Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 AĞUSTOS 1996 PAZARTESİ
12 DIZIYAZI
Sabah Gazetesi Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Kenan Sönmez hükümeti eleştirdi:
Yeni yasa gazetelerin çok satmasını
engelleme niyetini ortaya koyuyor
Kupurden Kupona
Basından Medyaya
- REFAHYOL hükümetinin basın ve
medyayla ilgili tutumunu nasıl
değerlendiriyorsunuz? Biryandan
pronıosyon tebliği çıkanlıyor,
Meclis 'ten promosyonu düzenleyen
yeni yasa değişikliği geçiyor, bir
yaııdan toplumsaıolayları izleyen
gazetecilere baskdar, polisin dayağı
artıyor.
SÖNMEZ - Bu hükümetin basına
bakışının ho$ olmadığını göniyoruz.
Aldığımız sın>aller, verdıklerı
demeçler basına çok sempatık
bakmadıklannı göstenyor. tktidar
sorunıluluğu. Türkiye'deki hür basının
iızerine gıtmenin birtakım rısklerı
önümüzdeki günlerde tutumlan ne
şekilde değıştirir. onu göreceğiz. Ama
şu anda çok olumlu bir hava olmadığı
gayet açık.
Promosyon tebliği, basının bütün ilişkileri
açısından baktığımızda önemsenmeyecek bir şey.
Bızinı ıçın. çok satan gazeteler ıçın önemli
olmasına rağmen genel basın iş ve ticaret
ilişkileri açısındaıı baktığımızda yerine başka bir
şeyı kovmak mümkündür. Promosyonun bir
teblığle yapılamayacak hale getirilmesı,
arkasmdan da >asa metniyle tamamıyla
yasaklanması bize göre çok önemli degil.
Bız meselevı kendi ıçımizde değerlendirdik. Bu
konuda iktidarla görüşmemeye karar \erdik.
Önümüzde basın-ıktidar ilişkileri açısından
görüşmenıiz gerekecek basın özgürlügüyle ilgili
ciddı meseleler olacağını bekliyoruz. Maddi
mese)e> ı bunun önüne geçirmemek istedik.
Bunu hıç tartışma konusu bıle yapmayalım
dedık. (. ünkü o takdirde basınla ilgili çok önemli
meselelen tartışacak zeminden. kamuoyu
desteğinden yoksun kalınz diye düşünüyoruz.
- Hükümetin basına karşı bu tutumuna karşı
grup olarak negibi biryol izlemeyi
düjünüyorsunuz?
SÖN.MEZ - Sö> lendiğı gibi mesleki kısıtlamalar
söz konusu olursa tepkımiz çok sert olacaktır. O
konuda susmamız dıye bir şey söz konusu
olanıaz. Bunu sadece bız değıl, dığer basın
kuruluşlanyla birlikte yapacağız. Bunu kolayca
hazmetmeyeceğimizi kendilerine bir kanaldan
ilenik
- Bu koalisyon hükümeti sizce basına karşı
neden böyle bir tutum içine girdi?
SÖNMEZ - Promosyon tebliği ve yeni kanun
dışında basına karşı heniiz somut birhareketi
yok Gazetecilerin dövülmesi, bundan önceki
nükümetler döneminde de basının önemli
sorunlanndan birisiydi.
- Başbakanlık talimatıyla televizyon yayını
durdurulmusına ne diyorsunuz?
SÖNMEZ- Evet. Interstar'ın yayınının
durdurulması somut birörnek. İJzerinde
ciddi>etle durulması gereken bir nokta.
Promosyon tebliğinde ıse koalisyon hükümetinin
bunu yapması ıçın bir kamuoyu desteği de oldu.
Biz gelışmelen gözlüyoruz. Promosyon
tebliğınden sonra özellikle Anadolu'daki ticaret
odalarından koalisyon hükümetine ve Sanayi
Bakanhğı'na tebrikler gitmiş.
Bizim basın içindeki fikir ayrılıkları,
meslektaşlanmızın meseleyi iyi kavrayamamış
olmaları. hadiseye tek yanlı \e bana göre yanlış
bakmalan promosyon aleyhine bir kamuoyu
yarattı. Sonuçta kamuoyu bu konuda koalisyon
hükümetinin yanında. O yüzden de sesimizi
çıkaramıyoruz. Onun dışmda çok fazla ileri
gidebileceklerini sanmıyorum. Promosyonda ne
ya7ik ki arkalannda bir kamuoyu desteği var.
Size bir örnek vereyim. Cumhuriyet gazetesinde
promosyonla ilgili bir haber çıktı. Burada
diyorsunuz ki:
w
Promosyon, 25 aralıkta Resmi Gazete'de •
vavımlanan Maliye Bakanlığı tebliğivle daha fazla
özendirildi. KDV'sinin gelirier ve kurumlar
vergisi matrahından düşülmesi imkânı sağlandı.
Laptop bilgisavar promosyonu vapan gazetelere
65 trihonluk destek yapıldı. Bu işten devletin
vergi kaybı 65 trilyon."
Böyle bir şey mümkün değil. Memur ve işçi
maaş zammı için kaynak aranan bir ülkede
böylesıne cıddi bir gazete. devletin gelir kaybını
65 trilyon diye yanlış gösterirse çıkan tebliğe ve
yasaya bizim karşı koyma şansımız olmaz.
25 aralık tebliğınden sonra biz her ay
bevannamelerimizde KDV'ye muhalefet şerhi
koyarak Maliye Bakanlığı'na veriyoruz.
Bakanhğa haksızlık yaptıkları ıçin davaaçtık. Bu
bizim. basının lehine bir tebliğ değil.
Bütün gazeteler. promosyonların ICDV'sini, eğer
ithal malsa gümrükte. yerli malsa satın alırken
ödüyor. Cumhuriyet gibi ciddi bİT gazete böyle
yazınca kamuoyu buna inanıyor. Siyasiler de
yaptırımlar ıçin bu yayınlan kaynak
gösterivorlar.
Bizim kendi >azarlanmızdan bazılan da haksız
olarak promosyonun üzerine gittiler. Yani
promosvon, gazetecilere sevimli gelmedi.
- Ana ürün gazete iken promosyon adına çarşaf,
beyaz eşya, kahverengi eşya, tava, tencere, tabak
çanak verildL Bu görünüm içinde sevimli
gelmesini bekleyebilir miydiniz? Okuyucu
promosyon ürünlerini almasına rağmen buna
sevimli bakmadu Bir şekilde promosyonun
çığınndan çıktığı, tanıtım aracıyken satış
amacına dönüştüğü inancı yerleştu Buna ne
diyorsunuz?
SÖNMEZ-Haklısınız. ölçüsü kaçtı. Ama
^ <">ndan yararlanan okuyucu bu işten _
KENAN
SÖNMEZ
Yeni Asır
gazetesinde 1973
ytlında spor
muhabiri olarak
gazeteciliğe
başladı. Çeşitli
servislerde
çalıştıktan sonra
1979'dalzmir'de
yayımlanan Ege
Ekspres'in yazı işleri
müdürü oldu. Rapor adlı
ekonomik gazetenin
yayın yönetmenliğine
getirildi. Daha sonra
Sabah gazeteşine
geçerek genel müdür
muavinliği, genel
müdürlük, son olarak da
başkan yardımcılığı
görevlerini üstlendi.
memnun. Zamanında alamama, hıç alamama
gibi şikâyetleri oldu.
Promosyonlu dönemin bir envanterını çıkarırsak
büyük gazetelerden, ciddi promosyon
organizasyonlarından okuyucunun promosyon
olarak aldığı her üründen büyük maddı menfaatı
var.
Biz sonuçta promosyonun malıyetinı gazetenin
satışından çıkanyoruz. Iddia edıldıgı gibi
devletin kaynaklarını kullanarak promosyon
kontrolünde devletin müdahaleci olması
sevimsiz oldu. Biz bu ışi kendi ıçimızde bir
uzlaşmaya vararak tüketicıyı koruyacak hale
getirmemiz mümkündü.
Promosyonla taksitli satışı bırbırinden ayırmak
lazım. İş promosyon olarak başladı. Sonra
birtakım insanlar bunu taksitli satış ve bunun için
de gazeteyi kullanma > önüne çektıler. Bu da
başanlı oldu. Böyle olunca o yola gırenler oldu.
Bizim de bunu tercıh eden vayınlarımız oldu.
P.romosyon gazetelerin daha geniş kitlelere ulaşması
için bir araç oldu. Promosyon öncesi Türkiye'de toplam
tirajlar 2.5-3 milyon dolayında seyrediyor, zaman zaman 2
milyonun altına bile inebiliyordu. Şimdiyse en kötü
dönemde bile Türkiye'de günde beş milyon gazete satılıyor.
ürünü almıyoruz. Gazetelenn promosyonla
ilgilenen bölümleri son zamanlarda çok gelışti.
Dolayısiyla bütün dünyada promosyon için
aldıkları ürünlerin kaynaklanna dırekt
ulaşabilmeye başladılar. Alımlarda önemli
avantajlar oldu. Bunu okuyucuya direkt olarak
yansıttıklan için de okuyucu bu işten çok
yararlandı.
Biz yalnız burada gazeteler olarak bir otokontrol
mekanizması geliştiremedik. Promosyonun
Birtakım insanlar çıktı. büyük paralar kazandılar.
ama ürünleri vermediler. Verme gibi bir niyetleri
olduğunu da sanmıyorum
Bu yüzden basının kendi içinde birtakım
kavgalar oldu Bunları kontrol etmek. zapturapta
almak herhangı bir grubun gücünün dışına çıktı.
Doğruyu eğnyı bırbirınden ayırmak tamamen
tüketicinin sağdujusuna kaldı.
- Peki, iki grup olarak kendi aranızda daha önce
bu işi kontrol etmek için bir girişimde
HIİUL
Kömör do§tt»vor
K D Mü RD a ğ ı t ı y o r u z
14 Rasımda MfLLET~TE 4 yeni teftîka
m
1 Juıır tl«ti.i!*«J Mft
atttau nunıu m
. m.amT
m» *» nm. mmm
Inrt
] bulundunuz mu?
SÖNMEZ - Bu tebliğden önce Doğan
Grubu'na bir süre ortalığı
sakınleştirdikten sonra yeni kurallarla
ortaya çıkmayı teklif ettik. "Hükümet
müdahalesine gerek kalmadan biz bu
işi kendimiz halledelim"' dedik. Ama ne
yazık kı o görüşmelerimız sırasında bu
tebliğ çıktı. Bizim bunu da önceden
becermemiz gerekiyordu.
Evet ış çığınndan çıktı, ama bana göre
tüketici promosyondan çok >ararlandı.
Hükümet müdahalesi olmadan bizler,
bütün sektör içinde işi sakinleştırmeyi
ve belli kurallara oturtmayı
becerebılseydik hem gazeteler için
yararlı bir pazarlama sistemi olacaktı
hem de tüketici için.
Adamın bırisi çıktı. "Bcn herkesecip
vereceğinı" dedi. Durumuna baktık.
Gördük ki gazeteyi basacak makinesı
bile yok. Gazetenin bir binası yok,
hiçbir şeyi yok. Tüketici mağdur olup
onu dava ettiğinde alabilecegi bir çöpü
bile yok. Biz de dağıtım şirketlerinin
büyük hissedarlan olarak bir araya
geldik. "Bu gazeteyi dağıtmayalım"
dedik. Bu, Türk basın tanhınde ilk
defa oluyordu. İlk kez otokontrol
mekanizması işletiliyordu Ama bunu
bir tür sansür gibi alanlar da oldu.
- /*/ büyük grup tekelcilikle de
suçlandL.,
SÖNMEZ- Evet. Ama başka çaremız
yoktu. Bız ışı orada durdurmasaydık
binlerce ınsan son derecede mağdur
olacaktı. Çünkü cip veremeyeceklerdı
V'ermeleri mümkün değildı. Yıne bir başka yayın
ıçın bızım dağıtım şırketı bakanhğa en az üç vazı
yazdı, "Bunlann söz verdikleri promosvon
ürünlerini okuvucuya verme gibi bir niveti yok.
Ne yapmamız İazım" diye sordu.
Bakanlık da elı kolu bağlı. bir şey vapamadı.
Sonunda çareyi böyle bır tebliğ çıkarıp bu ı^ı
tamamen önlemekte buldular. Bu da "en doğru
iş" diye yorumlandı.
Bunu bız yapsa>dık ve bellı çerçevelere
oturtabilseydik son derece dısiplınlı. herkes ıçın
yararlı bır iş olacaktı.
- Bu tebliğ ve yasaya karşı iki büyük basın
grubu olarak bir harekete girmeyi düşünüyor
musunuz?
SÖNMEZ - Hayır. Hükümetle yayın dışındakı
meseleleri görüşmeme karanndayız. Yayınla
ilgili bir yasaklama, bir yasa tasansı söz konusu
olursa tabii kı gidip görüşürüz ve bunun
sakıncalannı anlatınz. Başbakan'a. Başbakan
Yardımcısı'na televizyon kameralanyla gıderiz,
"•Yanbş vapıyorsunuz" deriz. Ama bu aşamada
oniara gidip "Yanlış yapıyorsunuz" dıyerek daha
sonra çıkacak haklı argümanlan yok etmek
istemiyoruz.
- Promosyonun tanıtım aracı olmaktan çıkıp
satış amacı haline geldiği görüşü de yaygınlaşn.
Buna ne diyorsunuz?
SÖN.MEZ - Ben bu görüşe katılmıyorum. Cıddı
gazete diye tarıf ettiğimiz gazetelerde bunun
böyle olduğunu düşünmüyorum. Promosyonun
amaç olduğu yayınlar olmadı değıl. Yanı
herhangi bir ürünü pazarlamak ıçin bunun
taşıyıcısı olarak ortaya çıkan gazeteler oldu.
Ama Sabah. Yeni Yüzyıl. Hürriyet. Mıllivefte
bunun olması söz konusu değil.
Promosyon bu gazetelenn daha geniş kitlelere
ulaşması için bir araç oldu. Promosyon öncesi
Türkiye'de toplam tirajlar 2.5-3 milyon dolayında
seyrediyor, zaman zaman 2 milyonun altına bıle
inebiliyordu. Şimdiyse en kötü dönemde bile
Türkiye'de günde beş milyon gazete satılıyor. Bu.
ciddi bir büyüklük. Siz yazılannızın daha geniş
kıtleler tarafından okunmasını istemez misiniz?
- Diyelim ki ben geniş kitlelere ulaşan bir
gazetedeyazı yazıyorum. Ama acaba o gazeteyi
alan insanlar benim yazımı okuyorlar mı, yoksa
sadece promosyon için mi o gazeteyi alıyorlar?
SÖNMEZ- Böyle bir şey olması. okumaması
mümkün değil. Mutlaka kendisını ılgılendıren
bir şeyler bulup okuyacaktır.
Türkıye'de promosyona karşı çıkmak yükselen
değer haline gelince bu noktaya geldı.
- Tanıtım aracı olarak promosyona karşı
çıkılmadu Akılcı ölçülerde yapılacak
promosyonu hiç kimse eleştirmedi. Ama demin
de konuştuğumuz gibi, iş çığınndan çıktı...
SÖNMEZ-lşin çığınndan çıkmamasını meslek
kurumları sağlamalıydı. hükümet değıl.
Koalisyon hükümetinin bu promosyon tebliğinde
muazzam bır kamuoyu desteğine sahıp olduğunu
bıliyoruz. Hem bizim meslek örgütlerinden hem
bazı meslektaşlanmızdan hem Anadolu'daki
ticaret erbabından ciddi destek buldular. Basın
Konseyi'nin buna karşı çıktığını bıliyoruz. Basın
Konseyı Başkan ı Oktay Ekşi, "Bu işi durdurun"
dıye gitti, görüşmeler yaptı. Böyle bir kamuoyu
desteği aldılar ve kendilerine göre son derece iyi
bır iş yaptıklan inancındalar. Siz bunun altında
yatan amacın. gazetelerin çığınndan çıkan
promosyonunu yerine oturtmak mı
sanıyorsunuz? Böyle bir şeye inanmak saflık
olur.
- Promosyona ciddi darbeler vuracak olan bu
yasa değişikliğini nasd değerlendiriyorsunuz?
SÖNMEZ- Yasa Meclis'ten yangından mal
kaçınrgibı geçirildi. Meclis'teki müzakere tarzı
ve bu çabukluk bunun salt tüketiciyı korumaya
yönelik bir amaç taşımadığı izleniminı
uyandırdı.
Yasanın, sözde kültür promosyonlannı serbest
bırakmasına rağmen oradaki birtakım kısıtlayıcı
düzenlemelerle aslında Türkiye'de gazetelerin
çok satmasını engellemeye yönelik birtakım
niyetleri açığa vuruyor. Ne yazık kı bu
promosyon hadisesı Türkiye'de geniş bir
kamuoyunu arkasında bulduğu için basının kendi
içinde de buna fazla muhalefet gelmedi. Zaten
hükümet de bu işi bu akımın arkasına sığınarak
yaptı. Promosyonla ilgili bu düzenleme
umuyoruz kı bu hükümete ya da bundan
sonrakilere basınla ilgili başka konularda
özellikle yayıncılıkla ilgili konularda düzenleme
yapma cesaretini vermez.
Sürecek
POLİTtKA VE ÖTESİ
MEHMED KE>L4L
Bir Zamanlardı Gam Yok...
Eskı Ankara'yı bilen ve anımsayan dostlarla oturu-
yoruz. Söz Üç Nal'dan açıldı. O yılların en ilginç içki
evlerınden birisi. Belkı de başta ilk anımsananı. Ka-
raoğlan'da. Hacıbayram'a giden sokakların birinde.
Ankaralı Şinasi'nın kendi eliyle döşeyıp dayadığı bar-
lı bır yer. Bilenlerin anlattığına göre, kovboy ban gibi
yaylı kapısı var. Gırince fırt fırt yaylanıyor, fışt fışt ka-
panıyor. Keseye göre kadınlı erkekli gidilebilecek bir
yer. Kent için o yıllarda oldukça yeni. Şimdi her kent-
te yüzlercesi var. Hadi yüzü çok söyledik, epeycesi
var.
Şinasi Nahit Berker'in sık sık gittıği bir köşe. Bir
de defter açmışlar. Eline geçen bır şeyler yazıyor. Şi-
nası bu yazılanlan kopya etmiş. O günden bugüne
kadar kalmış. Şinasi "Matbuat Hazretlerı" adlı kita-
bına çoğunu almış.
Nizamettin Nazrf ile Izzet Melih Devrim şöyle
yazmışlar:
"lyiyi ve güzeli yapmak değıl, tasarlamak bile güç
iken siz dostum, en lyiyi ve en güzeli öyle başarmış-
sınız ki ben ancak beğenebılmek kudretini bulabil-
dim kendimde, öperim."
Nizam'/n ünlü kahkahası ve öperımı unutulmaz.
Esat Mahmut Karakurt, "Ben de aynı fikırdeyim "
diye onaylıyor.
Yazar, gazeteci, beden eğıtımı oğretmenı Saffet
Gürol'un şairliği tutmuş, döktürüyor.
Konyalıya güzel derter
Nizamettin'e gezer derler
Genç Osman 'a gözlerini süzer deher
Derler anam bana da müdür derler
Bir imza daha: Kunevi Saffet Gürol.
Bir onay daha seni de öperim Saffet.
Bir yerde mey olur, meyhane olur da ressam Çallı
olmaz mı? Şu satırları döktürür:
"Üç Nal atını bulamayan Çallı 'ya
Çok sevgili bir durak yendir."
Ressam Ratip Tahir durur mu? O yılların en ünlü
karikatürcüsüdür. Özellikle Başbakan Adnan Men-
deres'in kadınsı, çıplak karikatürlerını çizer, beye-
fendiyi çok kızdınr, şunları yazar:
"İş dördüncü nalla bir ata kaldı, bır de meydana..."
Tarihçi Reşat Ekrem Koçu'nun gamlı bir gününe
gelmiş kı tadını pek alamamış:
"Üç Nal'da, dertsiz, genç ve hatta haneberduş
olup içmek isterdım, maalesefpek gamlı birgünüm-
de misafir oldum,"
Haluk Nihat Pepeyi ılgınç bır kışiliktır. hem eskı po-
lislerdendir hem de halk destanları yazan bir şair, iş-
te iki dize:
Herkesin ağzında bu bahis Üç Nal
Bambaşka bır âlem pek orijınal
Son Posta'nın okunan köşe yazan ismet Hulusi
Imset'in şairliği tutar:
• >• Hayaf uzun bir yo/sa
Gençlik kısa bir şosa
Üç Nal'da keyfine bak
Dünya sana mı tasa?
Basın-Yayın'ın en güvenilir adamı ve her taşın al-
tında izi bulunan, sansür, kitap dergı toplamasıyla
gözde olan Servet Isktt'in yazdıklart:
"Ben çoğunu tanıdım, yerdeki paralar vaktiyle be-
nim attıklanm I Nallar eskiden Macar kısraklarına
çaktıklarım I Hele buradaki yüksek zevk I Dördüncü
nalı kaçıran nerede"
Şunu da ekleyelim:
Geçmiş de bir düşmüş...
5 6 7 8
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAS
SOLDA>SAĞ\:
1/Yurdumuzdava-
yımlananilkTürk-
çe mızah gazetesi.
2/Halkşaın...Rıh-
tım. ıskele gıbı
yerlere yanaşmış
gemıleregırıp çık-
mak ıçın konulan
köprü. 3/Çıftçılık-,
te toprağı ışfeye-
rek ürüne ortak
olankımse... Vvla-
yet.4/Bıranlatımı
oluşturan sözcük
ya da tümcelerın
topu... Temel. esas 5/ Bır
soru... Hamam.6/Buyuru- ^
cu... Fas'ın plaka ışaretı. II
Klavyelı bır çalgı... Mek- ^
tup '8/ Çanakkale Boğa- 3
zı'nda. pek çok denız ka-
zasının meydana geldığı
burun... 0;>manlı donan-
masında kullanılmış yel-
kenli bır savaş gemısı. 9/
Hamurun fırına verılme-
den önce dmlenmesı ıçın
uzennde bekletıldığı tah-
ta... Ruh.
VUKARIDAN AŞAĞrVA:
1/ lngıliz L'luslar Topluluğu'na üye olan bağımsız ülkelere
\enlen ad. 2/ Madenlen ergıtme... Şarkının sert bır bıçım-
de \urgulandığı dısko müzık üslubu. 3/Vücutta oluşan de-
rın kesık ya da zedelenme.. Tac Mahal'ın bulunduğu kent.
4/ Tamırat... İskambılde bır kâğu. 5/ Gıda. 6/ Tavır. davra-
nış... Türk müzığınde bır makam. 7/ Japon lirık dramı...
Şöhret... Ellı şınıklık tahıl ölçeğı. 8/ Sıcak bölgelerde yetı-
şen ve hekımlıkte ıç sürdürücü olarak kullanılan bır bitkı.
9/ Samanla karışık tahıl... En kısa zaman süresı.
İLAN
T.C.
FATSA ASLİYE HUKUK
YARGIÇLIĞI'NDAN
DosvaNo: 1996 83
Davacılar lsmaıl Özyurt \e Niebıle Özyurt tarafından
da\alı nüfus müdürlügü alevhıne mahkememize açılan
nüfus kavıt ıptalı davası nedenıvle,
Davacılardan MehmetkızıZehra'dandoğma 1933 d.lu
Nebıle Özyurt'un nüfusta ->ağ olarak gözüktüğü. açık ad-
resinın bılınmedığınden adına duruşma gününü bıldırır
teblıgat yapılamadığı \e tüm aramalara rağmen buluna-
madığından mahkememızde vapılacak olan 3.10.1996
tanhındekı duruşmasında bızzat hazır bulunmanız veya
kendınızi bır vekılle temsıl ettırmenız, duruşmada hazır
bulunmadıgınız veva vekılle temsıl edılmedığinız tak-
dirde hakkınızda \ argılama> a devam olunacağı ve durus-
manın vokluğunuzda vapılacağı ve karar verileceğı. du-
ruşma eünü ve dava dılekçesı yenne kaım olmak üzere
ılandır.'l2 7.1996
Basın: 100101