28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 AĞUSTOS 1996 PAZARTESİ 12 DIZIYAZI Sabah Gazetesi Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Kenan Sönmez hükümeti eleştirdi: Yeni yasa gazetelerin çok satmasını engelleme niyetini ortaya koyuyor Kupurden Kupona Basından Medyaya - REFAHYOL hükümetinin basın ve medyayla ilgili tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Biryandan pronıosyon tebliği çıkanlıyor, Meclis 'ten promosyonu düzenleyen yeni yasa değişikliği geçiyor, bir yaııdan toplumsaıolayları izleyen gazetecilere baskdar, polisin dayağı artıyor. SÖNMEZ - Bu hükümetin basına bakışının ho$ olmadığını göniyoruz. Aldığımız sın>aller, verdıklerı demeçler basına çok sempatık bakmadıklannı göstenyor. tktidar sorunıluluğu. Türkiye'deki hür basının iızerine gıtmenin birtakım rısklerı önümüzdeki günlerde tutumlan ne şekilde değıştirir. onu göreceğiz. Ama şu anda çok olumlu bir hava olmadığı gayet açık. Promosyon tebliği, basının bütün ilişkileri açısından baktığımızda önemsenmeyecek bir şey. Bızinı ıçın. çok satan gazeteler ıçın önemli olmasına rağmen genel basın iş ve ticaret ilişkileri açısındaıı baktığımızda yerine başka bir şeyı kovmak mümkündür. Promosyonun bir teblığle yapılamayacak hale getirilmesı, arkasmdan da >asa metniyle tamamıyla yasaklanması bize göre çok önemli degil. Bız meselevı kendi ıçımizde değerlendirdik. Bu konuda iktidarla görüşmemeye karar \erdik. Önümüzde basın-ıktidar ilişkileri açısından görüşmenıiz gerekecek basın özgürlügüyle ilgili ciddı meseleler olacağını bekliyoruz. Maddi mese)e> ı bunun önüne geçirmemek istedik. Bunu hıç tartışma konusu bıle yapmayalım dedık. (. ünkü o takdirde basınla ilgili çok önemli meselelen tartışacak zeminden. kamuoyu desteğinden yoksun kalınz diye düşünüyoruz. - Hükümetin basına karşı bu tutumuna karşı grup olarak negibi biryol izlemeyi düjünüyorsunuz? SÖN.MEZ - Sö> lendiğı gibi mesleki kısıtlamalar söz konusu olursa tepkımiz çok sert olacaktır. O konuda susmamız dıye bir şey söz konusu olanıaz. Bunu sadece bız değıl, dığer basın kuruluşlanyla birlikte yapacağız. Bunu kolayca hazmetmeyeceğimizi kendilerine bir kanaldan ilenik - Bu koalisyon hükümeti sizce basına karşı neden böyle bir tutum içine girdi? SÖNMEZ - Promosyon tebliği ve yeni kanun dışında basına karşı heniiz somut birhareketi yok Gazetecilerin dövülmesi, bundan önceki nükümetler döneminde de basının önemli sorunlanndan birisiydi. - Başbakanlık talimatıyla televizyon yayını durdurulmusına ne diyorsunuz? SÖNMEZ- Evet. Interstar'ın yayınının durdurulması somut birörnek. İJzerinde ciddi>etle durulması gereken bir nokta. Promosyon tebliğinde ıse koalisyon hükümetinin bunu yapması ıçın bir kamuoyu desteği de oldu. Biz gelışmelen gözlüyoruz. Promosyon tebliğınden sonra özellikle Anadolu'daki ticaret odalarından koalisyon hükümetine ve Sanayi Bakanhğı'na tebrikler gitmiş. Bizim basın içindeki fikir ayrılıkları, meslektaşlanmızın meseleyi iyi kavrayamamış olmaları. hadiseye tek yanlı \e bana göre yanlış bakmalan promosyon aleyhine bir kamuoyu yarattı. Sonuçta kamuoyu bu konuda koalisyon hükümetinin yanında. O yüzden de sesimizi çıkaramıyoruz. Onun dışmda çok fazla ileri gidebileceklerini sanmıyorum. Promosyonda ne ya7ik ki arkalannda bir kamuoyu desteği var. Size bir örnek vereyim. Cumhuriyet gazetesinde promosyonla ilgili bir haber çıktı. Burada diyorsunuz ki: w Promosyon, 25 aralıkta Resmi Gazete'de • vavımlanan Maliye Bakanlığı tebliğivle daha fazla özendirildi. KDV'sinin gelirier ve kurumlar vergisi matrahından düşülmesi imkânı sağlandı. Laptop bilgisavar promosyonu vapan gazetelere 65 trihonluk destek yapıldı. Bu işten devletin vergi kaybı 65 trilyon." Böyle bir şey mümkün değil. Memur ve işçi maaş zammı için kaynak aranan bir ülkede böylesıne cıddi bir gazete. devletin gelir kaybını 65 trilyon diye yanlış gösterirse çıkan tebliğe ve yasaya bizim karşı koyma şansımız olmaz. 25 aralık tebliğınden sonra biz her ay bevannamelerimizde KDV'ye muhalefet şerhi koyarak Maliye Bakanlığı'na veriyoruz. Bakanhğa haksızlık yaptıkları ıçin davaaçtık. Bu bizim. basının lehine bir tebliğ değil. Bütün gazeteler. promosyonların ICDV'sini, eğer ithal malsa gümrükte. yerli malsa satın alırken ödüyor. Cumhuriyet gibi ciddi bİT gazete böyle yazınca kamuoyu buna inanıyor. Siyasiler de yaptırımlar ıçin bu yayınlan kaynak gösterivorlar. Bizim kendi >azarlanmızdan bazılan da haksız olarak promosyonun üzerine gittiler. Yani promosvon, gazetecilere sevimli gelmedi. - Ana ürün gazete iken promosyon adına çarşaf, beyaz eşya, kahverengi eşya, tava, tencere, tabak çanak verildL Bu görünüm içinde sevimli gelmesini bekleyebilir miydiniz? Okuyucu promosyon ürünlerini almasına rağmen buna sevimli bakmadu Bir şekilde promosyonun çığınndan çıktığı, tanıtım aracıyken satış amacına dönüştüğü inancı yerleştu Buna ne diyorsunuz? SÖNMEZ-Haklısınız. ölçüsü kaçtı. Ama ^ <">ndan yararlanan okuyucu bu işten _ KENAN SÖNMEZ Yeni Asır gazetesinde 1973 ytlında spor muhabiri olarak gazeteciliğe başladı. Çeşitli servislerde çalıştıktan sonra 1979'dalzmir'de yayımlanan Ege Ekspres'in yazı işleri müdürü oldu. Rapor adlı ekonomik gazetenin yayın yönetmenliğine getirildi. Daha sonra Sabah gazeteşine geçerek genel müdür muavinliği, genel müdürlük, son olarak da başkan yardımcılığı görevlerini üstlendi. memnun. Zamanında alamama, hıç alamama gibi şikâyetleri oldu. Promosyonlu dönemin bir envanterını çıkarırsak büyük gazetelerden, ciddi promosyon organizasyonlarından okuyucunun promosyon olarak aldığı her üründen büyük maddı menfaatı var. Biz sonuçta promosyonun malıyetinı gazetenin satışından çıkanyoruz. Iddia edıldıgı gibi devletin kaynaklarını kullanarak promosyon kontrolünde devletin müdahaleci olması sevimsiz oldu. Biz bu ışi kendi ıçimızde bir uzlaşmaya vararak tüketicıyı koruyacak hale getirmemiz mümkündü. Promosyonla taksitli satışı bırbırinden ayırmak lazım. İş promosyon olarak başladı. Sonra birtakım insanlar bunu taksitli satış ve bunun için de gazeteyi kullanma > önüne çektıler. Bu da başanlı oldu. Böyle olunca o yola gırenler oldu. Bizim de bunu tercıh eden vayınlarımız oldu. P.romosyon gazetelerin daha geniş kitlelere ulaşması için bir araç oldu. Promosyon öncesi Türkiye'de toplam tirajlar 2.5-3 milyon dolayında seyrediyor, zaman zaman 2 milyonun altına bile inebiliyordu. Şimdiyse en kötü dönemde bile Türkiye'de günde beş milyon gazete satılıyor. ürünü almıyoruz. Gazetelenn promosyonla ilgilenen bölümleri son zamanlarda çok gelışti. Dolayısiyla bütün dünyada promosyon için aldıkları ürünlerin kaynaklanna dırekt ulaşabilmeye başladılar. Alımlarda önemli avantajlar oldu. Bunu okuyucuya direkt olarak yansıttıklan için de okuyucu bu işten çok yararlandı. Biz yalnız burada gazeteler olarak bir otokontrol mekanizması geliştiremedik. Promosyonun Birtakım insanlar çıktı. büyük paralar kazandılar. ama ürünleri vermediler. Verme gibi bir niyetleri olduğunu da sanmıyorum Bu yüzden basının kendi içinde birtakım kavgalar oldu Bunları kontrol etmek. zapturapta almak herhangı bir grubun gücünün dışına çıktı. Doğruyu eğnyı bırbirınden ayırmak tamamen tüketicinin sağdujusuna kaldı. - Peki, iki grup olarak kendi aranızda daha önce bu işi kontrol etmek için bir girişimde HIİUL Kömör do§tt»vor K D Mü RD a ğ ı t ı y o r u z 14 Rasımda MfLLET~TE 4 yeni teftîka m 1 Juıır tl«ti.i!*«J Mft atttau nunıu m . m.amT m» *» nm. mmm Inrt ] bulundunuz mu? SÖNMEZ - Bu tebliğden önce Doğan Grubu'na bir süre ortalığı sakınleştirdikten sonra yeni kurallarla ortaya çıkmayı teklif ettik. "Hükümet müdahalesine gerek kalmadan biz bu işi kendimiz halledelim"' dedik. Ama ne yazık kı o görüşmelerimız sırasında bu tebliğ çıktı. Bizim bunu da önceden becermemiz gerekiyordu. Evet ış çığınndan çıktı, ama bana göre tüketici promosyondan çok >ararlandı. Hükümet müdahalesi olmadan bizler, bütün sektör içinde işi sakinleştırmeyi ve belli kurallara oturtmayı becerebılseydik hem gazeteler için yararlı bir pazarlama sistemi olacaktı hem de tüketici için. Adamın bırisi çıktı. "Bcn herkesecip vereceğinı" dedi. Durumuna baktık. Gördük ki gazeteyi basacak makinesı bile yok. Gazetenin bir binası yok, hiçbir şeyi yok. Tüketici mağdur olup onu dava ettiğinde alabilecegi bir çöpü bile yok. Biz de dağıtım şirketlerinin büyük hissedarlan olarak bir araya geldik. "Bu gazeteyi dağıtmayalım" dedik. Bu, Türk basın tanhınde ilk defa oluyordu. İlk kez otokontrol mekanizması işletiliyordu Ama bunu bir tür sansür gibi alanlar da oldu. - /*/ büyük grup tekelcilikle de suçlandL., SÖNMEZ- Evet. Ama başka çaremız yoktu. Bız ışı orada durdurmasaydık binlerce ınsan son derecede mağdur olacaktı. Çünkü cip veremeyeceklerdı V'ermeleri mümkün değildı. Yıne bir başka yayın ıçın bızım dağıtım şırketı bakanhğa en az üç vazı yazdı, "Bunlann söz verdikleri promosvon ürünlerini okuvucuya verme gibi bir niveti yok. Ne yapmamız İazım" diye sordu. Bakanlık da elı kolu bağlı. bir şey vapamadı. Sonunda çareyi böyle bır tebliğ çıkarıp bu ı^ı tamamen önlemekte buldular. Bu da "en doğru iş" diye yorumlandı. Bunu bız yapsa>dık ve bellı çerçevelere oturtabilseydik son derece dısiplınlı. herkes ıçın yararlı bır iş olacaktı. - Bu tebliğ ve yasaya karşı iki büyük basın grubu olarak bir harekete girmeyi düşünüyor musunuz? SÖNMEZ - Hayır. Hükümetle yayın dışındakı meseleleri görüşmeme karanndayız. Yayınla ilgili bir yasaklama, bir yasa tasansı söz konusu olursa tabii kı gidip görüşürüz ve bunun sakıncalannı anlatınz. Başbakan'a. Başbakan Yardımcısı'na televizyon kameralanyla gıderiz, "•Yanbş vapıyorsunuz" deriz. Ama bu aşamada oniara gidip "Yanlış yapıyorsunuz" dıyerek daha sonra çıkacak haklı argümanlan yok etmek istemiyoruz. - Promosyonun tanıtım aracı olmaktan çıkıp satış amacı haline geldiği görüşü de yaygınlaşn. Buna ne diyorsunuz? SÖN.MEZ - Ben bu görüşe katılmıyorum. Cıddı gazete diye tarıf ettiğimiz gazetelerde bunun böyle olduğunu düşünmüyorum. Promosyonun amaç olduğu yayınlar olmadı değıl. Yanı herhangi bir ürünü pazarlamak ıçin bunun taşıyıcısı olarak ortaya çıkan gazeteler oldu. Ama Sabah. Yeni Yüzyıl. Hürriyet. Mıllivefte bunun olması söz konusu değil. Promosyon bu gazetelenn daha geniş kitlelere ulaşması için bir araç oldu. Promosyon öncesi Türkiye'de toplam tirajlar 2.5-3 milyon dolayında seyrediyor, zaman zaman 2 milyonun altına bıle inebiliyordu. Şimdiyse en kötü dönemde bile Türkiye'de günde beş milyon gazete satılıyor. Bu. ciddi bir büyüklük. Siz yazılannızın daha geniş kıtleler tarafından okunmasını istemez misiniz? - Diyelim ki ben geniş kitlelere ulaşan bir gazetedeyazı yazıyorum. Ama acaba o gazeteyi alan insanlar benim yazımı okuyorlar mı, yoksa sadece promosyon için mi o gazeteyi alıyorlar? SÖNMEZ- Böyle bir şey olması. okumaması mümkün değil. Mutlaka kendisını ılgılendıren bir şeyler bulup okuyacaktır. Türkıye'de promosyona karşı çıkmak yükselen değer haline gelince bu noktaya geldı. - Tanıtım aracı olarak promosyona karşı çıkılmadu Akılcı ölçülerde yapılacak promosyonu hiç kimse eleştirmedi. Ama demin de konuştuğumuz gibi, iş çığınndan çıktı... SÖNMEZ-lşin çığınndan çıkmamasını meslek kurumları sağlamalıydı. hükümet değıl. Koalisyon hükümetinin bu promosyon tebliğinde muazzam bır kamuoyu desteğine sahıp olduğunu bıliyoruz. Hem bizim meslek örgütlerinden hem bazı meslektaşlanmızdan hem Anadolu'daki ticaret erbabından ciddi destek buldular. Basın Konseyi'nin buna karşı çıktığını bıliyoruz. Basın Konseyı Başkan ı Oktay Ekşi, "Bu işi durdurun" dıye gitti, görüşmeler yaptı. Böyle bir kamuoyu desteği aldılar ve kendilerine göre son derece iyi bır iş yaptıklan inancındalar. Siz bunun altında yatan amacın. gazetelerin çığınndan çıkan promosyonunu yerine oturtmak mı sanıyorsunuz? Böyle bir şeye inanmak saflık olur. - Promosyona ciddi darbeler vuracak olan bu yasa değişikliğini nasd değerlendiriyorsunuz? SÖNMEZ- Yasa Meclis'ten yangından mal kaçınrgibı geçirildi. Meclis'teki müzakere tarzı ve bu çabukluk bunun salt tüketiciyı korumaya yönelik bir amaç taşımadığı izleniminı uyandırdı. Yasanın, sözde kültür promosyonlannı serbest bırakmasına rağmen oradaki birtakım kısıtlayıcı düzenlemelerle aslında Türkiye'de gazetelerin çok satmasını engellemeye yönelik birtakım niyetleri açığa vuruyor. Ne yazık kı bu promosyon hadisesı Türkiye'de geniş bir kamuoyunu arkasında bulduğu için basının kendi içinde de buna fazla muhalefet gelmedi. Zaten hükümet de bu işi bu akımın arkasına sığınarak yaptı. Promosyonla ilgili bu düzenleme umuyoruz kı bu hükümete ya da bundan sonrakilere basınla ilgili başka konularda özellikle yayıncılıkla ilgili konularda düzenleme yapma cesaretini vermez. Sürecek POLİTtKA VE ÖTESİ MEHMED KE>L4L Bir Zamanlardı Gam Yok... Eskı Ankara'yı bilen ve anımsayan dostlarla oturu- yoruz. Söz Üç Nal'dan açıldı. O yılların en ilginç içki evlerınden birisi. Belkı de başta ilk anımsananı. Ka- raoğlan'da. Hacıbayram'a giden sokakların birinde. Ankaralı Şinasi'nın kendi eliyle döşeyıp dayadığı bar- lı bır yer. Bilenlerin anlattığına göre, kovboy ban gibi yaylı kapısı var. Gırince fırt fırt yaylanıyor, fışt fışt ka- panıyor. Keseye göre kadınlı erkekli gidilebilecek bir yer. Kent için o yıllarda oldukça yeni. Şimdi her kent- te yüzlercesi var. Hadi yüzü çok söyledik, epeycesi var. Şinasi Nahit Berker'in sık sık gittıği bir köşe. Bir de defter açmışlar. Eline geçen bır şeyler yazıyor. Şi- nası bu yazılanlan kopya etmiş. O günden bugüne kadar kalmış. Şinasi "Matbuat Hazretlerı" adlı kita- bına çoğunu almış. Nizamettin Nazrf ile Izzet Melih Devrim şöyle yazmışlar: "lyiyi ve güzeli yapmak değıl, tasarlamak bile güç iken siz dostum, en lyiyi ve en güzeli öyle başarmış- sınız ki ben ancak beğenebılmek kudretini bulabil- dim kendimde, öperim." Nizam'/n ünlü kahkahası ve öperımı unutulmaz. Esat Mahmut Karakurt, "Ben de aynı fikırdeyim " diye onaylıyor. Yazar, gazeteci, beden eğıtımı oğretmenı Saffet Gürol'un şairliği tutmuş, döktürüyor. Konyalıya güzel derter Nizamettin'e gezer derler Genç Osman 'a gözlerini süzer deher Derler anam bana da müdür derler Bir imza daha: Kunevi Saffet Gürol. Bir onay daha seni de öperim Saffet. Bir yerde mey olur, meyhane olur da ressam Çallı olmaz mı? Şu satırları döktürür: "Üç Nal atını bulamayan Çallı 'ya Çok sevgili bir durak yendir." Ressam Ratip Tahir durur mu? O yılların en ünlü karikatürcüsüdür. Özellikle Başbakan Adnan Men- deres'in kadınsı, çıplak karikatürlerını çizer, beye- fendiyi çok kızdınr, şunları yazar: "İş dördüncü nalla bir ata kaldı, bır de meydana..." Tarihçi Reşat Ekrem Koçu'nun gamlı bir gününe gelmiş kı tadını pek alamamış: "Üç Nal'da, dertsiz, genç ve hatta haneberduş olup içmek isterdım, maalesefpek gamlı birgünüm- de misafir oldum," Haluk Nihat Pepeyi ılgınç bır kışiliktır. hem eskı po- lislerdendir hem de halk destanları yazan bir şair, iş- te iki dize: Herkesin ağzında bu bahis Üç Nal Bambaşka bır âlem pek orijınal Son Posta'nın okunan köşe yazan ismet Hulusi Imset'in şairliği tutar: • >• Hayaf uzun bir yo/sa Gençlik kısa bir şosa Üç Nal'da keyfine bak Dünya sana mı tasa? Basın-Yayın'ın en güvenilir adamı ve her taşın al- tında izi bulunan, sansür, kitap dergı toplamasıyla gözde olan Servet Isktt'in yazdıklart: "Ben çoğunu tanıdım, yerdeki paralar vaktiyle be- nim attıklanm I Nallar eskiden Macar kısraklarına çaktıklarım I Hele buradaki yüksek zevk I Dördüncü nalı kaçıran nerede" Şunu da ekleyelim: Geçmiş de bir düşmüş... 5 6 7 8 B U L M A C A SEDAT YAŞAYAS SOLDA>SAĞ\: 1/Yurdumuzdava- yımlananilkTürk- çe mızah gazetesi. 2/Halkşaın...Rıh- tım. ıskele gıbı yerlere yanaşmış gemıleregırıp çık- mak ıçın konulan köprü. 3/Çıftçılık-, te toprağı ışfeye- rek ürüne ortak olankımse... Vvla- yet.4/Bıranlatımı oluşturan sözcük ya da tümcelerın topu... Temel. esas 5/ Bır soru... Hamam.6/Buyuru- ^ cu... Fas'ın plaka ışaretı. II Klavyelı bır çalgı... Mek- ^ tup '8/ Çanakkale Boğa- 3 zı'nda. pek çok denız ka- zasının meydana geldığı burun... 0;>manlı donan- masında kullanılmış yel- kenli bır savaş gemısı. 9/ Hamurun fırına verılme- den önce dmlenmesı ıçın uzennde bekletıldığı tah- ta... Ruh. VUKARIDAN AŞAĞrVA: 1/ lngıliz L'luslar Topluluğu'na üye olan bağımsız ülkelere \enlen ad. 2/ Madenlen ergıtme... Şarkının sert bır bıçım- de \urgulandığı dısko müzık üslubu. 3/Vücutta oluşan de- rın kesık ya da zedelenme.. Tac Mahal'ın bulunduğu kent. 4/ Tamırat... İskambılde bır kâğu. 5/ Gıda. 6/ Tavır. davra- nış... Türk müzığınde bır makam. 7/ Japon lirık dramı... Şöhret... Ellı şınıklık tahıl ölçeğı. 8/ Sıcak bölgelerde yetı- şen ve hekımlıkte ıç sürdürücü olarak kullanılan bır bitkı. 9/ Samanla karışık tahıl... En kısa zaman süresı. İLAN T.C. FATSA ASLİYE HUKUK YARGIÇLIĞI'NDAN DosvaNo: 1996 83 Davacılar lsmaıl Özyurt \e Niebıle Özyurt tarafından da\alı nüfus müdürlügü alevhıne mahkememize açılan nüfus kavıt ıptalı davası nedenıvle, Davacılardan MehmetkızıZehra'dandoğma 1933 d.lu Nebıle Özyurt'un nüfusta ->ağ olarak gözüktüğü. açık ad- resinın bılınmedığınden adına duruşma gününü bıldırır teblıgat yapılamadığı \e tüm aramalara rağmen buluna- madığından mahkememızde vapılacak olan 3.10.1996 tanhındekı duruşmasında bızzat hazır bulunmanız veya kendınızi bır vekılle temsıl ettırmenız, duruşmada hazır bulunmadıgınız veva vekılle temsıl edılmedığinız tak- dirde hakkınızda \ argılama> a devam olunacağı ve durus- manın vokluğunuzda vapılacağı ve karar verileceğı. du- ruşma eünü ve dava dılekçesı yenne kaım olmak üzere ılandır.'l2 7.1996 Basın: 100101
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle