
rağmen dimdık ayaktaydı \e mahkeme heyetıne
•faşistler" dıyecek kadar da ınatçı. Mao'nun dul eşi
ölünıe mahkûm edıldı. Cezası sonradan vaşam
boyu hapis cezasına çevrildi. Arkadaşlarınınki de...
Jiang Çing. 1991 vılında intihar etti. Deng Şıao
Ping, Mao'nun ölümünden 1 vıl sonra. ordudaki
dostlan aracılığıyla affedilerek Pekin'e döndü. Hua
Guofeng'in prestiji ise yavaş yavaş azaldı. Deng
rakiplerini 1980 yılına kadar görevden almaksızin
ve tutuklatmaksızın, sessiz sedasız yerlerinden
etmeyi başardı. Hua Guofeng artık sadece Askeri
Komisyon başkanıydı. Deng, bütün stratejik
görevleri kendi üzerine almadı. Kritik noktalara
dostlarını. güvendiği isimleri yerleştirdi. Ancak
Deng de. diğer otokratlann düştüğü hataya düştü
ve halefini zamanında belirlevemedi. 76 yıl
yaşanan iktidar kavgası, dünya farkında olmasa da.
tam 20 yıl sonra bugün aynıyla tekrar yaşanmakta.
Çünkü dünyanın bu en kalabalık ülkesini yöneten
klik, şimdi de 92 yaşındaki Deng'in ölümünü dört
gözle beklemekte. KP ise hem içeride hem de
dışarıda tıpkı o zamankı gibi inatla ve saldırgan bir
duvarsızlıkla davranmava devam etmekte.
Kavnaklar: Spiegel Dergi.si urşivlerı CEO Dergisi
Dic ZEIT a l
BİTTİ
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇÎ
Sürgiin Günleri...
Sıdıka Su, "Gelelim, sürgün günlerine" diyor, Ruhi
Su ile ayrı ayrı geçen sürgün günlerini şöyle anlatıyor:
"... Tabii, ben Ankara'dayım; her gün I. Şube'ye gi-
diyorum, imza veriyorum; Ruhi de Çumra 'da. Onunla
da telefonlaşıyoruz, mektuplaşıyoruz, haberteşiyoruz.
Fakat Ruhi, 'Benim için uğraş' diyor.
Ben Kemal Aygüne çıktım, dedim ki:
- Böyle, böyle. Ruhi Çumra'da, ben Ankara'dayım; ya-
sal olarak da hakkımız, bir araya gelmeliyiz. Ben büyük
şehirde olduğum için, iş bulma olanağımız büyük şehir-
de daha kolay. Onun için Ruhi'yi Çumra'dan buraya
naklettirmek istiyorum! Kemal Aygün:
- Yapacağınız bir iş var! dedi.
- Ne demek? Ne iş? \
- gibi yaparsanız ben hemen naklederim bura-'.
ya! dedi.
O zaman dedim ki KemalAygün 'e:' Yanlış bir kapı çal-'
dınız! Biz cezamızı bitirdik. Bizim şimdiye değin nasıl ha-
reket ettiğımiz ortada. Bu istediğimiz de bir lütuf değil.
Biz yasal hakkımızı istiyoruz. Ruhi Su Ankara'ya gele-
cektir!' dedim, çektim kapıyı çıktım. Ondan sonra, Çum-
ra'ya C. Savcılığı'na biryazı yazılıyor, deniyorki: 'Ruhh
Su, hiçbir şekilde nakledilmeyecektir. Ruhi Su, melâne-,
tini her fırsatta saçan bir adamdır. Onun için Ruhi Su,
orada kalacaktır...' gibi bir yazı... (Sıdıka Su, anlatmayı
sürdürüyor)
Şimdi gelelim Çumra 'ya. Ruhi, oraya gidiyor, bir ote-
le yerleşiyor, orada salaş birotelde, cadde üzerinde bir
otel; fakat olağanüstü efendi birotel sahibi var Ben bir
hafta izin aldım, gittim kaldım o otelde. Ruhi, gidiyor,.
geliyor, ilçede Ruhi'yle kımse konuşmuyor, herkes ka-'
fasını çeviriyor, uzakduruyor. Böyle bir hava içerisinde.\
Otel sahibi diyor ki: I
- Ruhi Bey, geçer bunlar; aldırma, üzülme!
- Yok canım, aldırdığım yok! ;
Türkü dınlerken geliyotiar, yaklaşıyorlar, kimse duy-
madan bırikı laf ediyorlar. Böyle... OradakiCumhuriyet
Savcısı (Muharrem llJeezJ biliyorsun, bir gün bircura,
alıyor, sabahın erken saatinde geliyor, diyor ki: \
- Ruhi Bey, ben cura ögrenmek istiyorum!
- Peki, diyor Ruhi, bunlar başlıyorlar çalışmaya. Ru-
hi diyor ki: 'Dinlemiyor bile, kafasında başka şeyler var;.
sonra anladım ki, halkı bana alıştırmak için yapıyor bu-'
nu. Demek istiyor ki: Bakın. ben bu adamla konuşuyo-;
rum, cura öğreniyorum!' filan gıbı... Bunu bir süre sür-|
dürüyohar... '.
Ankara'da I. Şube Müdürü o zaman Niyazi Bicioğ-
lu'ydu. Ona gittim, dedim kı:
- Efendim, hakkım mı değil mi bilmiyorum, ama Çum-
ra'ya Ruhi'nin yanına gitmek istiyorum. Bir hafta izin ve-
rir misiniz? Yani bu benim hakkım mı, değil mi?
Niyazi Bicioğlu düşündü:
- Ama, sözünüzde duracak mısınız?
- Ne demek? dedim, biz hiçbir zaman kaçmayı amaç
edinmemişizdir. Ben söz venyorum, geleceğim!
O zaman, 'Peki' dedi, bana bir hafta izin verdi. Ben
de gittim, Çumra'da otelde kaldım, yani, o otel sahıbi-
ni, adını anımsayamıyorum, ama unutmadım. O savcı-
nın (Muharrem llleez'in) Ruhi'ye gelıp ders aldığını...
Ondan sonra savcı, evine bizi çaya çağırdı; gittik. O o-
tel sahibi de bizi bağına karpuz yemeye çağırdı. Çay-
lar, karpuzlar, çörekler sundu. Ve bu havayı yumuşat-
mak için, Ruhi'yi orada daha rahat ettirmek için, Çum-
ralılar ellehnden gelen her şeyi yaptılar. Savcının yaptı-
ğı başka bir iş daha var; bir gün:
- Ruhi Bey, cezaevindekilere türkü söyler misin? di-
ye sormuş.
- Tabii, söylemez olur muyum? karşılığını vermiş Ru-
hi. Ruhi anlatıyor Cezaevine gittik, şaşırdım kaldım.
Böyle aJçak bir duvar; kapısından da girmedik, duvar-.
dan atladık! Girdik içeriye, hükümlülere ben türküler
söyledim. Savcı: 'Söyle ne istersen Ruhi Bey' demiş.
Türküler söyleniyor; bu arada Kemal Aygün'ün yazı-
sı gelınce, demiş ki Savcı Muharrem llleez:
- Ruhi Bey, benim kaybedecek hiçbir şeyim yok. Yar-
gıç da, olağanüstü bir adamdır. Ama o emekli otup gi-
decek. O belki bir şey yapamayabilir. Ama, gelecek in-
san da bunu yapacaktır emin ol. Ne kaybedeceğiz ki
biz? Seni Ankara'ya göndereceğiz.
Şimdi, şunu söyleyeceğim: O zamanda hanımlann
hapishaneye gırmesi şimdiki gibi olağan değil. Onun
için müthiş dikkatlerini çekti, benim orada gidip bir haf-
ta kalmam. Hiç dışanya çıkmıyorum, ona müthiş üzü-
lüyorlar. Yani, gezmemizi istiyorlar. Zannediyorlar ki biz,
beş yıl ayrı kalmışız. Biz, yaşamımızdan son derece
memnunuz. Ama, onlar diyohar ki: 'Bunlar kapalı yer-
de böyle kalıyorlar'. Onun için sanıyorum, o çaylar, ak-
şam yemeklerı hazıhıyorlar, ağırlıyorlardı.
En son, bir gün Ruhi parkta türküler dinlerken, biri
yaklaşıyor 'Ruhi Bey, diyor, sizın için bir iş bulduk... İş-.
te, şu fırında ekmek sayacaksınız; size layık bir iş değil,
ama yine de elinize beş-on kuruş geçer!' Ruhi: 'Çok te-'
şekkür ederim, rahatlıkla yapanm. Ama, ben şimdi o işi'
kabul edersem, beni nakletmezler! Çünkü, ben dilekçe-'
mi verdim, burada bana iş yok, diye.'"
Ruhi Su günlerini yazarken bir yandan Ruhi Su'nun,
bir yandan Sümeyra'nın türkülerinı dinledim... '•
Düzeltmeler: Sıdıka Su ile 22 ağustostan beri çıkan.
konuşmalarda, kimi yanlış anlamalar olmuş. 3 eylülde
1
çıkan "Ankara Notlan"nöa, tabutlukta, Ruhi Su'nun tır--
naklarının söküldüğü izlenimini verecek birtümce var-,
dı: doğrusu: Tırnaklar sökülmemiş, falakadan dökül-;
müş. Bir de, "mahsus mahal" en üst katta, Ruhi Su ora-:
da yatarken, Sıdıka Su ile konuşmamış, Sıdıka Su, ora--
da sağınla (doktorla) konuşurken, Ruhi Su O'nu sesin~;
den tanımış; "Mahsus Mahal" türküsünü yazmış. 29;
ağustos günlü yazıda da 12 eylül yerine 11 eylül denil-
miş; düzeltir, özür dilerim.
1 2 3
B U J L M A C A SEDAT YAŞAYAS
SOLDAN SAĞA:
1/ Komedılerde
hafif meşrep genç
kadın va da ışveli
hizmetçı rollerine
çıkan kadın oyun-
cu... Bırbağlaç. 2/
Bir göz rengi...
Uzun soluklu bir
yazın türü.3/Mat.
dayanıklı vehafif-
çe saydam bir kâ-
ğıt. 4/Bir ilimız. 5/
ABD'nın bir eya-
leti... Müzikkom-
pozısyonunda son
bölüm. 6/ Akım şiddeti bi-
rimı kiloamperin kısa ya- •>
zılışı... Karakter. seciye...
Terbıyesız kimse. II Ün-
süzle biten bir sözcüğün. 3
ünlü>le başlayan sözcüğe 4
baglanarak okunması... 5
Bir ha>van. 8/ Güzel sa-
nat... Körpe vaban domu- "
zu.9/Algılanannesnelerin 7
temel niteliği... Geminin 8
çektiği suyu gösteımek g
ıçınbaş vekıçbodoslama-
lan üzerine konulan işaretler.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/Japonya'da "harakiri" terımı bayası sayıldıfı için bunun
yerine kullanılansözcük. 2/ Muğlanm bir ilçesi... Dalga.ka-
sırga. 3/Büyük sandal... Bıretkınliğin geçıci olarak durdu-
rulduğu süre. 4/ içyağı. 5/ Pulculukta hatalı basılmış pullar
için kullanılan sözcük... Sergen. 6/Çene altından ve yanak-
ların üzerinden geçirilerek başörtüsüne kancalanan. genel-
lıkle gümüşten yapılmış takı... Bıtışme çızgisi. 7/ Kemal
Bilbaşar'ın bir romanı... Lstün bir yetkinin gücünü simge-
leyen değnek. 8/Yazın giyılen bol kesımli ve astarsız hafif
ceket. 9/ Küçük mağara... Düzgün ve ıyi konuşma yetisi.