Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9AĞUSTOS1996CUMA
HABERLER
"Örtüliî sila h
ambargosu'
sürüyor
• WASHINGTON(A\)-
Seçim yılında Türkiye
aleyhtan lobilerden
etk'ilenen ABD yönetiminin.
Türkiyeye karşı " "önülü
silah ambargosu" devam
edıyor ABD Başkanı Bill
Clınton'un Cumhurbaşkanı
Süle>man DemireTeaylar
önce "firkateynleT işı
tamam" dı>e söz -\ermesine
karşın. Türk Deniız
Ku\\etleri"ne teslâm
edilmesi beklener» 3
firkateyn. Norfolk
ümani'ndan Philadelphia
Limanfna çekildi
Philadelphia"ya çekilen
firkateynlerin elekıronik
aksamları sökülüyor ve
motorlarında çeşitli yeni
düzenlemeler yapılıyor.
Yazarlar
Birliği'nden
açıklama
• ANKARA (Cumhııriyet
Bürosu)-Türkiye Yazarİar
Birliği'nin (TVB).eski
Kültüf Bakanı Agâh Oktay
Günerdöneminde Kültür
Bakanlığfndan yardım
almadığı bildirildı. TYB'den
yapılan açıklamada.
Edebiyatçılar Demeği"nin.
basında çıkan \e TYB'nin
de KÜ\XÜT Bakanlıgfndan
yardım aldığı ileri süriilen
açıklamasına değİTiilerek
"TYB Sayın Agâh Oktay
Güner'ın Kültür Bakanlığı
dönemınde. Kültür
Bakanlığfndan hiçbir
şekildedeğil 1 milyar. bır
kuruş dahi almış değıldır"
dendi.
Atamalarda
bakan onayı
• ANKARA (AN KA)-
Tünı kamu \e bağlı
kuruluşlarında yapılacak
atamalan bakan onayına
bağlayan genelge.
bürokratlarca "yah>adışı"
olarak yorumlandı.
Bürokratlar, RP
kadrolaşmasının bir adırnı
olarak değerlendirdiklerı
genelge nedeniyle bağlı
kuruluşlar ile bakan
arasinda ciddi sürtüşmelenn
olabileceğine dikkat
çektiler. Başbakanlık
Personel Prensipler Genel
Müdürlüğü tarafından 2
Ağustos I996tarihin.de
çıkarılan gengelede.
"mükteseben yapılan derece
terfileri hariç olmak üzere
kurum içinde yapılacak her
türlü unvan değişiklikleri.
atama \e yer değiştirme
işlemleri ilgili bakanın
onayına" bağlandı.
Referandum
önerisi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Halkın Demokrasi
Partisi(HADEP) Genel
Sekreteri Mehmet Satan.
dün yaptığı yazılı
açıklamada. Kürt sorununun
çözümü için referandunı
yapılmasını önererek. " I
Eylül Dünya Banş Günü'ne
yaklaştığımız şu günlerde
yeni cenazeler görmek
istemiyoruz" dedi.
Savaş Karşıtları
Denneği
• İstanbul Haber Ser\ isi -
Tüzüğünde anayasaya \e
Askerlik Kanunu'na aykın
maddeler bulunduğu
gerekçesiyle çalışmasına
izin verilmeyen Savaş
Karşıtlan Derneği. iki yıl
aradan sonra İstanbul 2.
ldare Mahkemesi kararıyla
kuruldu.
Yozgat Cezaevi'ndeki eylemciler, muayene tutanağının gerçek dışı olduğunu söylediler
TııUıkhılar tedavi fctiyor• Yozgat Cezaevi'nde Sağhk Bakanlığrnın girişimiyle yeniden
muayene edilen ölüm orucu eylemcileri; 4 doktor. cezaevi müdürleri
ve cumhuriyet savcısı tarafından imzalanan tutanağın "kandınnaca"
olduğunu sövlediler.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yoz-
gat Cezae\i'ndeki ölüm orucu eylemcile-
rine ilişkın teda\ i bilmecesi sürüyor. Eylem-
cilerin. ölüm orucunun ardından teda\ i edil-
mediklerini açıklamalan üzenne Sağhk Ba-
kanlığı'nın girişimiyle hazırlanan resnıi
muayene tutanağı. hükümlüler tarafından
"kandırmaca" olarak nitelendı. Hükümlü-
lerden Selmani Özcan. mektubunda, tuta-
nakta sözü edilen muayenenın yapılmadı-
ğını belirtirken amaçlannın kimseyi şikâ-
yet etmek olmadığını söyledi. Özcan. mek-
tubunda. "Bizim kaygımız bir an önee cid-
di bir kontrolden geçip. sakat kalmanıak
için tedaviye başlamak" dedı.
Cumhuriyet'te 3 ağustosta duyurulan
Yozgat Cezae\ i'ndeki teda\ i bilmecesi sü-
rüyor. Haberin yayımlandığı gün saat
19.00da Saglık Bakanlığı'nın girişimiyle
4hekım.cumhunvet savciM ve cezaev ı mü-
dürleri imzalarıy la düzenlenen tutanaktaki
"Hic.birsağlıktehlikesi\ok" bilgisı eylem-
ciler tarafından yalaıılandı Cumhuriyet e
bir mektup göndereneylemci Selmani Öz-
can. tutanağın. gereklı muayene yapılma-
dan. "baştan sav ma" y öntemlerle hazı rlaıı-
dığını ve eylemcilerin teda\i edilmediğini
öne sürdü
Eylemcilere ağrı kesici
Özcan. mektubunda. habenınizın ardın-
dan tutanak hazırlamak amacıy la gelen gru-
bun içinde yer alan Türk Tabıpleıi Bırliğı
Temsilcisi nöroloıı uzmanının kısa bir kont-
rolden sonra "Bekleyip göreceğiz" dediği-
nı belirtirken. "Beklemek, sakat kalmak
demek. Zaten yaşamsal tehlike olmadığını
biliyoruz. Kaygımız sakat kalmadan teda-
vi olup, bunun önüne geçmek" dedi. Özcan.
SerdarGelirın şuuruiHin neredeyse bütü-
nüyle kapalı olduğunu Mİylemelerıne kar-
şın nöroloji uzmanının "parasetemol" ad-
lı ilacı \ermekle yetindığinı. tonıografi \e
tetkik ıstemlennin ıeddedildiğıni anlattı.
Konuya ılışkın Cıımhurıyet'in sorularını
yanıtlayan lıekımler. ağrı kesici veateşdü-
şürücii işlev lere sahıp olaıı parasetemol ila-
cının. ölüm orııeundan çıkan ey lemcilerin
şikâyetlenne uygun bır tedavi sağlamaya-
cağına. uzıııı siire aç kalan insaıılann kara-
ciğerinde yağlanına ohıcağına \e bıı ilacın
kaıaciğeıe zararlı oldıığıma dikkat çekti-
ler. Özcan. tutanağın İKUulanma sürecine
ilişkm şu bılgıleıı \eıdı:
"TTB Temsilcisi nörolog, il sağhk müdii-
rii >e sa\cının \aklaşımı. işi acele kapahp so-
rumluluktan kurtulmakh. Hichir konrnil ya-
pılmamışken sağhk müdürü \e sa\cı biz-
den tedav ılerımı/ın yapıldıöına' ilişkin>a-
7.1lı belge istediler. Kahul etmedik. Çünkii.
ciddi bir kontrolden geçmediğimi/ gibi, ge-
çirileceğimize ilişkin bir umııi da görünnıü-
\ordu. Bunlar üzerine sa\cı \e sağhk mü-
dürü 'Tedasilerı \apılmiştır dijebirkan-
dırmaca tutanak göndermiş olmahlar ki.
Sağhk Bakanlığı Müsteşarlığı twla\iıni/in
vapıldığı acıklamasnla ola>ı kapattı."
Selmani Özcan. mektubunda. 3 ağustos-
ta hazırlanan kuşkulu tutanaktan sonra 6
ağustosta göz mua\enesine göııderildiğiııı
anlattı. Özcan. muayenede göz hekiminin
"Bunu nivegetirdiniz?" diyerek sorunları-
nı dinlemeyi reddettığini. "60 gün aç kal-
mışsınız, bunlar normal şe> ler. zamanla ge-
çer" dediğıni belırtti. K.ontrollerin odak
noktasınm "yaşamsal tehlike" olduğunu.
ancak sakatlığın önüne geçilnıediğinı \a-
zan Özcan. şunları dedı
"Elimiz kolunıu/ bağlı. Cezae>i dokto-
runun elinden sadece sevketmek «eli\or.
N°o/.gat'tan umudumu/ıı kestik. Duyarlı he-
kimlerin, bize bari neleredikkat ermemizge-
rektiğini anlatan > a/ılı metinler gönderme-
sini isti>oruz. Buradaki hekimlerden ıınıu-
du kesriğimiz için kendimiz bir şe\k"r >ap-
ma\ a çalı$ı\oru/.. Ö> le ki, arkadaşlarım be-
ni kollarımdan tııtarak >ürütü\orlar. an-
cak bunun >arı >arı>a kiirieşen gözlerim
için i>i olup olmadığını bilnıi\oru/."
Özcan. kendisiyle birlikte Serdar Ge-
lir'ındekısmi körlük \e şuıır kapalıhğı ya-
sadıâını belirtti.
Köye dönüş projesi tutmadıCHP ve HADEP, REFAHYOL hükümetinin dönüş açıklamalarını inandırıcı bulmadı
HAZAL ATEŞ
ANKARA-CHP \e HADEP. REFAH-
\OL hükümetinin Güneydoğu'da güven-
lik gerekçesiyle boşaltılan köy \e mezra-
lara "geri dönüş'" yolundaki projesınin inan-
dıncı olmadığı konusunda birleştiler. CHP
Genel Sekreteri Mehmet Sevigen. bölgede
banş sağlanmadan böy le bir çalışmanın ya-
pılamayacağını vurgularken. HADEP Ge-
nel Sekreteri Mehmet Satan. "Köyler >a-
kılmaya ve boşaltılmaya de\am ediliyor.
Halk çatışma bölgesine dönmez" diye ko-
nuştu. Dnriği Beledi\e Başkanı Muhar-
renı Nağbasan da. \ öre halkının de\ lete gü-
\enmediğini \urgula\arak. birkişinin bile
köyüne dönnıek için başuıruda bulunına-
dığını söşledi
CHP Ğenel Sekreteri Se\igen. Cumhu-
riyet'e y aptığı açıklamada. Doğu \ e Güney-
doğıfda barış ortamı sağlanmadan. boşal-
tılan köylere dönüşün söz konusu olama-
\ acağını sö\ ledi
RFFAHN'OL hükümetinin -köyedönüş"
açıklamasının planlı bır projeye dayanma-
dığını kaydeden Se\ igen. "Onceinsanlann
can gü\enliği sağlanmalı. akan kan durdu-
rulmalı. Erbakan. \apnıadığı şe>lfri önce-
den sö>lü\or. sonra da arkasından gidi>or.
Kısacası ha>al dağıtnor. Böy k1
bir girişim ha-
\ aldir. Ortada bir pmje \ ok. Çatışmalar sct-
na ermeden bıı insanlar kö\ üne dönnıe/ ""
diye konuştu.
'Köyler vine vaküıvor'
£ i 1 5
Se\ıgeıı. söyle devam ettı:
"Bö\le bir pnıje hazırlanmak isteni\or-
sa kamuoy ıınıın görüşü alınsın. > öre halkı
bir \andan Hi/bullah bir \vından da PKK
valinin iddiası
' 105 köye
dönüşler
başladı'
ANKARA / DİYARBAKIR
(Cumhuriyet) - Bakanlar Kurulu.
başarıya ulaşmayan •*köyedönüş~
projesini özendirmek amacıy la.
yerleşim bırinıine dönen her aıle-
ye para yardımı yapılmasını karar-
İaştırırken. Olağanüstü Hal Bölge
(OHAL) Yalisi Necati Bilkan. su
ana kadar 105 köyde geri dönüşün
gerçekle^tığini bildirdi De\letBa-
kanıSalim Ensarioğlu. gerı dönüş
>apacak ailelere 25O"şer mılyon
yardımdabulunulacağınıaçıkladı.
Hükümetin. Trabzon'da önceki
gün yapılan toplantısında ağırlık-
lı olarak Güneydoğu Anadolu'da
kö\ lerınde göç etmek zorunda bı-
rakılan > urttaşların dönüşleri. Çe-
kiç Güç ve Olağanüstü Hal u%gu-
laması ele alındı. Edinilen bilgiye
göre. Bakanlar Kurulu. ağustos ay ı
içinde TBMM'nin olağanüstü top-
lantıya çağnlması \elller Idaresı
Yasası'nda değişiklik yapılması-
ııın ardından. Van. Hakkâri. Şır-
nak. Mardin \e Muş illerinin ola-
ğanüstü hal kapsamından çıkan-
larak. "mücavirir statüsüne kavvış-
turulmasını kararabağladı. Bu5 il-
de OHAL tazminatı uygulamasının
süreceği.silahlıku\\etlerinoperas-
yonlarının eski statülenne göre de-
vam edeceğı.dığer 5 ıldekiOHAL
uygulatnasında ise değişikliğe gi-
dılmeyeceği kaydedildi.
Erbakan. kabine üvelerine bilgi
\erirken. Genelkurmav Başkanı
Orgeneral Ismail Hakkı Karada-
jı'nın, "kö>edönüş" projesınin so-
nuçlannın kamuoy una açıklanaca-
ğı bir gezi için Digor'dakı bazı yer-
Teşim yerlerinın tercih edilmesini
önerdiğini açıkladı.
baskısı altında. Bö>le bir proje de. can gii-
Miıliği. aluapı \e insaıılann karınlarının
dovnıası ile ha>ata geçirilir."
HADEP Genel Sekreteri Mehmet Satan.
bölgede süren çatışmanın bır an önce dur-
duı ulnıasi gerektiğıni belırterek. "Köjler-
de \akılma \e yıkılma de\am edhor. Halk
çatışma bölgesine dönme7." dedı
Satan. hükümetin kö\e dönüs projesini
açıkladığıılk günlerde bunun olumlubırge-
lışme olduğunu düşündüklerini. ancak bu-
giine kadar somut bir adımın atılmadığını
söyledi. RP'nin. "kftye dönüş" çağrısınm
ınandıncı olmadığını uırgu-
layan Satan. konuşmasını
şöyle sürdiirdü:
"Bugün 3-4 milyon insan
şehirtere göç etti. Kö\ ler \ a-
kılı>or >e boşaltih\or. Ope-
ras>onlann duıtlıırulnıası ge-
rvkivor. Çatışmalann sürdü-
ğü bir \ erde kö> e dönüş pn>-
jesi tutmaz. F.rbakan, kamu-
oy undan puan almak için
böyle açıklamalar \apı\or.
Bu proje tutmaz. Eşkna ha-
linegclen komculuğuteşvik-
le bu proje u\ gulanmaz. Böl-
genin insanına danışmadan
da bu proje sonuç \ermez.
Metropollerde Mehmetçik
cenazeleri görmek istemİMh-
ru/. Bu ıstıraba son \ erilme-
den kinıse kö> üne dönmez."
'Sıvas'a dönen vok'
İHD'nin kunıluş Mİdönümü arabalı vapurda düzenlenen bir etkinlikle kutlandı. ( I IL'LV A TOPCU)
Polisyaûgölgesindekuüama
İstanbul Haber Servisi- İnsan
Hakları Derneği kuruluşunun 10.
y ıldönümünü farklı bir etkinlik ile
kutladı insan hakları savucunucu-
ları ile ınüzik grupları önceki ge-
ce Araba Vapuru ile gezdikleri Bo-
ğaz "da "'Banş hemen şimdi" me-
sajını \erdiler.
İHD'nin kurultışy ıldönümiine-
deniy le Araba \apuru'nda düzen-
lenecek etkinlik için akşanı saat
19.30'da Kabataş Iskelesi'nde bu-
luşuldu. BogazUa düzenlenecek
etkinlik için polıs de önlem almış-
tı. Araba vapuru. etkinlik süresuı-
ce bır polıs vatı tarafından ızlcndı.
Kutlama şenliğinde konuşan İHD
İstanbul Sube Başkanı Ercan Ka-
nar. İHD'nin kurulduğu günden
bu yaııa insan hakları ihlalleıinin
önlennıesi için çalıştığını söyledi.
10 yıl içinde üzücü bır çok olay
yaşadıklarını belirten Ercan Ka-
nar. derneğin insan hakları müca-
delesinde birçok kıırucusıınıı kav -
bettiğini \ urgııladı \> rımsı?. eşit.
özgür bır düny ada s aşanması için
çalıştıklarını vurgulayan Kanar.
şöyle konuştu:
**Biz lOyıliçindebunutamamcn
gerçekleşriremedik. \ncakunııtııl-
mayacak neticeler aldık. l'emel hak
ve özgüıiükler konusunda ihlalle-
rin olmanıası gerektiğini insanlara
anlattık. Önümü/dcki dönem sü-
reç gösteri>or ki daha fazla çalışa-
cağız. Halklarm özgüree.kardeşçe
>aşa>acağı hir coğrafya oluştur-
mak için mücadele edeceğiz."
Daha sonra vapılan konuşma-
larda da Doğu \ e Güney doğu Aııa-
dolıı Bölges'fnde süren savaşın bir
an önce soııa ermesı ıstendı Ft-
kinlikte Grup Kızılırmak. Zuğaşi
Berepe. Metin Kahranıan Okan
Kovancı. Muanınıer Ketencoğlu.
\ıva Kültüı Merkezi sanatçıiarı
ıle Ferhat Tıınç bıreı dinleti SLIII-
dular. Dört saat süren dinletıde in-
s;ııı hakları sav unucuları türküleı eş-
lıûınde lıalav çektiler. daııs ettiler.
Divriği Belediye Başkanı
Yağbasan da. Sıvas'ın çok
sayıda köyünün boşaltıldı-
ğına dikkat çekerek. bugüııe
kadar köy üne dönnıek için
başv uruda bulunan tek y urt-
taşm olmadığını söyledi.
Yağbasan. yöre halkının
devlete güvenmediğini vur-
gulayarak. "Ekononıik so-
runlar. terörolaytan çözülme-
den insanlar köye dönmez.
Divriği çevresinde 10-15 kö>
boşaltıldı. Bu insanlann dö-
neceklerini sanmıyorum" di-
ye konuştu.
Başbakan Necmettin Er-
bakan'ın 13 Temmuz 1996
tarihinde verdiği "köye dö^-
nüş"*startının ardından. "Bo-
şaltılan köy lere en kısa süre-
de geri dönüş olanağı sağla-
nacak.Genelkurma> Başka-
nı İsnıail Hakkı Karadayıda.
"Biz de bunu ıstiyoruz. Gı-
din halka müjde verın' dedi"
açıklamasını yapmıştı. Er-
bakan'ın açıklamasının. söz-
lerinin çarpıtıldığını düşünen
Karaday fy ı rahatsiz ettiği de
ortayaçıkmıştı.
ÜZYAZI ORHAN BİRGİT
Devlet adamlığı için aranılan ılk ni-
telik, sözüne güvenilir olnaktır. Bir kez
daha yazmıştım. 1958 /ılında olmah,
CHP Genel Sekreteri merhum Kasım
Gülek, NATO'nun Dışişeri Bakanlığı-
mızaracılığı ileyaptığı b'dışgezıçağ-
nsındaadının bulunmayşından alınmış
ve örgütün Genel Se<reteri Albay
Fenss'e bu durumdai yakınan bir
mektup yazmıştı. Olay, Demokrat Par-
ti organı 'Zafer' gazetesndeTürkiye'yi
dışarıya şikâyet gerekçesiyle kınan-
mış, Gülek haberi yalanlamış: ama
parti içi muhalefet. Gene Sekreter'den
Albay Fenss'e böyle bir mektup gön-
derildiğinde ısrarlı olmLŞtu.
ismet inönü, CHP Pati Meclisi'nde
bu konudaki tartışmayı başlatmadan
Kasım Gülek'e sorrnuştu: "Mektup
gönderdin mi, gönderrredin mi?" Ge-
nel Sekreter. ısrarla "Gindermedim''
yanıtını vermiş, muhaliferi doğru söy-
lemediğini meydana çıfartınca da yıl-
larca emek verip alınter döktüğü, ce-
zaevlerine girdiği makâmından ıstifa
ederek ayrılmıştı.
Bu aynlış, Kasım Güek'in gerçek
bir yıldız olduğu politikacan da kay ma-
sına yol açtı.
Dün gazetelerde Başbakan'ın Cum-
hurbaşkanı ile haftalık çprüşmesinden
çıkarken yaptığı açıklarrayı okuyunca.
bu olayı bir kez daha aiımsadım. Er-
bakan, partisinin Van NMIetvekili Fet-
Doğru Söylemeyen Kim?..
hullah Erbaş ve Islami yazar' kartvi-
zitli ismail Nacar'ın isimlerinin geçti-
ği PKK ile görüşme haberlerini yalan-
lamakla kalmıyor, "Onlarbasının diya-
loğu. Bu haberlerin tamamı gerçekier-
den ve ciddiyetten yoksun" diyordu.
Bir gazetemiz 'Hürriyet' bu demeci
Erbakan'ın altıncı kez çark edişi ola-
rak degerlendiriyor ve Refah Partisinin
muhalefetteyken Çekiç Güç, faiz. is-
rail'le antlaşma. olağanüstü hal, geri-
ci personelin silahlı kuvvetlerden atıl-
ması üzerine söylediklerinden iktidar-
da vazgeçmesine bağlantı yapıyordu.
Başka gazetelerde de 'geri adım 'dan
'dönüş'ten söz açılıyordu.
'Sabah' gazetesi yazan Fatih Çekir-
ge'nin geçen hafta verdiği ve tartışma-
lara neden olan haber, Başbakanla is-
mail Nacar'ın hangi tarihlerde ve ne-
rede iki kez konuştuğunu anlatıyordu.
İsmail Nacar, bu konuşmalardan son-
ra Adalet Bakanı'nın özel izni ile Elma-
dağ Tutukevi'nde bulunan HADEP Ge-
nel Başkanı ilegörüşmüştü. Bu görüş-
meden sonra temaslarını başkaiarı ile
de sürdürmüştü. Van Milletvekili Fet-
hullah Erbaş, Nacar'la görüşme sıra-
sında Erbakan'ın yanındahazırbulun-
muştu ve diğer temaslarla ilgili olarak
da doğal olanı yapmış, Başbakana
her aşamada bilgi vermişti.
Başbakan, bu haberleri. yayımlanı-
şından dört gün sonra yalanlamak ge-
reğinı duyuyor. Buna gereğı değil. zo-
runluluğu demek daha doğru olacak.
Çünkü herkes biliyor ki. Başbakan. bu
zorunluluğu. Milli güvenlik Kurulu Ge-
nel Sekreteri ve Cumhurbaşkanı ıle
yaptığı görüşmelerden sonra duymuş
ve Çankaya Köşkü'nden çıkışta yap-
tığı açıklamada. o tatlı halk şarkısında
söylendıği gibi. "Ders/nı almış da oku-
yor ezber" edasıyla 'kan dökenlerle
görüşme' ıddiasının bir senaryo oldu-
ğunu söyleyebilmiştir.
Emin Çölaşan, dünkü yazısında
"İsmail Nacar'a dün sordum. Bütün ya-
zılanlan doğruladı: Ayrıca Erbakan 'la
iki kez konuştuğunu da yineledi" di-
yordu.
Hadi, diyelim ki Refah lideri. zaten
kendisiyle öteden beri sürtüşme ha-
lindeolan vekimiislamcı basınına gö-
re, Yalçın Doğan'a Refah Partisi aley-
hinde malzeme taşıyan, RP'nin 13 Ma-
yıs 1990 Çermik seminerinde şeriat
için söylenenleri sızdırıp, MHP'Iİ San-
cak dergisinin özel sayı yayımlaması
na yol açan ismail Nacar'dan öç alma-
yı amaçlayarak böyle bir demeç veri-
yor. Partisinin Van Milletvekili Fethul-
lah Erbaş'la alıp veremediğı ne? Ya
da Erbaş'ın bırdenbıre ortada bırakıl-
masının açıklaması nasıl yapılacak?
Kim. hangı Refah Partili. bundan
sonra lidere güvenıp kollarını sıvaya-
cak?
• • •
Eski içışleri Bakanlanndan İlyas Seç-
kin, anekdotları ile ünludür. Yıllarca
önce bır öykü anlatmıştı.
Osmanlı valılerinden bir paşa, vila-
yetınde süregelen ve bir türlü yakala-
namayan eşkıyayüzünden Babıâli'den
son uyarı telgrafını da alınca, eşkıya-
yı yakalayamazsa, azledılip tutuklu
olarak İstanbul'a götürülme korkusu-
nu yenmek için çözümü kâhyasım ik-
na etmekte bulmuş. 'Kâhya 'demış.
"vilayetı kasıp kavuran eşkıyanın sen
olduğunu söyle ve zaptiye kumanda-
nına teslim ol. Merak etme ben senı
nasıl o/sa kurtarınm.''
Vali paşanın isteğini kabul eden kâh-
ya. denilenı yapmış. Önce tutuklan-
ma. sonra yargılanma. itiraflar ve ni-
hayet beklenılen kararla öiüm cezası-
na hükmedilme.
Kâhya. hep valının nasıl olsa kendi-
sını kurtaracağına inanmış. Bu ınanç-
la infaz yerine götürülürken. başını kal-
dırıp pencereden kendisini izleyen va-
liden gözlerıyle yardım istemiş. Aldığı
yanıt "Dayan kâhya.. Üzehnde bu ka-
darcık hatırım yok mu?" olmuş.
Galiba Başbakan'dan Fethullah Er-
baş ve arkadaşlarına da böylesine bir
hatır dersı gelecek.
Öyküyü bir yana bırakalım.
Bir siyaset adamı, muhalefette en-
dazesız atmış ve onları ıktıdarda ger-
çekleştiremeyeceğini anlayınca. söy-
lediklerinden, RP liderinin Türkçemi-
ze mal ettiği "U" dönüşlerıyle vazgeç-
miş olabilır. Buna 'caydı" diyebılirsi-
niz. Verdiği sözü tutmakla suçladığı-
nız bu siyaset adamına bir daha oy ver-
mezsiniz. Güven beslemezsiniz..
Ama o kimse. söylediği sözlerin ya-
rattığı tepkilerı gördükten sonra ya-
lanlamaya kalkarsa ve yalanlamakla da
kalmayıp, Fatih Çekirge gibi bir ga-
zeteciyı "Kendıleri üretip kendilen sal-
dmyortar. Kafalanndan ne geçiyorsa on-
ları yazıyorlar" sözlerıyle suçlarsa ne
olur?
Fehim Adak, Fethullah Erbaş ve is-
mail Nacar, Refah liderinin yine birta-
kıyye uğruna söylediklerini yalanlama-
sı yüzünden kamuoyu önünde sıkın-
tılı, hatta zor durumda kalmayacaklar
mı? Doğruyu söylemeye^ kirn? Onlar
mı, yoksa Erbakan mı?
BIR BAK1MA
SERVER TANİLLt
• ••Atlanta'dan Sonra
1996 Atlanta Olimpiyat Oyunlan sona erdi.
iki hafta boyunca medyanın bütün olanaklarını se-
ferber edip dünyanın gözleri önüne serdiği heyecan-
lı yarışma sahnelen, görkemli açılış ve kapanışlar ge-
ride kaldı. Hatırlayacağımız rekorlar olacak: Micha-
el Johnson'un 200 metre koşuda aldığı sonuç on-
iardan birıdir. Zaferini gözyaşlarıylaalkışladığımızya-
rışmalar oldu: Kadınların maratonunda Habeşistanlı
Fatuma Roba'nın başarısı öyledir.
Ve bizim çocukların kazandırdığı övünçler: Öteki-
lerin yanı sıra. Mahmırt Demir'i de alnından öpüp bağ-
rımıza basacağız.
Alanlarda, amatör bir spor anlayışı içinde kişisel gü-
cünü ve hünerini ortaya koyup başarısını kanıtlamış
sporcunun zaferini alkışlamak. hangi ulustan olursa
olsun, elbette görevimiz. O başarılar üstelik tarihe
geçiyor; gelecekteki atılımlar için bir gösterge olacak,
daha ileriye adımlar atmanın şevkıni okşayacak.
Ne var ki. her olimpiyat gibi. Atlanta'daki de arka-
ya sorunlar bıraktı
Söz konusu oyunlan düzenleyıp yönetmekten, ya-
rışmaların dağarına değin uzanan bir dizi sorundur ki
bunlar tartışılacak. Ayrıca. her şey bir "marketing ça-
ğ/"nın damgasını taşıyordu; asıl kazananlar, televiz-
yon ortaklıklan, Atlanta'nın çarşısı pazan olmuştur. "Ko-
ka Kola'nın başkentı"nde. iki haftalık ticaret kazan-
cmı hesaplamışlar: A milyar dolar!
Olimpiyatlann nasıl bir meta olup çıktığınt düşüne-
biliyor musunuz?
Para dalgası sporun kendisini de sürüklemektedir.
Modern Olimpiyat Oyunlarfnın kurucusu Pierre
de Coubertin, yüz yıl önce şöyle bir tehlikeyi haber
vermişti: "Bir çökertici tohum ilkçağ sporunun içine
gelip gırmişti; dikkat etmezsek, aynı tohum, bizim do-
ğan umutlanmızı da soldurup solgunlaştıracak."
Ne yazık ki gerçekleşmiştir bu tehlike!
Çıkarcılık ve bezirgânlık stadyumları istila etmiştir
her yönüyle.
Ama öyle de olsa, Olimpiyat Oyunlarf nın erdem-
leri var. Jean Durry, 3 ağustos günlü Le Monde'üa
çıkan yazısında ıkı noktada özetliyor onları: Olimpi-
yatlann. günümüzde tartışılmaz başarısı. başta dün-
ya çapında olup çıkmalarıdır; ikincisi de. duvarları yı-
kıp herkes için hava ve ışık istemeleri...
Yerinde bir saptama: Atlanta'da. 200'e yakın hal-
kın on bin sporcusunun gelip toplanmasının bir an-
lamı olsa gerek!
Ama öte yandan, gündemde bir başka tehlike var
Üçüncü Dünya halklannın önünde. Ona da tgnacio
Ramonet işaret edıyor: Bır kez daha bir köşeye çe-
kilen ya da çağnlmayı bekleyen. daha da doğrusu fi-
güran durumuna düşen bu halklar içinde birkaç "spor-
cu yenı ülke" sivrılıp ortaya çıktığında da. elindeki şam-
piyonlann kuzey ülkelere kaçma tehlikesiyie yüz yü-
ze kalıyor. Böylece, yığınla devlet, ucuz fiyata. mo-
dern gladiyatörler elde edıyor ve onlar da, zengin ül-
kelerin en ileri stadyumlarmda. televızyon seyircıleri-
nin paşa keyfi uğruna canlannı dişlerine takıp çırpı-
nıp duruyorlar.
Denecek odur ki. çağımızda Üçüncü Dünya'yı ege-
menliği altında tutan bir sistemln düzeni. spora da ge-
tirip damgasını vurmuştur.
Futbol mu? •- •-••'
Tutkulu yığınları en çok çeken bu spor dalı, sosyal
ve ulusal gerilimleri savuşturma yoludur ve zaman za-
man en korkunç şiddetlere sahne olmaktadır. Yolun-
dan sapmış bir başkaldırıyı dile getirdiği için, yerle-
şik düzenin temsilcilerıni korkutmaktan çok, rahatlat-
makta, o yüzden de hoşgörüyle karşılanmakta.
Sporla televızyon ıç içe geçmiş, para üstüne para
yığmaktadır.
Bir "adalepazarlaması"d\r günümüzün sporu.
"Cezası olmayan bir suç" işlenmektedir.
Özetle. egemen ideolojinin başlıca taşıyıcısı olup
çıkan. yerel birkaç dırenışe karşın artık dünya çapın-
da boyutlar kazanan yarışmacı spor, teknolojinin em-
rinde. pıyasaların hizmetine girmiştir ve halklara kar-
şıdır. Demokratik bır sporun geleceği. yeni bir spor
ahlakını aramaktan geçiyor. Neyin üzerine kurulacak-
tır bu ahlak? Sürekli bir gelişmenin gereklerine oldu-
ğu kadar. hak ve özgürlüklere saygının üstüne de.
Bir cangıldayız. çıkıp kurtulmamız gerek ondan!..
Baro ve bakanlığa başvurdular
Avukatlar: Bu baskı
darbelerde bile yoktu
ANKARA (ANKA)
Avukat Hasip Kaplan ve
dört aıkadaşı dün İstanbul
Ümranı>eCezaevı*negınş-
te avukatlık onurunu yara-
layıcı vekendilennepotan-
siyel suçlugıhi davranılma-
sı nedeniyle aralannda bir
tutanak hazırlayarak İstan-
bul Baro.su ile Adaleı Ba-
kanlığı'na gönderdiler. Av u-
kat Hasıp Kaplan. "Cezaev-
lerinde sav unma av ukatla-
rının engellenmesi. onlara
potansiycl suçlu gibi bakıl-
masıaskeridarbelersonra-
sı askeri cezaev lerinde bile
görülmeyen dav ranışlardır"
diyerek uygulamayı p^ote^-
toetli.
Avukat Hasip Kaplaıı
yaptığı yazılı açıklama ıle
dün istanbul'da Unıranıye
E-TıpiCezaevı'ne avııkat
göriişüne «ıttiklerını. antak
avukatlık meslek onuru ile
bağdaşmayacak yasadişi
dav ranışlarla karşılaştıkla-
nnı bildirdi Cezaev lerinde
önlem alınmasuvn doğal ol-
duğunu belirten Kaplan. X
ışmı gibi modern yönteın-
lerııı kullanılmasının man-
tıklı olduğunu v e bu tür y ön-
temlerle kimsenın rencıde
edilemeyeeeğini kaydettı
Av ııkat Kaplan. daha öııce-
den de aynı cezaev ıne gi-
dişlerinde dışarıda bekle
yen araç şoforüııün cezaev \
siıbayları tarafından gözal-
tına alındığını ifade ederek
av ukatlara potansıyel sııçlu
gözüyle bakan bu anlayış
karşisinda şu hatırlatmayı
vaptı:
~ Bugüne kadar si>asida-
valara (solcu-sağcı-şeriatcı-
ülkücü ayrımı yapmadan)
giren av ukatlardan. 12 Ey-
lül sıkıyönetimi dahil yirmi
> ıldır içeriy e suç aleti sokar-
ken yakalanan tek avukat
ömeği bulunamaz."
Av ııkatlar Hasip Kaplan,
Merih Acar, Gönül Bulut.
Şafak \ üdız v e Saadet Ya-
lan'ın dün cezaev inde tek
taratlı olarak tuttukları tuta-
ııağa göre ıse. cezaev ine gi-
ıışte metal dedektörlerinin
uyarısı sonucu bayan avu-
katlar DSA dahil olmak üze-
re kemerlerinin ve metal
paıçalan bulunan ayakka-
bılarıntn çıkanlmasının is-
tendıği ifade edildi. Avu-
katlann cezaev i müdürü v e
sav cısı ile görüşme istemle-
ri ise iki sivil şahıs tarafın-
dan reddedilerek. uygula-
manın bakanlık emriyle ger-
çekleştirildiğı. bu nedenle
de tutanaklara imza amıaya-
caklarını bildirdiler. Budu-
rumun avukatlık onurunu
rencıdeermesi ve uyguiama-
nın yasalara aykın olması
nedeniyle. yaşananları İs-
tanbul Baro Başkanlığı'na
ve Adalet Bakanlığı'na bil-
diren A\ ııkat Hasıp Kaplan.
bakanlık başvuru dilekçe-
sinde. bu tür perv asız rahat-
lığın ve sorumsuzluğun ne-
lere mal olduğunu açlık
grev lerinde görüldüğiinü
\ urgulayarak şöy le dedi:
"Cezae\ lerinde sa\ unma
a\ ukatlarınm görev \apma-
larının engellenmesi. onlara
potansiyel suçlu olarak ba-
kılması.av ukatların meslek
\akariarının ayaklar altına
alınması askeri darbeler son-
ra sı askeri cezae\ lerinde bi-
le görülmeyen bir uygula-
ma olarak tezahür edivor."