27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9AĞUSTOS1996CUMA HABERLER "Örtüliî sila h ambargosu' sürüyor • WASHINGTON(A\)- Seçim yılında Türkiye aleyhtan lobilerden etk'ilenen ABD yönetiminin. Türkiyeye karşı " "önülü silah ambargosu" devam edıyor ABD Başkanı Bill Clınton'un Cumhurbaşkanı Süle>man DemireTeaylar önce "firkateynleT işı tamam" dı>e söz -\ermesine karşın. Türk Deniız Ku\\etleri"ne teslâm edilmesi beklener» 3 firkateyn. Norfolk ümani'ndan Philadelphia Limanfna çekildi Philadelphia"ya çekilen firkateynlerin elekıronik aksamları sökülüyor ve motorlarında çeşitli yeni düzenlemeler yapılıyor. Yazarlar Birliği'nden açıklama • ANKARA (Cumhııriyet Bürosu)-Türkiye Yazarİar Birliği'nin (TVB).eski Kültüf Bakanı Agâh Oktay Günerdöneminde Kültür Bakanlığfndan yardım almadığı bildirildı. TYB'den yapılan açıklamada. Edebiyatçılar Demeği"nin. basında çıkan \e TYB'nin de KÜ\XÜT Bakanlıgfndan yardım aldığı ileri süriilen açıklamasına değİTiilerek "TYB Sayın Agâh Oktay Güner'ın Kültür Bakanlığı dönemınde. Kültür Bakanlığfndan hiçbir şekildedeğil 1 milyar. bır kuruş dahi almış değıldır" dendi. Atamalarda bakan onayı • ANKARA (AN KA)- Tünı kamu \e bağlı kuruluşlarında yapılacak atamalan bakan onayına bağlayan genelge. bürokratlarca "yah>adışı" olarak yorumlandı. Bürokratlar, RP kadrolaşmasının bir adırnı olarak değerlendirdiklerı genelge nedeniyle bağlı kuruluşlar ile bakan arasinda ciddi sürtüşmelenn olabileceğine dikkat çektiler. Başbakanlık Personel Prensipler Genel Müdürlüğü tarafından 2 Ağustos I996tarihin.de çıkarılan gengelede. "mükteseben yapılan derece terfileri hariç olmak üzere kurum içinde yapılacak her türlü unvan değişiklikleri. atama \e yer değiştirme işlemleri ilgili bakanın onayına" bağlandı. Referandum önerisi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Halkın Demokrasi Partisi(HADEP) Genel Sekreteri Mehmet Satan. dün yaptığı yazılı açıklamada. Kürt sorununun çözümü için referandunı yapılmasını önererek. " I Eylül Dünya Banş Günü'ne yaklaştığımız şu günlerde yeni cenazeler görmek istemiyoruz" dedi. Savaş Karşıtları Denneği • İstanbul Haber Ser\ isi - Tüzüğünde anayasaya \e Askerlik Kanunu'na aykın maddeler bulunduğu gerekçesiyle çalışmasına izin verilmeyen Savaş Karşıtlan Derneği. iki yıl aradan sonra İstanbul 2. ldare Mahkemesi kararıyla kuruldu. Yozgat Cezaevi'ndeki eylemciler, muayene tutanağının gerçek dışı olduğunu söylediler TııUıkhılar tedavi fctiyor• Yozgat Cezaevi'nde Sağhk Bakanlığrnın girişimiyle yeniden muayene edilen ölüm orucu eylemcileri; 4 doktor. cezaevi müdürleri ve cumhuriyet savcısı tarafından imzalanan tutanağın "kandınnaca" olduğunu sövlediler. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yoz- gat Cezae\i'ndeki ölüm orucu eylemcile- rine ilişkın teda\ i bilmecesi sürüyor. Eylem- cilerin. ölüm orucunun ardından teda\ i edil- mediklerini açıklamalan üzenne Sağhk Ba- kanlığı'nın girişimiyle hazırlanan resnıi muayene tutanağı. hükümlüler tarafından "kandırmaca" olarak nitelendı. Hükümlü- lerden Selmani Özcan. mektubunda, tuta- nakta sözü edilen muayenenın yapılmadı- ğını belirtirken amaçlannın kimseyi şikâ- yet etmek olmadığını söyledi. Özcan. mek- tubunda. "Bizim kaygımız bir an önee cid- di bir kontrolden geçip. sakat kalmanıak için tedaviye başlamak" dedı. Cumhuriyet'te 3 ağustosta duyurulan Yozgat Cezae\ i'ndeki teda\ i bilmecesi sü- rüyor. Haberin yayımlandığı gün saat 19.00da Saglık Bakanlığı'nın girişimiyle 4hekım.cumhunvet savciM ve cezaev ı mü- dürleri imzalarıy la düzenlenen tutanaktaki "Hic.birsağlıktehlikesi\ok" bilgisı eylem- ciler tarafından yalaıılandı Cumhuriyet e bir mektup göndereneylemci Selmani Öz- can. tutanağın. gereklı muayene yapılma- dan. "baştan sav ma" y öntemlerle hazı rlaıı- dığını ve eylemcilerin teda\i edilmediğini öne sürdü Eylemcilere ağrı kesici Özcan. mektubunda. habenınizın ardın- dan tutanak hazırlamak amacıy la gelen gru- bun içinde yer alan Türk Tabıpleıi Bırliğı Temsilcisi nöroloıı uzmanının kısa bir kont- rolden sonra "Bekleyip göreceğiz" dediği- nı belirtirken. "Beklemek, sakat kalmak demek. Zaten yaşamsal tehlike olmadığını biliyoruz. Kaygımız sakat kalmadan teda- vi olup, bunun önüne geçmek" dedi. Özcan. SerdarGelirın şuuruiHin neredeyse bütü- nüyle kapalı olduğunu Mİylemelerıne kar- şın nöroloji uzmanının "parasetemol" ad- lı ilacı \ermekle yetindığinı. tonıografi \e tetkik ıstemlennin ıeddedildiğıni anlattı. Konuya ılışkın Cıımhurıyet'in sorularını yanıtlayan lıekımler. ağrı kesici veateşdü- şürücii işlev lere sahıp olaıı parasetemol ila- cının. ölüm orııeundan çıkan ey lemcilerin şikâyetlenne uygun bır tedavi sağlamaya- cağına. uzıııı siire aç kalan insaıılann kara- ciğerinde yağlanına ohıcağına \e bıı ilacın kaıaciğeıe zararlı oldıığıma dikkat çekti- ler. Özcan. tutanağın İKUulanma sürecine ilişkm şu bılgıleıı \eıdı: "TTB Temsilcisi nörolog, il sağhk müdii- rii >e sa\cının \aklaşımı. işi acele kapahp so- rumluluktan kurtulmakh. Hichir konrnil ya- pılmamışken sağhk müdürü \e sa\cı biz- den tedav ılerımı/ın yapıldıöına' ilişkin>a- 7.1lı belge istediler. Kahul etmedik. Çünkii. ciddi bir kontrolden geçmediğimi/ gibi, ge- çirileceğimize ilişkin bir umııi da görünnıü- \ordu. Bunlar üzerine sa\cı \e sağhk mü- dürü 'Tedasilerı \apılmiştır dijebirkan- dırmaca tutanak göndermiş olmahlar ki. Sağhk Bakanlığı Müsteşarlığı twla\iıni/in vapıldığı acıklamasnla ola>ı kapattı." Selmani Özcan. mektubunda. 3 ağustos- ta hazırlanan kuşkulu tutanaktan sonra 6 ağustosta göz mua\enesine göııderildiğiııı anlattı. Özcan. muayenede göz hekiminin "Bunu nivegetirdiniz?" diyerek sorunları- nı dinlemeyi reddettığini. "60 gün aç kal- mışsınız, bunlar normal şe> ler. zamanla ge- çer" dediğıni belırtti. K.ontrollerin odak noktasınm "yaşamsal tehlike" olduğunu. ancak sakatlığın önüne geçilnıediğinı \a- zan Özcan. şunları dedı "Elimiz kolunıu/ bağlı. Cezae>i dokto- runun elinden sadece sevketmek «eli\or. N°o/.gat'tan umudumu/ıı kestik. Duyarlı he- kimlerin, bize bari neleredikkat ermemizge- rektiğini anlatan > a/ılı metinler gönderme- sini isti>oruz. Buradaki hekimlerden ıınıu- du kesriğimiz için kendimiz bir şe\k"r >ap- ma\ a çalı$ı\oru/.. Ö> le ki, arkadaşlarım be- ni kollarımdan tııtarak >ürütü\orlar. an- cak bunun >arı >arı>a kiirieşen gözlerim için i>i olup olmadığını bilnıi\oru/." Özcan. kendisiyle birlikte Serdar Ge- lir'ındekısmi körlük \e şuıır kapalıhğı ya- sadıâını belirtti. Köye dönüş projesi tutmadıCHP ve HADEP, REFAHYOL hükümetinin dönüş açıklamalarını inandırıcı bulmadı HAZAL ATEŞ ANKARA-CHP \e HADEP. REFAH- \OL hükümetinin Güneydoğu'da güven- lik gerekçesiyle boşaltılan köy \e mezra- lara "geri dönüş'" yolundaki projesınin inan- dıncı olmadığı konusunda birleştiler. CHP Genel Sekreteri Mehmet Sevigen. bölgede banş sağlanmadan böy le bir çalışmanın ya- pılamayacağını vurgularken. HADEP Ge- nel Sekreteri Mehmet Satan. "Köyler >a- kılmaya ve boşaltılmaya de\am ediliyor. Halk çatışma bölgesine dönmez" diye ko- nuştu. Dnriği Beledi\e Başkanı Muhar- renı Nağbasan da. \ öre halkının de\ lete gü- \enmediğini \urgula\arak. birkişinin bile köyüne dönnıek için başuıruda bulunına- dığını söşledi CHP Ğenel Sekreteri Se\igen. Cumhu- riyet'e y aptığı açıklamada. Doğu \ e Güney- doğıfda barış ortamı sağlanmadan. boşal- tılan köylere dönüşün söz konusu olama- \ acağını sö\ ledi RFFAHN'OL hükümetinin -köyedönüş" açıklamasının planlı bır projeye dayanma- dığını kaydeden Se\ igen. "Onceinsanlann can gü\enliği sağlanmalı. akan kan durdu- rulmalı. Erbakan. \apnıadığı şe>lfri önce- den sö>lü\or. sonra da arkasından gidi>or. Kısacası ha>al dağıtnor. Böy k1 bir girişim ha- \ aldir. Ortada bir pmje \ ok. Çatışmalar sct- na ermeden bıı insanlar kö\ üne dönnıe/ "" diye konuştu. 'Köyler vine vaküıvor' £ i 1 5 Se\ıgeıı. söyle devam ettı: "Bö\le bir pnıje hazırlanmak isteni\or- sa kamuoy ıınıın görüşü alınsın. > öre halkı bir \andan Hi/bullah bir \vından da PKK valinin iddiası ' 105 köye dönüşler başladı' ANKARA / DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Bakanlar Kurulu. başarıya ulaşmayan •*köyedönüş~ projesini özendirmek amacıy la. yerleşim bırinıine dönen her aıle- ye para yardımı yapılmasını karar- İaştırırken. Olağanüstü Hal Bölge (OHAL) Yalisi Necati Bilkan. su ana kadar 105 köyde geri dönüşün gerçekle^tığini bildirdi De\letBa- kanıSalim Ensarioğlu. gerı dönüş >apacak ailelere 25O"şer mılyon yardımdabulunulacağınıaçıkladı. Hükümetin. Trabzon'da önceki gün yapılan toplantısında ağırlık- lı olarak Güneydoğu Anadolu'da kö\ lerınde göç etmek zorunda bı- rakılan > urttaşların dönüşleri. Çe- kiç Güç ve Olağanüstü Hal u%gu- laması ele alındı. Edinilen bilgiye göre. Bakanlar Kurulu. ağustos ay ı içinde TBMM'nin olağanüstü top- lantıya çağnlması \elller Idaresı Yasası'nda değişiklik yapılması- ııın ardından. Van. Hakkâri. Şır- nak. Mardin \e Muş illerinin ola- ğanüstü hal kapsamından çıkan- larak. "mücavirir statüsüne kavvış- turulmasını kararabağladı. Bu5 il- de OHAL tazminatı uygulamasının süreceği.silahlıku\\etlerinoperas- yonlarının eski statülenne göre de- vam edeceğı.dığer 5 ıldekiOHAL uygulatnasında ise değişikliğe gi- dılmeyeceği kaydedildi. Erbakan. kabine üvelerine bilgi \erirken. Genelkurmav Başkanı Orgeneral Ismail Hakkı Karada- jı'nın, "kö>edönüş" projesınin so- nuçlannın kamuoy una açıklanaca- ğı bir gezi için Digor'dakı bazı yer- Teşim yerlerinın tercih edilmesini önerdiğini açıkladı. baskısı altında. Bö>le bir proje de. can gii- Miıliği. aluapı \e insaıılann karınlarının dovnıası ile ha>ata geçirilir." HADEP Genel Sekreteri Mehmet Satan. bölgede süren çatışmanın bır an önce dur- duı ulnıasi gerektiğıni belırterek. "Köjler- de \akılma \e yıkılma de\am edhor. Halk çatışma bölgesine dönme7." dedı Satan. hükümetin kö\e dönüs projesini açıkladığıılk günlerde bunun olumlubırge- lışme olduğunu düşündüklerini. ancak bu- giine kadar somut bir adımın atılmadığını söyledi. RP'nin. "kftye dönüş" çağrısınm ınandıncı olmadığını uırgu- layan Satan. konuşmasını şöyle sürdiirdü: "Bugün 3-4 milyon insan şehirtere göç etti. Kö\ ler \ a- kılı>or >e boşaltih\or. Ope- ras>onlann duıtlıırulnıası ge- rvkivor. Çatışmalann sürdü- ğü bir \ erde kö> e dönüş pn>- jesi tutmaz. F.rbakan, kamu- oy undan puan almak için böyle açıklamalar \apı\or. Bu proje tutmaz. Eşkna ha- linegclen komculuğuteşvik- le bu proje u\ gulanmaz. Böl- genin insanına danışmadan da bu proje sonuç \ermez. Metropollerde Mehmetçik cenazeleri görmek istemİMh- ru/. Bu ıstıraba son \ erilme- den kinıse kö> üne dönmez." 'Sıvas'a dönen vok' İHD'nin kunıluş Mİdönümü arabalı vapurda düzenlenen bir etkinlikle kutlandı. ( I IL'LV A TOPCU) Polisyaûgölgesindekuüama İstanbul Haber Servisi- İnsan Hakları Derneği kuruluşunun 10. y ıldönümünü farklı bir etkinlik ile kutladı insan hakları savucunucu- ları ile ınüzik grupları önceki ge- ce Araba Vapuru ile gezdikleri Bo- ğaz "da "'Banş hemen şimdi" me- sajını \erdiler. İHD'nin kurultışy ıldönümiine- deniy le Araba \apuru'nda düzen- lenecek etkinlik için akşanı saat 19.30'da Kabataş Iskelesi'nde bu- luşuldu. BogazUa düzenlenecek etkinlik için polıs de önlem almış- tı. Araba vapuru. etkinlik süresuı- ce bır polıs vatı tarafından ızlcndı. Kutlama şenliğinde konuşan İHD İstanbul Sube Başkanı Ercan Ka- nar. İHD'nin kurulduğu günden bu yaııa insan hakları ihlalleıinin önlennıesi için çalıştığını söyledi. 10 yıl içinde üzücü bır çok olay yaşadıklarını belirten Ercan Ka- nar. derneğin insan hakları müca- delesinde birçok kıırucusıınıı kav - bettiğini \ urgııladı \> rımsı?. eşit. özgür bır düny ada s aşanması için çalıştıklarını vurgulayan Kanar. şöyle konuştu: **Biz lOyıliçindebunutamamcn gerçekleşriremedik. \ncakunııtııl- mayacak neticeler aldık. l'emel hak ve özgüıiükler konusunda ihlalle- rin olmanıası gerektiğini insanlara anlattık. Önümü/dcki dönem sü- reç gösteri>or ki daha fazla çalışa- cağız. Halklarm özgüree.kardeşçe >aşa>acağı hir coğrafya oluştur- mak için mücadele edeceğiz." Daha sonra vapılan konuşma- larda da Doğu \ e Güney doğu Aııa- dolıı Bölges'fnde süren savaşın bir an önce soııa ermesı ıstendı Ft- kinlikte Grup Kızılırmak. Zuğaşi Berepe. Metin Kahranıan Okan Kovancı. Muanınıer Ketencoğlu. \ıva Kültüı Merkezi sanatçıiarı ıle Ferhat Tıınç bıreı dinleti SLIII- dular. Dört saat süren dinletıde in- s;ııı hakları sav unucuları türküleı eş- lıûınde lıalav çektiler. daııs ettiler. Divriği Belediye Başkanı Yağbasan da. Sıvas'ın çok sayıda köyünün boşaltıldı- ğına dikkat çekerek. bugüııe kadar köy üne dönnıek için başv uruda bulunan tek y urt- taşm olmadığını söyledi. Yağbasan. yöre halkının devlete güvenmediğini vur- gulayarak. "Ekononıik so- runlar. terörolaytan çözülme- den insanlar köye dönmez. Divriği çevresinde 10-15 kö> boşaltıldı. Bu insanlann dö- neceklerini sanmıyorum" di- ye konuştu. Başbakan Necmettin Er- bakan'ın 13 Temmuz 1996 tarihinde verdiği "köye dö^- nüş"*startının ardından. "Bo- şaltılan köy lere en kısa süre- de geri dönüş olanağı sağla- nacak.Genelkurma> Başka- nı İsnıail Hakkı Karadayıda. "Biz de bunu ıstiyoruz. Gı- din halka müjde verın' dedi" açıklamasını yapmıştı. Er- bakan'ın açıklamasının. söz- lerinin çarpıtıldığını düşünen Karaday fy ı rahatsiz ettiği de ortayaçıkmıştı. ÜZYAZI ORHAN BİRGİT Devlet adamlığı için aranılan ılk ni- telik, sözüne güvenilir olnaktır. Bir kez daha yazmıştım. 1958 /ılında olmah, CHP Genel Sekreteri merhum Kasım Gülek, NATO'nun Dışişeri Bakanlığı- mızaracılığı ileyaptığı b'dışgezıçağ- nsındaadının bulunmayşından alınmış ve örgütün Genel Se<reteri Albay Fenss'e bu durumdai yakınan bir mektup yazmıştı. Olay, Demokrat Par- ti organı 'Zafer' gazetesndeTürkiye'yi dışarıya şikâyet gerekçesiyle kınan- mış, Gülek haberi yalanlamış: ama parti içi muhalefet. Gene Sekreter'den Albay Fenss'e böyle bir mektup gön- derildiğinde ısrarlı olmLŞtu. ismet inönü, CHP Pati Meclisi'nde bu konudaki tartışmayı başlatmadan Kasım Gülek'e sorrnuştu: "Mektup gönderdin mi, gönderrredin mi?" Ge- nel Sekreter. ısrarla "Gindermedim'' yanıtını vermiş, muhaliferi doğru söy- lemediğini meydana çıfartınca da yıl- larca emek verip alınter döktüğü, ce- zaevlerine girdiği makâmından ıstifa ederek ayrılmıştı. Bu aynlış, Kasım Güek'in gerçek bir yıldız olduğu politikacan da kay ma- sına yol açtı. Dün gazetelerde Başbakan'ın Cum- hurbaşkanı ile haftalık çprüşmesinden çıkarken yaptığı açıklarrayı okuyunca. bu olayı bir kez daha aiımsadım. Er- bakan, partisinin Van NMIetvekili Fet- Doğru Söylemeyen Kim?.. hullah Erbaş ve Islami yazar' kartvi- zitli ismail Nacar'ın isimlerinin geçti- ği PKK ile görüşme haberlerini yalan- lamakla kalmıyor, "Onlarbasının diya- loğu. Bu haberlerin tamamı gerçekier- den ve ciddiyetten yoksun" diyordu. Bir gazetemiz 'Hürriyet' bu demeci Erbakan'ın altıncı kez çark edişi ola- rak degerlendiriyor ve Refah Partisinin muhalefetteyken Çekiç Güç, faiz. is- rail'le antlaşma. olağanüstü hal, geri- ci personelin silahlı kuvvetlerden atıl- ması üzerine söylediklerinden iktidar- da vazgeçmesine bağlantı yapıyordu. Başka gazetelerde de 'geri adım 'dan 'dönüş'ten söz açılıyordu. 'Sabah' gazetesi yazan Fatih Çekir- ge'nin geçen hafta verdiği ve tartışma- lara neden olan haber, Başbakanla is- mail Nacar'ın hangi tarihlerde ve ne- rede iki kez konuştuğunu anlatıyordu. İsmail Nacar, bu konuşmalardan son- ra Adalet Bakanı'nın özel izni ile Elma- dağ Tutukevi'nde bulunan HADEP Ge- nel Başkanı ilegörüşmüştü. Bu görüş- meden sonra temaslarını başkaiarı ile de sürdürmüştü. Van Milletvekili Fet- hullah Erbaş, Nacar'la görüşme sıra- sında Erbakan'ın yanındahazırbulun- muştu ve diğer temaslarla ilgili olarak da doğal olanı yapmış, Başbakana her aşamada bilgi vermişti. Başbakan, bu haberleri. yayımlanı- şından dört gün sonra yalanlamak ge- reğinı duyuyor. Buna gereğı değil. zo- runluluğu demek daha doğru olacak. Çünkü herkes biliyor ki. Başbakan. bu zorunluluğu. Milli güvenlik Kurulu Ge- nel Sekreteri ve Cumhurbaşkanı ıle yaptığı görüşmelerden sonra duymuş ve Çankaya Köşkü'nden çıkışta yap- tığı açıklamada. o tatlı halk şarkısında söylendıği gibi. "Ders/nı almış da oku- yor ezber" edasıyla 'kan dökenlerle görüşme' ıddiasının bir senaryo oldu- ğunu söyleyebilmiştir. Emin Çölaşan, dünkü yazısında "İsmail Nacar'a dün sordum. Bütün ya- zılanlan doğruladı: Ayrıca Erbakan 'la iki kez konuştuğunu da yineledi" di- yordu. Hadi, diyelim ki Refah lideri. zaten kendisiyle öteden beri sürtüşme ha- lindeolan vekimiislamcı basınına gö- re, Yalçın Doğan'a Refah Partisi aley- hinde malzeme taşıyan, RP'nin 13 Ma- yıs 1990 Çermik seminerinde şeriat için söylenenleri sızdırıp, MHP'Iİ San- cak dergisinin özel sayı yayımlaması na yol açan ismail Nacar'dan öç alma- yı amaçlayarak böyle bir demeç veri- yor. Partisinin Van Milletvekili Fethul- lah Erbaş'la alıp veremediğı ne? Ya da Erbaş'ın bırdenbıre ortada bırakıl- masının açıklaması nasıl yapılacak? Kim. hangı Refah Partili. bundan sonra lidere güvenıp kollarını sıvaya- cak? • • • Eski içışleri Bakanlanndan İlyas Seç- kin, anekdotları ile ünludür. Yıllarca önce bır öykü anlatmıştı. Osmanlı valılerinden bir paşa, vila- yetınde süregelen ve bir türlü yakala- namayan eşkıyayüzünden Babıâli'den son uyarı telgrafını da alınca, eşkıya- yı yakalayamazsa, azledılip tutuklu olarak İstanbul'a götürülme korkusu- nu yenmek için çözümü kâhyasım ik- na etmekte bulmuş. 'Kâhya 'demış. "vilayetı kasıp kavuran eşkıyanın sen olduğunu söyle ve zaptiye kumanda- nına teslim ol. Merak etme ben senı nasıl o/sa kurtarınm.'' Vali paşanın isteğini kabul eden kâh- ya. denilenı yapmış. Önce tutuklan- ma. sonra yargılanma. itiraflar ve ni- hayet beklenılen kararla öiüm cezası- na hükmedilme. Kâhya. hep valının nasıl olsa kendi- sını kurtaracağına inanmış. Bu ınanç- la infaz yerine götürülürken. başını kal- dırıp pencereden kendisini izleyen va- liden gözlerıyle yardım istemiş. Aldığı yanıt "Dayan kâhya.. Üzehnde bu ka- darcık hatırım yok mu?" olmuş. Galiba Başbakan'dan Fethullah Er- baş ve arkadaşlarına da böylesine bir hatır dersı gelecek. Öyküyü bir yana bırakalım. Bir siyaset adamı, muhalefette en- dazesız atmış ve onları ıktıdarda ger- çekleştiremeyeceğini anlayınca. söy- lediklerinden, RP liderinin Türkçemi- ze mal ettiği "U" dönüşlerıyle vazgeç- miş olabilır. Buna 'caydı" diyebılirsi- niz. Verdiği sözü tutmakla suçladığı- nız bu siyaset adamına bir daha oy ver- mezsiniz. Güven beslemezsiniz.. Ama o kimse. söylediği sözlerin ya- rattığı tepkilerı gördükten sonra ya- lanlamaya kalkarsa ve yalanlamakla da kalmayıp, Fatih Çekirge gibi bir ga- zeteciyı "Kendıleri üretip kendilen sal- dmyortar. Kafalanndan ne geçiyorsa on- ları yazıyorlar" sözlerıyle suçlarsa ne olur? Fehim Adak, Fethullah Erbaş ve is- mail Nacar, Refah liderinin yine birta- kıyye uğruna söylediklerini yalanlama- sı yüzünden kamuoyu önünde sıkın- tılı, hatta zor durumda kalmayacaklar mı? Doğruyu söylemeye^ kirn? Onlar mı, yoksa Erbakan mı? BIR BAK1MA SERVER TANİLLt • ••Atlanta'dan Sonra 1996 Atlanta Olimpiyat Oyunlan sona erdi. iki hafta boyunca medyanın bütün olanaklarını se- ferber edip dünyanın gözleri önüne serdiği heyecan- lı yarışma sahnelen, görkemli açılış ve kapanışlar ge- ride kaldı. Hatırlayacağımız rekorlar olacak: Micha- el Johnson'un 200 metre koşuda aldığı sonuç on- iardan birıdir. Zaferini gözyaşlarıylaalkışladığımızya- rışmalar oldu: Kadınların maratonunda Habeşistanlı Fatuma Roba'nın başarısı öyledir. Ve bizim çocukların kazandırdığı övünçler: Öteki- lerin yanı sıra. Mahmırt Demir'i de alnından öpüp bağ- rımıza basacağız. Alanlarda, amatör bir spor anlayışı içinde kişisel gü- cünü ve hünerini ortaya koyup başarısını kanıtlamış sporcunun zaferini alkışlamak. hangi ulustan olursa olsun, elbette görevimiz. O başarılar üstelik tarihe geçiyor; gelecekteki atılımlar için bir gösterge olacak, daha ileriye adımlar atmanın şevkıni okşayacak. Ne var ki. her olimpiyat gibi. Atlanta'daki de arka- ya sorunlar bıraktı Söz konusu oyunlan düzenleyıp yönetmekten, ya- rışmaların dağarına değin uzanan bir dizi sorundur ki bunlar tartışılacak. Ayrıca. her şey bir "marketing ça- ğ/"nın damgasını taşıyordu; asıl kazananlar, televiz- yon ortaklıklan, Atlanta'nın çarşısı pazan olmuştur. "Ko- ka Kola'nın başkentı"nde. iki haftalık ticaret kazan- cmı hesaplamışlar: A milyar dolar! Olimpiyatlann nasıl bir meta olup çıktığınt düşüne- biliyor musunuz? Para dalgası sporun kendisini de sürüklemektedir. Modern Olimpiyat Oyunlarfnın kurucusu Pierre de Coubertin, yüz yıl önce şöyle bir tehlikeyi haber vermişti: "Bir çökertici tohum ilkçağ sporunun içine gelip gırmişti; dikkat etmezsek, aynı tohum, bizim do- ğan umutlanmızı da soldurup solgunlaştıracak." Ne yazık ki gerçekleşmiştir bu tehlike! Çıkarcılık ve bezirgânlık stadyumları istila etmiştir her yönüyle. Ama öyle de olsa, Olimpiyat Oyunlarf nın erdem- leri var. Jean Durry, 3 ağustos günlü Le Monde'üa çıkan yazısında ıkı noktada özetliyor onları: Olimpi- yatlann. günümüzde tartışılmaz başarısı. başta dün- ya çapında olup çıkmalarıdır; ikincisi de. duvarları yı- kıp herkes için hava ve ışık istemeleri... Yerinde bir saptama: Atlanta'da. 200'e yakın hal- kın on bin sporcusunun gelip toplanmasının bir an- lamı olsa gerek! Ama öte yandan, gündemde bir başka tehlike var Üçüncü Dünya halklannın önünde. Ona da tgnacio Ramonet işaret edıyor: Bır kez daha bir köşeye çe- kilen ya da çağnlmayı bekleyen. daha da doğrusu fi- güran durumuna düşen bu halklar içinde birkaç "spor- cu yenı ülke" sivrılıp ortaya çıktığında da. elindeki şam- piyonlann kuzey ülkelere kaçma tehlikesiyie yüz yü- ze kalıyor. Böylece, yığınla devlet, ucuz fiyata. mo- dern gladiyatörler elde edıyor ve onlar da, zengin ül- kelerin en ileri stadyumlarmda. televızyon seyircıleri- nin paşa keyfi uğruna canlannı dişlerine takıp çırpı- nıp duruyorlar. Denecek odur ki. çağımızda Üçüncü Dünya'yı ege- menliği altında tutan bir sistemln düzeni. spora da ge- tirip damgasını vurmuştur. Futbol mu? •- •-••' Tutkulu yığınları en çok çeken bu spor dalı, sosyal ve ulusal gerilimleri savuşturma yoludur ve zaman za- man en korkunç şiddetlere sahne olmaktadır. Yolun- dan sapmış bir başkaldırıyı dile getirdiği için, yerle- şik düzenin temsilcilerıni korkutmaktan çok, rahatlat- makta, o yüzden de hoşgörüyle karşılanmakta. Sporla televızyon ıç içe geçmiş, para üstüne para yığmaktadır. Bir "adalepazarlaması"d\r günümüzün sporu. "Cezası olmayan bir suç" işlenmektedir. Özetle. egemen ideolojinin başlıca taşıyıcısı olup çıkan. yerel birkaç dırenışe karşın artık dünya çapın- da boyutlar kazanan yarışmacı spor, teknolojinin em- rinde. pıyasaların hizmetine girmiştir ve halklara kar- şıdır. Demokratik bır sporun geleceği. yeni bir spor ahlakını aramaktan geçiyor. Neyin üzerine kurulacak- tır bu ahlak? Sürekli bir gelişmenin gereklerine oldu- ğu kadar. hak ve özgürlüklere saygının üstüne de. Bir cangıldayız. çıkıp kurtulmamız gerek ondan!.. Baro ve bakanlığa başvurdular Avukatlar: Bu baskı darbelerde bile yoktu ANKARA (ANKA) Avukat Hasip Kaplan ve dört aıkadaşı dün İstanbul Ümranı>eCezaevı*negınş- te avukatlık onurunu yara- layıcı vekendilennepotan- siyel suçlugıhi davranılma- sı nedeniyle aralannda bir tutanak hazırlayarak İstan- bul Baro.su ile Adaleı Ba- kanlığı'na gönderdiler. Av u- kat Hasıp Kaplan. "Cezaev- lerinde sav unma av ukatla- rının engellenmesi. onlara potansiycl suçlu gibi bakıl- masıaskeridarbelersonra- sı askeri cezaev lerinde bile görülmeyen dav ranışlardır" diyerek uygulamayı p^ote^- toetli. Avukat Hasip Kaplaıı yaptığı yazılı açıklama ıle dün istanbul'da Unıranıye E-TıpiCezaevı'ne avııkat göriişüne «ıttiklerını. antak avukatlık meslek onuru ile bağdaşmayacak yasadişi dav ranışlarla karşılaştıkla- nnı bildirdi Cezaev lerinde önlem alınmasuvn doğal ol- duğunu belirten Kaplan. X ışmı gibi modern yönteın- lerııı kullanılmasının man- tıklı olduğunu v e bu tür y ön- temlerle kimsenın rencıde edilemeyeeeğini kaydettı Av ııkat Kaplan. daha öııce- den de aynı cezaev ıne gi- dişlerinde dışarıda bekle yen araç şoforüııün cezaev \ siıbayları tarafından gözal- tına alındığını ifade ederek av ukatlara potansıyel sııçlu gözüyle bakan bu anlayış karşisinda şu hatırlatmayı vaptı: ~ Bugüne kadar si>asida- valara (solcu-sağcı-şeriatcı- ülkücü ayrımı yapmadan) giren av ukatlardan. 12 Ey- lül sıkıyönetimi dahil yirmi > ıldır içeriy e suç aleti sokar- ken yakalanan tek avukat ömeği bulunamaz." Av ııkatlar Hasip Kaplan, Merih Acar, Gönül Bulut. Şafak \ üdız v e Saadet Ya- lan'ın dün cezaev inde tek taratlı olarak tuttukları tuta- ııağa göre ıse. cezaev ine gi- ıışte metal dedektörlerinin uyarısı sonucu bayan avu- katlar DSA dahil olmak üze- re kemerlerinin ve metal paıçalan bulunan ayakka- bılarıntn çıkanlmasının is- tendıği ifade edildi. Avu- katlann cezaev i müdürü v e sav cısı ile görüşme istemle- ri ise iki sivil şahıs tarafın- dan reddedilerek. uygula- manın bakanlık emriyle ger- çekleştirildiğı. bu nedenle de tutanaklara imza amıaya- caklarını bildirdiler. Budu- rumun avukatlık onurunu rencıdeermesi ve uyguiama- nın yasalara aykın olması nedeniyle. yaşananları İs- tanbul Baro Başkanlığı'na ve Adalet Bakanlığı'na bil- diren A\ ııkat Hasıp Kaplan. bakanlık başvuru dilekçe- sinde. bu tür perv asız rahat- lığın ve sorumsuzluğun ne- lere mal olduğunu açlık grev lerinde görüldüğiinü \ urgulayarak şöy le dedi: "Cezae\ lerinde sa\ unma a\ ukatlarınm görev \apma- larının engellenmesi. onlara potansiyel suçlu olarak ba- kılması.av ukatların meslek \akariarının ayaklar altına alınması askeri darbeler son- ra sı askeri cezae\ lerinde bi- le görülmeyen bir uygula- ma olarak tezahür edivor."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle