27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 AĞUSTOS 1996 PAZARTESf OLAYLAR VE GORUŞLER Başdanışmanımıza Kulak Verelim... METt\ ERKSATN * A taturk" okullarda ^k ders kıtabı olarak / ^ oKutulmak ıçınken- ^ _ ^ ^ dı el yazısıvla vaz- I % dığı '\ urt Bilgisi' > a .A. J ^ . da "Vurttaşlar İçin Medeni Bilgiler~ kıtabına. şoyle bır ya- zıtya da ozdevışle başlar •'llus işlerin- de her kışinin tek başına düşunsel çalış- nıa vapması zorunludur." Ataturk un kurduğu Turkıye Cumhu- rısetı Devletı yurttaşlannın, ulus sorun- lan ıiîtunde duşıınurken A.taturk un du- şuncelerı doğrultusunda dûs. unmek \ on- tenıını kullanmaları doğru bırdavranış olur Sıradan bır vurttaş anayasanın \e yasaların sınırları ıçınde kalmak koşu- İuyla Ataturk un duşuncelerı doğrultu- sunda duşiınmeyebılır Fakat Turkıve Cumhunyetı De\letı"nı vonetenlenn \e onlarındanışmanlarınınve Turkıyesiya- sal >etke\ının (otorıtesının) bovle sap- malan olamaz Turkıye Cumhurıyetı Devletı nı vonetenler ve onların danış- manlan ve Turkıve sivasal yetkesi her konuda kesınlıkle Ataturk un duşunce yontemı doğrultusunda dîışunnıek zo- rundadırlar Eğer Turkı\e Cumhurıvetı De\letı nı yonetenler ve onların danış- manları \e Turkıye siyasal yetkesı Ata- turk un duşunce vontemı doğrultusunda duşunmuyorlarsa o zaman ogore\lerde bulunamazlarTürkiyeCumhuriyetiDev- leti cumhurbaşkanlarının. başbakanian- nın, bakanlannın, milletvekillerının.Tur- kiye'dekı seçılmişlerin. atanmışlann \e onların danışmanlarının b>elleğe ve dü- şunceye ilişkin sorunlarda başdaniş- man ları Ataturk'tur. Ataturk un \azdıklarını ve soyledık- lerınıbasan vevayanbırçok kıtap vardır Ataturk çeşitlı konularda kuramsjl ve kavranısal duşunceler oluşturmuştur Turkıye ıkıncı cumhunvetçı kışkırtıcılar (pro\okatorler). herdonemın sıvasal >et- ke (otonte) vağcıları sağcı \esolcugo- rımumundekı ortulu \ e örtusuz Ataturk duşmanlan, bır zamanlann Marksıst gö- runumundekı doneklen laıklık karşıtla- rı şerıatçılar halıfecıler padışahçılar, şahçılar dın tacırlerı yurtsev mezJer, Turksevmezler. tum bu kışılen asıl kor- kutan olgu Ataturk"un bu kuramsal ve kavramsal duşuncelendır 'Atatürk'un yazdığı "Lygar Bilgiler' kıtabında bırçok konu ırdelenmıştır Bu konulann bırbolumunu, 'Askerlik Ode- vi", "Ordu Hayatı", "Savaş Yönedmi veSi- yaset' başlıklı >azılar oluşturur Ata- turk'un kurduğu Turkıve Cumhurıvetı Devletı'nde, devletın ıç vedış sıyasetmı yonetenlenn ve Turkıye sıvasal yetkesı- nın bugunlerde Ataturk"un bu uç başlık- ta topladığı duşuncelennın bazı parçala- rını bırkez daha bılmelen yararlı olacak- tır Ataturk bu konularda şoyle der "Ulusal ordu, ulusun bırliğinin vede>let \arlığının en gozde sinıgesidir. Ordu dışa karşı devletin \ariığını sağlar ve gerekti- ğinde içte btıyiık başkaidırmalan yok eder. Ordu, cumhuriyet karşıtı girişimle- re karşı devtet ve hukumetin istencini (ira- desinij ve gucunu tetnsil eder. Ordu, ulu- sun yaşamak ve \arolmak istencinin ken- disidir. Ordunun dev lete karşı en birinci odevi, en yuksek gıiç ve yeteneğe enşme- ye çalışnıaktır. Bir ulus ne kadar uygar olursa olsun, duzeni ve guveni sağlamak için polis,jandarma veordunun varlığın- dan vazgeçemez. Dunya vuzundeki dev- letler, varoluşlannı guçlerine. savaşlardan yengıyleçıkmalannaborçludurlar. Savaş araçları olmayan. savaş araçlan guçsuz olan uluslar, savaş araçları guçlu olan uluslann tutsağı, kolesi ve haraç odeyeni olurlar. Guçlu bir dev let hayatı için ordu- nun gerektiğine kanıt aramak olanaksız- dır. Uluslann tum ozelliklerini unutarak ve karşılıklı çıkariarını dengeleverek tum dunvada gerçekten insanca bir topluluk oluşturabileceklerini duşunmek tatb bir kuramdır. Geri kalmış uluslar say ıca çok bile olsa, gelişmiş uluslann temsilcileri- nin entrikalanna karşı koymak becerisı- ni gösterebilecekler midir? Tersi durum- da tum insanlığın birkaç ulusun yoneti- mi altına girmesi tehlikesi yok mudur.'.. Bu guçlu uluslann gerçekten tüm insan- Iığı kulturel v e ekonomik yonden eşdeğer hay at du/e\ ine getirmey e çalışacaklanna guvenilebilirmi? Bazı uluslann tum dun- yav ı ve birçok uluslan kendi çıkarian için somurmelerineengel olunabilecek midir? En gelişmiş uygaruk duzeyindeki uluslar en ilkcl uluslardan daha az nıı vıkıcı ve yırtıcıoldular?Turk \ urtta^ı kesın olarak bılmelıdır kı bır ulusun ınsanlık ve u>- garlık alanında > ukselmesı v e ba^anlı ol- ması valnız ve ancak kendı gucune da- >anarak ozgurlugunu \e bağımsızlıgını korumasıvla sağlanabılır Bunun başka yolu voktur. Ordu ıstemeyen ve ordunun gerektir- diği maddi ve manev i ozveriyı goze alama- \an bir ulus,tutsaklıkzıncırinı kendı eliy- le boynuna geçirır. Bağımsızlığı uğruna ordusuna yapacağı ozverinin on katını. kendini tutsak eden egemen uluslann çı- karian için harcamak zorunda kalır. Savaş y onetimiy le siy asal y onetim v e siyasal vonetımle savaş yonetımı eşde- ğer olgulardır. Siv asal y onetim dediği- miz zaman, valnı/ dış siyasal yonetim- den soz etmiyoru/. fç siyasal >onetim ve ekonomik siyasal y onetimi de duşu- nuy oruz. Sav aş y onetimiy le siy asal y ö- netim arasında bir sınır çizmek iste- nirse, dış siyasal vonetim savaş yone- timineonceîikeder. İç siyasal yonetim- le, ekonomik siyasal yonetim savaş y o- netimine bağlıdır. Bu duşuneeyi iyice algılanıak için savaşın niteliği hakkın- da hiç olmazsa kısa bir açıklamaya ge- reksinme vardır. Savaş, duşmanı bi- zim isteklerimizi yapmaya zorlamak için vapılan sert bir eylemdir. Amaç: duşmanı. duşmanın tum maddi ve ma- nev i guçlerini ezerek duşmanı yok et- mekle sağlanır. Ancak. bu durumda duşman dev let banşa zorlanabilir ya da duşman ulus zora baş eğer. Savaşı vone- tenler, savaş eyleminin amacına varacağı dakikaya değin, düşman hakkında hiç- bir çeşit iy ilik duşunemez. Savaş gibi teh- likeli ev lemlerde iy ilik duşunmekten otu- ru doğacak vanlışlar en zararlı yanlışlar- dır. Savaşı vonetenler bu konuda bir suç işlememek isterlerse. ulkenin ve ulusun maddi ve manev i tum guçlerini, hiçbir al- datıcı soze kulak vermeksizin ciddi ve kokten bir biçimde duşmana karşı yonel- tirter ve uygularlar. Bir savaşı başanlı bir sona \ardırabil- mek için y uksek siyasal yonetimde buy uk bir bilgı binkiminin olması gereklidir. İş- te savaş yonetimiy le siyasal yonetim bu- rada birleşır. Siy asal y onetim, sav aşın do- ğasıy la uy uşmav an duşuncelere ve etkile- re asla odun vermemelidir. Odun verirse sav aşın y onetimi ve savaşın sonucu ustun- de zararlı olur. oldurucu olur. Bu neden- den oturu siyasal v onetimin savaşın doğa- sı \e vonetimi hakkında tam bir bilgisınin olması zorunludur. Siyasal yonetimin sa- vaşı v oneten komutanla her konuda eşde- ğer duşuncede, eşdeğer anlaşmada olma- sı baş koşuldur. Sa>aş gibi buy uk bir so- run. soy lev cilikle ve çoğunluk karariany - la kazanılamaz. Savaş, demir ve kanla ka- zanılır." Ataturk. 1 Dun>a Savaşı sırasında 30 Hazıran - 28 Temmuz 1918 gunlerı ara- M tehlıkeh bır biçimde bozulan sağlıgı- na kavusmak ıçın Karlsbad"da bulun- maktadır Ataturk Karlsbad'daTurkçeve FransıZLa olarak gunluk anılarını vazar 7 Temmuz 1918 gunu vazdıklannın bır bolumunu hem Atatürk'un duşunce va- pısını anlamak ıçın hem 'iç vedış siyasal ortamın çok duyartı (hassas) olduğu bu- gunlerde' bır kez daha bılmekte yarar vardır Ataturk KarKbad'da daha once- den tanıstığı unlu gazetecı Huseyin Ca- hit Bey'Ie (Nalçın) karsıla^ır Bırden bır anısını anımsar ve deftenne yazar 24 Temmuz 1908'de hurrıvetın ılanından sonra bır Vunan gazetesınde Turk ordu- sunu asağılayan ağır bır makale ya>ım- lanır Dev let siyasal >etke veo zamankı basın, bu ağır asağılamaya hıçbır tepkı gostermez "ValnızHusevınCahıtBey bu ağır aşağılamava bır >azısıvla karşılık venr Bu nedenden oturu Turk suba> lan Selanık Orduevı nde Husevın Cahıt Bev'e bır "altıjı kalem' armagan etmek ıçın bır toren duzenler Bu torenı duzen- leyenlerın başında Ataturk un Harbı- ve'den sınıf arkada^ı emeklı v uzbaşı Tah- sinBey vardır Tahsın Bev Selanık'te'Si- lah' ısımlı bır gazete yajımlamaktadır Tahsın Bey'ın unlu takma adı 'Silahçı Tahsin'dır Osırada kıdemlı vuzba^ı olan Ataturk, \unanlı vazarın yazısını oku- mamıştır Gorkemlı torende Silahçı Tah- sın Bey Yunanlı yazar hakkında kufür- lu aşağılayıcı çokcoşkulubırkonu^ma \apar Ataturk Silahçı Tahsin ın konu^- masını beğenmez Torenı yoneten III Ordu komutanından ızın alarak ;>u ko- nusmavı vapar "Tahsin Bey; eğer bir Yunan gazetesi Turk ordusunu aşağılamışsa, bu olay ı Hu- sey in Cahit Bey "in karşıt bir makale y az- ması kapatamaz. Sorunu ciddi olarak ço- zumlemek zorunludur. Devletimizin bu konuda resmi bir karşılık vermesi gerek- tir. Bu girişimden ay n olarak TurkOrdu- su'nun uzuntusunu ve tepkisini goster- mek içinse, bence Husevin Cahit Bey'in makalesinin hiçbir etkisi olamaz. Olağa- nustuluk şoyle olur. Orneğin; sizin gibi kahraman bir ordu uyesi, kalkar Ati- na'ya gider. Bu gidişı hem kişısel olarak yaparsınız hem de aşağılanmav ı kabul et- meyen Turk ordusunun bır uyesı olarak \ aparsınız. Turk Ordusu'nu asağılayan makaleyi yazan yazan ve bu ya/ıyı ya- yımlayan gazetenin sorumlu yazı işleri mudurunu Atina'da bulursunuz. Onlan duelloya da\et edersiniz. Yazar ve sorum- lu vayin muduru düello davetinizi kabul etmezlerse, onlan orada Atina'da oldu- rursunuz. Sonra da gider polise teslim olursunuz. Bovlece hem Turk Ordu- su'nun onurunu kurtanrsınız, hem bu yolda her çeşit sonuca katlanırsınız." ARADA BİR İSMET KEMAL KARADAYI Emeklı C Savcısı Yanlış Hukuk'lamalar... Yargı da yanlış uygulamalara her zaman sozumuz olacaktır Bu once ınsan olarak kendımıze, sonra da yargı erkımıze saygıdan gelmektedır Sozlu yazılı yasalar ıle yaptırımları hem bıçım hem oz kurallarını buyruklarını ıçerırler ınsanların yaşama zamanlarındakı gereksınmelerıne uygunluk derece- sınde geçerlıdırler Geçerlılığını yıtırmış yasalar, bu ne- denledırkı hemen değıştırılmelı boylecetoplum ıle ya- salar arasında uyum sağlanmalıdır Yoksa onlar, er geç, karışıklık hatta kargaşa doğururlar lyı uygulayı- cıların lyı yorumları ve kararları bıle sonuç olumsuzluk- larını onleyemez Bunları soyleye yaza dılımızde tuy, kalemımızde murekkep bıttı Bız dıyoruz kı, hukuk u duzgun olmayanın yaşam yangınları tukenmez Bır devlet tam anlamıyla 'hukuk devletı' olamamışsa, o devlet koflaştırdığı ıç organla- nndabırturaykındevler kanserler oluşturur Oysa, 'ya? şama hakkı başta tum ınsan hakları bıreylerın oldu- ğu gıbı hıçbır kuruluşun hıçbır 'yanlış 'lığına bırakıla- maz Insanın insanca yaşama hakları arasında ıse en ondegelenı eşıtlık veozgurluktur Kuşkusuz, bır 'afo- rızma 'mızda ozetledıgımız gıbı fırsat duşkunlerının, fırsat eşıtlıklerınden ozgurluk kısıtlayanlann ozgurluk- lerden yararlanma hakları yoktur Guncelde neler var? Okuyup dınhyor, ızleyıp goru- yoruz Işte yıne yasaklar kayıplar yargısız ınfazlar, toplat- malar zabıta ve cezaevı ışkencelerı ıle oldurumlerı, gozaltı dehşetlerı 1 Sankı halk bır yanda, yonetım bır yanda savaşıyor 1 Nedır o 'Gazanız mubarek ol- sun'\ar 'Allah Allah lı hucumlar?' K/şkırtı olmaz mı bunlar 7 'Ahmak' yenne mı konuluyor 'âlem', yurttaş- lar arasında hınç ve onursuzluk mu yaratılmak ıstenı- yor nedır'' Bu tur yanlışlıklar Atatürk'un deyışıyle 'bedhah'hk hatta ıhanet' sayılmaz mO Bakınız, yetışemedıklerı ıçın yargı erkının sayın cum- hurıyet savcıları tarafından yurutme erkı zabıtalanna bı- rakılan soruşturma'larda neler yapılıyor LHerşey- den once suç ne, sanık' yada 'suçlu' kım bılınmı- yor, degerlendırılemıyor 'kasıt' oğesının anlamına va- rılamıyor 2. Savunma haklarının ozune, gereğıne yer ve onem verılmıyor çoğunlukla onyargılı, yonlendırı- cı tuzaklı duşunce anlatım ve raporlar yazılıp çızılı- yor 3. Kımı tutanaklar zamanında yapılmıyor kımıle- rı de eksık, bılgısızce ve kendı bıldığı gıbı duzenlenı- yor 4. Bağımsız ve yansız, çıkarsız ve korkusuz, ye- tışkın ve uzman olmalar yenne neredeyse hep "De- mokles'/n kılıcı nı gorevhlerın tepelenne asan yetkılı- ler onlardan 'emır kulu ıtaatlerını beklıyor, sık sık da zorluyorlar 5. Belkı kaçınılmaz sonuç olarak, neme ge- rekırcılık rahatına duşkunluk huzur ve refah ıçınde gunlerını gun edenlere benzeme ozentılerı, yanlış ya- şama bıçımlerıne şartlanmışlık vb uruyor, yaygınlaşı- yor Ve yargılanma savunma tutuklanma, hukumluluk harcını karan temelını getıren çatısını çatan bu soruş- turmalardan sonra cumhurıyetımızın savcıları, neyap- sınlar evrak uzerınden yuruyerek ışlemlerde bulunu- yorlar, 'hazırlık'\ann hazır oluşu onların kolunu kana- dını kırıyor, krımınolojık tartışma ve değerlendırmele- re, oyle her Vş'te kolaylıkla ulaşma olanaklarını bula- mıyorlar Ceza ve tutukevı sorunlanna gelınce, bu kez çok şey yazmayacak kısaca şu noktalara değıneceğım Cezaevı yonetımındekı sıvıl-asker 'ıkı başlı'Uğa son verılmelıdır Eşıt ve ınsancıl uygulamalar ıçınde kent merkezlerı dışında olma koşuluyla tutuklu, hukumlu, çocuk kadın cezaevlerı kesınlıkle ve hemen, sıyası, memur vb bolumlerı de zamanla bırbırınden aynlma- lıdır Bakanından genel mudurune savcısından mudu- rune doktorundan psıkoloğuna yazmanından kolluk gorevlısıne dek tum çalışanlar uğraşla ılgılı seçılmelı, aydın adıl yetışkın durust olmalı ve oyle bır eğıtım- den oğretımden geçmış olmalıdırlar Yasalar, tuzukler, yonetmelıkler partızanhklardan ve gunluk ıdeolojıler- den uzak geltşkın ulkelerorneklerınden yararianılarak duzenlenmelı ve uygulanmalıdır Cezaevı ıçlerınde hucre goruşme bır yerden bır yere goturup getırme ışkencelerı yok edılmeh, yıyeceklere, ıçeceklere, sağ- lık ve eğıtım hızmetlerıne, uretıme 'duyarlık ve seve- cenlıkle' eğılınmelıdır Gorev yapımlarında her zaman, heryerde herkes ıçın ınsana ınsanlığa yakışır davra- nışlardabulunulmalı nefret kın ıntıkam duşmansay- ma ızlenımlerını uyandıracak tutumlara kesınlıkle yer verılmemelıdır (Bu konularda 1973 lerde Adalet Ba- kanı olan Bay Kazan'a 1989 larda da Istanbul Baro- su Başkanı arkadaşım Kazan'a genış çaplı 'rapor'lar sunmuştum ) Ataturk; Türklüğün Simgesi Dr. HUNER TUNCER Y ıllaronce kuzey /talva nın ufjk bır kentınde doîasıvor ve kentın tanhsel vapıtlarını hayranlıkla seyredıyordum Ana mevdanda veralan bır kılısenın merdıvenle- nnden çıkan bır papazı durdura- rak ona kılı^enın tanhçeM ve Hınstıyanlık dını konulannda bazı sorular yonelttığımı anımsıyo- rum Bu sorulanm papazın ılgısını çekmı^ ola- cak kı bana hangı ulkeden olduğumu sormui) kendısıne Turk olduğumu soy ledığımde ıse tav- n şuolmu^tu ~Demekki Ataturk"ünülkesinden- siniz!"O anda boğazıma bır sevlerın takıldığını hevecandan ve hazdan gozlenmın dolduğunu du- yumsadım Orta Avrupa nın kuçuk bır kentı ya dakasabası olarak nıtelevebıleceğımız bır yerde sıradan bır papaz buyuk Ataturkumuzu tanıvor ve o yuce ınsandan soz ederken onun da adeta benımgıbıgozlerıi!>ıldıyorvevuzua>dınlanıyor- du Sevımlı tıknaz papaz sozlennı >ovle surdur- muştu "Tiırkiye ya da Turk denilince benim ak- lıma ilk gelen AtatuıVtur. O buv uk insan sizler ve ulkeniz için çok guzel işler yaptı; ancak sizler onun değerini yeterince anlayamadınız ve hatta bir kısmınız ona sırtınızı bile çevırdiniz. Bunu ben akıl almaz bir vefasızlık orneği olarak nitelendi- riyorum. Atanıza. maalesef, onun istedıği ve um- duğu olçude sahip çıkamadını/." Papaza sunlan soy ledıgımı anımsivorum "Turkiveveryuzunde var olduğu surece, Atamız bizlerin kalplerinde ve kafalannda daima yaşayacaktır." Bu sozlenmın doğruluğuna bılmem onu ınandırabılmış mıv- dım' \urtdışında çeşıtlı ulkelerde bulundum Nor- \eç ve kanadadan Guney Afnka'va Meksı- kadan Japonya'ya değın bulunduğum tum ulke- lerde. abartmadan sovluvorum sokaktakı adam Ataturkumuzu tanıvor ve ondan her zaman bu- yuk bır ovgu ve hayranlıkla soz edıvordu I988yılının lOKasimı nda Mılanodakı Siya- sal Bılgıler Fakultesınde duzenledığımız Ata- mızın 50 olum yıldonumunu anma torenını hıç unutamam Mılano'dakı Baskonsolosluğumuzun duzenledığı ve benım de bır ltalyan protesorle bırlıkte konusmacı olarak katıldığım 10 kasım torenınde, 500kii)ilık salon ltalyan oğrencılerve oğretım uyelen taratından tıkabasa doldurulmu^ ve hatta bazı kı^ıler verlere bıle oturmustu V ır- mıncı yuzyılın ılk yansının bence en buyukdev- let adamı olan Vlustafa kemal Ataturk olumu- nun >0 yıldonumunde Italyada veltalyanlarara- sında ul'kemızdekı avnı ılgı ve coşkuyla anılmıs Atamızın yucelığı evrensellığı bır kez daha ka- nıtlanmıstı Mılano Unıversıtesi Sıvasal Bılgıler Fakulte- sı'nde oğretım uyesı olan Italvan sıvasal tanh protesoru heryanyılda(somestrde)\erdığı "Ke- malizm" başlıklı dersmde bakın Ataturk'u oğ- rencılerıne nasil anlatmaktavdı "Aynıdönemde. biri gelişmiş bir ulke olan İtalya'yı ve oburu geri kalmış olarak niteleyebiieceğimiz bir ulke olan Turkıye'y ı ele alalım. Gelişmiş ulke olan İtaha'nın başında faşıst ve gericı Mussolını Turkiye'nin başında ise. demokrat ve ilerki Ataturk bulun- makta. Mussolini, vaşamı boyunca Ataturk'u or- tadan kaldırmav ı planlamış: ancak hiçbir zaman bunda başanlı olamamış ve sonunda da bu eme- linden caymak zorunda kalmıştı. Mussolini, Ata- turk'u kıskacı altına almay ı ve onu yok etmey i ba- şaramamıştı." Son derecemıllıvetçı olan Italyanlarbıletanh- sel gerçekler karşısında boyun eğmek zorunda kalıyor ve Atamızın buyukluğunu ve ılencılığı- nı kabul edıyordu Ne yazıktır kı bızım unıversılenmızın çoğun- luğunda okutulan "Devrim Tarihi" dersınden oğrencılerımız kaçmaya çalışırken yabancı bır ulkedekı unıversıtedeoğretılen v *Kemalizm'"der- si buyuk bır ılgı goruyor ancak oğrencılerbu ko- nuda yetenncekaynak bulamamaktan y akınıyor- lar Gerçekten, Ataturk ve yakın tanhımız uzerı- ne yabancı dılde Turk tanhçıler tarafıııdan yazı- lan eserlenn adlannı bulmakta ben de guçluk çe- kıyorum Norveç'te, Meksıka'da Guney Afnka'daveJa- ponya'da "Ataturk Devrimi" konusunda çeşıtlı konteranslar verdım ve her konferansımda ya- bantı dınlevıcılenn. yuce Atamızın gerçekleştır- dıklerını buyuk bır ılgı ve hayranlıkla dınledık- lenne ve benı adeta soru yağrnuruna turtuklanna tanıkoldum Bu sahnelen ulkemızde Ataturk'u unutanların ona sırtını çevırenlenn ve hatta ona kufredenlerın goımelennı ne kadar ısterdım "Neden" dıye soruyordu yabancılar "Niçin bu buv uk insanı bizfere yeterince tanıtmıvorsunu/?" Ataturk ve Ataturkçuluğu dış dunyaya tanıtabıl- dığımız olçude. bızım de dunyadakı ıtıbanmız o denlı artacaktır Buna hıç kuşkum yok Bunları nıye yazdım. bılıyor musunuz 0 Eğer Atamıza bızler sahıp çıkmazsak, korkanm. pek yakında ona başka uluslar sahıp çıkacak ve ulus- lararası toplumda goğsumuzu gururla kabartan ve alnımızı dık tutmamıza neden olan bırıcık kışıyı de elımızden kolaylıkla kaçırabıleceğız PENCERE TARTIŞMA Sınır Tanımaz Düşsel Gezgin Oldum... ^ ^ - ^ ^ umhurıyet ^f ^\ Kıtapekınde M Nadir • Paksoy 'un V yChe ' ^ ^ ^ ^ Guevera'nın "Vfotosiklet Günliığü"nu tanıtıcı yazısını okudum ve sınır tanımaz dussel bır gezgin oldum çıktım Once "Che" ıle bırlıkte Guney Amenka vı kanş kanş dolaştım Sonra bu kıtabı tanıtan gezgin yuregın "Bir Demet Pasifik"ve' 4 Sırt Çantamda CoğrafŞalar" adlı kıtaplan. benı Hayber Geçıdı'nın uçurumlanna Şıraz'da Hafiz'ın kabrıne Nepal'ın Katmandusu na Lzakdoğu tapınıklannın gızemlı labırentlenne tasıdı "Sırt Çantamda CoğrafŞalar" kıtabında Tagor dızelenvle. Sidarta' ruhuvla vanımızdavdı hep Yolculuk anılanndan çok gezerken ve gonul gozuyle gezdığı yerlere bakarken edındığı yurek tıtreşımlennı şıırsel bır dılle okuyucusuna ulaştırıvor [\adir Paksoy. "Büenin pek y a/madığı sözliı bir toplumda yaşamımıza karşın. aramızdaki tartışılmaz coğrafı ve sosyal uzaklıktan dolayı. okvanus aşın uzak diyariardan vaşam kesitk-ri yansıtan bir ay nanın ilginç gelebileceğini" duşunerek Bır Demet Pasıfık sunuyor bıze Oyle bır ay na kı v ansıttıklan coğrafyalann ruhunu y akalav abılıy orsunuz "İçi içine sığmayanlann. kabına dar gelenler için Kapıkule dışına taşmanın en kolay. en ucuz yolu. bir bardak demli çay, uç beş nefes cigara. derinlerden gelen bir Jacqııes Brell şarkısı vebirde unutulmuş. ancak daha öldurülmemiş eski sevgilinin havalı eşliğınde. duşleri haritalar uzerinde geceyansı gezintilenne çıkarmak Casablanca'ya dek şoy le bir uzanıp, Humprey Bogart ın bannda bir iki kadeh paıiarmaktan geçer" dıyerek sonsuz mavılıklerde hanta dışı noktalara ula^mak ıstersenız gezılen suresinceyaptığı yorumlarla okuyucunun bevın ve yurek dokusunun dennlıklenne ulasabılen ınsan bedenını bır doktor olarak ıvı tanıyan ve ruhuvla yoğurarak yorumlayan payla^mayı ve payla^ımlann çoğaldıkça artacağını duyumsatan bu gezgin yureğın kıtaplarını okuyun denm Şımdı görevlı olarak bır yıllığına gıttığı Afhkadan yıne ne zengınhkler getırecek dıye merakla beklıyorum Gorduklennı ve yaşadıklannı bıze de yaşatmaya çalışan tum gezgin ruhlara selam olsun' "...ve ben durmaz giderim, bu can tende durdukça!" JALE DEMİR Eâıtımcı Hükümet Kimin İçin?.. ır ulkede hukumet varsa gorev ı. ulkesınde vaşavan ınsanların mutluluğuna çalışmaktır Yurttaşlık dersinde boyle oğretmışlerdı bıze Hukumet ıçın hukumet olunmaz halkı ıçın ıktıdara gelınır hukumet olunur Hukumet oldukları halde ıktıdar olamayanlar da vardır Ne halkın ıçınde bulunduğu sosyal kulturel ekonomik. siyasal ıstemler onları ılgılendırır ne de bır başka konu 'Salnızca kırmızı plakalı arabalara kurulup hava atarlar sokaklarda Şuanda ulkemız ve ınsanlarımız bugune dek karşılaşmadığı son derece onemlı siyasal sorunlarla boğusuvor 20-30 yasjarında bılerek olume gıdıyorlar da ılgılılerden hıçbınsının "kıir bıle kıpırdamadı bır sure Kamuoyu. aydınlar ve basın baskisi ve halkın belalar yağdırmasıy la sonunda kımıldadılar Hukumet oy le de mılletvekıllen daha başka turlu mu sankı 1 Hangısı çıkıp "Kendi iradeleri ile de olsa bu insanlar olume terk edilemez" dıyor Pekı bu insanlar yaşamlannın bahannda nıçın olumu seçıyorlar7 Olmek. hele hele bılerek olumu seçmek sanıldıgı kadar kolay mı' Onlennde nıce mutlu yıllar varken. doya dova bu mutlulukları yaşamak varken nıçın olum1 Bunu anlayabılmek ıçın o ınsanların ıçınde bulunduğu atmosferı yaşamak gerek Dennlığıne ınmek gerek sorunlarının Ne ıstedıklerı ıçın oralara tıkıldılar 1 Isteklerınde haklılık paylanvarmı yokmu' Haklılıkları varsa bu. verılmeyecek dek ağır mı° Devletı batırır mı 1 Bır ulkede sıvasal partılerın amacı demokratık yolla ıktıdar olmaktır Iktıdar olmanın başka bır amacı da kendılerıne oy veren ınsanlann mutluluğuna çalışmaktır Hıçbır siyasal partı "Ben iktidar olunca ananızı belleveceğım" demez Hep mutluluk vaat ederler Ne kı 1950'den berı bır ıktıdann halka mutluluk getırdığını hayat sevıvesinı yukselttığını sorme şansına ulaşamadık Î2Mart. 12 Eylul darbelenyse acımızı Ev erest tepesıne çıkardı' Kan. gozyaşı. darağaçları "Hiç mi gulmeyecek benim deyuzum" şarkısını dılımıze doladık Hıç gulme şansını yakalayamadık 45 yıldır Hele de bıraz ulke sorunlan ıle ılgılendınızse tamam 1 Vennız dort duvar arası oldu hep Dın ıman edebıyat ıle ve DYP'nın koltuk çıkmasıyla ıktıdar olan RP ışe burokratık harman sav urmay la başladı Kendınden yana olmayanları çıl yavrusu gıbı atmaya kalkıştığı vetmedı. ışe ulkede en az erozyona uğrayan. yıllardır anayasal ışlevını yurutmeye çalışan adlıyeden başlamaya kalktı Işte bunlann hukumetı SAADETTtN MALKOÇ Emeklı-Sen Anadolu Vakası Şube Başkanı Yazık Bu Kızlara... Japonya, Sıngapur, Kuba Jamaıka ABD, Porte- kız gıbı ulkelerde butun kız çocukları okula gıdıyor- larmış Turkıye ne âlemde7 Bu koşede yazmaya 1962 yılında başladım O gun- lerın coşkusuyla, yurdumuzda yaşayan tum kız ço- cuklarının okuması ıçın nıce yazı dokturdum, 27 Ma- yıs devrımının ruzgârı, mıllı eğıtımın bayraklarını şışı- rıyor, oğretmenlerseferberlığe hazırlanıyorlardı, oku-' mayan tek kız çocuğu kalmayacaktı Pekı, ne oldu'? 1 Ağustos 1996 gunlu Cumhurıyet'ın arka sayfa- sını boydan boya saran haberde bugunku boyumu- zun olçusu saptanmış 'Turkıye kızlarını okutmu- yor' " • Bırleşmış Mılletler Çocuklara Yardım fonu (UNI- CEF), ılkokul çağındakı Turk kızlarının yuzde 29'unun okula gonderılmedıgını açıklamış UNICEF'ın yayım- ladıgı "Uluslann Gelışmesı 1996" başlıklı raporda bolgemıze ılışkın oranlar ılgınç1 Bırleşık Arap Emırlıklerı'nde kızların yuzde 99'u okula gonderılıyor Ne okuyorlar'? O bır ayrı konu "Ilkokul çağındakı kız çocuklarının yuzde kaçı oku- la gondenlmıyor?' sorusuna, UNICEF ın hazırladığı araştırmada yanıtlar şoyle sıralanıyor "Urdun yuzde 3, Lıbya yuzde 4, Tunus yuzde 5, kan yuzde 7, Sunye yuzde 9 Cezayır yuzde 11, Mı- sır yuzde 18, Irak yuzde 26, Umman yuzde 28, Tur- kıye yuzde 29, Suudı Arabıstan yuzde 43, Fas yuz- de 55, Yemen yuzde 65 " • BM (Bırleşmış Mılletler) kuruluşlarının sayısal bıl- gılerı verırken onyargılı oldukları ya da Turkıye'ye ters baktıkları soylenebılır mı' Turkıye Bırleşmış Mıllet- ler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından heryıl ha- zırlanan "insanı Kalkınma Endeksı "nde, 1996 yılın- dakı sıralamaya gore 174 ulke arasında 84'uncu ol- muş (Cumhurıyet 18 Temmuz 1996) Endeksegore Turkıye'de ortalama yaşam suresı 66 7 yıl okullaş- ma oranı yuzde 67 sağlık personelınden (doktor, ebe) uzakta gerçekleşen dogumlann oranı yuzde 24 5 ve kadınlarda okur yazar olmayanlar (1993 yı- lında) yuzde 29 1, parlamentoda kadın oranı yuzde 1 8 UNICEF'ın verdığı sayılara gore ulkemızde her 100; bın doğumda 180 kadın canını yıtırıyor Bu alanda Avrupa ortalaması 36 Norveç ve Kanada 6 • Kendı kendımızı aldatmaya hıç gerek yok 1 BM ku- tuğunde sıcılımız yazılıdır Ancak bu rakamların goz- ler onune serdıgı acı gerçekler 1960 lı 70 lı yıllarda toplumu sarsar sılkeler, bır şeyler yapmak gereğı ko- nusunda ıtıcı guç oluştururdu Bugun bızım toplum- da okul çağındakı her 100 kız çocuğundan 30'unun okuldan yoksun bırakılması karşısında kımsenın kılı kıpırdamıyor Mısır Cezayır Tunus gıbı ulkelerın ge- rısınde kalmaya alıştık "battı balık yan gider" felse- fesı genış kesımde ortalığı sardı, ' koşe donuculuk" jdeolojısı de açıkgoz takımının dını ımanı. Bugunku Turkıye nın derdı gucu "devletı kuçultelım, KiT'lerı satalım, PTT'nın T'sını elden çıkaralım" kerterızlerı- ne donuk bır tepınmeden başka şey değıl 1 Toplu- mun temel gostergelerıyle alışverışımız kalmadı Oysa 21 'ıncı yuzyıla 4 kala okul çağında olan her 100 kız çocuğundan 30 unun okuldan uzak kalma- sı, hepımızı kahretmesı gereken bır ınsan kıyımının gostergesınden başka şey değıldır Yazık değıl mı bu kız çocuklarına 1 ACI KAYBIMIZ Sevgılı Prot V Mımar ÜYÜKSEL ERDEMİR Dostumuzu - kardeşımızı - ağabey ımızı - eskı başkanımızı 2 ağustos gunu 16 30 sulannda burosunda ışının başında anı bır kalp knzı sonucu kaybettık Lzuntumuz sonsuzdur TÜRK SERBEST Mİ\IARL.4R DERISEĞİ Toren 5 Ağııslos Paztııtesı (Bugun) Scıat 10 00da 19 V/aws Teıus Kıılııhıı Saat 11 00'de Gazı Lnneısıtesı Uııh \lım Fuk Saat 13 00 te Kocatepe Camıı AYSEL GURCAN 9 Nisan 1957 5 Ağustos 1976 Neredesin sevgili canımız, özlemin öylesine büyük ki!.. Mihriban-Mustafa Gürcan, Hasan, Hüseyin, Erol, Adnan Gürcan, Havva Atik, Nursel Ozaner, Melek Ereren eşleri ve çocukları Çok değerh eşim sevgılı babamız çalışkan. durust, eşsız ınsan, emeklı eğıtımcı ŞEVKET ULUTEKİN'İ 31 07 1996 gunu kaybetmenın uzuntusu ıçındeyız Tum dost ve sevenlerıne duvururuz EŞtVEÇOCLKLARI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle