Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 AĞUSTOS 1996 CUMA
12 DIZIYAZI
Kupürden Kupona
Basından Medyaya basınagözdağı
vennek için çıkanldıTürkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Ziya Sonay, hükümeîin yolsuzlukları örtbas etmek
için kurulduğunu, bu nedenle basının gerçekleri yazmasından çekinildiğini söyledi
LEYLA TAVŞANOĞLU
- Tüketicinin korunmasıyla ilgili
kanunda, gazetelerin başını alıp giden
promosvon kampanvalarına sınırlama
getirildi. Siz hükümetin aldığı bu
önlemi nasıl karşıladınız?
SONAY-Kanun, ıktidar partilerinin
o\ lanyia alelaeele \feclıs"ten geçirildi.
TGS olarak promo^vonun makul
sınırlara çekılmesine yönelik
düzenlemelen yerinde buluvoruz.
Çünkü. basın ve yayın organlan
tarafından çılgın bir yarış haline
getırilen promosyon kampanyalan. bir
yandaıı bjsın mesleğinin saygınhğının
kaybolmasına. öbür yandan da basın
emekçilennın haklannın gerilemesine
yol açmaktadır.
Ancak göriilmektedir ki promosyonlan
kısıtlamnya yönelik girişimler. siyasi
iktidarlar tarafından basın özgürlüğünü
tehdit edecek biçimde
kullanılmaktadır
RP-DYP iktıdarı. güvenoyu almasının
hemen ardından. promosyonla ilgili
olarak alelacele yayımladığı tebliğden
sonra şımdı de aynı acelecihkle bir
yasa çıkarmıştır.
Tehlikelı olan nokta. heriki
düzenlemenın de tüketiciyi
korumakan \e bu çılgın yanşı
dızginlemekien çok. basın organlannı
siyasi iktidann istediği yönde terbive
etmeyi amaçlamasıdır. TBMM'de
kabuİ edilen yasa. promosyon
kampanyalarına yönelik
düzenlemelerın ötesinde. bu
hükümlere aykın hareket edenler için
öngördüğü haddınden fazla afiırpara
cezalarıy la. aynca bu ceza
maddelennın işletılmesını Sanayı
Bakanlığı'nın takdınne bırakmasıyla
asıl beklenen amacinı aşmakta. siyasi
iktidann basın özgürlüğüne yönelik
düşnıanca bir ta\ır içinde olduğu
izlenıminı vermektedir.
Söz konusu yasanın. cumhurbaşkanlığı
makamı taratından objektif bir
değerlendırmeden geçırileceği ve
yenıden görüşülmek üzere TBMM'ye
gönderileceğı umudunu taşıyoruz.
Siyasi iktıdarı da ülkede gerek çalışma
ya^anıına ılişkin. gerek siyasal yaşama
ilişkin. gerekse demokratikleşmeye
ilişkin yüzlerce sorun dururken zaten
çeşitli kanunlarla sınırlandırılmış olan
basın özgürlüğüne yönelik daha da
kısıtlayıcı girişimlerden kaçınmaya
çağınyoruz
TiraJ endişesl
- Sizce promosyon neden bövlesine
çığınndan çıkh?
SONAY - Gazete patronlannın
promosyona yatınm yapmalannın
başlıca nedeni. benim tahminime göre
öncelikle tiraj endişesiydi. Daha sonra
tiraj endişesi bir tarafa bırakılarak
dikkatler promosyon olarak verilen
ürünlerde odaklaştı. Bir de ucuz satan
gazetelerin üstelik promosyonla
fiyatlannın 100 bin liraya kadar
çıkarılması olgusu vardı.
Bu satışlardan peşin olarak büyük
paralar toplandı. Verilen
prömosyonlann da uzun vadeye
yay ılması nedeniyle epeyce para
kazamldı. Yani önce tiraj endişesiyle
başlanan promosyon. daha sonra bir
ticarı kazanç olmaya yönelmiştir.
- Şimdi promosyonlar yavaş yavaş
kesilecek. Bu arada birtakım gazeteler
de fi>atlannı düşünüyorlar. Bunlann
başında Akşam var. Bu yeni gelişmeyi
nasıl değerlendiriyorsunuz?
SONAY - Sadece Akşam değil. Sabah
\e Milliyetgrupları da beş bin liralık
gazeteler çıkarmaya başlamışlardı.
- Ama Akşam 75 bin liradan beş bin
liraya düştü...
SONAY-Evet. Fiyatlarnı 100 bin, 125
bin liraya promosyon süresince çıkaran
gazeteler. promosyon bittiğinde zaten
fiyatlannı düşüreceklerdi. Buöbür
gazetelerde de görülmüştür.
TGS Genel Başkanı Ziya Sonav. gelecekte hic kimsenin basını ciddhe almamasıııdan endişe duyduğunu söyledi.
Gazete patronlan şimdi yeni ve ucuz
gazeteler çıkaracaklar, fiyatını bir
arttınp bir düşürdükleri gazetelerin de
_yayın hayatına son verecekler. yeni
çıkardıklan gazeteleri ucuz fiyata
satmaya devam edecekler.
Bence bu, gazete patronlannın
kendilerince aldıklan bir tedbir olacak.
Bu iş iyice çığınndan çıkmış. Bu işi
gazete patronlan. Türkiye Gazete
Sahipleri Birliği biraraya gelip.
kuponculuktan vazgeçerek gazetede
haber satmanın yollannı aramalıdırlar.
Bu promosyon yönünden basın
saygınlığını yitirmiştir.
Üç yıl. beş yılkinin aksine bugün artık
gazetecinin eski itiban yok. Eskiden.
bu haber gazetede çıktıysa doğTudur.
inancı vardı. Şimdi hiç kimse
gazetelerin haberlerine güvenmiyor.
Basın bu noktaya getirildi.
- Sizce REFAHYOL hükiimeti neden
ilk icraatlarından birisi olarak bu
promosyon yasasına çıkardı?
SONAY - Bu hükümetin kuruluş amacı
yolsuzluklan örtbas etmek. Şu andaki
koalisyon ortaklan için Meclis
soruşturması açılması kararlaştmlmış.
Bu. komisyonlarda görüşülüyor.
Liderlere de yüce divana verilme
korkusu vardır. O nedenle de bu
koalisyon hükümet.nı kurdular.
Basının da bu gerçekleri yazmaması
için gözdagı verilmesi gerekmıştir. O
da bu promosyon yasasını çıkarma
yoluyla yapılmıştır.
'İktidar basınla uflraşmasın'
Basına gözdagı verileceğini Başbakan
Erbakan güvenoylaması sırasında
Meclis'te söyledi. "Bizgeldiğimizde
gazete patronlan 180 derece dönüş
yapacak ve bizi destekleyeeeklerdir.
Vbksa hepsinin krediierini keser.
borçlannı talep ederiz" dedi.
Bu, tabii ki başlangıçtır. Hükümetin
yakın gelecekte bu tutumundan
vazgeçmesıni temenni ediyoruz.
Geçmişteki hükümetler bunlann
hepsini denedi.
Basına baskı uygulanması yakın
tarihimizde Demokrat Parti dönemınde
başladı. Ama sonunda Demokrat Partı
zarargördü. basın değil. Onun için
siyasi iktidar basınla uğraşmayı
bırakmalıdır.
- Promosyonu kontrol altında tutmak
için bu vasanın çıkarıldığı sö\ lendi.
Ama basm sektöründe promosvondan
çok daha önemli sancılar var. Orneğin
tekelcilik \ardır. Neden buna karşı
önlem alınmaz?
SONAN - Basında tekelcilik olduğu
doğrudur. Patronlar da bunu inkâr
etmiyor. Bundan ba^ka tekelciiik zaten
nasıl olabilir ki?
Burada bir noktaya dikkatinizi çekmek
istiyorum. Yasayı çıkarmaktan çok
uygulamak önemli. Biliyorsunuz.
RTÜK Yasası'nda birçok hükümler
\ar. Yasa bir yılı aşkın zanian önee
çıktı. ama hâlâ doğru düriist yürürlüğe
konmadı. Onun için burada. katalann
bazı seylere yatkın olmasi lazım. O
yasada televizyonlara kimlerın ortak
olup olamayacaklan gayet net bir
bıçımde beİirlenmışken bu hüküm hâlâ
uygulanmamaktadır.
Biz. siyasi ıktidarlann promosyonlan
ve basınla ilgili başka girişimleri
yasayla yasaklamasına kesinlikle
karşıvız. Bugünkü siyasi iktidar. bu
doğrultuda bir yasa çıkarır. Yann
E m i n C ö l a s a n ' ı n a c ı k l a m a s ı
Dünkü Cumhuriyet'te yer alan söyleşinizde EminŞirin'in
sözlerini okuyunca. yalanın bu kadanndan utandım. Sizeay-
nen şöyle diyor:
"Akşam gazetesi televizyon veremeyecekdiyen Emin Çöla-
san'a da bir tane (televizyon) hediye ettik. Hediyenin bizden
geldiğini söylemeye utandı."
Ben bunİarla bu konuda uğraşırken Akşam gazetesinde
açıklama yaptılar ve dağıtım başladığı zaman bana da biradet
televizyon hediye edeceklerini söylediler. Dağıtım başladık-
tan sonra bu konuda düzenlenen ve birlikte katıldığımız bir
televizyon programında. Mehmet Ali llıcak ve Emin Şirin'e
bu sözlerini hatırlattım. Bir hay ır kurumuna bağışlamak üze-
re otelevızyonu istediğimi söyledim. Kabul ettiler, verecek-
lerini söylediler.
Ertesi günÇocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürü ıleko-
nuştum ve bu olanaktan söz ettim.
Van Kız Yetiştirme Yurdunun çok kötü durumda olduğu-
nu \e televizyonu burava hediye edersem çok makbule ge-
çeceğini söyledi.
Biraz sonra televizyon geldı. Ben de onu aynı güıı Çocuk
Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü'ne makbuz karşılığın-
da verdim. Ayrıca makbuzu ve teslim belgesıni Akşam ga-
zetesi Ankara temsilcısıne faksladıııı.
Televizyon, Van'a ula^tı. Yurtta kalan kızöğrenciler mek-
tup yazıp teşekkür ettiler.
Bütün bunlan en baştan bılmesine karşın Emin Şirin isim-
H şahsın bövlesine yalan sövlemesi. televizyonu sanki ken-
dime almışım gibi bir izlenim varatmav a yeltenmesi ayıptır."
1
gelecek siyasi iktıdar başka doğrultuda
bir yasa çıkaracaktır.
Onun için burada bütün görev gazete
patronlarına düşmektedir. Türkiye
Gazete Sahipleri Birliği yöneticilerinin
oturup bir protokol imzalayarak Türk
basınına nasıl yeniden saygınlık
kazandırılabılir. konusunu tartışmalı ve
bunu uygulamalıdır.
Bunun dışında vapılacak işlemler Türk
basınına zarar verir. Korkanz ki
gelecekte hiç kimse basını ciddiye
almayabilir.
- Basın sektöründe, Cumhurivet
gazetesi \e Anadolu Ajansı dışında
sendikalı işyeri kalmadı. Bu nedenle
basın çalısanları arasındaki ü'cret
uçurumu inanılma/ biçimde arttı.
Gazete künvelerinin tepesindekiler.
söylendiğine göre milyaıiarca lira
tutannda iicretlere çalışırken öbür
çalışanlar, altta kalanın canı çıksın.
örneği üç kuruşa talim ertirilivoriar.
Hatta haftalık. > ıllık i/inlerini bile,
hiçbir hakları olmadığı için
alamıvorlar. Si/ TGS Genel Başkanı
olarak bu konuda ne düşünüvorsunuz?
SONA\ - Hepinızin vakındaıı bıldıği
gıbı basında ta^eronlastırma olay ı
başlamıştı. Bugün taşeronlaşma
nedeniyle gazetelerin ana şirketlerine
çok dûşûk sayıda eleman çalışıyor
gösterilmektedir. Örneğin Milliyet'in
ana şirketinde 40 kişı gözüküyor.
Çalışanlann geri kalanı yedi-sekiz ayn
şirketedağıtılmış.
'Çalışanlar bölünüyor'
Hürnyet. Sabah gruplarında avnı
uygulama var. Ihlas Grubu da oundan
farklı değil. Taşeronla^tığı zaman
çalışanlar bölünüyor Bölününce
çalışanlann güeü de azalıyor.
Bunun yanında. gazetelerin
künyelerindeki arkadaşlanmızın
kendilerini gazete patronları nezdınde
çok iy i pazarlav ıp çok y ük.sek ticretler,
hatta dolarla ücret aldıklan söyleniyor.
Künye dişındakı çalısanları.
sendikamızdan. çok cazip ücretler
alacaklarını söyleyerek istifa ettirdiler.
Bunun ardından çoğunu taşeron
şirketlere geçırdiler. Bu çalışanlann
büyük bölümü. bugün a.sgari ücrete
yakın düşük ücretlerle bordrolu
gözüküyorlar. Bunlar. her ay bordroda
görünen ücretlerinin üzerine birde
açıktan para almaktadırlar.
Basın kuruluşlan için bunlar kesinlikle
uygun görülecek davranışlar değildır.
Türkive'deki sosyal adaletsizliği. vergı
kaçakçılığını her gün eleştıren basın
kuruluşlan. kimi çalışanı telıf ücreti
adı altında. kımı çalışanı da başka
kadrolarda göstererek çalıştırdıkları
insanlara. vergı ödememek ıçın açıktan
para ödeme volunu seçmi^lerdir.
Bu bakımdan, künve dışında çalışan
arkadaşlarımız. büyük oranda
çalışmalarının karşılığını
alamamaktadırlar. Daha önce sendikal
hak olarak haftada iki gün ızin
yapabilen arkadaşlarımız. bugün ancak
bir gün. belki de hiç izin
yapamamakradırlar. Keza yıllık
izinlerinde de aynı uygulama vardır.
Günlük çalışma saatieri onadan
kalkmıştır. Bu gazeteciler. çalıştıklan
işyerlerinde artık dertlerini anlatacak
bir kişi bulamamaktadırlar Sendikanın
olmadığı bu yüksek tirajlı gazetelerde
tamamıyla işveren egemendir.
Temennimiz. bu arkadaşlanmızın. bir
an önce. basın işkolunda tek örgütlü
sendika olan sendikamıza üye olup
kendi haklarını alabilmelennı
sağlamalarıdır. Sendikasız düzen
devam ederse korkarım ki bundan
sonra sefalet ücretine çalışacaklardır.
sosyal güvenceleri hiç kalmavacaktır
ve çoğu kıdem tazminatı dahi
alamayacaklar
dır.
BİTTİ
İbrahim Gümrükçüoğlu'nun yargılanmasına devam edildi
6
Cumhurbaşkam D
öldürmeyi amaçlamadım'İstanbul Haber Senisi -
Cumhurbaşkanı Sülevman
Demirel'e başarısız suikast
gırişimınıie bulunan eczacı
İbrahim Gümrükçüoğ-
lu'nun yargılanmasına baş-
landı. Cumhurbaşkanı'nı öl-
diirmeyi amaçlamadığını sa-
vunan Gümrükçüoğlu, ken-
disini suçlayan korumalann
-kahramanlık* peşinde ol-
dugunu öne sürdü.
Tstanbul 1 No'luDGM'de
dûn yapılan duruşmaya sa-
nık İbrahim Gümrükçüoğlu
ile avukat AMlurrahman Gümrükçüoğlu. konımalan kahramanlık yapmakla suçladı.
Sanoğlu katıldı. Gümrükçüoğlu'nun kim-
lik tespıtinın vapılmasının ardından sa-
v unma>ıru geçildi. Savunmasına "Bismil-
lahirrahmanirrahinr diyerek başlayan
Ibrah ım Gümrükçüoğlu. tümayrıntılarıy-
layaşamöyküsünii anlattı. Ola> günü De-
mirel'in lzmit'egeleceğinibilmediğinisa-
\ jnaiı CJCiTirükçüoölu. mevdandaki kala-
bahğı gördüğü için tören alanına gittığinı
behrtti. Demirel'in konuşması bitip kür-
süden indiği sırada Bosna. Çeçenistan ve
Azerbav can 'da "Müslüman olduklan için
öldürülen" Müslümanların aklına geldiği-
ni savunan Gümrükçüoğlu, şöyle konuş-
tu:
-Türkiye'nin İsrail Ue yaptığı askeri iş-
birtiği anlaşması gö/ümün
önüne geldi. O> sa o Nahudi-
ler bir süre önce Filistin'e
yaphklan bombab saldında
103 kişinin ölümüne neden
olmuşlardı. Ben de silahımı
çıkanp havava ateş ettim.
Kimseyi öldürmek niyetinde
değildim. Beni daha sonra
gözaltına aldılar. Bana gözal-
tındayken bir parti. dernek
va da iUegal bir örgütle bağ-
lantim olduğunu kabul ertir-
mek istediler. Benim hiçbir
illegal örgüt ile ilgim yok. Bu
vatan bizim. dinsizlerin de-
ğil. Onların kökü dışarıda."
Cumhurbaşkanı'nın korumalarının
prestijlerinin sarsılmanıası için kendisini
"suikastçı" diye lanse ettiklerirni öne sü-
ren Gümrükçüoğlu. korumalann "kahra-
manlık'" peşinde olduğunu öne sürdü.
Mahkeme, duruşmayı tanıklann dinlen-
mesı için erteledi.
VVashingtonda terör toplantısı
MİT eleman aramayı sürdürüyor
ANKARA (ANKA) - Dışişlen Bakanı
ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller.
MITin Washington'da "terör" konulu
birtoplantıva katıldığını ve toplantıda
terörle mücadele yöntemlennin ele
alındığnı bildirdi.
Çiller. koalisyon ortağı RP'nin Ankara
Milletvekili Ersönmez Yarbay'ın
"\\ashington"da terörle mücadele \e
banş konulu birsempozyuma MİT
Müsteşar Vardımcısı Mehmet
Eymür'ün katılmasfıle ilgili yazılı
soru önergesinı yanıtladı. Söz konusu
sempozyumu düzenleyen "The
\\ashington Institute For Near East
Policy' adlı dü^ünce kuruluşunun.
Washington Büvükelçiliği aracılığıyla
yaptığı daveti Dışişleri Bakanlığı'nın
MİT'e ilertığini belirten Çiller.
sempozyuma ABD. Almanya. İsrail ve
Türkiye istihbarat yetkililerinin
.katıldığını bildirdi. -\BD Dışişleri
Bakanı V\arren Christopherın açılış
bölümünde konuşma yaptığını ıfade
eden Çiller. toplantıvla ilgili şu
bilgileri verdı
"Söz konusu sempozyumda,
terorizmin dünva banş ve güvenliğine
en önemli tehditlerden birini teşkil
ettiği \ urgulanmış, tcrör ve terörle
mücadele konusu bir bütün olarak ele
alınmış, terörle mücadele yöntemleri
tartışılmış \e terörle mücadelede
uluslararası işbirliğinin önemi Uzerinde
duruunuştur. Sempozyumda PKK
terörü de ele alınmıştır."
Bu arada MİT. ıdari ve teknık
alanlardaki açığı kapatmak için
personel alımını sürdürüyor. Kuruluş,
geçen aylarda yaptığı personel alımı
duyurulanna bir yenisini daha ekledi.
MÎT'ten yapılan duyuruda. alınacak
eiemanlann tümünün erkek olacağı
belirtilirken 28 yaşından küçük
olmalan. hukuk. siyasal bihmler.
ıktisadı ve idari bılimler ile denkliği
onaylanmış yabancı öğrenim
kurumlarından mezun olmalan koşulu
arandı.
Söz konusu kurumlardan Eylül
1996'da mezun olacakların da
başvurabileceğı belirtilirken
değerlendirmelerin önce dılekçeler
üzerinden yapılacağı bildınldi. Baraj
nıteliğinde vapılacak yabancı dil
sınavını kazanan adayların daha sonra
yeterlik ve yarı^ma sınav ıııa
çağnlacağı. bu a^amaları da geçen
aday lann sözlü sınava alınacağı
kaydedıldi.
ANKARA...ANKA...
MÜŞERREF HEKİMOĞLU
Yaşama Dönüş Şarkıları
Kapı çaldı, Hülya Nutku ve Sevda Şener. iskele-
ye balık almaya giderken "merhaba" demeye uğra-
mışlar. Yüzleri gülüyor, güzel haberi veriyor Sevda Şe-
ner. Halim Ağaoğlu'na ulaşmış sonunda. Adalet yo-
ğun bakımdan çıkıyor, dünyaya gülümsüyor, şarkılar
söylüyormuş hemşirelere. Yaşama dönüş şarkıları.
Başkalarının da söylemesinı dıliyorum. Denizin mavi
şarkısını daha mutlu dinleyeceğım o zaman.
Dışişleri'nden Daver Darende ve eşı geldi dün sa-
bah. Körfezde güzel bir gezıyaptık. Eylül sonu Parıs'e,
UNESCO'daki yerıi görevıne başlıyor, gıtmeden ön-
ce bu güzellikleri de görsün. gözlerıne Assos'un ma-
visi de yerleşsın istedim. Daver Darende İstanbul sev-
dalısı. fırçasında Boğaz'ın mavısı. pembesı. moru var;
Beyoğlu'nun şenliği var, ama tüm fırçalar buradakı
maviyi, bu yeşilı tanımalı bence. Tarıhle doğanın çok
güzel kucaklaştığı Körfezi dolaşmalı. Behramkale'nin
dar sokaklarında yürüyerek düşler kurmalı, gerçekle-
rin, düşlerin mutlulugunu da paylaşmah. Bir maviye
daldık, bir yeşile. şaşılası saatler yaşadık gerçekten.
Kıyılar çok kalabalık, çocuklar, genç kızlar, delikanlı-
lar, daha yaşlılar, şereserpe yatıyor guneşte, mavı Kör-
fezi kulaçlıyorlar. insana coşku ve umut veren bir tab-
lo bu. Çünkü bu bir yaşam biçımi artık. Bu kalabalıgı
denizden ayırmaya, çıplak kadınları giyinmeye. ör-
tünmeye zorlamaya kimsenin gücü yetmez. Başba-
kan Erbakan ın Askeri Şûra üyelerine verdiğı akşam
yemeğınde yaşanan olayı da böyle yorumluyorum
ben. Deniz Kuvvetlen Komutanı Oramiral Güven Er-
kaya'nın davranışı güzel bir uyarı her şeyden önce.
Başbakan'ın yemeğinde konuklara içkı venlmeYnesi,
ev sahibınin oluşturmayı amaçladığı bir yaşam bıçi-
mini sergiliyor. Oramiral Erkaya da buna karşı çıkıyor.
Uygar bir davranış, içten kutluyorum. Ev sahibinin
eğılimlerine göre konuk ağırlamak geleneklerımize de
uymaz. çağdaş yaşama da ters düşer bence. Laik
cumhuriyetimizin protokolünü değıştirmek çabaları-
na gereken tepkiyi herkes göstermeli. Yemekte bir
kadeh rakı içmenin ötesinde bir sorun bu. Elbet öte-
sinı de görenler için...
Behramkale'de renk renk kilimler ve güzel dantel-
ler sergıleyen delikanlıyla konuştuk bir aralık. Selver
Kudar'a bir bademli dantelı aldım o sergıden. Hüse-
yin Katırcıoğlu'nu sordum. "O İstanbul'da ama,
muhtar bey burada" dedi. Ben de selam söyledim.
geçen sonbahar gerçekleşen tiyatro şenliğmden söz
ettik sonra. Bu güzel delikanlı da katılmış o şenlığe.
Sanınm bütün köy katıldı. Bir kıvılcım parlayınca her-
kes yüregindeki ateşi dışa vuruyor galiba. Bu kez da-
ha görkemlı bir tiyatro şenlığı yaşanacak Assos'ta,
Behramkale sokaklarından kaç ülkenın sanatçılan ge-
çecek: ABD'liler. İngılızler, Fransızlar, Avusturyalılar.
Gelir az. para yok, ama yürek var!
Çağdaş yaşamı destekleyenler. Anadolumuzdaki
uygarlıklara yeni boyutlar katmak ısteyenler bu sanat
eylemine de el vermeli bence. Antik tiyatrolar yeni se-
yırcılere kavuşmah...
Dönüşte Tahtakuşlara uğradık. Dünyada ilk köy
müzesini görmekten büyük coşku duydu Daver Da-
rende. Degerli bir diplomatımızın olumlu çabalarıyla
gerçekleşen bir olayı dınledı Kudar ailesınden. Belki
okurlarımız da anımsar, bu köşede ve dergımızde ya-
yımlanan yazılar nedeniyle Tahtakuşlar Etnografya
Galerısi UNESCO'nun da ilgisıni çekti, Büyükelçı Pu-
lat Tacer de o ılgiyı eyleme dönüştürdü. Ama Kazda-
ğı'nın eteğınde kurulan özel bir etnografya galensinı
•Kudar ailesınin coşkusuna. üretkenlığine karşın yönet-
mek, yürutmek kolay değil. Ortak ılgı. çaba gerekıyor.
CUMOK'tan bir grubun çağrısını söyledi Orhan Ku-
dar. Bir gıdışımızde karşılaşmak umuduyla CU-
MOK'un mavi üyelerine selam. Kudar aılestnın de Pu-
lat Tacer'e selamı var. Ben de selam ve teşekkürleri-
mi yolluyorum. Yeni kitabı nedeniyle. Kültürel Haklar,
Dünyadaki Uygulamalar ve Türkiye için Bir Model
önerisi.
Ülkemizın gündemıne yaraşır bir kitap. Elden ele do-
laşıyor Mavi Körfez'de.
Assos dönüşü Güre'ye de ugradık ama, dostlarımı-
zı göremedik. ilhan Başgöz'ü de yakalayamadık.
Sonra Akçay'a daldık bir an, Sarıkız heykelinin önün-
de anı resimlen çektık. Edremıt'e girerken kocaman
bir yapıya takıldı gözlerim. Dağlara doğru uzuyor, bir
imam-hatip lisesı daha yükseliyor Körfez kıyılarında.
Gazetemizde de sekız yıllık eğıtımde geri dönüş ha-
beri bu sabah! Yapılan bu şey koskoca bir bına. çok
sayıda öğrencı öngörülüyor galiba. Belki okutmaya
gücü yetmeyen ana-babaların çocukları. Ekonomik
paket onları güçlendiremeyecek, ama bız güçlendi-
rir, sekiz yıllık eğitimde geri dönüş yolunu da kapata-
biliriz. Gezdığım her yerde, manavda, kasapta, bir
giysi sergisinde. Paşabahçe'nin satış merkezınde fı-
seli. ortaokullu kızlarla, delikanlılarla konuşuyorum
her gün. Hepsı okumak istiyor. üniversiteye gitmek.
jeolog olmak, doktor, öğretmen ve gazetecı olmak...
Hiçbiri imam-hatip olmaktan söz etmiyor. Oysa yeni
imam-hatıp lıseleri açılmasma da yeşil ışık yakıyor po-
litikacılar! Geleceğı karartmaktan çekinmiyorlar. Aca-
ba başarabilırler mi?
Adalet Ağaoğlu'nun yaşama dönüş şarkıları kula-
ğımda çınlarken sönmeyen ışıklarla aydınlanıyor yü-
reğım. Toplumdaki beklentilere ters düşenlerin yaya
kalacağını umut ediyorum. Çağdaş yaşam özlemının
çağdışı eylemlerle dinmeyeceğine inanıyorum.
B U L M A C A SEDAT YAŞAYA\
SOLDAN SAĞA:
1/ Değışik sjyıda
tahta ya da metal
çubuklarıngamsı-
rasıyladizilmesın-
den olusan ve iki 3
değnekle vurula-
rak çaiınan çalaı.
2/ Borsada. vadeli
bırahınsatım ışle-
minın ılenbırtari- "
he ertelenmesi... 7
Doku teli. 3/ Ask
ateşi... Çocukların 8
bedenınde. kadın- g
lann yüzünde gö-
rülen ayva tüyü.. 4/ Suudi
Arabıstan'da bir kent... L-
tanç duyma. 5/ Doğanın
neden olduğu yıkım... Bir
tür denız tasımacılıgı. 6/ 3
Taş ya da menner mezar. II 4
Lluslararası Basın Enstıtı- c
sü'nün simgesı... Bir yarı-
şın belırlı uzaklığı kapsj- "
yan bölümlerınden her bı- 7
rı. 8/"' — koç y ığıtler ye- 8
re serılır Ölen ölür kalan g
sağlar bızımdır" (Dada-
loölu)... Arka. sırt. 9/K.um falı... Abker
M'ICARIDAN AŞAĞIYA:
1/Hücreçekırdeğinde bulunan vesoyaçekımolaylarını -.ağ-
lay an madde. 2/ Pulcuklann belırmesıy le ortaya çıkan bir de-
rı hastalığı... Yaşlı. koca. ıhtiyar. 3/K.alın bükülmü> sicım...
Yabanı zeytın. 4/ Yladimir Nabokov'un tanınmı^ bir roma-
nı... llaç. 5/İki büyüklük ya da ıkı nıcelık arasmdakı bağın-
tı... Asaf Halet Çelebi'nın bir şıır kitabı. 6/ Denızlerın çekıl-
mesıyle oluşan ve yurtlanmaya elverı^lı olan bölge. II Fel-
sefede bir durumdan başka bir duruma geçme Büyük ve
süslü çadır. 8/ "Od ile korkutma vâız bızı kım lal'ı
Canımız bizım oda yanmağa mutad ey!> lı" (Hoca Deh-
hanu... Kirlı.9/Birağatmadîıçıkanlar ,\ miktan...Çıp-
lak vücut resmı.