27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 AĞUSTOS 1996 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA m Kürt devletinin sakıncası yok' • ANKARA (LBA)- CHP Tunceli Millenekili Orhan Veli Y'ıldınm, "Kuzey Irak"ta bir kürt devletinin kurulmasındd birsakınca yoktur" dedi. Orhan Veli Yıldırıır.. haftalık -Ülke' dergisine vaptıgı açıklamada, Kuzey Irak'ta. ABD ve Batılı ülkelerin bağımsız bir Kürt devletimn kurulmasına yönelik. gözle görülen bir isteklerı olmasa da bir hazırlık ıçinde olduklannı söyledi. Yıldınm. "Bence Irak'ın o bölgesinde bağımsız bir Kürt devletinin kurulmasının. oradaki otonte boşluğunun giderilmesinin Türkiye'ye hiçbir zaran olmayacaktır. Nıhayet Türkıye. o bölgede •kendisine has bir muhatap bulmuş. hiç değılse ^orumlu bir otoriteyle karşı karştya kalmış olur" açıklamasını yaptı. Şeyh Osman ile Parsadan komşu • ANKARA (LBA)- Başbakan Necmettin Erbakan'ın hımayesinde Ankara'da irtıbat bürosu açan Kürdistan Islami Hareket Partisi lideri Şeyh Osman'ın. dolandırıcı .Şelçuk Parsadan'ın komşusu olduğu ortaya çıktı Suudi Arabistan pasaportu ile Türkiye'ye giriş-çıkış yapan Şeyh Ösman. Reşit Galıp Caddesi'ndeki birdaireyi konut olarak kullanırken aynı apartmanın 4 No'lu dairesınde de Başbakan Yardımcısı \e Dışışleri Bakanı Tansu Çiller'i .dolandırdığını açıklayan Selçuk Parsadan'ın cezaev ine girmeden önce .orurduğu belirlendi. Müşavir Özsöz yoğun bakımda • ANKARA (AA)- Başbakan Necmettin Erbakan'ın konvoyunda jTneydana gelen trafik kazasında ağır yaralanan Başbakanlık Basın Müşav ın Nazır Özsöz'ün hayati tehlikeyi atlatamadığı bildirildi. 'Hastane yetkılileri. yoğun bakımda bulunan Özsöz'ün solunum cihazına bağlı olduğunu belirttiler. Başbakanlık Basın Müşav in Özsöz. dün gece. Cumhurbaşkanı Şüieyman Demirel'ın Yüksek Âskeri Şûra üyelerıne verdiöi yemeğe katılan Başbakan Erbakan'ın konvoyunun dönüşü sırasında, Atatürk Bul\arı Farabi Sokakginşi yakınlarmda arkadan bir koruma aracının çarpması sonucu ağır y aralanarak. Se\gı Hastanesi'ne kaldınlmıştı. Kazada. Özsöz'ün bulunduğu aracın sürücüsü Dursun Yıldız da hafif varalanmıştı. Tarihe geçeceğiz' • AKSARAY(AA)- De\ let Bakanı Mehmet Altınsoy, yakın bir gelecekte bütçe açığını kapatıp açıksız bütçe yapan ilk hükümet olarak tarihe geçeceklerini söyledi. Bakan Altınsoy. Aksaray "ın Sanyahşi ilçesinde. yurîtaşlar tarafından yaptırılacak ttğrenci yurdunun temel •atma törenindeki konuşmasında. RP-DYP Hükümetinin kısa zamanda büyük işler başardığını ifade ederek ?unlan söyledi: "Hükümetimizin kaynak sorunu bulunmuyor. Bütçe açığinın üçte birini lıapatacak 550 trilvon riralık kaynak temin edilmiştir. Yakın bir gelecekte. bütçe açığını kapatıp açıksız bütçe yapan ilk hükümet olarak tarihe geçeceğiz." 16TÜPk yakalandı P BÜKREŞ(AA)- Romanya'da, yasadışı yollardan Macaristan'a girmeye çalışan 16 Türk'ün yakalandığı bildirildi. Polis yetkılilerinin \erdikleri bilgiye göre 3"ü kadın 16 kişi, Bükreş'in 620 kilometre kuzeyindeki iŞatu Mare köyünden Macaristan'a. oradan da Almanyaya geçmeyı •planlıyorlardı. -Yetkililer. bu kişilerin yollannı bulmak için Romanyalı bir rehber kiraladıklannı. ancak köylülerin şüphelenerek polise bildırmeleri üzerine ele geçinldiklerini söylediier. HABERLER CHP lideri Baykal'ın C u m h u r i y e t e demeci 'Erbakan ve RP'yi bu noktaya getirenler, RP ile mücadele edemez' W RP iktklaraım kapısını Ecevit açü'TÜREV KÖSE AJVKARA - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Necmettin Erbakan'ı "kurulu düzenin son üyesi ve düzenin, gö- zükarasavunucusu'*. RP'yı de "belkemik- siz, statükopartisi" olarak nitelendirdi. Bay- kal. "RP'li iktidarın kapısını açan anahta- nn sahibi" olmakla suçladığı DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'e de "RP'li bir ikti- darı önlemenin yolu, seçimlerde BBP'yi .VlecuVe taşıyan ANAP'ın peşine takılnıak değildir. Erbakan'ın malvarlığını örtbas edenlerin, RP'nin bu nokta> a gelmesine ne- den olanlann, RP'ye karşı mücadele konu- sunda laf söytemeyehaklan yoktur" diye çat- tı. Baykal. RP'ye karşı mücadelede. ''laik- lik'' vurgusunun öne çıkmamasına yönelik görüşlere de. "Belli bir alanda RPçizgisine göz yummak isteyen insanlar. o anlamdaki vurgulamalardan tedirgin olabilir. Her plat- formda mücadelenin temel kuruluşu CHP olacak" sözlenyle karşı çıktı. Baykal. "Vıt- rindeydik, ama yönlendiremiyorduk, sece- nek olduğumuzu anlatamadık" sözlenyle de SHP'nin iktadarortaklığı dönemini eleş- tirdi. CHP lideri Baykal. RP'nin iktidar döne- mi \e bu dönemde izlenecek muhalefet stra- tejine ilişkin Cumhuriyet'ın sorularını ya- nıtladı. Bavkal'm çeşitli konulardaki de- ğerlendirmeleri şövle: RP'nin iktidan: Belkı de. ilk kez eum- huriyet düzeninın temel felsefesıne, temel değerlerine inandığını söy leyemeyen. bir anlamda cumhuriyet dönemini oluşturan birikime karşı bir tepki özelliği taşiyan bir partı başbakan çıkararak. hükümetin ağır- lıklı ortağı olarak işbaşınageldı. Bunun de- mokratik rejim açısından bir anlanıı var. Türkiye'dedemokrası. cumhuriyete reaksi- yonu hazmedebilecek bir düzeye gelmış görünüyor. Bu dönemın Türkiye'yı aşan birönemi var. Din-siyaset ilişkısı açısından Türkiye. uluslararası bir laboratuvarkonu- munda. RP'nin uyumyetenegi. RP'nin ıçm- de bulunduğu kabııı şeklini alan bir hare- ket olduğu ortaya çıkmıştır. RP'nin içinde bulunduğu ortama. ıktidarda olağanüstü uyum sağlama yeteneğinin. kendi içinde ona destek veren toplum kesimlerinde ne gibi sorunlar varatacağı ilgi ile izlenmeye değer. RP'nin bu u> um yetenegi. hem eko- nomide hem uluslararası ilişkiler çerçe\e- sinde. hem de toplumun etkin ve duyarlı ke- simleriyle ilişki bıçınılerınde açıkça orta- ya çıkmıştır. RP'nın özde sergilediği es- nekliğin. Taksim Camıi gibi simgesel açı- lımlarla dengelenmesı çok güç olacaktır. RP'deki bu aşırı esnekliğin. Türkiye'deki cumhuriyet dönemı bırikiminın v e demok- ratik rejimin bir başansı olarak değerlen- dirılmesi mümkündür Refah hareketinin. belkemığınden >ok»un olduğu orta>a çık- mıştır. İdeolojık özünün Mradan bırpopü- lizme, içi boş bırpropaganda söylemine in- dırgenebıleceğı ortaya çıkmıştır. RP, statüko partisi: RP. bugüne kadar sürdürdüğü muhalefet >öyleıninin tam ter- sı olarak tipik bir kurulu düzen. statüko par- tisidir. Bu. açıkça kurulu düzen partisi ol- duğunu iddia eden partilerlc işbirliğinde ıdeolojik engellerle karşılaşmamasında da kanıtlanıyor. Kurulu düzen partilerinin RP ile iktidar ortaklığı için hızlı bir rekabet içindeolmalan da. RP'nin gerçekyüzünün onlarca da doğru tespit edildiğini gösteri- Örnek olmalıyız' Şer'i hükümlü anlaşmaya tepkiler sürüyor HÜLVA TOPCU CHPGaziantepMılletvekili Hikmet Çetin. RP. DYP ve ANAP'ın o>lan>la TBMM'de kabul edılen "lslam'İ''lkele ri Arası Yatının ve Ibracat Kredi Si- gortası Kurumu" adlı kuruluşla ılgılı an- laşma metnı tasarısinın D'ı'P-CHP ko- alısyonu döneminde CHP'Iı bakanlann ımzasıyla Mechs'e sunulduğu volunda- ki eleştırilere "Benim zamanımda an- laşma ile ilgili olarak Dışışleri BakanİH ğı'ndan olumlu görüş gelmişti" v anıtı- nı verdı. CHP Ankara Mılletvekılı Ali Dinçer ıse anlaşmanın anayasava aykı- n oldugunu vurguJayarak "Bizfslam üJ- kelerine laiklik ilkesh le örnek olmah\- dık" dedı. TBMM Genel Kurulu'nda kabul edi- len "lslam Ülkeleri Arası Yaünıtı ve Ih- racaat Kredi Sigortası Kurumu Kuru- luş Anlaşmasrnın onayianmasına tep- kı sürüyor. 1992 yılında Cıdde'de ım- zalanan bu anlaşmanın 57. maddesinın 4. fıkrasında "Şer'i hükümlerle çauşa- cak ve kurumun şer'i hükümlerv göre faalhet göstermesini engelleyecek hiç- bir değişiklik Napılamaz" ıbaresı geç- tığine dikkat çeken Dinçer. anlaşmanın anayasaya aykın oldugunu vurguladı. Anlaşmanın altı cümlesının "Islami U- keler ve klealler tenıeline da> alı olacak- tır.... Şer'i hükümlere uygun olarak , Şer'i hükümlere uygun bir mekaniz- ma__ Şer'i hükümlere uygun yatınm si- gortası™,*' dıye başladığını behrten Ali Dinçer. "Bu anlaşmaana\asamızınde- ğişmez laiklik ilkesi \e 'Egemenlik ka- yıtsız şartsız milletindir' ilkesine aykı- ndır. Ana> asanın ikinci maddesinde bu çok açıkça belirtiimiş. Biz kürsüdc etti- ^mizyeminedeaykıngördüğümüziçin CHP olarak bö)İe bir anlaşmanın tar- tışılma$ının bile mümkiin olmatacağı- nı belirttik. Karşı cıknıamızın nedeni bu- dur" dedi. Ali Dinçer. aynı anlaşmametni tasa- nsının 1995 yılında DYP-CHP koalis- yonu döneminde CHP'Iı bakanlann ım- zasıyla TBMM'ye gönderildıği yolun- dakı eleştınlere. "TBMM karanvla bu anlaşma onaylanmasaydı biryanlişıdü- zeltme şansına sahip olabilirdik" yanı- tını verdı. Türkıye'nın lslam ülkelen ara- sında ağırlığı oldugunu söyleyen Ali Dinçer. laiklik ılkesinin korunmasının dığer ülkelere de örnek olacağını savun- du. Başbakan yardımcılığı dönemin- de anlaşma mernı tasarısının altma im- za koydu|u gerekçesiyle eleştirilere maruzkalan Hikmet Cetin ıse "Benim zamanımda anlaşma ile ilgili olarak Dı- şişleri Bakanlığı'ndan olumlu görüşgei- mişti. DışişJeri sakınca görmemişti "di- ye konuştu. Ba\ kal'a göre, Türkiye'de demokrasi, cumhuriyete reaksiyonu hazmedebilecek bir düzeye gelniiş görünüyor. Bu dönemin Türkiye'yi aşan bir önemi var. Din-siyaset ilişkisi açısından Türkive, uluslararası bir laboratmar konumunda. yor. Bu deney. bu gerçeğin ortaya çıkması bakımındap yararlı olmuştur. lslam Birnğiunutuldu: RP. vaktiyle ili^- kilerımizde küçük pazarlıklarla stratejik ödünlere elverişli bir parti izlenimını ver- mi^tir. Hatta Israil ile ilişkiler açısından, Mısır. Ürdün, Suudı Arabistan çizgisinde ortaya çıkan anlayışın RP've de kolayca aktanlabileceğinın işafetlen şımdiden orta- ya çıkmayabaşlamıştır. lslam Birliği, lslam NATO'su, lslam Bırleşmiş Mılletler'i. tslam dinarı sözlerinin artık anımsatılması bile RP'yı rahatsızeden, unutmaya çalıştığı bir geçmiş. uzak sözlergibidir. Faiz zulüm degil mi?: RP'nin ekono- mi polıtikalan açısından ANAP-DYP çı>- gisinın sadık bir izleyicisi olacağı ortaya çık- tı. Türkiye'nin ekonomik sorunlarının sap- tanmasında hiçbir yeni yaklaşımlan yoktur. Enflasyon konusunda son 10 yıldaki hükü- metlere egemen olan teslimiyetçi tavır ay- nen bu hükümete de yansımıştır. RP ikti- dannca. faizin bir "zulüm" aracı olmaktan çıkıp. kaynak oluşturma yöntemi olarak de- ğerlendirildiğini görüyoruz. Karşılıksız ve bol harcama özlemi biçiminde ortaya çıkan iktidar acemiliğinin ayakla- n kısa sürede yere değecek gibi görünüyor. Açıkça göriil- dü ki. RP iktidara hazırlıksız yakalandı. ne yapacağını bı- lemiyor. kadrosu da yok. Eko- nomik vedış politikayı. "Ba- tı kulübü" teknokratlan yön- lendıriyor. Sççenek sos>al demok- rasi: 199 rdeki"hükümet or- taklığı. sosyal demokrat par- tileri iktidarseçeneği olmak- tan çıkanp. iktidar desteğine dönüştürdü. Bu işbirliğinin uzun süre devam etmesi. Tür- kiye'de seçenek bulanıklığı- nı arttırdı. Şımdi bu bulanık- lığı aşma şansı önümüze ge- liyor. Sosyal demokrat par- tilerin de hükümet sorumlu- luğuna ortak kılındığı dö- nemde sosyal demokrat reçe- teleruygulanamadı. tipik sağ politikilar uygulandı. Şimdi taşlaryenneoturacaktır. Eko- nomi politikalannı sosyal de- mokrat kadrolar uygulama- dı. Bu süreçte sosyal demok- ratlann sorumlumluğu tartı- şılıyor, faturalarödenir. Biz, bir seçenek olduğumuzu an- latamadık. Çünkü v itrindey- dik. ama yönlendiremiyor- duk. RP, bunlann dışında iz- lenim veriyordu. Onlann da, DYP, ANÂP ile aynı kam- pın, aynı kulübün üyelen ol- duğu ortaya çıktı. RP, bir se- çenek değildir. Sağın seçene- ğinin radikal sagolmadığı ızörüldü. Sürecek 'ÇarkçıbaşıErbakan, markçıbaşı Çüler' ANAP Genel Başkan Yardımcısı Er, ülkenin bu ikiliden hesap soracağını söyledi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP Genel Başkan Yardımcısı Ali Er, RP ile DYP'nın kurduğu koalisvon hükümetinin ülkeye yarar getirmeyeceğinı öne sürerek. "Yakında bu hükümet gidecek ve nıillet çarkçıbaşı ile markçıbaşıdan mutlaka hesap soracaknr"dedi. Er. Köv Hizmetleri Gene! Müdürlüğü ve alın teriyle geçinenlerin oluşturduklan kurumların dagıtılamayacağını söyledi. AHEr, ANAP Genel ' Merkezi'nde dün düzenlediği basın toplantısında, hükümeti eleştirdi. "Yalanı ve haramı bir araya getiren bu hükümetin, bir aylık uygulamalanm ibretle izledikierini"söyleven Er. "Hükümette val'anı RP Genel Başkan Necmettin Erbakan'ın; haramı da DYP Genel Başkanı Tansu Cüler'in temsil ettigJni" öne sürdü. Başbakan Erbakan'ın daha önce söylediği her seyi inkârettığini iddia eden Alı Er. "Sayın Erbakan, yıllarca faizin haram olduğundan bahsediyordu. Ancak görülüyor ki faiz, Erbakan muhalefette olursa haram, ikridarda olursa değil. Çekiç Güç, muhalefette olursa vatana ihanet, iktidarda olursa ülkenin kurtancısı. Gümrük birliği. muhalefette otursa Bah'\a uşaklık, iktidarda olursa değil" diye konuştu. "Valan sö> leyen bir lider"in Türkiye'nin yönetimınde bulunduğunu belirten Er. "Bir başbakan yalan sö'y lerse, yalan sövleven aile reisinin evinde olduğu gibi üikeye çok büyük felaketler gelir" dedı. Tansu Çıller'ın de "Türkiye'den ABD'ye kadar uzanan mallannın haramlığım jaşadığınr belirten Er. şöyle devam etti: "Çarkçıbaşı Erbakan ile 4 y ıldır köşeyi dönen markçıbaşı Çiller'in kurduğu bu hükümet. Türkiye'ye bir fayda getirmeyecektir. Yakında bu hükümet gidecek ve millet çarkçıbaşı ile markçıbaşıdan mutlaka hesap soracaktır." Ali Er. Türk-lş Genel Başkanı Bayram Meral ile vaptıgı görüşmede. işçilere kin kusarak "İ Ikenin kanını kamu işçisi emiyor. Kamu işçisi ülkenin sırtında kambur. Geçici işçiler ne iş yapıyoıiar ki, 7 ay çalışacaklar. Köy Hizmetleri'ndeki geçici işcilerin tamamını dağıtacağım" diyen Tansu Cüler'ın sözlerinı de eleştirdi. Er. "Alın teriyle çalışarak ekmeğini kazanan işçilerle uğraşmaya kimsenin gticü >etmez. Kimsenin gücü Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nü dağıtmaya yetmez" dedi. Türkiye'nin dürüst bir partiye ve Hdere ihtıyaç duyduğunu ifade eden Er. "Bu parti ANAP, lider de Sayın Mesut Yılmaz'dır. Yakın zamanda bu hükümet mutlaka gidecek \e gerek seçimle, gerekse seçimsiz ANAP iktidara geterek büyük Türkiye'ji inşa edecektir" diye konuştu. Ali Er, bir soruyu yanıtlarken. büyük kongrede muhafazakâr kanadın tasfive edilmesinın söz konusu olmadığını söyledi. IRMIKIAYDIN ENGİN e-mail: [email protected] Bir cuma günü, Edirnekapı Şehitliği'nde toplanıp terör kur- şunlarıyla yitirdikleri oğullannın yasını tutan Cuma Anneleri'nin yanına, oğullannı, kızlannı gözal- tında yitirmiş, bitmeyen birumut ve ancak bir ananın sürdürebi- leceği bir inatla onlann izini sü- ren CumartesiAnneleri gelse, el- ler birbirine kavuşsa, acılar bir- birinin içinde erise ne olur? Ya da tersi. Bir öğle vakti, Galatasaray meydanında toplanıp gözaltın- da kaybedilmiş kızlannın, oğul- lannın izini süren Cumartesi An- neleri, yanlarında aynı acılarla yanmış Cuma Anneleri'ni gö- rüverseler; acılı eller kenetlense, anneler birbirine yaslansa ne olur? Ne olacağını bilemem. Bildi- ğim terörden beslenenlerin bun- dan hiç ama hiç hoşnut olma- yacakları. Böylesi birbuluşma- yı önlemek için her şeyi göze alacakları. Analan Bölmeyin Efendiler Bunun ipuçlan var. Gitgide ar- tan bir hızla su yüzüne çıkan ipuçlan. Analann acılarından ze- hirli bölücülük iksirleri damıtılı- yor. Cuma Anneleri'ne Cumarte- si Anneleri tanıtılıyor: '7şfe e^- latlannıza kıyan bölücü terörist piçleri doğuran bu kadınlar- c//r"deniyor. Cumartesi Annele- ri'ne, Cuma Anneleri tanıtılıyor: "Işte" deniyor. "Evlatlannızıyar- gısızinfazlardayok eden, gözal- tında kaybeden, TC devletinin hizmetinde ölüm saçan asker- lerin, polislerin analan bunlar. Bakmayın şimdi ağladıklanna. Sizin çocuklarınız yok edilirken onlaralkış tutuyordu..." Savaşın ve ölümün tacirleri, pazartezgâhlarına şimdi anala- rın acılarını koyup satışa çıkarı- yorlar. Görünüşte hedefler fark- lı. Terörü bir eylem yöntemi ola- rak benimseyenler, kamuoyu desteği sağlamak için anaların acılarını da kullanmak hesabın- da. Teröre terörle yanıt verip ül- keyi sıyasal ve ekonomik bir in- tihara sürükleyenler ve çılgınca bir inatla bunda ısrar edenler. şimdi de asker ve polis anala- rını, toplumda çoktan yeşermiş kin ve nefretin egemenliğini pe- kiştırmek için bir araç gibi kul- lanmak hesabındalar. Bölücülük bu değilse nedır? • • • Cezaevlerindeki açlık grevle- rini, ölüm oruçlarını durduranla- rın neden ilerici aydınlar oldugu- nu düşünmenin tam da sırası- dır. Ülkenin büyük kentlerinde ve güneydoğusunda kol gezen te- rörü durdurmak, ülkede barışın egemenliğini sağlamak için so- mut öneri üretenlerin, kolları sı- vayanların, binbir türlü iftira ve karalamaya rağmen girişimler- de bulunanlann neden aydmlar oldugunu kavramanın tam da sırasıdır. Sorunları çözme yöntemi ola- rak terörü ve onu bastırmak için karşı-terörü seçenlerin banş di- ye bir dertleri yok. Olamaz. Ola- mıyor. Barış ancak teröre, terörün hertürlüsünü, gerekçesi ne olur- sa olsun terörün bir savaşım yöntemi olarak seçilmesine ke- sin olarak karşı çıkanların elle- rinde doğar. Ulkeyi saran kan göllen ancak ve ancak terörün her türünü, "Ama, lakin, fakat, ancak" parantezleri açmaksı- zın, açık seçik reddedenlerce engellenebilir. Açlık grevlerini böyle düşünenler ve düşündük- lerini gerçekleştirmek için ha- rekete geçme yürekliliğıni gös- terenler çözdü. • • • - Barianalan rahat bıraksalar! Hayır, bu fit olmaktır. Yangına yenilmeyi baştan kabul edip, birkaç parça mal kurtarmaya çabalamaktır. Arabayı, atların önüne koşmaktır. Yangını sön- düremezsek: ateş, analarımızı da yakıp kavuracak. Analar rahat bırakılmak iste- miyor ki? Evladını yitirene rahat yüzü görmek mümkün mü? On- lar kan göllerinde yitirdikleri ev- latlannın acılannı birbirleriylebö- lüşerek zaten barışa giden yol- da en ana adımları attılar. Şim- di terörist, polis, asker anası ay- rımı yapmaksızın anaların el ele verme zamanı. Evlatiarını elle- rinden alan terör batağını ku- rutmak için el ele vermenin tam zamanı. Analar birleşin ! Evlat- lannızdan başka kaybedeceğiniz bir şey yok! POIİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNK.4YA Akkuyu'daki 'Çaynobil'... • Nükleersiz bir dünya için barışçıl bir karşı çıkış... Şenliğin amacı bu!.. Akkuyu Nükleer Karşıtı Heykel Sempozyumu ve Park Projesi etkinlikleri, Silifke-Büyukecelı'de başladı... Bu arada Greenpeace yetkılileri uyardı. Bu uyarı ne- yi amaçlıyor? Şunu: "Çevreye sahip çıkın!..." Okuyoruz uyarı metn'ıni: *"Türk yetkililerini bir nükleer enerji santralı yap- maya yönelik planlannı yürürlüğe koymaması için uyanyoruz. • Nükleer santral ihalesinden hemen vazgeçme- sini talep ediyoruz. • Türkiye aşırı derecede enerji savurgan bir ülke- dir; bu nedenle de büyük bir enerji verimliliği potan- siyeline sahiptir. Mersin yakınlanndaki Akkuyu 'da bir nükleer santral yapmayı hayal eden Enerji Bakanlı- ğı'nı, enerji verimliliği konusunu ciddiye almaya ça- ğınyoruz. • Aydın Idare Mahkemesi'nin Gökova, Yeniköy ve Yatağan termik santrallannın kapatılması için aldığı karara uyulmasını istıyoruz." • • • Peki, Akkuyu'ya bir nükleer santral kurulmasıyla il- gılı yörede yaşayanlar ne düşünüyor? Işte bazı yaklaşımlar: Aslan Eyce: "1973yılında Türkiye'de eğer bir nük- leer santral yapılmazsa, enerjinın bıteceği söyleniyor- du. Bitmedı. Aynısöylem 90'lara taşındı, yinebitme- di." Mehmet Ali Yılmaz: "Dünya nükleer enerjiden vazgeçerken bazı çevrelere çıkar sağlamak için yö- remize nükleer santral kurulmak istenıyor. Oysa mev- cut enerji bize yeter. Nükleer enerji, bütün geçim yollarımızı, başta turızmi etkileyecektir." Bayram Yılmaz: "Devlet bize babalık yapacağına iple boğazlamaya geliyor. Devletin oradan kazana- cağını biz vergi olarak veririz." Hamit San: "Bizim Akkuyu 'daki binlerce dönüm toprağımızı 20 yıl önce elimizden aldılar. Benim 200 dönüm yerim 1976'daıstımlakedildi, parayı 1983'te verdiler. Hepsı, topu topu 93 bin lira." Süleyman Aytekin: "Ben santral bölgesinde alt- yapı inşaatında çalıştım. Sahildeki engebeyı düzelt- mek için matkap vuruyorduk. Bazı yerlerde on met- reye indiğimizde su çıkıyordu. Biz soru sorduğumuz- da, tehdit ediyoriardı." Halit Şahin: "Nükleer enerji ne enerji polıtikasıdır ne de ınsanlığa hizmet. Nükleer enerji, bir tehdit ara- cıdır." • • • Tüm bu olup bitenler karşısında RP'li Çevre Baka- nı Ziyaattin Tokar ne yapıyor? Galiba 'çeı/re'den fazla haberdar değil... Arkadaşımız Ümit Otan'ın Çaynobil adlı kitabın- dan bir alıntıyla 'Türkiye çevreye ne kadar duyarlı,' bir bakalım: "... Biz dünyada örneği görülmemiş şekilde çöplük- lerinden enerji elde edeceğı yerde patlatan bir ülke- nin çocuklanyız. Bizim ülkemizde termik santrallarku- rulur, ama çokpahalı olduğu için insanlan, doğayı asıt yağmurlarından koruyacak desülfirizasyon ünıtelerı yapılmaz. Bizim ülkemizdeyetkililerinyetkileri hep var- dır, ama sorumlulukları asla yoktur. Bu nedenle hu- kuk, hep gözardı edilen ve görmezden gelinen birkav- ramdır. Çünkü bizim ülkemizde sorumsuz yetkililerin yargılanması ve cezalandınlması diye birkavram he- nüz öğrenılememiştir. Yatağan'/ kirliliğe boğan yet- kilılerimize birşeyoldu mu? Ya Gökova'ya santral ya- panlara? Hayır, hiçbir şey olmadı. Peki bize radyas- yonlu çayları içiren. fındıklan yediren ve tehlikelere karşı uyarmak biryana kandıran TAEK başkanlan, müs- teşarlarve diğerlerine hesap soruldu mu? Hayır. On- lar hâlâ ahkâm kesmeyı surdürürken susan. faturayı ödeyen. ödemek istemezsek dayak yıyen yine biz. Atom bombasının yapıcılanndan Prof. Dr. Edvvard Teller ne dıyordu? 'Ciddi bir nükleer aksilik olasılığı gerçektir. bir aksilik olması durumunda meydana ge- lecekhasarisesonsuzdur' Ya bizim bilımadamı'^e diyordu: 'Nükleere geçeceğiz inşallah'. Vann gerisi- ni sizdüşünün..." • • • Diyarbakırlı gazete patronu ve işadamı Mehmet Ali AJbndağ m 'çakmak tamirciliği'nden başlayıp bugüne dek uzanan yaşamöyküsünü yarınki yazımda an- latacağım... Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya ı« Planet.com. TR İzleme Komitesi, Adalet Bakanf na cezaevlerindeki sorunlan bildirdi 13 tutuklunun durumu ağır İSTANBl'L/ANKARA (Cumhuriyet)-Cezaev lerin- de 69 gün süren ölüm oru- cunun ardından tedav i altı- na alınan I ? tutuklu ve hii- kümlünün sağlık durumlan ciddiyetini koruyor. Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı VecdetÖz. ceza- ev ındekı hastalara bakım ya- pılmadığı yönündeki savla- rı yalanlayarak Sağiık Ba- kanlığı doktorlannın ceza- ev lerini avrıca kontrol ettık- lerini bildirdi. Cezaev leri İz- leme Komitesi ıse bırdilek- çeyle Adalet Bakanı Şevket Kazan'a başvurarak ceza- ev lerinde devam eden so- runlan bildirdi. Başv uruda. ölüm oruçla- nnı sona erdiren uzlaşma ge- reği. İstanbul DevletGüven- lik Mahkemesi tarafından tutuklanan ve Eskişehir ile Sakarv a cezaev lerinde tutu- lan tutuklu vehükümlülerin ağırlıklı olarak Ümraniye Cezaevi'ne sevk edilnıelerı gerektiğine dikkat çekilerek "Ancak tutukiulann hemen hepsinin Gebze ve Sakarya cezaevlerine se\ k edilmele- ri. hem varılan uzlaşmaya ay kin hem de cezae> lerinde yeni gerilimlerle istenmev en yeni sorunların ortaya çık- masına neden olacak bir uv - gulama olacaktır" denildi. Greve son vererek çe>it- lı hastanelere vatınlan tu- tuklu v e hükümlülenn teda- vıleri sürüyor Müsteşar Yar- dımcısı Yecdet Öz. Yozgat Cezaev i'ndeki tutuklu \ e hü- kümlülere sağlık hizmeti v e- nlmediğine ilişkin iddialan yalanladı. Öz. 13 tutuklu vehüküm- lünün yoğun bakım eiddi- vetıııı korduğunu. I mah- kûmda gönne kusunı bulun- duğunu. 100 tutuklu \e hü- kümlünün de normal >erv is- lerde tedav ı gördüğünü açık- ladı ve "Doktorlanıhız, ce- zaevlerinde ulaşılamay an bö- lümleri de takip ediyorlar. Ancak buna rağmen bazı hastalar, ilk başta ulaşama- dıklan emellerine ulaşmak için asılsız şikâyetlerde bu- lunuvorlar" dedi. Durumu ağır olan 13 ki- şıden 9'u Istanbul'da. İstan- bul Tıp Fakültesi Nöroloji Bölümü'nde tedav i gören 9 kişının durumunda bir de- ğişıklıkolmazken Haydırpa- >a Numune Hastanesi'nde 5 tutuklu ve hükümlünün ıse durumlarının ivıve gittıği. yakında taburcu edileceklc- ri belırtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle