25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 AĞUSTOS 1996 CUMA 12 DIZIYAZI Kupürden Kupona Basından Medyaya basınagözdağı vennek için çıkanldıTürkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Ziya Sonay, hükümeîin yolsuzlukları örtbas etmek için kurulduğunu, bu nedenle basının gerçekleri yazmasından çekinildiğini söyledi LEYLA TAVŞANOĞLU - Tüketicinin korunmasıyla ilgili kanunda, gazetelerin başını alıp giden promosvon kampanvalarına sınırlama getirildi. Siz hükümetin aldığı bu önlemi nasıl karşıladınız? SONAY-Kanun, ıktidar partilerinin o\ lanyia alelaeele \feclıs"ten geçirildi. TGS olarak promo^vonun makul sınırlara çekılmesine yönelik düzenlemelen yerinde buluvoruz. Çünkü. basın ve yayın organlan tarafından çılgın bir yarış haline getırilen promosyon kampanyalan. bir yandaıı bjsın mesleğinin saygınhğının kaybolmasına. öbür yandan da basın emekçilennın haklannın gerilemesine yol açmaktadır. Ancak göriilmektedir ki promosyonlan kısıtlamnya yönelik girişimler. siyasi iktidarlar tarafından basın özgürlüğünü tehdit edecek biçimde kullanılmaktadır RP-DYP iktıdarı. güvenoyu almasının hemen ardından. promosyonla ilgili olarak alelacele yayımladığı tebliğden sonra şımdı de aynı acelecihkle bir yasa çıkarmıştır. Tehlikelı olan nokta. heriki düzenlemenın de tüketiciyi korumakan \e bu çılgın yanşı dızginlemekien çok. basın organlannı siyasi iktidann istediği yönde terbive etmeyi amaçlamasıdır. TBMM'de kabuİ edilen yasa. promosyon kampanyalarına yönelik düzenlemelerın ötesinde. bu hükümlere aykın hareket edenler için öngördüğü haddınden fazla afiırpara cezalarıy la. aynca bu ceza maddelennın işletılmesını Sanayı Bakanlığı'nın takdınne bırakmasıyla asıl beklenen amacinı aşmakta. siyasi iktidann basın özgürlüğüne yönelik düşnıanca bir ta\ır içinde olduğu izlenıminı vermektedir. Söz konusu yasanın. cumhurbaşkanlığı makamı taratından objektif bir değerlendırmeden geçırileceği ve yenıden görüşülmek üzere TBMM'ye gönderileceğı umudunu taşıyoruz. Siyasi iktıdarı da ülkede gerek çalışma ya^anıına ılişkin. gerek siyasal yaşama ilişkin. gerekse demokratikleşmeye ilişkin yüzlerce sorun dururken zaten çeşitli kanunlarla sınırlandırılmış olan basın özgürlüğüne yönelik daha da kısıtlayıcı girişimlerden kaçınmaya çağınyoruz TiraJ endişesl - Sizce promosyon neden bövlesine çığınndan çıkh? SONAY - Gazete patronlannın promosyona yatınm yapmalannın başlıca nedeni. benim tahminime göre öncelikle tiraj endişesiydi. Daha sonra tiraj endişesi bir tarafa bırakılarak dikkatler promosyon olarak verilen ürünlerde odaklaştı. Bir de ucuz satan gazetelerin üstelik promosyonla fiyatlannın 100 bin liraya kadar çıkarılması olgusu vardı. Bu satışlardan peşin olarak büyük paralar toplandı. Verilen prömosyonlann da uzun vadeye yay ılması nedeniyle epeyce para kazamldı. Yani önce tiraj endişesiyle başlanan promosyon. daha sonra bir ticarı kazanç olmaya yönelmiştir. - Şimdi promosyonlar yavaş yavaş kesilecek. Bu arada birtakım gazeteler de fi>atlannı düşünüyorlar. Bunlann başında Akşam var. Bu yeni gelişmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz? SONAY - Sadece Akşam değil. Sabah \e Milliyetgrupları da beş bin liralık gazeteler çıkarmaya başlamışlardı. - Ama Akşam 75 bin liradan beş bin liraya düştü... SONAY-Evet. Fiyatlarnı 100 bin, 125 bin liraya promosyon süresince çıkaran gazeteler. promosyon bittiğinde zaten fiyatlannı düşüreceklerdi. Buöbür gazetelerde de görülmüştür. TGS Genel Başkanı Ziya Sonav. gelecekte hic kimsenin basını ciddhe almamasıııdan endişe duyduğunu söyledi. Gazete patronlan şimdi yeni ve ucuz gazeteler çıkaracaklar, fiyatını bir arttınp bir düşürdükleri gazetelerin de _yayın hayatına son verecekler. yeni çıkardıklan gazeteleri ucuz fiyata satmaya devam edecekler. Bence bu, gazete patronlannın kendilerince aldıklan bir tedbir olacak. Bu iş iyice çığınndan çıkmış. Bu işi gazete patronlan. Türkiye Gazete Sahipleri Birliği biraraya gelip. kuponculuktan vazgeçerek gazetede haber satmanın yollannı aramalıdırlar. Bu promosyon yönünden basın saygınlığını yitirmiştir. Üç yıl. beş yılkinin aksine bugün artık gazetecinin eski itiban yok. Eskiden. bu haber gazetede çıktıysa doğTudur. inancı vardı. Şimdi hiç kimse gazetelerin haberlerine güvenmiyor. Basın bu noktaya getirildi. - Sizce REFAHYOL hükiimeti neden ilk icraatlarından birisi olarak bu promosyon yasasına çıkardı? SONAY - Bu hükümetin kuruluş amacı yolsuzluklan örtbas etmek. Şu andaki koalisyon ortaklan için Meclis soruşturması açılması kararlaştmlmış. Bu. komisyonlarda görüşülüyor. Liderlere de yüce divana verilme korkusu vardır. O nedenle de bu koalisyon hükümet.nı kurdular. Basının da bu gerçekleri yazmaması için gözdagı verilmesi gerekmıştir. O da bu promosyon yasasını çıkarma yoluyla yapılmıştır. 'İktidar basınla uflraşmasın' Basına gözdagı verileceğini Başbakan Erbakan güvenoylaması sırasında Meclis'te söyledi. "Bizgeldiğimizde gazete patronlan 180 derece dönüş yapacak ve bizi destekleyeeeklerdir. Vbksa hepsinin krediierini keser. borçlannı talep ederiz" dedi. Bu, tabii ki başlangıçtır. Hükümetin yakın gelecekte bu tutumundan vazgeçmesıni temenni ediyoruz. Geçmişteki hükümetler bunlann hepsini denedi. Basına baskı uygulanması yakın tarihimizde Demokrat Parti dönemınde başladı. Ama sonunda Demokrat Partı zarargördü. basın değil. Onun için siyasi iktidar basınla uğraşmayı bırakmalıdır. - Promosyonu kontrol altında tutmak için bu vasanın çıkarıldığı sö\ lendi. Ama basm sektöründe promosvondan çok daha önemli sancılar var. Orneğin tekelcilik \ardır. Neden buna karşı önlem alınmaz? SONAN - Basında tekelcilik olduğu doğrudur. Patronlar da bunu inkâr etmiyor. Bundan ba^ka tekelciiik zaten nasıl olabilir ki? Burada bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum. Yasayı çıkarmaktan çok uygulamak önemli. Biliyorsunuz. RTÜK Yasası'nda birçok hükümler \ar. Yasa bir yılı aşkın zanian önee çıktı. ama hâlâ doğru düriist yürürlüğe konmadı. Onun için burada. katalann bazı seylere yatkın olmasi lazım. O yasada televizyonlara kimlerın ortak olup olamayacaklan gayet net bir bıçımde beİirlenmışken bu hüküm hâlâ uygulanmamaktadır. Biz. siyasi ıktidarlann promosyonlan ve basınla ilgili başka girişimleri yasayla yasaklamasına kesinlikle karşıvız. Bugünkü siyasi iktidar. bu doğrultuda bir yasa çıkarır. Yann E m i n C ö l a s a n ' ı n a c ı k l a m a s ı Dünkü Cumhuriyet'te yer alan söyleşinizde EminŞirin'in sözlerini okuyunca. yalanın bu kadanndan utandım. Sizeay- nen şöyle diyor: "Akşam gazetesi televizyon veremeyecekdiyen Emin Çöla- san'a da bir tane (televizyon) hediye ettik. Hediyenin bizden geldiğini söylemeye utandı." Ben bunİarla bu konuda uğraşırken Akşam gazetesinde açıklama yaptılar ve dağıtım başladığı zaman bana da biradet televizyon hediye edeceklerini söylediler. Dağıtım başladık- tan sonra bu konuda düzenlenen ve birlikte katıldığımız bir televizyon programında. Mehmet Ali llıcak ve Emin Şirin'e bu sözlerini hatırlattım. Bir hay ır kurumuna bağışlamak üze- re otelevızyonu istediğimi söyledim. Kabul ettiler, verecek- lerini söylediler. Ertesi günÇocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürü ıleko- nuştum ve bu olanaktan söz ettim. Van Kız Yetiştirme Yurdunun çok kötü durumda olduğu- nu \e televizyonu burava hediye edersem çok makbule ge- çeceğini söyledi. Biraz sonra televizyon geldı. Ben de onu aynı güıı Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü'ne makbuz karşılığın- da verdim. Ayrıca makbuzu ve teslim belgesıni Akşam ga- zetesi Ankara temsilcısıne faksladıııı. Televizyon, Van'a ula^tı. Yurtta kalan kızöğrenciler mek- tup yazıp teşekkür ettiler. Bütün bunlan en baştan bılmesine karşın Emin Şirin isim- H şahsın bövlesine yalan sövlemesi. televizyonu sanki ken- dime almışım gibi bir izlenim varatmav a yeltenmesi ayıptır." 1 gelecek siyasi iktıdar başka doğrultuda bir yasa çıkaracaktır. Onun için burada bütün görev gazete patronlarına düşmektedir. Türkiye Gazete Sahipleri Birliği yöneticilerinin oturup bir protokol imzalayarak Türk basınına nasıl yeniden saygınlık kazandırılabılir. konusunu tartışmalı ve bunu uygulamalıdır. Bunun dışında vapılacak işlemler Türk basınına zarar verir. Korkanz ki gelecekte hiç kimse basını ciddiye almayabilir. - Basın sektöründe, Cumhurivet gazetesi \e Anadolu Ajansı dışında sendikalı işyeri kalmadı. Bu nedenle basın çalısanları arasındaki ü'cret uçurumu inanılma/ biçimde arttı. Gazete künvelerinin tepesindekiler. söylendiğine göre milyaıiarca lira tutannda iicretlere çalışırken öbür çalışanlar, altta kalanın canı çıksın. örneği üç kuruşa talim ertirilivoriar. Hatta haftalık. > ıllık i/inlerini bile, hiçbir hakları olmadığı için alamıvorlar. Si/ TGS Genel Başkanı olarak bu konuda ne düşünüvorsunuz? SONA\ - Hepinızin vakındaıı bıldıği gıbı basında ta^eronlastırma olay ı başlamıştı. Bugün taşeronlaşma nedeniyle gazetelerin ana şirketlerine çok dûşûk sayıda eleman çalışıyor gösterilmektedir. Örneğin Milliyet'in ana şirketinde 40 kişı gözüküyor. Çalışanlann geri kalanı yedi-sekiz ayn şirketedağıtılmış. 'Çalışanlar bölünüyor' Hürnyet. Sabah gruplarında avnı uygulama var. Ihlas Grubu da oundan farklı değil. Taşeronla^tığı zaman çalışanlar bölünüyor Bölününce çalışanlann güeü de azalıyor. Bunun yanında. gazetelerin künyelerindeki arkadaşlanmızın kendilerini gazete patronları nezdınde çok iy i pazarlav ıp çok y ük.sek ticretler, hatta dolarla ücret aldıklan söyleniyor. Künye dişındakı çalısanları. sendikamızdan. çok cazip ücretler alacaklarını söyleyerek istifa ettirdiler. Bunun ardından çoğunu taşeron şirketlere geçırdiler. Bu çalışanlann büyük bölümü. bugün a.sgari ücrete yakın düşük ücretlerle bordrolu gözüküyorlar. Bunlar. her ay bordroda görünen ücretlerinin üzerine birde açıktan para almaktadırlar. Basın kuruluşlan için bunlar kesinlikle uygun görülecek davranışlar değildır. Türkive'deki sosyal adaletsizliği. vergı kaçakçılığını her gün eleştıren basın kuruluşlan. kimi çalışanı telıf ücreti adı altında. kımı çalışanı da başka kadrolarda göstererek çalıştırdıkları insanlara. vergı ödememek ıçın açıktan para ödeme volunu seçmi^lerdir. Bu bakımdan, künve dışında çalışan arkadaşlarımız. büyük oranda çalışmalarının karşılığını alamamaktadırlar. Daha önce sendikal hak olarak haftada iki gün ızin yapabilen arkadaşlarımız. bugün ancak bir gün. belki de hiç izin yapamamakradırlar. Keza yıllık izinlerinde de aynı uygulama vardır. Günlük çalışma saatieri onadan kalkmıştır. Bu gazeteciler. çalıştıklan işyerlerinde artık dertlerini anlatacak bir kişi bulamamaktadırlar Sendikanın olmadığı bu yüksek tirajlı gazetelerde tamamıyla işveren egemendir. Temennimiz. bu arkadaşlanmızın. bir an önce. basın işkolunda tek örgütlü sendika olan sendikamıza üye olup kendi haklarını alabilmelennı sağlamalarıdır. Sendikasız düzen devam ederse korkarım ki bundan sonra sefalet ücretine çalışacaklardır. sosyal güvenceleri hiç kalmavacaktır ve çoğu kıdem tazminatı dahi alamayacaklar dır. BİTTİ İbrahim Gümrükçüoğlu'nun yargılanmasına devam edildi 6 Cumhurbaşkam D öldürmeyi amaçlamadım'İstanbul Haber Senisi - Cumhurbaşkanı Sülevman Demirel'e başarısız suikast gırişimınıie bulunan eczacı İbrahim Gümrükçüoğ- lu'nun yargılanmasına baş- landı. Cumhurbaşkanı'nı öl- diirmeyi amaçlamadığını sa- vunan Gümrükçüoğlu, ken- disini suçlayan korumalann -kahramanlık* peşinde ol- dugunu öne sürdü. Tstanbul 1 No'luDGM'de dûn yapılan duruşmaya sa- nık İbrahim Gümrükçüoğlu ile avukat AMlurrahman Gümrükçüoğlu. konımalan kahramanlık yapmakla suçladı. Sanoğlu katıldı. Gümrükçüoğlu'nun kim- lik tespıtinın vapılmasının ardından sa- v unma>ıru geçildi. Savunmasına "Bismil- lahirrahmanirrahinr diyerek başlayan Ibrah ım Gümrükçüoğlu. tümayrıntılarıy- layaşamöyküsünii anlattı. Ola> günü De- mirel'in lzmit'egeleceğinibilmediğinisa- \ jnaiı CJCiTirükçüoölu. mevdandaki kala- bahğı gördüğü için tören alanına gittığinı behrtti. Demirel'in konuşması bitip kür- süden indiği sırada Bosna. Çeçenistan ve Azerbav can 'da "Müslüman olduklan için öldürülen" Müslümanların aklına geldiği- ni savunan Gümrükçüoğlu, şöyle konuş- tu: -Türkiye'nin İsrail Ue yaptığı askeri iş- birtiği anlaşması gö/ümün önüne geldi. O> sa o Nahudi- ler bir süre önce Filistin'e yaphklan bombab saldında 103 kişinin ölümüne neden olmuşlardı. Ben de silahımı çıkanp havava ateş ettim. Kimseyi öldürmek niyetinde değildim. Beni daha sonra gözaltına aldılar. Bana gözal- tındayken bir parti. dernek va da iUegal bir örgütle bağ- lantim olduğunu kabul ertir- mek istediler. Benim hiçbir illegal örgüt ile ilgim yok. Bu vatan bizim. dinsizlerin de- ğil. Onların kökü dışarıda." Cumhurbaşkanı'nın korumalarının prestijlerinin sarsılmanıası için kendisini "suikastçı" diye lanse ettiklerirni öne sü- ren Gümrükçüoğlu. korumalann "kahra- manlık'" peşinde olduğunu öne sürdü. Mahkeme, duruşmayı tanıklann dinlen- mesı için erteledi. VVashingtonda terör toplantısı MİT eleman aramayı sürdürüyor ANKARA (ANKA) - Dışişlen Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller. MITin Washington'da "terör" konulu birtoplantıva katıldığını ve toplantıda terörle mücadele yöntemlennin ele alındığnı bildirdi. Çiller. koalisyon ortağı RP'nin Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay'ın "\\ashington"da terörle mücadele \e banş konulu birsempozyuma MİT Müsteşar Vardımcısı Mehmet Eymür'ün katılmasfıle ilgili yazılı soru önergesinı yanıtladı. Söz konusu sempozyumu düzenleyen "The \\ashington Institute For Near East Policy' adlı dü^ünce kuruluşunun. Washington Büvükelçiliği aracılığıyla yaptığı daveti Dışişleri Bakanlığı'nın MİT'e ilertığini belirten Çiller. sempozyuma ABD. Almanya. İsrail ve Türkiye istihbarat yetkililerinin .katıldığını bildirdi. -\BD Dışişleri Bakanı V\arren Christopherın açılış bölümünde konuşma yaptığını ıfade eden Çiller. toplantıvla ilgili şu bilgileri verdı "Söz konusu sempozyumda, terorizmin dünva banş ve güvenliğine en önemli tehditlerden birini teşkil ettiği \ urgulanmış, tcrör ve terörle mücadele konusu bir bütün olarak ele alınmış, terörle mücadele yöntemleri tartışılmış \e terörle mücadelede uluslararası işbirliğinin önemi Uzerinde duruunuştur. Sempozyumda PKK terörü de ele alınmıştır." Bu arada MİT. ıdari ve teknık alanlardaki açığı kapatmak için personel alımını sürdürüyor. Kuruluş, geçen aylarda yaptığı personel alımı duyurulanna bir yenisini daha ekledi. MÎT'ten yapılan duyuruda. alınacak eiemanlann tümünün erkek olacağı belirtilirken 28 yaşından küçük olmalan. hukuk. siyasal bihmler. ıktisadı ve idari bılimler ile denkliği onaylanmış yabancı öğrenim kurumlarından mezun olmalan koşulu arandı. Söz konusu kurumlardan Eylül 1996'da mezun olacakların da başvurabileceğı belirtilirken değerlendirmelerin önce dılekçeler üzerinden yapılacağı bildınldi. Baraj nıteliğinde vapılacak yabancı dil sınavını kazanan adayların daha sonra yeterlik ve yarı^ma sınav ıııa çağnlacağı. bu a^amaları da geçen aday lann sözlü sınava alınacağı kaydedıldi. ANKARA...ANKA... MÜŞERREF HEKİMOĞLU Yaşama Dönüş Şarkıları Kapı çaldı, Hülya Nutku ve Sevda Şener. iskele- ye balık almaya giderken "merhaba" demeye uğra- mışlar. Yüzleri gülüyor, güzel haberi veriyor Sevda Şe- ner. Halim Ağaoğlu'na ulaşmış sonunda. Adalet yo- ğun bakımdan çıkıyor, dünyaya gülümsüyor, şarkılar söylüyormuş hemşirelere. Yaşama dönüş şarkıları. Başkalarının da söylemesinı dıliyorum. Denizin mavi şarkısını daha mutlu dinleyeceğım o zaman. Dışişleri'nden Daver Darende ve eşı geldi dün sa- bah. Körfezde güzel bir gezıyaptık. Eylül sonu Parıs'e, UNESCO'daki yerıi görevıne başlıyor, gıtmeden ön- ce bu güzellikleri de görsün. gözlerıne Assos'un ma- visi de yerleşsın istedim. Daver Darende İstanbul sev- dalısı. fırçasında Boğaz'ın mavısı. pembesı. moru var; Beyoğlu'nun şenliği var, ama tüm fırçalar buradakı maviyi, bu yeşilı tanımalı bence. Tarıhle doğanın çok güzel kucaklaştığı Körfezi dolaşmalı. Behramkale'nin dar sokaklarında yürüyerek düşler kurmalı, gerçekle- rin, düşlerin mutlulugunu da paylaşmah. Bir maviye daldık, bir yeşile. şaşılası saatler yaşadık gerçekten. Kıyılar çok kalabalık, çocuklar, genç kızlar, delikanlı- lar, daha yaşlılar, şereserpe yatıyor guneşte, mavı Kör- fezi kulaçlıyorlar. insana coşku ve umut veren bir tab- lo bu. Çünkü bu bir yaşam biçımi artık. Bu kalabalıgı denizden ayırmaya, çıplak kadınları giyinmeye. ör- tünmeye zorlamaya kimsenin gücü yetmez. Başba- kan Erbakan ın Askeri Şûra üyelerine verdiğı akşam yemeğınde yaşanan olayı da böyle yorumluyorum ben. Deniz Kuvvetlen Komutanı Oramiral Güven Er- kaya'nın davranışı güzel bir uyarı her şeyden önce. Başbakan'ın yemeğinde konuklara içkı venlmeYnesi, ev sahibınin oluşturmayı amaçladığı bir yaşam bıçi- mini sergiliyor. Oramiral Erkaya da buna karşı çıkıyor. Uygar bir davranış, içten kutluyorum. Ev sahibinin eğılimlerine göre konuk ağırlamak geleneklerımize de uymaz. çağdaş yaşama da ters düşer bence. Laik cumhuriyetimizin protokolünü değıştirmek çabaları- na gereken tepkiyi herkes göstermeli. Yemekte bir kadeh rakı içmenin ötesinde bir sorun bu. Elbet öte- sinı de görenler için... Behramkale'de renk renk kilimler ve güzel dantel- ler sergıleyen delikanlıyla konuştuk bir aralık. Selver Kudar'a bir bademli dantelı aldım o sergıden. Hüse- yin Katırcıoğlu'nu sordum. "O İstanbul'da ama, muhtar bey burada" dedi. Ben de selam söyledim. geçen sonbahar gerçekleşen tiyatro şenliğmden söz ettik sonra. Bu güzel delikanlı da katılmış o şenlığe. Sanınm bütün köy katıldı. Bir kıvılcım parlayınca her- kes yüregindeki ateşi dışa vuruyor galiba. Bu kez da- ha görkemlı bir tiyatro şenlığı yaşanacak Assos'ta, Behramkale sokaklarından kaç ülkenın sanatçılan ge- çecek: ABD'liler. İngılızler, Fransızlar, Avusturyalılar. Gelir az. para yok, ama yürek var! Çağdaş yaşamı destekleyenler. Anadolumuzdaki uygarlıklara yeni boyutlar katmak ısteyenler bu sanat eylemine de el vermeli bence. Antik tiyatrolar yeni se- yırcılere kavuşmah... Dönüşte Tahtakuşlara uğradık. Dünyada ilk köy müzesini görmekten büyük coşku duydu Daver Da- rende. Degerli bir diplomatımızın olumlu çabalarıyla gerçekleşen bir olayı dınledı Kudar ailesınden. Belki okurlarımız da anımsar, bu köşede ve dergımızde ya- yımlanan yazılar nedeniyle Tahtakuşlar Etnografya Galerısi UNESCO'nun da ilgisıni çekti, Büyükelçı Pu- lat Tacer de o ılgiyı eyleme dönüştürdü. Ama Kazda- ğı'nın eteğınde kurulan özel bir etnografya galensinı •Kudar ailesınin coşkusuna. üretkenlığine karşın yönet- mek, yürutmek kolay değil. Ortak ılgı. çaba gerekıyor. CUMOK'tan bir grubun çağrısını söyledi Orhan Ku- dar. Bir gıdışımızde karşılaşmak umuduyla CU- MOK'un mavi üyelerine selam. Kudar aılestnın de Pu- lat Tacer'e selamı var. Ben de selam ve teşekkürleri- mi yolluyorum. Yeni kitabı nedeniyle. Kültürel Haklar, Dünyadaki Uygulamalar ve Türkiye için Bir Model önerisi. Ülkemizın gündemıne yaraşır bir kitap. Elden ele do- laşıyor Mavi Körfez'de. Assos dönüşü Güre'ye de ugradık ama, dostlarımı- zı göremedik. ilhan Başgöz'ü de yakalayamadık. Sonra Akçay'a daldık bir an, Sarıkız heykelinin önün- de anı resimlen çektık. Edremıt'e girerken kocaman bir yapıya takıldı gözlerim. Dağlara doğru uzuyor, bir imam-hatip lisesı daha yükseliyor Körfez kıyılarında. Gazetemizde de sekız yıllık eğıtımde geri dönüş ha- beri bu sabah! Yapılan bu şey koskoca bir bına. çok sayıda öğrencı öngörülüyor galiba. Belki okutmaya gücü yetmeyen ana-babaların çocukları. Ekonomik paket onları güçlendiremeyecek, ama bız güçlendi- rir, sekiz yıllık eğitimde geri dönüş yolunu da kapata- biliriz. Gezdığım her yerde, manavda, kasapta, bir giysi sergisinde. Paşabahçe'nin satış merkezınde fı- seli. ortaokullu kızlarla, delikanlılarla konuşuyorum her gün. Hepsı okumak istiyor. üniversiteye gitmek. jeolog olmak, doktor, öğretmen ve gazetecı olmak... Hiçbiri imam-hatip olmaktan söz etmiyor. Oysa yeni imam-hatıp lıseleri açılmasma da yeşil ışık yakıyor po- litikacılar! Geleceğı karartmaktan çekinmiyorlar. Aca- ba başarabilırler mi? Adalet Ağaoğlu'nun yaşama dönüş şarkıları kula- ğımda çınlarken sönmeyen ışıklarla aydınlanıyor yü- reğım. Toplumdaki beklentilere ters düşenlerin yaya kalacağını umut ediyorum. Çağdaş yaşam özlemının çağdışı eylemlerle dinmeyeceğine inanıyorum. B U L M A C A SEDAT YAŞAYA\ SOLDAN SAĞA: 1/ Değışik sjyıda tahta ya da metal çubuklarıngamsı- rasıyladizilmesın- den olusan ve iki 3 değnekle vurula- rak çaiınan çalaı. 2/ Borsada. vadeli bırahınsatım ışle- minın ılenbırtari- " he ertelenmesi... 7 Doku teli. 3/ Ask ateşi... Çocukların 8 bedenınde. kadın- g lann yüzünde gö- rülen ayva tüyü.. 4/ Suudi Arabıstan'da bir kent... L- tanç duyma. 5/ Doğanın neden olduğu yıkım... Bir tür denız tasımacılıgı. 6/ 3 Taş ya da menner mezar. II 4 Lluslararası Basın Enstıtı- c sü'nün simgesı... Bir yarı- şın belırlı uzaklığı kapsj- " yan bölümlerınden her bı- 7 rı. 8/"' — koç y ığıtler ye- 8 re serılır Ölen ölür kalan g sağlar bızımdır" (Dada- loölu)... Arka. sırt. 9/K.um falı... Abker M'ICARIDAN AŞAĞIYA: 1/Hücreçekırdeğinde bulunan vesoyaçekımolaylarını -.ağ- lay an madde. 2/ Pulcuklann belırmesıy le ortaya çıkan bir de- rı hastalığı... Yaşlı. koca. ıhtiyar. 3/K.alın bükülmü> sicım... Yabanı zeytın. 4/ Yladimir Nabokov'un tanınmı^ bir roma- nı... llaç. 5/İki büyüklük ya da ıkı nıcelık arasmdakı bağın- tı... Asaf Halet Çelebi'nın bir şıır kitabı. 6/ Denızlerın çekıl- mesıyle oluşan ve yurtlanmaya elverı^lı olan bölge. II Fel- sefede bir durumdan başka bir duruma geçme Büyük ve süslü çadır. 8/ "Od ile korkutma vâız bızı kım lal'ı Canımız bizım oda yanmağa mutad ey!> lı" (Hoca Deh- hanu... Kirlı.9/Birağatmadîıçıkanlar ,\ miktan...Çıp- lak vücut resmı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle